Search

Stratejik yönetim literatüründe özellikle son yıllarda misyon ifadeleri önemli ve popüler bir araç olarak dikkat çekmektedir. İşletmelerin yönetiminde stratejik yönetim anlayışıyla birlikte ortaya çıkan misyon ifadeleri oluşturulması aynı zamanda stratejik yönetimin ilk ve temel adımı olarak kabul edilmektedir. Açık bir şekilde tanımlamak gerekirse, misyon ifadesi bir işletmenin ana amacını, stratejilerini, değerlerini, rekabet avantajını, hizmet verdiği pazarlarını ve varoluş felsefesini belirtme bağlamında yaptığı işi tanımlamaktadır. Bir çok uzman misyonun neleri içermesi gerektiği hakkında çalışmaktadır ve etkili bir misyon ifadesinin dokuz nitelik yada bileşenden oluştuğunu belirtmektedirler.Bu çalışma, etkili misyon ifadelerinin; müşteri, ürün veya hizmet, pazar, teknoloji, sürdürülebilirlik, felsefe, benlik, kamu imajı ve çalışanlar bileşenlerini bünyesinde barındırması gerektiğini vurgulamaktadır. Aynı zamanda bu çalışma, misyon ifadelerinin yadsınamaz önemi göz önünde bulundurularak, Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü önemli ölçüde etkileyen aile işletmelerinin kullandıkları misyon ifadelerini incelenmektedir.

The aim of this study is to examine the strategic staffing activities ofTurkish multinational enterprises (MNEs). The sample of the study consists ofleading, large and institutional 8 Turkish MNEs. The data gathering instrumentwas selected as a questionnaire. The data obtained from the questionnaire,which was conducted with each high-level human resources (HR) executives (e.g.,vice president HR, HR director/president) of 8 Turkish MNEs, were analyzed.According to the findings, all Turkish MNEs have “written” staffing strategiesand they take the strengths and weaknesses of the HR into account whenpreparing staffing plans. Most of the high-level HR executives of Turkish MNEs attend the meetings in which the high-levelexecutives of other departments participate and they are the members of the top management teams.Turkish MNEs mostly prefer “geocentric” and “ethnocentric” multinationalstaffing approaches. The decision ofselection of high-level executives (e.g., general manager, chief executiveofficer) for foreign subsidiaries of Turkish MNEs always belongs to theheadquarters in Turkey. Turkish MNEs handle the staffing function of HR in astrategic way and they implement strategic staffing activities in coordinationwith their foreign subsidiaries. According to the results, Turkish MNEsefficiently implement strategic staffing activities. It is estimated that thisstudy will be a guide for future work., Bu araştırmanın amacı Türk Çokulusluİşletmelerinin (ÇUİ) stratejik kadrolama faaliyetlerini incelemektir.Araştırmanın örneklemini, sektörün önde gelen, büyük ve kurumsal 8 Türk ÇUİ’sioluşturmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak anket çalışması seçilmiştir. 8Türk ÇUİ’sinin her birinin üst düzey İnsan Kaynakları (İK) yöneticisi (Örneğin;İK’dan sorumlu genel müdür yardımcısı, İK direktörü/başkanı) ile yapılan anketçalışmasından elde edilen veriler analiz edilmiştir. Bulgulara göre; TürkÇUİ’lerinin tamamında “yazılı” kadrolama stratejileri bulunmakta ve kadrolamaplanları hazırlanırken insan kaynağına ilişkin üstünlüklere ve zayıflıklaradikkat edilmektedir. Türk ÇUİ’lerinin üst düzey İK yöneticilerinin çoğunluğudiğer bölümlerin üst düzey yöneticilerinin katıldıkları toplantılara katılmaktave üst yönetim ekibinin içinde yer almaktadır. Türk ÇUİ’leri çoğunlukla “geosentrik”ve “etnosentrik” çokuluslu kadrolama yaklaşımlarını tercih etmektedir. TürkÇUİ’lerinin yurt dışındaki bağlı kuruluşları için üst düzey yönetici (Örneğin;genel müdür, yönetim/icra kurulu başkanı) seçim kararı her zaman Türkiye’dekiana merkezleri tarafından verilmektedir. Türk ÇUİ’leri; İK’nın kadrolamafonksiyonunu stratejik seviyede ele almakta, stratejik kadrolama faaliyetleriniyurt dışındaki bağlı kuruluşları ile koordineli bir şekilde uygulamaktadır.Araştırma sonuçlarına göre; Türk ÇUİ’leri stratejik kadrolama faaliyetlerinietkinlikle icra etmektedir. Bu çalışmanın ileride yapılacak araştırmalararehber niteliğinde olacağı değerlendirilmektedir.

Araştırmanın amacı;Örgütsel sinizm boyutları ile örgütsel tükenmişlik boyutları arasındakiilişkileri ampirik çalışmayla ortaya koymaktır. Araştırmanın evreni; Turizmsektöründe faaliyet gösteren uluslararası otel zincirlerinin Türkiye’dekiotellerinde çalışanlarıdır. Bu sektör çalışanlarının seçilmesinin nedeni;hizmet sektörü çalışanlarının tükenmişlik ve sinizm yaşama olasılığının dahayüksek olmasıdır. 206 çalışandan 155 anket geri dönmüştür. Araştırmanın modeli,hipotezleri, varsayımları, sınırlılıkları, aritmetik ortalamalar, standartsapmalar, frekans, yüzde dağılımları, faktör analizi, geçerlilik vegüvenilirlik analizi, Pearson Korelasyon analizi ve demografik bulgular SPSSkullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda; bilişsel boyut; duygusal tükenmeve duyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı; duygusal boyut, duygusal tükenme veduyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı; davranışsal boyut, duygusal tükenme veduyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bununlabirlikte bilişsel boyut, duygusal boyut, davranışsal boyut ile kişisel başarıhissi arasında pozitif yönde anlamlı ilişki vardır. Reddedilen üç hipotezkişisel başarı hissi ile ilgilidir.

Dünya’da ve Türkiye’de sağlık sektörü her yıl giderek büyürken, uygulanan yeni sağlık politikaları nedeniyle özel hastanelerin önemi de son yıllarda giderek artmıştır. Özellikle gelişmiş ve ekonomileri güçlü ülkelerde nüfusun gittikçe yaşlanması sağlık harcamalarının artmasına ve sağlık turizmi adı altında küresel bir sektörün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu sebeple küreselleşme olgusu içinde sağlık sektörünün payının gün geçtikçe arttığı söylenebilir. Bu payda özel hastanelerin rolü her geçen gün büyük oranda yükselmekte ve ülkemizde her geçen gün sayıları artan özel hastaneler için küreselleşme eğilimi büyük önem taşır hale gelmektedir.Bu çalışma; ülkemiz özel hastaneleri için, küreselleşme stratejilerini kurgularken kullanabilecekleri, bilimsel gerçeklerle çizilmiş bir model önerisini içermektedir. Bu bağlamda; başarılı karar almaya yönelik farklı yaklaşımları bir araya getiren bir model oluşturularak, küresel pazarda var olmak adına hangi stratejilerin uygulanabileceğine dair tamamlayıcı bilgilere ve örneklere de yer verilmiştir.Türkiye’deki özel hastaneler küresel dünyaya adım atma doğrultusunda karar verdiklerinde hem kendi etki alanlarını genişletecekler hem de hizmet götürdükleri ülkelerin sağlık sektöründeki ihtiyaçlarını karşılayarak küresel sağlık ekonomisinde istedikleri paya sahip olma ihtimallerini güçlendirebileceklerdir.

ÖZETHASTANE İŞLETMECİLİĞİNDE İÇ KONTROL SİSTEMİNİN ETKİNLİĞİSon yıllarda yaşanan gelişmeler, artan rekabet ve işletme süreçlerinde gözlenen hızlı değişim çerçevesinde kontrol ve denetim ihtiyacı daha da artmıştır. Bu gelişmelerden hastane işletmeleri de etkilenmiş ve iç kontrol sisteminin etkinliğinin sorgulanması gereği doğmuştur. İç kontrole ilişkin çeşitli modeller bulunmakta olup; COSO İç Kontrol Modeli ise, konu ile ilgili düzenlemelerde rehber olarak kabul edilmektedir. Bu tezin amacı; COSO İç Kontrol – Bütünleşik Çerçeve 1992’de yer alan Kontrol Ortamı, Risk Değerleme ve İzleme unsurları ile ilgili bilinen bir araştırmanın belli bir alana uyarlanması olarak belirlenmiştir. Bu amaç çerçevesinde araştırma için belirlenen hedef alan özel hastane işletmeleri olup; iç denetimden sorumlu yöneticilerin veya iç denetçilerin, iç kontrollere ilişkin güç algıları incelenmiştir. İstanbul İli sınırları içinde faaliyet gösteren 54 özel hastanede bir anket uygulaması gerçekleştirilerek, elde edilen veriler, istatistiksel değerlendirmelere tabi tutulmuş ve bulgular tartışılmıştır. Sonuçta, araştırmadaki kısıtlar dikkate alınmak ve ankete katılanların boyutu da göz önünde tutulmak suretiyle, özel hastane işletmelerinde iç kontrol sisteminin etkinliği ile ilgili öneriler sunulmuştur.Anahtar Kelimeler : İç Kontrol, Kontrol Ortamı, Risk Değerleme, İzlemeABSTRACTEFFECTIVENESS OF INTERNAL CONTROL SYSTEMS IN HOSPITAL ORGANIZATIONSThe need for control and auditing has further increased within the scope of the developments experienced over the recent years, the increased competition and the rapid changes observed in management processes. Hospital organizations have also been influenced by these changes and a need has emerged to examine the effectiveness of the internal control system. There are various models related with internal control, while the COSO Internal Control model is accepted as the guideline in arrangements related with the subject. The purpose of this thesis has been defined as the adaptation of a research included in the COSO Internal Control – Integrated Framework 1992, known by Control Environment, Risk Assessment and Monitoring elements, to a specific area. The target area defined for the research within the scope of this purpose is private hospital organizations; and the power perception of organizations responsible for internal control or internal auditors with respect to internal controls have been examined. A survey has been applied in 54 private hospitals operating within the borders of the İstanbul Province, and the acquired data have been subjected to statistical evaluations and the findings have been discussed. In conclusion, by taking the limitations in this research into account and considering the size of the survey participants, recommendations have been provided on the effectiveness of the internal control system in the private hospital organizations.Keywords : Internal Control, Control Environment, Risk Assessment, Monitoring

Anahtar Kelimeler : Özel Hastaneler, Faaliyet Denetimi, Etkinlik, Etkililik, Özel Hastanelerde Faaliyet Denetimi Süreci.ÖZETÖZEL HASTANELERDE ETKİNLİĞİN ve VERİMLİLİĞİN ARTTIRILMASINDA FAALİYET DENETİMİNİN ROLÜ ve UYGULANABİLİRLİĞİFaaliyet denetimi, işletmenin faaliyetlerinin etkililiğini ve etkinliğini değerlendiren sistematik bir süreçtir. Faaliyet denetimi ayrıca; gelişme fırsatlarını tanımlamayı ve özel tavsiyelerde bulunmayı amaçlayan bir denetim türüdür. Uygulanması diğer denetim türlerine göre daha zor ve maliyetli olan faaliyet denetimi özel hastanelerde son yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada; özel hastanelerde etkinliğin ve etkililiğin arttırılmasında faaliyet denetiminin rolü ve uygulanabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır. İstanbul ili sınırları içinde faaliyet gösteren otuz bir özel hastanede bir anket uygulaması gerçekleştirilerek elde edilen veriler istatistiksel değerlendirmelere tabi tutulmuş ve bulgular mukayeseli olarak irdelenmiştir. Araştırma bulgularında uygulama sürecinde tespit edilen eksikliklere rağmen faaliyet denetiminin özel hastanelerde etkinliğin ve etkililiğin arttırılmasında kullanılan önemli bir araç olduğu ortaya konulmuştur. Keywords : Private Hospitals, Operational Audit, Efficiency, Effectiveness, Operational Audit Process At Private HospitalsABSTRACTTHE ROLE AND THE PRACTICABILITY OF OPERATİONAL AUDITING IN IMPROVING EFFECTIVENESS AND EFFICIENCY IN PRIVATE HOSPITALSOperational auditing is a systematic process which evaluates the effectiveness and efficiency of operational activities. Operational auditing is also a type of audit, that aims to describe the opportunities of the progress and make special recommendations. This type of audit, the application of which is harder and more costly than other ones, has begun to be used more commonly in private hospitals recently. In this study, the goal is to investigate the role and feasibility of operational audit in enhancing the effectiveness and efficiency in private hospitals. A poll was conducted in thirty one private hospitals in İstanbul and data which was obtained from this survey were subjected to statistical evaluation and the findings were studied comparatively. It has been manifested in the findings of research that operational audit is an important means of improving effectiveness and efficiency in private hospitals inspite of the deficiencies that have been determined in the process of implementation.

