Search

Amaç:Bu çalışmanın amacı, hazırlık periyodu sonunda futbol takım kadrosununoluşumunda sporcuların bazı temel biyomotorik, fizyolojik ve tekniközelliklerinin rolünün araştırılmasıdır.Yöntem:Araştırmaya3. Lig takımlarından Orhangazispor (n=23) ve Tekirovaspordan (n=22) , BALliginden ise Isparta İl Özelidarespor (n=23) futbol takımlarında hazırlıkperiyodu antrenmanlarına katılan 68 futbolcu katıldı. Araştırmaya katılanfutbolcuların ortalama yaşları 21.8±3.3 yıl, boyları 178.1±5.3 cm., vücutağırlıkları 74.1±5.3 kg ve spor yaşları da 5.1±3.6 yıldı. Araştırmadaantropometrik ölçümlerden çevre ve derialtı yağ oranları, biyomotoriközellikler ölçümleri için esneklik, kuvvet ve sürat testleri uygulandı. Tekniközelliklerini ise futbola özgü Foottek testi uygulandı. İstatistikseldeğerlendirmede fizyolojik, biyomotorik ve teknik değerleri arasındakifarkların tespiti için bağımsız gruplar da t-testiuygulandı. Bulgular: Elde edilen verilere göre, hazırlık periyodu sonunda kadroda olan veolmayan futbolcuların değerlerinin karşılaştırmasında spor yaşları, 1500mdayanıklılık koşusu ve teknik testte sağ ayak pas değerleri arasında önemlifark bulundu (p, Objective: The aim of this study is to examine the role of some basic biomotoric, physiological and technical characteristics of athletes in the formation of the match team at the end of preparation period.Methods: 68 players from the teams Orhangazispor (n:23), Tekirovaspor (n:23) and Isparta İl Özelidarespor (n:23) participated to the trainings during the preparation period. The participated football players had an average, age of 21.8 ±3.3 years, height 175 ±5.3 cm, body weight 74.1 ±5.3 kg and 5.1 ± 3.6 years in sports. During the research, from the anthropometric measurements, subcuteneus fat measurements and circumference rates were taken, and also strength, speed and flexibility tests were conducted for biomotoric characteristic measurements. The Foottech Tests were held for technical measurement, which are particularly conducted for football. In statistical was determined from the evaluation of the differentiation of the players which are granted for the macth team and which are not granted by ındependent t-test. Results: According to the determined values, the evaluation of the of the players which are granted for the macth team and which are not granted, sports age, 1500 m endurance run, and technical test indicated a considerable differentiation (p< .05) while other values had no significant differentiation (p< .05).Conclusions: As a conclusion the reference values of the players which are granted for the macth team and which are not granted has been determined for future utilization. In terms of performance score, the combined evaluation of physiological, biomotoric and technical data will be useful for other studies in our research in order to follow both talents and development of footballers.

