20 results on '"ÇETİN, Mümin Atalay"'
Search Results
2. APEC Ülkelerinde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Hava Kirliliğinin Refah Maliyetlerini AzaltıcI Rolü
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay, BAKIRTAŞ, İbrahim, and İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Subjects
Hava Kirliliği ,Dynamic Panel Data ,Refah Maliyeti ,APEC Ülkeleri ,The APEC Countries ,Welfare Cost ,Hava Kirliliği,APEC Ülkeleri,Dinamik Panel Veri,Yenilenebilir Enerji,Refah Maliyeti ,Social ,Air Pollution ,Yenilenebilir Enerji ,Air Pollution,The APEC Countries,Dynamic Panel Data,Renewable Energy,Welfare Cost ,Renewable Energy ,Sosyal ,Dinamik Panel Veri - Abstract
The main purpose of this study is to determine the possible long run impacts of renewable energy supply on the welfare cost of premature deaths caused by air pollution in the Asia-Pacific Economic Cooperation (APEC) countries during 1990-2016 by using dynamic panel data techniques. The long run elasticity results showed that the increasing supply of renewable energy sources reduces the welfare cost of air pollution. Empirical findings revealed that clean energy should not just seen as a sustainable energy source but also considered as an efficient way to struggle with possible negative externalities of pollution., Bu çalışmanın ana amacı 1990-2016 yılları süresince Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) ülkelerinde yenilenebilir enerji arzının hava kirliliği kaynaklı erken ölümlerin refah maliyetleri üzerindeki uzun dönemli etkilerini dinamik panel veri teknikleri kullanarak incelemektir. Uzun dönem esneklik sonuçları yenilenebilir enerji kaynakları arzındaki artışların hava kirliliğinin refah maliyetlerini azalttığını ortaya koymuştur. Uygulama sonuçları, yenilenebilir enerjinin sadece sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak görülmemesi, aynı zamanda kirliliğin muhtemel dışsallıkları ile baş etmenin etkin bir yolu olarak da değerlendirilmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır.
- Published
- 2022
3. REEL KONUT FİYATLARI İLE EKONOMİ POLİTİKALARI BELİRSİZLİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: GÜNEY KORE ÖRNEĞİ
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay, YAMAN, İlker, and BAKIRTAŞ, İbrahim
- Subjects
Social ,Ekonomi Politikaları Belirsizliği,Reel Konut Fiyatları,Güney Kore,VAR Analizi,Granger Nedensellik ,Economic Policies Uncertainty,Real House Prices,South Korea,VAR Analysis,Granger Causality ,Sosyal - Abstract
Especially with the Global Financial Crisis in 2008, the effects of the housing market on macroeconomic stability have been more clearly understood by researchers and policy makers, both nationally and globally. In this context, it was observed that various types of uncertainty, especially uncertainties in economic policies, affect the housing market. The main aim of this study is to investigate the relationship between real house prices and uncertainty of economic policies between 2001-2008 in South Korea by using VAR analysis. According to the empirical findings, uncertainties in economic policies in South Korea is effective in explaining real house prices changes. In addition, the results revelaed a bidirectional causality relationship between real house prices and economic policy uncertainty., Özellikle 2008 yılında yaşanan Küresel Finansal Kriz ile birlikte hem ulusal hem de küresel ölçekte konut piyasasının makroekonomik istikrar üzerindeki etkileri araştırmacılar ve politika yapıcılar tarafından daha net bir biçimde kavranmıştır. Bu bağlamda ekonomi politikalarındaki belirsizlikler başta olmak üzere farklı belirsizlik türlerinin konut piyasasını etkilediği görülmüştür. Bu çalışmanın temel amacı Güney Kore’de 2001-2018 yılları arasında reel konut fiyatları ile ekonomi politikaları belirsizliği arasındaki ilişkiyi VAR analizi yardımıyla ortaya koymaktır. Çalışmanın ampirik bulguları Güney Kore’de ekonomi politikalarındaki belirsizliklerin reel konut fiyatlar değişimlerini açıklamada etkin olduğunu göstermektedir. Ayrıca reel konut fiyatları ile ekonomi politikası belirsizliği arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir.
