21 results on '"Smita"'
Search Results
2. Meme Kistlerinin Patolojik Panoraması
- Author
-
Smita SANKAYE and Sushil KACHEWAR
- Subjects
breast ,cysts ,fnac ,palpation ,sonomammography ,pathology ,meme ,kist ,i̇i̇as ,palpasyon ,sonomamografi ,patoloji ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç:Kistik meme lezyonları yaşlı bayanlarda olduğu kadar gençlerde de yaygın bir bulgudur. Çoğunlukla benin olmalarına rağmen, zaman zaman malin de olabilirler. İnce İğne Aspirasyon Sitolojisi (İİAS) (FNAS) yardımıyla zamanında tanı mümkündür. Bu çalışma, kurumumuzda İİAS yöntemiyle çeşitli kistik meme lezyonlarınının panaromasının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Metot: Bu çalışma 2010 Mayıs'tan 2014 Haziran'a kadar yürütülmüş 4 yıllık prospektif bir çalışmadır. Meme kütlesinde ki doğal kist Palpasyon ve sonomamogrofi ile belirlendikten sonra İİAS ile alınan doku MGG ve Papanicolaou boyası ile boyandı. Bulgular: Klinik olarak veya sonomamografi ile kistik meme lezyonu tanısı konmuş 72 vakanın İİAS yöntemi ile 64'ünde kistin benin, 8'inde ise malin olduğu bulunmuştur. Sekiz kistik lezyona ait görüntüler retrospektif olarak incelendiğinde, bunların yapı itibariyle kompleks kistik lezyonlar olduğu görülmüş olup, 3'ünde kalın septa, 4'ünde solid alanlar ve 1'inde ise yoğun içerik tespit edilmiştir. Bu kistik lezyonların malin tabiatı İİAS yöntemiyle tespit edilmiş olup bunların yalnızca palpasyon yaparak klinik muayene ile tanı alması mümkün değildir. Sonomamografi ile basit kistik lezyon olarak tanımlanan lezyonların hiç biri İİAS ile malign olarak değerlendirilmedi. Sonuçlar: İİAS, hissedilebilir kistik meme yumrularının malin veya benin olarak kategorize edilmesinde iyi bir yöntemdir. Kistik meme lezyonları içinde benin olanlar malin olanlara nazaran daha yaygındır. Tek başına palpasyon, herhangi bir kistik meme lezyonunun basit veya kompleks olarak belirleyemez; bu yüzden sonomamografi ve ultrason eşliğinde yapılan İİAS memedeki kompleks kistik lezyonlardaki temel belirleyicidir.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
3. Patolog Gözüyle Meme Kalsifikasyonları
- Author
-
Smita SANKAYE and Sushil KACHEWAR
- Subjects
breast calcifications ,imaging ,radiology ,mammography ,pathology ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Meme parenkimasında biriken kalsiyum ya da kalsiyum tuzları doğal olmadığı gibi Meme Kalsifikasyonu olarak bilinen anormalliğe yolaçar. Böyle kalsifikasyonlar normal kalsiyum düzeyleriyle mineral depolarında ortaya çıktığı zaman bunlara distrofik kalsifikasyon adı verilir. Bundan farkli olarak normal dokularda kalsiyum düzeyinin artmasıy içinse Metastatik Kalsifikasyon terimi kullanılır. Meme kalsifikasyonları meme kanseriyle birlikte bildirilmelerine rağmen iyi huylu olarakda görülebilir. Bunlar çıplak gözle farkedilemeyebilir. Sonomamografiyle bir çok kez görülmelerine rağmen, mikrokalsifikasyonlar farkedilmez. Bu durumlar için en iyi tanı X-RAY Mamografidir ki burada beyaz leke ya da nokta şeklinde görülürler. Bu makalede bir Patologun Meme Kalsifikasyonuyla ilgili görüşüne yer verilmiştir.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
4. Laktasyonel Adenomun Patolojik Panoraması
- Author
-
Smita SANKAYE and Sushil KACHEWAR
- Subjects
breast ,lactational adenoma ,fnac ,palpation ,sonomammography ,pathology ,meme ,laktasyonel adenom ,i̇i̇as ,palpasyon ,sonomamografi ,patoloji ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Laktasyonel adenom hamile ve doğum yapmış bayanlarda en yaygın görünen lezyondur. Memede normal olarak bulunduğu bölge dışında süt hattı boyunca herhangi bir yerde de ektopik olarak da bulunabilir. Sıklıkla sert ve hissedilir bir kitle olarak kendisini gösterir. Hızlı tanısı İnce İğne Aspirasyon Sitolojisi (İİAS) (FNAC) yardımıyla mümkündür. Bu çalışma kurumuzuzda çeşitli meme lezyonlarının panaromasının belirlenmesi amacıyla İİAS yöntemi ile çalışılmış hastalarda yürütülmüştür. Aynı zamanda sonomamografi ile kolerasyonda çalışmamızda uygulandı. Materyal ve Metot: Bu çalışma 2010 Mayıs'tan 2014 Şubat'a kadar yürütülmüş 4 yıllık prospektif bir çalışmadır. Göğüsünde hissedilir kitle olan emziren bayanlar önce sonomamografi ile