Search

Bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal bir varlık olarak değerlendirilmesi biyopsikososyal yaklaşımın bir gereği olarak anatomistlerin ve klinisyenlerin merak duyduğu bir araştırma alanı haline gelmiştir. Literatürde beden farkındalığı çalışmalarının çoğu klinik ortamlarda hasta bireyler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada beden farkındalığı sağlıklı bireylerde incelenerek; kişilerin antropometrik ölçümleri, ağrı, emosyonel durum ve fiziksel aktivitelerinin değerlendirilmelerindeki etkisinin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmanın evrenini KTÜ Sağlık Hizmetleri MYO'da öğrenim gören 18-25 yaş öğrenciler oluşturmaktadır. Antropometrik ölçümler kapsamında boy, kilo, çevre ölçüm/oranları, deri kıvrım ölçümleri ve kas kuvveti değerlendirmesi yapılmıştır. Beden farkındalık düzeyi Beden Farkındalık Anketi ile kas iskelet şikayet durumu Nordic Kas- İskelet Şikayetleri Değerlendirme Ölçeği ile, fiziksel aktivite düzeyleri IPAQ Fiziksel Aktivite Düzeyi Ölçeği (kısa form) ile ve emosyonel durumları Beck Depresyon Ölçeği ile değerlendirildi. Sayısal olup normal dağılıma uymayan verilerin ikili ilişki analizinde Spearman Korelasyon Analizi ve Mann-Whitney U testi ile değerlendirildi. Kategorik değişenler için Ki-kare testi uygulandı ve ileri seviye analizler için çoklu uyum analizi yöntemi kullanıldı. Değişken sayısının fazla olmasından dolayı korelasyon tablosunun daha anlaşılır şekilde yorumlanabilmesi için faktör analizi yönteminden yararlanıldı ve kanonik korelasyon analizi ile detaylı olarak incelendi. Çalışma sonucunda kilo düştükçe beden farkındalığı düzeyinin yükseldiği gözlendi. Beden farkındalığı düzeyinin düşmesi depresyonu ve ağrıyı arttırdığı bulundu. Ancak fiziksel aktivite düzeyi arttıkça beden farkındalığı düzeyinin de arttığı belirlendi. Çalışmamız: proprioseptif temele dayandırılan beden farkındalık düzeyinin vücut yapısı açısından ilişkisinin sağlıklı bireylerde değerlendirildiği örnek bir çalışmadır. Bireyin beden-zihin-emosyonel bütünlüğünü ele alan özgün bir çalışma olması, antropometrinin bu yönüyle ilişkilendirilmesinin anatomistlere ve klinisyenlere farklı bir bakış açısı kazandıracağını düşünüyoruz. Evaluating individuals as a physical, psychological and social entity has become a field of research that anatomists and clinicians are curious about as a requirement of the biopsychosocial approach. The majority of body awareness studies in the literature have been conducted in clinical settings on patient. The aim of this study is to examine body awareness in healthy individuals and to determine the effect of anthropometric measurements, pain, emotional state and physical activities of individuals. The student's universe is composed of 18-25 year old students studying at KTU Vocational School of Health Science. Within anthropometric measurements, evaluation of height, weight, environment measurements/ratios, skinfold measurements and muscle strength were done. The level of body awareness, musculoskeletal complaints status, physical activity levels and emotional status were evaluated respectively by the Body Awareness Questionnaire, Nordic Skeletal Complaints Assessment Scale, IPAQ Physical Activity Level Questionnaire (short form) and Beck Depression Scale. Numerical data that does not meet the normal distribution, Spearman correlation analysis and Mann-Whitney U test were evaluated. Chi-square test and multiple cohesion analysis method was used for categorical variables. The factor analysis method was used in order to make the interpretation of the correlation table more understandable and it was examined in detail by canonical correlation analysis. As a result of the study, it was observed that the level of body awareness increased as the weight fell. Decreased levels of body awareness were found to increase depression and pain. However, as the level of physical activity increased, the level of body awareness also increased. This is a case study in which the relationship between body awareness and body structure based on proprioceptive basis is evaluated in healthy individuals. The fact that it is an original work that addresses the body-mind-emotional integrity of the individual, we think that the association of this aspect of anthropometry will give anatomists and clinicians a different perspective. 204

