63 results on '"TEREK, Mustafa Coşan"'
Search Results
52. Impact of controlled ovarian hyperstimulation protocols on the outcomes of assisted reproductıon cycles.
- Author
-
Levi, Rafael, Göker, Ege Nazan Tavmergen, Ulukuş, Murat, Terek, Mustafa Coşan, Tavmergen, Erol, and Ulukuş, Mustafa
- Published
- 2001
53. Paratubal Borderline Tumor Diagnosed In The Adolescent Period: A Case Report And Review of The Literature
- Author
-
Terek, Mustafa Cosan, Sahin, Cagdas, Yeniel, Ahmet Ozgur, Ergenoglu, Mete, and Zekioglu, Osman
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
54. Management of Hematoma after Gynecologic and Obstetric Surgery; Risk Factors and Treatment Modalities
- Author
-
Turan, Volkan and Terek, Mustafa Cosan
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
55. A Case of Deep Venous Thrombosis in the Third Trimester of Pregnancy Associated With Homozygote Factor V Leiden Mutation.
- Author
-
ÖZESER, Serdar, ÇIRPAN, Teksin, ERGENOĞLU, Mete, TEREK, Mustafa Coşan, KAZANDI, Mert, and YÜCEBİLGİN, M. Sait
- Published
- 2003
56. LEARNING NEEDS OF GYNECOLOGICAL SURGERYPATIENTS BEFORE DISCHARGE SUMMARY
- Author
-
YAĞCAN, Hande, DÖNMEZ, Sevgül, GÜLEÇ ŞATIR, Duygu, ÖZTÜRK, Ruşen, EMİNOV, Ayşe, SARUHAN, Aynur, and TEREK, Mustafa Coşan
- Subjects
Patient leaming needs,gyneocologic operation,nursing ,Hasta öğrenim gereksinimleri Ölçeği,jinekolojik operasyon - Abstract
Ar.Gör.Hande DAĞ* Ar.Gör.Sevgül DÖNMEZ* Ar.Gör.Duygu GÜLEÇ* Ar.Gör.Ruşen ÖZTÜRK* Hemşire Ayşe EMİNOV** Yard.Doç.Dr.Aynur SARUHAN* Doç.Dr.Mustafa Çoşan TEREK***Objective: The purpose of the study was to describe leaming needs of women who had gynecological surgery before dıscharge.Methods: The study is cross-sectional and and carried out with 140 patients who had gynecological surgery in a University Hospital in İzmir, between August 2012 to January 2013, choosen by simple random sampling method and had appropriate study criterias. İn data collection, "The Patient Information Form" and "Patient Leaming Needs Scale" PLNS were used. İn evaluation of the scale and total scale scores on each subscale are made.Results: The patients mean age is 47.29± 1.46, 42.9% of them have primery school education, 64.3% of them not working, 3.6% of them have not soda 'Insurance, 85.7% them are married. 33.6 % of them were at the third post-operative day, 36.4% of them has complaints of pelvic mass, 41.4% of them had total abdominal hysterectomy and bilateral salpingectomy operation 56.4% of them had received 'Information about the process of treatment and 20.7% of them wish to take Information about the process and treatment of post-operative period. The total mean score of The Patients Leaming Needs Scale was 203.65±37.10 and it's /eve/ of importance rate was found 4.07 which means very important. Subscales item mean scores were; "medicines" 33.51 ±5.98, "life activity" 36.52±6.91, "community and follow-up" 23.27±5.09, "feelings about the situation" 19.38±4.70, "treatment and complications" 38.24±6.11, "life quality" 32.12±6.65 and "skin çare" 19.81 ±4.35 and their /eve/ of importance rate were found betvveen 3.87 ile 4.24 which means very important.Conclusion: As a result of this study, the leaming needs of the patients was found high, The problems of women could solve by given planned education which has an important role in determining the effectiveness, Amaç: Çalışmanın amacı, jinekolojik operasyon geçiren kadınların taburculuk öncesi eğitim gereksinimlerinin belirlenmesidir.Gereç ve Yöntem: Kesitsel nitelikte bir araştırma olup, Ağustos 2012- Ocak 2013 tarihleri arasında İzmir'de bulunan bir üniversite hastanesinde, herhangi bir jinekolojik cerrahi operasyon geçirmiş ve post operatif dönemde olan çalışma kriterlerine uyan 140 