Pankreatiko-biliyer maligniteler için spesifik ve sensitiv olan CA 19-9 tümör belirtecinin, benign safra yolları hastalıklarında ne kadar yükseldiğini ve bu belirtecin benign ve malign safra yolu darlıklarının ayrımında kullanılabilirliğini değerlendirmek amacı ile yaptığımız bu çalışmada klinik, laboratuar ve radyolojik olarak safra yolu obstrüksiyonu tespit edilmiş 52 olgu aldık. Olgulara ERCP ile safra yolu drenajı sağlandı.ERCP işlemi öncesi olgularda beyaz küre, sedimantasyon, CRP, serumda AST, ALT, ALP, GGT, LDH ve bilirubin (direkt ve indirekt) ve çalışmamızın amacına yönelik serum CA19-9 düzeylerine bakıldı. ERCP öncesi yapılan üst batın USG'sinde koledokta dilatasyon ve intra hepatik safra yollarında (İHYS) dilatasyon olup olmadığı çalışmaya dahil edildi.ERCP işlemi sonrası olgular benign ve malign olma üzere iki gruba ayrıldı. 52 Olgunun 35'i benign ( 1 olguya oddi fibrozisi, 1 sklerozan kolanjit, 1 koledok duplikasyonu, 32 olguya ise koledokolityazis tanısı kondu), 17 'si malign darlık tanısı aldı (10 olgu malign darlık, 3 olgu kolanjio CA, 4 olgu klatskin tm- adenokarsinom tanısı aldı).Olgularda saptanan ortalama serum CA 19-9 düzeyi, ortalama beyaz küre, sedimantasyon, CRP, AST, ALT, ALP, GGT, LDH, direkt ve indirekt bilirubin düzeyleri, koledok dilatasyonu, İHYS'da dilatasyon olup olmadığı, bu iki grupta karşılaştırıldı.Beyaz küre değerleri istatistiksel olarak anlamlı biçimde benign grupta daha yüksek çıktı (p=0,047). Sedimantasyon ortalaması ise malign grupta anlamlı olarak yüksek tespit edildi (p=0,047). CRP düzeyi iki grupta anlamlı olarak farklı bulunmadı. Biyokimyasal parametrelerden GGT, direkt ve indirekt bilirubin düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı biçimde malign grupta daha yüksek bulundu (p=0,014, p=0,0001 ve p=0,012). Bu iki grupta AST, ALT, ALP ve LDH düzeylerinin farkı istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı biçimde USG'de İHYS ve koledok dilatasyonu malign grupta daha yüksek saptandı (p=0,014 ve p=0,047).Ortalama serum CA 19-9 değerleri iki grup arasında kıyaslandığında malign olgularda daha yüksek saptandı ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,0001). Benign grupta ortalama 118±170 (en yüksek 289U/L), malign grupta ise ortalama 670±406 U/L olarak bulundu. Benign grubun %54'ünde CA 19-9>37 U/L olarak tespit edildi. Malign olguların 1 tanesi dışında CA 19-9 >37U/L saptandı (%94).Sonuç olarak pankreatiko-biliyer maligniteler için spesifik ve sensitiv olan CA 19-9 belirtecinin benign safra yolu obstrüksiyonu hastalıklarında da artabilmektedir. Malign hastalarda daha yüksek serum değerlerine ulaşsa da, benign hastalıklarda bulunan yüksek serum seviyeleri kafa karıştırabileceğinden, bu belirtecin kolestazlı vakalarda tanı amaçlı kullanılması yanlış değerlendirmelere yol açabilir. In our study,we investigated 52 patients,who have been diagnosed as bile duct obstruction by clinical and radiological examination in order to evaluate how much CA 19-9,a spesific and sensitive marker for pancreatico-biliary malignancies,is elevated in benign bile duct obstructions and wherher it can be used in the differential diagnosis of benign and malignant bile duct obstructions.ERCP was used to provide bile duct drainage of the cases.We studied white blood cell count, ESR (erythrocyte sedimentation rate), CRP, AST, ALT, ALP, GGT, LDH, bilirubin (direct and indirect) CA 19-9 levels and upper abdomen USG by means of choledochal dilatation and dilatation of intrahepatic bile duct in all cases before performing ERCP.The patients were divided into two groups as benign and malignant after ERCP. 35 of 52 cases were diagnosed as benign obstruction (1 case with oddi fibrosis,1 case with sclerosing cholangitis, 1 case with choledochal duplication and 32 cases with choledocholithiasis), and 17 of 52 cases were diagnosed as malignant obstruction (10 cases with malignant obstructions, 3 cases with cholangiocarcinoma and 4 cases with Klatskin tumour-adenocarcinoma).Mean serum CA 19-9 levels, mean leucocyte numbers, ESR , CRP, AST, ALT, ALP, GGT, LDH, bilirubine levels, choledochal dilatation and presence of dilatation in the intrahepatic bile ducti were all compared between two groups.Leucocyte numbers were significatly higher in the benign group (p=0,047). Mean ESR was significantly higher in the malignant group (p=0,047). CRP levels were significantly indifferent between both groups. Some of biochemical parameters, such as GGT and direct-indirect bilirubin levels, were significantly higher in the malignant group (p=0,014,p=0,0001 and p=0,012; respectively). The differences of AST, ALT, ALP and LDH levels between both groups were not statistically significant. Intrahepatic bile ducti and choledochal dilatations observed an USG were significantly higher in the malignant group when compared with the benign group (p=0,014).Mean serum CA 19-9 levels were observed as higher in the malignant group when compared with the benign group and this differance was statisticaly significant (p=0,0001); mean values were 118±170 (the highest value 289 U/L) and 670 ±406 in the benign and malignant groups, respectively. CA 19-9 was found >37 U/L in 54% of the benign group. CA 19-9 was found >37 U/L in all except 1 of the malignant group (94%).In conclusion , CA 19-9 which is a sensitive an spesific marker for pancreatico-biliary malignancies, may also be increased in benign bile ducti obstructive disease. Although it reaches higher serum levels in patients with malignancies, using this marker in cholestatic cases for diagnostic purpose may cause mistake evaluations, because high levels of this marker detected in benign diseases may be perplexity. 47