230 results on '"socio-economic change"'
Search Results
202. Alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin aile yapılarının anne-çoçuk ilişkisinin incelenmesi
- Author
-
Muluk, Emine Genez, Tezel Şahin, Fatma, and Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Mother child relations ,Socio-economic characteristies ,Eğitim ve Öğretim ,Socio-economic factors ,Education and Training ,Family relations ,Family ,Socio-economic situation ,Socio-economic structure ,Family structure ,Socio-economic impact ,Socio-economic change - Abstract
ÖZET Bu çalışma alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin aile yapılarını ortaya koymak ve anne çocuk ilişkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın ömeklemi alt ve üst sosyo-ekonomik düzeyden tabakalı rastgele örnekleme yöntemi uygulanarak seçiîmiştir.Alt sosyo-ekonomik düzeyden 90 öğrenci ve anne babalan, Üst sosyo-ekonomik düzeyden 120 öğrenci ve anne babalan olmak üzere 210 çocuk ve anne-babaJan araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırmada, çocuğun kendisine ve ailesine ilişkin bilgileri elde edebilmek için ` Kişisel Bilgi Formu`,aile yapılanın ortaya koymak için `Aile Yapısını Değerlendirme Aracf'(AYDA) ve anne-çocuk ilişkisini değerlendirmek içinde `Aile Çocuk İlişkileri ÖlçeğkAnne Formu`(PARQ) uygulanmıştır. Alt ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin aile yapılan ve anne-çocuk ilişkisi anlamlı bir farklılık göstermiştir. Üst sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin, alt sosyo-ekonomik düzeydeki ailelere göre, aile yapılannı ve anne-çocuk ilişkisini daha olumlu değerlendirdikleri bulunmuştur. Annenin yaşı, ailelerin aile yapısında ve anne-çocuk ilişkisinde anlamlı bulunmamıştır. Annenin eğitim durumu, ailelerin aile yapısında ve anne-çocuk ilişkisinde anlamlı bir farklılık göstermiştir. Üniversite mezunu annelerin aile yapışım ve anne- çocuk ilişkisini daha olumlu değerlendirdikleri bulunmuştur. SUMMARY This study is done to find out the structures of the families in low and high socieconomic levels and to examine the relationships between mother-child. The sample of the research is selected from the low and high socioeconomic levels by randomly. 90 students and their parents from low socioeconomic level, 120 students and their parents from high socioeconomic level are taken in this research. `Personal Information Form` is applied in order to get information about the child and the family. `Family Structure Evaluation Tool ` is applied to find out the structures of the families, also `Parental Acceptance-Rejection Questionnaire-Mother Form` are used to evaluate the relationships between mother and child. The structures of low and high socieconomic level of families and the relationships between mother and child are differed from eachother considerably. It is found that families in high socioeconomic level, evaluate the structure of the family and mother-child relationships more positively then the families in low socioeconomic level. The age of the mother is not found to be meaningful in family structures and mother-child relationships. The education level of the mother is showed the meaningful differences.lt is found that mothers graduated from university, evaluate the structure of the family and mother- child relationships more positively. 103
- Published
- 2004
203. Perceived socio-economic change and right-wing extremism: Results of the SIREN-survey among European workers
- Author
-
Flecker J., De Weerdt, Y, Catellani, Patrizia, De Witte, H, Milesi, Patrizia, Catellani, Patrizia (ORCID:0000-0002-7195-8967), Flecker J., De Weerdt, Y, Catellani, Patrizia, De Witte, H, Milesi, Patrizia, and Catellani, Patrizia (ORCID:0000-0002-7195-8967)
- Abstract
The chapter investigates whether there is a link between perceived socio-economic change and the development of extreme right-wing attitudes. A representative sample of 5,812 workers of eight European countries (Austria, Belgium, Denmark, France, Germany, Hungary, Italy, and Switzerland) were invited to answer a phone questionnaire tapping the following areas: perceptions of change in job conditions during the last five years, evaluation of personal current socio-economic condition, organizational identification, collective relative deprivation, prejudice against immigrants, chauvinism, right-wing authoritarianism, social dominance orientation, political powerlessness, and affinity with extreme right-wing parties. Results show that two different pathways can lead from perceptions of change in job conditions to extreme right-wing party affinity. When changes are perceived as positive, people are more inclined to identify with their organization, which may favour social dominance orientation. In turn, a high level of social dominance orientation supports chauvinism, prejudice against immigrants and right-wing authoritarianism, which are psychosocial antecedents of affinity with extreme right-wing parties. On the contrary, when changes are perceived as negative, people are very likely to experience strong feelings of collective relative deprivation, which in turn predicts the following psychosocial antecedents of affinity with right-wing extremism: prejudice against immigrants, authoritarianism, and political powerlessness.
- Published
- 2007
204. 1950'den sonra Konya'da ekonomik ve sosyal değişmeler
- Author
-
Kömürcü, Mavişe, Çukurçayır, Mehmet Akif, and Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
Kamu Yönetimi ,Economic change ,Public Administration ,Social structure ,Urban change ,Social change ,Change ,Konya ,Socio-economic change - Abstract
230
- Published
- 2003
205. Eğitim nedeniyle Türkiye'de bulunan Azerbaycanlı öğrencilerin sosyo-ekonomik, kültürel değişimi ve kimlik tanımlamaları
- Author
-
Djafarova, Sveta, Türkoğlu, Nurçay, Diğer, and İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Radyo Televizyon Bilim Dalı
- Subjects
Kültürel Kimlik ,Kültürel Değişim ,Azerbaijan ,İletişim Bilimleri ,Eğitim ve Öğretim ,Azeri Öğrenciler ,Change ,Search for identity ,Socio-economic change ,Education ,Türkiye ,Sociology ,Identity ,Education and Training ,Foreigners ,Communication Sciences ,Students ,Sosyoloji - Abstract
ÖZETBu çalışmada Azerbaycan'dan 1992 – 1993 öğretim yılından itibaren eğitim nedeni ile Türkiye'ye gelen öğrencilerin ilk geliş tarihinden bugüne kadar geçen süre içinde, sosyo – ekonomik, kültürel ve kimlik konularında yaşadıkları değişim incelemektedir. Veri toplama amacıyla niceliksel ve niteliksel yöntemlerden yararlanılmıştır. Öğrencilere anket formu uygulamanın yanı sıra, niteliksel yöntemlerden biri olan derinlemesine görüşme yöntemi de kullanılmıştır. Azerbaycan'ın, Ermenistan ile 1988'den 1993 yılına kadar yaşadığı savaşın ve bağımsızlığını tekrar geri kazanmasının sonucu olarak, toplumda sosyo – ekonomik, kültürel değişme ile kimlik sorgulaması yaşanmıştır.Türkiye ile Azerbaycan Cumhuriyetleri arasında imzalanan protokoller gereği 1992 – 1993 öğrenim yılından başlayarak Türkiye'ye gelen öğrencilerin giyim, barınma, beslenme, eğitim, din ile ilgili tutum ve davranışlarında değişim yaşanmıştır. Öğrenciler, Türkiye'de edindikleri alışkanlıkları kendi ülkelerine gittiklerinde de uygulamaktadırlar. Bu durum, çoğunlukla aileleri ve çevreleri tarafından yadırganmaktadır. Ayrıca, eğitimini tamamlamak üzere olan veya mezun öğrenciler, ülkelerine geri dönüş yapacakları zaman topluma uyum sağlamada zorlanacakları kaygısını taşımaktalar. Çünkü, bu öğrenciler kendi ülkelerine ve dünyaya daha farklı açılardan bakmaktalar.SUMMARYIn this study the social, economic, cultural and identity changes faced by the students from Azerbaijan who came to Turkey as of 1992-1993 academic period for the purpose of pursuing an academic degree were assessed. Quantitative and qualitative methods were employed for data collection. The students were asked to attend a poll and a thorough discussion method, that is one of the qualitative methods. As a result of the war between Azerbaijan and Armenia from 1988 to 1993 and Azerbaijan's redeeming its independence, the society faced social, economic and cultural changes as well as a period of seeking an identity. The students who came to Turkey as of 1992-1993 academic period as per the protocols undersigned by Turkey and Republic of Azerbaijan realized changes in their wearing, accommodation, nutrition, education, religious habits. Those students preserve such habits after going back to their homeland. This is something odd to their families or environment. Also, the students who are about to finish or have just finished their education are somehow worried if they could adopt themselves to their original societies. Because, those students have a different point of view for their countries and the rest of the world.
- Published
- 2003
206. A Critical review of the debates on populism: Politics of import substitution industrialisation or a hegemonic project?
