1. Preeklampside aday gen polimorfizmlerinin araştırılması
- Author
-
Zeybek, Burak, Askar, Niyazi, and Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
- Subjects
Female urogenital diseases ,Pregnancy ,Obstetrics and Gynecology ,DNA ,Pre-eclampsia ,Polymorphism-genetic ,Kadın Hastalıkları ve Doğum ,Polymerase chain reaction - Abstract
Amaç: Bu çalışmada amaç, önceden belirlenen Aktivin Reseptör tip 2A geni tek nükleotid polimorfizmlerinin preeklampsiye genetik yatkınlıkta olası rollerinin incelenmesidir.Metod: Ege Üniversitesi Tıp Fakiltesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na Haziran 2009- Haziran 2010 tarihleri arasında başvuran 92 preeklampsi hastası ve 154 sağlıklı gebe çalışmaya dahil edildi. Genomik DNA EDTA'lı tüplere alınan venöz kandan Genomik DNA Purelink? Genomik DNA mini kit (Invitrogen, CA, USA) kullanılarak ekstrakte edildi. DNA'nın saflığı ve miktarı 260/280 nm oranı kullanılarak , Nanodrop 1000 spektrometre cihazı ile (Therma Scientific, USA) tespit edildi. DNA örnekleri analiz öncesi -80 ºC'de saklandı. Belirlenen tek nükleotid polimorfizmleri (rs10497025, rs13430086, rs1128919) TaqMan® SNP Genotyping Assay (Applied Biosystems, CA, USA) protokolü kullanılarak tespit edildi. Bu amaçla PCR amplifikasyonu, 384 kuyucuklu mikroplaklar kullanılarak ABI 7900 HT Real-Time PCR cihazında gerçekleştirildi.Bulgular: Her iki grup arasında yaş ve vücut kitle indeksleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p> 0.05). Tek nükleotid polimorfizmlerine bakıldığında, her iki grup arasında her üç polimorfizm için (C/G, rs10497025; A/T, rs13430086; A/G, rs1128919) genotip sıklıkları ve allel frekansları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p> 0,05). Preeklampsi hastaları içinde erken başlangıçlı (< 34 hafta doğum gerektiren olgular) (n=39) ve geç başlangıçlı (? 34 hafta doğum gerçekleşen olgular) (n=53) preeklampsi olarak bir alt grup oluşturulduğunda, her üç polimorfizmi için, her iki grup arasında hem genotip sıklıkları hem de allel frekansları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p> 0,05).Sonuç: Gen tedavileri, preeklampsi için gelecekte tek umut vaad eden tedavi seçeneği gibi gözükmektedir. Bu tedaviler için de öncelikle aday genlerin ve bu genlere sahip yüksek riskli populasyonun saptanması gereklidir. Yapılan çok sayıda çalışmaya karşın, hastalığın halen tek küratif tedavisinin doğum olması bu konuda daha çok yol katedilmesi gerektiğinin bir kanıtıdır. Kesin yargılara varabilmek için olgu sayısının yüksek olduğu, çok merkezli çalışmalara ihtiyaç vardır. Aim: To investigate the possible role of Activin reseptor type IIA single nucleotid gene polymorphisms in genetic susceptibility of preeclampsia.Methods: Ninety two pregnants with a diagnosis of preeclampsia and a control of 154 healthy pregnants who admitted to Ege University, obstetrics and gynecology clinic, between July 2009- July 2010 were included in the study. Venous blood samples were collected into EDTA tubes and genomic DNA was extracted by using Genomic DNA PurelinkTM Genomic DNA mini kit (Invitrogen, CA, USA). The purity and quantity of DNA was detected by using Nanodrop 1000 spectrometer (Therma Scientific, USA). DNA samples were kept under ? 80 ºC until analysis. The single nucleotid gene polymorphisms (rs10497025, rs13430086, rs1128919) were detected by using TaqMan® SNP Genotyping Assay (Applied Biosystems, CA, USA). PCR amplifications were performed by using 7900 HT Real-Time system.Results: There was no statistically significant difference between both groups in terms of age and body mass index (p> 0,05). There was also no significant difference between both groups in terms of genotype frequency and allele frequency of single nucleotide polymorphisms (C/G, rs10497025; A/T, rs13430086; A/G, rs1128919) (p> 0,05). When we subdivide the preeclampsia group into `early onset group? and `late onset group?; there was no significant difference between both two groups in terms of genotype frequency and allele frequency of single nucleotide polymorphisms (p> 0,05).Conclusion: Gene therapies seem to be the only promising therapies for preeclampsia in the future. However, before applying these therapies, candidate genes and high risk populations have to be lay out. Further studies with large samples from various ethnic groups are needed for certain conclusions. 94
- Published
- 2010