Search

…

Mevcut koyun varlığı ile dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alan Türkiye, kültür ırkı ve melezlerinin düşük oranda olması ve yerli ırk koyunların verim düzeylerinin düşüklüğü nedeni ile hayvansal üretim açısından istenilen düzeyde bulunmamaktadır. Günümüzde biyoteknolojik yöntemler kullanarak hayvan ıslahını hızlandırmak ve hayvanların verim düzeylerini artırmak mümkün görülmektedir. Islah stratejilerinin verim artışlarına etkisi ve kazandırdığı hız ise seçilen yöntemler itibariyle farklılık göstermektedir. Teknolojik ve ekonomik nedenlerden dolayı geleneksel yönetmelerde ısrarlı olan gelişmekte olan ülkelerin verim özelliklerinde kaydettikleri gelişmenin ABD, Avrupa ve Okyanusya ülkelerinde kazanılan genetik ilerleme ile karşılaştırıldığında bir hayli geride kaldığı görülmektedir. Genetik ilerlemede arzu edilen standartlara en kısa sürede ulaşmak ancak biyoteknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanarak mümkün olmaktadır. Son 10-20 yıldır hızlı bir gelişme sürecine giren biyoteknoloji hayvancılıkta yoğun bir uygulama alanı bulmuştur. Yardımcı üreme teknolojisinde (YÜT) başvurulan modern teknikler, yeni gen kaynaklarının elde edilmesi, mevcutlarının ıslahı ve koruma programları kapsamında kullanılmaktadır. Yardımcı üreme teknolojilerinin konularını kızgınlık senkronizasyonu, süperovulasyon, suni tohumlama, in vitro fertilizasyon, in vivo ve in vitro embriyo üretimi ve transferi, embriyo ve sperma dondurma, embriyo bölme, kopyalama, transgenik hayvan üretimi ile arzu edilen cinsiyette yavru üretimi oluşturmaktadır. Bu çalışmada YÜT’ ne konu olan tekniklere değinilerek koyun yetiştiriciliğinde uygulanması ve bilimsel açıdan değerlendirilmesi yapılmıştır. Even though Turkey is placed in countries with the highest number of the sheep population in the world, production levels for animal husbandry is not appreciable due to low incidence of culture breeds and its crosses in addition to the low production traits of native breeds. Today’s world it is possible to increase production level and gain genetic improvement in animal breeding using biotechnological technologies. The effects of breeding strategies on the increase of production are differed for the technologies utilized. Comparisons of the genetic improvement obtained by developing countries insist on traditional breeding techniques due to the technologic and economic reasons are far from the improvements gained by USA, Europe and Oceania countries. To achieve desired standards in genetic improvement in a short period it is required to benefit the possibilities comes from biotechnology. Biotechnology was improved last 10-20 years and found a great application in animal husbandry. The techniques in assisted reproductive technologies (ART) are used to obtain new breed, improving and preservation of existed native breeds. The ART techniques include estrus synchronization, superovulation, artificial insemination, in vitro fertilization, in vivo and in vitro embryo production and transfer, embryo and semen cryopreservation, embryo splitting, cloning, production of transgenic animals, and producing desired sex offspring. This review describes application of ART in sheep production and research.

Türkiye’de ulusal anlamda bilim ve teknoloji politikalarının olmayışı, izlenen politikaların merkezsiz ve denetimsiz olmasına neden olmuştur. Bu durum, Tarımsal Araştırma-Geliştirme (ARGE) alanının bir bölümü olan Zootekni Alanı’na da yansımıştır. Bu bağlamda sığır türünün gerek desteklemeler, gerekse AR-GE etkinliklerinde gerektiğinden daha yüksek düzeyde öne çıkarıldığı gözlemlenmektedir (kaldı ki, burada da desteklemelerin ağırlıklı olarak dev sığırcılık işletmelerine yöneltildiği, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihmal edildiği bilinmektedir). Bütün bunların sonucu olarak koyunda verimlilik artırılamadığı için koyun sayısının azalmasıyla kırmızı et ve koyun sütü üretimi ile deri sayısında önemli düşüşler yaşanmaktadır. Ulusal bilim ve teknoloji politikaları bağlamında Zootekni Alanındaki Ar-Ge etkinliklerinde koyunculuğa önem verilmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortadadır. Lack of national policies on science and technology caused that current policies become acentric and uncontrolled in Turkey. This situation includes also Zootechnics which is a branch of Agricultural Research and Development (R&D). In this context, it is observed that cattle species is supported much more than necessary levels in terms of either subsidies or R&D incentives (moreover we can observe that subsidies are directed to large-scale cattle farms rather than small-middle size farms). Consequently, we have experienced decreases in the leather numbers, sheep-milk and red meat production due to decreasing the numbers of sheep and productivity. In the context of national science and technology policies, it is inevitable that sheep breeding should be considered in the Zootechnics and R&D.

