14 results on '"G-7 countries"'
Search Results
2. Forecasting inflation in G-7 countries: an application of artificial neural network
- Author
-
Sanjeev Gupta and Sachin Kashyap
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
3. Vergi Gelirleri Ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: G-7 Ülkelerinden Ampirik Kanıtlar (1970-2020)
- Author
-
ÖZEN ATABEY, Aslı and ŞİMŞEK, Mustafa Hakan
- Subjects
Vergi ,Ekonomik Büyüme ,Eşbütünleşme Testi ,G-7 Ülkeleri ,Tax ,Income ,Economic Growth ,Cointegration Test ,G-7 Countries ,Economics ,Gelir ,İktisat - Abstract
The effects of tax revenues, which have the highest proportion in public revenues, on economic growth can sometimes be positive and sometimes negative, and the nature and depth of this effect is determined by many variables. Within the scope of this study conducted for the G-7 countries, the effect of tax revenues on economic growth was analyzed using annual data for the years 1970-2020. As a result of the study using the Westerlund (2006) Panel Cointegration Test, which takes into account the structural breaks, a long-term relationship was determined between the variables in Canada, France, Germany, Italy, Japan and the USA, while there was no long-term relationship in the UK. In addition, in Canada, France and the USA, among the countries in which a cointegration relationship between tax revenues and economic growth has been determined, this relationship is negative; It was found to be positive in Germany, Italy and Japan., Kamu gelirleri içinde oransal olarak en fazla yer tutan vergi gelirlerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri bazen pozitif bazen negatif yönlü olabilmekte, bu etkinin niteliği ve derinliği birçok değişken tarafından belirlenmektedir. G-7 ülkelerine yönelik yapılan bu çalışma kapsamında vergi gelirlerinin ekonomik büyümeye etkisi 1970-2020 yıllarına ait yıllık veriler kullanılarak analiz edilmiştir. Yapısal kırılmaları dikkate alan Westerlund (2006) Panel Eşbütünleşme Testi kullanılan çalışma neticesinde söz konusu değişkenler arasında Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve ABD’de uzun dönemli ilişki tespit edilmiş iken İngiltere’de uzun dönemli ilişki bulunmadığı yönünde bulgular elde edilmiştir. Ayrıca vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilen ülkelerden Kanada, Fransa ve ABD’de bu ilişkinin negatif yönlü olduğu; Almanya, İtalya ve Japonya’da ise pozitif yönlü olduğu tespit edilmiştir.
- Published
- 2022
4. Forecasting inflation in G-7 countries: an application of artificial neural network.
- Author
-
Gupta, Sanjeev and Kashyap, Sachin
- Subjects
- *
ARTIFICIAL neural networks , *BACK propagation , *INFLATION forecasting , *CONSUMER price indexes ,GROUP of Seven countries - Abstract
Purpose -- The paper aims to evaluate different artificial neural network models and to suggest a suitable model for forecasting inflation in G-7 countries. Design/methodology/approach -- The study applies different combinations of neural networks with hyperbolic tangent function using backpropagation learning with the steepest gradient descent technique to monthly data on Consumer Price Index (a measure of inflation) of the USA, the UK, France, Germany, Italy, Japan and Canada. Findings -- Predictions of inflation based on the Consumer Price Index for all the seven countries divulged that it is expected that the rate of inflation will decline marginally in the near future. Practical implications -- The results proposed in this study will be a benchmark for policy-makers, economists and practitioners to forecast inflation and design policies accordingly. Originality/value -- The paper's findings provide strong evidence for policy-makers that while constructing models for forecasting inflation, the suggested models can be used to track the future rates of inflation and, further, they can apply that model in framing policies. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