82

175

Bu çalışmada, kuruluşlarıyla ya da kuruluşlarını takip eden çok kısa sürelerde uluslararasılaşma başarısı gösteren küresel doğan işletmeler, `Uluslararasılaşmada Ağ Yaklaşımı` perspektifinden ele alınmaktadır. Ağ yaklaşımı, bu küçük ve kaynak kısıtlı işletmelerin uluslararasılaşmasını açıklamada önemli bir bakış açısı olarak görülmekle birlikte, konuyla ilgili gerçekleştirilmiş araştırma sayısı oldukça sınırlıdır. Yapılan araştırmalarda ise çoğunlukla sosyal ve iş ağı perspektiflerinden yalnızca birini kullanan, tek yönlü bir bakış açısı hâkimdir. Diğer taraftan literatürde erken uluslararasılaşmada, sosyal ve iş ağı ilişkilerinden hangisinin daha önemli olduğu yönündeki tartışmalar devam etmektedir. Tanımlanan araştırma boşluğu doğrultusunda bu çalışma kapsamında, Türkiye'deki küresel doğan işletmelerin ağ ilişkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda ağ ilişkileri, sosyal ve iş temelinde sınıflandırılmış; boyut, güç ve çeşitlilik gibi yapısal özellikleri belirlenmiş ve erken uluslararasılaşmaya yönelik sağladıkları tespit edilmiştir. Sunduğu çift odaklı bakış açısı ile uluslararasılaşma literatürüne yapacağı katkının yanında, yerel alan yazınımızda bu bakış açısıyla yapılmış ilk kapsamlı araştırma olması, çalışmanın önemini ortaya koymaktadır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden çoklu bütüncül örnek olay deseni kullanılmıştır. Araştırma, KOSGEB tarafından düzenlenen KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Yarışmasında bu güne kadar finalist olmuş ve Marmara Bölgesi'nde faaliyet gösteren, 4 küresel doğan işletme ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, işletmelerin kuruluş ve uluslararasılaşma süreçlerine tanıklık etmiş, girişimci/yöneticileriyle yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiştir. Veriler, betimsel ve içerik analizi teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Veri analizinde, Nvivo 12 programından yararlanılmıştır. Araştırma sonuçları önceki araştırmaların bulguları paralelinde, küresel doğan işletmelerin erken ve hızlı uluslararasılaşmalarında karşılaştıkları kısıtları, ağ ilişkilerini kullanarak aştıklarını ortaya koymaktadır. Uluslararasılaşmayı kolaylaştıran bu ilişkiler, hem sosyal hem de iş temellidir. Ayrıca hem zayıf hem de güçlü bağlar, işletmelerin erken uluslararasılaşması üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Ağ ilişkilerinden işletmeler tarafından elde edilenler; yabancı pazar fırsatlarının tanımlanması ve pazar bilgisi oluşturulması, yabancı pazar ve giriş yöntemi seçimi, kaynak kısıtlarının aşılması ve riskin azaltılması, operasyonel destek, önemli aktörlere erişim, manevi destek ve güven olmak üzere 7 tema altında toplanmıştır.Anahtar Kelimeler: Uluslararası Girişimcilik, Uluslararası İşletmecilik, Erken Uluslararasılaşma, Küresel Doğan İşletmeler, Ağ Yaklaşımı, Sosyal Ağ İlişkileri, İş Ağı İlişkileri In this study, born global firms are examined from the perspective of network approach. Although the network approach is seen as an important point of view to explain the internationalization of these small and resource-constrained firms, the number of research on the subject is limited. These researches, often mainly focus on only one of the social and business network perspectives. On the other hand, there is an ongoing debate in the literature about either social or business network relations is more important in early internationalization. In this study, network relations are classified on social and business ties basis; structural features such as size, power and diversity were examined and their roles in early internationalization were determined. Besides the fact that it will contribute to the internationalization literature with its dual-oriented perspective, it is being the first detailed research conducted in our local literature on this issue, shows the importance of the study. In study, multiple case study design one of the qualitative research methods, was used. Research was conducted with 4 companies which are the finalists of the SME and Entrepreneurship Awards Competition organized by KOSGEB. Research data were obtained from semi-structured interviews with entrepreneurs/managers of firms. Data were analyzed using descriptive and content analysis techniques. Nvivo 12 program was used for data analysis. The results of the research show that, in line with the findings of the previous researches, the constraints faced by the early and rapid internationalization of born global firms have been overcome by using network relations. These relations, which facilitate internationalization, are both social and business based. In addition, both weak and strong ties, have positive effects on the early internationalization of firms. Obtained from network relationships are collected under the following 7 themes: identifying foreign market opportunities and creating market information, foreign market and entry mode selection, overcoming resource constraints and risk reduction, operational support, access to key actors, moral support and trust.Key Words: International Entrepreneurship, International Business, Early Internationalization, Born Global, Network Approach, Social Networks, Business Networks 240

Yapılan bu çalışmanın amacı, öncelikli olarak çevresel koşulların firma performansı üzerinde yarattığı etkileri araştırmaktır. Bunu yaparken stratejik duruşun, aracı (mediator) etkisinin varlığı öngörülerek değişkenler arası etkileşimi araştırılmıştır. Ayrıca, firma yeteneklerinden olan dinamik yeteneklerin, çevresel koşullar-firma performansı, çevresel koşullar-stratejik duruş ve stratejik duruş-firma performansı ikili ilişkilerinde düzenleyici (moderator) etkilerine de bakılmıştır. Bu araştırma kapsamında, Türkiye'de Marmara bölgesinde Uluslararası Nakliyeciler Derneğine (UND) kayıtlı olan ve bu derneğe kayıtlı olmayıp, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneğine (UTİKAD) kayıtlı olan, lojistik firmalarının değişken çevresel koşullarda stratejik duruşu, firma yetenekleri ve performansı arasındaki ilişkiler ele alınmıştır. Bu amaç ve kapsam doğrultusunda, bir araştırma modeli ve buna bağlı araştırma hipotezleri geliştirilmiştir. Oluşturulan araştırma modeli, Dess ve Beard (1984) tarafından geliştirilen çevre koşullarının üç boyutunu, Venkatraman (1989) tarafından geliştirilen stratejik duruşun altı boyutunu, Pavlou ve El Sawy (2006) tarafından geliştirilen firma yeteneklerinden olan dinamik yeteneklerin dört boyutunu içermekte ve firma performansı değişkenlerinden oluşmaktadır. Araştırma modelindeki hipotezleri test etmek için araştırma kapsamında faaliyet gösteren 218 lojistik firmasında, yönetici pozisyonunda çalışan 264 kişiye, araştırmaya ait anket uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi, SPSS ve AMOS paket programı kullanılarak Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre, stratejik duruş değişkeninin, çevresel koşullar ile firma performansı arasında tam aracılık etkisine sahip olduğu saptanmıştır. Ayrıca dinamik yetenekler değişkeninin ikili ilişkilerde düzenleyici etkide bulunmadığı ama stratejik duruş ve firma performansı üzerinde doğrudan etkide bulunduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, elde edilen bulgularla lojistik firmalarının stratejik duruş özelliklerinin farkına varmalarına olanak sağlanarak, firma yeteneklerinin nasıl geliştirilebileceği ve değişen çevre koşullarında performanslarını nasıl arttırıbilecekleri yönünde yol gösterecek bilgiler ortaya konulmuştur.Anahtar Kelimeler: Çevre Koşulları, Stratejik Duruş, Dinamik Yetenekler, Firma Performansı, Lojistik Firmaları The aim of this study is primarily to investigate the effects of environmental conditions on firm performance. While doing this, the interaction between the variables was investigated by predicting the presence of the mediator effect of the strategic posture. In addition, the moderator effects of dynamic capabilities, which are firm capabilities, on environmental conditions-firm performance, environmental conditions-strategic posture and strategic posture-firm performance bilateral relations were also examined. Within the scope of this research, the logistics organizations that are registered with the International Transport Association (UND) in the Marmara region and known to be unregistered in this association will be addressed with respect to the relationship between strategic posture, firm capabilities, and performance under varying environmental conditions. According to the aim and scope, a research model and related to research hypotheses have been developed. This research model includes three dimensions of environmental conditions developed by Dess and Beard (1984), six dimensions of the strategic posture developed by Venkatraman (1989a), four dimensions of dynamic capabilities within the firm capabilities developed by Pavlo and El Sawy (2006), and firm performance variables. In order to test the hypotheses in the research model, a survey was applied to 264 people working in the management position in 218 logistics companies. The analysis of the obtained data has been carried out by the Structural Equation Modeling (SEM) method using SPSS and AMOS software. According to the results of the analysis, it has been determined that the strategic posture variable has the full mediation effect between environmental conditions and firm performance. In addition, it has been determined that the dynamic capabilities variable do not have the moderating effect in bilateral relations, but it has the direct effect on strategic posture and firm performance. As a result, with the findings obtained logistics firms to realize their strategic posture features, information has been provided to guide how they can improve their capabilities and improve their performance in changing environmental conditions.Key Words: Environmental Conditions, Strategic Posture, Firm Capability, Firm Performance, Logistics Firms 304

Bu tez çalışmasının temel amacı, bireysel farklılıkları kimlik yapıları bağlamında ele alarak bireysel kariyer ve örgütsel etkililik çıktılarına etkisini incelemektir. Bu tez çalışmasında, bireysel kimlik farklılıkları kültürel kimlik, politik kimlik, dinsel kimlik, cinsiyet temeline dayalı kimlik, cinsel yönelim temeline dayalı kimlik bağlamında çok boyutlu incelenmektedir. Kimlik yapılarından doğan farklılıkların çalışma yaşamında ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici bir takım uygulamaları beraberinde getirdiği gerçeğinden hareketle, çalışanların kimlik yapıları ve farklılıklara yönelik farkındalıkları bu tez çalışmasının ana temasını oluşturmaktadır. Bu çerçevede tasarlanan araştırma modelinde çalışanların kimlik yapılarının algılanan farklılık iklimi, bireysel kariyer çıktıları ve örgütsel etkililik çıktıları üzerindeki etkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, kartopu örneklem belirleme yönteminden yararlanarak, İstanbul'da istihdam ağı içinde yer alan 532 çalışanla gerçekleştirilen ampirik bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulguları SPSS 20.0 istatistik programı yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmada veriler, frekans analizi, açıklayıcı faktör analizi, güvenilirlik analizi, Pearson korelasyon analizi, çoklu regresyon analizi, bağımsız örneklemler t-testi, tek yönlü varyans analizi ve Sheffe ve Tukey-B testleri kullanılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda algılanan farklılık iklimi, bireysel kariyer çıktıları ve örgütsel etkililik çıktılarının çalışanların kimlik yapıları bağlamında farklılaştığı; çalışanların algıladıkları farklılık ikliminin bireysel kariyer çıktıları olan iş tatmini ve örgütsel bağlılık üzerinde pozitif etkiye, örgütsel etkililik çıktılarından davranışsal yenilikçilik, iletişim ve işbirliği ortamı, örgütsel performans üzerinde pozitif etkiye, işten ayrılma niyeti üzerinde negatif etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. The main purpose of this thesis is to examine the effects of individual differences on individual career and organizational effectiveness outcomes by considering in the context of identity structures. In this thesis, individual identity differences are examined in a multi-dimensional context of cultural identity, political identity, religious identity, gender-based identity, and sexual orientation based identity. Starting from the fact that differences arising from identity structures bring discriminatory, exclusionary and marginalizing practices in working life, the awareness of employees about identity structures and differences constitutes the main theme of this thesis. In the research model designed in this context, it is aimed to determine the impact on the climate of difference of perceived identity structure of employees, individual career outcomes and organizational effectiveness outputs. To this end, an empirical study was conducted with 532 employees in the employment network in Istanbul, using the snowball sampling method. The research findings were analyzed with the help of SPSS 20.0 statistical program. Data were analyzed using frequency analysis, explanatory factor analysis, reliability analysis, Pearson correlation analysis, multiple regression analysis, independent samples t-test, one-way analysis of variance and Sheffe and Tukey-B tests.As a result of the research, it was observed that the climate of difference, individual career outcomes and organizational effectiveness outputs differed in the context of employee identity structures; It was determined that climate of perceived difference of employees had positive effect on individual career outcomes, job satisfaction and organizational commitment, behavioral innovation, communication and cooperation environment, positive effect on organizational performance and negative effect on intention to quit. 164

