9 results on '"polyethylene oxide"'
Search Results
2. Ultrasonic Chain Scission of Polyethylene Oxide: Effect of Concentration and Temperature
- Author
-
Ali Akyüz and Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Bucak Emin Gülmez TBMYO, Biyomedikal Cihaz Teknolojisi Programı
- Subjects
Materials science ,Ultrases ,Chemical engineering ,Chain scission ,Polymer chemistry ,Ultrasonic sensor ,General Medicine ,Polyethylene oxide ,Polietilen Oksit ,Viskozite - Abstract
Polietilen oksitin sulu çözeltilerde ultrasonik zincir kırılması çalışılmıştır. Çözelti konsantrasyonu ve sıcaklığın polietilen oksit zincir kırılmasına etkileri incelenmiştir. Sonikasyon 20 kHz ultrases frekansında sabit güç ile 1x10-3 , 2x10-3 , 3x10-3 , 4x10-3 g/mL polietilen oksit konsantrasyonlarında ve 10, 20, 30, 40 0 C sıcaklıklarda gerçekleştirilmiştir. Polimer zincir kırılması çözeltinin spesifik viskozitesinin sonikasyon zamanına göre değişimi cinsinden karakterize edilmiştir. Teorik Madras ve Giz zincir kırılması modelleri viskozite ortalama molekül ağırlığı değişimini analiz etmek ve limit molekül ağırlığı – kırılma sabiti belirlemek için kullanılmıştır. Sonuçlar viskozite-molekül ağırlığının azaldığını ve zincir kırılmasının daha düşük sıcaklıklar ve çözelti konsantrasyonlarında daha hızlı ilerlediğini göstermektedir. The ultrasonic chain scission of polyethylene oxide was studied in aqueous solutions. The effects of solution concentration and temperature on polyethylene oxide chains scission were investigated. Sonication is performed at 20 kHz ultrasound frequency with fixed power at 1x10-3 , 2x10-3 , 3x10-3 , 4x10- 3 g/mL polyethylene oxide concentration and temperatures of 10, 20, 30, 40 0 C. Poymer chain scission was charactrized in terms of the change in the specific viscosity of the solution as a function of sonication time. Theoretical Madras and Giz chain scission models were used to analyse the viscosity average molecular weight evaluation and determine the limit molecular weight – scission constant. Results show that viscosity - molecular weight decreased and the chain scission proceeded faster for lower temperatures and solution concentrations.
- Published
- 2017
3. Doku yenilenmesi için çözünebilir yumurta kabuğu zarı proteini/plga nanofiberlerinin elektroçekme ile hazırlanması ve karakterizasyonu
- Author
-
Suat, Bilge, Özer, Kevser Özgen, Biyomedikal Teknolojiler Anabilim Dalı, Özer, Özgen, and Fen Bilimleri Enstitüsü
- Subjects
Electrospinning ,Elektroçekme ,Bioengineering ,Yumurta Kabuğu Zarı ,Eggshell Membrane ,Polycaprolactone ,Biyomühendislik ,Polilaktik Glikolik Asit ,Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Polymer Science and Technology ,Polikaprolakton ,Polylactide Glycolide Acide ,Biyoteknoloji ,Polietilen Oksit ,Polyethylene Oxide ,Biotechnology - Abstract
Yara iyileşmesinde uygun koşulların sağlanması için, genellikle bir örtüye veya uygun materyallerden yapılmış bir kaplamaya ihtiyaç vardır. Kullanılan materyallerin zarar görmüş dokuyu koruması ve iyileşme sürecini uyarması beklenir. Geleneksel çin tıbbında yumurta kabuğu zarı (ESM) 'anka örtüsü' olarak isimlendirilir ve tedavi amaçlı olarak birkaç yüzyıldır sıklıkla kullanılmıştır. Dekspantenol içeren kremler deri yaraları ve mukoz membranlardaki lezyonların tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Elektroçekim, nanofiber elde etmek için hızlı ve kolay bir yöntemdir. Hücre dışı matrikse benzer doku iskelelerinin üretimi için oldukça ümit vermektedir. Bu çalışmada poli(laktik-ko-glikolik asit), PEO (Polietilen oksit) ve PCL (Polikaprolaktorn) ile elektroçekim yöntemi kullanılarak çözünebilir yumurta kabuğu zarı ve dekspantenol içeren yenilikçi bir nanofibröz biyoaktif yara örtüsü formülasyonu geliştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda etkin madde salım çalışması, şişme testi yapılmış, elektron mikroskopu ile morfolojik yapıları, TPA ile mekanik dayanımları incelenmiştir., To provide the appropriate conditions for wound healing, wounds often require a dressing or