hasta basit rastgele örnekleme yöntemiyle çalışmaya dahil edilmiştir. Veri toplama aracı olarak "Birey Tanılama Formu" ile "Hasta Öğrenim Gereksinimleri Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçeğin değerlendirmesi her bir alt boyut ve ölçek toplam puanı üzerinden yapılmaktadır. Ölçek sonucunda elde edilen puanlar 50-250 arasında değişmektedir. Ölçek ve alt ölçek puanları; toplam ölçek ve tüm alt ölçeklerin soru sayısına bölünerek, 1 ile 5 arasında önemlilik düzeyine göre, "1= önemli değil", "2= biraz önemli", "3= ne az ne çok önemli", "4= çok önemli", "5= son derece önemli" şeklinde değerlendirilmektedir.Bulgular: Araştırmaya katılan kadınların yaş ortalaması 47.29±1.46, %42.9'unun ilköğretim mezunu, %64.3'ünün çalışmamakta, %3,6'sının sosyal güvencesi yok, Kadınların %33.6'sı postoperatif üçüncü gününde, %36,4'ü "pelvik kitlesi" şikayeti olduğunu, %41.4'ü total abdominal histerektomi ve bilateral salfinjektomi geçirdiklerini, %56.4'ü tedavi süreci ile ilgili bilgi aldığını ve %20.7'si postoperatif dönem ve tedavi süreci ile ilgili bilgi almak istediğini belirtmiştir. Katılımcıların Hasta Öğrenim Gereksinimleri Ölçeği puan ortalaması 203.65±37.10 olup önemlilik düzeyi 4.07 oranı ile çok önemli olarak değerlendirilmiştir. Ölçeğin alt boyutları ortalamaları; "ilaçlar" 33.51 ±5.98, "yaşam aktivite" 36.52±6.91, "toplum ve izlem" 23.27±5.09, "duruma ilişkin duygular" 19.38±4.70, "tedavi ve komplikasyonlar" 38.24±6.11, "yaşam kalitesi" 32.12±6.65 ve "cilt bakımı" 19.81 ±4.35 olup 3.87 ile 4.24 arasında puanlar ile çok önemli olarak değerlendirilmiştir.Sonuç: Çalışmanın sonucunda hastaların öğrenim gereksinimlerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Hemşirenin eğitici rolü göz önünde bulundurulduğunda hastalara gereksinimleri doğrultusunda verilecek planlı eğitimin onların yaşadıkları sorunları çözümlemelerinde önemli bir yere sahip olduğu düşünülmektedir
57. İnsan yumurtalık kanseri hücre hatlarında (MDAH 2774 VE OVCAR 3) leptinin apoptoza olan etkileri
- Author
-
Najafaliyeva, Aytan, Terek, Mustafa Coşan, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Obstetrics and Gynecology ,Kadın Hastalıkları ve Doğum - Abstract
Obezite çeşitli kanser tiplerinin gelişimiyle sıkı bağlantılı bir hastalıktır. Obezitenin, kanser riskini hangi biyolojik mekanizmalarla ve nasıl etkilediğine dair yapılan çalışmalar; farklı kanser türleri için farklı mekanizmaların söz konusu olabileceğini göstermektedir.Leptin seviyesi obezhastalardanormal populasyona göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada leptinin over kanseri hücrelerinde (MDAH-2774ve OVCAR-3) apoptoza olan etkileriniortaya koymak amaçlanmıştır.24 ve 48saat serum açlığına bırakılan MDAH-2774 ve OVCAR-3 hücre hatlarında artan konsantrasyonlarda leptin uygulamasının (0.5-400 ng/ml) 24, 48 ve 72 saat sonunda hücre çoğalması üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla XTTtesti, proapoptoz ve antiapoptoz protein miktarlarındaki değişimleri belirlemek amacıyla apoptoz array (Human ApoptozArray C5, RayBiotech) yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ANOVA ve ardından Dunnett's istatistiksel analizleriyle değerlendirilmiştir.Çalışmamızda24 ve 48 saat serum açlığına bırakılan hücre hatlarında leptin uygulamasının hücre çoğalmasını artırdığı gözlenmiştir. 24.saat serum açlığına bırakılan MDAH-2774 hücrehattında25 ng/ml leptin uygulaması ile 72. saatte hücrelerinkontrol hücrelerine göre %127.1oranında çoğalması ile maksimum etki gözlenmiştir. 