- Author
-
Eğilmez, D. Burcu, Yalman, Galip L., and Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hegemony ,Populism ,Import replacement ,Siyasal Bilimler ,Turkey ,Political Science ,Argentina ,Development ,Socio-economic change ,Brazil - Abstract
oz POPÜLİZM TARTIŞMALARINA ELEŞTİREL BİR YORUM: İTHAL İKAMECİ KALKINMA STRATEJİERİNE ÖZGÜ BİR SİYASAL BİÇİM Mİ, BİR HEGEMONYA PROJESİ Mİ? Eğilmez, D.Burcu Yüksek Lisans Tezi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Yardımcı Doçent Galip L. Yalman Eylül 2003, 132 sayfa. 1929 Ekonomik Bunalımı ve onu izleyen 2. Dünya Savaşı gelişmekte olan birçok ülkenin ekonomik ve siyasi alanlarında önemli dönüşümlere sebep olmuştur. Değişen birikim modelleri, siyasi söylemler, sınıfsal dengeler ve siyasi rejimler bu gelişmeler içerisinde özellikle öne çıkanlardır. Bu çalışmanın temel amacı da gerek Latin Amerika gerekse Türkiye bağlamında bu değişimleri anlamaya ve açıklamaya çalışan ve popülizm kavramını temel alan çalışmaların eleştirel bir yorumunu yapmaktadır. Bu tartışmalarda öne çıkan eğilim popülizm ve ithal ikameci kalkınma stratejileri arasında bir bağ kurmak yönünde olmuştur. Bu çalışmada, Arjantin ve Brezilya örneklerinin yanısıra Türkiye'de de 1929 Bunalımından 1980'lere kadaryaşanan gelişmeleri popülist politikalar ve ithal ikameci sanayileşme stratejileri arasında bir bağ kurarak analiz etmeye çalışan yaklaşımların yeterli bir açıklama sunmadığı, diğer taraftan, popülist politikaların hegemonya projeleri olarak algılandığı ölçüde gelişmeleri anlamamıza yardımcı olabileceği savunulmaktadır. Anahtar Sözcükler: Popülizm, İthal İkameci Kalkınma, Hegemonya Projeleri, vı ABSTRACT A CRITICAL REVIEW OF THE DEBATES ON POPULISM: POLITICS OF IMPORT SUBSTITUTION INDUSTRIALISATION OR A HEGEMONIC PROJECT? Eğilmez, D.Burcu M.S., Department of Political Science and Public Administration Supervisor: Assist. Prof. Dr. Galip L. Yalman September 2003, 132 pages The impact of the World Depression of 1929 and the 2nd World War on many developing countries has been significant in terms of economic and political changes. Among the important transformations, changes in accumulation models, political discourses, balance of class forces and/or political regimes can be mentioned. The main objective of this thesis is to undertake a critical review of the debates centring on the concept of populism in Latin America as well as in Turkey so as to account for these changes. The predominant tendency in these debates has been to establish a correlation between populist policies and/or import substitution industrialisation strategy. In this study it is argued that, the line of thought which iiitried to analyse the developments in Argentina and Brazil as well as in Turkey from 1929 until the 1980s on the basis of such a correlation does not provide an adequate explanation. Instead, it is proposed that the concept of populism can enhance our understanding to the extent that it is conceived as a hegemonic project. Keywords: Populism, Import Substitution Industrialisation, Hegemonic Projects IV 132
- Published
- 2003
207. Dinar depreminin sosyo-ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisi ve deprem bilincinin geliştirilmesi
- Author
-
Kazanci, Emine Bengü, Gümüş, Nevzat, and Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Socio-economic life ,Earthquake ,Sociology ,Earthquake 1 October 1995 Dinar ,Socio-economic analysis ,Socio-economic situation ,Sosyoloji ,Socio-economic impact ,Socio-economic change ,Afyonkarahisar-Dinar - Abstract
VI ÖZET Depremler, yer yüzünü şekillendiren ve insan yaşantısı üzerinde önemli bir etkisi olan iç kuvvetlerdendir. Dünyada ve Türkiye'de meydana gelmiş olan depremler sonucunda çok sayıda insan ölmüş ve büyük ekonomik kayıplar ortaya çıkmıştır. 1 Ekim 1995 yerel saat ile 17.57'de Afyon'un Dinar ilçesinde orta büyüklükte (Ms=6,0) bir deprem meydana gelmiştir. Deprem 90 kişinin ölümüne, 200 den fazla kişinin yaralanmasına yol açmıştır. Dcprem'de 4340 bina ağır hasar görerek oturulmaz hale gelirken, 3712 bina orta derecede ve 6104 bina hafif derecede hasar görmüştür. Depremin odağı KB-GD doğrultulu Dinar- Çivril fayı üzerinde bulunmaktadır. Bu depremin Doğu Akdeniz'deki dalan Afrika levhası ile üzerleyen Ege levhası arasındaki etkileşimden kaynaklanan gerilimlere bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Dinar, Alp-Akdeniz orojenik kuşağı içinde yer alan 'Göller Bölgesi' kuşağının en aktif kısmıdır. Bundan dolayı bölgede deprem etkinliği yoğundur. Dinar depremi, oluşumu itibariyle göller yöresinin tektonik özelliklerini taşımaktadır. Deprem 55-60 km uzunluğundaki KB-GD doğrultulu Dinar-Çivril fayının 10-15 km'lik kısmında oluşmuştur. Deprem sonrasında kısa süreli de olsa ilçede büyük bir göç yaşanmıştır. Kırkbine varan ilçe nüfusu birkaç gün içinde onbeşbine kadar düşmüştür. Daha sonra afet evlerinin yapımı ile nüfusun büyük bir kısmı geri dönmüştür. Ancak bazı memurlar, emekliler ve birikimi olan esnaf geri dönmemiştir. Bunların yerine köylerden Dinar merkeze göçler artmış ve bu bakımdan sosyo ekonomik açıdan bir gerileme yaşanmıştır. Gerek deprem sonrası göç ile oluşan yeni sosyal doku ve gerekse aynı dokunun içinde bulunmakla beraber değişen komşular, mahalleler, evler (Afet evleri nedeni ile oluşan apartman hayatı) nedeni ile kent halkı, yeni şartlara uymakta zorluk yaşamıştır. Ekonomik bakımdan ilçede büyük zararlar yoktur. Ancak bir süre de olsa ekonomik hayat kesintiye uğramıştır. Bu bakımdan ilçenin depremden ekonomik olarak çok fazla etkilendiği söylenemez. Bunun nedeni Dinar'ın ekonomisinin tarıma dayalı olmasıdır. Yapılan anketten anlaşıldığı üzere, halkın büyük kısmının deprem hakkında bilgiye sahip olduğunu deprem ile ilgili kavramları, depremin oluşumunu bilmektedir. Ancak depreme karşı önlem almak söz konusu olduğunda yeterince duyarlı olmadıklarını, önlem almayı daha çok devlet ve belediye gibi kurumlardan bekledikleri görülmektedir. vıı ABSTRACT Earthquakes are the parts of inner forces which have a great value on the life of human and the shape of the surface. With the result of earthquakes around the world and Turkey many people have died; great economical losses happened. One moderate earthquake took place in Dinar, the province of Afyon, south-west of Turkey, at 5.57 p.m. local time October 1. 1995. In this earthquake 90 people died and more than 200 injured and 4340 buildings heavily, 3712 moderately and 6104 slightly damaged. Epicenter of the earthquake is located on NW-SE trending Dinar-Çivril fault line, its mechanism is linked to the tensional stress field arising from the interaction between the subducting African plate and the overlaying Aegean plate in eastern Mediterranean. The Lakes Region of southwestern Turkey is located in the Alp-Mediterranean orogenic belt, which is a seismically most active part of the Alpine seismic belt Dinar earthquake has the seismotectonic features of the Lakes Region. Field studies showed that a rupture of 10-15 km long occured in the earthquake. This rupture constitutes a 10-15 km long segment of the NW-SE trending Dinar-Çivril fault of 55-60 km in length. There happened a very big deal of temporary migration after the earthquake. The population approaching forty-thousands decreased to fifteen-thousands. After disaster buildings had been built, most of the migrated turned back; however some working or retired or tradesmen who had a buildup did not prefer returning. Instead of that Dinar got migrations from the villages near and that's why it had a recession in social and economical cases. The native had difficulty to ' get used to new situations not only because of new social structure after the quake resulted migrations but also because of the changed streets, houses, neighbourhoods (appartment lives in disaster houses). Actually there was not a big loss in the aspect of economy, it only stopped for a while. That's why, it can not be said that the city was not economically affected by the earthquake. 104
- Published
- 2003
208. Sosyo-ekonomik ilişkiler bağlamında İzmir gecekondularında kimlik yapılanmaları: Karşıyaka-Onur Mahallesi ve Yamanlar Mahallesi örnekleri
- Author
-
Ünverdi, Hayat, Göksu, Sezai, and Şehir Planlama Ana Bilim Dalı
- Subjects
İzmir-Karşıyaka ,Squatters ,Şehircilik ve Bölge Planlama ,Urban and Regional Planning ,Search for identity ,Socio-economic change - Abstract
