291 results on '"Ayan, Gizem"'
Search Results
52. Mortality in rheumatoid arthritis patients
- Author
-
Ayan, Gizem, primary and Hamuryudan, Vedat, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
53. Large joint and lower extremity involvement have higher impact on disease outcomes in oligoarticular psoriatic arthritis
- Author
-
Ayan, Gizem, primary, Solmaz, Dilek, additional, Bakirci, Sibel, additional, Tinazzi, Ilaria, additional, Omma, Ahmet, additional, Kucuksahin, Orhan, additional, Ozisler, Cem, additional, Yavuz, Sule, additional, Bayindir, Ozun, additional, Kimyon, Gezmis, additional, Dogru, Atalay, additional, Tarhan, Emine Figen, additional, Can, Meryem, additional, Kilic, Levent, additional, Duruoz, Mehmet Tuncay, additional, Aksu, Kenan, additional, Kalyoncu, Umut, additional, and Aydin, Sibel Zehra, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
54. The impact of smoking on prevalence of psoriasis and psoriatic arthritis
- Author
-
Gazel, Ummugulsum, primary, Ayan, Gizem, additional, Solmaz, Dilek, additional, Akar, Servet, additional, and Aydin, Sibel Z, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
55. Remitting Seronegative Symmetrical Synovitis with Pitting Edema in a Patient with Diabetes Mellitus Receiving Saxagliptin
- Author
-
YEŞİLOVA, Aylia M., primary, BİLGE, Müge, additional, AYAN, Gizem, additional, BAYRAKTARLI, Recep Yılmaz, additional, and ADAŞ, Mine, additional
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
56. Large Joint and Lower Extremity Involvement Has Higher Impact on Disease Outcomes in Oligoarticular PsA
- Author
-
Ayan, Gizem, Solmaz, Dilek, Bakirci, Sibel, Tinazzi, Ilaria, Omma, Ahmet, Kucuksahin, Orhan, Aydin, Sibel Zehra, and Ege Üniversitesi
- Abstract
Duruoz, Mehmet Tuncay/0000-0003-3584-2788; Ayan, Gizem/0000-0003-1889-9619, WOS: 000507466904272, [No abstract available]
- Published
- 2019
57. AB0241 DISEASE COURSE AND COSTS OF A COHORT OF RHEUMATOID ARTHRITIS PATIENTS OVER A PERIOD OF 6 YEARS
- Author
-
Ayan, Gizem, primary, Esatoglu, Sinem Nihal, additional, Hatemi, Gulen, additional, and Hamuryudan, Vedat, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
58. PsART-ID inception cohort: clinical characteristics, treatment choices and outcomes of patients with psoriatic arthritis.
- Author
-
Ayan, Gizem, Aydin, Sibel Zehra, Kimyon, Gezmis, Ozisler, Cem, Tinazzi, Ilaria, Dogru, Atalay, Omma, Ahmet, Kilic, Levent, Yılmaz, Sema, Kucuksahin, Orhan, Gönüllü, Emel, Yıldız, Fatih, Can, Meryem, Balkarlı, Ayşe, Solmaz, Dilek, Dalkılıc, Ediz, Bayindir, Ozun, Çetin, Gözde Yıldırım, Esmen, Serpil Ergulu, and Ersozlu, Emine Duygu
- Subjects
- *
PSORIATIC arthritis , *REPORTING of diseases , *TENDON injuries , *TREATMENT effectiveness , *METHOTREXATE , *SYMPTOMS , *DISEASE duration , *FINGER joint , *TUMOR necrosis factors , *DECISION making in clinical medicine , *CHEMICAL inhibitors - Abstract
Objectives Our aim is to understand clinical characteristics, real-life treatment strategies, outcomes of early PsA patients and determine the differences between the inception and established PsA cohorts. Methods PsArt-ID (Psoriatic Arthritis- International Database) is a multicentre registry. From that registry, patients with a diagnosis of PsA up to 6 months were classified as the inception cohort (n ==388). Two periods were identified for the established cohort: Patients with PsA diagnosis within 5–10 years (n = 328), ≥10 years (n = 326). Demographic, clinical characteristics, treatment strategies, outcomes were determined for the inception cohort and compared with the established cohorts. Results The mean (s. d.) age of the inception cohort was 44.7 (13.3) and 167/388 (43.0%) of the patients were male. Polyarticular and mono-oligoarticular presentations were comparable in the inception and established cohorts. Axial involvement rate was higher in the cohort of patients with PsA ≥10 years compared with the inception cohort (34.8% vs 27.7%). As well as dactylitis and nail involvement (P = 0.004, P = 0.001 respectively). Both enthesitis, deformity rates were lower in the inception cohort. Overall, 13% of patients in the inception group had a deformity. MTX was the most commonly prescribed treatment for all cohorts with 10.7% of the early PsA patients were given anti-TNF agents after 16 months. Conclusion The real-life experience in PsA patients showed no significant differences in the disease pattern rates except for the axial involvement. The dactylitis, nail involvement rates had increased significantly after 10 years from the diagnosis and the enthesitis, deformity had an increasing trend over time. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
59. Inadequate reporting of enrolled patient and study site characteristics, and inter-study site differences in randomized controlled trials: A systematic review in six leading medicine journals
- Author
-
Yurdakul, Sebahattin, Ayan, Gizem, Ozguler, Yesim, Hatemi, Gulen, Ugurlu, Serdal, Seyahi, Emire, and Yazici, Hasan
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
60. Physician preferences for management of patients with heart failure and arrhythmia
- Author
-
Akgün, Arzu Neslihan, Yıldırımtürk, Özlem, polat, veli, Helvacı, Şerife Ayşen, Demir, Mevlüt, Gazi, Emine, Açıksarı, Gönül, Varım, Perihan, Kaya, Hasan, Demirkıran, Suat, Kahraman, Serkan, Yılmaz, Gülsüm Meral, Dalgıç, Onur, düz, ramazan, Odabaşı Bükün, Hülya, Kahraman, Fatih, Kalçık, Macit, Onrat, Ersel, Bozok, Sahin, Söylemez, Selami, Demir, Emre, Özlek, Bülent, Akyol, Ahmet, Baykız, Derya, Esin, Murat, Kıvrak, Tarık, Turhan, Turhan, Altay, Servet, Altındağ, Rojhat, Akboğa, Mehmet Kadri, Koca Tarı, Çiğdem, Kocabaş, Uğur, Kalender, Mehmet, Beyazıt Alkan, Mustafa, Coşkun, Reşit, Erdem Palaz, Esra, Sökmen, Yeliz, Sökmen, Abdullah, Soydan, Elton, Özal, Ender, Alişir, Mehmet Fethi, Çekirdekçi, Elif, Şimşek, Ersin Çağrı, Ayan, Gizem, Murtaza, Şerifi, Tanki, Anıl, Demirelli, Selami, Güder Arslan, Ecenur, BEKAR, LÜTFÜ, Yurttaş, Berna, Hoşoğlu, Yusuf, Yüksel, İsa Öner, Özkan, Hakan, Şafak, Özgen, Okyay, Kaan, Ekmekçi, Cenk, Kalkan, Kamuran, Aksu, Tolga, Canbolat, Ismail Bolat, Baydar, Onur, Güvenç, Tolga Sinan, Çelik, Mehmet, Doğan, Ali, Toker, Mehmet Erdem, Arat, Nurcan, Sinan, Ümit Yaşar, ZOGHİ, MEHDİ, Gök, Gülay, Mutlu, Haşim, Değirmenci, Hüsnü, ERGENE, ASIM OKTAY, Buğan, Barış, Aytemiz, Fatih, Çekici, Yusuf, Çelik, Oğuzhan, Harbalıoğlu, Hazar, Emrem, Devrim Volkan, Bekar, Lütfü, Diken, Adem İlkay, Dinç Asarcıklı, Lale, Eren, Hayati, Doğan, Adnan, Özaydın, Meltem, Koza, Yavuzer, Kış, Mehmet, kurt, devrim, Ünal, Sefa, Bayar, Nermin, Sayın, Begüm Yetiş, Yüce, Elif İlkay, Yalım, Zafer, Sığırcı, Serhat, Ersoy, İbrahim, Tayyar, Şenol, Başaran, Özcan, Türk, Uğur Onsel, Türkdemir, Ahmet Haki, Hoşcan, Yeşim, Çakir, Çayan, Keleş, Fikret, Serin, Ebru, Aksakal, Aytekin, Yenerçağ, Mustafa, Kobat, Mehemet Ali, Kemal, Hatice, Barış, Veysel Özgür, Kocabaş, Umut, Keçeligil, Hasan Tahsin, İçli, Abdullah, Akyel, Serdar, tülüce, kamil, Yakar Tülüce, Selcen, Akçay, Murat, Yıldız, Cenk Eray, Bozdemir, Hüseyin, Avcı Demir, Fulya, Samsa, Murat, Canpolat, Uğur, Alp, Çağlar, Mutlu, İnan, Müslüm Fırat, İkikardeş, Gümrükçüoğlu, Hasan Ali, Türkoğlu, Peyman Levent, Yağmur, Burcu, TAŞCANOV, MUSTAFA BEĞENÇ, Sinan, Cerşit, Yıldız, Özgül, Durakoğlugil, M Emre, Demir, Vahit, Otlu, Yılmaz Ömür, Köroğlu, Sedat, Uzun, Hakan Gökalp, Dönmez, Cevder, Süner, Arif, Çetinarslan, Özge, Çetn, Nurullah, Özyıldız, Ali Gökhan, Çelik, Aykan, Çuğlan, Bilal, Artaç, İnanç, Onuk, Raşit, Akyüz, Abdurrahman, Kurşun, Mustafa, Uzel, Kader Eliz, Ak, Naziye, Aykan, Ahmet Çağrı, Avcı, Eyüp, Balaban, İsmail, Kudat, Hasan, Gültekin, Nazmi, Alıcı, Hayri, Koçağra Yağız, İdil Gökçen, Çetin Şanlıalp, Sara, Avcı, Gökhan, Taşar, Onur, Kaygın, Mehmet Ali, Güngör, Hasan, Yılmaz, Aykut, Vuran, Özcan, Köklü, Mustafa, Yurtdaş, Mustafa, Yüksek, Ümit, Kilit, Celal, Yayla, Çağrı, Yüksel, Zeki, Alpaslan, Erkan, Öz, Ahmet, Turgut, Okan, and Boyraz, Bedrettin
- Published
- 2017
61. Rowland evrensel demans ölçeği'nin (rudas) türk toplumunda hafif demans tanısında geçerlilik ve güvenilirliği
- Author
-
Ayan, Gizem, Döventaş, Alper, and İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Subjects
Geriatrics ,Dementia ,Geriatri - Abstract
AMAÇ: Demans taramasında geçerli ve güvenilir kognitif testler mevcuttur. Testlerin eksik yönlerini ortadan kaldırabilecek ölçeklerin geliştirilmesi gerekmektedir. Amacımız; eğitim ve sosyokültürel farklılıkları ortadan kaldırdığı gösterilmiş `Rowland Evrensel Demans Ölçeği`nin (RUDAS), toplumumuzda hafif demans tanı ve taraması amacıyla; Türkçe versiyonunun geçerlilik, güvenilirliğini belirlemektir.HASTALAR VE YÖNTEM: Çalışmaya 70 kişilik kontrol grubu, 70 hafif demans, ≥65 yaş 140 kişi alındı. Demans tanısında DSM-V kriterleri; yapılabilen vakalarda nöropsikometrik test (NPT) uygulandı. Yerli bir çevirmenin Türkçe'ye çevirdiği RUDAS'ı, tez yürütücüsü uyguladı. Aynı araştırmacı kişilere, tekrarlanabilirlik, açısından 48 saat içerisinde testi tekrarladı. RUDAS sonuçları, sMMT ile karşılaştırıldı. Klinik, DSM-V ve nöropsikometrik batarya sonuçları ile tekrarlanabilirlik, geçerlilik, güvenilirlik, duyarlılık, özgünlük, pozitif (PPV) ve negatif (NPV) prediktif değerleri belirlendi.BULGULAR: Zaman geçerliliği sağlandı. Paralel test MMT ile kontrol grubunda % 45,3, demans grubunda %73 korelasyon vardı. Faktör analizinde; faktör yükleri 0,44-0,81 arasında saptandı. Maksimum 30 puanlık testte kesim noktası 25 seçildiğinde; duyarlılık %92,86; özgüllük %92,86; PPV %92,9; NPV %92,9 olarak hesaplandı. Tüm maddeler için kapsam geçerliliği, %100 saptandı. Güvenilirlik analizinde, Cronbach's alpha değeri 0,692 ile iç tutarlılığı iyi düzeyde saptandı. Test-retest güvenilirliği ise (ICC= 0.987) olarak belirlendi. RUDAS'ın eğitim seviyesi, göç durumu, anadilden etkilenmediği; erkek cinsiyette puanların anlamlı yüksek olduğu, yaşın belirleyici olduğu görüldü.TARTIŞMA VE SONUÇ: RUDAS Türkçe versiyonunun, hafif demans taramasında ortalama 5 dakikada yapılabilen; zaman, paralel test, yapı ve kapsam olarak geçerli, güvenilir; kesim noktası 25 seçildiğinde %92,86 duyarlılık ve özgüllükle hastaları seçebilen; eğitim seviyesi, dil ve göçmenlikten etkilenmeyen, karma bir yapıya sahip ülkemizde, klinik pratikte kullanıma uygun bir test olabileceği sonucuna varılmıştır BACKGROUND: Several cognitive tests are available to screen dementia. New tests are needed to top up lacking parts of current tests. Our aim is, to validate Turkish version of Rowland Universal Dementia Scale (RUDAS) .PATIENTS AND METHODS: 140 patients ≥65 years of age (70 control/ 70 mild dementia) were included. Dementia diagnosis was supported by DSM V criteria, in 79 patients (40 control/ 39 dementia ) neuropshychometric tests were applied. RUDAS, translated into Turkish by a native speaker, was applied to patients by the executive researcher. Same researcher, applied test in 2 days to determine test-retest reliabilitiy. Results of RUDAS compared wtih MMSE, and reliability, validity, sensitivity, specificity and predictive values were determined.RESULTS: Time validity were verified. MMSE ,as paralel test, was correlated wtih results of RUDAS with 45.3 % in control,73% in mild dementia group. Factor analysis showed, all items having more than 0.40 and factor construct was verified. When 25 was cut-off point, sensitivity,spesificity,PPV, NPV were found as %92.86 %92.86, %92,9%92,9 respectively. Content validity was found 100%. Determining reliability of test, Cronbach's alpha was found as 0.692. Test-retest reliability (ICC= 0.987) were determined as shown. Results were independent from educational status, language used, immigrant status, whereas, age and gender were not.CONCLUSION: Turkish version of RUDAS, is validated as construct, time, paralel test, content. Reliability was verified. Clinicians can apply the test in 5 minutes approximately and results are not effected by educational status, language used, immigrant status; however age,gender have effect on results 68
- Published
- 2017
62. Romatoid artrit hastalarında mortalite.
- Author
-
Ayan, Gizem and Hamuryudan, Vedat
- Subjects
- *
IMMUNOMODULATORS , *COMORBIDITY , *RESPIRATORY organs , *RHEUMATOID arthritis , *CHRONIC diseases - Abstract
Rheumatoid arthritis (RA) is a chronic, systemic inflammatory disease characterized by chronic inflammation, increased comorbidities and elevated mortality risk. High mortality in RA is widely studied but not fully clarified. Despite the fact that mortality rates are still high compared to general population, literature shows a decreased trend of mortality in RA. New treatment modalities might be the reason for decreased mortality rates. However, underestimated factors, such as low-grade inflammation, comorbidities, and immunologic or genetic factors, are the explanation to decreased survival rates compared to general population. The most common reasons of mortality are still the same as cardiovascular incidents, infections, malignancies and respiratory system problems. However, there is an ongoing need for further studies in long-term to see the effects of current improvements on mortality of RA. In this review, our aim is to define the changes in the mortality rates over time and to provide current data on mortality rates and causes. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
63. Reliability and Validity of Rowland Universal Dementia Assessment Scale in Turkish Population
- Author
-
Ayan, Gizem, primary, Afacan, Ceyda, additional, Poyraz, Burc Cagrı, additional, Bilgic, Onur, additional, Avci, Suna, additional, Yavuzer, Hakan, additional, Yuruyen, Mehmet, additional, Erdincler, Deniz Suna, additional, Ayan, Burak, additional, and Doventas, Alper, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
64. Rowland Universal Dementia Assessment Scale--Turkish Version
- Author
-
Ayan, Gizem, primary, Afacan, Ceyda, additional, Poyraz, Burc Cagrı, additional, Bilgic, Onur, additional, Avci, Suna, additional, Yavuzer, Hakan, additional, Yuruyen, Mehmet, additional, Erdincler, Deniz Suna, additional, Ayan, Burak, additional, and Doventas, Alper, additional
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
65. Prediction of Response to Treatment Using Doppler Signal Positivity Measured by Ultrasound in Rheumatoid Arthritis: A Proof-of-Concept Study.
