42 results on '"ÖZCAN, Faruk"'
Search Results
2. What is the Role of Enlarged Lymph Node Resection Alone in Patients With Nonseminomatous Germ Cell Tumor Who Had Stage II or III Disease?
- Author
-
Ekenel, Meltem, Keskin, Serkan, Şanli, Öner, Bavbek, Sevil, Tunç, Murat, Ander, Haluk, Özcan, Faruk, Kiliçaslan, Işin, and Başaran, Mert
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
3. Capital Market Discipline and Bank Credit Risk: The Role of Bank Ownership Structure
- Author
-
Bayram, Berat, primary, Çelik, Mustafa, additional, Kazdal, Abdullah, additional, Kılıç, Yavuz, additional, Özcan, Faruk Yücel, additional, and Yilmaz, Muhammed Hasan, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
4. The clinical impact of the COVID-19 pandemic on daily urological practice: first 3-month multicenter results from İstanbul
- Author
-
ÇAKICI, Mehmet Çağlar, primary, TEMİZ, Mustafa Zafer, additional, İPLİKÇİ, Ayberk, additional, ÖZGÖR, Faruk, additional, AKSOY, Alper Kerem, additional, ÖZER, Murat, additional, ERDEM, Selçuk, additional, ULUS, İsmail, additional, KÜÇÜK, Eyüp Veli, additional, ÖTÜNÇTEMUR, Alper, additional, DEĞİRMENCİ, Enes, additional, AYDIN, Reşat, additional, ATIŞ, Gökhan, additional, MÜSLÜMANOĞLU, Ahmet Yaser, additional, SARILAR, Ömer, additional, ÖZCAN, Faruk, additional, and YILDIRIM, Asıf, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
5. Ergenlerin Empatik Eğilimleri ile Mükemmeliyetçilik Eğilimleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
- Author
-
GÖNÜLTAŞ, Osman, AKIN, Muhammed Süleyman, UZUN, Kıvanç, and ÖZCAN, Faruk Abdullah
- Subjects
Ergenler,Empati,Mükemmeliyetçilik,Eğilim ,Education and Educational Research ,Adolescents,Empathy,Perfectionism,Tendency ,education ,Eğitim, Eğitim Araştırmaları - Abstract
Bu araştırmada lise empatik eğilimleri ile mükemmeliyetçilik eğilimleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca lise öğrencilerinin mükemmeliyetçi kişilik özellikleri ve empatik eğilimleri cinsiyet, sınıf düzeyi, algılanan anne baba tutumu gibi bazı demografik değişkenlerle incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Isparta il merkezinde bulunan Fen Lisesinde öğrenimine devam eden 241 lise öğrencisi oluşturmuştur. İlişkisel tarama modeli kullanılarak oluşturulan araştırmanın verilerinin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu, KA-Sİ Ergenler İçin Empatik Eğilim Ölçeği ve Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik kullanılmıştır. Verilerin analizinde pearson korelasyon katsayısı, ilişkisiz örneklemler t-testi, tek yönlü varyans analizi ve “Tukey testi” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ergenlerin empatik eğilimleri ile mükemmeliyetçilik eğilimleri arasında orta düzeyde pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte araştırmada lise öğrencilerinin cinsiyet açısından empatik eğilim puanları anlamlı olarak farklılaşmakta iken mükemmeliyetçi eğilim puanlarının ise anlamlı olarak farklılaşmadığı; sınıf düzeylerine göre empatik eğilim puanları arasında bulunan fark istatistiksel olarak anlamlı iken mükemmeliyetçi eğilim puanları arasında bulunan farkın ise istatistiksel olarak anlamlı olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca lise öğrencilerinin algıladıkları ebeveyn tutumlarına göre hem empatik eğilim puanları arasında hem de mükemmeliyetçi eğilim puanları arasında bulunan farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür., In this study, the relationship between high school empathic tendencies and perfectionism tendencies was analysed. Additionally, perfectionist personality traits and empathic tendencies of high school students were discussed with some demographic variables like gender, class level, and perceived parental attitude. The study group of the research were 241 high school students attending Science High School in Isparta city centre. Personal information form, CA-SI Empathic Tendency Scale for Adolescents and Multidimensional Perfectionism Scale were used. In addition, for data analysis, Pearson correlation coefficient, unrelated samples t-test, one-way analysis of variance and “Tukey test” were used. As a result of the research, it was found that there was a moderate positive relationship between empathic tendencies of adolescents and perfectionism tendencies in terms of gender equality. On the other hand, in this study, it was observed that the emphatic tendency scores of high school students differed significantly whereas the perfectionist tendency scores did not. The difference between empathic tendency scores in relation to grade levels was statistically significant, while the difference between perfectionist tendency scores was not statistically significant. Furthermore, the difference between empathic tendency scores and perfectionist tendency scores corresponding to the perceived parental attitudes of high school students was documented to be statistically significant.
- Published
- 2019
6. Sıfır İskemik Elektif Parsiyel Nefrektomide RenalFonksiyonların Açık ve Minimal Teknikler ArasındaKarşılaştırılması: Türk Üroloji Akademisi ÜroonkolojiÇalışma Grubu Çok Merkezli Parsiyel NefrektomiVeritabanı Sonuçları
- Author
-
akbulut, fatih, çakmak, sedat, SEMERCİ, MEHMET BÜLENT, TURNA, BURAK, bozkurt, yaşar, ATMACA, ALİ FUAT, CANDA, ABDULLAH ERDEM, ŞANLI, MEHMET ÖNER, turan, turgay, ERDEM, SELÇUK, SOYUPEK, ARAP SEDAT, boylu, uğur, ERTURHAN, MEHMET SAKIP, koca, orhan, HALİS, FİKRET, ÇAŞKURLU, TURHAN, ÖZCAN, FARUK, ŞAHİN, SELÇUK, and kutsal, cemil
- Published
- 2019
7. Açık ve minimal invaziv parsiyel nefrektomi tekniklerinin Trifekta analizi:Türk Üroloji Akademisi Üroonkoloji Çalışma Grubu Çok Merkezli Parsiyel Nefrektomi Veritabanı sonuçları
- Author
-
BOZKURT, YAŞAR, ATMACA, ALİ FUAT, CANDA, ABDULLAH ERDEM, ŞANLI, MEHMET ÖNER, YILDIRIM, ASIF, ÖZCAN, FARUK, SOYUPEK, ARAP SEDAT, EFİLOĞLU, ÖZGÜR, ERDEM, SELÇUK, TUĞCU, VOLKAN, KUTSAL, CEMİL, ÇAKMAK, SEDAT, SEMERCİ, MEHMET BÜLENT, TURNA, BURAK, ÇAŞKURLU, TURHAN, KOCA, ORHAN, ERTURHAN, MEHMET SAKIP, BOYLU, UĞUR, AKBULUT, MEHMET FATİH, ATEŞ, FERHAT, and HALİS, FİKRET
- Published
- 2019
8. Expression of E-cadherin in prostate cancer in formalin-fixed, paraffin-embedded tissues: correlation with pathological features
- Author
-
Köksal, İsmail Türker, Özcan, Faruk, Kiliçaslan, Işin, and Tefekli, Ahmet
- Published
- 2002
- Full Text
- View/download PDF
9. Açık ve minimal invaziv parsiyel nefrektomi tekniklerinin Trifekta analizi: Türk Üroloji Akademisi Üroonkoloji Çalışma Grubu Çok Merkezli Parsiyel Nefrektomi Veritabanı sonuçları (27.Ulusal Üroloji Kongresi-En İyi Bildiri Ödülü)
- Author
-
KUTSAL, CEMİL, ÇAKMAK, SEDAT, SOYUPEK, ARAP SEDAT, SEMERCİ, MEHMET BÜLENT, TURNA, BURAK, BOZKURT, YAŞAR, ATMACA, ALİ FUAT, CANDA, ABDULLAH ERDEM, ŞANLI, MEHMET ÖNER, EFİLOĞLU, ÖZGÜR, ERDEM, SELÇUK, ATEŞ, FERHAT, BOYLU, UĞUR, TUĞCU, VOLKAN, AKBULUT, FATİH, ÇAŞKURLU, TURHAN, HALİS, FİKRET, KOCA, ORHAN, ERTURHAN, MEHMET SAKIP, YILDIRIM, ASIF, and ÖZCAN, FARUK
- Published
- 2018
10. Renal biyopsinin tanısal doğruluğu ve final patoloji ile uyumu
- Author
-
SEMERCİ, MEHMET BÜLENT, BOZKURT, YAŞAR, CANDA, ABDULLAH ERDEM, ATMACA, ALİ FUAT, ÇAKMAK, SEDAT, KUTSAL, CEMİL, TURNA, BURAK, YILDIRIM, ASIF, ŞANLI, MEHMET ÖNER, ÖZCAN, FARUK, ÇAŞKURLU, TURHAN, HALİS, FİKRET, ATEŞ, FERHAT, KOCA, ORHAN, ERTURHAN, MEHMET SAKIP, BOYLU, UĞUR, ŞAHİN, SELÇUK, AKBULUT, MEHMET FATİH, SOYUPEK, ARAP SEDAT, TURAN, TURGAY, and ERDEM, SELÇUK
- Published
- 2018
11. INFRARENAL INFERIOR VENA CAVA CANNULATION DURING THE RESECTION OF RENAL TUMORS EXTENDING INTO THE RIGHT HEART – NO NEED FOR HYPOTHERMIC TOTAL CIRCULATORY ARREST
- Author
-
Uğurlucan, Murat, primary, Erdem, Selçuk, additional, Öztaş, Didem Melis, additional, Sungur, Zerrin, additional, Erginel, Başak, additional, Ekiz, Feza, additional, Şanlı, Öner, additional, Özcan, Faruk, additional, Ander, Ali Haluk, additional, Nane, İsmet, additional, and Alpagut, Ufuk, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
12. Clinical and molecular genetic findings of a patient with fucosidosis: A case report
- Author
-
ÖZCAN, FARUK, YEŞİL, GÖZDE, ÖZCAN, İLKNUR, ŞENEL, ŞÜKRİYE NESLİHAN, and YEŞİL, Gözde
- Subjects
A case report-, 23rd Global Dentists and Pediatric Dentistry Annual Meeting, 17 - 18 July 2017 [ÖZCAN F., YEŞİL G., ÖZCAN İ., ŞENEL Ş. N. , -Clinical and molecular genetic findings of a patient with fucosidosis] - Published
