9 results on '"Usluer, Gaye"'
Search Results
2. Nosocomial infections and risk factors in neonatal intensive care unit.
- Author
-
Naz, Hasan, Özgünex, Ilhan, Tekin, Neslihan, Alpat, Saygin Nayman, Erben, Nurettin, Aksit, Arif, Nemli, Salih Atakan, Kartal, Elif Doyuk, and Usluer, Gaye
- Published
- 2011
- Full Text
- View/download PDF
3. Kronik hepatit C hastalarının tedavi sonrası uzun dönem retrospektif değerlendirilmesi
- Author
-
Can, Fatma Nilgün, Usluer, Gaye, and Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Treatment ,Virology ,Clinical Microbiology and Infectious Diseases ,Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları ,Prognosis ,Hepatitis C - Abstract
ÖZETCan FN. Kronik hepatit C hastalarının tedavi sonrası uzun dönem retrospektif değerlendirilmesi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Tıpta Uzmanlık Tezi; 2012. Hepatit C virüs (HCV) infeksiyonu tüm dünyada yaygın, oldukça ciddi bir sağlık sorunudur. Dünya genelinde 170 milyon insanın HCV ile infekte olduğu tahmin edilmektedir. Bu çalışmada kliniğimizde tedavi almış kronik hepatit C hastalarının mevcut durumları retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışma 30/03/2012-30/10/2012 tarihleri arasında yürütüldü. Hasta dosyalarının analizi ile KHC tedavisi almış olan, şu anda tedavide olmayan 62 KHC hastası çalışmaya alındı. Çalışmanın istatistiksel analizi SPSS v.15.0 programı kullanılarak yapıldı. Hastaların tedavi sonrasında ortalama 54±38 aylardaki tedavi yanıtları değerlendirildi. Hastaların 24'ü(%38.7) erkek, 38'i(%61.3) kadındı. Yaş ortalamaları 53.98±10.05 idi. Bilinen hastalık süresi ortalaması 90.67±58.72 ay olup, 18 ila 360 ay arasında değişmekteydi. Ailesinde HSK öyküsü olan hasta yoktu. Hastaların tedavileri INF ? 2a+ribavirin, INF ? 2b+ribavirin, Peg INF ? 2a+ribavirin, Peg INF ? 2b+ribavirin idi. Hastaların 11'inde nüks nedeniyle ikinci kez tedavi uygulanmıştı. Her bir hasta için tedavi öncesi, tedavinin 1. ayı, 3. ayı, tedavi sonu ve tedavi sonrası 6. aylarındaki HCV RNA düzeyleri karşılaştırıldı. Hastaların tedavi öncesi HCV RNA değerleri en düşük 1732 kopya/ml, en yüksek 235493026 kopya/ml olarak saptandı. Toplam 62 hastanın 42'sinde (%67.7) hızlı virolojik yanıt (HVY) olduğu gözlemlendi. 15 hastada ise (%24.2) HVY olmadığı saptandı. 62 hastanın 57'sinde (%91.9) erken virolojik yanıt (EVY) olduğu tespit edildi. 5 hastada (%8.1) tedavinin 3. ayında HCV RNA pozitifliği devam etmekteydi. Tedavi sonu virolojik yanıt (TSVY) 60 hastada (%96.8) alındı. 2 hastada (%3.2) virolojik yanıt alınmadığı gözlendi. 62 hastanın 54'ünde (%87.1) kalıcı virolojik yanıt (KVY) var iken, 8'inde (%12.9) KVY olmadığı saptandı. İkinci kez tedavi hastalarda HVY % 36.4, EVY % 81.8, TSVY % 90.9, KVY %63.6 olarak bulundu. Sonuç olarak; kronik hepatit C hastalarında tedavi ile hastaların tedavi sonrası uzun dönem prognozları olumlu yönde etkilenmektedir. ABSTRACTCan FN. Retrospective long term evaluation of Chronic Hepatitis C patients after therapy. Osmangazi University School of Medicine, Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, 2012. Hepatitis C virus (HCV) infection is a prevalent, major health problem throughout the world. Chronic HCV infection is one of the major causes of chronic hepatic disease worldwide. Approximately 170 million patients are estimated to be infected with HCV worldwide. Current conditions of chronic hepatitis C patients who received treatment in our clinic were retrospectively evaluated in this study. Study has been done between 30/03/2012 and 30/10/2012. 62 Chronic hepatit C patients who received treatment previously and are not in treatment now, were added to the study after retrospective search through patient files. Statistical analysis is done using SPSS v.15.0. Treatment response of patients were evaluated at 54±38 months. 24 patients (38.7%) were male, 38 patients (61.3%) were female. Mean age is 53.98±10.05. Mean disease duration is 90.67±58.72 months and the range is 18 to 360 months. No patient has a family history of hepatocellular carcinoma. INF ? 