Günümüzde lıayvancılığın karlı bir şekilde yırüttilebilmesi için işletmedeki' verim düzeyi yüksek olan hayvanlardan düzenli bir şekilde döl alınması gerekmektediı. Hayvanlann üremelerinde meydana gelen herhangi bir fizyolojik ve anatomik aksaklık, karlılığı doğrudan etkileyecektir.

Koyunlaı,da ku.za veriminin doğru,dan seleksiyonla ıslahırıda ele alinan bir'den çok özeilik v'aıdır.' i^Sürü düzeyinde üreme hızıyla doğrudan ilişkili olan bu özelıliklerin ualiıcalarr şunlardır; Eşeysel olgunlı-ık yaşı ya da ergenlik öran,(/o), kuzula,ma ara|ığı, birim koyun başına üreti]en kuzu sa- yısı (koçaltı, doğuran ya da sütten kesimde), kuzularrn yaşama g\|cn (%) ve koyunların darnızlıkia kullanı]rna süresidir.

1- Döl veriminin genetik iyileştirilmesinde seleksiyon çalışmaları iki yönde ele alınabilir. Bu yöntemler doğrudan seleksiyon ve dolaylı seleksiyondur. 2- Koyunlarda döl veriminin iyileştirilmesinde ele alınan başlıca dolaylı seleksiyon ölçütleri; testis özellikleri, yumurtalık etkinliği özellikleri, hemoglobin tipleri, canlı ağırlık, süt verimi, yapağı verimi, yüzün yapağı ile örtülme derecesi ve derinin kıvrımlılık derecesidir. 3- FSH ve LH hormonları erkek ve dişi her iki eşeyde de ortak olarak salgılanır ve üreme etkinliklerini denetlerler. Son yıllarda yapılan araştırmalar koyunlarda testis özellikleriyle dişi akrabalarının yumurtalık etkinliği özellikleri arasında yüksek düzeyde ilişkilerin varlığını ortaya koymuştur. Yumurtlama sayısı ile testis çapı arasında %50 ilişki bulunmuştur. Araştırmalar erkek döllenme özelliklerine özgü kalıtım ve tekrarlanma derecelerinin, dişi üreme özelliklerine özgü kalıtım ve tekrarlanma derecesinden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Dişi üreme etkinliğiyle ilgili özelliklerin kalıtım ve tekrarlanma dereceleri 0.10-0.20 düzeyindedir. Buna karşın erkek üreme özelliklerine özgü kalıtım dereceleri ise çoğunlukla %60-70 düzeyindedir. 5- Testis özellikleri arasındaki ilişkiler, yumurtalık etkinliği özellikleri arasındaki ilişkilerden daha yüksektir. Yapılan araştırmalar testis özellikleri arasındaki genetik ilişkilerin 0.90-0.95 düzeyinde olduğunu göstermiştir.. 6- Testis özelliklerine göre yapılan dolaylı seleksiyonda dişilerin yumurtlama sayısında sağlanan genetik ilerleme doğal olarak yalnızca yumurtlama sayısına göre yapılan doğrudan seleksiyondan daha yüksektir. İSLAM' m (2.2) bu konuda koyun ve sıçanlarda yaptığı araştırmada testis özelliklerine göre yaptığı dolaylı seleksiyonda yumurtlama sayısındaki genetik ilerlemeyi 0.144V(A), yumurtlama sayısına göre yapılan doğrudan seleksiyonda ise 0.08 V(A) bulmuştur. Buna göre testis özelliklerine göre yapılan dolaylı seleksiyonda genetik ilerleme %80 daha fazladır. 7. Araştırmalar her iki seleksiyon programının birleştirilebileceğini göstermiştir. Dişiler yumurtlama sayısına göre seçilirken aynı anda erkekler testis özelliklerine göre seçilebilir. Böyle bir seleksiyon programında yumurtlama sayısındaki genetik ilerleme0.224V(A) olmaktadır.39 Yalnızca yumurtlama sayısında uygulanan doğrudan seleksiyona Dranla % 180 daha fazla bir genetik ilerleme sağlanabilmektedir. 8. Testis özellikleri çok erken yaşlarda ve kolaylıkla ölçülebilmektedir. Bu seleksiyon da zaman açısından büyük avantaj sağlar. 9. Sonuç olarak ilk aşamada yerli koyunlarımızın temel döllenme özelliklerini ortaya koyan çalışmalar yapılmalı ve genetik parametreler belirlenmelidir. Laparoskopi, Laparotomi, Radioimmünotest ve Endoskopi gibi teknikler devreye sokularak kızgınlık ve yumurtlama denetim altına alınmalıdır. Öte yandan testis çapı, testis uzunluğu, testis hacmi, sıkrotal ölçüler gibi dolaylı seleksiyonda kullanılan, kolaylıkla ölçülebilen, erken yaşlarda saptanabilen değişkenler üzerinde durulmalıdır. 1. In genetic improvement of reproduction, selection can be applied by two methüds. These are direct selection and indirect selection. 2. The main criteria of indirect selection are testis characteristics, ovarian activity, haemaglobyn type, body weight, milk yield, fleece weight, and face covering score and skin wrinkle score for Merino sheep. 