Search

Her okul, etkili bir eğitim ve öğretim sağlayabilmek için uygun ve olumlu bir örgüt kültürü oluşturmak zorundadır. Eğitim kurumları, örgütsel kültürü ve kimliğiyle diğer okullardan ayrılır. Her okulun kendine özgü bir kültürel ve örgütsel yapısı olmakla birlikte, kimi zaman diğer okullarla da benzerlikler gösterir. Bir okulun örgütsel kültürünün oluşturulması ve bunların yönetici ve öğretmenlerce kabul alanına alınması, bir okulun başarısının artmasına ve öğretmen performansının olumlu olarak şekillenmesine yardımcı olacağı yadsınamaz bir gerçektir.Örgüt iklimi, toplumdaki bireylerin belirgin beklenti ve davranışlara gösterdikleri yapılar üzerine kurulu bir kavram olup örgütün belli bir zamandaki havasını yansıtır. İklim, kişiler tarafından görünmez ya da dokunulmaz ancak gerçek ve üstelik bir oda içerisindeki hava gibi bir organizasyon içinde olup biten her şeyi içerir ve etkiler. Okullar sahip oldukları iklim özellikleri ile çalışan bireyleri farklı biçimlerde etkilemekle birlikte bunun uzantısı olarak da gerçekleştirilmeye çalışılan amaçlar bu etkilere göre şekillenmektedir. Amaçlar arasında belirgin fark olmamasına rağmen her okulun çıktısı bu etkilere göre değişmektedir.Bu araştırmada ilköğretim okullarında okul iklimi ile öğrenci başarısı arasındaki ilişki ele alınmakta ve bunların öğrenciler tarafından algılanma düzeyleri incelenmektedir. Araştırma, ilişkisel tarama modeli kullanılarak yapılmıştır. Teorik kısımda, ilgili kavramlar ve litteratür derinlemesine incelenerek bilgi verilmiş ve uygulama kısmında ise Halpin ve Croft (1963) tarafından geliştirilen ?Örgütsel İklimi Betimleme Anketi? (Organizational Climate Description Questionnaire, OCDQ) ve 8. sınıf öğrencilerinin SBS puanları ve not ortalamaları puanları kullanılmıştır.Çalışma evrenini, İstanbul ili Küçükçekmece ilçesi sınırları içerisindeki resmi ilköğretim okullarında görev yapan 400 branş öğretmeni ve SBS'ye katılan 400 8.sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Veriler, bilgisayar ortamında ve SPSS istatistik programı kullanılarak çözümlenmiştir. Verilerin istatistiksel çözümlemeleri için; frekans ve yüzde, ortalama, standart sapma, Bağımsız Grup t-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Scheffe, Pearson korelasyon kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi de p?0.05 olarak alınmıştır.Yapılan analizler sonucunda ilköğretim okullarında okul iklimi ile öğrenci başarısı arasındaki ilişki demografik değişkenlere göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte SBS puanları değişkeninin normalliğini denetlemek amacıyla yapılan bir örneklem Kolmogorov-Smironov testi sonucunda dağılımın normal dağılımdan anlamlı bir farklılık gösterdiği saptanmıştır.Okul İklimi Ölçeği puanlarının medeni durum değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan bağımsız grup t-testi sonucunda grupların aritmetik ortalamaları arasında farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.Okul İklimi Ölçeği çözülme alt boyutu puanlarının mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) sonucunda, grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.Okul İklimi Ölçeği uzak durma alt boyutu puanlarının mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) sonucunda, grupların aritmetik ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.SBS puanları ile Not Ortalaması puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla yapılan Pearson Çarpım Moment Korelasyon Analizi sonucunda değişkenler arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunduğu saptanmıştır.Anahtar Sözcükler: Okul İklimi, Başarı. Every school needs to establish an appropriate and positive organizational culture in order to be able to provide an effective education and training. Education institutions differ from other schools with their organizational culture and identity. Although every school possesses unique cultural and organizational structure, they sometimes manifest resemblances with other schools. It is an undeniable fact that the formation of organizational culture of a school and their adoption by the administration and teachers would help boosting the success of that school and positively forming the teacher performance.Organisation climate is a term which is established on the structures that individuals in the society show distinctive expectation and behaviours to it and it reflects organisation?s mood in a certain period. Climate cannot be seen and touched by peoples but it is real and like air in a room, climate contains and affects everything happens in the organisation. However, schools affect working individuals in different ways by climate features which they have, as an extension, the aims tried to realize are formed according to these effects.In this research, the correlation between the school climate in primary schools and students? success has been conducted and students? level of the perception on these subjects has been surveyed. Research has been made using Relational Screening Model. In theory part, information has been given surveying related terms and literature profoundly and in practice part ?Organizational Climate Description Questionnaire? developed by Halpin and Croft (1963) and the points of 8th grade students in placement test (SBS) and grade point average have been used.Target population of the study has been constituted by 400 branch teachers who work in the official primary school in İstanbul, Küçükçekmece district and 8th grade students who had taken placement test (SBS). Data has been analysed in computer by using SPSS statistic programme. For the statistical analysis of the data; frequency, percentage, average, experimental standard deviation, Independent Group t-test, Single Direction Analysis Of Variance (ANOVA), Scheffe, Pearson Correlation have been used. Level of significance has been taken as p?0.05.As a result of the analysis, it is concluded that relationship between school climate in primary schools and pupil?s success hasn?t differentiated according to demographic variables. However;? As a result of a sample Kolmogorov-Smironov test to examine normality of placement test (SBS) points variable; it has been determined that it shows a meaningful range disparity from the normal range.? As a result of an independent group t-test to determine if School Climate Questionnaire points show a meaningful difference according to marital status or not, difference between the groups arithmetic average has been statistically meaningful.? As a result of Single Direction Analysis Of Variance (ANOVA) to determine if School Climate Questionnaire disintegration sub-dimension points show a meaningful difference according to professional seniority or not, difference among the groups arithmetic average has been statistically meaningful.? As a result of Single Direction Analysis Of Variance (ANOVA) to uncover if School Climate Questionnaire standing aloof sub-dimension points show a meaningful difference according to professional seniority or not, difference among the groups arithmetic average has been statistically meaningful.? As a result of Pearson multiple moments correlation analysis to determine whether there is a meaningful relationship between SBS points and grade points average or not, it has been concluded that there is a statistically meaningful relationship between variables in a positive way.Key words: School Climate, Success. 202

ÖZETBu araştırmada, ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin bitişik eğik yazı becerisini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma tarama modeline uygun olarak düzenlenmiştir. Araştırmada ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin bitişik eğik yazı becerisi, yazma hızı ve bitişik eğik yazıya ilişkin tutumları çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Bu değişkenler; yaş, okul öncesi eğitim alma durumu, anaokuluna gitme süresi, cinsiyet, ailenin kaçıncı çocuk olunuşu durumu, sahip olunan kardeş sayısı, anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi, ailenin sosyo-kültürel ekonomik durumu, yazı yazarken kullanılan el ve okulların bulunduğu sosyo-kültürel çevredir. Araştırmada öğretmen görüşlerine de başvurulmuştur. Araştırmanın örneklemi, İstanbul ili, Esenler ilçesi, Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu, Engin Can Güre İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu birinci sınıf öğrencileri arasından gönüllülük esasına göre seçilen 364 öğrenci ve öğrencilerin 25 sınıf öğretmenidir.Araştırmada kullanılan ölçekler, bitişik eğik yazı beceri ölçeği, bitişik eğik yazıya ilişin tutum testi, öğretmen görüş formu ve kişisel bilgiler formudur. Araştırmada elde edilen verilerle ilgili yapılan analizlerde SPSS 16,5 paket programı kullanılmıştır. Analizler sonucunda öğrencilerin bitişik eğik yazı becerisi; okul öncesi eğitim alma, anaokuluna gitme süresi, cinsiyet, ailenin kaçıncı çocuk olunuşu, sahip olunan kardeş sayısı, baba eğitim düzeyi, ailenin sosyo-kültürel ekonomik durumu, yazı yazarken kullanılan el, gittiği okulun sosyo-ekonomik seviyesi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Öğrencilerin yazma hızı; okul öncesi eğitim alma, anaokuluna gitme süresi, yaş, ailenin kaçıncı çocuk olunuşu, kardeş sahibi olma durumu, sahip olunan kardeş sayısı, ailenin sosyo-kültürel ekonomik durumu, gittiği okulun sosyo-ekonomik seviyesi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Öğrencilerin bitişik eğik yazı yazma becerisi ile bitişik eğik yazıya ilişkin tutum arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulunmaktadır. Öğrencilerin bitişik eğik yazı yazma becerisi ile yazma hızı arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmaktadır. Araştırmaya katılan öğretmenler Ses Temelli Cümle Yöntemi’ne göre ilk okuma yazma öğretimi sürecinde sorunlarla karşılaştığını ifade etmiştir. Öneriler geliştirmiştir. ABSTRACTThe aim of the study was to observe the cursive handwriting skill performances of the first graders. The study was conducted with a survey design. In this study the first graders’ cursive handwriting skill, handwriting speed and the attitude of cursive handwriting were investigated for various variables. The variables were sex, age, the situation of getting pre-school education, the time of getting pre-school education, the number of sister or brother, mother’s education level, father’s education level, the socio-cultural environment of the students’ school, the preferred of hand while writing, family’s socio-cultural economic situation, family’s repetition daugher or son. Also in the study teachers’ opinions were applied. The work group of the research was formed of 364 first graders selected from three primary schools which were called Hasip Dinçsoy, Engin Can Güre and Cumhuriyet Primary School in Esenler district of İstanbul province and students’ twenty-five teachers. By using SPSS 16.5, the data were analyzed. At the result of the research, there was a meaningful difference for students’ cursive handwriting skill on the situation of getting pre-school education, the time of getting pre-school education, sex, family’s repetition daugher or son, the number of sister or brother, father’s education level, family’s socio-cultural economic situation, the preferred of hand while writing. There was a meaningful difference for handwriting speed on the situation of getting pre-school education, the time of getting pre-school education, age, family’s repetition daugher or son, the situation of had any brother or sister, the number of sister or brother, family’s socio-cultural economic situation, the socio-cultural environment of the students’ school. There was a negative correlation between students’ cursive handwriting skill and the attitude of cursive handwriting. There was a positive correlation between cursive handwriting skill and handwriting speed. The teachers expressioned that they had got some problems while initial literacy education according to phonetic based sentences construction method. The proposals were improved.

Bu çalışma; öğretmen motivasyonunda yönetici yaklaşımlarının etkilerini ölçmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına bağlı liselerde çalışan öğretmenler arasında yapılan bir araştırmadır. Tarama modeliyle yapılan bu araştırma, öğretmenlerin bireysel motivasyonlarını ve eğitim yöneticilerinin motivasyon amaçlı yaklaşımlarının öğretmen motivasyonuna etkilerini bulmak için, eğitim, okul, eğitim yöneticisi, öğretmen ve motivasyonu artıracak ilgili kaynaklar taranıp, konu ile ilgili daha önceki benzer çalışmalar araştırılmıştır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda, ilgili uzman görüşleri de alınarak anket formu hazırlanmış ve mesleki motivasyon ölçeği ile beraber uygulanmıştır. Araştırmada öğretmen motivasyonunun cinsiyet, yaş, kıdem, branş, medeni durum ve lise türü'ne göre farklılaşıp farklılaşmadığı öğretmen motivasyon ölçeği uygulanarak tespit edilmeye, öğretmen motivasyonunda yöneticilerin etkisi de yönetici tutum ölçeği uygulanarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma bağımsız evrenden alınmış bir bağımsız örneklemi içermektedir. Öğretmenlerin bireysel motivasyonlarının ölçülmesi, eğitim yöneticilerinin yaklaşımlarının motivasyonlarındaki etkilerinin belirlemesi amacıyla araştırma kapsamına alınan; Kocaeli ili Gölcük ilçesindeki 11 lisede görev yapan öğretmenler araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Bu evrenden tesadüfi örneklem yöntemi ile seçilen 200 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Bu çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Bunlar; birinci bölüm giriş, ikinci bölüm kuramsal bilgiler ve literatür taraması, üçüncü bölüm araştırmanın yöntemi, dördüncü bölüm bulgular, beşinci bölüm sonuçlar ve tartışmalar, altıncı bölüm ise önerilerdir. Elde edilen verilerin istatistiki çözümlemelerinde p

Bu çalışmanın amacı, otizmden etkilenmiş ve sözel iletişim kurma becerisine sahip olmayan çocuklara, iletişim becerilerini kazandırmada Resim Değiş-Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi'yle yapılan öğretimin etkili olup olmadığını belirlemektir. Araştırmaya, iletişim yetersizliğine sahip 2 denek katılmıştır. Deneklerden ikisi de ifade edici dil becerilerine sahip olmadıkları için iletişim yetersizliği yaşamakta, ihtiyaçlarının sadece bir kısmını beden dilleriyle anlatmaya çalışmaktaydılar. Resim Değiş-Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemiyle yapılan öğretimin etkililiğini belirlemek için tek denekli araştırma modellerinden yoklama evreli davranışlar arası çoklu yoklama modeli kullanılmış. Araştırma sonucunda, her iki deneğin iletişim ve sosyal becerilerinin arttığı, problem davranışlarının azaldığı, deneklerden birinin ifade edici dil becerilerinin geliştiği görülmüştür.Araştırmanın sonunda çalışmanın sınırlılıkları tartışılarak ileri araştırmalara yönelik önerilere yer verilmiştir. The purpose of this study was to determine the effectiveness of Picture Exchange Communication System traning communation skills in children with communation disabilities was evaluated. Participants included two students whose communation disabilities. Research investigated two participants who had limited communication skills and partly communicated by body language for his needs. The effectiveness of Picture Exchange Communication System was evaluated through the use of a multiple probe design across behaviors. As a result of the study, both of the participants had significant increase in communication and social skills as well as behavioral problems were improved. Also, it was observed that one of the participants had improved his/her verbal language skills during the process. In the conclusions, the limitations of the study and future possible research had been discussed. 95

Bu araştırma, İstanbul ili, Sultangazi ilçesi ilköğretim okullarında görev yapan branş öğretmenleri ile II. Kademe öğrencileri arasında yaşanan çatışmalara ilişkin öğrenci görüşlerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.Betimsel tarama modelinde olan bu araştırmanın evrenini, İstanbul ili Sultangazi ilçesindeki 29 resmi ilköğretim okulunda eğitim öğretim gören 27.189 öğrenci oluşturmaktadır. Belirlenen evrenin tümüne ulaşılması güç olduğundan random yöntemi ile İstanbul ili, Sultangazi ilçesindeki 19 ilköğretim okulundan 750 öğrenci örneklem olarak seçilmiştir. Belirtilen okullardaki öğrenci sayısı İstanbul ili, Sultangazi ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü'nden alınarak örneklem grubunun evreni temsil edebilme gücü belirlenmeye çalışılmıştır.Araştırmacı tarafından geliştirilen ?Eğitim Kurumları Öğretmenler ve Öğrenciler Arasındaki Çatışma Alanları Ölçeği? ile veriler toplanmış, elde edilen verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır.Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, varyans analizi, Anova, t-testi ve Tukey kullanılmıştır. Anlamlılık testinde 0.05 düzeyi esas alınmıştır. Verilerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında öneriler geliştirilmiştir. The aim of this study is to determine the thoughts of 6th, 7th and 8th grade students about organizational conflict areas between teachers and students in primary education schools.The universe of this descriptive search in scanning model consists of 27.189 students from 29 primary education schools in Sultangazi District in Istanbul. Since it is difficult to reach all of stated universe, 50 students from 19 schools in Sultangazi District in İstanbul have been selected through random method. The number of students in stated schools have been availed from Sultangazi National Education Management Strategy Development Unit and so the represent ability power of universe of sampling group has been tried to determine.?The Scale of Conflict Areas between Teachers and Students in Education Institutions? which was developed by the researcher has been used as data gathering tool. SPSS software has been used in the analysis of the obtained data. To examine the data; frequency, percentage, arithmetic average, standard deviation, variance, t-test and tukey have been studied. A level of 0.05 has been taken as a basis in the significance test. The suggestions have been developed under the light of availed data. 123

ÖZETBu araştırmada İlköğretim Sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri araştırılmıştır. Araştırma mevcut durumu tespit etmeyi amaçladığından, tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Nicel bir araştırmadır.Bu araştırmanın amacı, ilköğretim Sınıf öğretmenlerinin ölçme değerlendirme tekniklerini ne derece etkin kullandıklarını ve uygulama konusundaki görüşlerini belirlemek; bu görüşler arasında cinsiyet, mesleki kıdem, eğitim fakültesinden mezun olup olmama durumu, özel okul veya devlet okulunda görev yapma durumu, yeni programı inceleyip incelememe durumu, hangi şubeyi okuttuğu ve yeni programla birlikte gelen alternatif ölçme değerlendirme teknikleri ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almama durumuna göre anlamlı farklar olup olmadığını tespit etmek ve ortaya çıkan sonuçlardan yararlanarak çözüm önerileri geliştirmektir.Araştırmanın uygulaması İstanbul ili, Üsküdar ilçesindeki Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu ve Özel Eyüboğlu Koleji Çamlıca Kampüsü; Sancaktepe ilçesindeki Yenidoğan İlköğretim Okulu; Ümraniye ilçesindeki T.E.V. Zahide Zehra Garring İlköğretim Okulu; Üsküdar ilçesindeki Öğretmen Melahat Hüdai Gürbüz İlköğretim Okulu, Kadıköy ilçesindeki Özel Çevre Koleji olmak üzere 5 ilçedeki toplam beş devlet, iki özel okulda görev yapan sınıf öğretmenleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya 195 sınıf öğretmeni katılmıştır.Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen ‘Bilgi Formu’ kullanılmıştır. İstatistiksel yanılmaların ve yanlış bilimsel vargıların önüne geçmek için, öğretmenlerin bilgileri ve bilgi formundaki sorulara verdikleri cevaplar birbirlerinden bağımsız bir şekilde yapılmıştır. Bu incelemeler sonucunda aşağıdaki bulgular elde edilmiştir:•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri cinsiyete göre farklılaşma saptanmamıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri eğitim fakültesinden mezun olup olmama durumuna göre farklılaşma saptanmamıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri özel okul-resmi okulda görev yapma durumuna göre farklılaşma saptanmıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri ile mesleki kıdem arasında anlamlı bir farklılaşma saptanmamıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri lisansüstü eğitim alınıp alınmama durumuna göre farklılaşma saptanmamıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri okuttukları sınıfa göre farklılaşma saptanmamıştır.•İlköğretim sınıf öğretmenlerinin alternatif ölçme değerlendirme tekniklerini etkin kullanabilme yeterlilikleri alternatif ölçme değerlendirme ile ilgili hizmet içi eğitim alıp almama durumuna göre farklılaşma saptanmıştır.Anahtar sözcükler: Alternatif Ölçme ve Değerlendirme, Alternatif Ölçme ve Değerlendirme Teknikleri, Kullanma YeterliliğiABSTRACTIn this study, we presented the current state of the use of alternative assessment and measurement methods by primary school teachers. As the aim in this study was to investigate, explore, and evaluate the current use of the alternative assessment and measurement methods, we performed the research related to this study based on the survey model and presented the evaluations of the study quantitatively. The focus of this study had its roots on the qualifications of primary school teachers in terms of the effective use of alternative assessment and measurements methods over the following disciplines: gender, age, types of University from which they graduated, types of school that they are currently working, the level of classroom that they are teaching, academic achievement, seniority level of teachers in terms of years, and the information on whether they are new to the alternative assessment methods or previously trained/educated. Not only we quantified the qualitifacations of primary school teachers by those disciplines, but we also reported if there were statistically significant differences or relations among those disciplines.The study had been accomplished in the city of Istanbul, with a total of 195 primary school teachers joined from 5 state and 2 private schools named: Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu and Özel Eyüboğlu Koleji Çamlıca Kampüsü (Üsküdar); Yenidoğan İlköğretim Okulu; Ümraniye ilçesindeki T.E.V. Zahide Zehra Garring İlköğretim Okulu (Sancaktepe); Öğretmen Melahat Hüdai Gürbüz İlköğretim Okulu (Üsküdar). A “personal information form” and a “survey” prepared by the researcher of this study (MSB) were given to each teacher to fill in. The information obtained from each teacher and the answers of the survey questions were blinded to all theachers to avoid any bias on statistical and scientific manner.As a result of this investigation, the following scientific evidences are reported:•There were no statistically significant differences found between gender and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There were no statistically significant differences found between the type of the Universities from which primary school teachers graduated and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There was a significant high correlation reported between the type of the school that primary school teachers are working and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There were no statistically significant differences found between the seniority of primary school teachers and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There were no statistically significant differences found between the academic achievements of primary school teachers and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There were no statistically significant differences found between the level of classroom that primary school teachers are teaching and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.•There was a significant high correlation reported between the information on whether teachers are previously trained/educated or not and the qualifications of primary school teachers on the alternative assessment and measurement methods.Keywords: Alternative Assessment and Measurements, Alternative Assessment and Measurements Methods, Investigation of Qualifications