- Published
- 2020
4. The Mitigating Role of Renewable Energy Sources on the Welfare Cost of Air Pollution in APEC Countries.
- Author
-
Çetin, Mümin Atalay and Bakırtaş, İbrahim
- Subjects
RENEWABLE energy costs ,AIR pollution ,RENEWABLE energy sources ,POWER resources ,CLEAN energy - Abstract
Copyright of Journal of Abant Social Sciences / Abant Sosyal Bilimler Dergisi is the property of Journal of Abant Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
5. Kentleşme Sağlık Harcamalarını Arttırır mı? Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Bir Dinamik Makro-Panel Analiz
- Author
-
Çetin, Mümin Atalay, Bakırtaş, İbrahim, and İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Subjects
Sabit Etkiler ,Urbanization,Health Expenditures,Fixed Effects,GMM,Developing Countries ,Sağlık Harcamaları ,Social ,Urbanization ,GMM ,Health Expenditures ,Fixed Effects ,Developing Countries ,Gelişmekte Olan Ülkeler ,Sosyal ,Kentleşme ,Kentleşme,Sağlık Harcamaları,Sabit Etkiler,GMM,Gelişmekte Olan Ülkeler - Abstract
Fast growing urban population brings some opportunities while it can also causes significant health costs, especially in developing countries. This study aims to investigate the possible impact of urbanization on health expenditures in 89 developing countries during the period 2006-2015 by using both static and dynamic panel data techniques. Fixed Effects (FE) estimator results showed that the health expenditures per capita has a positive relationship with income per capita, the share of government expenditures, out -of-pocket payments per capita, the share of population ages 65 and above. Furthermore, FE findings revealed that the increased urbanization also induces the healthcare expenditures in developing countries. In addition, dynamic panel estimation method is also applied in the empirical a nalysis to avoid the possible endogeneity problem and to consider the dynamic properties. Thus, Generalised Methods of Moments (GMM) findings showed that the urbanization leads healthcare expenditures in developing countries. Thereby, GMM results are coherence with the FE findings. Consequently, the empirical results indicate the importance of urbanization as a determinant of healthcare expenditures. Therefore, developing countries’ policy makers should re-consider their urban development policies to prevent from the negative externalities of rapid urbanization., Hızla artan kentsel nüfus çeşitli fırsatları beraberinde getirdiği gibi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, önemli sağlık maliyetlerine de neden olabilmektedir. Bu çalışma, 89 gelişmekte olan ülke için 2006-2015 yılları arasında kentleşmenin sağlık harcamaları üzerindeki olası etkisini statik ve dinamik panel veri teknikleri ile incelemeyi amaçlamaktadır. Sabit Etkiler (FE) tahminci sonuçları kişi başına düşen sağlık harcamalarının, kişi başına düşen gelir, kamu harcamaları, sağlık harcamaları için gerçekleştirilen kişi başına nakit ödemeler ve 65 yaş ve üstü nüfus ile doğru yönlü bir ilişki içinde olduğunu göstermiştir. Ayrıca, FE bulguları gelişmekte olan ülkelerde kentleşmede yaşanan artışın sağlık harcamalarını arttırdığını ortaya çıkarmıştır. Buna ek olarak, bu çalışmada, olası içsellik sorunlarından kaçınmak ve dinamik özellikleri göz önünde bulundurmak için dinamik panel tahmin yöntemleri de uygulanmıştır. Bu bağlamda gerçekleştirilen Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (GMM) b ulguları kentleşme oranındaki artışın sağlık harcamalarını arttırıcı bir etkisi olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla, GMM sonuçları FE bulguları ile uyumludur. Çalışmanın ampirik bulguları, kentleşmenin, gelişmekte olan ülkelerde sağlık harcamalarının önemli bir belirleyicisi olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin politika yapıcıları, hızlı kentleşmenin negatif dışsallıklarını önlemek için kentsel gelişim politikalarını yeniden gözden geçirmelidir.
