49 results on '"Kaya, Vedat"'
Search Results
2. Yenilenebilir ve Fosil Enerjiye Dayalı Elektrik Sektörlerinin İstihdam Etkilerinin Karşılaştırılması: Türkiye Örneği
- Author
-
Algül, Yahya, Kaya, Vedat, and Başka Kurum
- Subjects
Yeşil İstihdam ,Input-Output ,Green Employment ,Girdi-Çıktı ,Yenilenebilir Enerji ,Renewable Energy ,Sürdürülebilir Kalkınma ,Sustainable Development - Abstract
Considering rapidly rising air pollution and unemployment problem in Turkey, renewable energy may be the most appropriate solution for both of the problems. While positive effect of renewable energy on the environement is widely acknowledged, there isn’t sufficient research about its effect on employment statistics. For this reason, in this study, the net employment benefit of the renewable-based electricity sector, against the fossil-based electricity sector, is investigated through Input-Output methodology. The estimation is done for both manufacturing/installation and operation/maintenance phases of solar, wind, hydropower, bioenergy, geothermal, coal, petrol, and natural gas-based electricity sectors, including all of the direct, indirect, and induced effects. According to the estimation results of both approaches and both of the phases, renewable-based electricity sectors are more effective than fossil-based electricity sectors in terms of employment generation. Therefore, besides its claimed benefits in terms of environment, the renewable energy sector may be a major instrument in the sustainable development efforts in Turkey, considering its employment benefits too., Türkiye'de hızla artan çevre kirliliği ve işsizlik sorunları göz önüne alındığında, yenilenebilir enerji her iki sorunla eşanlı mücadele bağlamında en uygun çözüm olabilir. Yenilenebilir enerjinin çevre üzerindeki pozitif etkisi noktasında yaygın bir uzlaşı bulunmasına rağmen, istihdam etkisi yeterince araştırılmamıştır. Bu doğrultuda çalışmamızda, yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik sektörünün fosil bazlı elektrik sektörüne kıyasla net istihdam etkisi Girdi-Çıktı metodolojisi ile incelenmiştir. Analiz, güneş, rüzgar, hidroelektrik, biyoenerji, jeotermal, kömür, petrol ve doğal gaza dayalı elektrik sektörlerinin hem üretim/kurulum hem de işletme/bakım aşamaları için doğrudan, dolaylı ve uyarılmış etkilerinin tümünü içermektedir. Her iki yaklaşımın ve her iki aşamanın tahmin sonuçlarına göre, yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik sektörlerinin, istihdam yaratma açısından fosil bazlı elektrik sektörlerine göre daha etkili olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, yenilenebilir enerji sektörü çevre açısından iddia edilen faydalarının yanı sıra, istihdam faydaları da dikkate alındığında Türkiye'deki sürdürülebilir kalkınma çabalarında önemli bir araç olabilir.
- Published
- 2021
3. Visual and refractive outcomes of laser ın situ keratomileusis in low to high myopia: Two years’ follow-up
- Author
-
Öztürker, Zeynep Kayaarası, Kaya, Vedat, and Kaya, Vedat
- Subjects
In situ ,medicine.medical_specialty ,genetic structures ,business.industry ,medicine.medical_treatment ,Visual Acuity ,High myopia ,Keratomileusis ,Laser In Situ Keratomileusis ,Laser ,laser in situ keratomileusis ,eye diseases ,law.invention ,Anesthesiology and Pain Medicine ,lcsh:Ophthalmology ,law ,lcsh:RE1-994 ,Ophthalmology ,medicine ,Myopia ,visual acuity ,myopia ,sense organs ,business - Abstract
INTRODUCTION[|]The purpose of this study was to determine the refractive and visual acuity changes in myopic eyes after laser in situ keratomileusis (LASIK) surgery and to evaluate the stability, predictability, efficacy, and safety of the procedure.[¤]METHODS[|]A total of 199 eyes of 113 patients were evaluated retrospectively at the Beyoğlu Eye Training and Research Hospital in terms of myopia and/or myopic astigmatism correction with LASIK surgery. The cases were classified as low to moderate myopia/myopic astigmatism (-0.50 to -6.00 diopters [D]) (Group 1) and high myopia (-6.25 to -16.00 D) (Group 2). Uncorrected visual acuity (UCVA), best corrected visual acuity (BCVA), the rate of achieving the planned diopter value, and insufficient and excessive correction were investigated. In all cases, the laser procedure was performed with an LSX (LaserSight, Inc., FL, USA) device, and keratome incisions with a Carrazio-Barraquer or a Moria M2 microkeratome. [¤]RESULTS[|]The patients were followed up for a median of 18.82+-6.06 months. In the group, 52 were male (46.0%), 61 were female (53.9%), and the mean age was 30.5+-8.76 years. At the last visit, the mean spherical and cylindrical refractive error in Group 1 regressed from the preoperative values of -3.31+-1.54 D and -1.00+-1.08 D to -0.17+-0.56 D and -0.71+-0.57 D, respectively. In Group 2, the mean spherical and cylindrical refractive error regressed from the preoperative values of -8.55+-2.26 D and -1.64+-3.36 D to -1.53+-1.06 D and -0.66+-0.71 D, respectively. Preoperative UCVA increased from 0.07+-0.46 D to 0.83+-0.75 D in Group 1 (p0.05 for each group). Five eyes (10%) in Group 1 and 6 eyes (18%) in Group 2 had a loss of ≥1 line on the Snellen chart with best correction. Four eyes (8%) in Group 1 and 7 eyes (21%) in Group 2 gained ≥1 line on the Snellen chart with best correction.[¤]DISCUSSION AND CONCLUSION[|]LASIK surgery yielded better results in cases of low to moderate myopia, and had acceptable results in high myopia. Although refractive improvement may be achieved in high myopia, considering the low visual quality obtained and the possibility of regression, the results of high dioptric correction can be variable.[¤]
- Published
- 2018
4. Göç ve mekân bağlamında Suriyeli sığınmacılarda doğurganlık analizi: Mersin örneği
- Author
-
Kaya, Vedat, Deniz, Orhan, and Coğrafya Anabilim Dalı
- Subjects
Coğrafya ,Geography - Abstract
Bu çalışma Mersin kent merkezinde yaşayan Suriyeli sığınmacı kadınların doğurganlık özelliklerini belirlemeye yönelik olarak yapılmıştır. Özellikle Suriyeli sığınmacıların sosyoekonomik özellikleri ve doğurganlıkları arasındaki ilişki, Suriye ve Türkiye gibi farklı mekânlarda yaşamanın göçle bağlantısı kurularak mekân değişikliğinin Suriyeli sığınmacıların doğurganlıkları üzerindeki etkisi ölçülmeye çalışılmıştır. Göç ve doğurganlık üzerine ayrı ayrı çalışmalar literatürde ziyadesiyle yer almasına rağmen göç ve doğurganlık arasındaki ilişki pek incelenmemiştir. Bu amaçla 302 Suriyeli sığınmacı kadına Demografik, Sosyoekonomik ve Sağlık-Doğurganlık özelliklerinden oluşan 75 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Elde edilen verilerde SPPS ile çeşitli analizlere tabi tutularak yorumlanmaya çalışılmıştır. Elde edilen önemli bulgulara göre eğitim seviyelerinin düşüklüğü, olumsuz ekonomik koşullar, gebeliği engelleyici yöntemlerin pek kullanılmaması ve din gibi faktörlerin kadınların doğurganlıklarını pozitif yönde etkilediğidir. Yine Suriyeli kadınlar arasında çocuk yaşta evlilikler oldukça yaygın görülmekte ve bu da Suriyeli kadınlar arasında doğurganlığın oldukça yüksek olmasına yol açmaktadır. Ayrıca elde edilen bulgulara göre her 10 kadından 4'ü Türkiye'de doğum yapmış bulunmaktadır. This study was conducted to determine the fertility characteristics of Syrian refugee women living in the city center of Mersin. In particular, the relationship between socio-economic characteristics and fertility of Syrian refugees, living in different places such as Syria and Turkey establishing a connection migration effect on fertility of vSyrian refugees have tried to measure the changes of place. Although separate studies on migration and fertility have been included in the literature, the relationship between migration and fertility has not been studied extensively. For this purpose, a questionnaire consisting of 75 questions consisting of Demographic, Socioeconomic and Health-Fertility teatures was applied to 302 Syrian refugee women. The data obtained by SPSS were analyzed and tried to interpreted via different analyses. According to the important findings, the low level of education, negative economic conditions, lack of use of contraceptive methods and factors such as religion positively affected the fertility of women. Again, among Syrian women, child marriage is very common and this leads to high fertility among Syrian women. In addition, 4 out of every 10 women according to the findings has already given birth in Turkey. 146
- Published
- 2019
5. Congenital keratoglobus with blue sclera in two siblings with overlapping Marshall/Stickler phenotype
- Author
-
Imamoglu, Serhat, Kaya, Vedat, Imamoglu, Ebru, and Gok, Kemran
- Subjects
Eye diseases -- Case studies -- Diagnosis -- Care and treatment ,Genetic disorders -- Case studies -- Diagnosis -- Care and treatment ,Health - Abstract
Byline: Serhat. Imamoglu, Vedat. Kaya, Ebru. Imamoglu, Kemran. Gok We aimed to describe congenital keratoglobus with blue sclera in two siblings with overlapping Marshall/Stickler phenotype. Two sisters (ages four and [...]
- Published
- 2016
6. THE IMPORTANCE OF SAVINGS ON SUSTAINABILITY OF ECONOMIC GROWTH: THE CASE OF TURKEY (1985-2014)
- Author
-
YALÇINKAYA, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Turkey Economy,Sustainable Growth,Domestic and Foreign Savings,VECM ,Türkiye Ekonomisi,Sürdürülebilir Büyüme,Yurtiçi ve Yabancı Tasarruflar,VECM - Abstract
Bilindiği üzere, Türkiye ekonomisinin büyüme hızları istikrarlı bir görünüm arz etmemekte ve potansiyelinin etrafında dalgalı bir seyir izlemektedir. Bu durum, ekonomideki yatırım ortamını bozduğu gibi istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeyi de engellemektedir. Bu olgunun muhtemel bazı nedenlerini anlayabilmek için öncelikle Türkiye ekonomisinde verimlilik artışları ve kurumsal kapasiteden bağımsız olarak ekonomik büyümenin temel girdisi olan yatırımları ve yatırımları finanse eden yurtiçi ve yabancı tasarrufların gelişimini incelemek gerekmektedir. Bu noktada, yurtiçi ve yabancı tasarrufların Türkiyenin ekonomik büyüme performansı üzerindeki etkilerinin birlikte ele alınması ve mevcut yapının sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, çalışmada Türkiye ekonomisinde yurtiçi tasarruflar ile kısa ve uzun vadeli yabancı tasarruf türlerinin, Türkiyenin ekonomik büyüme performansı üzerindeki etkilerinin yönü ve büyüklüğü 1985-2014 dönemi için VECM (Vektör Hata Düzeltme) modeli ile incelenmiştir. Bu yönüyle çalışmada, inceleme döneminde Türkiye ekonomisinin büyüme temposu üzerinde yurtiçi tasarrufların mı yoksa yabancı tasarrufların mı daha fazla etkili olduğunun belirlenmesi ve söz konusu etkilerin büyüme temposunun sürdürülebilirliği açısından ifade ettiklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak örneklem döneminde, Türkiye ekonomisinin büyüme performansı üzerinde yabancı tasarrufların gerek ayrı ayrı gerekse bir bütün olarak yurtiçi tasarruflara kıyasla çok daha fazla etkili olduğu belirlenmiştir., As it is known, the growth rates of Turkeys economy is not to supply a stable outlook and is to follow a fluctuation course around the potential. As well as this situation is disrupted investment climate in the economy, stable and sustainable growth also is prevented. In order to understand the some possible causes of this phenomenon it is required that principally the investments which are basic input of economic growth regardless of the productivity increase and institutional capacity in Turkeys economy and development of domestic and foreign savings which are financed to the investments should be investigated. At this point, it has been required that impacts on Turkeys economic growth performance of domestic and foreign savings is taken up together and existing structure should be evaluated in terms of sustainability. In this context the study, it is analyzed that the direction and magnitude of the effects on Turkeys economic growth performance of short and long-term foreign saving species with domestic savings in Turkey economy, with VECM (Vector Error-Correction) model for the 1985-2014 period. In the study this aspect, it is aimed that on the pace of growth of Turkeys economy in the review period is determined domestic savings otherwise foreign savings to be more effective and in terms of the sustainability of the growth pace the aforementioned effects is evaluated to be expressed. As a result the sampling period, it has been determined that foreign savings both separately and as a whole is much more effective than domestic savings on the growth performance of Turkeys economy.
