58 results on '"DİNÇER, Duygu"'
Search Results
2. Parental Competence, Parenting Stress, Family Harmony, and Perceived Available Support among Mothers with Children Aged 3-6 Years
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary and TUNÇ, Emine Burcu, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. The Direct and Indirect Effects of Positive Future Expectations on Psychological Well-Being of College Students: Quiet Ego as A Mediator
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary and AKBULUT KILIÇOĞLU, Nur, additional
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Existential Unconscious
- Author
-
Dincer, Duygu and Leeming, David A., editor
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
5. Facing Death
- Author
-
Dincer, Duygu and Leeming, David A., editor
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
6. Sophia-Analysis
- Author
-
Dincer, Duygu and Leeming, David A., editor
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
7. MAÇOLUK ÜZERİNE PSİKO-EDEBÎ BİR İNCELEME: SAFİYE EROL’UN HİKÂYELERİNDE MAÇO ARKETİPLERİ
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
8. Psychometric Properties of Turkish Version of the Problematic Gambling Severity Index in Patients with a Diagnosis of Gambling Disorder
- Author
-
ALTINTAŞ, Merih, primary, TUNÇ, Emine Burcu, additional, DİNÇER, Duygu, additional, ÖZDENLER, Merve, additional, HUNCA OLCAY, Ayşe Nazlı, additional, and BARIN, Can, additional
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
9. Perceived partner change, closeness, and life satisfaction among women in romantic relationships
- Author
-
Dinçer, Duygu and Eğitim Fakültesi
- Subjects
Üniversite öğrencileri ,Algılanan partner değişimi ,Life satisfaction ,Women ,Ben tasavvuruna ötekini katma ,Yaşam doyumu ,College students ,Kadın ,Inclusion of other in the self ,Perceived partner change - Abstract
Bu çalışmanın amacı romantik ilişkisi olan kadınlarda algılanan partner değişimi, ben tasavvuruna ötekini katma (yakınlık) ve yaşam doyumu arasındaki ilişkileri incelemektir. Çalışmada algılanan partner değişimi ve yaşam doyumu arasındaki ilişkide ben tasavvuruna ötekini katmanın aracı bir rolü olup olmadığı test edilmiştir. Araştırma verileri, yaşları 19-22 arasında değişmekte olan ve romantik ilişki içinde bulunan 203 kadın katılımcıdan elde edilmiştir. Katılımcıların ilişki durumları flört ya da nişanlıdır; ilişki süreleri bir ile beş yıl arasında değişmektedir. Verilerin toplanmasında demografik bilgi formu, Romantik İlişkilerde Algılanan Partner Değişimi Ölçeği, Ben Tasavvuruna Ötekini Katma Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde değişkenler arası ilişkileri değerlendirmek amacıyla Pearson çarpım moment korelasyon katsayısına başvurulmuştur. Ben tasavvuruna ötekini katmanın, algılanan partner değişimi ve yaşam doyumu arasındaki ilişkideki aracılık rolünü incelemek üzere PROCESS Macro analizinden (Model 4) ve bootstrapping yönteminden yararlanılmıştır. Korelasyon analizi sonuçları yaşam doyumunun algılanan benlik değişimi ve ben tasavvuruna ötekini katma ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Aracılık analizi sonuçları öngörülen modeli doğrulamıştır ve ben tasavvuruna ötekini katmanın algılanan partner değişimi ile yaşam doyumu arasındaki ilişkide aracı bir rolü olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgular ben tasavvuruna ötekini katmanın algılanan partner değişimi ve yaşam doyumu arasında bilişsel ve duyuşsal bir düzenleyici işlevi görebileceğine işaret etmektedir. Çalışma kapsamında elde edilen bulgular, yakın ilişkiler alanyazını ışığında tartışılmıştır., This study examined the relationship between perceived partner change, inclusion of other in the self (closeness), and life satisfaction among women who were involved in a romantic relationship. In this study, inclusion of other in the self was investigated as a mediator concerning the link between perceived partner change and life satisfaction. Data was obtained from 203 women participants who were involved in a romantic relationship. Participants ranged in age from 19 to 22 and they were in a dating relationship or engaged relationship. The relationship length of participants varied from one year to five years. In data collection, a demographic survey and several other scales, including the Perceived Partner Change in Romantic Relationships Scale, Inclusion of Other in the Self Scale, and the Satisfaction with Life Scale were used. In the stage of data analysis, Pearson's correlation coefficient analysis was used to assess initial relationships of the variables while mediational analysis was performed to investigate the mediating role of inclusion of other in the self in the relationship between perceived partner change and life satisfaction through PROCESS Macro analysis (Model 4) and bootstrapping method. The results of correlation analysis showed that life satisfaction was associated with perceived partner change and inclusion of other in the self. In addition, the results of mediational analysis supported the proposed model and revealed that the inclusion of other in the self mediated the relationship between perceived partner change and life satisfaction. These findings indicate that relational closeness serves as a cognitive and emotional regulator between perceived partner change and life satisfaction. All findings obtained from the study were discussed in the light of current close relationships literature.
- Published
- 2021
10. GLORIFICATION OF MASCULINITY, DIFFERENT FACETS OF FEMININITY, AND GENDERED LOVE STYLES IN SÂMIHA AYVERDI’S SHORT STORY “GÜLLÜ”
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary and TEK, Zeynep, additional
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
11. PERCEIVED PARTNER CHANGE, CLOSENESS, AND LIFE SATISFACTION AMONG WOMEN IN ROMANTIC RELATIONSHIPS
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
12. A metaphorical investigation on the concept of guilt among college students
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Suçluluk Duygusu ,College Students ,Metaforlar ,Benlik ,Guilt ,Metaphors ,Üniversite Öğrencileri ,Self - Abstract
Suçluluk duygusu sosyal duygulardan biridir ve kişilerarası ilişkileri düzenlemektedir. Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin suçluluk kavramına ilişkin algılarını metafor analizi yoluyla incelemektir. Çalışmaya 278 üniversite öğrencisi katılmıştır. Elde edilen metaforlar betimsel analiz ve içerik analizi yöntemleriyle analiz edilmiştir. Araştırma sonuçları suçluluk duygusuna ilişkin metaforların üç tema ve on üç alt kategori altında toplandığını göstermiştir. Bu sonuçlara göre suçluluk duygusu hata yapma, norm ihlali ve olumsuz değerlendirilme durumlarında ortaya çıkmaktadır. Bu duyguya davranış ve zarar odaklı değerlendirmeler, benlikle ilgili değerlendirmeler, pişmanlık, vicdani rahatsızlık ve huzursuzluk, acı çekme, zihin karmaşası, yakalanma ve ceza korkusu ve kurtulma isteği eşlik etmektedir. Son olarak, suçluluk duygusu insanları itiraf, telafi ve kalıcı iz deneyimlemeye sevk etmektedir. Araştırma bulguları ilgili alanyazın ışığında tartışılmıştır. The feeling of guilt is one of the social emotions and it regulates interpersonal relationships. The aim of this study was to examine college students’ perceptions of the concept of guilt through metaphor analysis. Two hundred seventy-eight college students participated in the study. The obtained metaphors were analyzed by descriptive and content analysis methods. The findings revealed that the metaphors were grouped under three themes and thirteen subcategories. According to results, guilt was evoked by mistakes, transgressions and negative evaluations by others. Also, the feeling of guilt was accompanied by behavior-harm-focused evaluations, self-focused evaluations, regret, a pang of conscience and restlessness, confusion, fear of punishment and being caught, and a desire to getting rid of the situation. And finally, the feeling of guilt motivated people to experience confession and reparation and, a persistent trace. Findings of the study were discussed in light of the current literature.
- Published
- 2019
13. Romantik ilişkisi olan kadınlarda uyma, özgecil aşk ve benlik budanması
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Özgecil Aşk ,Benlik Budanması ,Romantik İlişkiler ,Uyma ,Kadın - Abstract
Bu çalışmanın amacı beliren yetişkinlik döneminde olan ve hâlihazırda romantik bir ilişki içinde bulunan kadınlarda uyma değeri ile benlik budanması arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide özgecil aşkın aracı rolünü incelemektir. Schwartz’ın Değer Kuramı’ndaki on değerden biri olan uyma, başkalarının canını sıkabilecek veya onlara zarar verebilecek; kişisel ya da sosyal norm ve beklentileri ihlal edebilecek eylem, eğilim ve dürtüleri sınırlandırmayı içermektedir. Bu değer, benliği en sık etkileşimde bulunulan kişilerin beklentilerini karşılamaya yöneltmektedir. Uyma değeri ile ilişkili olduğu öngörülen benlik budanması ise İki Boyutlu İlişkisel Benlik Değişimi Kuramı’nda pozitif yöndeki benlik değişimi süreçlerinden birini temsil etmektedir. Bu değişim, romantik ilişki deneyimi sırasında benliğin olumsuz içeriğinin azalması ve bu yolla pozitif içeriğinde artış olmasıyla ilgilidir. Uyma ve benlik budanması değişkenleri arasındaki ilişkide aracı rol oynayabileceği öngörülen özgecil aşk ise Aşkın Renkleri Kuramı’nda partnerin iyi oluşunu, istek ve ihtiyaçlarını kendininkilerin önünde tutmayı ve bu uğurda acı çekmeyi göze alan vazifeşinas bir aşk tarzını karakterize etmektedir. Araştırmanın örneklemini üniversite öğrenimi görmekte olan 226 kadın oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Portre Değerler Anketi, Aşka İlişkin Tutumlar Ölçeği, İlişkisel Benlik Değişimi Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Değişkenler arası ilişkiler Pearson çarpım moment korelasyon katsayısı, aracılık ilişkisi Sobel testi ile incelenmiştir. Yapılan analizler, beklendiği gibi, uyma değeri ve benlik budanması arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğunu ve bu ilişkide özgecil aşkın aracı rol oynadığını göstermiştir. Elde edilen bulgular ilgili literatür ışığında tartışılmıştır.