Objective: Depending on the fact that team sports are characteristic of many performance features, the fact that many features are applied by being combined in exercises is important in terms of performance development. The purpose of this study is to investigate the effects of combined training applied during the competition period on the strength and technical characteristics of 12-14 age group and baller children.Methods: 28 male students studying at elementary schools participated in the study. Two groups were formed. For the first group (n=14) combined training group; mean age was 12 ± 8.0 years, length was 153 ± 9.3 cm, body weight was 46 ± 7.97 kg, and for the second group (n=14) was normal training group; age 12 ± 6.9 years, length 154 ± 8.55 cm and body weight 43 ± 8.41 kg. One-repetition maximum (1RM) test and dynamic-static force tests within the scope of the force tests and HENTTEK, within these cope of the technical tests, were performed. The first group of combined training sessions was performed in 8 weeks, 5 days in a week, and 1.5 hours in a day, for both groups, while normal training was performed in the second group.Tests before and after the competition period were carried out for both groups participating in the study. Paired t test and Independent t test were performed to determine the differences as statistical procedures.Results: A significant difference was found between such combined training group force tests as 1RM shoulder press, leg extension, triceps press down, leg press, legcurl, chest press, lat pull, gripping with right hand, force, gripping with left hand, and in the push-up, shuttle test, HENTTEK technical test (snap pass, dribbling 1,slalom, dribbling 2, jump shooting1,jumpshooting 2, basic pass, defense, cheating, technical test times) and such normal training group force tests as shoulder press, leg extension, triceps press down, leg press, leg curl, chest press, latpull, and in the push-up, shuttle test, HENTTEK technical test (dribbling 1,slalom,jump shooting1, jump shooting 2,basic pass, defense, cheating, technical test times) (p< .05). Conclusion: Based on the results we obtained, it was determined that Combined Technical Training provides a significant improvement in terms of strength and technical development. In addition, it was also concluded that the handball analysis program (HENTTEK), which we developed in determining the technical tests of handball players, can be used practically in field conditions., Ön Bilgi ve Amaç: Takımsporları birçok performans özelliğini karakteristik olarak yapısındabulundurmasına bağlı olarak yapılacak antrenmanlarında birçok özelliğin kombineedilerek uygulaması performans gelişimi açısından önem arz etmektedir. Buçalışmada 12-14 yaş grubu hentbolcu çocuklara Müsabaka dönemi uygulanan kombineantrenmanların bazı kuvvet ve teknik özellikleri üzerine olan etkilerininincelenmesidir.Yöntem:Çalışmaya ilköğretim okullarında okuyan 28erkek öğrenci katıldı. Katılımcılar kombine antrenman grubu (n=14) ve normalantrenman grubu (n=14) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Kombine antrenmangrubunun ortalama yaşı 12±8.0 yıl, boy uzunluğu 153±9.3 cm ve vücut ağırlığı46±7.97 kg, normal antrenman grubunun ortalama yaşı 12±6.9 yıl, boy uzunluğu154±8.55 cm ve vücut ağırlığı 43±8,41 kg idi. Araştırmada kuvvet testlerindenbir maksimum (1MT) ve dinamik-statik kuvvet testleri ile teknik testlerden deHENTTEK testi uygulandı. Her iki gruba 8 hafta, haftada 5 gün ve günde 1.5 saatantrenmanlar yapıldı. Araştırmaya katılan her iki gruba da müsabaka dönemiöncesi ve sonrası testler uygulandı. İstatistiksel işlemler olarak farklarıbelirlemek için grup içi Paired t testi ve gruplar arası Indepent t testiyapıldı.Bulgular: Kombineantrenman grubunun kuvvet testlerinden 1 MT shoulderpress, leg extensiyon,triceps press down, leg press, leg curl, chest press, lat pull, sağ el kavramakuvvveti, sol el kavramam kuvveti, şınav ve mekik testinde, HENTTEK teknik testindebilek pas, top sürme 1, slalom, top sürme 2, sıçrayarak atış 1,sıçrayarak atış2, temel pas, savunma, aldatma, teknik test süreleri ile normal antrenman grubukuvvet testlerinden shoulder press, leg extensiyon, triceps press down, legpress, leg curl, chest press, lat pull, şınav, mekik testinde, HENTTEK tekniktest (top sürme 1,slalom, sıçrayarak atış1, sıçrayarak atış 2,temel pas,savunma, aldatma, teknik test süreleri arasında önemli fark (p< .05) bulundu.Sonuç: Eldeettiğimiz verilere dayanarak Kombine Teknik Antrenmanların kuvvet ve teknikgelişimleri açısından önemli bir gelişim sağladığı tespit edildi. Ayrıcahentbolcuların teknik testlerinin belirlenmesinde geliştirmiş olduğumuz hentbolanaliz programı (HENTTEK) saha şartlarında pratik kullanılabileceğigörülmüştür.

