27 results on '"Çıtıl, Rıza"'
Search Results
2. Determination of Seroprevalence and Risk Factors of Crimean–Congo Haemorrhagic Fever (CCHF) in the Endemic Region in Turkey: A Population-Based Cross-Sectional Study
- Author
-
Çıtıl, Rıza, primary, Eğri, Mücahit, additional, Önder, Yalçın, additional, Duygu, Fazilet, additional, Bulut, Yunus Emre, additional, Yaşayancan, Özkan, additional, Yıldız Çeltek, Nagehan, additional, and Şahin, Şafak, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
3. Prevalence of insulin resistance and identifying HOMA1-IR and HOMA2-IR indexes in the Middle Black Sea region of Turkey
- Author
-
Kevser Demir, Ayşe, primary, Şahin, Şafak, additional, Uzun Kaya, Süheyla, additional, Bütün, İlknur, additional, Çıtıl, Rıza, additional, Önder, Yalçın, additional, Taşlıyurt, Türker, additional, Demir, Osman, additional, Deveci, Köksal, additional, and Kutlutürk, Faruk, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
4. The relation of different weight loss methods and of diet compliance with weight loss and weight control.
- Author
-
Gültekin, Fatih, Büyükbayram, Halil İbrahim, Doğuç, Duygu Kumbul, Orhan, Hikmet, Gürdal, Osman, Eğri, Mücahit, Çıtıl, Rıza, Tözün, Mustafa, Kişioğlu, Nesimi, Kara, Fatih, İlhan, İlter, and Denizhan, Muazzez Garipağaoğlu
- Subjects
REDUCING diets ,WEIGHT loss ,BODY mass index ,MARITAL status ,BODY weight - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Public Health is the property of Turkish Journal of Public Health and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
5. Retrospective Evaluation of White Code Based Files in Tokat Province Between 2012 and 2014
- Author
-
Gülpınar, Serhat, primary, Bulut, Yunus Emre, additional, and Çıtıl, Rıza, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
6. Attitudes of Physicians and Nurses Towards the Disabled and Awareness of Applications for the Disabled in a University Hospital
- Author
-
Kılıç, Elif, primary and Çıtıl, Rıza, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
7. Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Palyatif Bakım Konusundaki Farkındalıklarının Değerlendirilmesi
- Author
-
Çıtıl, Rıza, Okan, İsmail, Önder, Yalçın, Çeltek, Nagehan Y., Süren, Mustafa, Bulut, Yunus Emre, Zihni, Hüseyin, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Eğitim, Eğitim Araştırmaları ,Tıbbi Etik - Abstract
Amaç: Bu çalışmada, tıp fakültesi öğrencilerinin son dönem kanser has- talarında PB konusundaki farkındalıklarının belirlenmesi amaçlandı. Yöntemler: Kesitsel ve tanımlayıcı nitelikteki araştırmada Gazios- manpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki tüm öğrencilere (n=363) yüz yüze standart anket formu uygulandı, 210 öğrenci (%57,9) an- keti doldurarak çalışmaya katıldı. Öğrencilerin tanımlayıcı özellikle- riyle PB konusundaki bilgi ve tutumları karşılaştırıldı. Farklılıkların test edilmesinde Ki-kare testi kullanıldı, p0,05). Katılımcıların %75,7’si PB konusunda eğitime katılmayı, %44,8’i mezuniyet sonrası PB alanında çalışmayı istediğini belirtti. Sonuç: Öğrencilerin yarısından fazlası PB kavramını duymamış- tır. PB konusunda bilgisi olanların büyük çoğunluğu bilgilerinin yetersiz olduğunu belirtmiştir. Son dönem hastalara KPR yapıl- ması ve ötanazi konusunda doğru yaklaşımları olan öğrencilerin oranı düşüktür. Dört öğrenciden üçü PB eğitimine katılmayı düşünmekte ve yaklaşık yarısı mezuniyet sonrası PB alanında ça- lışmayı istemesine rağmen öğrencilerin PB konusundaki farkın- dalıkları istenilen düzeyde değildir. Bu nedenle tıp fakültesi ders müfredatında PB konularına mutlaka ağırlık verilmelidir. Objective: The aim of this study was to determine the awareness of medical students on palliative care (PC) for terminal cancer patients. Methods: A cross-sectional descriptive study was conducted in Gaziosmanpaşa University Medical Faculty. A face-to-face ques- tionnaire form was presented to all students (n=363), and 210 students (57.9%) completed the form. Descriptive features of the students were compared with their knowledge of and attitude toward PC. Chi-square test was used for statistical analysis, and p0.05). 75.7% of the students emphasized on the need of PC education, and 44.8% wished to attend PC postgraduate training. Conclusion: More than half of the students had never heard of PC. Most students who had the knowledge about PC did not find it sufficient. The number of students who had an appro- priate approach concerning CPR implementation to end-stage patients and euthanasia was low. Although three-quarters of the students considered attending PC education and nearly half of them considered working in the PC field, student awareness on PC was not at the desired level. Therefore, student needs to be in- dicated that the medical curriculum should contain PC subjects.
- Published
- 2018
8. Prevalence of insulin resistance and identifying HOMA1-IR and HOMA2-IR indexes in the Middle Black Sea region of Turkey.
