15 results on '"modern science"'
Search Results
2. BİLİMSEL DEVRİM: ARİSTOTELESÇİ BİLİMDEN MODERN OLANA GEÇİŞİN KISA BİR ÖYKÜSÜ.
- Author
-
SALĞAR, Ercan
- Abstract
Copyright of Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi (FLSF) is the property of Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi (FLSF) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
3. Kelâm Ekollerinin İnsan Kudretinin Mahalli Tartışmalarına Anatomik ve Fizyolojik Bir Analiz
- Author
-
Seyithan Can
- Subjects
kelâm ,kudret ,kudretin mahalli ,modern bilim ,elektriksel aktivite ,kalām ,power ,the locus of power ,modern science ,electrical activity ,Islam ,BP1-253 ,Practical Theology ,BV1-5099 ,Moral theology ,BV4625-4780 - Abstract
Kudret konusu, İslâm kelâmında kader tartışmalarının temelini oluşturan insan fiilleri bağlamında ele alınmış ve tarihsel süreçte birçok yönüyle tartışılmıştır. Bu bağlamda kudretin mahalli de üzerinde durulan önemli konuların başında yer alır. Kudretin mahallinin olup olmadığı, varsa, neresi olduğu ile ilgili tartışmalarda Mu‘tezile, Eş‘arîlik ve Mâtürîdîlik ekolleri farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Mu‘tezile âlimlerinin, kudretin mahalli olduğu ve bu mahallin beden olduğu hususunda ittifak ettikleri görülür. Ancak kudretin mahallinin bedendeki yeri ve cinsi konusunda farklı yaklaşımlar sergilerler. Bazı âlimler, organlarda bulunan kudretin aynı cins olduğunu savunurken bazıları da bu kudretin farklı cins olduğunu düşünmüşlerdir. Eş‘arîlik ve Mâtürîdîlik ekolleri ise kudretin mahallinin olmadığını kabul etmiş ve kudretin fiile etki edeceği esnada Allah tarafından yaratıldığını vurgular. Kelâm ekollerinin bu görüşleri günümüz anatomi biliminden elde edilen bulgular çerçevesinde ele alındığında; Mu‘tezile’nin kudretin mahallinin beden olduğu ve tek bir yerden organları etkileyerek fiili meydana getirdiği görüşünün günümüz bilimiyle paralellik arz ettiği görülür. Çünkü kelâm âlimlerinin kudret olarak tanımladıkları mâna, günümüz anatomi bilimi çerçevesinde ele alındığında, kasları harekete geçiren elektriksel aktivite (uyartı) olarak kabul edilmiştir. Bilimsel olarak hareketin meydana gelmesi için ilk önce beyinde oluşan ve motor sinirler aracılığıyla kaslara iletilen elektriksel aktivitenin olması gerekir. Şayet beyindeki elektriksel aktivite olmazsa insanın hareket sistemini oluşturan, kaslar ve enerji aktif olmayacak böylece hareket gerçekleşmeyecektir. Mu’tezile âlimlerinden bazılarının kudretin organlarda olduğuna yönelik düşüncelerinin de bilimsel bir karşılık bulmadığı söylenebilir. Kudretin aynı cins mi yoksa farklı cins mi olduğu konusunda yapılan tartışmalarda ise aynı cins olduğunu savunan âlimlerin görüşlerinin isabetli olduğu tespit edilmiştir. Çünkü kudret olarak kabul ettiğimiz elektriksel aktivite, beyindeki oluşum sürecinden sonra organlara yayılır. Dolayısıyla organları harekete geçiren kudretin aynı cins olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak Mu’tezilî âlimlerin kudretin mahallinde sürekli bulunduğuna dair ortaya koymuş oldukları görüşün günümüz bilimsel verileriyle uyumluluk arz etmediği görülmüştür. Eş‘arîlik ve Mâtürîdîlik ekollerinin kudretin sürekli mahalli olmadığına dair ortaya koymuş oldukları görüşlerinin günümüzde beyin aktiviteleri üzerinde yapılan deneylerle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Çünkü insan edimi oluşacağı esnada bu edimi meydana getiren elektriksel aktivitenin fiilden önce ve insanın iradesi dışında beyinde ortaya çıktığı, yapılan bazı deneysel çalışmalarla belirlenmiştir. Eş‘arî ve Mâtürîdî tartışma âlimlerinin kudretin sürekli olarak bedende bulunmadığı ve her defasında Allah tarafından yaratıldığı görüşü elektriksel aktivite olarak tanımladığımız kudretin yaratılışı ile uyumluluk arz ettiği söylenebilir.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