Objective: The purpose of this study is to investigate the effects of training programs prepared according to start-of-season performance analyses on the performances of elite mountain bikers.Methods: A total of 10 male elite mountain bikers participated in the study. Eight of the participants were studying at Süleyman Demirel University, Health Sciences Faculty, Sports Sciences Department (n:8); and 2 of them participated individually in completions from the city of Isparta (N:2). The mean age of the participants was 20.8±3.2 years, average height was 174.0±3.2cm, average body weight values were 67.5±4.6 kg in the pre-tests, and 66.4±4.1 kg in the post-tests. Circumference measurements, subcutaneous fat measurements, heart beat rates, lactic acid measurements, one-maximum repetition measurements were made; and Wingate Anaerobic Force Test was applied to the participants. The SPSS Program was used to analyze the data statistically. The Paired Sample t-Test was used as the statistical process for dependent samplings. Results: Before and after the training, there were significant differences between the values of hip, quadriceps, quadriceps contraction, calf, calf contraction, and values of resting heart rate (p < .05), however, no differences were detected in the other measurements and tests (p > .05), Conclusion: As a result, according to our findings, it was determined that the trainings we applied to elite mountain bikers had positive effects in many aspects; however, it did not have any significant interactions on some performance elements., Amaç: Bu çalışmanın amacı, sezon başı performans analizine bağlıolarak hazırlanmış olan antrenman programlarının elit dağ bisikletçilerininperformansları üzerine etkilerinin araştırılmasıdır.Yöntem: Araştırmaya Süleyman Demirel Üniversitesi SağlıkBilimleri Fakültesi Spor Bilimleri Bölümü dağ bisikleti takımından 8 sporcu veIsparta ilinde ferdi olarak yarışlara katılan 2 sporcu olmak üzere toplam 10erkek elit dağ bisikletçi katılmıştır. Araştırmaya katılan sporcuların yaşortalaması 20.8±3.2 yıl, boy ortalamaları 174.0±3.2 cm, vücut ağırlığı ortalamaları67.5±4.6 kg olarak tespit edildi. Araştırmada çevre ölçümleri, derialtı yağölçümleri, kalp atım sayıları, laktik asit ölçümleri, bir maksimum tekrarölçümleri ve Wingate anaerobik güç testi uygulandı. Elde edilen verilerinistatistiksel analizinde SPSS programı kullanıldı. İstatistiksel işlem olarakBağımlı Örneklem için t testi uygulandı.Bulgular: Antrenman öncesi ve sonrasında grubun kalça, quadriceps,quadriceps kontraksiyon, calf ve calf kontraksiyon ölçümlerinde ve dinleniknabız değerlerinde anlamlı fark bulunurken (p< .05), diğer ölçüm ve test sonuçlarında anlamlı fark bulunmadı (p > .05).Sonuç: Sonuç olarak bulgularımıza göre elit dağ bisikletçileri için uyguladığımız antrenmanların birçok açıdan olumlu etkileri olduğu tespit edilmiş; Ne var ki, bazı performans öğeleri üzerinde önemli bir etkileşiminin olmadığı belirlenmiştir.