- Published
- 2019
6. Conceptual Overview of Macroprudential Policy and The Experience of Turkey
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay, BAKIRTAŞ, İbrahim, and İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Subjects
Makro İhtiyati Politikalar ,Turkey ,Interest Rate Corridor ,Finansal İstikrar,Makro İhtiyati Politikalar,Faiz Koridoru,Rezerv Opsiyon ,Financial Stability,Macroprudential Policies,Interest Rate Corridor,Reserve Option ,Reserve Option Mechanism ,Türkiye ,Finansal İstikrar ,Reserve Requirements ,Financial Stability ,Macroprudential Policies ,Faiz Koridoru ,Zorunlu Karşılık Oranları ,Rezerv Opsiyon Mekanizmsı - Abstract
2008 yılında yaşanan küresel finansal krizin ardından, yükselmekte olan piyasa ekonomileri oldukça yüksek miktarlarda kısa vadeli sermaye akımlarına maruz kalmıştır. Bu durum, yükselen piyasa ekonomilerinin finans sistemlerinde kırılganlıklar meydana getirmiş ve olası finansal krizlerin habercisi olmuştur. Yükselen piyasa ekonomileri, sermaye akımlarında, döviz kurlarında ve likidite oranlarında yaşanan bu dalgalanmaların meydana getireceği olumsuz etkileri dizginlemek için makro ihtiyati politikalara başvurmuştur. Bilindiği gibi makro ihtiyati politikalar finansal sistemi bir bütün olarak ele alarak, sistematik riski sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Türkiye özellikle 2010 yılı sonlarından itibaren, sermaye akımlarının çekim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bu bağlamda, Türkiye’de merkez bankası ve finansal istikrar komitesi geliştirdikleri makro ihtiyati politika araçlarıyla, döviz kurlarında, kredi oranlarında ve sermaye piyasalarında yaşanan dalgalanmaların olumsuz etkilerini yumuşatmayı hedeflemiştir. Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde, bu çalışmanın amacı makro ihtiyati politikaların teorik arka planını ele almak ve Türkiye’nin makro ihtiyati politikalara ilişkin tecrübesini incelemektir., Following the global financial crisis of 2008, emerging market economies were exposed to short-term capital inflows in high rates. This has created a fragility in the financial systems of emerging markets and has become a precursor of possible financial crisis. Emerging markets have applied to macroprudential policies to restrain the adverse effects of these fluctuations in capital flows, exchange rates and liquidity ratios. Macro prudential policies aim to limit the systemic risk by taking the financial system as a whole. Turkey has become one of the important countries that attracts global capital flows at the end of 2010. In this context, the central bank and the financial stability committee in Turkey aimed to soften the negative effects of fluctuations in exchange rates, credit ratios and capital markets through macroprudential policy instruments. This study examines the theoretical background of macroprudential policies and examines the Turkey's macroeconomic policy experience.
- Published
- 2018
7. Makro ihtiyati politikalar : (Teori ve uygulamalar)
- Author
-
Çetin, Mümin Atalay and Çetin, Mümin Atalay
- Published
- 2017
8. Özel Çıkar Grupları ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: OECD Örneği
- Author
-
BAKIRTAŞ, İbrahim and ÇETİN, Mümin Atalay
- Subjects
Social ,Special Interests Groups,Economic Growth,OECD,Panel Data ,Özel Çıkar Grupları,Ekonomik Büyüme,OECD,Panel Veri ,Sosyal - Abstract
Thisstudy aims to revisit the approach which claims special interest groups (SIGs)has a negative impact on economic growth in the long run. In this study, thelong run relationship between economic growth and SIGs is examined by paneldata techniques for OECD countries during 1990-2011. According to empiricalfindings, the long run relationship is found between economic growth and theSIGs for OECD sample. In addition, the long run elasticity results of OECDpanel states that SIGs have a disruptive impact on economic growth. On theother hand, the long run elasticity results of individual countries indicatethat an U-shaped relationship between economic growth and SIGs exists in 28% ofthe sample., Buçalışma, özel çıkar gruplarının (SIGs) uzun dönem ekonomik büyüme üzerindenegatif bir etkisi olduğunu ileri süren iktisadi görüşü test etmek amacındadır.Bu bağlamda SIGs ve ekonomik büyüme arasındaki uzun dönemli ilişki OECDülkeleri için 1990 ve 2011 yılları arasında panel veri teknikleri yardımıylaincelenmiştir. OECD örneklemine ilişkin araştırma bulguları, SIGs ile ekonomikbüyüme arasında uzun dönemli bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca OECDpaneline ilişkin uzun dönem esneklik sonuçlarından hareketle, özel çıkargruplarının ekonomik büyüme üzerinde bozucu bir etkisi olduğu tespitedilmiştir. Buna ek olarak her bir ülkeye ilişkin uzun dönem esneklik sonuçlarıise, örneklem grubunun %28’nin özel çıkar grupları ile ekonomik büyüme arasındaters U şeklinde bir ilişkinin varlığını desteklediğini ortaya koymuştur.