ÖZETSINIFTA İSTENMEYEN DAVRANIŞLARA KARŞI ÖĞRETMENLERİN DİSİPLİN UYGULAMALARIYLA İLGİLİ İLKÖĞRETİM 5. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİBu araştırmada sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin görüşleri incelenmiştir.Araştırma mevcut durumu tespit etmeyi amaçladığından, tarama modeli olarak düzenlenmiştir. Nicel bir araştırmadır.Araştırmanın uygulaması İstanbul ili, Bağcılar ilçesindeki İstiklal İlköğretim Okulu, Çekmeköy ilçesindeki Öğretmen Melahat Hüdai Gürbüz İlköğretim Okulu, Kadıköy ilçesindeki Özel Çevre Koleji, Sultanbeyli ilçesindeki Anafartalar İlköğretim Okulu, Ümraniye ilçesindeki T.E.V. Zahide Zehra Garring İlköğretim Okulu, Üsküdar ilçesindeki Yıldırım Beyazıt İlköğretim Okulu ve Özel Biltek Koleji olmak üzere 6 ilçedeki toplam beş devlet, iki özel okuldaki öğrenciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya 902 öğrenci katılmıştır.Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ‘Kişisel Bilgiler Formu’ ve ‘Öğrenci Görüşleri Formu’ kullanılmıştır.Sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin görüşleri, cinsiyet, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu, ailenin gelir durumu, sınıf mevcudu, akademik başarı, anne mesleği, baba mesleği, okul türü, okulun bulunduğu ilçe değişkenlerine göre incelenmiştir. Bu incelemeler sonucunda aşağıdaki bulgular elde edilmiştir:_ Sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili öğrenci görüşlerinin, cinsiyete göre belirgin farklılık göstermediği tespit edilmiştir._ Anne ve babaların eğitim seviyesi yükseldikçe, sınıf disiplini ile ilgili öğrencilerin, çağdaş disiplin uygulamalarını benimseme oranlarının yükseldiği tespit edilmiştir._ Ailelerin gelir düzeyi yükseldikçe, sınıf disiplini ile ilgili öğrencilerin, çağdaş disiplin uygulamalarını benimseme oranlarının yükseldiği tespit edilmiştir._ Sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili öğrenci görüşlerinin, sınıf mevcuduna göre değişiklikler gösterdiği tespit edilmiştir._ Akademik başarı yükseldikçe, sınıf disiplini ile ilgili öğrencilerin, çağdaş disiplin uygulamalarını benimseme oranlarının yükseldiği tespit edilmiştir._ Sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili öğrenci görüşlerinin, anne ve baba mesleklerine göre değişiklikler gösterdiği tespit edilmiştir._ Özel okulda öğrenim gören öğrencilerin devlet okulunda öğrenim gören öğrencilere göre, çağdaş disiplin uygulamalarını benimseme oranlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir._ Sınıfta istenmeyen davranışlara karşı öğretmenlerin disiplin uygulamalarıyla ilgili öğrenci görüşlerinin, okulun bulunduğu ilçeye göre bazı farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir.Anahtar sözcükler: Disiplin, eğitimde disiplin, sınıf yönetimiABSTRACTINVESTIGATION OF PRIMARY 5 CLASS STUDENTS’ VIEWS ABOUT THE DISCIPLINE IMPLEMENTATION OF TEACHERS AGAINST BEHAVIORS IN THE CLASSROOMThis research is the investigation of primary 5 class students’ views, about the discipline implementation of teachers, against undesired behaviors in the classroom. Research is designed as a screening model, because of intending to determine the current situation. Research is quantitative.Research is applied on students at five states and two private schools. These schools are İstiklal Primary School in Bağcılar District, Öğretmen Melahat Hüdai Gürbüz Primary School in Çekmeköy District, Private Çevre College in Kadıköy District, Anafartalar Primary School in Sultanbeyli District, TEV Zahide Zehra Garring Primary School in Ümraniye District, Yıldırım Beyazıt Primary School in Üsküdar District and Private Biltek College. 902 students are joined in this research.‘Personal Information Form’ and ‘Student Feedback Form’ was used in this research and data collection tool developed by the researcher.Primary 5 class students’ opinions, about the discipline implementation of teachers, against unwanted behaviors in the classroom is examined gender, mother education level, father education level, family income, class size (number of students in class), academic achievement, parents occupation, types of school and the school district. As a result of this examination the following experimental evidence obtained:_ It is determined that there is no significant difference according to sex on students views about the discipline implementation of teachers against undesired behaviors in the classroom._ It is identified that rates of adaptation of modern disciplinary practices increases, when the educational level of parents get higher._ It is identified that rates of adaptation of modern disciplinary practices increases, when the family income level gets higher._ It is determined that there is some changes according to size of class (number of students in the class) on students views about the discipline implementation of teachers against unwanted behaviors in the classroom._ It is identified that rates of adaption of modern disciplinary practices increases when the academic achievement gets higher._ It is determined that there is some changes according to parents occupation on students views about the discipline implementation of teachers against undesired behaviors in the classroom._ It is identified that students attending to private school has more adaption rates of modern disciplinary practices comparing to students studying in the public schools._ It is determined that there is some changes according to location of the schools on students views about the discipline implementation of teachers against unwanted behaviors in the classroom.Keywords: Discipline, discipline in the education, classroom management.

Bu çalışma, geometri dersinde buluş yoluyla öğrenmenin meslek lisesi 9. sınıf öğrencilerinin akademik başarıları üzerindeki etkisini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir.Uygulama 2010-2011 eğitim öğretim yılının ikinci yarıyılında yapılmıştır. Araştırmada, ?Kontrol Gruplu Öntest- Sontest Deney Modeli? kullanılmıştır. Çalışma İstanbul ili Sarıyer ilçesinde, Mehmet Şam Ticaret Meslek Lisesi öğrencilerinden 36'sı deney ve 36'sı kontrol grubu olamk üzere toplam 72 öğrencinin işbirliği ile birlikte yapılmıştır.Deney grubundaki öğrenciler ile araştırmacı tarafından hazırlanan buluş yolu ile öğrenme yaklaşımına uygun geometri etkinlikleri uygulanarak öğretim gerçekleştirilirken, kontrol grubu öğrencileri ile sunuş yolu ile öğretme yaklaşım kullanılarak öğretim gerçekleştirilmiştir. Buluş yolu ile öğrenme yaklaşımına uygun olarak hazırlanan ve 2009-2010 öğretim yılı 9. sınıf geometri dersi programında geometri öğrenme alanına ait kazanımların sınırları içerisinde düzenlenen uygulama etkinlerinde MEB'in ders kitabı dışında yardımcı kaynaklardan da yararlanılmıştır. Etkinlikler, programda öngörülen süre çerçevesinde 12 ders saati ile sınırlandırılmıştır. Etkinliklerin seçiminde ve hazırlanmasında öğretim ortamının ve materyallerin grup çalışmasına göz önüne alınmıştır. Öğrencilere, çalışmanın başında ve sonunda olmak üzere iki adet konu başarı testi uygulanmış, deney ve kontrol grubu verileri karşılaştırılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda buluş yolu ile öğrenme yaklaşımı ile geometri öğretiminin, 9. sınıf öğrencilerinin konu ile ilgili başarılarında sunuş yolu ile öğretme yaklaşımı ile öğretim gören öğrencilere göre anlamlı düzeyde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. This research has been carried out in order to determine the effect of Learning by Discovery Method on academical success of the 9th grade students in vacational schools in geometry classes. The application was carried out in the second half of 2010-2011 academic year.In the research, `pretest-posttest method` was used with a control group. The study was carried out in Mehmet Şam Vocational School, in Sarıyer with the help of 72 students, 36 of whom were experimental group and the other 36 were control group. While geometry activities which were applicable with Learning by Discovery Method were being applied to the experimental group, Direct Method was applied with the control group.Some additional resources were used near MEB's coursebook during the activities that arranged within the borders of acquisitions related with the geometry learning area in the 9th grade geometry curriculum in 2009-2010 academic year which was prepared convenient with Learning by Discovery Apprpach. The activities were limited in 12 hours within the frame of predicted duration. While choosing and preparing activities, convenience of learning circumstances and materials with the group work was considered. Two tests were applied, one was at the beginning and the other was at the end. The data gained from the experimental group and control group were compared. According to the evidences which were acquired at the end, it was proved that learning by discovery method was quite more effective in the success of the 9th grade students in geometry classes than direct method. 116

Bu araştırmada eğitim kurumlarına yönetici atamalarını özellikle de atama yönetmelikleri çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. İlk ve orta dereceli okullara 1990 yılı öncesinde müstakil bir yönetmelik olmadan (yönergelerle) yapılan yönetici atamalarının, bu tarihten itibaren daha sağlam temellere oturtulmaya çalışıldığı söylenebilir. Milli Eğitim sistemimizde 1990'dan bu yana değişen şartlara bağlı olarak, ülkemizin sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasi konjonktürüne göre Bakanlık tarafından birçok değişikliğe gidilmiştir. Elbette bu değişikliklerden yönetici atamalarının da etkilendiği ve mevcut konjonktüre göre şekillendiği söylenebilir. Ayrıca bu çalışmamızda eğitim kurumları yöneticilerinin atanmalarına ilişkin mevzuatlar incelenmiş ve literatür çalışmasıyla konuya açıklamalar getirilmeye gayret sarfedilmiştir. Bu amaçla araştırmamızda yöneticilik, okul, okul yöneticiliği, ilköğretim müdürünün görevleri ve ortaöğretim kurumları müdürünün görevlerine değinilmiştir. Özellikle 2004 yılından itibaren yargı organlarına (başta Danıştay olmak üzere) taşınan yönetici atamaları/yönetmelikleri hakkındaki yargı kararları, eğitim sistemimiz açısından değerlendirilmiştir. Eğitim kurumlarına asaleten müdür atanamaması sonucu ortaya çıkan Vekaleten Yöneticiliğin sistem içindeki yeri vurgulanmıştır. Milli Eğitim Şuralarında eğitim kurumları yöneticiliği/atamaları ile ilgili alınan tavsiye kararlarının uygulamada ne kadar gerçekleşebildiği araştırılmıştır. Yönetmelikler aleyhine açılan davalara ve dava sonuçlarına kısaca değinilmiş, dava sonuçları ile atama kriterlerinin sözlü mülakattan yazılı sınava doğru değişiminin nedenleri irdelenmiş ayrıca 2009 yılında kamuoyunda Bakan Ataması denilen Devlet Memurları Kanunu'nun 76. Maddesine dayanılarak yapılan müdür atamalarının nedenleri araştırılmış ve ideal yönetici atamalarına yönelik öneriler getirilmiştir.Anahtar Kelimeler: Okul Müdürü, Mevzuat, Atamalar. In this research, our objective is to study the managerial appointments to the educational institutions within the frameworks of the Nomination Regulations. It can be mentioned that the leaders had been appointed to Primary Schools and High Schools without regulations before 1990 (They had been appointed through guidelines) but since then they have been trying to place the nominations on a better basis. Related to the changing conditions, Our National Education System has been changed many times since 1990 by the National Ministry of Education taking into account the socio cultural, economic and politic conjuncture. We can definitely say that Managerial Appointments System has been effected by these changes and formed according to the conjuncture. During our research we have also analyzed the regulations related to the Managerial Appointments and tried to enlighten the topic through a literature study. For this reason we have touched the items ?leadership?, ?school?, ?school leadership?, ?duties of a primary school principals or a high school principals?. We have especially evaluated the civil jurisdiction about Managery Appointment Regulations carried to the judicial bodies (especially the State Council) since 2004, in terms of our education system. We have pointed out the position of the temporary appointment in the Managerial Appointments System which arised because they couldn?t appoint definitive principals to the Educational Institutions. We have studied how the recommandations in National Education Councils about the Managerial Apppointments to the Educational Institutions could have been put into practice. We have touched shortly the cases taken to law against the regulations and their results and researched the reasons of the change from oral tests to written tests which was put into practice as a result of the case decisions and also researched the reasons of the Director Apppointments in 2009 based on the 76th article of the Civil Cervant Law (called in public as the Minister?s Discretion). Furthermore in our Research we have made suggestions related to ideal Managerial Appointments System.Key Words: School Leadership, Regulations, Appointments. 118

Hizmet içi eğitim işgörenin işini daha iyi yapması, gelişmesi, düşünmesi, mutlu olması, daha üretici olması, yeni ve daha üst bir göreve hazırlanması vb. konularda yürütülen eğitim etkinlikleridir. Hizmetiçi eğitim bir bakıma iş başında yapılan bir eğitim olduğu için, memurların, amirlerinin gözetim ve denetimini gerektirmektedir.Okulların sürekli öğrenen canlı bir organizasyon olabilmeleri için, öncelikle okul müdürünün yeni öğrenmelere açık olması gerekmektedir. Öğrenen okullarda yöneticiye düşen görev, yeni öğrenmelere liderlik etmektir. Bu çerçevede, yönetici öğrenmeden sorumludur. Okul yöneticisi çalışanlara görüşlerini açıklama sorunları çözme, karmaşıklığı anlama ve ortak düşünsel modeller geliştirme fırsatı sağlamakla yükümlüdür. Okul yöneticisinin öğrenen örgüt ortamını sağlayabilmesi için çalışanların öğrenmesi için gerekli altyapıyı hazırlaması örgüte rehberlik edecek fikirlere sahip olması ve ekibiyle birlikte diğer çalışanlara model olması gerekmektedir.Okul yöneticileri, öncelikle düşünce ve davranışlarıyla, kendilerinin öğrenmeye ve gelişime açık insanlar olduklarını ispatlamaları gerekmektedir. Ayrıca yöneticiler öğrenme ve gelişme fırsatlarını tüm personele aktarma görevini ve destekleyici rolü yerine getirmelidir. Öğrenen okul ortamı eğitim öğretimde verimin de artmasını sağlayacaktır.Okullar eğitim öğretimin yapıldığı ve geleceğimizin teminatı gençlerimizin yetiştirildiği stratejik öneme sahip kurumlardır. Bu kurumlardaki öğretmenlere hizmetiçi eğitim verilmesi, öğretmenlerden istenen verimin alınması açısından önemlidir. Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu günümüzde okulun çağa ayak uydurması için, kendi içinde etkili bir öğrenme ortamı oluşturması gerekmektedir. Hizmetiçi eğitim uygulamaları öğretmenlerin sürekli öğrenmelerini teşvik ederek öğrenen okul ortamı oluşturmaktadır.Bu çalışmada öğretmenlerin algılarına göre ülkemizde hizmetiçi eğitiminin durumu araştırılmıştır. Erzurum ili merkez Yakutiye ve Palandöken ilçelerindeki ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenlere anket uygulanarak anket sonuçları SPSS 18.00 programında değerlendirilmiştir. Anketteki tüm sorulara verilen cevapların seçenekler arasındaki dağılımların incelenmesinde frekans ve yüzde dağılımlarından yararlanılmıştır. Ölçekteki maddelere verilen cevaplara ait ortalama ve standart sapma şeklinde sıralanan tanımlayıcı istatistiklerden faydalanılmıştır.Hizmetiçi eğitimin öğrenen okula etkisi oldukça önemlidir. Bu bakımdan dolayı hizmetiçi eğitime daha da fazla önem verilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, Eğitim öğretimde istenen hedeflere ulaşılması açısından öğretmenlerin hizmetiçi eğitimle sürekli bilgilerini güncelleyerek ve öğrenmeyi bir yaşam felsefesine dönüştürmeli, okul yöneticileri okulda öğrenen bir örgüt oluşturulması için öncülük etmeli, hizmetiçi eğitim faaliyetleri düzenlenirken öğretmenlerin görüş ve önerilerine dikkat edilmeli ve öğretmenlerin sürekli öğrenmelerine ve gelişimlerine dönük olmalıdır. Employee in-service training to do the job better, the development think, be happy, be more productive, and so the preparation of a new and higher on a mission. conducted training activities of subjects. The-job training in a way that an in-service training for officers, supervisors require surveillance and control.Continuous learning to become a vibrant organization of schools, primarily the school principal must be open to new learning. Learning in schools to the administrator's task is to lead the new learning. In this context, the administrator is responsible for learning. The school administrator to solve the problems the employees express their opinions, and understand the complexity of the obligation to provide the opportunity to develop a common conceptual models. The school administrator can provide a learning environment for organizations to prepare the infrastructure necessary for employees to learn to have ideas that will guide the organization and with his team should be the model to other employees.School administrators, first thought and behavior, proves that people need to open themselves to learning and development. In addition, managers of learning and development opportunities and a supportive role in the task of transferring all staff must meet. Education and training will improve the efficiency of the learning environment in schools.Schools of education and training institutions with the guarantee of our future strategic importance of growing young people. This is the institutions in-service training for teachers, teachers to be important for the desired yield. The only thing that changes today to keep up with school age, in itself, needs to establish an effective learning environment. In-service training practices, school environment, teachers are learning by encouraging continuous learning.In-service training of teachers' perceptions of the situation in our country according to this study were investigated. The central districts of the province of Erzurum Palandoken Yakutiye and teachers working in primary and secondary schools in the survey were evaluated by applying the survey results, the SPSS program in 18:00. Answers to all questions in the survey, the study of choices between the frequency and percentage distributions were used distributions. Mean and standard deviation of the scale in the form of answers to the substances listed in the descriptive statistics were used.In-service training is of great importance to the learning school. In this sense, more emphasis should be made on in-service training. For the purpose of reaching the desired goals in Education, continuously updating information and learning through in-service training should become a life philosophy, it should be ensured that necessary actions are pioneered in order for the school administrators to establish a learning organization at school, attention should be paid to the opinions and suggestions of the teachers while organizing in-service training activities and all these should take into consideration that teachers continuously learn and develop themselves. 105

Nitelikli bir eğitim hedeflendiğinde, bilgi aktarımının uygun mekânlarda, doğru araç ve gereçlerle yapılması gerekmektedir. İlköğretim yıllarında çocukların okulda geçirdikleri süre hayatlarının oldukça büyük bir kısmını kapsamaktadır. Bundan dolayı bu mekânlardaki eğitimin kaliteli olması çok önemlidir. Bu mekânların iyi tasarlanması, öğrencilerin davranışlarını olumlu etkiler ve eğitimin kalitesini artırır.Bu araştırmada, resmi ilköğretim okullarında görev yapan birinci kademe sınıf öğretmenlerinin okullarının fiziki durumlarının eğitime uygunluğunu içeren görüşleri ele alınmıştır. Araştırmanının örneklemini, İstanbul İli Esenyurt İlçesinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ilköğretim okullarında görev yapan 175 birinci kademe sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında veri toplamak amacıyla iki bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Anketin birinci bölümünde araştırmaya katılan öğretmenlerin demografik bilgileri araştırılmış, ikinci bölümde ise sınıf araç-gereçleri ve/veya okulun fiziki durumuna ilişkin öğretmen görüşleri sorulmuştur.Araştırmanın sonucunda öğretmenlerin okullarının fiziki durumlarının eğitime uygunluğunu içeren görüşlerinin genelde olumsuz olduğu ortaya çıkmıştır. Erkek, yaşı ilerleyen, mesleki kıdemi artan, kalabalık sınıfları okutmayan ve sınıf araç-gereç ve/veya okulun fiziki durumu ile ilgili bir seminere katılan öğretmenlerin okulları ile ilgili görüşlerinin daha olumlu olduğu tespit edilmiştir. When a qualified education is aimed, the information must be transferred in appropriate places with true instruments. During primary education, pupils spend most of their times at school. Therefore, it is important that the education at these places must be qualified. These places must be designed well. Because it affects students? behavior in a positive way and it enhances quality of education.In this research, the thoughts of the teachers, teaching at primary schools, about appropriateness of physical condition of their schools are discussed. The sampling of the research consists of 175 teachers teaching at different primary schools in Esenyurt region in İstanbul. In order to get data a survey consisting of two parts is used. In the first part of the survey demographic informations of participants take place. In the second part oft he survey teachers` thoughts about physical conditions of the schools and teaching materials and instruments in the classrooms take place.At the end of the research, It has come on the scene that the teachers? thoughts on the phsyical conditions of their schools are negative. It has seen that, the male, old, senior teachers ,the teachers who teaches in less crowded classes and the teachers who had a course or career seminar on classroom materials and the physical conditions of the school, have positive thoughts. 154

Bu çalışma ile Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 2007-2008 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konan E-Okul Yönetim Bilgi Sistemine ilişkin, eğitim yöneticilerinin kullanılabilirliğine dair görüş ve memnuniyet düzeyleri araştırılmıştır. Araştırmaya İstanbul Esenyurt ve Beylikdüzü ilçelerinde görev yapan 130 okul yöneticisi (müdür ve müdür yardımcıları) katılmıştır.Araştırmada, tüm eğitim kurumlarında uygulanması zorunlu olan ve internet üzerinden bilgi girişleri yapılan e-okul sistemine ilişkin eğitim yöneticilerinin görüş ve memnuniyetleri incelenmek üzere üç bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Anketin birinci bölümünde yöneticilerin demografik bilgileri araştırılmış, ikinci bölümde e-okul sisteminin işleyişine yönelik görüşleri sorulmuş ve son bölümde ise e-okul sistemine ilişkin memnuniyet düzeyleri incelenmiştir.Yapılan çalışmanın sonucunda; yöneticilerin e-okul sisteminin güvenirliliği konusunda hala şüpheleri olduğu, öğretmenlerin sistemi yeterli düzeyde ve etkin kullanmadığını düşündükleri, velileri sistem hakkında yeterince bilgilendirmedikleri ve sistemin öğrenci devamsızlıkları sorununu çözmediğini düşündükleri bulunmuştur. Yöneticilerin e-okul sistemine ilişkin algılarında demografik özelliklerinin önemli olduğu bulunmuştur. Kadın, genç, eğitim düzeyi yüksek, müdür yardımcısı pozisyonunda olan, mesleki kıdemi ve yöneticilik tecrübesi düşük olan, görev yaptığı okulda öğretmen ve öğrenci sayısı daha az olan ve e-okul ile ilgili hizmet içi eğitim alan veya seminerlere katılan yöneticilerin e-okul sisteminden daha çok memnun oldukları bulunmuştur. The aim of this study was to research school directors? (and deputy directors?) opinions and satisfaction about the usability of the `E-Okul? Management Information System which was initiated in the 2007-2008 academic year by the Ministry of National Education. 130 participants of the study had been chosen randomly from state schools that located in Esenyurt and Beylikdüzü, Istanbul.A three part questionnaire was used to investigate the study subject. In the first part of the questionnaire directors? demographic were investigated. In the second part, directors? opinions about the functioning of the e-school system were (`E-Okul?) asked. And in the last part of the questionnaire, their satisfaction level of the e-school system was investigated.As the result of the study, it was found out that school directors still have some doubts about the reliability of the e-school system and they think that the teachers are not using the system adequately and efficiently. They are reluctant to encourage parents to use the system and they do not believe that the system solved the problem of student absences. Directors? perception of the functionality of the e-school system was found to be significant according to their demographic characteristics. Female, young, highly educated, being in deputy director position, low seniority and management experience, having fewer teachers/students in his/her school and have had e-school related in-service education or seminars are more satisfied than the other school directors about the e-school system. 136

Bu araştırmada 2009-2010 Eğitim-öğretim yılında Sarıyer İlçesinde ilköğretim okullarında görev yapan okul müdürlerinin öğretmenleri güdüleme rollerini gerçekleştirme düzeylerine ilişkin öğretmen görüşlerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Çalışma, İstanbul ili Sarıyer ilçesindeki resmi ilköğretim okullarında görevli 481 branş ve sınıf öğretmeni üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada, çalışma evreninin tamamına ulaşılmaya çalışıldığından örneklem tayini yoluna gidilmemiştir. Demografik değişkenlerin toplanmasına yönelik Kişisel Bilgi Formu ve Güdüleme Ölçeği kullanılmıştır.Araştırmada; normal dağılım özelliği göstermeyen dağılımlar için non-parametrik teknikler, normal dağılım özelliği gösteren dağılımlar için ise parametrik analiz teknikleri, bağımsız grup t testi, tek boyutlu varyans analizi (ANOVA), non-parametrik Kruskal Wallis-H testi kullanılmış olup, manidarlık .05 düzeyinde sınanmıştır.Bu araştırmada Sarıyer ilçesi resmi ilköğretim okullarında görevli okul müdürlerinin öğretmenleri güdüleme rollerinin öğretmenlerin; cinsiyet, yaş, mesleki kıdem, branş durumu, mezun olunan fakülte, meslekteki kıdem, hizmet içi eğitim kurs ve seminerlere katılım değişkenlerine göre farklılığı test edilmiştir. Sonuç olarak; yaş değişkeninde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur In this research, the study of teacher opinions in terms of various variables concerning elementary school principles? role of fulfilling motivation levels of the teachers aimed during the 2009/2010 academic year. The study was fulfilled among 481 branch and primary school teachers who are working in state schools. The survey model was used in the study. Sampling was not used in the research because we tried to reach the whole phase. Personal Information Forms and Motivation Scale were used aimed at gathering the demographic variables.In the research Non-parametric techniques for distributions, which lacks normal distribution feature, parametric analysis techniques for normal distributions were used as well as detached group ?t? test, single dimensional variance analysis (ANOVA) and Non-parametric Kruskal Wallis-H test, and the significance was .05 level.In the study the elementary school principles? role of fulfilling motivation levels of the teachers difference was tested according to teacher?s variables such as gender, age, professional seniority, branch position, faculty of graduation, seniority, in service training, the attendance to courses and seminars. Consequently, a statistically significant diversity was found in gender variable. 180

