Bu makalede küresel iklim hareketinin öyküsü, başlangıcından günümüze kadar dört dönem çerçevesinde ele alınmış, hareketin mevcut durumu ve geleceği son dönemde öne çıkmış yeni aktörlere odaklanılarak incelenmiştir. Greta Thunberg öncülüğündeki gençlik aktivizmi, Yokoluş İsyanı ve Gündoğumu Hareketi bu yeni aktörlere örnek olarak seçilmiştir. Makalede, bu yeni aktörlerin katılımı sayesinde hareketin başarı şansını eskiye göre anlamlı biçimde arttırıp artırmadığı sorusuna yanıt aranmıştır. Yeni aktörlerin harekete olumlu katkıları reddedilemez, ancak bu aktörler, hareketin önemli bir değişim gerçekleştirmek konusunda eskiden beri sahip olduğu zorlukların üstesinden gelmek için bir paradigma değişikliği yaratmadıkları gibi bazı görüşlerin aksine bu yeni dalga 1960'ların veya 70'lerin büyük toplumsal hareketleriyle kıyaslanabilecek yaygın bir toplumsal seferberlik yaratma potansiyeline de sahip değildir. İklim hareketi yeni aktörlerle kayda değer bir ivme yakalamış olsa da eskiden olduğu gibi bugün de taleplerinin karşılanması noktasında halen başarıya yakın değildir. Öte yandan hareketin başarısı, yalnızca aktörlerin sayısı veya politika üzerindeki etkileri değil, yarattıkları rezonans açısından da değerlendirilebilir. İklim hareketinin yeni dalgası başlangıçta bu şekilde güçlü bir kamusal yankı uyandırmışsa da artık limitlerine ulaşmış, pandeminin etkileri, yinelenen dahili sorunlar ile birleşerek bu dalganın seferber edici kapasitesinin tükenmeye başlamasına neden olmuştur. Hareketin toplumsal tabanını genişletmek için ikna etmenin rasyonel (ve duygusal) temeli olarak iklim bilimine olan münhasır güvenini yeniden değerlendirmesi, anlatılarını potansiyel katılımcıların sosyal ve ekonomik gerçeklerine doğru genişletmesi gerekmektedir.