ÖZET Nonalkolik steatohepatit (NASH) sık olarak karşımıza çıkan, sınıflaması, doğal seyri, patogenezi ve tedavisi konularındaki belirsizliklerin sürdüğü klinik bir sorundur. Karaciğerdeki yağlanmayı oluşturan başlıca nedenler; hepatositlere ulaşan yağ asidi miktarındaki artış, yağ asidi oksidasyonundaki azalma ve lipoproteinlerin sentez ya da sekresyonundaki azalmadır. Yağlanmaya neden olan bazı metabolik faktörlerin (diyabet, obezite, hipertrigliseridemi) dışında ikinci bir faktör veya faktörlerin de hepatoselüler nekroz ve bunu izleyen iltihabi infiltrasyon ve fibrozise neden olduğu düşünülmektedir. Karaciğerde demir birikiminin NASH'li hastalarda hepatoselüler hasarı ve fibrozisi arttıran bir faktör olduğu ileri sürülmüştür. Ancak kronik hepatitli hastalarda benzer sonuçlar alınması bu bulgunun NASH'e özgü olmadığını düşündürmektedir. Bu çalışmada NASH'li hastalarda doku demir birikimi düzeyi, biyokimyasal parametreler, serum demir parametreleri, karaciğer histolojisinin değerlendirilmesi ve bu bulguların kronik hepatitli hastaların bulgularıyla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmaya NASH tanısıyla izlenen 25 hasta ve kronik viral hepatit tanılı 25 hasta alınmıştır. NASH tanısı biyopsi bulgularının uygunluğu, günlük alkol tüketiminin 30 gramdan az olması, viral ve otoimmun hepatit göstergelerinin negatif olmasına göre konmuştur. Kronik viral hepatit tanısı viral hepatit serolojisinin ve karaciğer biyopsisinin uygunluğu ile konmuştur. NASH'li hastaların ortalama ALT düzeyi (88.2 U/L), kronik hepatitli hastaların ALT düzeyinden (125 U/L)düşük gözükmekle beraber aradaki fark anlamlı değildi. Benzer durum AST düzeyi için de söz konusuydu (55 U/L'e karşılık 71 U/L). Hasta grupları arasında ALP, GGT ve globulin düzeyleri bakımından fark saptanmazken NASH'li hastaların albumin düzeyi daha yüksek bulundu. Serum demir düzeyi viral hepatitli hastalarda daha yüksek iken ferritin düzeyleri açısından fark saptanmadı. NASH'li hastaların 7'sinde hafif, 10'unda orta, 8'inde ağır derecede yağlanma vardı ve iltihabi infiltrasyon 24 olguda hafif, 1 olguda ağır düzeyde idi. Kronik viral hepatitli olgularda iltihabi infiltrasyon 11 olguda hafif, 11 olguda orta, 3 olguda ağırdı. Hepatik demir birikimi NASH'li hastaların hiçbirinde görülmezken, kronik viral hepatitli hastaların 5'inde hafif derecede saptandı. 17Bu bulgular demir birikiminin NASH'in patogenezinde spesifik bir rolünün olmadığını düşündürmektedir. Gerek NASH gerekse kronik viral hepatit olgularında demir birikiminin saptandığı toplumlarda hemokromatoz gen mutasyonlarının prevalansının yüksek olduğu, ülkemizde ise bu mutasyonlara oldukça seyrek rastlandığı göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle NASH'li ve kronik hepatitli hastalarda demir birikimi ile hastalık aktivitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirirken buna neden olabilecek başka faktörlerin birlikteliği de göz önünde bulundurulmalıdır. 18 SUMMARY Nonalcoholic steatohepatitis is an increasingly recognized chronic liver disease with controversies in its classification, natural history, pathogenesis and treatment. The main contributors to fatty liver are increased fatty acid production in hepatocytes, decreased oxidation of fatty acids and decreased synthesis or secretion of lipoproteins. In addition to the metabolic factors favoring steatosis (e.g. diabetes, obesity, hypertriglyceridemia), other factors were suggested to cause hepatocellular necrosis followed by inflammatory infiltrations and fibrosis. Hepatic iron overload is though to be a factor leading to hepatocellular damage and fibrosis in patients with NASH. However similar findings were detected in patients with chronic viral hepatitis and the specificity is controversial. In this study, hepatic iron overload, biochemical studies, serum iron parameters and liver histology were analyzed in the patients with NASH and also compared with those in the patients with chronic viral hepatitis. Twenty-five patients with NASH and chronic viral hepatitis were included. The diagnosis of NASH has been established by a consistent histology, absence of alcohol consumption more than 30 g per day and lack of markers of viral and autoimmune hepatitis. The diagnosis of chronic viral hepatitis was established by the presence of appropriate viral serology and a consistent histology. ALT level of the patient with NASH seemed to be lower than that in the patients with viral hepatitis but did not reach significance 88.2 U/L vs 125 U/L, (p>0.05). The same was true for AST level 55 U/L vs 71 U/L. While ALP, GGT and globulin levels were comparable, albumin level was higher in NASH group. Serum iron levels were higher in viral hepatitis group but ferritin levels were similar. For the patients with NASH, steatosis was mild in 7, moderate in 10 and severe in 8 patients and inflammatory infiltration was mild in 24, severe in 1. For the patients with chronic viral hepatitis, inflammatory infiltration was mild in11, moderate in 11 and severe in 3. While hepatic iron overload was not encountered in my patients with NASH, 5 patients with viral hepatitis had a mild iron accumulation. These findings suggest that iron overload does not have a specific role in the pathogenesis of NASH. It should be considered that the populations with a relatively higher hepatic iron overload in both NASH and chronic viral hepatitis have also a higher frequency of 19gene mutations of hemochromatosis. These mutations are very rarely encountered in our country. Therefore, before establishing a close relationship between hepatic iron overload and disease activity in NASH or viral hepatitis, the roles of confounding factors should be considered. 20 25