48.saat serum açlığına bırakılan OVCAR-3 hücre hattındaise50 ng/ml leptin uygulaması ile 24. saatte hücrelerin kontrol hücrelerine göre %187.4 oranında çoğalması ile maksimum etki görülmüştür. Leptin uygulaması sonucu her iki hücre hattında da antiapoptotik proteinolankatalaz seviyelerinde artış izlenmiştir.MDAH-2774 hücre hattında proapoptotik proteinler olanTRAİL R1/DR4,TRAİL R2/DR5,FADD, HTRA 2/Omi,PHOSPHO-53(S15), Fas TNFRSF6/CD 95seviyelerinde azalma görülmüştür. OVCAR-3 hücre hattında leptin uygulaması ile antiapoptotik etkiye sahipBcl-2,PON2,p21/cip1/CDNK1a,phospho-Rad17(s635),HO-1/HMOX1/HSP32,katalazseviyesindeartış belirlenmiştir. Epidemiyolojik araştırmalar, obeziteninover kanseri insidansını arttırdığını, yaşam süresini ve nüks riskini arttırdığını göstermektedir. Bu çalışmaklinik gözlemlerin altında yatan ve henüz tam olarak aydınlatılmamış olan moleküler mekanizmalar açısından bir kaynak oluşturmaktadır.Anahtar kelimeler: Leptin, over kanseri, obezite,apoptoz, serum açlığı Obesity is closely linked to the development of various cancer types. Studies on which biological mechanisms and how obesity affects the cancer risk showed that there may be different mechanisms for different types of cancer. It is known that leptin levels in obese patients are higher than in normal population. The objective of the present study is to reveal the effects of leptin oncell proliferation and proapoptotik, antiapoptotik proteinlevels in human ovarian cancer cell lines MDAH-2774 and OVCAR-3.XTT test was used to evaluate the effect of increasing concentrations of leptin treatment (0.5 –400 ng/ml) on cell proliferation in OVCAR-3 and MDAH-2774 cell lines at 24, 48 and 72 hours after 24h and 48h serum starvation, respectively. Human Apoptosis Array was used to determine the changes in proapoptotik and antiapoptotik proteinlevels. The findings were evaluated by ANOVA followed by Dunnett's statistical analyzes.In our study it was observed that leptin treatment increased the cell proliferation after 24h and 48h serum starvation. The maximum effect was observed with a proliferation of 127.1% compared to control cells in MDAH-2774 cell line with 25 ng/ml leptin treatment at 72h after 24h serum starvation The maximum effect was observed with a proliferation of 187.4% compared to control cells in OVCAR-3 cell line with 50 ng/ml leptin treatment at 24h after 48h serum starvationAs aresult of leptin treatment, there is an increase inproapoptotik protein catalasein both of cell lines. There is anincreasein antiapototic proteins Bcl-2,PON2,p21/cip1/CDNK1a,phospho-Rad17(s635),HO-1/HMOX1/HSP32levels in-OVCAR-3 cell lineby leptin administration.There is a decrease in proapoptotic proteins TRAİL R1/DR4,TRAİL R2/DR5, FADD,HTRA 2/Omi,PHOSPHO-53(S15), Fas TNFRSF6/ CD 95 levelsin MDAH-2774 cell lineby leptin administration.Epidemiological studies have shown that obesity increased the ovarian cancer incidince, life span and risk of relapse. This study is a reference for the molecular mechanisms, which are not fully identified, underlying clinical observations.Key words: Leptin, ovarian cancer, obesity, apoptosis, serum starvation 57
- Published
- 2018
58. Leptin hormonunun OVCAR-3 ve MDAH-2774 over kanseri hücre serilerinde hücre çoğalmasına etkileri ve sitokin/büyüme faktörü değişimleri
- Author
-
Dinçer, Fatih, Terek, Mustafa Coşan, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Leptin ,Obstetrics and Gynecology ,Cytokines ,Obesity ,Ovarian diseases ,Cell line ,Kadın Hastalıkları ve Doğum ,Hormones ,Ovarian neoplasms ,Cell proliferation ,Growth substances - Abstract