4. RÖNESANS'TA ARİSTOTELESÇİLİK.
- Author
-
SALĞAR, Ercan
- Abstract
Copyright of Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi (FLSF) is the property of Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi (FLSF) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
5. MODERN ASTRONOMİNİN İSPANYA'YA GİRİŞİ: NOVATORES.
- Author
-
TAĞMAN, S. Ertan
- Abstract
Copyright of Journal of Strategic & Social Research is the property of Mehmet Akif Ersoy University, Social Science Institute and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
6. Kelâm Ekollerinin İnsan Kudretinin Mahalli Tartışmalarına Anatomik ve Fizyolojik Bir Analiz.
- Author
-
CAN, Seyithan
- Subjects
- *
HUMAN mechanics , *ISLAMIC theology , *ORGANS (Anatomy) , *HUMAN body , *GOD in Islam , *THEOLOGY , *SABBATH - Abstract
The issue of power has been addressed as part of human actions, which form the basis of the discussions of destiny in Islamic theology. Various schools of kalām have extensively discussed the issue of power throughout history. The locus of power is also one of the critical concerns that have been emphasized within these discussions. The schools of the Mu'tazila, al-Ashʿarī and al-Māturīdī have put forward different perspectives on whether the locus of power exists or not and where it exists if it does so. Mutazilites are known to be in agreement with the view that te human body is the substrate of power. On the other hand, However, they hold different views, not only on the exact locus of power in the body but also on its type. While some argue that the locus of power in the body is the organs, others claim that it is not the organs. The schools of al-Ashʿarī and al-Māturīdī accept that there is no locus for power and emphasize that power is created by Allah the moment it would initiate action. When these views of the kalām schools are considered within the framework of the data from the modern science of anatomy, it is seen that what modern science has to say on this issue concurs well with the Mu'tazilite view that the locus of power is the body and that it creates the action by managing the organs from a single center. This is because, when considered from the lens of anatomy, what is meant by the schools of kalām with "power" is electrical activity (stimulus) that activates the muscles. Therefore, scientifically considered, for any movement to occur, an electrical activity must first begin in the brain and be transmitted to the muscles via motor nerves. If there were no electrical activity in the brain, the muscles and energy that make up the human movement system would not be active, so movement would hardly take locus. Therefore, the claim made some of the Mu'tazili scholars that the power is in the organs is scientifically not valid. As for the debates on whether the power in different organs is the same or different in terms of its type, the views of the scholars who argue that they are the same genus are apparently correct. This is because the electrical activity, which we accept as power, spreads to the organs after it is formed in the brain. This implies that the power which activates the organs is of the same type. However, it can be said that Mu'tazila's idea of the constant presence of power in its locus conflicts with modern scientific data. The views of al-Ash'arite and al-Maturidite schools that power is free from being in a constant location are compatible with the findings of recent experiments on brain activities. That is, some experimental studies have indicated that the electrical activity that creates an act occurs in the brain before the act itself and outside the will of the human. In brief, the view of Ash'arite and Maturidite scholars that power is not constantly present in the body and that it is created by Allah each time it is needed is compatible with the creation of power, which we define as electrical activity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
7. Kur’an ayetlerinin su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesi
- Author
-
Muratoğlu, Abdullah, Aktaş, Mehmet Nurullah, and Batman Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Resource ,İnsan ,Mühendislik ,Modern Science ,Water ,Kur’ân ,Modern Bilim ,Qur’an ,Su ,Engineering ,Life ,Tafsir ,Kaynak ,Tefsir ,Yaşam ,Human - Abstract