- Author
-
Gazel, Ummugulsum, Ayan, Gizem, Solmaz, Dilek, Maltez, Nancy, Ramsay, Tim, Karsh, Jacob, Cabral, Antonio R., Akar, Servet, and Aydin, Sibel Zehra
- Subjects
- *
PROOF of concept , *OPTIMISM , *ULTRASONIC imaging , *ACUTE phase proteins - Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
66. Correspondence on 'MRI lesions in the sacroiliac joints of patients with spondyloarthritis: an update of definitions and validation by the ASAS MRI working group'.
- Author
-
Jibri, Zaid, Gazel, Ummugulsum, Solmaz, Dilek, Ayan, Gizem, Karsh, Jacob, Aydin, Sibel Zehra, and Sampaio, Marcos
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
67. Reliability and Validity of Rowland Universal Dementia Assessment Scale in Turkish Population.
- Author
-
Ayan, Gizem, Afacan, Ceyda, Poyraz, Burc Cagrı, Bilgic, Onur, Avci, Suna, Yavuzer, Hakan, Yuruyen, Mehmet, Erdincler, Deniz Suna, Ayan, Burak, and Doventas, Alper
- Abstract
Background: The aim is to validate Turkish version Rowland Universal Dementia Assessment Scale (RUDAS). Methods: One hundred forty patients (>65 years) were included. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition -V was used in all patients. Rowland Universal Dementia Assessment Scale was applied for 2 days. Results were compared with Mini-Mental State Examination; reliability, validity, and statistical values were determined. Results: Time validity was verified. Mini-mental state examination was correlated 45.3% in control and 73% in dementia group. Factor weights varied between 0.44 and 0.81; factor construct was verified as 6-item scoring. When 25 was cutoff point, sensitivity was 92.86% and specificity was 92.86%. Content validity index was found to be 100% by 7 specialists. Cronbach α (0.692) and test–retest reliability (intraclass correlation = 0.987) were determined. Conclusion: Rowland Universal Dementia Assessment Scale (Turkish) is validated and verified as reliable. Test could be applied for 5 minutes approximately; results are not affected by educational status, immigrant status, and language used; however, age and gender have significant effect on results. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
68. Psöriatik artrit hastalarında mortalite, zaman içindeki değişiklikler ve COVID-19'un etkisi: Çok merkezli psoriatik artrit kayıt kütüğü (PsART-ID) sonuçları.
- Author
-
Erden, Abdülsamet, Ayan, Gizem, Kılıç, Levent, Solmaz, Dilek, Bakırcı, Sibel, Kimyon, Gezmiş, Günal, Esen Kasapoğlu, Doğru, Atalay, Bayındır, Özün, Dalkılıç, Ediz, Özişler, Cem, Akar, Servet, Çetin, Gözde Yıldırım, Tarhan, Emine Figen, Küçükşahin, Orhan, Omma, Ahmet, Gönüllü, Emel, Yıldız, Fatih, Ersözlü, Emine Duygu, and Çınar, Muhammed
- Abstract
Amaç: Pandemi sürecinde romatolojik hastalıkların mortalite oranlarında artış olup olmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmada PsA kohortunda pandemi öncesi ve sonrası dönemdeki mortalite oranlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: 2014 yılında ilk hasta alımı yapılan prospektif, çok merkezli, web tabanlı PsART-ID'den (Psoriatik Artrit Kaydı-Uluslararası Veri Tabanı), sadece Türkiye'den kayıtlı olan hastalar analiz edildi. Pandemi öncesi (kayıtların başlangıcından itibaren - Mart 2014-Mart 2020) ve pandemi sırasında (Mart 2020-Mayıs 2021) herhangi bir nedenden dolayı ölümler, ölüm bildirim sisteminden temin edildi. Ölüm nedenleri arasında COVID-19 nedeniyle ölümler ayrıca analize dahil edildi. TUİK verileri kullanılarak 1000 kişi-yılı başına genel tabakalı ölüm oranları hesaplandı. Kaba ölüm oranı pandemi öncesi, pandemi sırası ve tüm periyod için ve standardize ölüm oranı (SMR) pandemi öncesi için belirlendi. Bulgular: Ortalama (SD) yaşı 51,7 (12,6) ve hastalık süresi 11,4 (6,7) yıl olan ve takip süresi 6,2 (0,9) olan 1216 PsA hastası (%65,1 kadın) çalışmaya dahil edildi (Tablo 1). Toplam, 46 ölüm (26 erkek) gözlemlendi. Erkek hastalar hayatta kalmayan grupta daha sıktı (%56,5'e karşı %34, p=0,002). En sık ölüm nedenleri kardiyovasküler ve enfeksiyonlardı (Tablo 2). Pandemi döneminde 6 hasta COVID-19 nedeniyle kaybedildi. Pandemi döneminde, pandemi öncesine göre pulmoner nedenlerle kayıp daha sıktı. SMR, pandemi öncesinde 0,95 (0,61-1,49) idi. Pandemi öncesi genel kaba ölüm hızı 5,07 iken, pandemi döneminde 10,76 idi (Figür). Sonuç: PsA hastalarında genel ölüm hızı toplum ile benzer olmakla birlikte, erkeklerde kadınlara göre artmış bir mortalite sıklığı vardır. Pandemi döneminde, öncesine göre yaklaşık 2 kat artmış bir kaba ölüm hızı mevcuttur. Pandemi döneminde genel popülasyondaki ölüm hızındaki artış halen bilinmediği için, PsA'da saptanan ölüm hızındaki artışı hastalık ile ilişkilendirmek şu aşamada mümkün değildir. Pandemi dönemindeki genel ölüm hızı açıklandıktan sonra daha ileri yorum yapılabilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
69. PsA ve RA hastalarında koroner arter hastalığı daha sıklıkla prematür karakter göstermektedir.
- Author
-
Ayan, Gizem, Uzun, Güllü Sandal, Tatar, Ömer Denizhan, Gezerer, Nilüfer Ecem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Bu çalışmada, bDMARD kullanan romatoid artrit (RA) ve PsA hastalarında koroner arter hastalığı (KAH) ve erken KAH sıklığını karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanına (HURBIO) kayıtlı bDMARD kullanan hastalarda KAH varlığı, anjiyografi raporlarına veya koroner bilgisayarlı tomografi sonuçlarına göre belirlendi. Prematür KAH, erkeklerde 55 yaşından, kadınlarda 65 yaşından önce KAH öyküsü olarak tanımlanır. Hastaların demografik özellikleri ve diğer komorbid durumları da not edildi. Hastaların ilk DMARD başlangıcından önceki hastalık aktivitesi (DAS-28) ve fonksiyonel durumu (HAQ-DI) kaydedildi. Bulgular: Beş yüz seksen bir (%75,4 kadın) RA ve 520 (%69,4 kadın) PsA hastası değerlendirildi. Hastaların yaşları ve hastalık süreleri şu şekildedir; RA, ortalama (SS) yaş 52,1 (13,9), hastalık süresi 5,3 (2,1) yıl, PsA ortalama (SS) yaş 48,7 (12,5), hastalık süresi 9,2 (6,4). İlk bDMARD başlangıcında RA'lı 43/581 (%7,4) hasta ve PsA'lı 12/486 (%2,4) hastada KAH vardı (p<0,001). RA hastalarında 32 (23) ay ve PsA hastalarında 49 (88,5) aylık medyan (IQR) takip sonrasında 59 (%11,2) hastada, PsA hastalarında 32 (%6,6) hastada KAH saptandı, p=0,01. RA hastalarının 39/59'u (%66,1) erken KAH'ye sahipken, 18/32'si (%56,3) PsA hastaları erken KAH'ye sahipti (Tablo). Sonuç: Normal popülasyonda prematür KAH sıklığı %10 iken, RA hastalarının üçte ikisinde ve PsA hastalarının %55'inde KAH prematür karakterdedir. Toplum temelli geniş bir çalışmada, RA hastalarında normal popülasyona göre erken KAH sıklığının arttığı bulunmuş, ancak PsA hastalarında benzer bir fark gözlenmemiştir. bDMARD kullanan ciddi bir hasta grubunu incelediğimiz gerçek yaşam verilerinde hem RA hastalarında hem de PsA hastalarında KAH alt tipinin prematür karakterde olduğu görülmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
70. Biyolojik tedavi altındaki psoriatik artrit hastalarında pelvis grafisi bulguları ve progresyon oranları.
- Author
-
Ayan, Gizem, Sadıç, Abdurrahman, Kılıç, Levent, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Bu çalışma, biyolojik tedavi altındaki PsA kohortunda takip sırasında genel pelvis radyografisi bulgularını ve progresyon oranlarını ortaya koymayı amaçlamıştır. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanından (HURBIO) alınan PsA hastalarının pelvis radyografileri retrospektif olarak değerlendirildi. Sakroileit ve iskium/iliyak kanat/büyükküçük trokanterik entezopatiyi değerlendirmek için modifiye New York (mNY) kriterleri kullanıldı ve simfizis pubis osteitis değerlendirmeleri evre 0, değişiklik yok, 1, minimal değişiklik ve evre 2 ve üzeri anlamlı değişiklik olarak skorlandı. Kalça tutulumu BASRI-kalça skoru kullanılarak puanlandı ve protez verileri not edildi. Tüm değerlendirmeler deneyimli bir romatolog (UK) tarafından yapıldı ve şüphelenilen olgularda deneyimli başka bir romatolog tarafından olgular gözden geçirildi (LK) ve fikir birliğine varıldı. Bulgular: İlk radyografi sırasında ortalama (SS) yaşı 43,3 (12) olan toplam 273 hasta (kadınların %69,6'sı) dahil edildi. İlk radyografik değerlendirmelerinde medyan (IQR) PsA süresi 2 (7) yıldı. Başlangıç grafilerinde hastaların 10'unda (%3,7) transizyonel vertebra ve 137'sinde (%50,2) mNY kriterlerine göre sakroilet olduğu görüldü. Sakroileiti olmayan hastalardan, 67 hastanın radyografik takip verisi mevcuttu. Ortalama (SS) 47,1 (37) ay sonra, 16'sı (%23,8) mNY kriterlerine göre sakroilete ilerledi. Majör entezopatiler ile ilgili olarak, hastaların %26,8'inde iskium entezopatisi, %19,3'ünde simfizis pubis tutulumu ve %13,2'sinde iliyak kanat entezopatisi vardı (Tablo). Dört kalça ekleminde protez ihtiyacı gözlendi ve 4 kalça ekleminde protez mevcuttu. mNY kriterlerini karşılama ile iliak, iskium ve pubis tutulumunun ≥2 olması arasında korelasyon yoktu. Öte yandan, iskium entezopatisi ≥2 olduğunda (p=0,013) veya iliyak kanat entezopatisi ≥2 olduğunda (p=0,0001) omurgada herhangi bir sindesmofit daha sık görüldü. Sonuç: İleri tedavi modaliteleri gerektiren PsA'lı hastaların yarısında ortanca 2 yıllık hastalık süresinde sakroileit vardı, geri kalanın takipte sakroileite ilerleyebildiği gösterildi. Hastaların yarısından fazlasında majör entezopati tutulumu da görüldü. Ancak bu radyografik değişiklikleri klinik semptomlarla ilişkilendirmek için ileri değerlendirmeler gereklidir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
71. bDMARD ile tedavi edilen hastalarda psoriatik artrit hastalık aktivitesindeki değişiklikler ile komorbiditeler arasındaki ilişki.
- Author
-
Ayan, Gizem, Gezerer, Nilüfer Ecem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Psoriatik artrit (PsA) hastalarını etkin bir şekilde tedavi etmek için tanınması ve yönetilmesi gereken komorbiditeler psoriatik hastalıkta yaygındır. Bununla birlikte, bDMARD gerektiren hastalarda belirli komorbiditelerin hastalık aktivitesi üzerindeki etkisine ilişkin veriler çok küçüktür. Amacımız bDMARD altındaki PsA hastalarında hastalık aktivitesi ile komorbiditeler arasındaki ilişkiyi anlamaktır. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanı (HUR-BIO) 2005 yılında kurulmuş ve 2021 yılına kadar dahil edilen 520 PsA hastasının verileri analiz edilmiştir. Dahil edilen tüm hastalarda PsA tanısı romatolog tarafından konulmuştur. DAS-28 skoru (son vizitte) ve tüm komorbiditeler bDMARD başlangıcından sonra olacak şekilde saptandı. DAS-28 remisyonu üzerinde etkisi olan komorbiditeleri anlamak için çok değişkenli analiz yapıldı. Bulgular: bDMARD'dan sonra DAS-28 skoru mevcut olan olan 469 hasta vardı ve medyan (IQR) 28 (61) ay sonrasında bu skor hesaplanmıştı. DAS-28 skoru 2,6'nın altında olan 214/469 (%45,6) hasta mevcuttu. DAS-28 remisyondaki hastalar daha gençti, remisyon kadınlarda daha az sıklıktaydı ve başta VKİ, diabetes mellitus (DM) ve hipertansiyon (HT) olmak üzere komorbiditeler de daha az sıklıkta bulundu (Tablo). Çok değişkenli analizde erkek cinsiyette belirleyici faktör bulunamamıştır. Kadınlarda ise sigara kullanımı, komorbidite varlığı, bDMARD başlangıcında VKİ, biyolojik ajanların başlama yaşı, biyolojik DMARD başlangıcında DM, biyolojik DMARD başlangıcında HT, koroner arter hastalığı ve KVH risk faktörleri analize dahil edildi ve biyolojik DMARD başlangıç VKİ [OR 1,06 (%95 GA 1,02-1,11) ] ve biyolojik DMARD başlangıç DM [OR 3,08 (%95 GA 1,14-8,30) ] varlığının DAS-28 remisyonu üzerinde önemli etkisi olduğunu ortaya çıkardı. Sonuç: Önceki veriler obezite, hipertansiyon ve Charlson komorbidite indeksinden en az 1 puanın tedavi sonuçları için kötü prognoz faktörleri olduğunu göstermiştir. Verilerimiz BMI ve DM varlığının kadın PsA hastalarında bDMARD tedavi yanıtını etkileyen faktörler olarak belirlendiğini göstermiştir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
72. Enflamatuvar artritli hastalarda anti-TNF kullanımı ve hematolojik maligniteler: HUR-BIO kayıt kütüğü gerçek yaşam verileri.