- Published
- 2017
9. Makro ihtiyati politikalar: Teori ve uygulamalar
- Author
-
Çetin, Mümin Atalay, Bakırtaş, İbrahim, İktisat Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Developed Economies ,Makro İhtiyati Politikalar ,Gelişmiş Ekonomiler ,Financial stability ,Economics ,Crisis management ,Financial crisis ,Havuzlanmış Ortalama Grup Tahmincisi ,Crisis ,Yükselen Piyasa Ekonomileri ,Finansal İstikrar ,Macro prudential policies ,Financial Stability ,Macroprudential Policies ,Ekonometri ,Theory ,Econometrics ,Ekonomi ,Macroeconomy ,Macroeconomic policies ,Pooled Mean Group Estimator ,Emerging Markets - Abstract
Küreselleşmeyle birlikte artan karşılıklı etkileşim ve bağımlılık, finansal sistemde meydana gelecek olası krizlerin yıkıcı etkilerinin yayılma hızını arttırmıştır. Bu yayılma kendisini 2008 yılında yaşanan küresel finansal krizde göstermiştir. Küresel finansal sistemdeki bu iç içe geçmişlik, politika yapıcıların ve düzenleyici kurumların sistematik riski sınırlandırma ve finansal istikrarsızlığı giderme konularındaki arayışlarını arttırmıştır. Bu bağlamda politika yapıcılar ve düzenleyiciler, finansal sistemi bir bütün olarak değerlendiren, finansal dalgalanmaları yumuşatan ve makro ihtiyati politikalar olarak adlandırılan tedbirler geliştirmiştir. Özellikle küresel finansal krizin ardından makro ihtiyati politikalara dair çok sayıda araştırma yapılmış olsa da, bu tür politikaların etkinliğine dair bilgiler hala kısıtlıdır. Bu tezde, 2004Q2-2013Q4 arası dönemde, 30 gelişmiş ülke ve 36 yükselen piyasa ekonomisini kapsayan geniş bir örneklem grubu için, makro ihtiyati politika araçlarının kredi balonlarını önlemedeki etkinliği heterojen dinamik panel veri teknikleriyle analiz edilmiştir. Buna ek olarak bu çalışmada makro ihtiyati politika araçları analizlere dahil edilmeden önce, borçlanma temelli ve finansal kurumları hedef alan makro ihtiyati araçlar olarak ikiye gruba ayrılmıştır. Gelişmiş ülkelere ait ampirik bulgulara göre, her iki grupta yer alan makro ihtiyati politika araçları birlikte uygulandığında, hem kısa hem de uzun dönemde reel toplam kredi büyümesini azaltmada başarılıdır. Uygulama sonuçları gelişmiş ülkelerde uzun dönemde, finansal kurumları hedef alan makro ihtiyati politika araçlarının reel toplam kredi büyümesi üzerinde ters yönlü bir etkisi olduğunu gösterirken, borçlanma temelli makro ihtiyati politika araçlarıyla reel toplam kredi büyümesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca gelişmiş ülkelere ilişkin kısa dönem hesaplamalar, finansal kurumları hedef alan makro ihtiyati politika araçlarının da reel toplam kredi büyümesi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmadığını belirlemiştir. Yükselen piyasa ekonomilerine ait ampirik bulgular ise, borçlanma temelli araçların, finansal kurumları hedef alan araçların ve her iki gruptaki araçların birlikte, uzun dönemde aşırı reel toplam kredi büyümesini azalttığını göstermiştir. Ancak kısa dönem hesaplamaları, yükselen piyasa ekonomilerinde makro ihtiyati politika araçlarının reel toplam kredi büyümesindeki hızlı artışları dizginlemede başarısız olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu bulgulara ek olarak, makro ihtiyati politika araçlarının reel toplam kredi büyümesini frenlemedeki etkisinin yükselen piyasa ekonomilerinde gelişmiş ülkelere oranla daha belirgin ve güçlü olduğu saptanmıştır. Benzer şekilde ampirik sonuçlar, finansal kurumları hedef alan makro ihtiyati politika araçlarının kredi balonlarını önlemede yükselen piyasa ekonomilerinde gelişmiş ülkelere oranla daha etkin olduğunu göstermiştir. Tüm bu bulgulardan hareketle, makro ihtiyati politika araçlarının konjonktürel risklerden kaynaklanan finansal istikrarsızlıkları düzleştirmede hem gelişmiş ülkelerde hem de yükselen piyasa ekonomilerinde etkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır., Before 2008 global financial crisis, developed countries have experienced sudden and Increased interaction and interconnectedness with globalization has increased the spread of destructive effects of possible crises in the financial system. This contagion effect has manifested itself in 2008 global financial crisis. This intertwining in the global financial system has increased the searches for policy makers and regulators to mitigate systematic risk and eliminate the financial instability. In this context, policy makers and regulators have developed measures that evaluate financial system as a whole and named as macroprudential policies to smooth out the financial cycles. Although there have been numerous studies on macroprudential policy especially after the