- Published
- 2019
14. Soğuk Savaş Döneminde Amerikan Toplumunda Kadın Olmak: Sylvia Plath ın Günceleri nde Toplumsal Cinsiyet
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2020
- Full Text
- View/download PDF
15. CARL R. ROGERS VE ÖĞRENME ÖZGÜRLÜĞÜ: ETKİLİ BİR ÖĞRENME ORTAMININ MİMARI OLARAK ÖĞRETMEN VE ÖĞRETMEN TUTUMLARI
- Author
-
DİNÇER, Duygu
- Subjects
Social ,Carl R. Rogers,öğretmen tutumları,öğrenci,öğrenme ,Sosyal - Abstract
Danışan merkezli terapinin kurucusuolan Carl R. Rogers, eğitim alanında kendine dayalı öğrenmenin gelişmesinekatkıda bulunmuştur. Danışan merkezli terapinin sahicilik, takdir, kabul, güvenve empati gibi kavramlarını eğitim alanına uygulamış ve Öğrenme Özgürlüğü, Kişi Olmaya Dair ve Yarının İnsanı gibi eserleriyoluyla öğretmen ve öğrenci arasındaki otantik ilişkinin önemine dikkatçekmiştir. Bahsi geçen çalışmalarında ayrıca sınıf ortamındaki öğretmentutumlarına odaklanmıştır. Rogers’ın görüşleri hâlâ hem modern psikoterapi hemde eğitim alanındaki uygulamaları etkilemeye devam etmektedir. Bu çalışma Rogers’ın öğrenciöğrenmelerini kolaylaştıran öğretmen tutumları ile ilgili görüşlerinitanıtmayı, bu fikirleri varoluşçu yaklaşımlar ışığında tartışmayı ve bu yollaeğitim ortamlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
- Published
- 2019
16. ROMANTİK İLİŞKİSİ OLAN KADINLARDA ALGILANAN PARTNER DEĞİŞİMİ, YAKINLIK VE YAŞAM DOYUMU.
- Author
-
DİNÇER, Duygu
- Subjects
- *
LIFE satisfaction , *PEARSON correlation (Statistics) , *DEMOGRAPHIC surveys , *SATISFACTION , *LIFE partners , *STATISTICAL correlation - Abstract
This study examined the relationship between perceived partner change, inclusion of other in the self (closeness), and life satisfaction among women who were involved in a romantic relationship. In this study, inclusion of other in the self was investigated as a mediator concerning the link between perceived partner change and life satisfaction. Data was obtained from 203 women participants who were involved in a romantic relationship. Participants ranged in age from 19 to 22 and they were in a dating relationship or engaged relationship. The relationship length of participants varied from one year to five years. In data collection, a demographic survey and several other scales, including the Perceived Partner Change in Romantic Relationships Scale, Inclusion of Other in the Self Scale, and the Satisfaction with Life Scale were used. In the stage of data analysis, Pearson's correlation coefficient analysis was used to assess initial relationships of the variables while mediational analysis was performed to investigate the mediating role of inclusion of other in the self in the relationship between perceived partner change and life satisfaction through PROCESS Macro analysis (Model 4) and bootstrapping method. The results of correlation analysis showed that life satisfaction was associated with perceived partner change and inclusion of other in the self. In addition, the results of mediational analysis supported the proposed model and revealed that the inclusion of other in the self mediated the relationship between perceived partner change and life satisfaction. These findings indicate that relational closeness serves as a cognitive and emotional regulator between perceived partner change and life satisfaction. All findings obtained from the study were discussed in the light of current close relationships literature. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
17. Ergenlerde karakter güçleri ve iyi oluş
- Author
-
Demirci, İbrahim, Ekşi, Halil, Dinçer, Duygu, Ekşi, Füsun, and Dinçer, Duygu
- Subjects
Değerler Eğitimi ,Positive Psychology ,Pozitif Psikoloji ,Character Strengths ,Well-Being ,Karakter Güçleri ,Values Education ,İyi Oluş - Abstract
Amaç: Son yıllarda okullarda değerler eğitimi projeleriyle birlikte değerlerin ve karakter güçlerinin gelişimiyle ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Karakter güçleri insanın duygu, düşünce ve davranışlarında kendini gösteren olumlu özellikler şeklinde ifade edilebilir. Alanyazında karakter güçleriyle ilgili çeşitli sınıflandırmalar bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri 6 erdem ve 24 karakter boyutundan oluşan Karakter Güçleri sınıflamasıdır. Karakter gelişimiyle ilgili bir diğer sınıflama ise ergenlikteki karakter gelişimi üzerine odaklanmaktadır. Bu sınıflandırma kararlılık, alçakgönüllülük, iyimserlik, nezaket, yakınlık, sakinlik, cesaret, bilgelik, maneviyat, affedicilik ve dürüstlük olmak üzere 11 boyuttan oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar karakter gelişiminin insanın iyi oluşuna katkı sağladığını destekler yönde bulgular ortaya koymaktadır. Bu araştırmalarda özellikle Martin Seligman’ın insanın iyi oluşunu farklı bileşenleriyle ele alan PERMA modeli dikkat çekmektedir. Bu model iyi oluşun olumlu duygular, bağlanma, olumlu ilişkiler, anlam ve başarı olmak üzere beş yapıdan meydana geldiğini öne sürmektedir. Alanyazında PERMA modelinin, ergenlerdeki iyi oluşu test etmek üzere EPOCH adı verilen yeni bir versiyonu bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkileri incelemektedir. Yöntem: Karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkiler ilişkisel tarama modeli ile incelenmiştir. Hangi karakter güçlerinin iyi oluşu anlamlı bir şekilde yordadığına ilişkin bulgular yapısal eşitlik modellemesiyle test edilmiştir. Araştırmanın örneklemi 216 lise öğrencisinden oluşmuştur. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaşları 14 ile 18 arasında değişmektedir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Karakter Gelişim İndeksi ve EPOCH Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Korelasyon analizleri karakter gelişimi ve iyi oluş arasındaki ilişkilerin r = .30 ile r = .60 (p < .001) arasında değiştiğini göstermektedir. Kararlılık, ilişkililik ve iyimserlik boyutları iki boyutta da yer almaktadır. Bu nedenle bu boyutlar karakter gelişimi modelinden çıkartılmıştır. Geriye kalan 8 karakter özelliğinin iyi oluşu nasıl yordadığına ilişkin bir yapısal eşitlik modeli kurulmuştur. Kurulan modelde bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik karakter güçlerinin iyi oluşu anlamlı bir şekilde yordadığı bulunmuştur. Modelin uyum iyiliği indeksleri kabul edilebilir düzeyde bulunmuştur. Daha sonra 5.000 yeniden örnekleme ile bootstrapping analizi kullanılarak katsayıların güven aralıkları hesaplanmıştır. Analiz sonuçları bootsrap katsayıların % 95 güven aralıklarının alt ve üst sınırlarının sıfırı kapsamadığını göstermiştir. Sonuç: Karakter güçlerinin iyi oluşu yordadığı modelin uyum iyiliği indekslerinin kabul edilebilir düzeyde olduğu bulunmuştur. Bootstrapping analizi sonuçları bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik karakter güçlerinin iyi oluş üzerindeki etkilerinin anlamlı olduğunu göstermiştir. Araştırma bulgularına göre bilgelik, maneviyat, sakinlik, iyilikseverlik ve affedicilik arttıkça iyi oluş da artmaktadır. Okullarda yürütülen değerler eğitimi projeleri hem yaşayan değerlerin öğrencilere öğretilmesi hem de öğrencilerin iyi oluşunu arttırılması açısından faydalıdır. Ancak Türkiye’de halihazırdaki değerler eğitimi programları çoğu zaman plansız bir şekilde yapılmaktadır ve etkililik değerlendirmeleri yapılmamaktadır. Bu durum uygulamacılar ve uzmanlar tarafından yeniden gözden geçirilmelidir. Ayrıca değerler eğitimi programlarının etkililiğini arttırmak için Hasan Bacanlı tarafından geliştirilen Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı’ndan da faydalanılabilir. Şimdiki araştırmanın bulgularına dayalı olarak bilgeliğe, maneviyata, sakinliğe, iyilikseverliğe ve affediciliğe odaklanan değerler eğitimi programlarının iyi oluş çalışmalarıyla desteklenmesi halinde öğrenciler üzerinde daha etkili olacağı söylenebilir. Problem: In recent years, studies have been carried out on the development of values and character features in schools, together with values education projects. Character features can be defined as positive qualities that manifest themselves in human thoughts, emotions, and behaviors. In the existing psychology literature, there are various classifications related to character features. One of the most important of them is the Classification of Character Strengths, which includes 6 virtues and 24 character dimensions. Another classification focused on the character development in adolescence. This classification consists of 11 dimensions, namely: kindness, spirituality, perseverance, forgiveness, optimism, wisdom, courage, peace, love, honesty, humility. The recent studies revealed that character development contributes to human well-being. In these studies, especially Martin Seligman’s PERMA model addressing the different components of human well-being is remarkable. This model suggests that flourishing arises from five well-being constructs namely, positive emotions, engagement, relationships, meaning, and accomplishment. Adolescents version of the PERMA model is called EPOCH. This study aimed to examine the relationship between character growth and well-being. Method: Relational screening model was used to determine the relationships between character growth and well-being. Findings of which character strengths significantly predict well-being were tested by structural equation modelling. The participants consisted of 216 high school students. Their ages ranged from 14 to 18. Data were collected via Character Growth Index and EPOCH measure. Findings: Correlation analyses revealed that the relationships between character growth and well-being ranged from r = .30 to r = .60 (p
- Published
- 2018
18. Sadakat, 'edep çemberi' ve 'can terbiyesi'
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Edep Çemberi ,Sadakat ,Can Terbiyesi - Abstract
Değerli okurlar, bu sayımızda sadakat konusunu değerli mutefekkiremiz Safiye Erol Hanımefendiden odunclemeler yaparak irdeleyeceğiz. Zira Erol’un, 1 Ağustos 1959 tarihinde Turk Yurdu’nda yayımlanan ve yakın bir zaman once Makaleler adlı kitapta okurlarıyla buluşturulan makalesinde sadakatle cok sıkı ilişki icinde olduğunu duşunduğumuz iki kavramdan soz edilmektedir: “Edep çemberi ve “can terbiyesi.”