- Author
-
Sarıyıldız, Emine, Öztürk, Zeynep Özge, Bilgin, Emre, Büyükaşık, Yahya, Dizdar, Ömer, Yardımcı, Gözde Kübra, Farisoğulları, Bayram, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Kalyoncu, Umut, and Ertenli, İhsan
- Abstract
Amaç: TNF inhibitörleri (TNFi), enflamatuvar artritlerin (IA) tedavisinde oldukça etkili olmakla birlikte hematolojik maligniteler (HM) ile arasındaki olası ilişki endişe yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı genel Türk popülasyonu ile karşılaştırıldığında TNFi alan IA hastalarında HM insidansını değerlendirmektir. Yöntem: HUR-BIO (Hacettepe Üniversitesi Romatoloji Biyolojik Kayıt Kütüğü) 2005 yılından bu yana biyolojik DMARD kullanan hastaların kaydedildiği tek merkez kayıt kütüğüdür. TNFi kullanımından sonra en az bir viziti olan romatoid artrit (RA), spondiloartrit (SpA) ve psoriatik artrit (PsA) hastaları 2005 ile Kasım 2021 tarihleri arasında tarandı. HM tanısı, hematologların kararına ve/veya kemik iliği/lenf nodu biyopsisine göre belirlendi. Demografik veriler ve hastalık özellikleri kaydedildi. Standardize insidans oranları (SIR), yaş ve cinsiyete göre düzeltme yapıldıktan sonra hesaplanarak, 2017 Türkiye Ulusal Kanser Kayıt Kütüğü'nden alınan yaşa ve cinsiyete özgü SIR değerleri ile karşılaştırıldı. Bulgular: HUR-BIO veri tabanına kayıtlı 6.139 hastadan 5.355'inin [3116 kadın (%58,2)] en az bir vizit herhangi bir TNFi kullanım öyküsü vardı. TNFi kullanan bu hastaların medyan takip süresi 2,6 yıldı. On üç hastada [SpA n=7, RA=4, PsA=2] takipte HM geliştiği saptandı. Bu hastalarda, IA başlangıcındaki medyan yaş 38 (min: 26-maks: 67), HM tanısındaki medyan yaş 55,5 (aralık 38 ila 76). HM tanıları; 8 lenfoma, 2 multipl miyelom, 1 büyük granüler lenfositik lösemi, 1 plazma hücre diskrazisi ve 1 miyelodisplastik sendrom. TNFi kullanımından HM'ye kadar geçen medyan süre 36 (min: 4-maks: 112) ay ve TNFi dağılımı; etanercept (n=8), adalimumab (n=6), infliksimab (n=4), golimumab (n=1) ve sertolizumab (n=1). TNFi kullanan hastalarda HM'ler için artmış insidans hesaplandı (SIR 4,23, %95 GA 2,35-7,05). HM'li 10 hasta 65 yaşın altındaydı ve bu grupta hem erkeklerde (SIR 5,15, %95 GA 1,88-11,43) hem de kadınlarda (SIR 4,76, %95 GA 1,74-10,55) HM'lerin insidansı daha yüksekti. Sonuç: TNFi alan enflamatuvar artrit hastalarında HM riski, genel Türk popülasyonundan dört kat daha yüksekti. TNFi tedavisiyle ilişkili HM riskine ilişkin artan endişe, tüm klinisyenlerin bu farkındalığı artırma ihtiyacını vurgulamaktadır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
73. Psoriatik artritin randomize kontrollü çalışmalarında şiş ve hassas eklemlerde iyileşme.
- Author
-
Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Ayan, Gizem, Bilgin, Emre, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Giriş: ACR yanıtı, psoriatik artritte periferik eklemleri değerlendirmek için kullanılır. ACR tedavi yanıtındaki ana bileşen şiş eklem (ŞE) ve hassas eklemlerdir (HE). Bunlarla birlikte hasta ve hekimin global değerlendirmesi, akut faz yanıtı, ağrı ve fonksiyon bu tedavi yanıtına dahildir. Bu nedenle periferik artritin en iyi ŞE ve HE üzerinden değerlendirilebileceği düşünülebilir. PsA'da ACR tedavi yanıtlarının genellikle anti-TNF ve anti-IL17/anti-IL23 arasında benzer olduğu bulunsa da anti-TNF tedavilerinin periferik eklem üzerinde daha etkili olabileceğine dair genel bir görüş vardır. Amaç: Bu çalışma, PsA'da yapılan randomize kontrollü çalışmalarda ŞE ve HE'nin etkinliğini değerlendirmeyi amaçladı. Yöntem: Pubmed'de "psoriatik artrit" ve "randomize kontrollü çalışma" anahtar kelimeleriyle arama yaptık. 1975-31.10.2021 arasındaki tüm çalışmalar, tedavi başlangıcında ve birincil sonlanım noktasında ŞE sayısı ve HE sayısı değerleri için tarandı. Anti-TNF'lerle yapılan iki çalışma ve ixekizumab'ı plasebo ve adalimumabla karşılaştıran SPIRIT-1 çalışması, başlangıçta ve birincil sonlanım noktasında ŞE ve HE sayısını göstermiştir. Etki büyüklüğü Morris ve Klauer formülüne göre ayrı ayrı hesaplandı. Etki büyüklüğünü (EB) Cohen'e göre şu şekilde yorumlandı: 0-0,1 etki yok; 0,2-0,4 küçük etki; 0,5-0,7 intermediate etki; 0,8-≥1 büyük etki. Bulgular: Sertolizumab çalışmasında, 200 ve 400 mg dozlarda ŞE ve HE sayısında etki büyüklüğü makul düzeyde bulundu. (ŞE için EB 0,84). İxekizumabı adalimumab ve plasebo ile karşılaştıran çalışmada, ixekizumab'ın dört haftada bir uygulanmasının, HE (EB 0,16) ve ŞE (EB 0,13) sayısında adalimumaba göre minimal düzeyde daha etkili olduğu gözlenmiştir. İxekizumabın plasebo üzerindeki etkisi de adalimumab'ın plasebo üzerindeki etkisinden biraz daha iyidir. (HE'de 0,51'e karşı 0,36, ŞE'de 0,38'e karşı 0,29). Sonuç: PsA hastalarında RKÇ'lerde periferik eklemi doğrudan değerlendiren ŞE ve HE sayısındaki değişiklikler yeterince bildirilmemiştir. Sınırlı sayıda rapora göre, anti-TNF'ler (örneğin; certolizumab), birincil sonlanım noktasında ŞE ve HE sayısında önemli iyileşmeye neden olur. Öte yandan, ixekizumab'ın ŞE ve HE üzerinde adalimumab kadar etkisi vardır. Anti-IL 17 tedavilerinin periferik eklem üzerindeki etkisi, sanıldığı gibi anti-TNF'lerden daha az değildir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
74. Biyolojik tedavi alan romatoid artritli hastalarda Charlson komorbidite indeksi psoriatik artritten daha belirgindir.
- Author
-
Uzun, Güllü Sandal, Tatar, Ömer Denizhan, Gezerer, Nilüfer Ecem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Farisoğulları, Bayram, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Kalyoncu, Umut, Karadağ, Ömer, Akdoğan, Ali, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, and Ertenli, Ali İhsan
- Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı bDMARD kohortundaki romatoid artritli (RA) ve psoriatik artritli (PsA) hastalarda biyolojik tedavi öncesi komorbiditelerin dağılımını değerlendirmektir. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanı (HURBIO) 2005 yılında kurulmuş olup, 581 (%75,4 kadın) RA'lı hasta ve 2021 yılına kadar kayıtlı PsA'lı 520 (%69,4 kadın) hasta analiz edilmiştir. RA ve PsA tanısı, hastaları takip eden romatologun klinik değerlendirmesine dayanıyordu. Hastaların komorbiditeleri biyolojik veri tabanından ve hastane elektronik kayıtlarından geriye dönük olarak incelendi. Hastaların ICD-10 tanı kodları ve reçeteleri de tarandı. Diabetes mellitus (DM), hipertansiyon (HT), dislipidemi (DL), koroner arter hastalığı (KAH), vücut kitle indeksi (VKİ) ve sigara kullanımı ile ilgili veriler kaydedildi. DL, Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Dislipidemi Rehberi'nin sınıflamasına göre lipid değerlerine göre gruplandırılmıştır. Erkeklerde 55, kadınlarda 65 yaşından önce koroner arter hastalığı saptanması erken-KAH olarak sınıflandırıldı. Kronik böbrek hastalığı, obstrüktif akciğer hastalığı, serebrovasküler hastalık, tiroid hastalıkları ile ilgili veriler de ayrıca kaydedildi. Charlson komorbidite indeksi (CCI), bDMARD başlanmadan önce hastaların tıbbi geçmişindeki komorbiditelerin toplanmasıyla hesaplandı. Bulgular: RA ve PsA hastalarında bDMARD tedavisine başlanmadan önce komorbiditelerin dağılımı tabloda verilmiştir. RA'lı hastalarda tanı yaşı ortalması (± SS) 46,7 (13,7) iken PsA'lı hastalarda 39,3 (12,0) idi (p<0,001). Hipertansiyon (RA için %28,5, PsA için %21,9) ve tiroid hastalıkları (RA'da %22,7, PsA'da %14,7) her iki grupta da en sık görülen komorbiditelerdi. PsA ile karşılaştırıldığında, RA'lı hastalarda komorbidite oranı daha yüksekti (%64,8'e karşı %40,4, p<0,001). RA'lı hastaların 231/581'inde (%39,7) multimorbidite saptandı ve PsA'lı hastalardan (%21,8) anlamlı derecede daha sıktı (p<0,001). Gruplar arasında hipertansiyon ve sigara kullanımı dışında VKİ, DM ve dislipidemi gibi kardiyovasküler komorbiditeler açısından fark yoktu. Yaşa göre ayarlandığında, CCI'ya göre komorbidite yükü RA'lı hastalarda PsA'lı hastalara göre 3,96 (2,57-6,13, p<0,001) kat daha yüksekti. Sonuç: Enflamatuvar artritli hastalarda bDMARD öncesi değerlendirmede komorbid hastalıklar oldukça yaygındır. Bu çalışmada RA ve PsA hastalarında CCI değerlendirilmiş olup RA'da PsA'ya kıyasla 3,96 kat yüksek olduğu gösterilmiştir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
75. Altmış yaş ve üzeri tofasitinib kullanan romatoid artrit hastalarında kardiyovasküler olay, venöz tromboemboli ve enfeksiyon riski.
- Author
-
Sarıyıldız, Emine, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Farisoğulları, Bayram, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kalyoncu, Umut, Ertenli, İhsan, and Kiraz, Sedat
- Abstract
Amaç: Güncel veriler, tofasitinib kullanımından sonra advers olayların insidansıyla ilgili güvenlik endişesi ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmanın amacı; 60 yaş ve üzeri tofasitinib kullanan RA hastalarında majör advers kardiyovasküler olaylar (MACE), venöz tromboembolizm (VTE), hastaneye yatış gerektiren ciddi enfeksiyonlar ve herpes zoster riskini değerlendirmektir. Yöntem: HUR-BIO (Hacettepe Üniversitesi Romatoloji Biyolojik Kayıt Kütüğü), 2005 yılında kurulan biyolojik ve hedefe yönelik hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaç kullanan hastaların kaydedildiği tek merkez kayıt kütüğüdür. Veri tabanında kayıtlı tofasitinib kullanan ve en az bir kontrol ziyareti olan ≥60 yaş RA hastaları analize dahil edildi. Hastaların güncel sağlık durumları hakkında 2022 Ocak ayı sonuna kadar telefonla aranarak bilgi edinildi. Kliniğimizdeki takibini bırakan hastaların verileri, hasta izni ile kişisel sağlık kayıt sisteminden elde edildi. Tüm hastalar MACE, VTE, ciddi enfeksiyon ve herpes zoster açısından tarandı. Kaba insidans hızı, her olay için 100 hasta-yılı başına %95 güven aralığı ile hesaplandı. Bulgular: Altmış yaş ve üzeri toplam 132 RA hastası [109 (%82,6) kadın], günde iki kez 5 mg dozda tofasitinib almıştır. Hastaların yaklaşık %70'i biyolojik naifti. Hastaların medyan (%25-75) yaşı 67 (63-73) yıl ve tofasitinib altında medyan süre 18 (5-33) aydı. Takip süresince, hastaneye yatış gerektiren ciddi enfeksiyon ve herpes zoster insidansı daha yüksek iken [%5,5 (%95 GA 3,12-9,86) ve %3,4 (1,67-7,17), sırasıyla], MACE ve VTE insidansında artış yoktu. Hastaneye yatış nedenleri; COVID-19 (n=4), pnömoni (n=3), yumuşak doku enfeksiyonu (n=3) ve GİS enfeksiyonu (n=1) olup bu hastalardan ikisi yatış sırasında eks olmuştu. Sonuç: Romatoid artritli yaşlı hastalar, yaş ve komorbid durumlar nedeniyle artmış enfeksiyon riski altındadır. Tofasitinib ile ilgili advers olaylar günde iki kez 10 mg dozunda bildirilse de, klinisyenler özellikle yaşlı hastalarda günde iki kez 5 mg dozu için de enfeksiyon riskine karşı dikkatli olmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
76. Biyolojik tedavi alan romatoid artrit hastalarında kronik böbrek hastalığı; HÜR-BİO gerçek yaşam verisi.
- Author
-
Uzun, Güllü Sandal, Taghiyeva, Arzu, Çakır, İbrahim Yahya, Moral, Kenan, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Farisoğulları, Bayram, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Karadağ, Ömer, Akdoğan, Ali, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Romatoid artrit (RA) birden fazla sistemi tutabilir ve hastalıkların seyri sırasında kronik böbrek hastalığı (KBH) görülebilir. Bu çalışmanın amacı bDMARD kohortumuzda KBH olan hastalarda tercih edilen bDMARD'ları ve komorbiditeleri belirlemektir. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Database (HÜR-BİO) 2005 yılında kurulmuş ve 2021'e kadar bDMARD başlanan tüm 2160 RA kaydedilmiştir. Renal fonksiyonlarını değerlendirmek üzere KBH tanımı için 2012 Kidney Disease: Improving Global Outcomes (KDIGO) kılavuzu kullanılmıştır. Hastalar bDMARD başlangıç ve takip dönemlerine göre üç gruba ayrılmışlardır. Hastaların demografik bilgileri kaydedilmiştir. Bulgular: RA hastalarının KBH durumuna göre demografik verileri tabloda verilmiştir. Bunlar KBH olmayan (n=1968), KBH olan (n=50) ve takip sırasında KBH gelişen (n=40) hastalardır. KBH olan ve olmayan arasında yaş ve hastalık süresi farkı olması nedeniyle KBH olmayan hasta grubundan yaş ve cins eşleştirilmiş bir grup seçilmiştir (n=85). İlk bDMARD başlangıcı sırasında %3,1 hastada KBH varken 72,4 ay (SS ±50,8 ay) takip sonrasında %4,1 hastada KBH vardı. Yeni KBH görülme insidansı %1,9 olarak hesaplandı. KBH hastalarında hastalık süresi KBH olmayan RA hastalarına kıyasla daha yüksekti (p<0,008). KBH olan hasta grubunda ilk bDMARD olarak %64,4 anti-TNF seçilmişti, etaercept (%34,4) oranında en çok tercih edilen anti-TNF idi. Eşleştirilmiş grupta da anti-TNF %68,7 oranında iken %31,3 oranında en sık etanercept tercih edilmişti. KBY olmayan grupta anti-TNF %59,2 oranında ve en sık %22,2 oranında adalimumab tercih edilmişti. İlk bDMARD seçimi açısından KBY olan ve olmayan grupta genel anti-TNF ve non-TNF kullanımı açısından fark yok iken etanercept açısından anlamlı fark vardı (p=0,001). KBH ve KBH olmayan gruplar arasında bDMARD öncesi csDMARD kullanımı açısından fark yokken ilk bDMARD başlanması sırasında KBH olan (%42,2) grupta metotreksat KBH olmayan (%54,1) gruplara göre daha az tercih edilmişti (p=0,02). KBH olan grupta (%59,2) leflunomid, KBH olmayan (%39,3) gruba kıyasla daha sık tercih edilmişti (p<0,001). Sonuç: RA'da bir önemli komorbid durum KBH'dir ve bDMARD başlangıcında ve takip sırasında ortaya çıkabilmektedir. KBH varlığı hastalık aktivitesine ve fonksiyonlarına olumsuz etki gösterebilmektedir. Öte yandan KBH hastalarında bDMARD seçimi sırasında ayırt edici bir fark saptanmamıştır. RA hastalarında eşlik eden KBH varlığında klinisyenler komorbid hastalıklara ve hastalık aktivite parametreleri takibinde dikkatli olmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
