When we think of human nature, and of her organized unity, society, we realize that these structures entail a certain social order and that its main lines of development are shaped within such an order. The nature of the social order reveals, indirectly, essential characteristics of a human and society. Thus, the present thesis attempts at constructing an axis that could help us to deal with the generality of these issues of nature and social order. First moment in this attempt is to understand, philosophically, how the fiction for an idealized order can be constructed. Our first moment in this journey is to deal with the issue of constructing the philosophically idealized social order, on the basis of Plato’s and Aristotle’s writings. According to these two eminent philosophers, wisdom and well-being (“the good life”) form the main axis of such an order. In the next step, we are to be witnessed the intersection of this idealized fiction with the political reality itself, Spinoza being the specific example this time. Idealization and rationality escape, however brief, from the glamour of transcendental vis a vis passion and desire. Our inquiry of the social order proceeds, then, towards the issue of power through the writings of two monumental figures, Machiavelli and Hobbes, who present us the reality of the order directly and in its whole nakedness. Locke is our next step for the very reason that he was the one who reveals the essence of this reality quite explicitly through his emphasis on private property as the foundation of the social order. Construction of the social order encounters some, albeit partial, not essential, criticisms with the arguments of Rousseau’s. Rousseau represents, all the same, longing of the past, embarrassment of the present, and the opacity of the future. At the end, we will see that philosophical and political language in the attempt at constructing the social order will yield its prominence to the economic language devised by Adam Smith, who places the individual guided by her self-interest at the very center of the construction of the social order, with his notion of the “Invisible Hand”. In other words, our journey of constructing the social order that started with the constitutive power of the wise man ends with the actions of the individual whose conduct rests on the simplest and the most concrete motive of self-interest. This, in the end, completes our attempt at constructing the main axis of the social order from Plato to Smith. Keywords Social order, human nature, society, law, power, interest, private property, wealth. İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY…………………………………………………………………….. i BİLDİRİM…………………………………………………………………………….. ii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI…………………… iii ETİK BEYAN………………………………………………………………………… iv TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………... vi ÖZET…………………………………………………………………………………... x ABSTRACT…………………………………………………………………………... xi İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………… xiii BİR BAŞLANGIÇ 1 BÖLÜM 1 İDEAL UYUM EVRENİ………………………………………………...10 1. 1. Bir Bilgelik Filozofu: Platon……………………………………………… 10 1. 2. Bir İyi Yaşam Filozofu: Aristoteles………………………………………. 23 BÖLÜM 2 İDEALE MESAFE ALIŞ; TOPLUMSAL, İNSANSAL GERÇEKLİĞE DOKUNUŞ…………………………………………………………………………… 36 2. 1. Bir Zorunluluk ve Olanak Filozofu: Benedictus Spinoza………………. 36 BÖLÜM 3 İDEAL OLANDAN SAPMA; DOĞRUDAN SOSYAL GERÇEKLİK................................................................................................................ 54 3. 1. Machiavelli’nin Büyüsü 54 3. 2. Bir İtaat Filozofu: Thomas Hobbes 60 3.3. İnterlüd. Bir Mülkiyet Filozofu: John Locke 71 BÖLÜM 4 SOSYAL GERÇEKLİĞİN İÇERİSİNDE İDEALİN YENİDEN KEŞFİ, ONA DUYULAN ÖZLEM 75 4. 1. Bir Pastoral Senfoni: Jean-Jacques Rousseau 75 BÖLÜM 5 YENİDEN AMA ÇOK DAHA KUVVETLİ, BASİT, SAF SOSYAL GERÇEKLİK 96 5. 1. Bir Sempati ve Zenginlik Filozofu: Adam Smith 96 YENİ BİR BAŞLANGIÇ İÇİN SON 122 KAYNAKÇA 135 EK 1. Etik Kurul İzni Muafiyet Formu…………………………………………….152 EK 2. Orijinallik Raporu……………………………………………………………153 İnsanın, onun örgütlü bir bütünlüğü olan toplumun doğası üzerine düşündüğümüzde, bu yapıların belirli bir sosyal düzeni içerdiğini, gelişiminin ana hatlarının bu düzen altında şekillendiğine tanık oluruz. Sosyal düzenin nasıllığı bize dolaylı olarak insanın, toplumun neliğini açık ediyor. Nasıllık ve nelik tartışmasının genelliği karşısında bir ana eksen belirleme çabası bu metnin özünü oluşturuyor. Felsefi, ideal bir düzen inşası kurgusu ilk uğrak. Platon ve Aristoteles özelinde, bilgelik ve iyi olmaklık ekseninde düzen örülmeye çalışılıyor. Bir adım sonrasında, Spinoza özelinde, ideal kurgunun siyasi gerçeklikle kesişimine tanık oluyoruz. İdeallik ve akılsallık; tutkunun, arzunun karşısında aşkın büyüsünden biraz biraz sıyrılıyor. Siyaset alanın, o muazzam güç, iktidar zemininin iki anıtsal figürü ile düzen soruşturması ilerliyor. Machiavelli ve Hobbes, bize düzen gerçekliğini tüm çıplaklığıyla, doğrudanlığıyla sunuyor. Bu gerçekliğin üzerine titrediği özü en yalın biçimiyle açık eden Locke, tam da bu yalınlığı özelinde, metnin harcına ekleniyor ilerleyen sayfalarda. Düzen inşası, Rousseau’nun argümanları üzerinden kısmı bir eleştiriyle yüz yüze kalıyor. Geçmiş zaman özlemi, şimdiki zaman sıkıntısı, gelecek zaman bulanıklılığı ve Rousseau. Felsefi, siyasi dil son sözü iktisadi dile bırakıyor ve Smith, kişisel çıkar temelinde durumunu iyileştirmeye çalışan insanı, “Görünmez El” dolayımı ekseninde düzen inşasında en başa yerleştiriyor. Böylelikle bilge kimsenin kurucu gücüyle başlayan düzen inşası serüveni, en basit, somut güdüyle iş gören, kişisel çıkarını izleyen insanın eyleyişinde düğümleniyor. Platon’dan Smith’e sosyal düzenin inşası bu eksende tamamlanıyor.