Search

CIE tarafından 1976 yılında sunulan CIELab renk farkı formülü, endüstri tarafından kabul görmüş ve otuz yıla yakın süredir yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu sistemin tolerans sınırlan, görme sistemine göre farklılık gösterebilmektedir. Görme sistemine benzer tolerans özellikleri gösteren yeni renk farkı formülleri geliştirilmektedir. Bu araştırmada, finisaj işlemi uygulanmış mamul deriler üzerindeki renk farklılıkları CMC, C1E94 ve CIE2000 gibi yeni formüllerle hesaplanmış ve klasik CIELab formülü sonuçlan ile karşılaştınlmıştır. Bu formüllerin CIELab sisteminden farklı sonuç verdikleri, daha düşük ortalamaya sahip oldukları; formüller arasındaki farkın san, kınnızı gibi renklerde daha belirgin olduğu; kahve, hardal gibi renklerde ise farkın azaldığı bulunmuştur., Nearly for thirty years. However, tolerance limits of this system may vary from the visual system. New color difference formulas showing similar tolerance properties like the visual system, are being developed. In this research, color differences of finished leathers have been calculated with new formulas like CMC, CIE94, CIE 2000 and the results have been compared to CIELab formula. These formulas found to be statistically different from the CIELab system and had smaller averages. The differences of formulas were found to be more evident for colors like yellow, red and less evident for brown, mustard colors.

Boyarmadde sökümü tekstil materyallerine, materyal üzerindeki üretimden kaynaklı hatanın temizlenip, tekrar üretim bandına hatasız olarak dahil edilmesi için kullanılan bir yaş işlemdir. İyi bir boyarmadde sokumunun ölçütü, kumaşın ilk rengine ulaştınlabilmesiyle ilişkilidir. Bu da spektrofotometrik yöntemlerle ölçülebilen bir olgudur. Boyarmadde söküm verimini, söküm işleminin proses parametreleri belirlemektedir. Bunlar; sökülmesi istenen boyarmaddenin cinsi, materyalin hammaddesi, kullanılan kimyasal madde, yardımcı maddeler, yöntem, sıcaklık, süre gibi parametrelerdir. Çalışmada ilk olarak seçilmiş reaktif boyarmaddelerle dokuma kumaş üzerine boyama yapılmış ve daha sonra farklı parametreler kullanarak boyarmadde sökümü gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma sonucunda kullanılan bu parametrelerin söküm verimi üzerindeki etkisi tek yönlü varyans analizi (ANOVÂ) yapılarak, istatistiksel olarak incelenmiştir. Sonuçta, en verimli boyarmadde sökümüne hangi şartlarda ulaşabileceğine karar verilmeye çalışılmıştır. Discoloring is a wet textile process which is used to remove the faults of textile material and transfer it to production line free of faults. The degree of satisfactory of discoloring is related to reaching of initial colour of material. This is a measurable fact with a spectrofbmeter. The efficiency of discoloring is determined with process parameters as dye, raw material, auxiliaries, temperature, time. In this study, first of all dyeing was carried out to woven pretreated fabric with selected dyes and then discoloring has been applied using different process parameters mentioned above. At the end of experimental study, effect of these parameters have been investigated with the help of oneway-variance analyze (ANOVA). As a result, it was tried to decide how the most satisfactory discoloring effect could be obtained.

Amaçların gerçekleştirilmesi yönünde alternatif eylem planlarından birini seçme sürecidir. Günümüzün hızla değişen ve globalleşen çevresi, başarılı bir işletmenin zengin bir karar venne sürecine sahip olduğuna işaret etmektedir. Bu, bilginin sadece toplanıp işlenmesi değil, aynı zamanda gelişmiş karar tekniklerinin kullanılması anlamına gelmektedir. Bu çalışmada, Analitik Hiyerarşi Yöntemi kullanılarak fason işletme seçimi uygulaması yapılmıştır., Decision making is a process of choosing one of a number of alternative plans of action as a way of achieving a target or goal.In todays rapidly changing and globalising environment, succesful business enterprises must have a powerful procedure for decision making . This includes not only harvesting and processing of information but also using special decision making techniques. This article deals with choosing the right sub-contractor using AHY.

Ultrasonik uygulamaların kullanım alanları giderek artarken bilim ve teknolojide ultrason teknolojisi uzun zamandır kullanılmaktadır. Ultrasonik insanın duyma limitinin üzerindeki ses dalgalarının bilimidir. Bu makale ultrasoniğin teorisini ve ultrason teknolojisinin kesin temizlik için nasıl uygulandığını anlatmakta ve yüksek şiddetli ultrasonun yayılımı esnasında oluşan kavitasyon, akustik akım ve yer değiştirme hareketinin banyoya daldırılmış materyalin temizliğini nasıl yaptığı açıklamaktadır., The field of ultrasonic is still making strides towards perfection, but already many applications of ultrasonic energy have been found in science and technology. Ultrasonics is the science of sound waves above the limits of human audibility. This article is describing the theory of ultrasonics, how ultrasonic technology is applied to precision cleaning and how cavitation, acoustic streaming and dislocation motion during the propagation of high-intensity ultrasound are making the cleaning of the substrates immersed in to the bath.

Günümüzde tekstil sektöründe artan rekabetten dolayı çok fonksiyonlu, koruyucu ve konforlu giysilerin üretilmesi ve geliştirilmesine yönelik eğilim her geçen gün artmaktadır. Giysiye; fonksiyonellik, kullanım ve bakım kolaylığı sağlayan su, yağ ve kir iticilik işlemleri büyük önem taşımaktadır. Bu yazıda, bu işlemlerle ilgili temel ve güncel gelişmeler hakkında bilgi verilmektedir., Nowadays due to the growing competition on textile sector, trends in producing and developing multi-functional, protective and comfortable clothes are increased more and more. Water, oil and stain repellent treatments providing the functionality, easy care of clothes have great importance. In this article, it is given information about the fundamental and recent developments of these treatments.

