Search

Sosyal bilimlerin birçok alanında kullanılan, disiplinler arası bir kavram olan kurumlar, iktisat yazınında önemli bir yer tutmaya başlamıştır. North'un kavramsallaştırması ile oyunun kuralları olarak tanımlanan kurumlar, bireylerin davranış kalıplarını belirleyen kısıtları koymaktadır. Bu kısıtlar resmi veya gayri resmi nitelikte olabilir. İnsan davranışları üzerindeki etkisi her geçen gün daha fazla kabul gören kurumlar, iktisadi ve siyasi olarak sistemin işleyişini, sistemin kazan ve kaybedenlerini de belirleme gücüne sahiptir. Bu işleyiş birçok araştırmacı tarafından farklı yönleri ile alınarak kavramsallaştırılmıştır. Kurumların gelişmişlik düzeyi üzerindeki etkisini ele alan birçok kuram geliştirilmiştir. Kurumlar literatürüne bu anlamda katkı sunan önemli isimlerden biri de Daron Acemoğlu'dur. Kurumların kapsayıcı veya dışlayıcı niteliğe sahip olmasını toplumsal atışma teorisi temelinde ele alan Acemoğlu'na göre kapsayıcı kurumlara sahip ülkeler gelişme gösterebilmektedir. Çünkü bu ülkeler farklı sosyal gruplar arasında uzlaştırıcı bir iktisadi ve siyasi sistem kurgulayarak siyasi gücün tek bir kişi veya grup elinde toplanmasını engellemektedir. Böylelikle yatırım ve yenilik yapma isteği, kendi kazancına ve mülkiyetine sahip çıkabileceğini bilen bireylerin oluşturduğu toplumlarda gelişmiş olmaktadır. Gelişme probleminin önündeki en önemli sorun, elindeki siyasi gücü kaybetme kaygısı taşıyan seçkinlerin toplumun elindeki kaynakları sadece kendileri için kullanmasıdır. Siyasi kaybedenler hipotezi olarak ifade edilen bu yaklaşım, siyasi gücün ve siyasi kurumların önemine de vurgu yapar. Bu çalışmada siyasi kaybedenler hipotezi Türkiye özelinde de ele alınarak değerlendirilmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar farklı sosyal gruplar arasındaki çatışmaları uzlaştırıcı kapsayıcı kurumların oluşturulamaması, yönetişim başarısızlıklarının temel sonucu olarak görülmektedir. Ayrıca yapılan panel veri analizi ile resmi kurumların özellikle gelişmekte olan ülkelerde etkisinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.Anahtar kelimeler: Kurumlar, Yeni Kurumsal İktisat, siyasi kaybedenler hipotezi,iktisadi ve siyasi kurumlar, panel veri analizi Institution as an interdisciplinary concept which is used in a vast range of social sciences has a great importance in economics literature nowadays. Related to the North, we can define it as the rule of games, which means that institutions put constrains on individuals' behaviors. These constraints can be in formal forms as well as informal ones. That the human behaviors are designed by institutions is becoming a well-accepted idea day by day, therefore it is the same to accept the functions of institutions in economics and social process; its power on determining the losers and winners of society. This process with its different sides has been investigated by scientists. Several theories are constructed for understanding the relations between institutions and development level. Daron Acemoğlu is one of the economists who have important contributions to the institutional theory. He uses inclusive and exclusive institutions concept with social conflict theories for explaining the reason for that some countries have better development level in compare to others. Since these countries succeed in establishing political and economic institutions which have ability solve social conflicts in order to prevent elites' self interested behaviors for using societies' resources. Therefore incentives for investment and innovation can grow societies which have well protected property rights and gains. The most important problem for development is the fear of elites who do not want to lose their political power. This theory is called political losers hypothesis and it underlines the importance of political institutions accompanied with political power. In this study, political losers hypothesis was investigated as a case study for Turkey's history. The main result is that Turkey's exclusive institutions have inability to solve social conflicts which cause the governance problems. Additionally, the panel data analysis results support the informal institutions' effects on development and shows how it affects the changes related to development level. 285

Türkiye'nin yapısal tasarımının hükümetin lehine olduğu bir yasama düzeninde, yasa yapım sürecinde muhalefet partileri nasıl bir rol oynamaktadırlar? Önceki çalışmalar her ne kadar seçkinler ve kitle tutumlarının siyasi muhalefetin üzerine etkisini, bireysel muhalefetin durum incelemesini ve siyasi parti sistemlerinin yasalarla güvence altına alınmasını inceledilerse de; muhalefet partilerinin Türkiye'deki politikaya etki süreçlerini inceleyen deneysel bir çalışma daha önce yapılmamıştır. Frank R. Baumgartner'ın geliştirdiği kuramsal tasarımı kullanan bu tez Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki genel görüşmeleri ve 1983'ten 2015'e Meclis'te muhalefet partilerinin Türk yasama sisteminde kullandıkları politik çatışmalarının araçlarına bir açılım sağlayarak yaşanan görüşmelerin medyada ne ölçüde yer bulduğunu ölçmek ve çözümlemeyi hedeflemiştir. Bu tez Baumgartner'ınyaklaşımı istikrarsız ve dolayısıyla çatışma içeren bir siyasal ortamda istikrar ve demokrasi arasında bir denge bulunmaya çalışılırken muhalefetin nasıl çaba gösterdiğini çözümlemektedir. Tam kurumsallaştırılmamış bir yasama sistemi ortamında politik çatışmaların nasıl şekillendiğini, yasama yapanlar ile dış etkenlerin arasındaki bağlantı eksikliğine nasıl maruz bırakıldığını ve medya özgürlüğünün eksik olduğu bir ortamda bu sürecin etkisinin olup olmadığını araştırmaya yarar. Türkiye'de de benzer bir siyasal çerçeve içinde muhalefetin yasama organını ve genel görüşme olanaklarını kullanarak gündemi genişletmeye olan etkisini araştıran bu çalışma, daha önce dikkat edilmemiş bir muhalefet işlevini böylece gün yüzüne çıkartmaya yardımcı olmaya çalışmıştır.Anahtar Kelimeler: Türkiye Büyük Millet Meclisi, muhalefet partileri, politik çatışmalar,yasama kurumu, demokrasi In a legislative system such as Turkey's in which the institutional design favors governance over inclusiveness, what role do opposition parties play in the legislative process? Previous studies have investigated elite and mass attitudes towards political opposition, case studies of individual opposition parties and the institutionalization of the party system, but an empirical exploration of the contribution of opposition parties to the Turkish policymaking process is lacking. Applying a framework engineered by political scientist Frank R. Baumgartner, this thesis quantifies and analyzes general debate in the Turkish Grand National Assembly and the magnitude of media coverage of these debates from 1983 to 2015 in order to gain insight into the tools of political conflict used by opposition parties in the Turkish legislative system. This thesis concludes that when the forces of political conflict are played out against the backdrop of a not fully institutionalized legislative system, subject to a lack of linkages between legislators and outside actors, and operating in a less free media climate, Baumgartner's framework reveals an inconsistent picture and the patterns of conflict that are revealed in the Turkish case reflect a larger struggle in finding a balance between stability and democracy.Keywords: Turkish Grand National Assembly, opposition parties, political conflict,legislative institutionalization, democracy 68