a clothing from a suitable material. It is expected that these materials have to protect the wounded tissue and enhance the wound healing process. In traditional Chinese medicine egg shell membrane (ESM) knowns as 'phoenix cloth' and have been used to cure for centuries. Creams containing dexpanthenol have been widely used to treat mucous membrane lesions and skin wounds. Electrospinning is a fast and easy way to produce nanofibers. In addition to allow producing scaffolds like extracellular matrix, electrospinning technique is promising for producing drug loaded wound dressings. In this study, with using poly (lactic-co-glycolic acid), PEO (Polyethylene oxide), and PCL (Polycaprolactone) in electrospinning method, we developed a novel bioactive wound dressing formulation with soluble eggshell membrane protein, and dexpanthenol. For this purpose, drug release from the matrix, swelling test, morphological examining with electron microscope imaging and mechanical strength tests with texture profile analyser have been done.
- Published
- 2016
4. Poli (etilen-oksit) (peo)/kil nanokompozit malzemelerin ısısal ve termomekanik özelliklerinin deneysel olarak saptanması ve yapay sinir ağları kullanılarak simülasyonu
- Author
-
Yazici, Mehmet, Burgaz, Engin, and Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Artificial neural networks ,Polymer Science and Technology ,Clay ,Engineering Sciences ,Polyethylene oxide ,Modelling ,Mühendislik Bilimleri - Abstract
Ağırlıkça %0, 5, 10, 15 ve 20 kil ihtiva eden Poli (etilen-oksit)/kil nanokompozitleri (PKN)solüsyon yardımıyla interkalasyona tabi tutuldu. Bu nanokompozitler ve saf Poli(etilen-oksit) (PEO); termogravimetrik analiz (TGA), dinamik mekanik analiz (DMA) ve diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) yöntemleri ile analiz edildi. Yapay sinir ağları (YSA) tekniği ileri beslemeli geri yayılım algoritması kullanılarak PKN'ne ısısal kararlılık, kristalleşme ve termomekanik özelliklerin saptanabilmesi amacıyla uygulandı.TGA, DMA ve DSC analizlerinin sonuçları ile hem üretilmemiş olan %1, 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 18 ve 19 kil içerikli numuneler hem de üretilmiş nanokompozitlere ait sonuçlar YSA ile simüle edildi. Bu simülasyon sonuçları kullanılarak bozunma sıcaklığı, kül verimi, ergime ısı akışı, depolama modülü ve tan ? sonuçları hesaplandı.TGA, DSC ve DMA (hem depolama modülü (E?) hem de faz açısı (tan ?)) analizlerine ait simülasyon sonuçlarının deneysel verileri ile karşılaştırıldığı grafikleri çizildi. Simülasyon sonuçlarının deneysel sonuçlar ile iyi uyum içinde olduğu gözlemlendi. Simülasyon sonuçları dikkate alınarak ısısal kararlılık ve termomekanik davranışların arasındaki ilişkiler detaylıca incelendi.Deneysel veriler kullanılarak yapılan modelleme sonrasındaki simülasyon sonuçları gösterdi ki eğitimde kullanılan veri sayısı YSA'nın tahmin kabiliyetini etkileyen önemli bir faktördür. Ayrıca modelleme sonuçları ile YSA tekniğinin PKN'nin yapı-özellik ilişkilerini incelemek için potansiyel bir matematiksel araç olduğu sonucuna varılmıştır. PEO/clay nanocomposites included 0, 5, 10, 15 and 20 wt.% clay were intercalated by solution method. The nanocomposites and pure PEO were characterized by dynamic mechanical analysis (DMA), differential scanning calorimetry (DSC) and thermogravimetric analysis (TGA) techniques. The artificial neural network (ANN) technique with a feed-forward back propagation algorithm was used to examine the thermal stability, crystallinity and thermomechanical properties of poly(ethylene-oxide)/clay nanocomposites.Both non-produced %1, 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 18 and 19 clay included composites and the produced nanocomposites? DMA, DSC and TGA results were simulated by the experimental results. Decomposition temperature, char yield, enthalpy of melting, storage modulus and tan ? were successfully calculated by well-trained by the simulation results.Graphs of the predicted TGA, DSC and DMA (both storage modulus, E? and tan ? data) as a function of sample composition and experimental testing conditions were generated. The simulated data is in good agreement with experimental data. Based on simulation results, the relationship between thermal stability, crystallinity and thermomechanical properties was investigated in detail. Simulation results showed that the number of training dataset is one of the key factors in the prediction ability of ANN network. It was also confirmed that the ANN technique is a potential mathematical tool in the structure-property analysis of polymer/clay nanocomposites. 84
