39 results on '"Memiş, Leyla"'
Search Results
2. Gebe ratlarda gebelik esnasında tekrarlayan dozlarda parasetamol uygulamasının doğacak ratların akciğer, böbrek ve karaciğer dokuları üzerine etkileri
- Author
-
SADİOĞLU, AYŞE, TÜRK ÖZTERLEMEZ, NACİYE, ARSLAN, MUSTAFA, GÜLBAHAR, ÖZLEM, Dağlı, Hasan, MEMİŞ, LEYLA, and İNAN, NURTEN
- Published
- 2020
3. A UNIQUE CASE OF ERDHEIM-CHESTER DISEASE COEXISTENCE WITH LANGERHANS CELL HISTIOCYTOSIS
- Author
-
KÖKTÜRK, NURDAN, Naurzvai, Nurgül, ÇOK, GÜRSEL, AKALIN, TANER, MEMİŞ, LEYLA, and ATİK, NAZLI DENİZ
- Published
- 2020
4. Pnömoni İle Gelen Silikozis Olgusu
- Author
-
Kodalak, Sümeyye, Köktürk, Nurdan, Memiş, Leyla, and Erbaş, Gonca
- Published
- 2020
5. NADİR BİR HEMOPTİZİ NEDENİ: PULMONER EKSTRAMEDULLER HEMATOPOEZ
- Author
-
ÇELİK, ALİ, MEMİŞ, LEYLA, TAŞTEPE, ABDULLAH İRFAN, BAŞ, AYNUR, TURK, MERVE ŞATIR, SAYAN, MUHAMMET, and KURUL, İSMAİL CÜNEYT
- Published
- 2019
6. Akciğerin Karsinoid Tümörü Kliniğimizin On Yıllık Sonuçları
- Author
-
VALIYEV, ELGUN, GÖKÇE, ANIL, BAŞ, AYNUR, TURK, MERVE ŞATIR, SAYAN, MUHAMMET, ÇELİK, ALİ, MEMİŞ, LEYLA, KURUL, İSMAİL CÜNEYT, and TAŞTEPE, ABDULLAH İRFAN
- Published
- 2019
7. Met Gen Overekspresyonu Ve Amplıfıkasyonu Olan Akciğer Küçük Hücrelı Dışı Karsinom Hastalarının Klinikopatolojik Özellikleri
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA
- Abstract
Hedefe yönelik tedaviler son yıllarda kanser araştırmalarında en önemligelişmelerden birisini oluşturmaktadır. Özellikle akiğer küçük hücreli dışıkarsinomlarında EGFR, ALK, ROS-1 sürücü mutasyonlarına yönelik tedavilerdesağlanan başarılar nedeniyle diğer sürücü mutasyonlara yönelik araştırmalar hızkazanmıştır. MET sürücü mutasyonu da KHDK’larda saptanan ve gelecekte hedefeyönelik tedavilerin olası konusu olabilecek bir genetik değişikliktir.Bu çalışmada çok merkezli olarak KHDK’larda MET sürücü mutasyonununsıklığı ve bunun belirli histopatolojik, klinik özelliklerle olan birlikteliğiaraştırılmıştır.Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim dalında ve AnkaraAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi Patoloji bölümününarşivinden alınan, 2008-2017 yılları arasında tanı almış cerrahi rezeksiyonmateryalleri incelenmiştir. Histolojik gruplarına göre tabakalı örneklem ile olgularseçilmiştir. Doku mikroarray ile 312 hastanın tümörlerinden örnekler alınıpbloklanmıştır. Hastaların yaş, cinsiyet, tümör evreleri, pT, pN evreleri kayıt altınaalınmıştır. Hazırlanan doku mikroarray lamlar MET amplifikasyon probu ile FISHboyanarak incelenmiştir.2Çalışmamızda 312 tümörün 6’sında (%1.9) MET amplifikasyonusaptanmıştır. İmmünhistokimyasal incelemede değerlendirilebilen 248 olgunun 69adetinde pozitif boyanma saptanmıştır. FISH amplifiye saptanan olguların 4’üimmünhistokimya ile pozitif olup 2’si negatiftir. Amplifikasyon saptanan olguların3’ü solid tipte adenokarsinom, 2’si keratinize skuamöz hücreli karsinom ve 1’ipleomorfik karsinomdur. Pozitif olguların tümü yüksek evreli olup evre 1 veya pT1olgularda pozitiflik saptanmamıştır. Solid adenokarsinomların pozitiflik oranı diğerKHDK’lara göre istatistiki olarak anlamlı olarak yüksek saptanmıştır.Adenokarsinomlarda oran skuamöz hücreli karsinomlara göre hafif yükseksaptanmıştır. Pleomorfik adenokarsinomlar %5 oranında pozitiflik göstermişolmasına karşın çalışmadaki olgu sayısının azlığı nedeniyle kesin yorumyapılamamıştır Targeted therapies occupies one of the most important places in last time’scancer researchs. Especially after the big achievements of EGFR, ALK, ROS-1driver mutations targeted treatments, the researches which about other drivermutations accelerated. MET driver mutation is another genetic alteration which canbe detected on NSCLCs and possible