Amaç: Çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile yapılan koroner kalsiyum skorlaması sırasında kalp dışı bulguları incelemek.Materyal ve Metod: Çalışmaya 190 çok kesitli bilgisayarlı tomografi ile koroner kalsiyum skorlaması yapılan hasta alındı. Kalp dışı bulgular Minor, Major A-B olarak tanımlandı. Bulgular: Çalışmaya alınan hastalardan 80’inde 177 kalp dışı bulgu tespit edildi (42.1%). Bu hastaların 40’ında minor bulgular (21%), 40’ında major bulgular (21%) mevcuttu. Majör B bulgular aort anevrizması, akciğerde kitle, akciğer nodülleri ve infiltrasyonları, pnömonektomi, böbrek üstü bezde nodüler kalınlaşma ve karaciğer kitle lezyonlarını içermektedir.Sonuç: Kalp dışı bulgular sık görülür. Bu bulguları raporlayan radyolog ve/veya kardiyologlar, bu bulguların sıklığı ve önemi konusunda dikkatli olmalıdırlar., Aim: To investigate non-coronary findings during coronary calcium scoring with computed tomography.Material and Method: 190 patients who were evaluated with multislice computed tomography for coronary calcium scoring, were included in the study. Noncoronary findings were described as Minor and Major A-B findings.Results: One hundred seventy seven non-coronary findings were found at 80 (42.1%) patients. There were minor findings at 40 (21%) and major findings at 40 (21%) of the patients. There were 13 Major B findings including aortic aneurysm, pulmonary mass, pulmonary nodules, infiltrates, pneumonectomy, surrenal nodular thickening and liver mass lesions.Conclusion: Non-coronary findings are frequent, and radiologist and/or cardiologist who has been reporting these findings should be aware of the frequency and importance of these findings.

Elit haltercilerde uygulanan 6 haftalık piramidal ve maksimal kuvvet antrenmanlarının performanslarına etkilerinin araştırmaktır. Elit düzeyde yarışan 14 halterci gönüllü olarak katıldı. Araştırmaya katılan haltercilerden 2 grup oluşturuldu. Birinci grup piramidal antrenman metot (PAG) grubu (n:7). ikinci grup ise Maksimal Antrenman Grubu (MAG) (n:7) şeklinde oluşturuldu. PAG sırası ile ortalama yaş 22.7± 2.9 yıl. boy 180.7±5.9 cm. vücut ağırlıkları 94.8±21.6 kg.. ve spor yaşları 9.8±3.8 yıl. MAG sırası ile ortalama yaş 23.1± 2.1 yıl. boy 174.2±5.5 cm. vücut ağırlıkları 74.8±16.0 kg.. ve spor yaşları 10±2.5 yıl olarak belirlendi. Araştırmada çevre ölçümleri ile koparma. silkme. tam squat ve dead lift bir maksimum testleri (1MT) uygulandı. Elit halterciler 6 hafta. haftada 5 gün. günde 2 saat antrenman uygulandı. Antrenman dönem öncesi sonrası ölçüm ve test değerleri paired t testi yöntemi ile karşılaştırıldı.Antrenman öncesi MAG grubu ile PAG grubunun değerlerinin karşılaştırmasında Koparma 1MT değerleri arasında (p, This study examines the effects of 6 weeks long intense pyramidal and maximal strength trainings on performance which are implemented on weightlifters.14 weightlifters competing as elites volunteered for the study. 2 groups are formed with the weightlifters who participated in the study. First group is Pyramidal Training Method Group (PAG) and second group is Maximal Training Method Group (MAG). PAG groups average age is 22.7±2.9 years, height is 180.7±5.9 cm, weight is 94.8±21.6 k, and the number of years they have been involved in sports is 9.8±3.8 years respectively. MAG groups average age is 23.1±21.1 years, height is 174.2±5.5 cm, weight is 74.8±16.0 kg and number of years they have been involved in sports is 10±2.5 years respectively. Clean and jerk, snatch, full squat, dead lift and one maximum tests (1MT) are implemented with girth in the research. Elite weightlifters were applied a training for 6 weeks, 5 days in a week and 2 hours per a day. Before and after training period measurements and test values were compared via Paired T test method. Before the training period, when PAG and MAG groups' test values were compared in terms of snatch, there was an important difference in 1 maximum test. However, after the training period, there were differences between snatch, clean and jerk, squat and dead lift test values of PAG group. There were many important differences between PAGs first and last measurements of circumference in terms of arm, forearm and femur. According to our final results, Pyramidal Strength Training is more effective than Maximal Strength Training which was applied on elite weightlifters for 6 weeks