- Published
- 2012
5. Poli(etilen oksit)/kil ve poli(etilen oksit)/silika nanokompozit malzemelerin fourıer dönüşümlü kızıl-ötesi spektroskopisi ve polarize ışık mikroskobu teknikleri ile karakterizasyonu
- Author
-
Bahadir, Şule, Burgaz, Engin, and Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Subjects
Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Polymer Science and Technology ,Microscope ,Engineering Sciences ,Polyethylene oxide ,Infrared spectroscopy ,Mühendislik Bilimleri ,Nanocomposites - Abstract
Polimer nanokompozitleri, düşük orandaki nanoparçacık ilavesi ile polimerin yapısal, mekanik, ısısal ve geçirgenlik gibi özelliklerinde değişiklikler olmasını sağlayan yeni tip kompozit malzemelerdir. Bu çalışmada, poli(etilen-oksit)'in kristalleşme davranışı, polimer zincirleri ile nanotanecikler arasındaki etkileşimler, ayrı ayrı Montmorillonit kili ve silika nanoparçacıkları katılarak Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi (FT-IR) ve polarize ışık mikroskobu teknikleri ile incelenmiştir. Poli(etilen-oksit) (PEO)/kil ve PEO/silika nanokompozit numuneleri, tabakalı nanokompozit şeklinde çözeltide harmanlama yöntemiyle hazırlandı. Nanokompozitlerdeki FT-IR bandlarının saf PEO'dan farklı olduğu görüldü. Nanokompozitlerdeki PEO'nun eter oksijenine ait titreşim modları, eter oksijeninin kilin yüzeyinde bulunan sodyum katyonları ile koordinasyonu ve yine aynı şekilde PEO'daki eter oksijeninin hidrofilik dumanlı silikanın yüzeyindeki silanol grupları ile olan Hidrojen bağı etkileşimlerinden dolayı farklı dalga sayılarına kaydığı ve bu piklerin geçirgenliğinde önemli değişiklikler de meydana geldiği görüldü. FT-IR sonuçları PEO'nun sarmal yapısının tabakalı nanokompozitlerde bozulmadığını doğruladı. Polarize ışık mikroskobu, kil ve silika ile doldurulmuş ve doldurulmamış PEO'daki kristal morfolojiyi karşılaştırmak için kullanıldı. Saf PEO için, sferolit diye adlandırılan küresel geometriye sahip kristal tanelerinin aynı boyda ve dairesel olduğu açıkça görüldü. Hazırlanmış olan nanokompozitlerde saf PEO'ya göre sferolit boyutu kil veya silika ilavesiyle azalmıştır. Ayrıca PEO/kil ve PEO/silika nanokompozitlerindeki sferolitler anizotropik, anti sferolit şekilde, pürüzlü kenarlıdır. Polymer nanocomposites are new generation materials that make changes in mechanical, thermal, crystallization and permeation properties by low percentage of nanoparticle loading. In this study, the interactions between polymer chains and nanoparticles and crystallization behavior of poly(ethylene oxide) (PEO) were studied in the presence of Montmorillonite (MMT) clay and silica (SIL) with Fourier transform infrared spectroscopy (FT-IR), as well as polarized optical microscopy. Poly(ethylene-oxide) (PEO)/clay and Poly(ethlylene-oxide)/silica nanocomposites were prepared by a solution intercalation method. It was observed that the FT-IR bands of nanocomposites are different from those of neat PEO. The coordination of sodium cations with the ether oxygens of PEO, change the ether oxygen vibrational modes. Also, H-bonding interactions between the ether oxygen of PEO and the surface silanols of fumed silica lead to the ether oxygen band shift in the nanocomposites and there are significant changes on the transmittance of peaks, too. The FT-IR results indicates that in the nanocomposite the helical structure of PEO is not distorted. Polarized optical microscopy (POM) was used to compare the crystal morphology between filled and unfilled PEO. For the neat PEO, it was clearly seen that spherulites (spherical crystal particles) are similar in size and circular. For the intercalated system, the spherulite sizes vary a lot. Moreover, in these systems the spherulites are characterized by nonspherulitic shapes, with jagged edges. 61