2a+ribavirin, INF ? 2b+ribavirin, Peg INF ? 2a+ribavirin, Peg INF ? 2b+ribavirin were the treatment modalities. 11 patients received a second therapy for recurrence. HCV RNA values for every patient were compared at the first month, third month, end of therapy and 6 months later. Lowest pretherapy HCV RNA value was 1732 copy/ml, highest value was 235493026 copy/ml. HCV RNA was negative in 42 patients (67.7%) out of 62 and were observed as rapid virological response (RVR) at the end of first month. 15 patients (24.2%) were found to be HCV RNA positive at the end of first month. 57 patients (91.9%) out of 62 were found as HCV RNA negative in the third month of treatment. 5 patients (8.1%) were HCV RNA positive in the third month of therapy. End of treatment virologic (ETVR) response rate was 96.8% (60 patients). 2 patients (3.2%) did not have virological response. 54 patients (87.1%) out of 62 had sustained virological response (SVR) whereas 8 patients (12.9%) had not. Rates of RVR, EVR, ETVR and SVR were 36.4%, 81.8% ,90.9% and 63.6% respectively in second therapy patients. Finally long term prognosis in chronic hepatitis C patients receiving therapy, is better. 52
- Published
- 2013
4. Kronik Hepatit B Enfeksiyonunda fibrozisi saptamada karaciğer biyopsisi ve noninvaziv yöntemlerin karşılaştırılması
- Author
-
Ünlü, Figen, Usluer, Gaye, and Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Hepatitis B vaccines ,Biopsy-needle ,Biopsy ,Clinical Microbiology and Infectious Diseases ,Diagnosis ,Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları ,DNA ,Hepatitis B ,Fibrosis ,Alanine transaminase ,Liver diseases - Abstract
Kronik Hepatit B virusu, tüm Dünyayı ilgilendiren bir sağlık sorunudur. Kronik hepatit B hastalarında tedavi kararı; serum HBV DNA, alanin amino transferaz(ALT), karaciğer biyopsisindeki nekroenflamasyon derecesine ve fibrozis evrelemesine göre verilmektedir. Bu çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Enfeksiyon hastalıkları kliniğinde takip edilen KHB hastalarının tanısında biyopsi ve noninvaziv testlerin karşılaştırılması amaçlandı. 30 kronik hepatit B hastası çalışmaya alındı. Hastalara eş zamanlı karaciğer biyopsisi ve noninvaziv testler uygulandı. Noninvaziv testler olarak ALT, aspartat aminotransferaz (AST), gama glutamil transferaz (GGT), yaş, GUCI, GAPRI, Fİbrotest-Actitest (FT-AT), FIB-4 skor, alkalen fosfataz (ALP), total bilirubin, direkt bilirubin, platelet sayısı, protrombin zamanı değerlendirmeye alındı. Biyopsi sonucuna göre 7 hastada belirgin fibrozis saptandı. Knodell skorlamasına göre fibrozis skoru 2 ve üstü olanlar belirgin fibrozis olarak değerlendirildi. Çalışmanın istatistik analizi SPSS v.15.0 programı kullanılarak yapıldı. Tanımlayıcı istatitikler sayısal değişkenler için sayı, ortalama, standart sapma, minimum, maksimum olarak, kategorik değişkenler için sayı ve yüzde olarak verildi. Sayısal değişken gruplar arası farklar, iki grup varlığında parametrik olmayan bağımsız gruplar Mann-Whitney U testi ile incelendi. Sayısal değişkenler arası ilişkiler Spearman korelesyonu kullanılarak verildi. Analizlerde alfa anlamlılık düzeyini p
- Published
- 2010
5. Kronik HBEAg negatif ve pozitif hepatit B hastalarında Pegile interferon Alfa 2 A (180 Mcg/hafta) tedavisinin adefovir dipivoksil(10 mg/gün) tedavisi ile karşılaştırılması
- Author
-
Söylemez Korkmaz, Pinar, Usluer, Gaye, and Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Clinical Microbiology and Infectious Diseases ,Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları - Abstract