global financial crisis, the knowledges about the effectiveness of these policies are still quite limited. In this dissertation, the long and short run effectiveness of macroprudential policy tools to prevent credit bubbles has analyzed for a large sample that covers 30 developed countries and 36 emerging markets during the period from 2004Q2-2013Q4 by heterogeneous dynamic panel data techniques. Additionally macroprudential policy tools has divided in two groups, identified as borrower based and financial institutions targeted macroprudential tools before including to analysis in this study. According to empirical findings of developed countries, when both group of macroprudential policy tools are implemented together, they are successfull to curb real total credit growth in both short and long run. The results also show that financial institutions targeted macroprudential policy tools have an adverse effect on real total credit growth in the long run for developed countries, while there isn't any statistically significant relationship is found among borrower based macroprudential policy tools and real total credit growth. Also the short run estimations for developed countries indicate that financial institutions targeted macroprudential policy tools hasn't got any statistically significant impact on real total credit growth. Empirical findings of emerging markets show that borrower based tools, financial institutions targeted tools and all tools together are effective to reduce excessive real total credit growth in the long run. But the short run estimations expose that macroprudential policy tools are unsuccessful to cushion rapid increase in total credit growth in emerging markets. In addition to these findings, the curbing impact of macroprudential policy tools on real total credit growth is found more significant and powerful on emerging markets compared to developed countries. Likewise empirical results reveal that financial institutions targeted macroprudential policy tools are more effective to reduce credit bubbles in emerging markets than developed countries. All of these findings indicate that, macroprudential policy tools are effective to smooth financial instabilities that arise from cyclical risks in financial system.
- Published
- 2017
10. FİNANSAL GELİŞMİŞLİĞİN YENİLENEBİLİR ENERJİ TÜKETİMİ ÜZERİNDEKİ UZUN DÖNEMLİ ETKİLERİ: G-7 ÜLKELERİ ÖRNEĞİ
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay, primary and BAKIRTAŞ, İbrahim, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
11. Yenilenebilir enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki: G-20 ülkeleri
- Author
-
Bakırtaş, İbrahim, Çetin, Mümin Atalay, and İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Subjects
Çevresel Kuznets Eğrisi ,G-20 Countries ,G-20 Ülkeleri ,Economic Growth ,Yenilenebilir Enerji ,Environmental Kuznets Curve ,Renewable Energy ,Ekonomik Büyüme ,Panel Veri Analizi ,Panel Data Analysis - Abstract
Bu çalışmanın temel amacı, 1992-2010 yıllarında, G-20 ülkeleri için kişi başına gelirde meydana gelen artışın kişi başına düşen yenilenebilir enerji tüketiminde nasıl bir değişim meydana getirdiğini ortaya koymaktır. Panel eş bütünleşme analiz sonuçları G-20 ülkelerinde yenilenebilir enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişkinin var olduğunu ortaya koymuştur. Daha sonra ise elde edilen bu uzun dönemli ilişkinin yönü panel model tahmincileri yardımıyla ortaya konmuştur. Kişi başına reel GSYİH’da meydana gelen %1’lik artışın, kişi başına yenilebilir enerji tüketiminde; POLS analizine göre %0.56’lık, REM analizine göre %0.79’luk ve FGLS analizine göre %0.59’luk bir artışa neden olduğu saptanmıştır. Diğer yandan ECM analizi örneklem grubunun yaklaşık %33’nde ekonomik büyümenin yenilenebilir enerji tüketimini arttırdığı saptanmıştır., The main purpose of this study is to determine the effects of an increase in real income per capita on renewable energy consumption per capita during 1992 and 2010. The panel cointegration analysis results of this study points out the existence of a long run relationship among renewable energy consumption and economic growth for G-20 countries. Afterwards the direction of this long run relationship is estimated by panel model estimators. In this regard it is found that 1% increase in real GDP per capita causes a 0,56%, 79% and 0,59% increase in renewable energy consumption per capita respectively for POLS, REM and FGLS analysis. According to the ECM results, renewable energy consumption per capita increases while real GDP per capita rises in the long term for approximately 33% of the sample.