5. Does Energy Productivity and Technological Innovation Limit Trade-Adjusted Carbon Emissions?
- Author
-
Salman Wahab, Maaz Amin, Adnan Safi, Zeeshan Wahab, and Xibao Zhang
- Subjects
Economics and Econometrics ,Natural resource economics ,energy productivity ,international trade ,Economic growth, development, planning ,Regional economics. Space in economics ,co2 emissions ,technological innovation ,HT388 ,Greenhouse gas ,HD72-88 ,Economics ,Limit (mathematics) ,g-7 countries ,Energy productivity ,CO2 Emissions ,G-7 countries - Abstract
The present study aims to examine the effect of energy productivity, international trade, especially by treating exports and imports distinctly with technological innovation and gross domestic product on Consumption-based Carbon emissions for G-7 countries over the period of 1996–2017. This study employed cross-section dependence and slope heterogeneity for evaluating the order of unit root. The cross-sectionally augmented autoregressive distributed lags model (CS-ARDL) is used for evaluating long and short-run relationships among variables; and an augmented mean group and a common correlated mean group test to check for robustness. The findings confirm cointegration relationships with structural breaks (e.g., the 2001 mild recession; the 2008 global financial crisis; the 2011 stock market decline; and the 2014 exports decline in Italy, France, the United Kingdom and Japan) among consumption based carbon emission, energy productivity, exports, imports, gross domestic product, and technological innovation. Further, energy productivity, exports and technological innovation are inversely related to consumption based carbon emission while imports and gross domestic product are positively associated with consumption-based carbon emissions for G-7 countries. The findings recommend the promotion of technological innovation and cleaner production for curbing consumption-based carbon emissions.
- Published
- 2021
6. The relationship between innovation and economic growth: An econometric analysis on G7 countries
- Author
-
Bozan, Turgay, HKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Bozan, Turgay, Çütcü, İbrahim, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
G-7 countries ,Economics ,Growth ,Ar-Ge Harcamaları ,Yenilik ,Economic policies ,Ekonomik Büyüme ,İnnovation ,G7 Ülkeleri ,Econometric analysis ,Patent ,Econometrics ,Ekonomi ,Economic growth - Abstract
İnovasyon en basit şekilde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş ürün ve süreçlerin geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında yapılan araştırmada inovasyon performansı özellikle gelişmekte olan ülkeler olmak üzere diğer ülkelere göre daha yüksek olan G7 ülkelerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda araştırmanın temel problemi `G7 ülkelerinde inovasyonun ekonomik büyüme üzerindeki etkisi` olarak belirlenmiştir. Araştırma verileri olarak, Dünya Bankası veri tabanından temin edilen G7 ülkelerinin 1981-2016 yılları arası Ar-Ge harcamaları ve patent başvuru sayıları ile ekonomik büyüme verileri kullanılmıştır. Analizlerde hipotez testi için, yeni nesil güncel testlerden LMadj testi, CADF durağanlık testi, Delta testi, Durbin-Hausman eşbütünleşme testi, CCE ile AMG tahmincisi ve son olarak Dumitrescu-Hurlin panel nedensellik testleri kullanılmıştır. Test sonuçlarına göre Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı ile büyüme oranı arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Diğer taraftan, büyüme oranından patent başvurularına doğru tek yönlü ilişki görülmektedir. Büyüme oranındaki değişmeler patent başvurularını etkilemektedir. Diğer değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir. Innovation is defined as the development of new or significantly improved product or processes. The research conducted as part of this thesis focused on G7 countries that have a higher performance than developing countries. In this context, main research question is defined as `the effect of innovation on economic growth in G7 countries`. In order to find an appropriate answer to this question, we used the R&D expenditure and patent data of G7 countries between 1981-2013 that are derived from World Bank Database. In order to test the hypothesis, we used LMadj Test, CADF Test, Delta Test, Durbin-Hausman Cointegration Test, CCE and AMG estimators and finally Dumitrescu-Hurlin Panel Causality Test. According to the test results, there is a negative relationship between R&D expenditure and economic growth. On the other hand, a one-way causality from economic growth to patent number. In other words, differences in growth values effect patent numbers. Any causality relationship between other variables couldn't found. 93