Bu tez çalışması TÜBİTAK tarafından 2211 numaralı Sosyal Bilimlere Geçiş Yurt İçi Lisansüstü Burs Programı kapsamında desteklenmiştir., Su, insanlar dahil bütün canlı organizmaların ihtiyaç duyduğu en temel maddelerden biridir. Biyolojik süreçleri oluşturan ve değiştiren istisnai bir molekül olup diğerlerinden farklı davranmak suretiyle sıra dışı ve kendine özgü nitelikler barındırır. Günümüzde, çok sayıda bilimsel disiplin suyun farklı durumlardaki davranış ve özelliklerini araştırmaya adanmıştır. Bu kadar yoğun araştırma faaliyetlerine rağmen insanlar hâlâ suyun özellikleri hakkında oldukça sınırlı bilgi birikimine sahiptir. Su kaynakları mühendisliği, yeryüzünde insan ve çevresinin kullanımına uygun su kaynaklarının hareketi, döngüsü, depolanması, miktar ve kalitesi gibi unsurları akışkanlar mekaniği, hidrolik ve hidroloji gibi bilim dallarının temel prensipleri çerçevesinde mühendislik yaklaşımı ile inceleyen uygulamalı bir alandır. Mevcut su kaynaklarının miktar ve kalitesi hem canlı ekosistemlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve yeryüzündeki gıda güvenliği açısından, hem de medeniyetlerin toplumsal, ekonomik ve sıhhi gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın temel amacı, Kur’ân-ı Kerîm’deki ilgili ayetlerin ve tefsir literatüründeki yorum ve açıklamaların modern su kaynakları mühendisliği yönünden incelenmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’e bakıldığı zaman, suyun önemi, dünyadaki döngüsü ve dolaşımı, tatlı su kaynakları, bunlardaki sınır ve ölçüler, su, gıda ve ekosistem güvenliği arasındaki ilişki gibi modern su kaynakları mühendisliği kapsamına giren konularda birçok mesaj verildiği görülmektedir. Suyun Kur’ân’da bu kadar farklı yönü ile ele alınması ve klasik müfessirlerin Kur’ân’dan çıkardıkları anlamların, modern çağda bilim insanları ve mühendisler tarafından peyderpey ulaşılmış gözlem ve bulgularla yakın uyumu gerçekten ilgi çekicidir. Çalışmamızdaki temel bulgulara göre Kur’ân ayetleri ve tefsirinin; mühendislik bakış açısında oldukça önemli bir yere sahip olan korunum yasaları ve madde ve enerjinin sınırlı olduğu görüşünü desteklediği görülmekte, modern bilim tarafından hidrolojik döngü kapsamında açıklanan sistem ve süreçler ile ilgili bilgilerle son derece uyumlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Kur’ân yorumunda yağmurun en temel su kaynağı olması, su-gıda güvenliği ilişkisi, bir yıllık su döngüsü, kaynakların heterojen dağılımı, buharlaşma, bulutları oluşturması, suyun havzalarda toplanması, yerde ve atmosferde depolanması, yerüstü ve yeraltı ortamlara yerleştirilmesi, akışa geçmesi, yeraltını beslemesi, derine sızması gibi hususların işlendiği ve özellikle klasik dönemde yaşamış başlıca müfessirlerin bu konuda oldukça zengin yorum ve çıkarımlar yaptıkları tespit edilmiştir. Su bilimi ve mühendisliği yönünden uzmanlık barındıran bu çalışmanın, modern dönem Kur’ân yorumu ile ilgili Temel İslam Bilimleri literatürüne disiplinler arası bir katkı sağlaması beklenmektedir. Ayrıca günümüzdeki bilimsel tefsir çalışmalarına batı takipçiliği, pozitivizm veya indirgemeci bakış açısının yerine zengin İslami literatürden beslenerek, daha özgüvenli ve kapsayıcı bir metotla bakılması gerektiği savunulmaktadır., Water is one of the most fundamental substances needed by all living organisms, including humans. It is an exceptional molecule that creates and modifies biological processes, and it possesses unusual and unique properties, behaving differently from others. Today, many scientific disciplines are dedicated to studying the behavior and properties of water in different situations. Despite such intensive research activities, people still have very limited knowledge about the properties of water. Water resources engineering is an applied field that studies the movement, cycling, storage, quantity, and quality of water resources suitable for human and environment using an engineering approach within the framework of the basic principles of fluid mechanics, hydraulics, and hydrology. The quantity and quality of available water resources are very important both in terms of meeting the needs of living ecosystems and food security on earth, and in terms of social, economic, and sanitary development of civilizations. The main purpose of this study is to examine the relevant verses in the Holy Qur'an and the interpretations and explanations in the exegetical literature in terms of modern water resources engineering. Numerous verses in the Qur'an pertain to issues that fall under the scope of modern water resources engineering, such as the significance of water, its cycle and circulation on the earth, freshwater resources, their limits and measures, the connection between water, food and ecosystem security. It is quite interesting that water is discussed in the Qur'an in so many different aspects and that the meanings derived from the Qur'an by classical interpreters are in close harmony with the observations and findings gradually reached by scientists and engineers in the modern age. Main