Benzer coğrafi, sosyal, ekonomik, kültürel parametrelere sahip ülkelerin ekonomik performansları arasında ciddi farklılıklar bulunabilmektedir. Bu gerçeğe geçmiş dönemlerde çok çeşitli teorik açıklamalar getirilmekte ise de, son dönemde söz konusu ekonomik performans farklılıklarını, kurumları ön plana çıkarmak suretiyle açıklayan kurumsal iktisat ekolü dikkat çekmektedir. Kurumsal iktisat ekolüne göre her bir ülkede/ekonomide, günlük yaşamı düzenleyen anayasa, kanun ve benzeri yazılı hukuki kurallar gibi formel; gelenekler, alışkanlıklar gibi enformel kurumlar mevcuttur. Bu kurumlar toplumsal yaşamın her boyutundaki belirsizlik ve riskleri azalttıkları ölçüde kapsayıcı olmakta, tersi durumda ise dışlayıcı nitelik taşımaktadırlar.Bu bağlamda, doğal kaynaklar ve aktif işgücü miktarı bakımından oldukça zengin olmasına rağmen, özellikle 90'lı yıllardan sonra, kalkınmanın finansmanında en önemli dış kaynak olarak ortaya çıkan küresel doğrudan yabancı sermaye yatırımı akımlarından yeteri kadar pay alamayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da, kurumların doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkisi panel veri analizi yöntemi ile incelemiştir.Sonuç olarak, doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde ifade özgürlüğü ve hesap verilebilirlik ile düzenlemelerin kalitesinin %1, yönetimin etkinliğinin %5 ve hukukun üstünlüğünün %10 düzeyinde anlamlı etkisinin bulunduğu, siyasal istikrar ve şiddetsizlik ile yolsuzluğun kontrolü göstergelerinin ise anlamlı bir etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. There are serious differences between economic performances of countries which have similar geographic, social, economic and cultural parameters. Although this reality was explaining with various theoretical forms previously, institutionalism what use institutions for analyzing the subject, take over at the last terms. According to institutionalism, there are some formal institutions like constitution, codes etc. and informal institutions like traditions, practices etc. to organize/regulate the daily life. These institutions may be inclusive or exclusive to their characteristic that rise/fall ambiguity, in social life.In this context, we researched the effects of institutions on foreign direct investments with panel data analysis, in the Middle East and North Africa which a rich region about natural resources and labor force, couldn't take advantage from global foreign direct investment inflows that come up the most important external source for development especially raised after nineties.We found that voice and accountability(%1), requlations quality (%1), government effectivenesss (%5) and rule of law (%10) have significiant; on the other hand political stability-nonviolence and control of corruption have no significiant effect on foreign direct investments. 268

ÖZETKURUMSAL KALİTE VE EKONOMİK BÜYÜME:KÖRFEZ ÜLKELERİ İÇİN BİR UYGULAMAÜlkelerarası ekonomik performans farklılıklarının nedenleri ve kaynakları iktisat literatürünün önemli tartışma konularından birisini oluşturmaktadır. Konuyu açıklamaya yönelik geleneksel kuramlar, gerek sahip oldukları ciddi varsayımlar gerekse de ortaya çıktıkları dönemin sorunlarına çözüm getirme maksadı taşımaları nedeniyle söz konusu hususlara tam ve kesin bir açıklama getirememişlerdir.Bu noktada, ülkeler arasındaki ekonomik büyüme farklılıklarının ortaya çıkmasında yalnızca ekonomik nedenlerin değil, ekonomi dışı faktörlerin de önemli rollerinin olduğunu belirten "Kurumsal İktisat” yaklaşımı ön plana çıkmıştır. Buna göre, ülkeler arasındaki farklar, “kurum” kavramı çerçevesinde açıklanmakta olup, “kurumsal kalite” düzeyi yüksek ülkelerde, mülkiyet haklarının korunacağı, yolsuzluğun engelleneceği, piyasanın çeşitli düzenlemeler vasıtasıyla destekleneceği, böylelikle ekonomik performansının arttırılacağı ve büyümenin gerçekleştirileceği belirtilmektedir.Bu kuramsal çerçevede hazırlanan tez çalışmasıyla, 1995-2014 döneminde Körfez ülkelerinin kurumsal kalite düzeylerinde meydana gelen değişimlerin ekonomik büyüme performansları üzerindeki etkileri panel veri analizi yöntemiyle incelenmiş olup, neticesinde; işbu ülkelerde, “İfade Özgürlüğü ve Hesap Verme Sorumluluğu” ile “Yolsuzluğun Kontrolü” kurumsal kalite değişkenleri ile ekonomik büyüme arasında pozitif ve anlamlı bir ilişkinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.Anahtar kelimeler:Körfez Ülkeleri, Ekonomik Büyüme, Yönetişim Kurumları, Kurumsal Kalite, Panel VeriABSTRACTINSTITUTIONAL QUALITY AND ECONOMIC GROWTH: AN ANALYSİS FOR GULF COUNTRİESThe causes and sources of economic performance differences among countries is one of the most contentious subject in the economics literature. Traditional theories that explain the same subject have not been able to give a full and accurate description to the issues, although they used to have serious hypotheses and aim to bring solutions to the problems arisen in that period. At this point, "Institutional Economics" approach has come into prominence which has revealed that not only the economic factors but also the non-economic factors have important roles in the emergence of economic growth differences among countries. In this respect, the differences between countries is explained within the concept of “institution”, and it is stated that in countries with high level of “institutional quality”, property rights will be protected; corruption will be controlled; the market will be supported through a variety of regulations; thus, the improvement of economic performance and growth would be achieved.In this theoretical framework, the thesis examined the effects of institutional quality in Gulf Countries on the performance of their economic growth between the periods of 1995-2014 by using the panel data analysis method. As a result of this, it has been concluded that there is a positive and significant relationship between economic growth and the institutional quality variables of “Voice and Accountability” and “Control of Corruption”.Keywords :Gulf Countries, Economic Growth, Governance Institutions, Institutional Quality, Panel Data

Her toplumda devlet ve devletin dışında kalan bir işleyiş mutlaka vardır. Devlet kamu yönetimleri ile somut olarak hissedilir. Yönetişim, devlet ,özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını kapsamaktadır. Demokrasinin gelişimine paralel olarak yönetişimin de güçlendiği söylenebilir. Yeni Kurumsal Kurama göre baskı ve zorlamalar sebebiyle kurumlar birbirine benzer. Yönetişim uygulamaları ile uluslararası sistemde kamu yönetimleri birbirine benzemekte Yeni Kurumsal Kurama göre eşbiçimli hâle gelmektedir. Bu bağlamda bu tezin sorunsalı yönetişimin Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kamu yönetimleri açısından kurumsallaşmayı etkileyip etkilemediğidir. Avrupa Birliği (AB) tarafından belirlenen yönetişim ilkelerinin her biri için Dünya Bankası'nın yönetişim göstergeleri kullanılarak Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yönetişim puanları hesaplanmıştır. Kurumsallaşma eşbiçimlilik vasıtası ile ölçülmeye çalışılmaktadır. Literatürdeki uyum ölçeklerinden faydalanılarak kamu yönetimleri için geçerli olabileceği ve eşbiçimliliği ölçebileceği düşünülen özgün bir ölçek oluşturulmuş böylece Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kurumsallaşma puanları hesaplanmıştır. Her iki veri ile yönetişimin kurumsallaşma üzerindeki riskine karar ağacı yöntemi kullanılarak bakılmıştır. Yapılan analizler ile yönetişimin Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri kamu yönetimleri için kurumsallaşmayı etkilediği bulunmuştur. Societies have states as ultimate, formalized governing structures as well as non-state functional organized structures. The state is the embodiment of public administration. Governance involves the public sector, the private sector and civil society organizations. It may be claimed that governance strengthens as democracy develops. The fundamental postulation of the Neo-Institutional Theory is that organizations tend to be isomorphic due to pressures and forces. Through governance practices, the public administrations across the world become similar to each other, or `isomorphic` in the terminology of the Neo-Institutional Theory. In this context, the present dissertation investigated the question whether governance influenced the institutionalization of public administrations in Turkey and European Union (EU) countries. Governance scores were calculated for Turkey and individual EU countries for each of the principles of governance adopted by the European Union, using the governance indicators of the World Bank. Endeavour was made to measure institutionalization by isomorphism. Building on the commensurability scales in the literature, a specific scale was developed which could be valid for public administrations and measure isomorphism; and the institutionalization scores for Turkey and individual EU countries were thus calculated. Using both data, the decision tree method was used to assess the risks of governance on institutionalization. The analysis results suggested that governance influenced the institutionalization of public administrations in Turkey and European Union (EU) countries. 278

