Search

Fikri mülkiyet hakkı, bireyin temel haklarındandır. Özellikle, nispeten zayıf konumda olan kişilerin fikri mülkiyet haklarının korunması özel düzenlemeleri gerektirebilmektedir. Bu bağlamda, hizmet ilişkisi çerçevesinde daha zayıf konumda olan çalışanın fikri mülkiyet haklarının korunması gündeme gelmektedir. Bu husus, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nda düzenleme bulmuş, çalışanlar tarafından gerçekleştirilen buluşlar, `hizmet buluşu` ve `serbest buluş` olarak iki gruba ayrılarak koruma altına alınmıştır. Çalışanın, hizmet buluşu ve serbest buluş üzerindeki haklarından belki de en önemlisi olan bedel hakkı ise, yakın bir zamanda yürürlüğe giren Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Bu çalışmada, hizmet buluşu ve serbest buluş kavramlarının incelenmesinin yanı sıra, güncel yasal düzenlemeler çerçevesinde çalışanın bedel hakkı irdelenmektedir. Intellectual property right is one of the fundamental rights. In particular, protection of intellectual property rights of those who are in a relatively weak position may necessitate specific regulations. In this respect, intellectual property rights of employee as the weak party of employment relationship are protected with the relevant provisions of the Industrial Property Code numbered 6769. In that Code, employee inventions are grouped into two categories: `service inventions` and `free inventions`. Employee's right to remuneration, which probably constitutes the most significant right of the employee, is regulated in the Regulation that has recenly been entered into force. In this article, the concepts of service invention and free invention are analysed as well as employee's right to remuneration within the frame of current regulations. 111

Sınai Mülkiyet Hakları toplumların gelişimi ile paralel şekilde her geçen gün önem kazanmaktadır. Bu kapsamda markalar, sınai hukukun önemli bir değeri olup ticari hayattaki serbest rekabet ortamı, globalleşen dünya, teknolojideki gelişmeler neticesinde önemini her geçen gün daha da arttırmaktadır. Markanın gücü, ekonomik ve ticari hayatta hem yatırımcılar, hem tüketiciler bakımından çok değerlidir. Markaların garanti edicilik ve reklam fonksiyonları günümüzde belirgin olup, markalar böylelikle tüketici nezdinde bir imaj yaratmakta, olumlu veya olumsuz bir intiba bırakmaktadır. Bu sebeple markanın korunmasına dikkat edilmesi şart hale gelmiştir. Sınai hukuk alanındaki çalışmalar, markaların dünyadaki yeri, yaşadığımız çağın bir bilgi yüzyılı olması gibi nedenler ile her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde 10.01.2017 tarihinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu yürürlüğe girmiş ve Türk Marka Hukukunda önemli bir gelişme yaşanmıştır. Mülga 556 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname ile uygulanan düzenlemeler, Avrupa Birliği ile uyumlu olmak amacıyla bir kısım yenilikler de eklenerek kanun metni haline gelmiştir. Markanın korunması bakımından sona erme halleri uygulamada oldukça büyük bir öneme sahiptir. Markaların hükümsüzlük halleri, markanın iptali sebepleri işbu çalışmamız ile ele alınmıştır. Tezimizin içeriğinde bu hallerin tümü 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile Mülga 556 sayılı KHK karşılaştırarak incelenecektir. The importance of Industrial Property Rights is increasing each and every day in line with the development of societies. Accordingly, trademarks are significant assets of industrial law and are becoming increasingly more important as a result of the free competition environment in business life, globalizing world and developments in technology. The power of trademarks is very precious in economic and business life in terms of both investors and consumers. The functions of trademarks in terms of providing guarantee and ensuring advertising are distinctive today and in this way, trademarks create an image towards the consumers and give a positive or negative perception. Therefore, it is essential to pay attention to the protection of trademarks. The importance of studies in the field of industrial laws is continuously increasing due to the place of trademarks in the world and due to the character of this age as an information century. In our country, the Industrial Property Code No 6769 came into force on 10.01.2017, and a significant development was achieved in the Turkish Trademark Law. The regulations implemented by the abrogated Statutory Decree No 556 have been converted into a law text by adding certain new provisions for the purpose of ensuring harmony with the European Union. The cases of termination are quite important in practice in terms of the protection of trademarks. The cases of nullity of trademarks and reasons for the cancellation of trademarks have been discussed in this study. In our thesis, all of these cases will be reviewed by making comparison with the Industrial Property Code No 6769 and the abrogated Statutory Decree No 556. 126

Genel kurul, anonim şirketlerde vazgeçilemez öneme sahip, zorunlu bir organ konumundadır. Anonim şirketlerde genel işleyiş ve yönetime ilişkin kararlar, tüm ortakların katılım hakkına sahip oldukları genel kurullarda alınmaktadır. Bu bakımdan genel kurulların, şirket iradesinin oluşumunu sağladıkları söylenebilir. Şirketteki pay sahipleri, genel kurul toplantılarında gündemde yer alan konulara ilişkin görüşlerini açıklayıp, oy kullanabilmektedirler. Pay sahiplerinin genel kurul toplantılarına katılmamaları, anonim şirkette yürütülen faaliyetler hakkında bilgi sahibi olmalarını engellemektedir. Zaman zaman pay sahiplerinin genel kurul toplantılarına katılmamaları sonucunda toplantı ve karar yeter sayısı sağlanamamakta ve herhangi bir karar alınamamaktadır. Pay sahiplerinin genel kurula katılım ile ilgili olarak ilgisiz davranışları da şirketler bakımından önemli sorunlardan birisi olmuştur. Bütün bu problemlerin önüne geçmek adına genel kurulun internet ortamında yapılması yapılan hukuki düzenlemelerle mümkün kılınmıştır. Genel kurul toplantısına uzaktan erişimin mümkün kılınması, genel kurula katılım problemi olan pay sahipleri açısından oldukça faydalıdır. E-GKS ile anonim şirketteki pay sahiplerinin genel kurula gösterdikleri ilginin artırılması hedeflenmektedir. The plenary session is a mandatory organ with an indispensable importance in joint stock companies. Decisions related to general operation and management in joint stock companies are taken in plenary sessions where all shareholders have the right to participate. In that sense it can be debated that plenary sessions provide the formation of corporation will. Shareholders of the corporation can express their opinions on the agenda items and votes in plenary sessions. The fact that the shareholders are not present at the plenary session meetings prevents them from being informed about the activities carried out in the joint stock company. From time to time the absence of shareholders in plenary session meetings causes lack of meeting and decision quorum and no decisions can be taken. Shareholders uninterested participation in plenary session meetings is one of the most important problems in terms of corporations. In order to prevent all these problems, it was made possible to conduct plenary sessions on the internet with changes in legislation. The remote access to the plenary session meeting is very useful for the shareholders who have a plenary session participation problem. It is aimed to increase the interest of shareholders against plenary session with E-GKS. 128

Günümüzde, kitleler için en etkili sanat dallarından birisi olan sinema, 1895 yılından bu yana hayatımızdaki yerini geliştirerek korumaktadır. Sinemanın ortaya çıkışıyla, ülkeler de gerekli hukuki zemini hazırlamış ve sinema hukuk sistemi içinde ayrı bir eser türü olarak gelişimini sürdürmüştür. Çalışmamızda, sinema ve sinema eseri kavramlarına, tarihi gelişimi, hukuki mahiyeti, unsurları, eser olarak korunma şartları ile sinema eseri vasfı bazı tartışmalı türlere ilk bölümde yer vereceğiz. İkinci bölümde, eser sahipliğini, sinema eseri sahipleri ve bağlantılı hak sahipliği bağlamında açıklamaya çalışacağız. Çalışmanın üçüncü bölümü, sinema eser sahipliğinden doğan mali haklar ile manevi haklara ve son bölümde de manevi hakların kullanılması ve mali hakların iktisabı, devri, miras yolu ile intikali, mali haklarda ruhsat, koruma süresi ve cayma hakkına yer verecek ve çalışmayı sonuç bölümüyle sonlandıracağız. As one of the most efficient fields of art for masses; cinema maintains and enhances its place in our life since 1895. Upon the emergence of cinema, countries have prepared the necessary legal foundation, and cinema continues to be a separate work of art within the legal system. In the first section of our study, we will deal with cinema and cinematographic work concepts, historical development, legal content, elements, conditions for protection of cinema as a work of art and certain genres which are disputed to be classified as cinematographic work. In the second section, we will try to explain authorship in the context of cinematographic work owners and related rights ownership. In the third section of the study, we will discuss the financial and non-financial rights arising from cinematographic work ownership and in the last section, we will deal with the use of non-financial rights, acquisition, transfer and inheritance of financial rights, license for financial rights and duration of protection and right of withdrawal and will finalize the study with the results section. 166

İletişim ve bilgi teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, fikir ürünlerinin de dünya genelinde yaygınlaşmasına neden olmuştur. Marka hakkı geniş bir çerçevede değerlendirildiğinde fikri ve sınai haklar hukuku içerisinde yer almaktadır. Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri incelendiğinde markanın, bir teşebbüsün sahip olduğu mal ve hizmetleri diğer mal ve hizmetlerden ayıran temel unsur olduğu görülmektedir. Markanın sahip olduğu en temel özellik, marka olarak seçilen işaret vasıtasıyla teşebbüsün mal veya hizmetlerinin diğer mal veya hizmetlerden ayrılmasının sağlanmasıdır. Bu bağlamda markanın önemli bir ayırıcılık fonksiyonu üstlendiği söylenebilir. Marka hakkı günümüzde, tüketici hukukundan ceza hukukuna kadar çok geniş bir yelpazede malvarlığına ilişkin mutlak bir hak olarak kabul edilmektedir. Bir hak, hak sahibince dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir biçimde kullanılması halinde hukuk düzeni tarafından korunamayacaktır. Marka hakkı da dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılması gereken bir hak olarak ön plana çıkmaktadır. Marka hakkının kullanımında aranan temel ölçüt, dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içerisinde bir kullanımın gerçekleştirilmesidir. Dürüst hareket etmeyen kişinin marka hakkına tecavüz iddiası ile karşı karşıya kalması oldukça olasıdır. Developments in the field of communication and information technologies have led to the spread of ideas products around the world. When the trademark right is evaluated within a broad framework, it is included in intellectual and industrial rights law. When the provisions of Industrial Property Law are examined, it is seen that the brand is the main element that separates the goods and services of an enterprise from other goods and services. The most important feature of the brand is the separation of the goods or services of the enterprise from other goods or services by means of the mark chosen as the brand. In this context, it can be said that the brand has an important function of discrimination. Trademark right is accepted as an absolute right to a wide range of assets from consumer law to criminal law. A right cannot be protected by the legal order if it is used in violation of the righteousness rule and the prohibition of abuse of right. Trademark right comes into prominence as a right to be used within the framework of honesty code. The basic criterion in the use of the trademark right is the realization of an honest and fair use in the ordinary course of business. It is quite possible that the person who does not act honestly is confronted with the claim of infringing the trademark right. 126