Performans yönetimi, işletmelerin kendi kaynakların etkinliği değerlendiren ve artıran bir yönetsel araç olarak kullanılmaktadır. Performans yönetiminin etkinliği, doğru performans ölçütlerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi ile mümkündür. Belirlenen bu ölçütler işletmelerin temel verilerini oluşturmakta ve yöneticilere büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ayrıca bu ölçütler, işletmelerin rakipleri karşısındaki durumlarını karşılaştırma olanağı da sağlamaktadır. Bu çalışmada 10 farklı performans ölçütünün konfeksiyon işletmelerindeki değerleri analiz edilmiştir. Çalışmanın verileri 54 ayrı işletmeden ölçüm yoluyla alınmıştır., Performance management is used in the evaluating and increasing of the effectiveness of plant resources. Effectiveness of performance management depends on determining the right performance criteria. The criteria determined are the basic data of performance management and these criteria enable various facilities to managers in the management activities. Additionally, these criteria also enable the comparing the plants each other. In this study, 10 different performance criteria are analyzed in clothing plants. Data of the study are obtained from 54 clothing plants using the measurement.

Bu çalışmada, poliamid kumaşların yüzey özellikleri üzerine, plazma işleminin etkisi araştırılmıştır. Hidrofilite ve adhezyon özelliklerini geliştirmek için poliamid kumaşlara argon ve karbondioksit plazma uygulanmıştır. Yüzey özellikleri SEM mikroskobu ile incelenmiştir. Sonuçlar, poliamid kumaşların yüzey morfolojik özelliklerinin değiştiğini, lif-lif, iplik-iplik sürtünmesi ve yüzey pürüzlülüğünün arttığı göstermektedir., The effect of plasma treatment on the surface characteristics of polyamide fabrics was investigated. Plasma surface modifications with carbon dioxide and argon were performed on the polyamide 6 fabrics to improve the adhesion and hidrophylity. The surface morphology of the fiber was observed with scanning electron microscopy. The fiber surface was effectively etched with carbon dioxide and argon plasma treatment.

Günümüzde Tam Zamanında Üretim Sistemi önemi gittikçe artan üretim yaklaşımlarından biridir. Bu makalede tam zamanlı üretim sisteminin felsefesi,amaçlan ve unsurları incelenmiş ve tekstil ve konfeksiyon sanayine uygulanabilirliği tartışılmıştır., Nowadays Just In Time Production System is one of the production approaches whose importance is increasing. In this article the philosophy, aim and elements of just in time production system are tried to be explanied and its feasibility to textile and apparel sector is discussed.

Performans değerlendirme, genellikle etkin yönetimin ayrılmaz bir parçası olarak bilinmektedir. İş değerlendirme "çalışan bireylerin kendilerinden beklenen işi geliştirme performansları hakkında bilgi edinilmesini sağlamadır." Bu makalede, performans değerlendirme yöntemlerinde (360 derece geri bildirim) birisi anlatılmıştır., Performance evaluation is generally acknowledged as an important ingredient for effective management. It is "the activity of providing information of staff members about their performance on job expectation". In this article, a way of performance evaluation (360 degree feedback) is explained.

1.1.1995 tarihinde GATT anlaşmasının yerini alan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tüm alanlarda olduğu gibi tekstil ve hazır giyimde de dünyada liberal ekonomi politikalarının uygulamalarını arttırmak ve daha küresel bir dünya için belirli bir takvim hazırlanmıştır. GATT kapsamında bulunan MFA da yerini, 1 Ocak 1995'de "Tekstil ve Hazır Giyim Anlaşması"na (ATC) bırakmıştır. DTÖ'nün kurucu üyeleri arasında yer alan Türkiye de, iç onay prosedürünün tamamlanmasının ardından 26 Mart 1995 tarihinde DTÖ üyesi olmuş ve 1.1.1995'den itibaren de DTÖ'nün yükümlülükleri geçerli sayılmıştır. Bu kapsamda 1.1.2005 yılından itibaren tekstil ve hazır giyim sektöründe tüm kotalar sıfırlanmıştır. Ancak bu karar Türkiye'nin de içersinde yer aldığı bazı ülkelerin ciddi iç ve dış Pazar kayıpları ve cari açıklarla karşılaşmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda DTÖ 2008 yılına kadar ülkelerle iç pazarlarını koruyucu geçici koruma önlemleri alabilmelerine olanak sağlamıştır. Türkiye'de bu konuda bazı ülkelere karşı koruma önlemleri başlamıştır., The Word Trade Organization (WTO) that replaced the GATT agreement in 01 January 1995 has made a particular schedule for a more global world and to increase the applications of liberal economy politics in textile and apparel worldwide, as well as in all domains. MFA which was in the scope of GATT has left its place to "Agreement of Textile and Apparel" (ATC) in 01 January 1995. Turkey which was among the charter members of WTO, has become a member of WTO in 26 March 1995 upon completion of internal approval procedures and WTO's liabilities which were effective as of 01 January 1995 were considered valid. Consequently, all quotations within textile and apparel zeroized as of 01 January 2005. But, this decision has caused certain countries such as Turkey to experience serious losses in internal and external markets and to run into currency deficits. As a result, WTO has allowed countries to take temporary protective measures in their internal markets until 2008. Thus, Turkey has initiated protective measures against certain countries in this regard.

