Search

Yeni izole edilmiş fungus Ganoderma lucidum' un lakkaz üretim kapasitesi, katı substratlar üzerinde katı ortam fermantasyonu sırasında incelenmiştir. Buğday kepeğinin en etkili katı substrat olduğu tespit edildiğinden, buğday kepeği ortamında çeşitli kültür parametrelerinin ve bazı indükleyicilerin lakkaz üretimine etkisi araştırılmıştır., pH 5.0, 30 °C ve %75 nem içeriği ile buğday kepeği en etkili ortamdı ve 10 mM bakır ilavesi en yüksek lakkaz miktarını destekledi. Cam tava fermentörde 2973±220 U/L lakkaz aktivitesi elde edildi. Ham lakkaz 70 °C'de en yüksek aktiviteyi vermiştir. 60°C'de 6 saat stabildi ve 70°C'de 2 saat boyunca %37 aktiviteyi korudu. Ham lakkaz, 20 dakika içinde Remazol Parlak Mavi R' nin %61 rengini giderdi. Sonuçlar, bu suşun yüksek miktarda lakkaz üretebileceğini ve bakır gibi uygun indükleyicilerin lakkaz üretimini indükleyebileceğini gösterdi. Elde edilen ham lakkaz, tekstil boyası renk giderme uygulamaları için kullanılabilir., Laccase production capacity of newly isolated fungus Ganoderma lucidum was studied during solid state fermentation on solid substrates. Because wheat bran was detected as the most effective solid substrate, effect of various culture parameters and some inducers on laccase production in wheat bran media was investigated. Wheat bran with moisture content of 75%, pH 5.0 and 30 °C was the most effective medium and 10 mM copper addition supported the highest amount of laccase. In glass tray fermenter 2973±220 U/L laccase activity was obtained. Crude laccase gave the highest activity at 70 °C. It was stable at 60°C for 6 hours and retained 37% activity at 70 °C for 2 hours. It decolorized 61% of Remazol Brilliant Blue R within 20 min. Results showed that this strain could produce high amount of laccase and suitable inducer such as copper could induce its laccase production. The crude laccase obtained could be used for textile dye decolorization applications.

İletken poli(o-toluidin)/kaolinit kompoziti,kaolinit varlığında yükseltgen olarak amonyum persülfat kullanılarako-toluidinin kimyasal polimerizasyonu ile hazırlandı. Hazırlanan iletkenkompozitin nem ve sıcaklık algılayıcısı olarak kullanımını araştırabilmek içinkompozitin içerdiği iletken POT miktarı ve kompozitin iletkenlik değerlerinepolimerizasyon koşullarından HCl, o-toluidin ve yükseltgen madde derişimlerininetkisi incelendi. En yüksek poli(o-toluidin) miktarı (%29.4) ve iletkenliğesahip (8.3×10-4 Scm-1) kompozitin 0.2 M amonyumpersülfat, 0.4 M o-toluidin ve 1.0 M hidroklorik asit kullanılarak 20 °Csıcaklıkta ve 2 sa. sürdürülen polimerizasyon ile elde edildiği bulundu. Safpoli(o-toluidin) ve poli(o-toluidin)/kaolinit kompozitinin direnç değerleri0-100 °C sıcaklık aralığında tekrar edilen ısıtma-soğutma işlemleri sırasındaizlenerek sıcaklığa karşı duyarlılığı incelendi. Bağıl nem oranı %30-90arasında değiştirilen ortamlarda saf poli(o-toluidin) ve kompozitin dirençdeğerleri ölçülerek nem sensör davranışı belirlendi. Hazırlanan kompozitinkarakterizasyonu Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FT-IR), X-Işınları kırınımı (XRD), termogravimetrik analiz (TGA) ve taramalıelektron mikroskobu (SEM) teknikleri ile yapıldı., Conductivepoly(o-toluidine)/kaolinite composite was synthesized via chemicalpolymerization of o-toluidine in the availability of kaolinite using ammoniumpersulfate as oxidizing agent. To investigate the use of the preparedconductive composite as humidity and temperature sensor, the effect ofpolymerization conditions such as HCl, o-toluidine and oxidant concentrationson the amount of conductive POT contained in the composite and the conductivityvalues of composites were investigated. It was found that the composites withthe highest poly (o-toluidine) content (29.4%) and conductivity (8.3×10-4 Scm-1)were obtained by 0.2 M ammonium persulfate, 0.4 M o-toluidine and 1 Mhydrochloric acid for 2 hours of continuous polymerization at 20 °C. Theresistivity values of pure poly(o-toluidine) and poly (o-toluidine)/kaolinite composite were monitored during heating-cooling cyclesin the range of 0-100 °C. Changes in resistivity for pure poly(o-toluidine) andpoly(o-toluidine)/kaolinite composite with humidity 30-90% were examined andhumidity sensor behavior was determined. Characterization of the preparedcomposite was performed by Fourier transform ınfrared spectroscopy (FT-IR),X-ray diffraction (XRD), thermogravimetric analysis (TGA) and scanning electronmicroscopy techniques (SEM).