- Published
- 2019
7. The major drivers of urban growth and urbanisation in the 21th century: Evidence from developing countries in sub-Saharan Africa and the group of seven countries developed countries
- Author
-
Agossou, Nadege Clemence Sourou Yabo, Kabasakal, Ali, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
21. century ,Sub-Saharan Africa ,G-7 countries ,Şehircilik ve Bölge Planlama ,Economics ,Panel data models ,Urbanization ,Urban and Regional Planning ,Urban growth ,Ekonomi - Abstract
Gelişmekte olan dünyada bugün şehirleşme hız kazanmaktadır. ve sağlam kentsel uygulamalara duyulan ihtiyacı acilen gerektirecek birçok zorluk getirdi. Yine de, özellikle Afrika'da fenomenin temel nedenlerini açık bir şekilde anlamak mümkün değildir. Bunun yanı sıra, son on yıl boyunca gelişmiş ülkelerde kentleşme daha az incelenmiştir ve gelişmiş ülkelerin deneyimlerini basitleştirici ve yanıltıcı görünebilen kentleşme olgusunun üstesinden gelmek için gelişmekte olan ülkelere deneyimleme eğilimi vardır. Sahra-altı Afrika (SSA) ve Yedi Ülke Grubu (G7) meydana gelen kentleşmenin türüne ve nedenlerine ışık tutmak ve bu çalışma, 21. yüzyılda ortaya çıkan kentleşme sürecinde bazı değişkenlerin rolünü incelemektedir.Bir panel veri setinde Sabit etkiler ve Havuzlanmış Olağan En Küçük Kareler regresyonları kullanılarak, SSA'da kentsel istikrarın azalmasına siyasi istikrarın katkıda bulunduğunu, G7 ülkelerinde kentsel yaşamın temel belirleyicisi olan yaşam beklentisinin olduğunu gördük. Bulgular aynı zamanda G7 ülkelerinde üretimde üretkenlik sabit kaldığından kentleşme hızının düşük ya da az ya da çok sabit kaldığını göstermektedir. Bununla birlikte, hızı uluslararası göç akışları tarafından sürdürüldü. SSA'da, doğurganlık, İnsani Gelişme Göstergeleri ve hükümet politikaları, daha sonra işsizlik eğilimlerinin artması nedeniyle tamamen dinlenmiş gibi görünen kentleşme hızını artırmıştır. Urbanization gaining momentum in the developing world today has brought about many challenges that urgently entail the need for sound urban practices. Yet there is no clear understanding of the fundamental causes of the phenomenon especially in Africa. Besides, urbanization has been less investigated in the advanced countries during the course of the last decades and there is tendency to extrapolate the experiences of developed countries to the developing ones to tackle the phenomenon of urbanization, which can appear as simplistic and misleading. To shed light on the type and causes of urbanization happening in Sub-Saharan Africa (SSA) and the Group of Seven (G7) countries this study investigates the contribution of selected variables in the process of urbanization in the 21st century.By using Fixed effects and Pooled Ordinary Least Squares regressions in a panel dataset, we found that political stability contributes to the decline in urban share in SSA whereas life expectancy is the main determinant of urban share in G7 countries. The findings also show that the urbanization speed has remained low or more or less constant as productivity in manufacturing remains constant in the G7 countries. However, its pace has been sustained by international migration flows. In SSA, fertility, Human Development Indicators, and government policies have propelled the pace of urbanization, which later seems to have been completely brought to rest due to increased unemployment trends. 95
- Published
- 2018
8. Türkiye ve G7 ülkelerinde enerji ekonomisine yeni bir bakış: gelir ve sürdürülebilir refah yaklaşımlarının karşılaştırılması
- Author
-
Tel, İjlal, Topcu, Mert, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Renewable energy ,Turkish economy ,Energy ,G-7 countries ,Turkey ,Sustainability ,Economics ,Welfare ,Ekonomi ,Renewable energy resources ,Energy economy ,Enerji - Abstract