Tıbbi olarak 0-12 ay arasındaki çocuklar bebek olarak tanımlanmaktadırlar. 0-24 ay arasındaki bebek ve çocukların istek ve şikayetlerini dile getirememeleri nedeniyle giyim konforu konusundaki hislerini de sözcüklerle ifade etme şansları yoktur. Yapılan araştırmalarda giyimin; bebeğin büyümesi, gelişmesi ve psikolojisi üzerinde önemli etkileri olduğu görülmektedir. Rahat, temiz ve zevkli giydirilmiş bir çocuğun kendine olan güven duygusu artmakta, daha mutlu ve neşeli olmaktadır (1). Ergonomide bebek giysilerinin boyutsal olarak vücuda uygunluğu çok önemlidir. Giysi ne büyük, ne de küçük olmalıdır. Bu durumda giysi bedeninin bebeğin bedenine uygun üretilmiş olması çok önemlidir. Ancak ülkemizde bebeklerden bugüne dek sistematik olarak ölçüm alındığına dair bilimsel bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışma kapsamında belirli bir yaş grubuna yönelik temel ölçülerin alınması ve bu ölçüler yardımıyla yardımcı ölçülerin hesaplanabilmesi için bir yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır., It would not be wrong if we called the children of 0-24 months as "baby", although the children between 0 and 12 months are called so. In recent researches, it has been seen that baby's clothing has significant effects on its growth, development and psychology. The self confidence of a child who is dressed comfortably, tidily, pleasantly and above all ergonomically , is increasing and all these make him more happy and cheerful. That's why, the clothing models, fabrics, accessories and patterns for the baby cloth has great significance. The size of the pattern should fit the baby's body and should not be incomfortable. The dress should be neither large nor small. In this case, that the body of dress is produced suitable for the body of baby is very important. However, it has not been encountered any scientific research concerning systematic survey of baby size till now. In this research, it is aimed to develop a methodology, with which the base measurements and the auxiliary measurements can be taken for a certain group of age.

Bobinleme işleminde, iplik hatalarının kontrol edilmesi ve uzaklaştırılması sonrasında iplik uçlarının birleştirilmesi, art işlemlerin verimliliği ve kalitesi yönünden önemlidir. Pamuk/Elastan ipliklerin uç birleştirme bölgesindeki mukavemet ve kopma uzamasına uç birleştirme havasının ve iplik büküm katsayısının etkisini incelemek için havalı ve su püskürtmeli elastosplicer ile denemeler yapılmıştır., In winding process, after detecting and cutting the faults on the yarn, splicing of the yarn ends is important for productivity and quality of following processes. Pneumatic elastosplicer and injection elastosplicer have been applied to define the effects of air blast for splicing and yarn twist to the tenacity and elongation at break of cotton/elastane yarns.

Üç oksijen atomundan oluşan ozon birçok inorganik ve organik kirliliklerin oksitlenmesinde ve bakteri ve virüsleri inaktive etmede kullanılabilmektedir. Ozon, demir ve manganı etkili bir şekilde uzaklaştırır ve çözünen formları filtre ile uzaklaştınlabilecek çözülmez forma oksitler. Ozon aynca sülfür ve nitritleri de oksitler ve güçlü bir bakterisittir. Bu oksitleme etkilerinden dolayı ozon gazı tekno¬lojide birçok kullanım olanağı bulmaktadır. Bu makalede, ozon gazının bazı teknoloji alanlarında ve tekstil endüstrisinde temel kullanımı anlatılmaktadır., Ozone, composed of three atoms of oxygen, can be used to oxidize many inorganic and organic impurities as well as inactivate bacteria and viruses. It effectively removes iron and manganese, oxidizing soluble forms into insoluble forms to be removed by filtration. It also oxidizes sulfides and nitrites. It is a powerful bactericide. Because of these oxidizing effects ozone gas has found many uses in technology. In this paper, we present the basic usage of ozone gas in some technologic fields and textile industry.

Mamul derinin rengi üzerine, boyama işlemi öncesi yapılan; kireçlik, sama, tabaklama gibi işlemlerin etkili olduğu bilinmektedir. Kireç + sodyum sülfür kullanılarak yürütülen klasik kireçlik işlemi ile yüksek oranda çevre kirliliği yaratılmaktadır. Bu çalışmada, daha az çevre kirliliği yaratan alternatif kireçlik yöntemlerinden olan hidrojen-peroksit, Na-Glikolat kireçlik yöntemlerinin daha sonra yapılan boyama işlemi ve deri kalitesi üzerine etkileri, klasik kireçlik yöntemi ile karşılaştırılarak araştırılmıştır., It is known that prior processes like liming, bating, tanning, etc. have effects on the final color of the leather goods. Traditional liming process, which is done with lime and sodium sulfide, causes high amount of environmental pollution, hi this research, the effect of hydrogen peroxide and sodium glycolate methods, which are alternative liming processes less pollutant for the environment, on dyeing process and leather quality have been researched comparative to the traditional liming process.

Topluma açık yerlerde veya medikal alanda kullanılan tekstil materyalleri üzerinde bakteri ve mantarlar gelişebilmektedir ve bunlar insan sağlığı açısından tehlike arz edebilmektedir. Bu nedenle antimikrobiyal özellik gösteren lifler üzerine yapılan çalışmalar giderek artmaktadır. Bu makalede mevcut antimikrobiyal lifler ve antimikrobiyal katkı maddeleri hakkında kısa bilgi verilmektedir., Bacteria and fungi can grow up on textile materials used in medical areas and social places. These microbes are harmful for human health. Therefore, new antimicrobial fibers for textile industry are one of the most advanced and exiting areas of research and application. This article reveals brief information about antimicrobial fibers and agents used in textile market.

Çeşitli koyunlardan elde edilen lifler en yaygın kullanılan hayvansal liflerdir. Hayvansal liflerin büyük bir kısmı giysi veya diğer tekstil mamullerinin üretiminde kullanılmaktadır. Bu liflerin en büyük grubu keçi ve deve gibi türlerden elde edilmektedir. Yün liflerinin fiziksel ve kimyasal yapılan üzerinde geniş ölçüde çalışılmış olmasına rağmen, tiftik lifleri için aynı parametreler üzerinde yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Yün ve tiftik liflerinin fiziksel ve kimyasal yapılan arasında farklar bulunmakla beraber, yapılarında temel benzerlikler de bulunmaktadır. Tiftik liflerinin yapısı hakkında şu an bilinenler temel olarak yün lifleri üzerinde yapılmış geniş çaplı çalışmalara dayanmaktadır., The fibre from the various breeds of sheep (wool) is by far the most commonly-used animal fibre. However, large quantities of related animal fibres are used in the manufacture of clothing and other textile products. The largest group of these fibres is obtained from related species such as goats and camels. Although the physical and chemical composition of the wool fibre has been extensively studied, the same parameters of mohair have been studied to a limited extent. While there are differences in the morphological and chemical composition of wool and mohair, there are also some basic similarities. What is currently known about the structure of mohair, based mainly on extensive studies on the wool fibre.