- Author
-
Demir, Ayşe Kevser, Şahin, Şafak, Kaya, Süheyla Uzun, Bütün, İlknur, Çıtıl, Rıza, Önder, Yalçın, Taşlıyurt, Türker, Demir, Osman, Deveci, Köksal, and Kutlutürk, Faruk
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
9. Aile Hekimliği uygulamasında hekim hareketliliği: Tokat ili örneği
- Author
-
Bulut, Yunus Emre, Çıtıl, Rıza, Yalın, Alper, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Genel ve Dahili Tıp - Abstract
Giriş ve Amaç: Tokat İlinde 2010 yılı Ağustos ayında 164 aile hekimi (AH) ile aile hekimliği uygulamasına geçilmiştir. Bu tarihten itibaren tayin, askerlik, doğum veya hekimlerin kendi isteği gibi nedenlerle bazı pozisyonlarda boşluklar olmaktadır. Boş ve/veya uygulamaya yeni eklenen pozisyonlar için belli aralıklarla ek yerleştirmeler yapılmaktadır. Bu çalışmada Tokat’ta uygulamaya yeni katılan, yer değişikliği yapan ve uygulamadan ayrılan AH’lerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Uygulamaya geçilen tarihten çalışmanın yapıldığı 2015 yılı Ocak ayına kadar boş pozisyonlar için 40 adet ek yerleştirme yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu araştırma için her ay güncellenen AH listeleri retrospektif olarak incelenmiştir. Bulgular: AH olarak göreve başlayan hekimlerin yalnızca %48,2’si (n=79) Ağustos 2010-Ocak 2015 tarihleri arasındaki dönemde aynı pozisyonda çalışmaya devam etmiştir. Bu dönemde uygulamaya 94 AH yeni katılmış, 99’u pozisyon değiştirmiş, 84’ü de uygulamadan tamamen ayrılmıştır. İlk yerleştirmede hekimlerin yaş ortalaması 38,3±8,0 yıl, %71,6’sı erkek, %6,1’i aile hekimliği uzmanı iken; son ek yerleştirme itibarı ile hekimlerin yaş ortalaması 40,5±8,7 yıl, %72,2’si erkek, %7,3’ü aile hekimliği uzmanıdır. İlk ve son duruma göre hekimlerin yaş ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p
- Published
- 2017
10. Prevalence of Proteinuria in School-Aged Turkish Children, and Its Association with Obesity and Hypertension
- Author
-
Gül, Ali, primary, Özer, Samet, additional, Yılmaz, Resul, additional, Sönmezgöz, Ergün, additional, Kasap, Tuba, additional, Takçı, Şahin, additional, Kazancı, Nafia Özlem, additional, Ünüvar, Şeyma, additional, Önder, Yalçın, additional, Çıtıl, Rıza, additional, and Bütün, İlknur, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
11. Physicians mobility in family medicine practice: Example of Tokat province
- Author
-
Bulut, Yunus Emre, primary, Çıtıl, Rıza, additional, and Yalın, Alper, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
12. Tokat İl Merkezindeki İlköğretim 12 Yaş Öğrencilerde DMFT İndeksi ve İlişkili Faktörler
- Author
-
Eğri, Mücahit, Kayaoğlu, Asude, Önder, Yalçın, and Çıtıl, Rıza
- Subjects
stomatognathic diseases ,Oral dental health,DMFT index,children ,Ağız-diş sağlığı,DMFT indeksi,çocuklar - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, Tokat il merkezinde 12 yaş grubu öğrencilerde diş çürüğü durumunu ortaya koyan DMFT (Çürük- Kayıp-Dolgulu Diş) İndeksini tespit ederek bazı sosyo-demografik özellikler ve ağız sağlığına ilişkin alışkanlıklar gibi değişkenlerle ilişkisini tespit etmektir. Gereç ve Yöntem: Kesitsel nitelikteki bu çalışmaya nüfusa orantılı küme örnekleme yöntemi kullanılarak Tokat il merkezindeki 26 ilköğretim okulundan 12 yaş grubu 10`ar kişilik 30 küme dahil edildi. Araştırma verilerinin toplanması için çocuklar okullarında ziyaret edilerek, öğrencilerin ailelerinin sosyo-ekonomik durumlarını, diş fırçalama ve diş çürüğüne sebep olan yiyeceklere yönelik beslenme alışkanlıklarını ortaya koyacak sorular yöneltilerek hemen sonrasında intra-oral muayene yapıldı. Muayeneler sırasında tüm çocuklara uygun diş fırçalama şekli ve beslenme alışkanlıklarının çürüklere etkisi konusunda bilgilendirme yapıldı. Ağız-diş muayene verilerinden DMFT indeksi hesaplandı. Bulgular: Araştırmaya toplam 300 öğrenci (126’sı erkek, 174`ü kız) katıldı. Çocukların annelerinin %70.0’inin eğitim düzeyi ilköğretim ve altı, %83.3’ü ev hanımı iken; çocukların babalarının %48.3’ünün eğitim düzeyi ilköğretim ve altı, %35.3’ünün mesleği memur, %33.0’ü işçi ve %31.7’si serbest meslek idi. DMFT indeksi 3.33 (kızlarda 3.21, erkeklerde 3.50) olarak saptandı. Cinsiyete göre DMFT indeksi arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Çocukların %82’sinde en az bir çürük vardı. Anne eğitim düzeyi, anne mesleği ve ailedeki birey sayısına göre diş çürüğü sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark varken (p0.05). Sonuç: Tokat ilinde 12 yaş çocuklarda tespit edilen çürük diş oranı ve DMFT indeksi ülke genelindeki 1.9 değerine göre yüksek olup DSÖ' nün 21. yüzyıl için hedefi olan 1.5 değerinden de çok uzaktadır. Koruyucu diş hekimliği ve tedavi hizmetlerinin eğitim programları ile desteklenerek çocuklara yönelik yaygınlaştırılması, düzenli diş hekimi ziyaretlerinin altı aylık aralıklarla yapılmasının sağlanması ülkemizde çürük prevalansının azalmasına katkı sağlayacaktır., Aim: The purpose of this study was to evaluate the dental carries status revealed by detecting the Decayed-Missing-Filled Teeth (DMFT) index of 12 years aged students in the province of Tokat and to determine the relationship with some socio-demographic characteristics and habits related to oral health. Material and Method: This crosssectional study were included 30 clusters which consisted of 10 students of 12 years aged, from 26 primary schools in the province of Tokat by using cluster sampling method of proportioned to population. Data were collected visit to school students and questions