Beyin ve insan zekâsı üzerine çok eski dönemlerden itibaren araştırmalar yapılmaktadır. İnsan beyninin tam olarak işlevleri tam olarak çözülememiştir ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.Zekâ soyut bir kavramdır. Bu nedenle tanımlamak, sınırlarını çizmek için birçok düşünür ve bilim adamı çeşitli fikirler üretmişlerdir. Zekâ, bir ya da birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyma kapasitesi; gerçek hayatta karşılaştığı problemlere etkili ve verimli çözümler üretebilme becerisi; çözüme kavuşturulması gereken yeni ve karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneğidir.Yakın zamana kadar, insan zekâsının doğumla kazanıldığı, hayat boyu devam ettiği ve bu zekânın geliştirilmesinin mümkün olamadığı görüşü hâkim iken, çoklu zekâ kuramına göre günümüzde insan zekâsının insanın sahip olduğu ufkuna göre değiştiği kabul edilmektedir.Milli eğitim sistemimizde de çoklu zekâya yönelik uygulamalar yapılmaktadır. Bu çalışmada çoklu zekâ kuramına göre okulda öğrencilerin derslerde gösterdiği başarılar incelenmiştir.Anahtar Kelimeler: Çoklu zekâ, öğrenci, eğitim, Since old times, researches on brain and human mind have been carried out. The functions of human mind have not been discovered completely, and there are researches regarding the subject at present.Intelligence is an abstract concept. For this reason, many philosophers and scientists have put forward ideas in order to define and outline it. Intelligence is the capacity of creating a product which is valuable for one or more than one cultures, the ability of finding effective and productive solutions for he problems which are encountered in real life, the skill of discovering new and sophisticated problems which need to be solved. Until quite recently, it was thought that human intelligence was obtained with birth, lasted for life and was impossible to be improved. According to multiple intelligence theory, it is believed that human intelligence depends on the horizon a person has.There are multiple intelligence applications in our national education system. In this study, the success of students in school lessons according to multiple intelligence theory has been examined.Key Words: Multiple intelligence, student, education, success 157

Bu araştırmanın ana amacı ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin sınıf atmosferi algılarının belirlenmesine yöneliktir. Bu amaçla: öğrencilerin sınıf atmosferlerini algılama dereceleri ve algılama dereceleri arasında manidar farklılık bulunup bulunmadığı açısından cevap aranmıştır. Bu araştırmada incelenen konuya ilişkin kaynaklar ve olgusal veriler ise dikkatle incelenmiştir.Araştırmanın çalışma grubunu, 2008?2009 Eğitim-Öğretim yılında Kırklareli İli Merkez İlçe sınırları içinde bulunan ilköğretim okullarında eğitim almakta olan 8. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen ölçekten yaralanılmış ve anketten elde edilen verilerin güvenirliği için yapılan istatistiksel incelemede SPSS programında iç tutarlıkları (Cronbach Alpha katsayıları) hesaplanmıştır.Araştırmaya katılan grupların kişisel özellikleri ile ilgili verilerin çözümlenmesinde frekans ve yüzde hesaplamaları yapılmıştır. Grubun sınıf atmosferi algılarının belirlenmesi amacıyla deneklere yöneltilen 25 adet ifadede araştırmaya dahil edilen grubun görüş farklılıklarının test edilmesi için bağımsız grup T Testi ile Tek Yönlü Varyans Analizi(ANOVA) ve tamamlayıcı Post Hoc Tekniği olarak da Scheffe Testi uygulanmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir.Yapılan analizler sonucunda;1. Öğrenciler; cinsiyet, sınıf mevcudu, öğrencinin başarı durumu, ailenin eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyi, öğrencinin değerlendirmede bulunduğu ders ve ders öğretmeninin cinsiyeti değişkenlerine göre ankette yer alan ifadelere verdikleri cevaplarda manidar düzeyde farklılık olduğu ortaya çıkmıştır.2. Öğrencilerin, sınıf atmosferlerine ilişkin algılarını ölçmeye yönelik olarak ifadelere verdikleri cevapların toplam aritmetik ortalamasının ise X= 3,35 ?Bazen? düzeyinde olduğu sonucu elde edilmiştir.Anahtar Kelimeler:Sınıf, Sınıf Ortamı, Sınıf Atmosferi The main objective of this research is to determine primary eighth grade students? perception of classroom atmosphere. For this purpose, the degree of students? perception of classroom atmosphere and whether there are meaningful differences between students? perception degrees or not were searched.In this study, the resources and factual data of the issues were examined carefully.Research working groupa is composed by eight classes students who have received training in primary schools in the central district of Kırklareli province in the 2008-2009 academic year.Screening method was used in the study. Scale developed by the researcher was used in collecting data and internal consistency (Cronbach's alpha coefficients) were calculated by SPSS program in the statistical analysis made for the reliability of the data obtained from the survey.Frequency and percentage calculations were made in data analysis of personal characteristics of the groups surveyed. With the purpose of determining the perception of the classroom atmosphere, independent T Test and one-way ANOVA and Scheffe Post Hoc Test as a complementary technique were applied in 25 expressions to test differences in the perception of the group and the results were evaluated.As results of analysis;1- According to variables such as gender, class size, student achievement status, educational and socio-economic level of family, course evaluated by students and gender of teacher, meaningful differences have emerged in the level of response to statements contained in the survey.2- The sum of the arithmetic average of the students? answers to measure perceptions of classroom atmosphere was obtained as X=3,35 at the level of ?Sometimes?.Key Words: Classroom, Classroom Environment, Class Atmosphere 120

İçinde bulunduğumuz yüzyılda eğitim yöneticilerinin davranışları, görevleri ve yöneticilerden beklentiler giderek artmaktadır. Okulları başarılı bir biçimde yönetecek eğitsel liderlere ihtiyaç, daha da artmaktadır. Bu sebepten dolayı, bu araştırmada Cumhuriyet Döneminden 2009 yılına kadar olan, eğitim yöneticisi yetiştirme politikaları ele alınıp; okul yöneticilerinin yetiştirilmesine ilişkin Türkiye'deki örneklerin değerlendirilmesi yapılmıştır.Araştırmada yedi alt probleme yanıt aranmıştır. Birinci alt problemde, Anayasalardaki; ikinci alt problemde, kanunlardaki; üçüncü alt problemde, yönerge ve yönetmenliklerdeki; dördüncü alt problemde, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Şuralarındaki; beşinci alt problemde; Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Planlarındaki; altıncı alt problemde Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Programlarındaki eğitim yöneticisi yetiştirmeye yönelik kararlar ile yedinci alt problemde; Türkiye'deki eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi uygulamaları değerlendirilmiştir.Araştırmanın sonucunda, eğitim yöneticisi yetiştirme politikalarının genellikle; Milli Eğitim Şuralarında şekillendiği; alınan kararların, atama ve yer değiştirme yönetmeliklerine yansıdığı ve belirli bir eğitim yöneticisi yetiştirme politikamızın olmadığı görülmüştür. In our century, training manager?s behaviours ,their duties and expectations from manager are increasing more and more .Need for educational leader who can manage the school successfully is increasing day by day .Because of this,in this research,from the Republic Period to 2009,the policies of educating the training manager have been handled , and evaluation of samples in Turkey relate to training of school manager has been made.In research ,seven sub-problems have been searched for solution.In first sub-problem,in constitutions; In second sub-problem,in laws; In third sub-problem ,in instruction and regulations; In fourth sub-problem ,ın the Turkish Republic National Education Councils;In fifth sub-problem , in the Turkish Republic Development Plan;In sixth sub-problem ,with decisions oriented educating the training manager in the Turkish Republic Government Programme;In seventh sub-problem , applications of being educated the training manager have been evaluated.At the end of the research, ıt has been seen that the policies of educating of the training manager generally shaped in National Education Councils, and decisions that have been taken here reflect the regulations of appointment and displacement and there is no a our certain plan in educating the training manager. 175

Çalışmada Milli Eğitime Bakanlığına bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde görev yapan yöneticilerin iş doyum durumlarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Halk Eğitim Merkezlerinde görev yapan yöneticilerin iş doyumlarının cinsiyet, yaş, medeni durum, eşin çalışma durumu,mesleki kıdem, en son mezun olduğu okul, unvan ,çalışma şekli, gelir düzeyi , maaş dışı gelir, mesleği kendi isteği ile seçip seçmediği ,örgün eğitimde kaç yıl hizmet verdikten sonra şimdiki mesleğinde çalıştığı değişkenlerinden nasıl etkilendiği araştırılmıştır. Bu araştırma için Minnesota Tatmin Ölçeği ve Kişisel Bilgiler Formu olmak üzere iki kısımdan oluşan bir ölçek kullanılmıştır.Araştırmanın evrenini; 2009?2010 öğretim yılında, İstanbul ilinde bulunan 40 Halk Eğitim Merkezi oluşturmaktadır. Çalışmanın evreni içerisinden Anadolu yakasındaki Halk Eğitim Merkezleri örneklem alınmıştır. Bunlar; 15 Halk Eğitim Merkezinde görev yapan 70 müdür ve müdür yardımcısıdır.Araştırmanın istatistik analizlerinde SPSS 11.5 istatistik programı kullanılmış, araştırmada, cinsiyete, medeni duruma, eş çalışma durumuna, maaş dışı gelir olup olmamasına, ünvana, yönetici olarak atanma durumuna, meslek tercih durumuna, hizmet içi eğitim alıp almamaya göre İş Tatmin Ölçeği'nden elde edilen puanların karşılaştırılmasında bağımsız gruplarda t testi kullanılmıştır. Yaşa, aylık toplam gelire, yönetici olarak çalışma yılına, öğrenime, yöneticilik öncesi öğretmenlik deneyimine, göre İş Tatmin Ölçeğinden elde edilen puanların karşılaştırılmasında tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. ANOVA testine göre anlamlı fark çıkması durumunda. farkın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla Post-Hoc testi olarak Tukey testi kullanılmıştır.Bu çalışmada Halk Eğitim Merkezlerinde çalışan yöneticilerin , bağlı bulundukları kurumlardan ne derece memnun oldukları, kişisel özellikleri ile iş doyumları arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılmıştır. Yöneticilerine, bu sonuçları dikkate alarak kendileri için daha uygun çalışma ortamları sağlayabilmeleri, onları, bağlı bulundukları kurumun hedeflerini ve değerlerini kabullenen, motivasyonu ve performansı yüksek çalışanlar haline getirebilmeleri için bilimsel kaynak sunma düşüncesi araştırmanın diğer bir amacı olmuştur.Anahtar Sözcükler: Halk Eğitimi , İş Doyumu , Yönetim , Yönetici In this study, it?s aimed to state the labour satisfaction of administrators who are associated with the Ministry of Education. Accordingly, it?s researched how these directors? satisfaction of labour situation are affected by sex,age,marital status, spouse?s or wife?s profession,professional seniority, last graduated school,title,the way of working, level of income, earnings except for wage, their will for preference of job and how many years after they worked for formal education, they start their present job.It?s used both Minnesota Satisfaction scale and Personal Information Forms for this search. 40 Public Training Centers compose the foundation of the research and specially Public Training Centers in Anatolian side are taken as examples.These are, 70 managers and deputy managers working in 15 PTC. For data analysis, it?s used SPSS 11.5 programme, also used `t? test for independent groups to compare with points getting from Labour Satisfaction scale and sex,marital status, spouse?s or wife?s working situation, having income except for wage,title,position of being appointed as a manager,education, and experience prior to leadership are taken into consideration as factors. It?s used variance analysis for comparision of points taken from Labour Satisfaction scale accordinly sex, monthly income, working years as a manager, education and experience before management. In the event of arising rational results from ANOVA test and to state which group has the difference it?s used Post-Hoc test as Tukey.In this study, it?s emerged that if the managers who are associated with Ministry of Education are satisfied or not and also the relationship between their personal caharacter and situation of labour satisfaction. Another purpose of this study is to offer a scientific resource to managers who want improve more suitable working environment and create high-motivated workers also loyal employee adopting targets of instution.Key Words: Adult Education, Work Satisfaction,Administration , Manager 127

Bu araştırmanın amacı, Diyarbakır'daki ilköğretim öğretmenlerinin özyeterlik düzeyi ve yaşadıkları iletişim sorunlarını incelemektir.Araştırmanın evrenini, Diyarbakır'da görev yapan ilköğretim öğretmenleri oluşturmaktadır. Örneklemde ise, 2009-2010 öğretim yılında, Diyarbakır'da görev yapan 300 öğretmen yer almıştır. Verilerin çözümlenmesinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, t-testi, ANOVA varyans analizi, Levene testi analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda şu sonuçlar elde edilmiştir:Diyarbakır ilinde görev yapan kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere nazaran etkili iletişim özyeterlik algıları anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Program geliştirme boyutunda ise erkek öğretmenlerin özyeterlik algıları kadın öğretmenlere nazaran yüksek bulunmuştur.Sınıf yönetimi algısı düzeyi lisansüstü mezunu olan İlköğretim öğretmenlerin ön lisans düzeyi öğretmenlere göre anlamlı olarak özyeterliği yüksek bulunmuştur. Mesleki yeterlik için lisansüstü mezunu olan İlköğretim öğretmenlerin lisans düzeyi öğretmenlere göre anlamlı olarak özyeterliği yüksek bulunmuştur.Araştırmada katılımcıların öğretmenlerin yaşanan iletişim sorunları incelendiğinde sorunların başlıcaları öğretmenlerin görevleri dışındaki işlerde çalıştırılması ve öğretmenlerin izin ve sevk taleplerine olumlu cevap verilmemesi olarak görülmüştür. Öğretmenlerin, sınıf içi öğretimden başka, okulda kurulması gereken ve sorumluluk gerektiren komisyon çalışmalarında görev almak istememeleri ve öğretmenlerin değişim ve gelişime açık olmamaları ise önemsiz olan sorunlardır. Kadın ve erkek öğretmenler arasında iletişim sorunlarına ilişkin anlamlı farklılığa rastlanmıştır. Farklılığın kaynağını incelediğimizde ise erkek katılımcıların bayanlara nazaran sorunların fazla olduğunu düşündükleri sonucuna varılmıştır. 1 - 5 yıl kıdeme sahip bireylerin 5-10 yıl kıdeme sahip bireylere nazaran müdür ? öğretmen ilişkilerinde sorunları yüksek olarak düşündükleri sonucuna varılmıştır. Aynı şekilde 15- 20 yıl kıdeme sahip bireyler 5-10 yıl kıdeme sahip bireylere göre iletişim sorunlarının yüksek olduğunu düşünmüşlerdir. Lisans mezunlarının yüksek lisans mezunlarına göre okul müdürü-öğretmen sorunlarını yüksek olduğu görüşünde oldukları sonucuna varılmıştır.Anahtar Kelimeler: Özyeterlik, İletişim Sorunları, İlköğretim, Öğretmen. The purpose of this study is, to make the analysis of self-sufficiency level of elementary school teachers in Diyarbakir and the communication problems they live.The elementary school teachers working in Diyarbakır province forms the general population of the study. 300 teachers working in Diyarbakır province while the academic year of 2009-2010 take place in the sample of the study. Mathematical mean, frequency, percentage, t-test, Levene test, ANOVA variance analysis were performed while the analysis of data. The following results were achieved as the result of performed analysis:The effective communication self-sufficiency perceptions of female teachers working in Diyarbakır province were found meaningfully high comparing with the effective communication self-sufficiency perceptions of male teachers working in the same province. Considering the program development dimension, the effective communication self-sufficiency perceptions of male teachers were found high comparing with the effective communication self-sufficiency perceptions of female teachers.The self-sufficiency level of post-graduated teachers was found high comparing with the self-sufficiency level of teachers who have associate degree, regarding their perceptions of class management. And also, the self-sufficiency level of post-graduated teachers was found high comparing with the self-sufficiency level of teachers who have associate degree, regarding their professional sufficiency.When the communication problems of the teachers participated in the study is analyzed, it is realized that the principal problems are having the teachers worked at different works besides their own positions and not being responded positively of teachers? requesting for leave and medical visit. The problems of teachers? not having willingness to work at commission works required to be founded in the school besides the desk training and require responsibility and the teachers? not being open for development and change are considered as negligible. It was found that there is a meaningful difference between the perceptions of male and female teachers regarding their communication problems. When we analyze the source of difference, it was realized that the male participants think they have much more problems than the females. It was understood that the individuals have 1-5 years of seniority think they have much more problems comparing the individuals 15-20 years of seniority regarding the relation of manager-teacher. Similarly, the individuals have 15-20 years of seniority think they have much more problems comparing the individuals 5-10 years of seniority regarding the communication problems. The result was achieved that the teachers who have associate degree have the thought that their problems of manage-teacher are higher than the problems of the post-graduated teachers.Key Words: Self-sufficiency, Communication Problems, Elementary School Education, Teacher. 116

Bu araştırmada ilköğretim okullarında görev yapan kaynaştırma öğrencisi bulunan sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimi becerilerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, İstanbul ili Sancaktepe ilçesindeki resmi ilköğretim okullarında görevli 148 kişi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada, çalışma evreninin tamamına ulaşılmaya çalışıldığından örneklem tayini yoluna gidilmemiştir. Demografik değişkenlerin toplanmasına yönelik yazar tarafından geliştirilen bir Kişisel Bilgi Formu ve Sınıf Yönetimi Becerileri Ölçeği kullanılmıştır.Araştırmada; normal dağılım özelliği göstermeyen dağılımlar için non-parametrik teknikler, normal dağılım özelliği gösteren dağılımlar için ise parametrik analiz teknikleri, bağımsız grup t testi, non-parametrik Mann Whitney-U testi, non-parametrik Kruskal Wallis-H testi, kullanılmış olup, manidarlık .05 düzeyinde sınanmıştır.Bu araştırmada Sancaktepe ilçesi resmi ilköğretim okullarında görevli kaynaştırma öğrencisi bulunan sınıf öğretmenlerinin Sınıf Yönetimi becerilerinin, cinsiyet, yaş, medeni durum, meslekteki kıdem, okutulan sınıf, sınıftaki öğrenci sayısı, sınıf yönetimi ve özel eğitim ile ilgili ders, kurs ve seminerlere katılım değişkenlerine göre farklılığı test edilmiştir. Sonuç olarak; yaş ve mesleki kıdem değişkenlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur.Anahtar Kelimeler: Kaynaştırma, Sınıf Yönetimi, Sınıf Yönetimi Becerileri In this research, it is aimed to examine classroom management skills of teachers assigned at primary education schools who have students that need special training depending on various variables. The extend of the research is consisted of 148 people assigned in different public primary education schools in Sancaptepe in İstanbul. Scan Method has been chosen as the method of the research. In this study, since it is aimed to reach the whole, universe illustration method hasn?t been used. In order to gather demographical parameters, a personal information form has been developed by the researcher. Additionally, classroom management skills criterion has been used.In this research, different techniques have been used for both results in abnormal scattering format and results with normal distribution. For abnormal scatterings, non-parametrical techniques were more adequate, whereas for normal scatterings, parametric analysis was more adequate to use. Additionally, Unaffiliated Group t Test, Non-Parametrical Mann Whitney-U Test, Non-Parametrical Kruskal Wallis-H Test have been also applied with .05 percent significance.In this research, the differences of classroom management skills of teachers who are assigned at state primary education schools in Sancaktepe have students that need special training were examined according to sexuality, age, marital status, Professional seniority, educational level, the number of students in class, joining classroom management and special training courses, attending in service training classes and seminars.In conclusion, it is found that the age and professional seniority affect classroom management skills much more than the other variables.Key Words: Special Training, Classroom Management, Classroom Management Skills. 139

Sürekli ve hızla katlanarak gelişen teknoloji, yaşamın tüm alanları gibi eğitim dünyasını da değiştirmektedir. Öğretmenlerin derslerde öğretimi daha etkili hale getirmek için kullandıkları teknolojiler de bu değişimden etkilenmektedir. Bugün okullarda yazı tahtası gibi geleneksel olanların yanında, bilgisayar, elektronik yazı tahtası, projeksiyon cihazı gibi pek çok yeni araç-gerecin de sınıflarda kullanıldığı görülmektedir. Araç-gereçlerin seçiminde ve kullanılmasında ise öğretmenlerin tutumların büyük bir önemi vardır.Bu araştırma ile resmi ve özel ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin derste araç-gereç kullanılmasına yönelik tutumlarının incelenmesi hedeflenmiştir. Araştırmanın Bursa İli Yıldırım İlçesindeki resmi ve özel ilköğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler, örneklemini ise bu okullarda görev yapan öğretmenler arasından rastgele yöntemle seçilen 110 öğretmen oluşturmaktadır.Araştırmanın sonucunda; kadınların, bekâr olanların, özel okulda çalışanların, 1. kademede görev yapanların, yaşça küçük olanların, mesleki kıdemleri az olanların, Eğitim Fakültesi mezunlarının, Yüksek Lisans/Doktora yapanların, sınıf öğretmenliğinden mezun olanların, görev yaptığı sınıfta öğrenci sayısı az olanların ve Eğitim Teknolojileri dersi/kursu alan ve ilgili seminerlere katılan öğretmenlerin derste araç-gereç kullanılmasına yönelik tutumlarının daha olumlu olduğu bulunmuştur. Continuously and rapidly developing technology is changing the world of education as it all the other areas in life. And educational tools used by the teachers to make the courses more efficient are also affected by this change. Today, many new educational tools are being used in classrooms as computers, electronic whiteboards, projection devices etc alongside with the more traditional ones, such as blackboards. Thus teachers' attitudes play a very important role in selecting and utilizing the equipment (educational tools) to be used in education.By this research it was aimed to find out public and private elementary school teachers' attitudes towards the use of course materials. The sample of the research had been selected randomly from the teachers who work in the public and private elementary schools in the district of Yıldırım, in Bursa City. The research was conducted with 110 teachers from the above schools.As a result, female, unmarried ones, those who work in private schools, who served in first level of the elementary schools, young ones, less in seniority, graduated from the Faculty of Education, teachers with a MA / PhD degrees, teachers graduated from classroom teaching, teaching in less crowded classes and who had had Educational Technology course or participated in related seminars were found to have more positive attitudes toward the use of educational materials. 146