in ÖZET Bir `değişim` süreci içerisinde bulunuyoruz. Yalnızca gördüklerimiz, yaşadıklarımız değil, tariflerimiz ve anlamlandırma biçimlerimiz de değişti. Ancak hayatımızın her alanını kasıp kavuran ve bizlere herşeyi bir altüst oluş biçiminde gösteren gelişmeleri, tarihsel bir dönüm noktası olarak ele alırken, değişmeyen üretim ilişkileri ve yönü değişse de hep var olan merkez-çevre kutuplaşmalarını gözden kaçırmamak gerekiyor. Çünkü önümüze yeni formlarda sunulmuş olan herşeyin, aslında süreklilik arz eden bir işleyişin uzantısı olduğunu gösteren bu veriler, `Yeni Zamanların da, önceki zamanlara ait bozulma ve dağılmışlıkların yeniden adlandırılmış bir durumu olduğunu anlamamızı sağlıyor. Bu bozulma ve dağılmalar içerisinde çarpıcı bir biçimde artan toplumsal ve mekansal yarılmalar ve`yeni kentsel yoksulluk` olarak kavramsallaştırılan durum ise, kentlerin bugünkü toplumsal ve mekansal yapılanmasını belirleyen sosyo-ekonomik süreçlerin ve bu süreçlere konu olan tüm unsurların, sorgulayıcı bir biçimde ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu çalışma da, son dönemde ön plana çıkan ve çok geniş bir alana işaret eden `Kimlik` temelli kavramsallaştırmaları, böyle bir şüpheci ele alış içerisinde değerlendirmeyi ve bireye, özneye referansla ortaya konan özgürleştirici içeriğinden öte, telafi edici rolü ve araçsal konumu açısından tartışmayı amaçlamaktadır. Böyle bir araçsal rolü. Türkiye'nin özgün koşullan ve yine özgün bir deneyim olarak yaşadığı `gecekondu`nun değişen içeriği bağlanımda tariflemekte ve doğrudan bir örnek alana odaklanarak, somut veriler çerçevesinde çözümlemeye çalışmaktadır. Böylece, Türkiye'de genel olarak `kimlik krizi` nitelemesi ile sorunlu bir alana işaret eden ve çoğunlukla medya aracılığıyla, tüketim kültürünün hizmetine sunulan, buIV oluşumun, küresel etkileşimlerin yanırıra, hangi yerel koşulların etkisi altında, hangi içerikte ortaya çıktığı ve kentsel yapıları nasıl biçimlediği sorularına da yanıt aranmaktadır. Türkiye'nin belki ilk kez dünya ile eş zamanlı olarak yaşadığı bir deneyim olmakla birlikte 1980 sonrası gelişmeler, dünyadaki örneklerinden önemli ölçüde kopan özellikler içermektedir. Öncelikle liberal politikalar aracılığıyla dışa açılmaya çalışan bir azgelişmişlik pratiğinin, henüz tamamlanmamış bir modernite projesi üzerine inşa etmeye çalıştığı bir yeni durum oluşu ile, modernlik ile post-modernlik arasında sıkışıp kalmaktadır. Bu açıdan bir arada kalmışlık deneyimi olarak ortaya çıkmakta, ama aynı zamanda söz konusu arada kalmışlıktan doğan gerilimleri de içerisinde barındırmaktadır. Böyle bir gerilimin en temel göstergesi ise, kentleri çepeçevre kuşatmakta olan ve giderek farklılaşan özellikleri çerçevesinde `arka mahalle` ya da `varoş` gibi dışlayıcı tanımlamalar içerisinde ele alınmaya başlayan `gecekondulardır. Türkiye'nin kentleşme pratiğine 1950'li yıllarla birlikte damgasını vuran bu oluşum, hem kentleşmenin yeni dinamikleri hem de göçün değişen şartlan çerçevesinde, büyük bir dönüşüme uğramış ve bugünkü ilişkiler düzeninin önemli bir elemanı halini almıştır. Özellikle 1980 sonrasındaki liberal ekonomik politikalar, yani rant dağılımındaki yeni politikalar aracılığıyla kentsel kapital piyasasında yaşanan hareketlenme ve giderek şiddeti artan rant savaşları çerçevesinde ortaya çıkan yeni konumu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gerçekleşmiş olan `yoksul göçü` ile daha da belirginlik kazanmıştır. Böylece giderek kentsel ölçekte bozulan dengelerin ve artan `kentsel yoksulluk` un merkezinde yer almaya başlayan söz konusu `göçle oluşmuş yaşama bölgeleri` aynı zamanda yeni yaşama stratejilerinin de üretilme noktaları olarak bambaşka bir içeriğe kavuşmuşlardır. Böyle bir gelişme ise, kentsel yapının varoş ve kent bağlanımda varolan ikili yapısını, çok farklı dinamikler ile temellenen yeni ayrışma biçimlerine dönüştürecek etkiler ortaya çıkarmıştır. Bu çerçevede enformel, marjinal, hukuk dışı, gibi karşıtlıklar içeren her türlü ayrışma biçimi geçerliliğini yitirirken, göçle oluşmuşyaşama bölgelerim toplumsal ve mekansal düzeyde ayrıştıran dayanışma formları da bambaşka içeriklere bürünmüştür. Dolayısıyla her türlü ilişki biçiminin içice geçmeye başladığı bir ortamda, dayanışma ilişkileri de yalnızca aile-akrabalık ve giderek hemşehrilik ile temellenen özelliklerini yitirerek, etnik dinsel ya da politik unsurların belirleyiciliği çerçevesinde yeniden örgütlenmeye, yeni farklılaşmalar ve ayrışma biçimleri ortaya koymaya başlamışlardır. Üstelik söz konusu farklılıklar ve ayrışmalar giderek, yeni post-modern kent imajının ve dolayısıyla tüketim kültürünün de ön plana çıkararak araçsallaştırdığı öğeler halini de almaya başlamışlardır. Böylece tam bir post-modernlik içerisine düşen kentler, bir yandan tek tek bireysel özneler aracılığıyla ön plana çıkan, sayısız çeşitlilikte, birbiri içine geçebilen, zaman içinde değişebilen, esnek kimlik öğeleri, diğer yandan da söz konusu kimlik öğelerini araçsallaştırarak kullanan değişik etnik dinsel ya da siyasi örgütlenmeler ya da popüler tüketim kültürünün sermayeye hizmet eden araçları ile donatılmış yapılar halini almışlardır. Böyle bir gelişmenin en çarpıcı biçimde yaşandığı kent ise `İstanbul` olmuştur. 1980'li yıllarla unutulmaya yüz tutmuş olan bölgesel rolünü yeniden elde etmeye başlayan kent, küreselleşmiş tüketim kalıplarının ve onlara eşlik eden her türlü kültürel akımın ülkeye taşınmasıyla son derece keskin bir kentleşme pratiği yaşamaya başlamıştır. Kendisini hem mekansal, hem de toplumsal düzeydeki kutuplaşmalar ile gözler önüne seren bu pratik, ayakta kalma mücadelesi veren kesimleri, sorgulamaksızın sözkonusu karmaşık ve birbiri içine geçen ilişki ağlarının içerisine çekmiş ve zaman zaman da çatışmalar düzeyine ulaşan ciddi gerilimlere yol açacak olan yapısıyla ön plana çıkarak, çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Ne var ki, böyle özel bir pratiği tüm Türkiye kentleri için genelleştirmek ve tüm kentlerin benzer yarılmalar ve hatta çatışmalar yaşadığı sonucuna ulaşmak mümkün değildir. Çünkü her kent ve dolayısıyla her yerel ortam, değişen şartlar içerisinde yarılmalar ve çelişkiler yaşasa da öncelikle kendi özgün koşullan ve kendi potansiyelleri içerisinde biçimlenmektedir. Nitekim `İzmir` de, yaşamakta olduğu yoğun göç ve gecekondulaşma deneyimi, süreç içerisinde Türkiye'de ortaya çıkmışVI her türlü değişim ve dönüşümlerin etkilenerek değişmiş olan toplumsal ve mekansal mozaiği ile, özgün bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Ancak İstanbul gibi özel bir deneyimden farklı olarak, ülkesel düzeyde daha yaygın bir durumu temsil etmekte ve bu nedenle de belirli bir bağlama otursa da, göçle oluşmuş yaşama bölgelerinin bugünkü yapısını anlamayı sağlayacak önemli ipuçları sağlamaktadır. Dolayısıyla İzmir, Karşıyaka-Onur ve Yamanlar mahallelerine odaklanarak gerçekleştirilen bu çalışma, özgün ve belirli kriterle göre seçilmiş örnek bir alanın analizini yapan ama aynı zamanda da, Türkiye'nin 1980 sonrası kentleşme deneyimlerine ışık tutma ve dolayısıyla başlangıçta ortaya konan sorulara yanıt arama potansiyellerini de içerisinde taşımaktadır. vu ABSTRACT We currently go through an age of `change`. It is not just what we have seen and experienced that has changed dramatically, but also the way we interpret and construe meaning. However, while regarding those developments, which oppress every bit and piece of our lives and are displayed as if all has been turned upside down, all as a historical turning point, it is required to consider the unchanging production relations and though in differing directions, the ever-existing polarization of center-periphery. Because these developments, which indicate that all that has been presented in new forms in fact constitute the extentions of a continuous process, help us to conceive of the `New Times` as a renamed circumstance of destruction and disintegration of the previous times. As for the circumstances conceptualized as the `new urban poverty` and as the social and spatial cleavages that strikingly are increased within the mentioned destruction and disintegration, they indicate that the socio-economical processes and all accompanying issues, which all together determine the current social and spatial structuring of cities, should be approached within a questioning manner. In this study, it is aimed to elaborate those `Identity`-based conceptualizations, which point to a recently-emerging wide field of work, within such a skeptic consideration and to discuss these conceptualizations beyond their emancipating content held out with reference to the subject, that is, in terms of their compensating role and instrumental position. Such an instrumental role is also aimed to be defined in context of the specific conditions of Turkey and the changing content of `squatter` as a similarly specific experience the country goes through and to analyze them within the framework of concrete data focused directly on a case studyVül area. By this way, the answers are sought for the questions to how and within which context such a formation that points to a problematic field in the name of a general description as the `identity crisis` in Turkey and that is put in serve of the consumption culture mostly via media, has emerged under the effect of which local conditions and how they have shaped the urban structures. Although they appear to constitute an experience Turkey has gone through simultaneously with the world for the first time, the post-1980 developments bear such characteristics that differ considerably from those of the world. With a new structuring where the undevelopment practice that tries to get internationalized first via liberal policies constructed upon a yet-unfinished modernity project, it has got stuck in between modernity and postmodernity. In this sense, the emerging practice seems to be of an experience of being caught in between, but it, at the same time, bears such a resistance that have been born out of this position of being in between. The most fundamental indicator of such a resistance are the `squatters'', which besieges the cities and within the framework of their different characteristics, which are considered in terms of exclusion-based definitions like `rear neighbourhoods` or `suburbs`. As it has marked the urbanization practice of Turkey during the 1950s, within the context of both the new dynamics of urbanization and the changing conditions of migration, this formation has gone through considerable shifts and has become a crucial component of the current order of relations. Particularly through the post-1980 liberal economical policies, in other