- 2017
13. ERGENLERİN İNTERNET BAĞIMLILIĞI DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ.
- Author
-
GÖNÜLTAŞ, Osman, UZUN, Kıvanç, AKIN, Muhammed Süleyman, and ÖZCAN, Faruk Abdullah
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
14. THE PRESENCE OF HYDRONEPHROSIS IN STAGING BLADDER CANCER: AN OMINOUS SIGN
- Author
-
Köksal, Türker, Orhan, İrfan, Tefekli, Ahmet, Usta, Mustafa, Erdoğru, Tibet, and Özcan, Faruk
- Subjects
urologic and male genital diseases - Abstract
Objective: We investigated whether the presence of unilateral or bilateral upper tract obstruction could accurately predict advanced cancer stage.Methods: Six hundred and ten patients with bladder cancer entered into the tumor registries of our institutions between January 1990 and December1994. The median patient age was 64 years (range 35 to 80). A total 75 (12%) patients had unilateral or bilateral hydronephrosis on an IVP at the time of initial diagnosis of the bladder cancer. Preoperative screening included physical examination, chest radiograph, complete blood count, blood urea nitrogen, creatinin, electrolyte analysis and IVP. Furthermore, patients were usually evaluated by bone scan and computerized tomography (CT). The diagnosis of transitional cell carcinoma was made by cystoscopy and transurethral resection of the tumor. Staging transurethral resection was done in all cases.Results: During a 5-year period 75 of 610 patients with carcinoma of the bladder had ureteral obstruction on excretory urography at the time of the initial diagnosis. Preoperative IVP revealed unilateral and bilateral hydronephrosis in 55 (73%) and 20 (27%) patients, respectively. Pathological staging revealed predominantly pT1 lesions for patients with unilateral obstruction. There were 30 (55%) patients with pT1, 10 (18%) with pT2, and 15 (27%) with pT3. Pathological staging revealed predominantly pT2 lesions for patients with bilateral obstruction. Pathological stage was pT2 in 10 (50%) cases, pT3 in 5 (25%), and pT4 in 5 (25%).Conclusion: IVP can be used in staging because hydronephrosis may Indicate the presence of amuscle-invasive bladder cancer, especially, bilateral hydronephrosis was strongly associated with advanced stage disease.Key Words: Bladder cancer, excretory urography, clinical stage, pathological stage, transurethral resection.
- Published
- 2016
15. VAJİNAL EVİSERASYON: KADINDA RADİKAL SİSTEKTOMİ SONRASI GÖRÜLEN NADİR KOMPLİKASYON
- Author
-
KANDIRALI, Engin, TEFEKLİ, Ahmet, and ÖZCAN, Faruk
- Abstract
Literatürde, kadın radikal sistektomi serileri artan sıklıkla bildirilmesine rağmen, geç dönem komplikasyonu olarak vajinal eviserasyondan fazla bahsedilmemektedir. Burada, radikal sistektomiden 8 ay sonra oluşan vajinal eviserasyon vakası bildirilmiştir.Anahtar Kelimeler:: Radikal sistektomi, Kadın, Vajinal eviserasyon
- Published
- 2015
16. Diabetes mellitus is the only independent predictor of both postoperative and long term renal functions in elective laparoscopic partial nephrectomy with limited or overextended warm ischemia.
- Author
-
Erdem, Selçuk, Böyük, Abubekir, Verep, Samed, Tefik, Tzevat, Özcan, Faruk, Nane, İsmet, and Şanlı, Öner
- Subjects
KIDNEY physiology ,AGE distribution ,CANCER patients ,CHRONIC kidney failure ,CONVALESCENCE ,DIABETES ,GLOMERULAR filtration rate ,ISCHEMIA ,LAPAROSCOPIC surgery ,KIDNEY failure ,RISK assessment ,ELECTIVE surgery ,RETROSPECTIVE studies ,NEPHRECTOMY - Abstract
Objective: To investigate the predictive factors of renal functional change at postoperative period and at last follow-up in patients undergoing elective and clamped laparoscopic partial nephrectomy (LPN) with limited (≤20 minutes) and overextended (≥40 minutes) warm ischemia time (WIT). Material and methods: From our prospectively collected LPN database, elective and warm ischemia-applied LPNs were retrospectively analyzed in two groups: limited (n=55, Group 1, WIT≤20 minutes) and overextended (n=28, Group 2, WIT≥40 minutes) WITs. Preoperatively, estimated glomerular filtration rate (eGFR) was ≥60 mL/min/1.73 m2 in all patients. Demographic, clinical, perioperative and renal functional parameters were compared between two groups. Age, diabetes mellitus (DM), pathological tumor size, preoperative eGFR and WIT were used in multivariable analyses to investigate the independent predictors of de novo Stage 3 or greater chronic kidney disease (CKD) (eGFR<60 mL/min/1.73m2) at postoperative period and at the last follow-up. Results: Preoperative (p=0.009) and pathological (p=0.011) tumor size, PADUA (p=0.001) and R.E.N.A.L. Nephrometry (p=0.006) scores and operative time (p<0.001) were significantly higher in Group 2. Preoperative eGFR (86 vs. 88 mL/min/1.73 m2, p=0.328) was similar between two groups. In postoperative period, compared to Group 1, decreased eGFR (86 vs. 62.5 mL/min/1.73 m2, p<0.001) and percent preserved eGFR (97.2 vs. 77.2%, p<0.001) were found in Group 2. After median follow-up of 33 and 30 months (p=0.732) for Groups 1 and 2, respectively, eGFR at the last follow-up (84 vs. 80.0 mL/min/1.73 m2, p=0.347) and percentage preserved eGFR at last follow-up (97.7 vs. 92.5%, p=0.806) were similar between two groups. Overextended WIT (≥40 minutes), preoperative decreased eGFR (<77.5 mL/min/1.73m2) and DM were the independent predictors of de novo Stage 3 or greater CKD at postoperative period, while DM and age were the predictors of de novo Stage 3 or greater CKD at the last follow-up. Conclusion: Overextended WIT (≥40 minutes) caused significant postoperative renal functional loss in elective LPN but this functional loss recovers at long term follow-up. However, diabetes mellitus is the only predictor of renal functional loss both in the postoperative period and at the last follow-up. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
17. Tüm tartışmaların odağı okul : 4+4+4 imam-hatip
- Author
-
Özcan, Faruk and Özcan, Faruk
- Subjects
- Education-- Turkey, Egitim--Türkiye
- Published
- 2012
18. Impact of ureteral access sheath force of insertion on ureteral trauma: In vivo preliminary study with 7 patients.
- Author
-
Tefik, Tzevat, Buttice, Salvatore, Somani, Bhaskar, Erdem, Selçuk, Oktar, Tayfun, Özcan, Faruk, Koçak, Taner, Nane, İsmet, and Traxer, Olivier
- Subjects
URETHRA ,KIDNEY stones ,URETEROSCOPY ,LONGITUDINAL method ,SURGICAL stents ,SURGICAL complications ,PREOPERATIVE period ,IN vivo studies ,EQUIPMENT & supplies ,SURGERY ,WOUNDS & injuries - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Trauma & Emergency Surgery / Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
19. The association between variant urothelial histologies, pathological stage and disease specific survival in patients with bladder cancer.