3. The gonadotropic hormones as FSH and LH are common in male and female. These hormones control reproductive activities in both sexes. The investigations recent have proved that testis characteristics have carralated with ovulation rate D.5 (rfl = D.5). k. The investigations have proved that heritabilities of reproductive characters in males are higher than that of female reproductive characters. Heritabilities of reproductive activity characters range from D.1D to D.2D in females. They range from D.6D to 0.7Q in males 5. Relationships among testis characteris are higher than that among activity characters. The investigations on the reproductive performance in males indicate that levels of correlations among testis characters are within the range of D.90 and D.95. S. Indirect selection for testis characters provides a higher genetic improvement than that with direct selection for oulation rate. ISLAM has reported that the genetic improvement in ovulation rate is 0.144 V (A) when selection was done for testis characteristics and when selection was done ovulation rate is D.DÖ V(A). Only indirect selection for testis characters can provide more than 80% genetic improvement in ovulation rate. 7. The indirect and direct selection programmes in both sexes can be united into a selection programme for genetic improvement in female reproduc tive performance. And it can be applied simultaneously. This selection can provide an increase in the rate of genetic improvement over 180% than direct selection on ovulation rate.41 8. Testis characteristics can be easily measured at early ages. This gives an advantage in regard Df the shortening of required time. 9. As a result, the main reproductive characters of cur native sheep breeds and genetic parameters must be determined. And alsD using the new techniques such as laparoscopy and radioimmunotest, oestrus and ovulation can be controlled. On the other hand on the measurements of variables as testis diameter, testis length, testis size, scrotal measur ements used in indirect selection and measured easily should be insisted* 61

Radyo frekansı ile tanımlama (Radio Frequency Identification - RFID) teknolojisi, günlük hayatımızda özellikle tekstil firmalarında, hastanelerde, depo yönetimlerinde, bitkisel ve hayvansal üretimde, kargo sektöründe, turnike sistemlerinde, perakende sektöründe, dosya transferlerinde, cep telefonu ile ödemelerde, ve birçok farklı sektörde kullanım alanına sahiptir. Hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelerde RFID teknolojisi sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda ülkemiz hayvancılığında da görmüş olduğumuz bu teknolojinin avantajlarını, diğer sistemlerden farkını, çalışma prensibini ve RFID teknolojisinin hayvancılık alanında kullanıldığı güncel gelişmeler bu çalışmada ayrıntıları ile belirtilmiştir. Hayvancılıkta RFID Teknolojisi genellikle hayvanı kayıt altına alma, takip sistemleri, tartım sistemleri için kullanılır. Piyasada en çok kullanılan RFID teknolojisini barındıran ürün elektronik etiket-kulak numaralarıdır. Bu ürünlerin yanısıra fonksiyonel olarak birçok üründe de RFID teknolojisi bulunmaktadır. Daha akıllı, hassas tarım uygulamalarındaki artış da bu teknolojinin kabul edilmesini sağlamıştır. Bu çalışmada RFID teknolojisi ve bu teknoloji hakkındaki güncel makaleler ve ürünler incelenmiş olup, hayvancılık sektörüne ait güncel bilgileri aktarmak ve hayvancılıkta kullanım alanları ile ilgili bilgi verilmesi amaçlanmıştır., Radio frequency identification (Radio Frequency Identification - RFID) technology is used in daily life in textile companies, hospitals, warehouse management, vegetable and animal production, cargo industry, turnstile systems, retail industry, file transfers, mobile phone payments, and many different sectors. has. We are confronted with RFID technology, in which livestock breeding is advanced. When we have seen the advantages of this that we have seen in animal husbandry in our last country, the difference of other systems, its working principle and RFID technology in this developing technology in the field of animal husbandry, this is indicated by the developing technological developments. In animal husbandry, RFID Technology is generally used for animal recording, tracking systems, weighing systems. Electronic tag-ear tags are the product that contains the most used RFID technology in the market. Besides this, there is RFID technology. The increase in smarter, precision farming has also enabled the accepted applications of this technology. This news RFID technology and current articles and products of this technology were examined, and information was produced about sharing current information about the livestock sector and its use in livestock.

