Bu araştırma, Aksaray’da idarecilik yapan Ateşoğulları sülalesini konu edinmektedir. Burada, aile bireylerinin yönetici olarak “idarecilik; idare etme potansiyelinin kapasitesi” anlaşılmaya ve ailenin devlet sistemine katılma veya devletten menfaatlenme arzusuna dayanan süreçler değerlendirilmiştir. Başta tımar sisteminin hükmünü kaybetmeye başlaması olmak üzere, zamanla değişen şartlara bağlı olarak beylerbeyi ve sancakbeyi gibi taşra idaresinin bel kemiği olan devlet görevlilerinin (ehl-i örfün) dirliklerinin başında durmak yerine, kendi yerlerine mahallinden birer temsilci atamaları uygulamasına geçilmişti. Bu gelişme yereldeki ayan ve eşrafın taşrada yetki sahibi olmalarına imkân vermiştir. Bunlardan biri Aksaraylı Ateşoğulları sülalesidir. Sülale, bazen mütesellim, genellikle de ayan göreviyle 1770’lerden 1860’lara kadar Aksaray’ın yönetiminde doğrudan etkili olmuştur. Ateşoğlu Abdurrahman Ağa 1780’de doğmuş olup, Deveciyan Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. Babası da Aksaray’ın önde gelen idarecilerindendir ve 1770’lerde ayanlık görevi bulunan biridir. Aksaray’da, oğul Abdurrahman Ağa’nın etkinliği, 1810’lu yıllarda öne çıkmaya başlamıştır. Aksaray ve çevresinin en etkin yerel şahsiyeti olması nedeniyle, 1828-29 Osmanlı-Rus Harbine çağrılmıştır. O, bu savaşta, Aksaray’dan topladığı 100 güzide süvari (atlı asker) ile Şumnu’da bulunan orduya katılmak göreviyle yer almıştır. 1830’da Aksaray’ın eşkıyadan temizlenmesi için devlete yardımları dokunmuştur. Bununla beraber, 1830’da, kendisi Kütahya’ya, kardeşi Rüstem’de Bolu’ya sürgün edilmiş ve bir yıl kadar sürgünde kalmıştır. Bu sürgünün de etkisiyle o, Aksaray ileri gelenleri arasında yaşanmakta olan iktidar olma mücadelelerinde muhalefete düşmüştür. Bu bağlamda Abdurrahman Ağa, 1832’de İsyancı Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın destekçisi olarak hareket etmiştir. Abdurrahman Ağa’nın muhalefette kalması 1830’dan 1842/43’e kadar, yaklaşık 12 yıl devam etmiştir. Tanzimat Yenilikleri bağlamında 1842/43’de Aksaray’da kaza meclisi uygulamasına geçilmiştir. Bunu fırsat gören Abdurrahman Ağa, Aksaray Kaza Meclisinde üye sıfatıyla olarak yer alarak, yeniden Aksaray siyasetinde boy göstermeye başlamıştır. Hatta o ve kardeşi Rüstem, 1849 yılı ortalarına kadar kaza müdürü unvanıyla Aksaray’ı idare etmişlerdir. Ancak müdürlüğü sürecindeki faaliyetleri, Aksaray’da ona karşı zaten mevcut olan muhalif grupları yeniden harekete geçirmiş ve bu gurupların devlet merkezine şikâyet yağdırması neticesinde, “zimmete para geçirme” suçlamasıyla müdürlük görevinden alınmıştır. Bununla beraber, Ateşoğlu sülalesinin Aksaray ve çevresindeki etkinlikleri 1860’lara kadar devam etmiştir., This research deals with the Ateşoğulları family which took part in the administration of Aksaray. Hereby the "administration; the capacity of the management potential" of the members of families as rulers were tried to be understood and the processes based on the desire of the family to participate in the state system or to benefit from the empire were evaluated. Particularly with Timar System becoming obsolete, depending on the changing circumstances of the time, the state officials such as beylerbeyi and sanjak-beyi, which were the backbones of the provincial administration (ehl-i örf) instead of standing over their livelihoods, started to use the practice of assigning representatives for themselves in their territories. This led the ayans and notables (eşraf) to have authority in rural areas. One of them is Ateşoğulları Family from Aksaray. The family was directly influential in the management of Aksaray from 1770s to 1860s, sometimes as mütesellims, usually as ayans. Ateşoğlu Abdurrahman Agha was born in 1780 and registered in the Neighborhood of Deveciyan. His father was one of the leading administrators of Aksaray and a member of ayans in the 1770s. The activities of the son Abdurrahman Agha in Aksaray started to be prominent in the 1810s. Since he was the most influential local figure of Aksaray and all its surroundings, he was called to the 1828-29 Ottoman-Russian War. He took part in the mission to join the army in Shumen, with 100 prominent horseman (cavalry) collected from Aksaray. In 1830, he helped the Ottoman State to clear Aksaray from bandits. However, in 1830, he was exiled to Kutahya, while his brother Rüstem was exiled to Bolu and stayed in exile for a year. Under the influence of this exile, he made opposition in the struggles of power among the elders of Aksaray. In this context, Abdurrahman Agha in 1832 acted as the supporter of Mehmet Ali Pasha, the rebellious Governor of Egypt. Abdurrahman Agha remained in the opposition for 12 years from 1830 to 1842/43. In the context of Tanzimat Reforms in 1842/43, the district council system was introduced in Aksaray. Abdurrahman Agha, regarding this as an opportunity, became a member of the local council of Aksaray district and started to appear again in Aksaray's politics. As a matter of fact, he and his brother Rüstem managed Aksaray with the title of district ruler until the middle of 1849. However, its actions during the period of his rule reactivated opposition groups that had already existed against him in Aksaray, and as a result of these groups complaining over to the center, he was dismissed from his service with the charge of ''peculation". Nonetheless, the activities of the Ateşoğulları family in Aksaray and its surrounding areas continued until the 1860s.