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında sınırlı sayı ilkesi ile koruma altına alınan eser türleri belirtilmiş olup, söz konusu eserleri meydana getiren eser sahiplerinin mevcut hakları koruma altına alınmıştır. Modern çağın gerektirdiği değişimle birlikte eserlerin korunmasına dair düzenleme konuları da farklılık göstermiştir. Teknolojinin önlenemez gelişimi ile birlikte eserlerin topluma ulaşması oldukça kolaylaşmışken, eser sahipleri açısından ise cevap bulması oldukça zor sorular ortaya çıkmıştır. Müzik eserleri de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında düzenlenen diğer eser türleri gibi meydana gelen değişimlerden olukça etkilenmiş ve böylelikle müzik eserlerine dair yaşanan sorunlar ile eser sahiplerine yönelik koruma kapsamının nasıl olması gerektiği hususu önem taşımaya başlamıştır. Bu çalışma kapsamında müzik eserlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku kapsamında korunması ve müzik eserlerine dair yaşanan sorunlar anlatılmaya çalışılmıştır. The types of works that are protected under the principle of numerus clausus have been specified and the existent rights of the work-owners have been protected within the scope of the Law on Intellectual and Artistic Works. Along with the changes occurred in the modern era, the regulation topics regarding the protection of the works are varied likewise. Even through the accession of works to the public are eased with the unavoidable evolvement of the technology, questions that are hard to be answered are emerged from the point of work-owners. Musical works are also affected inevitably from the evolvements as well as the other works within the scope of the Law on Intellectual and Artistic Works. Therefore, the issue of how to cope up with the emerged-problems of musical works and the matter of how the protection scope shall be became crucial. In this study, the protection of musical works within the scope of Law of Intellectual and Artistic Works and also the problems encountered in musical works are tried to be explained in detail. 152

Fikri mülkiyet hakları, insan zihninin ve ruhunun ortaya koyduğu ürünler olmalarından dolayı hukuki alanda çok geniş bir koruma imkânına sahiptir. Fikir ürünlerinin yeterli bir korumaya sahip olmadığı, yeni buluşların teşvik edilmediği bir ülkede yeterli teknoloji üretimi de gerçekleştirilememektedir. Fikri ve sınai haklar, günümüzde çok önemli bir ekonomik faktör olarak ön plana çıkmaktadır. Birçok ülke bu hakların korunumu ile ilgili olarak çalışmalar yapmakta, bu hakların korunmasına önem vermektedir. Bireylerin buluşları üzerinde sahip oldukları haklar, doktrinde fikri hak olarak adlandırılmaktadır. Buluşlar genellikle bir eşya üzerinde somut hale gelirler. Yine de bu somutlaşma, fikri ürünün soyut ve gayrimaddi olma özelliğine halel getirmeyecektir. Buluş hakkı sahibi, başkalarından kendi hakkına saygılı olmaları için yapma ve yapmama niteliğindeki çeşitli davranışlarda bulunmalarını talep edebilmektedir. Buluşun sağladığı hukuki korumadan faydalanabilmek için patent adı verilen hukuki kurumdan yararlanılmaktadır. Patent, mevcut bir buluşa ilişkin bildirimdir. Patent hakkı, patent sahibine kullanma ve ekonomik olarak değerlendirme gibi birtakım olumlu haklar tanımaktadır. Ayrıca patent sahibi kişi, üçüncü kişilerin söz konusu buluş üzerindeki fiillerini önleme yetkisine sahiptir. Buluş üzerindeki hakkın, kendine özgü (sui generis), gayri maddi nitelikte, hak sahibine tekelci yetkiler veren mutlak bir hak olduğu söylenebilir. Bu çalışmada, fikri ve sınai haklarla bağlantılı olarak çalışan buluşları konusu ele alınmıştır. Since they are product that reflect a person's mind and soul, intellectual property rights are under extensive legal protection. In the countries that do not protect intellectual properties and encourage new inventions sufficiently, technology production does not occur in necessary magnitude. Intellectual property rights are a major economic factor today. Many countries make activities to protect those rights and view them as crucial. Rights individuals have on their inventions are intellectual rights and they are generally solidified on a property. However, this solidification do not damage intellectual property's stature of being intangible. The person that holds property rights can demand others to respect his or her rights by acting or not acting in certain ways. To make use of legal protection an invention brings, the legal structure called patent is made use of. Patent is a notice of a present invention. The right of patent brings its owner several beneficial rights such as the right of usage in economic activities. Moreover, patent holder has the right to prevent activities of third parties on the invention. Right held on the invention is an absolute right that is unique (sui generis), intangible, granting monopolist rights for the right owner. In this study, employee inventions subject has been considered, which is linked to intellectual property rights. 124

Rekabet, günümüzde sosyal hayatın tüm kesimlerinde olduğu gibi, ekonomik alanda da kendini gösteren ve ekonomik anlamda, daha yüksek kar sağlamak adına, aynı pazar içindeki ticari işletmeler arasında gerçekleşen bir iktisadi yarışmadır. Anayasamızda da koruma altına alınan rekabet etme hakkı, bugün tüm hukuk sistemlerinde tanınan ve düzenlenen bir kurumdur.Rakipleri ezmek ve onları ekonomik faaliyet alanından uzaklaştırmak amacı ile ve iyi niyet kurallarına aykırı bir biçimde yapılan eylemlerin bütünü ise haksız rekabet olarak tanımlanmaktadır. Haksız rekabet için mevcut bir rekabet ortamının kötüye kullanılması gerekmektedir. Haksız rekabet, karşılaştırmalı reklamlar aracılığıyla da gerçekleştirilebilmektedir. Ticari hayat içerisinde reklamlar, tacirlerin rakiplerinin şahsı ve sahip olduğu mallar hakkında eleştiri getirmeleri için önemli bir araç konumundadır. Kanunda yer alan düzenleme, tacirlerin rakiplerinin önüne geçmek adına yanıltıcı ve yanlış beyanlara yer vermelerini haksız rekabet olarak kabul etmektedir. Rakipler hakkında verilen yanıltıcı bilgiler, reklam veren tacir tarafından haksız bir kazanç elde etmek amacıyla yapılmaktadır. Bu durum, rakibi kötüleme unsurunun da burada etkili olduğunu göstermektedir.Hukuka uygun olarak yapılan karşılaştırmalı reklamlar, aldatıcılık unsuruna sahip olmaları durumunda artık hukuka aykırı hale geleceklerdir. Bir karşılaştırmalı reklamın tüketiciyi yanıltacak unsurlar içermesi, haksız rekabet sonucunu doğurmaktadır. Competition is a financial competing between commercial enterprises within the same market in order to make higher profits in economy to stand out in economic field like all the shapes of the social life nowadays. The right to compete is a recognized and legitimized foundation for all the judicial systems in the present and has a legal protection by our constitution.Crushing competitors and activities carried out in order to remove competitors from economic activity and against the rules of good faith is defined as unfair competition. An unfair competition requires an existing competitive environment to be misused.Unfair competition can also emerge from comparative advertising. In commercial life, advertisements are an important tool for traders to bring criticism about their competitors' personality and possessive property. Regulations in law define unfair competition as misleading and false representation of traders to get ahead of the competition. Misleading information about competitors is given by the advertiser in order to gain an unfair profit. This situation reveals that the element of vilifying the competitor is effective.Comparative advertising that are legal would become illegal in situations of deception. The fact that a comparative advertisement contains elements that will mislead the consumer emerge unfair competition. 101

Bu çalışmanın konusu uygulamada oldukça sık karşılaşılan, markanın hukuki işlemlere konu olmasını sağlayan sözleşmelerden biri olan marka lisansı sözleşmesidir.Marka lisans sözleşmesi marka sahibi olan lisans verenin genellikle bir bedel karşılığında elindeki marka kullanım hakkını devretmeyi sağlayan karşılıklı bir sözleşmedir.Bu çalışmada marka ve lisans sözleşmesi kavramları ile lisans sözleşmesi ve marka lisansı sözleşmesi kavramı, hukuki niteliği, tarafları, türleri, kurulması, geçerliliği, tarafların yükümlülükleri ve sözleşmenin sona ermesi incelenmiştir. Ayrıca 2017 yılında yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nda marka lisansına ilişkin düzenlemeler değerlendirilmiştir. The subject of this study is the trademark license agreement, which is one of the agreements that make the trademark subject to legal transactions quite common in practice.A trademark license agreement is a reciprocal agreement that allows the licensor, who owns the trademark, to transfer the right to use the trademark in his possession for a fee.In this study, the concepts of brand and license agreement, the concept of license agreement and brand license agreement, legal quality, parties, types, establishment, validity, obligations of parties and termination of the agreement are examined. In addition, the regulations regarding trademark licensing have been evaluated in the Industrial Property Law no. 6769, which entered into force in 2017. 51

Büyük ve orta ölçekli şirketlerin finansman erişimini kolaylaştırmak, artan kredi ihtiyacı neticesinde teslimsiz taşınır rehnini uygulamaya dahil etmek ve yaygınlaştırmak, rehin sözleşmesinin taraflarını ve rehin konusu taşınır varlıkları genişletmek gayesi ile 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ve ilgili Yönetmelikler incelenmiş bu doğrultuda, Mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu ile karşılaştırmalı olarak, Yargıtay İçtihatları ve doktrinler ile bir tartışma zemininde, ticaret hukuku esas alınarak bu araştırma yapılmıştır. Büyük ve orta ölçekli şirketlerin finansman erişimini kolaylaştırmak, artan kredi ihtiyacı neticesinde teslimsiz taşınır rehnini uygulamaya dahil etmek ve yaygınlaştırmak, rehin sözleşmesinin taraflarını ve rehin konusu taşınır varlıkları genişletmek gayesi ile 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ve ilgili Yönetmelikler incelenmiş bu doğrultuda, Mülga Ticari İşletme Rehni Kanunu ile karşılaştırmalı olarak, Yargıtay İçtihatları ve doktrinler ile bir tartışma zemininde, ticaret hukuku esas alınarak bu araştırma yapılmıştır. 160

