8 results on '"Terzi, Mustafa Haydar"'
Search Results
2. The Mining Activities in Türkiye in the Inonu Period (1939-1950)
- Author
-
TERZİ, Mustafa Haydar, primary
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. İNÖNÜ DÖNEMİ’NDE TÜRKİYE MADENCİLİĞİ (1939-1950).
- Author
-
TERZİ, MUSTAFA HAYDAR
- Subjects
WORLD War II - Abstract
Copyright of Ataturk Arastirma Merkezi Dergisi is the property of Ataturk Arastirma Merkezi Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. İnlice (Konya-Türkiye) Yüksek Sülfidasyon Epitermal Altın Yatağının Jeolojisi, Alterasyonu ve Jeokimyasal Karakteristikleri / Geology, Alteration and Geochemical Characteristics of Inlice (Konya-Turkey) High Sulfidation Epithermal Gold Deposit
- Author
-
TERZİ, Mustafa Haydar, YILMAZER, Erkan, KUŞÇU, İlkay, and BOZAN, Sercan
- Subjects
Jeokimya ve Jeofizik ,Alterasyon ,Altın ,Cevherleşme ,İnlice ,Jeokimya ,Yüksek Sülfidasyon ,Alteration ,Geochemistry ,Gold ,High Sulphidation ,Inlice ,Mineralization ,Geochemistry and Geophysics - Abstract
Inlice high sulphidation epithermal gold deposit is located in the Erenlerdağ-Alacadağ Volcanic Complex (EAVC), approximately 40 km southwest of Konya city centre. The volcanic and volcano-sedimentary rocks seen in the study area are andesite, block and ash flow, basaltic andesite lava flow and andesite lava flow, from oldest to youngest. The youngest units unconformably covering the volcanic and volcano-sedimentary rocks are talus and alluvium. Four different alteration zones in the andesites moving from the centre of the alteration toward fresh rock are i) silicified zones (consisting of vuggy-sugary and chalcedonic/opaline quartz veins), ii) advanced argillic alteration, iii) intermediate argillic and iv) propylitic alteration. In addition, a potassic alteration zone consisting of magnetite, quartz, biotite and anhydrite was identified in the deep part of the Merkez Zone. The mineralisation is commonly represented by pyrite, and to a lesser extent enargite, chalcopyrite, covellite, chalcocite, sphalerite and marcasite. Petrographically, the fine-grained gold grains (between 2-6 µm) are only observed in areas where sulphide minerals are oxidised.The degree of geochemical variation in the alteration zones decreases from silicified zones to propylitic alteration, and this variation is largely consistent with the mineralogies observed in these zones. Moreover, enrichment in As, Sb, Bi, Ag and Au, and depletion in Zn and Ni are especially notable from fresh/least altered andesites towards advanced argillic alteration and silicified zones. In addition, studies showed that the high Pb value in chalcedonic/opaline textured quartz veins and low Rb/Sr value in advanced argillic alteration and silicified zones can be used as a geochemical guide, at least for the Inlice region., İnlice yüksek sülfidasyon epitermal altın yatağı, Erenlerdağ-Alacadağ Volkanik Kompleksi (EAVK) içerisinde ve Konya ilinin yaklaşık 40 km güneybatısında yer almaktadır. Çalışma alanında stratigrafik konumlarına göre alttan üste doğru andezit, blok ve kül akıntısı, bazaltik andezit lav akıntısı ve andezit lav akıntısı olmak üzere dört birime ayrılan volkanik ve volkano-sedimanter kayaçlar, yamaç molozu ve alüvyonlar tarafından uyumsuz olarak örtülürler. Andezitler içerisinde gözlenen alterasyonların merkezinden dışa doğru sırasıyla kovuklu-şeker ve kalsedonik/opalin dokulu kuvars damarlarından oluşan silisleşmeler, ileri arjilik, ortaç arjilik ve piropilitik alterasyon zonları tanımlanmıştır. Bu alterasyon topluluklarına ek olarak sadece Merkez Zonun derin kesimlerinde gözlenen manyetit, kuvars, biyotit ve anhidrit içerikli potasik bir alterasyon zonu da tanımlanmıştır. Cevherleşmeler, yaygın olarak pirit daha az oranda enarjit, kalkopirit, kalkosin, kovellin, sfalerit ve markazit gibi sülfid mineralleri ile temsil edilmektedir. Petrografik olarak altın taneleri özellikle sülfid minerallerinin oksidasyona maruz kaldığı kesimlerde saçınımlı olarak 2 ile 6 µm arası boyutlarda gözlenmektedir.Alterasyon zonlarındaki jeokimyasal değişimin derecesi silisleşmelerden piropilitik alterasyona doğru azalmakta olup, bu değişim, alterasyon zonlarında gözlenen mineralojik değişimle uyumludur. Bununla birlikte taze andezitlerden ileri arjilik alterasyon ve silisleşmelere doğru özellikle As, Sb, Bi, Ag ve Au gibi elementler zenginleşme gösterirken, Zn ve Ni’deki fakirleşmeler belirginleşmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar kalsedonik/opalin dokulu kuvars damarlarındaki Pb ile ileri arjilik alterasyon ve silisleşmelerdeki düşük Rb/Sr değerlerinin en azından İnlice bölgesi için jeokimyasal bir kılavuz olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