words, the new policies regarding the distribution of rent, its new position emerging within the movements experienced in urban capital market and the struggles for rent that have increasingly gained some intensity, has become further evident due to the `migration of poverty` from the Eastern and Southern-east regions of the country. By this way, those living areas of migration which have taken a central position following the destructed balances on urban scale and the increasing `urban poverty`, have also gained a completely different context as the production points of new living strategies.IX Such a development, on the other hand, has had such impacts as to transform the dual urban structure that exists in the form of suburban and urban contexts into new forms of decomposition based on much different dynamics. Within this framework, whereas all sorts of decomposition that involve informal, marginal, illegal and alike contrasts lose their validity, those forms of solidarity which decompose the migration-based living areas in social and spatial levels have attained a much different context. Thus, within a context where all forms of relations have begun to be intertwined, the solidarity relations have gradually lost their characteristics based on family-relative and increasingly countryman relations and have then begun to be re-structured through the determinability of ethnic, religious or policy-based identity components. Furthermore, in course of time, the differences and decompositions in question have been transformed into such elements that have been set forth and instrumentalized through the new post-modern urban image, and therefore the culture of consumption. By this way, the cities that have found themselves totally within post-modernity, have become such structures that have been equipped with flexible identity elements, which are held out via single individual subjects, can be intertwined, can change in time and which bear a high level of diversity on one hand; those different ethnical, religious or political organizations which make instrumental use of these identity elements, or those elements of the popular culture of consumption which are in serve of the capital on the other. The city, which has gone through such a development process in the most dramatic way, has been `Istanbul`. As a city that has begun to regain its regional role forgotten till titte 1980s, Istanbul has gone through an extremely acute urbanization practice with the arrival of globalized modes of consumption and all sorts of accompanying cultural flows. Embodied in polarizations on both spatial and social grounds and without any questioning, this practice has attracted those groups, who struggle to survive, into the mentioned complex and intertwined network of relations and as this practice has been set forth with such a structure that occasionallyis to cause serious resistances that are reflected on emerging conflicts, it has become the subject matter of various researches held. Nevertheless, it is not possible to generalize this specific practice for all Turkish cities and to conclude by claiming that all cities experience similar breakdowns and even conflicts. Because every city, and therefore every local environment is shaped within its own potentials and own specific conditions* no matter how severe breakdowns and conflicts one may go through within its changing conditions. Accordingly, in `Izmir`, the intense levels of migration and squatter practice of the city constitutes an original case with its social and spatial mosaic that has changed with the effect of all kinds of changes and transformations Turkey has experienced in the course of time. However, different from a special case like Istanbul, it represents a rather widespread experience throughout the country and for this reason, though it is based on a particular context, it provides for such prominent hints that may aid in understanding the current structure of the migration-based living regions. Therefore, with its focus on Karşıyaka - Onur and Yamanlar districts of Izmir, this study not only analyzes a particular case area selected in terms of specifically determined criteria, but also highlights the post- 1980 urbanization practices of Turkey and therefore bears the potential to search for answers to the initially put questions. 417
- Published
- 2002
209. Küreselleşme ve küresel kent kavramı: New York, Londra, İstanbul kentlerindeki ekonomik-sosyal transformasyon sürecinin analizi
- Author
-
Altintaş, Hakan, Gürel, Nalan, and Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
- Subjects
United States of Amerika-New York ,Kamu Yönetimi ,England-London ,Public Administration ,Istanbul ,Globalization ,Global cities ,Socio-economic change ,Transformation - Abstract
527
- Published
- 2002
210. 90’ lı yıllardaki sosyal ve ekonomik değişimlerin Türk sinemasına yansıması (1990-2000)
- Author
-
Karaman, Hakan, Esen, Şükran, İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Radyo Tv Bilim Dalı, and Diğer
- Subjects
Sahne ve Görüntü Sanatları ,Turkish cinema ,Economic change ,Sinema Türk ,İletişim Bilimleri ,Social change ,Communication Sciences ,Cinema ,Socio-economic change ,Socio-economic impact ,Performing and Visual Arts - Abstract
ÖZETTürk sinemasının tarihi gelişme süreci toplumla ilişkileri açısından incelendiğinde, toplum hayatındaki değişmelerin ve bunların getirdiklerinin yansımaları olan bir gelişme çizgisiyle karşılaşılmaktadır. Bu süreç içinde sinemada önemli dönüşümlerin olduğu yaklaşık on yıllık zaman dilimleri, Türkiye'nin toplumsal/siyasal hayatında da önemli değişimlerin ortaya çıktığı dönemlerdir. 1990'lı yıllarda sosyal ve ekonomik değişimleri yansıtması bakımından incelediğimiz son 10 yılın Türk Sineması, ülkenin bugüne kadar yaşamadığı büyük olumsuzlukları belli bir çerçevede yansıtmıştır. Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yapısında yaşanan olumsuzluklar özelikle 90'lı yıllarda geçmiş dönemlerde yaşananlardan farklıdır; bu fark küreselleşme olgusunun dönüştürücü etkisinden kaynaklanmaktadır. Küreselleşen dünyaya çarpık bir şekilde adapte olmaya çalışma Türkiye'yi bugüne dek yaşanmamış zorluklarla karşı karşıya bırakmıştır. Bu durumun Türk Sinemasına yansıması ise üretim ilişkilerinin tamamen değişerek Amerikan film şirketlerinin etkisi altında bir sinema sektörü haline gelinmesidir. Üretim yapısı tamamen değişen Türk Sineması 90'lı yıllarda iki ana damarda ilerlemeye başlamıştır: Amerikan filmleri etkisinde, popüler anlatım kalıpları ve pazarlama tekniklerinin kullanıldığı büyük gişe başarısı yapan filmler ve küçük bütçelerle çekilen, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yapısını yansıtmaya çalışan, hayatın içinden, toplumsal gerçekçi filmler.Küreselleşme, gelir dağılımı bozukluğunun toplum katmanları arasında uçurumlar oluşturması, güvensizlik, mafyatik yapılanmalar, yolsuzluklar, on yıl boyunca Güneydoğu bölgesinde yaşanan düşük yoğunluklu savaşın verdiği maddi-manevi yaralar, kronik hale gelmiş enflasyon, büyük oranda devalüasyonlarla neticelenen ekonomik krizler (1994, 2001) 1990'lı yılların sosyo-ekonomik yapısına bakarken önümüze çıkan gerçeklerdir.1990'larda, yıllık ortalama olarak 10 ila 15 filmin vizyona girdiği Türk Sinemasında, özellikle 10 yılın ortalarından itibaren çekilen filmlerde bu sosyal ve ekonomik yapının yansıması hem popüler filmlerde hem de sorunsal filmlerde kendini belli etmekte, sinemamız yansıtma işlevini yerine getirmektedir. ABSTRACTTHE REFLECTION OF ECONOMIC AND SOCIAL CHANGES, IN THE 90'S, TO TURKISH CINEMA (1990-2000)When the development of Turkish Cinema, together its relationship with society, is examined, the trend of reflection, which has been fed by the changes occurred in social life, could be observed. These social changes of Turkish Cinema, in this trend of reflection, have been showing the similarities with the mile-stone-changes in social and as well as political life. In the last decade, the 90s, Turkish Cinema, generally, had reflected the wrongdoings and negative outlook of Turkish social life that had never happened before. The negative vision of Turkey, in the 90s, differs from the previous decades; this difference emerges from miscomprehending the concept of globalization. Distorted approach of Turkey to globalization has put Turkey into bitter difficulties and challenges. The reflection of this situation has affected Turkey negatively and has forced Turkish Film Industry to remain under control of American Film Companies. Turkish film industry, whose production structure has, totally, changed, started functioning in two main streams: The first stream movies, which are carrying populist approaches, and using professional marketing techniques, have been filmed by under the spiritual impact of American Films and with huge budgets. Whereas, the second stream films, which are trying to reflect social and economic structure of society, have been filmed by so-called patriot adventurers with tight budgets.Turkey's social and economic dynamics had faced, during 90s, economic crises; resulted with high devaluations, corruption, low-density war took place, 10 years-long, in Guneydogu region, chronic high inflation, lack of confidence to recent goverments, the gaps of income distribution for the different levels of society and globalisation.The movies, which had been filmed during 90s, were successful in terms of reflecting the social and economic realities of Turkey with populist and dramatic movies.