Bu çalışmanın amacı elit haltercilerde uygulanan 6 haftalık tamamlayıcı kuvvet antrenmanlarının kas çevre ve kuvvet performansları üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Araştırmayz katılan 14 halterciden2 grup oluşturulmuştur Birinci grup Tamamlayıcı Maksimal Antrenman Grubu (MAG) (n:7), ikinci grup ise Maksimal Antrenman Grubu (MAG) (n:7) şeklinde oluşturulmuştur. MAG boy 179,7±5,9 cm ve spor yaşları 9,8±3,8 yıl, MAG boy 173,0±5,8 cm ve spor yaşları 10±2,5 yıl olarak belirlenmiştir Araştırmada çevre ölçümleri ile koparma, silkme, tam squat, dead lift, bir maksimum testleri (1MT) uygulanmıştır. Antrenman dönem öncesi sonrası ölçüm ve test değerleri paired t testi yöntemi ile karşılaştırılmıştır Antrenman öncesi TMAG ile ‘’MAG’ nun değerlerinin karşılaştırmasında koparma 1MT değerleri arasında (p, The aim of this research is to search effects of lasting 6 weeks complementary strength trainings on circumference measurements and Strength Performances applied to elite weightlifters. They were divided into 2 different groups. First group was Complementary Maximal Training Method Group (TMAG), and the second group Maximal Training Method Group (MAG). TMAG was determined, height is 179,7±5,9 cm, and their sport age is 9,8±3,8 years. MAG was determined that height is 173,0±5,8 cm, and their sport age is 10±2,5 years respectively. In observation, they were applied 1 maximum test with girth, snatch, clean and jerk, full squat and deadlift. Before and after, training period measurement and test values compared via Paired T test. Before the training period when TMAG and MAG test values were compared on snatch, there was an important difference in 1 maximum test. However, after training period, there were differences among snatch, clean and jerk, squat and deadlift test values of TMAG. There were many important differences between first and last measurements of circumference in terms of calf and femur. According to our results, complementary maximal strength trainings are effective than maximal strength training

In this study biological characteristic, traditional and biotechnological production techniques of mastic trees, naturally grown at the Aegean region of Turkey and used as herbal drog in folk medicine since the ancient times, were reviewed. We have reviewed original articles, news paper, brochures published by the public institutions regarding with mastic tree cultivation as written sources. Scientific surveys were organized to the mastic tree plantations to examine them in natural habitats. Biological characteristic of vegetative and generative branches of mastic tree (root, leaf, body, flower, seed) were described. Lentisk is a plant species which has aromatic leaves with dark green coloured grown in the regions near to coastal areas of Mediterranean countries. Mastic trees have a long past which based on ancient times. Nowadays mastic trees are used in treatment of many ilnesses such as cancer. In addition, it is proved that mastic trees are valuable plants as economical in chemistry and food industry. In the last part of the study, conventional and biotechnology proliferation techniques of mastic trees were reported, Bu çalışmada ülkemizde Ege bölgesinde yetişen ve antik dönemlerden günümüze kadar alternatif tıpta bitkisel ilaç olarak kullanılan sakız ağaçlarının (Pistacia lentiscus L.) biyolojik özellikleri, geleneksel ve biyoteknolojik üretim yöntemleri derlenmiştir. Çalışmada, yazılı kaynak olarak sakız ağaçları üzerine yazılmış makaleler, gazete haberleri ve kamu kuruluşlarınca basılmış bilgilendirme kitapçıkları kullanılmıştır. Sakız ağaçlarını yerinde incelemek amacıyla yetişme alanlarına bilimsel amaçlı geziler düzenlenmiş, sakız ağacının vejetatif ve generatif kısımları (kök, yaprak, gövde, çiçek, tohum, meyve) biyolojik özellikleri bakımından incelenmiştir. Sakız ağaçları (P. lentiscus L.), yeşil ve aromatik yaprak özelliğine sahip, Akdeniz ülkelerinin sahile yakın bölgelerinde yetişen, çalı formunda bir bitki olup, bu ağaçtan ekstrakte edilen özütler, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Çalışma sonuçlarımıza göre, sakız ağacı ürünlerinin ilaç, kimya ve gıda sanayisi gibi çok sayıda kullanım alanları yanında ekonomik yönden de değerli bir bitki olduğu tespit edildi. Çalışmanın son bölümünde ise, sakız ağaçlarının geleneksel ve biyoteknolojik çoğaltım yöntemleri derlenmiştir