- Published
- 2012
6. Farklı yapıdaki poliakrilamid polimerlerin flokülan olarak değerlendirilmesi
- Author
-
Aldemir, Sündüs, Yüksel, G. Yıldız, Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı, Kimya Mühendisliği, and Chemical Engineering
- Subjects
Polyacrylamide ,Polimerizasyon ,Flocculation ,Tinkal Cevheri ,Chemical Engineering ,Kimya Mühendisliği ,Borax decahydrate ,Polymerization ,Flokülasyon ,Redoks Polimerizasyonu ,Polyacrylate ,Borax ,Tincal ,Tincal Ore ,Polyethylene oxide ,Poliakrilamid ,Flocculant ,Redox Polymerization - Abstract
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010, Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2010, Türkiye, dünyanın en büyük tinkal cevheri yataklarına sahiptir. Tinkal cevheri, suda çözünmeyen safsızlıklar içerir. Tinkalden boraks dekahidrat ve boraks pentahidrat üretimlerinde, bu safsızlıkların boraks çözeltilerinden ayrılması flokülasyon işlemi ile yürütülmektedir. Bu amaçla flokülan olarak poliakrilamid ve polietilen oksit polimerler kullanılmaktadır. Bu çalışmada, farklı kimyasal yapı ve molekül ağırlığındaki poliakrilamid polimerlerin sentezi gliserin-Ce(IV), etilen glikol-Ce(IV), isopropanol-Ce(IV) ve aseton gliserol-Ce(IV) redoks çiftleri kullanılarak yapılmıştır. Sentezlenen polimerler hidroliz edilerek, çeşitli anyoniklik derecesine sahip polimerler elde edilmiştir. Tüm polimerler, tinkal cevherinin içerdiği safsızlıkların flokülasyonunda kullanılmıştır. Deneyler jar-test cihazı kullanılarak yürütülmüş, polimerlerin flokülasyon davranışları hem kendi aralarında hem de ticari polimerler ile kıyaslanmıştır. Flokülasyona, flokülanın yapısı, yük yoğunluğu, flokülasyon sıcaklığı, süspansiyonun boraks konsantrasyonu ve süspansiyonun katı içeriği gibi değişkenlerin etkisi incelenmiştir. Ayrıca sentezlenen poliakrilamid polimerlerin polietilen oksit ile birlikte kullanımı incelenmiştir. Sonuçlara göre sıcaklığın artması flokülasyon işlemi üzerinde olumsuz etki gösterirken, süspansiyonun katı içeriğinin ve boraks konsantrasyonunun artması flokülasyonu iyileştirmiştir. Yüksek sıcaklık, boraks konsantrasyonu ve katı içeriğinde lineer polimerler daha etkin olmuştur ancak farklı deney koşullarında farklı sonuçlar gözlenmiştir., Türkiye has the largest tincal ore deposit of the world. Tincal ore contains water insoluble materials. In the production of borax decahydrate and pentahydrate, seperation of these impurities from borax solutions is done by flocculation operation. For this purpose, polyacrylamide and polyethylene oxide polymers are used as flocculants. In this study, polyacrylamide polymers with different chemical structure and molecular weight were synthesized by using glycerol-Ce(IV), ethylene glycol-Ce(IV), isopropanol-Ce(IV) and acetonglycerol-Ce(IV) redox pairs. By hydrolysis of synthesized polymers, polymers with varying anionicity were obtained. All polymers were used on the flocculation of water insoluble materials in tincal ore. Flocculation behaviours of polymers were compared with each other and commercial polymers by using jar-test device. The effect of flocculant structure, charge density, flocculation temperature, borax concentration and solid content on flocculation were investigated. Also, the use of synthesized polyacrylamide polymers with polyethylene oxide was investigated. According to the results, increase in the solid content and borax concentration of the suspension, enhance the flocculation while increase in the temperature causes adverse effects. At high temperature, solid content and borax concentration, linear polymers are the most effective flocculants, but different results were observed at different experimential conditions., Yüksek Lisans, M.Sc.