- Published
- 2018
19. Cinsiyetlendirilmiş duygular: Stefan Zweig’ın Bir Yüreğin Ölümü adlı eserinde onur ve utanç
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Utanç ,Onur ,Bir Yüreğin Ölümü ,Cinsiyetlendirilmiş Duygular ,Stefan Zweig - Abstract
Amaç: Birçok duygu sosyal, kültürel ve politik olarak cinsiyetlendirilmiştir. Bu çalışmanın konusu olan utanç ve onur duyguları da kadın ve erkek yaşamında farklı kamusal ve özel beklentiler doğrultusunda tezahür ettiği ve farklı anlamlar yüklendiği için cinsiyetlendirilmiş duygular kategorisinde değerlendirilmektedir. Bu duygular, kadınlar söz konusu olduğunda ağırlıklı olarak cinsellik ve cinsel davranışlarla ilişkilendirilirken erkekler söz konusu olduğunda mal ve itibar kaybı, sözel ya da fiziksel şiddete uğrama hali, aile fertlerinden birinin cinsel, ekonomik vb. açıdan aile itibarına gölge düşürecek eylemde bulunması ya da bu tür eylemlere maruz kalması (örneğin tecavüz, iftira vb.) gibi durumlarla ilişkilendirilmiştir (Frevert, 2011). Şimdiki çalışma bahsi geçen cinsiyetlendirilmiş duyguları, edebi bir eser üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda Stefan Zweig’ın (2013/1926) Bir Yüreğin Ölümü adlı eserini ele almaktadır. Öykü, paskalya tatilinde eşi ve kızıyla birlikte İtalya’nın Gardone beldesine tatile giden Salomonsohn adında zengin bir adamın mutsuz hayatını merkeze almaktadır. Yoğun psikolojik tahliller içeren eser, Salomonsohn’un kendisine ve yakın çevresine yabancılaşma sürecini, şiddetli bir utanç deneyimi üzerinden tasvir etmektedir. Yöntem: Bu çalışma, odağına utanç ve onur kavramlarını yerleştirerek Bir Yüreğin Ölümü adlı eserin cinsiyet merkezli ve psikolojik bir çözümlemesini yapmaktadır. Bulgular: Yapılan analizler utanç deneyiminin Salomonsohn tarafından iki şekilde deneyimlendiğini göstermektedir. Bunlardan ilki, roman kişisinin kendi eylemlerine bağlı olarak doğrudan; ikincisi bir aile ferdinin evlilik dışı cinsel deneyim yaşamasına dayalı olarak dolaylı bir şekilde gerçekleşmektedir. Bahsi geçen iki utanç kaynağından özellikle ikincisinin roman kişisinin benliğinde şiddetli bir sarsıntıya ve öz-değer yıkımına yol açtığı gözlenmektedir. Kişisel eylemlerden ve olumsuz değerlendirilme kaygısından doğan utanç, Salomonsohn’ın vakitsiz bir saatte otel koridorunda dolaşırken başkaları tarafından görülme ihtimali karşısında gelişmektedir. Bu utanç, kişinin kendini gizlemesi yoluyla telafi edilmektedir. Bir aile ferdinin evlilik dışı cinsel deneyim yaşamış olmasından kaynaklanan utanç ise Salomonsohn’ın 19 yaşındaki kızı Erna’nın geceyi yabancı bir erkeğin otel odasında geçirdiğini fark etmesiyle deneyimlenmektedir. Roman kişisinin bu durumu “yüksek sesle dillendirilemeyecek kadar utanç verici” bulduğu ve “korkunç bir gerçek”, büyük bir “ayıp” ve kabul edilemez bir “kepazelik” olarak değerlendirdiği görülmektedir. Bu değerlendirmeye kızını ve kızıyla birlikte olan kişiyi döverek öldürme yönündeki şiddet fantezileri, öfke duygusu ve dillendirilmemiş cinsel içerikli hakaretler (örneğin “sokak fahişesi”, “kızışkın dişi”, “namussuz kadın” gibi) eşlik etmektedir. Ayrıca bu olayın ardından kızının “saf, temiz, el değmemiş bedeni” roman kişisi için “yabancı, çıplak ve utanmaz bir bedene” dönüşmektedir. Salomonsohn’ın deneyimlediği utancın yoğunluğu da oldukça şiddetlidir. Karşı karşıya kaldığı durumdaki ruh halini “sonsuz karanlıklar içinde bir tabut” olma -ve ölüm acısı- ile eşdeğer görmesi bu yoğunluğun işaretlerinden biridir. Eserde ayrıca roman kişisinin yeterince eğitimli, şık giyimli ve kültürlü olmaması nedeniyle eşi ve kızı tarafından küçük görüldüğü gözlenmektedir. Buna karşın onur duygusu eserde, erkeğin ailesine konforlu bir hayat sunması, şerefli bir soyadı vermesi ve aynı zamanda başarılı bir iş hayatı sürmesi ile karakterize edilmektedir. Anılan özelliklerin başlangıçta mutlu ve refah içinde bir aile yaşamının temeli olduğu düşünülmekle birlikte Erna’nın evlilik dışı ilişkisinin açığa çıkmasıyla başlayan sorgulama sürecinde bu algının değiştiği görülmektedir. Erna’nın davranışı Salomonsohn tarafından aile şerefine ve soyadına gölge düşürücü bir durum olarak değerlendirilmektedir. Sonuç: Sonuç olarak eserde evlilik dışı ilişkinin kadın bedeni, namus, şeref ve kirlenme kavramları üzerinden eleştirilerek utanç duygusuna; refah içinde bir yuvanın erkeğin kamusal alandaki başarısı, ekonomik geliri ve taşıdığı şerefli soyadı üzerinden açıklanarak onur duygusuna işaret ettiği görülmüştür. Bu yönüyle Bir Yüreğin Ölümü adlı eserin cinsiyetlendirilmiş utanç ve onur duygularının anlaşılması açısından dikkate değer bir örnek olduğu söylenebilir.