- Author
-
Böyük, Abubekir, Şanlı, Öner, Erdem, Selçuk, Tefik, Tzevat, Özcan, Faruk, Özlük, Yasemin, Kılıçarslan, Işın, and Tunç, Murat
- Subjects
AGE distribution ,CANCER patients ,BLADDER tumors ,CHI-squared test ,SURGICAL excision ,FISHER exact test ,HISTOLOGY ,LYMPH node surgery ,MULTIVARIATE analysis ,SEX distribution ,SURVIVAL analysis (Biometry) ,TUMOR classification ,TREATMENT effectiveness ,PROPORTIONAL hazards models ,RETROSPECTIVE studies ,KAPLAN-Meier estimator ,CYSTECTOMY ,EARLY detection of cancer ,LOG-rank test ,MANN Whitney U Test ,PROGNOSIS ,TUMOR treatment - Abstract
Objective: We aimed to compare the oncological outcomes of patients with variant urothelial histologies (VH) with pure urothelial histology (PUH) in bladder cancer (BC) patients. Material and methods: This study includes 223 patients who underwent radical cystectomies (RCs) between September 2006 and July 2016 with complete follow-up data A retrospective screening was performed to identify the patients with PUH and VH. The primary outcomes of interest were pathological stage of disease at RC and disease-specific survival (DSS). For comparison of categorical variables, Fisher's exact test and Pearson chi-square and for continuous variables Wilcoxon rank-sum and Mann-Whitney U tests were used. Kaplan-Meier (KM) method was used for survival analysis and log-rank test was used for comparison of survival rates. Predictors of survival were detected with mulitivariable Cox-proportional hazards model including the variables such as gender, age, existence of VH, lymph node dissection (LND) type and pathological stage of the disease. Results: A moderate-degree correlation was detected between VH and pathological stages of RC (r=0.45, p<0.001). In PUH group, 39 (25.8%) of 151 patients died after a median follow-up of 20 (0-107) months; whereas 37 (51.4%) of 72 patients with VH died after a median follow-up of 16.5 (0-104) months (p<0.001). In terms of pathological stage, the number of patients with PUH and VH were at stages pT0-2 (n=100; 66.2% vs. n=19; 26.4%), pT3-4 (n=35; 23.2% vs. 38; 52.8%, and in 16 (10.6%) and 15 (20.8%) patients with LN positivity, respectively (p<0.001). KM survival analysis revealed a significantly decreased DSS in patients with VH compared to PUH (p<0.001). Meanwhile, pathological disease stage and existence of VH were found to be associated with decreased DSS in the multivariate model. Conclusion: The present study revealed that VH is associated with advanced pathological tumor stage at RC and decreased DSS compared to patients with PUH in patients with BC. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
20. Türkçe yazım ve noktalama becerileri kazandırma bakımından 4. ve 5. sınıf öğrenci çalışma kitaplarındaki öğrenci çalışmalarının incelenmesi
- Author
-
Özcan, Faruk Abdullah, Çiçek, Ali, and İlköğretim Ana Bilim Dalı
- Subjects
Turkish lesson ,Punctuation marks ,Turkish teaching ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Primary education students ,Spelling ,Curriculum ,Primary education ,Writing skills ,Workbooks ,Hand kerchief - Abstract
Milli Eğitim Bakanlığı, yaptığı çalışmalar sonucunda Türkçe Programını 2005 yılında yenilemiştir. 1.-5. sınıflar için hazırlanan programın pilot uygulaması 2004-2005 Öğretim yılında yapılmış, bu program 2005-2006 yılından itibaren tüm okullarda uygulanmaya başlanmıştır.Programda, yapılandırmacı yaklaşıma bağlı olarak birçok yenilik de beraberinde gelmiştir. Bu yeniliklerin en başında öğrenci kitaplarında yapılan yenilikler yer almaktadır. Önceki öğretim programı öğrencilerin sadece derslerde takip ettikleri kitaplar bulunmaktaydı. Ders içindeki yapılan etkinlik ve alıştırmalar öğretmenlerce uygun görülen defterlere yapılmaktaydı. Defterler bittiği zaman yenisi alındığı için sonraki konuların işlenmesi ile önceki konular arasında verimli bir bağlantı sağlanamamaktaydı. Yeni müfredatla ders kitaplarının yanında öğrenci çalışma kitapları da verilmekte, böylelikle öğrencinin defter kullanımı ihtiyacı ortadan kalkmaktadır. Son yapılan değişiklikle bazı sınıfların ders kitapları ile çalışma kitapları bir arada verilmiş, kitaplar dönemlik kullanım haline getirilmiştir. Böylelikle öğrenciler için bir kolaylık sağlanmaya çalışılmıştır.Bu çalışmanın amacı, 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin Türkçe dersi çalışma kitaplarını yazım ve noktalama becerileri kazandırmak bakımından incelemektir. Bu çalışma için belirlenen öğrenci çalışma kitapları, Ağrı ili Taşlıçay ilçesine bağlı: Merkez Yavuz Selim İlköğretim Okulu, Merkez Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu, Merkez Atatürk İlköğretim Okulu, Merkez Yatılı İlköğretim Bölge Okulu, Şehit Uzm. Çavuş Hüseyin Kaya Köy İlköğretim Okulu, Yardımcılar Köy İlköğretim Okulu ve Geçitveren Köy İlköğretim Okulunda öğrenim gören öğrencilerin çalışma kitaplarından seçilmiştir. Bu çalışma için 76 öğrencinin çalışma kitabı incelenmiştir. İncelenen kitapların 35'i 4. sınıftan, 41'i de 5. sınıftan seçilmiştir. İnceleme aşamasında her öğrencinin kitabına bir numara verilerek yanlış kullanımlar belirtilmiştir.Tespit edilen yanlışlıklardan yola çıkarak, kaynakçada belirtilen kaynaklardan doğrudan faydalanılarak yeni programın uygulanmasında meydana gelen aksaklıklar ortaya çıkarılmaya çalışılmış ve bu konuyla ilgili önerilerde bulunulmuştur.Anahtar Sözcükler: Yazım, noktalama, öğrenci, beceri, çalışma kitabı The Ministry of National Education refreshed the Turkish Programme as a result of his studies in 2005. Pilot application programme for 1-5 classes is made in 2004-2005 and this programme is applied in all schools from the years of 2005-2006.In this programme, depending on the contstructiuist approach lots of improvements appeared. First of all, there, is some improvements on students? books. In previous curriculum, there is books which are only followed by the students in lessons. Activities and exercises are done on notebooks which are seen appropriate by the teacher when the notebooks finished. There can be no efficient link between the previous and next topics because of buying new notebooks. With the new curriculum, the students are given students wokbooks with student? books, so there is no need using notebooks fort he students. With the lastest change, the students? book and students? workbooks of some classes are given together and these books have been integrated into term of use, so ahelp is provided fort he students.The aim of this study is examining the students Turkish workbooks of forth and fifth classes in terms of spelling and punctunation skills. The wokbooks fort his work, in Taşlıçay Ağrı: Yavuz Selim Primary School, Mehmet Akif Ersoy Primary School, Atatürk Primary School, Regional Primary Boarding School, Şehit Uzman Çavuş Hüseyin Kaya Village Primary School, Yardımcılar Village Primary School and Geçitveren Village Primary School?s some students? workbooks are chosen. For this study, 76 workbooks of students are chosen. 35 of this workbooks from forth class and 41 of this workbooks from fifth class are chosen. İncorrect usages during examining .By thinking the errors, the hitches are tried to be appeared while applying new programme by using direct or indirect benefit of sources and new suggestions are givenrelated to his topic.Key words: Spelling, punctuation, student, skill, wokbook 163
- Published
- 2012
21. Testicular epidermoid cyst
- Author
-
Çakiroglu, Basri, primary, Sönmez, NurettinCem, additional, Sinanoğlu, Orhun, additional, Ateş, Lora, additional, Aksoy, SüleymanHilmi, additional, and Özcan, Faruk, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
22. The association of serum PSA levels and histopathological criteria with positive surgical margin in radical retropubic prostatectomy
- Author
-
Kandıralı, Engin, Armağan, Abdullah, Özcan, Faruk, Esen, Tarık, Aras, Necdet, BAİBÜ, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, and Kandıralı, Engin
- Subjects
Prostat Spesifik Antijen ,Gleason Skoru ,Cerrahi Sınır ,Prostat Kanseri ,Prostate Cancer ,Gleason Sum ,Surgical Magrin ,Prostate-Specific Antigen ,urologic and male genital diseases - Abstract
Çalışmanın amacı açık radikal retropubik prostatektomi (RRP) öncesi serum PSA düzeyi ve Gleason skorunun ameliyat sonrası cerrahi sınır pozitifliği üzerine olan etkisini incelemektir. Çalışmamıza sinir koruyucu olmayan açık radikal retropubik prostatektomi ve iki taraflı lenfadenektomi uygulanan ve ameliyat öncesi ve sonrası patoloji değerlendirmesi kliniğimizde yapılan 259 hasta alındı. Ameliyat öncesi PSA düzeyi, biyopsi Gleason skoru, ameliyat sonrası Gleason skoru, histopatolojik evre ile cerrahi sınır pozitifliği arasındaki ilişki incelendi. Tüm hasta grubunda cerrahi sınır pozitifliği %21,2 idi. Cerrahi sınır pozitifliği evre pT2, pT3a, pT3b ve pN1’de sırasıyla %2,6 (3), %26,7 (27), %50 (16) ve %69,2 (9) olarak bulundu. Ameliyat öncesi serum PSA düzeyi 10 ng/ml ve altında olan hastalarda CS pozitifliği %16,7, üstünde %27,6 idi (p