Fordist üretim biçiminin etkinliğini yitirip postfordizmin güçlenmesi ile birlikte üretim biçimindeki değişiklikler, bölgelerin ön plana çıkmasını beraberinde getirmiştir. Bölgelerin önem kazanması politika ve planların odak noktasını değiştirmiş, bu yaklaşım kendini kalkınma politikalarında da göstermeye başlamıştır. Yeni anlayış paralelinde kalkınma paradigmalarındaki değişimi hayata geçirmek için farklı örgütlenme biçimlerine yönelinmiştir.Ulusal kalkınma miti yerine mekanın öne çıkarıldığı yaklaşımlar kalkınma politikalarında ağırlık kazanmaya başlamış, bölgesel sistemlerin kuruluşu ve etkinleştirilmesi temel gündem başlıkları arasında yerini almıştır. Bu doğrultuda kurulan yeni sistemler yerelleşme hareketi olmakla birlikte devletin sınıflara, ekonomiye ve mekana müdahalesini içermektedir.Bu çalışma ile birlikte neoliberal sistem dahilinde ortaya çıkan yeni kalkınma politikaları kapsamında karşılaşılan büyüme koalisyonlarının bölgesel gelişme üzerindeki etkileri irdelenmiştir. Kalkınmada sosyal ağların ve yönetişimin rolü üzerinde durulmuş olup büyüme koalisyonlarının etkisi, farklı toplumsal kesimler dahilinde kalkınma ajansları örneği üzerinden incelenmiştir.Anahtar Kelimeler: Büyüme koalisyonu, kalkınma, kalkınma ajansı, büyüme motoru, birikim rejimleri. Changes in the modes of production due to the weakening of fordist production system and the rise of postfordism bring about the prominence of regions. The rise of regions affected the policies and plans in general and this is also the case in the development policies. As a result, planners lean into creating new organization types in order to realize a positive change in development paradigm in parallel to new understandings.The focus in `region` rather than a `national development myth` is the new basis for development policies while the establishment and activation of regional systems is the principal item on the agenda. The new systems created in parallel with this paradigm include the intervention of the state into the classes, economy and the space while it is mostly a localization agent.In this study, the effects of the growth coalitions on regional development which are foreseen by the new development policies in neoliberal system context are studied. In the study, priority is given to the role of social networks and governance in order to discuss the effects of growth coalitions, specifically the effects of Regional Development Agencies on several sections of society.Keywords: Growth coalition, development, regional development agency, growth machine, accumulation regimes. 184

Although it has frequently been argued that the quality of institutions affects the innovative potential of a territory, the link between institutions and innovation remains a black box. This paper aims to shed light on how institutions shape innovative capacity, by focusing on how regional government quality affects innovative performance in the regions of Europe. By exploiting new data on quality of government (QoG), we assess how government quality and its components (control of corruption, rule of law, government effectiveness and government accountability) shape patenting capacity across the regions of the European Union (EU). The results of the analysis ? which are robust to controlling for the endogeneity of institutions ? provide strong evidence of a causal link between the quality of local governments and the capacity of territories to generate innovation. In particular, low quality of government becomes a fundamental barrier for the innovative capacity of the periphery of the EU, strongly undermining any potential effect of any other measures aimed at promoting greater innovation. The results have important implications for the definition of innovation strategies in EU regions.

YÖK Tez No: 344586 Küreselleşme, son yıllarda dünyada yaşanan değişim ve dönüşümlerin temel hatlarını belirleyen kavram olarak etkisini birçok alanda hissettirmektedir. Küreselleşmenin tanımı ve kavramsal çerçevesinde bir fikir birliği olmasa da, farklı disiplinlerce farklı şekilde tanımlanan bir süreç olduğu kabul edilmektedir. Ekonomik, teknolojik, siyasi, ekolojik, sosyo-kültürel alanlarda çeşitli değişim ve dönüşümlerin yaşanmasına sebep olan küreselleşme olgusu, yerel yönetimleri de etkilemektedir. Küreselleşme süreci ile birlikte yerel yönetimlerin örgütlenme yapısında, hizmet sunum yöntemlerinde, katılımcı mekanizmalarda, mali yapısında, sorumluluk ve hesap verebilirlik anlayışında değişimler ortaya çıkmıştır. Küreselleşmenin demokratikleşme eğilimlerinin güç kazanması ve yerel demokrasinin vurgulanması yönünde yerel yönetimleri etkilemesi neticesinde, Yerel Gündem 21 Programı ile gündeme taşınan kent konseyleri de çalışmada yer almaktadır. Bu çalışmada, küreselleşmenin yerelde ve yerel yönetimlerde sebep olduğu değişim ve dönüşüm anlatılmaktadır. Bu kapsamda çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ?küreselleşme?, ?yerelleşme? ve ?yerel yönetim? kavramlarına ilişkin olarak teorik ve kavramsal bir çerçeve ortaya konulmuştur. Küreselleşmenin ekonomik, teknolojik, siyasal ve sosyo-kültürel boyutları ele alınmış ve küreselleşme ile yerelleşme kavramına yönelik farklı yaklaşımlar ele alınmıştır. Tezin ikinci bölümünde küreselleşme sürecinde yerel yönetimlerin yapısal ve işlevsel dönüşümünü etkileyen yeni eğilimler incelenmiştir. Bu bölümde; küreselleşmenin ulus devlet üzerindeki etkilerine ve bununla birlikte, yerel yönetimlere olan yansımalarına değinilmiştir. Tezin üçüncü bölümünde, küreselleşme sürecindeki uluslararası yapılanmalar ve bu yapılanmaların Türkiye?deki yerel yönetimlere yansımaları incelenmiştir. Tezin dördüncü bölümünde; küreselleşme sürecinde yerel yönetimlerde oluşan yeni eğilimler çalışılmakta, Yerel Gündem 21, sürdürülebilir kalkınma ve kent konseylerinden bahsedilmektedir. Tezin beşinci ve son bölümünde, küreselleşme sürecinde yerel demokrasi ve kent konseyleri bağlantısı incelenmiştir. Globalization, as the concept of basic outlining of changes and transformations in the world in recent years, has a noticeable impact in many areas. Though there isn?t a consensus about the definition and conceptual framework of globalization, it is assumed that is a defined process in different ways by different disciplines. The phenomenon of globalization is a cause of various changes and transformations in economic, technological, political, ecological, and socio-cultural areas and affects to the local governments. The changes about local governments have emerged as well as the organization structure of its and the methods of service delivery, participatory mechanisms, financial structure, the understanding of responsibility and accountability. Globalization affected to the local governments by the way of local democracy. As a result of carrying the agenda of the Local Agenda 21 Program, city councils are located in the study. The changes and transformations which caused by the globalization are explained in this study. In this context, the study consists of five sections. The theoretical and conceptual framework of ?globalization?, ?localization? and ?local government? put forward in the first section. The economic, technological, political, and socio-cultural dimensions of globalization are discussed and put forward different approaches to the concept of globalization and decentralization. In the second part of thesis, the new trends are examined which affected the structural and functional transformation of local governments during globalization process. The effects of globalization on the nation state, and with it, the reflections of local governments are mentioned in this section. The international structures during the process of globalization and the reflections of these structures to the local governments in Turkey are examined in third part of thesis. The new trends in local governments during the process of globalization have studied and the Local Agenda 21, sustainable development and city councils have mentioned in fourt section of the study. The relation between city councils and local democracy during the process of globalization is focused on the fifth and final part of the thesis.