- Published
- 2018
20. Sevginin yüksek şiir diliyle ifadesi: Mevlânâ ve 'Varlığın Bağı' olarak sevgi
- Author
-
Dinçer, Duygu, İbn Haldun Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü, and Dinçer, Duygu
- Subjects
Mevlana ,Sevgi ,Varlığın Bağı - Abstract
Dinçer, Duygu (IHU Author) Kendine has bir dokusu ve yoğunluğu” olan şiir (Eagleton, 2011, s. 259), insan imgelemenin sınırlarını genişleterek sırlı bir içsel yolculuğun teşekkülüne imkân tanır. Şairi ve okuru benliklerinin efsunlu ve müphem sokaklarında, ışıksız kavşaklarında, kırık dökük kaldırımlarında ya da özlenen vahalarında, arı duru pınarlarında gezdirir. İnsanı kimi zaman bilinçaltındaki açmaya cesaret edemediği posta kutularını açmaya, saklı tuttuğu mektupları okumaya ya da derinlerindeki karanlıklarla savaşmaya sevk eder; kimi zaman da dehşet içinde kendinden kaçmaya ve benliğinin kuytu sokaklarında kaybolmaya sürükler. Metaforik ve alegorik bir dille kaleme alınmış bir ya da iki dize, kişinin benliğinde kimi zaman sayfalarca uzayıp giden bir düzyazıdan daha fazla iz bırakır. Kişinin üzerinde bıraktığı bu tesir, muhtemeldir ki şiirin, hikmet ve ahlak alanıyla kaynaşık oluşuyla alakalıdır.
- Published
- 2018
21. Kürk Mantolu Madonna’da aşk, bağlanma ve toplumsal cinsiyet
- Author
-
Dinçer, Duygu, İbn Haldun Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü, and Dinçer, Duygu
- Abstract
Dinçer, Duygu (IHU Author) Romantik ilişkilerin bozulmasına ya da ayrılıklara verilen tepkiler çeşit çeşittir. Ayrılıklar karşısında bazı insanlar daha yoğun psikolojik ve psikosomatik semptomlar gösterirken bazı insanlar bu durumu daha hafif tepkilerle göğüsleyebilmektedir. Ortaya çıkan tepkilerde elbette ayrılığın istemli mi istemsiz mi, beklendik mi beklenmedik mi olduğu da önemlidir. Çünkü̈ ayrılığı travmatik bir deneyim olarak yaşantılayan kişilerde yoğun bir keder ve öfke, olumsuz biliş, düşük yaşam doyumu, zayıf fiziksel sağlık ve depresyon gibi semptomlar görülebilirken (bkz. Boelen ve Reijntjes, 2009; Rhoades, Kamp Dush, Atkins, Stanley ve Markman, 2009; Monroe, Rohde, Seeley ve Lewinsohn, 1999; Sbarra ve Emery, 2005; Sbarra, Law ve Poertley, 2011) istemli ayrılık yaşayan kişilerde, tam tersi, bir rahatlama ve yaşamsal genişleme hissi belirebilmektedir. Bu psikolojik süreçleri edebî ürünler üzerinden de gözlemlemek mümkündür. Ayrılığı takiben ortaya çıkan olumsuz panoramayı edebiyatımızda en iyi örnekleyen metinlerden biri şüphesiz ki Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna adlı eseridir. Sabunculuk öğrenmek üzere gençlik yıllarında ailesi tarafından Almanya’ya gönderilen ve bir süre Berlin’de yaşayan Raif Efendi ile aslen Çek olan ancak o sıralarda Berlin’de ikamet eden genç ressam Maria Puder’in aşk hikâyesini işleyen eser, psikoloji araştırmacılarına, tahlil etmek üzere zengin bir muhteva sunmaktadır. Okumakta olduğunuz çalışma da bu muhtevayı yakın ilişkiler psikolojisi disiplininin merceğiyle incelemeyi amaçlamaktadır.
- Published
- 2018
22. Evlilik İlişkisinin Gizil Güçleri: Özgecil Aşk, Acının Dönüştürücü Gücü ve Fedakârlık Doyumu
- Author
-
DİNÇER, Duygu and AYDOĞAN, Didem
- Subjects
Social ,Satisfaction with sacrifice,sacrifice behaviors,agape,transformative power of suffering,gender ,Fedakârlık doyumu,Fedakârlık davranışları,Özgecil aşk,Acının dönüştürücü gücü,Cinsiyet ,Sosyal - Abstract
The first aim of this study was to explore whichkind of sacrifice behaviours are performed in marital relationship and whetheror not they differentiate into gender. The second was to examine the relationshipbetween satisfaction with sacrifice and agapic love, and the mediating effectof transformative power of suffering on this relationship. Data were collectedfrom 318 married individuals. The findings based on the first aim of this studyrevealed that sacrifice behaviours were grouped under two themes, dailysacrifices (such as errands, communication and interaction) and majorsacrifices (such as changing job and home city). The findings based on thesecond aim of this study showed that there were positive relationships betweenagapic love, transformative power of suffering, and satisfaction withsacrifice. Also, it was found that agapic love directly and indirectly (throughthe mediating effect of transformative power of suffering) predicted satisfactionwith sacrifice., Bu çalışmanın ilk amacı, evlilik ilişkisinde ne tür fedakârlıkdavranışları sergilendiğini ve bu davranışların cinsiyete göre farklılık gösteripgöstermediğini keşfetmektir. İkinci amacı ise evlilik ilişkisinde sergilenenfedakârlık davranışlarından alınan doyum ile özgecil aşk arasındaki ilişkiyi vebu ilişkide acının dönüştürücü gücünün aracı etkisini incelemektir. Araştırmada318 evli katılımcıdan veri toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, fedakârlıkdavranışlarının gündelik fedakârlıklar (örneğin günlük işler, iletişim veetkileşim) ve büyük fedakârlıklar (örneğin işini ve yerleşim yerini değiştirmegibi) olmak üzere iki tema altında gruplandığını göstermiştir. İkinci amaçdoğrultusunda elde edilen sonuçlar özgecil aşk, acının dönüştürücü gücü vefedakârlık doyumu arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğunu ortayakoymuştur. Ayrıca özgecil aşkın, fedakârlık doyumunu doğrudan ve dolaylı olarak(acının dönüştürücü gücü aracılığıyla) yordadığı saptanmıştır.
- Published
- 2019
23. Sylvia Plath'ın yapıtlarının tarihsel koşullar ve toplumsal cinsiyet ışığında incelenmesi
- Author
-
Dinçer, Duygu, Soydan Erdemir, Aynur, and Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Ideal woman ,Western Linguistics and Literature ,Sociology ,Cold war ,Psychology ,Infertility-female ,Batı Dilleri ve Edebiyatı ,Sosyoloji ,After the cold war - Abstract
Bu çalışmada Sylvia Plath'ın aile içi ilişkileri, tarihsel ve politik tanıklıkları ve toplumsal cinsiyete ilişkin sorgulamaları incelenmiştir. Çalışma `Plath'ın Aile Hayatı`, `Plath'ın Tarihsel ve Politik Tanıklıkları` ve `1950'li Yıllarda ABD'de Kadın Olmak: Plath'ın Toplumsal Cinsiyete İlişkin Sorgulamaları` olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde, Plath ailesinin fertleri (Otto Plath, Aurelia Plath, Sylvia Plath ve Warren Plath) tanıtılmış ve onların Plath ile ilişkileri incelenmiştir. İkinci bölümde, Plath'ın İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerine ilişkin tanıklıkları eserleri aracılığıyla irdelenmiştir. Bu kapsamda İkinci Dünya Savaşı'nın, Nazi Almanya'sı ve Yahudi soykırımının, Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan Amerikan atom bombalarının ve Soğuk Savaş'ın Plath'ın eserlerindeki yansımaları ortaya konulmuştur. Üçüncü bölümde ise 1950'li yılların ABD'sindeki ideal kadın tipi ve Plath'ın toplumsal cinsiyete ilişkin sorgulamaları incelenmiştir. Bu bağlamda çatışan aşk tarzları, bakirelik/el değmemişlik tabuları, ikinci cins olma ve erkek yaşamına öykünme, kadının evlilik içindeki konumu, eş seçimi ve feminist ya da `kız kurusu` olarak anılma korkuları, cinsel politika, güzellik ve beden imgesi, evlilik ve kariyer çatışması, annelik ve çocuk sahibi olma ve aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine dayalı iş bölümü temaları ele alınmıştır. In this study, family relationships, historical and political witnesses, and gender questionings of Sylvia Plath were examined. The study consisted of three chapters titled `Plath's Family`, `Historical and Political Witnesses of Plath`, and `Being a Woman in the 1950s USA: Gender Questionings of Plath.` In the first chapter, the members of Plath's family were introduced (Otto Plath, Aurelia Plath, Sylvia Plath, and Warren Plath) and their relationships with Plath were investigated. In the second chapter, historical and political witnesses of Plath during The Second World War and Cold War were addressed through her works. In this context, the reflections of the Second World War, Nazi Germany and the Holocaust, the American atomic bombs thrown to Hiroshima and Nagasaki, and the Cold War in her Works were presented. In the third chapter, the ideal women's type of the 1950s USA and gender questionings of Plath were examined. In this sense, conflicting love styles, taboos on virginity, second sex and jealousy for male life, the position of women in marriage, the choice of spouse and fears of calling a feminist or a spinster, sexual politics, beauty and body image, conflicts between marriage and career, motherhood and childbearing, and traditional gender roles within the family were addressed. 131
- Published
- 2019
24. Evlilik İlişkisinin Gizil Güçleri: Özgecil Aşk, Acının Dönüştürücü Gücü ve Fedakârlık Doyumu
- Author
-
Dinçer, Duygu, primary and Aydoğan, Didem, additional
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
25. ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE SUÇLULUK KAVRAMI ÜZERİNE METAFORİK BİR İNCELEME
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
26. Sadakat, sorumluluk ve bağban olmak
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Sıdk ,Sadakat ,Bağban Olmak ,Sorumluluk - Abstract
Değerli okurlar, Bir önceki sayımızda sadakat ve “sıdkı bütün olmak” konusunda hasbihâl etmiş, ancak meseleye yalnızca kısa bir giriş yapabilmiştik. Bu ve bundan sonraki sayılarda konuyu bir sarmalın katlarını çıkar gibi yavaş yavaş ilerletecek ve sıdkı bütün ilişkilerin teferruatlarını –şimdiki sayımızda olduğu gibi– her defasında biraz daha açarak, ilişkili olduğu diğer kavramlarla biraz daha harmanlayarak genişleteceğiz. Zira sadakat, kıvamını bulmuş bir manevi hüviyete erişmek için zihnin ve gönlün gündeminde her dem taze tutulması gereken önemli bir kavramdır. Aynı zamanda değerli mütefekkirimiz Sâmiha Ayverdi’den ödünçlersek, “hayat karanlığını ışıklandıran meşale”yi taze ve diri turan en önemli insani hasletlerden biridir, sadakat.