Bu çalışmanın amacı, 2000-2012 döneminde G7 ülkeleri ve Türkiye'de enerji sürdürülebilir refah ilişkisinin analiz edilmesi ve elde edilen bulguların enerji büyüme ilişkisiyle karşılaştırılmasıdır. Bu kapsamda kurulan modeller, paneli oluşturan her bir yatay kesite ait sonuçları tahmin etmek için geliştirilen Kónya (2006) bootstrap heterojen panel nedensellik ile analiz edilmiştir. Elde edilenbulgular gelişme göstergesi olarak ekonomik büyüme kullanıldığında Fransa ve Türkiye'de koruma hipotezinin, Almanya, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık'ta geri besleme hipotezinin, Kanada ve ABD'de ise yansızlık hipotezinin geçerli olduğu göstermektedir. Gelişme göstergesi olarak sürdürülebilir refah kullanıldığında ise Türkiye'de büyüme hipotezinin, Kanada, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallıkve ABD'de ise geri besleme hipotezinin geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlar, G7 ülkelerinde enerji-sürdürülebilir refah ilişkisinin ülkeden ülkeye değişmediğini, ancak enerji-büyüme ilişkisinin üye devletler arasında farklılık gösterdiğini ifade etmektedir. Çalışmadan elde edilen bulgular, Türkiye ekonomisi için ise gelişme göstergesinin önemine vurgu yapmaktadır. The purpose of this thesis is to investigate the energy-sustainable welfare nexus in G7 economies and Turkey over the period 2000-2012 and to compare these findings with those obtained from energy-growth nexus. To this end, empirical models arisen here in are analyzed using Kónya (2006) bootstrap heterogeneous panel causality approach which is developed to produce cross-section results. Findings reveal the existence of conservation hypothesis in France and Turkey, feedback hypothesis in Germany, Italy, Japan and the UK, and neutrality hypothesis in Canada and the US once economic growth is used as development proxy. When sustainable welfare index is used as development proxy, on the other hand, the results indicate the existence of growth hypothesis in Turkey as well as the feedback hypothesis in theG7 economies. These findings confirm that energy-sustainable welfare nexus is robust across G7 countries whereas it varies across member states in the energygrowth nexus. However, findings emphasize the importance of the development proxy in the case of Turkey. 69
- Published
- 2018
9. Gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinde hisse senedi endeksleri ile makro iktisadi değişkenler arasındaki ilişki
- Author
-
Sertkaya, Burak, Ardor, Hakan Naim, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Stock valuation ,G-7 countries ,Economics ,Panel data models ,Developed countries ,Ekonomi ,Macroeconomic factors ,Macroeconomy ,E7 countries ,Capital market - Abstract
Küreselleşmenin etkisiyle sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, ülkeler arası ekonomik ilişkileri belirlemede önemli rol oynamıştır. Bu noktada sermaye piyasalarının önemli araçlarından biri olan hisse senedi piyasaları finans piyasalarında ön plana çıkmıştır. Hisse senetleri, küreselleşme sürecinden etkilenen bir faktör olmanın yanında, makroekonomik dinamikleri etkilemesi açısından da ekonomik gelişme sürecinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinde makro iktisadi faktörler ile hisse senedi endeksleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma kapsamında, G-7 ülkeleri ile E-7 ülkeleri değerlendirilmiştir. 2006:m3 - 2016:m8 dönem aralığını inceleyen çalışmada, heterojen panel tahmincileri kullanılmıştır. Makroekonomik faktörler olarak reel efektif döviz kuru endeksi, M2 para arzı, enflasyon, faiz oranı, sanayi üretim endeksi ve tüketici ve üretici güven endeksleri kullanılmıştır. Analiz neticesinde G-7 ülkelerinde hisse senedi endeksleri ile üretici güven endeksi ve M2 para arzı arasında anlamlı sonuç elde edilemezken; diğer değişkenler arasında anlamlı sonuç bulunmuştur. E-7 ülkelerinde ise hisse senedi endeksleri ile yalnızca reel efektif döviz kuru arasında anlamlı bir sonuç elde edilmiştir. Diğer değişkenler ile anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. Her iki ülke grubu için söz konusu dönemde yapılan analiz neticesinde, G-7 ülkelerinin hisse senedi piyasalarının makro iktisadi değişkenlere daha duyarlı olduğu ve bu ülkelerin sermaye piyasalarının daha derin olduğu görülmüştür. E-7 ülkeleri daha sığ piyasalara sahiptir. Genel olarak E-7 ülkelerinde makro iktisadi faktörlerin hisse senedi piyasaları için bir gösterge niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır. The liberalization of capital movements under the influence of globalization has played an important role in determining international economic relations. At this point, stock markets, which are important instruments of capital markets, have become prominent among other instruments in financial markets. Equities are affected by the