Araştırmamızın birinci bölümünde; problem durumu, araştırmanın amacı, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın sınırlılıkları, tanımlar ve araştırmanın yöntemi ele alınmaktadır. İkinci bölümde; yönetim, yönetici ilkeleri ve eğitimi ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Özellikle yönetici seçimi süreci ve yetiştirilme yöntemleri üzerinde durulmuştur. Çünkü esas konumuz olan Enderun Mektebindeki yönetici adaylarının seçimi ve yetiştirme metotları araştırmamızın temelini oluşturmaktadır.Üçüncü bölümde; dünyada ve ülkemizde üst düzey yönetici eğitimi ve yetiştirilmesi üzerinde durulmuştur. Özellikle gelişmiş ülkeler olan Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerdeki yönetici okulları ve personel rejimi işlenmiştir. Bu bölümde ayrıca yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde personel sisteminin kurulması, gelişmesi ile Türkiye'de kurulmuş yönetici eğitim merkezleri işlenmiştir.Dördüncü bölümde; yönetim, yönetici anlayışı ve eğitiminin tarihsel gelişimi üzerinde durulmuştur. Daha sonra Osmanlı Devletinde eğitim kurumlarının işleyişini baktıktan sonra, Osmanlı yönetici yetiştiren kurumlar işlenmiştir.Beşinci bölümde ise esas konumuz olan Enderun Mektebi üzerinde durulmuştur. Önce bu mektebinde içerisinde olduğu Topkapı Sarayının bölümleri ve işleyişi işlenmiştir. Daha sonra Enderun Mektebi'ne öğrenci seçimi olan devşirme sistemi üzerinde durulmuştur. En sonda ise Enderun Mektebindeki eğitim ve öğretim faaliyetleri işlenmiştir. Son bölümümüz olan altıncı bölümde ise; araştırmanın değerlendirilmesi, çağdaş yönetici eğitimi ile karşılaştırılması ve öneriler yer almaktadır.Anahtar Kelimeler: Yönetim, Yönetici, Eğitim, Yönetici Eğitimi, Osmanlı'da Eğitim, Osmanlı'da Yönetim, Enderun In the first part; the problem, the aim of the study, the statement of the problem, sub problems, the confines of the study, the definitions and the study techniques are presented.In the second part; management, the basics of the manger and the literature of manager training is examined. This part especially dwells on manager recruiting and training. This forms the basis of our study, the recruiting and training of the executives in the School of Enderun.In the third part; We dwelled on high rank executive officer training in our country and in the World. Manager Schools and the personnel regimes of the developed countries such as United States, United Kingdom, France and Germany have been examined. In addition, the establishment and development of the personnel system in the newly founded Turkish Republic and the manager training institutions are examined.In the fourth part; management, the notion of a manager, and the historical development of training executives is the basic issue. After evaluating the overall educational institutions in the Ottoman Era; the institutions training managers is particularly examined. The fifth part was dedicated to our basic concern in this study, the School of Enderun. First of all the home to the School of Enderun the Topkapi Pallace and it?s roles are examined. This part also is about the enrollment system to the school known as devshirme, in which young Christian males between the ages of 8 and 15 were enlisted to be trained for state service. The school?s educational activities are also examined in the last section. In the last and the sixth part there is the overall evaluation of the study, the historical system is compared to the modern techniques and is partly dedicated to the recommendations.Key Words: Management, Manager, Education, Manager Education, Education in Ottomans, Management in Ottomans, Enderun 362

Bu çalışma;?İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeylerini,?İlköğretim okulu öğretmenlerinin, öğrencilerin istenmeyen davranışlarını nasıl algıladıklarını,?İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarını algılamaları arasındaki ilişkiyi,?İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla baş etmeleri arasındaki ilişkiyi belirlemek?Ayrıca yukarıdaki dört amacı, çeşitli değişkenler (okutulan sınıf, sınıf mevcudu, kıdemi, çalıştığı kurum (özel, resmi), branş, çalıştığı okulun bulunduğu semt, cinsiyet, medeni durum, yaş, çocuk sahibi olup olmama, mezun olduğu okul) açısından incelemek amacıyla yapılmıştır.Çalışmada Titrek'in geliştirdiği Duygusal Zekâ Ölçeği ile Karakaş'ın geliştirdiği anket kullanılmıştır. Duygusal Zekâ ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması için Üsküdar ilçesindeki iki okuldan toplam 57 öğretmen üzerinde üç hafta arayla ölçek uygulanmış, ölçeğin tamamının ve alt boyutlarının güvenilir ve geçerli olduğu ortaya konmuştur. Daha sonra İstanbul ili Anadolu yakasındaki 26 okul 365 öğretmenden elde edilen veriler istatistiksel analize tabii tutulmuştur. Bulunan sonuçlar şöyledir.Duygusal zekâ ile ilgili sonuçlar:İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri yeterlidir. Ancak sınıf öğretmenleri branş öğretmenlerine göre; bayan öğretmenler erkek öğretmenlere göre duygusal zekâ alanında daha yeterlidir. Duygusal zekânın özbilinç alt boyutu hariç diğer alt boyutlar ve toplam duygusal zekâ puanı yaş ve kıdem arttıkça artmaktadır. Yine yaş ve kıdemle bağlantılı olması sebebiyle özbilinç boyutu hariç mezun olunan bölüme göre iki yıllık eğitim yüksek okulu mezunu öğretmenler daha yüksek puan almışlardır. Çalışılan kurum, (sosyal beceriler hariç) çalışılan ilçe, medeni durum, çocuk sayısı, okutulan sınıf seviyesi ve sınıf mevcuduyla duygusal zekâ arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.Öğrencilerin istenmeyen davranışları ile ilgili sonuçlar:Resmi ilköğretim okullarında çalışan öğretmenler, branş öğretmenleri, meslekte yeni olan öğretmenler ve sınıf mevcudu fazla olan öğretmenler istenmeyen davranışlarla daha fazla karşılaşmaktadır. Öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla öğretmenin cinsiyeti, medeni durumu, sahip olunan çocuk sayısı, yaşı, mezun olduğu bölüm ve okuttuğu sınıf arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarını algılamaları arasındaki ilişkiye yönelik sonuçlar:Öğretmenlerin duygusal zekâ düzeyleri yükseldikçe istenmeyen davranışlarla karşılaşma durumları azalmaktadır. Bayan öğretmenler erkek öğretmenlere göre duygusal zekâ düzeyleri yükseldikçe istenmeyen davranışlarla daha az karşılaşmaktadır. Bekar ve evli öğretmenlerin, 26-35 yaş aralığındaki öğretmenlerin özbilinç hariç diğer alt boyutlarda ve toplam duygusal zekâ puanlarında artış olurken istenmeyen davranışlarla karşılaşma durumlarında azalma görülmektedir.İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla baş etmeleri arasındaki ilişkiye yönelik sonuçlar:Duygusal zekâ düzeyleri yeterli çıkan ilköğretim okulu öğretmenlerinin en çok kullandıkları başa çıkma yöntemleri ?yapıcı disiplin uygulamaları? içinde yer almaktadır. Bunlar sırasıyla birebir konuşma, öğrenciyi sözle uyarma, sınıf kurallarını hatırlatma, ailesi ile görüşme, öğrenciye davranışından dolayı üzüldüğünü söyleme şeklinde sıralanmaktadır.Anahtar Kelimeler: Duygusal Zekâ, İstenmeyen Davranışlar, Başa Çıkma Yöntemleri This study aims to determine:?emotional intelligence levels of primary school teachers?primary school teachers? perceptions of undesired student behavior?the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their perceptions of undesired student behavior?the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their methods of coping with undesired student behavior?examining the previous four aims in terms of various variables such as class grade, number of the student in the class, experience, type of school (state or private), branch, school district, gender, marital status, age, number of children, graduation, etc.In this study, Emotional Intelligence Scale developed by Titrek and a questionnaire developed by Karakaş were used. For reasons of reliability and validity, data was gathered from 57 teachers (from two different schools in Üsküdar). Findings show that whole scale and the sub-dimensions were both reliable and valid. Later, information from 365 teachers working in 26 different schools in Asian part of İstanbul was statistically analyzed. Followings are the results.Results related to emotional intelligence:Emotional intelligence levels of primary school teachers are sufficient. However, class teachers have a more sufficient emotional intelligence level than branch teachers have. Female teachers have a more sufficient emotional intelligence level than male teachers have. All sub-dimensions except for self-consciousness and total emotional intelligence score increase as the age and experience of the teachers increase. Also, in terms of graduation, teachers who graduated from two-year high educational schools have higher scores in all sub-dimensions except for self-consciousness. There is no meaningful relationship between emotional intelligence and type of school, school district (except for social skills), marital status, number of children, class grade, and number of the students in the class.Results related to undesired student behavior:Teachers working in state schools, branch teachers, inexperienced teachers, and teachers with too many students face more undesired student behavior. There is no meaningful relationship between undesired student behavior and teachers? gender, marital status, number of children, age, graduation, and class grade.Results related to the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their perception of undesired student behavior:The higher the teachers? emotional intelligence level the less they face undesired student behavior. As the emotional intelligence level increases, female teachers face less undesired student behavior than male teachers do. Single and married teachers, and teachers aged between 26 and 35 have higher scores in all sub-dimensions except for self-consciousness and emotional intelligence scores, but they face less undesired student behavior.Results related to emotional intelligence levels of primary school teachers and their methods of coping with undesired student behavior:Teachers who have sufficient emotional intelligence level used mostly the constructive discipline practices. These could be counted as one-to-one talking, warning verbally, reminding the class rules, communicating with parents, and telling students that their undesired behaviors make teachers sad.Keywords: Emotional Intelligence, Undesired Behavior, Coping Methods 226

ÖZETHALK EĞİTİMİ MERKEZLERİNDE GÖREVLİ MESLEKİ-TEKNİK VE SOSYAL - KÜLTÜREL KURSLARI ÖĞRETMENLERİNİN ÖZ YETERLİLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİBu araştırma, İstanbul İlindeki Halk Eğitimi Merkezlerinde görevli mesleki-teknik kursları öğretmenleri ile sosyo-kültürel kurs öğretmenlerinin öz-yeterlilik düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.Araştırmanın örneklemini 2008-2009 eğitim-öğretim yılında İstanbul İlindeki Halk Eğitimi Merkezleri arasından tesadüfî örneklem yoluyla seçilen üç’ü Anadolu yakasında, üç’ü Avrupa yakasından olmak üzere 6 Halk Eğitimi Merkezinde görevli 304 öğretmen oluşturmaktadır.Bu araştırmada, tarafımızca geliştirilen ve demografik bilgileri içeren 14 sorudan oluşmuş bilgi anketi kısmıyla 10 maddeden oluşan Jerusalem ve Schwarzer’in 1981 yılında geliştirdiği “ Genel Öz-yeterlilik Ölçeği” ( General Perceived Self-Efficacy Scale – GSE) kullanılmıştır.Çalışmada, demografik bilgilere ait özellikler için frekans ve % değerleri alınmış, öz-yeterlilik ölçeğine ait bulgular içinde “t” testi ve varyans analizi uygulanmıştır.Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, araştırmaya katılanların % 73,7’si bayandır. Yaş değişkenine bakıldığında % 40’ı kırk yaş ve üzerindedir. Eğitimcilerin % 48’i dört yıllık bir üniversite (lisans) mezunudur. Halk Eğitimi alanında eğitim alıp, almama değişkeni açısından bakıldığında, % 59,1’i daha önce halk eğitimi alanında herhangi bir eğitim almamıştır ve % 96,7’si Halk Eğitimi Merkezlerinde çalışmaktan memnundur. Halk Eğitimi Merkezlerinde istihdam edilenlerin % 43’ü öğretmen, % 40’ı kadrolu uzman ve usta öğreticilerden oluşmaktadır. Örneklemin % 63,8’i mesleki-teknik kurslarda, % 18,5’i sosyo-kültürel kurslarda görevli olarak çalışmaktadırlar. Halk Eğitimi Merkezleri çalışanlarının öz-yeterlilik düzeyleri cinsiyet açısından farlılıklar göstermektedir. Çalışanlardan bayanların öz-yeterlilik düzeyleri erkeklere oranla daha yüksektir. Eğitimcilerden mesleki-teknik kurslarda çalışanların öz-yeterlilikleri, sosyo-kültürel kurslarda çalışanlardan daha yüksek bulunmuştur. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak görev yürüten Halk Eğitimi Merkezleri personel, donanım ve araç-gereç alanlarında sorunlar yaşamaktadır. Halk Eğitimi Merkezlerinde görevli eğitmenlerin çoğunluğunu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk ya da orta öğretim kurumlarından atama yoluyla gelmiş kadrolu öğretmenler oluşturmaktadır. İkinci sırada ise kadrolu uzman ve usta öğreticiler oluşturmaktadır. Eğitimcilerin çoğunluğu lisans mezunudur ancak halk eğitimi alanında herhangi bir eğitim almadan bu merkezlerde çalışmaya başlamışlardır. Merkez çalışanlarından mesleki-teknik kurslarda çalışanlar kendilerini mesleklerinde çok yeterli görmektedirler bu nedenle de öz-yeterlilikleri sosyo-kültürel kurslarda görevli eğitmenlere oranla daha yüksektir. Halk Eğitimi Merkezlerinde görevli öğretmenlerin öz-yeterlik algılarının, aldığı öğretmenlik eğitiminden başlayıp öğretim süreci içerisinde yaşadığı deneyimlerle şekillenen, öğretmenin kendisi ile ilgili yargıları olduğu göz önünde bulundurularak, öğretmenlerin öğretim sürecinde daha etkili ve yeterli olmaları sağlanmalıdır. Böylelikle ileride öğretmen olacak adayların öğretim sürecinde daha başarılı olmaları sağlanarak öğretimsel ve çabasal öz-yeterlik algılarının yükselmesi ve kendi performanslarına olan güvenlerinin artması sağlanabilir.Anahtar Sözcükler: Halk Eğitimi, mesleki-teknik ve sosyo-kültürel kurslar, öz-yeterlilik ABSTRACTREVIEW OF SELF EFFICACY LEVELS OF THE VOCATIONAL-TECHNICAL AND SOCIAL-CULTURAL COURSE TEACHERS WORKING AT PUBLIC EDUCATION CENTERS This study was conducted for the purpose of reviewing the self-efficacy a questionnaire levels of vocational-technical course teachers and social-cultural course teachers working at public education centers in the city of Istanbul. Subjects for the study are 304 teachers, working at 6 Public Education Centers, 3 in Anatolian side, 3 in European side, selected from among Public Education Centers in the city of Istanbul by random sampling in the academic year 2008-2009. In this study, General Perceived Self-Efficacy Scale – GSE, made of 10 items, which Jerusalem and Schwarzer developed in 1981, was used with a part of a questionnaire of 14 questions containing demographic information that we developed. In the study, for the demographic information frequency and % values were taken and “t” test and variance analysis was applied for the findings regarding self-efficacy. According to the findings, 73.7% of participants are ladies. As for age, 40% is forty or above. 48% of the teachers are graduates of 4 year programs (bachelor’s degree). As for the variable whether they have received education in public education, 59.1% of the teachers have not received any education in public education and 96,7% are happy to work at Public Education Centers. Of those employed in Public Education Centers, 43% are teachers, 40% are resident specialists and master trainers. 63.8% of subjects work at vocational-technical courses whereas 18.5% work at social-cultural courses. Self-efficacy levels of the teachers working at Public Education Centers show differences according to sex. Self-efficacy levels of lady teachers are higher than male population. Self-efficacy of those at vocational-technical courses was found higher than social-cultural course teachers. Public Education Centers, operating under the Ministry of National Education, suffer some problems in terms of personnel, equipment and tools. Most of the teachers working at Public Education Centers are resident teachers, who were appointed from middle or high schools of the Ministry of National Education. Some others are resident specialist and master trainers. Most of the teachers are university graduates but they started working in these centers before they have undergone training about public education. Those teaching at vocational-technical courses find themselves very efficient in their career. Therefore their self-efficacy is higher when compared with those teaching at social-cultural courses. Considering that the self-efficacy perceptions of the teachers working at Public Education Centers is their own judgments, which is shaped by their experiences starting from teacher training process through their teaching career, it must be ensured that teachers become more efficient and competent in the process of teaching. Thus, the teacher candidates shall be more successful in their future career of teaching and their self-efficacy perceptions regarding teaching and competency will be higher and their self-confidence in their own performance will be improved. Key words: Public education, vocational-technical and social-cultural courses, self-efficacy.

ÖZETToplumların kalkınmasında mesleki eğitimin önemi büyüktür. Çağı yakalamış, teknik bilgiye sahip, aynı zamanda sosyalleşmiş bireyler yetiştirmek mesleki eğitimin temel amacıdır. Ülkemizde mesleki eğitimdeki olumsuzlukların giderilmesi amacıyla Mesleki Eğitim Ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi (MEGEP) kapsamında yeni bir yapılanmaya gidilmiştir. Modüler programlarla desteklenen, her aşamasında değerlendirmesi yapılan, değerlendirme sonucu belgesel ve ulusal geçerliliği olan bir sertifikasyonla ödüllendirilen, mesleki nitelikleri içeren, yapılandırılmış bir veri tabanıyla sürekli desteklenmekte olan sistemin her düzeyinde kalite garantisi sağlamak ve kendini sürekli yenileyen bir eğitim sistemi ortaya konmak istenmektedir. Fakat bu değişim süreci çok hızlı ve biraz sıkıntılı gerçekleşmekte; bu hızlı değişimin yükünü tabiî ki en çok öğretmenler hissetmektedir. Sistemin uygulayıcıları öğretmenler projenin amaca ulaşmasında en önemli rolü üstlenen kişilerdir. Öğretmenlerin modüler eğitim sistemini tanıma düzeyleri, alan bilgilerini ne kadar yeterli gördükleri, modüler sisteme ne düzeyde uyum sağladıkları ve modüler sistemi nasıl değerlendirdiklerine ilişkin düşünceleri bu çalışma ile ortaya konmak istenmiştir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Beş bölümden oluşan araştırmanın birinci bölümünde; problem durumu, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, alt problemler, sayıltılar, sınırlılıklar ve tanımlar yer almıştır. İkinci bölümde mesleki eğitim ve sorunlar, MEGEP ve modüler eğitim sistemi, öğretmen yeterlilikleri hakkında ilgili literatüre yer verilmiştir. Çalışmalar kısmını oluşturan üçüncü bölümde, araştırmanın yöntemi, evren ve örneklemi, verilerin toplanması, çözümü ve yorumlanmasına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde, elde edilen bulgular bağımsız değişkenlere göre istatiksel yöntemler kullanılarak tablolar haline getirilmiş ve gerekli yorumlar ve tartışmalar yapılmıştır. Beşinci bölümde ise sonuçlar ve elde edilen bilgiler doğrultusunda öneriler yer almıştır.Elde edilen sonuçların bazıları şöyledir:21-31 yaş arası öğretmenlerin modüler sistemi tanıma düzeyleri diğer yaş gruplarına oranla biraz daha fazladır.Bilişim Teknolojisi öğretmenleri modüler sistemi en olumlu değerlendirenlerdir.Hizmet içi eğitimler öğretmenlerin modüler sistemde alan yeterliliklerine ve uyum süreçlerine olumlu katkı sağlamıştır.Lisansüstü eğitim düzeyine sahip öğretmenler en fazla alan yeterliliğine sahip olan ve uyum sürecinde en az sıkıntı çeken öğretmenlerdir. Eğitim ile ilgili yayınları takip eden öğretmenler ise modüler sisteme daha olumlu bakmaktadırlar. Öğretmenlerin geneli sertifika sınavlarının nasıl yapılacağını bilmemekte ve sertifikaların ne şartlarda verileceğini merak etmektedir.Anahtar Kelimeler: Modüler Eğitim, MEGEP, Mesleki yeterlilik, Uyum Süreci, Mesleki Eğitim ABSTRACTVocational education has great importance in development of societies. The main objective of vocational education is to educate individuals, who capture the contemporary period, who are equipped with technical knowledge, and who are socialised at the same time. In our country, in order to relieve the negativities in vocational education, a new structure is being established in the scope of The Project of “Strengthening The Vocational Education and Training System in Turkey” (SVET). With the system, which is supported with modular programs, assessed within the process, conferment with a documented and internationally valid certification at the end of the assessment, continuously supported with a structured database, it is aimed to sustain quality warranty in each level of the system and to set up an education system that can be altered continuously. Yet, this changing period is rather fast and problematic and, the load of the change is felt normally at most by teachers. The implementers of the system, teachers, are the ones that bear the most important function in the system. It is aimed to put forward the teachers’ view regarding their knowledge level of modular education system, to what extent they perceive their field knowledge as competent, to what extent they achieve conformity with the system and how they evaluate the modular system with this study.Screening method is used in this study. In the first section of the research, which is structured with five sections, the situation of the problem, the objective of the research, sub-problems, hypotheses, limitations and descriptions took place. In the second section, vocational education and problems, SVET and modular education system and literature related with teacher competencies were given. In the third section that constitutes studies, information regarding the method of the research, population and sample of the research, data collection, analysis and evaluation of the data were given. In the fourth section, the findings were tabulated with statistical methods according to independent variables and the regarding evaluations and discussions were made. In the fifth section, the suggestions according to findings and information derived took place.Some of the findings are as following:The level of acquaintance of teachers aged between 21 and 31 with the modular system is slightly higher than that of other age groups.Information Technology Teachers are the ones that perceive the modular system most positively.On the service trainings contributed to teachers’ field competencies and conformity processes regarding the modular system.Teachers who have graduate education are the teachers who have the most compatible level of field competencies and who struggled least in the conformity process. Teachers who follow publications related with education also view the system more positively.The majority of teachers are not aware of how the certificate exams will be made and under which circumstances the certificates will be delivered.Keywords: Modular Education, SVET, Occupational Competency, Conformity Process, Vocational Education