Bu araştırmada vizyoner liderlik tarzının çalışan performansına etkisinde pozitif psikolojik sermayenin aracılık etkisi araştırılmıştır. Araştırma evreni olarak İstanbul'da sağlık sektörü çalışanları belirlenmiştir. Veriler araştırma evreninden elektronik ortamda hazırlanan anket yoluyla toplanmıştır. Araştırma anketi dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik özellikleri kapsamındaki sorular, ikinci bölümde vizyoner liderlik ölçeği, üçüncü bölümde pozitif psikolojik sermaye ölçeği ve dördüncü bölümde ise çalışan performansı ölçeği bulunmaktadır. Araştırma kapsamında toplamda örneklemi istatistiksel olarak temsil gücü olan 403 anket ile elde edilmiştir. Elde edilen anketler SPSS 22.0 paket programında analiz edilmiştir. İlk olarak katılımcıların demografik özelliklerine yönelik frekans analizleri yapılmıştır. Daha sonra araştırma kapsamında kullanılan ölçeklerin güvenilirlik ve geçerliliklerinin sınanması amacıyla güvenilirlik testi ve faktör analizleri yapılmıştır. Sonrasında ise, araştırma kapsamındaki değişkenler arasındaki ilişki ve etkinin saptanması adına korelasyon ve regresyon testleri yapılmıştır. Yapılan testler neticesinde vizyoner liderlik tarzı çalışan performansını pozitif yönde etkilemektedir ve pozitif psikolojik sermaye ise bu ilişkide aracı bir role sahiptir. In this study, the effect of positive psychological capital on the effect of visionary leadership style on employee performance was investigated. As a sample of research, health care workers were identified in Istanbul. The data were collected through a questionnaire prepared electronically from the research sample. The research questionnaire consists of four parts. In the first part, participants' questions about demographic characteristics, visionary leadership scale in second part, positive psychological capital scale in third part and employee performance scale in fourth part are included. A total of 403 questionnaires were obtained which were statistically representative of the sample. The questionnaires were analyzed in SPSS 22.0 package program. Firstly, frequency analysis of the demographic characteristics of the participants were performed. In order to test the reliability and validity of the scales used in the study, reliability and factor analyzes were performed. Correlation and regression tests were performed to determine the relationship between the variables included in the study. As a result of the tests conducted, visionary leadership style positively affects employee performance and positive psychological capital has a mediating role in this relationship. 62

Günümüzde kurumsallaşmanın getirmiş olduğu kurumların kendi aralarındaki faaliyet ilişkisinin rekabet içinde geleceğe yönelik ilerlemesi ve kurumlar arası veya kurum içinde çalışanlar arasındaki çıkar çatışmaları, iş hayatının her alanında risk unsurunu da beraberinde getirmiştir. Risk kavramının iş hayatı alanında sık karşımıza çıkmasındaki neden, bir fırsat olarak değerlendirilebileceği gibi aynı zamanda birçok tehdit unsurlarını barındırıyor olmasıdır. Bu nedenle kurumlarda veya işletmelerde kurumsal risk yönetimi ve risk odaklı bir iç denetim anlayışının benimsenmesi büyük önem arz etmektedir. Kurum faaliyetlerinden kaynaklı, işletmenin belirlediği hedeflerine ulaşılmasına engel oluşturabilecek, faaliyetlerin etkinliği ve verimliliğini etkileyecek olan risklerin tespit edilerek, yönetimi, iç denetim birimi ya da iç denetçiler tarafından sağlanmakta ve denetim faaliyetleri risk odaklı iç denetim yaklaşımı benimsenerek sağlanmaktadır.Kurumsal Risk Yönetimi (KRY); işletmeyi etkiyebilecek düzeydeki olayları tanımlamak, riskleri işletmenin kurumsal risk karşılama profiline uygun olarak yönetmek ve işletmenin hedeflerine ulaşmasıyla ilgili olarak makul bir seviyede güvence sağlamak için oluşturulmuş; şirketin yönetim kurulu, üst yönetimi ve diğer tüm çalışanları tarafından etkilenen ve stratejilerin entegreli şekilde belirlenmesinde kullanılan, kurumun bütününde süregelen ve devam eden sistematik bir süreçtir. Kurumsal risk yönetimi ile ilgili dünyada Sarbanes- oxley kanunu, OECD Kurumsal ilkeler, ISO 31000 Risk Standartlarında; ülkemizde ise SPK Kanunu, 5018 Sayılı Kamu Yönetimi ve İç kontrol Kanunu, 6012 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ve 2014 ve 2017 COSO Kurumsal Risk Yönetimi Bütünleşik Çerçeveleri kapsamında düzenlemeler getirilmiştir. COSO Bütünleşik Çerçeve de kurumun bünyesinde nasıl uygulanması ve neler olabileceği konusunda rehber olurken; diğer kanun ve düzenlemelerde de risk yönetimi ve risk odaklı denetim anlayışının önemine değinilmiştir. Bu çalışmada iç denetim faaliyetlerinde dünyada benimsenerek uygulanan ve kullanılan COSO Kurumsal Risk Yönetimi (Enterprise Risk Management- ERM) Bütünleşik Çerçeve temel alınmıştır. Bu doğrultuda ülkemizde Kurumsal Risk Yönetimi sisteminin kamu kurumlarındaki benimseme ve risk odaklı iç denetim faaliyetlerinde uygulama etkililiğini tespit etmek amacıyla, Marmara Bölgesindeki devlet üniversitelerinde görev alan iç denetçilerle `Kurumsal Risk Yönetimi Kapsamında Risk Odaklı İç Denetim Analizi` adlı anket çalışmasına yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Risk, Risk odaklı iç denetim, Kurumsal risk yönetimi, COSO ERM Today, the progress of the relationship between the institutions of the institutional organizations brought by the organization towards the future in competition and the conflicts of interest among the employees within the institutions has brought the factor in every aspect of business life with it. The reason why the concept of risk is frequently encountered in the field of business life is that it can be considered as an opportunity but also it contains many threats. For this reason, it has a great importance to adopt an institutional risk management and a risk-focused internal audit approach in institutions or enterprises. The internal audit unit or internal auditors realize identification and management of the risks that may affect the efficiency of the activities, which may hinder the achievement of the targets set by the enterprise with a risk-based internal audit mentality. Enterprise risk management (ERM) is a systematic process that is ongoing and ongoing throughout the organization, which is used by the company's board of directors, senior management and all other employees to determine the strategies in an integrated manner, and it is designed to identify events that may affect the entity, to manage the risks in accordance with the enterprise risk profile of the enterprise and to provide a reasonable level of assurance regarding the achievement of the entity's objectives. The regulations have been set by Sarbanes-Oxley Law, OECD Corporate Principles and ISO 31000 Risk Standards around the World and by CMB of Turkey Law, Law No. 5018 on Public Administration and Internal Control, New Turkish Commercial Code No. 6012 and 2014-2017 COSO Enterprise Risk Management Integrated Framework in our country. The COSO Integrated Framework has also guided on how to implement and what will happen within the organization, while other laws and regulations also emphasize the importance of risk management and risk-focused audit.In this study, COSO Enterprise Risk Management Integrated Framework, which is adopted and used in the world in internal audit activities, is taken as the basis. In this context, a survey named Internal Audit Analysis within the Scope of Enterprise Risk Management was conducted with the internal auditors working in the state universities in the Marmara Region in order to determine the rate of adoption of the Corporate Risk Management System in public institutions and the effectiveness of implementation in risk-oriented internal audit activities.Keywords: Risk, Risk-based internal audit, Enterprise risk management, COSO ERM 154

Kurumsal Raporlama, dünya çapında çok önemli bir kavram haline gelmiştir. İşletmelerin büyümesi ve paydaşlarını bilgilendirme sorumluluğu her geçen gün daha standart hale gelmektedir. Geçmişte ve günümüzde kurumlar tarafından çeşitli başlıklar altında değişik raporlar yayımlanmaktadır. Son zamanlarda Kurumsal Raporlamada yeni ve geniş kapsamlı tümleşik raporlama olarak Entegre Raporlama dünyada tartışılmakta ve yayımlanmaktadır. Entegre Raporlama, Finansal, Sürüdürülebilirlik ve Kurumsal Yönetim Raporlarını tek rapor başlığı altında öz ve bağlantılı bir şekilde kuruluşun değer yaratması ile ilgili bilgiyi; Finansal, Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yönetim Raporlarını tek başlık altında öz ve bağlantılı bir şekilde sunmaktadır. Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi 2010 yılında kurulmuş ve Entegre Raporlama Çerçevesi 2013 yılında Entegre Raporlama yapacak firmalar için bir çerçeve olarak yayımlanmıştır. Etkin bir Kurumsal Yönetime sahip olan firmalar ortaya çıkan yeniliklerin benimsenmesinde daha fazla etkili olabilemektedir. Kurumsal Yönetimin, Entegre Düşünce ve Raporlama sürecini desteklediği bilinmektedir. Bu çalışma ile Türkiye'deki Kurumsal Yönetimde öncül olan ve BIST Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan Firmaların 2017 yılı faaliyet raporlarının, Uluslararası Entegre Raporlama Çerçevesine uygunluk derecesini kukla değişkenle belirlenmiştir. Entegre Rapor İçerik Öğeleri ve Kurumsal Yönetim ilkeleri arasındaki ilişki korelasyon analizi yapılarak incelenmiştir ve aralarında zayıf pozitif korelasyon ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Uygulamanın ikinci kısmında BIST Kurumsal Yönetim Endeksinde yer alan Firmaların 2017 yılı faaliyet raporlarının, 2016 yılına göre; ne kadar Entegre Rapor Çerçevesine hazırlığındaki artışı ortaya koymak için, 2017 yılında Dr. Filiz Yüksel tarafından yapılan araştırma ile karşılaştırılarak, aralarındaki fark ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, BIST Kurumsal Yönetim Endeksin'de yer alan firmaların 2017 yılı faaliyet raporları, 2016 yılına göre Entegre Rapor yayımlamaya daha hazır oldukları gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Entegre Raporlama, Kurumsal Yönetim, Sürdürülebilirlik, Değer Yaratmak. Corporate reporting has became an important concept worldwide and is constantly being discussed. Business growth and the responsibilitiy to inform stakeholders are becoming more standardized and more comprehensive. In the past and today various kinds of corporate reports are published by various institutions. Financial reports, Sustainability reports and Corporate Governance reports have been published for many years by institutions. Recently, Integrated Reporting is discussed and published in the world as a new and comprehensive report in Corporate Reporting. Integrated reporting provides financial, sustainability and corporate governance reports information about the organization's value creation under the name of a single report. The International Integrated Reporting Council was established in 2010 and the Integrated Reporting Framework was published in 2013 as a framework for the companies that published Integrated Reporting. Companies with an effective Corporate Governance are said to be more effective in the adoption and innovation of emerging innovations. It is known that Corporate Governance supports the process of integrated thought and reporting. With this study, the percentage of similarity of BIST Corporate Governance Index's companies 2017's annual reports to International Integrated Reporting Framework is determined. The relationship between Integrated Report Content Elements and Corporate Governance principles was analyzed by correlation. As result there was a weak positive correlation between them. In the second part of the application, the 2017 annual reports of the Companies included in the BIST Corporate Governance Index, compared to research done by Dr. Filiz Yüksel in 2017; to show how much of the preparation of the Integrated Report Framework has increased compared to 2016. As a result of the analysis, it is revealed that the companies in the BIST Corporate Governance Index in the year of 2017 are more ready to publish Integrated Reports than in 2016. Keywords: Integrated reporting, Corporate governance, Sustainability, Creating value. 114