Hepatit B virusu akut, kronik hepatit, siroz ve hepatosellüler karsinomun en önemli etkenlerinden birisidir. Pegile interferon alfa (PEG-INF alfa) büyük molekül ağırlıklı bir protein olan polietilen glikolün interferon alfa molekülüne konjugasyonu ile oluşur. Kronik hepatit B(KHB) tedavisinde interferon dışı tedavi seçenekleri nükleoz(t)id analoglarıdır. Bu grupta yer alan Adefovir dipivoksil (ADV) bir revers transkriptaz inhibitörüdür. Bu çalışma 01.09.2005 ? 31.03.2008 tarihleri arasında hastanemiz enfeksiyon hastalıkları kliniğinde tedavi alan kronik hepatit B'li hastalar üzerinde yapıldı. Söz konusu tarihler arasında, Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından takip edilen 18-65 yaş arası 30 hasta çalışma grubunu oluşturdu. Hasta gruplarından birine (10 HBeAg negatif, 4 HBeAg pozitif) PEG-INF alfa 2a 180 ?g/haftada bir, diğer gruba (11 HBeAg negatif, 5 HBeAg pozitif) ise ADV 10 mg/gün tedavisi verildi. Tedavi süresi 12 ay olarak belirlendi. Çalışmada her iki ilacın KHB tedavisindeki etki ve güvenilirliğinin karşılaştırılması planlandı. Her iki grupta tedavi sonu virolojik yanıt ile biyokimyasal yanıt karşılaştırıldı. Tedavi sonunda HBeAg negatif hastalarda serum HBV DNA seviyesinde ADV grubunda 4,8 log10 kopya/ml ve PEG-INF alfa 2a grubunda 4,2 log10 kopya/ml'lik düşme saptandı. Tedavi sonu biyokimyasal yanıt oranı PEG-INF alfa 2a grubunda %60, ADV grubunda %90.9'dur. HBeAg pozitif hastalarda serum HBV DNA seviyesinde ADV grubunda 3,2 log10 kopya/ml ve PEG-INF alfa 2a grubunda 4 log10 kopya/ml'lik düşme saptandı. Tedavi sonu biyokimyasal yanıt oranı PEG-INF alfa 2a grubunda %50, ADV grubunda %40'dır. PEG-INF alfa 2a grubu hastalar ile ADV grubu hastalar arasında hem HBeAg pozitif hem de HBeAg negatiflerde tedavi sonu biyokimyasal yanıt ve virolojik yanıt oranları arasında anlamlı bir fark tespit edilmedi. Yan etkiler açısından değerlendirildiğinde PEG-INF alfa 2a tedavisinde hastanın yaşam kalitesini bozan yan etkilerin anlamlı derecede fazla olduğu görüldü. Kronik viral hepatit tedavisi gibi uzun süreli tedavi gerektiren ve başarı şansı birbirine yakın olan tedaviler arasında seçim gerektiren hastalıklarda hastanın yaşam kalitesinin göze alınması gerekmektedir.Anahtar kelimeler: Kronik hepatit B, adefovir, pegile interferon alfa 2a.. Chronic hepatitis B is associated with complications including liver failure, hepatocellular carcinoma, cirrhosis. Current therapeutic options include treatment with interferon alfa and adefovir dipivoksil. Pegylated interferon alfa -2a was developed through the process of pegylation, in which branched?chain polyethylene glycol (PEG) molecule is attached to the base interferon alfa -2a molecule to produce a drug with a prolonged half ?life.Adefovir dipivoksil is an oral prodrug of an adefovir, an analogue of adenosine monophosphate, inhibits HBV DNA polymerase. This study was performed in infecton disease clinic of Eskişehir Osmangazi University Hospital, between september 2005 ? march 2008. 30 patients 18 to 65 years of age attended to study, in the first group (10 HBeAg negative, 4 HBeAg positive) patients were treated with PEG-IFN alfa 2a (180 ? g/week), (11 HBeAg negative, 5 HBeAg positive) patients with ADV (10 mg) for 48 weeks. Virological response and biochemical response at 48th week were compared in two groups. In HBeAg negative patients reductions in serum HBV DNA levels were 4.8 and 4.2 log10 copies/ml in ADV and PEG-IFN groups at 48th week. PEG-IFN group and 90.9 % of ADV group had normalized alanne aminotransferase levels at 48th week. In HBeAg positive patients reductions in serum HBV DNA levels were 3.2 and 4 log10 copies/ml in ADV and PEG-IFN groups at 48th week. 50 % of PEG-IFN group and 40 % of ADV group had normalized alanine aminotransferase levels at the end of the therapy. Biochemical and virological response are similar (no statistifically meaningful difference) in both ADV and PEG-IFN groups at the end of the therapy. PEG-IFN treatment produce clinically important side effects. In long term therapies tolerability and route of administration should be considered if they have similar cure rates.Key words: Chronic hepatitis B, adefovir dipivoksil, pegylated interferon alfa -2a 134
- Published
- 2008