- Published
- 2010
7. Akciğer yüzey aktif maddeleri-hibrit yüzey aktif maddeleri karışımlarının kan proteinleri ile etkileşimi
- Author
-
Uslu, Burçin, Aydoğan, Nihal, and Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Polyethylene oxide ,Chemical Engineering ,Kimya Mühendisliği - Abstract
Kimya ve eczacılık sektöründe çeşitli amaçlarla kullanılan yüzey aktif maddeleri, doğal olarak da insan vücudunda bulunmakta ve hayati önem taşıyan görevler üstlenmektedir. Akciğer yüzey aktif madde karışımında fosfolipitler ve proteinler bulunmakta ve bu madde karışımı, nefes alıp - verme esnasında alveol yüzeyini kaplamakta ve ara yüzey gerilimini düşürerek nefes almayı kolaylaştırmaktadır. Ayrıca bu maddeler solunumun devamlı ve normal bir şekilde sürdürebilmesi için alveol tekli tabakasına, yüzeye hızlı adsorpsiyon, yüksek elastisite, yüksek geri yayılım, yüksek yüzey basıncı ve düşük histeresiz gibi özelliklerinde kazandırılmasını sağlamaktadır. Akciğerde yaralanma, zehirlenme gibi durumların meydana gelmesiyle ölümcül sonuçları olan Yetişkin Solunum Zorluğu Sendromu (ARDS) hastalığı meydana gelmektedir. En çok ölümlerin gözlendiği durumlar, kan proteinlerinin alveol ara yüzeyine yerleşmesi ve akciğer yüzey aktif madde karışımını ara yüzeyden inhibe etmesiyle ve bunun sonucu olarak normal bir nefes alıp - verme çevriminin gerçekleşememesinden ortaya çıkmaktadır. Akciğer yüzey aktif madde karışımındaki proteinlerin bazı görevlerini taklit edebilmesi ve kan proteinlerini ile yarışmalı adsorpsiyon yapabilmesi için; (C42H88NO10+ C8F17O3S-) iyon - çifti hibrit yüzey aktif maddesi sentezlenmiştir. LB minitrough cihazıyla farklı mol oranlarındaki DPPC/(C42H88NO10+ C8F17O3S-) ikili karışımlarının farklı koşullar için faz değişim izotermi incelenmiştir. Molce DPPC'nin fazla olduğu ikili karışımlarda, DPPC ve (C42H88NO10+ C8F17O3S-) arasında sinerjik etkileşim belirlenmiştir. Ara yüzeylerin Floresans Mikroskopi ile görüntülenmesiyle, (C42H88NO10+ C8F17O3S-)'nin ara yüzeyi akışkanlaştırdığı ve bazı mol oranlarında SP-B proteinin özelliğini ve gerçek akciğer yüzey aktif madde karışımını taklit edebildiği görülmüştür. İki maddenin ara yüzeyde karışabilirlikleri incelendiğinde iki maddenin ara yüzeyde genel olarak aralarında itme etkileşimi olduğu ve ara yüzeyde karışılabilen - ideal olmayan tekli tabaka oluşturdukları bulunmuştur. (C42H88NO10+ C8F17O3S-)'nin sıvı - hava ara yüzeyine olan adsorpsiyon hızının yüksek olduğu ve ara yüzeye adsorplanarak kararlı tekli tabaka oluşturabildiği görülmektedir. Ayrıca madde, değişik koşullardaki DPPC tekli tabakasına başarılı bir şekilde adsorbe olarak ara yüzeye yerleşerek DPPC tekli tabakasının basıncını önemli bir şekilde arttırdığı ve DPPC faz değişim izotermlerini önemli ölçüde değiştirdiği belirlenmiştir. (C42H88NO10+ C8F17O3S-)'nin kan proteinlerinden fibrinojen (FB) ile yarışmalı adsorpsiyonunda, maddenin yüksek konsantrasyondaki FB varlığında bile ara yüzeye başarılı bir şekilde adsorbe olabildiği ve FB proteini inhibe edebildiği gösterilmiştir. Surface Active Agents (Surfactants) are used for various purposes in the chemical and pharmaceutical sector, and are also found in human body that carries vital functions. The most important surfactant in the human body is called lung surfactants. In lung surfactant mixture, there are phospholipids and proteins and this mixture overspreads to alveolus interface during respiration that reduces surface tension for facilitating respiration. Also, lung