değerlendirildikten sonra İİAS ile alınan doku MGG ve Papanicolaou boyası ile boyandı. Bulgular: Hissedilir meme kitlesi olan emziren bayanların 14'üne sonomamografi ile laktasyonel adenom tanısı konmuştur. Bunlardan 5'inin yoğunlaşmış galaktosel, 9'unun ise laktasyonel adenom olduğu bulundu. Laktasyonel adenomlar 4 farklı patern göstermektedir. Patern A (4 vaka): düşük kolumnar epitel, nekrotik bölge veya sitoplazmik vakuol yok. Patern B (3 vaka): sitoplazmik vakuollü yüksek kolumnar epitel, nekrotik bölge yok. Patern C (1 vaka) nekroz ve enfarktüs bölgeleri olan prominent süt kanalları Patern D (1 vaka): sitoplazmik vakuol, prominentköpüksü materyalin gerisinde duktal hücre adaları vardır. İİAS yöntemi ile bulunan, lezyonların bu içsel doğasını sadece klinik palpasyon ile tespit etmek mümkün değildir. Sonomamografi ile laktasyonel adenom olarak belirlenmiş lezyonladan hiçbiri İİAS' de malinsel bir bulgu göstermemiştir. Sonuçlar: İİAS yöntemi emziren bayanlarda ki hissedilir meme yumrularının gerçekte laktasyonel adenom olup olmadığını doğrulamada faydalı bir yöntemdir. Bu çalışma laktasyonel adenomlara ait 4 farklı mikroskopik görüntü olduğunu belirlemiştir.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
5. Memenin Aksiller Ucunun Hikayesi
- Author
-
Smita SANKAYE and Sushil Ghanshyam KACHEWAR
- Subjects
breast ,pathology ,axillary tail ,mastopathy ,meme ,patoloji aksiller uç ,mastopati ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Bu orjinal makale meme aksiller ucunun hikayesini anlatmaktadır. Koltuk altına ulaşan insan memesinin parenkimal uzantısı memenin aksiller ucu olarak bilinir. Normalde, sağlıklı insan vücudunun bir parçası olarak karşımıza çıkar ancak bazen önemli ve ayrıca tansiyon nedeni olabilmektedir. Bulguların çoğunun aksiller ucundan geldiği rapor edilmiştir. Toksoplazmadan tümörlere kadar oldukça kabarık bir liste bulunmaktadır. Bu yüzünden; çıkık aksiller uçlu her bireyin kendine özgü hikayesi bulunmaktadır. Radyologların yanı sıra patologların aksiller ucu etkileyen farklı normal ve anormal durumlardan haberleri olmalı ki bu konuda destek arayan sıkıntılı bireylerin doğru yönlendirilmeleri yapılabilsin.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
6. Pathological Panorama of Lactating Adenoma
- Author
-
Smita Sankaye and Sushil Kachewar
- Subjects
Breast ,Lactational adenoma ,FNAC ,Palpation ,Sonomammography ,Pathology ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Purpose:Lactating adenoma is the most common lesion found in a pregnant or a puerperal lady. Apart from its occurrence in normally located breasts, it has also been reported in ectopic breast that may be located anywhere along the milk line. Often it presents as a firm and palpable mass. Prompt diagnosis is possible with help of Fine needle aspiration cytology (FNAC). This study was carried out with the aim of studying the panorama of various such breast lesions on FNAC in our setup. Correlation with sonomammography was also performed. Materials and Methods: This was a four year prospective study carried out from May 2010 to February 2014. Palpable breast mass in any lactating lady was first evaluated by sonomammography. FNAC was then performed and the smears were stained with MGG and Papanicolaou stain. Results:Out of the 14 palpable breast masses in lactating women that were diagnosed as lactating adenoma on sonomammography, 05 were found to be tense galactoceles and 09 were found to be lactational adenomas. Panorama of lactational adenomas showed 4 distinct patterns. Pattern A( 04 cases): low columnar epithelium, No necrotic areas or cytoplasmic vacuoles.Pattern B (03 cases): high columnar epithelium with cytoplasmic vacuoles. No necrotic areas. Pattern C (1 case): prominent lactiferous ductules with areas of necrosis and infarct. Pattern D (1 case): cytoplasmic vacuoles, and islands of ductal cells in a background of prominent foamy material. This internal nature of lesions on FNAC was not identifiable by clinical palpation alone. None of the lesions labelled as lactating adenomas on sonomammography showed any signs of malignancy on FNAC. Conclusions:FNAC is a useful method for confirming that a palpable breast lump in a lactating lady is lactating adenoma indeed. Four different patterns of microscopic appearances of lactational adenoma were noted in this study. [Cukurova Med J 2014; 39(3.000): 464-469]