Küreselleşme, son yıllarda dünyada yaşanan değişim ve dönüşümlerin temel hatlarını belirleyen kavram olarak etkisini birçok alanda hissettirmektedir. Küreselleşmenin tanımı ve kavramsal çerçevesinde bir fikir birliği olmasa da, farklı disiplinlerce farklı şekilde tanımlanan bir süreç olduğu kabul edilmektedir. Ekonomik, teknolojik, siyasi, ekolojik, sosyo-kültürel alanlarda çeşitli değişim ve dönüşümlerin yaşanmasına sebep olan küreselleşme olgusu, yerel yönetimleri de etkilemektedir. Küreselleşme süreci ile birlikte yerel yönetimlerin örgütlenme yapısında, hizmet sunum yöntemlerinde, katılımcı mekanizmalarda, mali yapısında, sorumluluk ve hesap verebilirlik anlayışında değişimler ortaya çıkmıştır. Küreselleşmenin demokratikleşme eğilimlerinin güç kazanması ve yerel demokrasinin vurgulanması yönünde yerel yönetimleri etkilemesi neticesinde, Yerel Gündem 21 Programı ile gündeme taşınan kent konseyleri de çalışmada yer almaktadır. Bu çalışmada, küreselleşmenin yerelde ve yerel yönetimlerde sebep olduğu değişim ve dönüşüm anlatılmaktadır. Bu kapsamda çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ?küreselleşme?, ?yerelleşme? ve ?yerel yönetim? kavramlarına ilişkin olarak teorik ve kavramsal bir çerçeve ortaya konulmuştur. Küreselleşmenin ekonomik, teknolojik, siyasal ve sosyo-kültürel boyutları ele alınmış ve küreselleşme ile yerelleşme kavramına yönelik farklı yaklaşımlar ele alınmıştır. Tezin ikinci bölümünde küreselleşme sürecinde yerel yönetimlerin yapısal ve işlevsel dönüşümünü etkileyen yeni eğilimler incelenmiştir. Bu bölümde; küreselleşmenin ulus devlet üzerindeki etkilerine ve bununla birlikte, yerel yönetimlere olan yansımalarına değinilmiştir. Tezin üçüncü bölümünde, küreselleşme sürecindeki uluslararası yapılanmalar ve bu yapılanmaların Türkiye?deki yerel yönetimlere yansımaları incelenmiştir. Tezin dördüncü bölümünde; küreselleşme sürecinde yerel yönetimlerde oluşan yeni eğilimler çalışılmakta, Yerel Gündem 21, sürdürülebilir kalkınma ve kent konseylerinden bahsedilmektedir. Tezin beşinci ve son bölümünde, küreselleşme sürecinde yerel demokrasi ve kent konseyleri bağlantısı incelenmiştir.Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Yerel Yönetimler, Yerelleşme, Kent Konseyleri, Yerel Demokrasi, Yönetişim Globalization, as the concept of basic outlining of changes and transformations in the world in recent years, has a noticeable impact in many areas. Though there isn?t a consensus about the definition and conceptual framework of globalization, it is assumed that is a defined process in different ways by different disciplines. The phenomenon of globalization is a cause of various changes and transformations in economic, technological, political, ecological, and socio-cultural areas and affects to the local governments. The changes about local governments have emerged as well as the organization structure of its and the methods of service delivery, participatory mechanisms, financial structure, the understanding of responsibility and accountability. Globalization affected to the local governments by the way of local democracy. As a result of carrying the agenda of the Local Agenda 21 Program, city councils are located in the study. The changes and transformations which caused by the globalization are explained in this study. In this context, the study consists of five sections. The theoretical and conceptual framework of ?globalization?, ?localization? and ?local government? put forward in the first section. The economic, technological, political, and socio-cultural dimensions of globalization are discussed and put forward different approaches to the concept of globalization and decentralization. In the second part of thesis, the new trends are examined which affected the structural and functional transformation of local governments during globalization process. The effects of globalization on the nation state, and with it, the reflections of local governments are mentioned in this section. The international structures during the process of globalization and the reflections of these structures to the local governments in Turkey are examined in third part of thesis. The new trends in local governments during the process of globalization have studied and the Local Agenda 21, sustainable development and city councils have mentioned in fourt section of the study. The relation between city councils and local democracy during the process of globalization is focused on the fifth and final part of the thesis.Key Words: Globalization, Local Governments, Decentralization, City Councils, Local Democracy, Governance 130

Anahtar Kelimeler: Yönetişim, Kurumlar, EAGÜ, Büyüme, Fark GMMÖZETBu tez, En Az Gelişmiş Ülkeler’ de (EAGÜ) büyümenin ana belirleyicisi olan yönetişimin kişi başına düşen düşük seviyeli milli gelirdeki büyüme üzerine etkisini incelemektedir. Bu çalışma, literatürdeki kaynaklara; özellikle Aysan, Nabli ve Varoudakis (2006) makalesine dayanarak, ekonomik büyümeyi arttıran yönetişim kurumlarını kategorize etmektedir. EAGÜ ile Yüksek Gelirli OECD ülkelerinin toplu yönetişim göstergeleri karşılaştırıldığında, EAGÜ’ in daha düşük performans gösterdiği görülmektedir. Kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ile toplu yönetişim göstergeleri arasındaki pozitif korelasyonlar, daha kaliteli yönetişimin daha yüksek kişi başına düşen milli gelire, dolayısıyla ekonomik büyümeye yol açtığını göstermektedir. EAGÜ ve Yüksek Gelirli OECD ülkelere karşılık gelen iki ayrı blok halinde yayılmış kişi başına düşen milli gelir ve yönetişim performansları zengin ülkelerin daha iyi yönetişim kurumlarına sahip oldukları hipotezini desteklemektedir. EAGÜ’ deki yönetişim kalitesinin değişimi, bu ülkelerin yönetişim kalitelerinde zaman içersinde birbirlerine yakınsama mı yoksa ıraksama mı olduğunu, ayrıca ıraksayan yönetişim göstergeleri için bu ülkelerden hangilerinin daha iyi yada daha kötü yönetişime sahip olduğunu göstermektedir. Panel regresyonlarda iki alternatif “Fark GMM” tekniği kullanılarak, toplu yönetişim göstergelerinin diğer kontrol değişkenleri; “önceki dönem kişi başına düşen GSYİH”, “beşeri sermaye”, “ithalat nüfuz endeksi”, “ticari açıklık” ve “net resmi kalkınma desteği ve gelen resmi yardımlar” ile birlikte ekonomik büyüme üzerine olan etkisi incelenemiştir. Regresyon sonuçlarına göre, toplu yönetişim kalitesini gösteren birleştirilmiş yönetişim göstergesinin “kişibaşına düşen GSYİH” üzerine önemli pozitif etkisi olduğu bulunmuştur. Bu sonuç, “idari yönetim kalitesi” ve “politik istikrar” için de aynı çıkmıştır. Bir diğer birleştirilmiş yönetişim göstergesi olan “demokratik hesap verilebilirlik söz hakkı” nın ekonomik büyüme üzerine etkisi ise belirsiz çıkmıştır. “Önceki dönem kişi başına düşen milli gelir” ve “beşeri sermaye” nin ekonomik büyüme üzerine önemli pozitif etkisi olduğu, diğer kontrol değişkenlerinin ise ekonomik büyüme üzerine olan etkilerinin belirsiz olduğu bulunmuştur.Keywords : Governance, Institutions, LDCs, Growth, Difference GMM ABSTRACTThis dissertation addresses the issue of the low level of GDP per capita growth in Least Developed Countries (LDCs), with special emphasis on the role of governance as a main determinant of growth. Based on the existing literature; especially Aysan, Nabli and Varoudakis (2006), the study categorizes what types of governance institutions promote growth. When the aggregate governance indicators of LDCs are compared with High Income OECD countries, LDCs have performed worse. The positive correlations between aggregate governance indicators and GDP per capita suggest that better governance leads to higher income per capita, thus growth. The separate block dispersion of corresponding LDCs and High Income OECD countries also illustrates the hypothesis that rich countries can afford better institutions. The evolution of governance quality in LDCs is evaluated to identify whether there is a convergence or divergence in these countries and also to specify which countries that are deteriorated or improved with respect to aggregate governance indicators. In order to determine the role of aggregate governance indicators together with the role of control variables; “lag of GDP per capita”, “human capital”,” import penetration”,” trade openness” and “net official development assistance and official aid received”, two alternative difference GMM techniques are applied in panel regressions. According to estimation results, it was found that governance quality as an overall aggregate index has positive significant effect on GDP per capita growth. This result is particularly true in the case of “administrative quality” and “political stability”. Evidence in favor of “democratic accountability public voice” seems less robust. Estimation results also stress that lag of income per capita and human capital have positive significant effect on growth. The results for other control variables are less robust.