globalization process and the effects of stock markets on macroeconomic dynamics provide further understanding on the process of economic development. In this study, the relationship between macroeconomic factors and stock indices both in advanced and emerging market economies are analyzed. In the scope of the study, G-7 and E-7 countries are evaluated. Heterogeneous panel estimators are used in the study over the period 2006:m3 - 2016:m8. Real effective exchange rate index, M2 money supply, inflation, interest rate, industrial production index, and consumer and business confidence indices are used as macroeconomic variables. The findings of the analyses indicate that there are no statistically significant correlations between stock indices, business confidence index and M2 money supply in G-7 countries; while there are statistically significant correlations among other variables. As for E-7 countries, the results were statistically significant only between real effective exchange rate and stock indices. There were not any statistically significant correlations between other variables. As a result of the analyses regarding these two country groups in the given time span, it is proved that the stock markets of G-7 countries are more bound to the macroeconomic variables and their capital markets are deeper than E-7 countries. E-7 countries have more shallow stock markets. Overall, the results of the study suggest that macroeconomic factors in E-7 countries do not seem to be viable indicators for the stock markets. 162
- Published
- 2018
10. The analysis of the reletionship between wind energy and economic growth in G-7 and G-20 countries with panel cointegration approach
- Author
-
Atay, Gizem, Acaroğlu, Hakan, ESOGÜ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Energy ,G-7 countries ,Economics ,Panel Eşbütünleşme Analizi ,Ekonomik Büyüme ,Enerji ,Panel cointegration ,Economic Growth ,Rüzgâr Enerjisi ,Ekonometri ,Wind Energy ,Econometrics ,Ekonomi ,Wind energy ,Economic growth ,Panel Cointegration Analysis ,G-20 countries - Abstract
Ülkelerin enerji taleplerini karşılamak için kullandıkları fosil yakıtların yakın zamanda tükenecek olması ve çevreye verdikleri zararlardan dolayı yenilenebilir enerji kaynakları önemli bir yere sahip olmaktadır. Bu kaynaklar içerisinde rüzgâr enerjisi ise dünyada önemli bir yere sahiptir. Kullanılan yenilenebilir enerji kaynakları sürdürülebilir gelişmenin de önemli bileşenleri arasındadır. Bu bağlamda G-7 ve G-20 ülkelerinde rüzgâr enerji tüketim oranları (terawatt[1012watt]-saat) ve Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) oranları arasında bir ilişkinin varlığı 2003-2012 yıllarını kapsayan panel veri seti kullanılarak sorgulanmaktadır. Çalışmada değişkenler arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla Levin, Lin ve Chu birim kök testi, Pedroni-Kao Eşbütünleşme ve Fmols testlerinden faydalanılmakta ve bulunan sonuçların ekonomik gelişmeye katkısı incelenmektedir.Çalışma bulgularınca G-7 ve G-20 ülkeleri için rüzgâr enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasında bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bu ülkelerde rüzgâr enerji tüketiminde yaşanan artışın ekonomik büyümeyi, ekonomik büyümede yaşanan artışın ise rüzgâr enerji tüketimini arttırma eğiliminde olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Renewable energy resources have attracted a great deal of attention in the literature because the fossil fuel resources countries have been using to meet the energy needs will be exhausted soon and these resources are extremely detrimental to the environment. Wind energy is particularly important as a type of renewable energy. The usable renewable energy resources are considered important component of the sustainable development. To this end, the relationship between the wind energy rates (terawatt [1012 watt]- hour) and the Gross Domestic Product (GDP) ratios in the G-7 and G-20 countries is investigated by reliance on panel dataset for the period between 2003 and 2012. To explore the relationship between the variables, Levin, Lin and Chu unit root test, Pedroni-Kao Cointegration and Fmols tests are used and the contribution of the findings to the economic development is discussed in the paper. The study finds a relationship between the wind energy consumption and economic development in the G-7 and G-20 countries. The findings suggest that an increase in the amount of wind energy consumed in these countries tend to improve economic growth and that economic growth also affects the consumption of the wind energy. 78