for the socio-economic level, teeth brushing and eating habits were asked to participants and intra oral examinations were carried out. All participants were informed proper teeth brushing methods and caries effect of eating habits. DMFT index was calculated from the oral and dental examination data. Results: There was 126 male and 174 female of 300 students in the study. Mothers of children 70.0% of the secondary education level and below, 83.3% percent were housewives; of the fathers of the children 48.3% of secondary school education level and below, 35.3% officers, 33.0% worker and 31.7% was self-employed. DMFT index was found to be 3.33 (3.21 in girls, 3.50 in boys). DMFT index according to gender of the students was statistically insignificant (p>0.05). There was at least one decay in 82% of the students. The relationship between education level of the mother, profession of mother, number of the family members and decay were found statistically significant (p0.05. Conclusions: As a result, both DMFT index and the percentage of decay were very high than Turkey average of 1.9, which was away of WHO goal that is 1.5 for 21th century. Preventive dentistry and health care services should be supported with educational programs including children and the people should be encouraged to visit dentist offices in every six months. This will contribute to decrease caries prevalence in our country
- Published
- 2015
13. Son dönem kanser hastalarında semptom kümelerinin incelenmesi
- Author
-
Süren, Mustafa, Doğru, Serkan, Önder, Yalçın, Çeltek, Nagihan Yıldız, Okan, İsmail, Çıtıl, Rıza, Karaman, Serkan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Tıbbi Araştırmalar Deneysel ,Anestezi - Abstract
Amaç: Palyatif bakım dünyada hızla gelişmektedir. Palyatif bakım hastalarının büyük çoğunluğunu ileri evre kanser hastaları oluştur- maktadır. Son dönem kanser hastalarında bir semptomdan ziyade semptom kümesi adı verilen birden fazla semptom bulunmaktadır. Çalışmamızda, son dönem kanser hastalarının semptomlarını irdelemeyi ve bu hastalardaki semptom kümelerini sunmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, etik kurul onayı alındıktan sonra, 01.01.2011-01.01.2013 tarihleri arasında, Gaziosmanpaşa Üni- versitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği kapsamında muayene edilmiş toplam 113 (74 kadın, 39 erkek) son dönem kanser hastası retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların rutin hikaye ve fzik muayene bulguları, tedavi öyküsü, şikayetleri, kiminle beraber yaşadığı, primer tümörü, tümörün metastazları ve Edmonton Semptom Değerlendirme Sistem skalasına göre halsizlik, ağrı, bulantı, kusma, iştahsızlık, uyku bozukluğu, kabızlık, öksürük, dispne semptomlarının skorları (0: Hiç yok, 10: En şiddetli) muayene kartlarından elde edildi. Hasta verileri değerlendirilip, hiyerarşik küme analiziyle semptom kümeleri oluşturuldu. Bulgular: Yaş ortalaması 64.51±11.38 idi. Hastalar en çok genel cerrahi kliniği olmak üzere sırasıyla acil tıp, üroloji, onkoloji, kulak- burun-boğaz, göğüs cerrahi, iç hastalıkları ve beyin cerrahi klinikleri tarafından polikliniğimize yönlendirilmişti. Halsizlik en sık görülen semptomdu (%98.2). İlk semptom kümesini, bulantı-kusma-iştah kaybı-kabızlık; ikinci semptom kümesini, nefes darlığı- öksürük; üçüncü semptom kümesini ise, halsizlik-ağrı-uyku bozukluğunun oluşturduğu görüldü. Sonuç: Kanser hastaları en çok ağrı şikayeti nedeniyle hekime başvursalar da, ağrıya eşlik eden birçok semptom olduğu bir gerçektir. İleri evre kanser hastalarının tedavisi planlanırken, bir semptoma odaklanmak yerine hastada bulunan semptomlar kümesine odak- lanılmalıdır. Objectives: Palliative care has been developing rapidly throughout the world. A substantial number of palliative care patients are advanced cancer patients. Terminal cancer patients sufer from groups of symptoms called symptom clusters, rather than from individual independent symptoms. Te aim of this study is to evaluate the symptoms of terminal cancer patients retrospectively and to present the symptom clusters of these patients. Methods: After ethical approval was obtained, a total of 113 (74 female, 39 male) patients with the diagnosis of the terminal stage cancer were retrospectively evaluated in Gaziosmanpasa University, Department of Anesthesiology and Reanimation between January 2011 and January 2013. Patient records were used to obtain medical history, physical examination fndings, patient complaints, accompanying per- sons, primary cancer site, and metastasis sites. Symptoms such as fatigue, pain, vomiting, loss of appetite,insomnia, constipation, cough and dyspnea were assessed with the Edmonton Symptom Assessment System scale (0: None, 10: Worst possible). Te symptom clusters were constructed using hierarchical symptom cluster analysis. Results: Te mean age was 64.51±11.38 years. Patients were referred to our outpatient clinic from Departments of General Surgery, Emergency Medicine, Urology, Oncology, Ear-Nose-Troat, Toracic Surgery, Internal Medicine and Neurosurgery. Fatigue was the most- detected symptom (98.2%). Tree symptom clusters were identifed: nausea-vomiting-loss of appetite-constipation, dyspnea-cough, and fatigue-pain-insomnia. Conclusion: Although palliative cancer patients were referred mainly with the symptom of pain, at least three symptom clusters were detected. Te management of terminal stage cancer patients should focus on symptom clusters rather than individual symptoms.