- Published
- 2022
5. The Mining of Turkey in the Period of Mustafa Kemal Ataturk
- Author
-
TERZİ, Mustafa Haydar, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
6. Mustafa Kemal Atatürk Dönemi Türkiye Madenciliği
- Author
-
TERZİ, Mustafa Haydar
- Subjects
Tarih ,History ,Atatürk,Atatürk-Period Mining,Mining,Ottoman-Period Mining,Republic ,Atatürk,Atatürk Dönemi Madenciliği,Cumhuriyet,Madencilik,Osmanlı Dönemi Madenciliği - Abstract
The Anatolian geography, in which our country is located, has been host to many ancient civilizations as well as empires and states such as the Byzantine, Seljuk and Ottoman from ancient times to the present due to its rich natural resources and important geopolitical position. The Ottoman Empire, which ruled in Anatolia for more than 600 years, was able to compete with Europe during its rising period in the 15th and 16th centuries as a result of the successful policies implemented in the mining sector. However, as a result of the developments that emerged after the 17th and 18th centuries, the mining sector in the Ottoman Empire started to fall behind. After the 19th century and especially in the period that started with the Tanzimat Reform Edict, the mining sector in the Ottoman Empire remained under the control of foreigners and minorities until the collapse of the empire as a result of regulations that were directly and indirectly related to the mining sector. In the period starting with the declaration of the Republic, the deficiencies and mistakes in the mining sector inherited from the Ottoman Empire were tried to be eliminated. In addition to this, mining activities were reorganized through the many policies, laws, regulations and newly established institutions, organizations, enterprises and factories. As a result of the regulations were made in the first years of the Republic, new mineral deposits were discovered, the reserves and diversity of known mineral deposits were increased, and significant increases were achieved in the production and export of the mines and mining added-value. In this study, it is aimed to make a general evaluation of the mining sector under the leadership of Mustafa Kemal Atatürk in the fifteen year period from 1923 to 1938, which started with the declaration of the Republic., Anadolu coğrafyası, zengin doğal kaynaklara ve önemli bir jeopolitik konuma sahip olmasından dolayı eski çağlardan günümüze kadar birçok ilk çağ medeniyetinin yanında Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi imparatorluk ve devletlere ev sahipliği yapmıştır. Anadolu’da altı yüz yılın üzerinde hüküm süren Osmanlı Devleti madenciliği, devletin yükselme döneminde uygulanan başarılı politikalar sonucu 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa devletleri ile rekabet edebilecek bir durumda olmasına rağmen 17. ve 18. yüzyılda dünyada ortaya çıkan gelişmeler sonucunda gerilemeye başlamıştır. Osmanlı Devleti madenciliği, 19. yüzyıldan sonra ve özellikle Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile başlayan dönemde madencilik sektörünü dolaylı ve doğrudan ilgilendiren nizamnamelerin yürürlüğe girmesi sonucunda, devletin yıkılışına kadar yabancıların ve azınlıkların kontrolünde kalmıştır. Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan dönemde madencilik sektöründe Osmanlı Devleti’nden intikal eden eksiklik ve yanlışlıklar giderilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde uygulanan politikalar, çıkarılan birçok kanun ve düzenlemelerin yanında kurulan kurum, kuruluş, işletme ve fabrikalar ile madencilik faaliyetleri yeniden düzenlenmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan düzenlemeler sonucunda yeni maden yatakları keşfedilmiş, bilinen maden yataklarının rezervleri ve çeşitliliği arttırılmış, madenlerin üretiminde, ihracatında ve madencilik katma değerinde önemli artışlar sağlanmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan 1923 yılından 1938 yılına kadar olan on beş yıllık dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki madencilik sektörünün genel bir değerlendirilmesinin yapılması amaçlanmıştır.