- Published
- 2017
7. İKTİSADİ KRİZ KURAMLARI, FİNANSAL KÜRESELLEŞME VE PARA KRİZLERİ
- Author
-
YILMAZ, Yrd. Doç. Dr. Ömer, KIZILTAN, Yrd. Doç. Dr. Alaattin, and KAYA, Vedat
- Subjects
Reel kriz kuramları,para krizi açıklama modelleri - Abstract
İktisadi faaliyetler tarih boyunca dönemsel çalkantılar sergilemişlerdir. İlk olarak 1800’lü yıllarda iktisatçılar bu çalkantıların bazen krizler doğurduğunu fark etmiş ve bu krizlerin oluşumunu anlamaya ve açıklamaya çalışmışlardır. Krizlerin oluşumunu anlamaya ve açıklamaya yönelik ilgi bazı dönemlerde azalmakla beraber günümüze kadar devam etmiştir. Diğer taraftan, 1980’li yıllarda dünyanın pek çok ülkesinde hızla yayılmaya başlayan finansal küreselleşme akımı, finansal kriz olgusunu gündeme getirmiş ve para krizleri 1980 sonrası en sık karşılaşılan finansal kriz türü olmuştur. Bu bağlamda, para krizlerini konu edinen birçok araştırma kısa bir sürede geniş bir para krizi açıklama modelleri arşivi oluşumuna olanak sağlamıştır
- Published
- 2015
8. İHRACATIN SEKTÖREL YAPISI ve ÜLKELERE DAĞILIMININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNE ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
- Author
-
Kaya, Vedat, Hüseyni, İbrahim, and Hüseyni, İbrahim
- Subjects
İhracatın Ülkelere Göre Dağılımı ,Sektörel İhracat ,Ekonomik Büyüme - Abstract
Literatürde Türkiye için yapılmış, ihracat ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar oldukça fazladır. Ancak ihracatın, ülkelere/bölgelere ve ürün guruplarına göre incelendiği çalışmalar sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada ilk olarak ISIC REV3’e göre 20’li kodlar ile sınıflandırılmış emek yoğun sanayi ürünleri ile 30’lu kodlar ile sınıflandırılmış görece daha sermaye yoğun sanayi ürünlerinin GSYİH üzerindeki etkileri regresyon kurularak incelenmiştir. Kurulan regresyon sonucunda sermaye yoğun sanayi ürünleri ihracatındaki bir artışın, emek yoğun sanayi ürünlerine göre GSYİH üzerinde daha büyük bir artışa olanak sağladığı tespit edilmiştir. Daha sonra Türkiye’nin ülkelere/bölgelere göre yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisini incelemek için kurulan regresyon sonucunda, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerden oluşan Avrupa Birliğine yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisinin gelişmekte olan ülkelerden oluşan Yakın ve Ortadoğu’ya yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisinden daha büyük olduğu tespit edilmiştir. Son olarak Türkiye ihracatı, ithalatı ve büyümesi arasındaki ilişki incelendiğinde Türkiye’de ihracat ile ithalat arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu durum Türkiye’de ihracat büyümesinin ithalat büyümesine bağlı olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
- Published
- 2015
9. KAMU HARCAMA ÇEŞİTLERİ VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ
- Author
-
Yılmaz, Ömer, Kaya, Vedat, TR41880, and TR26460
- Subjects
Ekonomik büyüme ,Turkish economy ,Economics ,Types of public expenditure,Economic growth,Turkish economy ,Kamu harcama çeşitleri ,lcsh:Social Sciences ,lcsh:H ,Kamu harcama çeşitleri,Ekonomik büyüme,Türkiye ekonomisi ,Türkiye ekonomisi ,lcsh:H1-99 ,Ekonomi ,lcsh:Social sciences (General) ,Economic growth ,Types of public expenditure - Abstract
Bu makale kamu harcama çeşitlerinin ekonomik büyüme üzerine olan etkilerini araştırır. Çalışmada konsolide bütçe giderler kısmında tasnif edilen cari, yatırım ve transfer harcamaları kullanılmıştır. Çalışma 1975-2003 dönemi yıllık Türkiye verilerini kapsamaktadır. Ekonometrik sonuçlar büyük bir çoğunluğu personel gideri olan cari harcamalar ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak anlamsız olduğunu göstermiştir. Bunun yanı sıra büyük bir çoğunluğu makine teçhizat alımı ve yapı, tesis ve büyük onarım giderlerinden oluşan yatırım harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı, yine büyük bir çoğunluğu iç ve dış borç faiz ödemelerinden oluşan transfer harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin ise negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermiştir., This paper aims to study the effects of various public expenditures on economic growth. In the study, current, investment and transfer expenditures data, which are classified in consolidated budget expenditures, are used. This study covers period of 1975-2003 annual Turkish data. Econometric results show that there is a statisticaly insignificant relationship between current expenditures, consist mostly of personel expenditures, and economic growth. Also, study shows that there is a statistically significant and positive relationship between investment expenditures which consist mostly of machinery and equipments purchases and building, facility and great repair costs, and economic growth. The negative relationship between transfer expenditures which consist mostly of domestic and foreign debt interest payments, and economic growth is statistically significant.
- Published
- 2005
10. İMALAT SANAYİNİN GELİŞİMİ, EKONOMİK BÜYÜME VE CARİ AÇIK İLİŞKİSİ: BRICS+SEÇİLMİŞ YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİ (1992-2012)
- Author
-
KAYA, Vedat and YALÇINKAYA, Ömer
- Abstract
ÖzetSon yıllarda Goldman Sachs’ın yazarları,2050 yılına kadar küresel ekonomik gücün geleneksel ekonomik lider olarak gösterilen G-7 grubundan BRICS grubuna geçebileceğini ve dünyanın ekonomik liderliğine BRICS ülkelerinin yerleşebileceğini sıklıkla ifade etmektedirler. Bu doğrultuda, Türkiye’nin bir yandan söz konusu ekonomik yapısı itibariyle BRICS grubuna dâhil edilip edilmemesi gerektiği tartışılmakta; diğer yandan da Türkiye Cumhuriyetinin 2023 siyasi vizyonu çerçevesinde, dünyanın en büyük on ekonomisi arasında yer alması hedeflenmektedir. BRICS ülkelerinin ayrı bir grup olarak değerlendirilmelerin temel nedeninin bu ülkelerin son yıllarda yakalamış oldukları sürdürülebilir ve istikrarlı büyüme hızlarının olduğu göz önüne alındığında, Türkiye’nin hem BRICS ülkeleri kapsamında değerlendirilebilmesinde hem de söz konusu 2023 hedeflerine ulaşabilmesinde, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ivmesini yakalamasının gerekliliği kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin ekonomik olarak birbirini tamamlayan ve biri diğerini getirecek olan söz konusu beklenti ve hedeflerini nasıl gerçekleştirebileceği, dolayısıyla sürdürülebilir bir büyüme hızını nasıl yakalayabileceği sorusuna, çalışmada imalat sanayinin gelişimi, ekonomik büyüme ve cari açık ekseninden bakılarak yanıt aranmaktadır. Bu kapsamda çalışmada BRICS ve potansiyel olarak bu kapsamda değerlendirilen (Türkiye, Güney Kore, Meksika ve Endonezya) ülkelerde, imalat sanayi üretimi, ekonomik büyüme ve cari açık arasındaki ilişkilerinvarlığı/nasıllığı ve bu ilişkilerin yönü 1992-2012 dönemi için panel veri çerçevesinde üç farklı model yardımı ile ayrı ayrı incelenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda söz konusu değişkenler arasındaki ilişkilerinin ülkelere göre farklılaştığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: BRICS+Seçilmiş Yükselen Piyasa Ekonomileri, Panel Veri Analizi.
- Published
- 2014
11. KÜRESEL FİNANS KRİZİ SÜRECİNDE MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE HARCAMALARININ GÖRÜNÜMÜ
- Author
-
ÇELİK, Ahmet and KAYA, Vedat
- Subjects
Küresel Finans Krizi,Merkezi Yönetim Bütçesi ,Global Financial Crisis,Central Government Budget,Public Expenditures - Abstract
The impact of the global economic crisis of 2008 was greatly experienced in Turkey especially by the real sector. Due to the decline in domestic and international demand, recession of the production potential and the pessimistic conditions in the expectations, Turkey produced a negative outlook in terms of macroeconomic indicators such as production, employment and exports during the crisis period. While the decline in the revenue side of the budged especially in tax related revenues, was being experienced due to the slowing economic activities and the drop in the production, the additional public expenditures, made in scope of the finance policies, led to an increase in the outlay of the budget. In parallel to the course of the macroeconomic indicators, while the severity of this negative outlook on the administrative budged were being felt mildly in 2008, the year, when the effects of the crisis was first got sight of, the severity was deepened greatly in 2009, when the crisis was experienced intensely and ultimately, the severity was greatly decreased in 2010, when the real sector began its recovery. In this study, in the years of 2008 and 2009, the effects of global financial crisis on Turkish central government budget expenditures has been explained, 2008 küresel krizinin etkileri Türkiye’de özellikle reel sektör üzerinde büyük ölçüde hissedilmiştir. Dış ve iç talebin düşmesi, finansman imkânlarının daralması ve beklentilerde oluşan kötüleşme nedeniyle Türkiye’de üretim, istihdam, ihracat gibi makroekonomik göstergeler kriz sürecinde olumsuz bir görüntü vermiştir. Ekonomik aktivitelerde yavaşlama ve üretimin düşmesi bütçenin gelir tarafında özellikle vergi gelirlerinde düşüşe neden olurken, maliye politikası kapsamında yapılan ilave kamu harcamaları bütçenin gider tarafında artışa neden olmuştur. Makroekonomik göstergelerin seyrine paralel olarak, merkezi yönetim bütçesi üzerindeki bu olumsuz yansımanın şiddeti, krizin etkilerinin görülmeye başlandığı 2008 yılında hafif derecede yaşanırken, krizin yoğun hissedildiği 2009 yılında büyük ölçüde derinleşmiş ve reel sektörün toparlama aşamasına geçtiği 2010 yılında ise oldukça azalmıştır. Bu çalışmada, 2008 küresel finans krizinin reel ekonomi üzerinde etkili olduğu 2008 ve 2009 yıllarında Türkiye merkezi yönetim bütçe harcamalarının nasıl bir seyir izlediği açıklanmaya çalışılacaktır.Anahtar Kelimeler: Küresel Finans Krizi, Merkezi Yönetim Bütçesi, Kamu Harcamaları
- Published
- 2014
12. DEMOKRATİK ÇÖZÜM SÜRECİNİN EKONOMİK BEKLEYİŞLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: AĞRI İLİ ÖRNEĞİ, MAYIS 2013
- Author
-
KAYA, Vedat and UĞURLU, Süleyman
- Subjects
Social ,Demokratik Çözüm Süreci,Ekonomi,Terörizm ,Sosyal - Abstract
Türkiye’de yıllarca yaşanan terör olayları ülke ekonomi ve demokrasisini olumsuzetkilemiştir. Terör nedeniyle planlanan iktisadi ve sosyal faaliyetler verimli bir şekildeuygulanamamış, bu olumsuzluklar ekonomik değer kayıplarına yol açmıştır. Bu çalışmanınamacı, demokratik çözüm sürecinin mevcut ve gelecek dönemlerde Ağrı ve Türkiyeekonomisine olası etkilerine dönük bekleyişleri tespit etmektir. Araştırmada kullanılmaküzere tasarlanan anket formu Ağrı merkez ilçe sınırları içerisinde yaşayan 18 yaş üstühalktan tesadüfî olarak seçilen 511 vatandaşa uygulanmıştır.