- Published
- 2016
12. Özel Çıkar Grupları ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: OECD Örneği
- Author
-
-, -, primary, BAKIRTAŞ, İbrahim, additional, and ÇETİN, Mümin Atalay, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
13. Effects of utilitarian and hedonic shopping value and consumer satisfaction on consumer behavioral intentions
- Author
-
Bakırtaş, Hülya, Bakırtaş, İbrahim, Çetin, Mümin Atalay, and İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
- Subjects
Utilitarian Shopping Value ,Hedonic Shopping Value ,SEM ,Customer Satisfaction ,Behavioral Intention - Abstract
The purpose of this study is to examine the impact of shopping value on satisfaction and behavioral intentions of consumers. The measures used in the study were gathered in accordance with the studies in literature and the study was conducted based on questionnaire. The study performed with 521 apparel shopper of only one mall in Turkey. The validity of hypothesizes proposed in the study were tested by Structural Equation Model (SEM). Results show that both utilitarian and hedonic shopping values have positive impact on satisfaction and behavioral intentions of consumers. However, hedonic shopping value has greater impact than utilitarian shopping value. The reason of this is the fact that apparel shopping is related on hedonism. On the other hand, according to result, consumer satisfaction does not have impact on consumer behavioral intention. These findings are important for both practitioners and retailers. Besides, limitations of the study, suggestions proposed for researchers who will study this topic and practical interpretations related to study are covered in the study., Bu çalışmanın amacı tüketicilerin davranışsal yaklaşımları ve tatminleri üzerinde alışveriş değerinin etkisini ölçmektir. Çalışmada kullanılan ölçüm değerleri literatürdeki çalışmalar takip edilerek anket yoluyla derlenmiştir.Çalışma Türkiye deki tek bir alışveriş merkezinde 521 giyim müşterisi için gerçekleştirilmiştir.Çalışmada ifade edilen hipotezler Yapısal Eşitlik Modeli(YEM) yardımıyla test edilmiştir.Sonuçlar hem faydacı hem de hazcı alışveriş değerinin,tüketici tatmini ve davranışsal yaklaşımı üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu ifade etmektedir. Ancak hazcı alışveriş değerinin etkisi faydacı değere göre daha büyük bulunmuştur.Bunun nedeni ise giyim müşterilerinin hazcı yaklaşıma sahip olmalarıdır.Diğer yandan çalışmanın sonuçlarından hareketle tüketici tatmininin,tüketicinin davranış- sal yaklaşımları üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.Elde edilen bu sonuçlar hem toptancı hem de perakendeciler için önem arz etmektedir.Ayrıca çalışmanın içerisinde çalışmanın kısıtları, ileride bu konuyu çalışacak olan araştırmacılara sunulan öneriler ve çalışmaya dair pratik yorumlamalarda yer almaktadır.
- Published
- 2015
14. DOES URBANIZATION INDUCE THE HEALTH EXPENDITURES? A DYNAMIC MACRO-PANEL ANALYSIS FOR DEVELOPING COUNTRIES.
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay and BAKIRTAŞ, İbrahim
- Subjects
- *
URBANIZATION , *PANEL analysis , *FIXED effects model , *URBAN growth ,DEVELOPING countries - Abstract
Fast growing urban population brings some opportunities while it can also causes significant health costs, especially in developing countries. This study aims to investigate the possible impact of urbanization on health expenditures in 89 developing countries during the period 2006-2015 by using both static and dynamic panel data techniques. Fixed Effects (FE) estimator results showed that the health expenditures per capita has a positive relationship with income per capita, the share of government expenditures, out -of-pocket payments per capita, the share of population ages 65 and above. Furthermore, FE findings revealed that the increased urbanization also induces the healthcare expenditures in developing countries. In addition, dynamic panel estimation method is also applied in the empirical a nalysis to avoid the possible endogeneity problem and to consider the dynamic properties. Thus, Generalised Methods of Moments (GMM) findings showed that the urbanization leads healthcare expenditures in developing countries. Thereby, GMM results are coherence with the FE findings. Consequently, the empirical results indicate the importance of urbanization as a determinant of healthcare expenditures. Therefore, developing countries' policy makers should re-consider their urban development policies to prevent from the negative externalities of rapid urbanization. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
15. Yenilenebilir Enerji Tüketimi İle Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: G-20 Ülkeleri
- Author
-
BAKIRTAŞ, İbrahim, primary and ÇETİN, Mümin Atalay, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