- Published
- 2017
27. Dehşet Yönetimi Kuramı’nda yaşam ve ölüm
- Author
-
Dinçer, Duygu, Dinçer, Duygu, and İbn Haldun Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
- Subjects
Yaşam ve Ölüm ,Dehşet Yönetimi Kuramı - Abstract
Dinçer, Duygu (IHU Author) İnsanın nihai yazgısı olan ölüm geçmişten günümüze, kurgudan gerçeğe, resimden efsaneye, çocukluktan erişkinliğe yaşamın her alanında ve her sahnesinde belirmekte; zihnin gündemini bilinç ya da bilinçdışı düzeyde meşgul etmektedir. Munch’un “Scream” ini, Klimt’in “Death and Ufe"ını, Tolstoy’un “Ivan Illich’in Ölümü” nü, Kierkegaard’ın “Korku ve Titreme"sini ya da Dostoyevski’nin “Ölü Bir Evden Hatıralarımı etkileyici kılan belki de yalnızca uyandırdıkları estetik duygular değil, zihnin açık ya da örtülü yollardan ölümle meşgul olma hâlidir.
- Published
- 2017
28. Sadakat ya da 'sıdkı bütün' olmak üzerine
- Author
-
Dinçer, Duygu and Dinçer, Duygu
- Subjects
Sıdk ,Sadakat ,Evlilik ,Tasavvuf - Abstract
Değerli okurlar, Açık Medeniyet Gazetesi’nin ikinci sayısıyla birlikte sizlerle bir metin üzerinden ilk kez hasbihâl etme şansını yakalamış bulunuyorum. Şüphesiz ki bu, büyük bir mutluluk kaynağı benim için. Zira inanıyorum ki insanlar sözcükler yoluyla birbiriyle “tanış” olabilir ve yine sözcükler yoluyla birbirinin mana dünyasının kapılarını aralayabilir. Burada sizlerle buluşacağım her bir yazıda mümkün olduğunca insan ilişkilerinin mihenk taşı olan kavramlar üzerinde durmaya, bu kavramlar üzerinden insan olmaklığın/ahlaki bir şahsiyet olmaklığın özündeki aslî unsurları ele almaya çalışacağım.
- Published
- 2017
29. The Validity and Reliability of Turkish Version of Fear of Happiness Scale
- Author
-
DEMİRCİ, İbrahim, EKŞİ, Halil, KARDAŞ, Selami, and DİNÇER, Duygu
- Subjects
Eğitim, Bilimsel Disiplinler ,Happiness,fear of happiness,validity,reliability,confirmatory factor analysis ,Mutluluk,mutluluk korkusu,geçerlik,güvenirlik,doğrulayıcı faktör analizi ,Education, Scientific Disciplines - Abstract
The aim of this study was to adapt The Fear of Happiness Scale developed by Jashanloo in2013 into Turkish and to examine validity and reliability of the scale. The sample of this studyconsisted of 283 university students. The results of confirmatory factor analysis demonstratedthat the five items loaded on one factor and the uni-dimensional model was well fit. Factorloadings ranged between .71 and .92. The internal consistency reliability coefficient of thescale was calculated as .90. The corrected item-total correlations ranged between .65 and .83.The negative correlations among fear of happiness, life satisfaction and subjective happinesscould be taken as evidence for the criterion-related validity of the FHS. These results show thatFHS is a valid and reliable scale and can be used in scientific studies in Turkey. , Bu çalışmanın amacı Joshanloo tarafından 2013 yılında geliştirilmiş olan Mutluluk KorkusuÖlçeği’ni Türkçe’ye uyarlamak ve ölçeğin geçerlik ve güvenirliğini incelemektir. Çalışmagrubu 283 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Doğrulayıcı faktör analizinde tek boyutlumodelin iyi uyum verdiği görülmüştür. Ölçekteki maddelerin faktör yükleri .71 ile .92 arasındadeğişmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .90 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin maddetoplam puan korelasyon katsayılarının .65 ile .83 arasında değiştiği görülmüştür. Mutlulukkorkusu ile yaşam doyumu ve öznel mutluluk arasındaki negatif korelasyonlar ölçeğin ölçütbağıntılı geçerliğini ortaya koymuştur. Araştırmanın sonuçları Mutluluk Korkusu ÖlçeğininTürkçe formunun geçerli güvenilir bir ölçme aracı olduğunu ve Türkiye’de yürütülecek bilimselaraştırmalarda kullanılabileceğini göstermektedir. 