Araştırmaya 15 Şubat 2016-15 Mayıs 2018 tarihleri arasında Çocuk Cerrahi polikliniğine başvuran ve serviste tedavi gören çocuklardan, araştırmanın kriterlerine uyan 96 çocuk dahil edilmiştir. Kronik kabızlığı olan 46 çocuk deney grubu, kronik kabızlığı olmayan 50 çocuk kontrol grubu olarak alınmıştır. Veri toplama aracı olarak Tanıtıcı Bilgi Formu, Anal Pozisyon İndeksi (API) ve elektro stimülatör ile ölçüm değerleri kullanılmıştır. Bu çalışmada kabız olan gruba stimülatör ile sifinkter kontrolü yapılmıştır. Araştırma verileri ebeveynlerle yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 23.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. API değerleri cinsiyet yönünden karşılaştırıldığında erkek çocuklarda istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek bulunmuştur. API değerleri yaş yönünden karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Çalışmamızda kabızlık sorunu olan çocuk grubunda 10 kız ve 9 erkekte Anterior Ektopik Anüs olduğu bulunmuştur ve elektro stimülatör ile sfinkter kontrolü yaptığımızda 2'sinin ektopik olduğu tespit edilmiştir.Sonuç olarak, çocuk gruplarında anüsün perine içindeki yerleşiminin kızlarda erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha önde olduğu bulundu. Bu durumun defekasyon bozukluğunun muhtemel nedeni olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda daha fazla çalışmanın yapılması tarafımızca önerilmektedir. The study included 96 children who matching the criterion of research, admitted to the pediatric surgery policlinic and receiving treatment in clinical from 15 February 2016 to 15 may 2018. 46 children with chronic constipation, 50 children with no chronic constipation were taken as control group. Data were collected by using Introductory Information Form, Anal Position Index (API) and electro stimulator. In this study, sphincter control was performed to the constipated group with stimulator. The research data were collected by face to face interview technique. SPSS 23.0 statistical package program was used to analyze the data. API values were significantly higher in boys compared to gender. There was no statistically significant difference between the API values and age. In our study, 10 female and 9 male Anterior Ectopic Anus were found in the constipation group and when we performed a sphincter control with an electro stimulator, 2 of them were found to be ectopic.In conclusion, at the children groups it was found that the placement of the anus in the perineum was significantly more ahead in girls than in boys. We think that this is a possible cause of defecation disorder. We are advised to do more work on this subject. 63

Akut apandisit toplumda çok yaygın olarak karında görülen bir hastalıktır. Akut apandisit tedavisinde cerrahi girişim gereklidir. Literatürdeki apandisit ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) arasındaki ilişki yeterli değildir, yani yeterli çalışma mevcut değildir. Çalışmamızın amacı, apandisit tanısı kesinleşen hastaların BT'lerini incelemek ve bulunan değerlerin değişimi ile apandisit arasındaki ilişkiyi saptamak ve gelişebilecek komplikasyonları önlemektir. Çalışmaya 2017-2018 yıllarında Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi (KEAH) acil polikliniği ve genel cerrahi polikliniğine karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş 18-80 yaş arası appendix enflamasyonu bulunan 60, appendix enflamasyonu bulunmayan 60 hasta olmak üzere toplam 120 hasta alındı. Çalışmada appendix vermiformis enflamasyonu bulunan ve bulunmayan bireyler arasında periapendiküler BT değerleri karşılaştırıldı. BT incelemesi sırasında appendix vermiformis yerleşimi, apandisit perforasyonu olup olmadığı, appendix vermiformis tek duvar kalınlığı, appendix vermiformis çapı, appendix vermiformis uzunluğu, apandikolit varlığı, Hounsfield Unite (HU) değeri, cilt altı doku kalınlığı, pericaecal dokuda çizgilenme artışı, serbest sıvı varlığı, lokalize lenfadenopati varlığı, ileus bulgusu, loküle koleksiyon varlığı, periapendiküler inflamasyon bulgularına