Karbon lifleri, 40 yıllık bir gelişim süreci ve özel kullanım alanı bulmaları sayesinde ticari olarak üretilmeye başlamıştır. Poliakrilnitril lifleri, bitkisel esaslı hammaddeler, katran tortusu ve zift, polivinildenklorür veya polivinildenklorür kopolimerlerinden elde edilen karbon liflerinin özellikleri, hammadde ve işlem koşullarına bağlı olmaktadır., Carbon fibers have been used to be produced as commercial materials thanks to their specific usage areas and their 40 years development course. Properties of carbon fibers which are produced polyacrylonitryl fiber, cellulosic materials, tar and pitch materials, polyvinylidene chloride or polyvinylidene chloride copolymer have depended on raw-materials and processes conditions.

Bu araştırmada HVI cihazı ile ölçülebilen lif özellikleri ile ring iplik özellikleri arasındaki interaksiyonlan belirlemek amacıyla korelasyon analizleri yapılmıştır. Çalışmada kullanılmak üzere 15 farklı pamuk harmanı temin edilmiştir. Her bir numuneden Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi pamuk ipliği işletmesinde dört farklı numara (Ne 20, Ne 25, Ne 30 ve Ne 40) ve üç farklı büküm seviyesinde ($alpha$ e 3,8, $alpha$ e 4,2 and $alpha$ e 4,6) iplikler üretilmiştir. Analiz sonuçlan özellikle lif mukavemeti ile iplik özellikleri arasındaki doğrusal ilişkinin çok yüksek olduğunu göstermiştir. Çalışmada lif uzunluğu ve üniformite indeksinin de tüm iplik özellikleri üzerinde ihmal edilemez öneminin olduğu belirlenmiştir., This research was performed to investigate the yarn and cotton fiber property interactions to the ring spinning system by using correlation analysis. The implications of these interactions are critical to the spinner because depending on raw fiber selection. On experimental part a total of 180 ring yarns were produced from 15 different cotton blends on the same ring spinning machine under the same conditions at Ege University Textile and Apparel Research-Application Centre. Each blend was spun in four yarn counts (Ne 20, Ne 25, Ne 30 and Ne 35) at three different coefficient of twist ($alpha$ e 3.8, $alpha$ e 4.2 and $alpha$ e 4.6). After the correlation analysis significant interactions were determined. In particular, very high correlation was found between fibre strength and all yarn parameters.

Nanoteknoloji, cihazların ve sistemlerin şeklini ve boyutunu nano düzeyde tutarak yapıların tasarımı üretimi ve uygulaması şeklinde tanımlanabilmektedir. Nanoteknoloji, tekstil endüstrisi için de fırsat sunmaktadır. Tekstil sektöründe nanoteknolojinin mevcut uygulamaları arasında lifler, iplikler, kumaşlar, terbiye, elektronik tekstiller, lif modifikasyonu sayılabilmektedir., Nanotechnology is the design, production and application of structures, devices and systems by controlling shape and size at the nanoscale. Nanotechnology is an opportunity for the textile industry. Current Applications of anotechnology in the textile industry include fibres, yarns, fabrics, finishing; dyeing and coating, electronic textiles, fibre modification.

Günümüzde yün liflerinin ağartılmasında çeşitli alternatif yöntemler geliştirilmiştir. Bu yazıda, yünlü kumaşların ağartılmasında geliştirilen yeni yöntemler ve kimyasallar hakkında bilgi verilmiştir., Solospun is a spinning technology which provides the means to produce a singles yarn that can be successfully woven as either warp or weft. Solospun is a simple, inexpensive, clip-onattachment for the spinning of long staple, weavable singles yarns. The hardware consists of a bracket that holds a friction pad and a pair of Solospun rollers. Crosssection provides much better spinning efficiency than spinning singles for an equivalent two-fold yarn count. Solospun Q significantly reduces yarn hairiness and fibre security is improved to the extent that the Solospun yarns can be woven as singles without the need for sizing.

Bu makalede denim mamullerin terbiye işlemleri hakkında kısaca bilgi verilmiştir ve bu alanda yakın zamanda sağlanan gelişmelere değinilmiştir. Pratikte uygulanan ancak ekolojik açıdan sakıncalı ve uygulamada sorun yaşanan denim ağartma yöntemlerine alternatif olarak geliştirilen yeni yöntemlere kısaca değinilmiştir., In this paper washing processes of denim garments and last innovations are explained. Especially new alternative methods to ecologically inappropriate conventional bleaching processes and their difficulties of application are mentioned.

PAC üreticilerinin çabaları, lif özelliklerinin kullanım açısından uygun hale getirilmesini sağlamıştır. Bu amaçla poliakrilnitril lifleri temel özelliklerini kaybetmeden çeşitli şekillerde modifiye edilmektedir. Bu modifikasyonların da yardımıyla poliakrilik lifleri yakın gelecekte de 4 büyük sentetik lif sınıfıyla birlikte önemini ve yerini koruyacaktır., The efforts of PAC producers make fiber properties be suitable for final usage. For this aim, polyacrilonitrile fibers can be modified in different ways without losing their basic properties. By the help of these modifications, polyacrilonitrile fibers will keep its position together with four big synthetic fiber class.

