Search

Kişilik özelliklerinin, sosyal bütünleşmeye ilişkin davranışı ve motivasyonu etkilediği belirtilmektedir. Bu nedenle sosyal bir ortam olduğu düşünülen ve kişilerin sosyalleşmesini sağlayan sporun kişilik özelliklerinin gelişmesine fayda sağlayacağı ve psikologlara yardımcı olacak bir araç olarak ortaya konulması bakımından bu araştırma önem arz etmektedir. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı sporda sosyal bütünleşme düzeyi ile kişilik tipleri arasındaki ilişkilerin ve etkileşimlerin incelenmesidir. Bu çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Bu araştırmanın araştırma grubunu seçkisiz olmayan örnekleme yöntemlerinden uygun (kazara) örnekleme yöntemi ve ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilmiş Niğde ili spor bilimleri alanında öğrenim gören aynı zamanda düzenli spor yapan 152 kadın ve 148 erkek olmak üzere lise ve üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak anket yönteminden yararlanılmıştır. Üç bölümden oluşan anketin birinci bölümünde Yılmaz ve ark. (2007) tarafından geliştirilen Sosyal Bütünleşme Ölçeği, ikinci bölümde Goldberg (1990) tarafından geliştirilen Sudak ve Zehir (2013) tarafından Türkçe’ye uyarlanmış olan Kişilik Tipleri Ölçeği, üçüncü bölümde ise kişisel bilgi formu yer almaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra; normallik testleri, Pearson korelasyon analizi, çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Ayrıca gruplara ayrılarak yapılan ikili korelasyon analizinde ortaya çıkan r değerlerinin karşılaştırılması için Z skoru hesaplanmış ve gruplar arasındaki farklılıklar incelenmiştir. Analiz sonucunda iki ölçüm aracı alt boyutları arasında genel olarak düşük, orta ve yüksek düzeyde anlamlı pozitif korelasyonlar bulunmuştur. Sonuç olarak spor bireylerin sosyal bütünleşmesi ile birlikte kişilik gelişimleri için çok önemli bir araçtır. Personality traits influence behavior and motivation related to social integration. For this reason, this research is important in terms of the fact that the sport which is thought to be a social environment and provides the socialization of individuals will contribute to the development of personality traits and as a tool to help psychologists. The aim of this study is to investigate the relationships and interactions between the level of social integration in sports and personality types. In this study, relational survey model, one of the quantitative research methods, was used. The research group of this study consists of 152 female and 148 male high school and university students who study in sports sciences in Niğde province, selected by convenience (accidental) sampling method and criteria sampling method from random sampling methods. Survey method was used as data collection tool. The first part of the three-part questionnaire contains the "social integration scale in sports" developed by Yilmaz et al. (2007), the second part contains the personality types scale adapted to Turkish by Sudak and Zehir (2013) developed by Goldberg (1990), and the third part contains the personal data form. In addition to descriptive statistics in the analysis of the data; normality tests, Pearson correlation analysis, multiple linear regression analysis were used. In addition, the Z score was calculated and the differences between the groups were examined in order to compare the r values that appeared in the binary correlation analysis by dividing them into groups. As a result of the analysis, significant positive correlations were found between the sub-dimensions of the two measurement instruments at low, medium and high levels in general. As a result, sports are a very important tool for the development of personality along with the social integration of individuals.

Aim: This study aims to investigate the team image, team loyalty and identification levels of football fans.Methods: Within the framework of the relational screening model, the population of the study chosen by convenience sampling comprises of university students who are the fans of one of the three major soccer teams of Turkey. The sample of the study includes 207 women and 79 men as a total of 286 football supporters between the ages of 17 and 40 (20.93 ± 2.17) studying at the different faculties and high schools of a university. In this study, survey was used as data collection tool. It includes personal information form, team loyalty scale, team image scale and Identification scale of Sport Fans. Pearson Correlation Analysis was used for relationship comparisons, independent sample t-test was used for binary comparisons and one-way variance analysis for multiple comparisons was used as well as descriptive statistics.Results: When gender is taken into account, behavioral loyalty, attitudinal loyalty, sub dimensions of team identification were found to be significant in favour of men. The team image perception of Besiktas supporters is found significantly higher than Galatasaray and Fenerbahce supporters’ perception. Behavioral loyalty, attitude loyalty, team identification, and team image perceptions of supporters who watch the matches in the stadium are higher than in those who never watch. It was found that there is a significant positive correlation between the amount of spending money for football and behavioral loyalty, attitudinal loyalty and sub dimensions of team identification. There is a significant positive correlation between the frequency of attending matches annually and behavioral loyalty, attitudinal loyalty, and sub dimensions of team identification. In addition to these, a meaningful positive high and medium correlation was found between behavioral loyalty, attitudinal loyalty, team identification and team image perception.Conclusion: Finally, it can be concluded that the variables which are gender, watching the matches in the stadiuam, spending money for football and the frequency of attending the macthes have a significant effect on the level of team identification, team loyalty and team image as well as affecting each other positively., Amaç: Bu araştırmada, futbol taraftarlarının takım imajı, takım sadakati ve takımla özdeşleşme düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: İlişkisel tarama modeli çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmanın araştırma grubunu uygun örnekleme yöntemi kullanılarak bir üniversitenin değişik fakülte ve yüksekokullarında eğitim-öğretim gören, yaşları 17-40 arasında değişen (20.93±2.17) 207 kadın ve 79 erkek olmak üzere toplam 286 futbol taraftarı öğrenci oluşturmuştur. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Dört bölümden oluşan anketin içeriğinde Kişisel bilgi formu, Takım Sadakati Ölçeği, Takım İmajı Ölçeği ve Spor Taraftarı Özdeşleşme Ölçeği yer almaktadır. Tanımlayıcı istatistiklerin yanında ilişki karşılaştırmaları için Pearson Korelasyon analizi, ikili karşılaştırmalar için bağımsız örneklemler t testi ve çoklu karşılaştırmalar için tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır.Bulgular: Cinsiyete göre davranışsal sadakat, tutumsal sadakat, takım özdeşleşme alt boyutlarında erkekler lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. Beşiktaş taraftarlarının Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarından takım imajı algılarının daha anlamlı olarak yüksek olduğu belirlenmiştir. Stadyuma giderek müsabakaları seyreden taraftarın hiç seyretmeyenlerden davranışsal sadakat, tutumsal sadakat, takım özdeşleşme ve takım imajı algıları daha yüksektir. Futbol için yapılan harcama miktarı ile davranışsal sadakat, tutumsal sadakat ve takım özdeşleşme alt boyutları arasında anlamlı pozitif korelasyon bulunmuştur. Yıllık maça gitme sayısı ile davranışsal sadakat, tutumsal sadakat ve takım özdeşleşme alt boyutları arasında anlamlı pozitif korelasyon belirlenmiştir. Bunun yanı sıra tutumsal sadakat, davranışsal sadakat, takım özdeşleşme ve takım imajı değişkenleri arasında pozitif yönlü, anlamlı, orta ve yüksek düzey korelasyonların olduğu tespit edilmiştir.Sonuç: Sonuç olarak cinsiyet, stadyuma gitme, futbol için yapılan harcama, maça gitme sıklığı gibi değişkenlerin takım özdeşleşme, sadakat ve imaj seviyelerinde önemli bir etken oldukları, bunun yanısıra bu değişkenlerinde brbirleri üzerinde olumlu yönlü etkiler yarattığı söylenebilir.