Within this study, Polyvinyl alcohol/CuO nanocomposite hydrogels were synthesized through dispersing CuO nanoparticles in a PVA solution, using the freeze-thawing procedure in order for physically crosslinking. The average particle size of CuO nanoparticles which was added to the hydrogel was determined as 3.51 nm according to the XRD analysis after the ball milling process. The presence of CuO nanoparticles in nanocomposite hydrogels was determined by UV-vis spectroscopy, FESEM, EDS, and FTIR analysis. Also, the rheological properties of neat hydrogel and PVA/CuO nanocomposite hydrogels were examined. The addition of CuO nanoparticles to the polymer structure develops rheological features of PVA hydrogels. The Effect of CuO content of nanocomposite hydrogels on the swelling behavior and long term stability was investigated. These nanocomposite hydrogels demonstrated unique properties for biomedical applications due to their high swellability at pH 2.1 as the pH values of the stomach and long term stability. According to these results, the addition of CuO to the hydrogel structure improved the swelling characteristics of neat PVA hydrogel. Bu çalışmada, polivinil alkol/CuO nanokompozit hidrojeller, fiziksel olarak çapraz bağlanma için donma-çözme prosedürü kullanılarak PVA çözeltisi içinde CuO nanopartiküllerin dağıtılması yoluyla sentezlenmiştir. Hidrojele eklenen CuO nanopartikülerinin ortalama partikül boyutu bilyalı öğütme işleminden sonra yapılan XRD analiz sonuçlarına göre 3,51 nm olarak belirlenmiştir. Nanokompozit hidrojellerde CuO nanopartiküllerin varlığı UV-vis spektroskopi, FESEM, EDS ve FTIR analizi ile belirlenmiştir. Ayrıca saf hidrojelin ve PVA/CuO nanokompozit hidrojellerinin reoliojik özellikleri incelenmiştir. Polimer yapısına CuO nanopartiküllerinin ilave edilmesi, PVA hidrojellerinin reolojik özelliklerini geliştirmiştir. Nanokompozit hidrojellerin CuO içeriğinin, nanokompozitlerin şişme davranışı ve uzun süre kararlılığı üzerine etkisi araştırıldı. Bu nanokompozit hidrojeller, pH 2.1' deki yüksek şişebilirliklerinden dolayı, mide pH'ları ve uzun süreli kararlılıkları nedeniyle biyomedikal uygulamalar için benzersiz özellikler göstermiştir. Bu sonuçlara göre, CuO'nun hidrojel yapısına eklenmesi, saf PVA hidrojelinin şişme özelliklerini geliştirmiştir.

In this study, a simple and efficient method of reduction for the preparation of reduced graphene oxide (RGO) from graphene oxide (GO) using Kombucha Tea (KT) is reported. The graphene oxides (GOs) were produced from natural graphite (Gr) powders based on Hummers’ method. KT was used as natural reductants to reduction of GO. Polyphenol content of KT was determined by using Folin-Cioceltau method. KT and GO were mixed in certain ratios to reduce graphene oxide (RGO) at room temperature. RGO was characterized by X-Ray Diffraction (XRD), Scanning Electron Microscopy (SEM) and Fourer Transform Infrared (FTIR). It was clearly observed that the functional groups containing oxygen were reduced as a result of the analyzes.