- Published
- 2015
14. Tokat İli Ortaokul ve Lise Öğrencilerinde Sigara İçme Prevalansı ve Etkileyen Faktörler
- Author
-
Emekdar, Gizem, primary, Çıtıl, Rıza, additional, and Önder, Yalçın, additional
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
15. Afrika'da bir mülteci kampındaki sağlık hizmetlerine halk sağlığı yaklaşımı
- Author
-
Bulut, Yunus Emre, Çıtıl, Rıza, Kalli, Zeynel, Coşkun, Mahmut, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, and 0-Belirlenecek
- Subjects
Temel Sağlık Hizmetleri ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri ,Tıbbi İnformatik - Abstract
Bu rapor, Kenya Dadaab Mülteci Kampları'ndaki mültecilerin yaşam koşullarını, karşılaştıkları sağlık sorunlarını halk sağlığı yaklaşımı ile belirleyerek çözüm önerileri sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Dadaab Mülteci Kampları, kuruluşunda planlanan sayının dört - beş katı mülteciyi ağırlamaya çalışmaktadır. Bu nedenle mültecilerin yeterli gıda, sağlık ve sosyal yardım olanaklarından mahrum kalması halk sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Anne ve bebek tespit ve izlemlerinin yetersiz olduğu görülmüştür. Aile planlaması ve danışmanlık hizmetleri ise çok yetersizdir. Mülteciler, etkin bağışıklama ile önlenebilecek hastalıklara karşı risk altındadırlar. Kamplarda içme ve kullanma suyu için şebeke sistemi ve sıvı atıklar için kanalizasyon sistemi bulunmamaktadır. Katı atıklar ise toplanmamakta, mülteciler kendi olanakları ile atıkları biriktirip yakmaktadırlar. Mülteciler yeterli beslenmelerine karşın, dengeli beslenememektedir, beslenmeleri tek yönlü ve daha çok kuru gıda ağırlıklıdır. AID Kliniği’nde değerlendirilen dönemde başvuran hastalara en sık konulan tanılar; alt solunum yolu enfeksiyonu (%23.6), idrar yolu enfeksiyonu (%22.3), üst solunum yolu enfeksiyonu (%16.3), sıtma (%9.5), gastroenterit (%8.4) ve diğer (miyalji, peptik ülser, anemi, cilt enfeksiyonu…) (%19.9) olmuştur. Sonuç olarak; yeni kurulan kamplara acilen büyük tanı ve tedavi merkezleri kurulmalı, bu kamplardaki klinikler daha fazla sağlık çalışanı ve tıbbi malzeme ile desteklenmelidir. Somali’de göçe neden olan faktörleri ortadan kaldırmak için girişimlerde bulunulmalı, mülteciler en kısa zamanda kendi ülkelerine geri gönderilmelidir. This report has been produced to determine the living conditions and the health problems facing refugees in refugee camps of Dadaab, Kenya and to present suggestions by the public health approach. The Dadaab Camps are endeavouring to host four – five times the number of refugees planned when they had been established. For this reason, refugees deprived of adequate food, health and social welfare facilities are carrying serious risks for public health. Detection and follow-up of infants and their mothers was poor for both the mother and the baby. Family planning and counseling services was very poor. Refugees are at risk of preventable diseases through active immunization. There is no drinking water supply system, nor sewage system for liquid wastes in the camps. On the other hand, solid waste is not collected. Hence, refugees accumulate and burn them on their own. Although the refugees are provided adequate food, they do not have balanced nutrition. The foods provided are mainly one-sided and majorly dried food. The most common diagnoses in patients admitted to AID Clinic and evaluated in that period were; lower respiratory tract infection (23,6%), urinary tract infection (22,3%), upper respiratory tract infection (16,3%), malaria (9,5%), gastroenteritis (8,4%) and other (myalgia, peptic ulcer, anemia, skin infections ...) (19,9%). Consequently; large diagnostic and treatment centers should be established urgently in the newly established camps. Present clinics should be supported by more medical supplies and health workers. Politicians should attempt to eliminate the causes of migration in Somalia and refugees should be returned to their own countries as soon as possible.
- Published
- 2012
16. Kayseri Melikgazi Eğitim ve Araştırma Bölgesi’nde 0-36 aylık çocuklarda anne sütü alma durumu
- Author
-
Gün, İskender, Yılmaz, Müge, Şahin, Habibe, İnanç, Neriman, Aykut, Mualla, Günay, Osman, Öztürk, Ahmet, Çıtıl, Rıza, Çiçek, Betül, Ongan, Dilek, and Tuna, Şeyma
- Subjects
0-36 aylık çocuk ,Anne sütü ile beslenme - Abstract
Çalışma Kayseri Melikgazi Eğitim ve Araştırma Bölgesi’nde, 0-36 aylık çocukların anne sütü alma ve beslenme durumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. 2006’da aynı bölgede gerçekleştirilen Temel Çalışma'da örnekleme seçilen 3120 haneden, 3038 hanedeki 0-36 aylık çocuklar araştırmaya alındı. Veriler anket yöntemiyle annelerle görüşülerek toplandı. İstatistiksel analizlerinde ki-kare ve Student t testi kullanıldı. Araştırma grubundaki çocukların yaş ortalaması 16.03±10.4 aydı. Annelerinin %94.7’si ev hanımı, %62.8’i ilkokul ve daha az (%54.1) eğitimliydi. Çocukların %1.6’sı hiç anne sütü almamış, %98.4’ü bir süre emzirilmişti, %80.5’i doğumdan sonra ilk saat içinde anne sütü almıştı. Halen emzirilenler ve hiç anne sütü almayanlar dışında altı ay sadece anne sütü alanların oranı %35.7 idi. Altı aydan küçük çocukların %64.0’ü sadece anne sütü almakta olup, %36.1’i biberonla beslenmekteydi. Ortalama emzirme süresi 11.04±4.4 aydı. Çalışma sonucunda; bir süre emzirilen ve altı aydan küçük sadece anne sütü alan çocukların oranının Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre daha yüksek, ortalama emzirme süresinin 3.9 ay daha kısa olduğu bulundu.
