Search

Bu yazı Elyesa Koytak'ın Mesleğin Dönüşümü: Hekimler ve Avukatlar eserinin değerlendirmesini içermektedir.

Bu yazı, Erving Goffman'ın Karşılaşmalar: Etkileşim Sosyolojisinde İki Çalışma isimli kitabının değerlendirmesini içermektedir.

Bu yazı Cenk Beyaz'ın Göç ve Aidiyet Kırsal Göçmenin Memleketine Bağlılığını Sürdürme Mücadelesi eserinin değerlendirmesini içermektedir.

Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı, yapmış olduğu çalışmalarla otuz yılı aşkın bir süredir eğitim psikolojisi alanına teorik, pratik ve öğretmen yetiştiriciliği açısından katkıda bulunan ve bu alanı ithal bilgi aktarmacılığından, özgün kavram, kuram ve düşünce üretmeciliğine taşıyan değerli bir bilim insanının, Prof. Dr. Hasan Bacanlı’nın, Eylül 2017’de Çizgi Kitabevi aracılığıyla okurlarıyla buluşan eseridir. Çalışma, ortaya koyduğu özgün değer eğitimi modeli ile Bacanlı’nın yerel düşünce üretme çabasının somut bir ürünüdür. Bu yönüyle yazarın, Doç. Dr. Mehmet Ali Dombaycı ile birlikte geliştirdiği “Dört Katlı Düşünme Modeli” (DKDM) (bkz. Bacanlı, 2012; Dombaycı, 2012) ve Bedi Aydın ile birlikte geliştirdiği “Yetkinlik Modeli” (bkz. Bacanlı ve Aydın, 2017) gibi yenilikçi, orijinal ve yerel kaynaklardan beslenen çalışmalarla benzer bir aksiyonel çizgidedir. Bacanlı’nın ifadesiyle kitapta ortaya konulan Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı (DBY) “yurtdışındaki bazı kavram ve kuramların Türkiye’ye uyarlanması” ile ortaya konulan ya da “onlara dayanılarak geliştirilen” bir çalışma değildir (Bacanlı, 2017, s. 16); aksine doğrudan bu toprakların ürünüdür.

İslam Medeniyeti Söylemi isimli eser beş bölümden meydana gelmektedir. Yazar ilk bölümde nebi gelenek ile medeniyet ilişkisini irdelemektedir. İlk önce Müslüman ideolojisinde insanın dünyadaki ve kâinattaki pozisyonunu tartışmaya açmaktadır. Bu bakış açısı ile medeniyet, insanoğlunun kurduğu düzenin zaman, mekân ve şekil boyutlarında tecessüm etmesi ile ortaya çıkar. Yazar cosmos “düzen” kavramını açarak kâinatta var olan “yaratılmış olan” ile insan arasındaki bağını kurar. Yazar, halife olarak yaratılan insan, kâinat düzeninin de küçük bir temsilidir fikrinin derinliğini önümüze sermektedir. Medeniyet, insanoğlunun kurduğu düzende Allahvaroluş-insan ilişkisinde anlam bularak din etkeninde ortaya çıkmıştır. Din her ne kadar insanlar tarafından farklı şekillerde algılansa da aslında “kayyim/geçerli yasa” olarak zaman-mekân biçiminin dışındadır. Medeniyet kavramının aynı zamanda bazı Müslüman düşünürler tarafından farklı algılandığına değindikten sonra yazar medeniyetin ahlak ile olan ilişkisini ele alır. Ahlak ve din sıkı sıkıya birbirine bağlanmış aynı ilkeden türemiştir der...