Search

This study aims to investigate the effect of content and language integrated learning (CLIL) training on Turkish EFL pre-service teachers’ self-efficacy beliefs and their attitudes towards CLIL. For this purpose, a group of 28 Turkish pre-service language teachers was trained on CLIL, its theoretical background, aims, principles, strategies for planning and teaching lessons. The data collection tools included a teacher selfefficacy scale, a questionnaire of attitudes and experiences in CLIL, and semistructured interviews. The participants completed pre-tests and post-tests of teacher self-efficacy scale in order to measure the effect of training on their self-efficacy beliefs. Moreover, the participants’ attitudes towards CLIL were explored through the attitudes questionnaire and semi-structured face-to-face interviews. The findings revealed that the introductory CLIL teacher training had a statistically significant effect on selfefficacy beliefs of Turkish EFL pre-service teachers. The participants’ attitudes towards CLIL turned out to be positive as well. Q2

This study investigates the effect of pedagogical intervention in pragmatics on Turkish learners of English. More specifically, the study examines how pragmatics-based instruction on the speech act of request in English influences Turkish learners of request strategy use in English. Additionally, it explores students’ overall perceptions on their pragmatics-based classes. The study embraces a single group quasi-experimental design with multiple data sources: a discourse completion test (DCT), a survey, students’ reflective papers, and the researcher’s field notes. The analysis of request realizations in the pre-test and post-test DCTs indicates that there was not a statistically significant difference between the overall number of request strategies in pre-test and post-test. However, Turkish learners of English had more variety in their use of request strategies and decrease in directness after the treatment. They also expressed mainly positive perceptions with regard to activities and materials in the instructional plan. Finally, the study discusses the future directions and pedagogical implications with regard to instructional pragmatics teaching in L2 context. Bu çalışma pragmatik öğretiminin İngilizce öğrenen Türk öğrenciler üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlar. Özellikle, İngilizce’deki rica söz eylemlerinin öğretiminin, İngilizce öğrenen Türk öğrencilerin bu rica söz eylemlerinin İngilizce’de kullanımını nasıl etkilediğini inceler. Ayrıca, bu çalışma İngilizce öğrenen Türk öğrencilerin pragmatik odaklı derslere yönelik algılarını araştırır. Çalışma, tek gruplu ve birkaç veri kaynaklı yarı deneysel araştırma modelini kapsar: söylem tamamlama testi, anket, öğrenci görüş yansıtma yazıları ve araştırmacı alan gözlem notlarını içerir. Öğretim planı öncesi ve sonrası uygulanan ilk ve son söylem tamamlama testlerinin analizi, Türk öğrencilerinin rica söz eylemi genel sayısında önemli bir fark olmadığını ortaya koymuştur. Fakat, pragmatik öğretimine dayalı eğitsel dersler sonrasında, rica söz eylem stratejilerini kullanımlarında çeşitlilikte artış ve doğrudan anlatımda azalma olduğu gözlemlendi. Aynı zamanda, bu analizler öğrencilerin bu eğitsel plandaki sınıf içi etkinlikleri ve kullanılan materyallere yönelik algılarının olumlu olduğunu gösterir. Son olarak, bu çalışma ikinci dil, öğretiminde pragmatik öğretimi ile ilgili gelecek görüşleri ve pedagojik önerileri tartışır.

This study examines the use of refusal strategies by Turkish EFL speakers in comparison with native speakers of English and Turkish. Considering refusals as a face-threatening act (Brown & Levinson, 1987), the study explores semantic formulas of refusals in a discourse completion test with six different situations. In doing so, the analysis of the data draws on both pragmalinguistic and sociopragmatic aspects of pragmatic competence (Thomas, 1983). A total of 45 participants were involved in the study. The findings demonstrated that both Turkish EFL speakers and native speakers of Turkish and English utilized a wide range of refusal strategies (N=688 in total). Similar to previous studies, explanations or reasons were the most frequent semantic category among 21 refusal strategies in this study. However, the analysis of the data for the status of the interlocutors and the content of the semantic formulas as well as the directness/indirectness revealed divergence in the use of refusal strategies across groups. Finally, the study provides pedagogical implications and recommendations for future directions. Keywords: pragmatic competence, refusals, linguistic politeness, EFL speakers, speech acts

Bu çalışma; (a) Blog kullanarak verdikleri akran geribildiriminin İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerin yazma başarımındaki etkisini; ve (b) akran geribildirim içeriklerinin çeşit ve niteliği, (c) İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerin yazma dersinde Blog kullanmalarıyla ilgili anlayışlarını araştırdı.Veriler; (a) İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen Türk Öğrencilerin Yeterlik Ölçeği (Jones, 2006'dan uyarlanan), (b) dönem başında ve sonunda yapılan mülakatlar, (c) öğrencilerin yazdıkları ilk ve ikinci (düzeltilmiş) yazılar, ve (d) akran geribildirim oturumlarının suretleri, (e) Dönem Sonu Anketi (Jones, 2006'dan uyarlanan) kullanılarak, 2008 Bahar donemi başında, boyunca, ve sonunda olmak üzere toplandı. Bu çalışmaya, Yeditepe Üniversitesi'ndeki Yabancı Dil Bölümü'nde İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen 30 Türk öğrenci dönem boyunca katıldı. Kontrol grubu (15 öğrenci) sınıf içi sureç temelli yazma derslerine devam etti ve yüz yüze sözlü olarak verilen akran geribildirimlerinden faydalandı. Deney grubu (15 öğrenci) süreç temmeli yazma derslerine bilgisyar labaratuvarında devam etti ve Blog kullanarak akran geribildiriminden faydalandı.Karma faktöryel değişiklikler analizinin sonuçları, Blog kullanılarak verilen akran geribildiriminin İngilizce'yi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerinin yazma başarımı üzerindeki etkisini gösterdi. Hem kontrol hem de deney grubundaki öğrenciler ikinci taslaklarda yazma becerilerini geliştirdi. Ancak, deney grubundakiler, ikinci taslaklarda kontrol grubundan daha iyi başarim gösterdiler. Ödevlerin kıyaslanması, iki gruptaki öğrencilerin de, dört ödevde de yazma başarımlarının aynı olduğunu ortaya çıkardı. İlaveten, öğrenciler içerik, organisazyon, kelime, dil kullanımı ve mekanik beceriler gibi temel yazma unsurlarında gelişme gösterdi. Ayrıca, kelime sayma analizinin sonucunda yazım niceliğinde bir etki bulunmadı. Akran geribilidirim içerik analizi, iki gruptaki öğrencilerin de akran yorumlarından faydalandığını ve kontrol grubundaki akran yorumlarının çoğunlukla lokal konularla ilgili olmasına rağmen, blog akran yorumlarının çoğunklukla global konularda olduğunu ortaya koydu. Son olarak, mülakat ve Dönem Sonu Anket analizi, İngilice'yi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerinin yazma derslerinde Blog kullanımlarıyla ilgili olumlu tutumlarını gösterdi. Öğrenciler, Blog sayfalarını yazma becerilerini geliştirmede etkili bir araç olarak gördüler.Türkiye'de yapılan eğitici teknolojiler üzerindeki çok az sayıda çalımalardan biri olan bu çalışma, alana kaydadeğer katkılarda bulunmaktadır. Ayrıca bu çalışma, eğitimci araştımacıları ve İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten yazma dersi öğretmenleri için çıkarımlar ve daha sonraki çalışmalar için öneriler içermektedir. The present study investigated; (a) the effect of blog peer feedback on Turkish EFL students? writing performance, (b) the type and nature of blog peer feedback sessions, and (c) the perceptions of Turkish EFL students on the use of blogs in their writing classes.Data were collected before, during, and after Spring 2008 term by using; a) Turkish EFL Students? Background Survey (adapted from Jones, 2006), b) interviews at the beginning and end of the term, c) first and second (or revised) drafts produced by the students, d) transcripts of peer feedback sessions, (e) End-of-semester Questionnaire (adapted from Jones, 2006). 30 first year Turkish EFL students in the Foreign Language Department at Yeditepe University participated in the study throughout the semester. The control group (15 students) attended in-class process approach integrated writing classes and utilized face-to-face oral discussions for peer feedback. The experimental group (15 students) attended classes in the computer laboratory and integrated blog peer feedback into their process oriented writing classes.The results of mixed factorial analysis of variances (ANOVA) revealed the effect of blog peer feedback on Turkish EFL students? writing performance. The students both in the control and experimental group improved their writing in their second drafts. However, those in the experimental group showed higher performance in second (or revised) drafts. In task comparison, it was revealed that the students? writing performance in both groups was the same throughout four tasks. Additionally, the students both in the control and experimental group showed a significant improvement on the major aspects of writing such as content, organization, vocabulary, language use, and mechanics. Moreover, no significant effect was found on the quantity of their writing as a result of word count analysis. Additionally, the analysis of peer feedback sessions indicated that the students in two groups benefitted from their peers? comments, and blog peer feedback comments were mostly about global issues while face-to-face peer comments mostly focused on local issues. Finally, the analysis of interviews and End-of-semester Questionnaire indicated positive perceptions of Turkish EFL students on the use of blogs in their writing classes. They considered blogs as an effective tool for improving their writing skills.The present study, which is one of the very few studies on instructional technologies in Turkey, has noteworthy contributions to the field. This study also provides educational researchers and EFL writing teachers with implications for the teaching of EFL writing and recommendations for further research. 170