Uluslararası kuruluşlardan biri olan Dünya Bankası tarafından ilk defa bugünkü anlamıyla kullanılan ?yönetişim? kavramı, birçok devlet, uluslararası kuruluş ve uluslarüstü oluşum tarafından benimsenerek kamu yönetimi alanında kullanılmıştır. Katı, hiyerarşik ve bürokratik yapı yerine devletin özel sektör ve sivil toplum ile yetkilerini paylaştığı bir düzen içeren yönetişim, tüm aktörlerini ?paydaş? olarak tanımlayan bir yönetim sistemidir. Yönetişimin; yönetimlere hesap verebilirlik, cevap verebilirlik, açıklık, katılım ve etkinlik getirmesi planlanmaktadır. Katılımın yerel yönetimlerde daha yüksek oranda olması ise; yönetişim sisteminin yerel yönetimlere taşınmasına sebep olmuştur. Çalışmada ana konuyu oluşturan ?yerel yönetişim? kavramı yerel yönetimleri ve yönetişimi ilgilendiren diğer kavramlarla birlikte ayrıntılı olarak tanımlanmıştır. Ayrıca Türkiye'nin ?yerel yönetişim? kavramı çerçevesinde yaptığı çalışmalar ve uygulamalar aktarılmıştır.Bununla birlikte, bu çalışmada Türkiye'nin 2000 yılından sonra değiştirilen yerel yönetim yasaları, değiştirilmesi düşünülen kanunlar ve yerel yönetimleri etkileyen bazı uluslararası belgeler yerel yönetişim anlayışını açısından değerlendirilmiştir. İlgili belgelerin yerel yönetişim anlayışının özelliklerini ne kadar barındırdığı, değiştirilen kanunların yapılış aşamasındaki fikirler ve uluslararası belgelerin Türkiye'nin yönetim yapılanmasındaki etkileri tartışılmıştır. Bu bağlamda belediyeler, büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri, köyler, kalkınma ajansları, mahalli idare birlikleri yasaları, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve AB müzakere belgeleri ile BM İkiz Sözleşmeleri incelenmiştir.Çalışmanın ana denencesine göre; Türkiye'de 2000 sonrası çıkarılan çeşitli yasalarla ve dâhil olunan uluslararası belge ve sözleşmelerle, yerel yönetimden yerel yönetişime geçiş süreci ivme kazanmıştır. Bu ana denenceden yola çıkılarak incelenen her belge için bir denence üretilmiş ve bu denenceyi destekleyecek bulgu ve önerilere ulaşılmıştır.Anahtar Kavramlar: Yönetişim, Yerel Yönetim, Yerel Yönetişim, Yerel Yönetim Yasaları The concept of governance which is firstly used by World Bank in its daily use accepted by many international organizations, intra-national creations, governments and applied for public administration. Governance which is a system in which the government shares its power with private sector and non-governmental organizations instead of hierarchical and bureaucratic structure is a management system that defines its actors as ?stakeholders?. Governance purposes to hold accountability, responsibility, openness, participation and efficiency for governments. The system of governance moved into local administrations because of the higher participation rate in local areas. In this study, the concept of ?local governance? which is the main subject defined in details with the other concepts concern with local administration and governance. Moreover some implementations done by Turkey within the frame of ?local governance? are briefed.Besides; in this study, the local administration acts of Turkey which renewed after 2000, the acts thought to renew, and some international papers matter of local governments considered within the frame of local governance. The ideas about acts, the rate of characteristics of governance in these papers, and the impacts of the international papers on Turkey?s local administrative structure are discussed. In this frame; municipality law, metropolitan municipality law, special provincial administration law, village act, law of development agencies, law for association of local authorities, Law of Financial Management and Control of State, EU negotiation papers, and the Twin Agreements of UN are analyzed.According to the main hypothesis of this study; In Turkey, transition from local government to local governance accelerated by the acts made after 2000 and the international agreements. By using the main hypothesis, sub-hypothesis for every paper are argued and achieved some findings and proposals.Key Words: Governance, Local Administration, Local Governance, Local Administration Act. 180

YÖK Tez No: 344595 Bu çalışmada, kurumsal yönetişimin anonim şirketler açısından önemi incelenmek istenmiştir. Araştırmada kurumsallaşma, kurumsal yönetişim ve ilkeleri tanıtılmaya çalışılmıştır.Herakleitos der ki: ? Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.? Yaşamda ortaya çıkan değişim sürecine işletmeler de ayak uydurmak zorundadırlar. İşletmeler çevreyi ve değişiklikleri önemsemek suretiyle varlıklarını sürdürebilirler. Bilgi toplumuna geçişle birlikte işletmelerde de geleneksel yönetim kavramı evrim geçirmiş ve artık çalışanların her birinin işletmenin ortağı olarak görüldüğü yeni bir bakış açısı ortaya çıkmıştır. İşletmeler, uzun dönemli amaçlarını belirlerken stratejik konumda olan tüm çalışanları işin içine katmaktadırlar. Artık tek bir kişi tarafından ya da tek bir noktadan alınan kararlar, yerini ortak kararlara bırakmıştır. Bunun için uygun ortamın oluşturulması ise yeni bir kavram olan yönetişimi ortaya çıkarmıştır.Çalışmada, devletin kalkınmada öncelikli iller arasına aldığı ve yatırımcıyı yoğun olarak desteklediği illerden biri olan Giresun ilindeki anonim şirketlerin kurumsal yönetişim prensiplerine uyumu ve bu çerçevedeki ilkelerin uygulanabilirliği, Dünya'da baz alınan OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri ile SPK Kurumsal Yönetim Prensipleri temel alınarak incelenmiştir. Araştırmaya dâhil olan işletmelerin genel olarak kurumsal yönetişimin gerekliliklerini yerine getirdikleri görülmüştür.Anahtar Kelimeler: Şirket Yönetimi, Kurumsallaşma, Kurumsal Yönetişim, Yönetim Kurulu In this study, it was attempted to investigate the importance of corporate governance for corporations. Institutionalization, corporate governance and the principles were introduced.Herakleitos says, ?The only constant is change.? So, enterprises have to keep pace with the process of change occurring in life. They maintain their existence as long as they care about changes in the environment. The concept of traditional management in business has evolved with the transition to an information society and a new perspective regarding each employee as a partner of enterprise has emerged. Enterprises involve all strategic employees to determine long-term objectives. Single person or single centred decisions have been replaced by common decisions. Creating an appropriate atmosphere for this reason has revealed a new concept; governance.In this study, compliance of corporations with the principles of corporate governance in Giresun, stated and supported as one of the prior provinces for development by the government, and applicability of these principles in this framework were analyzed based on OECD Corporate Governance Principles and CMB Corporate Governance Principles. The enterprises included in the survey were generally fulfil the requirements of corporate governance.Keywords: Business Management, Institutionalization, Corporate Governance, Board of Directors