The aim of this study is to implement awareness about the biotechnological tools for in vitro mass propagation of plants, and to bring to the agenda what kind of function they may have in the future. Rapid increase in the world population necessitate more nutrition and medicine for humankind and this makes life hard for plant scientist. There is an increasing trend for the application of biotechnological tools because it plays an important role for the production of cheap nutrition, medicine and other needs as time goes on. However, plant biotechnology including various tissue culture and genetic engineering techniques have important tools to improve the plants at the molecular level. Plant tissue culture is the most important technique for commercial production and it consist of several propagation techniques. In this review, the following will be discussed after describing what is/are genetic engineering, transgenic plants, biotechnology: What are global areas of commercial biotech crops? Why do farmers grow transgenic crops? How has the adoption of plant biotechnology impacted the environment? What is the plant biotech’s impact in developed and in developing countries? In addition to these, techniques available for in vitro propagation, tissue culture requirements, as well as establishments and personel needs for such programs are outlined. Factors need consideration for establishing a large scale production of in vitro plants is also discussed. A survey of commercial companies that utilizes the tissue culture technology around the world, as well as Turkey is presented. The economic feasibility of investment in mass propagation of plants through tissue culture, in addition to cost-benefit analysis of such project is also discussed., Bu çalışma ile özellikle ticari biyoteknolojik çoğaltım yöntemlerinin bugün ve gelecekte hangi istikamette faaliyet gösterebileceklerini gündeme getirerek konu ile ilgili farkındalık oluşturmak istenmiştir. Dünya nüfusunun hızla artmasıyla üzerinde yaşayan insanların besin ve ilaç gereksinimi arttırdığından dolayı bitki bilimcilerinin işi her geçen gün biraz daha güçleşmektedir. İnsanlığın gereksinim duydukları besin, ilaç ve bitkisel ihtiyaçların giderilmesinde önemli bir rol oynamasından dolayı bitki biyoteknolojisi uygulamaları her geçen gün artış göstermektedir. Bitki biyoteknolojisi; çeşitli doku kültürü ve genetik mühendisliği tekniklerini kullanarak bitkilerin moleküler seviyede iyileştirilmesinde kullanılan önemli araçlara sahiptir. Bitki hücre, doku ve organ kültürleri bitki biyoteknolojisinin en önemli ticari çoğaltım araçlarıdır ve birçok çoğaltma tekniğini içermektedir. Bu bağlamda öncelikle gen mühendisliği ve transgenik bitki kavramları açıklanmış; daha sonra bitkilerin biyoteknolojik yöntemlerle ticari olarak hangi ülkelerde ve nasıl üretildiği ile çiftçilerin transgenik bitkileri niçin ürettikleri irdelenmiştir. Ayrıca, son zamanlarda gündemde olan biyoteknolojik ürünlerin çevreye herhangi bir etkisinin olup olmadığı ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bitki biyoteknolojisinin etkilerinin neler olduğuna da değinilmiştir. Bitki biyoteknolojisinin bitki ıslahı ve ziraatına nasıl uyum sağladığı; in vitro çoğaltım için kullanılan teknikler, personel ihtiyacı gibi programların ana hatları şemalarla gösterilmiştir. Çalışmada son olarak ekonomik öneme sahip bitkilerin kitlesel üretimi için gerekli hususlar tartışılarak; Türkiye ve Dünya’da biyoteknolojik ürünlerin üretildiği önemli ticari firmalar sunulmuştur. Biyoteknolojik yöntemlerle çoğaltmanın ekonomik uygunluğu da tartışılmıştır.