bakıldı. Çalışmada elde edilen verilere göre appendix vermiformis yerleşimi paracaecal olan bireylerde, appendix enflamasyonu riskinin istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Akut apandisit tanı gecikmesi perforasyon gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedir. Çalışmada elde edilen bulguların akut apandisitin cerrahi tedavisine yaklaşım konusunda cerrahlara yol göstereceğine inanıyoruz. Acute appendicitis is a common disease in the abdomen. Surgical intervention is required in the treatment of acute appendicitis. The relationship between appendicitis and Computed Tomography (CT) in the literature is not sufficient, so there is not enough study. The aim of our study was to examine the CT of patients with definite diagnosis of appendicitis and to determine the relationship between the changes in the values found and the appendicitis and to prevent complications. A total of 120 patients(60 patients with appendix inflammation, 60 patients without appendix inflammation) between 18-80 years of age who applied to Kanuni Training and Research Hospital (KTRH) emergency polyclinic and abdominal surgery with the complaint of abdominal pain were included in the study.In this study, periapendicular CT values were compared between individuals with and without appendix vermiformis inflammation. During CT examination, placement of appendix vermiformis, whether appendicitis perforation, appendix vermiformis single wall thickness, appendix vermiformis diameter, appendix vermiformis length, presence of appendicolite, Hounsfield Unite (HU) value, subcutaneous tissue thickness, increased striation in the pericaecal tissue, presence of free fluid The presence of localized lymphadenopathy, ileus, presence of loculated collection, periapendicular inflammation findings were evaluated. According to the data obtained in the study, it was determined that the risk of appendix inflammation was statistically significantly higher in the paracaecal patients with the placement of the appendix vermiformis. Delayed diagnosis of acute appendicitis may lead to serious complications such as perforation. We believe that the findings of the study will guide the surgeons to approach the surgical treatment of acute appendicitis. 67

Bu çalışma 01 Şubat 2011 ile 31 Aralık 2013 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda gerçekleştirildi. Çalışmada Anatomi Anabilim Dalı laboratuarında bulunan %10 formaldehit içerisinde tahnit edilmiş kadavradan çıkartılmış toplam 73 (20 kadın, 53 erkek) aort kullanılmıştır. Ölçülen yapılar; pars thoracica aorta lümen çapı çevre ve alan ölçümü, aorta abdominalis'in başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, truncus coelicus'un aorta üzerinden üst sınır alt sınır lümen çevre ve çap ölçümü, başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. mesenterica superior'un aorta üzerinden üst sınır alt sınır lümen çevre ve çap ölçümü ile başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. renalis'lerin aorta üzerinden üst sınır alt sınır lümen çevre ve çap ölçümü ile başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. renalis dextra başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. renalis sinistra başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. mesenterica inferior'un aorta üzerinden üst sınır alt sınır lümen çevre ve çap ölçümü ile başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü, a. iliaca dextra başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümü ve a. iliaca sinistra başlangıç lümen çapı çevre ve alan ölçümüdür. Bulunan ölçüm sonuçları cinsiyete ve üst sınır alt sınır çevre ve alan ölçüm farkı ile çevre ve alan ölçümüne göre gruplandırılarak istatistiksel olarak değerlendirildi ve bazı farklar bulundu. Ayrıca özellikle erkeklerde damar lümeninde daha fazla daralmaya bağlı farklılıklar tespit edilmiştir.Aorta descendes üzerinden ayrılan dalların başlangıç lümen çaplarının bilinmesi ile belirlenen farkların ya da benzerliklerin ışığında cerrahi operasyonlarda kalp damar hastalıklarında tanı ve tedavi için uygulanacak yöntemlerde ve oluşabilecek komplikasyonların en aza indirgenmesinde yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.Anahtar