findings of this study show that the Qur'anic verses and exegesis support the conservation laws and the view that matter and energy are limited, which have a very important place in the engineering perspective, and it is highly compatible with the information about the systems and processes described by modern science within the scope of the hydrological cycle. In the Qur'anic interpretation, hydrologic issues such as rain as being the most basic source of water, the relationship between water-food security, the one-year water cycle, the heterogeneous distribution of resources, evaporation, cloud formation, the collection of water in basins, storage in the ground and atmosphere, placement in the surface and underground environments, flow, feeding the underground, seepage, etc. subjects have been covered, and especially the main commentators who lived in the classical period have made very rich interpretations and inferences on this subject. This study, which has expertise in water science and engineering, is expected to make an interdisciplinary contribution to the literature of Basic Islamic Sciences. It is also argued that today's scientific tafsīr studies should be viewed with a more self-confident and inclusive method by feeding on the rich Islamic literature instead of following the West, positivism, or reductionist perspective.
- Published
- 2023
8. MODERN BİLİMİN ÖRGÜTLENMESİ VE POPÜLERLEŞMESİ.
- Author
-
ELDEMİR, B. Nur
- Subjects
HISTORY of science ,NINETEENTH century ,ADVENTURE & adventurers - Abstract
Copyright of Sosyologca is the property of Sosyologca and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2018
9. ARİSTOTELİANİSM İN THE RENAİSSANCE
- Author
-
Ercan SALĞAR
- Subjects
Philosophy ,Felsefe ,History and Philosophy of Science ,Rönesans ,Aristoteles ,Aristotelesçilik ,modern bilim ,Renaissance ,Aristotle ,Aristotelianism ,modern science ,Bilim Felsefesi ve Tarihi - Abstract
Bu çalışmanın amacı, Rönesans’ta Aristotelesçilik akımlarının yeri ve öneminin ne olduğunu araştırmaktır. Yaygın görüşe göre, modern bilim ve düşünce Rönesans’ta Aristotelesçi bilim anlayışının eleştirilmesi ve yadsınmasına binaen ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu anlayışı savunanlara göre, Rönesans’ta Aristoteles felsefesinin tamamıyla ortadan kalktığı, bunun yerine Platoncu felsefenin geçtiği ve nihayetinde modern bilimin oluşumunda da Platoncu felsefenin etkin olduğu ileri sürülür. Oysa Batı literatüründe kısmen bilinen, ülkemizde ise neredeyse hiç bilinmeyen karşı teze göre, Aristoteles felsefesinin ya da Aristotelesçiliğin Rönesans ve hatta 17. yy’da dahi tamamıyla ortadan kalkmadığı, aksine evirilerek modern bilim ve düşünceye zemin hazırladığı iddia edilir. Bu bağlamda çalışmamızda, hem bu tartışmalı konuya ışık tutması hem de ikinci ekolün savları bağlamında literatüre katkı sağlaması bakımından, Rönesans’ta Aristotelesçilik konusunu ele aldık. Neticede, mevcut kaynaklar dahilinde Aristotelesçi felsefenin Rönesans ve 17. yy’da tamamıyla ortadan kalkmadığı aksine bu felsefenin Padua Üniversitesinde, metodolojik bağlamda daha da geliştirilerek, Galileo öncülüğündeki modern bilimsel yönteme zemin hazırladığı görülmüştür., The aim of this study is to research the place and importance of Aristotelian movements in the Renaissance. According to the common view, modern Science and thought emerged in the Renaissance due to the criticism and rejection of the Aristotelian conception of Science. In addition, according to those who support this understanding, it has been argued that Aristotle's philosophy completely disappeared in the Renaissance, Platonic philosophy replaced it, and finally Platonist philosophy was effective in the establishment of modern Science. However, according to the counter thesis, which is partially known in the Western literature and almost unknown in our country, it has been argued that Aristotelian philosophy or Aristotelianism did not completely disappear in the Renaissance and even in the 17th century, on the contrary, it evolved and laid the groundwork for modern Science and thought. In this context, in our study, we discussed the issue of Aristotelianism in the Renaissance in terms of both shedding light on this controversial issue and contributing to the literature in the context of the arguments of the second school. As a result, it has been seen that Aristotelian philosophy did not completely disappear in the Renaissance and 17th century, within the available sources, on the contrary, this philosophy was further developed in a methodological context at the University of Padua and laid the groundwork for the modern scientific method led by Galileo.
