Search

151

Globalleşen dünyada ülkelerin siyasi, ekonomik ve toplumsal olaylarda birbirlerini etkilemesi artık kaçınılmazdır. Bunun sonucunda, toplumların olaylara bakış açılarında da değişimler yaşanmış ve her ülkenin toplumu kendilerine özgü değerlerini korumaya çalışmıştır. Gelişen teknoloji ile birlikte birbirine entegre olan toplumların özellikle de genç kuşak bireylerinin bu değerleri koruma konusunda kendinden önce gelen kuşaklara göre farklılık göstermeye başladığı söylenebilir. Çalışma hayatında değişen koşullar ve şartlarla birlikte her kuşağın çalışanlarının çalışma değerlerinde de farklılıklar görülmüştür.Bu çalışma da kuşakların çalışma değerleri ve bu çalışma değerlerinde oluşan farklılıkların ne olduğu tespit edilmeye çalışılmış ve özellikle Türkiye'de X ve Y Kuşağının çalışma değerleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır. Literatürde Türkiye'deki kuşaklar ve kuşakların çalışma değerleri üzerine yapılmış fazla sayıda çalışma mevcut değildir. Kuşakların tarihsel olaylar ve özelliklerinden yola çıkılarak Akademik personel üzerine yapılan ampirik çalışma ile `Kuşakların Çalışma Değerleri` tespit edilmeye çalışılmıştır. Toplamda 500 kişiden oluşan akademik personele anket yolu ile ulaşılmış ve 20 anket geçersiz olduğu için değerlendirilmeye alınmamıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; X ve Y Kuşağı Akademik Personelinin Çalışma Değerleri birbirinden farklıdır.Anahtar Kelimeler: Kuşaklar, X ve Y Kuşağı, Çalışma Değerleri, Kuşaklar ve Çalışma Değerleri, Akademik Personel. It is inevitable now for the countries to influence each other in political, economic and social events in the globalized world. Even though there have been some changes in the perspectives of societies on events along with globalization, the society of each country tries to protect its unique values. With the developing technology, the integrated societies, especially the young generation individuals, differ from the previous generations in protecting these values. In accordance with the changing terms and conditions of working life, we can observe differences in work values of the workers of each generation.The aim of this study is to identify the work values of generations and the arising differences in these work values, and particularly to give information about the work values of generations X and Y in Turkey. There are not many studies on the generations and their work values in the literature in Turkey. With the empirical study conducted on the academic staff based on the historical events and features of the generations, this thesis aims to identify `Work Values of the Generations.` 500 people in total were contacted to fill in questionnaires, 20 of which were not evaluated as they were invalid. According to the results of this empirical study, the work values of generations X and Y academic staff are different from each other.Key Words: Generations, Generations X and Y, Work Values, Generations and Work Values, Academic Staff. 340