Hayvan ıslahında en yaygın olarak kullanılan ıslah yöntemi, yapay tohumlamadır. Ancak yapay tohumlamanın başarısı, kullanılan spermanın kalitesine bağlıdır. Dolayısıyla bu çalışmada sperma kalitesini iyileştirmek ve/ veya geliştirmek için başta teke sperması olmak üzere dondurulmuş - çözdürülmüş küçükbaş hayvanların spermasında L-arjinin ve hyaluronidaz etkilerini incelemek amaçlanmıştır. Bu çalışmada, 2010 yılından itibaren bu konuda yapılan araştırmaların sonuçları kullanılmıştır. Bu amaçla birçok tür hayvanda dondurulmuş- çözdürülmüş sperma kalitesi, özellikle sperma motilitesi ve/veya lipid peroksidasyon verilerini içeren makaleler seçilmiştir. Makaleler incelendiğinde sulandırıcılara 0.5 mM L-arjinin ilavesinin % 6 - 15 ek sperma motilitesi sağladığı görülmektir. L-arjininin ürettiği Nitrit Oksit ve spermin sayesinde enerji ihtiyacı arttmakta, böylece gerek seminal plazmadaki gerekse spermatozoon içindeki lipid peroksidasyonu azaltılmaktadır. 20 μL hyaluronidaz, seminal plazmada var olan besin maddelerini ve enzimleri parçalayarak bir yandan enerji kaynağı arttırmakta, diğer yandan seminal sıvısının kıvamını (vizkozite) azaltmaktadır. Dolayısıyla seminal plazmadaki peroksidasyon, dondurulma- çözdürülme stresini azaltır ve çözdürülmüş sperma kalitesini yükseltmektedir. Spermasının dondurulmasında sulandırıcılara 0.5 ml L-arjinin ve 20 μL hyaluronidaz ilavesi ile çözdürülmüş sperma kalitesi iyileştirilebilir., Artificial insemination is the most widely used technic in animal breeding. However, the success of artificial insemination depends on the quality of semen used. Therefore, in this study, it was aimed to examine the effects of L-arginine and hyaluronidase on frozen - thawed semen, in the order to improve semen quality. In this study, the results of reseaches on this subject since 2010 were used. For this purpose, papers containing data like frozen-thawed semen quality, especially sperm motility and / or lipid peroxidation were selected. Examination of the articles showed that the addition of 0.5 mM L-arginine to the extenders provides 6 - 15% additional semen total motility compared the controle group. This extra semen motility is provided by Nitrite Oxide and spermine produced by L-arginine. Nitrite Oxide and spermine participate in the increasing of energy, reducing the lipid peroxidation in both seminal plasma and spermatozoon. 20 μL of hyaluronidase added in extender, breaks down the nutrients and enzymes that exist, increases the energy source and decreases the viscosity of the seminal plasma. Therefore, the reduction of lipid peroxidation in seminal plasma reduces freezing-thawing stress and improves thawed semen quality. In conclusion, the addition of 0.5 ml L-arginine and 20 μL hyaluronidase to extenders can improve frozen - thawed semen quality.