- Published
- 2022
10. From 20 st. century to the present, evalution of psychoanalysis tendency, in Turkish Painting Art, by the influence of science
- Author
-
Atik, Fatma Nur, Ayan, Handan Müjde, Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, and Resim İş Öğretmenliği Bilim Dalı
- Subjects
Türk resim sanatı. Art ,Turkish painting art ,bilim ,modern bilim ,Sanat ,psikanaliz kuram ,modern science ,theory of psychoanalysis ,science - Abstract
Günümüzde, teknolojik ve bilimsel araştırma alanlarındaki hızlı gelişmelere paralel olarak, sanatçıların hayata bakış açısı da önemli ölçüde değişmektedir. Dünyayı etkisi altına alan modern bilimsel gelişmeler, bizzat çeşitli sanatçı topluluklarının varlığı üzerinde ciddi bir izlenim uyandırmaktadır. Bu araştırmada ‘‘20. Yüzyıldan Günümüze Türk Resim Sanatında Bilimin Etkisiyle Psikanaliz Eğilimlerin Araştırılması’’ incelenmiştir. Bu araştırmanın temel amacı, Türk Resim Sanatının modern bilimden nasıl etkilendiğini saptamak ve bu etkilerin psikanaliz kuramın önemli bir boyutu olan toplumsal dinamikler ile olan ilişkilerini incelemektir.Erich Fromm ve Alfred Adler’in, psikanalizin revizyon yaklaşımları, daha çok toplum dinamiklerine yer sunmakta ve 20. yüzyılın başından beri Sigmund Freud’un klasik psikanaliz kuramına katkı sağlamaktadır. Bu araştırmada, hem bu revizyon önerilerini hem de psikanalizin sosyal temsillerini ele almak amaçlanmıştır. Araştırma verileri, betimsel araştırma yöntemlerinden biri olan literatür taraması ile toplanmıştır. Elde edilen verileri, kuramsal değerler çerçevesi ile ilişkilendirmek ve yeniden anlamlandırmak için, araştırmaya en uygun olan nitel araştırmanın olanaklarından yararlanılmıştır. Araştırma bulguları, bilimsel süreçler bakımından analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Özellikle 1950 sonrası Türk resminden günümüze kadar yoğun olarak bilimsel bakış açıları saptanmıştır. Ayrıca bilimsel devrimlerin etkisiyle de ilgili olarak, sosyal - psikanalitik yaklaşımlar derinlemesine irdelenmiştir. Today, parallel to the rapid developments in the fields of technologic and scientific research, the view of life of artists has also been changed dramatically. The modern scientific developments which has come upon World creates a serious impression on the very existence of the various artist societies.In this research, ‘‘From 20 st. Century to the Present, Evalution of Psychoanalysis Tendency, In Turkish Painting Art, by the Influence of Science’’ was examined. The main reason of this inquiry is to study to determine how the Turkish painting art is impressed by modern science and the relationships of these effects to community dynamics is a fundamental dimention of psychoanalytic theory. Having mostly community dynamics, the revision of psychoanalysis approach of Erich Fromm and Alfred Adler has been contributing classical psychoanalytic theory of Sigmund Freud since the beginning of the 1900s. In this research it is aimed to discuss both this suggestions of revision and the social representations of psychoanalysis.Research findings were gathered with literature review that is one of the descriptive research method. In order to associate with framework of theoretical amount and reinterpret the data obtained, ıt has been benefited from the opportunities of qualitative research that is best fit to research. Research findings were analized and interpreted with respect to the scientific processes. Particularly, ıt has been densely detected scientific viewpoints from Turkish painting after 1950 until today. As also related to effect of scientific revolutions, ıt has been researched thoroughly social – psychoanalytical approachs.