- Published
- 2008
23. Mesanenin ürotelyal hücreli kanserlerinde fokal skuamöz ve glandüler diferansiyasyon ile yaygın skuamöz ve glandüler diferansiyasyonun klinik önemi
- Author
-
Erdemir, Fikret, Uluocak, Nihat, Tunç, Murat, Özcan, Faruk, Esen, Tarık, Kılıçaslan, Işın, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Radyoloji, Nükleer Tıp, Tıbbi Görüntüleme ,Solunum Sistemi ,Tıbbi Laboratuar Teknolojisi ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Anestezi ,Onkoloji - Abstract
Mesane kanserleri içinde en sık görülen histolojik tip %90-95 oranı ile ürotelyal hücreli kanserlerdir. Mesanede ürotelyal hücreli kanserlerle farklı histolojik diferansiyasyon gösteren tümörler olabilmektedir. Hücreler arası köprüleşme ve keratinizasyon ile karakterize olan skuamöz diferansiasyonlar ürotelyal hücreli kanserlerin %10 ile %20’sinde bulunabilmektedirler. Glandüler diferansiyasyonlar ise daha az sıklıkta görülmektedirler. Bu çalışmada mesanenin ürotelyal hücreli kanserli hastalarında fokal ve yaygın skuamöz/glandüler diferansiasyonun tanı sırasında evre, tümör derecesi ve sağkalıma olan etkisini değerlendirdik. Şubat 1998 ve Aralık 2005 tarihleri arasında transüretral tümör rezeksiyonu yapılan 236 ürotelyal kanserli hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalar 2 gruba ayrıldı. Grup 1: fokal skuamöz ve glandüler diferansiyasyon gösteren tümörlü hastalar, grup 2’de yaygın skuamöz ve glandüler diferansiyasyon gösteren tümörlü hastalardan oluştu. İki grup arasındaki evre, derece ve sağkalım oranları karşılaştırıldı. Hastalar ameliyat öncesi ayrıntılı öykü, fiziksel inceleme, rutin biyokimyasal ve hematolojik tetkikler, üriner ultrasonografi, abdominopelvik tomografi, akciğer grafileri ve sistoskopi ile değerlendirildiler. Hastaların ortalama yaş ve ortalama izlem süreleri sırasıyla 65.46±10.4 (36-81) yıl ve 45.17±13.8 (6-71) ay idi. Transüretral olarak rezeksiyon yapılan 236 mesane tümörlü hastanın 37 (%15.7)’sinde skuamöz ya da glandüler diferansiyasyon bulunmaktaydı. Bu hastalar içersinde 25 hastanın (grup 1) fokal skuamöz diferansiyasyonu ve 12 hastanın (grup 2) ise yaygın skuamöz diferansiyasyonu bulunmaktaydı. Yüzeyel ve invaziv tümör oranları grup 1’de %72 (n=18) ve %28 (n=7) iken grup 2’de %8.3 (n=1) ve %91.7 (n=11) olarak tespit edildi (p0.05). In multivariate analysis squamous and/or glandular differentiation was not a independent prognostic factor on survival (p>0.05). Moreover, multivariate analyses have shown that mortality rate of tumors with widespread squamous differentiation is seven times greater than that of tumors with focal squamous differentiation. Conclusion: There was a significant difference between bladder tumors with focal and widespread squamous and/or glandular differentiation with regard to clinical stage and tumor grade. Although squamous and glandular differentiation are not accepted as independent prognostic variables based on the results of multivariate analyses, mortality rate of tumors with widespread squamous differentiation is seven times greater than that of tumors with focal squamous differentiation
- Published
- 2008
24. Radikal sistektomi sonrası patoloji spesimeninde saptanan mesanenin üroteliyal olmayan kanserlerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Erdemir, Fikret, Uluocak, Nihat, Tunç, Murat, Özcan, Faruk, Esen, Tarık, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Üroloji ve Nefroloji ,Gastroenteroloji ve Hepatoloji ,Tıbbi Laboratuar Teknolojisi ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Anestezi ,Onkoloji - Abstract
Mesane tümörleri içinde en sık görülen histolojik tip ürotelyal hücreli kanserlerdir. Mesanenin ürotelyal olmayan kanserleri ise daha agresif davranışlı ve nadir görülen tümörlerdir. Ürotelyal hücreli olmayan mesane kanserleri tüm mesane tümörlerinin %5 ile %7'sini oluşturmakta olup, bunlar içinde skuamöz hücreli kanserler %3, adeno kanserler %2, indiferansiye kanserler %1 oranında görülürken çok küçük bir oranda da küçük hücreli kanser ve lenfoma gibi patolojiler bulunmaktadır. Biz bu çalışmada, radikal sistektomi operasyonu sonrası mesanenin ürotelyal hücreli olmayan hastalarına ait patolojik tanı, tedavi sonuçları ve hastalığın seyirlerini değerlendirdik. 1998 ve 2003 yılları arasında mesanenin primer invaziv tümörleri nedeni ile radikal sistektomi ameliyatı geçiren 159 hasta çalışmaya alındı. Radikal sistektomi ameliyatı geçiren 159 hastanın 144 (%90.57)'ünde ürotelyal hücreli kanser bulunurken 15 (59.43) hastada mesanenin ürotelyal hücreli olmayan kanserleri vardı. Hastalar ayrıntılı öykü, fizik muayene, idrar sitolojisi, üriner sistem ultrasonografisi veya intravenöz piyelografi, abdominopelvik bilgisayarlı tomografi, sistoskopi ve gerektiğinde kemik sintigrafileri ile değerlendirildiler. Klinik ve patolojik evreleme 2002 yılındaki TNM (Tümör, lenf nodu, metastaz) sistemine göre yapılırken histolojik derecelendirme de 1973 yılındaki WHO (Dünya Sağlık Örgütü) değerleri esas alındı. Hastaların ortalama yaş ve ortalama takip süreleri sırası ile 65.45 (16-74) yıl ve 12.73 (5-29) ay olarak saptandı. Patolojik tanı 8 hastada skuamöz hücreli kanser, 4 hastada adenokarsinom, 2 hastada küçük hücreli kanser ve bir hastada da rabdomiyosarkom şeklinde idi. Tanı sırasında 6 (%40) hasta pT2a, 5 (%33.33) hasta pT2b, 3 (%20) hasta pT3a ve bir (%6.66) hastada da pT3b evresinde tümör bulunmaktaydı. Radikal sistektomi ameliyatı sonrası hastaların evrelere göre dağılımı 2 (%13.33) hastada pT2a, 3 (%20) hastada pT2b, 5 (%33.33) hastada pT3a, 4 (%26.66) hastada pT3b ve 1 (%6.66) hastada da pT4 şeklinde idi. Takipler sırasında bütün hastaların primer hastalığa bağlı olarak kaybedildiği görüldü. Hastaların tamamında sigara içimi öyküsü vardı ve 14 (%93.33) hasta makroskobik hematüri yakınması ile kliniğimize başvurdu. Çalışmamız, mesanenin ürotelyal olmayan kanserlerinin hastalığın seyri son derece kötü ve agresif tümörler olduğunu göstermektedir. Sağkalımı arttırmada erken tanı ve radikal cerrahi tedavi oldukça önemlidir. Ancak bu hastalarda radikal cerrahi tedavilere rağmen sağkalımların kısa olabileceği daima göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle bu hastalar çok yakından takip edilmelidirler. Introduction: Urothelial cell carcinoma is the most common histopathologic type of bladder tumors. Non-urothelial cell carcinomas of the bladder are uncommon and aggressive tumors. Non-urothelial-cell carcinoma of the bladder represents only 5% to 7% of all bladder tumors, comprising about 3% of squamous-cell carcinomas, 2% of adenocarcinomas, 1% of undifferentiated carcinomas and a smaller percentage of minor histologies such as small-cell carcinomas and lymphomas. In this study, we evaluated the pathologic diagnosis, treatment outcomes and prognosis of non-urothelial cell carcinoma cases after radical cystectomy. Materials and Methods: Between 1998 and 2003, 159 patients with primary invasive tumor of the bladder who underwent radical cystectomy were enrolled into this study. Within the total 159 radical cystectomy patients, histologically 144 (90.57%) were conventional urothelial carcinoma and 15 (9.43%) were tumors with non-urothelial cell carcinoma. All patients were evaluated with detailed history, physical examination, urinary cytology, urinary ultrasonography or intravenous urography, computerized tomography, cystoscopy and also with bone scanning if indicated. Clinical and pathological staging was done according to 2002 TNM classification and histological staging was performed according to classification of WHO (World Health Organization, 1973). Results: The mean age and the mean follow-up period of the patient were 65.45 (range 16-74) years and 12.73 (range 5-29) months, respectively. The pathologic diagnosis was squamous cell carcinoma in 8 patients, adenocarcinoma in 4 patients, small cell carcinoma in 2 patients and rhabdomyosarcoma in one patient. Six patients (40%) had Stage pT2a disease, 5 patients (33.33%) had Stage pT2b disease, 3 (20%) patients had stage pT3a disease and only one patient (6.66%) had Stage pT3b disease at the time of diagnosis. After the radical cystectomy operation tumors were staged as pT2a in two patients (13.33%), pT2b in 3 patients (20%), pT3a in 5 patients (33.33%), pT3b in 4 (26.66%) patients and pT4 in one patient (6.66%). All of the patients were lost in follow up period due to primary disease. All patients had a history of cigarette smoking, and 93.33% (n=14) presented with hematuria. Conclusion: Our study shows that non-urothelial cell carcinoma of the urinary bladder is aggressive and the overall prognosis of this tumor is extremely very poor. Early diagnosis and radical surgery are the only options available to increase life expectancy for these patients. But poor prognosis and short survival time of these patients should be kept in mind although radical surgical treatments were performed. For this reason these tumors should be followed-up closely.