77. Romatolojik nedenlerle biyolojik ajan kullanan hastalarda santral demiyelinizasyon - HURBIO gerçek yaşam verileri.
- Author
-
Bilgin, Emre, Arslan, Doruk, Sayınalp, Başak, Sarıyıldız, Emine, Farisoğulları, Bayram, Yardımcı, Gözde Kübra, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Ertenli, Ali İhsan, Kiraz, Sedat, Tuncer, Aslı, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Biyolojik tedavi kullanan hastalarda gelişen santral sinir sistemi (SSS) demiyelinizan hastalık oranı son dönemde ilgi konusudur. Bu çalışmada, farklı romatolojik hastalıklar nedeniyle biyolojik ajan kullanan hastalarda SSS demiyelinizan hastalık insidansı ve kliniği araştırılmıştır. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi Romatoloji Biyolojik (HURBİO) kayıt kütüğü, 2002 yılından itibaren biyolojik tedavi başlanan RA, AS ve PSA hastalarının klinik özelliklerinin kaydedildiği bir veri tabanıdır. Bu çalışmada, biyolojik ajan başlanan hastalar retrospektif olarak tarandı ve takipte santral demiyelinizasyon gelişen hastaların verileri kaydedildi. Demiyelinizasyon gelişen hastaların manyetik rezonans görüntülemeleri ve klinik özellikleri deneyimli nörologlar tarafından değerlendirildi. Bulgular: Biyolojik ajan başlanan 5,926 hastadan klinik takibi düzenli olan 4.838 hasta çalışmaya dahil edildi. 19,391 hasta-yılı süresince 7 (5 AS, 1 PsA, 1 RA) hastada [IR yüz binde 36,1 (17,2-75,7)] demiyelinizan hastalık izlendi (Tablo 1). Anti-TNF ajan altındaki toplam takip süresi 15.912 hasta-yılı boyunca 6 hastada [IR yüz binde 37,7 (16,9-83,9)], anti-TNF dışı biyolojik altındaki toplam takip süresi 3.479 hasta-yılı boyunca 1 hastada [IR yüz binde 28,7 (4,0-204,0)] santral demiyelinizasyon saptanmıştır [IRR 1,31 (0,16-60,3), p=0,88]. Demiyelinizasyon gelişen hastaların ortalama yaşı 44,3±7,1 ve kadın-erkek oranı 1,3:1 idi. Ortalama romatolojik hastalık tanı yaşı 35,1±6,4 iken, ortalama nörolojik semptom başlangıç yaşı 40,9±5,9 olarak hesaplandı. Dört hasta adalimumab, 2 hasta infliksimab ve 1 hasta sekukinumab tedavisi altındayken demiyelinizan hastalık görüldü. Üç hasta mevcut tedavi öncesi başka bir biyolojik ajan daha kullanmıştı. Suçlu biyolojik ajan altında hastaların nörolojik tutulum geliştirme süresi ortalama 13,5 aydı. Sonuç: Bu çalışmada biyolojik tedavi altında gelişen santral demiyelinizasyon hızı, 2021 yılında Türkiye'de multipl skleroz yıllık insidans hızının yüz binde 3,4 (1,8-6,3) olduğu göz önüne alındığında oldukça yüksektir. Hatta, çalışmanın retrospektif doğası gereği santral demiyelinizasyon sıklığını bu hasta grubunda olduğundan daha az bulmuş olabiliriz. Klinisyenlerin biyolojik ajan kullanan hastalarda nörolojik tutulum açısından dikkatli olması gerekmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
78. bDMARD tedavisi kullanan romatoid artrit hastalarında obezite sıklığı ve hastalık aktivitesine etkisi.
- Author
-
Tatar, Ömer Denizhan, Uzun, Güllü Sandal, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Ayan, Gizem, Özsoy, Zehra, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Kalyoncu, Umut, and Ertenli, Ali İhsan
- Abstract
Amaç: Biyolojik DMARD (bDMARD) tedavisi alan romatoid artrit (RA) hastalarında obezite sıklığı ve obezitenin RA hastalık aktivitesine etkisinin incelenmesidir. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik ajan veri tabanına (HUR-BIO) kayıtlı, 2013-2020 yılları arasında takip edilmiş, 581 RA hastası çalışmaya dahil edildi. Hastaların ilk bDMARD öncesi ve son kontrol vizitlerindeki vücut kitle indeksi (VKİ), şişhassas eklem sayısı, ağrı, yorgunluk, hasta global değerlendirmesi, DAS28-ESH, HAQ-DI skorları, ESH ve CRP değerleri kaydedildi. Hastalar VKİ değerlerine göre gruplandırıldı (VKİ ≥30 olması obezite olarak değerlendirildi). Bulgular: bDMARD başlangıcında 574 hastanın (%75,6 kadın) VKİ'si biliniyordu. Hastaların bDMARD başlangıcında ortalama yaşları 48,5 (13,8), ortalama hastalık süreleri 1,8 (1,6) yıldı. bDMARD başlangıcında kadınlar erkeklere göre kiloluydu [29,8 (7,2'ye) karşı 27,5 (5,3); p=0,002] ve obezite kadınlarda daha sıktı (%44,5'e karşı %30,7 p=0,004). bDMARD sonrası ortalama takip süresi 26,0 (20,9) aydı. Hastaların bDMARD sonrası takiplerinde VKİ'sinde anlamlı değişiklik saptanmadı [29,2 (6,8) vs. 29,3 (6,7); p>0,05] (Tablo 1). bDMARD başlangıcı ve son kontrolde 515 hastanın VKİ'si biliniyordu. bDMARD başlangıcında VKİ değeri 30'un altında olan 312 hastanın 26'sında (%8,3) son vizitinde VKİ değeri 30'un üzerine çıkmıştı. bDMARD başlangıcı VKİ değeri 30'un üzerinde olan 203 hastanın son vizitte 12'sinde (%5,9) VKİ değeri 30'un altına düşmüştü (Tablo 2). Obez hastalarda hem bDMARD başlangıcında (DAS28, hassas eklem sayısı, hasta global değerlendirmesi, HAQ-DI) hem de son kontrolde (DAS28, ağrı, yorgunluk, hasta global değerlendirmesi, HAQ-DI, CRP) hastalık aktivite ve fonksiyonel skorları obez olmayanlara göre daha yüksekti (Şekil 1). Sonuç: bDMARD kullanan RA hastalarının yaklaşık %40'ında obezite mevcuttu, kadınlarda bu oran daha yüksekti. Hastaların yaklaşık 30 aylık izleminde VKİ'de anlamlı bir değişiklik gözlenmedi. Obezite; RA hastalarında hastalık aktivitesini, fonksiyonlarını ve tedavi yanıtlarını olumsuz etkileyebilen modifiye edilebilir bir komorbiditedir. Obezitenin önlenmesi RA yönetiminin önemli bir parçası olmakla beraber, hastalar ve hekimlerce yeterince dikkate alınmamaktadır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
79. Biyolojik tedavi alan romatoid artrit hastalarında dislipidemi tedavisi psoriatik artritten daha iyidir, ancak hala gidilecek bir yol var.
- Author
-
Uzun, Güllü Sandal, Tatar, Ömer Denizhan, Gezerer, Nilüfer Ecem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Kalyoncu, Umut, Karadağ, Ömer, Akdoğan, Ali, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, and Ertenli, Ali İhsan
- Abstract
Amaç: Enflamatuvar artritli hastalarda artmış kardiyovasküler risk mevcuttur ve dislipidemi modifiye edilebilen majör risk faktörüdür. Bu çalışmada, bDMARD kullanan romatoid artrit (RA) ve psoriatik artrit (PsA) hastalarında dislipidemi sıklığı ve antihiperlipidemik tedavi kullanım sıklığını karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanı (HURBİO), 2005 yılında oluşturulmuş ve 2021 yılına kadar kayıtlı 581 (%75,4 kadın) RA'lı hasta ve 520 (%69,4 kadın) PsA hastası analiz edilmiştir. Dislipidemi Türk Endokrin ve Metabolizma Derneği (TEMD) kriterlerine göre tanımlanmıştır [total kolesterol (TK) >240, Trigliseridler (Tg) >150, LDL-K >160, HDL-K (erkeklerde <40, kadınlarda <50]. Hastaların ilk ve takip sonrası son vizitte kullandıkları hiperlipidemik (anti-HL) ajanlar kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 581 RA hastasının yaş ortalaması (± SS) 52,1 (13,9) olup hastalık süresi 5,3 (2,1) idi. PSA hastalarının yaş ortalaması (± SS) (12,5) iken hastalık süresi 9,2 (6,4) yıl idi. RA'lı 289 (%49,7) hastada ve PsA'lı 175 (%33,6) hastada bDMARD başlangıcında lipid profilleri biliniyordu. RA'lı 356 (%61,2) hastada ve PsA'lı 226 (%43,4) hastada takip ve son vizitte lipid profilleri değerlendirildi. Lipid profilleri, bDMARD'ların başlangıcında RA ve PsA'lı hastalarda benzerdi (Tablo 1). bDMARD başlangıcında, RA hastalarının 29'u (%5,0) ve PsA hastalarının 10'u (%3,2) anti-HL ajanları alıyordu. Tüm izlem boyunca RA'lı 65 (%12,6) hasta ve PsA'lı 22 (%4,8) hasta anti-HL ajan kullanmıştır (p<0,001). Sonuç: Gerçek yaşam kohortumuzda, tüm takip boyunca hastaların yarısında lipid profili değerlendirilmedi. Her iki gruptaki hastaların yaklaşık dörtte birinde LDL-K düzeyleri yüksek olmasına rağmen, antihiperlipidemik ilaç kullanımı yetersizdi. Bu, PsA hastalarında daha da belirgindir. Tedavi kılavuzlarında komorbiditelere yapılan önemli vurguya rağmen, gerçek yaşam verileri daha gidilecek çok yol olduğunu göstermektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
80. bDMARD tedavisi alan romatoid artrit hastalarında DAS28 remisyonu ve komorbid hastalıkların ilişkisi.
- Author
-
Tatar, Ömer Denizhan, Uzun, Güllü Sandal, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Ayan, Gizem, Özsoy, Zehra, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Kalyoncu, Umut, and Ertenli, Ali İhsan
- Abstract
Amaç: Biyolojik DMARD (bDMARD) tedavisi alan romatoid artrit (RA) hastalarında DAS28 remisyonunun komorbiditeler ile ilişkisinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Ajan Veri Tabanı'na (HUR-BIO) kayıtlı, 2013-2020 yılları arasında takip edilmiş, 581 RA hastası çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, ilk bDMARD öncesi ve son takip vizitlerinde DAS28-ESH skoru, vücut kitle indeksi (VKİ), lipit profili [total kolesterol, trigliserit, LDL, HDL), hipertansiyon (HT), diyabet ve koroner arter hastalığı (KAH)] gibi eşlik eden komorbiditeleri kaydedildi. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) ve Avrupa Ateroskleroz Derneği (EAS) kılavuzlarındaki SCORE kardiyovasküler (KV) risk hesaplama modeline göre son vizitteki minimum kardiyovasküler risk puanları hesaplandı. Son vizit sırasında DAS28 skoru 2,6 ve altında olan hastalar remisyonda kabul edildi. Bulgular: bDMARD sonrası izlemde son vizitte DAS28 skoru olan 549 hasta (%74,7'si kadın) mevcuttu. bDMARD sonrası ortalama takip süreleri 26,0 (20,9) aydı. Son kontrolde hastaların 194/549'u (%35,3) DAS28 remisyonda idi. DAS28 remisyonda olan hastalar olmayanlara göre daha gençti (46,9 vs. 51,6; p<0,001), kadın cinsiyette daha az sıklıktaydı (%68'e karşı %78,3; p=0,008), VKİ daha düşüktü (28,1'e karşı 30,0; p=0,001), obezite (%31,8'e karşı %48,1; p<0,001), HT (%24,2'ye karşı %40,4; p<0,001), KAH (6,3'e karşı 12,5; p=0,03) ve HDL düşüklüğü (%9,6'ya karşı %26,2; p<0,001) daha az sıklıkta saptandı (Tablo 1). Çok değişkenli analizde cinsiyet, sigara içiciliği, komorbiditelerin varlığı (diyabet, HT, KAH) ve sayısı, bDMARD başlangıcındaki VKİ, yaş ve son vizitteki KV hastalık riskleri gibi faktörler incelendiğinde; DAS28 remisyonu ile ilişkili bağımsız bir risk faktörü saptanmamıştır (Tablo 2). Sonuç: RA hastalarında tedavi hedeflerinin belirlenmesinde komorbiditeler her zaman hesaba katılmalıdır. Yaş, cinsiyet ve komorbiditelerin (obezite, HT, KAH gibi) DAS28 remisyonu üzerine olumsuz etkide bulunabileceği akılda tutulmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
81. Biyolojik ilaçlarla tedavi edilen aksiyal spondiloartritli kişilerde sürekli remisyonun prediktörleri.
- Author
-
Farisoğulları, Bayram, Kübra Yardımcı, Gözde, Bilgin, Emre, Çağrı Bölek, Ertuğrul, Sarıyıldız, Emine, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Sandal Uzun, Güllü, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Apraş Bilgen, Şule, Ertenli, İhsan, Kalyoncu, Umut, and Kiraz, Sedat
- Abstract
Amaç: İlk biyolojik hastalık-modifiye-edici-anti-romatizmal-ilaç (bDMARD) ile tedavi edilen aksiyal spondiloartritli (axSpA) kişilerde sürekli-remisyonun prediktörlerini belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışmada HUR-BIO'da (Hacettepe Üniversitesi Romatoloji Biyolojik veri tabanı) kayıtlı axSpA'lı hastalar seçildi. Sürekli-remisyon, iki veya daha fazla ardışık vizitleri olup ≥6 aylık süreyi kapsayan ASAS-PR (Assessment of Spondylo Arthritis International Society partial remission) ve/veya ASDAS-ID'nin (Ankylosing Spondylitis Disease Activity Score C-reactive protein Inactive Disease) elde edilmesi olarak tanımlandı. Sürekliremisyonu öngören bağımsız faktörleri belirlemede çok değişkenli (multivariable) lojistik regresyon analizi yapıldı. Olası karıştırıcılar dikkate alınarak en uygun model elde edilene kadar ileriye doğru seçim (Forward-selection) yapıldı. Bulguların tutarlılığını değerlendirmek ve 3-6 ay arasında remisyon durumuyla ilgili eksik verileri hesaba katmak için; biri "3-6 ayda remisyona ulaşma" değişkenini içeren ve diğeri içermeyen iki ayrı çok değişkenli model oluşturuldu. Bulgular: Sürekli-remisyon verileri olan 990 axSpA hastasından 299'u (%30) sürekli-remisyondayken, 691'i (%70) değildi. Sürekliremisyondaki hastaların semptom başlangıç yaşı daha düşüktü, daha sıklıkla erkekti, vücut kitle indeksi daha düşüktü ve daha sık HLAB27 pozitifliği vardı. Ayrıca sürekli-remisyon grubunda bDMARD tedavisinin başlangıcında BASDAI (Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index), BASFI (Bath Ankylosing Spondylitis Functional Index) ve PGA (Patient Global Assessment) daha düşük iken akut faz reaktanları (ESR, CRP) daha yüksekti (Tablo 1). Çok değişkenli analizde, erkek cinsiyet (OR: 2,84; %95 GA: 1,71-4,70), eşzamanlı csDMARD (conventional synthetic disease modifying anti rheumatic drug) kullanımı (OR: 2,94; %95 GA: 1,57-5,51), PGA (OR: 0,97; %95 GA: 0,96-0,98) ve remisyonun erken başarısı (3-6 ay arasında) (OR: 11,70; %95 GA: 7,11-19,23) bağımsız olarak sürekli-remisyonla ilişkilendirildi (Tablo 2-Model 1). Remisyonun erken başarısı (3-6 ay arasında) değişkeni olmayan modelde (Tablo 2-Model 2) benzer ve eklenen birkaç değişken tanımlanmıştır: tanı yaşı (OR: 0,97; %95 GA: 0,96-0,99), erkek cinsiyet (OR: 2,31; %95 GA: 1,60-3,35), eşzamanlı csDMARD kullanımı (OR: 1,88; %95 GA: 1,23-2,86), PGA (OR: 0,98; %95 GA 0,97-0,99), BASDAI (OR: 0,87; %95 GA: 0,78-0,96) ve başlangıç semptom süresi (OR: 0,97; %95 GA 0,94-0,99). Sonuç: Bu çalışma, bDMARD tedavisine başladıktan sonra sürekliremisyonda olan hastaların, sürekli-remisyonda olmayan hastalara kıyasla ayırt edici özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Bu veriler, axSpA'nın klinik ve kişiselleştirilmiş yönetimine yardımcı olmak ve sağlık profesyonelleri ile hastalar arasında hastalık seyri ve prognozu hakkında daha iyi iletişim kurulmasını kolaylaştırmak için kullanılabilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
