Kadir Şerafettin Tekgündüz, Yaşar Demirelli, Aytul Temuroglu, Ibrahim Caner, Mustafa Kara, Caner, I, Tekgunduz, KS, Temuroglu, A, Demirelli, Y, Kara, M, Sakarya Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, and Caner, İbrahim
With continuing developments in the field of neonatology, survival rates of low birth weight and small for gestational age infants have increased, which in turn has brought important prematurity-related problems. The aim of this study was to evaluate retrospectively the prematurity problems that are the significant causes of morbidity and mortality.613 premature infants hospitalized in the neonatal intensive care unit of Ataturk University Medical Faculty Hospital between January 2010 and January 2012 were included in this study. Infants were divided into groups according to their birth weight and gestational age.323 infants were male (52.6%) and 290 were female (47.4%). 63.9% of infants weighed ≥1500 grams, and 58.5% had a gestational age of ≥33 weeks. Respiratory distress syndrome (RDS) was detected in 249 (40.6%), bronchopulmonary dysplasia (BPD) in 124 (20.2%), necrotizing enterocolitis (NEC) in 41 (6.6%), retinopathy of prematurity (ROP) in 202 (32.9%), and intracranial hemorrhage (ICH) in 15 (2.4%). RDS, BPD, NEC, ROP, and ICH rates were inversely proportional to decreases in gestational age and birth weight, and were found to be statistically significant.Mortality and morbidity rates were similar to the other data published from our country, but the rates were above those reported in developed countries. We believe that our morbidity and mortality rates can reach levels comparable to those of developed countries with improved antenatal care, regular follow-up of pregnancy and increased numbers of physicians and health care personnel per patient.Neonatoloji alanındaki gelişmelerle birlikte çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerin yaşatılabilme oranlarındaki artış prematüreliğe bağlı önemli problemlerin çoğalmasına neden olmuştur. Bu çalışmada geriye dönük olarak prematüreliğe bağlı morbidite ve mortalite nedenlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Bu çalışmaya Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Yenidoğan Servisi’ne Ocak 2010 ile Ocak 2012 arasında yatan 613 prematüre bebek dahil edildi. Bebekler doğum ağırlığına ve gebelik yaşlarına göre gruplara ayrıldı.Bebeklerin 323’ü (%52,6) erkek, 290’ı kız (%47,4) idi. Bebeklerin %63,9’u 1500 gr ve üzerinde, %58,’i 33 hafta ve üzerindeydi. Bebeklerin 249’unda (%40,6) respiratuar distres sendromu (RDS), 202’sinde (%32,9) prematüre retinopatisi (PR), 137’sinde (%22,3) patent ductus arteriosus (PDA), 124’ünde (%20,2) bronkopulmoner displazi (BPD), 41’inde (%6,6) nekrotizan enterokolit (NEK), 15’inde (%2,4) intrakraniyal kanama (İKK) tespit edildi. RDS, BPD, PDA, NEK, PR, İKK oranlarının gebelik yaşı ve doğum ağırlığı düştükçe ters orantılı olarak arttığı saptandı ve istatistiksel olarak anlamlı bulundu.Mortalite ve morbidite oranlarımızın ülkemizden yayınlanan verilerle benzerlik göstermesine karşın, gelişmiş ülkelerin oranlarının üzerinde olduğu görülmüştür. Antenatal bakımın iyileştirilmesi, gebelik takiplerinin düzenli yapılması ve hasta başına düşen doktor ve yardımcı sağlık personeli sayımızın artmasıyla birlikte morbidite ve mortalite oranlarımızın gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşacağını düşünmekteyiz.