- Published
- 2014
13. İHRACATIN SEKTÖREL YAPISI ve ÜLKELERE DAĞILIMININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
- Author
-
KAYA, Vedat and HÜSEYNİ, İbrahim
- Subjects
Sektörel İhracat,İhracatın Ülkelere Göre Dağılımı ,Sectoral Export,Distribution of Export According to Country - Abstract
There are a lot of studies which examining the relationship between exports and economic growth for Turkey in literature. However, It has been limited that exports the studies analyzing according to the country/regions and product groups. In this study, primarily the effects on GDP of industrial products, classified with codes 20s labor intensive industry products and with codes 30s relatively more capital intensive products according to ISIC Rev3, have been investigated by establishing regression. In the result of regression, it has been found that an increase in exports of capital-intensive industrial products according to exports of labor-intensive industrial products, to enable greater increase on GDP. Subsequently, that the regression has been established to examine impact of Turkey's exports, classified according to countries/regions, on the economic growth. The result of regression shows that Turkey's exports to the European Union, includes developed countries, has more impact on economic growth rather than Turkey's exports to the Near and Middle East, includes developing countries. Finally, the relationship between Turkey's exports, imports and economic growth has been examined by Granger Causality Test. The result of test shows that there is a bidirectional causality relationship between Turkey's exports and economic growth. According to this result ıt can be interpreted that the growth of exports depends on the growth of import in Turkey, Literatürde Türkiye için yapılmış, ihracat ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar oldukça fazladır. Ancak ihracatın, ülkelere/bölgelere ve ürün guruplarına göre incelendiği çalışmalar sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada ilk olarak ISIC REV3’e göre 20’li kodlar ile sınıflandırılmış emek yoğun sanayi ürünleri ile 30’lu kodlar ile sınıflandırılmış görece daha sermaye yoğun sanayi ürünlerinin GSYİH üzerindeki etkileri regresyon kurularak incelenmiştir. Kurulan regresyon sonucunda sermaye yoğun sanayi ürünleri ihracatındaki bir artışın, emek yoğun sanayi ürünlerine göre GSYİH üzerinde daha büyük bir artışa olanak sağladığı tespit edilmiştir. Daha sonra Türkiye’nin ülkelere/bölgelere göre yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisini incelemek için kurulan regresyon sonucunda, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerden oluşan Avrupa Birliğine yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisinin gelişmekte olan ülkelerden oluşan Yakın ve Ortadoğu’ya yaptığı ihracatın büyüme üzerindeki etkisinden daha büyük olduğu tespit edilmiştir. Son olarak Türkiye ihracatı, ithalatı ve büyümesi arasındaki ilişki incelendiğinde Türkiye’de ihracat ile ithalat arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu durum Türkiye’de ihracat büyümesinin ithalat büyümesine bağlı olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
- Published
- 2014
14. Lise yöneticilerinin iş doyumu ve stres düzeyleri arasındaki ilişki
- Author
-
Kaya, Vedat, Şar, Ali Haydar, and İşletme Ana Bilim Dalı
- Subjects
Job satisfaction ,Secondary education schools ,Educational administration ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,School administrators ,Stress - Abstract
Bu araştırma lise yöneticilerinin iş doyumları ile stres düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma betimsel yönteme ve ilişkisel tarama modeline göre desenlenmiştir. Veriler 2013-2014 öğretim yılında Kocaeli ili genelinde görev yapan 274 lise yöneticisinden toplanmıştır. Veri toplama araçları olarak D. J. Dawis ve arkadaşları (1967) tarafından geliştirilen ve Telman (1988) tarafından Türkçe'ye uyarlanan `Minnesota İş Doyumu Ölçeği` ile Pehlivan (1993) tarafından geliştirilen `Örgütsel Stres Kaynakları Ölçeği` kullanılmıştır. Yapılan araştırmalara göre yöneticilerin iş doyum düzeylerinin `normal` düzeyde olduğu saptanmıştır.Araştırmaya katılan lise yöneticilerinin iş doyumlarını algılamalarında kıdem, yaş okul türü, öğretmen sayısı değişkenleri anlamlı farklılık oluştururken, cinsiyet, okulun bulunduğu yerleşme yerine göre anlamlı farklılık oluşturmadıkları saptanmıştır. Araştırmaya katılan yöneticilerin stres düzeylerini algılamalarında okul türü ve öğretmen sayısı değişkenleri anlamlı farklılık oluştururken, yaş, cinsiyet , kıdem ve okulun bulunduğu yerleşme yeri değişkenlerinin anlamlı farklılık oluşturmadıkları saptanmıştır. Bulgular literatür çerçevesinde yorumlanmıştır. Elde edilen bulgular ışığında öneriler geliştirilmiştir. This study aims to identify the relationship between job satisfaction and sources of organizational stress levels of the administrators in high schools. The study is designed on descriptive method and relational research model. The scope of the study consists of 284 administrators of high schools located in Kocaeli in 2013-2014. In this study `The Minnesota Job Satisfaction Scale`, developed by D.J. Dawis and his friends (1967) and adapted into Tukish by Telman (1988) and `Reasons of Organizational Stress Scale` developed by Pehlivan (1993) were used as data collecting tools. According to the research, the level of job satisfaction of the administrators was determined as `Normal`.While the variables of tenure and title of service cause a significant variance in the perception of the job satisfaction of the administrators, participated in the study, it has come out that the variables in the case of attending in courses, seminars etc related to gender, age, number of teachers, educational management have no significant variances. Findings revealed that the variables in the case of attending courses, seminars etc related to age, title of service, number of teacher, educational management have no significant variances while significant difference was observed in the variables of gender and tenure based on the perception of reasons of organizational stress of the administrators. The findings were analysed within the context of literature. Some suggestions were drawn according to the findings. 106
- Published
- 2014
15. YURTİÇİ TASARRUFLAR VE EKONOMİK BÜYÜME: TÜRKİYE EKONOMİSİ ÜZERİNE TEORİK BİR TARTIŞMA
- Author
-
KAYA, Vedat and EFE, Gürkan
- Subjects
Domestic Saving,Economic Growth,Panel Data Analysis ,Yurtiçi Tasarruf,Ekonomik Büyüme,Panel Veri Analizi - Abstract
The source of economic growth is the increase in production. Increasing production can be achieved by increasing the amount of production factors or the development of technology. Therefore, another way to increase production is to increase capital accumulation that can be achieved through investments which are financed by domestic savings. Higher domestic savings, leading to increase loanable funds, both reduce the financing costs and dependence on foreign sources. Thus, while investments increase without causing a pressure on the balance of payments, economic growth is accomplished by capital accumulation and a providing increase in production. This significant effect of domestic savings on economic growth has widely taken place in the literature. Although the linear relationship between domestic savings and economic growth is generally accepted in the literature, the direction of causality between them is still a controversial issue. For this purpose; the direction of relationship between domestic savings and economic growth has been investigated using panel data analysis with data of the world's largest 20 economy. At the end of the study; it has been concluded that ensuring sustainable high growth for especially developing countries domestic savings is an important variable and domestic savings increase economic growth, Ekonomik büyümenin kaynağı üretim artışıdır. Üretim artışı ise üretim faktörlerinin miktarının artırılmasıyla ya da mevcut teknolojinin geliştirilmesi yoluyla sağlanabilir. Dolayısıyla üretim artışı sağlamanın bir yolu da sermaye birikimini artırmaktır ki sermaye birikimi de yurtiçi tasarruflar ile finanse edilen yatırımlar yoluyla sağlanabilir. Daha yüksek yurtiçi tasarruflar ödünç verilebilir fonların artmasına yol açarak hem yatırımların finansman maliyetlerini hem de yabancı kaynak bağımlılığını azaltır. Böylelikle ödemeler dengesi üzerinde bir baskıya yol açmadan yatırımlar artarken, sermaye birikimi ve üretim artışı sağlanarak ekonomik büyüme gerçekleştirilir. Yurtiçi tasarrufların ekonomik büyüme üzerindeki bu önemli etkisi literatürde geniş yer bulmuş ve ekonomik büyüme ile yurtiçi tasarruflar arasındaki doğru yönlü ilişki genel kabul görmüştür. Bu kapsamda 1980-2012 yılları arasında ülkemizde yurtiçi tasarrufların seyri ele alınarak, yurtiçi tasarruf ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi ile karşılaştırmalı olarak teorik açıdan ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda özelliklede gelişmekte olan ülkeler için, sürdürülebilir yüksek bir büyüme sağlamada yurtiçi tasarrufların önemli bir değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
- Published
- 2013
16. AR-GE HARCAMALARI İLE İHRACAT ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ, 1990-2011
- Author
-
KAYA, Vedat and UĞURLU, Süleyman
- Subjects
AR-GE,İhracat,Ekonomik Büyüme ,Social ,Sosyal - Abstract
Geçmişten beri bütün ülkeler, toplumlarının refah seviyesini sürekli olarak artırmaçabası içinde olmuşlardır. Bu çaba ile birlikte uygulanan politikalar, ulaşılan gelişmişlikseviyelerini önemli ölçüde etkilemiştir. Türkiye ekonomisine bakıldığında 1980 sonrasıdönemde izlenen dışa açık ve ihracata dayalı büyüme politikaları, ihracatın hızla artmasınave ihraç edilen ürünlerin niteliklerinin de değişmesine yol açmıştır. Bu kapsamdason yıllarda, özellikle 1990’lı yılların ortasından itibaren emek-yoğun ağırlıklı ihracatyapısının, görece, teknoloji-yoğun ağırlıklı bir yapıya dönüştüğü görülmektedir. Bu yapısaldönüşümün, ihracat sektörlerinde ihtiyaç duyulan AR-GE miktarını da etkilemesikaçınılmazdır.
- Published
- 2013
17. Küresel Krizin Üst Orta Gelir Gurubu Ülkelere Makro Ekonomik Yansımaları
- Author
-
KAYA, Vedat and TÜRKMEN, Adem
- Subjects
Küresel Kriz,Ayrışma,Kümeleme ,Global Crisis,Diversion,Cluster Analysis - Abstract
In 2008, the conjuncture of the world's financial crisis significantly affected the developed countries, as well as emerging economies. It is the fact that the global financial crisis effects on developed countries have shown itself in 2008; on the other hand the influences of the crisis occurred in 2009 in developing countries. In this study, determined as a common denominator in the upper-middle income by the World Bank Group of 23 countries whether facing the crisis of 2008 with using cluster analysis of similar or diverging reactions are presented. After analysis, it is observed that chosen countries formed in 5 clusters. In general, it is possible to say that the countries exhibits similar responses within groups; China, Malaysia, Thailand, as a group; Belarus, Colombia, Dominican Republic, Mexico and Venezuela, as a group; Bosnia and Herzegovina, Macedonia and Romania, as a group; Brazil, Chile, Panama, and South Africa, as a group; Bulgaria, Kazakhstan and Latvia, as a group, Turkey, Uruguay, and Costa Rica, as a group., 2008 yılında dünya konjonktüründe yaşanan finansal kriz, gelişmiş ülkeler gibi gelişmekte olan ekonomileri de önemli ölçüde etkilemiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerde kendini 2008 yılında gösteren küresel krizin gelişmekte olan ülkelerdeki yansımalarının ise 2009 yılında olduğu bilinmektedir. Bu araştırmada Dünya Bankası tarafından ortak paydada gösterilen üst orta gelir gurubu 23 ülkenin, 2008 krizi karşısındaki benzeşen ya da birbirinden uzaklaşan tepkileri kümeleme analizi yardımıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ele alınan ülkelerin sınıflandırılmasının 5 küme biçiminde olduğu görülmüştür. Genel olarak Çin, Malezya, Tayland’ın bir grup olarak, Beyaz Rusya, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Meksika ve Venezüella’nın bir grup olarak, Bosna Hersek, Makedonya ve Romanya’nın bir grup olarak, Brezilya, Şili, Panama ve Güney Afrika’nın bir grup olarak, Bulgaristan, Kazakistan ve Letonya’nın bir grup olarak, Türkiye, Uruguay ve Kosta Rika’nın bir grup olarak kriz karşısında benzer tepkileri sergilediğini söylemek mümkündür.