kelimeler: Aorta, pars abdominalis aorta, pars thoracica aorta This study was conducted in Department of Anatomy, Medical Faculty of Karadeniz Technical University in the period from February 1, 2011 to December 31, 2013. The study examined the aorta dissected in 73 cadavers (20 female, 53 male) embalmed in 10% formaldehyde that were kept in the Department of Anatomy. Among the measured structures; pars thoracica (aorta thoracica) luminal diameter perimeter and area measurement, pars abdominalis (aorta abdominalis) initial luminal diameter perimeter and area measurement, truncus coeliacus (celiac artery) upper/lower border - branching from the aorta - luminal perimeter and diameter measurement and initial luminal diameter perimeter and area measurement, arteria mesenterica superior upper/lower border – branching from the aorta – luminal perimeter and diameter measurement and initial luminal diameter perimeter and area measurement, arteria renalis sinistra initial luminal diameter perimeter and area measurement, arteria mesenterica inferior upper/lower border – branching from the aorta – luminal perimeter and diameter measurement and initial luminal diameter perimeter and area measurement, arteria iliaca dextra initial luminal diameter perimeter and area measurement, and arteria iliaca sinistra initial luminal diameter perimeter and area measurement. The obtained results of the measurements were classified by gender, upper/lower border perimeter and area measurement difference, and perimeter and area measurement and statistically analyzed. As a consequence of the comparisons significant differences were unsurprisingly found between upper and lower border perimeter and area measurements throughout the course of the aorta. Beside this, differences caused by more stenosis in blood vessel lumen were detected especially in males. It is believed that Identification of initial luminal diameters of branches from aorta descendens (pars descendens aortae) will be a guiding light to minimize complications that may occur and an indicative reference to the methods that can be employed for diagnosis and treatment of cardiovascular diseases and also surgical operations in consideration of differences or similarities detected.Key Words: Aorta, pars abdominalis aorta, pars thoracica aorta 103

Endüstriyel toplum yapısına geçiş, buna bağlı gelişme ve eğilimler sedanter çalışma, çalışma yerlerinin uygun olmayan tasarımı, çalışmanın veya çalışma yöntemlerinin yetersiz organizasyonları, çalışma tekniklerinin yanlış oluşu statik kas çalışmasına ve postüral bozukluklara ve çeşitli sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.Laboratuvar çalışanlarında tekrarlayıcı fiziksel hareketler, kötü postürde çalışma, stres, tekrarlayıcı ve şiddetli aktiviteler, mola vermeden uzun süreli çalışma, uzun süre ayakta kalma ve kötü ergonomik koşulları nedeniyle işle ilgili kas-iskelet sistemi hastalıkları oluşmaktadır. Bu çalışmada Fatih Devlet Hastanesi Laboratuvar çalışanlarının anatomik ölçümlerinin, çalışma ortamına uygunluğunun kas-iskelet şikayetleri ile ilişkisinin araştırılması ve ergonomik riskleri belirlemek amaçlanmıştır. Bu çalışma Fatih Devlet Hastanesi Laboratuvar çalışanlarında Mayıs - Haziran 2014 tarihinde gerçekleştirildi. Çalışanlar üzerinde anatomik ölçümler yapılarak, araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formları ve kas-iskelet şikayetleri değerlendirmek için Nordic anketi kullanıldı.Çalışmamızda laboratuvar çalışanları işe bağlı son 12 ayda yaşanılan kas-iskelet şikayetler bakımından en çok yakınılan bölgeler ise sırasıyla bel, boyun ve sırttır. Çalışanların kişisel bilgileri, anatomik ölçümleri ve çalışma ortamının ölçüleri ile kas-iskelet sistemi şikayetleri ilişkisinin araştırılmasında önemli farklılıklar bulunmuştur. Ergonomik düzenlemelerin yapılması, ergonomi eğitimleri ve girişimlerini kapsayan ergonomi programı uygulanmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Transmission into industrial community and resulting changings such as sedentary working, inappropriate design of workplaces, insufficient organization of working and working method, incorrect working procedures cause static