82. Psoriasis hastalarında psoriatik artrit için yeni bir tarama aracı: TurPAS.
- Author
-
Ayan, Gizem, Hatemi, Gülen, Can, Gerçek, Bektaş, Murat, Özdede, Ayşe, Akdoğan, Neslihan, Armağan, Başak Yalıcı, Solak, Eda Öksüm, Yazıcı, Serkan, Adışen, Esra Özsoy, Atakan, Nilgün, Başkan, Emel Bülbül, Borlu, Murat, Engin, Burhan, Hamuryudan, Vedat, İnanç, Murat, Kiraz, Sedat, Önen, Fatoş, Uğurlu, Serdal, and Yaylı, Savaş
- Abstract
Amaç: Psoriasisli hastalarda PsA taraması için değişken performansa sahip çeşitli araçlar geliştirilmiştir. PsA için optimal bir tarama aracı hala karşılanmamış bir ihtiyaçtır. Bu çalışma ile ilgili farklı tutulum tiplerini tespit edebilecek Türkçe yeni bir tarama aracı geliştirmeyi amaçladık. Yöntem: On bir romatolog/on dermatologdan oluşan bir çekirdek grup belirlendi ve PubMed'de 15 Ağustos 2020'ye kadar "psoriatik artrit" anahtar kelimesi kullanılarak sistematik bir literatür taraması yapıldı. İnceleme, PEST, PASE, EARP, STRIPP, SIPAS, SIPAT, TOPAS-II, GEPARD, PASQ, CONTEST, Roman, kısa ve basit tarama anketi adlı araçları ortaya çıkardı. Bu araçların her bir parçası Delphi setine dahil edildi. Delphi'nin 3 turundan sonra, yeni bir dizi tarama sorusu geliştirildi. Bulgular: Delphi'nin ilk turu için eklem, daktilit, entezit, omurga, deri-tırnak bölgelerinin yanı sıra sabah tutukluğu, işlev, tedavi ve diğerleri ile ilgili sorular da dahil olmak üzere toplam 85 soru soruldu. İlk tura katılan on yedi uzman (çekirdek gruptan 9 dermatolog/8 romatolog) ve on beş hasta (kadın/erkek= 9/6), ortalama (SS) yaşı 39,3 (10,9), tutulum tipleri periferik (%73,4), aksiyel (%40), enteseal (%33,4) ve daktilit %14) Delfi sorularını yanıtladı. Bu ilk değerlendirme sonucunda 85 sorudan 44'ü seçilerek ikinci tura taşındı. Bu sorular romatoloji ve dermatoloji dernekleri aracılığıyla üyelere iletildi. İkinci turda toplam 85 romatoloji uzmanı ve 48 dermatoloji uzmanı soruları yanıtladı. İkinci turda soru sayısı 44'ten 22'ye düşürüldü. İlk çekirdek grup içinde ikinci tur sonunda belirlenen 22 soruyu tartışmak için bir uzlaşma toplantısı yapıldı. Her soru tek tek ele alındı, bazı sorular birleştirilerek gerekirse Türkçeye uyarlandı ve soru setine son şekli verildi. Anketin son hali 6 sorudan oluşmaktadır (Tablo). Sonuç: Türkçe olarak psoriatik hastalıkta farklı tutulum alanlarını hedefleyen yeni bir tarama aracı geliştirildi. Taramada kültürel farklılıklar önemli bir rol oynamakla birlikte, Türkçe olarak geliştirilen ilk aracın klinik uygulama ve araştırma ortamlarında yardımcı olacağına inanıyoruz. Geniş bir psoriatik hasta kohortunda geçerliliğini ve güvenilirliğini anlamak için daha fazla değerlendirme yapılacaktır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
83. Erişkin başlangıçlı ve çocukluk çağı başlangıçlı sistemik lupus eritematozus hastalarında nöropsikiyatrik tutulumların karşılaştırılması.
- Author
-
Yardımcı, Gözde Kübra, Ayan, Gizem, Şener, Seher, Taghiyeva, Arzu, Özen, Nazire Pınar Acar, Öncel, İbrahim Halil, Batu, Ezgi Deniz, Kılıç, Levent, Tuncer, Aslı, Göçmen, Rahşan, Oğuz, Kader Karlı, Bilginer, Yelda, Kalyoncu, Umut, Özen, Seza, and Bilgen, Şule Apraş
- Abstract
Amaç: Nöropsikiyatrik SLE (NPSLE) hastalığın inatçı tutulumlarından biridir, hastaların yaşam kalitesinde ciddi bozulmaya yol açmaktadır ve önemli bir mortalite nedenidir. Sistemik lupus eritematozusta klinik özellikleri ve hastalık seyri erişkin ile çocukluk çağı başlangıçlı SLE hastalarında farklı olabilmektedir. Bu çalışmada erişkin ve çocukluk çağı başlangıçlı SLE hastalarında NPSLE sıklığını ve tutulum çeşitlerini değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem: Çalışmaya, Ocak 2015-Ocak 2021 tarihleri arasında merkezimizde takip edilmiş olan SLE hastaları dahil edildi. Bu çalışmada ACR tarafından tanımlanan 19 NP sendrom dışında, posterior reversibl ensefalopati sendromu, optik nörit, serebral sinüs trombozu, ince lif nöropatisi ve psödotümör serebri de NPSLE olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 1062 erişkin (K/E:6,2) ve 161 çocukluk çağı başlangıçlı (K/E:4,8) SLE hastasının ortanca takip süresi 12,5 (7,0-18,9) yıldı. Çocukluk çağı başlangıçlı 29 (%18,0) erişkin başlangıçlı 191 (%9,5) hastada NPSLE saptandı (p=0,002) (Tablo 1). Tanı anında, erişkin başlangıçlı hastaların %64,6'sında, çocukluk çağı başlangıçlı hastaların %72,4'ünde NP belirtiler mevcuttu. Her iki gruptaki hastaların yaklaşık üçte birinde ise, takip sırasında NP belirtiler izlenmişti. NPSLE tanısı aldıkları dönemde erişkin başlangıçlı hastalarının %60,4'ünde ve çocukluk çağı başlangıçlı hastaların %86,2'sinde nörolojik tutulum dışında başka bir organ tutulumu mevcuttu ve çocukluk çağı başlangıçlı hastalarda hastalık aktivitesi daha yüksekti (SLEDAI 17'ye karşılık 14, p=0,036). Pediyatrik hastaların hepsi ve erişkin hastaların yarısı pulse kortikosteroid tedavisi almıştı, sonrasında siklofosfamid her iki grupta en sık tercih edilen tedavi ajanıydı (sırasıyla %76 ve %37). Serebral trombozu olan tüm hastalara ayrıca antiagregan/antikoagülasyon tedavisi başlanmıştı. Erişkin ve çocukluk çağı başlangıçlı hastalarda sırasıyla medyan 8,7 (4,5-13,7) ve 6,6 (3,3-11,0) yıl takip sonrasında, SLICC-hasar skoru her iki grupta da benzer olup, medyan 2 idi. Bu takip süresinde erişkin hastalarda 13 hastada (%12,8) mortalite izlenirken, diğer grupta kaybedilen hasta yoktu. Sonuç: Nöropsikiyatrik tutulum çocukluk çağı başlangıçlı SLE hastalarında, erişkinlere göre daha sık görülmüştür ve hastalık tutulumları her iki grup arasında önemli ölçüde farklılık göstermiştir. Çocukluk çağı başlangıçlı hastalarda tanı anında hastalık aktivitesi daha şiddetli olmakla birlikte, takipte kalıcı organ hasarı her iki grupta benzerdi. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
84. Psoriatik artrit hastalarında beslenme tarzının etkileri: Diyet asit yükü.
- Author
-
Öteleş, Sümeyra, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Bilgiç, Pelin, Ünal, Edibe, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Diyet bileşimi asit veya baz öncüleri sağlayarak kan asitbaz dengesini etkilediği uzun zamandır bilinmektedir. Artan diyet asit yükü metabolik asidoza neden olarak enflamasyonu tetiklemektedir. Bu çalışmada PsA hastalarında diyet asit yükü ile hastalık aktivite skorları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma, CASPAR (The Classification Criteria for Psoriatic Arthritis) kriterlerine göre PsA tanısı almış 20-65 yaş arası obez/hafif şişman 58 hasta ile yürütüldü. Diyet alımı, 2 ardışık gün 24 saatlik geriye dönük besin tüketim kaydı ile değerlendirildi. Diyet asit yükü (DAL), PRAL (potansiyel renal asit yükü) ve NEAP (net endojen asit üretimi) skorları hesaplanarak belirlendi ve skorların medyan değerlerine göre "düşük" ve "yüksek" gruplarına ayrıldı. Hastaların hastalık aktivite değerlendirmeleri, antropometrik ölçümleri, diyet alımları ve kan parametreleri kaydedildi ve PRAL-NEAP grupları arasında karşılaştırıldı. Hastalık aktivite skorları ile PRAL-NEAP skorları arasındaki ilişkinin yönünü ve gücünü belirlemede korelasyon analizleri ve ilişkinin etki düzeyini saptamak için karıştırıcı faktörlere göre düzeltilmiş modellerde çoklu lineer regresyon kullanıldı. Bulgular: Yüksek NEAP ve PRAL gruplarındaki hastaların düşük gruplara kıyasla daha yüksek hastalık aktivite skorlarına sahip olduğu gözlendi (p<0,05). Diyet asit yükü skorlarıile DAPSA (PRAL, r=0,559, NEAP, r=0,543, p<0,001), HAQ (PRAL, r=0,378, NEAP, r=0,381, p=0,003) ve PSAID-12 (PRAL, r=0,303, p=0,021, NEAP, r=0,307, p=0,019) skorları arasında anlamlı pozitif bir ilişki saptandı. Ayrıca yaş, cinsiyet, sigara ve BKİ'ye göre düzeltilmiş lineer regresyon modelinde PRAL ve NEAP skorundaki 1 mEq artış DAPSA skorunda sırasıyla 0,506 birim ve 0,486 birim artırdı. Sonuç: Bu çalışma PsA ve diyet asit yükü ilişkisini değerlendiren ilk çalışmadır. Sonuçlarımız, PRAL ve NEAP skorları arttıkça hastalık aktivite skorlarının arttığını gösterdi. PsA tedavisinde semptomları en aza indirmek veya remisyona ulaşmak için tıbbi tedavi ile birlikte sağlıklı bir yaşam tarzı önerilmektedir. PsA hastalarını artmış diyet asit yükünden korumak için meyve ve sebzelerden yüksek, hayvansal besinlerden ve tuzdan azaltılmış diyetler önerilebilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
85. Obez/hafif şişman psoriatik artrit hastalarında yaşam tarzı değişikliğinin etkileri: Randomize kontrollü çalışma.
- Author
-
Öteleş, Sümeyra, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Bilgiç, Pelin, Ünal, Edibe, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Artan vücut ağırlığının hastalık aktivitesini artırdığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü bilinmektedir. Obez bireylerde psoriatik artrit (PsA) prevalansının yüksek olması obezite-PsA ilişkisini desteklemektedir. Bu çalışma obez/hafif şişman PsA hastalarında diyet ve biyopsikososyal egzersiz müdahalesinin PsA semptomlarına etkilerini belirlemeyi amaçlamıştır. Yöntem: Bu çalışma, CASPAR (The Classification Criteria for Psoriatic Arthritis) kriterlerine göre PsA tanısı almış 20-65 yaş arası obez/hafif şişman hastalar ile yapıldı. Kayıtlı toplam 70 hastadan 48'i çalışmayı tamamladı. Hastalar diyet + BETY (n=11), diyet (n=19) ve kontrol (n=18) gruplarında 12 hafta boyunca takip edildi. Diyet grubundaki hastalara diyet programı verilirken, diyet+BETY grubuna biyopsikososyal yaklaşımlı egzersiz (BETY) programı ile birlikte diyet programı uygulandı. Katılımcıların hastalık aktivitesi değerlendirmeleri, antropometrik ölçümleri, Psoriatic Arthritis Impact of Disease (PsAID)-12, Sağlık Değerlendirme Anketi (HAQ), Psoriatik Artrit Yaşam Kalitesi Anketi (PsAQoL) ve Bilişsel Egzersiz Terapi Yaklaşımı-Biyopsikososyal Anket (BETYBQ) skorları çalışmanın başında ve sonunda kayıt altına alınmış ve karşılaştırılmıştır. Bulgular: Vücut ağırlığı diyet+BETY (-6,6±2,6 kg) ve diyet (-6,2±1,3 kg) gruplarında başlangıca göre azalmıştır (p<0,05). On iki hafta sonunda DAPSA skoru müdahale gruplarında anlamlı şekilde azalırken (diyet+BETY: -10,7±8,1, p<0,001; diyet: -7,6±6,7, p<0,001), kontrol grubunda (-0,77±8,1, p>0,05) anlamlı bir fark gözlenmemiştir. PsA ile ilişkili skorlardaki toplam değişim diyet ve diyet + BETY gruplarında benzer bulunmuştur. Müdahale türünden bağımsız olarak, ≥%5 kilo kaybı yaşayanların DAPSA, HAQ, PSAID-12 ve VAS-ağrı skorlarında daha fazla iyileşme gözlenmiştir (p<0,05). Ayrıca yaş, cinsiyet ve sigaraya göre düzeltilmiş lineer regresyon modelinde BKİ'de 1 kg/m2'lik bir azalma DAPSA skorunu 0,465 birim, PSAID-12 skorunu 0,474 birim ve HAQ skorunu 0,523 birim azalttığı görülmüştür. Sonuç: Diyet ve biyopsikososyal egzersiz yaklaşımı tek başına veya birlikte PsA semptomlarını iyileştirmiştir. Obez PsA hastalarına yönelik multidisipliner ağırlık kaybı programlarının düzenlenmesi hastalığın yönetimini iyileştirecektir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
86. bDMARD kullanan PsA hastalarında dislipidemi sıklığı ve tedavi oranları.