Bu araştırma, elit düzeyde yarışmalara katılan sporcuların güdüsel yönelimlerini, Öz-Belirleme Kuramı perspektifinden, cinsiyet, yaş grupları, spor türü, spor dalı yarışma kategorisi ve antrenman sıklığı değişkenleri açısından farklılıklarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini elit düzeyde spor yapan 17-37 yaş aralığında amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen 820 sporcu (nerkek=497; Xyaş=21.77±3.92 and nkadın= 323; Xyaş=20.74±3.78) oluşturmaktadır. Çalışmada katılımcıların kişisel bilgilerini ortaya koymak için kişisel bilgi formu ile sporcuların güdüsel yönelimlerini belirlemek için “Sporda Güdülenme Ölçeği (SGÖ)” uygulanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistik analizi (ortalama, standart sapma), Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Bağımsız Gruplar için t Testi ve SGÖ’nün alt ölçekleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesinde Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi yöntemleri kullanılmıştır. Bu çalışmada katılımcılarının güdüsel yönelimlerinde cinsiyet, spor dalı yarışma kategorisi ve antrenman sıklığı göre farklılık bulunmazken; katılımcıların yaş grupları ve spor türlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmuştur. SGÖ’ nün alt ölçekleri birbiriyle pozitif ilişkili bulunmuş olup sadece “güdülenmeme” alt boyutu “bilmek ve başarmak” alt boyutu ile negatif ilişkili bulunmuştur. Sonuç olarak, sporda güdüsel yönelimlerin, sporcuların uğraştıkları spor türü ve yaşlarına göre farklılaştığı belirlenmiş ve gelecekteki araştırmalar ile uygulamalar için önerilerde bulunulmuştur., The purpose of this study was to examine the motivational orientation in sport with regard to gender, age, sport branches, sport leagues categories and frequency of training. The sample of the study consists of 820 athletes (nmale=497; Xage=21.77±3.92 and nfemale= 323; Xage=20.74±3.78) who aged between 17 and 37. Personal info form and Sport Motivation Scale (SMS) were administered to the participants. Data were analyzed by using descriptive statistics, ANOVA, Independent Samples t Test and Pearson Correlation Analysis. Results indicated no significant differences in motivational orientation in sport with regard to gender, sport leagues categories and frequency of training but results revealed significant differences in motivational orientation in terms of age and sport branches. Pearson Correlation Analysis indicated that SMS subscales showed positive correlations with each other only “amotivation” showed negative correlations with “IM-to know”. In a summary, gender, sport leagues categories and frequency of training have not an influence on motivation in sport, but age and sport branches have an influence on motivation in sport. The suggestions have been put forward to future research and applications

Sporcular yaptıklan antrenmanlarla perfonnanslanm en üst düzeye çıkaonayı hedef alırlar. Budoğrultuda antrcnman programı ıçerisinde yer alan aerobik dayanıklılık ve kuvvet antrenmanlan önemkazanmaktadır. çalışmamızda hentbolcülere uygulanan aerobik dayanıklıhk ve kuvvetantrenmanlannın deri altı yağ ölçüm ve vücut yağ yüzdeleri üzerine etkileri araştıolmıştır.