Türk Eğitim Sistemi ile ilgili araştırma yapan herkes sınavların ve dershanelerin sistem içindeki önemini rahatlıkla görebilir. Günümüzde özel dershaneler Türk Eğitim Sisteminin önemli bir parçasıdır.Bu araştırma Seviye Belirleme Sınavlarına (SBS) yönelik hazırlık kursları düzenleyen dershanelere devam eden öğrencilerin ve öğrenci velilerinin dershane beklentilerinin belirlenmesi ve kıyaslanması için yapılmıştır.Araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Araştırma için dershane beklenti anketi hazırlanmış hazırlanan anket 210 öğrenciye, 192 veliye uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlardan bazıları şunlardır. Özel dershaneler veli ve öğrenciler için okuldan öncelikli değildir fakat sınav hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan kurumlardır. Öğrenci ve veliler dershaneden sınav hazırlık dışında okul başarılarının yükselmesine yardımcı olmalıdır. Öğrenciler ayrıca dershanelerin fiziksel imkânlarının (bahçe, oyun alanı vb.) daha iyi olması gerektiğini, dershanede daha fazla sosyal faaliyet yapılması gerektiğini düşünmektedir. Öğrencilerin büyük bir kısmı bir yıldan daha fazla dershaneye devam etmektedir. Ayrıca öğrenciler ve veliler dershanelerde sınıf mevcutlarının azaltılması gerektiği görüşündedir. When we make research about Turkish Educational System, we can see and have an idea the importance of exams and private courses. Private courses are one of the most important part of educational system in Turkey.This study intends to find out and compare the expectations of the students and their parents who are attending private courses and preparing for the high school entrance exams.The research was organized as a survey type research. Survey has been applied to 210 students and 192 parents. Basic findings of the research suggest that the private courses are not important than schools but they are necessary for the exam preparations. Students and parents also expect that private courses must help to increase school achievement. Students expect that private courses have to have beter physical facilities. They think that private courses have to have a garden, a playground etc. Most of the students are attending private courses more than one year. Students and parenst expects that authorities in private courses decrase the number of the students in each class. 151

ÖZETSANATTA BİR ÖZGÜRLEŞME VE KAPATILMA BİÇİMİ OLARAK GRAFİTİGrafitinin insanlık tarihi kadar eski geçmişi geleceğin etik ve estetik değerlerini içinde taşıyan yenilikçi yapısı onu günümüzün en çok analiz edilmeyi bekleyen sanat dallarından biri yapıyor. Sanatın özgür düşünce ve üretimle ilişkisi daima önemli olmuş çağdan çağa özgürlüğünü etkileyen unsurlar ekonomik, politik, sosyal ve etik sebeplerle değişmiştir. Bu günün sanatı gösteri ve tüketim toplumunun sonucu olarak kültür endüstrisi ve buna bağlı kurumların kültürel, ekonomik ve politik yaklaşımlarına koşut bir biçimde normalleştirilmiş, kontrol altına alınmıştır. Müzeler ,galeriler, kuratorlük sistemi ve onların bağlı oldukları büyük ölçekli şirketler sanatçıyı ve sanatı ancak bu firmaların politikalarının yönetiminde ve kontrolü altında özgür bırakıyor. Büyük bienaller ve sergiler sanatçılar ve onların yenilikçi fikirleri için ortam olurken özgürlüklerinin sınırlarını da belirliyor. Bu yüzden günümüz sanatçısı aktivist, politik, eylemci tavrını arttıran bir paralelde sanatta siyasallaşmaya doğru kayarken bu kıstırılmışlığını da aşmanın yolu olarak sansasyonal bir yöne kaymaktadır. Tüm bu avangart yaklaşımların yanında 1980 lerde etkisinin yittiği düşünülen sanatta üçüncü uzam olarak sokak, ve sistemin ehlileşmemiş yeni fikir üreticileri olarak organik entelektüellik kavramları devreye girmektedir. Bu hertürlü fikrin metaya dönüştürülebildiği günümüzde, yalnızca karşılık olarak saygınlık umudu ile yapılan metasız bir sanat ortaya çıkıyor. Aslında sanatın ve özgür düşüncenin temel çıkış noktası olan bu pratik, yaratıcılığın kültür endüstrisi ile olan anlaşmasının sona erdiğinin göstergesidir. Her şeye rağmen grafiti ticari bir meta olarak tüketilen bir altkültüre dönüşse de bu gün galeriler ve sergiler dizgesinde yer almayı reddeden bir grup sanat aktivistinin yaşattığı şekilde gelişen bir gramere sahip. Bu tez bu gün grafiti denilen ve ona bağlı post grafiti yada yeni yeraltı sanatını niteliksel yöntemle, ortaya çıkış ve gelişim süreçlerini inceliyor.Tezin 1.Bölüm’ünde, Grafitini problem olarak çözümlenişi, tezin amacı,önemi,sınırları,hipotezini belirten giriş niteliği taşıyor. Tezin 2.Bölüm’ünde araştırma modeli,evren ve örneklem, verilerin toplanması,veri toplama tekniklerinin ardından uygulama bölümünde, araştırmacı olarak yazınsal pratikle görsel,sanatsal pratiklerimi açıklıyorum. Tezin 3.Bölüm’ü grafitinin 1960’lara kadarki gayri resmi tarihi, tezin ana savını oluşturan reklam ve grafitinin ilişkisi, şehir ve kamusal alan, modern grafitinin ortaya çıkışı,Türkiye’ye göçü, teknikleri ve grafitinin bir sanat formu olarak doğasını incelediğim ikonakırıcılıkla ilişkisi, yeni eğilimler, grafiti sanatının aktivizm, vandalizm olarak beliren yanları anlatılmaktadır. 4.Bölüm’de grafitiyi bir kapatılma olarak incelediğim dökümantasyon ve arkeoloji bölümlerinde fotoğraf ile ilgili olan ilişkisi irdelenmektedir. İstanbul’daki grafiti sergilerinden bahsettiğim bölümle devam ederken, önerilerimden oluşan bölümle tamamlanmaktadır.Tezde seksenbeş adet şekil (1-85) arasında numaralandırılarak verilmiştir.Anahtar Sözcükler: Grafiti, reklam, altkültür, sanat, sokak. ABSTRACTGRAFFITI AS A FORM OF FREEDOM AND CONFINEMENT IN ARTIts old past as much as the history of humanity and innovative structure embracing the ethical and aesthetic values of the future makes the grafiti one of the branches of the contemporary art that needs to be analyzed. The relationship of the art with free thought and production is always significant and the factors that affect its freedom from age to age change through economic, political, social and ethical reasons. The contemporary art as a result of spectation and consumption society is normalized and controlled in parallel to culture industry and cultural, economic and political approaches dependent on this industry. Museums, galleries, the creatorial system and large scale companies related to them free the artists and art itself under the only management and control of policies of these companies. The great bienals and exhibitions not only create an environment for artists and their innovative opinions but also determine their limits of freedom. Therefore, the contemporary artist has a tendency towards the politicization of art via increasing his/her activist and political attitude and also towards a sensational direction as a way of going beyond its trap. Beside all these avant-garde approaches, street, whose influence on the art is thought as decreasing in 1980s, as a “the third” space and “organic intellectuality” as new and untamed opinion producers of the system looms large in the art. At the present day in which every kind of opinion can be transformed into meta, a kind of non-meta art made only with the hope of respectability is emerging. This practice that is the originating point of the art and free thought in essence is the indicator that the creativeness’ agreement with the culture industry terminates. Even if the graffiti turns into subculture consumed as a commercial meta, today it has a kind of grammer developed by a group of art activists who rejects to participate in the system of galleries and exhibitions. This thesis examines the emergence and development process of post-graffiti or new underground art dependent on grafiti by the qualitative measures. In the first chapter of the thesis, it is introduced the graffiti’s analysis as a problem, the aim, importance, limits and hypothesis of the thesis. In the second chapter, the research model, universe and sampling, data collection, the techniques of data collection are explained and in the application part, it is explained my literary, visual and artistic practices. In the third chapter, it is analyzed the informal history of grafiti until 1960s, the relationship between the advertisement and grafiti constituting the main argument of the thesis, the city and public place, the emergence of modern grafiti, its migration to Turkey, its techniques and relationship with the iconaclasm, new tendencies and the parts of graffiti art as vandalism and activism. In the fourth chapter, the graffiti as a confinement is considered its relation with the photograph, is continued with a part mentioning graffiti exhibitions in İstanbul and completed with my suggestions.Thesis contains eightyfive images so called between number of (1-85).Key Words: Graffiti, advertisement, subculture, art, street.

ÖZETİLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLERİNİN DUYGUSAL ZEKÂ DÜZEYLERİYLE ÖĞRENCİLERİN İSTENMEYEN DAVRANIŞLARINI ALGILAMALARI VE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİBu çalışma;•İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeylerini,•İlköğretim okulu öğretmenlerinin, öğrencilerin istenmeyen davranışlarını nasıl algıladıklarını, •İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarını algılamaları arasındaki ilişkiyi,•İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla baş etmeleri arasındaki ilişkiyi belirlemek •Ayrıca yukarıdaki dört amacı, çeşitli değişkenler (okutulan sınıf, sınıf mevcudu, kıdemi, çalıştığı kurum (özel, resmi), branş, çalıştığı okulun bulunduğu semt, cinsiyet, medeni durum, yaş, çocuk sahibi olup olmama, mezun olduğu okul) açısından incelemek amacıyla yapılmıştır.Çalışmada Titrek’in geliştirdiği Duygusal Zekâ Ölçeği ile Karakaş’ın geliştirdiği anket kullanılmıştır. Duygusal Zekâ ölçeğinin geçerlik ve güvenirlik çalışması için Üsküdar ilçesindeki iki okuldan toplam 57 öğretmen üzerinde üç hafta arayla ölçek uygulanmış, ölçeğin tamamının ve alt boyutlarının güvenilir ve geçerli olduğu ortaya konmuştur. Daha sonra İstanbul ili Anadolu yakasındaki 26 okul 365 öğretmenden elde edilen veriler istatistiksel analize tabii tutulmuştur. Bulunan sonuçlar şöyledir.Duygusal zekâ ile ilgili sonuçlar:İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri yeterlidir. Ancak sınıf öğretmenleri branş öğretmenlerine göre; bayan öğretmenler erkek öğretmenlere göre duygusal zekâ alanında daha yeterlidir. Duygusal zekânın özbilinç alt boyutu hariç diğer alt boyutlar ve toplam duygusal zekâ puanı yaş ve kıdem arttıkça artmaktadır. Yine yaş ve kıdemle bağlantılı olması sebebiyle özbilinç boyutu hariç mezun olunan bölüme göre iki yıllık eğitim yüksek okulu mezunu öğretmenler daha yüksek puan almışlardır. Çalışılan kurum, (sosyal beceriler hariç) çalışılan ilçe, medeni durum, çocuk sayısı, okutulan sınıf seviyesi ve sınıf mevcuduyla duygusal zekâ arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.Öğrencilerin istenmeyen davranışları ile ilgili sonuçlar:Resmi ilköğretim okullarında çalışan öğretmenler, branş öğretmenleri, meslekte yeni olan öğretmenler ve sınıf mevcudu fazla olan öğretmenler istenmeyen davranışlarla daha fazla karşılaşmaktadır. Öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla öğretmenin cinsiyeti, medeni durumu, sahip olunan çocuk sayısı, yaşı, mezun olduğu bölüm ve okuttuğu sınıf arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarını algılamaları arasındaki ilişkiye yönelik sonuçlar:Öğretmenlerin duygusal zekâ düzeyleri yükseldikçe istenmeyen davranışlarla karşılaşma durumları azalmaktadır. Bayan öğretmenler erkek öğretmenlere göre duygusal zekâ düzeyleri yükseldikçe istenmeyen davranışlarla daha az karşılaşmaktadır. Bekar ve evli öğretmenlerin, 26-35 yaş aralığındaki öğretmenlerin özbilinç hariç diğer alt boyutlarda ve toplam duygusal zekâ puanlarında artış olurken istenmeyen davranışlarla karşılaşma durumlarında azalma görülmektedir. İlköğretim okulu öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri ile öğrencilerin istenmeyen davranışlarıyla baş etmeleri arasındaki ilişkiye yönelik sonuçlar:Duygusal zekâ düzeyleri yeterli çıkan ilköğretim okulu öğretmenlerinin en çok kullandıkları başa çıkma yöntemleri “yapıcı disiplin uygulamaları” içinde yer almaktadır. Bunlar sırasıyla birebir konuşma, öğrenciyi sözle uyarma, sınıf kurallarını hatırlatma, ailesi ile görüşme, öğrenciye davranışından dolayı üzüldüğünü söyleme şeklinde sıralanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Duygusal Zekâ, İstenmeyen Davranışlar, Başa Çıkma YöntemleriABSTRACTTHE RELATIONSHIP BETWEEN THE EMOTIONAL INTELLIGENCE LEVELS OF PRIMARY SCHOOL TEACHERS AND THEIR PERCEPTION OF UNDESIRED STUDENT BEHAVIOR AND COPING METHODSThis study aims to determine:•emotional intelligence levels of primary school teachers•primary school teachers’ perceptions of undesired student behavior•the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their perceptions of undesired student behavior•the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their methods of coping with undesired student behavior•examining the previous four aims in terms of various variables such as class grade, number of the student in the class, experience, type of school (state or private), branch, school district, gender, marital status, age, number of children, graduation, etc.In this study, Emotional Intelligence Scale developed by Titrek and a questionnaire developed by Karakaş were used. For reasons of reliability and validity, data was gathered from 57 teachers (from two different schools in Üsküdar). Findings show that whole scale and the sub-dimensions were both reliable and valid. Later, information from 365 teachers working in 26 different schools in Asian part of İstanbul was statistically analyzed. Followings are the results.Results related to emotional intelligence:Emotional intelligence levels of primary school teachers are sufficient. However, class teachers have a more sufficient emotional intelligence level than branch teachers have. Female teachers have a more sufficient emotional intelligence level than male teachers have. All sub-dimensions except for self-consciousness and total emotional intelligence score increase as the age and experience of the teachers increase. Also, in terms of graduation, teachers who graduated from two-year high educational schools have higher scores in all sub-dimensions except for self-consciousness. There is no meaningful relationship between emotional intelligence and type of school, school district (except for social skills), marital status, number of children, class grade, and number of the students in the class.Results related to undesired student behavior:Teachers working in state schools, branch teachers, inexperienced teachers, and teachers with too many students face more undesired student behavior. There is no meaningful relationship between undesired student behavior and teachers’ gender, marital status, number of children, age, graduation, and class grade.Results related to the relationship between emotional intelligence levels of primary school teachers and their perception of undesired student behavior:The higher the teachers’ emotional intelligence level the less they face undesired student behavior. As the emotional intelligence level increases, female teachers face less undesired student behavior than male teachers do. Single and married teachers, and teachers aged between 26 and 35 have higher scores in all sub-dimensions except for self-consciousness and emotional intelligence scores, but they face less undesired student behavior.Results related to emotional intelligence levels of primary school teachers and their methods of coping with undesired student behavior:Teachers who have sufficient emotional intelligence level used mostly the constructive discipline practices. These could be counted as one-to-one talking, warning verbally, reminding the class rules, communicating with parents, and telling students that their undesired behaviors make teachers sad.Keywords: Emotional Intelligence, Undesired Behavior, Coping Methods

Bu araştırma, orta öğretimde matematik öğretmenlerinin liderlik sitillerinin öğrencinin matematik başarı ve tutumu üzerine etkileri değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın yürütülmesinde genel tarama modelinden faydalanılmıştır. Araştırma İstanbul ili Anadolu yakasındaki beş lisenin 9.sınıfında okuyan 143 kız 143 erkek olmak üzere 286 öğrenci katılmıştır. Veri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu, matematik başarı testi, Deniz ve Hasançebioğlu(2003) tarafından geliştirilen öğretmen liderlik stillerini belirleme ölçeği, Duatepe ve Çilesiz(1999) tarafından geliştirilen Matematik Tutum Ölçekleri kullanılmıştır. Yönetim stil ölçeğine göre Öğretmenlerin tamamının otokratik olması nedeniyle, kendi içerinde düşük ve yüksek olmak üzere iki sınıf oluşturulmuştur Verilerin analizinde SPSS istatistik programı kullanılmıştır. Elde edilen veriler amaçlara uygun olarak frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, tek yönlü varyans analizi (anova) ve Tukey testi kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistik analizlerde anlamlılık düzeyi 0.05 olarak kabul edilmiştir.Öğretmenleri düşük ve yüksek yönetim stiline sahip öğrencilerin ön teste göre düzeltilmiş son test matematik başarıları arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır (p>0.05). Öğretmenleri düşük ve yüksek yönetim stiline sahip öğrencilerin ön teste göre düzeltilmiş son test matematik dersine yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır (p>0.05).Öğrencilerin matematik başarı testi ön uygulamasından aldıkları puanlar ile tutum ölçeği toplam puanı arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler bulunmaktadır.Anne ve babalarının eğitim durumu okula gitmemiş, ilkokul, ortaokul, lise ve üzeri olan öğrencilerin ön test ve son test matematik puanları arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (p0.005).There has been no significant difference between the evaluated pre and post test results of students mathematics achievement (p>0.005). However, there is a significant difference between the evaluated pre and post lest results of students mathematics results due to their parents education (p

Bu araştırma, okullara öğretmen seçme, işe alma sürecinde ülkemizdeuygulanan öğretmen seçme, işe alma politika ve modellerinin etkinliği; işe kabuledilmek için öğretmen adaylarının sahip olması gereken ya da gerektiği düşünülenniteliklerin neler olduğunu saptamak amacıyla yapılmıştır.Bu amaçla, araştırma konusunda daha önce geliştirilmiş bir veritoplama aracının olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmış, yapılan incelemesonucu daha önce böyle bir ölçeğin kullanılmadığını ve bu konuda bir araştırmayapılmadığı görülmüştür. Veri toplama aracı ilgili alan uzmanı ve araştırmacınınkatılımı ile oluşturulmuştur. Ölçek, İstanbul ili Üsküdar ilçesinde 41'i devlet; 40'ıözel okul olmak üzere toplam 81 okul yöneticisine uygulanmıştır. Veriler SPSS 10.0(The Statistical Packet for The Social Sciences) paket programı ile analiz edilmiştir.Okul yöneticilerinin ve öğretmen seçiminde yetkili diğer personelin, öğretmenseçiminde önemli buldukları ölçütlere ilişkin değerlendirmelerinin belirlenmesinde;frekans (f), yüzde(%), aritmetik ortalama ( ) ve standart sapma (SS) gibi istatistikiölçüm araçları kullanılmıştır. Birinci ve dördüncü bölümde frekans dağılımları veyüzdelik hesaplamalar yapılmış olup. İki ve üçüncü bölümlerde maddelerinkurumlar bağlamında ilişkisini incelemek amacıyla t -testi uygulanmıştır.Yapılan araştırmanın sonucunda devlet ve özel okul yöneticileri, öğretmenseçim modelleri arasından, ?okul yönetimi ve uzman öğretmenler seçim komisyonu?modelini benimsedikleri görülmüştür. Bu sonuç doğrultusunda devlet sektöründe tekelden merkeziyetçi yapının bir an evvel bırakılarak yerel anlamda okul yönetimineCreate PDF files without this message by purchasing novaPDF printer (http://www.novapdf.com)geçişin yararlı olacağı düşünülmektedir. Okullarda öğretmen seçme işini yapmakiçin okula ait bir İnsan Kaynakları Yönetimi departmanın bulunması gerekmektedir.Araştırma sonucu ortaya çıkan sonuçlardan biri de öğretmen adaylarınınseçimlerinde etkili olan kişisel ve mesleki niteliklerdir. Bu konuda özellikle adayın?iletişim yeteneği, güvenilirliği, konuşma ve yazma dilini iyi kullanması, dışgörünümü, sınıf yönetim sitili? gibi nitelikler ön plana çıkmaktadır. Öğretmenadaylarının üniversite öğrenimleri sırasında bu ve benzer niteliklerini geliştirmelerimezuniyetleri sonrasında iş bulma olanaklarını arttıracaktır. This study aims to obtain the effectiveness of the policies and the models oftheselection and recruitment of the teachers applied in Turkey and to obtain thenecessary qualifications or the qualifications thought to be necessary which thestudent teachers should have to be admitted to the teaching profession in the processof the selection and the recruitment of the teachers to the schools.With this aim,whether there was a data collection instrumentdeveloped about this research or not before was examined and afterthe examination it was found that such a data collection instrument had not beenused and a research about this subject had not been done before.The data collectioninstrument was developed by and the researcher.The instrument was applied to 41public head teachers an 40 private head teachers, totally 81 head teachers of theschools in Üsküdar,İstanbul.The data was analyzed by using the SPSS 10.0(Statistical Packet for Social Sciences).The descriptive statistics; frequency,percentage, mean and standard deviations were used in determining the evaluationsregarding to the criterions important at the selection of the teacher which the headteachers and the other personnel were authorized.The frequency distributions andpercentages were found in the first and fourth parts.In the second and third parts, ttestwas applied to examine the differences of the views of the head teachers workingin public or private sectors.The major findings are as follows:The public and private head teachersadopted ?the school administration and expert teachers school commission model?from the teacher election models.Hence, it is thought that the transition to the locallyschool management might be beneficial by giving up the centralist structure in thepublic sector.A department of Human Resources Management might be in theschools.Another major finding is related to the personel and vocatinal qualificationsin the process of selectiong teachers.Espeacially,the qualifications like thecommunication skills,reliability,good usage of oral and writing language,appearenceand calssroom managment style were striking.If the student teachers develop theseand similar qualifications while studying at the university,they can increase thepossibility of finding a job. 176