- Author
-
Gezerer, Nilüfer Ecem, Ayan, Gizem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Dislipidemi, psoriatik artrit (PsA) hastalarında görülen komorbiditeler arasında önde gelen, tedavi edilebilir-düzeltilebilir bir faktördür. Uluslararası PsA tedavi rehberleri, lipit düşürücü tedavinin romatologlar tarafından uluslarası/ulusal dislipidemi kılavuzlarında belirtilen doğrultuda yapılmasını önermiştir. Biz de bu çalışmada bDMARD kullanan PsA hastalarında dislipidemi sıklığını ve hiperlipidemi tedavi oranlarını belirlemeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Ajan Veri tabanına (HUR-BİO) 2021 yılına kadar kaydedilmiş 520 PsA hastası dahil edildi. Tüm hastalarda PsA tanısı romatologlar tarafından konuldu. PsA tanı anındaki, bDMARD başlangıcındaki ve son vizitteki lipid profilleri kaydedildi. Total kolesterol (TK), trigliserit (TG), HDL-kolesterol (HDL-K) ve LDL-kolesterol (LDL-K) değerleri Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Kılavuzu'na göre optimal, sınırda yüksek ve yüksek olarak gruplandırıldı. Bulgular: Yüz elli dokuz (%30,6) hastanın lipid profili tanıda, 161 (%30,9) hastanın bDMARD başlangıcında, 203 (%39,0) hastanın da son vizitte bilinmekteydi. Tanı ile bDMARD başlangıcı arasındaki süre ortalama 2,8 yıl; bDMARD başlangıcı ve son vizit arasındaki süre ise ortalama 3,7 yıldı. Buna göre TK yüksekliği, sınırda TG yüksekliği ve LDL-K yüksekliğinin zaman içerisinde artış gösterdi. PsA tanı anında, bDMARD başlangıcında ve son vizitteki değerler sırasıyla şu şekildeydi: TK yüksekliği (%14,3, %17,1 ve %28,0), sınırda TG yüksekliği (%20,4, %27,7 ve %40,5) ve LDL-K yüksekliği (%17,0, %24,0 ve %27,9). HDL-K düşüklüğü izlem sürecinde erkeklerde bir miktar düzelmişti (%33,3, %29,4 ve %23,1) fakat kadınlarda belirgin değişim göstermedi. Son vizitte lipit değerleri bilinen hastaların %8,4'ünün LDL-K >190 mg/dL olduğu görülmesine rağmen lipit düşürücü tedavi kullanımının %4,5 ile sınırlı olduğu görüldü. Sonuç: PsA hastalarında kardiyovasküler komorbiditeler arasında en önemli değiştirilebilir risk faktörlerinden biri dislipidemidir. Ancak günlük pratikte art-ihiperlipidemik ilaç kullanım oranları önemli ölçüde düşüktür. Tüm önerilerde komorbiditelerin yönetimi vurgulansa da gerçek hayatta bu konuda daha çok yol alınması gerekmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
87. Hiperürisemi, bDMARD kullanan erkek psoriatik artrit hastalarda önemli bir sorundur.
- Author
-
Gezerer, Nilüfer Ecem, Ayan, Gizem, Bilgin, Emre, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Psoriasis ve psoriatik artrit (PsA) hastalarında hücre döngüsünün artması nedeniyle ürik asit yüksekliğinin görüldüğü bilinmektedir. Bu çalışmada da cinsiyetler arası hiperürisemi farklılığının ve takip sırasında ürik asit düzeylerinin değişiminin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Ajan Veri Tabanına (HUR-BİO) 2021 yılına kadar kaydedilmiş 520 PsA hastası dahil edildi. Tüm hastalarda PsA tanısı takip eden romatolog tarafından konuldu. Hastaların tanı anındaki, bDMARD başlangıcındaki ve son vizitteki ürik asit değerleri kaydedildi. Bulgular: Hastaların %69'u kadındı ve bDMARD başlangıcında ortalama yaş 42,35 (±12,6) ve ortalama PsA süresi 3,2 (±5,1) yıldı. Tanı anında 224, bDMARD başlangıcında 261, takipler ve son vizit sırasında 428 hastanın ürik asit değerleri bilinmekteydi. Buna göre erkeklerin her üç dönemde de ürik asit ortalama değerleri kadınlarınkine göre yüksekti. Başlanan bDMARD'ler adalimumab (n=126, %48,2), etanercept (n=41, %15,7), infliksimab (n=38, %14,5), sertolizumab (n=34, %13), golimumab (n=16, %6,1), diğer (n=6, %2,3) idi. Ürik asitin farklı sınır değerlere göre yüksekliği tabloda gösterilmiştir. Buna göre ürik asit üst sınırı 6 mg/dL olarak kabul edildiğinde erkek PsA hastalarının hayatlarının bir döneminde ürik asit yüksekliğinin kadın hastalara göre belirgin yüksek olduğu görüldü (%55,8 karşı %19,7, p<0,001). Dikkat çeken başka bir sonuç ise erkek hastaların yaklaşık %10'unda hayatlarının bir döneminde kan ürik asit değeri 8 mg/dL olarak saptanmış olmasıdır. Sonuç: Hiperürisemi prevalansı genel popülasyonda %20 civarındadır. Bununla birlikte, daha önce diğer değerlendirmelerde belirtildiği gibi, bu çalışmada PsA hastalarında hiperürisemi oranlarının oldukça yüksek olduğu ve hiperüriseminin erkek hastalarda daha belirgin olduğu gösterildi. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
88. Psoriatik artrit hastalarında bDMARD öncesi ve sonrası vücut kitle indeksi değişimi.
- Author
-
Gezerer, Nilüfer Ecem, Ayan, Gizem, Yardımcı, Gözde Kübra, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Farisoğulları, Bayram, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Obezite, psoriatik artrit (PsA) hastalarında önemli bir komorbiditedir. PsA hastalarında biyolojik DMARD (bDMARD) kullanımının vücut kitle indeksine (VKİ) etkisinin ne olduğu önemli bir klinik sorudur. Bu nedenle biz de bu çalışmada bDMARD kullanımının VKİ üzerine etkilerini incelemeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmaya Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Ajan Veri Tabanına (HUR-BİO) 2021 yılına kadar kaydedilmiş 520 PsA hastası dahil edildi. Tüm hastalarda PsA tanısı romatologlar tarafından konuldu. Hastaların bDMARD başlangıcından önce ve izlem süresince kaydedilmiş VKİ değerlerindeki değişimler incelendi. Hastalar VKİ değerlerinin 30 kg/m2 ve üzeri olmasına göre gruplandırıldı. Bulgular: bDMARD başlangıcında 497 hastanın VKİ değeri biliniyordu. Hastaların %69'u kadındı ve bDMARD başlangıcında ortalama yaş 42,3'tü (±12,2). Ortalama PsA süresi 2,8 (±5,2) yıldı. Başlanan bDMARD'ler adalimumab (n=247, %49,7), etanercept (n=78, %15,7), infliksimab (n=75, %15,1), sertolizumab (n=46, %9,2), golimumab (n=333, 6,6) diğer (n=17, %3,4) idi. bDMARD başlangıcında ortalama VKİ 29,2 (±5,8), ortanca VKİ 28,6 (min: 16,4-maks: 49,8) olarak hesaplandı. VKİ <25, 25-30, 30-35, 35-40 ve >40 olan hastaların sıklığı sırası ile %23,3, %35,7, %24,9, %11,7 ve %3,4'tü. bDMARD başlangıcında kadınlar erkeklere göre bir miktar daha kiloluydu [29,6 (±6,1) karşı 28,3 (±4,9), p=0,021] ve obezite (VKİ ≥30 kg/m2) kadınlarda daha sıktı (%43,4 karşı %29,8, p=0,004). 367/497 (%73,8) hastanın takibinde VKİ'de değişiklik olduğu biliniyordu. Takip süresi ortalama 44,8 ay (±40,6) ay olarak hesaplandı. bDMARD başlangıcında ve son vizitte ortalama VKİ değerinde değişiklik olmadığı görüldü [sırasıyla 29,2 (±5,8) karşı 29,3 (±6,6)]. bDMARD'ye başlamadan önce VKİ 30'un altında olan hastaların 17'sinin (%7,6) son VKİ 30'un üzerindeydi. Başlangıç VKİ 30'un üzerinde olan 143 hastanın ise 8'inin (%5,6) son ziyarette VKİ 30'un altındaydı. Sonuç: bDMARD kullanan PsA hastaları yaklaşık 3,5 yıl takip edildiklerinde ortalama VKİ değerlerinde anlamlı bir değişiklik gözlenmedi. Tedavi öncesinde VKİ 30'un altında olan hastaların %7,6'sının VKİ takipte 30'un üzerindeydi. Bu nedenle PsA hastalarında her vizitte vücut ağırlığı daha dikkatli sorgulanmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
89. Psoriatik artritli hastalarda lateral ve AP radyografileri farklı bir süreci mi temsil ediyor?
- Author
-
Ayan, Gizem, Sadıç, Abdurrahman, Kılıç, Levent, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: B u çalışmanın amacı, lomber AP radyografilerinin PsA hastalarında sindesmofitlerin değerlendirilmesine ek bir katkısının olup olmadığını belirlemektir. Yöntem: bDMARD tedavisi alan 274 PsA hastasının lomber lateral radyografileri (n=182) ve AP (n=144) radyografileri değerlendirildi. Lateral lomber radyografilerde her lomber vertebra ünitesi T12 alt ve S1 üst uç arasında değerlendirildi. AP grafilerde, L1-L5 arasındaki alanlar, sağ-sol, üst ve alt vertebra birimleri olarak değerlendirildi. Sindesmofitler şu şekilde sınıflandırıldı; köşe ve/veya marjinal olmayan sindesmofitler ve köprü oluşturan sindesmofitler. Bulgular: Yüz seksen iki hastanın lomber radyografileri çekildiği sırada ortalama (SS) yaşı 44,9 (12,7) yıl ve ortalama (SS) PsA süresi 4,8 (6,1) yıl idi. Kadınların oranı ise %70,3 saptandı. Lateral lomber grafiler değerlendirildiğinde 42/182 (%23,1) hastada en az bir sindesmofit saptandı. Bu 42 hastada 41'i köprü, 39'u köşe sindesmofit olmak üzere toplam 80 sindesmofit vardı. Sindesmofitlerin dağılımı tabloda gösterilmiştir. Lomber lateral grafide en az bir sindesmofit saptanan hastalarda ortalama sindesmofit sayısı 80/42'dir (1,9). En az bir sindesmofiti olan hastalarda, 14/42 (%33,3) hastada lateral radyografilerde görülmeyen ancak AP röntgeninde ek sindesmofitler görüldü. Dağılımları şu şekildedir: L1 (4 hasta), L2 (3 hasta), L3 (2 hasta), L4 (6 hasta) ve L5 (1 hasta). Ayrıca lomber AP grafisinde 11 köşe sindesmofit ve 5 köprü sindesmofit saptandı. Lomber ve AP grafileri birlikte değerlendirildiğinde 44/182 (%24,2) hastada en az bir sindesmofit saptandı. Lomber lateral ve AP grafileri birlikte değerlendirildiğinde sindesmofitli 44 hastada 46 köprü ve 50 köşe sindesmofit olmak üzere 96 sindesmofit saptandı. Ortalama sindesmofit sayısı 44 hastada 96 (hasta başına 2,2) idi. Sonuç: AP radyografiler, konvansiyonel radyografi skorlarında dikkate alınmamaktadır. PsA hastalarının lateral radyografilerinde yaklaşık dörtte birinde sindesmofitler bulunur ve ortalama sindesmofit sayısı yaklaşık 2'dir. En az bir sindesmofiti olan hastaların sindesmofit olan hasta sayısında anlamlı bir değişikliğe neden olmamakla birlikte, PsA hastalarında AP radyografilerinin kullanılmasının toplam skorda artışa neden olabileceği akılda tutulmalıdır. PsA ve SpA hastaları arasında fark olup olmadığı ileriki çalışmalarda araştırılmalıdır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
90. Psöriasis hastalarında psoriatik artrit sıklığı beklenenden daha yüksek olabilir mi?
- Author
-
Germe, Şerife Asya, Ayan, Gizem, Kalyoncu, Umut, Doğan, Sibel, and Armağan, Başak Yalıcı
- Abstract
Amaç: Dermatoloji merkezlerinde takip edilen psöriasis hastalarında olası/kesin psoriatik artrit (PsA) sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Psöriasis tanısıyla takip edilen 100 hasta romatoloji bölümünce değerlendirilmiştir. Hastalar eklem tutulum öyküleri, entezit, daktilit, aksiyal tutulum varlığı açısından sorgulanmış; muayeneleri yapılmıştır. Tüm hastaların el, ayak, pelvis, lumbar, servikal grafileri değerlendirilmiştir. Klinik ve/veya radyografik şüphede kalınır ise periferik eklem ultrasonografik incelemeleri, sakroiliak/omurga manyetik rezonans görüntülemeleri yapılmıştır. PsA tanısı klinisyene göre konulmuş, CASPAR kriterleri kaydedilmiştir. Bulgular: 1. Yüz PsO'nun (%48 erkek) ortalama yaşları 44,1 (12,5), PsO hastalık süresi 15,8 (10,6) yıldır. Hastaların %64'ü bir dönem bDMARD kullanmıştır. 2. Yüz PsO'nun 25'inde (%36 erkek) önceden klinisyene göre PsA tanısı vardı, 21/25 (%84) hasta CASPAR kriterlerini karşılıyordu. Ortalama PsA tanı yaşı 40,8 (12,3), hastalık süresi 6,6 (5,6) yıldır. 23/25'inde periferik eklem, ikisinde sadece aksiyel tutulum vardı. Tanısı bilinenlerin 11/25'inde (%44) aksiyel tutulum bulunmaktadır. 3. Önceden PsA tanısı olmayan 75 hastanın 25'inde (11'inde kesin, 14'ünde olası) PsA lehine bulgular mevcuttur. Yeni kesin 11 PsA'nın hepsinde aksiyal, ikisinde periferik tutulum mevcuttur. 6/11'inde MR'da sakroiliit, 1/11'inde spondilit; 4/11'inde konvansiyonel grafide sindesmofit ve/veya mNY'a göre sakroiliit vardır. 4. Klinisyene göre olası PsA tanısı olan 4/14'ünde radyografik aksiyal tutulum (üçünde omurga, birisinde sakroiliak) varken aksiyel semptom yoktur. Periferik eklem tutulumu klinik bulgusu olmayan 10 hastanın X-ray ve/veya US'de PsA lehine bulguları vardı (X-ray; 3 jukstaartiküler yeni kemik formasyonu, 4 periostit, 6 erozyon, 3 entezofit, US; 6 sinovit, 2 erozyon, 2 entezofit). 5. Klinisyene göre tüm PsO hastalarının %36'sında kesin PsA, %14'ünde olası PsA mevcuttur [14/50 (%28) sadece aksiyel, 22/50 (%44) sadece periferal, 14/50 (%28 aksiyel + periferal)]. CASPAR kriterlerini hastaların %32'si karşılamaktadır. Sonuç: Tersiyer dermatoloji merkezinde takip edilen 2/3'ü bDMARD kullanan PsO hastalarının üçte birinde kesin, yarısında kesin/olası PsA bulunmaktadır. Hastaların dörtte birinde önceden PsA varken, sistematik yönlendirmeyle bir o kadar daha gözden kaçan hasta saptanmıştır. Literatüre göre oldukça yüksek olası/kesin PsA oranları ağır hastalıkla açıklanabilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
91. Sitokin Salınım testi kullanılarak periferik T-yardımcı hücre profiline göre biyolojik tedavi karar algoritması: Pilot çalışma.
- Author
-
Ayan, Gizem, Gökşen, Sibel, Bilgin, Emre, Çağrı Bölek, Ertuğrul, Esendağlı, Güneş, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Güncel çalışmalar, periferik T-hücre profili bilgisinin, psoriatik artritte (PsA) tedavi kararında yardımcı olabileceğini ileri sürmüştür. Bu çalışma, sitokin salgılama tahlili ile T-hücre fenotipini kullanarak bir tedavi karar algoritması geliştirmeyi amaçlamıştır. Yöntem: Yeni PsA tanısı konan, CASPAR kriterlerini dolduran, ilgili tedavi kolu olan csDMARD ya da bDMARD naif on dokuz hasta (n=8 csDMARD, n=11 bDMARD başlanması planlanan) etik kurul onayı alındıktan sonra çalışmaya dahil edildi. Demografik, klinik parametreler ve kan toplandı. Tüm hastaların kan örneklerinden anti-insan-CD3, CD4 ve CD8 belirteçleri ve sitokin salgılama testi (IFN-ɣ, TNF-a, IL-22 ve IL-17) kullanılarak immünofenotip analizi yapıldı. Algoritma, tüm hastaların sonuçları kullanılarak geliştirildi; CD4+ ve CD8+ hücrelerine özgü IFN-ɣ, TNF-a, IL-22 ve IL-17 sitokinleri medyan değerleri hesaplandı. İlk adımda, CD4+ TNF-a/IFN-ɣ medyanların oranı belirlendi ve ardından CD8+ TNF-a/IFN-ɣ medyanların oranı hesaplandı. Üçüncü adım olarak CD4+ IL-22 ve IL-17 için medyanlar belirlendi. Tüm oranlar ve değerler kesim noktası olarak alındı ve bir algoritma geliştirildi. Bulgular: bDMARD tedavisine başlanan hastalar, kadın, %72,8, ortalama (SS) yaş, 45,2 (14,5) olup periferik eklem tutulumu (%100), entezit (%72,8), deri tutulumu (%90,9), tırnak tutulumu (%63,6) ve aksiyel hastalık (%9,1) tutulumlarına sahipti. csDMARD tedavisine başlanan hastalar, kadın, %62,5, ortalama (SS) yaş, 45,6 (12,1) idi ve periferik eklem tutulumu (%100), entezit (%18,2), deri tutulumu (%87,5), tırnak tutulumu (%37,5) olarak saptandı. bDMARD grubu için ilk tedavi kararı 10 hastada anti-TNF ajan ve 1 hastada IL12/23 inhibitörü idi. Belirli sitokinlerin medyan yüzdeleri kullanılarak bir algoritma geliştirildi (Şekil 1). Algoritma bDMARD kohortuna uygulandığında tedavi kararı, anti-TNF, n=5; IL-17 inhibitörü, n=5 ve 1 IL-12/23 inhibitörü, n=1 olarak değişeceği saptandı. Sonuç: Yeni algoritma, yalnızca hücresel profili analiz eden önceki değerlendirmelere kıyasla hücrelerin kesin davranışını göstermede daha kesin olan T-hücresi sitokin salgılama testi kullanılarak geliştirildi. Bu algoritmayı kullanmanın farklı PsA alt fenotiplerindeki sonuçlar üzerindeki etkisini değerlendirmek için daha ileri randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç vardır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
92. Sistemik skleroz, ankilozan spondilit ve sistemik lupus eritematozus tanılı bireylerin ağrı ve duygudurum etkilenimlerinin karşılaştırılması.