- Published
- 2006
25. Faaliyet tabanlı maliyetleme ve tıbbi laboratuvar uygulaması
- Author
-
Özcan, Faruk, Erden, Selman Aziz, and İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
İşletme ,Business Administration - Abstract
Bu çalışmada özellikle son yıllarda birçok ülkede yaygın olarak kullanılanfaaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi açıklanmaya çalışılmıştır. Yöntemin daha iyianlaşılabilmesi için ilk olarak maliyet ve maliyet ile ilgili kavramlara değinilmiş, dahasonra faaliyet tabanlı maliyetleme yöntemi genel olarak açıklanmıştır. Sonraki bölümdeise hizmet sektörü, hizmet sektörünün bir kolu olarak sağlık sektörü, bu sektörlerinüretim sektöründen farklılıkları ve sağlık sektöründe faaliyet tabanlı maliyetlemekonularında bahsedilmiştir. Çalışmamın son bölümünde ise faaliyet tabanlı maliyetlemeyönteminin bir tıbbi laboratuvarda uygulanmasına yer verilmiştir. In this study, activity-based costing method, which has been used widespreadly inmany countries, has been tried to explain. Firstly, cost and the concept related to thecost notion were being mentioned to understand be easily. And after that, activity-basedcosting method was being generally explained. In the next chapter, service sector, healthsector as a department of service sector, differences of these sectors from manufacturingsector and activity-based costing subject in health sector were being mentioned. The lastchapter of my study consists of application of activity-based costing method to a medicallaboratory. 109
- Published
- 2006
26. Socio-ideologic and symbolic view of organized religious education in Turkey, example of Imam-hatip schools
- Author
-
Özcan, Faruk, Mermutlu, Mehmet Bedri, Sosyoloji Ana Bilim Dalı, Mermutlu, Bedri, and Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Sosyoloji Anabilim Dalı/Kurumlar Sosyolojisi Bilim Dalı.
- Subjects
İmam hatip schools ,Sociology ,Din eğitimi ,Symbol ,İmam hatip liseleri ,Sembol ,İdeoloji ,Ideology ,Sosyoloji ,Religious education - Abstract
Sosyoloji Anabilim DalıKurumlar Sosyolojisi Bilim DalıSosyo-İdeolojik ve Sembolik Yönüyle Türkiye'de Örgün Din Eğitimi :İmam-Hatip Liseleri ÖrneğiFaruk Özcan(Yüksek Lisans)Bu çalışmada İmam Hatip Lisesinin günümüzde bir sorun olmasının sosyo-ideolojikve sembolik temelleri ve İHL konusunda kalıcı bir çözüm için gerçekçi hareket noktalarınıntespit edilmesi amaçlanmaktadır.Bu okullarla ilgili bugüne kadar yapılan bir çok çalışmada konunun adı yanlış birşekilde ?İHL sorunu? olarak ortaya konulmaktadır. Ancak ülkemizde bu şekilde basit bir?İHL sorunu? yoktur. Türkiye'de din eğitiminin hem din görevlilerinin yetiştirilmesi hem dehalkımızın bir kesiminin din öğretimi taleplerini tatmin ederken halkımızın bir diğerkesiminin bu konuyla ilgili makul endişelerini de gözetecek şekilde karşılayabilme sorunuvardır. İHL de bu sorunun sadece bir parçasıdır. Bu noktanın İHL konusunun hak ettiğigenişlikte tartışılmasına olanak sağlayabileceği düşünülmektedir.Bu çalışmada İHL'nin ?fakir öğrencilere okuma olanağı sağladığı? iddiasının abartılıolduğu ancak İHL'nin ?kız öğrencilere okuma olanağı sağladığı? iddiasının doğru olabileceğisaptanmıştır. Ayrıca İHL'nin isteğe bağlı din öğretiminin alınabileceği bir eğitim kurumuolarak görülmesi nedeniyle teknik olarak kapasitesini aştığı görülmüştür. Bu bulgulardan yolaçıkarak bir çözüm için gerçekçi hareket noktalarının (ortaöğrenimdeki) ?türban/başörtüsü?sorunu ile ?isteğe bağlı din öğretimi? konularında İHL dışında alternatiflerin yaratılmasıolarak görülmüştür.Danışman: Yard. Doç. Dr. Bedri Mermutlu Sayfa Sayısı: ABSTRACTSocio-Ideologic And Symbolic View Of Organized Religious Education In Turkey ,Example Of Imam-Hatip SchoolsIn this study it is aimed to determine socio-ideological, and symbolic bases of Imam-Hatip Schools? being a contemporary problem and to determine realistic starting points for apermanent solution for Imam Hatip Schools issue.At lots of studies about these schools the issue was misnamed ?the problem of Imam-Hatip schools?. But in our country there is not a simple Imam-Hatip Schools problem. Theproblem is with the religious-education in Turkey, providing training imams-preachers andeffectively dealing with some public demand for religious education as well as effectivelydealing with the other public demand for reasonable concerns about this issue. And ImamHatip Schools are only a part of this problem. It is thought that this point of view can make itpossible to discuss the Imam-Hatip Schools issue as wide as it deserts.In this study it is determined that the claim of Imam-Hatip Schools enabling poorstudents to educate is exaggerated but the claim of Imam-Hatip Schools enabling girl studentsto educate can be true. And it is also seen that as an optional religious-education instution,Imam-Hatip Schools exceeded their capasity technically. Using these indications it isdetermined that realistic starting points are ?turban/scarf problem? (at secondary education)and creating alternatives for ?optional religious-education? except Imam-Hatip Schools.Keywords : İmam Hatip Schools, Religious Education, Ideology, Symbol.IV 118
- Published
- 2006
27. Mesanenin sarkomatoid kanseri
- Author
-
Erdemir, Fikret, Uluocak, Nihat, Tunç, Murat, Özcan, Faruk, Gökçe, Özgür, Kılıçaslan, Işın, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Radyoloji, Nükleer Tıp, Tıbbi Görüntüleme ,Üroloji ve Nefroloji ,Tıbbi Laboratuar Teknolojisi ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Anestezi ,Onkoloji - Abstract
Mesane kanserlerinin büyük bir kısmı (%95-98) ürotelyal hücreli kanserdir. Sarkomatoid mesane tümörleri oldukça ender olup tüm mesane kanserlerinin yaklaşık %0.3’ünü oluşturmaktadırlar. Bu tümörlerdeki etiyoloji ve klinik davranışlar tam olarak bilinmemektedir. Bu çalışmada mesanenin sarkomatoid kanseri tanısı ile izlenen beş hasta ile ilgili sonuçlar sunulmaktadır. Ocak 1998 ve Ocak 2003 tarihleri arasında invaziv mesane kanseri nedeni ile radikal sistektomi ameliyatı yapılan 159 hasta içinde mesanenin sarkomatoid kanseri tanısı konulan 5 (%0.031) hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar ameliyat öncesi ayrıntılı öykü, fiziksel inceleme, rutin biyokimyasal ve hematolojik tetkikler, üriner ultrasonografi, abdominopelvik tomografi, akciğer grafileri ve sistoskopi ile değerlendirildiler. Hastaların ortalama yaşı ve ortalama takip süreleri sırası ile 67.8 (59-79) yıl ve 13.4 (6- 19) ay olarak saptandı. Hastaların tamamında ilk yakınma makroskobik hematüri olarak görüldü. Tanı sırasında 3 hastada evre T3b tümör saptanırken bir hastada evre T3a tümör ve bir hastada da evre T2 tümör vardı. Dört hastada tümör polipoid görünümde iken bir hastada soliter yapıdaydı. Bütün hastalar radikal sistektomi ameliyatı geçirdi. Hastaların tamamında tümörler yüksek dereceli idi. Ortalama 13. 