- Published
- 2013
18. NÜFUS EKONOMİK BÜYÜME KAYNAĞI OLABİLİR Mİ?: 'EN AZ ÜÇ ÇOCUK' POLİTİKASINA TARİHSEL BİR BAKIŞ
- Author
-
KAYA, Vedat and YALÇINKAYA, Ömer
- Subjects
Ekonomik Büyüme,Demografik Fırsat Penceresi,“En Az Üç Çocuk Politikası” ,Economic Growth,Demographic Opportunity Window,“At Least Three-Child Policy” - Abstract
Demographic change theory is based on the opinion that there is a cross relation between the industrialisation and economic advancement, and birth-death rates, and that while countries are undergoing a structural change from farming into industry, both death and birth rates will get smaller. During the process, the population in working age (15-64 age group) increases while the population growth rate decreases, which is a case countries can come across once in their lives; and gives way to an unprecedented development opportunity called Demographic Opportunity Window. This process is being experienced by the developing countries and consequently by Turkey just as almost all the present developed countries used to in the past. During the process effective in (*) Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi, İİBF İktisat Bölümü. (**) Öğr. Gör., Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Doğubayazıt Ahmed-i Hani MYO Dış Ticaret Bölümü. economic, social and political structure, Turkey may likely be to enhance income per capita and take the advantage of the economic growth through the right policies to be implemented especially in education, work force market and in health and social security system. The study carried out to this parallel aims at evaluating in an academic point of view, far from the political controversies, what effects “at least three-child policy” can produce on the process through which Turkey has been passing, on which the present political party often puts emphasis and has made it a government policy. In the study, it has been concluded that in Turkey between 2010-2050, the process of window of opportunity expected to cover a period of 40 years or so will be lived both at a longer period of time and with a younger population., Demografik Değişim kuramı; sanayileşme ve ekonomik gelişme ile doğum-ölüm hızları arasında ters yönlü bir ilişkinin bulunduğu ve ülkelerin tarımdan sanayiye doğru yapısal bir değişim geçirirken, hem doğum hem de ölüm hızlarının azalacağı görüşüne dayanmaktadır. Bu süreç içerisinde, nüfus artış hızı azalırken, çalışma çağındaki nüfusun (15-64 yaş grubu) artması ve yüksek sayılara ulaşması ülkelerin tarihlerinde sadece bir kere karşılaşabilecekleri, Demografik Fırsat Penceresi olarak adlandırılan eşsiz bir büyüme fırsatını ortaya çıkarmaktadır. Günümüz gelişmiş ülkelerin hemen hepsinin geçmişte yaşadıkları bu süreci şu an itibariyle gelişmekte olan ülkeler ve dolayısıyla Türkiye’de yaşamaktadır. Ancak, Türkiye’nin; ekonomik, sosyal ve siyasal yapısı üzerinde etkili olacak bu süreç içerisinde, özellikle eğitimde, işgücü piyasasında, sağlık ve sosyal güvenlik sisteminde uygulanacak doğru politikalarla üretimi, dolayısıyla kişi başına düşen geliri hızla artırabilmek ve böylece sürecin öngördüğü ekonomik büyüme fırsatından yararlanabilmek mümkün olacaktır. Bu doğrultuda hazırlanan çalışmada, son yıllarda, mevcut siyasal iradenin sıklıkla vurguladığı ve hükümet politikasına dönüştürdüğü “en az üç çocuk” söyleminin, Türkiye’nin yaşamakta olduğu bu sürece etkilerinin neler olabileceğini siyasi tartışmaların uzağında akademik bir bakış açısıyla değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın sonucunda, “en az üç çocuk” söyleminin gerekli politika tedbirleriyle realize edilebilmesi halinde, Türkiye’de 2010-2050 yılları arasında yaklaşık olarak 40 yıl gibi kısa bir sürede yaşanması beklenen fırsat penceresi sürecinin hem daha uzun bir zaman aralığında hem de daha genç olan bir nüfusla yaşanabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
- Published
- 2013
19. TÜRKİYEDE İŞSİZLİK VE İŞSİZLİĞİ AZALTMAYA YÖNELİK POLİTİKİLAR: TARİHSEL BİR BAKIŞ
- Author
-
DURAK, Şuayip and KAYA, Vedat
- Subjects
Unemployment,employment,employment policies ,İşsizlik,istihdam,istihdam politikaları - Abstract
In this study, which is one of the most economic and social problems of unemployment has been analyzed, Turkey, the economic data on unemployment, taking into account the socioeconomic conditions of the country have been analyzed, conducted due diligence on the labor market in Turkey. In addition, the main activity of unemployment, gender , age, duration of job search and training, taking into account such features were examined. policies to combat unemployment is evaluated since 1960.The policies implemented solving unemployment are not very successful. from the information obtained and unemployment rates, Bu çalışmada, Türkiye’nin en büyük ekonomik ve sosyal problemlerinden bir tanesi olan işsizlik analiz edilmiştir. Türkiye işgücü piyasasına ilişkin durum tespiti yapılmıştır. Ayrıca işsizlik ana faaliyet kolları, cinsiyet, yaş, iş arama süresi ve eğitim gibi özellikler dikkate alınarak incelenmiştir. 1960’dan bugüne işsizlikle mücadele politikaları değerlendirilmiştir. Uygulanan politikaların işsizliğin çözümünde çok başarılı olmadığı elde edilen bilgilerden ve işsizlik oranlarından görülmektedir.
- Published
- 2013
20. Ekonomik Büyümede İnşaat Sektörünün Rolü:Türkiye Örneği (1987-2010)
- Author
-
KAYA, Vedat, YALÇINKAYA, Ömer, and HÜSEYNİ, İbrahim
- Subjects
Economic Growth,Construction Investment,Granger Causality ,Ekonomik Büyüme,İnşaat Yatırımları,Granger Nedensellik - Abstract
It is generally accepted that there is a close relationship between aggregate construction investments and economic growth. The construction industry, especially for developing countries such as Turkey, plays a very important role in economic growth. This topic has been examined by many researchers so far and the construction industry has been concluded to be associated closely with economic growth. In this study to be made by using data from the period 19872010 of Turkey, it is attempted to ascertain whether there is a systematic relationship between construction investments of public and private sector and economic growth. In the result of the study being used Granger Causality test, it was determined that there was a unidirectional causality relationship both running from public sector construction investments to GDP and running from public sector construction investment with GDP to the private sector construction investments. In the light of these findings, it can be said that as construction investments to be made in Turkey have influence on economic growth, economic growth also to be effective on construction spending.
- Published
- 2013
21. Ekonomik büyümede inşaat sektörünün rolü: Türkiye örneği (1987-2010)
- Author
-
Kaya, Vedat, Yalçınkaya, Ömer, Hüseyni, İbrahim, Belirlenecek, and Hüseyni, İbrahim
- Subjects
Granger Nedensellik ,İşletme ,İnşaat Yatırımları ,Ekonomik Büyüme ,İktisat - Abstract
Toplam inşaat yatırımları ve ekonomik büyüme arasında yakın bir ilişki olduğu genellikle kabul edilmektedir. İnşaat sektörü, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ekonomik büyümede çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu konu şimdiye kadar birçok araştırmacı tarafından incelenmiş ve inşaat sektörünün ekonomik büyüme ile yakın bir şekilde ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’nin 1987-2010 dönemi verileri kullanılarak yapılan bu çalışmada, kamu ve özel sektör inşaat yatırımları ile ekonomik büyüme arasında sistematik bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Granger Nedensellik testinin kullanıldığı bu çalışmanın sonucunda, hem kamu kesimi inşaat yatırımlarından GSYİH’ye doğru hem de GSYİH ile kamu kesimi inşaat yatırımlarından özel sektör inşaat yatırımlarına doğru işleyen tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Bu bulgular ışığında, Türkiye’de yapılan inşaat yatırımlarının ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğu gibi ekonomik büyümenin de inşaat harcamaları üzerinde etkili olduğu söylenebilir., It is generally accepted that there is a close relationship between aggregate construction investments and economic growth. The construction industry, especially for developing countries such as Turkey, plays a very important role in economic growth. This topic has been examined by many researchers so far and the construction industry has been concluded to be associated closely with economic growth. In this study to be made by using data from the period 1987- 2010 of Turkey, it is attempted to ascertain whether there is a systematic relationship between construction investments of public and private sector and economic growth. In the result of the study being used Granger Causality test, it was determined that there was a unidirectional causality relationship both running from public sector construction investments to GDP and running from public sector construction investment with GDP to the private sector construction investments. In the light of these findings, it can be said that as construction investments to be made in Turkey have influence on economic growth, economic growth also to be effective on construction spending.
- Published
- 2013
22. Türkiye’deki organik tarımın ekonomik analizi
- Author
-
MERDAN, Kurtuluş, KAYA, Vedat, and [Belirlenecek]
- Subjects
Coğrafya ,İşletme ,Uluslararası İlişkiler ,Ziraat Mühendisliği ,Organic Agriculture,Organic Production,Turkey ,Organik tarım,organik ürün,Türkiye ,Tarımsal Ekonomi ve Politika ,İktisat - Abstract
The developments in science, technology, industry and rural development change the emergence type of agricultural activity and the expectations for agricultural products. With the rise in the awareness level in societies for environment and health, the interest in organic agriculture increases and the organic market becomes wide at increasing rate. This study focuses on the economic dimension of organic agriculture in its example of Turkish economy. Although Turkey has quite sufficient conditions and a large potential of production in terms of organic agriculture, it occupies a little place in the world organic production and food market. İn order for Turkey to continue the economical existence of agriculture depends on providing investment with recycling, reducing the costs and increasing the demand for products in domestic and foreign market. Especially following the technological progress which happens in the world and using the gains obtained from this process in the export of organic agricultural products have importance., Bilim, teknoloji, sanayi ve kırsal kalkınma alanındaki gelişmeler, tarımsal faaliyetlerin oluşum şeklini ve tarımsal ürünlere yönelik beklentileri değiştirmektedir. Toplumlarda çevre ve sağlığa ilişkin bilinç düzeyiyle birlikte organik tarıma ilgi de artmakta ve dünyadaki organik tarım pazarı, artan oranlarda genişlemektedir. Bu çalışma, Türkiye ekonomisi örneğinde organik tarımın ekonomik boyutunu ele almaktadır. Türkiye organik tarım açısından oldukça elverişli şartlara ve büyük bir üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen dünya organik ürün ve gıda pazarında küçük bir paya sahiptir. Türkiye’de organik tarımın ekonomik varlığını artırarak devam ettirebilmesi, yatırımın geri dönüşümünün sağlanması, maliyetlerin azaltılması, ürünlerin iç ve dış pazar talebinin artırılmasına bağlıdır. Özellikle dünyada meydana gelen teknolojik gelişmelerin izlenmesi ve buradan elde edilecek kazanımların organik tarım ürünleri ihracına yansıtılması önem teşkil etmektedir.
- Published
- 2013
23. FİNANSAL KÜRESELLEŞME-PARA KRİZİ NEDENSELLİĞİ VE PARA KRİZLERİNİN TAHMİN EDİLEBİLİRLİĞİ: TÜRKİYE, 1990–2002
- Author
-
KAYA, Vedat and YILMAZ, Ömer
- Subjects
Finansal Küresellseme,Para Krizleri,Granger Nedensellik,Tahmin Edilebilirlik - Abstract
Bu çalisma, finansal küresellesme ile para krizleri arasinda iktisadi bir nedensellik iliskisi olup olmadigini test etmek ve para krizlerinin tahmin olasiliklarini hesaplamak üzere yapilmistir. Çalisma 1990–2002 dönemi Türkiye ekonomisi aylik zaman serisi verilerini kapsamaktadir. Para krizi çikma olasiliklari bes model kapsaminda ve toplam 31 açiklayici degisken kullanilarak hesaplanmistir. Bulgular, Türkiye örneginde ve 1990–2002 dönemi için finansal küresellesme olgusunun para krizlerinin % 10 önem seviyesinde Granger nedeni oldugunu göstermektedir.
- Published
- 2011
24. TÜRKİYE'DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR VE EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ (1980-2008)
- Author
-
YILMAZ, Ömer, KAYA, Vedat, and AKINCI, Merter
- Subjects
Ekonomik Büyüme,Doğrudan Yabancı Yatırımlar,Zaman Serisi Analizi - Abstract
Gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı önemli sorunlardan birisi tasarruf yetersizliğidir. Bu sorun, ülkeleri dış kaynaklardan ve doğrudan yabancı yatırımlardan yararlanma yoluna yönlendirmektedir. Dolayısıyla hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler doğrudan yabancı yatırımları kendi ülkelerine çekebilmek için yoğun çaba sarf etmektedirler. Bunun sebebi ise doğrudan yabancı yatırımların sağladığı sermaye, yeni teknoloji ve istihdam artışından yararlanma isteğidir. Bu çalışmada, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkileri Türkiye ekonomisi 1980-2008 dönemi için ekonometrik yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Analizlerde, gayri safı yurtiçi hasıla ve doğrudan yabancı yatırımlar olmak üzere iki değişken yer almıştır. Değişkenlere ilişkin zaman serisi verileri ADF birim kök testi ile sınanmış ve değişkenlerin 1. fark değerlerinde durağan oldukları gözlenmiştir. Değişkenler arasında nedensellik ilişkisini belirleyebilmek için Granger nedensellik testi uygulanmış ve doğrudan yabancı yatırımlardan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca bu değişkenlere uygulanan EG eşbütünleşme testi sonucunda, söz konusu değişkenlerin eşbütünleşik oldukları sonucuna varılmıştır. Tahmin sonuçları, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler yarattığını ortaya koymuştur.