Obezite çeşitli kanser tiplerinin gelişimiyle sıkı bağlantılı bir hastalıktır. Epidemiyolojik ve deneysel çalışmalar beslenme ve kanser arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Obezitenin, kanser riskini hangi biyolojik mekanizmalarla ve nasıl etkilediğine dair yapılan çalışmalar; farklı kanser türleri için farklı mekanizmaların söz konusu olabileceğini göstermektedir. Obez hastalarda leptin seviyelerinin normal populasyona göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Overde leptin reseptörü eksprese olması ve foliküler sıvıda leptin bulunması leptinin over fonksiyonlarında rolü olduğunun göstergesidir. Bu çalışmada leptinin over kanseri hücrelerinde (OVCAR-3 ve MDAH-2774) hücre çoğalmasına ve sitokinlerin seviyeleri üzerindeki etkileri ortaya koymak amaçlanmıştır. 24 ve 48 saat serum açlığına bırakılan OVCAR-3 ve MDAH-2774 hücre hatlarında artan konsantrasyonlarda leptin uygulamasının (0.5-400 ng/ml) 24, 48 ve 72 saat sonunda hücre çoğalması üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla XTT testi, sitokin miktarlarındaki değişimleri belirlemek amacıyla sitokin array (Human Cytokine Array C5, RayBiotech) yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ANOVA ve ardından Dunnett's istatistiksel analizleriyle değerlendirilmiştir. Çalışmamızda 24 ve 48 saat serum açlığına bırakılan hücre hatlarında leptin uygulamasının hücre çoğalmasını artırdığı gözlenmiştir. 48 saat serum açlığına bırakılan OVCAR-3 hücre hattında 50 ng/ml leptin uygulaması ile 24. saatte hücrelerin kontrol hücrelerine göre %187.4 oranında çoğalması ile maksimum etki görülmüştür. 24 saat serum açlığına bırakılan MDAH-2774 hücre hattında ise 25 ng/ml leptin uygulaması ile 72. saatte hücrelerin kontrol hücrelerine göre %127.1 oranında çoğalması ile maksimum etki gözlenmiştir. Leptin uygulaması sonucu her iki hücre hattında da interlökin ailesinden IL-3 ve IL-10 seviyelerinde artış, IL-2 seviyelerinde azalma, kemokinlerden MCP-2/CCL8 ve MCP-3/CCL7 seviyelerinde azalma ve insülin benzeri çoğalma faktörü bağlanma proteinleri (IGFBP) IGFBP-1, IGFBP-2 ve IGFBP-3 miktarlarında artış görülmüştür. OVCAR-3 hücre hattında leptin uygulaması ile interlökin ailesinden IL-1 seviyesinde artış belirlenmiştir. MDAH-2774 hücre hattında ise antianjiyojenik özellikteki IFN- γ miktarında azalma, inflamatuvar bir sitokin olan TGF- β miktarında artış görülmüştür. Epidemiyolojik araştırmalar, obezitenin over kanseri insidansını arttırdığını, yaşam süresini ve nüks riskini arttırdığını göstermektedir. Bu çalışma klinik gözlemlerin altında yatan ve henüz tam olarak aydınlatılmamış olan moleküler mekanizmalar açısından bir kaynak oluşturabilir.Anahtar kelimeler: Leptin, over kanseri, obezite, sitokin, serum açlığı. Obesity is closely linked to the development of various cancer types. Epidemiological and experimental studies have revealed the relationship between nutrition and cancer. Studies on which biological mechanisms and how obesity affects the cancer risk showed that there may be different mechanisms for different types of cancer. It is known that leptin levels in obese patients are higher than in normal population. Presence of leptin receptor expression in ovarian and existance of leptin in follicular fluid indicate that leptin plays a role in ovarian functions. In this study, it was aimed that to reveal the effects of leptin on cell proliferation and cytokine levels in human ovarian cancer cell lines OVCAR-3 and MDAH-2774.XTT test was used to evaluate the effect of increasing concentrations of leptin treatment (0.5 – 400 ng/ml) on cell proliferation in OVCAR-3 and MDAH-2774 cell lines at 24, 48 and 72 hours after 24h and 48h serum starvation, respectively. Human Cytokine Array was used to determine the changes in cytokine levels. The findings were evaluated by ANOVA followed by Dunnett's statistical analyzes. In our study it was observed that leptin treatment increased the cell proliferation after 24h and 48h serum starvation. The maximum effect was observed with a proliferation of 187.4% compared to control cells in OVCAR-3 cell line with 50 ng/ml leptin treatment at 24h after 48h serum