4 aylık takip sonunda olguların tamamının hastalık seyrine ve metastazlara bağlı olarak kaybedildiği görüldü. Bu çalışma, mesanenin sarkomatoid kanserlerinin son derece agresif seyrettiğini göstermektedir. Tanı sırasında bu tümörler çoğu zaman ileri evrededirler. Radikal cerrahi tedaviye karşın bu tür tümörlerin erken nüks ve progresyon göstereceği takipler sırasında göz önünde bulundurularak yakından takip edilmelidirler. Introduction: Most of bladder tumors are urothelial cell carcinomas. Sarcomatoid carcinoma is a rare tumor of the urinary bladder and accounts for approximately 0.3% of all bladder malignancies. In these tumors, histogenesis and biological behavior remain controversial. Herein, we report five cases of sarcomatoid carcinoma of the urinary bladder. Materials and Methods: Between January 1998 and January 2003 a total of 5 patients with sarcomatoid carcinoma of the bladder were evaluated retrospectively. Preoperatively all patients evaluated with physical examination, routine hematologic analysis, urinary ultrasonography and computerized tomography. Results: Radical cystectomy was performed in 159 invasive bladder cancer patients in our department and of these, 5 (0.031%) were sarcomatoid carcinoma of the bladder. The mean age and mean follow-up period were 67.8 (range: 59-79) years and 13.4 (range: 6-19) months, respectively. At the time of diagnosis the tumors were staged as T3b in 3 cases, T3a in one case and T2 in one case. Primary therapy consisted of radical cystectomy in all cases. Four of 5 the tumors were macroscopically polypoid. Remaining one patient had a solitary tumor. All patients died of progressive primary disease. Conclusion: Our study shows that sarcomatoid carcinoma of the urinary bladder is aggressive and the overall prognosis of this tumor is very poor. Early diagnosis and radical surgery are the only options available to increase life expectancy for these patients. But poor prognosis and short survival time of these patients should be kept in mind despite radical surgical approaches.
- Published
- 2006
28. Mesanenin yüksek grade'li evre pT1a ve pT1b üroteryal karsinomalarında nüks ve progresyonun değerlendirilmesi
- Author
-
Erdemir, Fikret, Parlaktaş, Bekir S., Tunç, Murat, Çeltik, Murad, Kandıralı, Engin, Özcan, Faruk, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Üroloji ve Nefroloji ,Hematoloji ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Patoloji ,Onkoloji - Abstract
Amaç: Evre pT1 tümörler tüm yüzeyel mesane kanserlerinin %30’unu oluştururlar ve genelde yüksek derecelidirler. Grade 3 pT1 tümörler tedavi ve takipleri konusundaki yıllardır süregelen tartışmalar nedeniyle yüzeyel mesane kanserleri arasında ayrı bir yere sahiptirler. Gereç ve Yöntemler: Ocak 1997-Aralık 2003 tarihleri arasında mesane tümörü ön tanısıyla transüretral mesane tümör rezeksiyonu (TUR-MT) ameliyatı yapılarak histopatolojik değerlendirmeleri sonucu ürotelyal karsinom grade 3 pT1 tanısı alan 169 hastadan müskülaris mukoza tabakası görülerek pT1a ve pT1b ayırımı yapılabilen 106 (%62.7) hasta çalışmaya alındı. Hastalar preoperatif fizik muayene, üriner USG ya da intravenöz pyelografi (İVP), gerektiğinde bilgisayarlı tomografi (BT) ya da sistoskopi ile değerlendirildiler. Klinik ve patolojik evreleme 1997 yılındaki TNM sistemine göre, histolojik değerlendirme ise 1973 yılındaki “World Health Organization (WHO)” tanımlamalarına göre yapıldı. Mesanede müskülaris mukoza tabakasının aşıldığı tümöral yayılım evre pT1b, bu tabakaya kadar olan tümöral uzanımlar ise pT1a olarak kabul edildi. Bulgular: Hastaların yaşları 36 ile 81 arasında değişmekte olup ortalama yaş 63.35 ± 11.4 yıl, ortalama takip süresi 45.6 (12-71) ay idi. 106 hastanın 60 (%56.6)’ı pT1a ve 46 (%43.4)’sı pT1b grubunda idi. Nüks görülen hasta sayısı pT1a ve pT1b gruplarında sırasıyla 23 (%38.3) ve 36 (%78.3) olarak saptandı. Evre pT1a grubunda 13 (%21.7) ve pT1b grubunda 22 (%47.8) hastada progresyon tespit edildi. İki grup arasındaki bu farklar istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p? 0.05). Üç buçuk yıllık sağkalım oranları pT1a grubunda %98.3 ve pT1b grubunda %76.08 olarak saptandı. İki grup arasında tümör sayı, büyüklük ve karsinoma in situ (CIS) gibi parametrelerin nüks ve progresyona olan etkileri de değerlendirildi. Sonuç olarak tümör sayı ve tümör çapının gruplarda nüks ve progresyona anlamlı olarak etki etmediği tespit edildi (evre pT1a için p= 0.500 ve p= 0.499, evre pT1b için p= 0.562 ve p= 0.582). Bundan başka CIS komponentinin evre pT1a tümörlerde nüks ve progresyona etkisi anlamlı bulunurken (p= 0.023 ve p= 0.009) evre pT1b tümörlerde anlamlılık saptanmadı (p= 0.640 ve p= 0.299). Sonuç: Evre pT1a ve pT1b yüksek grade’li ürotelyal karsinomlarda, invaziv biyolojik davranışlar nedeniyle agresif tedaviler daima göz önünde bulundurulmalıdır. Bu grupta özellikle pT1b tümörler çok yakından izlenmelidir. Objective: Stage pT1 tumors constitute approximately 30% of superficial bladder cancers and they are generally high-grade. Controversy as to treatment and follow-up are still ongoing with regard to grade 3 pT1 tumors, a fact that has caused this tumor to occupy a special place in the spectrum of bladder tumors. Material and Methods: Between January 1997 and December 2003, a total of 169 patients were treated with transurethral resection of bladder tumor (TUR-BT) and diagnosed as grade 3 pT1 tumors. 106 (62.7%) of these, whose tumors were classified as either pT1 or pT1b according to muscularis mucosa involvement, were enrolled in this study. All patients were evaluated by physical examination, urinary ultrasonography (USG) or intravenous urography (IVU), as well as with computed tomography (CT) or cystoscopy, if indicated. Clinical and pathological staging was done according to the 1997 TNM classification, and histological staging was performed according to WHO (World Health Organization, 1973) classification. Those tumors not manifesting invasion of the muscularis mucosa were accepted as pT1a, while involvement beyond muscularis mucosa was deemed pT1b. Results: Mean age of the patients was 63.35 ± 11.4 (range: 36-81) years and the mean follow-up period was 45.6 (12-71) months. Of the 106 patients, 60 (56.6%) were placed in group pT1a and 46 (43.4%) were designated pT1b. Patients experiencing recurrence in the pT1a and pT1b groups were 23 (38.3%) and 36 (78.3%) respectively. Thirteen (21.7%) patients in pT1a and 22 (47.8%) patients in pT1b group showed progression. The difference between groups for these parameters was statistically significant (p< 0.05). The survival rates at the end of 3.5 years were found to be 98.3% and 76.08% for the pT1a and pT1b groups, respectively. The effects of tumor number, tumor size and carcinoma in situ (CIS) presence on recurrence and progression were evaluated within each group. As a result, it was determined that parameters such as tumor number and tumor size had no significant effect on the recurrence and progression rates of the groups (p= 0.500 and p= 0.499 for stage pT1a, respectively, and p= 0.562 and p= 0.582 for stage pT1b, respectively). Beyond these, the presence of CIS was indeed significant for recurrence and progression in the pT1a group (p= 0.023 versus p= 0.009, respectively), but not in group pT1b (p= 0.640 versus p= 0.299, respectively). Conclusion: Due to the invasive nature of tumors in high-grade urothelial carcinoma, more aggressive treatment should be considered. Stage pT1 tumors especially should be subjected to close follow-up.