- Author
-
Tüfekçi, Muhammet Orkun, Buran, Sinan, Demirtekin, Merve Durmuş, Ayan, Gizem, Ekici, Mustafa, Akdoğan, Ali, Bilgen, Şule Apraş, Ünal, Edibe, and Kiraz, Sedat
- Abstract
Amaç: Sistemik skleroz (SSc), ankilozan spondilit (AS), sistemik lupus eritematozus (SLE) kronik, enflamatuvar özellikleriyle çoklu sistem tutulumu ile seyreden romatolojik hastalıklardır. Bu hastalıklara sahip bireylerde sıklıkla ağrı ve duygu durum değişimleri görülmektedir. Çalışmanın amacı SSc, AS ve SLE tanılı bireylerin ağrı ve duygu-durum etkilenimlerinin karşılaştırılmasıdır. Yöntem: Çalışmaya SSc, AS ve SLE tanılı bireyler dahil edilerek demografik bilgileri kaydedildi. Bireylerin "Bilişsel Egzersiz Terapi Yaklaşımı-Biyopsikososyal Ölçeği (BETY-BQ)" ile ağrı ve duygu durum skorları incelendi. Gruplar arası karşılaştırmalar "Kruskal-Wallis H" testi ile analiz edildi. Değişkenlerin ikili karşılaştırılmaları post hock test olan "Mann-Whitney U" testi ile yapıldı. Grup içi ve gruplar arası korelasyon analizinde "Pearson Korelasyon Testi" ve "Spearman Korelasyon Testi" kullanıldı. Bulgular: Çalışmada 48 SSc'li (44 kadın; 4 erkek) 58 AS'li (17 kadın; 41 erkek) 54 SLE'li (49 kadın; 5 erkek) toplam 160 birey değerlendirildi. Bireylerin demografik özellikleri incelendiğinde her grubun yaşları benzerken (p>0,05), AS'li bireylerle diğer gruplar arası boy, kilo ve cinsiyet dağılımlarında fark görüldü (p<0,05). Gruplar arası BETY-BQ ağrı skorlarında (SSc: 10; AS: 9; SLE: 12) istatistiksel anlamlı fark görülmezken (p=0,072); duygu-durum skorları (SSc: 15,50; AS: 10; SLE: 20) arasında anlamlı fark bulundu (p<0,001). Gruplar arası ağrı ve duygudurum karşılaştırmalarında SSc-SLE (p=0,170; p=0,446) arası fark saptanmazken; AS-SLE (p=0,023; p<0,001) arası her iki skorda da anlamlı fark bulundu. SSc-AS (p=0,42; p=0,036) arasında ise sadece duygu-durum skorunda fark görüldü. SSc'li, AS'li ve SLE'li bireylerde grup içi (sırasıyla r=0,758, r=0,705, r=0,640, p<0,001) ve gruplar arasında (r=0,708, p<0,001) korelasyon analizinde yüksek düzeyde pozitif yönde anlamlı ilişki bulundu (Tablo 1). Sonuç: Her üç hastalık grubunda bireylerin ağrı ve duygudurumlarının birbirinden etkilendiği görüldü. AS'li bireylerin duygu-durumları SSc ve SLE tanılı bireylere göre daha az etkilenim gösterdi. AS'li bireylerde erkek katılımcı oranının daha fazla olmasının bu durumu etkilemiş olabileceği düşünüldü. Çalışmanın sonuçları, bu hastalıklarda ağrı ve duygu durum ilişkisinin, diğer değerlendirmelerin yanı sıra dikkatle ele alınması gerekliliği yönünde yorumlandı. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
93. Aksiyal spondiloartritli kişilerde ilerlemiş spinal tutulumu predikte eden faktörler: Gerçek yaşam verileri.
- Author
-
Farisoğulları, Bayram, Yardımcı, Gözde Kübra, Bilgin, Emre, Sarıyıldız, Emine, Özsoy, Zehra, Ayan, Gizem, Uzun, Güllü Sandal, Ekici, Mustafa, Ünaldı, Erdinç, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Kalyoncu, Umut, and Ertenli, İhsan
- Abstract
Amaç: Hacettepe Üniversitesi Romatoloji Biyolojik veri tabanında (HUR-BIO)ilerlemiş spinal tutulum (bambu omurgası/ileri spinal ankiloz ve sadece bambu omurga) gelişimi ile ilişkili faktörleri belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: HUR-BIO, biyolojik hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaç (bDMARD) tedavileri ile ilişkili verilerin kaydedildiği prospektif, tek merkezli bir veri tabanıdır. HURBIO'da bDMARD tedavisi gören 770 aksSpA hastası, hem lomber hem de servikal lateral radyografilere sahipti ve çalışmaya dahil edildi. Bambu omurga, lomber ve servikal omurgaların tam bir füzyonu ile birlikte BASRI-omurga (Bath Ankylosing Spondylitis Radiology Index-Spine) indeksinde grade 4 olarak tanımlandı. İleri spinal ankiloz, bambu omurga olmadan lomber ve/veya servikal omurgada en az iki komşu vertebrada intervertebral köprüleşme ve/veya füzyon varlığı olarak tanımlandı. Bambu omurga/ileri omurga hastalığı ve sadece bambu omurga ile ilişkili öngörücüleri belirlemek için değişkenler grubu çok değişkenli (multivariable) lojistik regresyon ile analiz edildi. Bulgular: Çalışmada ileri spinal ankilozlu 99 hasta ve bambu omurgalı 78 hasta vardı. İleri yaş (OO 1,12; %95 GA 1,07-1,17), erkek cinsiyet (OO 4,26; %95 GA 1,75-10,41), tanı gecikmesinin ≥24 ay olması (OO 2,7; %95 GA 1,27-5,74), obezite (OO 4,03; %95 GA 1,53-10,64), kalça tutulumu (OO 4,94; %95 GA 1,94-12,6), sigara ≥10 paket/yıl (OO 2,28; %95 GA 1,05-5,2) bambu omurgası/ileri spinal ankiloz ile anlamlı olarak ilişkili faktörlerdi. Benzer şekilde ileri yaş (OO 1,17; %95 GA 1,09-1,30), erkek cinsiyet (OO 8,31; %95 GA 2,09-33,1), obezite (OO 5,15; %95 GA 1,25-21,27), kalça tutulumu (OO 4,74; %95 GA 1,32-16,96) ve sigara ≥10 paket/yıl (OO 3,19; %95 GA 1,03-9,89), sadece bambu omurgası gelişimi ile istatistiksel olarak anlamlılık gösteren prediktörlerdi (Tablo). Sonuç: İlerlemiş spinal ankiloz ve bambu omurga gelişiminin öngörücülerine ilişkin veriler çok sınırlıdır. Bu çalışmada ileri yaş, erkek cinsiyet, tanıda gecikme, obezite, kalça tutulumu ve sigara kullanımının aksSpA'da ilerlemiş spinal tutulumu öngören faktörler olduğunu gösterdik. Bu sonuçlar, aksSpA'da ileri spinal tutulumun önlenmesine yardımcı olmak için hastalar ve sağlık profesyonellerine yol göstermede kullanılabilir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
94. Ülke çapında bir çalışma: Romatoid faktör ve antisitrüline peptit pozitifliğinin prevalansı ve romatoid artrit tanısına katkıları.
- Author
-
Satış, Hasan, Erden, Abdulsamet, Bilgin, Emre, Ayan, Gizem, Armağan, Berkan, Tecer, Duygu, Sarı, Alper, Küçükşahin, Orhan, Kalyoncu, Umut, Çağlayan, Murat, Ülgü, Mustafa Mahir, Ayvalı, Mustafa Okan, Ata, Naim, and Birinci, Şuayip
- Abstract
Amaç: Romatoid faktör (RF) ve Anti Citrulline Peptide (anti-CCP) romatoid artrit (RA) tanısı için spesifiktir. Ancak diğer hastalıklarda ve sağlıklı popülasyonda da pozitif olabilir. Herhangi bir nedenle hastaneye başvuran kişilerde pozitif RF ve anti-CCP antikor prevalansının ulusal ölçekte araştırılması amaçlandı. Yöntem: Bu çok merkezli, retrospektif kohort çalışmasında seksen milyondan fazla kişinin klinik kayıtlarını içeren Ulusal Elektronik Sağlık veri tabanı kullanıldı. Çalışmaya alınan olgular 10 yıllık periyotlarda yaş gruplarına ayrıldı. RA olguları M05, M06, M08 ve alt gruplarını içeren ICD-10 kodları kullanılarak belirlendi. RF ve anti-CCP pozitifliğinin, yaş ve cinsiyet göre değişimi ile RA tanısı alma riskine katkısı açısından değerlendirildi. Bulgular: 1.1.2018-31.12.2021 döneminde 11.849.440 kişiye 13.918.072 RF testi, 1.020.967 kişiye 1.183.607 anti-CCP testi yapılmıştı. 797.089 kişi ise her iki testi de en az bir kez yaptırmıştı. Sadece RF testi istenen hastalarda RF pozitiflik oranı %14,72 iken, sadece istenen anti-CCP istenen hastalarda, anti-CCP testinin pozitif gelme oranı %35,04 idi. Eşzamanlı RF ve anti-CCP pozitiflik oranı ise bu testin istendiği hastaların %22,56'sını oluşturmaktaydı. RA tanısı; RF pozitif kişilerin %27,8'ine, anti-CCP pozitif kişilerin %39,73'üne ve RF ve anti-CCP pozitif kişilerin ise %56,6'sına konulmuştur. RF pozitifliği ile eş zamanlı RF ve anti-CCP pozitifliği oranı yaşla birlikte artmaktaydı ve kadınlarda daha sık görülmekteydi. Sonuç: Sağlıklı popülasyonda kadın cinsiyette RF ve anti-CCP pozitifliği daha sık görülmektedir. Yaş arttıkça RF pozitifliği riski artar, ancak anti-CCP pozitifliği sıklığı değişmemektedir. Eşzamanlı RF ve anti-CCP pozitifliği, tek başına antikor pozitifliğine göre daha yüksek RA tanısı konma riskine sahiptir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
95. Antinükleer antikor: Dört yıllık gözden geçirme.
- Author
-
Armağan, Berkan, Satış, Hasan, Erden, Abdulsamet, Bilgin, Emre, Ayan, Gizem, Tecer, Duygu, Sarı, Alper, Küçükşahin, Orhan, Kalyoncu, Umut, Çağlayan, Murat, Ülgü, Mustafa Mahir, Ayvalı, Mustafa Okan, Ata, Naim, and Birinci, Şuayip
- Abstract
Giriş: Antinükleer antikor (ANA) otoimmün bozuklukların tanısında tarama amaçlı kullanılan birden fazla ölçüm yöntemi bulunan geniş bir otoantikor grubudur. Klinik bulgulardan yıllar önce pozitifleşebilir; ancak sağlıklı kişiler arasında da %5-10 oranında pozitifliği görülebilmektedir ve takipte kullanılması önerilmez. Amaç: 2018-2021 yıllar arasında ANA testi istenen hastaları değerlendirmek. Yöntem: Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Ulusal Elektronik veri tabanı kullanılarak 1 Ocak 2018-31 Aralık 2021 tarihleri arasında ANA sonuçları SUT kodu: 906.780 ve ICD-10 tanı kodları kullanılarak retrospektif olarak taranmıştır. Veriler değerlendirildiğinde ELISA ve indirekt immünofloresan yöntemi (IIF) ayrımı yapılamadı ve yaklaşık 50.000 farklı sonuç ifadesi bulundu. Bu sebeple, sadece ≥1000 hasta içeren ANA sonuçları pozitif veya negatif olarak değerlendirilmiştir. ANA titresi 1:80-1:100 üzerinde saptandığında veya "POZİTİF" şeklinde ifade edildiğinde, test sonucu pozitif olarak kabul edildi. Bulgular: Toplam 1.731.941 hastada 2.116.133 ANA testi istenmiştir. %19,0 (n=329,701) hastanın sonucunun pozitif, %11,6'sında (n=202,050) ise 1'den fazla test istemi olduğu görüldü (2, 3 ve ≥4 test istenen hasta oranları sırasıyla %7,5, %2,3 ve %1,8). ANA testi, istenen kişi ve mükerrer istem sayıları ile pozitiflik oranları Tablo 1'de gösterilmiştir. ANA pozitifliği branşlar arasında %10-31 arasında değişmektedir. Hasta sayısı yüksek olan bölümler ve pozitiflik oranları ise: Erişkin romatoloji n=466,031 (%22), iç hastalıkları n=314,436 (%15), fizik tedavi ve rehabilitasyon n=155,487 (%17), nöroloji n=101678 (%15), gastroenteroloji n=98,308 (%19), hematoloji n=78.800 (%21) ile çocuk romatolojisi n=29,973 (%24). Sonuç: ANA pozitif hasta oranı yaklaşık %20'dir. Son yıllarda pozitiflik oranının ve ICD-10 kodlarına uyumun artması klinik endikasyonlara daha uyumlu olarak ANA testinin istendiğini düşündürebilir. Yıllar içinde 1'den fazla test yapılan hasta oranındaki artış ise hastaların farklı klinik-merkezlere başvurduğunu düşündürmektedir. Birden fazla test yapılan hastalarda pozitiflik oranlarının düşmesi ise tanı almış hastalardan ziyade otoimmün hastalığı olmayanların şikayetleri için birden fazla merkeze başvurduğunu düşündürmektedir. Bulgularımız, ANA testi için doğru endikasyonlar konusunda artan farkındalığın önemini vurgularken sonucu negatif hastaların başka kliniklerde ANA testi istenerek değerlendirildiğini düşündürmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
96. Anti-nötrofil sitoplazmik antikor (ANCA) testi isteminde neredeyiz?
- Author
-
Tecer, Duygu, Erden, Abdulsamet, Satış, Hasan, Ayan, Gizem, Bilgin, Emre, Armağan, Berkan, Sarı, Alper, Küçükşahin, Orhan, Kalyoncu, Umut, Çağlayan, Murat, Ülgü, Mustafa Mahir, Ayvalı, Mustafa Okan, Ata, Naim, and Birinci, Şuayip
- Abstract
Amaç: Anti nötrofil sitoplazmik antikorlar (ANCA), nötrofil ve monositlerin sitoplazmik granüllerinde bulunan antijenlere karşı oluşan otoantikorlardır. ANCA-ilişkili vaskülitlerin tanısında kullanılan önemli belirteçlerdir. Ancak, diğer sistemik romatizmal hastalıklarda (romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus, Sjögren sendromu...), otoimmün gastrointestinal hastalıklarda (ülseratif kolit, primer sklerozan kolanjit, Crohn hastalığı...) ve enfeksiyonlarda ANCA pozitifliği saptanabilir. Klinik pratikte, birçok farklı semptom ve bulgu nedeniyle farklı ön tanı düşünülerek fazlaca istenmektedir. Bu çalışmada, 2018-2021 yılları arasında ANCA isteminin hangi tanılar ve hangi yöntem ile yapıldığını değerlendirmek amaçlandı. Yöntem: Bu çalışmada, seksen milyondan fazla kişinin klinik ve laboratuvar kayıtlarını içeren Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Ulusal Elektronik Sağlık veri tabanı kullanıldı. 1 Ocak 2018-31 Aralık 2021 tarihleri arasında ANCA sonuçları (SUT kodu MPO-ANCA için 907840-1 ve PR3-ANCA için 907950) ve ICD-10 tanı kodları retrospektif olarak tarandı. PR-3ANCA ve MPO-ANCA için, laboratuvar referans değerin üst sınırından yüksek değerler pozitif, düşük değerler negatif olarak kabul edildi. Bulgular: Dört yıllık süre boyunca, 340.631 kişiden toplamda 757.020 defa ANCA testinin istendiği ve %2,3 (n=7815) hastada pozitif saptandığı bulundu. Ancak, ANCA testi istenilen hastaların %1,99'una (n=6761) uyumlu ICD kodu girilmişti. Çalışma süresince ANCA pozitifliği saptanan hastaların %18,05'inde (n=1411) ANCA testi mükerrer olarak istenmiştir (2, 3 ve ≥4 test istenen hasta oranları sırasıyla %12,41, %3,02 ve %2,62). Yıllara göre ANCA istenen hastaların karşılaştırılması tabloda gösterilmiştir. ANCA testi en çok istenilen 5 bölüm ve pozitif test oranları şu şekilde sıralanmaktadır: Erişkin romatoloji n=129.397 (pozitiflik oranı: %2,03), nöroloji n=95.872 (pozitiflik oranı: %0,63), nefroloji n=87.988 (pozitiflik oranı: %1,86), dahiliye n= 63178 (n=%1,14), göğüs hastalıkları n=55.936 (pozitiflik oranı: %1,39). Sonuç: ANCA testi istenen hastaların %2,3'ünde pozitiflik saptanmıştır. ICD-10 koduna uygun olarak testin pozitiflik oranı yıllar içerisinde benzer oranda devam etmiştir. Son yıllarda test pozitif olan hastalarda mükerrer test istem sıklığı artmıştır. Bu durumun, ANCA titresinin AAV hastalık aktivasyonunu öngörmedeki yeri ile ilgili kanıtların artması sebebi ile olduğu düşünülmektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
97. Psöriazisli hastalarda psoriatik artrit tarama araçlarında kullanılan parametrelerin performansı: Sistematik literatür taraması.