In this study, polyethylene glycol (PEG)-Tin Oxide/Poly(sodium 4-styrene sulfonate) (PEG-SnO2/PSS) nanocomposites were prepared by hydrothermal method in the presence of dimethyl formamide (DMF) for 2 hours. For this purpose, SnO2 nanoparticles of 16.4 nm size previously synthesized using PEG as a surfactant were used. The PEG-SnO2/PSS nanocomposite was synthesized with PSS and PEG-SnO2 in the presence of DMF at a reaction temperature of 0°C for 2 hours. The morphology and elemental analysis of PEG-SnO2/PSS nanocomposite were analyzed by scanning electron microcopy (SEM), Energy-dispersive X-ray spectroscopy (EDS), X-ray diffraction (XRD) and Fourier transform infrared (FTIR) spectroscopy. FTIR and XRD analyzes showed that SnO2 nanoparticles were incorporated into the PSS polymer structure, while SEM and EDS analysis showed that the morphological structure of SnO2 nanoparticles was transformed from nanostructures into microsphere by encapsulating them with PSS polymer. Also, the results showed that the PEG-SnO2 surface was coated with PSS at an encapsulation rate of 39.53% under strong π-π interactions. Gas sensitivities of these samples against volatile organic compound (VOC) vapors such as ammonia, ethanol, acetone, formaldehyde and chloroform were investigated by two probe techniques using electrometer at room temperature. PEG-SnO2 nanoparticles showed high detection performance for ethanol gas. The pure PSS illustrated a high level of sensitivity to all VOC gases. According to the experimental results, it can be said that the PEG-SnO2 nanocomposite encapsulated by PSS can be used as a gas sensor material., Bu çalışmada, poli(etilen glikol)(PEG)-Kalay Oksit/poli(sodyum 4-stiren sülfonat) PEG-SnO2/PSS nanokompozitleri, 2 saat boyunca dimetil formamid (DMF) varlığında hidrotermal işlemle hazırlandı. Bunun için yüzey aktif madde PEG ile birlikte daha önceden sentezlenmiş olan 16,4 nm büyüklüğündeki SnO2 nanoparçacıkları kullanıldı. PEG-SnO2/PSS nanokompoziti, PSS ve PEG-SnO2 ile birlikte DMF varlığında 0°C reaksiyon sıcaklığında 2 saat sürede sentezlendi. Hazırlanan PEG-SnO2/PSS nanokompozitinin yapısal ve elementel analizi, taramalı elektron mikrokopisi (SEM), Enerji Dağılım X-Işınları Spektrometresi (EDS), X-ışını difraksiyonu (XRD) ve Fourier transform infrared (FTIR) spektroskopisi teknikleri ile yapıldı. FTIR ve XRD analizleri SnO2 nanoparçacıklarının PSS polimer yapısına katıldığını gösterirken, SEM ve EDS analizleri SnO2 nanoparçacıklarının morfolojik yapısının, PSS ile kompozitleri hazırlandığında PSS polimeri ile kapsüllenerek nanoyapıdan mikroküre yapılara dönüştüğünü gösterdi. Ayrıca, sonuçlar, PEG-SnO2 yüzeyinin, güçlü π-π etkileşimleri altında PSS ile % 39,53'lük bir kapsülleme oranı ile kaplandığını gösterdi. Bu örneklerin amonyak, etanol, aseton, formaldehit ve kloroform gibi uçucu organik bileşen (VOC) buharlarına karşı gaz duyarlılıkları, oda sıcaklığında, iki probe tekniği ile elektrometre kullanılarak incelendi. PEG-SnO2 nanoparçacıklarının etanol gazı için yüksek algılama performansı sergilediği görüldü. Saf olarak kullanılan PSS, VOC gazlarının hepsine karşı yüksek oranda duyarlılık gösterdi. Deney sonuçlarına göre, PSS ile kapsüllenen PEG-SnO2 nanokompozitinin gaz sensörü malzemesi olarak kullanım potansiyelinin arttırılabildiği söylenebilir.