surfactants earn fast adsorption to the interface, high elasticity, high re - spreading, high surface pressure and low hysteresis properties to the alveolus monolayer for normal and permanent respiration. Blood serum proteins like as fibrinogen (FB), is secreted into the alveolar surface because of situations such as intoxication or lung injury. These proteins can inhibit lung surfactant and can cause of adult respiratory distress syndrome (ARDS). In order to mimic some properties of proteins in lung surfactant and achieve competitive adsorption with blood proteins, ion-pair hybrid surfactant (C42H88NO10+ C8F17O3S-) is synthesized. Phase change isotherms of different mol fraction DPPC/(C42H88NO10+ C8F17O3S-) two-component systems are analyzed with LB minitrough for different conditions. At high DPPC mole fractions in the two - component systems, positive synergic interaction is seen between DPPC and (C42H88NO10+ C8F17O3S-) at the interface. In Fluorescence Microscopy images, it is seen that (C42H88NO10+ C8F17O3S-) can be expand to the monolayers and can mimic some properties of SP-B protein and lung surfactant mixture. In additivity rule, excess/ideal area and thermodynamic calculations, it is investigated that DPPC and (C42H88NO10+ C8F17O3S-) can mix at the monolayer and form non-ideal mixed monolayer at the interface. (C42H88NO10+ C8F17O3S-) has fast adsorption to liquid - air interface and form stable monolayer is seen. Additionally (C42H88NO10+ C8F17O3S-) can absorp to DPPC monolayer successfully, increase the surface pressure of monolayer crucially and change the phase change isotherm of DPPC with spread to DPPC monolayer at different conditions.(C42H88NO10+ C8F17O3S) can gain the competitive adsorption of FB/(C42H88NO10+ C8F17O3S-) and inhibit FB protein even high concentration of FB. 257
- Published
- 2009
8. Maleik anhidritin ardışık kopolimerlerinin bor içeren türevlerinin sentezi ve karakterizasyonu
- Author
-
Kurucu, Gülcihan, Rzayev, Zakir M. O., and Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Maleic acide ,Polimer Bilim ve Teknolojisi ,Macromolecules ,Polymer Science and Technology ,Polymers ,Polyethylene ,Polyethylene oxide ,Polymer synthesis ,Chemical Engineering ,Kimya Mühendisliği ,Polymerization - Abstract
Bilindiği gibi bazı bor içeren aromatik bileşimler (p-karboksifenil borik asit ve türevleri ile fonksiyonlu karboranlar) bor nötron yakalama tedavisinde özellikle beyin tümörlerinde etkili antitümör ajanı olarak kullanılır. Bunun yanında maleik anhidritin ardışık kopolimerleri biyomedikal uygulamalarda ilaç yada enzim taşıyıcıları olarak; kimyasal tedavide antitümör ajanlar olarak kullanılır. Bu tez yeni bor ihtiva eden kopolimerlerin sentezi ve karakterizasyonunu sunmaktadır. Bor içeren kopolimerlerin sentezi maleik anhidritin (MA) ? -olefinler ve vinil eterler ile bazı seçici ardışık kopolimerlerinin [poli(etilen-alt-MA), poli(isobütilen-alt-MA), poli(vinil metil eter-alt-MA) ve poli(2-vinil-1,3-dioksolan-alt-MA)] difenilborinik asidin etanolamin esteriyle (APBA) amidoliz reaksiyonuna tabi tutularak gerçekleştirilmiştir. Bu kopolimerlerin suda çözülen dallanmış türevleri ise kopolimerlerin anhidrit birimlerinin ?-hidroksi-?