Birim eğrilmiş iplik yüzeyinden çıkan liflerin sayısı veya toplam uzunlukları olarak ifade edilebilen iplik tüylülüğü, tek bir faktörle açıklanamayacak kadar kompleks bir kavramdır. Tüylülük iplik mukavemeti ve düzgünsüzlüğü gibi iplik kalitesini belirleyen önemli bir iplik özelliğidir. Son yıllarda geliştirilen tüylülük ölçme cihazları sayesinde de gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Tüylülük miktarı lif ve iplik özellikleri ile birlikte makine ve proses parametrelerinden de önemli oranda etkilenmektedir. Bu çalışmada apron ve manşon sertliklerinin iplik tüylülüğüne etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Tüylülük ölçümleri Zweigle G566 test cihazında gerçekleştirilmiştir., Yarn hairiness can not be completely defined by a single figure but we can describe it simply in terms of the number of protruding hairs on the unit surface of the spun yarn. Hairiness is one of the most considerable structural parameter for determining the yarn quality besides strength and evenness. In the last decade yarn hairiness has charmed increasing practical interest because of the commercialization of some instruments. Yarn hairiness is affected by fibre characteristics, yarn, machine and process parameters. Fn this article the effect of cot and apron hardness on the yarn hairiness is investigated. Hairiness measurements were performed on Zweigle G566 hairiness tester.

Jüt lifi, mukavim, sert ve dünya çapında en fazla üretilen ikinci doğal liftir. Jüt, sentetik liflerle karışım haline getirilebilen ve/veya onların yerine geçebilen, birçok sanayi sektöründe önemli bir hammadde olan çevreyle dost bir üründür. Günümüzde, jüt kumaşların kalitesini geliştirmek için farklı kimyasal işlemler uygulanarak bir çok çalışmalar yapılmaktadır. Bu yazı, jüt kumaşların ön-terbiyesindeki güncel gelişmeleri özetlemektedir., Jute fiber is a strong, stiff fiber and is the second most common natural fiber produced in the world. Jute is an environmentally friendly product, which, supplementing and/or replacing synthetics, can become an important raw material in many industrial sectors. Nowadays, several studies are done to improve the quality of jute fabrics applying different chemical treatments. This paper summarizes the recent innovations in pre-treatments of jute fabrics.

Tekstil ve hazır giyim sanayi, globalleşmeyi izleyen değişiklikler ve hızla gelişen Asya pazarı rekabeti ile karşı karşıyadır. Dünyada artan sağlık ve çevre bilinci ile birlikte, ürünlerin sağlık ve çevre açısından güvenilir olduğunun dürüst bir etiketle kanıtlanması, müşteri gözünde bir faklılık yaratmaktadır. Avrupa Çevre Etiketi, tüm Avrupa'da, bağımsız bir organizasyon tarafından gerçekleştirilmekte olup, müşterilerin beklentilerini karşılayacak özelliklere sahiptir., The textile and clothing industry is facing new challenges following globalization of the world economy and competition of fast-growing Asian markets. in an increasingly health and environmental-conscious world, a product that is able to prove that it is better for the environment and health by a trustworthy label can help you to make a difference in the eyes of customers. the European eco label, which is the only sign of environmental quality both ceritified by an independent organisation and valid throughout Europe, presents a unique opportunity to satisfy your customers' expectations.

Kalite kontrol denetimlerinde kontrol miktarını belirlemek için iki yöntem vardır. Birinci yöntem % 100 kontrol, ikinci yöntem seçmeli (örnekleme) kontroldür. Bu makalede konfeksiyonda kullanılan istatistiksel kalite kontrol yöntemlerinden biri olan örnekleme planı anlatılmaktadır., There are two methods as to quantity to be inspected for quality control. First method is 100 % control, second method is inspection In this article, the sampling plan that is a statistical quality control used in apparel manufacturing is explained.

Bu makalede, Ege Bölgesinde ve ağırlıklı olarak İzmir çevresindeki konfeksiyon işletmelerindeki çalışanlara yönelik yapılan eğitim çalışmalarının durumu analiz edilmiştir. Yapılan araştırmanın sonuçları tablolar halinde yorumlanarak sunulmuştur. İşletmelerin eğitim çalışmaları sırasında hangi hususlara dikkat etmesi gerektiği açıklanmıştır., In this paper, situation of education study, applied to employees in apparel enterprises which are in the Aegean Region (predominantly in İzmir), is analysed. The results of this investigation are represented in tables. Particular points which have to be considered by apparel enterprises are explained.

Bu çalışma balya yönetim sisteminin hammadde maliyetini azaltmak ve elyaf kalitesini yükseltmekteki önemi ve onun kapsamı hakkında bilgi vermek için hazırlanmıştır. Balya yönetim sistemi uygun balyaların satın alınmasını, balyaların test edilme ve depolanmasını, birbirine uygun olanların seçilmesini, önceden satın alınmış olan balyaların incelenmesini, karışımların yolunmasını ve bütün bunların sonucu olarak iyi kalitede elyaf üretimini kapsamaktadır. Balya yönetim sisteminde SCI (iplik yapılabilirlik indeksi) ve elyaf özellikleri kullanılır. Bu sistemde HVI değerleri SCI indeksinde birleştirilir. Böylece, balya yönetim sistemi ölçülen fiziksel elyaf özellikleri ile hammaddedeki varyasyonları kontrol edebilir, elyaf kalitesinin ve üretimin sürekliliğini sağlayabilir. The study was prepared in order to inform about importance of bale management system in decreasing of rawmaterial cost, increasing of fibres quality and its content. Bale management system contains purchasing of suitable bales, testing, storing of the bales, choosing of suitable ones to each other, inspecting of bales that had been brought formerly, recheking of mixes and as a result of all of them, fibre producing in good quality. SCI (Spinning Consistency Index) and fibres characteristics are used in bale management system. In the system, HVI values ( High Volume Instruments ) are joined in SCI Index. So, bale management system can check variations in raw materil and provide continuity of fibres quality and production by physical fibres characteristics measured.