Spor söz konusu olduğunda, öncelikle futbol akla gelmektedir ve dünyada yaklaşık 3.5 milyar insan bu sporla ilgilenmektedir. 1980'li yıllara kadar sadece bir oyun olarak bilinen futbol, 1980 yılından sonra ekonomik değeri bakımından ön plana çıkarak şirketleşme faaliyetleri hız kazanmıştır. Türkiye'de futbol sporu giderek popülaritesi artmaktadır. Bununla birlikte futbol sektörünün giderek ekonomide büyük yere sahip olması, özellikle büyük futbol kulüplerinin hisse senetlerinin borsada işlem görmesidir. Günümüzde, futbol milyarlarca dolar yatırım yapılan bir piyasa ya da sektör haline gelmiştir. Küresel ekonomi açısından futbolun önemli ekonomik sonuçları ortaya çıkmaktadır. Bu sonuçların ülke ekonomisi üzerinde farklı düzeylerde önemli etkileri vardır. İlk dönemlerde futbolda sadece maç gelirleri elde edilirken, spor kulüplerinin kurumsallaşmasıyla birlikte, yayıncılık gelirleri, eğitim gelirleri, reklam gelirleri, sponsorluk ve ürün satışları gibi farklı alanlarda yüksek rakamlara ulaşan gelirler elde edilmeye başlanılmıştır. Giderlerin artması, kulüplerin düşük maliyetle fon bulmaları yoluna gitmişlerdir ve fon yaratmadaki bu adımlar, spor kulüplerinin halka açılmasını gerektirmiştir. Türkiye'de fazla taraftarı olan dört büyük spor kulübünün fonları halka açılmıştır.Bu çalışmanın amacı, dört büyük futbol kulübünün 2013-2018 yılları arasındaki lig performanslarındaki başarılarının finansal performans üzerindeki etkilerini incelemektedir. Borsa İstanbul'da işlem gören dört büyük futbol takımı, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor maç sonuçlarının açıklanmasından önceki hisse senetlerinin değeri ile maç sonuçlarının açıklanmasından sonraki hisse senetlerinin değerleri ekonometrik olarak analiz edilmiş ve karşılaştırılmıştır. Bulgulara göre, oluşturulan hipotezlerden sadece üç tanesi kabul edilmiştir. Kabul edilen bu hipotezlerden üçünün de mağlubiyetlere ait olması dikkat çekicidir.Anahtar Kelimeler: Futbol, 4 Büyük Spor Kulübü, Hisse Senedi, Finansal Raporlar When it comes to sports, football comes to mind first and about 3.5 billion people in the world are interested in it. Until 1980s, football was known only as a game, after 1980, the company came to the forefront in terms of economic value has accelerated its incorporation activities. The increasingly popular sport of football in Turkey is increasing. However, the fact that the football sector has an important place in the economy is the fact that the stocks of the major football clubs are traded on the stock exchange. Today, football has become a market or sector where billions of dollars are invested. In terms of global economy, important economic results of football are emerging. These results have significant effects on the national economy at different levels. In the first periods, while only match revenues were obtained in football, with the institutionalization of sports clubs, revenues that reached high figures in different fields such as publishing revenues, training revenues, advertising revenues, sponsorship and product sales started to be obtained. The increase in costs led clubs to find funding at a low cost, and these steps in fundraising required the opening of sports clubs to the public funds of the four major sports club in Turkey was opened to public with more fans.The aim of this study is to examine the effects of achievements in the league performance of four major football clubs between 2013-2018 on financial performance. The values of the stocks of the four major football teams, Besiktas, Fenerbahce, Galatasaray and Trabzonspor, which were traded in the Istanbul Stock Exchange, were analysed and compared with the econometric values. According to the findings, only three of the hypotheses were accepted. It is noteworthy that three of these hypotheses belong to defeats.Keywords: Football, 4 Major Sports Club, Stock, Financial Reports 76

Bilgi Teknolojileri, günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelirken kurumlar için de destek fonksiyonu olmanın ötesine geçerek önemli rekabet avantajı sağlayabilen bir işlev haline gelmiştir. Ne var ki, bu değişimi fark edemeyen ya da değişime direnç gösteren kurumlar, Bilgi Teknolojileri'ni bir masraf merkezi olarak görerek bir yandan başarısız projelerle para kaybederken diğer yandan da rakiplerinin elde ettikleri rekabet avantajlarına cevap verememektedirler. Bu kurumların bir kısmının bir süre sonra yok olma tehlikesi ile karşılaşa karşıya kaldıklarını ve hatta yok olduklarını da söylemek mümkündür.Bilgi Teknolojisi çalışanları, işin niteliği gereği yoğun bir biçimde sahip oldukları teknik bilginin de etkisi ile daha içe dönük bir çalışma biçimi sergileyerek kimi zaman, kurumun hedefleri ve istekleri ile örtüşmeyen süreçler ve projeler gerçekleştirebilmektedir. Kimi zaman teknik olarak mükemmel çözümler geliştirmiş olsa da stratejik uyumlaşmanın sağlanamamış olması nedeniyle bu proje ve çözümlerin kuruma yapabileceği katkılar olumsuz bir biçimde etkilenmektedir. Diğer yandan kurumların üst düzey yöneticilerinin Bilgi Teknolojileri'ni stratejik rekabet avantajı sağlayacak bir araç olarak görmemeleri ve dolayısıyla da benzer biçimde stratejik uyumlaşmanın sağlanamaması da bu katkıyı olumsuz etkileyen bir etken olmaktadır.Bilgi Teknolojileri yöneticilerinin göstereceği stratejik liderlik davranışlarının kurumsal iş stratejileri ile uyumu güçlendirmesi, kurumsal başarının artmasına önemli etkiler yapacaktır. Bu çalışmada, Bilgi Teknolojileri yöneticilerinin stratejik liderlik davranışlarının, kurumsal iş stratejileri ile uyumlaşmasının sağlanması ve dolayısıyla da rekabet avantajının sağlanabilmesine nasıl bir etki yaptığı incelenmiş, çalışmanın önemli bir parçası olarak da Stratejik Uyumlaşma Ölçeği Türkçe'ye kazandırılmıştır. Information Technology has become an integral part of our daily life. It has also become a business function that can provide significant competitive advantage for the organizations by going beyond being a support function. However, organizations which can not realize this change or resist to change, continue to see Information Technologies as a cost center. Moreover, these organizations have higher risk of having failed Information Technology projects and while they are losing more money because of these failed projects, they will also lose their compatitive advantage. Therefore, it will be difficult to survive or these organizations can even disappear.Information Technology experts and employees working for these departments are mostly inroverted employees because of the nature of the skills and experience necessary to complete the tasks. While they are working hard to find or develop technically perfect or the best solutions, since they are not aligned with business strategies, their contribution to achieve business goals or having competitive advantage may be very limited.On the other hand, senior management in the organizations continue to not to understand Information Technology and they also continue to see Information Technology as a cost center. As a result, because of the lack of strategic alignment, the total contribution may be very limited. Strategic leadership behavior of Information Technology Managers will impact the strategic alignment between business and Information technology strategies. In this study, the relationship between the strategic leadership behavior of nformation technology managers and and strategic alignment maturity between business and information technology strategies were investigated. As part of this study, Strategic Alignment Maturity Model scale was translated and adapted into Turkish. 135

Günümüz sosyal ve ekonomik şartlarının etkisi ile değişen yaşam standartları, temposu yüksek yorucu çalışma hayatının bireyler üzerindeki etkisi, bununla birlikte iş seyahatlerinin çoğalması, genç nüfusun artması ve buna bağlı olarak genç nüfusun hane dışında daha çok vakit geçirmeleri gibi genel kabul görülen sosyal durumlar, hane halkının beslenme ihtiyaçlarını gidermek için, bireysel olarak kısıtlı zaman aralığında daha çok zamandan tasarruf etmek durumunda kalmasına neden olmaktadır. Değişen bu sosyal ve ekonomik şartlar, ihtiyaçların karşılanması için tüm sektörlerde doğrudan tüketici odaklı yatırım kararlarının alınmasına, özellikle yeme içme içerikli tüm sektörlerin, birer lokomotif bir sektör haline gelmesine neden olmuştur. Bu sektörlerden birisi de, `Hızlı Yemek Sektörü`dür. Bu sektörde faaliyet gösteren işletmeler sayesinde bireyler, beslenme gereksinimini karşılamak için daha az zaman ayırmakta ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmektedirler. Tüketici talebinin artması nedeniyle Hızlı Yemek Sektörü'nde faaliyet gösteren işletme sayısının giderek artıyor olması, bu işletmelerin standart sunumlar yapan markaların çatısı altına girerek zincir mağaza sistemine dahil olmalarına neden olmaktadır. Sisteme dahil olan tüm zincir mağaza işletmelerinde standart sunumlar yapılmakta, düşük maliyet, yüksek satış tutarı ile yüksek kâr elde etmeyi amaçlanmaktadır. Çalışmanın amacı, hızlı yemek sektöründe faaliyet gösteren zincir mağaza işletmelerinde iktisadi faaliyetlerin sonunda kârlılık ve maliyet hesaplarının doğru bir şekilde analiz edilmesini sağlayan en önemli unsurun stok olduğu, stok giriş ve çıkış hareketlerinin kontrolü için etkin stok yönetim metotlarının yanı sıra stoklara yönelik iç kontrol sistemi ve denetim mekanizmasının var olması gerektiğinin açıklanmasıdır.Anahtar Kelimeler:Stok, Hızlı Yemek Sektörü, Zincir Mağaza, Kârlılık The changing social standards due to the impact of today's socio-economic conditions, the impact of tiring work life with high tempo on individuals, the increase in business travel, the increase in the young population and consequently the young population spend more time outside the household, generally accepted social conditions, individual to save time. These changing social and economic conditions have led to direct consumer-oriented investment decisions in all sectors in order to meet the needs, and especially all sectors with food and beverage content have become a locomotive sector. One of these sectors is the `Fast Meal Sector.. Thanks to the businesses operating in this sector, individuals spend less time to meet their nutritional needs and change their eating habits.Due to the increasing demand, the number of businesses operating in the Fast Food Sector is gradually increasing, which leads them to join the chain store system under the roof of the brands that make standard presentations.Standard presentations are made in all chain store businesses included in the system, and it is aimed to achieve high profit with low cost, high sales amount. In order to achieve this goal, the control of the stock movements is very important in determining the cost of the commercial product prepared and presented.The purpose of this study is to determine the correct analysis of stocks, profitability and cost accounts in chain store establishments operating in the fast food sector. Effective inventory management and internal control systems and audits for stocks are very important in determining the financial processes and influencing the decisions of the enterprise. to emphasize that it is important.Keywords: Inventory (stock), FastFood, ChainStore, Profitability 95

Bu çalışmada; gelişmekte olan ülkelerin çokuluslu işletmelerinin (GOÜÇUİ) uluslararasılaşma süreçleri, işletmelerin dış pazara giriş stratejilerinden doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), GOÜÇUİ'lerin DYY'leri için lokasyon seçimlerini etkileyen faktörler ve son olarak Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden Analitik Ağ Süreci (AAS) modeli ele alınmıştır. Araştırmanın amacı, GOÜÇUİ'lerin DYY'lerinde lokasyon seçimi için Türkiye üzerinden bir ÇKKV modeli geliştirmektir. Araştırmanın ikinci amacı ise, ana ülkesi gelişmekte olan ülke olan ÇUİ'lerin DYY yaparken doğru lokasyon seçimi yapmasını sağlayacak bir karar modeli sunmak ve gelecekteki araştırmalara yol gösterici olmaktır. Araştırmanın önemi, GOÜÇUİ'lerin DYY lokasyon seçimlerinde Türkiye üzerinden bir karar modelini ilk kez sunan bir çalışma olmasıyla öne çıkmıştır. Araştırma kapsamında, dış yatırım alanında uzmanlaşmış 5 akademisyen ve 2014 yılında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından sunulan rapora göre Türkiye ulusal ekonomisinin gelişimine katkı sağlayan otomotiv ve yan sanayi sektöründe faaliyet gösteren 5 Türk ÇUİ'nin her biriyle görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, GOÜÇUİ'lerin DYY lokasyon seçimini etkileyen kriterlerin ve 3 alternatif lokasyonun öncelik sıralarının belirlemesine ilişkin hazırlanan anket formunun uzmanlar tarafından puanlanmasıyla elde edilmiştir. Araştırma verilerinin analizinde, AAS tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, (1) GOÜÇUİ'lerin DYY lokasyon seçimlerini etkileyen ilk 3 kriterin coğrafi özellikler, uluslararası anlaşmalar ve kültürel özellikler olduğu, (2) alternatifler içinden gelişmekte olan ülkelerin tercih edildiği tespit edilmiştir. In this study; internationalization process of emerging market multinational companies (EMNCs), foreign direct investment (FDI) of companies' foreign market entry strategies, factors affecting location choice for FDI of EMNCs and finally Analytic Network Process (ANP) of Multi-Criteria Decision Making (MCDM) methods was discussed. The aim of research is to develop a MCDM model for the location choice of EMNCs' FDI from Turkey. The second aim of the research is to provide a decision model for the location choice of FDI whose main country is emerging market and guide future research. The importance of research has come to the forefront by presenting a decision model for the location choice of EMNCs' FDI from Turkey for the first time. In the scope of the research, interviews were held with 5 expert academicians in the field of foreign direct investment and 5 Turkish Multinational Companies (MNCs) which according the presented report by the Foreign Economic Relations Board in 2014, operate in the automotive and industrial sectors contributing to the development of the Turkish national economy. The research data were obtained from survey form scored by experts which prepared for the priority determination of the location choice criteria for FDI of EMNCs and the 3 alternatives location. In the analysis of the research data, Analytic Network Process (ANP) technique were used. As a result of the research, it is found that (1) the top-three location choice criteria for FDI of EMNCs are geographical features, international agreements and cultural features, (2) emerging countries are preferred through the alternatives. 176