- Published
- 2002
211. The Socio-economic path of Turkish migrants
- Author
-
Gençağa Kaya, Nurten, Yavuz, Erdal, and Diğer
- Subjects
International migration ,Socio-economic developments ,Migrations ,Economics ,Emigrants ,Germany ,Turkish-German relations ,Abroad ,Turkish diaspora ,Ekonomi ,Socio-economic change ,Workers - Abstract
ALMANYA'DAKI TÜRK GÖÇMENLERİN SOSYO-EKONOMIK GELİŞİMİ Gençağa-Kaya, Nurten Master, Ekonomi Bölümü Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Erdal Yavuz Nisan 2002, 110 sayfa Türkiyeli işçilerin Almanya'ya göçü tarihi bütün olarak hem Almanya hem de Türkiye'yi etkilemektedir. En fazla ise Türkiyeli göçmenlerin kendisini etkileyen, kedisine özgü bir süreçtir. 1960'larda başlayan ve bir sona ermemiş olan bu tarih, en başta Almanya' daki ve giderek daha az Türkiye'deki sosyo-ekonomik gelişmelere bağlı olarak değişmeye devam etmektedir. Bu tarihsel yaklaşım içinde bu tez, Almanya'ya Türk göçünün evrelerini kuşaklar çerçevesinde incelemektedir. Kuşaklar ayrımıyla konuyu inceleme bir master tezinin kapsamı için daha ayrıntı gerektiren, dolayısıyla geniş bir hacimde incelemeyi zorunlu kılan, zaman dilimlerine göre incelemeden daha uygun bir yoldu. Ancak bu yol ise ikinci ve üçüncü kuşaklara özgü ayrı istatistiklerin bulunmayışı nedeniyle handikaplara sahip bir yoldu. Bu nedenle, 2. ve 3. kuşağı birlikte inceledim ve zaman zaman belirli istatistiklerde bu kuşaklara ilişkin ayrı verilere ve sonuçlara da ulaşabildim. Örneğin, Almanya' daki Türk girişimcilerin yaş dağılımını gösteren istatistiklerden, en büyük grubun 30-40 yaş diliminde olduğunu ve bu grubun da 1960'larda Almanya'da doğmuş ya da küçük yaşlarda gelmiş ikinci kuşağı ifade ettiğini kaydederek, ikinci kuşakta girişimcilik oranının yüksek olduğu sonucuna varabildim. Bir toplumdan başka bir yabancı topluma göçü de içermek zorunda kalmış göçmen kuşakları konusu, genel kuşaklar konusundan daha karmaşık ve bir o kadar da ilginç bir inceleme konusu. Bu anlamda, Almanya' daki birinci kuşak göçmen Türk işçilerinin hangi sosyo-ekonomik özelliklere sahip olduğunu, ikinci ve üçüncü kuşağın hangi koşullar altında yetiştiğini ve bu yolla Almanya' daki Türkiyeli göçmenin sosyo-ekonomik gelişimini incelemeyi amaçladım. Almanya' daki Türkiyeli generasyonların sorun ve değişim potansiyellerini Alman yasaldüzenlemeleri içinde bulmaya çalışıp, göç tarihi boyunca değişen Alman göç politikalarını aktarmaya çalıştım. Anahtar Kelimeler: Almanya' daki Türk göçmenler Ill ABSTRACT THE SOCIO-ECONOMIC PATH OF TURKISH MIGRANTS IN GERMANY Gençağa-Kaya, Nurten M. S., Department of Economics Supervisor: Doc. Dr. Erdal Yavuz April 2002, 110 pages The Migration history of Turkish workers in Germany as a whole has affected both German and Turkish Societies. Rather than that, this process has a particular path for the Turkish Migrants themselves. This history which began in the 1960s does not end and continues to change according to developments, most importantly in Germany and secondly in the Turkish socio-economic structure. In this historical context, this thesis analyses the main characteristics of the Turkish migration periods in a generations` framework. Analyzing with `generations` category rather than the time periodization was more suitable for a master's thesis scope. However, it has handicaps especially in terms of the second and third Turkish generations in Germany, there were not precise statistics available. Therefore, I analyzed the second and third generations together and could sometimes collect results belonging to second or third generation from certain time series, like the distribution of the Turkish self-employed according to age. It could be seen that the highest proportion belongs to the second generation who are in the 30-40 age group. The generations who descend from a migration process are more complex and of course constitute a more interesting subject to study. I aimed to answer the question; what kind of socio-economic features belong to the first Turkish migrant generation and under what conditions did the second and third generations grow up. I attempted to find the problems and improvements potential of generations in German legislative system and remark the changes related to different German migration policies changed through time. Keywords: Turkish Migrants, labor, Germany 110
- Published
- 2002
212. Gediz'in sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısında değişim
- Author
-
Kulali, Mehmet, Yıldız, Recep, and Diğer
- Subjects
Sociology ,Social structure ,Socio-cultural change ,Change ,Sosyoloji ,Kütahya-Gediz ,Socio-economic change - Abstract
ÖZET Sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yapıda görülen değişim, bütün toplumları yakından ilgilendiren ve aynı zamanda sosyolojinin inceleme alanlarından birisini oluşturmaktadır. Bu anlamda geleneksel toplum yapısına sahip Gediz'de aile, kültür, ekonomi ve din gibi sosyal kurumlarda değişim yaşandığı ve bunun sosyal yapıyı etkilediği görülmektedir. Özellikle daralan istihdam alanları ve tarımsal alanların yetersizliği, Gediz ekonomisinin kalkınma imkanlarını sorgulamayı gerekli kılmaktadır. Bu doğrultuda ilçenin sosyo-kültürel yapısındaki değişim, geleneklerden yavaş da olsa uzaklaşmayı, çağın gereklerine göre düzenlemeyi beraberinde getirmektedir. VI ABSTRACT Changing seen in the socio-cultural and socio-economical structures concerns closely to all societies, as well as it forms one of the study areas of Sociology. In this respect, it's seen in Gediz which has a traditional structure that changing has been lived in social associations such as family, culture, economy and religion and this has effected the social structure. Especially, scanty in employment areas and insufficiency of agricultural areas need to interrogate the development opportunities of Gediz economy. In this respect, changing in the socio-cultural structure of the town puts forward going away from the traditions slowly and it brings the arrangements according to the present period. 153
- Published
- 2002
213. Religious and soci-economic transformation of Turkey: The case of the MÜSİAD (The independent industrialist and businessmen's association)
- Author
-
Özdemir, Şennur, Ayata, Sencer, and Diğer
- Subjects
Socio-economic transformation ,Public Administration ,Turkey ,Economics ,Change ,Associations ,Entrepreneurs ,Islam ,Socio-economic change ,Kamu Yönetimi ,Sociology ,Independent Industrialist and Businessmen?s Association ,Islamic economy ,Ekonomi ,Sosyoloji - Abstract
oz Türkiye'de Ekonomik ve Dinsel Dönüşüm: MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Örneği. Şennur Özdemir Doktora, Sosyoloji Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Sencer Ayata Ekim 2001, 319 pages Bu çalışmada, Türkiye'nin sosyo-ekonomik ve dinsel dönüşümü MÜSİAD örneği bağlamında irdelenmiştir. Ekonomik ve dinsel-kültürel alanlar, bu örnek bağlamında genellikle düşünüldüğünün aksine birbiriyle alakasız veya birbirine zıt değil, birbirini tamamlayan alanlar olarak ele alınmıştır. MÜSİAD yeni bir işadamı örgütlenmesi ve İslami kimliğe sahip bir sivil oluşum olarak, diğer dinsel oluşumlardan farklı özellikleriyle -salt dinsel amaçlı olmayışıyla- Türk iktisadi ve siyasi yaşamındaki yerini almış durumdadır. MÜSİAD'ın yukarıda belirtilen özellikleri, bu çalışmayı, dini bir oluşumu politik olmayan bir perspektiften çalışıldığı Türkiye'de yapılan az sayıda,çalışma araşma sokmuştur. Çalışmada kulllanılan ana teknik, anlamacı metodolojiye -hermenetic- temel sağlayan derinlemesine görüşme tekniğidir. Bunlar, Ankara, Konya ve İstanbul'daki toplam 55 MÜSİAD 'lı işadamlarıyla yapılan derinlemesine görüşme kayıtlan ve diğer alan çalışması notlarından ibarettir. Bunlara ilave olarak, MÜSİAD yayınlarından da olabildiğince geniş biçimde yararlanılmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, Türkiye'deki mevcut gelişmeler temelindeki dinsel ve sosyo-ekonomik süreçlerin analiz edildiği iki ana bölümden oluşmaktadır; ilkinde asıl olarak kültürel-mental süreçler olarak dinsel dönüşüm, ikinci bölümde ise modern sınıf formasyonu biçiminde ve modern/yeni iktisadi etkinlik biçimlerinin yaygınlaşması olarak deneyimlenenen bir sosyo ekonomik dönüşüm sözkonusudur. Bir oluşum olarak MÜSİAD'ın sahip olduğu 'iktisadi'lik özelliği nedeniyle her iki bölümde yapılan analizler (dinsel) dönüşümün ekonomik boyutlarıyla sınırlandırılmıştır. Bu aynı zamanda MÜSİAD'ın bir moral öncü olarak alınmak suretiyle, ilk bölümün 'Müslüman Çalışma Etiğinin Dönüşümü' olarak örgütlenmesinin de nedenidir. Böylece, bu çalışmada bir orta smıf girişimci grup temsilcisi olarak MÜSİAD'ın geniş Müslüman grupları, 'İslami Cihat'm' biçimlendirdiği sosyo-ekonomik yapılanmadan 'İktisadi Cihat' zihniyetine bağlı bir yeni sosyo-ekonomik sisteme yönlendirdiği savunulmaktadır. Bu bölümde analiz edilen temel tartışma konularından bir diğeri de devlet, demokrasi ve halk gibi temel politik kavramlar etrafında oluşturulmuştur. Bu tartışma için, MÜSIAD gibi İslami gruplar bağlamında sadece MÜSİAD'dan sağlanan bilgiler değil ama bu konuda oluşturulmuş yeni literatür de kullanılmıştır. Genelde İslam dinini özelde de İslam ülkelerini modern devlet ve demokrasi gibi kavramların dışında düşünen yaygın literatüre karşı bu çalışmada tarihsel ve sosyo ekonomik süreçlerin vurgulandığı alternatif bakış açısı benimsenmektedir. Bu bölümde yapılan üçüncü bir tartışma da, varsayıldığının aksine gerek İslamcı hareket içindeki konumlan gerekse de Türkiye'nin modernleşme süreci içindeki yerleri bakımından dinamik bir grup olarak karşımıza çıkan Müslüman kadınlar bağlanımdadır. Türk toplumunun genel dönüşümü içinde MÜSİAD'ın ve dinsel modernizasyonun rolünü analiz etmeyi amaçlayan ikinci bölüm belli başlı iki tema etrafında örülmüştür: 1) globalizasyon kavramı: Kısa ve uzun vadeler açısından MÜSİAD'ın iktisat ve toplum sahnesine çıkmasında artan iç ve dış pazarların önemi ve globalizasyon sürecinin kışkırttığı modernizasyona koşut çok kültürlülük. Böylece İslam dini ulusal ve uluslararası ortamlarda engelleyici değil olanak sağlayıcı ve daraltıcı değil genişletici bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. 