Kişisel haksızlık unsurlarının varlığını dile getiren ve kendine giderek artan takipçi bulan bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu anlayış bir anlamda aradığı argüman zeminini, önemli ölçüde Welzel tarafından kurgulanan ve failin iç dünyasındaki amacına yönelimini, hadiselerin ortaya çıkışında nedenselliğin yanına ikinci bir deterministtik süreç olarak ekleyen, final hareket öğretisinde bulmuştur. Haksızlığın yapısına ilişkin bu yeni anlayış suç öğretisinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Ceza hukukunda haksızlık tasavvuru kanunen yasak sonuca salt nedensel bir süreçle sebebiyet verilmesinden ibaret kavrayıştan, faili onun harekete ilişkin tasavvurlarını (iradenin mahiyetini) da dikkate alan ve dolayısıyla suçu, anlam taşıyan bir süreç/hadise olarak kavrayan bir anlayışa evrilmiştir. Suç öğretisine ilişkin yakın zaman yaşanmış en büyük sistematik değişimin hazırlayıcısı olan kişisel haksızlık öğretisinin temsilcilerinin dile getirdikleri normatif ve suç öğretisine ilişkin ikna edici etki göstermiş ve yaygın kabul görmesini sağlamış gerekçelendirmelerinin iyi anlaşılmasını gerekli kılmaktadır., An approach that expresses the existence of personal wrongfulness elements and finds itself increasingly following has emerged. In a sense, this understanding found the ground for the argument it sought in the final act doctrine, which was conceived by Welzel to a great extent, and the orientation towards the perpetrator's purpose in his inner world, as a second deterministic process in the emergence of events, next to causality. This new understanding of the nature of injustice has led to significant changes in crime doctrine. The notion of wrongfulness in criminal law has evolved from the understanding that the legal result is only caused by a causal process, to an understanding that takes into account the perpetrator and its imaginations (the nature of the will) and therefore the crime as a meaningful process/event. The normative and the doctrine of crime expressed by the representatives of the personal wrongfulness doctrine, which is the preparation of the greatest recent systematic change in the doctrine of crime, has shown a convincing effect and requires a good understanding of the arguments that have gained widespread acceptance.