- Published
- 2005
29. Ürogenital sistem sarkomlarının retrospektif analizi
- Author
-
Kandıralı, Engin, Şanlı, Öner, Erdemir, Fikret, Özcan, Faruk, Esen, Tarık, Tunç, Murat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Üroloji ve Nefroloji ,Pediatri ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Onkoloji ,Cerrahi - Abstract
Yumuşak doku sarkomlarının %5 kadarı genitoüriner sistemde bulunur ve genitoüriner sistem tümörlerinin yaklaşık %1-2'sini oluştururlar. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde takip ve tedavi edilen 15 genitoüriner sistem kaynaklı sarkom hastasının klinik ve patolojik özellikleri ile prognozlarını gözden geçirmektir. Bu retrospektif çalışmaya kliniğimizde 1997-2003 yılları arasında tedavi edilen 15 genitoüriner sarkom hastası dahil edildi. Tüm hastalara açık cerrahi girişim yapıldı ve gerektiğinde cerrahi sonrası kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulandı. Hastaların takipleri düzenli aralıklarla yapıldı. Üçü kadın, 12'si erkek olan hastaların, ortalama yaşı 50.4±14.7 (16-69) yıl, ortalama tümör boyutu ise 8±3.5 (3-15) cm idi. Beş hastada mesane , 6 hastada böbrek, 3 hastada retroperitoneal ve 1 hastada prostat kaynaklı sarkom saptandı. Histopatolojik olarak 9'u leyomyosarkom, 2'si rabdomiyosarkom, 3'ü liposarkom ve l'i malin fıbroz histiyositom idi. Hastaların biri hariç tamamına açık cerrahi tedavi uygulandı. Operasyon sonrası 9 hastaya sadece kemoterapi, 2 hastaya kemoradyoterapi yapıldı. Ortalama 10.2+4.7 (3-20) aylık takip süresi sonunda 12 hasta kaybedildi ve ortalama sağkalım % 20 (3/15) olarak saptandı. Genitoüriner ve retroperitoneal sarkomlar nadir görülen ancak prognozu kötü olan tümörlerdir. Bu tümörlerin tedavisinin temelini halen cerrahi tedavi oluşturmaktadır. Introduction: Sarcomas account for only about 1% of all malignant tumors. Less than 5% of soft tissue sarcomas arise from the genitourinary tract, accounting for only 1 to 2% of all malignant genitourinary tumors. Because of the rarity of these tumors, the basic problem in the management of these tumors is the lack of a uniform approach for staging and treatment. Although sarcomas arise from different organs in the genitourinary tract and compromise different histopathological features, the main treatment modality is surgical resection of the tumor. The aim of this study is to evaluate the clinical and pathological features and prognosis of genitourinary tumors treated in our clinic. Materials and Methods: Between 1997 and 2003, after excluding the gynecological sarcomas, a total of 15 genitourinary sarcomas were treated in our clinic. All patients were evaluated with a detailed medical history, physical examination, multiple serum analyses and imaging modalities such as ultrasonography, computed tomography and magnetic resonance imaging if needed. Thus, tru-cut biopsy was performed if indicated. For all patients, the primary treatment modality was open surgical resection. In addition to surgery, some of these patients also received adjuvant radiation therapy and/or chemotherapy. For staging, Memorial Sloan-Kettering Cancer Center soft tissue sarcoma staging system was used. Post-operative follow-up was done in regular intervals. Results: The mean age of patients was 50.4 ±14.7 (16-69) years and the mean tumor size was 8±3.5 cm. The chief complaints (one or more) of these patients were hematuria in 9, flank pain in 7, weight loss in 6, abdominal pain in 5, abdominal mass in 4, lower urinary tract symptoms in 3. Five bladder, six kidney, three retroperitoneal and one prostate sarcoma were detected in three women and 12 men. Histopathology of these tumors were leiomyosarcomas in nine, liposarcomas in three, rhabdomyosarcomas in two, malignant fibrous histiocytoma in one of the patients. Of these tumors, three were low grade and 12 were high grade. All patients except one underwent open surgical resection of the tumors. For five patients surgical resection was the only treatment modality, while eleven patients received adjuvant chemotherapy and/or radiotherapy after surgery. After a follow-up of 10.2± 4.7 (3-20) months, overall survival rate was found to be 20% (3/15). Conclusion: Genitourinary sarcomas are a rare group of tumors with a generally poor prognosis. Complete surgical resection is still the mainstay of treatment. Further large scale studies, are needed to better understand the major prognostic determinants of these tumors and to identify specific treatments.
- Published
- 2005
30. Böbrek hücreli kanserde serum ferritin düzeyinin önemi
- Author
-
Erdemir, Fikret, Parlaktaş, Bekir Süha, Uluocak, Nihat, Özcan, Faruk, Çelik, Murat, Gökçe, Özgür, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Üroloji ve Nefroloji ,Pediatri ,Hematoloji ,Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Onkoloji - Abstract
Ferritin demirin depolanması ile çeşitli metabolitlerin deteoksifikasyonunda rol oynayan intrasellüler bir proteindir. Bu çalışmada, böbrek hücreli kanser nedeniyle ameliyat yapılan hastalardaki, tedavi öncesi ve sonrası serum ferritin düzeyleri incelenmektir. Ocak 1998 ve Şubat 2005 tarihleri arasında böbrek hücreli kanser tanısı ile radikal nefrektomi operasyonu geçiren toplam 117 hasta çalışmaya alındı. Bu hastalar içerisinde 91 olgunun (Grup I) ameliyat öncesi ve sonrası ferritin düzeylerine ulaşıldı. Kontrol grubu olarak 39 (Grup II) sağlıklı erişkin alındı. Hastalar ameliyat öncesi ayrıntılı öykü, fizik muayene, akciğer grafisi, hemogram ve biyokimyasal tetkikler ile abdominopelvik tomografi ve gerektiğinde böbrek Doppler ultrasonografisi yada kemik sintigrafisi ile değerlendirildiler. Böbrek hücreli kanser tanısı ile radikal nefrektomi operasyonu geçiren hastalardaki ameliyat öncesi ve sonrası serum ferritin düzeylerinin yanı sıra patoloji spesimenindeki nükleer dereceye göre de serum ferritin düzeyleri karşılaştırıldı. Grup I'deki ortalama yaş ve ortalama takip süreleri sırasıyla 64,4±15,6 (16-80, ortanca yaş: 57.2) yıl ve 47±18.4 (5-92, ortanca süre: 25.8) ay olarak saptandı. Grup II'deki ortalama yaş ise 32.8 (23-51, ortanca yaş: 29.8) yıl olarak tespit edildi. Grup I'deki ameliyat öncesi ve sonrası serum ferritin seviyeleri sırası ile 247,51±209,38 (17.20-925) ng/ml ve 131,49±86.38 (21-604) ng/ml olarak saptandı (p=0.001). Kontrol grubundaki ortalama serum ferritin seviyeleri ise 82.11±43.81 (26-194) ng/ml olarak bulundu. Grup I'deki ameliyat öncesi serum ferritin seviyeleri ile kontrol grubu ve ameliyat sonrası serum ferritin seviyeleri arasında anlamlı fark vardı (p=0.03 ve p=0.001). Ayrıca serum ferritin düzeylerinin ileri evre ile birlikte belirgin olarak arttığı görüldü. Serum ferritin düzeyleri grupların ameliyat öncesi ve sonrası serum ferritin düzeyleri arasında evre I hariç özellikle evre III ve IV'de olmak üzere evre II, III,ve IV'de istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p
- Published
- 2005
31. A Case of Renal Cell Carcinoma with a Natural History of 13 Years
- Author
-
Özcan, Faruk, primary and Kilicaslan, Isin, additional
- Published
- 2004
- Full Text
- View/download PDF
32. Correlation of Perineural Invasion on Radical Prostatectomy Specimens with Other Pathologic Prognostic Factors and PSA Failure
- Author
-
Özcan, Faruk, primary
- Published
- 2001
- Full Text
- View/download PDF
33. Lymph nodal involvement by renal angiomyolipoma
- Author
-
Köksal, Ismail Türker, primary, Tunç, Murat, additional, Kiliçaslan, Isin, additional, Ander, Haluk, additional, Özcan, Faruk, additional, and Kaplancan, Tansel, additional
- Published
- 2000
- Full Text
- View/download PDF
34. RADİKAL RETROPUBİK PROSTATEKTOMİ SONRASI CERRAHİ SINIR POZİTİFLİĞİ İLE SERUM PSA DÜZEYİ VE HİSTOPATOLOJİK KRİTERLER ARASINDAKİ İLİŞKİ.