Bu çalışmada, işletme kararlarında muhasebenin rolü, muhasebe bilgi sistemlerininetkileri araştırılmış; Muhasebe bilgi sisteminin doğru kullanımının işletmeleresağlayacağı katkılar analiz edilmiştir. `İşletme sahipleri, yöneticileri muhasebe bilgisisteminden ve muhasebe verilerinden yararlanıyor mu, yararlanıyorsa ne düzeydeyararlanıyor?` sorularına cevap aramak amacına inşaat malzemesi alım satım işiyleuğraşan bir işletmenin bu konularla ilgili verecek olduğu tepkileri uygulama örneğiile göstermek amaçlanmıştır. In this study, the role of accounting in business decisions, the effects of accountinginformation systems were investigated; the contributions of the correct use of theaccounting information system of the enterprises have been analyzed. `Do businessowners, administrators benefit from the accounting information system andaccounting data, and if so, to what extent? We will try to see the reaction of anoperator dealing with the purchase and sale of construction materials in order to findanswers to these questions. 99

Globalleşen ve hızla değişen sektörel pazarlarda, örgütler hayatta kalabilmek için değişime zamanında ayak uydurabilmek ve müşterilerinin taleplerine daha hızlı cevap verebilir olmak durumundalar. Örgütler, bu zorundalık ile hem süreçlerinde hem yapılarında daha çevik olma yolunda adımlar atarken, literatür çalışmalarında örgütlerin bu ihtiyacına uygun çevik teknikler ve çerçeveler sunmak üzerine çalışmalar sürmektedir. Takım bazında üretilen çevik tekniklerin bir sonraki adımı olarak, örgütsel çevik çerçeveler geliştirilmiş ve en son geliştirilen Nexus çerçevesi, ölçekli bir çevik çerçeve olarak ortaya konulmuştur. Nexus'un henüz 3 yıllık bir tarihi olması ve sektörde deneyimleyen örgüt sayısının az olması sebebi ile çerçeveyi benimsemek isteyen şirketlerin, kendi olgunluk seviyelerini ölçmek ve çevikleşme sürecinde çevikleşme seviyelerini yükseltmek için bir araca ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, bu tez çalışması kapsamında Nexus olgunluk modeli tasarlanmış ve uluslararası bir proje örgütte uygulaması yapılmıştır. Modelin oluşturulması aşamasında, önce literatür taraması yapılarak ilk model belirlenmiş, nihai modele ulaşmak için Delphi tekniğinden yararlanılmıştır. Modelin uluslararası bir firmada uygulanması sürecinde, modelin her pratiğini ölçümleyebilmek için indikatörler belirlenmiştir. İndikatörlerin puanlandırılmasında planlı mülakat tekniğinden yararlanılmış, katılımcılardan yüz yüze toplantılar ile veriler toplanmıştır. Toplanan veriler nicel veriler olup, analiz çalışmasında indikatörlerin aritmetik ortalamaları alınması ve takımların başarı yüzdelerinin hesaplanması ile sonuçlar elde edilmiştir. Uygulama hipotezini test etmek için, ilk ölçüm sonuçları ile ikinci ölçüm sonuçları karşılaştırılmış ve Nexus olgunluk modelinin, Nexus çerçevesi kapsamında çevikleşmeyi arttırdığı görülmüştür. Bu tez çalışmasında, Nexus çerçevesini benimseme kararı alan proje örgütlerin, olgunluk seviyelerini ölçmeleri, daha çevik bir şirket olma yolunda kendi stratejilerini belirleyebilmeleri için bir olgunluk modeli oluşturulması hedeflenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda, Nexus olgunluk modelinin hedefleri, amaçları ve pratikleri netleştirilerek kullanıcılara ve araştırmacılara örgütsel çevikleşme yolculuğunda yol gösterici nitelikte basamaklı bir olgunluk modeli sunulmuştur. In globalized and rapidly changing sectoral markets, the organizations must be able to keep up with changing on time and respond to their customers' demands more quickly in order to survive. With this obligation, while the organizations take steps to become more agile in both their processes and in the structure; in the literature the studies are continued to work on presenting agile techniques and frameworks appropriate to the needs of the organizations. As the next step in the agile techniques produced on a team basis, organizational agile frameworks have been developed and ultimately Nexus framework has been put forward as a scaled agile framework. Nexus has a 3-year history yet and in the sector the number of experienced organizations in Nexus is low, the organizations that want to adopt the framework need a guiding tool to define their own maturity level and improve it. With this need, Nexus maturity model is designed and implemented in an international project organization within the scope of this thesis study.Firstly, the initial model is created after literature review in the process of model development, then Delphi technique is used to reach the final model. In the case study, the indicators were set up to measure each practice of the model. Structured interview technique was used in the scoring of the indicators and the data were collected from the participants via face-to-face meetings. The collected data are quantitative data, so the results were obtained and interpreted by calculating the arithmetic average of the indicators in the analysis work and calculating the success percentages of the teams. To test the hypothesis, the first measurement results were compared to the second measurement results and it is observed that Nexus maturity model increases the agility within the scope of Nexus framework. In this thesis, it is aimed to create a maturity model for the project organizations that decided to adopt the Nexus framework to measure their own maturity level and to determine their own improvement strategies for becoming more agile. As a result of the studies being done, the Nexus maturity model is presented as a gradual guiding model on the organizational agility journey to the users and the researchers by clarifying the goals, objectives and practices. 165

Bu tez çalışması akademik personel üzerinde düşey mobbing ve iş performansı etkisine ışık tutmaktadır. Mobbing psikolojik taciz olarak da bilinmekte olup depresyon, yabancılaşma, psikolojik bozukluklar, alkolizm veya intihar girişimleri gibi özsaygı kaybına ve iş performansının düşmesine neden olabilmektedir. Mobbing kavramının alay, soyutlanma, göz korkutma, dedikodu, suçlamalar, itibarsızlaştırılma ve yergi tarzında birçok türü bulunmaktadır. Bu nitel tez araştırması farklı vakıf üniversitelerinde çalışan 12 akademisyene uygulanmıştır. Uygulanan nitel anket 12 akademisyenin akademik düzeyde iş performanslarının nasıl etkilendiğini ve mobbingle nasıl başa çıktıklarını sunmaktadır. Anahtar Kelime: mobbing, akademi, zorbalık, iş performansı, akademik personel This thesis study aims to shed light on downward mobbing at academic staff and its effects on work performance in Turkey. Mobbing is also known as `psychological bullying or harassment` which might lead to depression, alienation, and psychological disorders, losing self-esteem, self-destructive behaviors such as alcoholism or suicidal commitments and decreasing work performance. The concept of mobbing may vary in different forms ranging from mockery, isolation, intimidation, gossip, accusations, public discrediting, and humiliation. This study, as a qualitative research, was conducted on 12 academicians working for different private foundation universities. The qualitative questionnaire presents how the work performances of those 12 academicians are affected and the ways they handle the mobbing at academic level. Key Words: mobbing, academy, bullying, work performance, academic staff 89

Yolsuzluk kavramı dünyanın hemen her ülkesinde ortaya çıkan toplumsal bir sorundur. Bu çalışmanın temel amacı denetim faktörünün yolsuzluğun önlenmesi üzerindeki etkisini araştırmak ve denetim faktörünün yolsuzlukların çözümü adına etkinliğini artıran unsurları ortaya çıkarmaktır. Yolsuzluğun verdiği ekonomik ve toplumsal zararların önüne geçmek toplumun ve devletin tüm organlarınca yapılacak çalışmalar ile minimum seviyeye indirilebilmektedir. ''Bağımsız denetim ve denetimin tüm unsurları bu sorununun çözümünde nasıl bir rol oynamaktadır ve bu rol nasıl artırılabilir'' sorusunun cevabı bu çalışma ile ortaya konulmaktadır.Anahtar Kelimeler: Denetim, Yolsuzluk, Bağımsız Denetim The concept of corruption is a social problem that arises in almost every country of the world. The main purpose of this study is to investigate the effect of the control factor on the prevention of corruption and to reveal elements of the control factor that increase the effectiveness of the corruption in the name of solution. Preventing economic and social damage caused by corruption can be reduced to the minimum level by the work to be done by all the organs of the society and the state. The answer to this question is how all elements of independent audit and control play a role in the solution of this problem and how this role can be improved.Keywords:Audit, Corruption, IndependentAudit 67

Muhasebenin temel görevi işletme içi ve işletme dışı kişi ve kuruluşlara bilgi üretmektir. Üretilen bilgileri doğru analiz ederek kullanan işletmeler başarılı olmaktadır. Günümüzde, artan teknolojik imkanlar ve ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalkmasıyla işletmeler teknoloji, küreselleşme, artan rekabet şartları gibi konularda sürekli değişmektedir. Söz konusu durum farkı ülke ve kuruluşların muhasebe bilgilerini herkes tarafından anlaşılan bir `dil`de, yani benzer standartta hazırlanmak zorunda bırakmıştır. Artık, bir çok ülke Uluslararası Muhasebe Standartları bazında kendi standartlarını hazırlamıştır. Bu çalışmada Azerbaycan ve Türkiye hesap planları incelenerek benzer ve farklı yönleri karşılaştırılacaktır. The main task of accounting is to produce infotmation for internal and external persons and organizations. Businesses thay use and analyze the produced information correctly are successful. Today, with increasing technological possibilities and rising borders between countries, businesses are constantly changing in terms of technology, globalization, and increasing competition conditions. The difference is that the accounting information of countries and organizations has to be prepared in a `language` that is understood by everyone, that is, in similar standard. Now, a lot of countries has developed its own standads based on the International Accounting Standards. This study will compare the similarities and differences are examined in Azerbaijan and Turkey account plans. 134

Araştırmanın amacı, örgütsel sinizm boyutları (bilişsel boyut, duygusal boyut, davranışsal boyut) ile örgütsel tükenmişlik boyutları (duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel başarı hissi) arasındaki ilişkileri ampirik çalışmayla ortaya koymaktır. Araştırmanın evreni; turizm sektöründe faaliyet gösteren ve hizmet işletmelerinden birisi olan otelcilik sektöründe, yurt dışında çeşitli şubeleri olan, Türkiye'nin önde gelen beş yıldızlı büyük otellerinden biri olan ve İstanbul-Şişli'de faaliyet gösteren uluslararası otel zincirlerinin Türkiye'deki özel sermayeli X otelinin çalışanlarıdır. Bu sektör çalışanlarının seçilmesinin nedeni; hizmet sektörü çalışanlarının tükenmişlik ve sinizm yaşama olasılığının daha yüksek olmasıdır. 155 otel çalışanına anket uygulanmıştır. Genel Bilgi Formu, Örgütsel Sinizm Ölçeği, Örgütsel Tükenmişlik Envanteri (MBI) olarak üç bölüm, 42 sorulu anket uygulanmıştır. Araştırmanın modeli, hipotezleri, varsayımları, sınırlılıkları, aritmetik ortalamalar, standart sapmalar, frekans, yüzde dağılımları, faktör analizi, geçerlilik ve güvenilirlik analizi, Principal Component Analysis, Pearson Korelasyon analizi ve demografik bulgular SPSS kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda; bilişsel boyutun duygusal tükenme ve duyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı; duygusal boyutun duygusal tükenme ve duyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı; davranışsal boyutun duygusal tükenme ve duyarsızlaşma ile pozitif yönde anlamlı ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bilişsel boyut, duygusal boyut, davranışsal boyut ile kişisel başarı hissi arasında pozitif yönde anlamlı ilişki vardır. 9 hipotezden 6'sı kabul, 3'ü reddedilmiştir. Reddedilen üç hipotez kişisel başarı hissi ile ilgilidir. Sonuçlar ve öneriler vurgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Örgütsel Sinizm, Örgütsel Tükenmişlik, Hizmet - Otelcilik Sektörü Purpose of the research is to empirically find out the relationship between dimensions of organizational cynicism (cognition dimension, emotional dimension, behavioral dimension) and organizational burnout (emotional exhaustion, desensitization, personal accomplishment). The research population involves the employees of X which is one of the leading large five stars private sector hotel operating in the tourism sector in Turkey, İstanbul-Şişli and which has international hotel chains. The reason for the selection of employees in this sector is that; service sector workers are more likely to experience burnout and cynicism. 155 questionnaires have been applied the employees of the hotel. The questionnaire have 42 questions and three parts; the General Information Form, the Organizational Cynicism Scale, and the Organizational Burnout Inventory (MBI). The model of the research, hypotheses, assumptions, limitations, arithmetic mean, standard deviations, frequency, percentage distributions, factor analysis, validity and reliability analysis, Pearson Correlation analysis and demographic findings were performed by using SPSS. The result of this study showed that cognition dimension is positively correlated with emotional exhaustion and desensitization; the emotional dimension is positively correlated with emotional exhaustion and desensitization; behavioral dimension is positively correlated with emotional exhaustion and desensitization. There is a significant positive correlation between cognition dimension, emotional dimension, behavioral dimension and personal accomplishment. 6 of 9 hypotheses were accepted, 3 were rejected. The three rejected hypotheses is related with personal accomplishment. Conclusions and suggestions are emphasized. Key Words: Organizational Cynicism, Organizational Burnout, Service - Hotel Sector 212