- Published
- 2022
11. Modern Bilim ve Din.
- Author
-
KAHRAMAN, Yakup
- Abstract
Along with Renaissance the understanding of natural science has changed dramatically in the sense of field and content and it has begun to be called as modern science. Modern science has revealed concrete coclusionan it has made a significant contribution w ith regard to vital in society. The findings of modern science bring out positive result on practical ground has deeply influeneced the intellectual approaches in the same period. Defin itely , one of the significant reflections of that influence has occured in religion, the thinkers of the period have positioned their interpretations along with science, so they have constricted religion's scope and have tried to fill the scope w ith philosophical attitudes. In the study, it is tried to show how the new paradigm, which is constituted by science, has raised the secular religion perception. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
12. BİLİMSEL BİLGİNİN RASYONELLİĞİ VE MATEMATİK.
- Author
-
Deniz, Şefik
- Subjects
- *
REASON , *SCIENTIFIC knowledge , *MATHEMATICS , *LOGIC , *THEORY of knowledge , *SCIENTIFIC method , *METAPHYSICS - Abstract
Though the question about the nature and rationality of scientific knowledge is a fundamental philosophical issue, by and large science is accredited as a rational sort of knowledge. The basis of this common idea is that science seizes facts by a quantitative and objective manner and explains them via a strict method which inherently and necessarily belongs to science. In this study our aim is to discuss what we mean by scientific rationality and analyze the debates about it. Firstly, beginning with the epistemological and logical problems and the question how much scientific knowledge is rational; the disputes will be analyzed through the scientific method and the development of scientific knowledge. Secondly, related to the metaphysics of science and to the question why science must be rational, these debates will be discussed as the relation between mathematics and scientific rationality through development of the modern cosmology, philosophy and modern mathematical science. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2010
13. Kötülük problemi ve modern dönem tasarım delili
- Author
-
Küçükyavuz, Ali, Baykan, Erdal, Felsefe Anabilim Dalı, Danışman: 158092, and NEÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe Anabilim Dalı
- Subjects
Design ,modern bilim ,design proof ,modern science ,Tanrı ,Evil ,Philosophy ,Felsefe ,kötülük ,God ,tasarım kanıtı ,Epicurus ,evil ,Evidence - Abstract
Yüksek Lisans Tezi, Kötülük problemi her ne kadar Tanrı’nın varlığının aleyhine delil olacak şekilde ortaya atılmış bir problem gibi gözükse de günümüzde hem inanan hem de inanmayan insanlar için bir problemdir. Bu problemin insan zihnini rahatlatıcı bir şekilde çözülmesi insanın kendi varoluşunu anlamlandırabilmesi için gerekli gözükmektedir. Bu problemi dile getiren filozoflardan Epikuros’a göre mutlak iyi bir Tanrı ile mutlak bilgili ve mutlak güçlü bir Tanrı bir arada uyumlu bir biçimde savunulamaz. D. Hume da kötülük problemini Epikuros’tan ilhamla dile getirir. Hume’a göre Tanrı mutlak iyi bir varlıksa mutlak gücünü kullanarak kötülükleri def