2) girişimcilik ve orta sınıflaşma: Bu çalışmanın temel tezine göre modernleşme sürecinde İslami grupların bu kategoriler çerçevesinde anlamlı bir analizi mümkündür. Bu gruplar vıMÜSİAD'ın küçük ve orta ölçekli işletmelere dayalı grupları içeren bir örgütlenme olması nedeniyle özellikle bu açılardan analiz edilmiştir. Son olarak, orta smıf olgusuyla modern work erik arasındaki batı bağlamındaki ilişki bu çalışma açısından bu bağlantıyı daha da önemli kılmaktadır. Anahtar Kelimeler: İslam, İslami Ekonomi, Protestan Etik, Müslüman İşadamları, İş Ahlakı, İslami İş Ahlakının Dönüşümü, Orta Sınıflaşan Müslüman İşadamlarına Örnek olarak MÜSİAD, Moral Bir Öncü Grup Olarak MÜSİAD, İslam ve Sınıf, Girişimcilik ve İslami Ekonomi. vıı ABSTRACT Religious and Socio-Economic Transformation of Turkey: the Case of the MÜSİAD (The Independent Industrialists and Businessmen's Association) Şennur Özdemir Ph.D., Department of Sociology Supervisor: Prof. Dr. Sencer Ayata December 2001, 319 pages This study examines socio-economic and religious transformation of Turkey in the context of the MÜSIAD. These two realms - economic and cultural-religious- have been analysed as compatible in this context on the contrary to the conventional -or rather generally accepted idea that has taken this relationship as contradictory if not irrelevant. MÜSİAD has been placed in the modern Turkish socio-economic and political life, as a newly founded businessmen association and as a different - religious activities are not their only aims- civil organisation with an Islamic identity. These peculiarities made this study as one of the few studies on religion in Turkey with not a politically studied one. The main technique of this study is in-depth interviews that are used to base interpretative methodology -hermeneutic. These were 55 in-depth interviews made by MÜSİAD members in Ankara, Konya and Istanbul, and other notes that have been taken during the three-mouth lasted fieldwork. This study has two main chapters analysing the total modernization process of religious and socio-economic processes on the base of contemporary developments. mThe first one is basically included the religious transformation as cultural and mental processes, while the other is socio-economic transformation as a form of modern class formation, and in the form of expansion of the modern/new entrepreneural activities. Since MÜSİAD is an economic foundation both chapters focus on the economic dimensions of the (religious) transformation. This is also why, first chapter mainly organized as a form of a 'transformation of the Muslim work ethic' by taking MÜSİAD as a moral avanguard. Therefore, this study argues that MÜSİAD as a middle class entrepreneurial group has directed Muslim community from 'Islamic' to an 'Economic Jihad'. This chapter also includes a discussion around the new position for the Islamic religion in terms of the political concepts such as state, democracy, and people including a rich alternative literature proposing a 'historically constructed' alternative view on these concepts against the generally accepted literature with a negative view towards Islamic religion in general and Islamic countries in particular. A third discussion has been made in the context of Muslim women by taking this group as a dynamic group both in terms of in the general transformation of Turkish society and within the Islamic movement itself. The second chapter analysing the role of MÜSİAD in the total transformation of the Turkish society underlines the two subjects: 1) the concept of globalisation: a dynamic creating markets and cultural pluralities together with an expansion of modern processes; helping Islam to have more ties in the international realm 2) Concepts of entrepreneurship and middle class formation: According to the main argument of this study Islamic groups in the process of the religious transformation these two categories can be understood wit these two categories; these groups are especially analysed in this respect since MÜSİAD as a businessmen organisation has a small and middle scale businessmen profile. Lastly, relationship between the phenomena of middle class and modern work ethic in the western context made this connection much more relevant to our analysis. Keywords: Islam, Islamic Economy, Protestant Ethic, Muslim Businessmen, Work Ethic, Transformation of Muslim Work Ethic, MÜSİAD as a Middle Strata, MÜSIAD as a Moral Avanguard, Islam and Class, Entrepreneurship and Islamic Economy. IV 319
- Published
- 2001
214. The Shifting socio-economic status of teaching profession: The teachers in Eskişehir
- Author
-
Boyaci, Adnan, Kalaycıoğlu, Hediye Sibel, and Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Education sociology ,Eskişehir ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Occupational level ,Teachers ,Social activity ,Sosyoloji ,Socio-economic change - Abstract
oz ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN DEĞİŞEN SOSYO-EKONOMİK STATÜSÜ : EKİŞEHİRDEKİ ÖĞRETMENLER Boyacı, Adnan Yüksük Lisans, Sosyoloji Bölümü Tez Yöneticisi : Assist. Prof. Dr. H. Sibel KALAYCIOĞLU Şubat 1999, 164 sayfa Bu çalışma Türkiye'nin sosyal, ekonomik ve politik gelişimi dahilinde öğretmenlik mesleğinin değişen sosyo-ekonomik statüsünü ve profesyonelleşme sürecinin incelenmesine dönük bir çabadır. İlk olarak, Öğretmenlik mesleğinin Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinde analizleri yapılmıştır daha sonra 396 ilkokul, 1 87 lise öğretmenini içeren bir alan çalışması Eskişehir ilinde yürütülmüştür. Alan çalışmasında öğretmenlerin şu anki durumları, sosyal kökenleri ve öğretmenlik mesleği hakkındaki görüşleri bu gün ve geleceğe dönük olarak araştırılmıştır. Öğretmenlerin sosyal harekettik ve fırsat eşitliğine dönük içinde bulundukları yapılan inceleyebilmek için iki kuşak geriye gidilmiştir. Araştırmanın temel sonuçlarından ilki öğretmenliğin çoğunluk için, özellikle lise öğretmenleri için, bir mesleği temsil etmediği, bunun ötesinde yaşamlarım kazanmak için kolayca edinebilecekleri bir iş olduğudur. İkinci olaraköğretmenlik yüksek prestijli önemli bir meslek olarak değerlendirilmemektedir. Üçüncü olarak, ilkokul öğretmenleri için ailelerinin ekonomik sınırlılıkları içerisinde elde edebilecekleri en yüksek dereceli başarıyı temsil eden bir iştir. Öte yandan lise öğretmenleri için daha yüksek prestijli bir iş öncesi bir geçiş pozisyonudur. Kır-kent ve cinsiyete farklarının yam sıra özel kurslara gidip gitmemeye bağlı olan üniversite eğitimine sahip olma konusundaki eşitsizlik nedeniyle öğretmenler meritocratic bir basandan faydalanamamaktadırlar. Anahtar kelimeler ; öğretmenler, sosyal hareketlilik, (Türkiye'deki öğretmenlerin) sosyo-ekonomik temelleri, eğitim sosyolojisi VI ABSTRACT THE SHIFTING SOCIO-ECONOMIC STATUS OF TEACHING PROFESSION; THE TEACHERS IN ESKİŞEHİR Boyacı, Adnan M.S., Department of Sociology Supervisor: Assist. Prof. Dr. H. Sibel KALAYCIO?LU February 1999, 164 pages This study is an attempt to examine the shifts in the socio-economic status and the process of professionalisation of teachers within social, economic and political developments of Turkey. Firstly an analysis of the teaching profession in Ottoman and Republican Turkey is made, then a field study with 396 primary and 187 high school teachers is carried out in Eskişehir. In the field study the present conditions social origins and the opinions of the teachers about the teaching profession at present and in future is investigated. In order to study the pattern of mobility and opportunity structure of teachers, information going back to two generations is used. Main conclusions of the analysis are firstly, teaching does not represent a profession for the most, especially for the high school teachers, but rather an easily accessible job to earn a living. Secondly, teaching is not evaluated as a msignificant profession with high prestige. Thirdly, for the primary school teachers, it is a job, which represents their maximum possible achievement regarding their families' economic limitations. On the other hand, for the high school teachers, it is a transitory position before getting a more prestigious bob. Lastly, the teachers can not benefit from a meritocratic achievement due to rural-urban and gender differences as well as the unequal access to university education depending on benefiting from private courses or not. Key words; teachers, social mobility, socio-economic background (of teachers in Turkey), sociology of education IV 164
- Published
- 1999
215. Çankırı/Şabanözü/Karaören köyünde kente göçün etkisiyle aile ve ekonomi ile ilgili değer ve tutumlardaki değişmelerin halk bilimi açısından incelenmesi
- Author
-
Kara, Çiğdem, Erden, Attila, and Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Economic effect ,Migrations ,Çankırı-Şabanözü-Karaören ,Internal migrations ,Family ,Change ,Halk Bilimi (Folklor) ,Sosyoloji ,Folklore ,Socio-economic change - Abstract