Investigating the foreign and second language (L2) motivational self system (L2MSS) of Turkish sixth graders, this study reports relationships among three components (ideal L2 self, ought-to L2 self, and L2 learning experience) of the L2MSS and the variables of school type (public and private), gender, and intended effort. Data were collected from 170 students in two public and two private secondary schools in northwestern Turkey through a questionnaire. The results of correlation analysis indicate a strong positive correlation between ideal L2 self and L2 learning experience, and the variables of school type and gender did not make a difference. Intended effort was found to have a strong positive correlation with these L2MSS components. The results of multiple regression analysis provide further evidence for especially intended effort as a significant predictor of L2MSS, whereas the school type and gender did not contribute to the system. The major implications of the study and future research possibilities are discussed. WOS:000623766800002 2-s2.0-85101943402 Emerging Sources Citation Index Article Uluslararası işbirliği ile yapılmayan - HAYIR March 2021 YÖK - 2020-21

Our study examines interpersonal functions enacted through a stance marker in spoken ELF academic discourse. We specifically focus on investigating the functions of I don’t know in an academic speech event by embracing an interpersonal pragmatics and sociolinguistics perspective to figure out how it contributes to the act of stancetaking as an intersubjective activity. We have examined 14 interactions of doctoral defense discussions from the ELFA corpus. Our detailed discourse analysis of these doctoral defense discussions has revealed five distinctive interpersonal functions of the stance marker I don’t know allowing speakers to construct their stance and adopt a face-maintaining strategy in the ongoing spoken discourse: prefacing a suggestion, seeking acceptance, hedging/mitigating, checking agreement, and expressing uncertainty. Considering the highly-context dependent and context-regenerated functions of I don’t know, our study attempts to delve into the relational and interpersonal aspect of communication, and thus contributes to research in this strand by disclosing the interpersonal functions of stancetaking as an intersubjective activity with a particular focus on ELF academic discourse. WOS:000641203100025 2-s2.0-85104857594 Emerging Sources Citation Index Article Uluslararası işbirliği ile yapılmayan - HAYIR Mart 2021 YÖK - 2020-21

Bu çalışmanın amacı, anadili İngilizce olan ve ana dili İngilizce olmayanöğretmenlerin öz-yeterlik inançları arasında farklar bulunup bulunmadığını araştırmakve deneyim ile öz-yeterliliğin ilişkili olup olmadığının belirlemektir. Bu çalışma,özellikle Türkiye'de ana dili İngilizce olmayan yabancı dil öğretmenlerinin ve ana diliİngilizce olan yabancı dil öğretmenlerinin sınıf içi uygulamalarda öz-yeterlilikinançlarının farklı olup olmadığını incelemektedir. Karma yöntemli bir araştırmatasarımı benimseyen bu çalışmada, devlet okullarında ve özel okullarda K12öğrencileriyle çalışan 58 İngilizce öğretmeninden veri toplamak için bir anket ve yarıyapılandırılmış görüşmeleri kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları, ana dili İngilizceolan ve ana dili İngilizce olmayan öğretmenlerin öz-yeterlilik düzeyleri arasındatecrübe ve dil hakimiyetinin dile etkileri açısından anlamlı bir fark olduğunu vetecrübe ile öz-yeterlilik arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. The purpose of this study is to find out if there is a significant difference between theself-efficacy beliefs of native and nonnative English language teachers and todetermine if experience and self-efficacy are related or not. More specifically, thisstudy examines if nonnative and native English teachers have different level of selfefficacy beliefs in terms of classroom practices in Turkey. Adopting a mixed-methodsresearch design, this study used a questionnaire and a semi-structured interview tocollect data from 58 English teachers who worked with K12 students in public andprivate schools. The findings of the study suggest that there is a significant differencebetween the self-efficacy levels of native and nonnative English teachers with regardto some variables such as experience and nativeness. Moreover, the current studysuggests that there is a positive medium linear relationship between experience andself-efficacy belief 82

Bu çalışmanın amacı, çok kültürlü farkındalık arttırma faaliyetlerinin orta seviye askeri öğrencilerin konuşma kaygısı düzeyindeki etkisini araştırmaktır. Karma yöntemler araştırma tasarımını benimseyen çalışmada, 50 orta İngilizce seviyesine sahip askeri öğrenciden veri toplamak amacıyla bir anket ve sınıf içi tartışma ve yazma ödevi analizi kullanmıştır. Öğrencilerin yabancı dil konuşma kaygısını ölçmek amacıyla, Horwitz, Horwitz and Cope (1986) tarafından geliştirilen Yabancı Dil Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Anket yöntemi ile elde edilen veriler veriler Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 20 bilgisayar programı yardımıyla analiz edilmiştir. Buna ek olarak, sınıf içi tartışmalar ve yazma ödevlerinin analizi nitel veri olarak çözümlenmiştir. Çokkültürlü farkındalık arttırıcı faaliyetlerin etkisi ile yabancı dil sınıflarında konuşma endişesi arasındaki ilişki ele alınmıştır. Bulgular gruplar arası test sonuçları arasında önemli bir fark olduğunu göstermektedir ve bu sonuç, çokkültürlü farkındalık arttırıcı faaliyetlerin ders planına katılmasının, öğrencilerin konuşma kaygısını azaltmaya etkili ve yardımcı bir etken olduğunu vurgulamaktadır. Sınıf içi tartışmalar ve yazma ödevlerinin analizi sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, çokkültürlü farkındalık arttırıcı faaliyetlerin anlamlı bir biçimde entegre edilmesi, yabancı dil öğrenme sürecinde etkili olacaktır.Anahtar Kelimeler: İkinci Dil Öğrenimi, Yabancı Dil Konuşma Kaygısı, Kültürel Farkındalık Geliştirme, Çok Kültürlü Eğitim The purpose of this study is to investigate the effect of multicultural awareness-raising instruction on intermediate-level students' speaking anxiety level. Adopting a mixed methods research design, the study used a questionnaire and in-class discussion and writing assignment analysis from 50 intermediate level students who study at a state university in the northwest of Turkey. In order to measure students' English speaking anxiety levels, Foreign Language Classroom Anxiety Scale (FLCAS), developed by Horwitz, Horwitz, and Cope (1986) was used. The data gathered through the questionnaire were analyzed using Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 20 computer programme. In addition, in-class discussions and writing assignments were analyzed as qualitative data. The results presented the correlation between multicultural awareness-raising instruction effect and foreign language classroom speaking anxiety. The statistical analysis revealed that there was a significant difference between groups' post-test scores which pointed out that integrating multicultural awareness-raising instruction was effective and helpful for learners in decreasing their levels of speaking anxiety. Considering the themes that occurred during the analysis of in-class discussion and writing assignment, it is suggested that integrating authentic and meaningful multicultural awareness-raising instruction in the core material affects the foreign language learning process.Keywords: Second Language Learning, Foreign Language Speaking Anxiety, Cultural Awareness, Multicultural Instruction 94