Bu araştırma farklı İş örgütlerinde çalışanların demografik özellikleri ile; İş tatmini (Dışsal, İçsel ve genel) ve Öz Yönelimli Öğrenme hazıroluşluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmak için yapılmıştır. Çalışma; informal ve rastlantısal eğitim süreçlerinin olduğu ve/veya akademik eğitimi kapsayan meslek gruplarını içeren 5 farklı iş örgütünde yapılmıştır. Böylelikle Öz Yönelimli Öğrenmenin çevresel etkileri de araştırılmıştır.Çalışmada; çalışanlara Kişisel Bilgi Formu, Minnesota İş Tatmini Ölçeği ve Öz Yönelimli Öğrenmeye Hazıroluşluk Ölçeği uygulanmıştır. İş tatmini üç boyutta; İçsel, Dışsal ve Genel, Öz Yönelimli Öğrenme Ölçeği; Kendini Yönetme, Öğrenmeye İsteklilik, Kendini Kontrol etme ve Genel (Öz Yönelimli Öğrenme düzeyi) olarak ele alınmıştır. İstatiksel değerlendirmede yüzde ve frekans hesapları, ilişkisiz grup t testleri, pearson çarpım moment korelasyonu, non paramektik anova ve tek yönlü varyans analizleri yapılmıştır.Elde edilen sonuçlar; çalışanları İş tatmini ve Öz Yönelimli Öğrenme arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Demografik ve mesleki özellikler incelendiğinde ise; ölçeklerden yüksek puanları alan meslek gruplarında; ölçekler arasında anlamlı farklılıklar olmadığı da görülmüştür. Araştırmaya katılanların öz yönelimli öğrenme hazıroluşluk düzeyleri ile eğitim durumları arasında anlamlı bir farklılık görülmüştür.Bu çalışma 5 farklı İş örgütü ile sınırlandırılmıştır. Hangi sektör olursa olsun; öz yönelimli öğrenme iş verimliliği açısından oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir. İlerde yapılacak çalışmalarda çok daha farklı işletmelerin ele alınarak; informal ve rastlantısal eğitim olanaklarının ortaya konulması önemli görülmektedir. Bundan sonraki çalışmalarda Öz yönelimli öğrenme süreçleri üzerinde durulması ve iş gücüne yeni yaşamsal kaynaklar sunan eğitim programları üzerine çalışılması önerilmektedir. This research aims to investigate the correlation between the demographical characteristics of the workers in different working organizations, and the job satisfaction (external, internal and general) and levels of readiness for self-directed learning. This study is conducted in five different working organizations with professional groups having informal and casual education processes and/or academic education. Therefore environmental effects of the self-directed learning are also examined.In the study, workers are asked to fill a Personal Information Form, and to give answers to the Minnesota Satisfaction Questionnaire, and also the Self-directed Learning Readiness Scale was used. Job satisfaction is analyzed from three aspects; namely internal, external and general. Similarly self-directed learning scale is applied in terms of self-management, willingness to learn, self-control and general (self-directed learning level). Statistical evaluation includes percentage and frequency calculations, non-related group t tests, Pearson product-moment correlation coefficient, non-parametric anova, and one-way analyzes of variance.Results of the study indicate that there is a correlation between the job satisfaction of the workers and self-directed learning. Analysis of the demographical and professional qualifications of the workers reveals that there are no meaningful differences between the scales. A significant difference between readiness to self-directed learning and educational level has been observed amongst the participants of the research.This study was constrained with five different working organizations. Regardless of sector, self-directed learning is very important for the job satisfaction. It is significant to handle with more different enterprises and to reveal informal and casual education opportunities in the upcoming studies. It is proposed for the future studies to focus on the self-directed learning processes and to conduct studies on the training programs offering new vital resources to the workforce. 142

Yapılan bu doktora tezi çalışmasında Avrupa Dil Portfolyosu çerçevesinde devlet ve özel ilköğretim okullarında 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarında verilen yabancı dil eğitimi derslerinde yabancı dil öğretmenlerinin dört temel dil becerisi yeterlilik algılarının farklı kişisel özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı ve onların dört temel dil becerisindeki yeterlilik algılarıyla yabancı dil kullanma sıklıkları arasındaki ilişkinin olup olmadığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Bu araştırmada ?Kişisel Bilgi Formu?'yla birlikte ?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları Ölçeği?, ?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları Ölçeği? ve ?Görüşme Formu? kullanılmıştır.Araştırmada aşağıdaki istatistiksel analizler kapsamında ?Doğrulayıcı Faktör Analizi Tekniği? ve ?Lisrel Testi? uygulanmıştır. ?Test-Tekrar Test? ve ?Cronbach Alpha? hesaplanmıştır. Ayrıca ?Yüzde? ve ?Frekans? hesaplamaları yapılmıştır. Bunun dışında ?T-Testi,? ?Tek Yönlü Varyans Analizi (One-Way Analysis of Variance),? ?Post-Hoc Scheffe Testleri? ve Pearson's Momentler Çarpım Korelasyonu? tekniği kullanılmıştır.?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları Ölçeği?'nden elde edilen sonuçlara göre, yabancı dil öğretmenlerinin dört temel dil becerisinde yeterlilik algılarının oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir.Ayrıca diğer bir ölçek olan ?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları Ölçeği?'nin sonuçlarına göre ise, yabancı dil öğretmenleri çoğu zaman sınıflarında yabancı dil kullandıklarını belirtmişledir.Bunun dışında, araştırmanın sonuçlarına göre, ?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları? ile ?Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları? arasında anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. With this PHD (doctoral) thesis, within the framework of European Language Portfolio, it is aimed to determine that if there is a meaningful relationship between the perception of competence in four basic language skills of the foreign language teachers and the frequency of using that language in their classes, in the 4th, 5th, 6th, 7th and 8th grades in state and private primary schools.The data for the study was obtained by the following instruments: a ?Personal Information Form?, ?Perception of Competence of the Foreign Language Teachers? ?The Frequency of Foreign Language Usage of the Foreign Language Teachers in Their Classes a Frequency Scale? and ?Interview Form.?In conclusion; both of the scales developed by the researcher, ?Foreign Language Teachers? Perception of Competence Scale? and ?Frequency Scale of Foreign Language Usage of Foreign Language Teachers? found to be valid and reliable.Besides, according to the results of the second scale, ?Frequency Scale of Foreign Language Usage of Foreign Language Teachers? it is found that the majority of the teachers are using the foreign language frequently in their classes.Finally, according to the result of the study, it was reported that there is a meaningful relationship between the perception of competence in four basic language skills of the foreign language teachers and the frequency of using that language in their classes. 368

Bu arastırmanın ana amacı okul müdürlerinin iletisim becerilerine iliskin ögretmen algılarınınbelirlenmesidir. Arastırmanın çalısma grubunu, 2008?2009 Egitim-Ögretim yılında Kırklarelili Merkez lçe sınırları içinde bulunan Milli Egitim Bakanlıgına baglı okullarda görevögretmenler olusturmaktadır. Bu arastırmada incelenen konuya iliskin kaynaklar ve olgusalveriler dikkatle incelenmistir. Arastırma verilerinin toplanmasında, Simsek (2003) tarafındangelistirilen ölçekten yararlanılmıstır. Bu arastırmada tarama yöntemi kullanılmıstır. Verilerintoplanması, anket formu ile gerçeklesmistir. Anket formları ile toplanan verilerinçözümlenmesinde ise SPSS 15.0 programı kullanılmıstır. Okul müdürlerinin iletisimbecerilerine iliskin on yedi alt boyut için bagımsız grup T Testi, Mann Whitney U testi,Kruskal-Wallis H testi, Tek Yönlü Varyans Analizi(ANOVA) ve tamamlayıcı Post HocTeknigi olarak da Scheffe Testi uygulanmıs ve sonuçlar degerlendirilmistir.Yapılan analizler sonucunda, okul müdürlerinin iletisim becerilerine iliskin ögretmen algıları;cinsiyet, mesleki kıdem, bulundugu okuldaki görev süresi, brans, egitim seviyesi veögretmenlerin çalıstıgı kurum türü degiskenlerine göre anlamlı farklılık gösterdigi bulgusunaulasılmıstır.Anahtar Kelimeler: iletisim, okul müdürlerinin iletisim becerileri The main purpose of this research is determining the teacher?s perception related toschool managers? communication skills.Research?s working group consists of teachers whowork at schools depended on Ministry of Education in 2008-2009 academic year in Kırklareli.In this research,sources related to topic which is being examined and phonomenologicaldatum were carefully examined.In collecting research datum,scale improved by Simsek(2003)was benefited from. In this research scanning method was used. Collecting the datum wasactualized by questionnaire form. In analysing the questionnaire form and collected datum,SPSS 15.0 program was used. Depended group T Test,Mann Whitney U Test,Kruskal-WallisH Test,One way variance analysis (ANOVA) and Scheffe Test as a method of complementaryPost Hoc,related to school managers?communication skills were applied for 17 lower size andthe results were evaluated.In consequence of the analysis, it was reached that teachers? perception related to schoolmanagers? communication skills show significant difference according to the gender,vocational priority,working time at their school,branch,education level and type of institutionthat they work.Key words:Communication,School managers? communication skills. 135

ÖZETYapılan bu doktora tezi çalışmasında Avrupa Dil Portfolyosu çerçevesinde devlet ve özel ilköğretim okullarında 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarında verilen yabancı dil eğitimi derslerinde yabancı dil öğretmenlerinin dört temel dil becerisi yeterlilik algılarının farklı kişisel özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı ve onların dört temel dil becerisindeki yeterlilik algılarıyla yabancı dil kullanma sıklıkları arasındaki ilişkinin olup olmadığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Bu araştırmada “Kişisel Bilgi Formu”’yla birlikte “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları Ölçeği”, “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları Ölçeği” ve “Görüşme Formu” kullanılmıştır. Araştırmada aşağıdaki istatistiksel analizler kapsamında “Doğrulayıcı Faktör Analizi Tekniği” ve “Lisrel Testi” uygulanmıştır. “Test-Tekrar Test” ve “Cronbach Alpha” hesaplanmıştır. Ayrıca “Yüzde” ve “Frekans” hesaplamaları yapılmıştır. Bunun dışında “T-Testi,” “Tek Yönlü Varyans Analizi (One-Way Analysis of Variance),” “Post-Hoc Scheffe Testleri” ve Pearson’s Momentler Çarpım Korelasyonu” tekniği kullanılmıştır. “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları Ölçeği”’nden elde edilen sonuçlara göre, yabancı dil öğretmenlerinin dört temel dil becerisinde yeterlilik algılarının oldukça yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca diğer bir ölçek olan “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları Ölçeği”’nin sonuçlarına göre ise, yabancı dil öğretmenleri çoğu zaman sınıflarında yabancı dil kullandıklarını belirtmişledir. Bunun dışında, araştırmanın sonuçlarına göre, “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yeterlilik Algıları” ile “Yabancı Dil Öğretmenlerinin Yabancı Dil Kullanma Sıklıkları” arasında anlamlı bir ilişki belirlenmiştir. ABSTRACTWith this PHD (doctoral) thesis, within the framework of European Language Portfolio, it is aimed to determine that if there is a meaningful relationship between the perception of competence in four basic language skills of the foreign language teachers and the frequency of using that language in their classes, in the 4th, 5th, 6th, 7th and 8th grades in state and private primary schools. The data for the study was obtained by the following instruments: a “Personal Information Form”, “Perception of Competence of the Foreign Language Teachers” “The Frequency of Foreign Language Usage of the Foreign Language Teachers in Their Classes a Frequency Scale” and “Interview Form.” In conclusion; both of the scales developed by the researcher, “Foreign Language Teachers’ Perception of Competence Scale” and “Frequency Scale of Foreign Language Usage of Foreign Language Teachers” found to be valid and reliable.Besides, according to the results of the second scale, “Frequency Scale of Foreign Language Usage of Foreign Language Teachers” it is found that the majority of the teachers are using the foreign language frequently in their classes.Finally, according to the result of the study, it was reported that there is a meaningful relationship between the perception of competence in four basic language skills of the foreign language teachers and the frequency of using that language in their classes.

Uluslararası başarı sınavlarında Türkiye için çıkarılabilecek sonuçlar hakkında birçok çalışma yapılmıştır, ancak bu alandaki çalışmaların sayısı azdır.Bu çalışmada ise kuramsal bilgi konuyla ilgili araştırmaların incelenmesiyle oluşturulmuştur. Bu çalışmada uluslararası çeşitli başarı sınavlarından (TIMSS, ROSE, PIRLS ve PİSA) bahsedilmiştir. Bu sınavlar açıklanırken orijinal kaynaklardan yararlanılmıştır.Bu araştırmada uluslararası başarı sınavlarında (TIMSS, ROSE, PIRLS ve PISA) hangi tarihlerde yapıldıkları, hangi ülkelerin birinci ve hangi ülkelerin sonuncu oldukları ve Türkiye'nin bu sınavlardaki başarı düzeyleri tek tek ele alınmıştır.Bu çalışmada literatür taraması yapılmıştır. Bu araştırma betimsel bir yöntemle hazırlanmıştır.Bu çalışmada Türkiye'nin bu sınavlarda gösterdiği başarısızlığın nedenleri tartışılmıştır.Bu araştırmada Türkiye'nin bu sınavlardaki başarısızlığını gidermek ve bu sınavlarda gösterdiği başarı düzeyini arttırmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığının, müdürlerin ve öğretmenlerin yapması gerekenler ise öneriler bölümünde incelenmiştir.Anahtar Sözcükler: Uluslararası başarı sınavları, Türkiye, PİSA, TIMMS, PIRLS, ROSE There are a lot of performance and work on the ultimate consequences for Turkey in international achievement examination, however the issue is very deficent.İn this work, the theoretical information has been composed by related resource paper. Some of international achhievement examinations are mentioned (TIMMS, ROSE, PIRLS and PISA) in this work. The original resources are used when these examinations are mentioned.Some main topics are mentioned one by one in this work: when those international examinations have been done, which country is the best or worst on practising them and the position of Turkey in this concept.İn this work the literature shading has been done. This research has done by a descriptive technic.The reason for Turkey not to be very successful has been discussed.İn the suggestion part, the solution for Turkey to be more successful in those examination and the prosedures to fallow by supporting Board of Education, training managers and teachers has been explained.Key Words: International Achievement Examinations, Turkey, PISA, TIMMS, PIRLS, ROSE 190

Bu araştırmada mesleki ortaöğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin okul müdürlerine duydukları güven düzeyinin ne olduğu ortaya çıkarmak ve bu noktada hem öğretmen hem de müdürler açısından durum tespiti yapıp elde edilen bulgularla önerirle getirmek amaçlanmıştır.Araştırma İstanbul ili Anadolu yakası Ümraniye ilçesinde bulunan meslek liselerinde görev yapan toplam 167 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Anket sonuçlarının yorumlanmasına geçilmeden önce bu araştırmada her türlü kavram açıklanmıştır. Yönetimin tarihsel gelişimine, Eğitime, Mesleki eğitime ve güven olgusuna yer verilmiştir.Bu araştırmada mesleki ortaöğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin okul müdürlerine duydukları güvenin cinsiyet, yaş, eğitim durumu, eğitim alanı, mesleki kıdeme göre farklılıkları incelenmiştir.Bu araştırmadaki veriler güven ölçeği anketi ile toplanmış, veriler SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Anketler okullarda öğretmenler ziyaret edilerek uygulanmıştır. Anket toplam 28 sorudan oluşmaktadır. Veriler aritmetik ortalama, frekans, % ( yüzde ) t-testi Anova (tek yönlü varyans analizi) testi istatistikleri ile analiz edilerek yorumlanmıştır. In this research, it is to show the hıgh school teacher?s who work in Professional hıgh schools trust level to their school managersand at that point to make dıfferent suggestions through the data about both teachers and managers situations.This resarch has been aplied to 167 teachers who work in Professional hıgh schools in Ümraniye which is on the Assian side of İstanbul. Before interpretetion of the results: each concept has been explanied about the questionnaire Hitorical development of managment, Education, Professional education and Trust issues have taken place in this resarch.The reasrch has examined the difference on teachers the trust level of teachers to their school managers acording to sex, age, educational situation, educational field and Professional prionty.The data in this resarch has been collected through the trust measure and analysed with SPSS packet programe. Questionnaires have been applied to the teachers through visits to schools. In this questionnaires, thre are 28 questions in total. The data has been analysed and interpreted with arithmetic average, freguency, percentage (%) t- test, (Anova) one ? way varient analyse and statistic of the test. 134

Planlanan bu araştırmada genel amaç; özel ilköğretim ve lise yöneticilerinin ve öğretmenlerinin birbirlerinde algıladıkları ego durumları ile birbirlerinde bekledikleri ego durumları arasındaki farklıkları incelemektir.Araştırma, özel okul yönetici ve öğretmenlerinin cinsiyeti, çalıştıkları okul türü, meslekteki görev süreleri ve çalıştığı kurumdaki görev süreleri ile ego durumları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını test etmek üzere ilişkisel tarama modeline göre hazırlanmıştır.Araştırmanın evrenini İstanbul İli'nin Anadolu Yakası'nda yer alan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel ilköğretim ve liselerinde görev yapan okul müdürleri, okul müdür yardımcıları ve öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma bu genel evren içinden seçilen 11 özel okul örneklemi üzerinde sınanmıştır. Çalışmanın gerçekleştirildiği özel ilköğretim ve özel liseleri, Kartal, Kadıköy, Ümraniye, Maltepe, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri listesinden tesadüfi örneklem yöntemi ile belirlenmiştir. Çalışma grubunu 2007-2008 Eğitim Öğretim yılında görev yapmakta olan 205' i bayan 55'i erkek öğretmen olmak üzere toplam 260 öğretmen ve 35'i kadın ve 40' ı erkek toplam 75 yönetici oluşturmaktadır.Araştırmada veri toplama araçları olarak bir ölçek ve bu ölçekte yer alan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Öğretmenlere, algıladıkları yöneticilere ait ego durumlarını belirlemek amacıyla ?Ego Durumları Ölçeği (EDÖ)? ve ideallerindeki yöneticilere ait ego durumlarını belirlemek amacıyla ?Ego Durumları Ölçeği(EDÖ)? kullanılmıştır (Ek3-Ek4). Aynı ölçek yöneticilere, algıladıkları ve ideallerindeki öğretmenler için uygulanmıştır (Ek1-Ek2).Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri SPSS for Windows 15.00 versiyonu kullanılarak yapılmıştır. Araştırmada veri türlerine göre; ilişkisiz grup t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Anova ve Kruskall Walliste anlamlı fark çıktığında ikili gruplar arasındaki farklılığı saptamak üzere tamamlayıcı hesaplardan Scheffe testi, Benferonni Düzeltmeli Mann Whitney U testi kullanılmıştır. İstatistiklerin manidarlıkları .05 ve .001 olarak kabul edilmiş ve değerlerin bunlardan küçük olması anlamlılık olarak değerlendirilmiştir.Sonuçta; öğretmenlerin, gerek halihazırda gözlemledikleri gerekse idealize ettikleri okul müdürlerini değerlendirmelerinde, cinsiyet değişkeninin, ideal müdür DÇ (Doğal Çocuk) ego durumu dışında farklılık yaratan bir değişken olmadığı görülmüştür. Aynı durum, okul müdür yardımcılarını değerlendirmede de söz konusudur.Öğretmenlerin, gözlemlenen okul müdürünü değerlendirmelerinde, görev yaptıkları okul türünün, farklılık yaratan bir değişken olmadığı, ancak ideal müdür ve yardımcılarını değerlendirmede, Eleştirel Ana baba, Yetişkin ve Doğal Çocuk ego durumları bakımından anlamlı farklılık yaratan bir değişken olduğu görülmüştür.Öğretmenlerin, gerek gözlemlenen gerekse idealize edilen okul müdür yardımcılarını değerlendirmelerinde ise, okul türünün anlamlı farklılıklar yaratan bir değişken olduğu görülmüştür.Öğretmenlerin, hem gözlemlenen hem de idealize edilen bakımından, gerek okul müdürlerini gerekse müdür yardımcılarını değerlendirmelerinde, çalıştıkları kurumdaki görev sürelerinin de meslekteki görev sürelerinin de anlamlı fark yaratacak bir değişken olmadığı görülmüştür.Okul yöneticilerinin öğretmenleri değerlendirmeleriyle ilgili sonuçları bakıldığında ise; okul yöneticilerinin cinsiyetlerinin, öğretmenleri değerlendirmede anlamlı farklılıklar yaratan bir etmen olmadığı görülmüştür.Okul yöneticilerinin görev yaptıkları okul türünün, öğretmenleri değerlendirmede anlamlı farklılıklar ortaya koyan bir değişken olduğu görülmüştür.Son olarak da okul yöneticilerinin, gerek çalıştıkları kurumdaki görev sürelerinin gerekse meslekteki görev sürelerinin, öğretmenleri değerlendirmede anlamlı farklılıklar yaratacak bir etmen olmadığı görülmüştür. The main objective of this study is to examine the differences between the perceptions of private primary and high school administrators and teachers on the ego states perceived and expected in each other.In this study, correlational survey method is used to determine whether there are statistically significant relationships between the ego state of private primary and high school administrators and teachers and their demographic characteristics such as sex, school type, professional seniority, and school seniority.The population of this study consists of school principals, vice principals and teachers working at private primary and high schools attached to the National Education Ministry on the Anatolian side in İstanbul. Eleven of the private schools in Kartal, Kadıköy, Ümraniye, Maltepe, and Üsküdar are chosen as the sample group using random sampling method. The sample group consists of 260 teachers, 205 of whom are female and 55 of whom are male, and 75 administrators, 35 of whom are female and 40 of whom are male.The survey instrument embodied two separate tools. In order to obtain data on individual demographic characteristics, a question-form was used. In order to obtain data on how the teachers perceive the ego states of the administrators, the ?Ego States Scale? (EDÖ) was used. And in order to obtain data on the ideal ego state of administrators according to the teachers, the ?Ego States Scale? (EDÖ) was used (Annexes 3-4). The same scale was administered to the administrators in order to obtain data on how they perceive the teachers and on what an ideal teacher is like according to them (Annexes 1-2).The results of the study are as follows:The sex variable is not differentiating in teachers? evaluations of the either perceived or idealized principal, except in the ?natural child? ego state of the ideal principal. The same is valid for the evaluation of the vice principals.The school type variable is not differentiating in teachers? evaluations of the perceived principal. However, in teachers? evaluations of the ideal principals and vice principals it is a differentiating variable in the ?criticizing parents?, ?adult?, and ?natural child? ego states.The school type variable is differentiating in teachers? evaluations of both the perceived and the ideal principals and vice principals.The professional seniority and the school seniority variables are not differentiating in teachers? evaluations of either the perceived or ideal principals and vice principals.The sex variable is not differentiating in administrators? evaluations of the teachers.The school type variable is differentiating in administrators? evaluations of the teachers.Finally, neither the school seniority nor the professional seniority of the administrators are differentiating variables in administrators? evaluations of the teachers. 125