Bu çalışmada; öncelikle çokuluslu şirketlerin stratejik kadrolama süreci incelenmiştir. Daha sonra, Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) ele alınmıştır. Araştırma; çokuluslu Türk şirketlerinin stratejik kadrolama sürecini bilimsel bir karar verme yöntemi ile ilk ele alan çalışma olması açısından önemlidir. Araştırmanın amacı; çokuluslu Türk şirketlerinin stratejik kadrolama süreci için çok kriterli karar verme modeli geliştirmektir. Araştırmanın kapsamını; 2014 yılında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu tarafından yayımlanan raporda yer alan 29 çokuluslu Türk şirketinden holding yapısındaki ve ana merkezi İstanbul'da bulunan 14 tanesi oluşturmaktadır. 14 şirketin her birinin İnsan Kaynaklarından (İK) sorumlu en kıdemli yöneticilerine ulaşılmış, 9'undan anket geri dönüşü sağlanmış (Geri dönüş oranı %64,28) ve hepsi değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma verileri; (1) şirketlerin demografik/künye bilgilerinin, İK'dan sorumlu en kıdemli yöneticileri, stratejik kadrolama faaliyetleri ve yurt dışındaki bağlı kuruluşlarına yönetici seçimi ile ilgili bilgilerin toplanabilmesine ve (2) şirketlerin İK'dan sorumlu en kıdemli yöneticileri ve İK alanında uzman akademisyenlerin şirketlerin yurt dışındaki bağlı kuruluşlarına yönetici seçimine etki eden kriterlerin öncelik sırasının belirlenmesi için ikili karşılaştırma yapabilmelerine yönelik olarak hazırlanan anket formu ve şirketlerin İK'dan sorumlu en kıdemli yöneticileri ile yapılan yarı-biçimsel mülakat aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde; tanımlayıcı istatistikler, frekans ve yüzde dağılımları ile AHP tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; (1) çokuluslu Türk şirketlerinin yurt dışındaki bağlı kuruluşlarına yönetici seçim kararını Türkiye'deki ana işletmelerinin verdiği, (2) en çok tercih edilen çokuluslu kadrolama yaklaşımının geosentrizm olduğu ve (3) yurt dışındaki bağlı kuruluşlara yönetici seçimine etki eden ilk 3 kriterin güvenilirlik, yabancı dil ve ülke/kültür gerekleri olduğu tespit edilmiştir. In this study, firstly the strategic staffing process of multinational enterprises (MNEs) was examined. Then, the analytic hierarchy process (AHP) was discussed. This research is significant in terms of being the first study examining the strategic staffing process of Turkish MNEs with a scientific decision making method. The aim of the research is to develop a multi-criteria decision making model for the strategic staffing process of Turkish MNEs. The scope of the study consists of 14 of 29 Turkish MNEs which are in the Foreign Economic Relations Board's 2014 report. They are holdings and are headquartered in Istanbul. Each chief human resources officers (CHROs) of 14 enterprises were reached, 9 questionnaires were received (with a response rate of 64,28%) and all of them were included in the study. The data were obtained from the questionnaire prepared for (1) gathering the enterprises' demographic data, the information about the CHROs, the strategic staffing activities and the foreign subsidiary managers' selection and (2) enabling the CHROs and the academicians in the HR field to make pairwise comparisons to determine the precedence order of the criteria influencing foreign subsidiary managers' selection, and from the semi-structured interviews made with the CHROs. In the analysis of the data, descriptive statistics, frequency and percentage values, and AHP technique were used. As a result, it is found that (1) the headquarters in Turkey decide to select the foreign subsidiary managers of Turkish MNEs, (2) geocentrism is the most preferred multinational staffing approach, and (3) the top-three criteria influencing foreign subsidiary managers' selection are reliability, language, and country/cultural requirements. 285

Presenteeism, çalışanların fizyolojik ve psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmemeleri durumunda yaşadıkları verimsizlik olarak tanımlanmaktadır. Presenteeismin birçok nedeni bulunmaktadır. Presenteeism, çalışanların genel sağlığını olumsuz etkilemede ve işletmelerin maliyet kaybı yaşamalarına zemin hazırlamaktadır. İş verimliliği ile presenteeism arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. 2004' ten sonra bu konuyla ilgili ciddi çalışmalar yapılmıştır. Yapılan tüm çalışmaların ortak sonucu presenteeism sergileyen çalışanların performanslarında düşüş olduğu şeklindedir. Bu çalışmada presenteeism ile iş verimliliği arasındaki ilişki incelenmiştir Presenteeism is defined as inefficiency that employees experience when they do not feel well physiologically and psychologically. Presenteeism has many reasons. Presenteeism negatively affects the general health of employees and lays the groundwork for cost loss of businesses. There is a strong link between work efficiency and presenteeism. After 2004, serious work has been done on this topic. The common result of all the work done is that the performance of the employees exhibiting presenteeism is in decline. In this study, the relationship between presenteeism and work efficiency is examined. 54

Yoğun rekabet ortamında kuruluşların başarısında belirleyici unsurlardan biri, sahip oldukları yetenekli çalışanlardır. Günümüzde, kuruluşların rekabetçi üstünlüklerini korumada yetenekli işgücüne sahip olması, onları elde tutması ve kuruluş vizyon - hedefleri doğrultusunda yönetmesi en önemli başarı faktörlerinden biri olmuştur.Dolayısıyla, kuruluşların rekabette üstünlük sağlamasında önemli bir role sahip çalışanların kuruluşa kazandırılması, eğitilmesi, geliştirilmesi ve yeteneklerinden uygun bir şekilde yararlanılması sürecini kapsayan yetenek yönetimi süreci bugün insan kaynakları yönetiminde en önemli süreçlerden biri haline gelmiştir. Bu durum bir yandan yetenek savaşlarını beraberinde getirirken, diğer yandan yeteneklerin etkili yönetimini de zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada, öncelikle yetenek yönetimi sistemindeki `yeteneğin geliştirilmesi aşaması` nın kuruluşlar için önemi ve nasıl uygulanması gerektiği teorik olarak ele alınmış, daha sonra sektöründe öncü konumunda bulunan bir kuruluşun bu konudaki yaklaşımları araştırılmış ve uygulama örnekleri anlatılmıştır. In a highly competitive environment, one of the main identifiers of a corporation's success is the talented employees it possesses. Today, one of the corporations' most significant success elements for holding on to their competitive superiorities is having talented manpower, being able to keep them and managing them through the corporation's vision and aims.Thus, the talent management process that consists of positioning, education, development and making productive use of the talents of the employees who play a significant role in helping corporations have an upper hand in the competition, has become one of the most important processes in human resources management. On one hand, this brings forth talent wars; on the other hand it obliges the efficient management of talents.In this study, first we have approached the theory on the importance of `talent development phase` in the talent management system for the corporations and how it should be practiced, then researched a pioneer company's approaches on this issue and explained them in application examples. 59

Günümüz üretim ve tüketim dünyasında, ürün ve hizmetlerin kullanım alanları hızla gelişirken, rekabet aynı şekilde artmaktadır. Marka yönetimini sağlamak için işletmeler pazarlama faaliyetlerine en az diğer faaliyetleri kadar önem vermektedirler. Ürünü ya da hizmeti farklılaştırmak için en önemli pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmek, doğru müşteriye ulaşmak için çok güçlü bir araç haline gelmiştir. Pazarlama tekniği sayesinde kullanıcının tepkileri en doğru şekilde ölçülüp, ürünün doğru konumlandırılması yapılmaktadır. Türkiye'de hastane sektörü de artan özel hastane sayısı ve gelişen teknoloji ile rekabetin içinde yer almaktadır. Bu rekabet ortamında hastaneler diğer işletmeler gibi kendi markalarını geliştirmek, gelişimini devam ettirmek için titiz çalışmalar içeren bir marka yönetim şekli uygulanması gerekmektedir. Bu anlamda farklılaşmayı sağlamak için çeşitli faaliyetler yapmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, temel amaçlar doğrultusunda, bu çalışmada dijital pazarlama kavramının ne olduğu, özel hastanelerde ne gibi pazarlama uygulamaları yapıldığı ve seçilen 20 tane; Amerikan Hastanesi, Anadolu Hastanesi, Üniversite Hastanesi, Nightingale Hastanesi, Eslife Hospital, Avcılar Hospital, Doğa Hospital, Medicene Hospital, Ethica İncirli Hastanesi, Güngören Hastanesi, Haliç Hospital, Memorial Hastanesi, Özel Avicenna Hastanesi, Kadıköy Şifa Hastanesi, Ataköy Hastanesi, Nisa Hastanesi, Özel Acıbadem Bakırköy Hastanesi, Özel Yaşar Hastanesi, Safa Hastanesi gibi Türkiye'deki özel hastanelerin dijital pazarlama bakış açısı ile web analizlerinin yapılması amaçlanmaktadır. In today's world of production and consumption, while the fields of use of products and services are rapidly developing, competition is rising in the same way. In order to provide market management, the operators place importance on marketing activities at least as much as other activities. Realizing the most important marketing activities to differentiate the product or service has become a very powerful tool for reaching the right customers. The marketing technique makes it possible to measure the user's reactions in the most accurate way and to position the product correctly.The hospital sector in Turkey is also located in re-kabinet with the increasing number of private hospitals and developing technology. In this competitive environment, like hospitals and other businesses, it is necessary to implement a brand management style that includes rigorous studies to develop and maintain its own brands. In this sense, they are engaged in various activities to ensure differentiation.The aim of this study is to understand the concept of digital marketing in this study, what marketing practices are done in private hospitals and selected 20; American Hospital, Anatolia Hospital, University Hospital, Nightingale Hospital, Eslif Hospital, Avcılar Hospital Nature Hospital, Medicana Hospital, Ethica Incirli Hospital, Gungoren Hospital, Golden Horn Hospital, Memorial Hospital, private Avicenna Hospital, Kadikoy Sifa Hospital, Ataköy Hospital, Nisa Hospital private Acıbadem Bakırköy Hospital, private Hospital Yasar, web analytics and digital marketing perspective of private hospitals in Turkey as it is aimed to Safa Hospital. 57

Yakın geçmişte rekabet üstünlüğünü firmalar insan kaynakları ile elde etmişlerdir; fakat günümüzde bu kaynakta artık gittikçe yetersiz kalmaya başlamıştır. Teknolojide son dönemlerde yaşanan hızlı gelişimler ve sıkça ismini duyduğumuz Endüstri 4.0 ile mevcut kaynaklar şekil değiştirmişlerdir, şirketler artık yatırımları bilgi teknolojileri departmanına doğru yapmaktadırlar. Geçmişten günümüze insanlar değişimin bir parçası olmuş ya da olması için dısarıdan desteklenmiştir. Birçok sektör ve hatta iş kolunda değişim görülmekte olup bunun çalışanlar, üst yönetim ve şirket tarafından farklı anlamlar ifade etmektedir. Çalışanlar için değişim korkutulan, tedirgin eden ve var olan konfor alanının bozulması anlamına gelmektedir, oysa bu süreç üst yönetim için kaçınılmaz; şirket içinse mevcut olan trendi takip etmek, çağın dışında kalmamaktan öte olmamaktadır. Tüm bu birbirini takip eden süreçlerde çalışanlar ne hissetmektedir ve nasıl tepki göstermektedir. Korku onları şirkete olan güvenlerini sarsmakta mıdır? Yoksa var olan değişim ile değişmek, değişikliğe ayak uydurmak çalışanlar açısından daha kolay bir süreç midir?Bu çalışmada çalışanlar açısından örgütsel değişimin neden olabileceği sorunlara değinilmiştir. Yapmış olunan anket çalışmasında, çalışanların vermiş oldukları cevaplarla bu değişimin ne kadarının farkındalar ve ne kadarını bildiklerinin farkındalığı ölçümlenmiş olup; yaş, cinsiyet, kıdem yılı ve kuşak farkının örgütsel değişime ne derece etki ettiği gözlenmiştir. Araştırmada kullanılan veriler bilgisayar ortamına aktarılarak SPSS 21.0 yardımıyla çözümlenmiştir In the recent past, companies have acquired competitive advantage with human resources; however nowadays this source is also becoming increasingly inadequate. Alongside with the rapid developments in technology and Industry 4.0, which we hear about frequently, existing resources transformed and companies started to make their investments towards the information technology department.From past to present, people have been part of the change, or they were supported to be from outside. The change is now spread to various sectors and bussiness lines; and it has different meanings for employees, senior management and company. For employees, change means fear, disturbance and deterioration of the existing comfort zone, whereas this process is inevitable for senior management; and nothing but tracking the current trend for the company, for the purpose of keeping up with the new age. So, how does these successive processes make employees feel like and how do they react towards them? Does fear break the trust that employees feel towards the company? Or else; is it a much simpler and preferable process for employees to get along with the change?This study puts forward the problems that organizational change may cause for employees. In the survey, analysis of the answers taken by employees demonstrates how much they knew and were aware of this change, and in what degree, factors such as age, gender, seniority and generation difference, influence organizational change.The data used in the research were transferred to the computer environment and analyzed with the help of SPSS 21.0. 68