etmelidir. Şayet kötülükleri defetmiyorsa Tanrı iyi değildir ya da gücü mutlak değildir. Var olan kötülükler devam ettiğine göre Hume, bu durumun bizi Tanrı’nın yokluğuna götüreceğini ifade eder. Tanrı’nın sıfatları arasında uyumsuzluk bulunduğu iddiası günümüz felsefelerinde devam etmiştir. Çağdaş felsefecilerden J. L. Mackie, William Rowe ateizme ulaşma ümidiyle kötülük problemini kullanırken; Plantinga, J. Hick gibi düşünürler ateizme karşı argümanlarını dile getirmektedirler. Problemin çıkış noktası ateizmin kötülük kavramından hareketle Tanrı’nın yokluğunu ispat etme çabasıdır. Biz bu çalışmamızda kötülük probleminin tarihsel seyrini verdikten sonra Tanrı’nın varlığına yönelik olarak modern dönem bilimsel çalışmaların verilerini kullanarak Tanrı’nın varlığını tasarım kanıtı ile ortaya koymaya çalışacağız. Ateistlerin Tanrı’nın varlığı/yokluğu tartışmalarını kritik ettikten sonra ana vurgumuz bilimsel veriler ışığı altında insan için tasarlanmış bir evrende gördüğümüz kötü olguların insan için gerekli olduğunun tespiti olacaktır. Yapmış olduğumuz çalışmada modern dönem bilimsel verilerin teistik dinlerin argümanlarını destekler nitelikte olduğunu gördük. Tanrı’nın var olduğu bir ontolojide insanların mutlu bir yaşam sürebilmeleri için Tanrı ve kötülük kavramlarının uyumlu bir biçimde savunulabileceğini gördük., Although the problem of the evil seems to be a problem put forward as an evidence against God’s existence, it is problem for both believers and non- believers of God, today. Solving this problem in a relaxing way for human mind seems necessary to make sense of human existence. According to Epicurus, one of the philosophers who expressed this problem, an absolute good, sophisticated and powerful God cannot be argued harmoniously together. D. Hume also expresses the problem of evil, inspiring from Epikuros. According to Hume, if God is an absolute good being, he must defeat the evil by using his absolute power. If he cannot defeat the evils, God is not good or power is not absolute. God is not good or his power is not absolute if he does not defeat evil. As long as the evils continue, Hume says that this will lead us to the absence of God. The claim that there is an incompatibility among the attributes of God continued in today's philosophies. While J. L. Mackie William Rowe, a contemporary philosopher, uses the problem of evil with the hope of reaching atheism, Thinkers like Plantinga, J. Hick express their arguments against atheism. The starting point of the problem is the attempt to prove God's absence, using the evil concept of atheism. In our study, after giving the historical course of the evil problem, the existence of God will be tried to be demonstrated by the evidence of design and by using the data of modern period scientific studies for the existence of God. After revealing the existence of God, in the light of scientific data, our main emphasis will be on the fact that the bad phenomena we see in a universe designed for human beings are necessary for all people. In our study, we have seen that the modern period scientific data supports the arguments of the theological religions. In an ontology where God exists, we have seen the concept of God and evil can be defended harmoniously so that people can live a happy life.