Tüzel kişilikler, kanuna uygun kuruluşlarıyla birlikte hukuk düzeninde ayrı bir hak süjesi oluştururlar. Bunun en önemli sebebi ayrılık ilkesine sahip olmalarıdır. Ayrılık ilkesi, tüzel kişinin onu oluşturan kişilerden ayrı bir varlık olduğunu ve yine tüzel kişiyi oluşturan kişilerden ayrı bir malvarlığı değerine sahip olduğunu ifade eder. Ayrılık ilkesi beraberinde kendisine çok benzer olan sınırlı sorumluluk ilkesini getirmekte ve sınırlı sorumluluk ilkesi ile tüzel kişinin borcundan onu oluşturanlar, tüzel kişiyi oluşturanların borcundan tüzel kişi sorumlu tutulmamaktadır. Ne var ki; ticari faaliyetlerin içerisinde ayrılık ve sınırlı sorumluluk ilkeleri dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kullanıldığı tespit edilmiş olduğundan bunun önüne geçebilmek için doktrinde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi tartışılmaya başlanmıştır. Çalışmamızda, teorinin incelemesi yapılırken tümden gelim metodu uygulanmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde tüzel kişiler ve tüzel kişilere özgü ilkeler ile dünya hukuk sistemlerinde teorinin gelişimi; ikinci bölümünde teori ile benzerlik gösterebileceği düzenlemeleri barındırdığı tespit edilen şirketler topluluğu hükümleri; üçüncü bölümünde tüzel kişilik perdesinin kaldırılabileceği haller ve doktrinde buna ilişkin yapılan tartışmalar; dördüncü ve son bölümünde özellikle İcra İflas Hukuku alanında önem arz eden organik bağ kavramı ve organik bağ kavramının teoriyle benzerlik ve farklılıkları ile Yargıtay'ın teori hakkında vermiş olduğu kararların incelemesi yapılarak yargı uygulaması açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, istisnai durumlarda tüzel kişilik perdesinin kaldırılabileceği hem doktrin hem de yargı kararları ile belirtildiği tespit edilmişse ülkemiz hukuk sisteminde sorumluluk hukuku açısından pek fazla tercih edilmediği sonucunda varılmıştır. Legal entities constitute a separate right subject together with their statutory organizations in the legal order. The most important reason hereby is their separation principle. The separation principle refers to the fact that the legal person is an asset, separate from the persons who created it and that the value of the assets of the legal person is separate from the persons who are forming the legal person. The separation principle implies the very strict liability principle, which is very similar to it, and the legal person is not liable for the debts of the legal entity and its components. However, due to the fact that the separation principles and the limitation of liability are violating the rules of honesty, a discussion was initiated in order to prevent this, by lifting the corporate veil in the doctrine. In our study, the deductive method was applied while the theory was being examined. In the second part, it is tried to explain the provisions of the group of companies which are found to be similar to the theory. In the first part of the study, the legal entities and the specific principles of the legal entities together with the development of theory of the world legal systems, have been investigated. The second section is explaining the provisions of the business groups, which are found to contain regulations that may be similar to the theory. The third chapter seeks to explain the situations in which the corporate veil can be removed and the discussions about it which are existing in doctrines. In the fourth and last chapter, the concept of organic relation, which is important in the field of Execution and Bankruptcy Law, the similarities and differences of the concept of organic relation with the theory and the decisions made by the Court of Cassation about the theory itself, have been examined and the judicial practice was tried to be explained. In the conclusion of this study, it has been decided by both doctrine and judicial decisions, that in exceptional cases, the corporate veil could be removed, although it is not preferred in the legal system of our country in terms of liability law. 128

Günümüzde insanların ekonomik,siyasi,iletişim ve sosyal açıdan birbirine yakınlaşması sonucu dünya adeta bir bütün olma yolunda ilerlemektedir.İletişim ve bilgi teknolojisindeki bu hızla ilerleme paralelinde küreselleşmeyi meydana getirmiştir.Bunun sonucunda insanlar dünyanın bir ucundan diğer ucuna çok rahat bir şekilde bilgi alışverişinde bulunabilmektedir.Özellikle ekonomi alanındaki gelişmeler neticesinde işletmeler serbest piyasaya açılmakta bu da sürekli gelişmekte ve genişlemekte olan devasa bir pazar ayağının oluşmasına neden olmaktadır. Bu büyük ve küreselleşmiş ticari hayatta faal olarak var olabilmenin temel koşulu ise etkin ve etkili şekilde ticari faaliyette bulunmaktır.Bu bağlamda işletmelerin piyasa rekabetindeki kaderini yarattıkları marka imajı belirlemektedir.Günümüzde bir markanın tüketici nezdinde iyi izlenim bırakması, mal ve hizmetlerin sunumuna,kalitesine,güvenilir ve ulaşılabilir olmasına bağlıdır.Markaların bu denli önem kazanması uluslararası alanda yapılan çalışmaları hızlandırmıştır. Bugün dünyanın her yerinde mal ve hizmetlerin tanıtımında büyük rol oynayan markaların etkin ve etkili şekilde korunması için çalışmalar yapılmaktadır.Markanın korunması özellikle marka hükümsüzlüğü başta olmak üzere marka üzerindeki hakkın sona erme şekli açısından da önemlidir. Çalışmamızda marka hakkının sona ermesi 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde ele alınmıştır.Marka hakkının sona ermesi ,mevzuatta yer alan sebeplerin varlığı halinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından sicile kayıtlı olan markanın sicilden terkin edilmesi yani marka hakkının ortadan kaldırılmasıdır.Marka üzerindeki haklar 4 halde sona ermektedir. Bunlar marka sahibinin iradesinden kaynaklı olabileceği gibi onun iradesine dayanmayan sebeplerden kaynaklı da olabilir.Markanın yenilenmemesi ve marka hakkından vazgeçme marka sahibinin iradesinden kaynaklı sona erme halleri iken;markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve markanın iptal edilmesi ise marka sahibinin iradesinden kaynaklanmayan sona erme halleridir. Tezimizin içeriği ise bu hallerin incelenmesinden oluşmaktadır. Currently, as a result of people getting closer to each other in terms of economical, political and social aspects the world proceeds in becoming unitary. In parallel with this rapid progress on communication and information technology, globalization has occurred. Consequently, people can easily exchange information all over the world.Particularly due to the developments in the field of economy, establishments get into the free market and this leads to a huge market which constantly develops and grows. Primary condition of existing operatively in this large and globalized commercial life is carrying out commercial activities actively and effectively. In this regard, the fate of the establishments in market competition is determined by the brand image they create. In our day, making a good impression of a brandon consumers depends on the presentation, quality and reliability and accessibility of the goods and services.Brandshave gained such an importance that it accelerated the studies carried out in the international field. Today, in order to protect actively and effectively the brands playing an important role in the introduction of the goods and services, studies are carried out all over the world.Protection of the trademark is important with regard to the way in which the trademark right have been terminated and especially to the trademark nullity. In our study, termination of the trademark right is discussed in the framework of Industrial Property Law No.6769 In case of presence of reasons found in the regulation, termination of the trademark right is the cancellation of the registered trademark, in other words, abolishment of the trademark right by Turkish Patent and Trademark Office.Trademark rights terminate in 4 circumstances. These can result from the trademark holder's will and also the reasons that don't depend on the trademark holder's will. While the non-renewal of the trademark and waiving of the trademark right are the termination circumstances derived from the trademark holders will, decision on the trademark nullity and cancellation of the trademark are the termination circumstances which are not derived from the trademark holder's will. The scope of our paperconsists of studying these circumstances. 136

01 Temmuz 2012 tarihi itibariyle 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK), 6335 sayılı kanun ile yapılan kapsamlı değişiklikler birlikte yürürlüğe girmiş olup, getirdiği en önemli yeniliklerden biri de anonim şirketlerde genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma, görüş açıklama ve oy vermenin, fiziki katılmanın ve oy vermenin bütün hukuki sonuçlarını doğurmasıdır. The New Turkish Commercial Code (TCC) (No. 6102) came into force with amendments regarding joint stock companies (code no 6335) with effective of 01st of July 2012 .The most important innovation introduced by the this code is to electronically participate in the general assembly meetings, to make suggestions, to vote, to comment and to opine on the company related matters 168

Bu çalışmanın amacı, STb (Ormco) lingual braketlerinin, şeffaf silikon ve KommonBaseTM transfer yöntemleriyle dişe aktarılmasında reçine modifiye cam iyonomer siman ve self etch self adeziv simanlar ile birlikte uygulanmasının braketlerin tutuculuğuna etkisini değerlendirmektir. Bu amaçla çekilmiş 80 adet insan üst küçükazı dişi rastgele seçilerek 4 eşit gruba ayrılmıştır. 1. Grupta KommonBaseTM ve self etch self adhesive siman (Maxcem Elite), 2. grupta KommonBaseTM ve reçine modifiye cam iyonomer siman (Fuji Ortho LC PASTE PAK Automix), 3. grupta şeffaf silikon ve SESA siman (Maxcem Elite), 4. grupta şeffaf silikon ve reçine modifiye cam iyonomer siman (Fuji Ortho LC PASTE PAK Automix) kullanılmıştır. KommonBaseTM genişletilmiş braket kaidesi yapımında akışkan kompozit KommonBase LV Pink, şeffaf silikon aktarma kaşığı yapımında ise Memosil 2 kullanılmıştır. Tüm gruplar %37'lik fosforik asit ile 15sn boyunca asitlenmiş, 15sn yıkanmış, kurutulmuş ve yapıştırıcı uygulanmıştır. Örnekler distile su içerisinde 37ºC'de 24 saat bekletilmiştir. Sıyırma testi 1mm/dk olacak şekilde uygulanmıştır. Ortalama braket kopma değerleri sırasıyla 84,62, 80,58, 79,15 ve 78,32 N olarak ölçülmüştür. İstatistiksel olarak tüm verilerin karşılaştırılmasında kullanılan varyans analizi testi sonucunda braket kopma değerleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır( P˃0,05). Diş yüzeyinde kalan yapıştırıcı miktarları stereomikroskop altında X10 ve X40 büyütmede incelenmiş ve ARI skorları verilmiştir. Tüm gruplarda en fazla adeziv içi kırılma olduğu belirlenmiş ve en yüksek oran Grup I' de gözlenmiştir. Gruplar arasında ARI skorları istatistiksel olarak karşılaştırıldığında Grup I-III ve Grup I-IV arasındaki fark anlamlı bulunmuştur. The purpose of this study was to evaluate and compare the shear bond strength of STb lingual braces bonded with either transparent silicon tray or KommonBaseTM transfer system. Bonding agents were selected as a resin-modified glass ionomer cement (RMGIC) and a self-etch self-adhesive cement (SESA). Eighty extracted human upper premolars were collected and randomly divided into four equal groups. In the first group; KommonBaseTM and self etch self adhesive cement (Maxcem Elite), in the second group; KommonBaseTM and resin-modified glass ionomer cement (Fuji Ortho LC PASTE PAK Automix), in the third group; transparent silicon and SESA cement (Maxcem Elite), in the last group transparent silicon and RMGIC (Fuji Ortho LC PASTE PAK Automix) were used. A flowable composite (KommonBase LV Pink) was used for KommonBaseTM transfer trays and a transparent silicon (Memosil 2) was used for clear trays. All lingual enamel surfaces were etched with 37% phosphoric acid for 15 s, washed for 15 s, dried and adhesives was aplied to the custom bases. The specimens were stored in distilled water at 37ºC for 24 hours before being debonded. A shear load was applied to the bracket at a crosshead speed of 1mm/min. Mean debonding forces were 84.62, 80.58, 79.15 and 78.32 N for groups 1,2,3 and 4, respectively. A one-way analysis of variance showed no significant difference in mean debonding forces between groups (P˃0.05). For each specimen the substrate surface was examined with an optical stereomicroscope (magnificaiton 10X, 40X) an Adhesive Remnant Index (ARI) score was determined. Enamel/resin interface was the most common site of bond failure for all groups. Group 1 was found to have a significantly higher ARI scores compared with groups 3 and 4. 110