Yapılan bu deneysel çalışma kapsamında, şönil iplik üretiminde yaygın olarak kullanılan hav iplik türü ve doğrusal ağırlık seviyelerinin, şönil iplikten üretilmiş olan döşemelik dokuma kumaşın aşınma direnci üzerindeki etkileri karşılaştırılmıştır. Bunun için hav ipliği olarak, farklı iplik türleri (ring, OE-rotor) ve farklı iplik numaraları (Ne 20/1, 24/1) kullanılarak numune şönil iplikler üretilmiş ve döşemelik kumaş olarak dokunduktan sonra numune kumaşlara Martindale aşındırma deneyi uygulanmıştır. Deney sonuçları değerlendirildiğinde, hav iplik olarak ring ipliğinin kullanıldığı numunelerde, OE-rotor ipliklerine göre daha az kütle kaybının gerçekleştiği ve bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür, iplik numarası farklı olan numunelerde ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. In the study, we compared the effects of the pile yarn kinds and pile yarn count levels on the abrasion resistance of upholstery fabric with chenille yarn. For this reason, we produced chenille yarn samples by using pile yarns at different levels of yarn kind (ring and OE-rotor) and yarn count (Ne 20/1 and 24/1). Then we weaved chenille yarn samples into upholstery fabric and performed abrasion test on fabric samples with Martindale abrasion test device. Experimental results showed that there was less mass loss rate (%) for ring yarn than OE-rotor yarn and the difference is statistically significant. However, there was no any statistically significant difference between the samples woven with different plie yarn count levels.

In this study, work sampling method which has a significant role in determining the productivity and lower-upper control limits calculations for controlling accuracy of the results are explained.

Bu çalışmada tekstil endüstrisinde su sertliğinin boyamalara etkisini belirleyebilmek için deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Yumuşak su ve sert su ile laboratuar ortamında boyama denemeleri yapılmış, aynı şartlarda sert su ve yumuşak su ile boyanmış kumaş numunelerinin rengi, ter ve yıkama haslığı değerleri karşılaştırılmıştır. Sert suyun söz konusu değerlere etkisi belirlenmeye çalışılmıştır. In the study, it was aimed to investigate water hardness effect on dyeing in textile industry. The experiments with hard and soft water were carried out in standart laboratory conditions. The effect of hard water on fabric colour, fastness of perspiration and washing were investigated.

Tekstil materyallerinin performanslarını etkileyen en önemli özelliklerden birisi mukavemettir. Bu çalışmada ölçüm uzunluğunun ve test hızının mukavemet ölçüm sonuçlarına etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla farklı numaralarda pamuk, yün, akrilik, PES, PES -pamuk, akrilik -viskon ve PES-viskon ipliklerinin mukavemetleri 3 farklı çalışma hızında ve 5 farklı ölçüm uzunluğunda ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirilmiştir., One of the most important properties that influence the performance of textile materials is strength characteristic. In this study, the effects of specimen length and testing rate on yarn measurement results were investigated. For this purpose, by using cotton, wool, acyclic, PES, PES-cotton, acyclic-viscone, PES-viscone yarns in different counts, yarn strength measurements were carried out in 3 different testing rates and 5 specimen length and the results were evaluated statistically.

Siklodextrinler (CD), nişastanın glikoziltransferaz (CGTase) enzimi ile etkileşimi sonucunda elde edilmektedir. Yapısal olarak, siklodekstrinler alfa-(l,4) glikozid bağlan ile bağlanmış 6, 7 veya 8 (sırasıyla $alpha$, $beta$ ve $gamma$) D-glikopiranoz ünitesinden oluşmaktadır. Siklodekstrinler kesik koni şeklinde olup, yapısındaki hidroksil grupları en dış kısımda yer almaktadır ve tek elektronlar iç kısımda glikozid bağlarının oksijen atomlarıyla eşleşmektedir. Hidroksil gruplarıyla reaksiyon üzerinden birçok farklı kimyasal türler siklodekstrin molekülüne katılabilir. Siklodekstrinlerdeki hidroksil gruplarının kimyasal reaktiviteleri birbirinden farklı olduğu için, reaksiyon prosesi binlerce pozisyonel ve optik izomerin amorf bir karışımını üretebilmektedir., Cyclodextrins (CD) are produced from starch by the action of cyclodextrin glycosyltransferase (CGTase) enzyme. Structurally, cyclodextrins consist of 6, 7 or 8 ($alpha$, $beta$ and $gamma$) D-glucopyranosyl units connected by alpha-(l,4) glycosidic linkages. Cyclodextrins have a truncated cone shape, with hydroxy groups on the extreme border and lone electrons pairs on the oxygens of glycoside bridges on the internal face. Many different chemical moieties may be introduced into the cyclodextrin molecule by reaction with the hydroxyl groups. Since each Cyclodextrin hydroxyl groups differs in its chemical reactivity, the reaction process produces an amorphous mixture of thousands of positional and optical isomers.

Bu çalışmada üç farklı protein esaslı tekstil materyali ( koyun ve Ankara tavşanı yünü ile ipek) doğal boyalarla (adaçayı ve sumak) boyanmış ve bunların boyanma özellikleri üzerine proteaz enziminin etkisi araştırılmıştır. Deneysel sonuçlara göre, protein esaslı bu liflerin, hem sumak hem adaçayı ile düzgün bir şekilde boyanabileceği görülmüştür ve sumak ile yapılan boyamaların gerek ışık gerekse yıkama haslıklarının oldukça yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bunun ötesinde boyama öncesi enzimatik işlemin ipek liflerinin boyama sonuçları üzerine önemli bir etkisinin olmadığı, ancak koyun ve özellikle angora yününden boyanmış numunelerin renk veriminin boyama öncesi enzimatik işlemle arttığı bulunmuştur., In this research three different protein based textile materials (sheep wool, Angora rabbit wool and silk) have been dyed with natural dyes (sage and sumac) and the effect of protease enzyme on their dyeing properties with these herbs was investigated. According to the experimental results, it is observed that these protein based fibers can be dyed evenly both with sage and sumac and for sumac, it is observed that light and washing fastnesses of dyed samples are fairly good. Furthermore it is found that the enzymatic treatment before dyeing doesn't have important effect on the dyeing results of silk, but for sheep and especially angora wool the color yield of dyed samples are increased with the enzymatic treatment before dyeing.