Bu çalışmada, yerel yönetişim ve belediyelerde karar alma sürecinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla öncelikle belediyelerde yönetime katılım mekanizmaları ile yerel halkın bu mekanizmalara katılım seviyesi araştırılmıştır. Daha sonra belediyelerde karar alma sürecinin en kritik aşamaları olan, gündem belirleme ve kararların alınması aşamalarında kimlerin yer aldığı ve bu süreçte ne kadar etkili oldukları belirlenmeye çalışılmıştır.Bu kapsamda Antalya (büyük ölçekli), Afyonkarahisar (orta ölçekli) ve Burdur (küçük ölçekli) illerinin belediye meclisleri ile kent konseyleri çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırmada yöntem olarak saha araştırması, veri toplama aracı olarak ise anket tekniğinden yararlanılmıştır. Ayrıca kent konseyi kararlarının belediye meclislerinde kabul edilme düzeylerini belirleyebilmek için kent konseyi kararları üzerinden içerik analizi de yapılmıştır.Anket çalışması ve içerik analizleri sonucunda, yerel yönetişimle ilgili düzenlemelerin belediyelerde hayata geçirildiği ve katılım yollarını arttırdığı görülmüştür. Ayrıca halkın belediyelerde karar alma sürecine, stratejik plan, ihtisas komisyonları, gönüllü katılım ve kent konseyleri aracılığıyla katılmalarında herhangi bir sorun yaşanmadığı ve katılım düzeyinin de yüksek olduğu tespit edilmiştir. Belediye meclislerinin karar alma sürecinde, sivil toplum kuruluşlarının ve kent konseylerinin görüşlerine yer verildiği ve kararların bu görüşler doğrultusunda alındığı ifade edilmiştir. Belediye meclislerinde gündem belirleme aşamasında kent konseylerinin etkili oldukları, özellikle kent konseylerinden belediye meclislerine gönderilen kararların tamamına yakınının belediye meclisi gündemine alınarak görüşüldüğü ve kabul edildiği gözlenmiştir.Çalışmada kent konseylerinin belediye meclisi kararları üzerinde de etkili olduğu görülmüştür. Belediye meclisleri tarafından alınmış olan bazı kararların kent konseyini talebi üzerine geri çekilebildiği ya da değiştirildiği bulgusuna ulaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Yönetişim, Yerel Yönetişim, Yerel Yönetim, Yerinden Yönetim, Kent Konseyi, Belediye Meclisi, Karar Alma Süreci In this study, it is aimed to study local governance and the decision-making process in the municipalities. For this purpose, first of all, participation mechanisms in management activities of municipalities and participation level of local people in the mechanisms are studied. Later, it is aimed to determine who take part in agenda-setting and decision-making processes which are the most critical phases of decision-making process in the municipalities and at what level they are effective in this process.In this context, the Municipal Councils and City Council of Antalya (metropolitan city), Afyonkarahisar (medium scale city) and Burdur (small scale city) are included in this study. Field research and public survey technique are used as research method and as a data collection means respectively. Content analysis is also conducted with respect to the city councils? decisions in order to determine their approval rate in municipality councils.As a result of analyses of the public surveys and the content analyses, it has been observed that the arrangements related to local governance are materialized in municipalities and have increased the participation paths. In addition, it has been determined that there is no problem for people to participate in decision-making and strategic planning processes through Expertise Commissions, City Councils and by voluntary participation, and also the participation rates have been high. It has been stated that the opinions of Non-Governmental Organizations and City Councils are included in decision-making processes in the municipal councils, and the decisions are taken with respect to those opinions. It has been observed that the city councils are effective in agenda setting, and almost all the decisions which were sent by the city councils to the municipality councils have been discussed and approved in the municipality councils.It has been also observed that the City Councils are decisive in the final decision of municipalities. Furthermore, it has been found that some decisions which were taken by municipality councils are subject to modification and withdrawal by a request from city councils.Key Words: Governance, Local Governance, Local Government, Decentralization, City Council, Municipality Council, Decision-Making Process 328

This case study summarizes the findings of desk reviews and a field visit carried out in January 2011 as part of IEG's evaluation of the 2007 Governance and Anticorruption (GAC) strategy. The case study sought to evaluate the relevance and effectiveness of Bank support for GAC efforts over the FY2004-10 period, to assess the contributions of 2007 strategy implementation, and to identify early outcomes and lessons. This Background Paper is based on findings of the mission that visited Liberia in January 2011. The team is particularly grateful for informative meetings with officials from the Government of Liberia, Bank staff, and members of civil society. The evaluation aims to help enhance the Bank's approach to governance and anticorruption and to improve its effectiveness in helping countries develop capable and accountable states that create opportunities for the poor. Pursuant to this objective, the evaluation assessed the relevance of the 2007 GAC strategy and implementation plan, as well as the efficiency and effectiveness of implementation efforts in making Bank engagement with countries and other development partners more responsive to GAC concerns. It also sought to identify early lessons about what works and what does not in helping to promote good governance and reduce corruption. The Liberia case study is based on an extensive desk review as well as a field visit to Monrovia from January 17-22, 2011. It evaluates the relevance and effectiveness of Bank support for governance and anticorruption efforts since the launch of the Bank's GAC strategy in 2007. It elaborates on a desk review of the GAC responsiveness of the Bank's Liberia program and reviews the following GAC entry points: core public sector reform (public financial management and decentralization); demand for good governance (including social accountability issues); GAC in the road sector; and the investment climate. The case study also examines the extent to which the Bank's GAC Strategy has made a difference in staff attitudes toward addressing GAC issues in their operational work. The mission interviewed government, Bank, donor, and nongovernmental organization (NGO) staff based in Washington and in Monrovia.