Bu çalışma, (a) para politikası haber söylemlerindeki kanıtsallık işaretçilerinin nasıl kullanıldığını, ve (b) para politikası haber söylemlerindeki kanıtsallık işaretçilerinin fonksiyonlarını incelemektedir. Bu çalışma bir külliyat çalışmasıdır ve veriler Haziran 2018 – Haziran 2019 tarihleri arasında G4 merkez bankalarının dijital arşivlerinden elde edilmiştir. Külliyat her bir bankadan 9 para politikası kararı ile toplamda 36 karar metninden oluşmaktadır. Veri seti kanıtsallık kategorileri kullanılarak analiz edilmiştir, ve sonuçlar nitel ve nicel yaklaşımlarım bir birleşimi ile yorumlanmıştır. Analiz sonuçları kanıtsallık işaretçilerinin haber söyleminde nasıl kullanıldığını, ve bu işaretçilerin hangi fonksiyonları taşıdığını göstermektedir. Araştırma sonuçları külliyatta yalnızca belli türde kanıtsallık işaretçileri kullanıldığını da göstermektedir. Mevcut çalışma para politikası haber söylemlerindeki kanıtsallık işaretçileri üzerine yapılmış birkaç çalışmadan bir tanesidir, ve alana önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu çalışma gelecek çalışmalar için tavsiyelerde bulunmaktadır. The present study investigates; (a) evidentiality markers in news discourse on monetary policy statements, and (b) the implications of the functions of these evidentiality markers on written news discourse. This study is a corpus study and the data were collected between June 2018 and June 2019 from global central banks' digital archives. The data consist of 9 statements of monetary policy for each bank, 36 in total. The dataset was analysed using the categorization of evidentiality, and the results were interpreted by mixing qualitative and quantitative approaches to corpus research. Results show how the evidentiality markers in news discourse were used, and which function they carried with. Results also show that there were only certain types of evidentiality markers in the corpus. The present study, which is an example of a few studies on evidentiality markers in news discourse on monetary policy, has considerable contributions to the field. This study also provides further research recommendations. 105

Bu çalışma, Türkiye'deki bir devlet üniversitesindeki Havacılık İngilizcesi öğrenicilerinin dil gereksinimlerini değerlendirmek için özel olarak tasarlanmıştır, Böylece Özel Amaçlı İngilizce, özellikle Havacılık İngilizcesi, alanındaki profesyonellerin, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından belirlenmiş dil standartlarının karşılanmasında öğrencilere yardımcı olacak etkili ders planları hazırlayabilmeleri ve bu alandaki diğer profesyonellere rehberlik edebilmek amaçlanmıştır. Literatürde, Havacılık İngilizcesi ile ilgili Türkiye'de benzer araştırma sonucuna rastlanmamış ve Havacılık İngilizcesi öğrencilerinin hedef durumdaki ihtiyaçlarının analizi ile ilgili boşluk bu araştırma ile doldurulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, karma yöntem araştırma tasarımı tercih edilmiş ve öğrencilerin ihtiyaçlarına ilişkin veriler iki aşamalı olarak elde edilmiştir. İlk olarak, araştırmacı tarafından aynı çalışmanın bir parçası olarak geliştirilen `Havacılık İngilizcesi İhtiyaç Analizi Anketi` kullanılarak 323 katılımcıdan nicel veriler toplanmıştır. Daha sonra ise aynı örnek grubundan 10 gönüllü ile yapılandırılmış bireysel görüşmeler yapılarak öğrencilerin Havacılık İngilizcesi ile ilgili algılarını ve Havacılık İngilizcesi derslerinden beklentilerini analiz etmek adına nitel veriler toplanmıştır. Öğrencilerin ihtiyaçları hakkında bilgi edinmek için ilgili verilerin analizi, Özel Amaçlı İngilizce uygulayıcıları ve diğer tüm Havacılık İngilizcesi profesyonelleri için önemli düzenlemeler önermiştir. Bu çalışmanın en önemli bulgularından biri, havacılıkta radyo-telefon iletişiminin neden olduğu zorluklar nedeniyle, dinleme becerisinin öğrenciler için büyük bir endişe kaynağı olarak ortaya çıkmasıdır. Ayrıca, Havacılık İngilizcesi derslerinde konuşma etkinlikleri için ayrılan sürenin maksimumda tutulması gerektiği tanımlanmış ve bunun da katılımcılar tarafından daha akıcı bir İngilizce konuşmacısı olma zorunluluğunun çok önemli olarak nitelendirilmesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra Havacılık İngilizcesi öğrencilerinin Havacılık İngilizcesini yalnızca ICAO dil standartlarını karşılama zorunluluğundan değil aynı zamanda havacılıktaki güvenlik sorunları ve mesleki gelişim amaçları için de bir gereksinim olarak algılamalarından ortaya çıktığı gerçeği bu çalışma ile belirlenmiştir. Bu bulgular ışığında, Havacılık İngilizcesi alanında gelecekteki araştırmalar için gerekli önerilerde bulunulmuştur. The current study was specially designed to assess the language needs of Aviation English learners in a state university in Turkey so that the professionals in the field of ESP, specifically Aviation English, could come up with effective course plans to help these learners meet language standards set by International Civil Aviation Organization (ICAO) and it could serve as a guide for other professionals in this field. The exploration of prior research in the literature related to Aviation English yielded no results and this gap concerning the analysis of Aviation English students' needs in the target situation was tried to be filled in with this research. For such purposes, mixed methods research design was preferred and the data pertaining to students' needs was collected in two phases. First, quantitative data was collected from 323 participants by instrumenting the 'Aviation English Needs Analysis Questionnaire' which was developed by the researcher as part of the same study. Second, qualitative data was collected to analyze students' perceptions towards Aviation English and expectations from Aviation English courses by conducting structured individual interviews with 10 voluntary interviewees from the same sample. The analysis of relevant data to gain insight into the needs of students suggested significant implementations for ESP practitioners and all other professionals of Aviation English. One of the key findings of this study was that listening comprehension showed up as a big concern of students because of the difficulties resulting from radiotelephony in aviation. Also, it was found out that the time allocated for speaking activities in Aviation English classrooms should be kept at maximum because the necessity to be a more fluent speaker of English was defined by the participants as crucial. What's more the fact that Aviation English students perceived learning Aviation English not only as a requirement to meet ICAO language standards but also for safety issues in aviation and for the purposes of professional development was brought to light in this study. In the light of these findings, necessary suggestions were also put forward for future researches in the field of Aviation English. 116

Bu çalışmanın amacı içerik temelli yabancı dil öğretim modeli ilkokul öğrencilerinde biçim odaklı öğretimin dil farkındalığına etkisini araştırmaktır. Çalışma özellikle, biçim odaklı öğretimin içerik temelli yabancı dil öğretim modeli ile birlikte uygulandığında öğrencilerin dil biçimlerini fark etme yeteneği ve biçim ve işlev arasında ilişki kurma; öğrencilerinin dil ürünlerinin söz dizimi doğruluğu ve dil farkındalığı ile ilişkili olarak üstdil farkındalığının farklılık gösterip göstermediğini incelemektedir. Karma yöntemli bir araştırma tasarımı benimseyen yarı deneysel çalışmada bir ön test ve art test, üç dil farkındalığını arttıran sınıf içi etkinliği ve beş dil farkındalığı protokolü Türkiye'deki 40 dördüncü sınıf özel okul öğrencisine uygulanarak veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Hem içerik temelli öğretim modelinin hem de biçim odaklı öğretimin dil farkındalığına belirli bir düzeyde etkisi olduğu, fakat biçim odaklı öğretim içerik temelli öğretim modeline uyarlandığında dil farkındalığının daha yüksek bir seviyede sağlanabileceği görülmüştür.Anahtar Kelimeler: İçerik Temelli Yabancı Dil Öğretim Modeli, Dil Farkındalığı, Biçim Odaklı Öğretim, Üstdil Farkındalığı, İçerik Temelli Öğrenme, Bariz Dil Öğrenimi The purpose of this study is to investigate the effect of Form-Focused Instruction (FFI) in a primary school Content and Language Integrated Learning (CLIL) context on Language Awareness. More specifically, the study examined if there is a significant effect of FFI along with CLIL instruction on the ability of noticing and building a relationship between form and function, syntax accuracy of language outcome, and metalinguistic awareness regarding the language awareness level. Adopting a quasi-experimental research design utilizing mixed methods, the study used a pre-test, a post-test, three language awareness raising classroom tasks and five language awareness protocols to collect data from 40 fourth grade students in private schools in Turkey. The findings of the study suggest that both CLIL and FFI have a certain impact on Language Awareness of primary school students; however, when FFI is implemented to CLIL lessons, the level of language awareness is higher.Keywords: Content and Language Integrated Learning, Language Awareness, Form-Focused Instruction, Metalinguistic Awareness, Content-Based Learning, Explicit Language Learning 117