future targeted treatments aim.In our study, we searched MET driver mutation’s rate and its correlationwith particular histopathological, clinical features, as a multi-center research.The surgical resection lung materials evaluated which are obtained fromGazi University Medical Faculty Hospital’s and Ankara Atatürk Lung Disease andThroax Surgery Hospital’s pathology departments archive, diagnosed from 2008 to2017. The cases are chosen by stratified sampling method according to theirhistological groups. By tissue microarray technic 312 of them blocked. Patient’sage, sex, stage group, pT, pN stages registered. Prepared tissue microarray slidesstained by MET amplification probe by FISH and evaluatedIn our study 6 cases (%1.9) out of 312 was found amplified by FISH. Onimmunhistochemical analysis, 69 of 248 evaluable cases was found positive. 4 of 6amplified cases was found immunhistochemically positive, but 2 of the wasnegative. From amplified cases, 3 of them were solid type adenocarcinoma; 2 of4them were keratinized squamous cell carcinoma and 1 of them was pleomorphiccarcinoma. All of the positive cases were from high pT and stage groups. Solid typeadenocarcinoma’s positivity rate was clearly higher than other NSCC cases,statistically significant. Adenocarcinoma cases had slightly higher positivity ratethan squamous cell carcinoma but this was not statistically significant. Eventhought pleomorphic carcinomas had %5 positivity rate, due to lack of enough casenumber we could not make a certain commentary about this.
- Published
- 2018
8. İnterstisyel Akciğer hastalığını taklit eden hemanjioendotelyoma
- Author
-
YILMAZ DEMİRCİ, NİLGÜN, TÜRKTAŞ, HALUK ŞABAN, ÖZTÜRK, CAN, Abdullayeva, Zarife, KARABACAK, NEŞE, MEMİŞ, LEYLA, and ÇELİK, ALİ
- Published
- 2017
9. Mediastinal Hastalıklarda Patoloji
- Author
-
AKYÜREK, NALAN and MEMİŞ, LEYLA
- Published
- 2016
10. Plevral Psödomezotelyomatöz Adenokarsinoma Olgu sunumu
- Author
-
SAYAR, EROL CAN, MEMİŞ, LEYLA, YILMAZ DEMİRCİ, NİLGÜN, and MEMMEDOVA, SERİYYE
- Published
- 2015
11. Akciğerin Berrak Hücreli Tümörü
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA, İNAN, MEHMET ARDA, SÜLEYMANOV, ANAR, and ÇELİK, ALİ
- Published
- 2015
12. Primer Akciğer Kanserinin Miliyer Metastazı Olgu Sunumu
- Author
-
YILMAZ DEMİRCİ, NİLGÜN, MEMİŞ, LEYLA, IŞIKDOĞAN, TÜRKAN ZEYNEP, and AHMET SELİM, YURDAKUL
- Published
- 2014
13. Etiology of hematuria in childhood Original Article
- Author
-
Sarı, Fatma Nur, Bülbül, Mehmet, Demircan, Gülay, Erdoğan, Özlem, Sarı, Sinan, Memiş, Leyla, and Öner, Ayşe
- Subjects
urogenital system ,Çocuk,etiolojik nedenler,hematüri ,urologic and male genital diseases ,female genital diseases and pregnancy complications - Abstract
Summary Aim: The aim was evaluating the causes of hematuria showing the consequence of the prognosis and differential diagnosis and preventing unnecessary invasive tests Material and Method: A retrospective study was conducted in patients aged between 4 months and 16 years who referred to the nbsp; nephrology clinic with the complaint of hematuria between January 1999 and June 2004 The patients were grouped as fallows: macroscopic hematuria asymptomatic isolated microscopic hematuria microscopic hematuria with clinical findings and asymptomatic microscopic hematuria with proteinuria Results: Macroscopic and microscopic hematuria were detected in 136 and 164 patients respectively The cases were diagnosed as glomerular diseases 34 3 urinary stone disease and crystalluria 27 4 infections 12 and anatomic abnormalities 10 The most common cause of hematuria was crystalluria in isolated microscopic hematuria group and glomeruler diseases in the other groups Renal biopsy was