starvation. The maximum effect was observed with a proliferation of 127.1% compared to control cells in MDAH-2774 cell line with 25 ng/ml leptin treatment at 72h after 24h serum starvation.As a result of leptin treatment, an increase in IL-3 and IL-10 levels, decrease in IL-2 level of interleukin family and decrease in MCP-2/CCL8 and MCP-3/CCL7 levels of chemokine family, an increase IGFBP-1, IGFBP-2 and IGFBP-3 levels of insulin-like growth factor binding protein family has been found in both of cell lines. An increase in IL-1 level in OVCAR-3 cell line, a decrease in antiangiogenic IFN-γ level and an increase TGF-β level that is inflamatuar cytokine has been detected in MDAH-2774 cell line. Epidemiological studies have shown that obesity increased the ovarian cancer incidance, life span and risk of relapse. This study may be a reference for the molecular mechanisms, which are not fully identified, underlying clinical observations.Key words: Leptin, ovarian cancer, obesity, cytokine, serum starvation. 52
- Published
- 2017
59. Over kanserlerinde primer tümör dokusunda ve omental metastazlarlarda lenfosit infiltrasyonunun sağkalıma etkisi
- Author
-
Yildirim, Nuri, Terek, Mustafa Coşan, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Oncology ,Survival ,Neoplasms ,Neoplasm metastasis ,Neoplasm staging ,Infiltration ,Obstetrics and Gynecology ,Lymphocytes ,Kadın Hastalıkları ve Doğum ,Onkoloji ,Ovarian neoplasms - Abstract
Amaç: Bu çalışmada, over karsinomlarında erken ve ileri evrelerde, ayrıca ileri evre olguların metastatik odaklarında lenfosit infiltrasyonu ve bunların sağkalıma olan etkileri araştırılmıştır. Yöntem: Bu çalışmaya, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda 1997-2008 tarihleri arasında malign over tümörü nedeniyle opere edilmiş ve operasyon sonrası en az 12 aylık izlemi olan hastalar dahil edilmiştir. Hastaların demografik verileri, operasyon bilgileri ve nihai patoloji sonuçları (evre, histolojik derece, histolojik alt tipi) kaydedilmiştir. Hastaların hastalıksız ve genel sağkalım süreleri kaydedilmiştir. Hastaların mevcut parafine gömülü dokularından kesitler alınarak, bu kesitlerde immunohistokimyasal olarak lenfositler üzerinde bulunan moleküller olan CD3, CD4, CD8, CD20 (Ventana Medical Systems, Tucson, AZ) ve FoxP3 (Abcam, USA) ekspresyonları değerlendirilmiştir. Bu moleküllerin ekspresyon düzeyleri ile sağkalım süreleri arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.Bulgular: Çalışmada, over kanseri nedeniyle opere edilen 62 hasta değerlendirilmiştir. Bu hastalardan, 21'i erken evre (Evre I-II), 42'si ileri evredir (evre III-IV). 14 ileri evre olgunun, arşiv materyalinde omental metastaz odağına ait parafin blokları bulunmuş; bu olgularda, primer odak ve metastatik odak karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. İleri evre olgularda operasyon öncesi serum CA125 düzeyi, seröz histoloji ve yüksek dereceli tümör görülme oranı erken evreye göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Ortalama takip süresi 87 aydır. Erken evrede hastalıksız sağkalım (DFS) 108 ay, genel sağkalım (OS) 111 ay iken, ileri evrede hastalıksız sağkalım 36.4 ay, genel sağkalım 74.6 ay olarak bulunmuştur (DFS için p=0.0001, OS için p=0.006). Tüm olgular bir arada değerlendirildiğinde, CD3+ ve CD8+ T lenfosit infiltrasyonu, yüksek dereceli, ileri evre ve omental metastazı olan olgularda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (sırasıyla CD3 için p=0.0001, p=0.029, p=0.016; CD8 için p=0.044, p=0.002, p=0.046). CD8+ T lenfosit infiltrasyonu olan hastalarda, hastalıksız sağkalım süresi, infiltrasyon olmayan hastalara göre anlamlı olarak daha az saptanmıştır (p=0.028). 