muscle functioning, postural deficiencies and other health problems.Laboratory staff experience some muscle-skeletal system disorders as a result of repeated and severed physical actions, working for long times without rest, working in a wrong posture, standing for long times, and bad ergonomic conditions. In this study, we aimed to examine relationship of anatomical measures and appropriateness of these anatomical structures to working-place with muscle skeletal system problems on Fatih State Hospital Laboratory staff. This study is performed with Fatih State Hospital Laboratory staff between May-June 2014. This study is performed by using prepared surveys and anatomical measures of those laboratory staff. Nordic suryey is used for evaluation of muscle-skeletal disorders.In this study, we observed that these laboratory staff had muscle-skeletal disorders mostly on lumbar, neck and back regions at the last 12 months. We found statistically important results about muscle-skeletal system problems associated with personal information and anatomical measures of laboratory staff, and properties of working place. For prevention of those observed problems it is necessary to have ergonomic regulations, organizing ergonomy related educations and attempts. 151

Lumbal disk hernisi tanısı alan kişilerde, herni bulunan intervertebral aralıktaki morfometrik özelliklerin diğer aralıktakilerle karşılaştırılmasıKaradeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda Şubat 2010 ile Mayıs 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu çalışmada; retrospektif olarak Farabi Hastanesi Nöroşirurji Anabilim Dalı arşivinde bulunan ve lumbal disk herni tanısı alan 250 erkek ve 429 kadına ait toplam 679 adet MR görüntüsü üzerinde disk herni seviyeleri göz önüne alınarak lumbal bölgenin morfometrik ölçümleri yapıldı. Her bir MR görüntüsünün Kodak marka dijital fotoğraf makinesi ile fotoğrafları çekildi ve bu görüntüler bilgisayar ortamına aktarıldı. Elde edilen görüntüler üzerinde ?Image J? programı ile morfometrik ölçümler yapılarak herni tanısı alan kişilerin lomber bölgelerindeki vertebral aralıkların açıları, vertebrae corpuslarının ve discus intervertebralis'lerin ön ve arka yükseklikleri ölçülerek karşılaştırıldı.Lumbal bölgede disk hernisi bulunan seviyeler ile bulunmayan intervertebral aralıklar karşılaştırıldığında, corpus ve discus intervertebralis ön-arka yüksekliklerinde ve lumbal vertebral aralık açılanmalarında bazı seviyeler arasında anlamlı derecede farklılıklar tespit edilmiştir. Bu farklılıklardan yola çıkarak değişik seviyelerde disk hernisinin bulunmasının lumbal bölge morfometrik yapısı üzerinde değişikliklere neden olduğu gözlenmiştir. Bu konuda herninin mi değişikliklere neden olduğu ya da aksine değişikliklerin mi herniye neden olduğu sorusuna cevap aranmak üzere özellikle sağlıklı kişilerin takibine yönelik uzun süreli çalışmalara ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır. Comparison of morphometric features of the hernia situated intervertebral space with other space in individuals who receive a diagnosis of lumbar disc herniationIn this study, conducted in Black Sea Technical University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy, between February 2010 and May 2011, by taking into consideration the levels of disc hernia morphometric measurements of lumbar region were performed retrospectively on a total of 679 MR image, taken from 250 men and 429 women who were diagnosed with lumbal disc hernia and archived in Farabi Hospital, Department of Neurosurgery. Each MR image was photographed with Kodak brand digital camera and the images are computerized. Morphometric measurements were performed on obtained images with 133