Günümüzde sosyal medya, insanlar arası ilişkilerden ekonomiye kadar hayatın tümalanlarını etkilemektedir. Satış pazarlama stratejilerinde de etkisini gösteren sosyalmedya; bloglar, wikiler, podcastler, içerik toplulukları, forumlar, sosyal ağlar gibibirçok araca sahiptir. Bu çalışmanın amacı, sosyal medya araçlarının satış ve pazarlamastratejilerindeki yerini ve tüketicilerin sosyal medya pazarlama algısı üzerindenbelirlenmesini ortaya koymaktır. Bu amaç kapsamında, İstanbul ilinde ikamet eden vesosyal medyayı aktif biçimde kullanan 227 tüketiciden anket tekniği kullanılarak veritoplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS istatistik programında analiz edilerekyorumlanmıştır. Analiz sonuçlarına göre sosyal medyada çeşitli markaların takipedilmesi ile sosyal medyadaki pazarlama faaliyetlerinin yararlı, güvenilir ve eğlenceliolduğunun düşünülmesi arasında anlamlı bir ilişki vardır. Bunun yanında en fazlakullanılan sosyal medya araçları Facebook ve Twitter'dır. Bu kapsamda pazarlamastratejilerinde markaların en fazla kullanılan sosyal medya araçlarını tespit ederek takipedilme oranlarını artırmaya yönelik çalışmalar yapmaları gerektiği görülmektedir. Nowadays social media influences every aspect of life from the relationships betweenpeople to the economy. Social media, which is also effective in sales marketingstrategies, has many tools such as; blogs, wikis, podcasts, content communities, forumsand social networks. The purpose of this study is to reveal the place and impact of socialmedia tools in sales marketing strategies on consumer perception. In this context, data iscollected from 227 participants that reside in Istanbul and use social media in an activemanner. The data collected is interpreted and analyzed in SPSS statistical software.Due to the results of this analysis, there is a meaningful relationship between followingvarious brands in social media and the idea that suggests social media marketingactivities are useful, reliable and fun. In addition to this, the most used social mediatools are Facebook and Twitter. In this context, it clearly observed that brands mustdetermine the most used social media tools and they must conduct studies for increasingfollows on these platforms for the sake of their marketing strategies. 61

Bu çalışmanın amacı Z kuşağı bireylerinin iş yaşamından ideal kurum, ideal yönetici, ideal işte iletişim, takım çalışması, motivasyon, takım çalışması ve eğitim – gelişim konularında beklentilerini belirlemektir. Z kuşağı bireylerin bu hususlarda beklentileri sorgulanmış olup, verdikleri yanıtlar doğrultusunda analizleri yapılmıştır. Çalışma İstanbul ili, Beyoğlu ilçesinde ki okullar çevresinde Z kuşağı bireylerinin çokça vakit geçirdikleri kafe, pastane ve aktivite alanlarında 534 kişinin katılımı sonucunda anket uygulaması gerçekleştirilerek hazırlanmıştır. Araştırmanın tek bir ilçede gerçekleştirilmiş olması kısıtlarından biridir; bu sebeple elde edilen sonuçlar genelleştirilemeyebilir. The purpose of this study is to determine the expectations of the Z generation of the individuals in terms of business ideal, ideal manager, communication in ideal work, team work, motivation, team work and education - development. The Z generation individuals were questioned in this respect and their analyzes were made in response to the answers they gave. The study was conducted by conducting a questionnaire survey on the attendance of 534 people in café, patisserie and activity areas where Z quarter individuals spend a lot of time in the vicinity of the schools in the district of Beyoğlu, İstanbul. One of the constraints is that the research was carried out in a single district; The results obtained for this reason may not be generalized. 87

Hiç şüphe yoktur ki televizyon 20. yüzyılda gündelik yaşama fazlaca dahil olmuş, en dikkat çeken icatlardan biridir. Yıllar içerisinde internet teknolojisinin de gelişimiyle hayatımızın her alanında var olmayı başaran sosyal medya platformları ile televizyonun arasında sıkı bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, temel başarı ölçütü seyirciyi ekran karşısında mümkün olduğunca fazla tutmak olan televizyon programları için son derece önemli olan reyting kavramına detaylarıyla değinilecektir. Reyting ölçümündeki geleneksel yöntemlerin eksileri ve artıları üzerinde durulacak ve son olarak reyting ölçümünde sosyal medyanın kullanılabilirliği üzerinde durulacaktır. Twitter, Facebook, Instagram ve Snapchat gibi yaygın kullanılan sosyal ağların TV programlarının izlenilirliğine olan etkileri teker teker irdelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde sosyal ağlardan Twitter temel alınarak, televizyon ile eş zamanlı sosyal medya kullanımının reyting oranlarına etkisi incelenmiştir. Twitter ölçüm sonuçları ile geleneksel ölçüm sonuçları karşılaştırılmış ve sosyal medya kullanımının televizyon izleme davranışına etkileri irdelenmiştir. There is no doubt that television is one of the most remarkable inventions that have been involved in everyday life in the 20th century. Over the years, with the development of internet technology, it is seen that there is a close relationship between social media platforms and television that have managed to exist in every part of our lives. In this study, the basic criteria of success will be referred to in detail to the rating concept, which is extremely important for television programs, which is to keep as much as possible against the audience. We will focus on the advantages and disadvantages of traditional methods of rating and finally we will focus on the use of social media in rating measurement. The effects of watching TV programs on widely used social networks like Twitter, Facebook, Instagram and Snapchat were examined one by one. The effect of television and simultaneous social media usage on rating ratios has been examined. We compared traditional measurement results with Twitter measurement results and examined the effect of using social media on television watching behavior. 64

Bu çalışmada, Yıldız Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yıldız Teknopark'ta faaliyet gösteren işletmelerde örgüt yapısının yaratıcılık üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada örgüt yapısı mekanik ve organik yapı bağlamında incelenmiş olup, algılanan örgütsel yaratıcılık düzeyi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırmada veri toplama tekniği olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Yıldız Teknopark kapsamında faaliyet gösteren 272 teknoloji firması ile 85 kuluçka firmasının çalışanları oluşturmaktadır. Çalışmada yapının formalliği sebebi ile kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Anketlerin bir kısmı online anket linkinin e-mail yoluyla firmalar ile paylaşılmasıyla, bir kısmı da çalışanlar ile yüz yüze görüşmeler yapılarak doldurulmuştur. Çalışma kapsamında toplam 152 geçerli anket elde edilmiştir. Yapılan literatür taraması sonucu araştırma modeli kurgulanmış ve hipotezler oluşturulmuştur. Modelde yer alan değişkenler arasındaki ilişkileri ölçmek için korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın analizleri SPSS istatistiksel paket programı kullanılarak yapılmıştır.Araştırma sonucunda örgüt yapısı ile örgütsel yaratıcılık arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu ilişki nedensellik içermektedir. Diğer bir deyişle işletmelerde örgüt yapısının organikleşmesi algılanan örgütsel yaratıcılık düzeyini arttırmaktadır. Bu bulgu ilgili alanyazın ile paralellik göstermektedir. Ayrıca çalışma sonucunda katılmcıların teknopark şirketlerinin örgüt yapılarını organik yapıya daha yakın algıladıkları anlaşılmıştır. Demografik değişkenler ile araştırmaya katılan çalışanların yaratıcılık algıları arasında ilişki olmadığı ortaya konmuştur. The aim of this study is to analyze the effect of organizational structure on creativity in the workplace. In the study, it is investigated that how the type of the organizational structure (mechanistic / organic) influences perceived organizational creativity level. The research data has been collected from Yıldız Technopark companies which consist of 272 technology firms and 85 incubators. In this study, survey method was used as data collection technique. In total, 152 valid questionnaires were collected. Some of these questionnaires were conducted face to face and some of them were collected online. After the literature review, research model and hypotheses were developed. To measure the relations between variables in the research model, correlation and regression analysis were used. Analyses were conducted on SPSS software program.The findings of research show that there is a significant and positive relationship between organizational structure and organizational creativity. In addition, it is revealed that organizational structure affects organizational creativity. It is found that the participants believe that organizational structures of their firms are closer to organic structure. Moreover, there is no relationship between demographic variables and participants' perceptions of creativity. 98

Sağlık hizmetleri çalışanlarının işten ayrılma niyetleri ve kuşaklar arasındaki farklılıkları ortaya koyma amacıyla hazırlanan bu çalışma genel hatlarıyla 6 bölüm olarak oluşturulmuştur. Çalışma kapsamında yapılan literatür taramasında sağlık çalışanları, işten ayrılma niyeti ve kuşaklar arasındaki farklılıklara ve bunlarla ilgili kavramlara yönelik genel bilgiler yer almaktadır. Çalışma kapsamında gerçekleştirilen uygulamanın örneklemi İstanbul İli'nde 2015 yılında işten ayrılmış olan hastane çalışanları arasından rastgele yöntemle seçilen 190 birey oluşturmaktadır. Yapılan araştırmaya katılanlar içerisinde Y kuşağı çalışanlar çoğunluktadır. Çalışanların işten ayrılma sebepleri incelendiğinde kişisel sebepler ile çalışma koşulları ve iş yoğunluğunun ağırlıkta olduğu görülmüştür. Şirketle ilgili sorunlar nedeni ile işten ayrılma oranı sadece %11,6 oranındadır. Y kuşa ve X kuşağında işten ayrılma nedenleri incelendiğinde işten ayrılma sebep grupları ile jenerasyon kuşakları arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki bulunduğu ve ücret ve şirketle ilgili sorular sebebi ile işten ayrılma X kuşağında daha fazla görülürken kişisel sebepler, kariyer değişikliği, performans düşüklüğü ya da çalışma koşulları ve iş yoğunluğu sebebi ile işten ayrılma Y kuşağında daha fazladır. This study was created for the purpose of health service workers' intention of quitting their jobs and the differences between generations as 6 chapters. During literature research of this study is discovered health workers' intention of quitting their jobs and the differences between generations and general information about related terms. The sample that was occurred during the study was applied to hospital workers that quitted their jobs were chosen randomly 190 people in Istanbul in 2015. The participants were mostly Y generation workers. Personal reasons, work conditions and work intensity were the most common reasons that people quitted their jobs when the study was examined. Quitting job rate of the problems about the company is only 11.6 %. When the reasons of quitting job were examined there is a statistically meaningful relationship between Y generation and X generation and the salary and the problems about the company were the reasons that mostly seen on X generation and personal reasons, changing career and lack of performance or working conditions and work intensity were the reasons that mostly seen on Y generation. 68

İçinde bulunduğumuz bu çağda farklılıklar bir bütün oluşturmaktadır. Özellikle çalışma hayatında hem bireysel hem de örgütler açısından ele alınıp incelenmesi gereken bir alandır. Ülkemizde ve Dünyada KOBİ'lerin ekonomiye ve sosyal hayata katkıları ile önemi çok büyük bir paya sahiptir. Gelişen ve büyüyen bu ekonomik örgütler yeni Dünya düzenine ayak uydurmak zorundadırlar.Bu çalışmada KOBİ'ler, KOBİ'lerde insan kaynakları politikaları, farklılıkların yönetimi ve Avrupa Birliği uyum sürecinde KOBİ'lerde ayrımcılık yasası ve uygulamaları ele alınacaktır. Into the age we live in, the differences constitute the whole. It is a field particularly in working life that should be considered and examined in terms of both individual and organizations. In our country and in the World, the importance of the contribution of SMEs to the economy and social life has a very large share. These economic organizations that developing and expanding are obliged to adapt to this new world order. In this study, The SMEs, The human resource policies in SMEs, The management of diversity and the discrimination laws and the practices in SMEs in the European Union integration process will be discussed. 113