Bu çalışmanın amacı, dört farklı tipteki labial braket ile üç farklı materyale sahip teller arasında oluşan statik ve kinetik sürtünme dirençlerini 0°, 5° ve 10°'lik açılanmalarda incelemektir. Bu amaçla çalışmada 0,018x0,025 inç slot boyutunda Mini-Sprint, QuicKlear, BioPassive ve BioQuick sağ üst kanin braketleri ile 0,017x0,025 inç boyutundaki paslanmaz çelik, beta-titanyum ve nikel titanyum teller kuru ortamda test edilmiştir. Braket ve teller arasında oluşan sürtünme dirençleri evrensel test cihazı ile ölçülmüştür. Çalışmanın sonuçlarına göre, tüm kombinasyonlarda, açılanma arttıkça sürtünme dirençlerinde de artış meydana gelmiştir. En yüksek sürtünme direnci 10°'lik açılanmada BioQuick braketler ile beta-titanyum teller arasında meydana gelirken, en düşük sürtünme direnci 0°'lik açılanmada BioPassive braketler ile paslanmaz çelik teller arasında meydana gelmiştir. Tüm açılanma ve ortodontik tel kombinasyonlarında, farklı tipteki labial braketler ile farklı materyallere sahip teller arasında meydana gelen sürtünme dirençlerinin ortalamaları değerlendirildiğinde, pasif kapaklı BioPassive braketler, aktif kapaklı BioQuick braketlere göre düşük sürtünme direnci göstermiştir. Braketlerin slot genişlikleri Galvision mikrosertlik test cihazının optik mikroskobu ile incelendiğinde, QuicKlear braketler üretici firmanın belirttiği değerlere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde dar, BioPassive, BioQuick ve Mini-Sprint braketler ise istatistiksel olarak anlamlı olmayan daha geniş slot aralığına sahip bulunmuştur. AFM ve SEM incelemelerinin sonuçlarına göre QuicKlear braketlerin en fazla slot yüzey pürüzlülüğüne sahip olduğu gözlenmiştir. Tellerin yüzey pürüzlülüğü değerlendirilmesinde, TMA tellerin en pürüzlü yüzeye sahip olduğu tespit edilmiştir. The aim of this study was to evaluate the static and kinetic frictional resistances resulting from the combination of four labial brackets and three different alloy of archwires at the 0°, 5° and 10° angulation. For this purpose the friction resistances between Mini-Sprint, QuicKlear, BioPassive and Mini-Sprint right upper canine brackets (0,018x0,025 inch slot) and stainless steel, beta-titanium and nickel-titanium archwires (0,017x0,025 inch) were tested in dry conditions. Frictional resistances were evaluated with the universal testing machine. It was determined that as the angulation increases, friction resistance also increases in all combinations. The highest friction was found in the combination of BioQuick brackets and beta-titanium archwires at 10o angulation while the lowest friction was found in the combination of BioPassive brackets and stainless steel archwires at 0o angulation. At all angulations and archwire combinations passive self-ligating BioPassive brackets showed lower frictional resistance than active self-ligating BioQuick brackets. Slot width of the brackets were measured by using the optics of a Galvision microhardness machine. QuicKlear brackets were determined to have the lesser slot width than the dimensions stated by manufacturer and statistically was found significant values comparing to the other investigated brackets. BioPassive, BioQuick and Mini-Sprint brackets were determined to have greatest slot width however statistically no significant difference was found between these brackets. Surface roughness and topography of the brackets were investigated with AFM and SEM. QuicKlear brackets were determined to have greater surface roughness than the other brackets. Surface roughness of the archwires was determined by SEM imaging, revealing beta-titanium archwires as having the greatest surface roughness of all archwires. 162

Şeffaf apareyler ile ortodontik tedavi yapma ihtiyacı artmakta ve apareylerin etkinliklerine ilişkin araştırmalar önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, eCligner (Seoul, South Korea) şeffaf apareyleri ile meydana gelen diş hareket etkinliğinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla, tüm dişleri sürmüş, Angle Sınıf I azı kapanışı gösteren, 5 mm'den az çapraşıklığı bulunan, yaşları 17 ile 30 arasında değişen (ort 20,04±4,38) 11'i kadın 4'ü erkek toplam 15 hastaya eCligner (Seoul, South Korea) şeffaf apareyleri uygulanmıştır. Bireyler 3 adet farklı kalınlıktaki (0,5 mm, 0,62 mm, 0,75 mm) apareyleri birer hafta kullanmışlardır. Çalışmada hastalardan tedavi başı ve tedavi sonunda alınan silikon ölçülerden oluşturulan akrilik modeller ve tedavi planlamasına göre oluşturulan simulasyon akrilik modelleri kullanılmıştır. Çalışmada lingual tipping, labial tipping, rotasyon hareketleri, kaninler arası transversal mesafe ve overbite değerlendirilmiştir. Tedavi öncesi model ve simulasyon modeline ait görüntülerin Clear Aligner Programı'nda (Version 3.0, Scheu-Dental, Germany) tedaviye dahil edilmemiş dişler üzerinde çakıştırılması ile elde edilen ölçümler `planlanan değişiklik`; tedavi öncesi model ve tedavi sonrası modele ait görüntülerin çakıştırılması ile elde edilen ölçümler `gerçekleşen değişiklik` olarak kaydedilmiştir. Gerçekleşen değişiklik, planlanan değişikliğe oranlanıp, 100 ile çarpılarak, farklı diş hareketlerine ait etkinlik yüzdeleri elde edilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre; Angle Sınıf I azı ilişkisine sahip ve hafif şiddette maloklüzyon gösteren olgularda kısa sürede başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Apareyin en fazla etkili olduğu diş hareketi lingual tipping hareketidir. Bu hareketi labial tipping hareketi izlemektedir. Apareyin en az etkili olduğu diş hareketi rotasyon hareketidir. Farklı diş grupları arasında lingual tipping ve rotasyon hareketleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken, labial tipping hareketi açısından anlamlı fark bulunmamıştır. Kaninler arası transversal mesafe ve overbite yüzde değerleri ile set sayıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Modifiye uyumsuzluk indeksi ve set sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Anahtar Kelimeler: Hareketli ortodontik apareyler, şeffaf, estetik, etkinlik, çapraşıklık In Orthodontics, clear appliances continues to grow in patients' demand and studies regarding the efficacy of these systems become important. The purpose of this clinical study was to evaluate the efficacy of tooth movement with eCligner (Seoul, South Korea). The study sample comprised 15 participants (11 women, 4 men), aged between 17 and 30 (mean 20,04±4,38) The inclusion criteria for patient selection were fully erupted permanent teeth with Angle CI I molar relationship and less than 5 mm crowding. Patients were instructed to wear each three different thickness of appliances (0,5 mm, 0,62 mm, 0,75 mm) for one week. In our study, pretreatment and posttreatment acrylic models were constructed from siloxane impressions and simulation acrylic model were made by the treatment plan. The parameters evaluated were labial tipping, lingual tipping, rotation, intercanine distance and overbite. Digital photos of pretreatment model were superimposed with simulation model, `predicted tooth movements` were calculated. Also digital photos of pretreatment model were superimposed with posttreatment model, `achieved tooth movements` were calculated. Superimpositions were done over stationary untreated teeth with Clear Aligner Programme (Version 3.0, Scheu Dental, Germany). The percentage of accuracy was determined by dividing the amount of tooth movement achieved to the amount of predicted tooth movement and multiplying by 100. Patients with mild crowding and Angle CI I molar relationship were treated successfully within an acceptable time. The most accurate tooth movement found was lingual tipping, followed by labial tipping and rotation. Statistically significant differences were found at lingual tipping and rotation between different tooth groups while no difference was found at labial tipping. No statistically significant difference was found between set number and intercanine distances, between set number and overbite. No statistically significant difference was found between modified discrepancy index and set number.Key Words: Removable orthodontic appliances, clear, esthetic, efficiency, crowding 118