Türkiye Güreş Milli Takımı Hazırlık Kampına Katılan Serbest ve Grekoromen Stil Güreşçilerin Bazı Antropometrik Ölçümlerinin KarşılaştırılmasıBu araştırmada güreşle uğraşan genç yaştaki sporcuların antropometrik ölçümlerinin karsılaştırılması sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel işlemler yardımıyla yorumlanarak stil seçimlerinde vücut yapılarına göre bir ön seçim yapılıp yapılamayacağı sorusuna cevap aranması, grekoromen ve serbest stil güreş yapanların vücut yapılarında farklılık olup olmadığının araştırılması hedeflenmiştir. Grekoromen stil ve serbest stil güreşlerin antropometrik ölçüm değerlerinin özelliklerini belirlediğimizde sporcunun stil seçimi yapması açısından ona fayda sağlayacağı düşünülmektedir.Çalışma; 23 Haziran?03 Temmuz 2010 tarihleri arasında İstanbul Sarıyer Mersinli Ahmet Kamp Eğitim Merkezinde Büyükler Grekoromen Güreş Milli Takım Hazırlık Kampında bulunan 27 sporcu ve 23 Haziran- 07 Temmuz 2010 tarihleri arasında Sinop Sporcu Kamp Eğitim Merkezinde Büyükler Serbest Güreş Hazırlık Kampında bulunan 27 sporcu olmak üzere toplam 54 erkek sporcu üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılım onamı vermiş olan tüm sporculara bireylerin el kullanma seçimleri tespit anketi uygulanmış ve vücutlarının 25 değişik bölgelerinden ölçümler yapılarak, elde edilen ölçümsel değerler stiller arasında karşılaştırılmıştır.Sonuç olarak, stiller karşılaştırıldığında stillerin tüm kategorilerinde değil de sadece birkaçında bazı parametrelerde anlamlı farklılık bulunduğu tespit edilmiştir. Bu anlamlı farklılıklar geneli yansıtmadığından stillerin genel özelliği olarak kabul edilmemiştir. Bu veriler doğrultusunda vücut yapısının stil seçiminde bir yönlendirme yapamayacağı kararına varılmıştır. Comparison of Some Anthropometric Measurements of Freestyle and Greco-Roman Wrestlers Who Participated in Turkey?s National Wrestling Team Preparation CampIn this study, the data obtained by comparing the anthropometric measurements of young athletes engaged in wrestling, is interpreted with the help of statistical procedures, and it is aimed to investigate the answer for the question whether a pre-selection should be made style selection according to body structure, whether there are any difference in body structure of freestyle and Greco-Roman wrestlers. Once we detect the properties of anthropometric measurement values of Greco-Roman and Freestyle wrestling, it is thought to be benefit for the athlete in terms of choosing a style.The study is performed on a total of 54 male athletes, 27 athletes participated in Senior Greco-Roman Wrestling National Team Preparation Camp taken place in Istanbul Sarıyer Mersinli Ahmet Camp Center between 23 June to 3 July and 27 athletes participated in Senior Freestyle Wrestling Preparation Camp taken place in Sinop Sportsman Camp Training Center between 23 June to 7 July. A questionnaire applied to determine Individual Hand Using selection on all athletes who gave participation consent and measurements made from 25 different areas of their bodies and the obtained measurable values were compared between styles.As a result, when styles were compared, significant differences in some parameters of just few category of styles, not all, were found. As these significant differences do not reflect the overall, thus they were not accepted as general feature of the styles. In accordance with these data, it was concluded that body structure can not be a measure of style selecting. 133

Bu çalışma Ekim 2008 ile Haziran 2010 tarihleri arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı'nda gerçekleştirildi.Araştırmada Anabilim Dalı laboratuarında bulunan, %10 formaldehit içerisinde saklanmış intrauterin yaşları 18,2 ile 36,1 haftalık arasında değişen 25 adet fetus kadavrasının sağ ve sol olarak toplamda 50 adet dorsum manus bölgesi extensor tendonlar arasındaki connexus intertendinei'leri değerlendirmek için diseke edildi. Dorsum manus bölgelerinin digital fotoğraf makinesi ile çekilen fotoğraflarında Microsoft Paint programı ile belirlenen sabit noktalar üzerinden IMAGE-J bilgisayar paket programı ile connexus intertendinei'lerin uzunluk, genişlik, başlangıç-sonlanma açıları ve alanları ölçüldü. Connexus intertendinei'ler yapı ve şekillerine göre tiplendirilerek incelendi. Her bir intermetacarpal aralık için ölçümsel değerler elde edildi. Bulunan ölçüm sonuçları normal-anensefalik fetuslar, sağ - sol el ve kız- erkek fetuslar arasında bulundukları intermetacarpal aralığa göre istatiksel olarak karşılaştırıldı. Yapılan karşılaştırmalarda genişlik, başlangıç ve sonlanma açıları yönünden bazı farklılıklar gözlendi.Dorsum manus cerrahisinde, tendon