Bu çalışma, Türkiye kültürünü, sanatını, görsel algısını ve bunların dış dünyada algılanışını biçimlendiren öğelerden oryantalizmin sanat tarihi alanındaki karşılığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Oryantalizm, 19. yüzyıldan 20. yüzyılın son çeyreğine kadar tüm modern dönem boyunca Batı – Doğu ilişkilerinin ana belirleyicilerindendir. Araç ve yöntemler değişse de günümüzde de bu olgu varlığını, etkisini sürdürmektedir. Siyasal, ekonomik boyut ön planda görünmekle birlikte, devletler ve devlet kurumlarından önce toplumların, inançların, kültürlerin, insanların algılanışında, dolayısıyla fiili ilişkilerde, sivil alanda “hegemonya” inşası kültürle, sanatla gerçekleşmektedir. Oryantalizmin resimden edebiyata, seyahatnamelere, müzikten tiyatroya sanatsal üretimle doğup gelişmesi, bunun göstergesidir. Kaldı ki oryantalizm kavramı, 19. yüzyıl başlarında Fransız ve İngiliz sanatçıların “doğu” resimlerinin adı olarak doğmuştur. Bu süreçte Batı – Doğu ilişkisi, dolayısıyla da oryantalist pratik, yoğunlukla Osmanlı ve Osmanlı coğrafyasına odaklanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nda güzel sanatlar eğitiminin ve müzeciliğin öncüsü Osman Hamdi Bey, sanatçı, eğitimci ve kültür yöneticisi olarak yine oryantalist tarz içinde yetişmiştir. Tüm bunlara rağmen, Türkiye’de sanat tarihi alanında oryantalizm çalışmaları hayli geç; ancak 20. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Semra Germaner – Zeynep İnankurimzasını taşıyan Oryantalizm ve Türkiye (1989) kitap oylumundaki ilk çalışmadır. Geride kalan 30 yılda konuya ilişkin akademik nitelikli kitap sayısı henüz 10 dolayındadır. Akademik araştırmalar, tezler, yayınlar, sempozyum, konferans, panel gibi çalışmalar, oryantalizm temalı sergiler eşliğinde, 2000’lerde yoğunluk kazanmıştır. Tamamı 2000’li yıllarda düzenlenen konuya ilişkin bilimsel nitelikli sempozyum – panel sayısı da yine 10’un altındadır. Bu toplantılar çoğunlukla müze ve diğer sanat kurumlarının büyük koleksiyon sergileriyle birlikte gerçekleştirilmiştir. Ne var ki, sanatçı, yapıt, sergi incelemeleri gibi spesifik olgular dışında Türkiye sanat tarihi yazımı ve çalışmalarında oryantalizmi konu edinen toplu bir araştırma yapılmamıştır. Çalışmamız bu alanda niceliksel ve niteliksel kritik envantere yönelik ilk adım olmaya adaydır. Cumhuriyet dönemi ülkemiz plastik sanatlarında (resim, mimarlık, heykel, hat, tezhip, minyatür) oryantalizm izlerini sürmek, teorik yönden oryantalizm ve sanat tarihi ilişkisini tartışmayı getirecektir. Sergi, konferans, sempozyum gibi etkinlikleri, akademik araştırma, tez ve yayınları kapsayan yazılı, görsel, dijital kaynak, arşiv taraması, dikkat çekici bir gerçeği ortaya koymaktadır: Türkiye’de kültür ve sanatın uzun dönem ana belirleyicilerinden oryantalizmin sanat tarihi çalışmalarına konu edilmesi, resim piyasasının, koleksiyonculuğun gelişmesiyle, özel müzelerin doğuşuyla, uluslararası müzayedeler, sergilerin yaygınlaşmasıyla paralellik göstermektedir., This study aims to evaluate the equivalent of orientalism in art history, which is one of the elements that shape Turkish culture, art, visual perception, and perception of the outside world. Orientalism is one of the main determinants of West-East relations throughout the entire modern period, from the 19th century to the last quarter of the 20th century. Although the tools and methods have changed, this phenomenon continues its existence and effect today. Although the political and economic dimension seems to be in the foreground, the construction of "hegemony" in the perception of societies, beliefs, cultures, and people, and therefore in actual relations, in the civil sphere, takes place with culture and art before states and state institutions. The birth and development of orientalism through artistic production from painting to literature, travel books, music to the theater is an indication of this. Moreover, the concept of orientalism was born in the early 19th century as the name of "eastern" paintings by French and English artists. In this process, the West-East relationship, and hence the orientalist practice, focuses heavily on the Ottoman and Ottoman geography. Osman Hamdi Bey, the pioneer of fine arts education and museology in the Ottoman Empire, was brought up as an artist, educator, and cultural manager in an orientalist style. Despite all this, studies of orientalism in the field of art history in Turkey are quite late; It only emerged at the end of the 20th century. Orientalism and Turkey (1989) by Semra Germaner – Zeynep Inankur is the first work in the book volume. In the past 30 years, the number of academic books on the subject is still around 10. Studies such as academic research, theses, publications, symposiums, conferences, and panels gained intensity in the 2000s, accompanied by orientalism-themed exhibitions. The number of scientific symposiums and panels on the subject, which were organized in the 2000s, is also below 10. These meetings were mostly held in conjunction with large collection exhibitions of museums and other art institutions. However, apart from specific phenomena such as artist, work, and exhibition studies, no collective research has been conducted on orientalism in Turkish art historiography and studies. Our study is a candidate to be the first step towards quantitative and qualitative critical inventory in this area. Tracing orientalism in the plastic arts of our country (painting, architecture, sculpture, calligraphy, illumination, miniature) in the Republican era will bring up the theoretical discussion of the relationship between orientalism and art history. Scanning written, visual and digital resources and archives covering events such as exhibitions, conferences, symposiums, academic research, thesis, and publications reveals a remarkable fact: Orientalism, one of the main long-term determinants of culture and art in Turkey, has been the subject of art history studies, painting market, the development of art collecting, the emergence of private museums, the spread of international auctions and exhibitions.