Bu çalışmada kurumlar ve yönetişim unsurlarının genelde uluslararası ticaret; özelde ise ikili ticaret hacmi üzerindeki etkisi tarihi bir perspektiften hareketle anlamlandırılmaya ve cari uygulamalı örneklerle ortaya konmaya çalışılmıştır. Kurumlar ve uluslararası ticaret arasındaki karşılıklı geçişler ve tamamlayıcı öğelerin kısaca vurgulanmasından sonra her iki literatürün kesişme noktaları literatürden örneklerle belirtilmiştir. Elinizdeki eserin esas konusu ise çok uluslu ve mukayeseli bir ampirik çalışma sayesinde hangi kurumlar ve onların ürettiği yönetişim unsurlarının ikili ticaret hacmi üzerinde ?daha etkili olduğunun cevabının bulunmasıdır. Bu bölümde kullanılan göstergeler ve diğer etkenler (ekonomik, coğrafi vb.) arasındaki ilişkiler ve nihayet ikili ticaret hacmine etkileri çeşitli istatistik ve ekonometrik araçlar yoluyla ortaya konmuştur. Sonuç olarak, 9 farklı yönetişim unsurunu barındıran global yönetişim değişkeni ve bunun alt kümesi olan bürokratik kalite, yolsuzluk ve hukuk düzeninin varlığı gibi unsurlar bir yandan temel bir kategori olarak yönetsel ya da yönetişim kalitesinin belirleyicisiyken; öte yandan ikili ticaret hacmine etkileri bakımından diğer yönetişim unsurlarından ve coğrafi etkenlerden daha baskın görünmektedir. Bir bütün halinde bakıldığında sonuçlar yer yer çelişkili ve literatürdeki varsayımlara karşı önermeler yapmaktadır. Coğrafya ve kurumların etkileşimininin dış ticaret oranına etkilerinin incelendiği bu çalışmada değişkenlere dair pek az genelleme yapılabileceği sonucunu elde etmemizin yanısıra politika yapımını da ilgilendirir çıkarımlar mümkün görünmektedir. Yönetişim unsurlarının uluslararası ticarete etkisi bakımından ortaya çıkan sonuç ise yönetişimin teker teker değil; pek çok unsurun bir bileşkesi şeklinde anlaşılabilecek bir fenomen olduğudur. This dissertation aims at understanding and revealing the role of institutions and governance indicators on international trade in general and bilateral trade in specific, under a historical and empirical framework. Following a brief introduction to the literature on institutions, governance and international trade; there come examples of studies that highlight the intersections of and interplay between these three lines of research. The main point of the dissertation is to seek an understanding and provide insightful thinking on the role of governance indicators in explaining the bilateral trade volume among countries while analyzing the magnitude and the effect of different indicators with those of geographical and other components. With the help of statistical and econometric tools, this dissertation concludes that aggregated governance indicator ?including 9 individual indicators- and administrative quality as a sub-category among other governance indicators which is measured specifically by the bureaucratic quality, the extent of law and order and the level of corruption in a given country, is significantly associated with the rise in trade share. A number of governance indicators are also persistently found to be more effective on the level of bilateral trade between countries where they enter into the gravity equation one by one, compared to the geographical and other components. The overall results however pose mixed conclusions for the estimations while. On the policy-making side; our results open the door into a wide range of speculation and interpretations with the most general conclusion that the effect of governance on international trade should be assessed as a general phenomenon that incorporates a set of inter-related components rather than to be explained by individual indicators. 194

Anahtar Kelimeler:Yerel Yönetimler, Demokrasi Kuramları, Yönetişim, Yerel Yönetişim, Kent Konseyleri, Katılıma Etki Eden Faktörler, Gündem 21, Yerel Gündem 21, Ümraniye Kent Konseyi, Kadıköy Kent Konseyi.ÖzetTarihi süreç içerisinde toplumsal ihtiyaçlar değişim göstermiş ve farklı bir devlet yapısına ihtiyaç duyulmuştur. İhtiyaç doğrultusunda kendini gösteren kamu yönetimindeki değişim genel ifadeyle ‘‘Yeni Kamu Yönetimi’’ (YKY) yaklaşımı ile ifade edilmektedir. Bu çerçevede tezimizde kamu yönetiminin tarihi gelişim sürecine değinildikten sonra bu değişim süreciyle kendini daha çok hissettiren demokratik katılım ve yönetimin meşruiyeti olgusu tarihi süreci içerisinde incelenmiştir. Bu süreçte ortaya çıkan kuramlar ve katılım çeşitleri ayrıca açıklanmaya çalışılmıştır.Katılım çeşitleri açıklanırken de dinamik katılımı, paydaşların ortak yönetimini ifade eden yönetişim kavramı detaylandırılarak tezimizin merkezinde incelenmiştir. Bu çerçevede yönetişim için gereken koşul ve ilkelere değindikten sonra katılıma dolayısıyla yönetişime etki eden faktörler incelenmiştir.Bu inceleme sayesinde tezimizin uygulama kısmını oluşturan Ümraniye/Kadıköy Kent Konseylerinin işleyişindeki farklılığın altında yatan sebepleri görme imkânını elde ettik.Keywords:Local Administrations, Democracy Theories, Governance, Public Governance, City Counsels, Participation Factors, Agenda 21, Local Agenda 21, Umraniye City Counsel, Kadikoy City Counsel.AbstractOver period of time, needs of society is changed which created a need for different administration structure. This change which emerges according to needs is generally referred as “New Public Administration”. In this respect, our thesis will talk about the development of public administration over years and analyze the democratic participation and the legitimacy of administration. Moreover, new theories and participation types are also explored.When we are explaining different participation types, dynamic participation and governance which refers to common administration of partners are also explored as the main part of our thesis. Conditions and principles of governance are mentioned and factors which affects the governance is analyzed.This research allowed us to understand the reasons of different inner working structure of Umraniye/Kadikoy City Counsel.

This paper looks at the role and design of regulatory reform institutions in developing countries. These institutions are classified into four broad types: 1) regulatory reform units, commonly known in Organization for Economic Cooperation and Development (OECD) countries as oversight bodies for regulatory reform; 2) high-level committees for regulatory reform, established in some countries to leverage support and take decisions at a high political level; 3) advisory and/or advocacy bodies in charge of proposing improvements to the regulatory system by strengthening coordination and consultation mechanisms and by promoting the regulatory reform agenda; and 4) Ad hoc institutions for regulatory reform, established to launch regulatory reform efforts and to work on a single defined task or activity. This paper is divided into the following sections: section one briefly reviews the theoretical debate and literature about the role of institutions in facilitating higher economic growth, focusing in particular on regulatory institutions and their relevance in developing countries; section two discusses the main features of regulatory reform institutions at the center of government, namely regulatory oversight bodies, high level committees, advocacy and/ or advisory bodies and ad-hoc institutions for regulatory reform; and section three identifies the features of these institutions that are considered to be best practice. Section three also identifies and discusses lessons learned and the implications for establishing and operating such institutions in developing country contexts.

Kurumsal yönetişim uygulamalarının şirket performansı üzerindeki etkisi nedir?Hissedarlar daha yüksek kurumsal yönetişim standartları için bir prim ödemeyi kabuleder mi? Şirketlerin hissedarlık yapısının kurumsal yönetişim uygulamaları ve şirketperformansı üzerindeki etkileri nelerdir? Bu tez şirket bazındaki kurumsal yönetişimuygulamalarının şirket performansı üzerindeki etkisini analiz etmektedir. Halka açıkTürk şirketleri için oluşturulan bir kurumsal yönetişim endeksi ile şirket performansıarasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Yüksek kurumsal yönetişim skoruna sahipşirketlerin daha yüksek Tobin's Q değeri olduğu saptanmıştır. Böylece şirketleryönetişim standartlarını artırarak şirket değerlerini de artırabilirler. Kurumsalyönetişim skorları ile varlıkların geri dönüşü ve hisse performansı gibi diğerperformans kriterleri arasında deneysel bir ilişki bulunamamıştır. Bu durumkurumsal yönetişimin sinyal etkisi ile açıklanabilir. Bu çalışma kapsamında şirketinsahiplik yapısının yönetişim uygulamaları ve şirket performansı üzerindeki etkisi deanaliz edilmiş ve yabancı sahiplik oranı yüksek şirketlerin daha yüksek kurumsalyönetişim skorları ve daha yüksek şirket değeri olduğu saptanmıştır. Ayrıca, yabancısahiplik oranı yüksek ve kurumsal yönetişim skoru yüksek şirketlerin IstanbulMenkul Kıymetler Borsasındaki son sert düşüşü sırasında daha az değer kaybettiğibulunmuştur. Do corporate governance practices affect firm performance? Are shareholderswilling to pay a premium for higher governance standards? How does the ownershipstructure of a firm affect its corporate governance practices and firm performance?We investigate whether differences in the quality of firm-level corporate governanceaffects firm performance. Constructing a broad corporate governance index for listedTurkish companies, we document positive relationship between governance scoreson Tobin?s Q as a measure for firm performance. We find that firms with bettercorporate governance scores in our model have higher firm values, which impliesthat firms can increase their valuations by restructuring their corporate governancestandards. Our study does not find significant relationship between corporategovernance scores and other performance measures like ROA and stock returns. Weexplain this phenomenon through the signalling effect of better corporate governancepractices. We also investigate whether ownership structures are related to corporategovernance practices and firm performance. We find evidence that listed companieswith higher foreign ownership ratios have also higher corporate governancestandards. We also document that higher foreign ownership ratio causes higher firmperformance measured by Tobin?s Q. Moreover, we find that listed companies withhigher corporate governance scores and higher foreign ownership ratios experienceda smaller reduction in their share prices during the recent equity market crash inTurkey parallel to the global equity markets. 130