Günümüzde işsizlikle mücadelede pasif ve aktif işgücü piyasası politikaları olmak üzere iki temel politika izlenmektedir. Küresel bir sorun olan işsizlikle mücadelede 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bazı ülkelerde, işsizliğin neden olduğu sosyal sorunları onarmaya ve işsizlere asgari düzeyde de olsa bir ekonomik güvence sağlamaya yönelik önlemler içeren pasif işgücü piyasası politikalarına başvurulmuştur. Pasif işgücü piyasası politikalarının yetersiz kalması sonucu 1980 yılı sonrasında işsizlikle mücadelede, işsizlere beceri ve nitelik kazandıran ve iş bulmalarını kolaylaştıran aktif işgücü piyasası politikaları önem kazanmaya başlamıştır. Gelişen ve değişen günümüz dünyasında, işgücü piyasasının taleplerini karşılayabilmek için hayat boyu öğrenme kapsamında sürekli eğitime ihtiyaç vardır. Bu kapsamda kısa vadede işgücünün istihdam edilebilirliğini artıran mesleki eğitim programları ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, mesleki eğitim kurslarının etkinliğini ve istihdama olan katkısını tespit etmektir. Ayrıca çalışmadan elde edilecek sonuçların, mesleki eğitim kurslarının işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilerek planlanması ve uygulanmasında yol gösterici olması hedeflenmektedir. Araştırmaya katılanlara uygulanan anketlerden elde edilen verilerin değerlendirilmesinde, frekans dağılımı, güvenirlik analizi, t-testi, çapraz tablo ve varyans analizi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2012 yılı içerisinde (başlangıcı 2011 yılı ve bitişi 2012 yılında olan kurslar da dâhil olmak üzere) Trabzon ilinde İŞKUR tarafından düzenlenen istihdam garantisi olmayan (genel) mesleki eğitim kurslarına katılan 321 kursiyer oluşturmaktadır.Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, mesleki eğitim kurslarının özellikle de istihdam garantisi olmayan (genel) kursların, etkinliğinin düşük olduğu ve amacından saptığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan araştırmaya katılanların neredeyse yarısının çalışıyor olması kursların istihdama katkı sağladığını göstermekte ancak çalışanların çoğunluğunun almış oldukları eğitimlerle ilgili bir meslekte çalışmaması ise kursların etkinliğini düşürmektedir. Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda, mesleki eğitim kurslarının etkinliğinin düşük olmasının nedenleri tespit edilmiş ve bu tespitlere yönelik çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: İstihdam, işsizlik, pasif ve aktif işgücü piyasası politikaları, İŞKUR, mesleki eğitim kursları In these days, two basic policies, including passive and active labor market policies to struggle with unemployment are monitored. The fight against unemployment is a global problem in some countries since the first quarter of the 20th century, including to repair the social problems caused by unemployment and unemployment to the minimum level, albeit in an economic security to provide the intended measures have been resorted to passive labor market policies. Inadequacy of passive labor market policy, after 1980 in the fight against unemployment to saving skills and qualifications for the unemployed and to facilitate employment active labor market policies has gained importance.Developing and changing in today's world, in order to meet the demands of the labor market there is a need for continuing education within the scope of lifelong learning. This context, vocational training programs that increase the employability of the labor force in the short term has come into prominence. The aim of this study to determine effectiveness of vocational training courses and its contribution of employment. In addition, the findings to be obtained from this study are also expected to be guiding in the planning and implementing towards to demands of labor force market of vocational training courses. The evaluation of the data obtained from questionnaires administered to those surveyed, frequency distribution, reliability analysis, t-test, variance analysis, and cross-table was used. The sample of the study consisted of 321 participants who joined vocational training courses held by İŞKUR in Trabzon as non-guaranteed employment (general) in the year of 2012 (starting in 2011 and ending in including courses that in the year 2012). According to the results obtained from the study, the effectiveness of vocational training courses, especially non-guaranteed of employment (general) has been determined as low and deviated from the aim. Show that contribute to the employment of courses, working in a job who almost half of those surveyed but to be not work in a profession related to the training they have been received the majority of employees reduces the effectiveness of the course. Towards to these results obtained, reasons for the low efficiency of vocational training courses have been determined and solution offers have been presented Keywords: Employment, unemployment, passive and active labor force market policies, ISKUR, vocational training courses 415