Bu çalışmada nanoteknolojinin tanımı yapılmıştır. Nanokapsüller, nanotüpler ve nanoliflerden oluşan nanoyapılar basitçe açıklanmış ye bunların çeşitli kullanım alanlarına değinilmiştir. Nanolif üretim teknikleri tanımlanmış ve bu tekniklerden biri olan elektrostatik eğirme (electrospinning) detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar bu teknik ile elde edilen nanoliflerin morfolojik özelliklerinin belinlenmesi üzerinde yoğunlaşmıştır ve burada nanoliflerin morfolojisini etkileyen proses ve sistem parametreleri açıklanmıştır. Son olarak da nanoliflerin uygulama alanlarından bahsedilmiştir., In this study nanotechnology is described. Nanostructures that include nanocapsules, that include nanocapsules, nanotubes and nanofibers is explained simply and their application areas are menitoned. Production technics of nanofibers is descirbed and electrospinning that is one these technics is explained. In recent years workers focused on the morphology of nanofibers which are obtained with this technic. Here process and system parameters that effect nanofiber morphology are explained. Application areas of nanofibers are mentioned.

İplik mukavemeti, ring eğirme proseslerinde kalite ve maliyet için önemli bir parametredir. Bu nedenle iplik mukavemetine etkisi olan parametrelerin belirlenmesi gerekir. Bu çalışmada iplik mukavemeti ile mukavemete etkisi incelenen makine-süreç parametreleri (iğ devri, iplik bükümü ve kopça numarası) arasındaki ilişki, regresyon tekniği kullanılarak tahmin edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla deneysel tasarım (merkezi birleşik tasarım) uygulanmış ve % 100 pamuk hammaddesi kullanılarak 15 farklı deney noktasında ring penye iplikleri üretilmiştir. Elde edilen test sonuçları için Design Expert yazılımı kullanılarak varyans analizi yapılmış ve makine-süreç parametrelerinin iplik mukavemetine etki dereceleri belirlenmiştir., Yarn strength is an important parameter for quality and cost in the ring spinning process. So, the parameters which have an important effect on yarn strength should be determined. In this study, the relationship between the yarn strength and the effect of the machine process parameters (spindle speed, yarn twist and number of traveller) on the strength is tried to predict by using regression technique. For this reason, experimental design (central composite design) is applied and by using 100 % raw material of cotton, ring combed yarn is produced at 15 different experiment points. For the test results, variance analysis is carried out by using Design Expert software and the effect degrees of the machine process parameters on yarn strength are predicted.

The occupational health and safety at the apparel industry in İzmir has been studied in the research with 587 workers. In this article, by using these results, the relationship between the work and health problems of the apparel employees was examined.

Human expects both confidence and comforts from automobile materials, thus recently many new fibers and materials are developed. In this paper, a few classical and new fibers and materials for automobiles are described.

Commercial applications of the natural polymers, chitin and chitosan are increasing. Chitosan is a biopolymer extracted from chitin, which is the main structural component of the shels of crustacean shells, squid pens and some planktons. Nowadays, chitosan is used in the industrial, agricultural, medical and pharmaceutical sectors. This article is an owerwiew of chitosan applications in textile industry.

…

…

UV radiation is potentially dangerous to humans and can result in skin damage such as sunburn, premature skin ageing, allergies and even skin cancer. By treatment with UV absorbers, textiles can be provided effective protection against such damage.

In this article, the concept and types of productivity has been investigated. How the apparel industry look at this conception has been explained in İzmir and emphasis has been given to the points which have been misunderstood.

The fabric characteristics are strongly dependent upon the characteristics of yarns. For a better fabric quality, the arn parameters like hairiness, strength, elongation, neps, uster unevenness etc. are important. In spinning process these parameters are obtained during draft operation. In the drafting arrangement, the most important factors for the yarn quality are the apron and the cot, which achieve the draft. In this research, various yarns were produced by using different types of aprons and cots. Then the yarns were tested by Uster Tester3 and Uster Tensorapid, and SPSS 10.0 for Windows were applied to the results. These results were evaluated by One-way ANOVA analyze. At the end, the effects of apron and cot types on the yarn quality were determined.

The nature of textile materials have started to improve with the development of man made fibres which are produced due to their aim and end-uses. For better performance, the fibre industries have started producing finer fibres. The textile industry has showed a great interest on the microfibers after its introduction to the global fibre market. Since then, the production of finer fibres has become the main subject of many researchers in this area. As a result of a National Textile Centre project the prototype of a novel, ultrafine fibre spinning method which is based on electrostatics have designed and successful production trials have been carried out with different polymers. The aim of this paper is clarifying the technique of this novel method, and some technical uses of these ultrafine nano fibres.

Bu çalışmada, selüloz esaslı kumaşlara pat içerisinde boyar madde kullanılmaksızın baskı efekti kazandırılması amaçlanmıştır. Farklı dokuma tipine ve kumaş ağırlığına sahip numuneler, boyarmadde yerine sodyum hidroksit içeren baskı patı kullanılarak şablon baskı yöntemiyle baskılandırılmış ve sonrasında emdirme yöntemi ile renklendirilmişlerdir. Baskılı kumaşların farklı ışık kaynakları altındaki renk verimleri gözlenmiş ve haslık değerleri ölçülmüştür. Bu yöntem ile selüloz esaslı kumaşlara baskı efektinin kazandırıldığı, baskı netliğinin kullanılan renk tonuna ve kumaş ağırlığına göre değiştiği tespit edilmiştir. Kumaşların haslık değerlerinin ise 4 ve 5 aralığında değişen değerlerde seyrettiği gözlenmiştir In this study, it was aimed to gain printing effect on cellulose based fabrics without using dye in printing paste. Samples having different fabric weights and patterns were colored with reactive dyes by pad-batch method after they had been printed with paste containing sodium hydroxide instead of dye. Color efficiency of each printed sample was detected under different light sources and their fastness values were investigated. By this suggested method, it could be possible to gain printing effect to different fabrics. However printing accuracy was strongly related with color and fabric weight. On the other hand, fastness properties of all printed samples were generally observed in the range of 4 and 5 grades.