İngilizcenin günümüzün uluslararası ortak dili (lingua franca) olmasından dolayı İngilizce öğretiminin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, sınıf ortamında karar verici yetkiye sahip olan öğretmenlerin uluslararası ortak dili nasıl anlamlandırdıkları dikkatli ve ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Bu durumun öneminin göz önünde bulundurulmasıyla hazırlanan çalışmada, İngilizce okutmanlarının İngilizcenin lingua franca olarak kullanımında sınıftaki düzeltmenin önemi, uluslararası iletişimde kabul edilebilirlik, uluslararası iletişimde anlaşılabilirlik ve doğruluk faktörleri açısından farkındalıklarını anlamak amaçlanmıştır. Aynı zamanda okutmanların İngilizcenin dünya dili olarak rolü ve bunun pedogojisine karşı bakış açıları keşfedilmiştir. Hazırlanan çalışmada veriler, İngilizcenin Lingua Franca Olarak Kullanımı Anketi ve yarı yapılandırılmış öğretmen görüşmeleriyle elde edilmiştir. Elde edilen verilere göre okutmanların İngilizcenin lingua franca olarak kullanımına sınıftaki düzeltmenin önemi, uluslarası iletişimde kabul edilebilirlik ve anlaşılabilirlik faktörleri açısından toleranslı oldukları, doğruluk faktörü açısından ise toleranslı olmadıkları saptanmıştır. Ayrıca çalışmada katılımcıların İngilizcenin lingua franca olarak kullanımını kabul ettikleri ancak bu açıdan yapılacak eğitime karşı ön yargılı oldukları tespit edilmiştir. Considering the current role of English as a lingua franca (ELF), the way English language is taught needs to be revised. Since teachers are the decision makers in the classrooms, their understandings of this phenomenon deserve close scrutiny. It is in this spirit that this study investigates awareness of English language instructors about ELF use with regard to four aspects: importance for classroom correction, acceptability for international communication, intelligibility for international communication and correctness. Besides, it explores the perceptions of these instructors at universities towards the role of English as a global language and its pedagogy. The data were collected through an ELF-Awareness Survey and semi-structured interviews. The obtained results revealed that the participants are tolerant of ELF use with regard to importance for classroom correction, acceptability for international communication and intelligibility for international communication aspects. On the other hand, they seem not to be tolerant of ELF use on correctness aspect. It was also found out that even though the participants accept the existence of ELF, they have bias towards teaching from an ELF-based approach. 84

Bu araştırmanın amacı, ilköğretim birinci sınıf Türkçe dersi ilk okuma yazma öğretiminde, 2016- 2017 eğitim öğretim yılında ilk okuma yazma öğretiminde ses gruplarındaki harflerin öğretim sırasında, bazı harflerin yazılışlarında ve kendisinden sonra gelen harf ile bağlanma şeklindeki değişikliklerin eğitim öğretim sürecine etkilerinin sınıf öğretmenlerinin görüşleriyle belirlenmesidir. Araştırmanın evrenini 2016- 2017 eğitim öğretim yılında İstanbul ili farklı ilçelerinde özel okullarda görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak görüşme doküman inceleme ve gözlem teknikleri kullanılmıştır. Veriler içerik analizinin kodlama yöntemi ile analiz edilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda 2016- 2017 eğitim öğretim yılı Türkçe dersi ilk okuma yazma öğretiminde yapılan ses gruplarındaki ve harf yazımlarındaki değişikliğin eğitim öğretim sürecine olumlu etkisinin olmadığı, öğrencilerin okuma- yazma süreçlerinde aksaklıklar olduğu belirlenmiştir. The aim of this study is to determine the effects of applied new methods for 1st grade reading and writing teaching for Turkish class in 2016- 2017 academic year on students' learning process, regarding teachers' notions. The target population of this study is the private school teachers who work in different regions of Istanbul in 2016-2017 academic year. As data gathering tools, semi-structured individual interviews, a document review and peer observation methods were used. Data were analysed through content analysis method. As a result of these studies; the changes that were made in 2016-2017 academic year on the introduction programme for groups of phonemes and spelling have not created a positive effect in the learning process of students - some impediments were observed on the students' reading and writing process. 100

Bu çalışmanın amacı üniversitedeki İngilizce öğretmenlerinin farkındalık ve inançlarının ortak İngilizce dili edebiyatı içeren ve farklı bakış açılarının da yer verildiği 5 hafta süren bir eğitimin sonunda nasıl değiştiklerine odaklanmaktır. Birçok dilbilimci farklı görüş ve yerlerde İngilizce ortak dilini bu zamana kadar araştırmışlardır. Anadili İngilizce olan ve olmayan yerli konuşmacılar sınıflarda öğretirken standart İngilizce kullanarak İngilizceyi şekillendirmişlerdir. Bir başka değişle, anadili İngilizce olan ve olmayan konuşmacılar standart dil kurallarını öğretme metotlarında kullanmaya eğilimlidirler. Fakat iletişim kurarken onların ortak kaygısı anlaşılabilirliktir. Bu yüzden, bu çalışmanın amacı İngilizce öğretmenlerinin öğretimde daha verimli olmaları için eğitilmeleri adına onların İngilizce ortak dil üzerine farkındalıklarını analiz etmektir. Veri analizi yapılırken grup röportajı ve anket içerisindeki İngilizce ortak dil eğitimine yönelik bilgi soruları kullanılarak nitel, eğitimin önce ve sonrasında verilen anket çalışması uygulanarak nicel metot kullanılmıştır. Veri sonuçlarına göre üniversitede İngilizce hazırlık bölümünde çalışan 10 okutmanının farkındalığının değiştiği ve ortak dil eğitimine yönelik konuşabildikleri belirlenmiştir.Anahtar Kelimeler: İngilizce Ortak Dil, Anlaşılabilirlik, Anadili İngilizce Olmayan Yerli Konuşmacılar, İngilizce Çeşitleri, İngilizce Ortak Dil Farkındalık Eğitimi The aim of this study is to focus on how English language university instructors' awareness and beliefs changed after applying a 5-week training including ELF literature and different perspectives on ELF. Many linguists from different backgrounds and fields have researched English as a Lingua franca (ELF). Native (NS) and nonnative speakers (NNS) have shaped English by using Standard English while teaching their classes. In other words, NSs and NNSs tend to apply normative standards in their teaching methods. However, intelligibility is their common concern while communicating. Therefore, the purpose of this study is to explore how English language university instructors' beliefs and awareness of ELF change after receiving ELF-aware training. While analyzing the data, mixed methods were applied. The data tools included a focus group interview and knowledge of ELF questions in the questionnaire as qualitative data and a questionnaire, which was given as pre-training questionnaire, and a post-training questionnaire before and after training, was used as a quantitative tool. Accordingly, it was found that the awareness of ten English Language University Instructors changed after the training and they were able to talk about ELF terms.Keywords: English as a Lingua Franca, Intelligibility, Nonnative Speakers, Varieties of English, ELF-Aware Training 98