İşletme ortaklıklarının sürdürülmesinde maddi unsurlar kadar manevi unsurlara da ihtiyaç bulunmaktadır. Manevi unsurların başında işletmenin tüm paydaşları ile iş etiğine uygun davranışlar geliştirmesi gelmektedir. Etik değerler, işletme ortaklıklarında bireylerin birbirleri ile uyumlu, kardeşçe bir ilişki ve etkileşim süreci yaşamalarını sağlamaktadır. İş etiğine uygun ortaklıkların, bu anlayışlarıyla pazardaki yerini sağlamlaştırdıkları ve varlığını uzun yıllar devam ettirdikleri görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, ortaklıkların sürdürülebilirliğinde iş etiğinin etkisini ortaya koymaktır. Ayrıca, çalışmadan elde edilecek sonuçların iş etiği bilincini geliştirerek sürdürülebilir ortaklıkların inşa edilmesinde yol gösterici olması hedeflenmektedir.Çalışmada iş etiği ve sürdürülebilir ortaklık düzeyi arasındaki ilişkiyi ölçmek için anket kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini 290 şirket ortağı ve 191 çalışan oluşturmaktadır. Anketlerden elde edilen veriler faktör analizine tabi tutulmuş, ortaya çıkan faktörlerin birbiri ile ilişkisi regresyon analizi aracılığı ile incelenmiştir. Çalışmada ayrıca, 5 şirket ortağı ile derinlemesine görüşme yöntemi kullanılarak nitel araştırma gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma ile ortakların ortaklık fikrine bakışları, iş etiğinin kendilerine ne anlam ifade ettiği, şirketlerinin sürdürülebilirliklerini nasıl sağladıkları ve ne tür sorunlar yaşadıklarına dair bilgiler alınmıştır. Sonuçta, ilişkisel sürdürülebilirliği en fazla etkileyen iş etiği boyutunun, ortaklara karşı olan etik tutumlar olduğu ortaya çıkmıştır. Ekonomik sürdürülebilirliği en fazla etkileyen iş etiği boyutunun ise, çevreye karşı olan etik tutumlar olduğu sonucuna varılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, iş etiğine yönelik tutumların, işletme ortaklıklarının sürdürülebilirliği üzerinde önemli rol oynadığı tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Ortaklık, etik, iş etiği, aile şirketleri, sürdürülebilir ortaklık. Moral as well as material elements are needed for the continuation of business partnerships. The principal moral element for a business in this respect is that it should develop behaviors which are compatible with business ethics towards all its stakeholders. In business partnerships, ethical values enable individuals to experience a harmonious and brotherly relationship and interaction. It is observed that those partnerships which comply with business ethics secure their position by this understanding and continue their existences for a long time. This study aims to reveal the influence of business ethics on the sustainability of partnerships. The findings to be obtained from the study are also expected to be guiding in the construction of sustainable partnerships by developing the awareness of business ethics. A questionnaire form was utilized in the study to measure the relationship between business ethics and the level of sustainable partnership. The study sample consisted of 290 company partners and 191 employees. Data obtained from questionnaires were subjected to factor analysis, and the interrelationship among the emerging factors was examined through regression analysis. A qualitative research was also carried out in the study by performing in-depth interviews with 5 company partners. The qualitative research provided information regarding partners' viewpoints of partnership, what business ethics meant to them, how their companies ensured their sustainability and what kinds of problems they experienced. It was concluded that, among various aspects of business ethics, it was the ethical attitude towards partners which made the greatest influence on the relational sustainability. The aspect of business ethics which influenced economic sustainability the most was found to be the ethical attitude towards environment.These findings show that the attitude towards business ethics play a significant part in the sustainability of business partnerships.Keywords: Partnership, ethics, business ethics, family companies, sustainable partnership 366

Bu tez çalışmasında, oyun teorisinin, toplu pazarlık sürecinde kullanılabilecek stratejilerin geliştirilmesinde nasıl uygulanabileceğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu güne kadar yapılan oyun teorisini ekonomik alanlara uygulama çalışmaları ile genellikle ücret/fiyat seviyesinin tespitine uğraşılmıştır. Bu nedenle de toplu pazarlık stratejileri geliştirmeye dönük oyun teorisi uygulamaları konusu bakir bir alan özelliğini korumuştur. Öncelikle Buzan'ın ?zihin haritası? metoduna göre toplu pazarlığın belirleyici etkenleri tespit edilmiş, sonra Branderburger ve Nalebuff'a göre işçi ve işveren sendikalarının ?değer ağları? oluşturulmuş ve daha sonra bunların literatürdeki varlıkları belge tarama yöntemi ile sorgulanmıştır. Strateji geliştirmede kullanılacak olan belirleyicilerin profesyonellerce hangilerinin, nasıl kullanıldığı bir saha araştırması ile açığa çıkarılmaya çalışılmış, bu belirleyici etkenlerin toplu pazarlığı etkileme ağırlığı ile taraflar için göreceli değerleri tespit edilmiştir. Araştırma bulgularının test edilebilmesi için bu çalışma kapsamında geliştirilen CeLab Toplu Pazarlık Simülasyon Yazılımı'ndan elde edilen bir toplu pazarlık senaryosunun Porter'ın strateji geliştirme süreci kapsamında analizi ile içsel (IFE) ve dışsal faktörler değerleme (EFE) ve bunları uyumlaştırma (SWOT) matrisleri yardımıyla büyük (mevcut) stratejiler açığa çıkarılmıştır. Branderburger ve Nalebuff'ın ?ortaklaşa rekabet? yaklaşımı ile harekât (yeni) stratejiler, ?cinsiyet savaşı? oyunu ile de anlaşma noktaları gösterilmeye çalışılmıştır.Anahtar Kelimeler: Pazarlık, Zihin haritası, Toplu Pazarlık Belirleyicileri, Değer Ağı, IFE, EFE, SWOT, Ortaklaşa Rekabet, Cinsiyet Savaşı. This thesis aims to determine how the game theory can be used to develop strategies which can be used in collective bargaining process. Up till now, the studies which have tried to apply the game theory into the economic field have usually used the game theory to determine the wage/price level and thus the application of the game theory in development collective bargaining strategies have stayed as an intact area. First of all, this thesis establishes the identifying determinants of collective bargaining according to the method of Buzan's ?mind map?, and establishes the ?value net? of worker?s union and employer?s association according to Branderburger and Nalebuff, and questions the existence of these determinants in the literature by using the method of literature review. This thesis tries to bring out which determinants have been used and how they have been used in order to develop a strategy by professionals, by a field research and determines the influence weight and relative values of these determinants. A collective bargaining scenario, which has been obtained through ?CeLab? collective bargaining simulation software is developed within this research in order to apply research findings, the analysis of this scenario according to Porter?s strategy development process, and internal (IFE) and external (EFE) factors evaluation and their aligment (SWOT) matrices are used to determine the grand (current) strategies. This thesis also tries to point out operation (new) strategies by using Branderburger?s and Nalebuff's ?coopetition? approach and points of agreements by using the `battle of sexe` game.Key Words: Negotiation, Mind Map, Determinants of Collective Bargaining, Value Net, IFE, EFE, SWOT, Coopetition, Battle of Sexe. 330