This review focuses on the role of local institutions in adaptation to climate change. It does so under the belief that climate impacts will affect disadvantaged social groups more disproportionately, and that local institutions centrally influence how different social groups gain access to and are able to use assets and resources. It suggests that adaptation to climate change is inevitably local and that institutions influence adaptation and climate vulnerability in three critical ways: a) they structure impacts and vulnerability, b) they mediate between individual and collective responses to climate impacts and thereby shape outcomes of adaptation, and c) they act as the means of delivery of external resources to facilitate adaptation, and thus govern access to such resources. In focusing on local institutions, the review fills two glaring gaps in the existing understanding about institutions and climate change: the lack of middle-range theories of adaptation practices to help frame policy debates, and the absence of comparative empirical studies of adaptation to support policy interventions. To contribute to middle-range theoretical knowledge about climate change the review develops a conceptual framework to understand and classify the adaptation practices of the rural poor, view the institutional structuring of adaptation, and examine the types of external support interventions that local institutions inevitably channel. The review proposes a focus on different forms of mobility, storage, diversification, communal pooling, and market exchange in rural settings as the basic mechanisms through which households address riskiness of livelihoods. Using the familiar typology of public, private, and civil society institutions the review proposes an institutional linkages framework that highlights the role of institutional partnerships in facilitating adaptation and drawing from social network analysis it presents a conceptual toolkit to analyze institutional partnerships and their impacts on resource access of vulnerable social groups. In examining the role of institutions in channeling financial, information and technological, leadership, and policy interventions into rural areas, the review highlights that institutions are critical leverage points through which to determine the direction and magnitude of flows of resources to different social groups.

Kötü performans gösteren tepe yöneticilerinin işlerini kaybetmesi sağlıklı ve etkili bir kurumsal yönetişim yapısının göstergesidir. Gelişmiş ülkelerde kötü performans gösteren tepe yöneticilerinin işlerini kaybetme olasılıklarının arttığı tespit edilmiştir. Mülkiyet yoğunlaşması olan gelişmekte olan ülkelerde ise tepe yöneticisinin işini kaybetmesiyle şirket performansı arasında bir ilişki tespit edilememiş ve bu ülkelerde kurumsal yönetişimin etkili olmadığı kanısına varılmıştır. Bu çalışmada İMKB endeksinde yer alan şirketlerin (kamu şirketleri ve holdingler hariç) 2002 ?2006 yıllarını kapsayan 5 yıllık performansları ile tepe yöneticisi değişimleri arasındaki ilişki incelenerek kurumsal yönetişimin etkili olup olmadığı test edilmiştir. Araştırma sonucunda şirketlerin performansıyla tepe yöneticisi değişimleri arasında bir ilişki tespit edilememiştir. Replacing poorly performing CEOs is the sign of a healthy and effective corporate governance system. In developed countries it is highly probable that poorly performing CEOs are going to lose their jobs. In developing with countries with high ownership concentration there is no link between CEO turnover and firm performance. For developing countries with high ownership concentration, corporate governance appears to be ineffective. This study tests whether corporate governance is ineffective in ISE firms (excluding holding companies and SOEs) by estimating the link between CEO turnover and firm performance for 2002?2006 period. The study conculudes that there is no relation between firm performance and CEO turnover. 219

Many oil, mineral, and plantation crop-based economies experienced a substantial deceleration in growth following the commodity boom and bust of the 1970s and early 1980s. This article illustrates how countries dependent on point source natural resources (those extracted from a narrow geographic or economic base, such as oil and minerals) and plantation crops are predisposed to heightened economic and social divisions and weakened institutional capacity. This in turn impedes their ability to respond effectively to shocks, which previous studies have shown to be essential for sustaining rising levels of prosperity. Analysis of data on classifications of export structure, controlling for a wide array of other potential determinants of governance, shows that point source and coffee and cocoa exporting countries do relatively poorly across an array of governance indicators. These governance effects are not associated simply with being a natural resource exporter. Countries with natural resource exports that are diffuse relying primarily on livestock and agricultural produce from small family farms do not show the same strong effects and have had more robust growth recoveries.

application/pdf, 本文フィルはリンク先を参照のこと

Bu tez, günümüzde idari yapmm önemli bileşenlerinden biri olarak ortaya çıkan bağımsız düzenleyici kurumların yapışım, ortaya çıkışlarının ardındaki olası dinamikleri ve nedenleri araştırmayı hedeflemektedir. Çalışma, öncelikle kamu seçimi kuramı, yeni kamu işletmeciliği hareketi, yönetişim paradigması gibi yaklaşımların yöntemsel öncMerinin bu kurumların oluşumu, işleyiş mantığı ve meşralaştalmasındaki rolünü incelemekte; 1980 sonrası dönemde uygulanan neoliberal politikalarla bu kurumlar arasında nasıl bir bağ olduğunu araştırmaktadır. Daha sonra Türkiye'deki bağımsız düzenleyici kurumlara odaklanarak Türkiye'nin neoliberal dönemdeki ekonomik ve politik koşullarının bu kurumların oluşturulmasmdaki etkisini mercek altma almaktadır. Tez, Türkiye'de bu kurumların ortaya çıkışırım özgül koşullarım, Avrupa ve Amerika' daki benzerlerinden farklı olarak, Avrupa Birliği'ne uyum süreci ve ekonomik kriz ortamında uluslararası finans kurumlarının baskısının önemine vurgu yaparak açıklamaya çalışmaktadır. Bu hedeflere yönelik olarak, çalışma kapsamında bağımsız düzenleyici kurumlar üzerine olan literatürdeki tartışmaların eleştirel bir değerlendirmesi de yapılmıştır. Anahtar Sözcükler: Bağımsız Düzenleyici Kurumlar, Neoliberalizm, Kamu Seçimi Kuramı, Yeni Kamu İşletmeciliği, Yönetişim. The thesis explores the nature and characteristics of the independent regulatory agencies, which become a crucial component of the current administrative structures, as well as the possible sources and dynamics behind their emergence. The study begins with investigating in what way the methodological premises of the theories of public choice, new public management, and governance affected the formation, functioning and justification of these agencies and makes an inquiry into the connection between them and the neo-liberal policies implemented since the 1980s. It then focuses on the independent regulatory agencies in the Turkish case and examines the impact of the economic and political conditions in the neo-liberal period in the emergence of these agencies. The thesis seeks to explain the peculiarity of the emergence of IRAs in Turkey, as compared to their American and European counterparts, with special reference to the process of European Integration and to the pressures exerted by the international financial agencies within the context of economic crisis. As geared to the achievement of these objectives, a critical assessment of the debates on independent regulatory agencies in the literature has been made within the scope of the study. Keywords: Independent Regulatory Agencies, Neo-liberalism, Public Choice, New Public Management, Governance. iv 242