- Published
- 2021
7. The geology, geochemistry and genetic investigation of Inlice (Konya) epithermal gold deposit
- Author
-
Terzi, Mustafa Haydar, Yılmazer, Erkan, Kuşcu, İlkay, and Fen Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Yüksek Sülfidasyon ,Jeokimya ,Epitermal ,Mineral Kimyası ,Altın ,Sıvı Kapanım ,Duraylı İzotoplar - Abstract
İnlice epitermal altın yatağı, Erenlerdağ-Alacadağ Volkanik Kompleksi (EAVK) içerisinde ve Konya ilinin yaklaşık 40 km güneybatısında yer almaktadır. Çalışma alanında yaşlıdan gence doğru andezit, blok ve kül akıntısı, bazaltik andezit lav akıntısı ve andezit lav akıntısı olmak üzere dört birime ayrılan volkanik kayaçlar, jeokimyasal olarak subalkalen, yüksek potasyumlu kalk-alkalen ve metalümina-zayıf peralümina özelliklere sahiptir. Bununla birlikte EAVK'da gelişen volkanizmanın, yitim zonu ile ilişkili zenginleşmiş litosferik bir manto kaynağından türediğini ve oluşumunda fraksiyonel kristalleşme, kıtasal kabuk katkısı ve/veya karışım gibi jeolojik süreçlerin etkisinin olduğu söylenebilir. Andezitler içerisinde gözlenen alterasyonların merkezinden taze yan kayaçlara doğru sırasıyla kovuk-şeker ve kalsedonik/opalin dokulu kuvarslardan oluşan silisleşmiş zonlar, kuvars-alunit, arjilik ve piropilitik alterasyon zonları tanımlanmıştır. Cevherleşmeler, KB-GD doğrultulu yapısal hatlar tarafından kontrol edilen kovuk-şeker dokulu kuvarslardan oluşan silisleşmiş zonlar ile ilişkili olup, yaygın olarak pirit, daha az oranda enarjit, kalkopirit, kalkosin, kovellin, sfalerit ve markazit gibi sülfid mineralleri ile temsil edilmektedir. Yapılan alterasyon-cevher jeokimyası ve mineral kimyası analizleri, altın zenginleşmelerinin enarjit mineralleri ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Petrografik olarak altın taneleri ancak sülfid minerallerinin oksidasyona maruz kaldığı kesimlerde saçınımlı olarak 2 ile 6 µm arası boyutlarda gözlenmiştir. Sıvı kapanım ve duraylı izotop analizlerine göre cevherleşmelerin oluşumunda, magmatik kökenli hidrotermal akışkanların baskın olduğu, ancak meteorik su katkısının da etkili olduğu söylenebilir. Mineralojik, sıvı kapanım ve kükürt izotop analizleri Ana Batı ve Merkez Zon olarak tanımlanan bölgelerin yüksek sıcaklıklı hidrotermal akışkanlar ile ilişkili zonlar olduğunu göstermiştir. Sonuçta İnlice epitermal altın yatağındaki yan kayaç özellikleri, alterasyon desenleri, mineral birliktelikleri, cevher doku ve metal içeriği, sıvı kapanım ve duraylı izotop özellikleri birlikte değerlendirildiğinde, İnlice epitermal altın yatağının tipik bir yüksek sülfidasyon tip epitermal sistem olduğu ortaya konmuştur., Inlice epithermal gold deposit is located in approximately 40 km southwest of Konya province, and hosted by Erenlerdağ-Alacadağ Volcanic Complex (EAVC). Volcanic rocks, which are divided into four units as andesite, block and ash flow, basaltic andesite and andesite lava flow from the oldest to the youngest in the study area, are geochemically subalkaline, high potassium calc-alkaline and metaluminous/weak peraluminous. In addition, it can be said that the volcanism developed in the EAVC is derived from an enriched lithospheric mantle source associated with the subduction, and geological processes such as fractional crystallization, crustal contamination and/or mixing during its formation. The