Bu araştırmanın amacı özel ve devlet okulu yöneticilerinin liderlik davranışlarının öğretmen görüşlerine göre karşılaştırılmasıdır. Değişen dünya düzeninde ayakta kalabilmek için bilgiyi depolayan değil bilgiye ulaşabilen ve etkin olarak kullanabilen bireyler yetiştirmemiz gerekiyor. Çünkü bütün sektörlere eğitim kurumları bireyler yetiştiriyor. ?Özel ve Devlet Okulu Yöneticilerinin Liderlik Davranışlarının Öğretmen Görüşlerine Göre Karşılaştırılması? adlı çalışmada Liderlik (Liderlik Kavramı, Sürekli İyileştirme, Ekip Çalışması, İletişim ve İşbirliği, Topyekün Değişim, Yenilik ve İyileştirme, Eğitim ve İşgücü), Liderliğin Önemi, Liderin Görevleri, Liderliğin Özellikleri, Liderliğin Zorlukları ve Çözümleri, Liderlik Yeterlikleri (Özbilinç, Özyönetim, Sosyal Bilinç, İlişki Yönetimi), Liderlerin Güç Kaynakları (Yasal Güç, Ödül Gücü, Zorlayıcı Güç, Uzmanlık Gücü, Karizmatik Güç), Önemli Dört Liderlik Stili (Yönlendirici Liderlik Stili, Koçluk, Katılımcı Liderlik, Yetki Devredici Liderlik), Temel Liderlik Kuramları (Özellik Kuramları, Davranışsal Kuramlari, Durumsallık Kuramları (Yol Amaç Kuramı, Fielder' in Durumsallık Kuramı, Vroom ve Yetton'un Normatif Kuramı, Hersey ve Blanchard'ın Durumsal Liderlik Kuramı, Reddin'in Üç Boyutlu Liderlik Kuramı), Modern Yaklaşımlar (Dönüşümcü (Transformasyonel) Liderlik, Transaksiyonel (Sürdürümcü) Lider), Yönetim ve Liderlik (Yönetim Kavramı, Liderin Yönetimdeki Önemi, Yöneticilik ve Liderlik, Yönetici ve Lider Arasındaki Farklar), Eğitim Yönetim Süreçleri (Karar, Plânlama, Örgütlenme, İletişim, Etkileme, Koordinasyon, Değerlendirme), Eğitimde Liderlik (Eğitimsel liderlik, Eğitim Liderinin Yetisi), Öğretimsel Liderlik, Etkili Öğretimsel Liderlik Araştırmalarında Dört Önemli Boyut (Okulu Geliştirmeye Yönelik Planlama, Program Geliştirme, Personel Geliştirme, Okulu Değerlendirme), Okul Yöneticiliği ve Öğretimse Liderlik (Kaynak Sağlayıcı Olarak Okul Yöneticisi, Bir Öğretimsel Kaynak Olarak Okul Yöneticisi, İletişim Sağlayan Kişi Olarak Okul Yöneticisi) üzerinde durulmuştur.Bu araştırmanın evreni İstanbul'un Üsküdar ilçesidir.Ölçek olarak Liderlik Davranışları Betimleme Ölçeği kullanılmıştır.Liderlik Davranışları Betimleme Ölçeği eğitim yöneticilerine (müdür ve müdür yardımcılarına) ve öğretmenlere uygulanmıştır. The purpose of this research is to evaluate the leadership of private a public scholl management according to the teacher?s point of view. Since the educational organizations are teaching people of all sectors, they need to raise individuals who will be alde to research use that research instead of storing systematic, knowledge because we need to prepare a generation who will be able to survive in this ever changing world. In the book named ?The Directors of Private and State Schools Evaluating The Behaviours of Leadership According to The Viev of Teachers?, the following items are discussed at length; Leadership (The Meaning of Leadership, it?s Constant Improrement Group Work, Communication and Cooperation, Completely Changing, Revolution and Improvement, Education and Work Power); TheImportance of Leadership, The Leaders Functuins The Peculiarity of Leadership, The Problems of Leadership and Their Solutions, The Way to Leadership (Subconscious, Essential Directing, Social Conscious, Relationship Managing), The Power Sources of Leaders (Legal Power, Power of Rewards, Forcing Power, Power of Expert, The Power of Charisma; The Four Important Leadership Styles (The Style of Directing Leadership, Coaching, Participating Leadership, Leadership of Competence Rotation) ; Main Leadership Essentials (Essantials of Peculiarity, Essentials of Behaviours, Positional Essentials (Way and Aim Essential, Fielder?s Positional Essentials, Vroom and Reddin?s Normative Essentials, Hersey and Blanchard?s Positional Leadership Essential,Reddin?s Leadership Essential in Three Lenghts); Modern Approach (Transformational Leadership, Transectional Leader); Management and Leadership (Essential of Directing, The İmportance of The Leader?s on Management, BeingManager and a Leader, The Differences Between The Director and The Leader); Educational Management Periods (Decision, Planing, Cooperation, Communication, Effecting, Coordination, Evaluation); Leadership in Education (Educational Leadership, The Limit of The Educational Leader); Leadership in Teaching, The Four Important Aspects in Effective Teaching Leadership Investigations (Planing for Development in School, Developing Programmes, Educating The Staff, Evaluating School Performance, School Directing and Teaching Leadership (School Director as a resource, School Director as a Teaching Source, School Director as a Communicator. The area for this research is Üsküdar, İstanbul. The Description Scale of Leadership Behaviours is used as the scale. The Description Scale of Leadership tested on the Education Directors (Headmasters, Asistants of Headmasters and Teachers). 126

Bu araştırma ?Çözümleme (Cümle) Yöntemi? ve ?Ses Temelli Cümle Yöntemi?ne göre okuma yazmayı öğrenmiş çocukların farklı metin türlerine göre okuduğunu anlama başarıları arasında farkın olup olmadığını ortaya koymayı amaçlamıştır.Araştırma, İstanbul ili Avrupa Yakası'nda Bahçelievler, Bakırköy ve Zeytinburnu ilçelerinde ilköğretim 3. sınıf öğrenimlerini sürdüren 237 öğrenciyle, 2006- 2007 eğitim- öğretim yılında ikinci dönem süresince gerçekleştirilmiştir.Araştırmada veri toplama aracı olarak ?Kişisel Bilgiler Formu? ve öğrencilerin okuduğunu anlama başarılarını ölçen üç farklı türde metinden oluşan ?Okuduğunu Anlama Başarı Testi? kullanılmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS paket programı kullanılarak, veriler üzerinde Mann Whitney U, Kruskall Wallis H ve T testi yapılmıştır.Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:Öyküleyici metin ve genel başarı puanlarına göre, ses temelli cümle yöntemi ile okuma yazma öğrenen öğrenciler, okuduğunu anlamada çözümleme yöntemi ile öğrenen öğrencilerden daha başarılıdır. Bilgilendirici metin ve şiir başarı puanlarına göre, çözümleme veya ses temelli cümle yöntemi ile okuma yazma öğrenen öğrencilerin okuduğunu anlama başarıları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.Hem çözümleme yöntemi ile okuma yazma öğrenen kızlar, hem de ses temelli cümle yöntemi ile öğrenen kızlar öyküleyici metin, şiir ve genel başarı puanlarına göre okuduğunu anlamada erkeklerden daha başarılı olurken; bilgilendirici metin başarı puanlarında anlamlı bir fark yoktur.Anne ve baba eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin farklı metin türlerinden aldıkları başarı puanlarına göre okuduğunu anlama başarıları, çözümleme yöntemi ile okuma yazma öğrenenlerde artmaktayken; ses temelli cümle yöntemi ile öğrenenlerde anlamlı bir farklılık göstermemektedir.Hem çözümleme yöntemi ile okuma yazma öğrenenlerden, hem de ses temelli cümle yöntemi ile okuma yazma öğrenenlerden okul öncesi eğitimi alan ve almayan öğrencilerin üç farklı metin türüne göre okuduğunu anlama başarıları arasında anlamlı bir fark yoktur.Anahtar Kelimeler: Çözümleme (Cümle) Yöntemi, STCY, Okuma Yazmayı Öğrenme, Okuduğunu Anlama, Başarı The main purpose of this research is about the students who learned reading and writing by ? analysis method? and ?phonic based sentence method?. The main puestion is ?Is there any difference between students? achievement of understanding what they read and write according to different kinds of texts.The research was practiced in Bahçelievler, Bakırköy and Zeytinburnu at Europen side of İstanbul. It is practiced on second term of 2006-2007 academic year by 237 students who goes on 3. class of primary school.The data were collected by using ?Personel Information Form? and ?Achivement Test About Understanding of Reading?. ?Achivement Test About Understanding of Reading? had three different kinds of text (story text, knowledge text and poem) which is measured students? achivement on understanding reading. The datas were analyzed by using SPSS and Mann Whitney U, Kruskall Wallis H and T test was appilied on data?s analyzing.According to the findings on this reseach, the results which are stand in line below are reached.The students who learned reading and writing by ?phonic based learning? are more succesfull at understanding on reading than the students who learned by analysis method according to story text and general marks. According to the knowledge text and poem marks, there is no significant difference in understanding on reading, between the students who learned reading and writing by analysis method or phonic based sentence method.Both of the girls who learned reading and writing by analysis method or phonic based sentence method, are more succesfull at understanding on reading than the boys according to the story text, poem and general marks; altough there is no significant difference according to knowledge text marks.The students who learned reading and writing by analysis method and whose parents have high education level are more succesfull at understanding on reading according to different kinds of texts marks, altough there is no significant difference between the students who learned by phonic based sentence method.According to different kinds of texts marks, there is no significant difference at understanding on reading between both of the students who learned reading and writing by analysis method or phonic based sentence method and who have and don?t have pre school education.Key Words: Analysis Method, Phonic Based Sentence Method, Learning Reading Writing, Undestanding of Reading, Achievement 203

İstendik davranışlar her sınıf ve okul ortamında ve de öğrencide görülmesi hedeflenir. Öğretmenler, sınıf içinde sınıf dışında olumlu, istenen davranışın tekrar etmesi, pekişmesi ve alışkanlığa dönüşmesini arzu ederler. Bunun için, pekiştireçlerin kullanılması gerekir. Ödül ve cezaya göre istendik davranışların pekiştirilmesinde daha etkili bir yoldur.Bu araştırma istendik davranışların pekiştirilmesinde kullanılan ödül ve ceza yönteminin öğrenci davranışları üzerindeki etkisine ilişkin öğretmen görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Bu araştırmanın evrenini, 2007 ? 2008 Eğitim ? Öğretim yılında, İstanbul ilindeki ilköğretim okullarında görev yapan 200 öğretmen oluşturmaktadır.Anketin ilk bölümünde ankete katılanların demografik değişkenlerden oluşan 9 soruluk kişisel bilgiler formu, ikinci bölümde ise istendik davranışların pekiştirilmesinde ödül ve cezanın öğrenci davranışları üzerindeki etkisini belirlemeye yönelik toplam 30 soru bulunmaktadır.Deneklere uygulanan anketlerden elde edilen verilerin çözümlenmesinde SPSS istatistik programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde bilimsel istatistiklerden frekans (N), yüzde (%), ortalama (X), Standart sapmalar (ss) yapılmıştır. Cinsiyet ve çalışılan ilköğretim kademesi ve branş değişkenleri için t ? testi çözümlemesi yapılmıştır. yaş, kıdem yılı, girilen ders saati, eğitim durumu, kural açıklama ve kuralları beraber hazırlama ile ilgili grup değişkenleri arasında farklılık olup olmadığını belirlemek için tek yönlü varyans (ANOVA) analizi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular için tablolar oluşturulmuş ve yorumlanmıştır.Araştırmada elde edilen bulgulara göre; öğretmenler istendik davranışların pekiştirilmesinde ödül ve ceza kullanmayı öğrenci davranışlarının düzeltilmesinde etkili buldukları görülmüştür. Bunun yanında öğretmenler ödül kullanmayı cezaya göre daha etkili buldukları görülmektedir. Araştırmanın sonunda elde edilen bulgular ışığında öneriler geliştirilmiştirAnahtar Kelimeler: İstendik Davranış, Pekiştireç, Ödül, Ceza Expected attitudes are aimed to be seen in both classroom and school enviconment and in the students.Teachers desire that the students show the expected attitudes in both class and outside.They also want that these attitudes repeat and later turn into habits.To achieve this goal,reinforcement should be inchided.İt is a more efficient method than reward and punishment in the occurence of expected attitudes.This research has been launched to show teachers' ideas on how reward and punishment are used in the reinforcement of expected attitudes.200 teachers who have been working in primary schools in İstanbul in 2007-2008 Education-Teachig Term constitute this research.İn the first part of this survey,there is a form composed of 9 personel questions which inchude demographic variables.İn the second part,there are 30 questions which aim to determine the effects of reward and punishment on the reinforcement of expected attitudes.SPSS statistias programme was used in the solution of the data obtained from the surveys practised to the guineas.İn the analysis of the data,by scientific statistics,were made the hertz (N), the percent (%), the average (X) and the standard swervings(SS).For gender,for primary school stage at which the teachers worked and for the branch variables,was made t-test analysis.To determine if there is a difference among the variables of group related to the age, the year of degree, the lesson hours which the teacher completed, the level of education, the explanation of rules and the preparation of the rules together, was used one-way variance (ANOVA)analysis.For the obtained data, were formed tables and later these tables were explained.According to the data which were obtained from the survey, it was seen that the teachers regard using reward and punishment in repeating the expected attitudes as efficiently in correcting the behanviours of the students.İn addition to this, it was seen that the teachers regard using reward as more efficient than using punishment.At the end of the survey,were improved proposals in the light of the data which were obtained from this survey. 161

İlköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin liderlik özellikleri ile sınıf yönetimi arasındaki ilişkinin incelendiği bu çalışmada, ilköğretim okulu öğretmenlerinin liderlik özellikleri; ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin sınıf yönetimine ilişkin uygulamalarının neler olduğu;öğretmenlerin liderlik özellikleri ile sınıf yönetimi arasındaki ilişkilerin neler olduğu; bunların bireysel özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğinin saptanması ve bu doğrultuda uygulayıcı ve araştırmacılara öneriler geliştirilmesi amaçlanmıştır.İlişkisel tarama modelinde olan bu araştırma, 2006-2007 eğitim ve öğretim yılı yaz dönemi İstanbul ili Ümraniye ilçesindeki resmi 13 ilköğretim okulunda görev yapan 210 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir.Araştırmada veri toplama aracı olarak 17 maddeden oluşan ?Öğretmen Liderlik Stilleri Ölçeği? ve 46 maddeden oluşan ?Sınıf Yönetimi Davranışları Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu? kullanılmıştır.Araştırmada verilerin toplanması aşamasında Öğretmenlerin liderlik stillerinin belirlenmesinde ve sınıf yönetimi davranışlarının ortaya çıkarılmasında Gruplar t-testi, Non-parametrik Kruskal Wallis-H testi, Mann Whitney-U testi, İlköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin liderlik stilleri ile sınıf yönetimi arsında anlamlı bir ilişki olup olmadığı belirlemek üzere Pearson çarpım momentler korelasyon analizi kullanılmıştır.İlköğretim okulu öğretmenlerinin liderlik stilleri ile sınıf yönetimi davranışlarının öğretim etkinliği boyutu arasındaki ilişkiye bakıldığı zaman pozitif yönde bir ilişki olduğu ayrıca ilişkinin düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır.Anahtar Sözcükler:Liderlik , Sınıf Yönetimi , Lider Öğretmen In this study which the religion between leadership properties of teachers? who study in primary schools and class management was examined, properties of teachers? who are in primary schools, what are the applications about class management of their teachers? who work in primary schools, what are the religions between teachers? leadership properties and class management, to determine being or not being some differences according to personal properties associated with these situations and improving proposals for some management and resaercher were aimed.This study in religiously detecting modelling was applied on 210 teachers who have been working 13 legal primary schools in Ümraniye in İstanbul as long as prime semester in2006-2007 education year.?Criterion of teacher?s leadership styles? which contain 17 points and ?criterion of class management attitudes and personal information form? which contain 46 points were used means of data collecting in this research.While datas were been collecting in this research, Group t-test, Non parametric Kruksal Wallis-H test, Mann Whitney-Utest were used to determine teachers? leadership styles and to introduce class management attitudes and also, Pearson product moments correlation analysis were used to determine being or not being logical religion.When the religion between primary school teachers? leadership atyles and dimension of education activity of these teachers? class management attitudes was watched, it has been found that there is a positive religion and this religion is logicly on its level by statistischly.Keyword : Leadership , Classroom Management , Leader Teacher 103

Eğitim gücünü ve etkililiğini tanımından ve amacından almaktadır. Her dönemde eğitimin tanımı ve amacı değişen koşullara bağlı olarak farklı olmuştur.Son yirmi yıl boyunca vatandaş algısı ve bireye bakış açısındaki değişiklikler eğitimin amaç ve hedeflerini de değiştirmiştir.Uzun bir dönem davranışçı psikolojik akımın etkisindeki öğrenmenin uyaran-tepki bağı ile oluştuğu savı yerini gelişim psikolojisinin etkisi ile öznenin çevresiyle ilişkisi sonucunda kişinin bilgiye ya da kavrama anlam yüklediği bilişsel kuram yaklaşımına bırakmıştır.Son yıllarda psikoloji ve felsefe bilimindeki gelişmeler bilişsel kuram yaklaşımındaki öğrenme anlayışını da etkilemiş , birey dışında bağımsız bir bilginin olmadığı ve bireyin dışarıdaki bilgiyi kendi deneyimlerine bağlı olarak yeniden yapılandırdığı bir öğrenme kuramının oluşumunu sağlamıştır.Her eğitim anlayışı ,?eğitim? , ?okul? , ?öğrenci? ,?öğretmen? ve ?çocuk? kavramına kendi bakış açısını getirir ve yeniden tanımlar.Eğitim anlayışında değişim yapma zorunluluğu doğduğunda, kurumsal değişikliklerle birlikte, vatandaşların, öğretmenlerin ve öğrencilerin de sahip oldukları ?eğitim? , ?okul?, ?öğrenci? ,?öğretmen? ve ?çocuk? kavramlarını yeni eğitim anlayışına uygun olarak değiştirmesi gerekecektir.Bu araştırma ; ilköğretim I.Kademe sınıf öğretmenleri, öğrenci ve velilerin ?eğitim?, ?okul?, ?öğrenci?, ?öğretmen? ve ?çocuk? kavramlarına ilişkin görüşlerini ortaya koymak ve bu görüşleri yapılandırmacı eğitim anlayışına göre değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma, 2006-2007 öğretim yılında İstanbul ili Bağcılar ilçesi Merkez mahallesinde görev yapan 32 sınıf öğretmeni, 145 4. ve 5. sınıf öğrencisi ve bu öğrenci velilerinin (145 kişi) anket aracılığıyla görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. Toplanan verilerin çözümlenmesi sonucunda ; öğretmenlerin , yapılandırmacı eğitim anlayışına uygun görüşleri daha fazla onaylamalarına rağmen , öğrenci ve velilerin daha çok geleneksel eğitim anlayışı görüşlerini onayladıkları ortaya çıkmıştır. Education draws its capacity and effectiveness from its definition and aim. In each period the definition and aim of education became different depending upon changing conditions.During the last twenty years, changes on the viewpoint to the citizen perception and individual also altered the aim and objectives of education.In a long period, the thesis of learning to have been affected by the constructivist psychological movement, developed with stimulus-reaction link, replaced in the cognitive theory approach that person gives meaning to information or conception as a result of the relationship of the subject with his environment by the effect of the development psychology.In recent years, the developments in psychology and philosophy have also impressed learning view in the cognitive theory approach, and provided the construction of a learning theory asserting the idea that person restructures outer information as per his own experiences and that there is no substantive information excluding person.Each instruction approach yields its own viewpoint to the conception of ?education?, ?school?, ?pupil?, ?teacher? and ?child? and redefines it.With the institutional innovations, citizens, teachers and pupils also need to change their conceptions of ?education?, ?school?, ?pupil?, ?teacher? and ?child? in accordance with the new education approach when the necessity of making change in education approach occurs.This research is made to state the views of primary 1st Grade class teachers, pupils and parents on the conceptions of ?education?, ?school?, ?pupil?, ?teacher? and ?child?, and to evaluate these views in respect of constructivist education approach. In 2006-2007 education year, the study was held by a survey taking the opinions of 32 class teachers, who work in Merkez district of Bağcılar town in the city of Istanbul, and of its 145 pupils in class 4 and 5 and their parents (145 persons) . As a result of resolving the collected data, it is accrued that pupils and parents preferred mostly the traditional education approach whereas teachers rather appreciated the views appropriate to constructivist education approach. 373

Ulu önder Atatürk ?Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseridir.? demiştir. Bu söz öğretmenlik mesleğinin önemli ve kutsal olduğunu göstermektedir. Yeni nesli yetiştiren, yönlendiren öğretmenler büyük bir mesuliyeti üzerlerinde taşımaktadırlar. Çünkü bir ulusun yeni nesli onlarla şekillenmektedir. Bu kadar önemli bir mesleği gerçekleştiren öğretmenler sıradan olmamalıdır. Belirli vasıflara ve özelliklere sahip olmalıdırlar.Öğretmen yetiştirmenin üç boyutu vardır: Genel kültür, alan bilgisi ve öğretmenlik meslek bilgisi. Genel kültür, öğretmenin genel olarak sahip olması gereken bilgilerdir. Alan bilgisi, anlatacağı ve aktaracağı derslerin detaylarını gördüğü bilgilerdir. Öğretmenlik meslek bilgisi, bu mesleği gerçekleştirecek kişilerin bilmesi gereken, mesleğe özel bilgilerdir. Sınıf öğretmenliği bölümünde okuyanlar eğitimleri süresince bu bilgileri detaylı ve yıllara dağıtılmış şekilde görmektedirler. Alan dışından atanan öğretmenler ise alan ve öğretmenlik meslek bilgisini; okurken değil, daha sonradan ve sıkıştırılmış şekilde almaktadırlar. Cumhuriyet tarihi boyunca alan dışından çeşitli şekillerde öğretmen alınmıştır. En son 2000 yılında alan dışından öğretmen alınmış, daha sonra bu alım durdurulmuştur.Bu çalışma alan dışından atanan öğretmenlerin durumunu incelemek için yapılmıştır. Bu amaçla alan dışından atanan öğretmenlere ve sınıf öğretmenliği mezunlarına çeşitli sorular yöneltilmiş, yapılan kıyaslamalarla çeşitli çözümlemeler yapılmıştır.Yapılan çalışma 5 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm ?Giriş?, ikinci bölüm ?İlgili Yayınlar?, üçüncü bölüm ?Araştırma Yöntemi?, dördüncü bölümde ?Bulgular ve Yorum?, son bölümde ise ?Sonuç ve Öneriler? yer almaktadır. Great leader Ataturk has saıd `Teachers, new generatıon wıll be your work of art?. Thıs sayıng ındıcates how teachıng professıon ıs ımportant and sacred. Teachers who educate and lead new generatıons carry a huge responsıbılıty. The reason ıs they shape new generatıon of the natıon. Teachers who realıze such an ımportant role should own certaın qualıfıcatıons.There are three dımensıons of raısıng teachers. General culture, fıeld knowledge and professıonal teachıng knowledge. Teachers who attended `class teacher? dıscıplıne, study thıs knowledge ın detaıled and yearly spread manner. Teachers comıng from other fıelds, acquıre theır professıonal knowledge, not durıng theır academıc lıfe but later and compact manner. Durıng the republıc era, teachers have been assıgned from outer fıelds vıa varıous ways. Latest ın 2000, teachers have been employed from outer fıelds, then thıs type of recruıtment has been abondoned.The purpose of thıs study ıs to revıew teachers who have been assıgned from outer fıelds. For thıs purpose, varıous questıons have been raısed for both class teachers and teachers wıth outer fıelds, and analysıs has been based on comparısons.The study contaıns fıve chapters. Fırst chapter `ıntroductıon?, second chapter `related publıcatıons?, thırd chapter `study method?, fourth chapter `fındıngs and comments? and fınal chapter states ` conclusıons and proposals?. 261

