1. Alerjik hastalıklarda immünoterapi öncesi ve sonrası lateks duyarlılık sıklığı
- Author
-
Sin, Aytül Zerrin and İç Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Allerji ve İmmünoloji ,Allergy and Immunology - Abstract
ÖZET Doğal kauçuk maddesi olan lateks, içeriğinde bulunan protein yapısı nedeni ile alerjik reaksiyonlara yol açar. Lateks maddesi barındıran maddelerle temas etme, kontakt dermatit, kontakt alerji ve alerjik rinokonjonktivit, alerjik astım ve hatta anaflaksiye yol açabilmektedir. Lateks içeren maddelerle ortaya çıkan bu reaksiyonlar özellikle 1980 den sonra rapor edilmeye başlanmıştır. Özellikle bu yıllarda ortaya çıkan AİDS hastalığı nedeni ile, sağlık personelinin lateks içeren eldiven kullanımının artması ve hastalığın bulaşmasını engellemek için kondom kullanımının artması bu durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Latekse bağlı gelişen alerjik reaksiyonlar sık sık maruz kalmaları nedeni ile önce sağlık personelinde ortaya çıkmıştır. Daha sonra ise sık operasyon geçiren hasta gruplarında bildirilmiştir. Ciddi alerjik reaksiyonlara yol açması hatta anaflaksi yapması nedeni ile konu bir çok açıdan incelenmiştir. Lateks duyarlılığını ortaya koymada ayrıntılı öykü alma, deri testi, RAST ve lateks ile uyarı testi yapma kullanılmıştır. Ancak uyarı testlerini yapma her yerde mümkün olmadığı ve standart olmadığı için öykü almak ve immünolojik testleri en uygun metodlar olarak kabul edilmiştir. Takip eden yıllarda, ciddi reaksiyonların ortaya çıktığı bu klinik duruma yatkınlık yaratan risk faktörleri araştırılmıştır. Sık aralıklarla karşılaşma, mukozal veya parenteral yolla karşılaşma, sık operasyon geçirme risk faktörleridir. Bunların yanı sıra en önemli risk faktörü atopik yapıya sahip olma, alerjik hastalıklara sahip olma veya deri testlerinde en az bir inhalen alerjene karlı duyarlılık saptanmasıdır. Dolayısı ile alerjik hastalarımız bu açıdan risk altındadır. 29Lateks maddesi, yaklaşık 40.000 tıbbi ve günlük kullanım ürünü içinde bulunmaktadır. Bu liste oldukça uzundur ve sık kullanımda olan maddeleri içermektedir. Liste içinde en dikkat çeken enjeksiyon yolu ile kullanılan ilaçları barındıran vial kapaklarıdır, iğne ile delmeler veya şişe içeriğinin kapak ile temas etmesi, bu tıpadan şişe içine lateks maddesinin inoküle olmasını sağlamaktadır. Bu şekildeki şişe içeriklerinin lateks içerdiği hem test yöntemi ile hem de insûlin kullanan diyabetik olgularda gösterilmiştir. Alerjik hastalar açısından önemli olması, bu kişilerin hem taşıdıkları atopik yapılan nedeni ile hem de parenteral yolla düzenli aralıklarla maruziyetlerinden dolayı risk grubunda olmalarıdır. Gerçekten de devam eden çalışmamızın ön verileri bize, ilk 6 aylık süre sonrası alerjik hastalıkları nedeni ile immünoterapi alan hastalarımızda duyarlılık oranının %25'e çıktığını göstermiştir. Klinik olarak lateks alerjisi tanımlamasaiar da deri testi veya RAST ile yeni pozitiflik geliştiği saptanmıştır. İmmünoterapi uygulamalarının devam etmesi ve olgu sayısının artması ile bu oran artabilir. Bu duyarlılığının klinik olarak önemini henüz bilmiyoruz. Ancak semptomatik olması durumunda ciddi sonuçlar doğurabilir. Hastalar hem immünolojik duyarlılık hem de semptomlar açısından izlenmelidir. Olanaklar el vermediği immünoterapi uygulanan şişe içeriklerinde, çoklu delmeler sonrası lateks alerjeni kontaminasyonu olup olmadığını ölçemedik. Literatürde de buna ait herhangi bir veriye rastlamadık. Pratikte klinik uygulama açısından, immöünoterapi alan hasta gruplarının lateks duyarlılığı ve semptomatik lateks alerjisi açısından izlenmesi uygun olacaktır soncuna vardık. 30 34
- Published
- 2002