Şeffaf apareyler ile gerçekleştirilen ortodontik tedavilere olan talep hızla artarken konuyla ilgili kontrollü klinik çalışmaların yapılması önem kazanmaktadır. Literatürde, Clear Aligner apareyinin etkinliğini inceleyen herhangi bir klinik çalışmaya rastlanmamıştır. Bu araştırmanın amacı; Angle I. Sınıf kapanış ile birlikte 5 mm'den az miktarda çapraşıklık veya yer fazlalığı gösteren ve Clear Aligner apareyleri ile tedavi edilen bireylerden elde edilen ortodontik modellere ve bu modellerin dijital görüntülerine dayanarak, tedavi sonucunda meydana gelen diş hareketlerinin etkinliğini belirlemektir. Çalışma, yaşları 17 ile 42 arasında değişen (ort. 23,28) 18'i kadın 7'si erkek toplam 25 birey üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bireylerden her 3 haftada bir alınan ölçülerden elde edilen alçı modeller üzerinde manual set-up işlemi gerçekleştirilerek, her tedavi safhasında maksimum 1mm diş hareketi oluşturacak şekilde hazırlanan 3 adet farklı kalınlıkta (0,5 mm,0,625 mm,0,75 mm) Clear Aligner apareyinin her biri hastaya 1 hafta kullandırılmıştır. 3 haftalık tedavi safhası sonunda hastadan yeniden ölçü alınarak yeni apareyler hazırlanmıştır. Çalışmada değerlendirilen diş hareketleri protrüzyon, retrüzyon, rotasyon ve fan-type ekspansiyondur. Tedavi öncesi model ve set-up modeline ait görüntülerin Aligner Aid Program ile belirli noktalar üzerinde çakıştırılması ile gerçekleştirilen ölçümler 'hedeflenen değişiklik'; tedavi öncesi model ve tedavi sonrası modele ait görüntülerin çakıştırılması ile gerçekleştirilen ölçümler 'elde edilen değişiklik' olarak kaydedilmiştir. Apareyin her bir tedavi safhasında farkli diş hareketlerinde gösterdiği etkinlik yüzde değerleri, hedeflenen değişiklik ile elde edilen değişiklik birbirine oranlanarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları Clear Aligner tedavisi ile Angle Sınıf I kapanışa sahip ve ön bölgede hafif şiddette maloklüzyon gösteren olgularda oldukça kısa sürede başarılı sonuçlar elde edildiğini; apareyin en yüksek toplam ortalama etkinliği retrüzyon hareketinde; daha sonra ise sırasıyla rotasyon, fan-type ekspansiyon ve protrüzyon hareketlerinde gösterdiğini; farklı diş grupları arasında rotasyon hareketi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunurken protrüzyon ve retrüzyon hareketleri açısından fark bulunmadığını; apareyin en yüksek ortalama etkinlik gösterdiği tek diş hareketinin alt santral dişin retrüzyonu; en düşük ortalama etkinlik gösterdiği diş hareketinin ise alt kanin dişin rotasyonu olduğunu göstermektedir.Anahtar Kelimeler: Şeffaf, hareketli ortodontik apareyler, etkinlik, set-up, çapraşıklık Despite its growing popularity, questions remain regarding the limitations and proper use of clear orthodontic appliances. The purpose of this prospective clinical study was to evaluate the efficiency of tooth movements with anterior Clear Aligner. The study sample is consisted of 25 patients, 7 men, 18 women aged between 17 and 42 (mean 23.28). The inclusion criteria for patient selection were fully erupted permanent dentition; Class I buccal interdigitation and anterior crowding or spacing less than 5 mm. Clear Aligner's are fabricated by using hand-made set-up procedure and the amount of tooth movement is around 1 mm for each step of the treatment. Aligners of three different thicknesses (0.5 mm, 0.625 mm, 0.75 mm) are produced on the same set-up model and each aligner is worn by the patient for one week. The treatment duration for one step is 3 weeks. After that a new impression is taken for the fabrication of the next step's appliances. The investigated variables evaluated in this study were protrusion and retrusion for incisors, rotation for incisors and canines and anterior fan-type arch expansion. Each step of the treatment was evaluated on pretreatment, set-up and posttreatment study models. Digital photos of the pretreatment and set-up models were superimposed over selected reference points and all measurements performed with Aligner Aid Program were recorded as 'expected' amount of tooth movements. Same procedure was repeated by using digital photos of the pre and posttreatment stone models; these mesaurements were recorded as 'achieved' tooth movements. For each step the accuracy of the amount of movement programmed for different teeth was determined by dividing the amount of tooth movement achieved to the amount expected and multiplying by 100. Patients with mild to moderate Angle Class I malocclusion were successfully treated with anterior Clear Aligner within an acceptable treatment time. The most accurate tooth movement was retrusion; this was followed by rotation, fan-type expansion and protrusion.The most accurate single tooth movement was retrusion of mandibular central incisors.The least accurate single tooth movement was rotation of mandibular canines. A significant difference was found between teeth for rotation while there was no significant difference between teeth for protrusion and retrusion. Key Words: Clear, removable orthodontic appliances, efficiency, set-up, crowding 112

112 pages Özel Bir Düzenleme Olan Entegre Devre TopografyalarınınKorunması Hakkında Kanunun DegerlendirmesiEntegre devre topografyasının temeli bilgisayar teknolojisine dayanmaktadır veelektiriksel fonksiyonların küçük parçalarda yer alaması ile olusan minyatür bir yapıdır.Entegre devre bu elektiriksel yapının asıl adıdır. Entegre devre topografyası bu yüzyılın enbelirgin teknolojik buluslarından biridir. Bu konu özellikle son 20 yıldır gelismis ve hukukianlamda degerlendirilmeye baslanmıstır. Özellikle fikri mülkiyet alanında yeni gelisen vebugün birçok ülkede yasal düzenlemelere konu olan entegre devre topografyası TürkHukukuna da Entegre Devre Topografyalarının Korunması Hakkında Kanunla konu olmustur.Entegre devre topografyasının ilk olarak hukuki anlamda degerlendirilmeye baslandıgıve yasal düzenlemenin yapıldıgı yer Amerika’dır. Amerika’daki düzenlemede entegre devretopografyasının fikri mülkiyet hukukunun diger bilinen tüm alanlarından farklı oldugusonucuna varılarak özel olarak düzenleme yoluna gidilmistir. Çünkü enter devre topografyasıbilinen, geleneksel fikri mülkiyet hukukunun hiçbir alanına tam olarak uymamaktadir.Amerikadaki bu düzenleme bugün ulusal ve uluslararası anlamda bir çok düzenlemeyeetkilemistir. Bunun sonucunda bir çok ülke kendi hukukuklarında bu yönde özel düzenlemeyapma yolunu tercih etmislerdir. Ayrıca entegre devre topografyası uluslararası anlasmalara,Avrupa Birligi yönergelerine de konu olmustur. Kısa süre içerisinde bir çok hukuk düzenindetartısılan bu konu Türk Hukukuda da yakın zamanda tartısılmaya baslanmıstır.Tezimizde asil üzerinde durdugumuz noktada bu konunun hukuki olarak korunmasıiçin izlenecek yolun degerlendirilmesidir. Ayrıca Türk Hukukunda yeni tartısılmaya baslananbu konu hakkında bilgilerin bir araya getirilmesi amaçlanmaktadır. Bunun için entegredevreler topograyası ile ilgili olarak yapılan özel düzenlemeden yolla çıkarak degerlendirmeyapılmaktadır. Bu nedenle yasal durumu da belirlemek açısından yol gösterici bir kaynakolacagını düsünmekteyiz. Evaluatıon Of Act On The Protectıon Of Topographıes OfMıcroelectronıc Semıconductor Products ( SemıconductorProtectıon Act) Whıch Is A Specıal RegulatıonTopography of semiconductor products is based on computer technology andstructurally it is a miniature structure composed by electrical functions in small pieces.Semiconductor products is the real name of this electrical structure. Topography ofsemiconductor products is one of the most prominent inventions of the present century. Thisarea has developed especially in the last two decades and started to be legally assessed.Topography of semiconductor products which has especially emerged in intellectual propertyarea and been subject to legal regulations in several countries, has also been a subject ofTurkish Law within the law of protection of topographies of semiconductor products.It was the USA where topography of semiconductor products first started to be legallyassessed and the first legal regulations were carried out. In the USA it was concluded thattopography of semiconductor products is different from all other known areas of intellectualproperty law and they carried out a special arrangement because topography of semiconductorproducts does not actually fit into any areas of known traditional intellectual property law.This arrangement in the USA has effected several national and internationalarrangements. Consequently, a number of countries preferred to make special arrangements intheir laws in accordance therewith. Moreover, topography of semiconductor products has alsobeen subject to international agreements as well as EU directives. This issue that has beendiscussed in several law orders has started to be discussed in Turkish law.The main point of our thesis is to assess the way that should be followed to legallyprotect this issue. Moreover, it is aimed to gather information about this issue that has juststarted to be discussed in Turkish law. Therefore, an arrangement is being made by setting outthe special arrangement that has especially been done in relation with the topography ofsemiconductor products. For this reason we are of the opinion that this will be a guidingresource in determining the legal situation. FİKRİ MÜLKYET HAKLARIA. Fikri Mülkiyet Alanındaki Düzenlemeler…………..………………………………111. Eser Sahipligi ve buna baglı haklar……………………… ………………….…112. Markalar…………………………………………………………...……………...143. Patentler ………………………………………………………………………......184. Cografi isaretler…………………………………………………………………..195. Endüstriyel tasarım……………………………………………………………….216. Ticari sırlar ve gizli bilgiler………………………………………………………247. Entegre devre topografyası.…………………………………………...………..25ENTEGRE DEVRE TOPOGRAFYASIA.Entegre Devre Topografyaları1. Tanımı………………………………………………………………..………...….26a) Genel…………………………………………………………………….....26b) Topluluk ve Türk hukukunda…………………………………………...292. Korumanın Önemi ve islevi( gerekçe)………..………………………………….30B. Tarihi Gelisimi1. Dünyadaki…………………………………………………………………………322. Uluslararası Anlasmalarda ……….……………………………………………..393. Avrupa Birligindeki gelisimi……………..……………………………...……….454. Türkiye’de Gelisimi…………..…………………………………………....……..48C. Diger Fikri Mülkiyet Alanları ile karsılastırması………………………………....50ENTEGRE DEVRE TOPOGRAFYALARININ KORUNMASI HAKKINDAKANUN DERGERLENDRLMES(Kanun sistematigi ve madde silsilesine uygun olarak)BRNC BÖLÜMA. Amaç. Kapsam ve Tanımlar……………………………………………………………58B. Korumadan yararlanacak kisiler, Korumanın Konusu, Sartları ve Süresi1. Korumadan Yararlanacak Kisiler…………………………………….……..….622. Korumanın konusu………………………………………………………….……643. Korumanın baslangıcı ve süresi………………………………………...….…….69C. Hak Sahipligi, Hak Sahibini Yetkileri ve Koruma Hakkının Sınırlandırılması1. Hak Sahipligi……………………………...………………………………………722. Hak sahibinin yetkileri……………………………………………………..……..733. Koruma hakkının sınırlandırılması……….……………………………………..76D. Basvuru Sartları ve Tescil1. Basvuru Sartları…………………………………………………………………842. Tescil ve yayımlama……………………………...…………….…………………88KNC BÖLÜMA. Devir, ntikal, Rehin, Haciz ve Lisans1. Devir, ntikal, Rehin ve Haciz……………………………………….……..…….89a) Devir……………………………………………………………….………89b) Rehin………………………………………………………………………90c) ntikal……………………………………………………………...………90d) Adres, Unvan Degisiklikleri, Nev’i Degistirme, Birlesme……………...902. Lisans……………………………………………………………………..………..90a) nhisarı Lisans…………………………………………….………………92b) nhisarı olmayan lisan………………………………………………...….92ÜÇÜNCÜ BÖLÜMA. Hükümsüzlük Halleri, Hakkın Sona Ermesi ve slem Yapma Yetkisi Olanlar1. Hükümsüzlük talebi ve hükümsüzlük halleri………………...…………………932. Hakkın sona erme sebepleri……………………..……………………………….953. Enstitü nezdinde islem yapmaya yetkisi olan kisiler……………..……………..96B. Tecavüz Sayılan Filler, Davalar, Mahkemeler, htiyati Tedbir ve Zamanasımı1. Hakka tecavüz sayılan fiiller………………..………………………………..…..962. Davalar……………..………………………………………………….…………..98I. Hakka tecavüz sayılan fiillerden dolayı açılan davalar…………………98II. Devir talebinde bulunmak için açılan davalar…………………………...99III. Enstitü karalarına karsı itiraz ve açılan davalar………………………...99IV. Tecavüzün yoklugunun tespiti davası…………………………….………993. Mahkemeler…………...……………………………………………………….1004. htiyati tedbir………………..…………………………………………………1015. Zamanasımı …………..………………………………………………………..102DÖRDÜNCÜ BÖLÜMA. Zorunlu Lisansın Genel Sartları ve Sona Ermesi1.Zorunlu lisansın verilme sartı…………..…………………………………………1032.Zorunlu lisansın sona ermesi……………..………………………………..………104BESNC BÖLÜMA. Cezalar ve Sikayet Hakkı1. Hakka tecavüz halinde uygulanacak filler……..………………………………1052. Sikayet hakkına sahip olanlar………….……………………………...………..106SONUÇ…………………………………………………………………………………...…108