- Published
- 2014
7. A Tale of Axillary Tail of Breast
- Author
-
Smita Sankaye and Sushil Ghanshyam Kachewar
- Subjects
Breast ,Pathology ,Axillary Tail ,Mastopathy ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
This original article tells the tale of the axillary tail of the breast. Although often neglected, it can be the cause of tumor or tension. Human breast`s parenchymal extension into the axilla is known as the axillary tail of the breast. Normally, it remains confined as per the healthy individual's body habitus. But sometimes it may become prominent and thereby a cause of tension.A plethora of findings have been reported to occur in an axillary tail. From toxoplasma to tumors, the list is comprehensive. Hence, each individual with a prominent axillary tail has its own tale to tell as has been explained in this article. Pathologists as well as Radiologists should be well aware of the various normal and abnormal entities affecting it, so that the distressed individual seeking assistance is properly managed. [Cukurova Med J 2014; 39(3.000): 540-545]
- Published
- 2014
8. A Pathologists Purview of Breast Calcifications
- Author
-
Smita Sankaye and Sushil Kachewar
- Subjects
Breast Calcifications ,Imaging ,Radiology ,Mammography ,Pathology ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Accumulation of calcium or calcium salts in breast parenchyma; where it does not belong naturally leads to an abnormality known as Breast Calcification. When such calcifications occur due mineral deposits in individuals with normal calcium levels, these are called as dystrophic calcifications. As against this, metastatic calcification is the term used when calcification occurs in otherwise normal tissue with elevated calcium levels. Although calcifications in breasts are reported with breast cancers; they can also be seen in benign conditions. They cannot be directly seen by the naked eye. Although sonomammography can demonstrate them many times; often the microcalcifications can go un-noticed. X-ray mammography is the best diagnostic tool to show them reliably; on which they appear as white specks or dots. This article puts forth a Pathologist`s purview of breast calcifications. [Cukurova Med J 2014; 39(3.000): 413-421]
- Published
- 2014
9. Pathological Panorama of Breast Cysts
- Author
-
Smita Sankaye and Sushil Kachewar
- Subjects
Breast ,Cysts ,FNAC ,Palpation ,Sonomammography ,Pathology ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
ABSTRACT Purpose: Cystic breast lesions are a common finding in young as well as elderly females. Although, mostly benign; they can at times be malignant too. Timely diagnosis is possible with help of Fine needle aspiration cytology (FNAC). This study was carried out with the aim of studying the panorama of various cystic breast lesions on FNAC in our setup. Materials and Methods: This was a four year prospective study carried out from May 2010 to January 2014. Cystic nature of breast mass was confirmed by palpation and by sonomammography. FNAC was then performed and the smears were stained with MGG and Papanicolaou stain. Results: Out of the 72 cases that were diagnosed to be cystic breast lesions clinically or on sonomammography, 64 were found to be benign and 08 were found to be malignant on FNAC. Retrospective imaging correlation of the 08 cystic cases revealed that they were of complex cystic nature and had either thick septae( 03), solid areas (04) or dense contents (01) within. This internal nature of cystic lesions that were found to be malignant on FNAC was not identifiable by clinical palpation alone. None of the lesions diagnosed as simple cystic lesion on sonomammography was found to be malignant on FNAC. Conclusions: FNAC is a satisfactory technique for the primary categorization of palpable cystic breast lumps into benign and malignant categories. Cystic breast lesions are more commonly benign than malignant. Palpation alone cannot identify the simple or complex nature of any palpable cystic lesion and hence sonomammography and ultrasound guided FNAC are indicated in complex cystic lesions of breast. [Cukurova Med J 2014; 39(3.000): 458-463]