- Published
- 2016
11. Dünya petrol krizleri: G-7 ülkeleri üzerine bir uygulama
- Author
-
Tunç, Ahmet, Özer, M. Halis, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Tunç, Ahmet, Özer, Mehmet Halis, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Petroleum ,Petrol fiyatı ,Oil prices ,G-7 countries ,Economics ,Enflasyon ,Petroleum crisis ,Price ,Ekonomi ,G-7 ,Inflation ,Economic growth ,Büyüme - Abstract
Petrole olan gereksinim endüstri devrimi ve makineleşmeyle birlikte hız kazanmıştır. Bu durumun sonucu olarak, 19.yy ortalarından itibaren ham petrol, dünyanın en stratejik enerji kaynağı konumu korumuştur. Dünya ekonomisinin 1970'li yıllardan itibaren yaşadığı petrol krizleri iktisat literatürü üzerinde önemli etkilere sahip olmuştur. Petrol fiyatlarında meydana gelen her dalgalanma, dünya üzerinde hemen hemen tüm ülkelerin makroekonomik değişkenleri üzerinde etkili olmaktadır. Tezin temel amacı, ham petrol fiyatlarında meydana gelen değişiklerin, G-7 ülkelerinin büyüme ve enflasyon oranları üzerine etkilerinin analiz edilmesidir. Bu amaca bağlı olarak, 1970-2014 yılları arasındaki yıllık veri serisi kullanılmıştır. Analiz sonucunda serilerin aynı dereceden durağan olmadıkları gözlenmiştir. Bu nedenle değişkenler VAR modeli ile incelenmiştir. Yapılan ekonometrik analizin sonucu olarak, petrol fiyatlarında meydana gelen bir artışın G-7 ülkelerinde büyüme ve enflasyon oranları üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler Enflasyon, Büyüme, Petrol Fiyatı, G-7 The requirement of petroleum has gained momentum with industrial revolution and mechanization. As a result, The World's most important resource has been crude oil since the-mid 19. century. The oil crisis which the world's economies have experienced since 1970's have immense effects on economics literature. Every fluctuation emerging on oil prices has influence on almost world's all countries. The main objective of the thesis is to make an analysis of the crude oil price movements on inflution and economic growth of G-7 countries. With this aim, yearly data between 1970-2014 has been analysed. As a result of stationary review, variables have not been seen as a stationary at same degree. Thus they have been examined with VAR model. As a result of the econometric analysis, an increase in oil prices has influence inflation and economic growth of G-7 countries. Key words: Inflation, Economic Growth, Oil Prices, G-7
- Published
- 2016
12. Some international evidence regarding the stochastic memory of stock returns
- Author
-
Nuno Crato
- Subjects
Economics and Econometrics ,Financial economics ,Long memory ,International Stock Indexes ,Economics ,Time Series ,ARFIMA Model ,Stock Returns ,G-7 Countries ,Stock market index ,Finance ,Autoregressive fractionally integrated moving average ,Stock (geology) - Abstract
The present paper studies international stock indexes of the G-7 countries in the last 40 years. Evidence about the statistical memory of the returns is presented, and only in one country could the existence of long memory be sustained. These results contradict various previous studies that were based on the R/S analysis and consistently claimed the existence of long memory in financial returns. A general ARFIM A model capable of reproducing long- and short-memory properties is directly fitted to the data. The conclusion is then based on the estimated parameters of the model. info:eu-repo/semantics/publishedVersion
- Published
- 1994
- Full Text
- View/download PDF
13. Les modeles de financement du processus d'industrialisation des pays emergents: le cas de la Turquie
- Author
-
Güllü, İlhan, Rodoplu, Gültekin, Cochet, Alain, and İktisat Politikası Anabilim Dalı
- Subjects
G-7 countries ,Economics ,Ekonomi ,Kyoto Protocal - Abstract