- Published
- 2011
25. TÜRKİYE'DE DOĞRUDAN YATIRIMLARIN BELİRLEYİCİLERİ: 1970 - 2000
- Author
-
KAYA, Vedat and YILMAZ, Ömer
- Abstract
Özet: Bu çalışmada, 1970-2000 dönemine ait veriler kullanılarakTürkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının belirleyicilerinin nelerolduğu tespit edilmeye çalınmıştır. Analizlerde, askeri müdahale dönemleri vesiyasal istikrar olmak üzere iki politik; asgari ücretlerdeki değişmeler, sanayisektörünün GSMH içindeki payı, enflasyon oranı, reel dovız kuru değişmeleri,uluslararası net rezervler, grevlerle kaybolan iş günü sayısı ve kişi başınaGSMH miktarı olmak üîeıe yedi ekonomik değişken yer almıştır. Politikdeğişkenleri temsilen gölge değişkenler kullanılmıştır. Tahmin sonuçlan, kışıbaşına GSMH ve asgari ücretlerdeki değişmelerin doğrudan yatırımların enönemli iki belirleyicisi olduğunu ortaya koymuşlar.Anahtar Kelimeler. Doğrudan Yatırımların Belirleyicileri, Eş-BütıinleşmeAbstract: In this study, having been studied foreign capital investments,determinants of the foreign direct investments (FDI) in Turkey in the period of1970-2000 have been analyzed by using some econometric methods. Twopolitical variables, periods of military intervention and political stabilization,and seven economic variables, changes in minimum wage, share of industrialsector in Gross National Product (GNP), inflation rate, changes in real exchangerate, international net reserves, the number of lost-working days due to strikesand GNP per capita, are the variables involved in the analysis. Dummy variableshave been used to represent the political variables. The estimation results haveshown that two most important determinants of the FDÎ are GNP per capita andchanges in minimum wage.
- Published
- 2010
26. Yükselen Piyasa Ekonomileri ve Türkiye, 1990–2006: Neredeyiz?
- Author
-
KAYA, Vedat, YILMAZ, Ömer, and TALAŞ, Emrah
- Subjects
Türkiye ekonomisi,Yükselen ekonomiler,Makro ekonomik performans,Hiyerarşik olmayan kümeleme - Abstract
Bu çalışma, 2002 sonrası dönemde Türkiye ekonomisinin sergilemiş olduğu makro ekonomik performansı değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, 17 yükselen piyasa ekonomisinin seçilmiş 10 makro ekonomik performans kıstası verilerinin “hiyerarşik olmayan kümeleme” yöntemi ile analizine dayanmaktadır. Çalışma, göstergelerin 1990–2006 dönemi yıllık verilerini ele almakta ve her bir gösterge 1990–2001, 2002–2006 ve 1990–2006 dönemleri için kümeleme analizine konu edilmektedir. Böylece, Türkiye ekonomisinin 2002 sonrası makro ekonomik performansı, sadece kendi geçmiş verileri ile değil, aynı zamanda diğer 16 yükselen piyasa ekonomisi verileri ile de karşılaştırılarak daha tatminkâr bir sonuca varılabilmektedir. Türkiye ekonomisinin 2002 sonrası makro ekonomik performansı ile ilgili bulgular, inceleme konusu değişkenlerden bazıları için mutlak bir başarıya (G ve MBR); bazıları için mutlak bir başarı- sızlığa (U, CDGDP ve GDPTW); ve bazıları için de “ne başarı ne de başarısızlığa” (PCGDP ve FDI) işaret etmektedir. Diğer bazı değişkenler (E ve İ) için durum farklıdır: Bu değişkenler açısından 2002 sonrası performans öncesi ile kıyaslandığında mutlak bir başarıya; ilgili diğer ülkelerle kıyaslandığında ise mutlak bir başarısızlığa işaret etmektedir. Özetle, görece, yüksek faiz oranları Türkiye ekonomisinin en kritik göstergesi olmaya devam etmektedir.
- Published
- 2010
27. BÖLGESEL KAMU HARCAMALARI VE BÖLGESEL EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE İÇİN PANEL VERİ ANALİZİ
- Author
-
YILMAZ, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Bölgesel kamu harcamaları,bölgesel ekonomik büyüme,panel veri analizi,panel veri birim kök testleri - Abstract
Bu makale bölgesel kamu harcamaları ve bölgesel ekonomik büyümearasındaki iliskiyi arastırır. Çalısmada bölgesel kamu harcamalarının bölgeselhâsılaya oranı ve kisi basına bölgesel hâsıla büyüme oranı değiskenlerikullanılmıstır. Çalısma 1990–2001 dönemine ait yedi coğrafi bölgeyikapsamaktadır. Uygulama bulgularına ulasmak için panel veri analizlerindekullanılan sabit etkili tahmin modeli kullanılmıstır. Çalısmada, özellikle 1990’lıyılların sonlarına doğru kullanılmaya baslanan panel veri birim kök testlerine deyer verilmistir. Sonuçlar bölgesel kamu harcamaları ve bölgesel ekonomikbüyüme arasında negatif ve istatistiksel olarak anlamsız bir iliskinin olduğunugöstermistir.Anahtar Kelimeler: Bölgesel kamu harcamaları, bölgesel ekonomik büyüme,panel veri analizi, panel veri birim kök testleriAbstract: This study investigates the relationship between regional publicexpenditures and regional economic growth. In this study proportion to regionalproduct of regional government expenditure, and per capita regional productgrowth ratio variables were used. The study covers seven geeoraphic regions inTurkey for the period 1990–2001. Fixed effect model was used for panel dataanalysis. In the study, we used panel data unit root tests which are popular afterend of 1990’s. The results show that there is a negative but statisticallyinsignificant relationship between regional public expenditures and regionaleconomic growth.Key Words: Regional public expenditures, regional economic growth, panel dataanalysis, panel data unit root tests
- Published
- 2010
28. GENİŞLEME SÜRECİNDEKİ AVRUPA BİRLİĞİ: EKONOMİK PERFORMANSA DAYALI KÜMELEME ANALİZİ
- Author
-
YILMAZ, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Avrupa Birliği,Kümeleme Analizi,k-Ortalama Kümeleme Metodu - Abstract
Bu makale Avrupa Birliği’ne tam üye yirmi beş ülke ve aday üç ülkenin beş ekonomik performans değişkeni çerçevesinde nasıl kümelenme gösterdiklerini araştırır. Çalışmada enflasyon, bütçe dengesinin gayri safi yurtiçi hâsılaya oranı, toplam kamu borçlarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı, uzun dönem faiz oranı ve kişi başına gayri safi yurtiçi hâsıla değişkenleri kullanılmıştır. Veriler değişkenlerin 1997–2003 dönemi ortalamalarını kapsamaktadır. Çalışmada hiyerarşik olmayan kümeleme yöntemlerinden k-ortalama kümeleme metodu kullanılmıştır. Kümeleme analizi sonuçlarına göre Avrupa Birliği’ne tam üye ve aday konumdaki toplam yirmi sekiz ülke dört küme oluşturmuşlardır.
- Published
- 2010
29. MARMARA BÖLGESİ ÖNGÖRÜ VE BENZETİM MODELİ
- Author
-
YILMAZ, Ömer and KAYA, Vedat
- Abstract
Çalışmanın amacı, sınırlı verilerle de olsa, bölgesel bir ekonometrik model oluşturmak, tahmin etmek ve bu modeli değerlendirmektir. ‘Marmara Bölgesi Öngörü ve Benzetim Modeli’ 1975-2000 dönemi yıllık verileri kullanılarak, en küçük kareler yöntemi ile tahmin edilmiştir. Çalışmada Marmara Bölgesi gayri safi bölgesel hasılasını hangi değişkenlerin anlamlı bir şekilde etkilediği tespit edilmiştir. Model sonuçlarından hareketle örnek dönem benzetimleri, 2001 yılı ex post ve 2002-2006 dönemi ex ante öngörüleri gerçekleştirilmiştir. Kestirim kontrolü amacıyla 2001 yılı Marmara Bölgesi verileri kullanılmıştır.Anahtar Kelimeler: Bölgesel modelleme, Kestirim, BenzetimAbstract: Objective of this study is to specify, estimate and evaluate an econometric model even if the data set limited. A forecast and simulation model for the Marmara region is estimated by OLS using the annual data for the period of 1975-2000. The factors which affect significantly regional product for the Marmara region are determined in this study. Sample period simulation, ex post forecast for the year of 2001 and ex ante forecast for the period os 2002-2006 are carried. Tshe data related to the Marmara region in 2001 is used for forecast control.Key Words: Regional Modelling, forecast, Simulation
- Published
- 2010
30. Para Krizleri Öngörüsünde Logit Model ve Sinyal Yaklaşımının Değeri: Türkiye Tecrübesi
- Author
-
Kaya, Vedat and Yilmaz, Omer
- Subjects
Predictabilitiy of Currency Crises ,Ex-ante Forecast ,Logit-Modell ,E-post ,Währungskrise ,ddc:330 ,Logit Model ,Prognoseverfahren ,Türkei ,Currency Crises ,Signal Approach - Abstract
Logit model and the signal approach are two analysis methods being commonly used to forecast and explain currency crises. Logit model is successful to determine explaining variables of crisis and to calculate the probability of crisis in particular during the period experienced with a crisis. On the other hand, the signal approach aims at determining any possible currency crisis in advance, following some variables showing unusual change over the periods of economic fluctuation and thus it presents a list of leading indicators for possible crises. The results of each method are consistent with economic facts of fluctuation, confusion period being examined. This study is an attempt to specify an ex-post and ex-ante forecast model for currency crisis, using common set of findings of logit model and the signal approach to explain Turkish experience of currency crisis during the period of 1990:01-2002:12. The leading indicators in the common set were used in the signal approach during the period of 2003:01-2005:12 in Turkish economy, but they did not signal. Moreover, it is highlighted that logit model cannot be used in the period during which any currency crisis is not experienced. As a result, both methods are useful to explain currency crises coming true. However, the leading indicators related to the findings of these two methods do not present general facts for each economy and each period.