- Published
- 2017
30. Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2018
- Full Text
- View/download PDF
31. Factors predicting relationship satisfaction and life satisfaction in romantic relationships: The two-dimensional model of relational self-change
- Author
-
Dinçer, Duygu, Ekşi, Halil, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı, and Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Psikolojik yönler ,Eğitim ,Relationship satisfaction ,Psikolojik danışmanlık ,Eğitim ve Öğretim ,Five factor personality model ,Measurement and evaluation ,Türkiye ,Rehberlik, Yükseköğretimde ,Psikoloji ,Romanticism ,Education and Training ,Psychology ,Life satisfaction ,Personality traits ,Relational-interdependent self-construal ,Üniversite ve yüksekokul öğrencileri ,Romantic relationship - Abstract
Bu çalışmanın temel amacı İki Boyutlu İlişkisel Benlik Değişimi Modeli'ni (Mattingly, Lewandowski ve McIntyre, 2014) Türk kültürü bağlamında test etmektir. Bu amaçla öncelikle, İlişkisel Benlik Değişimi Ölçeği (Mattingly vd., 2014) ve Ben Tasavvuruna Ötekini Katma Ölçeği (Aron, Aron ve Smollan, 1992) kültüre uyarlanmış; Türkçe Romantik İlişkilerde Benlik Değişimi Ölçeği (Dinçer, Ekşi ve Aron, 2017) geliştirilmiştir. Ardından iki ayrı yol modeli oluşturulmuştur. Birinci modelde ben tasavvuruna ötekini katma, aşka ilişkin tutumlar (Eros, Agape, Storge, Pragma, Ludus ve Mania), bağlanma tarzları (kaygılı ve kaçınmacı bağlanma) ve benlik yönelimlerinin (ilişki yönelimi ve kendileşme / öz-gelişim yönelimi) benlik değişimi (benlik genişlemesi, benlik daralması, benlik budanması ve benlik kirlenmesi) ve benlik değişimi aracılığıyla yaşam doyumu üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmaya hâlihazırda bir romantik ilişkisi olan 485 Marmara Üniversitesi öğrencisi katılmıştır. Veriler, Demografik Bilgi Formu, İlişkisel Benlik Değişimi Ölçeği (Mattingly vd., 2014), Ben Tasavvuruna Ötekini Katma Ölçeği (Aron vd., 1992), Aşka İlişkin Tutumlar Ölçeği (Hendrick, Hendrick ve Dicke, 1998), Dengeli Bütünleşme-Ayrışma Ölçeği (İmamoğlu, 1998), Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II (Fraley, Waller ve Brennan, 2010) ve Yaşam Doyumu Ölçeği (Diener, Emmons, Larsen ve Griffin, 1985) aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma bulguları ben tasavvuruna ötekini katma, Eros, Pragma ve öz-gelişim / kendileşme yöneliminin benlik genişlemesi üzerinde pozitif yönde, Ludus'un ise negatif yönde etkili olduğunu göstermiştir. Ben tasavvuruna ötekini katma, Eros, ilişki yönelimi ve kendileşme / öz-gelişim yönelimi benlik daralması üzerinde negatif yönde etkilidir. Eros, benlik budanması üzerinde pozitif yönde etkilidir. Ayrıca benlik genişlemesi, benlik budanması, benlik kirlenmesi ve ilişki yönelimi yaşam doyumu üzerinde pozitif yönde etkili iken benlik daralması yaşam doyumu üzerinde negatif yönde etkilidir. İkinci modelde ise temel kişilik özellikleri (dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duygusal dengesizlik ve deneyime açıklık), çelişik duygulu cinsiyetçilik (düşmanca cinsiyetçilik, koruyucu ataerki, cinsiyetler arası tamamlayıcı farklılaştırma ve heteroseksüel yakınlık), benlik düzenleme odakları (korunma ve gelişme odağı) ve bilişsel esnekliğin (alternatifler ve kontrol değişkenleri) benlik değişimi (benlik genişlemesi, benlik daralması, benlik budanması ve benlik kirlenmesi) ve benlik değişimi aracılığıyla ilişki doyumu üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmaya hâlihazırda bir romantik ilişkisi olan 480 Marmara Üniversitesi öğrencisi katılmıştır. Veriler, Demografik Bilgi Formu, İlişkisel Benlik Değişimi Ölçeği (Mattingly vd., 2014), Beş Faktör Kişilik Ölçeği (Benet-Martinez ve John, 1998), Benlik Düzenleme Odağı Ölçeği (Lockwood, Jordon ve Kunda, 2002), Bilişsel Esneklik Envanteri (Dennis ve Vander Val, 2010), Çelişik Duygulu Cinsiyetçilik Ölçeği (Glick ve Fiske, 1996) ve İlişki Değerlendirme Ölçeği (Hendrick, 1988) aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma bulguları korunma odağı ve heteroseksüel yakınlığın benlik genişlemesi üzerinde pozitif yönde, düşmanca cinsiyetçiliğin ise benlik genişlemesi üzerinde negatif yönde etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Korunma odağının benlik daralması üzerinde negatif yönde, gelişme odağının ise benlik daralması üzerinde pozitif yönde etkisi vardır. Gelişme odağı ve heteroseksüel yakınlık benlik budanması üzerinde pozitif yönde etkilidir. Gelişme odağı ve düşmanca cinsiyetçilik benlik daralması üzerinde pozitif yönde etkili iken korunma odağı ve sorumluluk benlik daralması üzerinde negatif yönde etkilidir. Ayrıca benlik genişlemesi ve benlik budanması ilişki doyumu üzerinde pozitif yönde etkili iken benlik daralması ve benlik kirlenmesi ilişki doyumu üzerinde negatif yönde etkilidir. The main aim of this study was to test of the Two-Dimensional Model of Relational Self-Change (Mattingly, Lewandowski, & McIntyre, 2014) in Turkish cultural context. For this purpose, firstly, The Relational Self-Change Scale (Mattingly et al., 2014) and the Inclusion of Other in the Self Scale (Aron, Aron, & Smollan, 1992) were culturally adapted and also, the Turkish Scale of Self-Change in Romantic Relationships (Dinçer, Ekşi, & Aron, 2017) was developed. Then, two different path models were generated. In the first path model, the effects of the inclusion of other in the self (IOS), love attitudes (Eros, Agape, Storge, Pragma, Ludus ve Mania), attachment styles (preoccupied and avoidant attachment styles) and self-orientations (self-development and relatedness) on self-change (self-expansion, self-contraction, self-pruning and self-adulteration) and also, on life satisfaction via self-change were examined. 485 Marmara University students (all currently in a romantic relationship) participated in the study. Data were collected by Demographic Information Sheet, The Relational Self-Change Scale (Mattingly et al., 2014), Love Attitudes Scale (Hendrick, Hendrick, & Dicke, 1998), Experiences in Close Relationships – Revised (Fraley, Waller, & Brennan, 2010), Balanced Integration-Differantation Scale (Imamoğlu, 1998), Satisfaction with the Life Scale (Diene, Emmons, Larsen ve Griffin, 1985). Findings revealed that IOS, Eros, Pragma and self-devlopment orientation have positive effects on self-expansion but Ludus has negative effect on self-expansion. IOS, Eros, relatedness and self-development orientations had negative effects on self-contraction. Eros had positive effect on self-pruning. Also, self-expansion, self-pruning, self-adulteration and relatedness orientations had positive effects on life satisfaction whereas self-contraction had negative effect on life satisfaction.In the second path model, the effects of the basic personality traits (extraversion, agreeableness, neuroticism, conscientiousness, openness to experience), ambivalent sexism (hostile sexism, protective paternalism, heterosexual intimacy, complementary gender differentiation), regulatory focus (prevention and promotion focus) and cognitive flexibility (control and alternatives) on self-change (self-expansion, self-contraction, self-pruning and self-adulteration) and also, on relationship satisfaction via self-change were examined. 480 Marmara University students (all currently in a romantic relationship) participated in the study. Data were collected by Demographic Information Sheet, The Relational Self-Change Scale (Mattingly et al., 2014), Big Five Inventory (Benet-Martinez & John, 1998), Regulatory Focus Scale (Lockwood, Jordon, & Kunda, 2002), Cognitive Flexibility Inventory (Dennis & Vander Val, 2010), Ambivalent Sexism Inventory (Glick & Fiske, 1996) and Relationship Assessment Scale (Hendrick, 1988). Findings revealed that prevention focus and heterosexual intimacy have positive effects on self-expansion but hostile sexism has negative effect on self-expansion. Prevention focus had negative effect on self-contraction but promotion focus had positive effect on self-contraction. Promotion focus and heterosexual intimacy had positive effects on self-pruning. Promotion focus and hostile sexism had positive effects on self-adulteration whereas prevention focus and conscientiousness had negative effects on self-adulteration. Also, self-expansion and self-pruning had positive effects on relationship satisfaction but self-contraction and self-adulteration had negative effects on relationship satisfaction. 287
- Published
- 2017
32. Algılanan Dünya
- Author
-
DÜNYA, Algılanan and DİNÇER, Duygu
- Published
- 2016
33. Türkiye'nin Güvenlik Strateji Belgesi Nasıl Hazırlanmalıdır?
- Author
-
KÜÇÜKŞAHİN, Ahmet, UYAR, E. Önder, TAHMİNCİLER, Erçin, and DİNÇER, Duygu
- Subjects
Türkiye ve güvenlik,Güvenlik Strateji Belgesi,hedef,risk,tehdit,güvenlik aktörleri,Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesinin nasıl bir format içerisinde yazılması ve içerisinde nelerin yer alması gerektiğini ortaya koymaktır. Bu kapsamda ABD, AB, Rusya ve Çin'in güvenlik strateji belgeleri incelenmiş ve Türkiye'nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'nin içeriğinin; genel değerlendirme (uluslararası ortamın değerlendirilmesi, ülkenin mevcut durumun değerlendirilmesi, ülkenin güvenlik anlayışı), güvenliğin hedefi, tehditlerin belirlenmesi, tehditlere karşı alınması gereken tedbirler ve sonuç başlıkları altında incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Genel değerlendirme başlığı altında, ülkelerin birbirlerinden ve ülkenin kendi içindeki dinamiklerden etkilenmesinin kaçınılmaz olması nedeniyle uluslararası ortam ve ülkenin mevcut durumunun açık bir şekilde ortaya konulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda güvenliğe ilişkin paradigmaların mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret edilmiştir. Güvenliğin hedefi ise, kısa vadeli devlet hedefinin gerçekleşmesi için ulusal ve bölgesel güvenliğin sağlanması olarak belirlenmiştir. Tehditlerin belirlenmesi aşamasında, devletin temel ilkeleri çerçevesinde oluşturulmuş hedefe ulaşmaya engel olan risk ve tehditlerin belirlenmesi üzerinde durulmuştur. Risk ve tehditlerin belirlenmesi ise beş aşamada ele alınmıştır: Devletin milli güç unsurlarının büyüklüğü, mevcut güce dayanarak etki ve ilgi alanlarının belirlenmesi, belirlenen etki ve ilgi sahasındaki hedefleri, risk ve tehditlerin belirlenmesi, dünyada ve Türkiye'de cereyan eden her türlü olayın takip edilerek sebep ve sonuçlarının ortaya konulmasıdır. Bir sonraki aşama, belirlenen risk ve tehditlere karşı tedbir alınması safhasıdır. Bu aşamada güvenlik aktörleri irdelenmiş, hükümetin güvenlik aktörlerinin ve hükümet dışı güvenlik aktörlerinin neler olduğu ve onlara ne şekilde görevler verilmesi gerektiği konusuna değinilmiştir. Ayrıca tedbir alınma safhasında izlenmesi gereken sürece değinilmiştir. Geliştirilen gücün caydırıcılık yönüne vurgu yapılmış ve ancak her güvenlik aktörünün kendi üstüne düşen görevi uygun şekilde yerine getirmesi ile ortamın güvenliğinin sağlanabileceği ve ülke hedefine ulaşabileceği ifade edilmiştir. Türkiye'nin Güvenlik Strateji Belgesinin sonuç bölümünde ise sağlanması planlanan güvenlik için kararlılığa değinilmiştir.