transferlerinde, flab tamirlerinde ve dorsal aponeurosis onarımlarında connexuslar kullanıldığından olası zararların önlenmesi için yerleşimlerinin, seyrinin, ebatlarının ve varyasyonlarının cerrahlar tarafından iyi bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekmektedir. This study was performed in Karadeniz Technical University, Faculty of Medicine, Department of Anatomy between October, 2008 and June, 2010.In the study, 50 dorsum manus region (25 right, 25 left) of 25 fetus cadavers with intrauterine ages ranging between 18,2 and 36,1 weeks that had been embalmed in 10 % formaldehyde in the Laboratory of Anatomy Department were dissected to assess connexus intertendineus among the extensor digitorum communis tendons. Photos of dorsum manus region were taken with digital cameras. Fixed points were defined on the photos using the Microsoft Paint computer software. Connexus intertendineus?s length, width, start-ending angles and areas were measured using IMAGE-J computer software. Connexus intertendineus were investigated according to structures and shapes. They were typed and quantitative values were obtained for each intermetacarpal interval. The measurement results were statistically compared between normal and anencephalic fetuses, right and left hands, male and female fetuses in each intermetacarpal interval. There were some differences on the some parameters, which are width, start- ending angles, in the comparisons.On the dorsum manus surgery that are tendon transfers, flab repair and dorsal aponeurosis repairs in which using connexus intertendineus, the locations, traces, sizes and variations of connexus intertendineus must be well known by surgeons to prevent probable damage. 213

Bu çalışmanın amacı; büyüme çağında olan ve yüzme ve basketbol ile ilgilenen 8-15 yaşları arası erkek ve kız çocuklarının antropometrik özelliklerinin, aynı yaş grubundan olan ve herhangi bir kursa gitmeyen yaşıtlarının aynı özellikleri ile karşılaştırarak, 10 haftalık bir sürede bu özellikler üzerinde ne gibi etkileri olduğunu ortaya koymaktır.Büyüme evresindeki çocuklarda vücudun değişik bölgelerindeki ölçümlerde devamlı bir hareketlilik bulunmaktadır. Bu ölçüm farklılıklarına genetik, spor, beslenme gibi çeşitli faktörler etki etmektedir. Bu çalışmada Trabzon'da yaz dönemi boyunca yüzme ve basketbol kurslarına katılan ve katılmayan 8?15 yaş arası çocuklarda vücudun değişik bölgelerinde 10 hafta arayla antropometrik ölçümler yapılarak, elde edilen ölçümsel değişimler gruplar arasında karşılaştırılmıştır. İstatistiksel analizler (Student-T Test ve Mann Whitney-u) SPSS 11.5 kullanılarak yapılmıştır.Sonuç olarak basketbol ve yüzme kurslarına katılanlar arasında fazla bir fark bulunmazken, her iki sporu yapanlarda kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılıklar bulunduğu tespit edilmiştir. Bu da gelişim döneminde spor yapmanın vücut gelişimine etkisi olduğunu göstermektedir. The aim of the investigation: At the grow period, play basketball and swimming between the age 8-15 of the boys and girls anthropometric feature, at the two month period same age sunset boys and girls same feature boys and girls comparison, at the two month how to influence the features, to take out.The measurements of the part of the body during growth of children are always variable. Some factors such as genetics, sports, nutrition, cause these variation. In this study, Anthropometric measurements of body parts of children aged between 8-15 years old with participated summer school including basketball, swimming activities and not participated such kind of activities during summer in Trabzon were compared. Statistical analyses (student-t test and mann whitney-u) were carried out using SPSS 11.5 for Windows.It was determined that there was no important difference between the children who participate basketball and swimming courses and who not. But, there were important differences in measurements of body parts between children those who do not participate any school for basketball, swimming and those who participate both of basketball and swimming activities. Consequently, it is thought that sports influences the body measurements during growth. 79