- Author
-
Ayan, Gizem, Can, Gerçek, Bektaş, Murat, Özdede, Ayşe, Akdoğan, Neslihan, Armağan, Başak Yalıcı, Solak, Eda Öksüm, Yazıcı, Serkan, Hatemi, Gülen, Adışen, Esra Özsoy, Atakan, Nilgün, Başkan, Emel Bülbül, Borlu, Murat, Engin, Burhan, Hamuryudan, Vedat, İnanç, Murat, Kiraz, Sedat, Önen, Fatoş, Uğurlu, Serdal, and Yaylı, Savaş
- Abstract
Amaç: Psöriatik artrit (PsA), farklı hastalık belirtilerine sahip heterojen bir hastalıktır. Psöriazisli hastalarda PsA taraması için çeşitli araçlar geliştirilmiştir ve her biri çalışma popülasyonuna bağlı olarak performans açısından farklılıklar göstermektedir. PsA için optimal bir tarama aracı hala karşılanmamış bir ihtiyaçtır. Bu çalışmada mevcut PsA tarama araçlarının her bir parametresinin performansının belirlenmesi hedeflenmiştir. Yöntem: PubMed'de 15 Ağustos 2020'ye kadar "psoriatic arthritis" anahtar kelimesini kullanarak sistematik bir literatür araştırması gerçekleştirdik. Başlık ve özetlerin 2 bağımsız araştırmacı tarafından taranmasının ardından, bir tarama testini bildiren İngilizce tam metinler belirlendi ve uyumsuzluklar üçüncü bir araştırmacı tarafından çözüldü. Tarama testinin her bir parametresinin duyarlılığı (Sn) ve özgüllüğünü (Sp) bildirilen çalışmalar dahil edildi. Hastalık domainleri şu şekilde gruplanmıştır; eklemler, daktilit, bel ağrısı, entezit, deri-tırnak tutulumu, sabah tutukluğu, fonksiyon, tedavi ve diğer. Hastalık domainleri açısından Sn VEYA Sp %80 olan maddeler analize alınmıştır. Bulgular: 10.754 referans arasında bir PsA tarama testini içeren 44 çalışma belirlendi ve 6 farklı aracın her bir parametresini performansını bildiren 7 çalışma dahil edilmiştir (Figür 1). Domainler için 32 farklı soru belirlenmiştir (Tablo 1). Domainler içerisinde eklemler (n=8), daktilit (n=5) ve fonksiyon (n=4) en fazla soruya sahiptir. Duyarlılığı %80'in üzerinde olan soruların dağılımı şu şekildedir; eklemler (n=2), daktilit (n=1), entezit (n=1), sabah tutukluğu (n=1), diğer (n=1). Özgünlüğü %80'in üzerinde olan soruların dağılımı şu şekildedir; eklemler (n=7), daktilit (n=4), fonksiyon (n=4), bel ağrısı (n=2), entezit (n=2), sabah tutukluğu (n=2), deri-tırnak tutulumu (n=1), diğer (n=1). Hem duyarlılığı hem de özgünlüğü %80 üzeri olan daktilit ile ilgili bir soru belirlenmiştir. Sonuç: Ülkemiz için geliştirilecek psöriazis hastalarını tarama sorgulamasında aday sorular bu literatür taraması ile belirlenmiştir. Farklı domain'lerde soruların duyarlılıkları göreceli olarak daha düşükken, özgünlükleri kabul edilir düzeyde bulunmuştur. Özellikle periferik eklemler, daktilit, fonksiyon, bel ağrısı ve entezit için olası aday sorular belirlenmiştir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
98. Psöriazis olgularında psoriatik artrit taramasında kullanılan araçlar: Sistematik literatür incelemesi.
- Author
-
Can, Gerçek, Ayan, Gizem, Özdede, Ayşe, Bektaş, Murat, Akdoğan, Neslihan, Armağan, Başak Yalıcı, Solak, Eda Öksüm, Yazıcı, Serkan, Kalyoncu, Umut, Adışen, Esra Özsoy, Atakan, Nilgün, Başkan, Emel Bülbül, Borlu, Murat, Engin, Burhan, Hamuryudan, Vedat, İnanç, Murat, Kiraz, Sedat, Önen, Fatoş, Uğurlu, Serdal, and Yaylı, Savaş
- Abstract
Amaç: Psoriatik artrit (PsA) tanısının zamanında konulması oldukça önemlidir. Günümüzde, psöriazisli (PsÖ) olgularda PsA taramasına yönelik çeşitli araçlar geliştirilmiştir. Olasılıkla söz konusu araçların yaygın kullanılmaması nedeniyle halen tanıda gecikmeler olduğu bildirilmektedir. Bu çalışmada PsA fenotiplerine göre, söz konusu araçların performanslarının saptanması ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: PubMed'te 'psoriatik artrit' anahtar sözcüğünü kullanarak 15 Ağustos 2020 tarihine kadar olan süre için sistematik bir literatür taraması gerçekleştirildi. İki bağımsız değerlendirmeci PsA taramasında kullanılan araçların geçerliliği, psikometrik değerlendirmesi veya kullanımı konusunda İngilizce yayınlanmış tüm çalışmaları saptadı. Her bir araç için duyarlılık, özgünlük, pozitif (PPV) ve negatif (NPV) kestirim değerleri çıkarıldı veya hesaplandı. Buna ek olarak, farklı hastalık fenotiplerine sahip hastalardaki performansları değerlendirildi. Bulgular: Taranan 10.754 referansın 42'sinde 15 farklı tarama aracı konusunda bildirimde bulunulduğu saptandı. Psoriatik Artrit Tarama ve Değerlendirmesi (PASE), Psoriasis Epidemiyoloji Tarama Aracı (PEST), Psoriasis Hastalarında Erken Artrit anketi (EARP) en yaygın kullanılan araçlardandı. Bu tarama araçlarının duyarlılık, özgünlük, PPV ve NPV değerleriyle ilgili olarak çalışmalar arasında önemli değişkenlik saptandı (Tablo 1). Daha önce başka romatizmal hastalık tanısı olan hastalar çalışmaya dahil edilmediğinde özgünlük daha yüksekti. Hastalık süresi daha kısa olan hastalarda ve daha önce PsA tanısı almış olan hastalar çalışmadan dışlandığında daha düşük duyarlılık bildirilirken, daha önce NSAİİ kullanımı olan hastalarda daha yüksek duyarlılık bildirilmiştir. Tarama araçları değişik alanlarda duyarlılık açısından farklılıklar göstermiştir (Şekil 1). Sonuç: Bu sistematik literatür incelemesi psöriazis hastalarında PsA'nın saptanmasında kullanılan güncel anket-bazlı tarama araçlarının, çalışma popülasyonları ve hastalık fenotiplerine bağlı olarak, tanısal tahminlerinde geniş bir çeşitlilik olduğunu ortaya koymuştur. Tüm hastalık alanlarında daha iyi performansa sahip bir tarama aracı konusunda karşılanmamış bir gereksinim bulunmaktadır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
99. Psöriatik artrit gerçekten seronegatif midir?
- Author
-
Ayan, Gizem, Gezerer, Nilüfer Ecem, Farisoğulları, Bayram, Bilgin, Emre, Bölek, Ertuğrul Çağrı, Yardımcı, Gözde Kübra, Duran, Emine, Özsoy, Zehra, Uzun, Güllü Sandal, Kılıç, Levent, Akdoğan, Ali, Karadağ, Ömer, Bilgen, Şule Apraş, Kiraz, Sedat, Ertenli, Ali İhsan, and Kalyoncu, Umut
- Abstract
Amaç: Psöriatik Artrit (PsA), seronegatif bir enflamatuvar artrit grubu olarak sınıflandırılmaktadır. Ancak son yıllarda psöriazis ve PsA hastalarında farklı oto-antikorlar tanımlanmaktadır. Amacımız, biyolojik ajanlarla tedavi edilen bir PsA hasta kohortunda yaygın olarak kullanılan otoantikorlar için gerçek hayattaki seropozitiflik oranlarını saptamaktı. Yöntem: Hacettepe Üniversitesi biyolojik veri tabanındaki (HUR-BIO) PsA hastaları çalışmaya dahil edilmiştir. Demografik özellikleri, ilk biyolojik DMARD başlamadan önce ve başladıktan sonra anti-nükleer antikor (ANA), romatoid faktör (RF) ve antisiklik sitrüline peptit (CCP) sonuçları not edilmiştir. ANA alt tipleri 1. Uluslararası Konsensus Raporu'na göre AC1/29 olarak kaydedilmiştir. Bulgular: Beş yüz yirmi PsA hastasından ANA, 104 [ortalama (SS) yaş: 43,5 (12,7) yıl; K:E=84:20], RF 310 [ortalama (SS) yaş: 43,3 (12,5) yıl; K:E= 225/85], anti-CCP 144 [ortalama (SS) yaş: 44,3 (12); K:E=110/34] hastada biyolojik tedavi başlangıcından önce test edildi. Hastaların %69,2'sinde biyolojik başlamadan önce en az bir otoantikor pozitifliği vardı. ANA, 132 [ortalama (SS) yaş: 46,7 (11,6) yıl; K:E=97/35], RF 278 [ortalama (SS) yaş: 47,9 (11,9) yıl; K:E= 211/67], anti-CCP 97 [ortalama (SS) yaş: 48,6 (12,1) yıl; K:E=75/22] hastada biyolojik tedavi başlangıcından sonra test edildi. Hastaların %78,7'sinde ikinci değerlendirmede en az bir otoantikor için seropozitifti (Tablo 1). En sık görülen ANA alt tipi biyolojik ajan tedavisi öncesi AC4-5 ve sonrası AC1-4-5 idi (Tablo 2). ANA-pozitif hastalarda anlamlı olarak daha yüksek kullanım oranları ile tek fark, IFX ile tedavi edilen hastalarda (n=25) gözlemlendi (p=0,001). Sonuç: Özgün olmayan oto-antikorlardan ANA, PsA hastalarında nadir olmayarak pozitiftir. Anti-TNF tedavi sonrası bu pozitiflik oranında artış görülmektedir. RF ve anti-CCP gibi oto-antikorlar da yaklaşık %10 hastada pozitiflik göstermektedir. PsA'da yakın zamanda saptanmaya başlanan oto-antikor pozitiflikleri, örneğin LL-37, ADAMTSL5, PsA'da oto-antikorlar üzerinde daha fazla durulması gerekliliğini göstermektedir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
100. Psöriazis hastalarında psöriatik artrit tarama testi: Birinci delfi sonuçları.
- Author
-
Ayan, Gizem, Hatemi, Gülen, Can, Gerçek, Bektaş, Murat, Özdede, Ayşe, Akdoğan, Neslihan, Armağan, Başak Yalıcı, Solak, Eda Öksüm, Yazıcı, Serkan, Adışen, Esra Özsoy, Atakan, Nilgün, Başkan, Emel Bülbül, Borlu, Murat, Engin, Burhan, Hamuryudan, Vedat, İnanç, Murat, Kiraz, Sedat, Önen, Fatoş, Uğurlu, Serdal, and Yaylı, Savaş
- Abstract
Amaç: Psöriatik artrit (PsA), farklı hastalık belirtileri olan heterojen bir hastalıktır. PsA için optimal bir tarama aracı hala karşılanmamış bir ihtiyaçtır. Bu çalışmada farklı paternlerde tutulumu olan hastaları tespit edebilecek yeni bir tarama aracı için aday olabilecek parametreleri tespit etmek amacıyla yapılan delfi sonuçlarını sunmayı amaçladık. Yöntem: İlk aşamada Pubmed'de 15 Ağustos 2020'ye kadar 'psoriatic arthritis' anahtar kelimesini kullanarak bir sistematik literatür taraması yapıldı. On bir soru setindeki her bir soru delfi setine dahil edildi. Sorular şu domainler altında sorgulandı; eklem, daktilit, entezit, sırt, deri-tırnak bölgelerinin yanı sıra sabah tutukluğu, işlev, tedavi ve diğerleri. Psöriazis hastalarında PsA taraması için aday maddeleri seçmek için on yedi uzman (9 dermatolog/8 romatolog) ve 15 PsA hastası birinci delfiye katıldı. Uzmanlar ve hastalar ifadeleri 1-5'li Likert ölçeğinde derecelendirdiler. Dört ve beş Likert puanı anlaşma olarak kabul edildi. Her iki grup tarafından =%66 anlaşma sağlanan parametreler seçildi. Bulgular: On yedi uzman ve 15 hasta [kadın/erkek= 9/6, ortalama (SS) yaş 39,3 (10,9)] Delfiyi yanıtladı. Hastaların tutulum tipleri periferik (%73,4), aksiyel (%40), enteseal (%33,4) idi ve hastaların %14'ünde daktilit mevcuttu. Birinci Delfide katılımcılara toplam 85 soru soruldu. Delfide sorulan soru sayısı ve anlaşmaya varılan soru sayısı şu şekildeydi; eklem 21 vs 2, daktilit 5 vs 4, entezit 3 vs 1, sırt 11 vs 2, sabah tutukluğu 10 vs 0, deri-tırnak 8 vs 0, fonksiyon 5 vs 0, tedavi 3 vs 0, diğerleri 19 vs 0. Hem uzman hem de hasta Delfisinin ilk tur sonuçları, farklı hastalık alanlarının (eklem, daktilit, entezit, aksiyel) tutulumunu tespit etmeyi amaçlayan 9 maddeyi ikinci tura taşıdı (Tablo 1). Sonuç: Ülkemiz şartlarına uygun olarak psöriazis hastalarında en uygun anket sorularının belirlenmesi amacıyla ilk delfi yapılmıştır. Buna göre PsA'nın heterojen yapısına uygun olacak şekilde eklem, dakilit, entezit ve aksiyel sistemi ilgilendiren sorular seçilmiştir. İkinci aşamada ülkemizdeki dermatoloji ve romatoloji uzmanlarına aday sorular sorulacaktır. En sonunda final tarama anketi oluşturulması planlanmaktadır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.