Bu çalışmanın amacı, üç farklı tipteki kapaklı lingual braketler ile nikel titanyum ve paslanmaz çelik ark telleri arasındaki statik ve kinetik sürtünme dirençlerini 0°, 5° ve 10° açılanmalarda incelemektir. Bu amaçla çalışmamızda 0,018x0,025 inç slot boyutuna sahip Evolution, In-Ovation L ve Phantom sağ üst kanin braketleri ile 0,016 inç boyutundaki nikel titanyum, 0,016 inç ve 0016x 0,022 inç boyutlarındaki paslanmaz çelik ark telleri kuru ortamda test edilmiştir. Braket ve ark telleri arasında açığa çıkan sürtünme dirençleri laboratuvar ortamında Zwick marka evrensel test cihazı ile ölçülmüştür. Sonuçlar incelendiğinde tüm kombinasyonlarda açılanma arttıkça sürtünme dirençlerinin de arttığı gözlemlenmiştir. En düşük sürtünme direnci 0° açılanmada, In-Ovation L braketleri ile 0,016 inç boyutundaki nikel titanyum ark telleri arasında meydana gelirken, en yüksek sürtünme direnci ise 10° açılanmada, Evolution braketler ile 0016x 0,022 inç boyutlarındaki paslanmaz çelik ark telleri arasında meydana gelmiştir. Statik sürtünme dirençlerinin kinetik sürtünme dirençlerinden daha yüksek değerlerde olduğu saptanmıştır.Çalışmada kullanılan braketlerin slot genişlikleri Galvision mikrosertlik test cihazının optik mikroskopu ile ölçülmüş ve Phantom braketlerin en geniş slota sahip oldukları ve bunu sırasıyla In-Ovation L ve Evolution braketlerin takip ettiği görülmüştür. Çalışmada braketlerin yüzey pürüzlülükleri AFM ve SEM ile incelenmiştir. SEM görüntüleri incelendiğinde, Evolution braketlerin en pürüzlü yüzeye sahip olduğu bunu sırasıyla Phantom ve In-Ovation L braketlerin takip ettiği gözlemlenmiştir. AFM analizi sonucunda braketlerin yüzey pürüzlülüğü değerlerinin ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı tespit edilmiştir . The aim of this study was to evaluate the static and kinetic frictional resistances resulting from the combination of three self ligating lingual brackets and nickel titanium and stainless steel archwires at at 0, 5 ve 10 degrees of second order angulations. For this purpose, the frictional resistances between Evolution, In-Ovation L ve Phantom right upper canine brackets (0.018x0.025 inch slot) and 0.016 inch nickel titanium, 0.016 inch stainless steel and 0.016x0.022 inch dimension of stainless steel archwires were tested in dry states. Frictional resistances were evaluated with the universal testing machine (Zwick). It was determined when the size of the archwire and angulation increase, friction resistances also increase in all combinations. The lowest friction was found in the combination of In-Ovation L brackets with 0.016 inch NiTi archwires at 0 degree angulation and the highest friction was found in the combination of Evolution brackets with 0.016x 0.022 inch SS archwires at 10 degree angulation. At all combinations, static frictional resistances were found higher than kinetic frictional resistances. Slot width of the brackets were measured by using optics of Galvision microhardness machine. Phantom brackets were determined having the largest slot width. Surface roughness and topography of the brackets were investigated with AFM and SEM. SEM observations showed that the slot surface of Evolution brackets is more porous and rougher than the other investigated brackets. There were no statistically significant differences between surface roughness of the three types of brackets which observed with AFM analysis. 151

Lingual ve labial ortodontik tedavi teknikleri arasında biomekanik farklılıklar bulunmaktadır. Aynı miktarlarda ve yönlerde uygulanan ortodontik kuvvetler, her iki teknikte farklı diş hareketleri oluşturabilmektedir. Bu çalışmada; oluşan biomekanik farklılıkları belirlemek amacı ile labial ve lingual tedavide çekim boşluklarının kapatılması sırasında oluşan diş hareketleri karşılaştırılmıştır. Çalışmada üç boyutlu FEM analizi kullanılmış; üst ve alt çene tüm diş dizileri ile birlikte modellenmiştir. Lingual ve labial braketler, tüpler ve ark telleri modellenerek ideal konumlarda dişlerin üzerine yerleştirilmiştir. Birinci ve ikinci küçük azı çekimli, üst ve alt çeneye ait, üzerinde lingual veya labial braketler bulunan toplam sekiz model elde edilmiş. Bu modellere çekim boşluklarını kapatmak için kuvvetler yüklenmiş ve analiz gerçekleştirilmiştir. Özellikle büyük azı dişlerinde belirgin rotasyonel hareketler görülmüştür. Lingual teknikte birinci büyük azılarda mesio bukkal yönde oluşan rotasyon, labial teknikte ise mesial lingual yönde oluşan rotasyon belirgin olmuştur. Lingual teknikte büyük azılarda oluşan rotasyonun posterior bölgenin ankırajını arttırdığı ve lingual teknikte posterior bölgenin ankırajının labial teknikten daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada birinci ve ikinci küçük azı çekimli vakada oluşan klinik durumu ortaya koymak için üç boyutlu modeller hazırlanmıştır. Çekim boşluklarını kapatıcı kuvvetler uygulandığında ortaya çıkan sonuçlar zamanla değişebilen ilk hareket anına ait sonuçlardır. Her iki teknik ile elde edilen diş hareketleri arasındaki farklılıkların dişlerin direnç merkezleri ile kuvvet uygulama bölgeleri arasındaki farklılıktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Lingual and labial orthodontic treatment mechanics have some biomechanical differences. The same amount of orthodontic force in same direction composes different tooth movement in both techniques. The purpose of this study to determine biomechanical differences with comparing the tooth movement occured during extraction space closing with labial and lingual orthodontic treatment using FEM. In this study both upper and lower jaw with all dentition were modelled, lingual and labial braces, tubes and arch wires were modelled and located in proper position. Totally eight FEM models prepared; first and second premolar extracted at upper and lower dentition with lingual or labial braces. Retraction forces had been loaded to each model for simulation of closing extraction spaces to run FEM analaysis. Especially in lingual technique mesio buccal rotation and in labial technique mesio lingual rotation of molars were prominant. Rotation of molars in lingual technique strengthen the posterior anchorge and lingual anchorage apperar to be stronger than labial anchorage. In this study, three dimentional simulations of clinical case using first and second premolar extraction mechanincs for both techniques. The results of FEM analysis only belong to instand movements. Different types of tooth movements occured both lingual and labial techniques because of relationship between centre of resistance and location of force applied. 202