Bir ekonomide kişi başına gelirin arttırılabilmesi için verimliliğin arttırılması en temel şarttır. Verimliliğin arttırılması vasıfların gelişmesiyle olabilir. Bilişim sektörü dünya ekonomisi içerisinde mühim bir yer teşkil etmektedir ve giderek de büyümektedir. Bilişim sektöründeki çalışanların vasıflarının zaman içerisinde artması sadece söz konusu sektörler için değil aynı zamanda ekonomilerin tamamı için de elzemdir çünkü bilişim sektörü ekonominin tamamı için hem nihai mamül ve hem de verimliliği doğrudan etkileyen ara malları üretmektedir. Bu çalışmada öncelikle bilişim sektörü incelenmektedir. İkinci bölümde vasıflarla alakalı çeşitli teoriler tartışılmaktadır. Üçüncü bölümde ise İstanbul'da bilişim işçilerinin vasıf gelişimleriyle alakalı yapılan anket çalışmaları yorumlanmaktadır.Anahtar Kelimeler: Bilişim, vasıf, emek süreci, Mann-Whitney, Kruskal-Wallis, Türkiye Productivity increase is the most fundamental factor for the income per capita increase in any economy and it can be achieved by people becoming more skilled. The ICT sector is an important part of the world economy and its share is constantly increasing. The increase in the skills of the workers in the ICT sector is crucial not just for the said sectors but for the whole economy because the ICT sector produces final goods and intermediate goods that are important for the productivity of the economy at large. The ICT sector is analysed in the first section of this study. The second part includes theories regarding skills. The third section has the evaluation of the surveys carried out with ICT workers in Istanbul.Keywords: ICT, skills, labor process, Mann-Whitney, Kruskal-Wallis, Turkey 321