Bu bütünce çalışması, Türk, Ekvadorlu ve Ugandalı ortak dil olarak İngilizce kullanıcılarının tanışma ve cevap mektuplarının bütünce analizinin sonuçlarını sunmaktadır. Bu amaçla, Ekvadorlu, Ugandalı ve Türk öğrencilerin birbirlerine yazdığı 150 adet tanışma ve cevap mektubunda yer alan içerik / konulardaki benzerlik ve farklılıklar, Türk, Ekvadorlu ve Ugandalı öğrencilerin selam ve kapanışları nasıl kullandıkları ve Türk öğrencilerin kültürel geçmişlerinin Uganda ve Ekvadorlu öğrencilerden aldıkları mektupları anlama düzeylerini ne ölçüde etkilediklerini anlamak ve araştırmak amacıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, kişisel bilgileri ve okulla ilgili detayları vermenin en yaygın olarak yer verilen konular olduğunu gösterirken, `en sevilen yerel yiyecekler`, `serbest zaman etkinlikleri` ve `favori şarkıcı` gibi konuların diğer iki ülkeden farklı olacak şekilde her ülke için diğerlerinden farklı olarak bahsedilen konular olduğunu ortaya koymaktadır. Selamlaşmalardan `Hi` ve `Hello` en sık kullanılan selamlama sözcükleri iken, kapanışlarda kültürel farklılıkların varlığı görülmüştür. Türk öğrencilerle yapılan röportajlarda, Türk öğrencilerin, `ortaklaştır` stratejisi gibi mektuplarda rastladıkları kültürel farklılıkların üstesinden gelme yolları hakkında bilgiler de verilmiştir. This corpus study presents the findings of the corpus based analyses of Turkish, Ecuadorian and Ugandan ELF users' introductory and response letters. For this purpose, a corpus of 150 introductory and response letters from Ecuadorian, Ugandan and Turkish students to each other were analyzed in order to identify and investigate the similarities and differences in the content/topics involved in these letters; how Turkish, Ecuadorian and Ugandan learners of English use greetings and closures; and finally the extent to which the cultural backgrounds of Turkish students affect their understanding of letters they received from Ugandan and Ecuadorian students. The findings of the study reveal that while giving personal information and details about their school are the most common topics in all letters, `favorite local food`, `free time activities`, and `favorite singer` were the topics which were different than what the other two nationalities chose to mention. In terms of greetings, `Hi` and `Hello` were the most frequently used greeting words whereas in closures, cultural differences existed. Student interviews made with Turkish students also provided insight to Turkish students' ways of overcoming cultural differences which they come across in their letters such as `making it common` strategy. 93

Bu tez ile CLIL öğretmen eğitiminin Türkiye'deki EFL öğretmen adaylarının öz-yeterlilik inançları, CLIL'ye karşı olan tutumlarına etkisinin ve öğretmenlerin anlattıkları derslerde CLIL anlayışının yansımalarının araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, 28 Türk ELT öğrencisi bu çalışmanın arka planını oluşturan teorik bilgiler, amaçlar, prensipler,dersleri planlama ve öğrenciye aktarma stratejileri ile ilgili CLIL'den eğitim aldı. Bu araştırmada kullanılan veri toplama araçları Öğretmen Öz-yeterlilik Çizelgesi, CLIL Deneyim ve Tavır Anketi,yarı-yapılandırılmış görüşmeler ve ders planlarını temsil etmektedir. Bu öğrenciler katıldıkları eğitimin kendi öz-yeterlilik inançları hakkındaki etkisinin ölçülmesi için eğitimden önce ve sonra Öğretmen Öz-yeterlilik Çizelgesi testine tabii tutuldular. Ayrıca tavır anketi ve yarı-yapılandırılmış yüz yüze görüşmelerle öğrencilerin CLIL'ye karşı olan tutumları araştırıldı. Son olarak katılımcıların ders anlatım planlarındaki CLIL anlayışının yansımalarını bulmak için eğitimi alan öğrencilerin son eğitim toplantısında hazırlayıp sundukları CLIL-tabanlı ders planları ayrıntılı açıklanarak analiz edildi. Bu çalışmanın bulguları, CLIL temelli öğretmen eğitiminin Türkiye'deki EFL hizmet öncesi öğretmen adaylarının öz-yeterlilik inançları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. CLIL'e karşı tutumlarını olumlu çıkartmıştır. Son olarak da, katılımcılar CLIL ve 4 Cs sistemini net bir şekilde anlayıp derslerinde planlamalarına yansıtmıştırlar. This thesis aims to investigate the effect of CLIL teacher training on Turkish EFL pre-service teachers' self-efficacy beliefs and attitudes towards CLIL as well as their reflections of CLIL understanding in planning lessons. For this purpose, a group of 28 Turkish ELT students was trained on CLIL, its theoretical background, aims, principles, strategies for planning, and teaching lessons. The data collection tools included Teacher Self-Efficacy Scale, Attitudes and Experiences in CLIL questionnaire, semi-structured interviews, and lesson plans. The students completed pre-test and post-test of Teacher Self-Efficacy Scale in order to measure the effect of training on their self-efficacy beliefs. Moreover, the students' attitudes towards CLIL were explored through the attitudes questionnaire and semi-structured face-to-face interviews. Finally, CLIL-based lesson plans presented by the trainees in the final training session were described and analyzed in order to find out the participants' reflections of CLIL understanding in their lesson plans. The findings of the present study revealed that the introductory CLIL-based teacher training had a statistically significant effect on the Turkish EFL pre-service teachers' self-efficacy beliefs. Their attitudes towards CLIL turned out to be positive. Finally, the participants reflected their clear understanding of CLIL and its 4 Cs framework in planning lessons. 97

Bu çalışma Türkiye'de İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten öğretmenlerin Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki ihtiyaçlarını bulmak ve bu alandaki mesleki gelişimlerinde tercih ettikleri yöntemi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu sebeple, veriler 2017-2018 akademik yılında Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında öğretmenlerin yeterliklerini ve eksikliklerini ölçen bir anket (Aduwa-Ogiegbaen, 2009'dan alınan) yoluyla toplanmıştır. Çalışmanın katılımcıları Türkiye'de farklı devlet ve özel üniversitelerde farklı dil seviyelerindeki öğrencilere eğitim veren 200 İngilizce öğretmenidir. Anket yoluyla elde edilen bilgiler SPSS 22 (Statistical Package for the Social Sciences) yardımıyla analiz edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar öğretmenlerin çoğunun bazı teknoloji alanlarında eksik olduğunu ve bu alanlarda öğretmenlerin profesyonel gelişim ihtiyacı hissettiklerini göstermiştir. İngilizce öğretmenlerinin Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında profesyonel gelişimlerinde en çok tercih ettikleri yöntemler alanında uzman kişilerle laboratuvar veya işleyimsel ortamlarda öğretmenin dikkatini vererek çalıştığı sadece İngilizce dilinde eğitim verilen etkinlikler veya staj faaliyetleriyken en az tercih ettikleri yurtiçindeki kurumlar tarafından verilen çalıştaylar, seminerler, konferanslar ve seminerlerdir. Verinin istatistiki analizi ayrıca katılımcıların cinsiyet ve daha önceden Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanında eğitim alıp almaması gibi demografik bilgilerinin Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki yeterlik seviyelerine önemli derecede etkisi olduğunu göstermiştir. Analiz sonuçları, öğretmenlerin çalıştıkları kurumun ve öğretmenlik deneyimlerinin Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki yeterlik seviyelerine, eksikliklerine ve bu alanda kendilerini profesyonel olarak geliştirmede tercih ettikleri yöntemlere etkileyen unsurlar olduğunu önemli bulgularla ortaya koymuştur. The present study was conducted to obtain Turkish in-service English as a Foreign Language (EFL) instructors' needs in Information and Communication Technology (ICT) and determine the ways they prefer to take training to further their professional development in ICT. For this purpose, data were collected during 2017-2018 academic semester by administering a questionnaire of ICT competencies and professional development needs of teachers (adopted from Aduwa-Ogiegbaen, 2009). The participants of the study were 193 Turkish in-service EFL instructors who were teaching English to different levels of students at various state and foundation universities in Turkey. The data gathered thorough the questionnaire were analyzed by the help of Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 22 computer programme. The results of the findings pointed out that the majority of the EFL instructors lacked competencies in some technology areas, and they mentioned that they needed professional development (PD) in these areas. These Turkish in-service EFL teachers' most preferred modes of professional development in ICT were immersion or internship activities in which a teacher spends a concentrated period of time working in a lab or industrial setting with professionals in the subject area while the least preferred modes of professional development were workshops/conferences/seminars provided by professional organizations within the country. The statistical analysis of the data also indicated that demographic factors such as gender and teachers' having Professional Development (PD) in ICT before had a significant effect on their ICT competency levels. The analysis also yielded significant results for the working place and teaching experience as factors affecting the ICT levels, PD needs in ICT and preferred modes of PD 121

