Sözcük çağrışımı, dilbilim, sinir-ruhbilim ve ruhdilbilim alanlarında en çok kullanılan tekniklerden biridir. Sinopalnikova (2003)' ya göre çağrışım mekanizmalarını ortaya çıkaran en basit deney tekniği, serbest çağrışım testidir. Bu test, bilginin insan zihninde nasıl yapılandığı hakkında en geniş bilgiyi verir. Söz konusu çalışmada araştırmacı yaşanılan yerin çocukların dil gelişimi üzerinde etkili olup olmadığını ortaya çıkarmak amacıyla bilişsel bir bakış açısıyla sözcük çağrışım testini kullanmıştır. Gelişimsel ruhbilimci olan Wertsch (1991), insanın zihinsel işlevlerinin bu zihnin içinde yer aldığı toplumsal ve kültürel etkenlerden bağımsız ele alınamayacağını savunur. Bu görüşten yola çıkarak, bu çalışmada Ankara'nın kentsel ve kırsal bölgelerinde yaşayan 11 yaşındaki toplam 345 çocuğa 12 uyarıcı sözcükten oluşan bir liste sunulmuştur ve akıllarına gelen ilk beş sözcüğü yazmaları istenmiştir. İzlenen sözcük çağrışımlarının, sözcüklerin zihinsel sözlükte nasıl saklandığını ve nasıl ilişkilendirildiğini yansıttığı düşünülmektedir. Gelişimsel geçişleri ve anlamsal gelişimi gösteren bu geçişlerin yaşanılan yerden etkilenip etkilenmediğini açıklamak için, bu çalışmada Kess (1992) ve Wolter'ın (2001) dizimsele (syntagmatic) karşı dizisel (paradigmatic) ve uyağa (clang) karşı anlamsal (semantic) cevaplarından oluşan çağrışım türlerinin yanı sıra somuta (concrete) karşı soyut (abstract) cevaplar ve uyarıcılara cevap verememe (response failure) durumu da değerlendirilmiştir. Söz konusu çalışma özellikle de ana dili Türkçe olan konuşucular tarafından yapılan çağrışımların dizimsel-dizisel geçişi (S-P shift) konusunda diğer diller ile ilgili yapılan benzer çalışmaların bulgularını doğrulayıp doğrulamadığını araştırmaktadır. Sözcük çağrışım testine verilen cevapların analizi her iki grubun (köyde yaşayanlar ve kentte yaşayanlar) daha çok dizisel ve soyut cevaplar, daha az uyak cevaplar verdiğini göstermiştir. Gelişimsel geçişler her iki grupta da açık bir şekilde görülmüş olsa bile, kentte yaşayan çocukların gelişimsel geçişleri köyde yaşayan çocuklardan daha erken gerçekleştirmiş oldukları bulunmuştur. Sonuçlar sadece doğal özelliklerin (nature) değil de çevrenin (nurture) de bilişsel gelişim üzerindeki etkisini kabul etmenin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Anahtar KelimelerSerbest çağrışım tekniği, yaşanılan yer (kentsel ve kırsal ortam), çağrışımsal davranış, dilsel-bilişsel gelişim Word association is one of the major techniques used in linguistics, neuropsychology and psycholinguistics. According to Sinopalnikova (2003), the simplest experiment technique to reveal the association mechanisms is a free association test which gives the broadest information on the way knowledge is structured in the human mind. In this study, the researcher used word association test in an attempt to reveal the influence of the residential area on the children's language development through a cognitive perspective. A developmental psychologist Wertsch (1991) suggests that human mental functions can not be studied independently of the social and cultural factors. Based on this point of view, in this study a word list composed of 12 stimuli words has been presented to a total number of 345 11-year-old rural and urban children in Ankara and they have been asked to write the first five words coming into their mind. The resulting word associations are thought to mirror the way the words are stored and linked in the mental lexicon. In addition to Kess's (1992) and Wolter's (2001) association types which are syntagmatic vs. paradigmatic and clang vs. semantic responses, in this study concrete vs. abstract responses and response failure have also been evaluated to illustrate the developmental shifts and whether these shifts, which show semantic development, are influenced by the residential locus or not. More specifically, this study also tests whether the associations produced by native Turkish speakers support the findings of similar studies in other languages with respect to the S-P shift. The analysis of the responses to WAT revealed that both groups have an inclination towards generating more paradigmatic and abstract responses and less clang responses. Although clear developmental shifts have been observed in both, it is found out that urban children have undergone developmental shifts earlier than rural children. The results show that it is inevitable to accept the influence of not only the nature but also of the nurture on the cognitive development. Key Words Word association task, residential area (urban and rural settings), associative behaviour, lingua-cognitive development 177