6. Kronik aktif hepatit C tedavisinde kullanılan pegile interferon tedavilerinin yaşam kalitesi üzerine etkisi
- Author
-
Nayman Alpat, Saygin, Usluer, Gaye, and Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Clinical Microbiology and Infectious Diseases ,Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları - Abstract
ÖZET: Hepatit C virüsü Filaviviridae ailesinde yer alan, zarflı, tek zincirli, küresel bir RNA virüsüdür. Kronik HCV infeksiyonlan tüm dünyada kronik karaciğer hastalığının ana sebeplerinden biridir. Dünya genelinde 300 milyon insanın HCV ile infekte olduğu bildirilmektedir. interferon a ilk kez 1986 yılında non-A non-B hepatit tedavisinde kullanılmaya başlanmış, interferon a monoterapisine zayıf yanıt görülmesi ve yüksek nüks oranlan nedeniyle 1998 yılında interferon a ile ribavirin kombinasyon tedavisi uygulanmaya başlanmıştır, interferon uygulamasının dezavantajları nedeniyle PEG interferonlar geliştirilmiş, interferonlann plazma yan ömrü uzatılmıştır. Klinikte kronik C hepatitinde kullamlmak amacıyla iki pegile interferon geliştirilmiştir. Bunlar; peginterferon a-2b ve peginterferon a-2a'dır. Peginterferon tedavisi ile kalıcı virolojik yanıt oranlarında standart interferon tedavisine göre belirgin yükselme olduğu görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımına göre, SİYAK; sadece hastalığın ve sakatlığın olmaması değil kişinin fiziksel, sosyal ve mental yönden de iyilik halidir. Hepatit C'de antiviral tedavi sırasında SİYAK olumsuz etkilenir. 01.03.2003 ile 01.04.2005 tarihleri arasında Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı ve Eskişehir Yunusemre Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği'nde tedavi gören 40 kronik hepatit C hastası çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya alınan hastalar iki gruba ayrıldı. Birinci gruptaki 22 hastaya peginterferon a-2a ile ribavirin kombinasyonu, ikinci gruptaki 18 hastaya peginterferon a-2b ile ribavirin kombinasyonu verildi. Hastalar, yaşam kalitesini değerlendirmek için KF-36 formundaki sorulan; tedavi başında, 12., 24., 48. tedavi haftasında ve tedavi sonu 24. haftasında cevaplandırdılar. Hastaların fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, duygusal rol güçlüğü, enerji, duygusal iyilik hali, sosyal fonksiyon, vücut ağrısı, genel sağlık skorları bulundu. 52Her iki tedavi grubunda tedavi süresinde elde edilen fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, duygusal rol güçlüğü, enerji, duygusal iyilik hali, sosyal fonksiyon, vücut ağrısı, genel sağlık ortalama skorları arasındaki farklılığın anlamlı olmadığı bulundu. Her iki tedavi grubunda enerji skorunda; tedavi süresinde elde edilen KF-36 enerji skor ortalamalarının tedavi başında elde edilen KF-36 enerji skor ortalamalarına göre azalma değerleri arasındaki ilişki anlamlı bulundu. Diğer skorların, tedavi süresinde azalma değerleri arasındaki farklılık anlamlı bulunmadı. Peginterferon a-2b ile ribavirin kombinasyon tedavi grubunda KF-36 formu ile elde edilen enerji değerleri tedavi süresinde peginterferon a-2a ile ribavirin kombinasyon tedavi grubuna göre anlamlı düzeyde daha fazla azalmıştı. Her iki tedavi grubu arasında, her bir yan etkinin sıklığında ve laboratuarda saptanan yan etkilerde anlamlı fark bulunamadı. Her iki tedavi grubu arasında; doz azaltılması, tedaviye ara verilmesi, tedavi sonlandınlması bakımından anlamlı fark bulunamadı. Peginterferon a-2a ile ribavirin kombinasyon grubu hastalar ile peginterferon a-2b ile ribavirin kombinasyon grubu hastalar arasında tedavi sonu biyokimyasal yanıt, erken virolojik yanıt, tedavi sonu virolojik yanıt, kalıcı virolojik yanıt oranlarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı. Tüm naiv ve nüks hastalar arasında erken virolojik yamt ve kalıcı virolojik yanıtta istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu. Tüm naiv ve nüks hastalar arasında tedavi sonu virolojik yanıtta, anlamlı fark bulunamadı. 53 80
- Published
- 2005
7. [Evaluation of risk factors in patients with candiduria].