- Published
- 2009
17. Opinion of women about elective abortion
- Author
-
Çakmak, Bülent, primary, Metin, Fulya Zeynep, additional, Özsoy, Asker Zeki, additional, Çıtıl, Rıza, additional, Önder, Yalçın, additional, and Yılmaz Doğru, Hatice, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
18. Tokat ili okul çocuklarında idrar kalsiyum atılımı ve hiperkalsiüri yaygınlığı.
- Author
-
Gül, Ali, Özer, Samet, Yılmaz, Resul, Sönmezgöz, Ergün, Kasap, Tuba, Takçı, Şahin, Karaaslan, Erhan, Önder, Yalçın, Çıtıl, Rıza, Bütün, İlknur, and Demir, Osman
- Abstract
Copyright of Türk Pediatri Arşivi is the property of Aves Yayincilik Ltd. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
19. Investigation of Behçet's Disease and Recurrent Aphthous Stomatitis Frequency: The Highest Prevalence in Turkey.
- Author
-
Baş, Yalçın, Seçkin, Havva Yıldız, Kalkan, Göknur, Takcı, Zennure, Önder, Yalçın, Çıtıl, Rıza, Demir, Selim, and Şahin, Şafak
- Abstract
Background: The Recurrent Aphthous Stomatitis (RAS) is the most frequently observed painful pathology of the oral mucosa in the society. It appears mostly in idiopathic form; however, it may also be related with systemic diseases like Behçet's Disease (BD). Aims: Determining the prevalence of RAS and BD in the Northern Anatolian Region, which is one of the important routes on the Antique Silk Road. Study Design: Cross-sectional study. Methods: Overall, 85 separate exemplification groups were formed to reflect the population density, and the demographic data of the region they represent. In the first stage, the individuals, who were selected in random order, were invited to a Family Physician Unit at a certain date and time. The dermatological examinations of the volunteering individuals were performed by only 3 dermatology specialists. In the second stage, those individuals who had symptoms of BD were invited to our hospital, and the Pathergy Test and eye examinations were performed. Results: The annual prevalence of RAS was determined as 10.84%. The annual prevalence was determined to be higher in women than in men (p=0.000). It was observed that the prevalence was at the peak level in the 3rd decade, and then decreased proportionally in the following decades (p=0.000). It was also observed that the aphtha recurrence decreased in the following decades (p=0.048). The Behçet's prevalence was found to be 0.60%. The prevalence in women was found to be higher than in men (0.86% female, 0.14% male; p=0.022). Conclusion: While the RAS prevalence ratio was at an average value when compared with the other societies; the BD prevalence was found as the highest ratio in the world according to the literature. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
20. Kayseri İlinde 30 ve Üzeri Yaş Grubunda Hipertansiyon Prevalansı ve Etkileyen Faktörler.
- Author
-
Öztürk, Ahmet, Aykut, Mualla, Günay, Osman, Gün, İskender, Özdemir, Murat, Çıtıl, Rıza, and Öztürk, Yusuf
- Subjects
AGE factors in hypertension ,HYPERTENSION risk factors ,DISEASE prevalence ,ADULTS ,RISK perception - Published
- 2011
21. Erciyes Üniversitesi Öğrencilerinde Sigara İçme Durumunun 1985 - 2005 Yılları Arasındaki Değişimi.
- Author
-
Aykut, Mualla, Günay, Osman, Öztürk, Yusuf, Çıtıl, Rıza, Akpınar, Fatma, and Borlu, Arda
- Subjects
SMOKING ,COLLEGE students ,UNIVERSITIES & colleges ,UNIVERSITY faculty ,CLASSROOMS - Abstract
Copyright of Erciyes Medical Journal / Erciyes Tip Dergisi is the property of KARE Publishing and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2009
22. Üniversite hastanesinde engelli bireylere yönelik uygulamalar ve sağlık personelinin engellilere yönelik tutumları
- Author
-
Kiliç, Elif, Çıtıl, Rıza, and Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Halk Sağlığı ,Disabled persons ,Physicians ,Attitudes ,Nurses ,Public Health ,Health personnel ,Hospitals-university - Abstract
Dünya genelinde engelli nüfus oranı artmakta olup engelli bireyler çeşitli sosyal ve fiziksel engellerden dolayı birçok sınırlılıklarla karşılaşmaktadır. Sağlık kuruluşlarında engellilere yönelik istenilen düzeyde sağlık hizmeti sunulabilmesi için verilen hizmetlerin güncel mevzuat kapsamında yeterli olup olmadığı saptanarak sağlık personelinin engellilere yönelik tutumları belirlenmelidir. Bu çalışmada bir üniversite hastanesinde engelli bireylere yönelik uygulamalar ve sağlık personelinin engellilere yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.Ocak-Nisan 2016 tarihleri arasında yürütülen kesitsel nitelikteki bu çalışmaya üniversite hastanesinde çalışan 91'i doktor, 129'u hemşire olmak üzere 220 sağlık personeli katılmıştır. Çalışma öncesinde Etik Kurul onayı (15-KAEK-212) alınmıştır. Veriler çalışmaya katılmak için onam veren katılımcılara sosyo-demografik veri formu ve Engellilere Yönelik Tutum Ölçeği (YEKYTÖ)'nin yüz yüze uygulanmasıyla elde edilmiştir. Ölçekten alınan yüksek puan engellilerin engelli olmayanlarla benzer şekilde algılandığını, düşük puan ise farklı algılandığını (aşağı veya değersiz görüldüğü) göstermektedir. Verilerin değerlendirilmesinde Ki-kare Testi, İki Ortalama Arasındaki Farkın Önemlilik Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. İstatistiksel