Bu araştırma, İzmir ili Bornova ilçesindeki tüketicilerin et tüketim tercihlerini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada; tüketicilerin bazı sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerinin et tüketim miktarları üzerine etkileri incelenmiştir. Anketler 2016 yılı Aralık ile 2017 yılı Ocak ayları arasında 384 tüketici ile yüz yüze görüşülerek yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; ankete katılan tüketicilerin et tür tercihinde en çok kanatlı etini daha sonra balık eti ve kırmızı eti tükettikleri görülmüştür. En çok tercih edilen kırmızı et türü sırasıyla; sığır, koyun ve keçi eti'dir. Tercih edilen kanatlı etinde ilk sırayı tavuk (%80.1) alırken daha sonra hindi (14.5), ördek (3.7) ve kaz (%1.7) gelmektedir. Balık etinde ise ilk sırayı hamsi (%30.6) almaktadır. Tüketicilerin et türlerinden kırmızı et ile (%54.4), kanatlı etini lezzetli (%39.2), balık etini ise sağlıklı (%39.6) olduğu için tercih ettikleri görülmüştür. Çalışmadan elde edilen sonuçlar değerlendirilerek öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Örneğin; İzmir ili Bornova ilçesinde yaşayan kişilerin et tüketim yapısının bilinmesi ile üretici ve sanayicilerin stratejilerine yön verilebilir. Etkili eğitim ve yayım programları yapılarak sağlıklı ve dengeli beslenmede et tüketiminin önemi anlatılabilir. Bu sayede et tüketim miktarı istenilen seviyelere çıkarılabilir., This research was conducted to determine the factors affecting the consumer preferences of meat consumers in Bornova district of İzmir province. Study; the effects of some socio-economic and demographic characteristics of consumers on meat consumption amounts were examined. Surveys were conducted face-to-face with 384 consumers between December 2016 and January 2017. According to the results of the research; It was seen that the poultry meat consumed fish meat and red meat later in the survey. The most preferred type of red meat is; beef, sheep and goat meat. In the preferred poultry meat, chicken (80.1%) takes the first place, followed by turkey (14.5), duck (3.7) and goose (1.7%). Anchovy (30.6%) takes the first place in fish meat. Consumers preferred meat with red meat (54.4%), poultry with delicious (39.2%) and fish meat with healthy (39.6%). The results of the study were evaluated and suggestions were made. For example; By knowing the meat consumption structure of the people living in Bornova district of Izmir, the strategies of producers and industrialists can be directed. The importance of meat consumption in healthy and balanced nutrition can be explained by effective training and extension programs. In this way, the amount of meat consumption can be increased to the desired levels.

Bu araştırmada; üç farklı sulandırıcı kullanılarak Saanen tekelerinde sperma özellikleri belirlenmiştir. Çalışmanın hayvan materyalini bir yaşlı altı baş Saanen teke oluşturmuştur. Tekelerden ejekulat alımı, 2017 yılının Temmuz – Aralık ayları arasında haftada iki kez yapılmıştır. Araştırmada, Andromed®, Bioxcell® ve Ovixcell® adlı ticari sulandırıcılarıyla dondurulup çözdürülen spermalarda elde edilen spermatozoa motilite oranları sırasıyla; % 57,68, % 55,35 % 53,54; ileri doğru hareket eden spermatozoa oranları sırasıyla % 44,75, % 43,90, % 42,60; anormal spermatozoa oranınları sırasıyla % 12,92, % 11,40, % 12,12. Araştırmada incelenen özellikler üzerinde sulandırıcı etkisi istatiksel olarak önemli bulunmamıştır. Tekelerde canlı ağırlık, vücut ve testis ölçüleriyle, hormon (FSH, LH, Testo-T, Testo-S) düzeyleri üzerinde ayların etkisi istatistiksel olarak önemlidir (p, This study determined the spermatozoa characteristics of Saanen bucks by using three different diluents. The experimental material of the study consisted of six one-year-old Saanen bucks. Ejaculates were collected from the bucks twice a week between July and December 2017. The total motility rates that were obtained for the sperms that were frozen with commercial diluents of Andromed®, Bioxcell® and Ovixcell® were respectively 57.68%, 55.35% and 53.54%; the progresive motility rates were respectively 44.75%, 43.90% and 42.60%, and the anormal spermatozoa rates were respectively 12.92%, 11.40% and 12.12%. The effect of the type of diluent on the characteristics that were investigated in the study was not found to be significant. The effects of time for months were statistically significant on live weights, body and testicle sizes and hormone levels (FSH, LH, Testo-T, Testo-S) (P