5 yıllık hastalıksız sağkalım CD8+ T lenfosit bulunmayan grupta %67 iken, CD8+ T lenfosit bulunan grupta %39'dur. Bu grupta genel sağkalım açısından anlamlı farklılık saptanmamıştır. Diğer antijenleri içeren T lenfositlerin infiltrasyonu ile sağkalım arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır. Metastatik odaktaki T lenfosit infiltrasyonu ile sağkalım arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır.Sonuç: CD3+ ve CD8+ T lenfosit infiltrasyonu over kanserinde ileri evre, yüksek dereceli tümör ve omental metastaz ile ilişkili bulunmuştur. CD8+ T lenfosit infiltrasyonu bulunan hastalarda, hastalıksız sağkalım daha az bulunmuştur. Sonuç olarak over kanserinde, CD3+ ve CD8+ T lenfosit infiltrasyonu, over kanserinde kötü prognoz ile ilişkilidir. Objective: The aim of this study is to compare lymphocyte infiltration between early and advanced stage ovarian carcinoma as well as between primary tumor and metastatic implant and to investigate the effect of lymphocyte infiltration on survival.Materials and Methods: Patients who were operated for malignant ovarian carcinoma between 1997-2008 in Ege University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology and who has had a follow up of at least 12 months were included in this study. Demographic and surgical data and pathology results (stage, grade and histological subtype) were collected. Disease-free and overall survivals were recorded. CD3, CD4, CD8, CD20 (Ventana Medical Systems, Tucson, AZ) and FoxP3 (Abcam, USA) expressions were evaluated immunohistochemically on sections from paraffin-embedded tissues. The relationship between expression levels and the survival of the patients were evaluated.Results: Sixty-two patients who were operated for ovarian carcinoma were evaluated. 21 of them were early stage (stage I-II) and 42 of them were advanced stage (stage III-IV). In 14 of advanced stage patients, metastatic paraffin-embedded tissues from the greater omentum were obtained and primary tumor and the metastatic lesions were also compared. In advanced stage cases, preoperative serum CA125 level, the ratio of serous histology and high-grade tumors were significantly higher according to early stage cases. Median follow up was 87 months. Disease free survival (DFS) was 108 months and overall survival (OS) was 111 months in early stage patients where as DFS was 36.4 months and OS was 74.6 months for advanced stage patients (p=0.0001 for DFS and p=0.006 for OS). In all cohort of patients, CD3+ and CD8+ T lymphocyte infiltration were significantly higher in patients with high-grade tumors, advanced stage tumors and the patients with omental metastasis (for CD3 p=0.0001, p=0.029, p=0.016; for CD8 p=0.044, p=0.002, p=0.046, respectively). DFS was significantly lower among patients with CD8+ T lymphocytes (p=0.028). 5 year DFS rate was 67% among patients with CD8+ T lymphocyte infiltration, where it was 39% in patients without CD8+ T lymphocyte infiltration. There was no difference for OS in this group. There were no correlation between other antigen expressions and the survival. There was no correlation between T lymphocyte infiltration and survival in the metastatic omental lesion.Conclusion: CD3+ and CD8+ T lymphocyte infiltrations were related with advanced stage, high-grade tumor and the omental metastasis in ovarian cancer. DFS was significantly shorter in patients with CD8+ T lymphocyte infiltration. CD3+ and CD8+ T lymphocyte infiltrations were related with poor prognosis in ovarian cancer. 67
- Published
- 2016
60. Over kanserlerinde tümör dokusunda T hücre reseptörü yeniden düzenlenmesinin multipleks PCR yöntemi kullanılarak araştırılması
- Author
-
Özkan, Sultan, Terek, Mustafa Coşan, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Neoplasms ,Obstetrics and Gynecology ,Receptors-antigen-T cell ,Kadın Hastalıkları ve Doğum ,Ovarian neoplasms ,Polymerase chain reaction - Abstract