Bu çalışmanın amacı; labial ve lingual teknikle tedavi gören hastaların ağız hijyeninin ve çürük aktivitelerinin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesidir. Çalışma grubumuza 15 kız 5 erkek toplam 20 birey dahil edilmiştir. Labial teknikle tedavi edilen 8 kız 2 erkek toplam 10 bireyin yaş ortalaması 17,3±3,6 dır. Lingual teknikle tedavi edilen 7 kız 3erkek 10 bireyin yaş ortalaması 22,3±3,2 dir. Her hastaya dental ark ve plastik model üzerinde fırçalama tekniği gösterilerek ağız hijyeni eğitimi verilmiştir. Tedavi öncesi (T0) ve labial / lingual sabit ortodontik aygıtların periodontal dokular ve ağız mikroflorasına etkilerini incelemek amacıyla braketleme yapıldıktan sonraki 4. (T1) ve 8. (T2) haftalarda klinik ölçümler yapılmış ve mikrobiyolojik örnekler alınmıştır. Klinik ölçümler, modifiye plak indeksi (Silness&Löe) ve modifiye dişeti oluğu kanama indeksinden (Mühlemann&Son) oluşmakta olup aynı araştırmacı tarafından ölçülmleri yapılmıştır. Mikrobiyolojik incelemede, çürük aktivite testine bakılmıştır. Alınan tükürük örneği ile hastanın tükürük akış hızı, tükürük tamponlama kapasitesi ölçülerek, mutans streptokoklarının ve laktobasillerin tükürükteki koloni sayımı yapılmıştır. Lingual teknikle tedavi edilen hastaların modifiye plak indeksi ortalama değerinde T0 - T1 döneminde istatistiksel olarak anlamlı artış bulunmuştur. Aynı grupta T0-T2 döneminde plak indeksi ve dişeti oluğu kanama indeksi değerinde istatistiksel olarak anlamlı artış bulunmuştur. Labial terknikle tedavi edilen hastaların dişeti oluğu kanama indeksi değerinde T0 - T1 döneminde istatistiksel olarak anlamlı artış T1 - T2 döneminde istatistiksel olarak anlamlı azalma bulunmuştur. Labial teknikle tedavi edilen hastaların tükürüğündeki mutans streptokokların düzeyinde T0-T2 döneminde istatistiksel olarak anlamlı artış bulunmuştur. Gruplar arası karşılaştırmada dişeti oluğu kanama indeksi değerinde T1 döneminde labial teknikle tedavi edilen grup lingual teknikle tedavi edilen gruptan istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur. Modifiye plak indeksi değerinde, tükürük akış hızında, tükürük tamponlama kapasitesinde, mutans streptokokları ve laktobasil seviyesinde iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. The aim of this study was to evaluate and compare the oral hygiene and caries risk in patients treated with labial and lingual orthodontic appliances. Our study group consisted of 15 female and 5 male patients. The mean age of 10 patients (8 female, 2 male) who were treated with labial technique was 17,3±3,6. The mean age of 10 patients (7 female, 3 male) who were treated with lingual technique was 22,3±3,2. Formal oral hygiene instruction was given to each patient, demonstrating on a set of plastic models of the dental arches. Saliva samples, plak index and bleeding index were collected from all patients in order to make clinical and microbioligical evaluations before orthodontic appliance placement (T0), 4 weeks there after (T1) and 8 weeks later (T2) . After the placement of the appliances patients were educated about oral hygiene for effective removal of the microbiological dental plaque. Clinical evaluations were consisted of Modified Plaque Index (PI) according to Silness & Löe and Modified Gingival Bleeding Index according to Mühlemann & Son, and they were measured by the same investigator. For the microbiological evaluation caries activity test was performed, in determining the flow rate, buffer capacity, and mutans streptococci and lactobacilli counts. In patients treated with lingual technique, the mean value of the modified plaque index increased significantly between T0 and T1. In the same grup between T0 and T2 terms statistically significant increases were found in plaque index and bleeding index values. In patients treated with labial technique the mean value of the modified gingival bleeding index increased between T0-T1, and decreased after 8 weeks. The differences between T0 - T1 and T1 - T2 were statistically significant. In the labial technique grup in the level of mutans streptococci statistically significant increased was found between T0 and T2 term. When the treatment groups were compared, only the modified gingival bleeding index value at the T1 term was found higher in the labial group than in the lingual group with highly statistically significance. There was no statistically significant difference between the two groups in modified plaque index and saliva flow rate values, saliva buffering capacity, streptococcus mutans and lactobacillus levels. 116

Self-etching primer kullanılarak yapıstırılan lingual braketlerintutuculugu üzerinde tükürük kontaminasyonu ve primere ısık uygulama isleminin etkilerininin-vitro olarak arastırılması.İstanbul Üniversitesi Saglık Bilimleri Enstitüsü, Ortodonti ABD. Doktora Tezi. İstanbulBu çalısmanın amacı, indirekt teknikle yapıstırılan lingual braketlerin, bonding asamasında meydanagelen tükürük kontaminasyonunun ve primere ısık uygulanması isleminin tutuculuga olan etkileriniincelemektir. Bu amaçla 80 adet insan üst küçükazı disine Ormco STb lingual braketleri yapıstırılmıstır.Çalısmada 4 adet grup olusturulmustur. 1. grupta dis yüzeylerine self etching primer uygulanmıs veTransbond XT ile indirekt olarak yapıstırılmıstır. 2. grupta self etching primere 5 saniye ısıkuygulanmıs daha sonra Transbond XT ile indirekt olarak yapıstırılmıstır. 3. grupta self etching primerinuygulanmasından sonra dis yüzeyinin tamamına pamuk uçlu aplikatör ile tükürük kontamine edilmisdaha sonra Transbond XT ile yapıstırılmıstır. Son grupta ise uygulanan self etching primere 2. gruptakigibi 5 saniye ısık uygulanmıs daha sonra pamuk uçlu aplikatör ile tükürük kontamine edilmis veTransbond XT ile yapıstırılmıstır. Braketlerin dislere indirekt olarak yapıstırılabilmesi amacıyla alçımodeller üzerinde silikon esaslı bir ölçü maddesi olan Kanisil (Kaniedenta) kullanılarak silikontasıyıcılar hazırlanmıstır. Örneklere sıyırma testleri uygulanmıs ve braketlerin uygulanankuvvetlere karsı tutuculuk kuvvetleri kaydedilmistir. Dis yüzeyleri yapıstırıcı artıklarıaçısından da incelenerek dis yüzeyinde kalan yapıstırıcı miktarı ARI skorları kullanılarakbelirlenmistir. Elde edilen bulguların istatistiksel analizi sonucunda, bonding asamasındameydana gelen tükürük kontaminasyonunun tutuculuk degerlerinde azalmaya sebep olduguancak self etching primere ısık uygulanması durumunda bu etkinin daha az oldugubulunmustur. ARI skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamakla berabertutuculuk degerlerinin artmasıyla gruplara verilen 3 skorunun artmıs oldugu görülmüstür. Effect of saliva contamination and precuring of primer during bonding on the shear bondstrength of lingual orthodontic braces bonded with a self etching primer.The purpose of this study was to assess the effect of saliva contamination and precuring ofprimer on the shear bond strength of lingual braces bonded with indirect technique. Ormco STb lingualbrackets bonded to 80 human upper first premolar teeth. The teeth were randomly divided into 4 groupsof 20. In first group, self etching primer applied and the teeth indirectly bonded with Transbond XTpaste. In second group self-etching primer light cured for 5 seconds then the teeth indirectly bondedwith Transbond XT paste. In third group entire tooth surface contamined with saliva using a cotton budand bonded with Transbond XT paste. In last group self-etching primer light cured for 5 seconds sameas second group then entire tooth surface contamined with saliva using a cotton bud and bonded withTransbond XT paste. The braces were bonded indirectly to teeth by using the silicon trays. Thespecimens were tested shear bond strength and results were recorded. The specimens were alsoinspected by means of adhesive remnanat index (ARI). Results indicated that the salivacontamination has reduced shear bond strength however when self etching primer precuredshear bond strength effect was found in a lesser amount. Conversely there were no significantdifferences between ARI scores but when shear bond strength increased, frequency of 3 ARIscores have also increased. 102

Bu çalışmanın amacı, beş farklı tipteki lingual braketler ile üç farklı boyuttaki paslanmaz çelik ark tellerinin oluştırdukları statik ve kinetik sürtünme dirençlerini 0°, 5° ve 10° açılanmalarda incelemektir. Bu amaçla çalışmamızda, 0,018x0,025 inç slot boyutuna sahip 7. Jenerasyon, STb, Stealth, In-Ovation L üst küçük azı braketleriyle 0,016 inç, 0,016x0,022 inç ve 0,017x0,025 inç boyutlarındaki paslanmaz çelik ark telleri ve 0,020x0,020 inç slot boyutuna sahip Magic üst küçük azı braketleriyle 0,018 inç, 0,018x0,018 inç ve 0,019x0,019 inç boyutlarındaki paslanmaz çelik ark telleri kuru ortamda test edilmiştir. Sürtünme dirençleri Zwick marka evrensel test makinesiyle ölçülmüştür. Sonuçlar incelendiğinde, tüm kombinasyonlarda, ark teli boyutu ve açılanma arttıkça sürtünme dirençlerinin de arttığı gözlenmiştir. En düşük sürtünme direnci 0° açılanmada, In-Ovation L braketleriyle 0,016 inç boyutundaki ark telleri arasında meydana gelirken, en yüksek sürtünme direnci ise 10° açılanmada, Stealth braketleriyle 0,017x0,025 inç boyutundaki ark telleri arasında meydana gelmiştir. Çalışmamızda, ark teli ile braket slotu arasında tüm açılanmalarda, farklı boyuttaki paslanmaz çelik ark telleriyle test edilen farklı tipteki lingual braketlerin oluşturdukları sürtünme dirençlerinin ortalamaları incelendiğinde, Magic ve In-Ovation L braketlerin; 7.Jenerasyon, STb ve Stealth braketlere göre daha düşük sürtünme dirençleri meydana getirdikleri görülmektedir. Statik sürtünme dirençlerinin kinetik sürtünme dirençlerinden daha yüksek değerlerde olduğu saptanmıştır. Çalışmada kullanılan braketlerin slot genişlikleri Galvision mikrosertlik testcihazının optik mikroskobuyla ölçüldüğünde Magic braketlerin en geniş slot boyutuna sahip oldukları ve bunu sırasıyla 7.Jenerasyon, STb, In-Ovation L ve Stealth braketlerin takip ettiği görülmüştür. Çalışmamızdaki braketlerin slotlarının yüzey pürüzlülükleri AFM ve SEM ile incelenmiştir. 7.Jenerasyon braketlerin en fazla yüzey pürüzlülüğüne sahip oldukları belirlenmiştir. The aim of this study was to investigate the static and kinetic frictional resistances resulting from the combination of five different lingual orthodontic brackets and three different dimension of stainless steel archwires at 0°, 5° and 10° angulation. For this purpose, the frictional resistances between 7th Generation, STb, Stealth, In-Ovation L upper premolar brackets (0,018x0,025 inch slot) and 0,016 inch, 0,016x0,022 inch and 0,017x0,025 inch dimension of stainless steel archwires; and also the frictional resistances between Magic upper premolar bracket (0,020x0,020 inch slot) and 0,018 inch, 0,018x0,018 inch and 0,019x0,019 inch dimension of stainless steel archwires were tested in dry conditions. Frictional resistances were evaluated with the universal testing machine (Zwick). It was determined that as the size of the archwire and angulation increase, friction resistances also increase in all combinations. The lowest friction was found in the combination of In-Ovation L brackets and 0,016 inch archwires at 0° angulation and the highest friction was found in the combination of Stealth brackets and 0,017x0,025 inch archwire at 10° angulation. At all angulations, Magic and In-Ovation L brackets showed frictional resistances when compared with 7th Generation, STb and Stealth brackets. Static frictional resistances were greater than kinetic frictional resistances. Slot width of the brackets were measured by using optics of Galvision microhardness machine. Magic brackets were determined having the greatest slot width and respectively 7th Generation, STb, In-Ovation L and Stealth brackets have lesser slot widths than Magic brakets. Surface roughness of the brackets were investigated with AFM and SEM. 7th Generation brackets were determined as having the greatest surface roughness than the other brackets. 178