- Published
- 2007
31. A RELATIONSHIP BETWEEN REGIONAL GOVERNMENT SERVICES AND REGIONAL GROWTH
- Author
-
YILMAZ, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Regional government services,regional growth,cointegration ,Bölgesel devlet hizmetleri,bölgesel büyüme,eş bütünleşme - Abstract
Bu makale bölgesel devlet hizmetleri ile kişi başına gayri safi bölgesel hâsıla artışı arasındaki ilişkiyi analiz etmeyi amaçlar. Çalışmada bölgesel kamu harcamalarındaki veri yetersizliği nedeniyle, “bölgesel devlet hizmetleri” açıklayıcı değişken olarak kullanılmıştır. Çalışma 1975–2000 dönemi için Türkiye’deki yedi coğrafi bölgeyi kapsamaktadır. Çalışmada zaman serisi analizleri kullanılmıştır. Bulgular, yedi bölge için de bölgesel devlet hizmetleri ve bölgesel büyüme arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, Marmara, Akdeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri için bu ilişki anlamlı; Ege ve İç Anadolu Bölgeleri içinse anlamsızdır. Ayrıca değişkenler arasında uzun dönemli ilişkilerin olup olmadığını test etmek için kullanılan Johansen-Juselius eş-bütünleşme test sonuçlarına göre bölgesel büyüme ve bölgesel devlet hizmetleri arasında herhangi bir eş-bütünleşme ilişkisine rastlanmamıştır. Dolayısıyla bu iki değişken arasında uzun dönemli bir ilişkinin olmadığı söylenebilir
- Published
- 2005
32. Finansal küreselleşme ve para krizleri: 1990-2002 Türkiye deneyimi
- Author
-
Kaya, Vedat, Kızıltan, Alaattin, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Economics ,Ekonomi - Abstract
IV ÖZET DOKTORA TEZİ FİNANSAL KÜRESELLEŞME VE PARA KRİZLERİ: 1990-2002 TÜRKİYE DENEYİMİ VEDAT KAYA Danışman: Yrd. Doç. Dr. Alaattin KIZILTAN 2005, Sayfa: 198 Jüri: Yrd. Doç. Dr. Alaattin KIZILTAN Prof. Dr. Metin TÜRKO Prof. Dr. Muammer YAYLALI Prof. Dr. Alper GÜVEL Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERSUNGUR Finansal küreselleşme ve liberalizasyon, 1980'li yıllardan günümüze dünya ekonomisinin önemli bir gerçekliği olmuştur. Bu süreçte, dünya genelinde yaşanan finansal krizlerin sayı ve sıklık olarak belirgin bir artış göstermesi, konu ile ilgili çevrelerde finansal küreselleşme ve finansal kriz arasında bir nedensellik ilişkisi olup olmadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Özellikle, 1992-1993 ERM krizi; 1994 LA krizi; 1997-1998 GDA krizi; 1998 Rusya ve Brezilya krizleri ve 2001 Türkiye ve Arjantin kriz tecrübeleri bu alan içerisinde para krizlerini öne çıkarmış ve yukarıdaki soruyu önemli bir araştırma konusu haline getirmiştir. Diğer taraftan, her bir yeni kriz, kendinden öncekilere göre az veya çok farklı nedenlere dayanmış ve farklı ekonomik ortamlarda meydana gelmişlerdir. Bu durum, her bir yeni krizde, para krizlerini açıklama iddiasındaki mevcut teorileri kısmen veya tamamen yetersiz veya geçersiz kılmıştır. Tüm bu gelişmeler, para krizlerini açıklamaya dönük olarak yeni ve farklı görüşleri ortaya çıkarmış ve bu süreç, kendine paralel olarak para krizlerinin açıklanmasında ve tahmininde yeni modellerin geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışmada, finansal küreselleşme ve para krizleri arasında bir iktisadi nedensellik ilişki olup olmadığı ve para krizi çıkma olasılıklarının tahmin edilebilirliği konuları 1990:01-2002:12 dönemi Türkiye örneği için analiz edilmiştir. Yapılan Granger Nedensellik analizi, Türkiye örnekleminde finansal küreselleşmenin para krizlerine neden olabileceğini ortaya koymuştur. Para krizi çıkma olasılıkları makro ekonomik, dış ekonomik, finansal, bekleyişler ve ülke riski modelleri kapsamında ele alınmış ve logit model en yüksek olabilirlik yöntemiyle analiz edilmiştir. Bu modeller kapsamında para krizi çıkma olasılıkları yukarıdaki sıra ile 0,2889; 0,3296; 0,1621; 0,033 ve 0,2182 olarak hesaplanmıştır. ABSTRACT Ph. D. THESIS FINANCIAL GLOBALIZATION AND CURRENCY CRISES: 1990-2002 TURKEY EXPERIENCE VEDAT KAYA Supervisor: Assist. Prof. Dr. Alaattin KIZILTAN 2005, Page: 198 Jüri: Yrd. Doç. Dr. Alaattin KIZILTAN Prof. Dr. Metin TÜRKO Prof. Dr. Muammer YAYLALI Prof. Dr. Alper GÜVEL Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERSUNGUR Financial globalization and liberalization have become an important reality of the world economy since the 1980s. Evidently increasing number of financial crises throughout the world in this period drew the attention of public opinion to the question of whether or not there is a causality between financial globalization and financial crisis. In particular, the crises of 1992-93 ERM, 1994 LA, 1997-98 SEA, 1998 Russia and Brazil and 2001 Turkey and Argentina have brought the currency crises to forward and made the question above a research subject. On the other hand, reason and economic environment of each new crisis are different from that of the preceding one. In the case of each new crisis, this situation has made the present theories explaining currency crises insufficient partly or completely or even invalid. New and different ideas to explain currency crises have arisen as a result of all those developments and this process has given an opportunity to build new models to explain and predict currency crises. This study is an attempt to determine whether there is an economic causality between financial globalization and currency crises and to astimate the probability of occurrence of currency crises for the period of 1990:01-2002:12 in Turkey. Granger Causality analysis has shown that financial globalization can lead to currency crises in Tukish sampling. The probability of a currency crises has been examined by the models of macroeconomic, foreign economic, financial, expectational and country risk and a logit model has been estimated by maximum likelihood method. The empirical findings obtained from the models above have shown that the probabilities of occurrence of any currency crisis are 0,2889; 0,3296; 0,1621; 0,0330 and 0,2182. 205
- Published
- 2005
33. Relationship between elements of regional product and regional growth: a multiregional application for Turkey
- Author
-
Yılmaz, Ömer and Kaya, Vedat
- Subjects
Error correction model ,Frisch’in kavşak çözümlemesi ,The frisch’s confluence ,Bölgesel hasıla bileşenleri ,Regional growth ,Bölgesel büyüme ,Elements of regional product ,Hata düzeltme modeli - Abstract
Bu makale bölgesel hasıla bileşenlerinden hangilerinin bölgesel büyümeye anlamlı etkide bulunduğunu araştırır. Çalışma 1975-2000 dönemi için Türkiye’deki yedi coğrafi bölgeyi kapsamaktadır. Modele dahil edilen bağımsız değişkenler arasında çoklu doğrusal bağlantı problemine rastlanmış ve bunu gidermek için ‘Frisch’in Kavşak Çözümlemesi’ yaklaşımı kullanılmıştır. Çoklu doğrusallıktan arındırılmış modele Johansen-Juselius eş-bütünleşme sınaması ve bunun sonucuna göre de hata düzeltme modeli uygulanmıştır. Hata düzelme modeli sonuçlarına göre; Marmara Bölgesi için sanayi, Ege Bölgesi için ticaret, Akdeniz Bölgesi için ticaret ve konut sahipliği, İç Anadolu Bölgesi için sanayi ve ticaret, Karadeniz Bölgesi için ticaret ve konut sahipliği, Doğu Anadolu Bölgesi için tarım ve devlet hizmetleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi içinse ticaret ve konut sahipliği değişkenlerinin bölgesel büyümeye anlamlı katkılarda bulundukları görülmüştür. Ayrıca anlamlı bulunan bağımsız değişkenler ile bölgesel büyüme arasındaki Granger nedenselliği de araştırılmıştır. This study investigates which elements of regional product are significantly efficient on regional growth. The study covers seven geographic regions in Turkey for the period of 1975–2000. A multicollinearity problem observed among independent variables was solved by ‘the Frisch’s confluence’ approach. JohansenJuselius co-integration test was applied on the prufied models from multicolinearity and then error correction model was used. According to results of the error correction model; industry for Marmara Region, trade for Agean, trade and ownership of dwellings for Mediterranean Region, industry and trade for Central Anatolia Region, trade and ownership of dwellings for Black Sea Region, agriculture and government services for Eastern Anatolia Region, trade and ownership of dwellings variables for South-Eastern Anatolia Region are seem to be significantly efficient on regional growth. Also, Granger Causality was investigated between statisticaly significant independent variables and regional growth.
- Published
- 2003
34. The Determinats of foreign capital investments in Turkey: 1970-19997
- Author
-
Kaya, Vedat, Çakmak, Erol, and Diğer
- Subjects
International enterprises ,Economics ,Foreign capital ,Ekonomi ,International capital movements ,Foreign capital investments - Abstract
ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ TÜRKİYE'DE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ BELİRLEYİCİLERİ : 1970-1997 Vedat KAYA Danışmanı: Doç. Dr. Erol ÇAKMAK 1999, Sayfa: 84 Jfiri:Doç. Dr. Erol ÇAKMAK Jüri:, Jüri: Bu çalışmada, yabancı sermaye yatırımları incelenerek, 1970-97 döneminde Türkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatrnmlanmn belirleyicileri, bazı ekonometrik yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Analizlerde, askeri müdahale dönemleri ve hiyasal istikrar olmak üzere iki politik, asgari ücretlerdeki değişmeler, sanayi sektörünün GSMH içindeki payı, enflasyon oram, reel döviz kuru değişmeleri, uluslararası net rezervler, grevlerle kaybolan iş günü sayısı ve kişi basma GSMH miktarı olmak üzere yedi ekonomik değişken yer almıştır. Politik değişkenleri temsilen, gölge değişkenler kullanılmıştır. Diğer değişkenlere ilişkin zaman serisi verileri ADF birim kök testi ile test edilmiş ve tüm değişkenlerin 1. fark değerlerinde durağan oldukları gözlenmiştir. Ayrıca bu değişkenlere uygulanan E-G eş-bütünleşme testi sonucunda, tüm değişkenlerin eş-bütünleşik oldukları gözlenmiştir. Tüm açıklayıcı değişkenleri içeren modelin tahmini neticesinde ortaya çıkan çoklu doğrusal bağlantı problemi, oluşturulan alt-regresyon modellerinin tahmini ile giderilmiştir. Otokorelasyon içeren denklemler, AR sürecinde Cochrane-Orcutt yöntemi ile yeniden tahmin edilip, otokorelasyon giderilmiştir. Tahmin sonuçlan, kişi başına GSMH ve asgari ücretlerdeki değişmelerin doğrudan yatırımların en önemli iki belirleyicisi olduğunu ortaya koymuştur. ABSTRACT MASTER THE DETERMINANTS OF FOREIGN CAPITAL INVESTMENT IN TURKEY: 1970-1997 Vedat KAYA Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Erol ÇAKMAK 1999, Pages:84 Jury: Jury: In this study, having been studied foreign, capital investments, determinants of the foreign direct investments (FDI) in Turkey in the period of 1970-97 have been analyzed by using some econometric methods. Two political variables, periods of military intervention &nd political stabilization, and seven economic variables, changes in rninimum wage, share of industrial sector in Gross National Product (GNP), inflation rate, changes in real exchange rate, international net reserves, the number of lost- working days due to strikes and GNP per capita, are the variables involved in the analysis. Dummy variables have been used to represent the political variables. Time series data related to the other variables have been tested by ADF unit root test and the results have shown that the first-difference-values of all the variables are stationary. Moreover, E-G cointegration test has been applied to those variables and it has been observed that all of them are cointegrated. The multicollinearity problem ocured in the estimation of the econometric model which contains the explanatory variables has been tried to be solved, estimating some sub-regression models. The equations with autocorrelation problem have been reestimated via Cochrane-Orcutt method in AR process to remove the problem. The estimation results have shown that two most important determinants of the FDI are GNP per capita and changes in minimum wage. 84
- Published
- 1999
35. Travmatik Kök Hücre Yetmezliği ve Keratoplasti Reddinde Boston Tip 1 Keratoprotez İmplantasyonu
- Author
-
Utinef, Canan Aslı, primary, Tatlıpınar, Sinan, additional, Altunsoy, Muhsin, additional, Kaya, Vedat, additional, Akpek, Esen K., additional, and Çiftçi, Ferda, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
36. EVALUATION OF MACULAR THICKNESS AND FINDINGS AFTER Nd: YAG LASER CAPSULOTOMY IN POSTERIOR CAPSULE OPACIFICATION
- Author
-
Mete, Mustafa, primary, Dogan, Mustafa, additional, Bozkurt, Ercument, additional, Kaya, Vedat, additional, and Yilmaz, Omer Faruk, additional
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
37. Pars Plana Vitrectomy Results in Pediatric Population in Traumatic Eyes
- Author
-
Mete, Mustafa, primary, Dogan, Mustafa, additional, Yazici, Ahmet Taylan, additional, Kaya, Vedat, additional, and Kapran, Ziya, additional
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
38. Boston type I keratoprosthesis implantation in traumatic stem cell deficiency and keratoplasty rejection.
- Author
-
Utine, Canan Asli, Tatlipinar, Sinan, Altunsoy, Muhsin, Kaya, Vedat, Akpek, Esen K, and Çiftçi, Ferda
- Abstract
A 31-year-old male patient was admitted with the complaint of decreased vision in both eyes. He underwent multiple pars plana vitrectomy and silicone oil injection operations due to bilateral retina detachment after rocket projectile explosion in his hands at the age of 15. The right eye was pre-phthisical after choroidal hemorrhage that occurred during combined silicone oil extraction and penetrating keratoplasty. The aphakic and vitrectomized left eye had corneal conjunctivalisation of seven dials, deep and superficial stromal neovascularization and history of immunological graft rejection. As the estimated success rate for repeat penetrating keratoplasty was low, Boston type 1 keratoprosthesis surgery was performed. Postoperatively, visual acuity was 0.2 Snellen lines. Macular scar and optic nerve atrophy limited further visual gain. In this study, we aimed to review the current literature about Boston type keratoprosthesis surgery, which should be evaluated as an alternative when conventional penetrating keratoplasty success is deemed to be low. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