421 ÖZET Bu çalışmada değerlerle tutumların kapsamı ve ölçümleriyle ilgili görüşler incelendikten sonra; 1960'lardan itibaren iç ve dış göçten etkilenen Karaören köyündeki insanların aile ve ekonomiyle ilgili değerleriyle tutumları; iç göçün bu değer ve tutumlar üzerindeki etkisi de göz önüne alınarak halk bilimi açısından incelenip yommlanmıştır. Üç ana bölümden oluşan tez çalışmasının ilk bölümünde değer ve tutumlann kapsamı, geliştirilmesi, değişmeleri, ölçümü ve ölçümlerinde karşılaşılan güçlükler tartışılmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde öncelikle alan araştırmasında kullanılan teknikler açıklanmıştır. Bu bölümün ikinci kısmında ise, tezin alan araştırmasının gerçekleştirildiği Karaören köyü tanıtılmıştır. Tanıtımda, toplumsal yapılanma, alt yapı ve mimari özellikler ışığında köyde yaşayan insanların sahip oldukları bazı toplumsal değer ve tutumlar belirlenmiştir. Üçüncü bölümde aile ve ekonomiyle ilgili değerlerle tutumlar ve iç göçün, söz konusu değerlerle tutumlar üzerindeki etkisi tartışılmıştır. Elde edilen bilgilerin değerlendirilmesinde; Karaören köyünde ailevim, toplumu oluşturup devam etmesini sağlayan en önemli toplumsal kurum olduğu; cinsiyetçiliğe ve gelir kaynaklarına bağlı olarak insanların ailedeki rollerinin, göçe katılma biçimlerinin, ücretli işlerde çalışmalarının ve çalışma sürelerinin belirlendiği ortaya çıkmıştır. Çevre ve daha uzak il ve ilçelerle ulaşım sorunu olmayan, gelir düzeyi oldukça yüksek bir emekliler köyü görünümündeki Karaören' de geleneksel toplum yapısıyla ilgili değerlerle tutumlarda yavaş422 ilerleyen bir değişme sürecinin yaşandığı; köyün yapılanmasında ve insanların yaşamlarının her alanında pek çok teknolojik yeniliğin bilinçli olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. 423 ABSTRACT In this study, various views and thoughts over the scope and the measurements of values and attitudes are scrutinized; and in the lights of these ideas, the values and the attitudes concerning with household and economical relations of the people of Karaören village those affected by migration and immigration are interpreted from a folkloric perspective. The thesis consists of three main parts: In the first part, the scope, the improvement and the variation of the values and the attitudes are discussed, and also measurement and the difficulties of the measurement of those values and attitudes are considered. In the second part, the techniques used in the case study of the thesis are explained; and then, Karaören village which is the scope of the case study is introduced with an extensive presentation of sociological body, substructural and architectural traits of the village, some sociological values and attitudes of the villages people are released. Third part discusses the values and attitudes in terms of household and economical relations; and aslo states the effects of immigration on the those values and attitudes which have been already considered in the first part. In the following subchapters of the third part, the data from the village are processed. According to this, it has been found that family is the most important sociological body which constitutes the continuity of society in Karaören village. And also it has been observed that household roles, the forms of immigration424 and working in a seasonal job, and the working periods depend on the sexual politics and sources of income in the village. It seems that Karaören village has no transportation problems to have an opportunity to contact with other settlement, and that there are some regular and high income sources in the village through retirement salaries and seasonal jobs. And besides, many technological innovation are used immediately and consciously by the Karaören people. But, in contras to these all, it has been observed that the values and attitudes of the traditional social body of Karaören village have a gradual change process. 479
- Published
- 1999
216. Sosyo-ekonomik değişim sürecindeki Türkiye'nin kent uygarlığı ile dönüşmüş Avrupa Birliği'ne üyelik süreci
- Author
-
Yildiz, Nevzat, Melen, Mithat, and Diğer
- Subjects
Urban life ,Turkey ,Sociology ,Urbanization ,Modernism ,European Union ,Sosyoloji ,Socio-economic change ,Transformation - Abstract
37
- Published
- 1998
217. Türkiye'de sosyo-ekonomik göstergelerin değişimi ve günlük gazete tirajları ile ilişkisi (1970-1997)
- Author
-
Eraslan, Pinar, Uras, T. Güngör, and Diğer
- Subjects
Press ,Circulation ,Gazetecilik ,Journalism ,Newspapers ,Socio-economic change - Abstract
193
- Published
- 1998
218. A Sociological analysis of stock markets in developing countries: The case of İMKB
- Author
-
Demirci, Hikmet, Kayhan, Mutlu, and Diğer
- Subjects
Sociology ,Economic development ,İstanbul Stock Exchange ,Adjustment ,Stock exchange ,Sosyoloji ,Socio-economic change ,Developing countries - Abstract
oz KALKINMAKTA OLAN ÜLKELERDE HİSSE SENEDİ BORSALARININ SOSYOLOJİK BİR ANALİZİ: İMKB ÖRNE?İ Demirci, Hikmet Yüksek Lisans, Sosyoloji Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Kayhan Mutlu Ağustos 1996, 76 pages Bu tezin esas amacı, ilk önce Batılı sanayileşmenin tedrici süreçlerinde gelişmiş hisse senedi borsaları pratik örneğini almak suretiyle, farklı sosyo-kültürel matrislerde ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış anahtar sosyo-ekonomik kurumların yeterince anlaşılabilmesi için eleştirel bir temel oluşturabilmektir. Çalışma, bazı empirik gözlemler ve ilintili pratik materyallerin ışığında, Batıdaki kurumsallaşmış borsaların yapışım, genellikle sıkıştırılmış kalkınma modellerini takip eden ve çok hızlı bir şekilde değişen ülkelerin bünyesinde daha sonradan ortaya çıkmış gelişmekte olan borsalarla kıyaslamaya çalışacaktır. Adaptasyon problemleriyle birlikte, piyasa sapmaları ve çok sık oluşan çöküşlerin gözlemlenmesi sonucunda, temel tezimiz, hızlı bir şekilde değişen geleneksel ortamların kendi sosyal-tarihsel matrislerinden çıkarılmamış yeni iktisadi kurumlarm felsefesi ve uygulanma biçimlerine pekâlâ tepki gösterebileceğidir. Çok güçlü bir şekilde kültürel ikilemlere maruz kalan bu tip geleneksel veya yarı- geleneksel toplumlardaki Batı-tipi yatırım ortamlarına karşı gelişen sosyal ve psikolojik bariyerler veya akabinden gelen sosyal huzursuzluklar; çok yoğun bir şekilde gözlenen volatilite, spekülasyon ve içerden bilgi ticareti olaylarının kökenleri; kalkınmakta olan ülkelerdeki yatırımcıların 'nevrotik' davranışları ve piyasa anomalileri bu çalışmadaki temel argümanların destekleyici noktalan olacaktır. Anahtar Kelimeler: sosyo-ekonomik değişim, kalkınmakta olan ülkeler, borsalar, iktisadi kalkınmada adaptasyon problemleri, kültürel ikilikler, spekülasyon, manipülasyon, piyasa anomalileri iv ABSTRACT A SOCIOLOGICAL ANALYSIS OF STOCK MARKETS IN DEVELOPING COUNTRIES: THE CASE OF İMKB Demirci, Hikmet M.S., Department of Sociology Supervisor: Prof. Dr. Kayhan Mutlu August 1996, 76 pages Main object of this thesis is to construct a critical basis for the coherent understanding of key socio-economic institutions emerged and flourished in different social-cultural matrices through taking the practical example of stock markets developed firstly in the gradual process of Western industrialization. The study will, on the basis of some empirical observations and related down-to-earth materials, compare the structure of institutionalized stock exchanges in the West with that of emerging exchanges, that were created thereafter in rapidly changing countries tracing squeezed development models. Observing the market deviances and frequent collapses together with the adaptation problems, my main argument is that rapidly changing traditional environments may well react to the philosophy and the practice of novel economic institutions that are not derived or generated from their social-historical matrices. Social-psychological barriers to a Western-style investment environment in such traditional or semi-traditional societies strongly experiencing cultural dualisms; and the subsequent social distresses; the reasons of intense volatility, speculation and insider trading activities, and the 'neurotic' behaviours of investors in developing countries and the market anomalies are the main supporting points of the arguments of this study. Keywords: social and economic change, developing countries, stock exchanges, adaptation problems in economic development, cultural dualisms, speculation, manipulation, market anomalies m 76
- Published
- 1996
219. Yöre kültürü değişmesinin halk bilimi bakımından değerlendirilmesi Örnek bölge: Isparta ili Eğirdir ilçesi
- Author
-
Akkaya, Ş. Ayşe, Gözaydın, Nevzat, and Diğer
- Subjects
Socio-cultural change ,Social change ,Localism ,Socio-cultural structure ,Isparta-Eğirdir ,Socio-economic structure ,Halk Bilimi (Folklor) ,Folklore ,Socio-economic change - Abstract
SUMMARY AKKAYA.Ayşe: A FOLKLORIC EVALUATION OF CULTURAL VARIATIONS IN A DISTRICTION SAMPLE: Eğirdir county of İsparta. (AdvisorsNevzat GÖZAYDIN) Thesis of MA, 635 pages The mobility(development-variation-conf lict ) in social (culturel ) structure of the sample Eğirdir county and its villages was studied by analysing the Folkloric Findings which are about a 50 years period of time. The two years were spent in the Field study by giving great emphasis to the opinion of reference people, specific derivations from the FOLKLORIC LITERATURE has also been mentioned. The traditions in social relation which have been existed up to nowwere also determined. By regarding the norms of the distriction as a whole unit.it was anlysed the direction and the meaning of the variationsrelated to the socio-economic Functions. General hypotheses on Turkey were produced by evaluating the districtive believes. The confirmation or rejection of cultural mobility among people, its validity and effectiveness in traditions were presented as a step for scientific explanations by analysing the traditional social structure in Eğirdir and its surrounding villages : their believes, applications, the creati vity in Folk thought, some specific districtive features (ecological-traditional-religious-economic) and by making a documentary study from 1930 to 1995. When the Findings are studied in a combination of a whole cultural unity, the most distinctive Features were selected by placing the Folkloric elements into the interac tion with cultural unity and it was resulted. Ankara/1996 #^ &'- 433
- Published
- 1996
220. The health of the aged in India
- Author
-
Jones, D. W, Douglas, R. M, Caldwell, J. C., D'Souza, Rennie, Reddy, Prasuna, Jones, D. W, Douglas, R. M, Caldwell, J. C., D'Souza, Rennie, and Reddy, Prasuna
- Abstract
Because of declining fertility, the proportion of the aged in the Indian population has risen. Although the rise has been modest, as shown by an increase in the population over 60 years of age from 5.5 to 7.0 per cent between 1951 and 1995, by the latter date, India’s experience with 65 million people of this age is unusual. The paper employs data on persons 65+ years of age drawn from the 42nd Round of the National Sample Survey, and for the analysis subdivides them into three age groups, 60-64, 65-69 and 70+. It is shown that, among population over 60 years of age, 10 per cent suffer from impaired physical mobility and 10 per cent are hospitalized at any given time, both proportions rising with increasing age. Of the population over 70 years of age, more than 50 per cent suffer from one or more chronic conditions. The very limited support provided to the old by goverment is brought out by the fact that even in Karnataka, one of the states with the most generous provision, only 15 per cent of persons over 65 years of age receive any type of pension.
