Search

Giriş: Bu çalışmanın amacı retrograd intrarenal cerrahi (RIRS) tekniği uyguladığımız üst üriner sistem taşı bulunan pediatrik hastaların sonuçlarını değerlendirmektir. Yöntemler: Temmuz 2014 - Temmuz 2019 tarihleri arasında RIRS uygulanan 18 yaşından küçük hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik verileri, taş lokalizasyonu-sayısı-boyutu ve dansitesi, renal anomali varlığı, hastanede kalış süresi, komplikasyon varlığı ve taşsızlık oranları incelendi. Bulgular: Çalışmaya RIRS uygulanan 37 çocuk çalışmaya dahil edildi. Toplam taşsızlık oranı %91,9 (n=34) elde edildi. Clavien 1-2 komplikayon %18,9 (n=7) gözlendi. Ortalama yatış süresi 1,08 ± 0,36 (1-3) gün idi. Sonuç: RIRS tekniği, endoürolojideki teknolojik gelişmeler sayesinde çocuk hastalarda kullanımı artmıştır. Deneyimlerimiz, çocuklarda üst üriner sistem taşlarının tedavisinde RIRS'ın güvenli ve etkili olduğunu desteklemektedir., Introduction: The objective of this study is to evaluate the results of pediatric patients with upper urinary tract stones where we applied the retrograd intrarenal surgery (RIRS) technique. Methods: We retrospectively reviewed the files of patients younger than 18 years who underwent RIRS between July 2014 and July 2019. The demographic data of the patients, stone location-number-size and density, presence of renal anomalies, duration of hospital stay, presence of complications and stone-free rates were analyzed. Results: The study included 37 patients who underwent RIRS. The total stone-free rate was 91.9% (n=34). Clavien 1-2 complications were observed in 18.9% (n=7). The mean hospitalization period was 1.08 ± 0.36 (1-3) days. Conclusion: Retrograde intrarenal surgery technique has increased in pediatric patients due to technological advances in endourology. Our experience supports that RIRS is safe and effective in the treatment of upper urinary tract stones in children.

Şiddetli akut solunum sendromu koronavirüsü - 2 (SARS-CoV-2), Çin’in Wuhan eyaletinden yayılmış ve global bir pandemiye yol açmıştır. Virüs öncelikle solunum yollarını etkilese de ürogenital sistemde etkileri ile ilgili çalışmalar mevcuttur. SARS-CoV-22 virüsünün semende olması, cinsel temasla bulaş ve bu virüsün sperm kalitesine etkisi hala net değildir. COVID-19'dan iyileşen erkeklerle ilgili çalışmalar yapılmıştır; fakat erkek üreme sistemine olası etkileri ve bulaş yolunu aydınlatabilmek için büyük ölçekli topluluk temelli çalışmalara ihtiyaç vardır. Biz bu yazı ile COVID-19’un üreme sağlığı üzerine etkilerini derlemeyi amaçladık., Severe acute respiratory syndrome coronavirus - 2 (SARS-CoV-2) spread from Wuhan province of China and caused a global pandemic. Although the virus primarily affects the respiratory tract, studies on its effects on the urogenital system are present. The presence of the SARS-CoV2 virus in semen, sexual transmissibility, and impact of this virus on sperm quality is still uncertain. Several studies have examined men recovering from COVID-19, but large-scale community-based testing is needed to ascertain the effects on the male reproductive tract, and the potential for transmission way. With this article, we aimed to compile the effects of COVID-19 on reproductive health.