Danışmanlık, 20. yüzyılın başlarında Amerika ve İngiltere gibi dönemin sanayileşmişülkelerinde gelişmeye başlamış ve zamanla diğer ülkelere de yayılmış bir faaliyetalanıdır. Ülkemizde, danışmanlık faaliyetinin gelişimi danışmanlık verilen alana göredeğişmektedir. İnsan kaynakları danışmanlığına baktığımızda, ülkemizde bu alandakifaaliyetlerin gelişiminin 1980'ler ile başladığı ve gün geçtikçe artarak devam ettiğisöylenebilir. Danışmanlığın, dünyadaki sosyal ve ekonomik dengelerdeki gözlenenhızlı değişim karşısındaki sağlam duruşu ülkemizde de gözlenmiş ve yaşananekonomik ve sosyal bunalımlara rağmen sektörün genelinde faaliyet gösterenkurumların başarı ile çalışmalarını sürdürdükleri saptanmıştır.Bu çalışmanın amacı; İstanbul'da faaliyet gösteren insan kaynakları danışmanlıkkurumlarının temel özellikleri saptanması ve incelenmesidir.Bu amaç doğrultusunda çalışmada öncelikle danışman ve danışmanlık hizmetininözellikleri ile ilgili kavramların tanıtılmasına yer verilmiştir. Kavramsal açıklamalarsayesinde konunun daha rahat anlaşılması mümkün olacaktır. Daha sonra, insankaynakları danışmanlık faaliyet alanının tanıtımı ve verilen alt hizmetlerincelenmiştir. Çalışmanın asıl ve en önemli kısmı ise, İstanbul'da faaliyette bulunanYönetim Danışmanları Derneğine üye insan kaynakları ve/veya eğitim danışmanlığıhizmetlerini veren 16 kurum ve çalışan konumundaki 37 kişi ile e-posta ortamındayapılan ve iki ayrı anket formu ile toplamda 31 sorudan oluşan anket çalışmasıdır.Bu çalışma sonucunda İstanbul'da faaliyet gösteren insan kaynakları ve/veya eğitimhizmetlerini veren danışmanlık kurumlarının genel yapıları ve müşterilerinitanımanın yanı sıra, danışmanlık hizmet alanının gelişim ve öneminin nedenlerinianlama fırsatımız olmuştur. Consultancy first started in America and England which are the industrializedcountries of 20th century and it is developing since then. Consultancy in Turkey isdeveloping but the development rate varies within the area of consultancy that isgiven. The human resources consultancy is developing since 1980?s. Consultancy isnot affected from the fast change of social & economical equilibriums. Althoughsocial & economical anxieties had been experienced in Turkey, consultancy iskeeping its development and companies working in this, still carry on working.The purpose of this study; to learn and analyze the basic characteristics of HumanResource consultancy companies.For this purpose set out in this study, firstly concept of consultant and consultancyservices are defined. Conceptual clarification will help us to understand the subjectbetter and can avoid the misunderstanding of concepts. Afterwards, the humanresource consultancy and the services given in this consultancy is explained indetails. The main and important part of this study is the survey part. Survey isapplied to human resources consultancy companies which are giving humanresources and/or training consultancy. Those human resources consultancycompanies are also members of Management Consultancy Association and located inIstanbul. Survey was applied via e-mail to 16 companies and their employees andtotally of 37 employees answered the survey. As a result of this study, we had thechance to understand the main characteristics of human resources consultancycompanies, their clients and understand the importance and development of this area. 108

oz Bu çalışma, tüm dünyada sendikal hareketin son yıllardaki güç ve üye yoğunluğu açısından içinde bulunduğu krize yol açan politik ve sosyo-ekonomik etkenlerin belirlenmesi ve bunun yam sıra sendikaların kendi iç mekanizmalarından kaynaklanan sorunların incelenmesi amacım taşımaktadır. Sendikaların; üye yoğunluğunu hareket noktası olarak belirleyip, farklılaşan işçi gruplarının değişen istek ve beklentilerini karşılaması, diğer bir ifadeyle yeni üye kazanımına yol açacak ve eldeki üyeyi de muhafaza edecek stratejilerin belirlenmesine yönelik girişimleri, ulusal ve küresel düzeyde irdelenmeye çalışılmaktadır. Dünyadaki gelişmelerin ışığında, Türkiye'deki sendikacılığın genel karakteri yansıtılmakta ve bununla birlikte üç sendika üzerinde yapılan çalışmayla Türkiye'de halihazırdaki yeni eğitim ve örgütlenme stratejilerine yönelik bir fikir edinilmek istenmektedir. ABSTRACT In this study; It is aimed at defining political and socio-economic factors leading union movement in all around world to the crisis in terms of recent power and member density and besides examining the problems born by the inner mechanismes of the trade unions. It is tried to scrutinize the attempts aiming at defining the strategies taking the member density as the commencement point, satisfying the differing needs and expectations of differing labor groups in otherwords acquiring new membership and keeping the existing membership. General characteristics of Turkish Unionism is reflected in the lights of global developments. Moreover, it is aimed at having an idea about the existing new education and organisation strategies in Turkey via the study on three trade unions. m oz Bu çalışma, tüm dünyada sendikal hareketin son yıllardaki güç ve üye yoğunluğu açısından içinde bulunduğu krize yol açan politik ve sosyo-ekonomik etkenlerin belirlenmesi ve bunun yam sıra sendikaların kendi iç mekanizmalarından kaynaklanan sorunların incelenmesi amacım taşımaktadır. Sendikaların; üye yoğunluğunu hareket noktası olarak belirleyip, farklılaşan işçi gruplarının değişen istek ve beklentilerini karşılaması, diğer bir ifadeyle yeni üye kazanımına yol açacak ve eldeki üyeyi de muhafaza edecek stratejilerin belirlenmesine yönelik girişimleri, ulusal ve küresel düzeyde irdelenmeye çalışılmaktadır. Dünyadaki gelişmelerin ışığında, Türkiye'deki sendikacılığın genel karakteri yansıtılmakta ve bununla birlikte üç sendika üzerinde yapılan çalışmayla Türkiye'de halihazırdaki yeni eğitim ve örgütlenme stratejilerine yönelik bir fikir edinilmek istenmektedir. ABSTRACT In this study; It is aimed at defining political and socio-economic factors leading union movement in all around world to the crisis in terms of recent power and member density and besides examining the problems born by the inner mechanismes of the trade unions. It is tried to scrutinize the attempts aiming at defining the strategies taking the member density as the commencement point, satisfying the differing needs and expectations of differing labor groups in otherwords acquiring new membership and keeping the existing membership. General characteristics of Turkish Unionism is reflected in the lights of global developments. Moreover, it is aimed at having an idea about the existing new education and organisation strategies in Turkey via the study on three trade unions. m 170