önemlilik düzeyi p0,05). Engelli bireylerin sağlık hizmetlerine başkasına ihtiyaç duymadan, kendi başına ulaşmalarını sağlamak için gerekli düzenleme ve denetimler yapılmalı, engellilere yönelik tutumların olumlu yönde olması için engellilerin hayatın içinde olmaları ve toplumun farkındalık kazanması sağlanmalıdır. Population of people with disabilities worldwide is increasing and people with disabilities face many limitations due to various social and physical obstacles in the society they live in. It is very important to determine the attitudes of all the health personnel towards the disabled people, by determining first whether or not the services provided for these individuals are adequate under the current legislation in order for the health services for the disabled people to be at the desired level in the healthcare organizations. It was aimed to determine the applications for the disabled people in a university hospital and the attitudes of the health personnel towards the disabled people.This cross-sectional study carried out between January and April 2016. Data were obtained by socio-demographic data form and Scale of Attitudes Toward Disabled Persons (SADP) for physicians and nurses who gave consent to participate in the study, which were conducted face to face. The study was completed with 220 participants (91 physicians and 129 nurses). The high score from the scale means that people with disabilities are perceived in a similar way to those without disabilities; the low score means that people with disabilities are perceived differently than people without disabilities, and thereby there being prejudiced attitudes. For data evaluation, Chi-square test, Independent Samples t test and One Way ANOVA were used. P1 year than that of those whose professional time was ≤1 year (p0.05). The necessary arrangements and inspections should be made to ensure that disabled people have access to health care services on their own without the need for any other person. In order to make the attitudes towards the disabled positive, the people should be allowed to be in life and awareness should be raised for the society. 92
- Published
- 2018
23. Gaziosmanpaşa Üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çalışan güvenliği konusundaki farkındalıkları ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları
- Author
-
Demir, Sema, Çıtıl, Rıza, and Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Halk Sağlığı ,Healthy people ,Work safety ,Occupational health ,Nurses ,Public Health ,Nursing ,Nursing research ,Nursing services ,Healthy life - Abstract
Hemşireler sağlık hizmeti sunarken, hizmetin özelliğinden kaynaklanan nedenlerden dolayı sağlıklarını etkileyen birçok risk ve tehlikelere maruz kalmaktadır. Ülkemizde farklı kurumlarda yapılan çalışmalarda, hemşirelerin sağlıklı yaşam biçimi davranışları ortalamalarının beklenen düzeyin altında olduğu saptanmıştır. Hemşirelerin ağır çalışma şartları göz önünde bulundurulduğunda, hemşirelerde çalışan güvenliği ile sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının belirlenerek önleyici tedbirlerin alınması oldukça önemlidir. Bu araştırma, üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin çalışan güvenliği konusundaki farkındalıkları ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Kesitsel nitelikteki bu çalışma, Nisan–Mayıs 2013 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde çalışan hemşirelerde yürütülmüştür. Veriler onamı alınarak çalışmaya katılan hemşirelere standart anket formu ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği'nin yüz yüze uygulanmasıyla elde edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı veriler sayı, yüzde ve ortalama±standart sapmaları ile gösterilmiş, gruplar arası karşılaştırmalarda ise Ki-kare, ANOVA, Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U ve Student t testleri kullanılmıştır. Çalışmanın yürütülmesi için Etik kurul onayı (13-KAEK-089) alınmıştır.Araştırmaya katılan toplam 158 hemşirenin %86,1'i kadın, %13,9'u erkektir. Yaş ortalaması 28,1±5,7'dir (18-43 yaş). %17,1'i lise mezunu, %8,2'si ön lisans, %72,2'si lisans ve %2,5'i yüksek lisans ve doktora mezunudur. %39,9'u yoğun bakımlarda, %35,4'ü servislerde, %19,6'sı polikliniklerde, %3,2'si acil servis ünitesinde ve %1,9'u ise yönetici olarak çalışmaktadır. Hemşirelerin %73,4'ü çalışan güvenliğini `çalışma ortamındaki çeşitli etkenler nedeniyle çalışanların sağlık sorunları ve mesleki tehlikelerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar` olarak tanımlamıştır. %67,1'inin kişilerarası ilişkilerde sorun yaşadığı, %34.2'sinin kesici-delici alet yaralanması yaşadığı, %54,4'ünün sözlü-fiziki şiddete maruz kaldığı, %35.4'ünün iş kazası yaşadığı, %49,4'ünün sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürecek mesleki bir etkene maruz kaldıkları, %39,9'unun kurumdan istifa etmeyi düşündüğü saptanmıştır. Çalışan güvenliği konusunda öncelikli sorunlar sırasıyla hemşire sayısının az olması (%52,8), iş yükünün fazla olması (%52,8), nöbet sayısının fazla olması (%44,4), güvenliğin yeterli olmaması (%33,3) ve hemşirelere yönelik olası şiddete karşı yeterli önlem alınmaması (%27,8) şeklinde belirtilmiştir.Hemşirelerin SYBDÖ'den aldıkları toplam puan ortalaması 121,61±16,00 olup, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının orta düzeyde olduğu saptanmıştır. En yüksek puanlar manevi gelişim (25,46±4,03) ve kişilerarası ilişkiler (24,45±3,62) alt boyutlarından; en düşük puan ise egzersiz (14,46±4,44) alt boyutundan alınmıştır. Öğrenim durumu, ekonomik durumu, görev yaptıkları birim, çalışma şekli, haftalık çalışma süresi, sigara içme durumu, kendi sağlıklarını nasıl hissettikleri, kesici-delici aletle yaralanma durumu ve istifa etmeyi düşünme durumunun sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını anlamlı şekilde etkilediği saptanmış olup (p