- Published
- 2014
10. Neonatal Meme Büyümesinde Sonomamografi
- Author
-
Sushil KACHEWAR and Smita KACHEWAR
- Subjects
neonatal mastauxe ,breast ,neonate ,imaging ,sonomammography ,yeni doğanda meme büyümesi ,meme ,yenidoğan ,görüntüleme ,sonomamografi ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Yeni doğanlarda bir veya iki memenin büyümesi rastlanabilir bir durumdur. Bu durumun gebeliğin son üç ayında düşük östrojen seviyelerine cevap olarak oluştuğuna inanılır. Bu input yeni doğanın hipofiz bezinden prolaktin salınımını uyararak yeni doğanda geçici meme büyümesine yol açar. Bu olgu yeni doğanın cinsiyetinden bağımsızdır. Bu durum yaşamın ilk bir kaç haftasında ortaya çıkar sonrasında zamanla normal haline döner. El ile memedeki şişliğin boşaltılmaya çalışılması ise lokal iritasyon, büyümenin artması, hipertrofinin uzun sürmesi veya mastitin oluşması gibi istenmeyen etkilere yol açabilir. Burada cinsiyeti kız olan yedi günlük bir yenidoğan vakası sunulmaktadır ve çalışmamızda uygulanan görüntüleme yöntemide daha önce konulan teşhisi desteklenmektedi
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
11. Sonomammography in Neonatal Mastauxe
- Author
-
Sushil Ghanshyam Kachewar and Smita Sushil Kachewar
- Subjects
Neonatal Mastauxe ,Breast ,Neonate ,Imaging ,Sonomammography ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Prominence or even enlargement of one or both breasts is known in neonates. It is believed to be a physiological response to falling levels of maternal estrogen towards last trimester of pregnancy. This input stimulates prolactin release from the newborn's pituitary leading to transient neonatal breast enlargement. This phenomenon is independent of the gender of the neonate. It presents in the first few weeks of life and resolves subsequently. Often fluid discharge is noted from the prominent or swollen breast that resolves without treatment in subsequent weeks. Manual breast manipulation for discharge removal may lead to undesirable effects like local irritation, enhanced enlargement, prolonged tissue hypertropy or even mastitis. A case of such 7-days female neonate is presented here backed with imaging evaluation for confirmation of diagnosis. Typical sonomammographic findings are described. [Cukurova Med J 2015; 40(Suppl 1): 22-24]
- Published
- 2015
12. Ultrasound Review of Metastatic Lymphadenopathy
- Author
-
Sushil Ghanshyam KACHEWAR and Smita Balwant SANKAYE
- Subjects
lymph node metastases ,ultrasound ,gray scale ,colour doppler ,imaging. ,lenf nodu metastazları ,ultrasonografi ,gri skala ,renkli doppler görüntülemesi ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Metastatik lenfadenopatiler görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde daha yaygın olarak görülmektedir. Her ne kadar malign bölge çoğu kez bilinsede malign dokunun temel kökeninin belirlenemediği durumlarda vardır. Ultrasonografi hastalıklı lenf nodlarının noninvaziv olarak değerlendirme potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda, bizde görüntüleme bölümümüze son 12 ayda gelmiş iğne aspirasyon sitolojisi ile metastatik lenfadenopatileri doğrulanmış vakaların ultrasonografik bulguları değerlendirdik. Metastatik lenfadenopatilerin işaretlenmesinde birçok kriter gözönünde bulundurulmak suretiyle gri skala ve renkli doppler ultrasonografik görüntüleme metodları kullanılarak değerlendirilmiştir. Sertleşme göstermeyen yuvarlak nodlar, nodüler nekroz oluşumu, nodüler kalsifikasyon, artan vaskularizasyon, artan Doppler pulsalitesi ve rezistans indeksleri metastatik lenfadenopatilerin karakterizasyonunun temelini oluşturmakla beraber doğru teşhisi oranını yaklaşık %85.25 ile %98.36 arasındasır. Derlememizdeki en duyarlı ve spesik kriterler gri skala görüntülemesindeki yuvarlaklık indeksi ve renkli doppler görüntülemesindeki perfüzyon rezistansıdır. Bu derleme ayrıca ultrasonografinin metastatik lenfadenopatilerin teşhisindeki doğruluğu ve dolayısıyla bu tip vakaların teşhis ve takibindeki faydalarını vurgulamaktadır.