Türkiye'nin sanayileşme süreci, Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi, uluslararası pazarlarla bütünleşme eğilimi finansal ve endüstriyel bağımlılığı arasında çok ilginç bir durum arzetmektedir. 1980'den beri üretimde önemli sektörlerin büyük bölümünde dönüşümü sağlamıştır. Bununla birlikte son yirmi yılda, krizlerin damgasını vurduğu bir sürece katlanmıştır. Özellikle de 1990'dan beri istikrarsızlık-kriz-büyüme-kriz kısır döngüsü içerisinde bulunmaktadır.Günümüz Türkiye'si, uluslararası pazarlarla olan bütünleşmesini büyük ölçüde tamamlamış bulunmaktadır. Bununla beraber, 2000'lerin ilk on yılındaki Türkiye, sanayileşme sürecinin uzun aşamalrından birini bu sürecin gerektirdiği finansal araçlara sahip olmadan gerçekleştirmiş olan bir ülke görünümü vermektedir. The industrialization process of Turkey and the financial modals of this process reflect an interesting situation in terms of international marketing integration and financial and industrial dependency, tendency towards foreigners as in the EU example. Turkey has succeeded in sector-specific transformation from agricultural production to industrialization to a large extent. Nonetheless, in a 20-year-process which is marked by financial crises especially has gone on for a long time since 90s in an inconsistency - crises - inconsistency vicious circle. Turkey is a country which has accomplished the process of international marketing integration. Also, in the first decade of 2000s Turkey passed the long phases of industrialization process deprived of suitable financing tools for itself. 498
- Published
- 2008
14. Policy regime change and the Feldstein-Honioka puzzle: Evidence from the G7 countries
- Author
-
Parmaksiz, Kağan, Özmen, Erdal, and Diğer
- Subjects
G-7 countries ,Economics ,Saving ,Capital movements ,Feldstein-Horioka ,Ekonomi ,Investments ,Breaking point ,Political administrative ,International capital movements - Abstract
öz POLİTİKA REJİMİ DE?İŞİKLİ?İ VE FELDSTEIN-HORIOKA SORUNSALI: G7 ÜLKELERİNDEN OLGULAR Parmaksız, Kağan Yüksek Lisans, İktisat Bölümü, Tez Yöneticisi: Dr Erdal Özmen Ağustos 2000, 59 sayfa Bu çalışmada, Feldstein ve Horioka (1980) tarafindan önerilen uluslararası sermaye hareketlilikleri karşısında yurtiçi tasarruf-yatırım ilişkisinin, uluslararası ve yurtiçi finansal koşullara ilişkin politika rejimindeki değişmeler gözönüne alındığı zaman bile bir 'sorunsal' olarak kalıp kalamayacağı incelenmektedir. Bu amaçla, çalışmada, kırınımsız veri oluşum sürecine yönelik geliştirilmiş yaygın yöntemlerin (ADF, KPSS ve Johansen) yanısıra, yakın dönemde geliştirilen ve alternatif hipotez altında, içsel olarak tahmin edilen yapısal kırınım etrafında durağanlığı gözönüne alan yöntemler de (Perron (1997) ve Gregory and Hansen (1996)) uygulanmıştır. G7 ülkeleri (İngiltere, ABD, Japonya, Fransa, İtalya, Kanada ve Almanya) yıllık verilerine dayanan çalışma sonuçları, uzun dönem tasarruf-yatırım ilşkilerinin politika rejimi değişikliklerine kayıtsız olmadığı hipotezimizi kuvvetle desteklemektedir. Feldstein ve Horioka önerileriyle tutarlı olarak, içsel olarak tahmin edilen ve önemli politika değişikliği dönemlerine karşılık gelen kırınım noktaları gözönüne alındığında, tasarruf ve yatırımlar arasındaki uzun dönem ilişkileri ya önemli ölçüde azalmakta ya da istatistiksel olarak anlamsız hale gelmektedir. Anahtar Sözcükler: Sermaye Hareketliliği, Feldstein-Horioka, Tasarruflar, Yatırımlar, Politika Rejimi, Kırınım Noktaları, Birim Kökler, Eşbütünleşme, Dışsalkk, G7 ABSTRACT POLICY REGIME CHANGE AND THE FELDSTEIN-HORIOKA PUZZLE: EVIDENCE FROM THE G7 COUNTRTES Parmaksız, Kağan M.S., Department of Economics, Supervisor: Dr Erdal özmen August 2000, 59 pages This study investigates whether the Feldstein and Horioka (1980) argument on the domestic saving-investment relationship under international capital mobility remains as a `puzzle` when policy regime changes in international and domestic financial environments are taken into account. To this end, we employ not only the conventional procedures (ADF, KPSS and Johansen) developed for a data generation process without a break, but also recently developed methods (Perron (1997) and Gregory and Hansen (1996)) which allow stationarity around an endogenously estimated structural break under the alternative hypothesis. The evidence based on annual data for the G7 countries (UK, US, Japan, France, Italy, Canada and Germany) strongly supports our hypothesis that the long-run saving-investment relations are not invariant to a policy regime change. Consistent with the Feldstein and Horioka argument, the long-run relationships between saving and investment either significantly decrease or disappear after the estimated endogenous structural break point coinciding with a major policy regime change. Keywords: Capital Mobility, Feldstein-Horioka, Savings, Investments, Policy Regime, Break Points, Unit Roots, Cointegration, Exogeneity, G7 59
- Published
- 2000
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.