- Author
-
Nayman Alpat S, Özguneş I, Ertem OT, Erben N, Doyuk Kartal E, Tözun M, and Usluer G
- Subjects
- Adolescent, Adult, Aged, Aged, 80 and over, Anti-Bacterial Agents adverse effects, Anti-Bacterial Agents therapeutic use, Candidiasis etiology, Case-Control Studies, Cross Infection etiology, Female, Humans, Immunosuppression Therapy adverse effects, Length of Stay, Male, Middle Aged, Risk Factors, Urinary Catheterization adverse effects, Urinary Tract Infections etiology, Young Adult, Candida classification, Candidiasis epidemiology, Cross Infection epidemiology, Urinary Tract Infections epidemiology
- Abstract
Urinary system infections are usually bacterial, however, fungal etiology, particularly Candida spp. are encountered in about 10% of these infections. C.albicans is still the most frequently isolated species in candiduria. This study was aimed to identify the risk factors of candiduria and to determine species distribution of Candida which cause candiduria in hospitalized patients. The study was carried out in a total of 93 hospitalized patients (68 female, 25 male; age range: 17-84 yrs, mean age: 59.5 ± 1.7 yrs) of which 50 presented with candiduria (case group) and 43 with bacteriuria (control group), between January 2009 to December 2009. The most frequently isolated species was C.albicans (n= 32; 64%), followed by C.glabrata (n= 13; 26%), C.tropicalis (n= 4; 8%) and C.krusei (n= 1; 2%). All of the isolates except one, were found susceptible to fluconazole and voriconazole by E-test (AB Biodisk, Sweden), however, C.krusei isolate was resistant to fluconazole and susceptible to voriconazole. The mean hospitalization period and the period of stay in intensive care unit (ICU) of the case group (9.56 ± 9.09 and 4.12 ± 7.05 days, respectively) were found statistically significant compared to control group (4.42 ± 3.71 and 0.53 ± 1.78, respectively) (p< 0.005). Nosocomial origin of infection was higher in control group (n= 45, 90%) than the case group (n= 30, 69.8%), (p= 0.014). The rate of antibiotic use prior to candiduria in the case group was detected significantly higher (n= 43; 86%) than the controls (n= 14; 32.6%) (p= 0.000). The most frequently used antibiotic prior to candiduria/bacteriuria was the quinolone group of agents both in case and control groups (42% and 21%, respectively). The other risk factors for candiduria found to be higher in the case group than the controls were as follows; presence of urinary system intervention (32% and 0, respectively; p= 0.000), catheter use (76% and 46.5%, respectively; p= 0.003) and immunosuppression history (24% and 9.3%, respectively; p= 0.041). However, there was no significant relationship between candiduria and history of surgical intervention, diabetes mellitus and renal failure (p> 0.05). In conclusion, rate of candiduria might be reduced by judicious antibiotic use, by implementation of guidelines for urinary catheter use, care and maintenance, and shortening the duration of ICU and hospital stay.
- Published
- 2011
8. [In vitro tigecycline and carbapenem susceptibilities of clinical Acinetobacter baumannii isolates].