ÖZ `Verimliliğin Artırılmasında Hizmet İçi Eğitimin Rolü` konulu bu çalışmada hizmet içi eğitim etkinliklerinin verimliliğe etkisi ele alınmaktadır. Verimliliğin kişiler, işletmeler ve ülkeler açısından önemi ortaya konularak, verimliliğin artırılmasını amaçlayan hizmet içi eğitim etkinliklerinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Türkiye'deki istihdamın mevcut yapısı ve eğitim durumundan hareketle, hizmet içi eğitimin gerekliliği, verimlilik için bir ön şart olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bütün dünyada hizmet içi eğitimin hayat boyu eğitim olarak algılanmaya başlanması, hizmet içi eğitimin verimlilik açısından önemini daha da artırmıştır. ABSTRACT The aim of this thesis is to examine the effects of internal training on productivity. The importance of productivity for individuals, firms and countries is demonstrated by stressing on the necessity of internal training for productivity. Because of the current employment structure and education in Turkey, importance of productivity has been appeared as a pre-condition. In addition to this, as internal training has begun to be considered as a life-long process internal training becomes more important for productivity. in ÖZ `Verimliliğin Artırılmasında Hizmet İçi Eğitimin Rolü` konulu bu çalışmada hizmet içi eğitim etkinliklerinin verimliliğe etkisi ele alınmaktadır. Verimliliğin kişiler, işletmeler ve ülkeler açısından önemi ortaya konularak, verimliliğin artırılmasını amaçlayan hizmet içi eğitim etkinliklerinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Türkiye'deki istihdamın mevcut yapısı ve eğitim durumundan hareketle, hizmet içi eğitimin gerekliliği, verimlilik için bir ön şart olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bütün dünyada hizmet içi eğitimin hayat boyu eğitim olarak algılanmaya başlanması, hizmet içi eğitimin verimlilik açısından önemini daha da artırmıştır. ABSTRACT The aim of this thesis is to examine the effects of internal training on productivity. The importance of productivity for individuals, firms and countries is demonstrated by stressing on the necessity of internal training for productivity. Because of the current employment structure and education in Turkey, importance of productivity has been appeared as a pre-condition. In addition to this, as internal training has begun to be considered as a life-long process internal training becomes more important for productivity. in 130

217

Globalleşen dünya koşullarında eski yönetim teorileri artık terk edilmeye başlanmıştır. Modern yapılara sahip yönetim anlayışlar işletmelerde basan kazandıkça bu sistemlere yönelme de o denli yoğun olmaktadır. Değişim mühendisliği işletme bünyesinde kısa dönemde çarpıcı değişimleri hayat geçirme amaçlıdır. Ancak değişimin temelinde insan faktörü yattığından insan kaynaklan yönetimiyle uyumlaşması gereklidir. Tez dahilinde eski yönetim teorilerinin evrimi ve değişim mühendisliğinin ana kavramlanna değinilmiş, insan kaynaklan yönetiminin değişim çabalanndaki katkıları vurgulanmıştır. Son kısımda ise üretim sektöründeki bir işletmede değişim mühendisliği uygulamaları ve insan kaynakları yönetiminin uygulamadaki faaliyetleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. New global system has been began to forsake old managing systems on the company's line. In to day's views economic conditions company's need more flexible and more enterprising managing system and there are lot of desires to apply those theory's who saw the success them. Re-engineering is one of the most topical managing system which target gets big variation in shorter time on the companies. Achieving success in re-engineering system dependents on take into consideration human act's. So re-engineering system must give to place human resource management's topics in its system. This thesis shows us old system theory's problems and their historical developments. At same time that study touch and put out re-engineering main lines and human management effect on results. In the last chapter on study had been tested applicability this new theory on firm which takes place in private sector. 128

214

120