The effects of incubation time, temperature, initial pH, and dye concentration on the indigo carmine decolorization activity of Pseudomonas aeruginosa ATCC 10145 and some factors on the decolorization potential of crude laccase enzyme obtained from Funalia trogii ATCC 200800 were comparatively investigated. This bacterium showed effective decolorization activity at all agitation and temperature values. Indigo carmine was greatly decolorized by P. aeruginosa at all pH values except pH 10. A decrease in decolorization activity occurred with increasing dye concentration, but this bacterium effectively decolorized the dye within 24 h. The decolorization process was through microbial metabolism, not biosorption. No decolorization or laccase activity could be obtained by the cell-free intracellular extract or culture filtrate of this bacterium. On the other hand, crude laccase effectively decolorized indigo carmine under highly acidic conditions, especially at pH 3.0 as 57% in 300 seconds. This activity decreased progressively due to the increase in pH values. In a short incubation period and at high temperature values, the crude laccase enzyme removed the color of the dye at 50 °C (56%), 60 °C (45%), and 70 °C (38%). These data are important for improving methods for decolorization of textile dyes used at high temperatures in various industrial applications.

10th Japanese-Mediterranean Workshop on Applied Electromagnetic Engineering for Magnetic, Superconducting, Multifunctional and Nano Materials, JAPMED’10 2017, 4 July 2017 through 8 July 2017, Graphene-Tin Oxide (G-SnO2) nanocomposites in different morphology were synthesized using tin (II) chloride (SnCl2) and graphene Oxide (GO) via hydrothermal process in the presence of hydrazine and ammonia by adding surfactant for 12 hours in a teflon autoclave at 100ºC reaction temperature. Poly(vinyl prolidon) (PVP) and poly(ethylene glycol) (PEG) were used as nonionic surfactants while hexadecyl trimethyl ammonium bromide (CTAB) and sodium dodecyl sulfonate (SDS) were utilized as cationic and anionic surfactants, respectively. The synthesized nanocomposites were characterized by XRD, FESEM, C-TEM and FT-IR. The gas sensing properties of the obtained samples to the vapors of various Volatile Organic Compounds (VOC), such as Ethanol, Methanol, Chloroform, Toluene and Acetone were also investigated at room temperature. The prepared G-SnO2 nanocomposites exhibited high detection performances for ethanol, chloroform and methanol. The nanocomposites could be used as sensor material for VOC gases. © 2018 Trans Tech Publications, Switzerland.

research Bu çalışmada iletken POT/Sodyum Feldispat kompoziti in-situ kimyasal polimerizasyon yöntemi ile hazırlandı. Sodyum Feldispat partikülleri varlığında asidik sulu ortamda hazırlanan kompozitin iletkenliği ve %POT verimi üzerine sodyum feldispatın tanecik boyutunun ve polimerizasyon koşullarının etkisi araştırıldı. En yüksek elektriksel iletkenlik ve verim için en uygun reaksiyon koşulları 45µm altı partikül boyutundaki Na-Feldispat, 1 M HCl, 0.3 M o-toluidin, 0.0375 M K2Cr2O7 ve 0°C sıcaklık olarak belirlendi. En yüksek POT verimi ve elektriksel iletkenlik değerleri sırasıyla %24.51 ve 22×10-5 Scm-1 bulundu. Hazırlanan kompozitin karakterizasyonu, kompozitin bileşenlerinin saf halleri ile karşılaştırılmalı olarak Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FTIR), X-ışınları kırınımı (XRD), termal gravimetrik analiz (TGA) ve taramalı elektron mikroskop (SEM) teknikleri kullanılarak yapıldı. Recently, conductive polymeric materials have attracted a lot of interest in scientific and technological fields. Among all conducting polymers, polyaniline are of great interest due to easy synthesis, good environmental stability and its high conductivity. However, the main problem is the weak mechanical properties and workability of PANı based on insoluble in common organic solvents. This problem is resolved to some extent through the use of derivatives such as N-methyl or N-ethyl aniline, toluidine and anisidine instead of aniline. In these days, organic-inorganic nanohybrid materials known as polymer nanocomposites have become an effective alternative for many applications. Inorganic materials are used for imparting new and superior properties to composites.