16. FİNANSAL GELİŞMİŞLİĞİN YENİLENEBİLİR ENERJİ TÜKETİMİ ÜZERİNDEKİ UZUN DÖNEMLİ ETKİLERİ: G-7 ÜLKELERİ ÖRNEĞİ.
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay and BAKIRTAŞ, İbrahim
- Abstract
The importance of renewable energy consumption increasing day by day due to the current global economic costs of environmental pollution. This increasing importance also expose itself in the environmental economics literature. Especially during the last decade, the studies on environmental economics aimed to specify the long run determinants of renewable energy consumption. Conform with this tendency in the literature, the main purpose of this study is to investigate the long run relationship between financial development and renewable energy consumption for G-7 countries during 1991-2011. According to the empirical results of this study, there is a long run relationship exists between the renewable energy consumption, real gross domestic product (GDP), primary energy consumption, oil prices and financial development. The long run elasticity results of this study indicates that primary energy consumption, oil prices and financial development has a positive impact on renewable energy consumption. However, economic growth hasn't got any statistically significant impact on renewable energy consumption in the long run. PMG estimator findings reveal that renewable energy demand increases due to and increase in financial development. The empirical findings of this study shows that financial development is one the important triggers for the long run demand of environmental friendly energy sources. According these findings, to reach the goals of sustainable development, policy makers should design subsidy and tax policies that increase renewable energy demand of listed companies in financial system and they also should increase the public-private collaborative investment opportunities by legal regulations that supports the financial intermediation activities. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
17. Etkin ücret modeli: OECD örneği
- Author
-
Çetin, Mümin Atalay, Bakırtaş, İbrahim, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Economics ,Wage policies ,New Keynesian economics ,Wage systems ,Wage ,Ekonomi ,OECD countries ,Efficiency wage theories ,Productivity - Abstract
Klasik iktisatçılar emek piyasasındaki talep eğrisini elde ederken emeğin homojen olduğunu ve reel işçi ücretlerinde meydana gelen bir değişimin emeğin verimliliğini dolayısıyla emek talep eğrisini etkilemediğini varsaymaktaydılar. 20.y.y?ın ortalarında, Yeni Keynesyen İktisatçılar tarafından bu varsayımlara bazı eleştiriler getirilmiştir. Yeni Keynesyen İktisatçılara göre reel işçi ücretlerindeki değişim işçi verimliliğini etkilemektedir. Ayrıca reel işçi ücretlerinin sadece emek piyasasındaki arz ve talebe bağlı olmadığı varsayılmış ve gönülsüz işsizliğe dair açıklamalar getiren Etkin Ücret modellemeleri geliştirilmiştir. Teorideki sözkonusu durum ve firmaların işçilerine emek piyasası temizlenme düzeyinin üzerinde bir seviyede ücret ödemesinin emeğin verimliliğini arttıracağı temeline dayanan Etkin Ücret Modeli?nden hareketle, 2000-2010 yılları arasında Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü?ne (OECD) dahil 34 ülkenin yıllık ortalama reel ücret kazançları büyüme oranı (ORUBO) ile yıllık emek verimliliği büyüme oranı (EVBO) verileri elde edilerek, bu iki değişken arasındaki panel koentegrasyon ilişkisi incelenmiştir. Bulgular OECD ülkelerinde emek verimliliği ile reel ücretler arasında koentegrasyon ilişkisi olduğu sonucunu ortaya koymaktadır.Anahtar Kelimeler: Etkin Ücret, Verimlilik, Ücret Yapışkanlıkları, Yeni Keynesyen, Kaytarma Modeli The Classical economists were assuming, when they were expressed the labour demand curve, the labour as a homogeneous factor and a change which is occur in the real wages of labour couldn?t effect the labour productivity and couldn?t shift the labour demand curve. At the middle of the 20th century, The New Keynesian Economists brought some criticism against that thought of the Classical economists. Accordingly to the New Keynesian economists real labour wages can effect the labour productivity as positively. Although New Keynesian economists also brought some explanation for the involuntary unemployment and developed an approach about the real wage rigidities, which has called Efficiency Wage Theory. In this study, following the Efficiency Wage Theory that explained why firms paying a wage which is above the market clearing level to their workers, annually wage growth rate (ORUBO) and annually labour productivity growth rate (EVBO) data are supplied from the 34 countries that related to the Organisation for Economic Co-operation and Development (OECD) between the years of 2000 and 2010. After that the long-run relation between (ORUBO) and (EVBO) has tested with Pedroni Cointegration Analysis. According to the findings of the study, for OECD countries, a cointegration has arised between the labour productivity and the real wages.Key Words: Efficiency Wages, Productivity, Wage Rigidity, New Keynesian, Shirking Model. 111