39. Travmatik Kök Hücre Yetmezliği ve Keratoplasti Reddinde Boston Tip 1 Keratoprotez İmplantasyonu.
- Author
-
Utine, Canan Aslı, Tatlıpınar, Sinan, Altunsoy, Muhsin, Kaya, Vedat, Akpek, Esen K., and Çiftçi, Ferda
- Subjects
ARTIFICIAL corneas ,CORNEA surgery ,STEM cells ,VITRECTOMY ,OPTIC nerve diseases ,ATROPHY - Abstract
Copyright of Turkish Journal of Ophthalmology / Turk Oftalmoloji Dergisi is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
40. Ekonomik Büyümenin Sürdürülebilirliği, Eğitim ve Verimlilik İlişkisi: G-20 Ülkeleri Üzerinde Bir Uygulama 1992-2014
- Author
-
YALÇINKAYA, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Sustainable Growth,Education,Productivity,G-20,Panel Data Analysis ,Sürdürülebilir Büyüme,Eğitim,Verimlilik,G-20,Panel Veri Analizi - Abstract
İktisadi büyüme teorilerinin beşeri sermaye konusunda gösterdiği gelişimle birlikte son yıllarda ekonomik büyümenin kaynağı açısından gelişmekte olan ülkelerde fiziksel sermaye birikiminin öne çıktığı, gelişmiş ülkelerde ise temelinde eğitim olan beşeri sermaye odaklı büyüme stratejilerinin ağırlık kazandığı görülmektedir. Bu açıdan ülke ekonomilerinde uzun dönemli ve sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştiren asıl dinamiklerden birinin beşeri sermaye olduğu, beşeri sermayeyi etkileyen faktörlerin başında ise eğitimin geldiği yakın dönemli büyüme çalışmalarında sıklıkla dile getirilmektedir. Bu çalışmada, eğitim-ekonomik büyüme ilişkileri yeni ve kapsamlı değişkenlerle gelişmişlik düzeylerine göre gelişmiş G-9 ve gelişmekte olan G-10 olarak gruplandırılan G-20 ülkeleri üzerinde verimlilik temelinde incelenmektedir. Bu yönüyle çalışmada, G-9 ve G-10 ülke gruplarında niceliksel/niteliksel eğitim göstergelerin kısmi ve toplam faktör verimliliği üzerindeki etkileri 1992-2014 dönemi için yeni nesil panel veri analizi metodolojisi ile ekonometrik olarak araştırılmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde eğitim ile verimlilik arasındaki ilişkilerin G-9 grubunda güçlü olduğu, buna karşılık G-10 grubunda nispeten zayıf kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte çalışmada, örneklem döneminde G-10 ve G-9 grubunda yer alan ülkelerin, uzun dönemli ekonomik büyüme performanslarının sürdürülebilirliği açısından farklılaşmalarında eğitimin hem nicelik hem de nitelik boyutuyla önemli bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir., Together with the development to be shown on human capital of the economic growth theories, in terms of sources of economic growth it is seen in recent years that physical capital accumulation come forward in developing countries, human capital-oriented growth strategies which is on the basis of education has gained weight in developed countries as well. From this respect, it is expressed frequently that one of the main dynamics to be realized long-term and sustainable growth in the country’s economy is human capital and at the beginning of the factors to be affected human capital come from education in the near-term growth studies. In this study, it is examined that education-economic growth relationships on G-20 countries categorized as developed G-9 and the developing G-10 according to the development level, on the basis of efficiency with new and extensive variables. In the study this aspect, effects on the partial and total factor productivity of quantitative/qualitative education indicators in the G-9 and G-10 country groups has been investigated as econometric with a new generation of panel data analysis methodology for the period 1994-2014. As a result of the study, it was concluded that the relationships between education and productivity were strong in the G-9 group, in contrast that was remained relatively weak in the G-10 group in the review period. However, in the study it was determined that the differentiation in terms of sustainability of long-term economic growth performance countries in G-10 and G-9 the group during the sampling period has a significant effect the size of both quality and quantity of education
41. THE EFFECTS OF POLITICAL STABILITY/UNSTABILITY ON ECONOMIC GROWTH: AN APPLICATION ON THE WORLD’S LARGEST FIRST TWENTY ECONOMIES 1996-2015
- Author
-
YALÇINKAYA, Ömer and KAYA, Vedat
- Subjects
Sustainable Growth,Political Stability/Instability Index,Largest First Twenty ,Sürdürülebilir Büyüme,Politik İstikrar/İstikrarsızlık Endeksi,En Büyük - Abstract
In this study, the effects of political stability/unstability on economic growth are examined by analyzing panel data for the period of 1996-2015 on the world’s largest first twenty economies which have different political regime types. In the study, it is aimed to assess the effects of political stability/instability in the differentiation of the development levels of these 20 economies, grouped as economically developed G-12 and developing G-8 countries. As a result of the study, it was determined that the effects of the political stability/instability index on economic growth in the G-12 and G-8 groups were respectively positive/negative direction and statistically significant in the review period. At the same time, it has been found that the fact that the study has respectively a stable and unstable structure in terms of politics in comparison with the accumulation of physical-human capital the degree of integration with the outside world in the differentiation of the development levels of the countries in the G-12 and G-8 groups is relatively more effective, Bu çalışmada, politik istikrarın/istikrarsızlığın ekonomik büyüme üzerindeki etkileri farklı politik rejim tiplerine sahip dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi üzerinde 1996-2015 dönemi için panel veri analiziyle incelenmektedir. Çalışmada, ekonomik açıdan gelişmiş G-12 ve gelişmekte olan G-8 ülkeleri olarak gruplandırılan bu 20 ekonominin gelişmişlik düzeylerinin farklılaşmasında politik istikrarın/istikrarsızlığın etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda, inceleme döneminde G-12 ve G-8 gruplarında politik istikrar/istikrarsızlık endeksinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin sırasıyla pozitif/negatif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, çalışmada G-12 ve G-8 grubundaki ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin farklılaşmasında fiziksel-beşeri sermaye birikiminin ve dış dünyayla bütünleşme derecelerine kıyasla politik açıdan sırasıyla istikrarlı ve istikrarsız bir yapıya sahip olmalarının nispeten daha fazla etkili olduğu belirlenmiştir.
42. İstihdam teorilerine post keynesyen bakış: Türkiye'de yenilenebilir enerji sektörünün istihdama etkisi
- Author
-
Algül, Yahya, Kaya, Vedat, and İktisat Anabilim Dalı
- Subjects
Economics ,Ekonomi - Abstract
Çalışmamızda Post Keynesyen düşünce okulunun şimdiye kadar gelişmiş ülkeler çerçevesinde ele alınan işsizliğe yönelik hem talep yönetimi hem de İstihdamın Son Kaynağı politikalarının Türkiye ekonomisi örneğinde uygulanabilirliği araştırılmıştır. Türkiye'de fosil enerji sektörüne kıyasla çok zengin olan yenilenebilir enerji sektörü, işsizlikle mücadelede Post Keynesyen politika önerilerinin uygulanabilmesi bağlamında politika yapıcılara geniş oyun alanı sağlayabilecek stratejik bir sektördür.Girdi çıktı tablolarında bağımsız bir sektör olarak yer almamasından dolayı, yenilenebilir enerji sektörünün istihdam potansiyeli klasik girdi çıktı metodlarıyla incelenememektedir. Çalışmamızda bu problem nihai talep ve tamamen dâhil etme yöntemleriyle ele alınarak, yenilenebilir ve fosil kaynaklı enerji sektörlerinin hem yatırım hem de işletme sürecindeki üretim ve istihdama katkı potansiyelleri incelenmiştir. Direkt, dolaylı ve uyarılmış etkilerin tamamının hesaplandığı tahmin sonuçlarına göre hem üretim hem de istihdam bağlamında tüm yenilenebilir kaynaklı enerji sektörlerinin fosil kaynaklı sektörlere göre her iki yöntemde de daha yüksek potansiyele sahip olduğu görülmüştür. Bu potansiyelin hem ilk yatırım hem de işletme süreci için geçerli olduğu gözlemlenmiştir. Yenilenebilir kaynaklar arasında ise biyoenerji sektörünün tüm alternatif hesaplamalarda istihdamda en yüksek potansiyele sahip ilk iki sektörden biri olduğu tahmin edilmiştir. In this study it is theoretically investigated that how both demand management and employment of last resort policies of Post Keynesian School, which is mainly structured for developed countries, should be revisioned in order to be successfully implemented in the case of Turkey, regarding the rising unemployment problem. In this context, renewable energy resources, where Turkey is very rich compared to fossil resources, emerge as a strategic sector that can provide policymakers a wide space for the implementation of Post Keynesian monetary and fiscal policies with respect to unemployment. Since it is not included in the input-output tables as an independent sector, employment potential of the renewable energy sector cannot be analyzed with the traditional input-output methods. In this study, this problem is addressed by final demand and complete inclusion methods. Thus the employment and production impact of renewable and fossil based energy sectors both for the investment and operation phases are examined. According to the estimation results where all direct, indirect and induced effects are calculated, all of the renewable energy sectors have higher impact in the two methods in terms of both production and employment. It has been observed that this higher potential of renewables applies to both the initial investment and the operational phase. Furthermore, among renewable resources, bioenergy sector is estimated to be one of the first two sectors with the highest potential in all alternative estimations, in regard to unemployment. 280
- Published
- 2019
43. Gelir dağılımı ve belirleyicilerinin incelenmesi; TRA1 alt bölgesi örneklemi
- Author
-
Kutlu, Muhammet, Kaya, Vedat, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Economics ,Erzincan ,Income distribution ,Ekonomi ,Income distribution policies ,Economic policies ,Bayburt ,Erzurum - Abstract
Bu çalışmada, sosyal ve ekonomik bir olgu olarak değerlendirilen ve ekonomik refah arayışlarının artmasıyla daha sık bir biçimde araştırmalara konu olan gelir dağılımı incelenmiş ve TRA1 (Erzurum-Erzincan-Bayburt) alt bölgesinde gelir dağılımın belirleyicileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Gelir, gelir dağılımı, gelir dağılımı teorileri ve ölçütleri, çalışmanın kavramsal altyapısını oluşturmaktadır. Ayrıca çalışmada Türkiye'de gelir dağılımının seyri ve mevcut durumu detaylı bir şekilde ele alınmıştır.Gelir dağılımının belirleyicilerinin tespiti hususunda, bireysel gelir dağılımı teorilerinden hareketle, dağılımı belirleyen bireysel faktörler üzerinde durulmuştur. TRA1 alt bölgesinde gelir dağılımının belirleyicilerinin incelemesinde, TÜİK tarafından yapılmış, 2016 yılı Hanehalkı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'nın yatay kesit mikro veri seti kullanılmıştır. Kuramsal altyapı ve iktisadi öngörüyle ortaya konan değişkenler, genelleştirilmiş sıralı logit model ile tahmin edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre; TRA1 alt bölgesinde kişilerin yıllık geliri ile meslek, eğitim düzeyi, yaş, cinsiyet ve medeni durum değişkenleri arasında istatistiki olarak anlamlı ilişkiler bulunmuştur. In this study, the income distribution which is assessed as a social and economic phenomenon and has been discussed as topic more frequently in researches together with increasing economic welfare seeking was examined, and the income distribution determinants of TRA1 sub-region (Erzurum-Erzincan-Bayburt) was tried to be identified. The income, income distribution and income distribution theories and their criteria constitute the conceptual infrastructure of the study. Additionally, the course of income distribution in Turkey and its current state were addressed in detail.It was focused on the individual factors determining the distribution with reference to the theory of individual income distribution in defining the determinants of income distribution. The cross-section micro data set of the Household Income and Living Conditions Survey made by TURKSTAT in 2016 was used in the analysis of the income distribution determinants of the TRA1 sub-region. The variables which were put forth with the theoretical basis and economic prediction were estimated by the generalized ordered logit model. According to the results of the study; it was found statistically significant relationships between the annual income of the people living in TRA1 sub-region and the variables of occupation, education level, age, gender and marital status. 136
- Published
- 2018
44. Congenital keratoglobus with blue sclera in two siblings with overlapping Marshall/Stickler phenotype
- Author
-
Ebru Yalin Imamoglu, Kemran Gok, Vedat Kaya, Serhat Imamoglu, and Kaya, Vedat
- Subjects
0301 basic medicine ,collagen ,Visual acuity ,genetic structures ,Visual Acuity ,Collagen Type XI ,Cornea ,Craniofacial Abnormalities ,lcsh:Ophthalmology ,keratoglobus ,Blue sclera ,Child ,Congenital keratoglobus ,medicine.diagnostic_test ,Eye Diseases, Hereditary ,Genetic Diseases, X-Linked ,Corneal topography ,Phenotype ,Sclera ,medicine.anatomical_structure ,Child, Preschool ,Female ,Collagen ,medicine.symptom ,Brief Communications ,medicine.medical_specialty ,Blue Sclera ,Hearing loss ,Hearing Loss, Sensorineural ,Keratoglohus ,Osteochondrodysplasias ,Cataract ,03 medical and health sciences ,Ophthalmology ,medicine ,Humans ,Abnormalities, Multiple ,business.industry ,Siblings ,Corneal Topography ,medicine.disease ,Marshall-Stickler ,eye diseases ,030104 developmental biology ,lcsh:RE1-994 ,sense organs ,Differential diagnosis ,business ,Keratoglobus - Abstract
WOS:000391823700017 PubMed: 27958215 We aimed to describe congenital keratoglobus with blue sclera in two siblings with overlapping Marshall/Stickler phenotype. Two sisters (ages four and six) with bilateral high astigmatism IA'ere evaluated by slit-lamp microscopy. Corneal topography and pachymetry maps were also obtained, Slit-lamp examination revealed that both corneas were globular in shape with peripheral corneal thinning. Pachymetry maps showed diffuse corneal thinning. Two siblings had in common the features of keratoglobus, blue sclera, atypical face, hearing loss, and hypermohile joints, We tentatively diagnosed the sisters as having an overlapping Marshall-Stickler phenotype based on clinical and radiological findings. Marshall-Stickler syndrome may exist in the differential diagnosis of keratoglobus with blue sclera.