-methoksi-poli(etilenoksit) (PEO) ile esterleştirilmesi yöntemiyle sentezlenmiştir.Sentezlenen bor içeren kopolimerlerin ve onların PEO türevlerinin yapıları, kompozisyonları ve özellikleri (polielektrolit ve termal davranışları, kristalleşme derecesi, yüzey morfolojisi ve antitümör aktivitesi) spektroskopi analizleri (FTIR, 1H ve 13C NMR), viskometri, ısısal analizi (DSC-TGA), X-ışını difraktogramı (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve Floresan mikroskobu (transfection effect) metotlarıyla karakterize edilmiştir. Amorf yapılı maleik anhidrit kopolimerlerinden farklı olarak onların bor içeren türevlerinin yarı-kristalik yapıya, yüksek ısısal özelliklere, polielektrolit davranışlara ve daha iyi dağılımlı yüzey morfolojisine sahip oldukları gözlenmiştir.Sentezlenmiş borlu kopolimerler ve kolayca suda çözünen PEO türevleri; polielektrolit özelliği, sıcaklık duyarlılığı, HeLa ve fibroblast hücrelerine karşı antitümör etkinliği ve nisbeten daha düşük toksisite özelliği gösterir. Böylece bu kopolimerler biyomühendislik polimer sistemlerinin etkili bir grubu olarak değerlendirilebilir. It is known that some B-containing aromatic compounds, such as p-carboxyphenyl boronic acid and its derivatives and functionalized carboranes possessing low toxicities have important applications in boron neutron capture therapy (BNCT) as effective tumor-targeting agents, especially for brain tumors. On the other hand, maleic anhydride (MA) alternating copolymers are known for their biomedical applications as drug or enzyme carriers, in diagnostics and chemotherapy as effective antitumor agents.This thesis presents the synthesis and characterization of new B-containing copolymers by amidolysis of some selective alternating copolymers of MA with ? -olefins and vinyl eters such as poly(ethylene-alt-MA), poly(isobutylene-alt-MA), poly(vinyl methyl ester-alt-MA) and poly(2-vinyl-1,3-dioxolane-alt-MA), with ethanol- amine ester of diphenylborinic acid (APBA). By reaction of prepared boron-containing copolymers with ?-hydoxy-?-methoxy-poly(ethylene oxide) (PEO) through anhydride/ carboxyl (copolymer) and hydroxyl (PEO) esterification, the water-soluble long branched organoboron copolymers were synthesized. The structure, compositions and properties (polyelectrolyte and thermal behavior, crystallinity, surface morphology and antitumor activity) of synthesized boron-containing copolymers and their PEO derivatives were characterized by spectroscopy (FTIR, 1H and 13C NMR), viscometry, thermal (DSC-TGA), X-ray diffraction, scanning electron microscopy (SEM) and fluorescence microscopy (transfection effect) analyses. It was demonstrated that the boron-containing copolymers exhibit semi-crystalline structure, higher thermal behavior, polyelectrolyte properties and fine distributed surface morphology as compared with their organic analogs, e.i., amorphous alternatig copolymer of MA. Synthesized copolymers and their some PEO derivatives show polyelectrolyte behavior, temperature sensitivity and antitumour activity, high transfection effect towards HeLa cell and lower toxcity, and therefore, these copolymers can be related to class of the effective bioengineering polymer systems. 85
- Published
- 2009
9. Büyüme hormonu (somatotropin) içeren biyolojik olarak parçalanabilen mikrokürelerin hazırlanması
- Author
-
Şimşek, Şerhan, Akbuğa, Jülide, Farmasötik Teknoloji Anabilim Dalı, and İlahiyat Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
- Subjects
Cyclodextrins ,Chitosan ,Pharmacy and Pharmacology ,Biyokimya ,Farmasötik ,Polyethylene oxide ,Eczacılık ve Farmakoloji ,Biyoteknoloji ,Biochemistry ,Growth hormone ,Biyoloji ,Glutaraldehyde ,Biotechnology - Abstract