Bu çalışmanın amacı, İngilizce öğretim görevlilerinin dil ölçme ve değerlendirme alanında aldıkları eğitim düzeyi ve hizmet içi eğitim ihtiyaçlarını araştırmaktır. Çalışma özellikle katılımcıların bu alanda algıladıkları eğitim düzeyi ve hizmet içi ihtiyaçlarının; mezun oldukları bölümleri, eğitim seviyeleri, ölçme ve değerlendirme birimlerindeki görevleri ve öğretim deneyimleri bakımından önemli bir farklılık gösterip göstermediğini incelemektedir. Karma yöntemli bir araştırma tasarımı benimseyen çalışmada bir anket ve yarı yapılandırılmış görüşmeler veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Üniversitelerin İngilizce Hazırlık Programlarında çalışan 246 İngilizce öğretim görevlisinden veri toplanmıştır. Bulgular, katılımcıların dil ölçme ve değerlendirme alanında iyi düzeyde eğitim aldığını düşündüklerini göstermesine rağmen, özellikle süreç değerlendirme ve dil ölçme değerlendirmenin içerik ve olgu alanlarında hala eğitime ihtiyaç duyduklarını önermektedir. Ayrıca, lisans eğitiminde İngiliz Dili Eğitimi alan ve almayan öğretim görevlileri arasında dil ölçme değerlendirme alanında aldıkları eğitim hakkındaki algıları bakımından istatistiksel önemde farklılıklar gözlemlenmiştir. Katılımcıların dil ölçme ve değerlendirme alanında aldıkları eğitim düzeyinin, öğretim deneyimi bakımından farklılıklar gösterdiğinin gözlemlenmesinin yanında daha fazla deneyime sahip öğretim görevlilerinin daha az hizmet içi eğitim ihtiyacı algıladıkları görülmüştür. The purpose of this study is to investigate the reported training level and perceived training needs of English language instructors in various areas of language testing and assessment (LTA). More specifically, this study examines if the training levels and training needs of instructors demonstrate a significant difference regarding their major, highest degree in education, LTA responsibilities in testing units, and teaching experience. Adopting a mixed methods research design, the study used a questionnaire and a semi-structured interview to collect data from 246 English language instructors, who worked at English Preparatory Programmes at Turkish universities. The findings of the study suggest that although the participants report a good level of training in various areas of LTA, they still perceive a strong need for training in these areas especially in formative types of assessment and in content and concepts of LTA. Moreover, the participants who studied ELT and those who did not significantly differ regarding their perceived training needs in the areas of LTA. While some differences are observed in the reported training level of the participants in relation to their teaching experience, instructors with more teaching experience perceive less need for professional development training. 102

Bu çalışma, Dörnyei'nin (2005, 2009) İkinci Dil Öğreniminde Öz MotivasyonSistemi'ni Türkiye'de Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğrenimi bağlamında araştırmayıamaçlamaktadır. Çalışmanın özel amacı (1) İngilizce öğrenen Türk öğrencilerin İkinciDil Öğreniminde Öz Motivasyon Sistemi'nin bileşenleri (ideal ikinci dil benliği,çevremizin bizden beklediği ikinci dil benliği ve ikinci dil öğrenme tecrübesi)arasındaki ilişkiyi, (a) bu üç bileşen ve okul türü (devlet veya özel) arasındaki ilişkiyi,(b )bu üç bileşen ve cinsiyet arasındaki ilişkiyi ve son olarak da (2) bu üç bileşen veamaçlanan çaba arasındaki ilişkiyi incelemektir. Türkiye'de iki özel iki devlet ortaöğretim okulunda, yabancı dil olarak İngilizce eğitimi alan 170 öğrenciyeyapılandırılmış bir anket uygulanmıştır. Nicel ve korelasyonel araştırmalaradayanarak, toplanan veriler SPSS 17. 0 sürümüne girilmiştir. Çalışma, PearsonKorelasyon Katsayı analizi yoluyla, sistemin üç bileşeni arasında ve bu yapılar ileamaçlanan çaba arasında bir ilişki olduğunu bulmuştur. Ayrıca, okul türü, üç bileşenarasındaki korelasyon seviyesinde çok fazla değişim göstermezken, cinsiyetinçevremizin bizden beklediği ikinci dil benliği dışındaki bileşenlerle ilişkili olduğusaptanmıştır. Mevcut çalışma, İkinci Dil Öğreniminde Öz Motivasyon Sistemi'ninteorik geçerliliği ile ilgili daha önce yapılan çalışmaları desteklemekte ve farklı bağlamlarda ve farklı çalışma guruplarıyla dahafazla çalışma yapılmasını önermektedir.Anahtar Kelimeler: İkinci Dil Öğreniminde Öz Motivasyon Sistemi, Yabancı DilOlarak İngilizce, Devlet veya Özel Okul Bağlamı, Cinsiyet, Amaçlanan Çaba This study aims to investigate Dörnyei's (2005, 2009) L2 Motivational Self System inTurkish EFL context. Its particular goal is to examine relationships between/among(1) three components (ideal L2 self, ought-to L2 self, and L2 learning experience) ofL2 Motivational Self System of Turkish learners of English, (a) these threecomponents and type of school (public vs. private) and (b) these three components andgender, and lastly (2) these three components and intended effort. A structuredquestionnaire was administered to 170 EFL students in two public and two privatesecondary schools in Turkey. Drawing on the quantitative and correlational research,the collected data was analyzed using SPSS 17.0 version. Through Pearson CorrelationCoefficient (PCC) analysis, the study found that there was a correlation among threecomponents of the system and between these components and intended effort.Moreover, it was also depicted that while type of school did not show much differencein the correlation level among the three components, gender was correlated with theconstructs of the system except ought-to L2 self. The current study supports previousstudies on the theoretical validation of the L2 Motivational Self System andrecommends for further research in different settings and with different sample groups.Keywords: L2 Motivational Self System, EFL, Public vs. Private School Context,Gender, Intended Effort 124

Bu çalışmanın temel amacı, oyunlaştırılmış oyun temelli kelime öğreniminin çocukların kelime hazinesinde kalıcılığına etkisini ve çocukların algılarını incelemektir. Bu yarı deneysel çalışma, 2017 yılının bahar döneminde 6 hafta boyunca Türkiye'nin kuzeybatısında özel bir ilköğretim okulunda gerçekleştirildi. Katılımcılar, 5 - 7 yaş arasında olan İngilizce dilini yabancı dil olarak öğrenen 36 adet başlangıç seviyesinde ilköğretim birinci sınıf Türk öğrencilerdi. Veriler, 18 öğrenciden oluşan deney grubundan ve 18 öğrenciden oluşan kontrol grubundan, kelime ön test ve son test sonuçlarından toplandı. Pictionary oyunu, deney grubuna uygulanan müdahale olmuştur. Ek olarak, öğrencilerin oyunlaştırılmış oyun temelli derslerine ilişkin algılarını keşfetmek için bir anket kullanıldı ve deney grubundan 6 öğrenci ile röportaj yapıldı. Ön test ve son testten toplanan veriler, SPSS kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar, tüm öğrencilerin son testlerinde daha iyi performansların gösterdiklerini ortaya koydu. Bununla birlikte, deney grubundaki öğrenciler, son testlerinde kontrol grubuna göre daha başarılıydı. Ayrıca, öğrencilerin oyun temelli sözcük eğitimine yönelik algıları olumludur. Ayrıca, öğrencilerin oyunlaştırılmış oyun temelli kelime öğrenimine yönelik algıları olumlu olmuştur. Son olarak, bu çalışma, oyun temelli kelime öğretiminin, küçük yaş grubu öğrencilerin İngilizce derslerine, hedeflenen kelimeleri öğrenirken performanslarını ve ilgisini arttırmak için etkin bir yöntem olarak uygulanabileceğini önermektedir. The main purpose of this study is to examine the effect of gamified game-based L2 vocabulary instruction on young learners' vocabulary retention and their perceptions. This quasi-experimental study was conducted in Spring 2017 for 6 weeks at a private primary school in the northwest of Turkey. The participants were 36 beginner level first grade Turkish EFL young learners aged between 5 and 7. The data was collected through L2 vocabulary pre-test and post-test from experimental group with 18 students and a control group with 18 students; and a Pictionary Game was the treatment applied to the experimental group. Additionally, a questionnaire was utilized to explore the students' perceptions of their gamified game-based lessons and interviews were conducted with 6 students from the experimental group. The data from the pre-test and post-test was analyzed using the SPSS. The results indicated that all the students performed better in their post-tests. However, students in the experimental group outperformed those in the control group in their post-tests. Moreover, the students' perceptions towards gamified game-based L2 vocabulary instruction were positive. Finally, this study suggests that gamified game-based L2 vocabulary teaching can be implemented to young learners' EFL lessons as an effective method to enhance their performance as well as enthusiasm. 72

