Search

Copyright of Viral Hepatitis Journal / Viral Hepatit Dergisi is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Copyright of Viral Hepatitis Journal / Viral Hepatit Dergisi is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Giriş: Kontrolsüz diyabet ve immünosüpresif hastalarda mukormikozis enfeksiyonunu gözden kaçırmamaktır. Olgu: Bilinen diabetes mellitus ve hipertansiyon tanıları olan 50 yaş kadın hasta beyin cerrahi kliniğinde intraserebral kanama nedeniyle takip edilmekteyken yüzünün sol yarımında gelişen eritemli lezyon olması üzerine bölümümüzden sellülit? preorbital sellülit? ön tanılarıyla konsültasyon istendi. Yapılan fizik muayenede hasta semioryante semikoopere idi. Ateşi yoktu vital bulguları stabildi. Sol yüz yarımında eritemli telanjektazik lezyonlar ile gözde kemozisi mevcuttu. Diş protezi çıkarıldıktan sonraki bakıda damakta siyah kurutlu lezyonları mevcuttu. İkili insülin ve beyin ödemi için dekort order edilen hastanın son 2 aydır şeker ilaçlarını kullanmadığı ve diyetine dikkat etmediği belirlendi. Kan şekeri ölçümleri 380 mg/dl seviyelerinde olduğu görüldü. beyaz küre; 24 103 /ul, CRP 24 mg/dl, platelet sayısı 431 103 /ul ve idrar da keton pozitif idi. Yapılan paranazal sinüs tomografi görüntülemesinde paranazal sinüslerde mukozal kalınlaşma, sol premaksiller ve preorbital bölgede deri deri altı yumuşak dokuda yumuşak doku şişliği mevcut şeklinde raporlanmıştı. Kulak burun boğaz tarafından fizik muayene ve görüntüleme sonuçlarıyla mukormikozis ön tanısı düşünüldü. Tarafımızca amfoterisin b 3 mg/kg/gün başlandı ve cerrahi debritman önerildi. Kulak burun boğaz tarafından operasyon planlanan hastada; hasta yakınlarından ameliyat onamı alınamadığı için cerrahi müdahale yapılamadı. Genel durumu kötüleşen ve entübe edilen hasta 2 gün sonra eks oldu. Sonuç: Mukormikoz, zygomycetes sınıfının mucorales takımında bulunan mucor, rhizopus, rhizomucor ve absidia cinsi küf mantarlarının neden olduğu organ ve doku tutulumuyla karakterize invazif bir fungal enfeksiyondur. Özellikle kontrol altına alınamamış diyabet, hematolojik maligniteler, uzun süreli immünosüpresif veya kortikosteroid tedavi başlıca predispozan faktörlerdir. En sık klinik formlar rinoorbitoserebral, pulmoner ve kutanöz mukormikozdur. Bulaşma genellikle doğada yaygın olarak bulunan küf mantarlarının inhalasyonu yoluyla olur. Sağlıklı kişilerde küf mantar sporları fagositler tarafından yok edilirken, immün sistemi baskılanmış veya fagosit disfonksiyonu olan olgularda sporlar damar endoteline invaze olarak enfeksiyona yol açabilirler. Kesin tanı için şüpheli nazal ve/veya oral mukozal lezyonlardan derin biyopsi örneği alınmalıdır. Taze doku örnekleri histopatolojik ve mikrobiyolojik yöntemlerle incelenerek septumsuz, rastgele dallanan hiflerin görülmesi, sabouraud dekstroz agar besiyerinde üreyen kolonilerin makroskopik ve mikroskopik incelemesi sonucu mukormikoz tanısı konulmaktadır. Hastamız cerrahi müdahaleye izin vermediği için histopatolojik tanısı konulamamıştır. Diyabet gibi immünosüpresif hasta gruplarında mukor açısından allert olmak yüksek mortaliteye sahip olması açısından oldukça önemlidir. [ABSTRACT FROM AUTHOR]

Copyright of Mediterranean Journal of Infection, Microbes & Antimicrobials is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Copyright of Mediterranean Journal of Infection, Microbes & Antimicrobials is the property of Galenos Yayinevi Tic. LTD. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)

Amaç: İnvazif fungal enfeksiyonların (İFE) remisyon indüksiyon tedavisi alan akut miyeloid lösemi (AML) tanılı hastalarda ciddi morbidite ve mortaliteye yol açması, profilaktik tedavi yaklaşımının önemini arttırmaktadır. Yaptığımız bu çalışmada AML tanılı hastaların remisyon indüksiyon tedavisi sırasında antifungal profilakside kullanılan posakonazol ve itrakonazolün etkinliğinin karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda bir üniversite hastanesinde Ocak 2015 ve Aralık 2019 tarihleri arasında, yeni AML tanılı remisyon indüksiyon tedavisi alan 67 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Bu hastaların 34'ü posakonazol, 33'ü ise itrakonazol antifungal profilaksisi almıştı. Hastaların sosyo-demografik özellikleri, kemoterapi türü, hastanede yatış gün sayısı, kemoterapi türü, nötrofil sayısı, nötropenik gün sayısı ve profilaksi gün sayısı değerlendirildi. Tüm hastalar İFE gelişmesi açısından incelendi. Posakonazol ve itrakonazol gruplarında profilaksi altındayken İFE gelişme insidans oranları, 30 ve 100 günlük sağkalım oranları karşılaştırıldı. Bulgular: Toplam 67 hastanın yaş ortalaması 51,1±15,28 idi. Posakonazol grubunun 24'ü (%70,6) erkek, 10'u ise (%29,4) kadındı. İtrakonazol grubunun ise 25'i (%75,8) erkek, 8'i (%24,2) ise kadındı. Posakonazol grubunun ortalama 15,9±7,02, itrakonazol grubunun ise 15,7±6,01 gün profilaksi aldığı görüldü. Posakonazol grubunun nötropenik gün sayısı ortalaması 19,3±9,93, itrakonazol grubunda ise 20,5±10,58 idi. Posakonazol grubunda 12 (%35,2), itrakonazol grubunda ise 20 (%60,6) hastada İFE gelişti. Yapılan çok değişkenli regresyon analizinde antifungal profilakside kullanılan posakonazolün itrakonazole göre İFE riskini istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalttığı görüldü (OR: 4,54, %95 GA: 1,16-17,77, p=0,030). Yüz günlük sağkalım karşılaştırıldığında; posakonazol grubunda 5 (%14,7), itrakonazol grubunda ise 14 (%42,4) hasta hayatını kaybetti (p=0,012). Ölüm sebeplerinin İFE ile ilişkisi incelendiğinde; posakonazol grubunda 1 (%2,9) hasta, itrakonazol grubunda ise 4 (%12,1) hastanın ölümü İFE ile ilişkili olarak saptandı (p=1,000). Sonuç: Antifungal profilakside kullanılan posakonazol tablet formunun diğer antifungal profilaksi ilaçlarıyla karşılaştırmalı çalışmalarının literatürde az sayıda olduğu görülmektedir. AML hastalarında remisyon indüksiyon tedavisinde posakonazol profilaksisinin itrakonazole göre tercih edilmesi İFE'yi önlemede daha etkili olacaktır. [ABSTRACT FROM AUTHOR]