- Published
- 2016
24. Tokat ili mesleki eğitim merkezlerinde öğrenim gören çıraklık öğrencilerinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sıklığı
- Author
-
Yaşayancan, Özkan, Çıtıl, Rıza, Bozkurt, Hasan, and Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Halk Sağlığı ,Apprenticeship education ,Vocational education ,Vocational education centers ,Public Health ,Apprenticeship education center ,Tokat ,Attention deficit disorder with hyperactivity - Abstract
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB); çocuklukta başlayan, belirtileri erişkinlikte de devam eden, hayatın her döneminde etkisini sürdüren, akademik, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyen, nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB olan öğrencilerin bazıları akademik başarıları düşük olabilmesinden dolayı aileleri tarafından okullarından alınıp alternatif meslekler için arayışlara girebilmektedirler. Bu amaçla çocuklar çırak olarak bazı işkollarında çalıştırılabilir ve mesleki eğitim merkezlerine yönlendirebilirler. Çıraklık öğrencilerinde bu nedenle DEHB'nin daha fazla oranda görülmesi beklenebilir. DEHB, akademik başarıda düşme, kazaya maruz kalma ve madde kullanımı risklerini arttırması nedeniyle tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Bu çalışma ile Tokat il genelindeki mesleki eğitim merkezlerinde öğrenim gören çıraklık öğrencilerinde DEHB sıklığı ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. 8 Ekim-15 Kasım 2015 tarihleri arasında yürütülen kesitsel tipteki bu çalışmanın evrenini Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü verilerine göre, il merkezi ve ilçelerdeki 5 mesleki eğitim merkezinde öğrenim gören toplam 513 çıraklık öğrencisi oluşturmaktadır. Örneklem seçilmeden evrenin tamamına ulaşılması planlanmıştır. Çalışma sözlü onam vererek katılmayı kabul eden 411 öğrenci ile tamamlanmıştır (%80.1). Verilerin toplanması amacıyla ilgili literatür eşliğinde hazırlanan sosyodemografik özellikler, sağlık durumu, alışkanlıklar ve iş hayatı ile ilgili soruları içeren standart anket formu, araştırmacı tarafından öğrencilerin okullarına veya çalıştıkları işyerlerine gidilerek yüzyüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. DEHB belirtilerini saptamak için ise 18 yaş altında Conners-Wells Ergen Özbildirim Ölçeği-Kısa Formu(C-WEÖÖ-K), 18 yaş ve üstü için Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Kendi Bildirim Ölçeği (ASRS-v1.1) Türkçe formu kullanılmıştır. İstatistiksel analizde sayı (n) ve yüzde (%), Ki-kare testi, Student-t testi, Mann-Whitney U testi ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p
- Published
- 2015
25. Nutrition knowledge levels and eating habits with the factors affecting obesity prevalence of the 6 th, 7 th, 8th grade primary school children in the centre of the Tokat
- Author
-
Çelik, Emel, Çıtıl, Rıza, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, and Çelik, Emel
- Subjects
Beslenme Bilgi Düzeyi ,Nutrition and Dietetics ,Obezite ,Beslenme ve Diyetetik ,Adolescents ,Risk Faktörleri ,Halk Sağlığı ,Knowledge ,Beslenme Alışkanlıkları ,Primary education students ,Public Health ,Obesity ,Tokat ,Adolesan ,Nutritional habits ,Nutrition - Abstract
Bu araştırma Tokat il merkezindeki ilköğretim 6, 7, 8. sınıf öğrencilerinin beslenme bilgi düzeyleri ve alışkanlıkları ile obezite sıklığını etkileyen faktörlerin araştırılması amacıyla yürütülmüştür.Ekim-Aralık 2010 tarihleri arasında yürütülen çalışmanın verileri anket formu ve antropometrik ölçümler ile toplanmıştır. Öğrencilerin antropometrik ölçümleri yapılarak, yaşa ve cinsiyete özgü beden kitle indeksleri (BKİ) belirlenmiştir. Verilerin analizi SPSS 18,0 istatistik paket programında sayı, yüzde, ortalama, standart sapma ve ki-kare testleri ile yapılmıştır.Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 12,2±0,9 yıl olup, %47,3'ü (143) kız, %52,7'si (159) erkektir.Araştırma sonucuna göre;Öğrencilerin %56,1'inin günde üç öğün tükettikleri, en çok atlanan öğünün kahvaltı olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin %47,0'ının sıklıkla ara öğünlerde yiyecek-içecek tükettikleri ve ara öğünlerde en çok tüketilen yiyeceğin bisküvi-kraker ve şeker-çikolata (%38,5), içeceğin ise kola-gazoz olduğu (%50,4) belirlenmiştir. Çalışmaya katılan erkek (%64,2) ve kızların (%77,9) yarısından fazlasının yemek seçtiği belirlenmiştir.Öğrencilerin beslenme bilgi düzeyleri değerlendirildiğinde %30,4'ünün kötü, %59,0'ının orta ve %10,6'sının iyi olduğu saptanmıştır. Anne ve babası üniversite ya da yüksekokul mezunu olan öğrencilerin beslenme bilgi düzeyleri diğer öğrencilerden daha yüksek bulunmuştur.Öğrencilerde obezite sıklığı %15,2 ve fazla kilolu olma sıklığı ise %20,6 olarak saptanmıştır. Obezite sıklığı kızlarda %8,5 ve erkeklerde %21,1 olarak saptanırken, kilo fazlalığı kızlarda %16,9, erkeklerde %23,7 olarak bulunmuştur. Cinsiyet, evdeki birey sayısı, anne-baba eğitim durumu, sosyo-ekonomik durum ve kardeş sayısı ile obezite arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p