Amaç: Bu çalışmada over karsinomlarında T hücre reseptör yeniden düzenlenmesi çalışılarak olgulardaki klonal seleksiyon araştırılacaktır.. İlerideki immünolojik çalışmalarla olgulardaki klonal duruma göre tedaviye yön verilmesi ve her hastaya özgü bir tedavi tipi geliştirilebilmesi sağlanabilecektir.Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na Kasım 2010-Kasım 2012 tarihleri arasında başvuran 24 malign ve 23 benign adneksiyal kitlesi olan olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Over karsinomu tanısı konmuş hastalardan (n=24) cerrahi sırasında primer over tümör dokusundan taze doku örnekleri alınmıştır. Uterusa ait nedenlerle cerrahi geçiren ve profilaktik oooforektomi yapılan non-neoplasik overlerden (n=23) alınan taze doku örneklerinden de çalışılan hücre tipine uygun ticari kit kullanılarak beta, gama ve delta genomik DNA izolasyonu yapılmıştır. İzole edilen genomik DNA örneklerinin miktarı Nano Drop cihazında 260 nm. dalga boyunda ölçülmüştür. Seçilen kaliteli DNA örnekleri T-hücre gen klonalitesini belirlemek için Biomed-2 primerleri kullanılarak multipleks PCR yöntemi ile belirlenmiştir. PCR'ın ardından tüm örneklere yalancı pozitifliği önlemek amacıyla heterodubleks analizi yapılmış, poliakrilamid jel elektroforezi sistemine yüklenmiştir. Daha önceden optimize edilmiş uygun voltaj ve sürelerde poliakrilamid jel elektoforezinde örneklerin yürütülmesinin ardından, EtBr ile jeli boyama ve distile suda yıkama işlemleri gerçekleştirilmiştir. Daha sonra jel görüntüleme sisteminde jel görüntülenmiş ve fotoğrafı çekilmiştir. Çekilen fotoğraftaki bantların büyüklüklerine ve analiz aralıklarına bakılarak her hasta için T hücre klonalitesi değerlendirilmiştir. Hastalardaki yaş, evre, tümör histopatolojik tipi, tümör derecesi, tümör çapı gibi prognostik değişkenler ile T hücre yeniden düzenlenmesi arasındaki ilişki değerlendirilmiştir.Bulgular: Çalışma ve kontrol grubunda TCRB-A pozitiflik oranı anlamlı (p˃0,05) farklılık göstermemiştir. Çalışma grubunda TCRB-B pozitiflik oranı kontrol grubundan anlamlı (p
- Published
- 2015
61. Oxidant-antioxidant effects of treatment raloksifen distribution on brain tissue and effects on cognitive function in surgical menopause created rats
- Author
-
Osmanova, Sureyya, Terek, Mustafa Coşan, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Tamoxifen ,Cognition ,Obstetrics and Gynecology ,Learning ,Cognitive function ,Menopause ,Oxidants ,Kadın Hastalıkları ve Doğum ,Antioxidants ,Rats - Abstract
Ooferektomi yapılmış sıçanlarda kognitif işlevler üzerine etkileri ve beyin dokusunda antioksidan-oksidan dağılımı araştırıldı.çalışma grubunda sıçanlar ile kontrol grup arasında aktive sakınma kafesinde elektrik ve ses uyarısı verilerek öğrenme düzeyi araştırıldı ve anlamlı bir fark saptanmadı. bu sıçanların beyin dokularından alınan örneklerinde oksidan antioksidan düzeyi (katalaz, SOD, malonil dialdehid) bakıldı. malonil dialdehid değeri raloksifen alan grupta anlamlı olarak düşük saptandı. bu da koruyucu etkisinin olduğunu göstermektedir. The purpose of evaluating cognitive function has been used the active avoiding cage. After that the cerebral tissue of these rats has been taken in the active avoiding and learning cage. there is no meaningful difference has been evaluated between the groups that taken raloxifen and others. in the samples of these rats cerebral tissues , oxidants-antioxidants (catalase,SOD, malonil dialdehid) levels has been checked. high raloxifen levels has been evaluated on all cerebral areas. the meaningful low malonil dialdehid levels has been evaluated and this shows the effects of cerebral protection. 55