- Published
- 2015
34. Effect of ultrasound and microwave pretreatments on aerobic and anaerobic digestion and eps structurre of wastewater sludges
- Author
-
Dinçer, Duygu, Erdinçler, Ayşen, and Çevre Teknolojileri Anabilim Dalı
- Subjects
Environmental Engineering ,Çevre Mühendisliği - Abstract
Atık çamurların arıtılması ve bertarafı, gittikçe artan çamur oluşumu nedeniyle modern toplumun en kritik sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu sebeple, daha az çamur üretimi üzerine yapılacak araştırmalar yapılması zaruri olmuştur. Son yıllarda çamurun atıksu arıtımı sırasında ya da çamur stabilizasyonu öncesinde hacminin azaltılmasına yönelik pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, havalı ve havasız çürütme öncesinde uygulanan ultrason ve mikrodalga yöntemlerinin, çamurun stabilizasyon verimini, patojen giderimini ve biyogaz oluşumunu nasıl etkilediği araştırılmaktadır. Çamur örnekleri dört farklı evsel ve kentsel arıtma tesisinden temin edilmiş ve her iki uygulama, stabile edilecek çamurun belli bir oranına uygulanmıştır. Stabilizasyon veriminin ölçülebilmesi için ön-arıtma uygulanamamış olan reaktörler de dezentegre edilmiş çamurlarla birlikte işletilmiştir. Bunun yanında, ultrason ve mikrodalga parçalama yöntemlerinin çamurun ekstasellüler polimerik madde (EPS) yapısını nasıl değiştirdiği de araştırılmıştır.Her iki ön-arıtım yöntemi, kullanılan tüm çamur örneklerinin stabilizasyonunda iyileştirici etki göstermiştir. Havalı çürütme işleminde, dezentegre edilmiş çamurlar, mikrodalga ve ultrason uygulamaları için sırasıyla 45% ve 42.5% oranında uçucu katı madde (UKM) giderimi elde edilmiştir. Bu değer için ön-arıtım uygulanmamış reaktörlerdeki ortalama ise 31.5% oranındadır. Dezentegrasyon yöntemlerinin kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) gideriminde de etkili olduğu görülmüştür: mikrodalga ve ultrason uygulamalarındaki ortalama KOİ giderim yüzdeleri sırasıyla 31.5% ve 33.5% olmuştur. Kontrol reaktörlerinin ortalama KOİ giderim yüzdesi ise 21.75%'tir. Uygulanan ön-arıtım yöntemleri çamurun içindeki EPS'lerin de yüksek oranda çözünmesini sağlamıştır. Çözünmüş EPS konsantrasyonundaki artış çamurun susuzlaştırılabilirliğini ilk olarak kötüleştirdiyse de stabilizasyon sırasında çözünmüş EPS'lerin giderimi sağlandıkça çamurun susuzlaştırılabilirliği artmıştır. Çamurun havasız çürütülmesi sırasında her iki ön-arıtım yönteminin de biyogaz oluşumunda oldukça belirli bir artış sağladığı ancak dört farklı çamur örneği için de mikrodalga yönteminin daha etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca, tüm reaktörlerde patojen giderimi de başarıyla sağlanmıştır. The treatment and disposal of excess sludge is one of the critical issues facing modern society, due to the increase in sludge production. The research for producing less sludge is therefore necessary. Recently, many different studies were conducted in order to minimize the sludge during the wastewater treatment line or prior to sludge stabilization. This study investigates the effect of ultrasonic and microwave pretreatment applications prior to aerobic and anaerobic digestion of waste activated sludge in terms of stabilization efficiency, pathogen removal and biogas production. Sludge samples were collected from four different domestic and urban wastewater treatment plants. Ultrasonication and microwave irradiation disintegration methods were applied to specific portion of the sludge samples. In order to evaluate the digestion efficiency, one control reactor was operated. Furthermore, the change in extracellular polymeric substances (EPS) structure and dewatering properties of the sludge with the specified pretreatments were examined.Both pretreatment applications showed significant enhancement of stabilization for each wastewater sample. In aerobic digestion, pretreated reactors showed better organic reduction with an average of 45% and 42.5% volatile solids (VS) reduction for microwave irradiation and ultrasonication application, respectively while the VS reduction of the unpretreated samples was 31.5% on average. Chemical oxygen demand (COD) removals also increased with disintegration: an average of 31.5%, 33.5% and 21.75% for microwave irradiation, ultrasonication application and unpretreated samples, respectively. The applied disintegration methods resulted in the solubilization of the EPS of the sludge. Therefore the dewaterability of the sludge deteriorated right after the ultrasonication and irradiation applications. However, as the EPS removal was enhanced, dewaterability of the sludge increased during the digestion. Biogas production was increased significantly with both disintegrations. For all different wastewater samples, cumulative biogas productions of microwave irradiated samples were the highest ones. In addition, both aerobic and anaerobic digestion processes pathogen reduction was successfully achieved. 175
- Published
- 2015
35. Treatment of Maxillary Glandular Odontogenic Cyst Involving the Same Place of Previously Treated Traumatic Bone Cyst
- Author
-
Bulut, Emel, primary, Baş, Burcu, additional, Dinçer, Duygu, additional, and Günhan, Ömer, additional
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
36. Üniversite öğrencilerinin suçluluk ve utanç kavramlarının incelenmesi
- Author
-
Dinçer, Duygu, Yalçın, Şahabettin, Çetin Gündüz, Hicran, and Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Psikoloji ,Criminality ,Psychology ,Scales ,Shyness ,Shame ,Self ,Students ,University students ,Measurement and evaluation - Abstract
Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin suçluluk ve utanç duygularına yönelik kavramsallaştırmalarını, algılarını ve bilişsel temsillerini incelemektir. Bu amaçla, odak grup görüşmesi ve metafor çalışması yürütülmüştür. Çalışma 1?de odak grup görüşmesi yöntemiyle üniversite öğrencilerinin suçluluk ve utanç algıları incelenmiştir. Çalışmaya sekiz öğrenci katılmıştır. Çalışma 2?de ise üniversite öğrencilerinin utanç ve suçluluk kavramlarına ilişkin sahip oldukları zihinsel imgeler metaforlar aracılığı ile incelenmiştir. Utanç çalışmasına 252, suçluluk çalışmasına 278 öğrenci katılmıştır.Araştırma bulguları; kişisel, toplumsal, ahlaki standartlara uygun davranmamanın ve başkalarının olumsuz görüşlerinin utanca; hata yapmanın, normları ihlal etmenin ve başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmenin suçluluk duygusuna yol açtığını göstermiştir. Ayrıca araştırma sonuçları, utanç duygusuna benlik odaklı değerlendirmelerin, acı çekmenin, bedensel tepkilerin, zihin karmaşasının, tüm gözleri üstünde hissetmenin ve pişmanlığın; suçluluk duygusuna davranışa ve zarara odaklı değerlendirmelerin, benlik odaklı değerlendirmelerin, pişmanlığın, vicdan azabı ve huzursuzluğun, acı çekmenin, zihin karmaşasının, yakalanma ve ceza korkusunun, o durumdan kurtulma isteğinin eşlik ettiğini ortaya koymuştur. Son olarak, yapılan analizlerde utancın içe kapanmaya ve sosyal izolasyona, olayı kendine saklamaya, söylem ve eylemlerin kısıtlanmasına, kaçma, uzaklaşma, kurtulma, saklanma ve gözden kaybolma isteğine, kalıcı ize; suçluluk duygusunun itirafa, telafiye ve kalıcı ize yol açtığı görülmüştür. Yapılan analizler, suçluluk ve utanç duygularının koruyucu ve denetleyici fonksiyonları olduğunu da ortaya koymuştur. Araştırmanın temel bulguları geçmiş literatür ve olası kültürel açıklamalar göz önünde tutularak tartışılmıştır.TÜRKÇE ANAHTAR KELİMELER:1. Suçluluk2. Utanç3. Kendilik Bilinci Duyguları4. Kültür The aim of this study was to examine the perceptions, conceptualizations and mental images of guilt and shame among college students. In doing so, a focus group interview and a metaphor analysis were conducted. In Study 1 students? perceptions of shame and guilt were examined by focus group interview. Eight college students were participated in study. In Study 2 college students? mental images related to the concepts of ?guilt? and ?shame? were examined through metaphors. 252 college students were participated in shame study and 278 college students were participated in guilt study.The findings revealed that shame is evoked by inconsistency with personal, societal and moral standards, negative evaluations by others and guilt is evoked by mistakes, transgressions and negative evaluations by others. In addition, results indicated that shame is accompanied by self-focused evaluations, suffering, bodily reactions, confusion of mind, feeling as if all eyes are upon oneself, regret and guilt accompanied by evaluations on certain behavior and harm, self-focused evaluations, regret, a pang of conscience and restlessness, confusion of mind, fear of punishment and being caught, and a desire to getting rid of shameful situation. And finally research findings showed that shame leads social withdrawal and isolation, refraining from talking about case, restrictions on words and deeds, a desire of avoiding, hiding, removing away and disappearing, persistence trace and guilt leads confession, reparation and persistence trace. Also, the findings revealed that guilt and shame have regulating functions of protecting and control. Main findings of the current study were discussed, considering the past literature and possible cultural implications.İNGİLİZCE ANAHTAR KELİMELER: 1. Guilt2. Shame3. Self-Conscious Emotions 172
- Published
- 2013
37. İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN OKUL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİNE VE ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ALGILARI
- Author
-
MEŞECİ, Filiz, DİNÇER, Duygu, and ÇIRAKOĞLU, Bahar
- Subjects
Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi,Öğrenci Algısı,Okul Psikolojik Danışmanı - Abstract
Bu araştırma, a) öğrencilerin okul psikolojik danışma ve rehberlik servisine ve okul psikolojik danışmanlarına yönelik algılarını ve b) okul kademelerine göre bu algılarının farklılaşıp farklılaşmadığını saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini İstanbul ilindeki çeşitli ilköğretim ve ortaöğretim okulunda öğrenim gören ve seçkisiz örnekleme yöntemiyle seçilen toplam 468 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler SPSS (11.5) kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin okul psikolojik danışma ve rehberlik servisi ve psikolojik danışmanlar ile ilgili olumsuz algılarının düşük olduğu yönünde bulgular elde edilmiştir.