Son yıllarda artan globalleşme ve İngilizce dilinin lingua franca (ortak dil) anlamındaki artan rolü ile birlikte kültürlerarası iletişimsel yeterlik yabancı dil öğrenicileri açısından bir zorunlu tema haline gelmiştir. Bu durum dil ve kültür entegrasyonun yabancı dil öğretiminde artan önemi sonucunu doğurmuştur. Yabancı dil öğretiminde en önemli araçlardan biri olan ders kitaplarının örnek ve bilgi açısından çeşitli kültürler arası elementler içermesi önem arz etmektedir. Ders kitaplarının içeriğinde farklı kültürlere ait kültürel öğelerin yansıması ve kültürlerarası iletişim yeterliği edinişi ders kitaplarından beklenen özelliklerdir. Mevcut tez ikinci/yabancı dil olarak İngilizce ders kitaplarının içeriğini kültürler arası iletişimsel yeterlilik bağlamında incelemektedir. Bu içerik analizi çalışmasında Türkiye'de yaygın olarak kullanılan A1 ve A2 seviyelerinde ikinci/yabancı dil olarak İngilizce ders kitapları kültürler arası elementler açısından incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı ders kitaplarına entegre edilen kültürlerarası iletişim yeterliliği öğelerini iki araştırma sorusunu bağlamında cevaplamaktı. İlk soru kültürler arası iletişim yeterliliği öğelerinin ders kitaplarına entegre edilme boyutunu yansıtmayı hedeflemekteydi. İkinci soru kültürlerarası iletişim yeterliliği öğelerinin ders kitaplarına nasıl entegre edildiğini bulmayı hedeflemekteydi. Sonuçlar ders kitaplarına belli bir dereceye kadar kültürler arası iletişim yeterliliği entegre edildiğini ortaya çıkarmıştır. En yaygın kültürler arası iletişimsel entegrasyon alanları farklı kültürler hakkında merak uyandırma, yabancı dil kültürünün yaratıcı sanat eserleri ve çeşitli kültürlerin yansıtılmasını içermektedir. Son olarak bu çalışma ikinci/yabancı dil olarak İngilizce ders kitaplarında kültürler arası iletişimsel yeterliliği açısından çeşitli pedogojik çıkarımlar sağlamaktadır. With the rise of globalization and the increasing role of English as a lingua franca (ELF) over the last decades, intercultural communicative competence (ICC) has become an imperative theme for foreign language learners. This has led to a growing importance of integration of language and culture in foreign language teaching. Since textbooks are one of the most important tools for foreign language teaching, it is essential that they include examples or information regarding various intercultural elements. The illustration of cultural components of different cultures in the content of the textbook and the scope of the textbooks with regards to intercultural communicative competence are the expected criteria from textbooks. This thesis investigates the EFL/ESL textbook content in terms of intercultural communicative competence. In this content analysis study, a set of ESL/EFL textbooks for A1 and A2 levels commonly used in Turkey were examined to identify intercultural elements. The aim of the study was to answer two research questions related to the integration of ICC competence to the textbooks. The first question aimed to display the extent of intercultural elements integrated to the textbooks. The second question aimed to find out how the ICC components were integrated to the textbook. The findings revealed ICC has been integrated in these textbooks to a certain extent. The most common areas of ICC integration include encouraging curiosity about other cultures, creative arts of the foreign language culture and representation of variety of cultures. Lastly, this study provides several pedagogical implications for the integration of ICC for EFL/ESL textbooks integration. 83

Bu çalışmanın amacı, İngilizce Ortak Dil Akademik derlemindeki konferans konuşmalarındaki epistemik duruş Bence'nin toplam sayısının ve sıklığının araştırılmasıdır. Buna ek olarak, bu çalışma derlem verisinden alınan belirli örnekler üzerinden Bence işlevlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Derlemin 9 saat 3 dakika süreli konferans konuşmalarındaki çeviriyazıları incelenmiş ve epistemik duruş Bence, yapısal ve işlevsel kullanımları belirlenmek için kodlanmıştır. Çalışmanın sonuçları İngilizce Ortak Dil Akademik derlemi konferans konuşmalarında üç farklı kategori Bence olduğunu ortaya çıkardı. Bunlar en çok kullanılandan en az kullanılana doğru sıralandığında içerisinde that olan ya da olmayan bağlı cümleler, dil alışkanlığı ve basit cümleler olarak belirlendi. İşlevsel analiz sonuçlarında ise epistemik duruş Bence'nin en çok öznel görüş, uzlaşım ve anlaşma bildirmek amacıyla kullanıldığı saptanmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma İngilizce Ortak Dil Akademik derlemindeki konferans konuşmalarındaki epistemik duruş Bence'nin kullanımının anlaşılmasına katkıda bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Epistemik duruş, Bence, İngilizce Ortak Dil, Derlem, İngilizce Ortak Dil Akademik Derlemi The purpose of the study is to investigate the overall number and frequency of the epistemic stance I think in the speech activity of conference discussions in the English as a Lingua Franca in Academic Settings (ELFA) corpus. Moreover, this study aims to analyze the functions of I think through specific examples from the corpus data. The transcriptions of a total of 9 hours and 3 minutes of conference discussions were examined and coded to identify the structural and functional use of the epistemic stance I think. The findings of the study revealed that the 3 structural categories of I think are evident in the speech activity of conference discussions in the ELFA corpus. These include main clause in complement clause construction with or without the complementizer that, verbal routine, and simple clause construction from the most to the least frequent one. As for the functional analysis, the findings suggested that the epistemic stance I think is most commonly used to show subjective opinion, agreement and /or alignment. All in all, this study contributes to understanding of the use of epistemic stance phrase I think in conference discussions in the ELFA corpus.Keywords: Epistemic stance, I think, ELF, Corpus, ELFA 76

Bu çalışmanın amacı yabancı dili İngilizce olan üniversite akademik personelinin, beyaz yakalı çalışanların ve lisans öğrencilerinin Türkçe' den İngilizce' ye dil değişimine karşı tutumlarını incelemek, aynı zamanda tutumlar açısından guruplar arasında kayda değer bir fark olup olmadığını araştırmaktır. Ayrıca dil değiştirmenin nedenleri de incelenmiştir. Toplamda yüz altmış dört kişi araştırmaya katılmıştır. Veriler, tutum anketi, yarı yapılandırılmış görüşmeler ve gözlemler ile toplanmıştır. Çalışmanın bulguları katılımcıların çoğunlukla olumlu (pozitif ) ve tarafsız (nötr) bir tutuma sahip olduklarını göstermiştir. Ayrıca sonuçlar guruplar arasında kayda değer bir fark olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu sonuçlara göre akademik personel en olumlu tutuma sahip gurupken, lisans öğrencileri guruplar arasında olumsuz tutuma sahip tek gurup olmuştur. Son olarak, iş ve sosyal hayatta yoğun bir şekilde İngilizce kullanımı, dil değişiminin etkenliği, ve bazı kelimelerin Türkçe' de eksik olması göze çarpan dil değişimi nedenlerindendir. The purpose of this study is to investigate the attitudes of L2 English speaking faculty members, business people and university students towards code-switching (CS) from Turkish to English. The study also aims to explore whether there is a significant difference between groups regarding their attitudes. Additionally, the reasons of CS are also examined. A sample of 164 subjects participated in the study. The data was gathered through an attitude questionnaire, semi-structured interviews, and observations. The findings of the study showed that the participants have mostly positive and neutral attitudes towards CS. It is also revealed that there is a significant difference between groups. While faculty members have the most positive attitudes, undergraduate students is the only group with mostly negative attitudes towards CS. Finally, it is found out that being exposed to English in social and professional environment, the effectiveness of CS and lack of some Turkish expressions are the most prominent reasons regarding performance of CS. 101