performed to 33 patients Glomerulopathy was detected in 32 cases The duration of hematuria was 614 plusmn;681 and 135 plusmn;384 days in biopsy performed group or not respectively Conclusions: Glomerular diseases were stated as the most common causes of hematuria in childhood Urinary stone disease crystalluria and infections were other causes of hematuria in our study group In long term follow up renal biopsy should be considered in selected cases Turk Arch Ped 2010; 45: 246 51 Key words: Children etiology hematuria, Özet Amaç: Çalışmamızda hematürinin nedenleri seyirdeki önemi ve ayırıcı tanının gerekliliği gösterilerek gereksiz girişimsel incelemelerin önlenmesi amaçlanmıştır Gereç ve Yöntem: Ocak 1999 ile Haziran 2004 tarihleri arasında hastanemiz Nefroloji Polikliniği rsquo;nde hematüri nedeni ile izleme alınan 4 ay ile 16 yaş arasındaki 300 hasta 146 rsquo;sı 48 7 kız 154 rsquo;ü 51 3 erkek ortalama yaşları 90 plusmn;40 4 192 ay geriye dönük olarak değerlendirildi Hastalar makroskobik hematüri asemptomatik izole mikroskobik hematüri mikroskobik hematüri ve klinik bulgular asemptomatik mikroskobik hematüri ve proteinüri olarak dört grupta incelendi Bulgular: Olguların 136 rsquo;sında 45 3 makroskobik hematüri 164 rsquo;ünde 54 7 mikroskobik hematüri vardı Olguların 34 3 rsquo;ünde glomerüler nedenler 27 4 rsquo;ünde taş ve kristalüri 12 rsquo;sinde enfeksiyonlar 10 rsquo;unda anatomik bozukluklar saptandı İzole mikroskobik hematüride en sık neden olarak kristalüri saptanırken diğer gruplarda hematüri nedeni olarak en sık glomerüler hastalıklar saptandı Tanı amaçlı 33 hastaya böbrek biyopsisi yapıldı Bir hasta dışında tüm biyopsi örneklerinde glomerülopati saptandı Biyopsi yapılan hastaların ortalama hematüri süresi 614 plusmn;681 gün iken yapılmayanların 135 plusmn;384 gün olarak izlendi Çıkarımlar: Çocukluk yaş grubunda makroskobik ve mikroskobik hematüri ile başvuran hastalarda en sık olarak glomerüler hastalıklar saptanmıştır Glomerüler hastalıkları taş hastalığı kristalüri ve enfeksiyonlar izlemektedir Tanıda uzun süreli izlemde seçilmiş olgularda böbrek biyopsisi düşünülmelidir Türk Ped Arş 2010; 45: 246 51 Anahtar sözcükler: Çocuk etiolojik nedenler hematüri
- Published
- 2014
14. Timik tümörlerde C-erb-B2, CD117 ve EGFR ekspresyonu ve klinikopatolojik yaklaşım
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA
- Abstract
Timik epitelyal neoplaziler tüm neoplazilerin %1 inden azını oluşturan timusun epitelyal elemanlarından gelişen, değişik oranlarda lenfositlerin eşlik ettiği lezyonlardır. Ortalama görülme yaşı 49,5 olup, her iki cinsiyette insidansı eşittir ya da kadınlarda biraz daha fazla görülebilir. Çalışmamızda 2004-2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı nda Timoma ve Timik karsinom tanısı almış 34 olgu incelenmiştir. Tüm olguların histopatolojik özellikleri değerlendirilerek 2004- WHO kriterlerine göre yeniden sınıflandırılmıştır. Timoma olguları 1994 Modifiye Masaoka sistemine göre, Timik karsinom olguları da 1999 WHO/TNM sınıflamasına göre evrelendirilmiştir. Olgularda timik epitelyal tümörlerin prognostik faktörleri olabilecek tümör evresi, WHO histolojik tip, yaş, cinsiyet, sigara içimi, tümör boyutu ile nekroz gibi faktörler istatistiksel olarak araştırılıp, literatür eşliğinde değerlendirilmiştir. Ayrıca timik epitelyal neoplazilerde yeni moleküler hedefe yönelik tedavileri keşfetmek ve özellikle timik kanserlerin ayırıcı tanısı için Cerb- B2, CD117 ve EGFR ekspresyonları immünhistokimyasal olarak incelenmiştir.