- Published
- 2009
62. Gastrointestinal stromal tumor and leiomyoma of the ileum mimicking adnexal mass: a report of two cases.
- Author
-
Akman L, Hurşitoğlu BS, Farajov R, Terek MC, Sezak M, Şimşek D, and Yılmaz H
- Subjects
- Aged, Diagnosis, Differential, Female, Humans, Middle Aged, Radiography, Adnexal Diseases diagnostic imaging, Adnexal Diseases pathology, Gastrointestinal Stromal Tumors diagnostic imaging, Gastrointestinal Stromal Tumors pathology, Ileal Neoplasms diagnostic imaging, Ileal Neoplasms pathology, Leiomyoma diagnostic imaging, Leiomyoma pathology
- Abstract
Adnexal masses are formations seen in women of all ages; they most often include cystic elements. Medical history, physical examination, different imaging methods, and tumor marker determinations must be used together for preoperative evaluation of an adnexal mass. Both benign and malignant tumors of the small intestine are more rarely encountered than malignant tumors of other gastrointestinal system components; although advanced imaging methods and other diagnostic techniques are used, they do not always allow these tumors to be differentiated from adnexal masses. We report here on two cases operated on with the preliminary diagnosis of an adnexal mass, in which the presence of a gastrointestinal stromal tumor and a leiomyoma of the ileum, respectively, was established.
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
63. Effects of ovariectomy and tamoxifen on rat bone tissue: histomorphometric and histopathologic study.
- Author
-
Aktug H, Uslu S, Terek MC, Terzi H, Turgut M, Ozşener S, and Bilgin O
- Subjects
- Animals, Bone Density drug effects, Bone and Bones chemistry, Female, Femur chemistry, Femur drug effects, Femur pathology, Lumbar Vertebrae chemistry, Lumbar Vertebrae drug effects, Lumbar Vertebrae pathology, Osteogenesis drug effects, Rats, Rats, Sprague-Dawley, Bone and Bones drug effects, Bone and Bones pathology, Ovariectomy, Tamoxifen pharmacology
- Abstract
Objective: To investigate possible detrimental effects on bone tissue induced by ovariectomy and tamoxifen (TMX) using bone densitometry and histomorphologic analysis., Study Design: Twenty-four rats were allocated into 4 groups: group 1, intact normal rats (n = 6); group 2, ovariectomized rats (n = 6); group 3, normal female rats that received 1 mg/kg/day TMX dissolved in dimethyl sulfoxide (DMSO) for 2 months (n = 6); group 4, normal female rats that received DMSO for the same duration and with a volume equal to that of TMX (n = 6). Results of histomorphometric analysis for trabecular thickness, number of osteoblasts and osteoclasts, trabecular number, and area and cortical thickness were compared., Results: No significant effects of ovariectomy on femoral or lumbar bone mineral density (BMD) were found. In the TMX group, the value of femoral BMD increased significantly compared to control group cellular and pathologic changes. TMX caused significant decrease in osteoblasts compared to the control group., Conclusion: TMX has a positive effect on inorganic bone tissue, but a negative effect on number of osteoblasts and osteoclasts. Future studies investigating estrogenic and antiestrogenic effects of TMX should include cellular parameters related to proliferation using histopathologic and histomorphometric analyses.
- Published
- 2006
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.