- Author
-
Nayman Alpat S, Aybey AD, Akşit F, Ozgüneş I, Kiremitçi A, and Usluer G
- Subjects
- Acinetobacter Infections drug therapy, Acinetobacter baumannii isolation & purification, Anti-Bacterial Agents therapeutic use, Carbapenems therapeutic use, Cross Infection drug therapy, Humans, Microbial Sensitivity Tests, Minocycline pharmacology, Minocycline therapeutic use, Tigecycline, Acinetobacter Infections microbiology, Acinetobacter baumannii drug effects, Anti-Bacterial Agents pharmacology, Carbapenems pharmacology, Cross Infection microbiology, Minocycline analogs & derivatives
- Abstract
Acinetobacter baumannii is a frequent cause of nosocomial infections in most hospitals. Management of infections caused by these strains is difficult, as the strains often display multiple drug resistance, including carbapenem. Tigecycline which is a glycylcycline derivative has antimicrobial activity against many gram-positive and gram-negative organisms. In this study, in vitro activity of tigecycline and carbapenems against clinical isolates of A.baumannii strains were investigated. A total of 100 A.baumannii isolates were collected from hospitalized patients with documented nosocomial infections [pneumonia (n = 39), surgical wound infection (n = 32), bacteremia (n = 16), catheter infection (n = 6), urinary tract infection (n = 5), peritonitis (n = 1), eye infection (n = 1)] between October 2006 and June 2007. Only one isolate per patient was included to the study. Minimum inhibitory concentrations (MIC) of tigecycline were determined by E-test (AB Biodisk, Sweden). Carbapenem resistance of A.baumannii strains were determined by disk diffusion method. All of the 100 A.baumannii isolates (100%) were found susceptible to tigecycline (MIC values ≤ 2 µg/ml; MIC ranges: 0.032-1.5 µg/ml). Imipenem susceptibility test was performed for 95 strains, and 36 (37.9%) were found sensitive, 18 (18.9%) were intermediate sensitive, and 41 (43.2%) were resistant. Meropenem susceptibility test was performed for 87 strains, and 22 (25.3%) were found sensitive, 9 (10.3%) were intermediate sensitive, and 56 (64.4%) were resistant. Since tigecycline is found quite effective on nosocomial A.baumannii isolates, it may be considered as a treatment alternative in infections caused by carbapenem-resistant Acinetobacter spp.
- Published
- 2010
9. [Analysis of the risk factors in nosocomial urinary tract infections and effect of urinary catheter use on distribution of the causative agents].
- Author
-
Erben N, Alpat SN, Kartal ED, Ozgüneş I, and Usluer G
- Subjects
- Adolescent, Adult, Aged, Aged, 80 and over, Candidiasis epidemiology, Candidiasis etiology, Escherichia coli Infections epidemiology, Escherichia coli Infections etiology, Female, Humans, Intensive Care Units, Male, Middle Aged, Retrospective Studies, Risk Factors, Turkey epidemiology, Young Adult, Cross Infection epidemiology, Cross Infection etiology, Urinary Catheterization adverse effects, Urinary Tract Infections epidemiology, Urinary Tract Infections etiology
- Abstract
Nosocomial urinary tract infections (NUTI) which are usually in the first rank in health care associated infections, significantly influence mortality, morbidity, hospitalization period and cost. In this retrospective study, it was aimed to analyze the risk factors in NUTI and also to investigate the effect of urinary catheter application on the distribution of pathogens in patients with NUTI. The study included 1236 NUTI episodes in 1103 patients (age range: 18-95 years; 641 female, 462 male) between January 2000-December 2006. Diagnosis of NUTI was agreed according to CDC criteria. Asymptomatic UTI (urinary tract infection) and other UTIs were excluded and only symptomatic UTI was evaluated. Of NUTIs, 87.9% (1086/1236) were found to be associated with urinary catheter use. No statistically significant difference by means of age, gender and mean interval between admission date and date of determination of infection was determined between the two patient groups, with and without urinary catheter (p>0.05). However, catheter associated NUTI development was statistically significantly higher in intensive care unit patients than patients in other wards (p<0.001). Respiratory failure, unconsciousness, multiple trauma, surgery, central vascular catheter, tracheostomy, mechanical ventilation and peritoneal dialysis were observed more frequently in patients who developed catheter-associated NUTIs (p<0.001). Escherichia coil was isolated in 23.6%, Candida albicans in 18% and non-albicans Candida spp. in 11% of the NUTI episodes. When all Candida species were taken into consideration, they were the most frequent causative agents of NUTI. C. albicans was the most frequent agent in catheter-associated NUTI and E. coli in non-catheter-associated NUTI, their isolation rates being statistically significant (p=0.007 and p=0.005, respectively). No statistically significant difference was detected in the distribution of the other organisms in the two study groups. These data revealed that in urinary tract infections Candida species have replaced the first rank which was occupied by E. coli previously.
- Published
- 2009
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.