- Published
- 2013
13. Tüberküler Lenfadenopatide Ultrasound Çalışması
- Author
-
Sushil Ghanshyam KACHEWAR and Smita Balwant SANKAYE
- Subjects
lymph node tuberculosis ,ultrasound ,b mode ,colour doppler ,imaging. ,lenf nodu ,tüberküloz ,ultrasound b mode ,renkli doppler ,görüntüleme ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Tüberküler lenfadenopati yaygın bir antitedir. Etyolojik olarak primer ve sekonder olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Ultrasound ile tutulan lenf nodu demonstre edilebilir. Biz son 12 ay süresince iğne aspirasyon biyopsisi ile tüberküloz lenfadenopati olarak tanınan olguların ultrasound bulgularını gözden geçirdik. Gri skalada 9 farklı kriter, renkli Doppler ultrasoundda ise 3 farklı kriter tüberküler lenfadenopatiyi metastatik lenfadenopatiden ayırt edilmede kullanılmıştır. Intranodal nekroz-kazeifikasyon, intranodal kalsifikasyon, minimal vaskülarite ve azalmış Doppler pulsatilite ve resisitivite endeksleri tüberküloz lenfadenopati tanısı için 85.25% duyarlılık ve 98.36% özgüllük ile doğru tanının konulmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle ultrasound tüberküloz lenfadenopatiyi metastatic lenfadenopatiden ayırt etmede tatmin edeivi bir yöntemdir.
- Published
- 2013
14. Ultrasound Study of Tubercular Lymphadenopathy
- Author
-
Sushil Ghanshyam Kachewar and Smita Balwant Sankaye
- Subjects
Lymph node Tuberculosis ,Ultrasound ,B mode ,Colour Doppler ,Imaging ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Tubercular lymphadenopathy is a common entity. Etiologically it can be divided into primary tubercular lymphadenopathy and secondary tubercular lymphadenopathy. Ultrasound can satisfactorily demonstrate the involved lymph nodes. Hence we reviewed the ultrasound findings in all fine needle aspiration cytology proven cases of tubercular lymphadenopathy that presented in the imaging department in the last 12 months. Nine different criteria on Grey Scale ultrasound imaging and three different criteria on Color Doppler ultrasound imaging were used to different tubercular nodes from metastatic lymphadenopathy. Matting, presence of intranodal necrosis-caseation, intranodal calcifications, minimal vascularity and reduced Doppler Pulsatility and Resisitivity Indices were the hallmarks of tubercular lymphadenopathy which enabled correct diagnosis with a sensitivity of 85.25% and a specificity of 98.36 %. Thus ultrasound can satisfactorily differentiate between tubercular and metastatic lymphadenopathy. [Cukurova Med J 2013; 38(2.000): 189-195]
- Published
- 2013
15. Diyabetik Lenfositik Meme İltihabı: Malignitenin Klinik-Görüntüleme Taklitçisi
- Author
-
Smita B. SANKAYE and Sushil Ghanshyam KACHEWAR
- Subjects
lymphocytic mastitis breast imaging ,diabetes ,breast cancer ,diyabet ,meme görüntüleme ,meme kanseri ,lenfositik meme i̇ltihabı ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Diyabetik lenfositik meme iltihabı ve stromalfibrozis"in klinik ve görüntüleme sonuçları malin lezyonlara oldukça benzemektedirler. Bu klinik-görüntüleme bulguları spesifik değildir ve altta yatan malinite olasılığı hakkında genellikle şüpheyi meydana getirmektedir ki bu da sonunda biyopsiye sebep olmaktadır. Doğru teşhis hastanın kaygısını azaltabilir ve nüksettiği bilinen bu lezyonların gereksiz cerrahi müdahelerini önleyebilir. Dolayısıyla, burada benzer bir durum söz konusu olduğunda faydalı olabilecek klasik bir vakayı sunmaktayız.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
16. Ultrasound Study of Tubercular Lymphadenopathy
- Author
-
Sushil Ghanshyam KACHEWAR and Smita Balwant SANKAYE
- Subjects
tüberküloz ,lcsh:R5-920 ,lenf nodu ,Lymph node Tuberculosis ,Ultrasound ,B mode,Colour Doppler,Imaging ,ultrasound b mode ,Lenf nodu,tüberküloz,ultrasound B mode,Renkli Doppler,görüntüleme ,imaging ,renkli doppler ,colour doppler ,görüntüleme ,lcsh:Medicine (General) ,lymph node tuberculosis ,ultrasound ,b mode - Abstract