- Published
- 2012
26. Tokat Devlet Hastanesi'ne başvuran gebelerde anemi görülme sıklığı ve etkileyen faktörler
- Author
-
Yakiştiran Barut, Semra, Çıtıl, Rıza, and Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı
- Subjects
Nutrition and Dietetics ,Risk factors ,Pregnancy ,Hospitals-public ,Beslenme ve Diyetetik ,Anemia ,Tokat ,Nutrition - Abstract
Bu çalışma gebe kadınlarda anemi görülme sıklığı ve risk faktörlerinin belirlenmesi amacıyla; Tokat Devlet Hastanesine rutin gebelik muayenesine gelen 311 gebe üzerinde gerçekleştirilmiştir. Gebelerin yaş ortalaması 25,69±5,19 yıldır. Gebelere sosyo-demografık, obstetrik, aııemi ile ilgili risk faktörleri ve beslenme ile ilgili tanımlayıcı özelliklerinin sorgulandığı anket uygulanmış ve hemoglobin (Hb) ve hematokrit (Hct) değerleri kaydedilmiştir. Hb değeri llg/dl'nin altında, Hct değeri ise %32'ııin altında olan gebeler `anemik` olarak kabul edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda gebelerin %90'mın ev hanımı olduğu, %37,3'ünün ilkokul mezunu olduğu tespit edilmiştir. Gebelerin ortalama gebelik haftası 27,76=fcll,2rdir. Hb ve Hct değerlerinin ortalaması sırasıyla 11,86±1,24 g/dl ve 34,48±3,39 olup; Hb ve Hct değerlerine göre anemi prevalansı sırasıyla %23,5 ve %31,0 olarak bulunmuştur.Anemik olan gebelerin %17,8'inin birinci trimesterde, %26,0'ımn ikinci trimesterde, %56,2'sinin ise üçüncü trimesterde olduğu saptanmıştır. Gebelerin %63,7'si demir preparatını, %64,0'ı ise vitamin preparatını düzenli olarak kullanmaktadır. Demir preparatını düzenli kullananların %27,4'üııün, düzenli kullanmayanların ise %21,2'sinin anemik olduğu; vitamin preparatını düzenli kullananların %19,6'smm, düzenli kullanmayanların ise %30,4'üııün anemik olduğu saptanmıştır. Demir preparatmm düzenli kullanılması ile anemi sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamasına karşılık (p>0,05), vitamin preparatını düzenli kullananlarda anemi sıklığının vitamin preparatını düzenli kullanmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük olduğu bulunmuştur (p0,05). 66,6% of pregnants ate three meals a day. Anemia among pregnants who drank dark tea was more prevalent than pregnants who drank light tea and the difference was significant (33,9% vs 17,2%) (P
- Published
- 2012
27. [The evaluation of the symptom clusters in patients with the diagnosis of terminal stage cancer].
- Author
-
Süren M, Doğru S, Önder Y, Yıldız Çeltek N, Okan İ, Çıtıl R, Karaman S, and Başol N
- Subjects
- Adult, Aged, Aged, 80 and over, Female, Humans, Male, Middle Aged, Neoplasm Metastasis, Neoplasms pathology, Pain, Intractable etiology, Retrospective Studies, Severity of Illness Index, Syndrome, Neoplasms complications, Pain, Intractable prevention & control, Palliative Care
- Abstract
Objectives: Palliative care has been developing rapidly throughout the world. A substantial number of palliative care patients are advanced cancer patients. Terminal cancer patients suffer from groups of symptoms called symptom clusters, rather than from individual independent symptoms. The aim of this study is to evaluate the symptoms of terminal cancer patients retrospectively and to present the symptom clusters of these patients., Methods: After ethical approval was obtained, a total of 113 (74 female, 39 male) patients with the diagnosis of the terminal stage cancer were retrospectively evaluated in Gaziosmanpasa University, Department of Anesthesiology and Reanimation between January 2011 and January 2013. Patient records were used to obtain medical history, physical examination findings, patient complaints, accompanying persons, primary cancer site, and metastasis sites. Symptoms such as fatigue, pain, vomiting, loss of appetite,insomnia, constipation, cough and dyspnea were assessed with the Edmonton Symptom Assessment System scale (0: None, 10: Worst possible). The symptom clusters were constructed using hierarchical symptom cluster analysis., Results: The mean age was 64.51 ± 11.38 years. Patients were referred to our outpatient clinic from Departments of General Surgery, Emergency Medicine, Urology, Oncology, Ear-Nose-Throat, Thoracic Surgery, Internal Medicine and Neurosurgery. Fatigue was the most-detected symptom (98.2%). Three symptom clusters were identified: nausea-vomiting-loss of appetite-constipation, dyspnea-cough, and fatigue-pain-insomnia., Conclusion: Although palliative cancer patients were referred mainly with the symptom of pain, at least three symptom clusters were detected. The management of terminal stage cancer patients should focus on symptom clusters rather than individual symptoms.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.