- Published
- 2012
38. Okullarda Psikolojik Danışma: Tüm Öğrencilere Cevap Veren Kapsamlı Hizmet Programları
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
39. SYLVİA PLATHIN SMİTH COLLEGE YILLARI: YALNIZLIK DOLAMBACI
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
40. ACININ DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜ ÖLÇEĞİ: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
41. KİTAP TANITIMI: BERGSON'DAN MUSTAFA ŞEKİP'E GÜLME
- Author
-
DİNÇER, Duygu, primary
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
42. Fitting in or Sticking Together
- Author
-
Güngör, Derya, primary, Karasawa, Mayumi, additional, Boiger, Michael, additional, Dinçer, Duygu, additional, and Mesquita, Batja, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
43. Conformity, Relatedness, and Autonomy Scales
- Author
-
Güngör, Derya, primary, Karasawa, Mayumi, additional, Boiger, Michael, additional, Dinçer, Duygu, additional, and Mesquita, Batja, additional
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
44. Mutluluk Korkusu Ölçeği’nin Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirliği.
- Author
-
DEMİRCİ, İbrahim, EKŞİ,, Halil, KARDAŞ, Selami, and DİNÇER, Duygu
- Published
- 2016
45. İNSAN GELİŞİMİ, AİLE VE KÜLTÜR: FARKLI BAKIŞ AÇILARI.
- Author
-
DİNÇER, Duygu
- Published
- 2016
46. Meryem'in Esrari.
- Author
-
Dinçer, Duygu
- Published
- 2014
47. ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN UTANÇ KAVRAMLARININ İNCELENMESİ.
- Author
-
DİNÇER, Duygu
- Abstract
Copyright of Journal of International Social Research is the property of Journal of International Social Research and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2014
48. TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK STRATEJİ BELGESİ NASIL HAZIRLANMALIDIR?
- Author
-
KÜÇÜKŞAHİN, Ahmet, UYAR, E. Önder, TAHMİNCİLER, Erçin, and DİNÇER, Duygu
- Published
- 2008
49. The Secret Powers of Marital Relationship: Agapic Love, Transformative Power of Suffering and Satisfaction with Sacrifice
- Author
-
Didem Aydoğan, Duygu Dinçer, and Dinçer, Duygu
- Subjects
Fedakârlık Davranışları ,Marital relationship ,Power (social and political) ,Satisfaction with sacrifice ,Özgecil Aşk ,Transformative Power of Suffering ,Agape ,gender ,Sacrifice ,sacrifice behaviors ,Fedakârlık Doyumu ,Changing job ,Acının dönüştürücü gücü ,General Environmental Science ,Fedakârlık doyumu ,Satisfaction with Sacrifice ,Fedakârlık davranışları ,Acının Dönüştürücü Gücü ,Gender ,Sacrifice Behaviors ,transformative power of suffering ,agape ,Özgecil aşk ,Transformative learning ,General Earth and Planetary Sciences ,Cinsiyet ,Psychology ,Social psychology - Abstract
Bu çalışmanın ilk amacı, evlilik ilişkisinde ne tür fedakârlık davranışları sergilendiğini ve bu davranışların cinsiyete göre farklılık gösterip göstermediğini keşfetmektir. İkinci amacı ise evlilik ilişkisinde sergilenen fedakârlık davranışlarından alınan doyum ile özgecil aşk arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkide acının dönüştürücü gücünün aracı etkisini incelemektir. Araştırmada 318 evli katılımcıdan veri toplanmıştır. Elde edilen sonuçlar, fedakârlık davranışlarının gündelik fedakârlıklar (örneğin günlük işler, iletişim ve etkileşim) ve büyük fedakârlıklar (örneğin işini ve yerleşim yerini değiştirme gibi) olmak üzere iki tema altında gruplandığını göstermiştir. İkinci amaç doğrultusunda elde edilen sonuçlar özgecil aşk, acının dönüştürücü gücü ve fedakârlık doyumu arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca özgecil aşkın, fedakârlık doyumunu doğrudan ve dolaylı olarak (acının dönüştürücü gücü aracılığıyla) yordadığı saptanmıştır. The first aim of this study was to explore which kind of sacrifice behaviours are performed in marital relationship and whether or not they differentiate into gender. The second was to examine the relationship between satisfaction with sacrifice and agapic love, and the mediating effect of transformative power of suffering on this relationship. Data were collected from 318 married individuals. The findings based on the first aim of this study revealed that sacrifice behaviours were grouped under two themes, daily sacrifices (such as errands, communication and interaction) and major sacrifices (such as changing job and home city). The findings based on the second aim of this study showed that there were positive relationships between agapic love, transformative power of suffering, and satisfaction with sacrifice. Also, it was found that agapic love directly and indirectly (through the mediating effect of transformative power of suffering) predicted satisfaction with sacrifice.
- Published
- 2019
50. Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı
- Author
-
Duygu Dinçer and Dinçer, Duygu
- Subjects
Sociology ,Dört Katlı Düşünme Modeli ,Kitap Değerlendirmesi ,Sociology (General) ,Sosyoloji ,Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı ,HM401-1281 - Abstract
Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı, yapmış olduğu çalışmalarla otuz yılı aşkın bir süredir eğitim psikolojisi alanına teorik, pratik ve öğretmen yetiştiriciliği açısından katkıda bulunan ve bu alanı ithal bilgi aktarmacılığından, özgün kavram, kuram ve düşünce üretmeciliğine taşıyan değerli bir bilim insanının, Prof. Dr. Hasan Bacanlı’nın, Eylül 2017’de Çizgi Kitabevi aracılığıyla okurlarıyla buluşan eseridir. Çalışma, ortaya koyduğu özgün değer eğitimi modeli ile Bacanlı’nın yerel düşünce üretme çabasının somut bir ürünüdür. Bu yönüyle yazarın, Doç. Dr. Mehmet Ali Dombaycı ile birlikte geliştirdiği “Dört Katlı Düşünme Modeli” (DKDM) (bkz. Bacanlı, 2012; Dombaycı, 2012) ve Bedi Aydın ile birlikte geliştirdiği “Yetkinlik Modeli” (bkz. Bacanlı ve Aydın, 2017) gibi yenilikçi, orijinal ve yerel kaynaklardan beslenen çalışmalarla benzer bir aksiyonel çizgidedir. Bacanlı’nın ifadesiyle kitapta ortaya konulan Değer Bilinçlendirme Yaklaşımı (DBY) “yurtdışındaki bazı kavram ve kuramların Türkiye’ye uyarlanması” ile ortaya konulan ya da “onlara dayanılarak geliştirilen” bir çalışma değildir (Bacanlı, 2017, s. 16); aksine doğrudan bu toprakların ürünüdür.
- Published
- 2018
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.