Yapay tohumlama, hayvan ıslahında kullanılan ilk biyoteknolojik yöntemdir. 20. YY.‟dan itibaren hayvancılıkta yoğun olarak kullanılmaya başlanmış, hayvancılık ıslah programlarının vazgeçilmez bir parçası olmuş, hayvan ıslahına büyük ivme kazandırmıştır. Hayvancılıkta yapay tohumlama yöntemlerinin yoğun kullanımıyla birlikte, tohumlamanın ilk ve en önemli aşaması olan “Sperma alma, muayene ve değerlendirme yöntemleri” de zaman içinde gelişmiştir. Makroskopik muayene ve değerlendirme yöntemleri, daha sonra sperma değerlendirmeye yönelik özel mikroskopların geliştirilmesiyle mikroskopik değerlendirme yöntemleri geliştirilmiştir. Son yıllarda Bilgisayar teknoloji ve programlama yöntemleri ile görüntüleme tekniklerinin gelişmesiyle birlikte daha hızlı, daha doğru muayene ve değerlendirme yöntemleri geliştirilmiş ve bu yöntemler de genel olarak “Bilgisayar Destekli Sperma Analiz Yöntemleri” (Computer Assisted Semen Analysis CASA) olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada klasik ve çağdaş sperma analiz yöntemleri tanıtılmış, CASA yöntemlerinin getirdiği avantajlar vurgulanmış ve örnek bir çalışma olarak E. Ü. Z. F. Küçükbaş Hayvan Biriminde mevcut olan “Spermvision” CASA sisteminin bilimsel çalışmalarda kullanılmasını kolaylaştırmak amacıyla cihazın kullanım kılavuzunun ayrıntılı açıklaması yapılmıştır., The artificial insemination (A.I.) is the first biotechnological method used in the animal breeding. This methode were used very intensively in the Animal Science since at the begining of the 20th century. Therefore the amimal breeding programs would be faster realised and no animal breedings program could be planned without A.I. Programs. The semen analysing methods are devoloped also in the same period. With intensive using of artificial insemination methods in the livestock, the first and most important step of insemination like semen analysing including semen collection, semen examination and evaluation methods are , it has developed over time. The traditional methods of semen analysing like macroscopic and microscobic examination and evaluation methods are developed also. At the same time it has been observed very increasing improvements in the computer technology and programming methods and imaging techniques. In the last years were these improving techniques combined and developed new semen analysing methodes like CASA systems. Thus the semen analyising would be better, faster and easier and obtained faster and more trust results. These methods are generally called CASA. In this study, the classical and new modern techniques of semen analysis methods were introduced and compared. The advantages of the Casa methods were explained and as a sample methode “Spermvision™” was described. The user‟s manual and using principles of Spermvision™ system in the Semen Laboratory of E.U.Z.F small ruminants unit were explained detailed

Bu çalışmada, Avustralya dan ithal edilen Saanen oğlaklarında yapay büyütme yöntemi uygulayarak, keçi ve inek sütlerinin, kuzu, buzağı ve oğlak süt ikame yemlerinin, büyüme performanslarına etkileri araştırılmıştır. Araştırmanın materyalini kontrol ve muamele grubu olmak üzere toplam 60 baş oğlak oluşturmuştur. Her oğlak 60 günlük olduğunda sütten kesim ağırlığı alınarak denemeden çıkarılmıştır.Araştırmada 60. gün oğlak canlı ağırlıkları sırasıyla; 14.12, 13.80, 13.72, 12.73, 13.41 kg olarak saptanırken, grup ortalamaları arasındaki farklılıklar önemsiz bulunmuştur(P0.05). Average daily gain for kids were found 195.39, 170.35, 169.93, 154.26 and 166.53 g, respectively. There was no difference between groups on daily gain (P>0.05). Finally, there was no differences between feeding groups. All of milk and milk replacer can be used for kid rearing. But, ıt should be chosen according to the economic cost for milk replacers. It must be considered parameters such as easy supplying, economic or profitability and animal health.Key Words: Artificial Rearing, Performance, Cost. 64