Bu çalışma, İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten okutmanların rica stratejilerini ve bu startejileri kullanırken göz önüne aldıkları sosyal faktörlere yönelik algılarını incelemeyi hedefliyor. Çalışmaya, İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten 55 Türk okutman katıldı. Veri, söylem tamamlama testi, sözlü raporlar ve sınıf gözlemlerinden toplanmıştır. Söylem tamamlama testinin ve sınıf gözlemlerinin analizine göre, İngilizce'yi yabancı dil olarak öğreten Türk okutmanlarının edimbilimsel stratejileri yüksek olmasına rağmen, bu stratejileri sınıfta uygulamalarının sınırlı olduğu ortaya çıkmıştır. Ek olarak, sözlü raporların analizi, rica stratejilerini kullanırken, sosyal statü ve sosyal mesafenin okutmanların dikkate aldığı iki önemli etken olduğu gözlemlenmiştir. This study aims to investigate the use of request strategies by Turkish EFL instructors and their perceptions of social or situational factors with regard to their strategy use. The participants in the study involved 55 Turkish EFL instructors. The data were collected through a Written Discourse Completion Test (WDCT), verbal reports and class observations. The analysis of the WDCT indicated that, although Turkish EFL instructors have a high awareness of pragmatics strategies, their use of these strategies in class-room environment is limited. Additionally, the analysis of Turkish EFL instructors' perceptions demonstrated that social distance and social status are two important factors that affect instructors' request strategies. 84

Bu çalışmanın amacı yabancı dil olarak İngilizce öğrenen Türk öğrencilerin reddetme stratejilerini incelemek, reddetme sözeylemi hakkında bildiklerine ışık tutmak ve reddetme eylemi esnasındaki sosyal faktörleri daha iyi anlamaktır. Katılımcılar, Türkiye'nin batısında özel bir üniversitede İngilizce hazırlık eğitimi alan 80 öğrencidir. Veriler, öğrencilerin doldurduğu söylem tamamlama testleri, kavrama ve edimbilim bilgilerini açığa çıkarma odaklı sözlü raporlar ve görüşmelerle toplanmıştır. Çalışmanın bulguları bu öğrencilerin reddetme eyleminde kullandıkları stratejileri ortaya koymuştur. Davet ve rica durumlarında kullanılan reddetme stratejileri karşılaştırılmış ve strateji kullanımı incelenmiştir. İngilizce öğrenen Türk öğrencilerin dolaylı reddetme stratejilerini kullandığı tespit edilmiştir. Sözlü rapor ve görüşmelerden elde edilen veriler dört ana başlık altında toplanarak öğrencilerin reddetme algısını etkileyen sosyal faktörler açığa çıkarılmıştır. The purpose of this study is to examine the refusal strategies of Turkish EFL learners and explore their perceptions of social factors that are influential in their strategy use. The study was conducted at a private university in the west of Turkey, and eighty Turkish EFL students enrolled at an English language preparatory program participated in the study. The data were obtained through a written discourse completion task (DCT), retrospective verbal reports, and interviews. The results demonstrated the refusal strategies that Turkish EFL learners use in different social situations. The number of refusals to invitations and requests were compared, and strategy use was analyzed. Turkish EFL learners were found to use indirect strategies more than direct and adjuncts. Finally, the perception data revealed four general themes regarding the social factors that affect Turkish EFL learners' refusal responses. 88

Bu çalışmanın ana amacı hizmet öncesi İngilizce öğretmenlerinin İngilizce öğretmek için materyal olarak durum komedilerinin kullanımı ile ilgili bilgi ve anlayışlarını 5 haftalık bir eğitim süresince nasıl oluşturduğunu bulmaktır. Bu çalışma aynı zamanda bu öğretmenlerin algılarının ve inançlarının eğitim sonunda ne ölçüde değiştiğini bulmayı da amaçlamaktadır. Çalışma Türkiye'deki özel bir üniversitede İngilizce öğretmenliği okuyan 1 Tanzanyalı 3 Türk ile yapılan bir vaka çalışmasıdır. Nitel veriler, hedef grup görüşmeleri, günlükler, dönem sonu yansıtma kâğıtları, sınıf içi tartışmalar, ders planları ve gözlem notları ile toparlanmıştır. Veriler analiz edildiğinde, hizmet öncesi öğretmenlerin bilişsel sürecine etki eden dört temel unsur belirlenmiştir: küçük ölçekli öğretim, verilen eğitimin kendisi, gerçek hayat ile ilişkilendirme ve ikinci dil öğrenme deneyimi. Algı değişikliği ele alındığında ise abartılı durumları, dilin zorluğu ve bozukluğu yüzünden iki katılımcının durum komedilerini eğitim sırasında uygun ders materyali olarak görmediği fakat bu düşüncelerinin örnek ders anlatımları sırasında değiştiği, genel olarak tüm katılımcıların durum komedilerine karşı pozitif düşüncelere sahip oldukları görülmüştür. The main purpose of this study is to investigate how pre-service EFL teachers construct their knowledge and understanding of using sitcoms as an authentic teaching material to teach English over a 5-week training program. The study also aims to explore to what extent their perceptions or beliefs on the use of sitcoms change at the end of the training. The methodology involved a case study design with one Tanzanian and three Turkish pre-service EFL teachers at Department of English Language Teaching (ELT) of a private university in the northwest of Turkey. Drawing on qualitative research, the study utilized various data sources, and these include diaries, focus group interviews, reflection papers, in-class discussions, participants' lesson plans and researcher's observation notes. When these data sources are analysed, four main themes that have an effect on participants' cognition of sitcoms as a teaching material emerged: the role of micro teaching, the role of training, access to real life, and L2 learning experiences. In terms of the perception change, it was seen that all participants began to hold similar positive views in terms of using sitcoms to teach English at the end of the training program although two of them showed resistance at first because of exaggerated situations as well as violations and complexity in the language of sitcoms for beginner students. 128

Bu tez, pragmatik (kullanım bilim) öğretiminde pedagojik ders öğretiminin İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen 9. sınıf Türk öğrenciler üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlar. Çalışma, özellikle İngilizcedeki rica söz eylemlerini ve rica söz eylemlerinin öğretiminin İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerin, pragmatik yeterliliğini nasıl etkilediğine dayanır. Bu amaçla, 3 hafta boyunca uygulanmak üzere, araştırmaya dayalı bir eğitim planı hazırlanmıştır. Buna ek olarak, bu çalışma İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrencilerin pragmatiğe dayalı derslere yönelik algılarını araştırmayı hedefler. Çalışma tek gruplu ve birkaç veri kaynaklı, yarı deneysel araştırma dizaynını kapsar. Veri kaynakları, söz eylem tamamlama testleri, öğrenci merkezli anket, öğrenci görüş formları ve araştırmacı alan gözlem raporlarını içerir. Eğitim planı öncesi ve sonrası uygulanan ilk ve son söz eylem tamamlama testlerinin analizi, Türk öğrencilerin pragmatik öğretimine dayalı eğitsel dersler sonrasında, rica söz eylem stratejilerini kullanımlarında çeşitlilikte artış ve doğrudan anlatımda azalma olduğunu gösterir. Aynı zamanda, bu analizler temel olarak öğrencilerin bu eğitsel plandaki sınıf içi etkinlikleri ve kullanılan materyallere yönelik algılarının olumlu olduğunu gösterir. Son olarak, bu çalışma ikinci dilin yabancı dil olarak öğretildiği durumlarda, eğitsel pragmatiğin uygulanması ile ilgili gelecek görüşleri ve pedagojik önerileri tartışır. This thesis aims to investigate the effect of pedagogical intervention in pragmatics on Turkish 9th grade EFL students. The study specifically focuses on the speech act of requests in English, and how teaching requests influences Turkish EFL students' pragmatic competence. To do so, a research-based instructional plan has been prepared and implemented throughout three weeks. Additionally, the study aims to explore the perceptions of Turkish EFL students' on their pragmatics-based classes. The study embraces a single group quasi-experimental design with several data sources. These include a discourse completion test (DCT), a student-based questionnaire, the students' reflective papers, and the researcher's field notes. The analysis of request realizations in the pre-test and post-test DCTs indicates that Turkish EFL students have more variety and decrease in directness in their use of request strategies after the treatment. They also express mainly positive perceptions with regard to activities and materials in the instructional plan. Finally, the study discusses the future directions and pedagogical implications with regard to instructional pragmatics teaching in EFL context. 125