Bu araştırma; İstanbul İli Sultanbeyli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı resmi ilköğretim okullarında çalışan sınıf öğretmenlerinin, kişilik özellikleri ile iş tatminleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır.Bu amaç doğrultusunda sınıf öğretmenlerinin kişilik özellikleri ile iş tatminlerinin genel olarak hangi düzeyde olduğu, kişilik özellikleri ve iş tatminlerinin öğretmenlerin cinsiyet, yaş, medeni durum, mesleki kıdem, okuldaki çalışma yılları değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı ve sınıf öğretmenlerinin kişilik özellikleri ile iş tatminleri arasındaki ilişki sorgulanmıştır.Araştırmada veri toplama aracı olarak NEO Beş Faktör Kişilik Envanteri, Minesato İş Doyumu Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ili Sultanbeyli İlçesinde resmi ilköğretim okulunda, 2007-2008 öğretim yılında görev yapan sınıf öğretmenleri, örneklemini ise Sultanbeyli ilçesinde bulunan 24 ilköğretim okulunda görev yapan 291 sınıf öğretmeni oluşturmuştur. Veri toplama araçlarından elde edilen verilere; SPSS (Stattistical For Social Sciences) for Windows Relaese 13.0 paket programında t testi, Kruskal Wallis-H testi, Mann Whitney-U testi ve Pearson çarpım momentler korelasyon analizleri uygulanmıştır.Araştırma sonucunda; sınıf öğretmenlerinin kişilik özellikleri ile iş tatminleri arasında anlamlı ilişkilerin olduğu ortaya konulmuştur. This research is conducted to determine the relationship between the personality traits and job satisfaction of classroom teachers working at formal primary schools that hinge on İstanbul Sultanbeyli district national education directorate.Accordingly we searched for the general level of job satisfaction and personal traits of classroom teachers, if personal traits and job satisfaction change according to their gender, age, martial status, seniority in job and how long they have worked and the relationship between the personal traits and the job satisfaction of classroom teachers.NEO Five Factor Personality Inventory, Minasota Satisfaction Questionnaire and Personal Inquiry Forms were used for gathering data. Environment of this research is consisted of classroom teachers working at the formal school in Sultanbeyli, Istanbul during 2007/2008 school year. And 291 classroom teacher working at 24 different primary schools in Sultanbeyli build up the samples of this research. At SPSS(Stattistical For Social Scinces) for Windows Release 13.0 packed program T test, Kruskal Wallis-H test, Mann Whitney-U test and Pearson Product Moment Correlation Analysis were applied to the gathered data.As a result of this research, it is found that there is a meaningful relationship between personality traits and job satisfaction of classroom teachers. 108

Okul içinde iletişimin önemi öğretimin de iletişime dayanmasından kaynaklanmaktadır. Eğitim, karşılıklı bir etkileşim sürecidir. Etkileşimin aracı ise iletişimdir. Bu sebeple okulda iletişim süreci, hem yönetim hem de eğitim için temel bir gereksinimdir.İletişim, yalnız okul içinde değil aynı zamanda okuldaki yönetimin etkili olması için gerekmektedir. Yöneticiler astlarından iyi performans beklerken, astlarda yöneticilerinden iyi yönetim beklemekte ve bunu talep etmektedirler. Okul müdürü ve öğretmenler arasındaki iletişimin kalitesi ne kadar iyi olursa ast ve üstler arasında sorunlar yaşanmayacaktır ve eğitimden beklenen verimlilik artacaktır. The importance of communication in school stems from the fact that education is based on communication. Education is a mutual and interactive process. The means of interaction is communication. Therefore, communicational process in the school is a basic requirement for both the management and education.Communication is necessary, not only in the school, but also for the efficiency of the school management. While managers expect the best performance from their subordinates, the subordinates expect and demand good management from their managers. The better the quality of communication between the principal and the teachers is, the fewer problems between superordinates and subordinates occur, and the more productivity will be expected from education. 122

Bu araştırma, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik düzeylerinin yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, mesleki kıdem, branş, okul türü, sınıflardaki ortalama öğrenci sayısı, okulun bulunduğu çevrenin sosyo-ekonomik durumu, çalışma ortamından memnuniyet durumu, üstlerinden takdir görme durumu, mesleki açıdan verim düzeyini değerlendirme, mesleği isteyerek yapma durumu ve mesleki açıdan manevi doyumu değerlendirme değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılmış betimsel bir araştırmadır.Bu araştırmanın evrenini, İstanbul ili Pendik ilçesi sınırları içerisinde bulunan 67 ilköğretim ve 18 ortaöğretim kurumunda görevli 4048 öğretmen oluşturmaktadır. Bu araştırmanın örneklemine, random tekniği ile Pendik ilçesinde görevli öğretmenler?Küme Örnekleme? yöntemi ile seçilmiştir. Örneklem, ilköğretim okullarında görev yapan 270 öğretmen ve ortaöğretim okullarında görev yapan 134 öğretmen olmak üzere toplam 404 kişidir.Araştırmada, veriler, iki bölümden oluşan bir anket (Ek-I) aracılığı ile toplanmıştır. Anketin ilk bölümü araştırmacı tarafından geliştirilen, ankete katılan öğretmenlerin kişisel bilgilerinin yer aldığı Kişisel Bilgi Formu' dur. Anketin ikinci bölümünde ise öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini ölçmek üzere Maslach Tükenmişlik Envanteri (Maslach Burnout Invertory) kullanılmıştır.Araştırma sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS 13,0 programından yararlanılmıştır. Araştırma için frekans (f), yüzde (%), aritmetik ortalama ( x ), t testi ve tek yönlü varyans analizi (F) hesaplanmıştır.Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; yaş, medeni durum, mezuniyet durumu, mesleki kıdem, branş, sınıflardaki öğrenci sayısı, çevrenin sosyo-ekonomik durumu, çalışılan ortamdan memnuniyet, üstlerinden takdir görme, mesleğini isteyerek yapma, işinden manevi doyum alma durumu, meslekte verimlilik, öğretmenlerde tükenmişlik düzeylerini artıran değişkenlerdir. Cinsiyet, çalışılan okul türü, tükenmişliği önemli ölçüde etkileyen bir faktör değildir.Anahtar Sözcükler: Tükenmişlik, kişisel başarı, duyarsızlaşma, duygusal tükenme This research is a descriptive study which has been performed to determine whether primary and secondary school teachers? levels of occupational burnout can differ according to the variables such as age, sex, marital status, educational background, number of years spent teaching, branch, school types, average number of students in the classroom, socioeconomic situation of the school environment, pleasantness of the work environment, be approved by the administrators, level of professional accomplishment, willingnes for teaching and moral satisfaction.This research was done by surveying the 4048 teachers from 67 primary and 18 secondary schools, in Pendik district within Istanbul. The teachers are randomly selected as the samples of the research by the method of ?Group Sampling?. The sample consisted of 404 teachers, from primary (n=270) and secondary (n=134) schools.In the research, the data were accumulated by means of a survey that contains two separate parts. The first part includes Personal Information Form which was improved by the investigator, and in the second part Maslach Burnout Invertory was applied to measure the teachers burnout levels.For evaluating the data gathered from the study, SPSS 13.0 program were used. For the research, frequency (f), percent (%), mean ( x ), one-way variance analysis (F) and t-test were used.According to the results found out from the research, following variables increase the level of teachers burnout: age, marital status, educational background, number of years spent teaching, branch, average number of students in the classroom, socioeconomic situation of the environment, pleasantness of the work environment, be approved by the administrators, level of professional accomplishment, willingnes for teaching and moral satisfaction. Age and the school types are not the factors which significantly affect teachers burnout levels.Key words: burnout, personal accomplishment, desensitization, emotional exhaustion, depersonalization 121

Bu araştırmanın amacı ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlere göre müdürlerinin öğretim liderliği davranışları ile karar verme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesidir.Bu araştırmada Mehmet Şişman'ın öğretim liderliği davranışları ölçeği uygulanmış ve öğretim liderliğinin beş alt boyutu incelenmiş ve araştırmanın örneklemini oluşturan 132 öğretmen tüm alt boyutlarda müdürlerinin çoğunlukla öğretim liderliğini sergilediğini belirtmiştir. Tüm alt boyutlar ile cinsiyet, yaş, kıdem ve branş gibi bağımsız değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ayrıca okul türü bağımsız değişkeni için, düz lise ve meslek lisesi lehine anlamlı bir fark saptanmıştır.Araştırmanın bir diğer değişkeni de yönetim süreçlerinden hayati öneme sahip karar verme sürecinde okul müdürlerinin gösterdiği karar verme becerileridir. Okul müdürlerinin karar verme becerilerini ölçmek üzere Ömür Acet tarafından geliştirilen okul müdürlerinin karar verme becerileri ölçeği kullanılmış ve karar verme sürecinin dört alt boyuttan oluştuğu kabul edilerek, bu alt boyutlar için incelenmiştir. Araştırmada araştırmanın örneklemini oluşturan 132 öğretmen müdürlerinin karar verme becerileri gösterdiğine tüm alt boyutlar için kısmen katıldığını belirtmiştir. Tüm alt boyutlar ile cinsiyet, yaş, kıdem ve branş gibi bağımsız değişkenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ayrıca okul türü bağımsız değişkeni için, düz lise ve meslek lisesi lehine anlamlı bir fark saptanmıştır.Araştırmanın ana problemi olarak da öğretmenlere göre okul müdürlerinin öğretim liderliği davranışları ile karar verme becerileri arasındaki ilişki incelenmiş ve istatistiksel olarak tüm alt boyutlar arasında manidar ilişkiler saptanmıştır. Buna göre tüm alt boyutlar için öğretim liderliği davranışları düzeyi arttıkça karar verme becerileri düzeyinin de arttığı saptanmıştır. The purpose of this study is to reveal the relationship between principals? decision making abilities and instructional leadership in teachers? point of view.In the study, Instructional Leadership Scale, developed by Mehmet Şişman was used and five sub-categories and the 132 teacher all stated that their principals mostly exhibit instructional leadership behaviors. No significant difference was found between these five sub-categories and independent variables like age, sex, department and seniority. More over a significant difference was found between all sub-categories and independent variables like school type in favor of secondary school and vocational high school .Another variable of the study is decision making skills which has vital importance in management procedures. To measure the principals? decision making abilities a scale, developed by Ömür Acet was used and four sub-categories were identified. Then the data collected was processed for these sub-categories. 132 sampled teachers partly stated that their principals? have the capacity in decision making procedures. No significant relationship was found between variables like sex, age, department and seniority. More over a significant difference for Anatolia High Scholl was found between decision making abilities and independent variables like school type in favor of secondary school and vocational high school.The main objective of the study is to identify principals? decision-making abilities and the degree of instructional leadership, with regard to the teachers? opinions and statistically significant relationship was detected for all sub categories. That is to say, for all sub categories, it is concluded that the higher the level of instructional leadership, the better abilities the principals have to make decisions. 127

Bu araştırmanın amacı; okul öncesi eğitim kurumuna giden çocukların eğitiminde babalarının katılım düzeyleri ile katılım düzeyini etkileyen faktörleri belirlemektir.Bu amaç doğrultusunda hazırlanan anket; 2008-2009 Eğitim öğretim yılında İstanbul ili Ataşehir ve Kadıköy ilçelerinde faaliyet gösteren 19 resmi okulöncesi eğitim kurumuna çocukları devam eden 346 baba üzerinde uygulanmıştır.Anket sonuçları; SPSS 15 paket programı kullanılarak bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Anketin güvenilirliğinin test edilmesinde Alfa Katsayısından (Coranbach Alfa) , örneklem grubunun demografik özelliklerine göre dağılımında frekans ve yüzde tanımlayıcı istatistiklerinden ve baba ve annenin demografik özelliklerinin babaların eğitimine katılımına etkileri ise t-testi ve varyans analizi yöntemleri kullanılarak sınanmıştır.Araştırma sonucunda okul öncesi eğitim kurumuna giden çocukların eğitiminde babalarının katılım düzeyleri ile yaşları, medeni durumları ve meslekleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken, diğer değişkenler ile babaların katılım düzeyleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırma sonuçları tablolar ve grafikler halinde bulgular bölümünde sunulmuştur.Anahtar kelimeler: Baba Katılımı, Aile Katılımı, Okul Öncesi Eğitim The aim of research is to determine the degree of the participation of fathers whose children attend the preschool institution and the factors that affect the degree of the participation.The survey that is prepared in accordance with this aim is applied to 346 fathers whose children go on 19 official preschool institution that display activity in Istanbul in Ataşehir and Kadıköy in 2008-2009 Academic Year.The results of survey are analysed in computer environment by using package programme called SPSS.Alpha Coefficient (Coranbach Alfa) is used to test the reliability of survey ,frequency and percent descriptive statistics are used to determine the demographical characteristics of subject according to distribution and the demographical characteristics of father and mother ,the effects of fathers? participation to education of their children are tested by using t-test and variance analysis methods.As a result of the research while there is not found a meaningful relation between the degree of fathers? participation and their ages their marital status and their occupations in education of children who go preschool institution , it is accessed meaningful results between other variables and the degree of the fathers? participation statistically.Research results are presented in findings episode in the from of tables and diagrams.Key Words: Participation of Father , Participation of Family , Preschool Education 131

Bu araştırma ile meslek liselerinde görev yapan öğretmenlerin okul kültürünü algılama düzeylerinin çeşitli değişkenler ( döner sermayeden yararlanma durumu, cinsiyet, branş kıdem vb.) açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Öğretmenlerin okul kültürünü algılama düzeyleri ile çeşitli değişkenler arasındaki ilişkisi incelenirken geçerliliği ve güvenirliliği çeşitli araştırmalarda kanıtlanan ölçme aracı kullanılmıştır. Araştırma 2007-2008 eğitim öğretim döneminde İstanbul ilinde meslek liselerinde görev yapan 117 öğretmeni kapsamaktadır. Meslek liselerinde görev yapan öğretmenlerin okul kültürünü algılama düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelendiği bu araştırma sonucunda öğretmenlerimizin okul kültürünü algılama düzeyleri hakkında bilgi verebilecek sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerimizin %15,4'ü okullarındaki döner sermayeden pay aldıkları, ancak %84,6'sının ise pay alamadığı bulunmuştur. Öğretmenlerin %40,2 `si kadın ve %59,8'i erkektir. Örneklemde hemen her kıdem derecesinden öğretmen bulunmaktadır. Bunlardan en büyük grubu %32,5 ile 6?10 yıl kıdeme sahip öğretmenler oluştururken, 16?20 yıl kıdeme sahip öğretmenler %8,5 ile en küçük grubu oluşturmuştur. Öğretmenlerin branşları itibari ile sayılarının eşit olduğu bulunmuştur. Öğretmenler, okullarının köklü ve temelli bir tarihinin olduğunu ve bu tarih hakkında yeterli bilgiye sahip olduklarını, okulun tarihi gelişimi ile gurur duyduklarını ve okul yöneticilerinin, öğretmenlerin okul tarihini anlamalarına yardımcı oldukları yönünde düşündükleri bulunmuştur.Okulun değerleri ve inançları alt boyutunda, öğretmenler, kendilerini kenetlenmiş olarak gördükleri, bir değere sahip oldukları, eşit ve felsefe sahibi bir okulda görev yaptıkları, okullarında belli bir güven ortamının sağlandığı, okulda kararlarakatılımın sağlandığı ve tatlı bir rekabet ortamının yaratıldığı yönünde düşündükleri bulunmuştur. Okulu açıklayan hikayelere ilişkin maddelerin genel sonuçlarına göre, öğretmenler, okuldaki hikayelerin olumlu olduğu, personel ve ailelere aktarıldığı, bu hikayelerin hem personeli ve hem de takım çalışmalarını motive ettiği ve bu hikayelerin okul kültürünün anlaşılmasına ve okul kültürüne uyum gösterilmesine katkıda bulunduğu yönünde düşündükleri bulunmuştur. Okul kültürüne yönelik gelenekler, törenler ve adetlere ilişkin görüşlerin genel sonuçlarına göre, öğretmenler, okullarını gelenekçi yapıdan biraz uzak gördükleri, tören ve kutlamalara aktif katılım olduğu, toplantıların bir gelenek halini aldığı, kendilerine özgü sembollerinin olduğu ve kabul gören geleneklerinin bulunduğu yönünde düşündükleri bulunmuştur. Okulun kahramanlarına ilişkin görüşlerin genel sonuçlarına göre ise, öğretmenler, okul kültürünün temel değerlerini pekiştiren okul kahramanlarının olduğunu, bireylerin teşebbüsçü bir ruha sahip olduklarını, bireylerin örgüt kültürünün gerçekleşmesi için risk alabileceklerini, personelin kendilerini mesleklerine adadıklarını, yönetici ve öğretmenlerin ahlaki değerleri ile davranışları arasında bir bütünlük olduğunu, yöneticilerinin birer sembol yönetici olarak göründüğünü, yöneticilerinin bir kültürel lider olduğunu, yönetici ve öğretmenler arasındaki ilişkilerde dürüstlüğün bir ilke olarak benimsendiğini, yöneticilerin ve öğretmenlerin teknolojiyi yakından takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin okul kültürünü algılama düzeylerinin döner sermayeden yararlanma durumuna, cinsiyete, branşa ve kıdeme göre anlamlı bir şekilde değişmediği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar sözcükler: Okul kültürü, meslek lisesi A study of perceiving school culture levels of teachers who work in career high schools based on several variablesIn this research, perceiving school culture levels of teachers who work in career high schools are examined based on several variables, such as benefiting from school revolving funds, sex, department/branch, and seniority.When it was studied the teachers perceiving of school cultures and the connections among the kinds of variables, the measure device which was proved the validity and reliability in various researches, was used.In this research, the results were based on the answers of 117 teachers who work at high schools of Istanbul in 2007-2008 education term.At the end of the research which was studied on the teachers perceiving school culture levels with kinds of variables who work in career high schools, had been reached the results bath our teachers put forward and inform about the perceiving of school culture.It was found that 15.4% of our teachers joined the research got their share from school revolving funds, while 84.6% of them did not. 40.2% of our teachers were woman, while 59.8% of our teachers were men. There were teachers almost in all seniority level in the pattern.The biggest group of these was formed with 32.5% from the teachers who had 6-10 years seniority. The smallest group of these was formed with the teachers who had 16-20 years seniority with 8.5%. It was found that the number of teachers were equal with the consideration of their branches/departments.It was found that the teachers thought their schools had basic and permanent history which they are proud of, and they had enough information about their history. The managers of the schools helped the teachers to understand the school history.It was found that with the direction of schools values and beliefs, the teachers thought that they saw themselves to be clamped together, had a value, worked in a school with confidence in their school and added to the decisions in school and created a sweet rivalry atmosphere.According to the general results of the stories about school, it was found that the teachers thought the stories are generally positive in school, and they were transferred to the families and personal. These stories motivated both the staff and the students resulting the team work and these stories contributed to understand school culture and adaptation.The general results of relating to opinions in the traditions, ceremonies to the school culture, it was found that teachers saw their school for away traditional structure little, participation actively to the ceremony and celebration, the meetings were like a traditions were accepted.To the general results of the relating opinions of the school heros, the teachers expressed that there were school heros who hardened the school cultures main valves, the individuals had onattemptive spirit, individuals would take a risk for becoming fact the organization culture, the personnel dedicated themselves to their occupations, the director and the teachers had wholeness between the moral valves and behaviours, the directors seemed as a symbol director one each, the managers were cultural leaders, the honesty was adapted as a principle between the director and teachers relations, and the directors and teachers who followed the technology closely.As a conclusion, the level of perceiving school culture of the teachers does not change meaningfully based on branch/department, sex, seniority and benefiting from the school revolving funds.Keywords: school culture / career high school 78

Tarihte yaşanan olaylar ve gelişmeler, yarın huzurlu ve refah içinde yaşamak isteyen toplumlarca mutluluk yapıtaşları olarak kullanılmışlardır. Tarih bilinci oluşmuş milletlerde geleceğe güvenle bakmak için, geçmişi iyi anlamak temel felsefe olmuştur.Türk toplumunun tarihinde de Hattı Hümayun'un ilanı ile başlayan sürecin, bir dönüm noktası olması umutlarıyla çaba harcanmış, bu çabalar eğitim süreci için de gösterilmiştir. Bu sebeple ?Türk Toplumunun Eğitim Anlayışına Tanzimat'ın Getirdiği Yenilikler? adı altında yapılan çalışmada, Tanzimat Fermanı'yla başlayan yeni dönemde eğitim alanındaki değişim ve gelişmeler incelenmiş, bugüne katkıları tartışılmıştır.Tanzimat Dönemi'nde bugün için temel teşkil eden siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda yenilikler getirilmeye çalışılmış ancak gerek devletin ekonomik problemleri, gerek farklı sosyal yapıların varlığı, gerekse uygulama aşamasındaki insan kaynağı eksikliği, yenilik hareketinin başarı şansını azaltmıştır. O gün çökmekte olan devletin yaralarına merhem olamamış, ancak uygulamalar bugün için temel teşkil etmiştir.Bütün yaşanan bu olaylara rağmen, yenilik ihtiyacının farkına varılmış olması önemlidir. Çünkü problemin çözümü, problemin belirlenmesiyle başlayan bir döngüdür. O dönemde problemlerin çözümü için atılan adımlar bugüne kadar etkisini sürdürmüştür. Events and developments occured in the history were used as happiness building stones by the societies which wanted to live palmy and peaceful in future. In nationalities where sense of history is developed , understanding the history became a basic philosophy to look at the future confidently.In the history of Turkish society, men endeavored for the duration starting by the announcement of HATTI HUMAYUN hoping to be a climacteric , these endeavors were applied for the education duration also. Therefore, changes and developments in the education were examined, their contributions to day were discussed under the name of ?Türk Toplumunun Eğitim Anlayışına Tanzimat?ın Getirdiği Yenilikler? in the period starting with the Tanzimat Fermanı.Innovations which constitute basis for today, were tried to be brought in political, economical and social areas during Tanzimat period, however both economical problems of state and existence of different social structures and lack of human resource in application phase decreased the chance of innovations? success. Applications could not prevent the state from decadence in those days, however constituted basis for today.Despite all events, recognition of need of innovation is important. Because solution of the problem is a loop which starts with the determination of the problem. The effects of steps taken for solutions of the problems in that period, have continued until today. 118