Montaj hattı dengeleme problemi genel içeriği itibariyle bir atama problemi niteliğindedir. İş görenler, hat üzerindeki görevlere birbiri arasındaki öncelik ilişkilerine dayandırılarak atanmaktadır. Bu çalışmada modüler hat dengeleme probleminin matematiksel yaklaşım ile çözülmesi ve Graf Teori’nin bir konfeksiyon ürünü üretimi için kullanılması amaçlanmaktadır. Graf Teori kullanılarak hattın nasıl dengelenebileceği incelenmiş ve görev dağılımı yapıldığında her iş görene eşit surede iş yüklemeleri yapılabildiği görülmüştür., Considering the general meaning of the assembly line balancing problem, it is possible to describe it as an assignment problem. Workers are assigned to the tasks available on the line by basing on the priority relationships among each other. In this present study, it is aimed to solve the problem of modular line balancing by means of the mathematical approach and to use graph theory for the production of an apparel product. In this study, how to balance the line are examined by using Graph Theory is studied and it is seen that is possible to allocate to task for each worker for the same period.

Nanoboyutlu aygıtların yapılarında meydana gelen küçük değişiklikler bu aygıtların mekanik, optik ve elektronik özelliklerini değiştirebilmektedir. Bu nedenle, kuantum noktalar gibi nanoyapıların üretilebilmesi bu tip yapılardaki yüzey ve arayüzeyleri kontrol edebilmemize yani bu yüzey ve arayüzeylerde meydana gelen değişikliklerin mekanizmalarını anlamamıza bağlıdır. Bu çalışma kapsamında, heteroepitaksiyel gerginliğe ve yön bağımlı özelliklere sahip ince filmlerde film/altlık arayüzey denge(sizlik) durumlarını ve kuantum noktaların oluşma ve evrilme kinetiklerini yöneten bir diferansiyel denklemlere elektrik alan eklenerek geliştirilmiştir. Geliştirilen bu denklem sayısal olarak çözümlenmiş ve kapsamlı bir simülasyon programı ortaya çıkarılmıştır. Hazırlanan bu program ile simülasyonlar yapılarak, sistemdeki gerilim değerlerinin ve uygulanan elektrik alanın QD oluşumuna etkileri ortaya çıkarılmıştır. Simülasyonlardan elde edilen veriler sonucunda, malzeme özelliklerine göre hangi dışsal kuvvet alanlarının uygulanması durumunda ne tür kararlı nanoyapılar elde edileceği hakkında bilgiler elde edilmiş ve bu bilgiler faz diyagramları şeklinde sunulmuştur. Bu proje sonucunda elde edilen bilgilerin, istenilen kullanım alanları için gerekli optimum özelliklere sahip kuantum nokta nanoyapıların tasarımına yardımcı olması beklenmektedir.

Uzun süreden beri tekstil terbiyesinde kullanılan selülazlar üzerine yoğun araştırmalar mevcuttur. Selülazların pamuk, jüt, keten rami ve diğer selüloz esaslı lifleri hidrolize ettiği ve temiz parlak tekstil yüzeylerinin elde edilmesini sağladıkları iyi bilinmektedir. Selülaz enzimi ayrıca denim giysilerde taşlanmış ve giyinmiş efekti için de kullanılmaktadırlar. Selulazların kullanım alanlarını arttırmak mümkündür. Fakat selülazların, viskon kumaşların bio-parlatmasında kullanılmasında sorunlar mevcuttur. Bio-parlatma sonrası viskon kumaşlarda mukavemet kaybı gözlemlenirken kumaş yüzeyindeki pilling ve tüylülük yeterli miktarda azalmamaktadır. Bu ikilem nedeniyle farklı ticari enzimlerle farklı süre ve konsantrasyonlarda istatistiksel bir araştırma yapılmıştır. En iyi sonucun Sellobiohidrolaz (CBH) esaslı selülaz enzimi ile elde edildiği tespit edilmiştir., Cellulases which have been in use for a long time in textile finishing were studied deeply. It is well known that cellulases can hydrolyze cotton, jute, linen, ramie and other cellulose based fiber and ensure a clean polished textile surfaces. Moreover cellulase enzyme is also used for worn and stone washed effect in denim cloths. It is possible to expand its usages. But there is a draw back in the use of cellulases for biopolishing of viscose based fabrics. Although strength loss during biopolishing of viscose fabrics was evident, the pilling and fuzz of surface did not decreased sufficiently. Because of this dilemma, a statistical research was carried out with the use of different commercial cellulase enzymes in different time and concentration. It was found that the best results were obtained from the use of CBH based Cellulase.

This study presents knowledge about bryophytes of Sinop peninsula which one of the Key Biodiversity Areas (KBA). Research materials were collected from 60 different sites between September 2014-June 2016. As a result of the evaluation of 614 samples 25 species of 17 genera belonging to 17 families from Marchantiophyta (Liverworts), 130 species of 74 genera belonging to 28 families from Bryophyta (mosses), 2 species of 2 genera belonging to 2 families from Anthocerotophyta (Hornworts). In total, 157 specific and infraspecific taxa belonging to 47 families and 93 genera were identified. Among these, 95 taxa are new to Sinop province and 26 taxa are new to A3 square according to Henderson (1961) grid system., Bu çalışma Önemli Doğa Alanları (ÖDA)’ndan biri olan Sinop Yarımadası’nın briyofitleri hakkında bilgi sunmaktadır. Araştırma materyali Eylül 2014-Haziran 2016 tarihleri arasında 60 farklı notadan toplanmıştır. 614 örneğin değerlendirilmesi sonucunda Machantiophyta’dan (Ciğerotları) 17 familya ve 17 cinse ait 25, Bryophyta’dan (Karayosunları) 28 familya ve 74 cinse ait 130, Anthocerotophyta’dan (Boynuzotları) 2 familya ve 2 cinse ait 2 tür tespit edilmiştir. Toplamda 47 familya ve 93 cinse ait, tür ve tür altı düzeyde 157 takson tespit edilmiştir. Bunlar arasından 95 tanesi Sinop ili için, 26 tanesi ise Henderson (1961) kareleme sistemine göre A3 karesi için yenidir.