Küreselleşmenin yaygınlaşması ile artan değişim ve rekabet koşulları ile birlikte, çalışan performansları işletmeler için daha çok önem kazanmaktadır. İşletmeler başarılı olmak ve bu amaçla çalışanların performanslarını ileriye taşıyabilmek adına birçok sorunla mücadele etmektedirler. Çalışanların verimliliğini önemli derecede etkileyen unsurlardan biri Presenteizm ile mücadele konusu olmaktadır.İşletmelerin çalışanların verimliliklerini olumsuz etkileyen Presenteizm sorunu ile mücadele edebilmede ödüllendirmenin önemli bir yeri vardır. Ödüllendirme uygulamaları, çalışanların iş yapma isteğini arttırabilmesi sebebiyle işte var olmama sorunu karşısında mücadele yöntemleri arasında yer alabilmekte ve çalışanların verimliliklerini yükseltilmesi amacıyla tercih edilmektedir.Eğitim kurumlarında Presenteizm'in azaltılmasında ödüllendirmenin rolü adlı bu çalışma, işletmelerin işte var olmama sorunu ile mücadele edilebilmesinde ödüllendirmenin önemini incelemiştir. Along with an increase in the global competitive environment and the change rate, employee performance is becoming more important for businesses. Businesses are struggling with many problems in order to move forward the performance of employees and be successful for this purpose. One of the factors affecting employee productivity significantly is being the issue of struggle with Presenteeism.Rewarding is very important to struggle with the problem of presenteeism that adversely affecting employee productivity. Rewarding that increases the willingness to work of employees is used one of the ways to struggle with the problem of not attending work and is preferred in order to increase the productivity of employees.The study called the role of rewarding in reduction of presenteeism in educational institutions, examined the importance of rewarding to struggle with the problem of not attending work. 95

Stratejik yönetim literatüründe özellikle son yıllarda misyon ifadeleri önemli ve popüler bir araç olarak dikkat çekmektedir. İşletmelerde stratejik yönetim anlayışıyla birlikte ortaya çıkan misyon ifadeleri oluşturulması aynı zamanda stratejik yönetimin ilk ve temel adımı olarak kabul edilmektedir. Açık bir şekilde tanımlamak gerekirse, misyon ifadesi bir işletmenin ana amacını, stratejilerini, değerlerini, rekabet avantajını, hizmet verdiği pazarlarını ve varoluş felsefesini belirtme bağlamında yaptığı işi tanımlamaktadır. Misyon hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapıldığında; işletmenin yaptığı işi tanımlayan ve işletmeyi başka işletmelerden farklılaştıran özelliklerini ortaya çıkaran bir niteliğe sahip olduğu belirtilmektedir. Misyon, stratejistlere ve işletmenin çalışanlarına yol gösteren, işletmenin içinde ve dışındaki tüm paydaşlarına işletmenin amacı, görevi ve felsefesi hakkında biçimsel açıklama sunduğu gözlemlenmektedir. Bu felsefe ve değerler ışığında tüm çalışanlar arasında ortak bir birleştirici unsur olarak görülmektedir. Aynı zamanda misyonun, işletmenin tüm departmanlarının ve bütün faaliyetlerinin uyum içinde çalışmasını sağlayan ve hangi pazarlarda faaliyet gösterdiğini açıklayan kalıcı bir beyan olduğu vurgulanmaktadır.Bir çok uzman misyonun neleri içermesi gerektiği hakkında çalışmaktadır ve etkili bir misyon ifadesinin dokuz nitelik bileşenden oluştuğunu belirtmektedirler. Bu dokuz bileşenin, misyon ifadelerinin yazılması ve değerlendirilmesi için pratik bir yapı ya da sistem oluşturmasına olanak sağladığını savunmaktadırlar. Bu çalışma etkili misyon ifadelerinin; müşteri, ürün, pazar, teknoloji, sürdürülebilirlik, felsefe, benlik, toplum ve çalışan bileşenlerini bünyesinde barındırması gerektiğini vurgulamaktadır. Aynı zamanda bir çok uzman, kapsamlı bir şekilde formüle edilmiş veya oluşturulmuş misyon ifadelerinin işletmenin amaçlarını anlaşılır hale getirdiğini savunmaktadırlar. Bu amaçların belirginleştirilmesimesi, işletmenin uzun dönemde rekabet avantajı kazanmasına ve çalışanlarının işletmeye bağlılığını arttırarak tüm paydaşları ile etkileşim halinde olmasına olanak sağlamaktadır.Bu çalışmada, misyon ifadelerinin yadsınamaz önemi göz önünde bulundurularak, Türkiye ekonomisinin rekabet gücünü önemli ölçüde etkileyen aile işletmelerinin misyon ifadelerini incelenmektedir. Aile işletmelerinin artan önemleri dikkate alındığında, onların küresel pazarlarda rekabet edebilmesi, yaşamlarını uzun seneler boyunca sürdürebilmesi ve bu gibi durumlar için kapsamlı bir şekilde hazırlanmış misyon ifadesine sahip olmalarının gerekliliği vurgulanmaktadır. Misyon ifadelerinin içerik analizi yapılan bu çalışmada; işletmelerin misyonların da var olması gereken bileşenleri, hangi sıklıkta kullandıkları belirlenmektedir ve karşılaştırmalı analizleri yapılmaktadır. Türkiye'nin 80 köklü aile işletmesiyle yapılan içerik analizinde ortalama bileşen sayısı 3,37 olarak bulunmuştur. Misyon ifadelerinde en çok vurgulanan bileşen felsefe ve sonrasında da müşteri gelmektedir. İlk 40 grup ve son 40 grup karşılaştırma analizinde ilk 40 gruptaki işletmelerin misyonlarında daha fazla bileşen barındırdığı ve gruplar arasındaki büyüme bileşeninde anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. Son olarak bulguların değerlendirilmesi ve öneriler yapılmaktadır.Anahtar Kelimeler: Stratejik Yönetim, Stratejik Yönetim Süreci, Misyon İfadeleri, Aile İşletmeleri Mission statement have come to be considered as popular and important tools in strategic management literature especially in the last decades. Mission statement is regarded as the key step in the business management with understanding strategic management. Defined briefly, mission statement is a short description of the main business, main purpose, strategies, culture and value of an organization.In a more comprehensive description of the mission; these are expressions of culture, targets, core values of a company, it broadly charts the future direction of an organization. It is the most generalized statement of organizational purposes. A mission statement establishes the value, beliefs and guidelines for the way the organization conducts it business and determines its relationships with its stake holders, employees, customers, shareholders, suppliers, government and community.This research indicates that effective mission statements must have nine components; namely customers, products/services, markets, technology, concern for survival, philosophy, self-concept, concern for public image and concern for employees.Several researchers have worked what should be included in a mission statement. They claim that an effective mission statement exhibits these nine components and indicate that the following nine components serve as a practical framework for evaluating and writing mission statement. The aim of this study is to analyze the content of the mission statements, of the Turkey family businesses, which have great significance, in the economy of Turkey. Considering the importance of the mission statements, this research emphasized the necessity of having a well prepared mission statement, to sustain lives for many years, to adapt quickly to changing market conditions, to compete global markets for family business.The mission statements are content analyzed in this study, determined the components they include and comparison analysis is carried out with 80 mission statements of Turkey family business. The average number of components in these mission statements is found 3,37. Another finding is that the component cited most often in these statements pertain to philosophy and followed by customer.When the first 40 and the last 40 firms of the list compared, it is seem that the number of components present in the first list is higher than in the latter. Between this two groups, it has been found to be a significant difference in the growth component. Finally, evaluation of findings and recommendations are madeKey Words: Strategic Management, Strategic Management Process, MissionStatements, Family Business. 76

Günümüzde küreselleşme ve teknolojik gelişmeler nedeniyle yaşanan hızlı değişim ve gelişim sürecinde örgütler, performanslarını daha ileriye taşımaktadır. Bunun yanı sıra rekabette kendilerini üstün kılacak entelektüel zekâyı ellerinde tutmaları gerekmektedir. Artan rekabette başarıyı sürdürmek ve verimliliği arttırmak için yeniden şekillenmektedirler. Yöneticiler ve çalışanlar da kendini geliştirmek ve değiştirmek zorundadır. Bu gereklilik örgütlerde performans yönetimi kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle, iş görenlerin verimliliği sağlanarak örgütün hedeflerine ulaştırılması sağlanmalıdır. Bunun için iş görenlerin ve örgütün gelişimi ve verimi için koçluk kültürünün sistematik bir şekilde örgüt kültüründe yer alması gerekmektedir. Koçluk bireylerin öğrenmesi süreçlerini etkinleştiren çeşitli becerilerini kazanmalarını sağlayan geliştiren ve performanslarını arttıran bir süreçtir. Performans yönetimi, örgüt içinde iş görenleri kendi potansiyellerinin farkına varmalarını sağlar. Koçluk sistemi, örgütlerden, takımlardan ve iş görenlerden daha etkin sonuçlar almak için hedef belirleme, değerlendirme, geri bildirim, ödüllendirme aşamalarından oluşan sistematik bir yönetim aracıdır. Performans yönetimi için koçluk ise tam olarak iş görenin kendi potansiyelinin farkına varmasını sağlar. Kişilerin özünde yer alan cevapları ortaya çıkarmalarına yardımcı olur. Bulundukları noktaya nasıl geldiklerini ve bu noktaya gelmek için ne tür çözümler ürettiklerini keşfetmelerini sağlar. Koçluk sisteminde tavsiye, öneri ve eleştiriden uzak çok iyi bir dinleyici olarak yönlendirme yapmadan sonuca gitme vardır. Bu yöntemler doğrultusunda astlarla, üstlerle, kendi seviyesindekilerle ilişkilerde düzelme görülmektedir. Bu kapsamda hazırlanan araştırmada, işletmelerde uygulanan koçluk faaliyetlerinin yöneticilerin ve iş görenlerin performansını arttırmasına olayları farklı şekilde sorgulayarak yeni yol ve yöntem bularak sorun çözme becerisini geliştirmesine ve yetkilendirme başarısını arttırmasına katkıda bulunmuştur.Anahtar Kelimeler: Performans, Performans Yönetimi, Koçluk, Koçluğun Etkileri. Nowadays, The Organizations are improving their development process because of the rapid changes and processes of The Globalization and The Technological progress. In addition to this, they need to have their intellectual intelligence to keep themselves superior among the competitive environment. They are reshaped to improve their efficiency continuously to get the success under the increasing competitive conditions. The Managers and The Employees must also improve and change themselves. This requirement has caused to the emergence of the concept of performance management in organizations. Therefore, the goals of organization must be provided by the efficiency of those employees. To reach that, it is needed to provide the coaching culture systematically in to the organizational culture for the efficiency and the development of employees. Coaching is a process that the individuals can develop and improve their performance and enable them to gain a variety of skills about the learning process. The performance management enables the employees to realize their full potential within the organization. Coaching system is a systematic management tool to set the goals, to evaluate, to feedback and the real awarding stage for getting more effective results about the organization, the team and the employees. Performance management provides the employees to realize their potentials fully. It helps the people to uncover the answers situated in essence of them. It provides these people to explore how they come their present position and what kind of solutions they produce to stay at this point. In coaching system, there are no advice, suggestion or criticism but going to the result without redirecting as a good listener. With such methods, it is seen some positive improvements in relations with the juniors and the seniors. The the articles submitted in this regard has contributed to the company applied in coaching activities of managers and employee performance to develop new ways and methods by finding the problem-solving skills by questioning the increase to the events in a different way and to increase the success of the authorization.Keywords: Performance, Performance Management, Coaching, Impact Coaching. 77

Küreselleşen dünyada uluslararası işletmelerin misafir ülkelerinde bulundukları pazarları daha yakından takip edebilmeleri için ana ülkelerindeki çalışanları denizaşırı görevlendirmeleri gerekmektedir. Bu görevlendirmelerin de işletmeye ve çalışana faydalı olabilmesi için doğru yönetilen bir eğitim süreci esastır. Bu çalışamanın amacı, küresel işletmelerin expat atamalarında eğitimin önemini vurgulamaktır. Bundan yola çıkarak; küresel işletmelerde halen expat görevini yürüten veya yürütmüş olan kişilerle yapılan planlı mülakatta denizaşırı göreve hazırlanma ve eğitim sürecini doğru yöneten işletmenin bir çalışanın mutluluğu ve sürekliliği açısından bir adım önde olduğu ortaya çıkmıştır. Bundan yola çıkarak, rekabetin çok yoğun olarak hissedildiği küresel pazarda başarıya giden yol insan kaynağına yatırım yapmak, gelişimine ve eğitimine önem vermekten geçmektedir. Due to globalization, organizations whith an international presense need to send staff from their head office for foreign duty in order to follow the host country market closer. In order for this to be beneficial for both company and expat the training process must be managed properly. The aim of this thesis is to highlight the importance of training in the process of international companies sending expats abroad. Based on planned interviews with persons who are currently abroad and persons who have completed their expat duties it has become clear the organizations which manage the preparation and training of their expats properly are one step ahead in terms of employee happiness and sustainability. Based on this, in the competitive global market, the road to success for organizations is investment the training and development in the area of human resources. 58