çalışmamızda hentbolcü ve kontrol grubundan oluşan 24 crkek sporcu gönüllü olarak araştırmakapsamına alınd1.Deri altı yağ ölçümleri antrenman öncesi ve sonrası olmak üzere uygulandı.Hentbolcü gruba uygulanan antrenman öncesi test sonuçlanna göre, on haftalık aerobik dayanıkhlıkve kuvvet antrenman programı yaptırı1ırken, kontrol grubuna da antrenman öncesi tcst sonuçlandeğerlendioneye alınmadan on haftalık standart antrenman programı uygulandı. Hentbol ve kontrolgrubuna uygulanan antrenman öncesi test sonuçlan arasında anlamlı fark bulunmazken (P>O,OS),antrerunan sonrası test sonuçlan arasında anlamlı fark bulunmuştur (PO,OS).Elde edileu test bulgulan doğrultusunda, yüklenme ilkelerine ve yaş gruplanna göre, antrenmanlannprogramlanması önemlidir. Yeteuek seçimine önem verilmesi ve kişileri teste tabi tutarak sporbranşlanna yönkndirilmesi, yapılacak benzer çalışmalarda da kan değerlerinin incelenmesi vesporcunun beslenmesinin takibi yapılmalıdır.Anahtar Kelimeler: Hentbol, Spor, deri altı yağ, aerob ik dayanıklılık, kuvvet. ABSTRACTThe sportsmen want to increase their perfonnances to the top by doing exercises. Because of this,aerobic mdurance and strength exercises which exist in the exercise cumculum, are very importanl. Inour study, the effects of the aerobic endurance and strength exercises on the measurement of theunderskiu fat and the percentage of the body fat are searched which are put into practice to thehandbaıı players.In our study, 24 men who come into existence of the handball players and control group, are taken asvoluntary to the research. The measurement of the underskin fat was put into pracrice before exereisesand at the end of the exercises. According to the pre-training test results from handbaıı group, whileweekly training programıne was planned, lO-week training prograıwne was conducted on the controlgroup without assessing pre-training test result. Although there was no significant difference betweenthe findings of the tests done on handbalı and control groups before training (P>O,OS). This was notthe case when the post-training test findings analyzed (PO,OS).Key Words: Handball, Sport, underskin fat, aerobic enduranee, strength

Bu çalışmada, basketbol yaz okuluna katılan çocukların fiziksel yapılarının, bazı fizyolojik ve biyomotorik özellikler üzerine etki düzeyinin araştırılması amaçlandı. Çalışmaya 22 erkek basketbolcu gönüllü olarak katıldı. Basketbolcu çocukların ortalama yaşları 10,5±1,4 yıl, spor yaşları 2,3±2,4 yıl, boyları 1,46±0,1 m. ve vücut ağırlıkları da 38,5±13,4 kg.idi. Araştırmada kol, göğüs, karın, kalça, uyluk ve bacak çevre ölçümleri, göğüs genişlik ve derinlik ölçümleri, spirometrik ölçümler (VC, FVC, FEV1, FEV1%) ve biyomotorik ölçümler (squat dikey sıçrama, durarak uzun atlama, dinamik dikey sıçrama, şınav, mekik, sağ-sol el kavrama) tanımlayıcı ve multiple regresyon istatistik yöntemleri kullanılarak değerlendirildi. Test sonuçları, dikey sıçrama ile karın ve kalça çevre ölçümleri arasında (p0,05). Bu araştırmada elde edilen sonuçlara göre, basketbolcu çocukların fiziksel yapılarının bazı fizyolojik ve biyomotorik özellikler üzerinde etkili olduğu görüldü. Gelişim çağında bulunan çocuklara uygulanan antrenman programının bazı fizyolojik ve biyomotorik özellikleri etkilediği düşünülmektedir, This study aims to research into the effects of physical structures of young basketball players in summer schools on their biomotoric and physiological features. Twenty-two basketball voluteers participated in the study. Their mean age was 10.5±1.4 years mean height 1.46±0.1 m, mean sport age 2.3±2.4 years and their mean weight was 38.5±13.4 kg. Circumference measurements (arm, stomach, hip, thigh and leg), chest wideness and depth measurements, physiological measurement (VC, FVC, FEV1, FEV1 measurement (squat, vertical jumping, standing long jumping, dynamic jumping, sit-up, push-up, right and left hand clutch) were obtained for this study. Descriptive statistics and multiple regression were applied as the statistical method. The results showed that there were significant relationships, between vertical jumping and hip, abdomen circumferences (p