101 pages Fikri ve sınai hakların zaman içerisinde gelişmesi neticesinde bunun bir parçası olan marka işletmeden bağımsız kimlik kazanmıştır. Marka işletmeden ayrı olarak devir, rehin haciz gibi 556 sayılı Kararnamede belirtilmiş hukuki işlemlere ayrıca Kararnamede belirtilmeyen başka hukuki işlemlere de konu olabilmektedir. Giriş bölümünde markaya ilişkin genel bilgiler verilmek sureti ile markaya özgü bir takım özelliklerden bahsedilmiştir. Birinci bölümde Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede ayrı olarak düzenlenmiş markanın konu olduğu hukuki işlemlerden devir, rehin ve haciz incelenmiştir. Tez çalışmamızda kararname ile düzenlenen hukuki işlemlerden olan markanın lisans sözleşmesine konu olması inceleme dışında bırakılmıştır. Çalışma yapılırken yeri geldikçe 40/94 sayılı Avrupa Birliği Marka Tüzüğü, Alman ve İsviçre Markalar Kanunu ile ilgili düzenlemelerden de yararlanılmış ve Yargıtay Kararlarına yer verilmiştir. İkinci bölümde kararnamede düzenlenmemiş hukuki işlemlerden olan marka üzerinde intifa hakkının tesisi ve markanın miras yolu ile intikali incelenmiştir. As a result of intellectual and industrial property evolved within time, a part of this“Trademark” became independent identity. Trademark has been subject to legal processes,separate than enterprise, expressed by Decree-Law no. 556 and also not expressed by Decree-Law like assignment, pledge, seizure etc.In the instruction part of this thesis, on the prompting of giving general information abouttrademark we have mentioned some special properties of trademark.In first part of the thesis, our legal search is about legal processes like assignment, pledge andseizure that related legally to other legal sources than Decree-Law No. 556 Pertaining to theProtect of Trademarks. In our thesis we have not researched on trademark license agreementthat is regulated in Decree-Law. During our research, we will give information aboutEuropean Union trademark regulations no. 40/94, Germany and Switzerland trademark lawsand decisions of Court of Appeal.In second part, legal processes, settlement of usufruct rights and transfer of trademark byheritage that are not regulated by Decree-Law has been researched. Özet........................................................................................................................................III İçindekiler............................................................................................................................ V Kısaltmalar....................................................................................................................... X Giriş MARKAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER I. ÇALIŞMANIN SINIRLANDIRILMASI...............................................................1 II. MARKANIN TANIMI................................................................................................2 III. MARKANIN İŞLEVLERİ.......................................................................................4 A. Malın Menşeini (Kökenini) Gösterme İşlevi..................................................................5 B. Ayırt Etme İşlevi................................................................................................................5 C. Garanti İşlevi.....................................................................................................................6 D. Reklam İşlevi.....................................................................................................................6 IV. MARKANIN TÜRLERİ...........................................................................................7 A. Ticaret Markası................................................................................................................7 B. Hizmet Markası................................................................................................................8 C. Bireysel (Ferdi) Marka....................................................................................................8 D. Ortak Marka ve Garanti Markası..................................................................................9 E. Tanınmış Markalar.........................................................................................................12 V. MARKA ÜZERİNDEKİ HAKKIN HUKUKİ NİTELİĞİ...........................13 VI. KAVRAM SORUNU.................................................................................................15 Birinci B ö l ü m MARKALARA İLİŞKİN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ÇERÇEVESİNDE ÖZELLİKLE DÜZENLENMİŞ OLAN MARKAYA İLİŞKİN HUKUKİ İŞLEMLER (MARKANIN DEVRİ- REHNİ- HACZİ) VI I. GENEL OLARAK MARKANIN HUKUKİ İŞLEMLERE KONU OLMASI...............................................................................16 II. MARKANIN DEVRİ..................................................................................................18 A. Genel Olarak....................................................................................................................18 B. Devrin Hukuki Niteliği Ve Hükümleri..........................................................................21 C. Markanın Devrinde Şekil Ve Tescilin Hükümleri.......................................................25 1. Markanın Devir Şekilleri.............................................................................................25 a. Markanın Sözleşme İle Devri................................................................................25 b. Markanın, Ticari İşletmelerin Devri veya Birleşmesi ya da Ortaklıkların Birleşmesi Yoluyla Devri..............................................................27 c. Markanın Mahkeme Kararı veya İcra Yolu İle İktisabı...................................33 2. Tescil...........................................................................................................................34 D. Markanın Bir Ortaklığa Sermaye Olarak Taahhüt Edilmesi.....................................36 E. Garanti Markasının ve Ortak Markanın Devri...........................................................37 F. Devrin Hüküm ve Sonuçları...........................................................................................37 G. Ticari Vekil veya Temsilci Adına Tescilli Markanın Devri........................................40 III. MARKANIN REHNİ................................................................................................41 A. Genel Olarak....................................................................................................................41 B. Marka Üzerindeki Rehin Hakkının Hukuki Niteliği...................................................42 C. Taşınır Rehnine Hakim Olan Genel Prensiplerin Marka Rehninde Uygulanması.................................................................43 1. Fer’ ilik (Alacağa Bağlılık) İlkesi.................................................................................43 2. Kamuya Açıklık İlkesi..................................................................................................44 3. Kamu Güveni İlkesi......................................................................................................44 4. Belirlilik İlkesi...............................................................................................................45 a. Rehin Konusunun Belirli Olması...........................................................................46 b. Rehinli Alacağın Belli Olması................................................................................46 5. Rehin Yükünün Bölünmezliği İlkesi...........................................................................47 VII 6. Öncelik İlkesi.................................................................................................................48 D. Marka Üzerinde Rehin Hakkının Tesisi..........................................................................49 1. Borçlandırıcı İşlem..........................................................................................................50 2. Tasarruf İşlemi................................................................................................................50 E. Tescil ve Etkisi....................................................................................................................51 F. Marka Üzerinde Rehnin Hükümleri.................................................................................52 G. Markanın Ticari İşletme İle Rehni...................................................................................53 H. Marka Üzerindeki Rehin Hakkının Sona Ermesi...........................................................57 I. Marka Üzerindeki Rehnin Paraya Çevrilmesi.................................................................58 IV. MARKANIN HACZİ VE MARKAYA ETKİSİ (İFLAS VE KONKORDATO DAHİL)...............................................................61 A. Markanın Haczi...............................................................................................................61 1. Genel Olarak.................................................................................................................61 2. Marka Haczinin Sınırları.............................................................................................66 3. Marka Haczinde Uygulanan Usul...............................................................................68 4. Haczedilen Markanın Paraya Çevrilmesi...................................................................71 5. Markanın Açık Arttırma Yolu İle Satışı.....................................................................74 a. Açık Arttırmaya Hazırlık.......................................................................................74 (1) Arttırma İlanı.....................................................................................................74 (2) Arttırma Şartnamesi..........................................................................................75 (3) Mükellefiyetler Listesi........................................................................................76 (4) Kıymet Takdiri...................................................................................................77 b. Arttırmanın Yapılması...........................................................................................77 c. Satış Bedelinin Ödenmesi ve Satışın Sonuçları.....................................................78 6. Marka Üzerindeki Haczin Etkisi.................................................................................79 7. Marka Değerinin Ölçülmesi.........................................................................................80 a. Marka Değerinin Ölçülmesinin Gerekli Olduğu Haller.......................................80 b. Marka Değerini Ölçme Yöntemleri........................................................................81 VIII B. Marka Üzerinde İflasın Etkisi........................................................................................83 1. Genel Olarak.................................................................................................................83 2. İflasın Marka Sahibi Müflisin Markasına Etkileri....................................................85 a. Borçlunun Haczedilebilen Tüm Malları İflas Masasına Girer...........................85 b. Üzerinde Rehin Tesis Edilmiş Markanın Masaya Girmesi................................86 c. Üzerinde Haciz Olan Markanın Masaya Girmesi................................................87 C. Marka Üzerinde Konkordatonun Etkisi.......................................................................88 1. Genel Olarak.................................................................................................................88 2. Konkordato Türleri......................................................................................................88 a. İflas Dışı Konkordato..............................................................................................88 b. İflastan Sonra Konkordato....................................................................................89 İkinci Bölüm MARKALARA İLİŞKİN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ÇERÇEVESİNDE DÜZENLENMEMİŞ OLAN MARKAYA İLİŞKİN DİĞER HUKUKİ İŞLEMLER I. MARKANIN MİRAS YOLU İLE İNTİKALİ....................................................90 A. Genel Olarak....................................................................................................................90 B. Markanın Külli Halefiyet Yolu İle İktisabı...................................................................91 C. Markanın Cüz’i Halefiyet Yolu İle İktisabı..................................................................92 II. MARKA ÜZERİNDE İNTİFA HAKKI..............................................................93 A. Genel Olarak....................................................................................................................93 B. Marka Üzerinde İntifa Hakkının Özellikleri................................................................95 1. İntifa Hakkı Sahibine Sadece Yararlanma Yetkisi Verir.........................................95 2. İntifa Hakkının Devredilemezliği................................................................................96 3. Marka Sahibinin Marka Üzerindeki Tasarruf Yetkisinin Devam Etmesi..............96 C. İntifa Hakkının Kurulması.............................................................................................97 1. Hukuki İşlem Yolu İle İktisap......................................................................................97 a. Borçlanma İşlemi....................................................................................................97 b. Tasarruf İşlemi........................................................................................................97 2. Mahkeme Kararı İle İktisap........................................................................................97 D. Marka Üzerinde İntifa Hakkının Hükümleri...............................................................98 E. İntifa Hakkının Sona Ermesi..........................................................................................99 Sonuç....................................................................................................................................100 KAYNAKÇA.....................................................................................................................102