- Published
- 2013
18. Makro İhtiyati Politikalara Kavramsal Bakış ve Türkiye Tecrübesi.
- Author
-
ÇETİN, Mümin Atalay and BAKIRTAŞ, İbrahim
- Abstract
Copyright of Journal of Financial Politic & Economic Reviews / Finans Politik & Ekonomik Yorumlar is the property of Journal of Financial Politic & Economic Reviews / Finans Politik & Ekomomik Yorumlar and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
19. Effects of Utilitarian and Hedonic Shopping Value and Consumer Satisfaction on Consumer Behavioral Intentions
- Author
-
BAKIRTAŞ, Hülya, primary, BAKIRTAŞ, İbrahim, additional, and ÇETİN, Mümin Atalay, additional
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
20. Validity of the Environmental Kuznets Curve and pollution haven hypotheses in developing
- Author
-
Akkaya, Fatoş, Çetin, Mümin Atalay, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Çevresel Kuznets Eğrisi ,Dynamic Panel Data ,Statik Panel Veri ,Pollution Haven Hypothesis ,Static Panel Data ,Environmental Kuznets Curve ,Kirlilik Sığınağı Hipotezi ,Dinamik Panel Veri ,Gelişmekte Olan Ülkeler ,Developing Countries - Abstract
19. yy'ın ikinci yarısından itibaren hızla artan sanayileşme ve küreselleşme süreçleri, küresel toplam talebi artırmıştır. Artan üretim ihtiyacı, küresel ölçekte doğal kaynakların yoğun bir biçimde kullanılmasına neden olmuştur. Özellikle fosil temelli doğal kaynakların üretim süreçlerinde aşırı kullanımı, ülkelerin çevresel kalite düzeyleri üzerinde baskı meydana getirmiştir. İktisadi literatürde ekonomik kalkınma sürecinin temel taşı olan toplam arz seviyesindeki artışın meydana getireceği olası çevresel sorunlara ilişkin iki önemli yaklaşım mevcuttur. Bunlardan ilki Çevresel Kuznets Eğrisi Hipotezi (EKC) olarak, diğeri ise Kirlilik Sığınağı Hipotezi (PHH) olarak isimlendirilir. EKC hipotezine göre politika yapıcılar ve toplumlar kalkınmanın erken safhalarında materyal çıktı seviyesinde artışa odaklanmaktadır. Ancak belirli bir dönüm noktasından sonra, artan ekonomik büyüme süreci çevre kalitesini artırıcı bir etki meydana getirir. Büyüme ve kirlilik arasındaki bu ters U şeklindeki eğri EKC olarak tanımlanmıştır. PHH'ye göre ise çevrenin korunmasına ilişkin düzenlemelerin oldukça sıkı olduğu gelişmiş ülkeler kirli teknikler ile üretim yapan endüstrilerini, çevresel regülasyon ve kısıtların görece gevşek olduğu gelişmekte olan ülkelere kaydırırlar. Bu tez çalışmasının amacı 1991-2017 yılları arasında 55 gelişmekte olan ülke için EKC ve PHH hipotezlerinin geçerliliğini statik ve dinamik panel veri teknikleri yardımıyla incelemektir. Statik ve dinamik panel veri tahminci sonuçları gelişmekte olan ülkelerde EKC ve PHH hipotezlerinin geçerli olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca heterojen panel nedensellik test bulguları, kişi başına düşen gelirden, kentsel nüfustan, elektrik tüketiminden ve doğrudan yabancı yatırımlardan kişi başına düşen karbondioksit emisyonuna doğru bir nedensellik ilişkisinin var olduğunu göstermiştir., Since the second half of the 19th century, the rapidly increasing industrialization and globalization processes have increased the global aggregate demand. The increasing need for production has led to the intensive use of natural resources on a global scale. In particular, the excessive use of fossil-based natural resources in the production processes has put pressure on the environmental quality levels of countries. In the economic literature, there are two important approaches regarding the possible environmental problems caused by the increase in the total supply level, which is the cornerstone of the economic development process. The first approach is called the Environmental Kuznets Curve Hypothesis (EKC), and the other is called the Pollution Haven Hypothesis (PHH). According to the EKC hypothesis, policy makers and societies focus on increasing the level of material output in the early stages of development. However, after a certain turning point, the increasing economic growth process creates an increas in environmental quality. This inverted U-shaped curve between growth and pollution has been defined as the EKC. According to PHH, developed countries, where regulations on environmental protection are quite strict, shift their industries producing with dirty techniques to developing countries where environmental regulations and constraints are relatively loose. The aim of this thesis is to examine the validity of the EKC and PHH hypotheses for 55 developing countries between 1991 and 2017 with the help of static and dynamic panel data techniques. Static and dynamic panel data estimator results revealed that the EKC and PHH hypotheses are valid in developing countries. In addition, heterogeneous panel causality test findings showed that there is a causal relationship from per capita income, urban population, electricity consumption and foreign direct investment to carbon dioxide emissions per capita.
- Published
- 2022
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.