Tubercular lymphadenopathy is a common entity. Etiologically it can be divided into primary tubercular lymphadenopathy and secondary tubercular lymphadenopathy. Ultrasound can satisfactorily demonstrate the involved lymph nodes. Hence we reviewed the ultrasound findings in all fine needle aspiration cytology proven cases of tubercular lymphadenopathy that presented in the imaging department in the last 12 months. Nine different criteria on Grey Scale ultrasound imaging and three different criteria on Color Doppler ultrasound imaging were used to different tubercular nodes from metastatic lymphadenopathy. Matting, presence of intranodal necrosis-caseation, intranodal calcifications, minimal vascularity and reduced Doppler Pulsatility and Resisitivity Indices were the hallmarks of tubercular lymphadenopathy which enabled correct diagnosis with a sensitivity of 85.25% and a specificity of 98.36 %. Thus ultrasound can satisfactorily differentiate between tubercular and metastatic lymphadenopathy., Tüberküler lenfadenopati yaygın bir antitedir. Etyolojik olarak primer ve sekonder olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Ultrasound ile tutulan lenf nodu demonstre edilebilir. Biz son 12 ay süresince iğne aspirasyon biyopsisi ile tüberküloz lenfadenopati olarak tanınan olguların ultrasound bulgularını gözden geçirdik. Gri skalada 9 farklı kriter, renkli Doppler ultrasoundda ise 3 farklı kriter tüberküler lenfadenopatiyi metastatik lenfadenopatiden ayırt edilmede kullanılmıştır. Intranodal nekroz-kazeifikasyon, intranodal kalsifikasyon, minimal vaskülarite ve azalmış Doppler pulsatilite ve resisitivite endeksleri tüberküloz lenfadenopati tanısı için 85.25% duyarlılık ve 98.36% özgüllük ile doğru tanının konulmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle ultrasound tüberküloz lenfadenopatiyi metastatic lenfadenopatiden ayırt etmede tatmin edeivi bir yöntemdir.
- Published
- 2014
17. Asteroid Hiyaloz: Çirkin Hastalığın Güzel Belirteci
- Author
-
KACHEWAR, Professor Dr Sushil and SANKAYE, Asst.prof. Dr Smita
- Subjects
Göz,Asteroid Hiyaloz,Diyabet,Göz USG,B mod USG ,Eye ,Asteroid Hyalosis ,Diabetes ,Ocular Ultrasound ,B mode ultrasound - Abstract
Purpose: Asteroid Hyalosis (AH) is the name given to the condition in which calcium soaps gets deposited on vitreous fibrils in eyes. It gives a beautiful shiny star-like appearance in the black vitreous on ocular ultrasound (B Scan). Its asymptomatic nature, unilateral occurrence and unexplained association with diabetes, are points to ponder. Our previous prospective double blind study was continue further to understand the utility of AH as a harbinger of diabetes in otherwise unsuspected individuals. Material and Methods: In the study period from 2011 to 2013; 400 non diabetic patients and 200 known diabetic patients, between 40-55 years of age were assessed by B mode ultrasonography for the presence of AH. Results: The overall incidence of AH in our study was 12.75 % in non-diabetic population and 59.5% in diabetic population. We found that the ultrasound demonstration of AH is 88.51% sensitive and 40.81 % specific to identify presence of diabetes and it has a positive predictive value of 69.31 % and a negative predictive value of 70.17 %. Conclusion: Individuals with diagnosed diabetes have high incidence of AH. Occurrence of AH is more common in individuals who are prone to develop diabetes. So ocular ultrasound should be included in the routine annual health screening programs. Multicentric studies to evaluate the cause-effect relationship are warranted before this dictum becomes a universal doctrine., Amaç: Asteroid Hiyaloz ismini, gözlerdeki camsı fibrillerde kalsiyum sabunlarının depolanması durumundan almaktadır. Bu durum; göz USG"sinde (B Scan) yıldıza benzeyen göz alıcı parlaklıkta gözlenmektedir. Onun semptomik olmayan doğası, tek taraflı oluşumu ve diabetle açıklanamayan ilişkisi dikkat edilecek hususlardır. İleriye dönük çift kör çalışmamız, umulmadık bireylerin aksine diabetin belirtisinde AH"ın faydalarını anlamak üzerine olacaktır. Materyal ve Metod: 2011 ve 2013 yılları arasında, 400 diyabetik olmayan ve 200 diyabetik hasta AH tanısının değerlendirilmesi için B mode ultrasonografi ile tarandı. Bulgular: AH"ın ortalama insidansı diyabet olmayan populasyonda %12.75 iken diyabetik populasyonda bu oran %59.5"ti. AH"ın USG gösteriminin özgül değeri %40.81, diyabeti tanımlama hassasiyetini %88.51 olduğunu bulduk. Pozitif beklenen değeri %69.31, negatif beklenen değeri %70.17"tir. Sonuç: Diyabet tanısı konulmuş bireyler yüksek AH insidansına sahiptir. AH"ın oluşumu diyabete meyilli olan bireylerde daha yaygın görükmektedir. Yani göz USG"si rutin olarak yıllık sağlık görünteleme programlarına dahil edilmesi gerekmektedir. Neden-sonuç ilişkisini değerlendirebilmek için çok merkezli çalışmalar evrensel bir doktrin haline gelen bu görüşten çok daha garantilidir.