- Published
- 2016
45. Boston type 1 keratoprosthesis implantation in traumatic stem cell deficiency and keratoplasty rejection
- Author
-
Sinan Tatlipinar, Canan Aslı Utinef, Ferda Ciftci, Muhsin Altunsoy, Esen K. Akpek, Vedat Kaya, Utinef, Canan Aslı, Tatlıpınar, Sinan, Altunsoy, Muhsin, Kaya, Vedat, Akpek, Esen K., Çiftçi, Ferda, and Yeditepe Üniversitesi
- Subjects
Ophthalmology ,Göz Hastalıkları - Abstract
Otuz bir yaşında erkek hasta kliniğimize her iki gözle az görme şikayeti ile başvurdu. 15 yaşında iken elinde roket mermisi patlaması sonucu bilateral retina dekolmanı nedeniyle tekrarlayan pars plana vitrektomi ve silikon yağı enjeksiyonu operasyonları geçirmişti. Sağ göz, kombine silikon alınması ve penetran keratoplasti operasyonu sırasında koroid hemorajisi gelişmesi nedeniyle prefitizikdi. Afak, vitrektomize olan sol gözde limbal kök hücre yetmezliği nedeniyle yedi saat kadranı boyunca korneada konjunktivalizasyon, derin ve yüzeyel stromal neovaskülarizasyon ve immunolojik kornea nakli reddi hikayesi mevcuttu. En iyi düzeltilmiş görme keskinliği 1 metreden parmak sayma düzeyindeydi. Tekrar penetran keratoplasti başarı şansı düşük olarak değerlendirilen hastaya Boston tip 1 keratoprotez uygulaması yapıldı. Postoperatif dönemde görme keskinliği 0.2 Snellen sırası seviyesine ulaştı. Makulada var olan skar ve optik sinir atrofisi, daha ileri görme artışını kısıtlıyordu. Bu çalışmada konvansiyonel penetran keratoplasti başarı şansı düşük olarak değerlendirilen gözlerde bir alternatif olarak değerlendirilmesi gereken Boston tipi keratoprotez uygulaması hakkında güncel literatürü derlemeyi amaçladık. (Turk J Opht A 31-year-old male patient was admitted with the complaint of decreased vision in both eyes. He underwent multiple pars plana vitrectomy and silicone oil injection operations due to bilateral retina detachment after rocket projectile explosion in his hands at the age of 15. The right eye was pre-phthisical after choroidal hemorrhage that occurred during combined silicone oil extraction and penetrating keratoplasty. The aphakic and vitrectomized left eye had corneal conjunctivalisation of seven dials, deep and superficial stromal neovascularization and history of immunological graft rejection. As the estimated success rate for repeat penetrating keratoplasty was low, Boston type 1 keratoprosthesis surgery was performed. Postoperatively, visual acuity was 0.2 Snellen lines. Macular scar and optic nerve atrophy limited further visual gain. In this study, we aimed to review the current literature about Boston type keratoprosthesis surgery, which should be evaluated as an alternative when conventional penetrating keratoplasty success is deemed to be low.
- Published
- 2012
- Full Text
- View/download PDF
46. Sürdürülebilir büyüme bağlamında eğitim: Ulusal ve uluslararası bir değerlendirme
- Author
-
Yalçinkaya, Ömer, Kaya, Vedat, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Economics ,Panel data models ,Eğitim ve Öğretim ,Programme for International Student Assesment ,Turkish education system ,Growth ,Growth policies ,Education ,Sustainability ,Sustainable development ,Education and Training ,Ekonomi ,Vector error correction model ,Economic growth - Abstract
Bilindiği üzere eğitim, mevcut işgücünün niteliklerinin geliştirilmesine ve böylece ekonominin değişen gereksinimlerini yerine getirmesine katkı sağlamaktadır. Bu yönüyle eğitim, ekonomik büyümenin sağlanabilmesi ve sürdürülebilmesi için gerekli olan mikro ve makro ekonomik temelleri hazırlamaktadır. Dolayısıyla günümüzde, eğitim yoluyla beşeri sermayenin geliştirilmesine ve araştırma-geliştirme yoluyla teknoloji ve bilişim kurumlarının ilerlemesine dayanmayan hiçbir büyüme sürecinin uzun erimli olmayacağı sıklıkla dile getirilmektedir. Bu nedenle, uzun dönemde sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştiren asıl dinamiğin beşeri sermaye olduğu, beşeri sermayeyi etkileyen faktörlerin başında ise eğitimin geldiği yakın dönemli büyüme çalışmalarında sıklıkla vurgulanmaktadır. Bu noktadan hareketle çalışmada eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkilerin ulusal ve uluslararası ölçekte nasıl olduğunun/ele alındığının incelenmesi yoluna gidilmiş ve eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiler açısından Türkiye ekonomisi özelinde bir durum değerlendirmesinin yapılması amaçlanmıştır. Bu genel amaçla birlikte çalışmada, Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir büyüme hızlarının yakalanabilmesinde ve akabinde orta gelir tuzağından çıkılabilmesinde eğitimin önemli bir kısıt olup olmadığının incelenmesi tasarlanmıştır. Bu doğrultuda, çalışmada eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiler; ulusal ölçekte 1923-2013 dönemi için zaman serisi analizi kapsamında uluslararası ölçekte ise 1950-2013 dönemi için panel veri analizi kapsamında VECM metodolojisi kullanılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda, Türkiye ekonomisinde niceliksel ve niteliksel eğitim göstergeleri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkilerin ulusal ölçekte nispeten güçlü olduğu buna karşılık, söz konusu bu ilişkilerin uluslararası ölçekte özellikle de başlangıçta ekonomik açıdan emsali olduğu ülkelere kıyasla bir hayli zayıf kaldığı belirlenmiştir. Bununla birlikte, Türkiye ekonomisinin inceleme döneminde, eğitim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiler açısından göstermiş olduğu ekonomik performansıyla sürdürülebilir bir büyüme temposunu yakalayabilmesi ve daha da önemlisi orta gelir tuzağından çıkabilmesi için gerekli olan eğitim altyapısına henüz sahip olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, Türk eğitim sistemini nicelik ve özellikle nitelik açısından küresel ölçekte rekabete hazırlayacak olan eğitim reformlarının süratle ve istikrarlı bir şekilde yürütülmesinin gerekli olduğu değerlendirilmiştir.Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Büyüme, Eğitim, PISA, VECM. As it is known, education contributes to the development of present labour force qualities thus carrying out the changing requirements of the economy. From this aspect, education prepares micro and macro basics of economy which are necessary for providing and sustaining economic growth. Thus, today, it has often been mentioned that no growing process, which has not been based on the development of human capital via education and progress of technology and information institutions through research and development, can have a long term process. For that reason, it has been emphasized in the recent studies on growth that in the long term process, the real dynamic which actualizes the sustainable growth is the human capital and education is one of the primary factors affecting human capital.From this point of view, in this study, it has been intended to deal with how the relationships between education and economic growth are in national and international scale and to carry out a status evaluation specific to Turkish economy within the context of relationships between education and economic growth. With this general purpose, it has been projected to analyze in this study whether education is an important constraint in terms of reaching a sustainable growth rate in Turkish economy and getting rid of middle income trap right after. In this direction, the relationships between education and economic growth have been analyzed with the use of VECM methodology within the scope of time series analysis for the period between 1923 and 2013 in national scale and panel data analysis for the period between 1950 and 2013 in international scale.As a result of the study, it has been determined that the relationships between quantitative and qualitative education indicators and economic growth in Turkish economy were relatively strong in national scale, on the other hand, in international scale aforementioned relationships were quite weak at first in comparison with equivalent countries in terms of economy. In addition, it has been come to a conclusion that during the inspection period of its economy, Turkey does not have a education substructure necessary for reaching a sustainable growth pace with its economic performance in terms of the relationships between education and economic growth and more importantly getting rid of middle income trap. In this respect, it has been evaluated that it is necessary for Turkey to carry out educational reforms rapidly and consistently which will prepare Turkish education system for a competition in global scale with regards to quantity and especially quality.Key Words: Sustainable Growth, Education, PISA, VECM. 319
- Published
- 2015
47. İşsizlik,istihdam politikaları ve işsizlikle mücadelede başarı örnekleri
- Author
-
Durak, Şuayip, Kaya, Vedat, and İktisat Ana Bilim Dalı
- Subjects
Employment ,Turkey ,Economics ,Unemployment ,Unemployment struggle policies ,Employment policies ,South Korea ,Argentina ,Poland ,Ekonomi ,Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri ,Labour Economics and Industrial Relations - Abstract
Bu tez, kuramsal bir çerçeve içinde, işsizlik, istihdam politikaları ve işsizlik ile mücadelede başarılı olan ülkelerden örnekler içermektedir. Bu çalışmanın ilk bölümünde geçmişte olduğu gibi günümüzde de tüm ülkelerin ortak sorunu olan işsizliğin tanımı, türleri, nedenleri ve sonuçları; ikinci bölümünde Türkiye'deki gelişimi, nedenleri, anatomisi, işsizlikle mücadelede uygulanan istihdam politikaları ve çözüm önerileri; son bölümde ise, işsizlikle mücadelede uyguladıkları istihdam politikaları ile başarıya ulaşan Arjantin, Güney Kore ve Polonya örnekleri incelenecektir. The thesis involves a theoretical framework of achievement models of countries that have been successful in their employment policies and been successful in the struggle against their unemployment problem. In the first part of the thesis, the reader can find information about unemployment, a common problem suffered by countries in the past and nowadays, as well as the definition, types, reasons and results of unemployment issue. Whereas in the second part, information contains not only the history, causes, structure of unemployment problem encountered in Turkey but also the employment policies applied and proposals offered to deal with the unemployment problem in the country. And the last part informs the reader about Argentina, South Korea and Poland that have great success in their employment policies against unemployment matter. Through this report, the points were clarified by being used numerous examples and illustrations. 110
- Published
- 2011
48. Phacoemulsification in high myopia.
- Author
-
Akar S, Gok K, Bayraktar S, Kaya V, Kucuksumer Y, Altan C, and Yilmaz OF
- Subjects
- Humans, Lens Implantation, Intraocular, Myopia physiopathology, Retrospective Studies, Visual Acuity, Myopia surgery, Phacoemulsification
- Abstract
Objective: To analyze the visual results of phacoemulsification in highly myopic eyes, to investigate the risk factors for poor postoperative visual acuity and to assess postoperative complications., Methods: This retrospective study reviewed the records of 209 eyes of 150 patients with high myopia who underwent phacoemulsification and foldable intraocular lens (IOL) implantation between January 1998 and July 2008 at Beyoglu Education and Research Eye Hospital, Istanbul, Turkey., Results: Postoperative best-corrected visual acuity (BCVA) was 0.5 or better in 63.2% of eyes. One hundred forty-seven (70.3%) eyes were within ±1.0 diopter (D) of the intended target refraction. In multiple regressions, only pre-existing myopic chorioretinal macular degeneration was found to be associated with poor BCVA (p=0.000). Nor patient age nor axial length (AL) had any correlation with postoperative BCVA. Retinal detachment (RD) occurred in one eye (0.5%) during mean follow-up (18.7+/-8.9 months)., Conclusion: Most of the eyes with high myopia achieved satisfactory improvement in BCVA with few complications. Myopic retinal degenerative changes were the single independent factor limiting visual potential. Our lower incidence of postoperative RD could be attributed partially to our lower neodymium:yttrium-aluminum-garnet (Nd:YAG) laser capsulotomy rates and our surgical modification involving the implementation of primary posterior capsulorhexis in all patients younger than 40.
- Published
- 2010
49. Long-term results of phakic anterior chamber intraocular lens implantation in myopic eyes.
- Author
-
Akar S, Dogan M, Kucuksumer Y, Kaya V, Bayraktar S, Gokyigit B, and Yilmaz OF
- Subjects
- Humans, Anterior Chamber surgery, Lens Implantation, Intraocular, Myopia surgery
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.