- Author
-
KANDIRALI, Engin, ARMAGAN, Abdullah, ÖZCAN, Faruk, ESEN, Tarik, ARAS, Necdet, and TUNÇ, Murat
- Published
- 2008
35. SELİM PROSTAT HİPERPLAZİLİ HASTALARDA MESANE İÇİNE BÜYÜYEN PROSTAT İLE PROSTAT HACMİNİN İLİŞKİİ VE KLİNİK ETKİLERİ.
- Author
-
ZORBA, Orhan Ünal, ŞANLI, Mehmet Öner, AKBULUT, Mehmet Fatih, AKYOL, Yakup, ÇEKREZİ, Biledi, and ÖZCAN, Faruk
- Published
- 2008
36. NEFRON KORUYUCU CERRAH SONRASI NÜKS VE AMELYAT SIRASINDA FROZEN KESİT ANALİZİNİN ROLÜ.
- Author
-
AKMAN, Tolga, SANLI, Öner, ESEN, Tarik, TUNÇ, Murat, ÖZCAN, Faruk, and KILIASLAN, Işın
- Published
- 2006
37. ÜROGENİTAL SİSTEM SARKOMLARININ RETROSPEKTİF ANALİZİ.
- Author
-
KANDIRALI, Engin, ŞANLI, Öner, ERDEMİR, Fikret, ÖZCAN, Faruk, ESEN, Tarık, and TUNÇ, Murat
- Published
- 2005
38. RADİKAL SİSTEKTOMİ SONRASI ERKEN ÜRİNER KAÇAGA YAKLAŞIM.
- Author
-
SANLI, Öner, ESEN, Tarık, ÇELTİK, Murad, GÖKÇE, Özgür, ÖZCAN, Faruk, and TUNÇ, Murat
- Published
- 2005
39. Leiomyoma of the epididymis treated with partial epididymectomy.
- Author
-
Çakıroğlu, Basri, Özcan, Faruk, Ateş, Lora, and Aksoy, Süleyman Hilmi
- Subjects
- *
EPIDIDYMIS diseases , *ADENOMATOID tumors , *ULTRASONIC imaging , *MESENCHYMAL stem cells , *THERAPEUTICS - Abstract
Tumors of the epididymis are very rare, they are both primary and secondary and whether the benign or malignant. Adenomatoid tumors and leiomyoma are the most frequently diagnosed benign tumors of the epididymis. Leiomyomas are benign, often bulky tumors that are derived embryologically from mesenchymal cells. Herein, we present a case of epididymal leiomyoma and review its differential diagnosis and treatment. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
40. The clinical impact of the COVID-19 pandemic on daily urological practice: first 3-month multicenter results from İstanbul
- Author
-
Çakıcı MÇ, Temiz MZ, İplikçi A, Özgör F, Aksoy AK, Özer M, Erdem S, Ulus İ, Küçük EV, Ötünçtemur A, Değirmenci E, Aydın R, Atış G, Müslümanoğlu AY, Sarılar Ö, Özcan F, and Yıldırım A
- Subjects
- Comorbidity, Female, Follow-Up Studies, Humans, Male, Referral and Consultation, Retrospective Studies, SARS-CoV-2, Time Factors, Turkey epidemiology, Ambulatory Care Facilities statistics & numerical data, COVID-19 epidemiology, Hospitalization trends, Pandemics, Urologic Diseases epidemiology
- Abstract
Background/aim: The aim of this paper was to determine the general tendencies of urology patients and effect of COVID-19 pandemic on daily urological practice at tertiary centers located in the most affected area in Turkey., Materials and Methods: We retrospectively analyzed the data of 39,677 patients (group 1) that applied to 6 different large-volume tertiary centers in İstanbul for outpatient consultation, surgery, or other procedures in the 3-month period between March 16 and June 14, 2020. The distribution of the number of patients who applied to subspecialty sections of urology outpatient clinics and inpatient services were recorded by weeks. That data was compared to data obtained from 145,247 patients that applied to the same centers in the same period of the previous year (group 2). The reflection of worldwide and Turkish COVID-19 case distribution on the daily urological practice was analyzed., Results: There was a decrease in the number of patients in all subspecialty sections the in group 1 compared to group 2; however, there was a significant proportional increase in urooncology and general urology admissions. A decrease of approximately 75% was observed in the total number of surgeries (p < 0.001). We detected a negative correlation between the numbers of admission to all outpatient clinics and COVID-19 cases or deaths in Turkey (p < 0.05). The same negative correlation was present for all surgical procedures and consultations (p < 0.05). The multivariate linear regression analysis revealed that the number of cases in Turkey, and the number of deaths worldwide affect the number of outpatient clinic admissions (R2 = 0.38, p = 0.028) and urological surgery (R2 = 0.33, p = 0.020) in Turkey negatively., Conclusion: This novel pandemic has implications even for urology practice. Urological surgical procedures were more affected by COVID-19-related deaths in Turkey and worldwide. Outpatient admissions and urological surgeries decreased significantly by increasing COVID-19 case numbers in Turkey and worldwide deaths., Competing Interests: The authors declare that they have no conflicts of interest., (This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
41. Impact of ureteral access sheath force of insertion on ureteral trauma: In vivo preliminary study with 7 patients.
- Author
-
Tefik T, Buttice S, Somani B, Erdem S, Oktar T, Özcan F, Koçak T, Nane İ, and Traxer O
- Subjects
- Female, Humans, Kidney Calculi surgery, Ureter injuries, Ureter surgery, Urogenital Surgical Procedures adverse effects, Urogenital Surgical Procedures instrumentation, Urogenital Surgical Procedures methods
- Abstract
Background: Ureteral access sheaths (UASs) are commonly used in retrograde intra-renal surgery (RIRS). Despite their advantages, there is a risk of ureteral trauma during their placement and subsequent stricture following surgery. The aim of this study was to evaluate the UAS force of insertion (FOI) during placement and its impact on ureteral trauma., Methods: Seven female patients who underwent RIRS for kidney stones were included in the study. A digital force gauge (Chatillon DFX II; Ametek Test and Calibration Instruments, Largo, Florida, USA) was connected to the distal end of the UAS and the UAS FOI was continuously measured during insertion. UASs of different sizes were used and ureteral injury was evaluated under direct vision with the Post-Ureteroscopic Lesion Scale (PULS) score., Results: Five pre-stented patients and 2 non-stented patients were included in the study. The size of the UASs used in non-stented patients was 9.5/11.5-F and 10/12-F, whereas one 11/13-F and four 12/14-F sheaths were used in the pre-stented patients. The highest maximal UAS FOI observed was 5.9 Newton (N) in a pre-stented patient with a 12/14-F UAS, where a second attempt was performed after initial failure. The lowest maximal UAS FOI was 0.91 N in a non-stented patient using a 9.5/11.5-F UAS. A semirigid ureteroscopy with a 7.8-F sheath was performed in this patient prior UAS placement. The PULS score was 1 in the 2 non-stented patients and 0 in all of the pre-stented patients., Conclusion: In this small cohort, a preoperative JJ stent seemed to protect the ureter, even with larger diameter UASs of 12/14- F. Non-stented RIRS with a UAS is possible, but may cause low-grade ureteral trauma.
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
42. Testicular epidermoid cyst.
- Author
-
Çakıroğlu B, Sönmez NC, Sinanoğlu O, Ateş L, Aksoy SH, and Özcan F
- Subjects
- Child, Diagnosis, Differential, Epidermal Cyst surgery, Follow-Up Studies, Humans, Male, Testicular Diseases surgery, Testis diagnostic imaging, Testis pathology, Testis surgery, Ultrasonography, Doppler, Color, Epidermal Cyst diagnosis, Orchiectomy methods, Testicular Diseases diagnosis
- Abstract
Epidermoid cyst of the testis is a benign, non-teratomatous tumour. It is often possible to make the diagnosis pre-operatively, combining typical sonographic features with normal biochemical tumour markers. The accurate pre-operative diagnosis will allow for testis-sparing surgery and prevent unnecessary orchiectomy. An 11-year-old boy with testicular epidermoid cyst who presented with pain in testis was presented in this report.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.