Oral kanser gelişiminde, kanser kök hücrelerinin varlığı kabul edilmekle birlikte; kanser kök hücrelerinin premalign lezyonlardaki varlığı ve displaziden kansere geçiş sürecindeki moleküler mekanizmalar açıklığa kavuşmamıştır. Özellikle oral displazi ve oral skuamöz hücreli kanserde (SHK) epiteliyal mezenkimal geçiş (EMT) ve kanser kök hücre ilişkisini inceleyen klinikopatolojik bir çalışma henüz bulunmamaktadır. Retrospektif olarak planlanan çalışmamızın amacı oral displazi ve SHK' de, EMT programını aktive eden Snail ve E-kadherin ekspresyonunu belirlemek ve kanser kök hücresi-EMT ilişkisini incelemektir. Çalışmamız, `Epitelyal Displazi` (n=23), `Skuamöz Hücreli Karsinom` (n= 16), ve `Epiteliyal Hiperplazi` (n=19) tanısı almış toplam 58 adet parafine gömülü doku örneği üzerinde yürütüldü. Parafine gömülü doku örneklerinden immünhistokimyasal boyama ve RNA izolasyonu için kesitler alındıktan sonra, kanser kök hücre belirteçleri CD133, CD44, ve E-kadherin immünhistokimyasal olarak; Snail ve CD133 ekspresyonu ise immünhistokimya ve RT-PCR ile analiz edildi. Elde edilen veriler, hispatolojik korelasyon kurularak, etkinliği değerlendirildi.Tüm parametrelerin gruplar arasında karşılaştırılması ve histopatolojik korelasyonu istatistiksel olarak değerlendirildi. SHK vakalarında, CD133 immünekspresyonu ve inflamasyon skoru diğer gruplara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek; E-kadherin immünekspresyonu ise istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p< 0.05). RT-PCR Snail mRNA ekspresyonu gösteren olgular içerisinde SHK grubunda olguların %100'ünde artış izlendi. Bu oran, displazi olgularında % 85 ve hiperplazi grubunda ise %82,5 olarak saptandı. Hiçbir grupta Snail ekspresyonu ile tümör diferansiyasyonu ya da displazilerdeki derecelendirme gibi histopatolojik parametreler arasında anlamlı bir korelasyon izlenmedi. Bu da Snail ekspresyonundaki artışın bağımsız bir parametre olarak değerlendirmesi gerektiğini düşündürmektedir. Çalışma bulgularımız, CD133 ve E-kadherin'in oral kanser progresyonunda potansiyel diagnostik belirteç olabileceğini desteklemektedir. The role of cancer stem cells in oral cancer is widely accepted, yet the existence of cancer stem cells in dysplastic tissue and the molecular pathways of progression from dysplasia to malignancy remains to be explored. There has not been any clinicopathological data available about the epithelial mesenchymal transition (EMT) – cancer stem cell (CSS) interaction in oral dysplasia and cancer yet. Therefore our retrospective study aimed to analyse the presence of CSS in oral epithelial dysplasia, and oral squamous cell carcinoma (SCC) in relation with two EMT markers: Snail and E-cadherin. The study was conducted on 58 formalin fixed, parraffin - embedded tissue samples diagnosed as ` epithelial dysplasia` (n=23), `squamous cell carcinoma` (n=16) and `epithelial hyperplasia` (n=19). The expression of Snail and CD133 was detected by both immunohistochemistry and quantitative RT-qPCR, whereas CD44 and E-cadherin was evaluated immunohistochemically. Oral SCC cases showed significantly higher CD133 immunreactivity and inflammation scores and significantly decreased E-cadherin expression in comparition to dysplasia and hyperplasia groups. (p< 0.05). Snail mRNA up-regulation was seen in 100 % of the SCC cases followed by 85 % for dysplasias and 82,5 % hyperplasias among the cases which displayed positive mRNA expression by RT-qPCR. No statistically significant correlations were found between Snail expression and histopathological parameters like tumor differentiation and grading in dysplasias. This data shows that the increase in Snail expression might be an independent parameter. The results of our study provides an evidence that CD133 and E-cadherin may be potential diagnostic markers in oral cancer progression. 102