alteration in andesitic rocks is characterized by silicified zones (consisting of vuggy-sugary and chalcedonic/opaline textured quartz), quartz-alunite, argilic and pyropylitic alteration from the center of alteration zone towards fresh host rocks, respectively. Mineralization, represented by sulfide minerals such as mostly pyrite, enargite, chalcopyrite, chalcocite, covelline, sphalerite and marcasite, is associated with vuggy-sugary textured silicified zone controlled by NW-SE trending structural lines. Alteration-mineralization geochemistry and mineral chemistry analyses show that gold enrichment is directly related to enargite minerals. Gold can be observed as disseminated grains between 2 and 6 µm in areas where sulfide minerals are oxidized. Mineralization is associated with hydrothermal fluids of magmatic origin mixed with meteoric fluids based on fluid inclusion and stable isotope studies. Mineralogical (such as XRD, SEM and Terraspec), fluid inclusion, sulfur isotope and EPMA studies have shown that Ana Batı ve Merkez Zones are areas associated with mineralogies formed by high temperature hydrothermal fluids. In conclusion, Inlice is a typical high sulfidation epithermal system based on the host rock, alteration pattern, mineral association, ore texture/metal content, fluid inclusion and stable isotope characteristics.
- Published
- 2020
8. Kesikköprü (Bala-Ankara) demir-oksit cevherleşmelerinin mineralojisi, petrografisi ve jeokimyası
- Author
-
Terzi, Mustafa Haydar, Yılmazer, Erkan, Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı, and Fen Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Jeokimya ,Magnetite ,Geochemistry ,Jeoloji Mühendisliği ,Geological Engineering ,Granitoyid ,Manyetit ,Alterasyon ,Alteration ,Kesikköprü ,Skarn - Abstract
Kesikköprü Demir Yatağı, kristalize kireçtaşları (yer yer dolomitik) ile diyorit, gabro ve piroksenitlerden oluşan mafik-ultramafik kayaçlar ve granit, granodiyorit, monzonit ve bunların porfirlerinden oluşan granitoyidlerin dokanaklarında gelişen bir yataktır. Bölgede bulunan demir-oksit cevherleşmeleri, bu özelliği ile yapısal kontrolden çok litolojik kontrollü olan ve kısmen magnezyumlu, hakim olarak kalsiyumlu skarn özelliklerini taşıyan bir cevherleşmedir. İşletme sahası içerisinde skarnlar, dar ve sınırlı oluşumlu endoskarnlar ve daha geniş yayılımlı ekzoskarnlar olmak üzere iki grupta tanımlanmaktadır. Çok genel olarak granitoyidlerden kristalize kireçtaşlarına ve mafik-ultramafik kayaçlara doğru granat-piroksen minerallerinden oluşan endoskarn zonu, granat±piroksen, piroksen±granat, epidot-granat ve epidot ekzoskarnları şeklinde bir zonlanmanın olduğu ortaya konmuştur. Ekzoskarn zonları, özellikle epidot-granat ve epidot zonları, ekonomik manyetit cevherleşmeleri açısından önemli bir değere sahiptir. Cevherleşmeye neden olduğu düşünülen Kesikköprü granitoyidinden alınan örneklerin jeokimyasal analiz sonuçlarına göre işletme sahasındaki granitoyidlerin tamamı subalkalen, kalkalkalen ve şoşonitik karakterdedirler. Al-doygunluğu açısından da metalümina-az peralümina özellikleri göstermekte olup I-tipi granitoyidler sınıfına girmektedir. MORB'a göre normalize edilen iz element dağılım desenlerinde granitoyidlerin özellikle Sr, K, Rb, Ba, Th, Ta, Nb, Ce, kısmende P, Zr ve Hf'ca zenginleştiği, Ti, Y'ca da