- Published
- 2019
14. Bilim, ideoloji ve bilime İslamcı yaklaşım
- Author
-
Emiroğullari, Ayşegül, Arslan, Hüsamettin, Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Sosyoloji Anabilim Dalı/Genel Sosyoloji ve Metodoloji Bilim Dalı., and Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Sociology ,Science ,İslamcılık ,Islamism ,İdeoloji ,Modern science ,Islamic science ,Modern knowledge ,İslamcı bilim ,Sosyoloji ,Ideology ,Modern bilim - Abstract
Elinizdeki çalışmada ?bilim, ideoloji ve bilime İslamcı yaklaşım? başlığı altında bilhassa modern bilimin ve onun pozitivist yorumunun -sosyal kontekstinde- dikte ettiği bilim-ideoloji karşıtlığını ele aldım ve bu tartışmayı bir ideoloji olarak ?İslamcı bilim? teziyle ilişkilendirdim. Bilim ve özellikle modern bilim, ideoloji kavramının yapısal özellikleri ve gelişim tarihi ile bir takım benzer özellikler gösterir. Bu kavramların ortaya çıkış ve birbirlerinden kopuş süreçleri oldukça ironiktir. Kavramların sosyal kontekste bağlı değişimi ancak sosyolojik bir perspektifin benimsenmesiyle ortaya çıkabilir. Bu açıdan biz de genel bağlamda sosyoloji ve özel olarak bilgi sosyolojisinin perspektifini kullanmak suretiyle iki önemli sosyal fenomen olarak bilim ile ideolojinin sosyal yaşantıda birleşmelerinin örneği olarak İslamcıların bilime yaklaşımlarını seçtik. Girişte, metodları ve anahtar kavramları ile birlikte çalışmanın tezi özet olarak verildi. Birinci bölüm ?modern bilim? ve ?ideoloji? kavramlarının gelişimlerini birlikte ele almayı, ikinci bölüm bu kontekstten kopmayarak İslamcıların modern bilime bakışlarını temsilcileri örnekleminde tanıtmayı, üçüncü bölüm ise sosyolojik perspektifle değerlendirme açısından İslamcı bilimi eleştirmeyi amaçlamıştır. Elinizdeki metin, modernite ve bu kontekstten bağımsız düşünülemeyen ?modern bilim?, ?ideoloji?, ?İslamcı? ve ?İslamcı bilim? anahtar kavramları temelinde; ide olarak bilim ve ideolojinin teori bağlamında birbirinden bağımsızlığının, sosyal dünyadaki ?lebenswelth- istemsiz (bilinçsiz) birleşme ve bütünleşmelerini İslamcıların modern bilimi değerlendirme ve yorumlamaları bazında göstermeyi amaçlar. With this thesis I discuss the truth that with the title of ? science, ideology and Islamist approach to science? especially modern science and its positivist appearing ? in social context- don?t have the properties as they are declared with the paradigms of ideology that is generally declared as its contrary ,specifically Islamist?s commentate of modern science. Science and particularly modern science have some similar features with the structural features and progress history of ideology concept. Process of merging and separating of these concepts are quite ironic. Alteration depending upon social context of concepts can only emerge with adopting a sociologic perspective. In that respect, using sociology and private sociology of knowledge?s perspective we choose Islamist?s approach to science as a sample of integration of science and ideology as two important social phenomenon in social life. In the prelude section, studying with its methods and key concepts? thesis is presented. First section intends to discuss progress of modern science and ideology concept together, second section intends to, without separating from this coherence, introduce Islamist?s viewpoint of modern science with representational people samples, third section intends to criticize Islamic science with sociological perspective evaluation. This text intends to present -lebenswelth- reflex (unconscious) union and coalesce of science as idea and ideology?s theoretic independence in social life on the basis of Islamists? evaluation and interpretation of modern science under the skin of key concepts; modernity and ,contexts which can?t be detached from this context, ?modern science?, ?ideology?, ?Islamist? and ?Islamic science?. 115
- Published
- 2012
15. The early criticism or modern science and capitalism: The philosophy or Rousseau
- Author
-
Mollaer, Fırat
- Subjects
Modern science ,Capitalism ,Modernism and Rousseau ,Modern bilim ,Kapitalizm ,Modernizm ve Rousseau - Abstract
Bu çalışmada, Rousseau' nun felsefesi modern bilim ve kapitalizme yönelik eleştirisi bağlamında ele alınmıştır. Modern bilim ve kapitalizm, modernizmin asli bileşenleri olarak, paylaştıkları evren tasarımıyla modern dünyanın biçimlenmesinde önemli etkiye sahiptir. Rousseau, bu dünyaya ilk etkili eleştiriyi yönelten filozoflardandır. O, genellikle anlaşıldığı Üzere, sadece devrimlere ilham vermiş, 'genel irade' kuramının sahibi bir siyaset filozofu değil , etkisi 16. yüzyıldan itibaren perçinlenen bir dünya görüşünün analizini yapmış bir filozoftur. Modern bilim ve kapitalizm ilişkileri, modernizm içinde kapitalizmin yeri, bu çalışmanın anahtar konularıdır. İn this paper, Rousseau's critique of modern science and capitalism is examined. To grasp this critique, it will be displayed that modern science and capitalism, which share the same imagination of universe, have had great impact on the formation of modernism.
- Published
- 2005
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.