- Published
- 2014
18. Ultrasound Review of Metastatic Lymphadenopathy
- Author
-
Sushil Ghanshyam KACHEWAR and Smita Balwant SANKAYE
- Subjects
lenf nodu metastazları ,ultrasonografi ,gri skala ,lcsh:R5-920 ,Lenf nodu metastazları ,Ultrasonografi ,Gri Skala,Renkli Doppler Görüntülemesi ,Lymph node metastases ,Ultrasound ,Gray Scale,Colour Doppler,Imaging ,lcsh:R ,lcsh:Medicine ,imaging ,Gray Scale ,Colour Doppler ,lcsh:Medicine (General) ,renkli doppler görüntülemesi ,Imaging - Abstract
Metastatic Lymphadenopathy is a common occurrence now with the earlier detection possible due to advances in imaging sciences. Although, at times the site of original malignancy is known; there are instances when the primary source of malignancy remains unknown. Ultrasound has the potential to non invasively evaluate the affected lymph nodes. Hence we reviewed the ultrasound findings in all fine needle aspiration cytology proven cases of metastatic lymphadenopathy that presented in the imaging department in the last 12 months. Multiple criteria on Grey Scale ultrasound imaging and on Color Doppler ultrasound imaging were used to label metastatic lymphadenopathy. Round nodes without any matting, presence of intranodal necrosis, intranodal calcifications, increased vascularity and elevated Doppler Pulsatility and Resisitivity Indices were the hallmarks of metastatic lymphadenopathy which enabled correct diagnosis with a sensitivity of 85.25% and a sensitivity of 98.36 %. In our review, the most sensitive and specific criteria was the Roundness Index on Gray scale imaging and Resistance to Perfusion on Color Doppler imaging. This review shows how, ultrasound can satisfactorily diagnose metastatic lymphadenopathy and can therefore be used in the diagnosis as well as follow up of such cases., Metastatik lenfadenopatiler görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde daha yaygın olarak görülmektedir. Her ne kadar malign bölge çoğu kez bilinsede malign dokunun temel kökeninin belirlenemediği durumlarda vardır. Ultrasonografi hastalıklı lenf nodlarının noninvaziv olarak değerlendirme potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda, bizde görüntüleme bölümümüze son 12 ayda gelmiş iğne aspirasyon sitolojisi ile metastatik lenfadenopatileri doğrulanmış vakaların ultrasonografik bulguları değerlendirdik. Metastatik lenfadenopatilerin işaretlenmesinde birçok kriter gözönünde bulundurulmak suretiyle gri skala ve renkli doppler ultrasonografik görüntüleme metodları kullanılarak değerlendirilmiştir. Sertleşme göstermeyen yuvarlak nodlar, nodüler nekroz oluşumu, nodüler kalsifikasyon, artan vaskularizasyon, artan Doppler pulsalitesi ve rezistans indeksleri metastatik lenfadenopatilerin karakterizasyonunun temelini oluşturmakla beraber doğru teşhisi oranını yaklaşık %85.25 ile %98.36 arasındasır. Derlememizdeki en duyarlı ve spesik kriterler gri skala görüntülemesindeki yuvarlaklık indeksi ve renkli doppler görüntülemesindeki perfüzyon rezistansıdır. Bu derleme ayrıca ultrasonografinin metastatik lenfadenopatilerin teşhisindeki doğruluğu ve dolayısıyla bu tip vakaların teşhis ve takibindeki faydalarını vurgulamaktadır.