- Published
- 1996
221. The African population growth and development conundrum
- Author
-
Jones, G. W, Douglas, R. M, Caldwell, J. C., D'Souza, Rennie, Ohadike, Patrick O, Jones, G. W, Douglas, R. M, Caldwell, J. C., D'Souza, Rennie, and Ohadike, Patrick O
- Abstract
Not supplied
- Published
- 1996
222. The Role of the state in the process of socioeconomic transformation: The Hungarian case
- Author
-
Dalkir, Nefise Ece, Kavala, Ayşe Hale, and Diğer
- Subjects
Hungary ,Reform movements ,Economics ,Market economy ,Socialism ,Ekonomi ,Socio-economic change - Abstract
ÖZET Bu tez, sosyoekonomik dönüşüm sürecinde devletin önemini vurgulayan bir bakış açısıyla, Macar reform süreci üzerine yapılmış bir çalışmadır. Bu çalışmanın teorik temelini 1930 ve 1980'lerde piyasa sosyalizmi üzerine yapılan tartışmalar oluşturmaktadır. Tezde, bu tartışmalardan ortaya çıkan anlayışlar baz alınarak, Macar reform girişiminde karşılaşılan zorlukların genellikle devletin bir piyasa ekonomisinin uygun kurumlarının kurulmasında gerekli idareyi gösterememesinden kaynaklandığı fikri tartışılmaktadır. ABSTRACT This thesis presents a study of the Hungarian reform process with a view to highlight the significance of the role of the state in the process of socioeconomic transformation. The debates on market-socialism of the 1930s and 1980s form the theoretical background of this study. On the basis of the insights derived from these debates, the thesis argues that the difficulties of the Hungarian reform experience largely stem from the failure of the state to successfully perform the necessary role of guidance in the establishment of the appropriate institutions of a market economy. 90
- Published
- 1994
223. Drug Diffusion and Social Change: The Illusion about a Formal Social Control
- Author
-
Solivetti, Luigi Maria
- Subjects
social control ,socio-economic change ,addiction - Published
- 1994
224. Overweight, Obesity and Socio-economic Change among Tangkhul Naga Tribal Women of Manipur, North East India
- Author
-
Mungreiphy, N.K. and Kapoor, Satwanti
- Published
- 2008
- Full Text
- View/download PDF
225. Bazı kişisel, sosyo-ekonomik ve kültürel değişkenlerin lise öğrencilerinin uyum alanları ve uyum yöntemlerine etkisi
- Author
-
Kurç, Güzin, Kılıçcı, Yadigar, and Diğer
- Subjects
Psikoloji ,Economic change ,Adjustment ,Socio-economic factors ,Social change ,Psychology ,Adjustment level ,High schools students ,Socio-economic change ,Socio-economic impact - Abstract
Bu araştırmada, lise öğrencilerinin uyum alanları ve uyum yöntemlerini etkileme olasılığı bulunan bazı değişkenler ele alınmış; bu değişkenlerin uyum alanları ve uyum yöntemlerinden hangileri üze rinde etkili olduğunu belirlemek amacıyla yirmi sekiz denence test edilmiştir. Araştırmada öğrencilerin uyum alanları ve uyum yöntemleri, özoğlu` (1980) tarafından Türkçe'ye çevrilen, Minnesota Psikolojik Danışma Envanteri ile ölçülmüştür. Araştırmacı tarafından geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan, Minnesota Psiko lojik Danışma Envanteri, uyum alanları olarak aile ilişkileri, sosyal ilişkiler ve çoşkusal dengelilik; uyum yöntemleri olarak da uyma, gerçeğe uyum, duygusal durum ve liderlik özellikleri belirlemeye yönelik 355 maddeden oluşmaktadır. Araştırma, 1986-1987 öğretim yılında Ankara il merkezindeki resmî liselerin birinci ve üçüncü sınıflarından alt, orta ve üst sosyo-ekonomik ayrımı yansıtacak şekilde seçilen 972 öğren ci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Lise öğrencileri, araştırmada ele alınan bağımsız değişkenlere-cinsiyet, sınıf düzeyi, yaşamlarının çoğunu geçirdikleri yerleşim merkezi ve sosyo-ekonomik düzey- göre ayrılmış; her bir alt ölçekten elde edilen veriler `t` testi ve tek yönlü varyans analizi ile çözümlenmiştir. Tek yönlü varyans analizinde gözlenen farklar `t` testi ile test edilmiş ve en az.05 önem düzeyi benimsenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular, özetle aşağıda sıralanmıştır :1. Lise öğrencilerinin cinsiyete göre uyum alanları ve uyum yöntemleri incelendiğinde, erkek ve kız öğrenciler arasında aile ilişkileri, sosyal ilişkiler, gerçeğe uyum ve liderlik davranışları yönünden önemli fark bulunmamıştır. Erkek öğrenci lerin coşkusal denge ve duygusal durum yönünden kızlardan daha iyi oldukları, uyma davranışının (conformity) kızlarda daha fazla ol duğu gözlenmiştir. 2. Araştırmadan elde edilen bulgular, sınıf düzeyi yükseldikçe, öğrencilerin uyum alanları ve uyum yöntemlerinin-uyma davranışı hariç- olumlu etkilendiğini göstermiştir. 3. Lise öğrencilerinin yaşamlarının çoğunu geçirdikleri yerleşim merkezlerine göre uyum alanları ve uyum yöntemleri incelendiğinde, yaşamlarının çoğunu köy, kasaba, küçük şehir ve büyükşehirde geçiren öğrenciler arasında önemli fark bulunmamıştır. 4. Sosyo-ekonomik düzey ile öğrencilerin uyum alanları ve uyum yöntemleri arasındaki etkileşime bakıldığımda, aile ilişkileri ve uyma davranışının sosyo-ekonomik düzeyden etkilenmediği; sosyal ilişkiler, coşkusal denge, duygusal durum, gerçeğe uyum ve liderlik davranışı yönünden üst sosyo-ekonomik düzeyde bulunan öğrencilerin daha üstün olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bulgular ışığında, öğrencilerin uyum alanları ve uyum yöntemlerinin cinsiyetten kısmen etkilendiği; alt sosyo-ekonomik düzeyin avantajsız bir durum yarattığı ve ergenliğin son döneminde zorlukların azaldığı vargısına varılmış; bu vargıya da yalı olarak aile ve eğitim ortamlarında alınabilecek önlemlere ilişkin çeşitli önerilerde bulunulmuştur. The objective of this study was to explore the areas of adjustment of high school students and the factors which may effect their methods of adjustment. Twenty eight hypotheses developed to this end were tested to determine which areas and methods of adjustment are effected by these factors. In this research, the areas and methods of adjustment were measured by the Minnesota Psychological Counseling Inventory which was translated by özoğlu (özoğlu, 1980) into Turkish. The Minnesota Psychological Counseling Inventory, the validity and reliability of which were investigated by this researcher in the context of this inquiry, consists of 355 items developed to top family relationships, Social relationships and Emotional Stability as the areas of adjustment^ Conformity, Adjustment to Reality, Mood and Leadership traits as the methods of adjustment. The research survey was conducted on a sample of 972 9th grade and 11th grade students choosen from the public high schools of the Ankara provincial center, representing the lower, middle and upper socio-economic classes of community in Ankara, during the 1986-1987 academic year. For the purpose for analysis of the data, first, the students were grouped according to the independent variables of the research-sex, grade level, residential location and level of socio-economic class, then, the data obtained from each sub-scale of the inventory were analyzed by means of `t` test and one-way analysis variance. The differences among groups discoveredas a result of the application of one-way analysis of variance were tested by means of !!t` test and.05 was choosen as the minimum limit of confidence for the criterion of level of significance. The findings of the research would be summarized as the followings: 1. The analysis of the areas and methods of adjust ment of high school students by their sex indicated that there did not exist any significant difference between male and female students in their family relationships, social relationships, Adjustment to Reality and Leadership behaviors. However, it was found that male students had a better behavioral adjustment than female students in emotional stability and mood while females had a higher degree of behavioral conformity. 2. The research findings pointed to the fact that an increase in the grade level had a positive effect on the areas and methods of the students' adjustment-except on conformity. 3. Examining the data in terms of the effect of the residential location in which the students have lived the longest part of their lives did not reveal any significant difference on the areas and methods of the adjustment of the students who have lived the longest part of their lives in village, town and small city or metropolitan city. 4. Examining the relationship between the socio-eco nomic level of the families of the students and the areas and methods of the students' adjustment indicated that the family IXrelationships and Conformity were not effected by the socio-economic levels and the students from the upper socio-economic^class had better adjustment than those from the middle and lower socio-eco nomic classes in social relationships, emotional stability, mood, adjustment to reality and leadership behavior. In the light of these findings of the inquiry, this study warrant us to conclude that the areas and methods of high school students' adjustment were effected by their gender to some extend,' the lower socio-economic status created a disadvantageous condition in the adjustment, and the difficulties in the adjust ment decreased in the last stage of adolescence. On the ground of our conclusions herein, we have suggested a set of major direc tions of applicable measures of improvements in the adjustment of adolescents in the family and educational miliues. 255
- Published
- 1989
226. Perceived socio-economic change and right-wing extremism: Results of the SIREN-survey among European workers
- Author
-
Weerdt, Y., Patrizia Catellani, Witte, H., and Milesi, P.
- Subjects
european workers ,socio-economic change ,right-wing extremism ,Settore M-PSI/05 - PSICOLOGIA SOCIALE
227. Monitoring Land Use Change in the Badia Transition Zone in Jordan Using Aerial Photography and Satellite Imagery
- Author
-
Al-Bakri, J T, Taylor, J C, and Brewer, T R
- Published
- 2001
228. The Rural-Urban Fringe: Canadian Perspectives (Book).
- Author
-
Sinclair, Robert
- Subjects
GEOGRAPHY - Abstract
Reviews the book "The Rural-Urban Fringe: Canadian Perspectives," edited by Ken B. Beesley and Lorne H. Russwurn.
- Published
- 1984
229. Drawing Socio-Economic Lines in Central Park
- Author
-
Linday, Nancy
- Subjects
EROSION ,SOCIAL conflict - Published
- 1977
230. The Mid-Atlantic Region and its climate : past, present, and future
- Author
-
Polsky, Colin, Allard, Jason, Currit, Nate, Crane, Robert, and Yarnal, Brent
- Published
- 2000
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.