fakirleştiği söz konusudur. Tektonik ortam ayırtlama diyagramlarında ise granitoyidler, syn-COLG, VAG ve WPG alanlarında kesişmekte ve çarpışma sonrası granitoyidlerin karakterini göstermektedir. Kesikköprü granitoyidi, OAKK (Orta Anadolu Kristalen Kompleksi)'nde ve dünyadaki diğer Fe-skarnlarla ilişkili granitoyidler ile jeokimyasal olarak karşılaştırıldığında, Çelebi, kısmen Karamadazı ve Murmano Fe-skarn granitoyidlerine ve Fe-, Cu- ve Pb-Zn-skarn üreten granitoyidlere benzerlik göstermektedir. Yapılan çalışmadan elde edilen sonuçlar bilinen diğer hidrotermal sistemlerle karşılaştırıldığında, alterasyon mineralojisi ve cevherleşmelere ait zaman-konum ilişkisi cevherleşmelerin skarn türü bir cevherleşme olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte Kesikköprü cevherleşmelerinin büyük ölçekli DOBA (Demir Oksit Bakır Altın) türü hidrotermal sistemlerde gözlenen küçük skarn türü yüzeylemeler gibi bir oluşum olabileceği de göz ardı edilmemelidir., Kesikköprü iron-oxide deposit occured at the contact between rocks that crystalline limestone (locally dolomitic), mafic-ultramafic rocks composed of diorite, gabbro and pyroxenite, and granitoids consists of granite, granodiorite, monzonite and their porphyry. In this respect, the iron-oxide mineralization in the study area is controlled dominantly by lithological features rather than structural control. It is defined as partially magnesian and dominantly calcic skarn based on alteration mineralogy. Skarn in the study area is defined in two groups. The first is small and limited endoskarn formation, The second group is more widespread exoskarn formation. In general, endoskarn is characterized by garnet-pyroxene, while exoskarn zones are defined as garnet ± pyroxene, pyroxene ± garnet, epidote-garnet and epidote from granitoids to recrystallized limestone and mafic-ultramafic rocks. In Kesikköprü, epidote-garnet and epidote rich zones within exoskarns are important for magnetite mineralization. Geochemical results of Kesikköprü granitoid which is considered to be responsible for mineralization in this study indicate that all the granitoid samples in open pit area are subalkaline and calc-alkaline and shoshonitic in character. According to Al-saturation index, metalumina-partly peralumina in character and they are classified as I-type granitoid. Trace element patterns normalized to MORB show enrichment in Sr, K, Rb, Ba, Th, Ta, Nb, Ce, and, P an Zr in part, while depletion in Ti and Y. In tectonic classification diagrams, granitoids plot on intersection of syn-COLG, VAG and WPG field, indicating post-collision character for Kesikköprü granitoid. Compared with granitoids related to Fe-skarns, Kesikköprü granitoid has similar geochemical signature to Çelebi, Karamadazı and Murmano granitoids in CACC (Central Anatolian Crystalline Complex) and granitoid related to Fe-, Cu- ve Pb-Zn-skarns. The results obtained from this study indicate that Kesikköprü mineralization is a skarn type deposit with respect to alteration mineralogy and time-space relationship of mineralization. In addition to this, IOCG (Iron Oxide Copper Gold) potential of Kesikköprü mineralization should not be ignored as most of IOCG systems contain small scale skarn type mineralization.
- Published
- 2014
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.