- Published
- 2014
19. A case of multiple myeloma with double malarial infection.
- Author
-
Chandra, Harish and Chandra, Smita
- Subjects
- *
MULTIPLE myeloma diagnosis , *QUALITATIVE research , *ANEMIA , *MALARIA , *PATHOLOGY - Abstract
The article presents a case study of a 63 years old female suffering from a Multiple Myeloma with double malarial infection. Her physical examination is unremarkable except her anemia and fever and she has no organomegaly or lymphadenopathy. The blood picture of the patient shows normocytic normochromic anemia with rouleux formation and no evidence of any haemoparasite.
- Published
- 2008
20. Asteroid Hiyaloz: Çirkin Hastalığın Güzel Belirteci
- Author
-
Professor Dr Sushil KACHEWAR and Asst.prof. Dr Smita SANKAYE
- Subjects
eye ,asteroid hyalosis ,diabetes ,ocular ultrasound ,b mode ultrasound ,göz ,asteroid hiyaloz ,diyabet ,göz usg ,b mod usg ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Amaç: Asteroid Hiyaloz ismini, gözlerdeki camsı fibrillerde kalsiyum sabunlarının depolanması durumundan almaktadır. Bu durum; göz USG"sinde (B Scan) yıldıza benzeyen göz alıcı parlaklıkta gözlenmektedir. Onun semptomik olmayan doğası, tek taraflı oluşumu ve diabetle açıklanamayan ilişkisi dikkat edilecek hususlardır. İleriye dönük çift kör çalışmamız, umulmadık bireylerin aksine diabetin belirtisinde AH"ın faydalarını anlamak üzerine olacaktır. Materyal ve Metod: 2011 ve 2013 yılları arasında, 400 diyabetik olmayan ve 200 diyabetik hasta AH tanısının değerlendirilmesi için B mode ultrasonografi ile tarandı. Bulgular: AH"ın ortalama insidansı diyabet olmayan populasyonda %12.75 iken diyabetik populasyonda bu oran %59.5"ti. AH"ın USG gösteriminin özgül değeri %40.81, diyabeti tanımlama hassasiyetini %88.51 olduğunu bulduk. Pozitif beklenen değeri %69.31, negatif beklenen değeri %70.17"tir. Sonuç: Diyabet tanısı konulmuş bireyler yüksek AH insidansına sahiptir. AH"ın oluşumu diyabete meyilli olan bireylerde daha yaygın görükmektedir. Yani göz USG"si rutin olarak yıllık sağlık görünteleme programlarına dahil edilmesi gerekmektedir. Neden-sonuç ilişkisini değerlendirebilmek için çok merkezli çalışmalar evrensel bir doktrin haline gelen bu görüşten çok daha garantilidir.
- Published
- 2014
- Full Text
- View/download PDF
21. Asteroid Hyalosis A beautiful marker of an ugly disease
- Author
-
Professor Dr Sushil Kachewar and Asst.Prof. Dr Smita Sankaye
- Subjects
Eye ,Asteroid Hyalosis ,Diabetes ,Ocular Ultrasound ,B mode ultrasound ,Medicine ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Purpose: Asteroid Hyalosis (AH) is the name given to the condition in which calcium soaps gets deposited on vitreous fibrils in eyes. It gives a beautiful shiny star-like appearance in the black vitreous on ocular ultrasound (B Scan). Its asymptomatic nature, unilateral occurrence and unexplained association with diabetes, are points to ponder. Our previous prospective double blind study was continue further to understand the utility of AH as a harbinger of diabetes in otherwise unsuspected individuals. Material and Methods: In the study period from 2011 to 2013; 400 non diabetic patients and 200 known diabetic patients, between 40-55 years of age were assessed by B mode ultrasonography for the presence of AH. Results: The overall incidence of AH in our study was 12.75 % in non-diabetic population and 59.5% in diabetic population. We found that the ultrasound demonstration of AH is 88.51% sensitive and 40.81 % specific to identify presence of diabetes and it has a positive predictive value of 69.31 % and a negative predictive value of 70.17 %. Conclusion: Individuals with diagnosed diabetes have high incidence of AH. Occurrence of AH is more common in individuals who are prone to develop diabetes. So ocular ultrasound should be included in the routine annual health screening programs. Multicentric studies to evaluate the causeeffect relationship are warranted before this dictum becomes a universal doctrine. [Cukurova Med J 2014; 39(2.000): 323-328]
- Published
- 2014
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.