1.ÖZETUzun etkili protein formülasyonları günümüzde yoğun biçimde araştırılan bir konudur. Bu çalışmada kitozan esaslı polietilen oksid, β-siklodekstrin, gluteraldehit ve PLA ve PLA-PLGA polimerleri kullanılarak somatotropin içeren mikroküreler hazırlanmıştır.Bu amaçla kitozanın farklı konsantrasyonlarda mikroküreleri hazırlanmıştır. Bu mikroküreler ile yapılan salım çalışmaları neticesi % 1.00 (a/h) konsantrasyonda olan formülasyona değişik konsantrasyonlarda polietilen oksid, β-siklodekstrin ve gluteraldehit ilave edilerek somatotropin içeren mikroküreler hazırlanmıştır. Kitozan esaslı bu mikrokürelerin yanısıra yine değişik konsantrasyonlarda PLA ve PLA-PLGA mikroküreleri oluşturulmuştur.Bu mikrokürelerde partikül büyüklüğü, yüzey yük ve yüzey görüntü özellikleri ile salım çalışmaları yapılmıştır. Salım örneklerinde somatotropin teşhis çalışmaları kromotografik (SEC-HPLC) ve elektroforetik (SDS-PAGE), ve biyoaktivite açısndan incelenmiştir. Bu amaçla mikroküreler +40C ,-20 0C, 25 0C ve 40 0C koşullarında bekletilmişlerdir. Elde edilen sonuçlara göre 4.00 ± 1.55µm ile 13.70 ± 2.87 µm partikül büyüklüğü aralığında, +10.04 ± 0.80 mV ile 16.57 ± 0.77 mV ve – 1.60± 0.96 mV ile – 2.89 ± 0.45 mV yüzey yük aralığında ve % 87.10 ± 2.90 ile % 98.65 ± 1.39 enkapsülasyon değerleri elde edilmiştir. Salım çalışmalarının toplam süresi 15 gün ile 45 gün arasında gerçekleşmiştir. Stabilite koşullarında salım çalışmaları neticesi değişiklikler saptanmış ancak biyolojik aktivite de anlamlı bir değişiklik elde edilmemiştir.Sonuç olarak çalışmalarımız kitozan esaslı polietilen oksit, gluteraldehit ve β-siklodekstrin ile PLA ve PLA-PLGA polimerlerinin somatotropin içeren mikroküre dozaj şeklinde kullanılmasının mümkün olabileceğini ortaya koymuştur. Gerçekleşen çalışma in-vivo çalışmalar için temel oluşturacaktır. Anahtar Kelimeler: Büyüme hormonu, Somatotropin, Kitozan, β-siklodekstrin, Polietilen oksit, Gluteraldehit, Protein, Mikroküre, PLA,PLGA 2. SUMMARYEncapsulation of Growth Hormone (Somatotropin) in Biodegradable MicrospheresControlled release delivery systems are intensively investigated area. In present study somatotropine microspheres were prepared with chitosan based polyethylene oxide, betacyclodextrin, glutaraldehyde, PLA and PLA-PLGA polymers. In this study chitosan microspeheres were prepared with different concentrations. According to microsphere and release studies results polyethylene oxide, betacyclodextrin and gluteraldehyde were added to 1.00% (w/v) chitosan formulations and microspheres were obtained. Additionally PLA and PLA: PLGA were used for microspheres. Stability studies were performed at +40C ,-20 0C, 25 0C and 40 0C conditions. According to results particle sizes were obtained between 4.00 ± 1.55µm and 13.70 ± 2.87 µm, surface charges were obtained between +10.04 ± 0.80 mV and 16.57 ± 0.77 mV , – 1.60± 0.96 mV and – 2.89 ± 0.45 mV and encapsulations were obtained between % 87.10 ± 2.90 and % 98.65 ± 1.39. Total release were occured between 15 and 45 days. Release profiles were changed during stability periods but biological activities were still positive.As a result, chitosan based microsphere systms including polyethylene oxide, betacyclodextrin, glutaraldehyde, PLA and PLA-PLGA can be used for somatotropin delivery. These results will form the basis for in-vivo studies.Key Words: Growth Hormone, Chitosan, β-cyclodextrin, Polyethylen oxide Glutaraldehyde, Microsphere, PLA, PLGA
- Published
- 2007
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.