Çalışmanın sonucunda Masaoka evrelemesi ile beraber korelasyon gösteren yeni WHO sınıflamasının klinik davranışta önemli bir prognostik faktör olduğu saptanmıştır. CD117 nin timik kanserdeki yüksek ekspresyonu nedeniyle ayırıcı tanıda kullanılabileceği ve C-erb-B2 ve EGFR nin de genel olarak literatür ile benzer olan ekspresyonları gösterilmiştir. Bu çalışmanın hasta sayısının az olmasına rağmen timik epitelyal lezyonlarla ilgili tanı, prognoz ve tedavide yol gösterici olacağı ve elde edilen immünhistokimyasal sonuçların timik epitelyal neoplazilerin tanı, tedavi ve ayırıcı tanısında yapılması planlanan çalışmalara kaynak oluşturabileceği sonucuna varılmıştır. Thymic epithelial neoplasms, accounting less than 1% of all malignancies, originate from thymic epithelial elements and are accompanied by lymphocytes in different proportions. The average age is 49.5 years and the incidence can be equal in both sexes or slightly higher in women.was found to be an important prognostic factor for the clinical behavior. Due to its high expression in thymic cancer, CD117 was shown to be useful in the differential diagnosis and expressions of C-erb-B2 and EGFR were found to be similar to the literature. We conclude that, despite the small number of patients, our study will be a guiding document for the diagnosis, prognosis and treatment of thymic epithelial lesions and will be a useful source for future studies about the diagnosis, differential diagnosis and treatment of thymic epithelial neoplasms. In our study, 34 cases which had been diagnosed as thymoma or thymic carcinoma between 2004-2012 at the Pathology Department of Gazi University Medical Faculty were examined. Histopathological features of all patients were evaluated and re-classified according to 2004-WHO criteria. Cases of thymoma and thymic carcinoma were staged according to 1994 Modified Masaoka system and 1999 WHO / TNM classification, respectively. Possible prognostic factors for thymic epithelial tumors, such as tumor stage, WHO histological type, age, gender, smoking, necrosis and tumor size, were statistically evaluated and correlated with the literature. In addition, immunohistochemical expression of c-erb-B2, CD117 and EGFR were analyzed in order to search for novel molecular targeted therapies in thymic epithelial neoplasms and particularly for the differential diagnosis of thymic cancers. As a result, the new WHO classification, correlated with Masaoka staging, was found to be an important prognostic factor for the clinical behavior. Due to its high expression in thymic cancer, CD117 was shown to be useful in the differential diagnosis and expressions of C-erb-B2 and EGFR were found to be similar to the literature. We conclude that, despite the small number of patients, our study will be a guiding document for the diagnosis, prognosis and treatment of thymic epithelial lesions and will be a useful source for future studies about the diagnosis, differential diagnosis and treatment of thymic epithelial neoplasms.
- Published
- 2012
15. Hilal mi Dolunay mı?
- Author
-
Akagün, Tülin, Kiremitçi, Saba, Ensari, Arzu, Özlük, Yasemin, Kılıçaslan, Işın, Özdemir, Handan, Ateş, Deniz, Ertoy Baydar, Dilek, Işık Gönül, İpek, Memiş, Leyla, Sarsık, Banu, Şen, Sait, Akkaya, Bahar, Orhan, Diclehan, Gönlüşen, Gülfiliz, Kamalı, Sevil, Aksu, Kenan, Yazısız, Veli, Paydaş, Saime, Soylu, Alper, Ada, Sibel, Çavdar, Caner, Ünlü, Şadiye Mehtat, Sarıoğlu, Sülen, and Ellidokuz, Hülya
- Published
- 2011
16. AKCİĞER İNVAZİF ADENOKARSİNOMU İLE SENKRON, KEMİK İLİĞİ KOMPONENTİ İÇEREN PULMONER HAMARTOM
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA, GÖNÜL, İPEK IŞIK, AYTEKİN ÇELİK, İLKNUR, DEMİRÖZ, ŞEVKİ MUSTAFA, TAŞTEPE, ABDULLAH İRFAN, and SAYAN, MUHAMMET
- Published
- 2011
17. İntraoküler metastazı olan testiküler mikst maliyn germ hücre tümörlü olgu
- Author
-
SARAÇ, AVNİ, KARADENİZ, CEYDA, TÜRKYILMAZ, ZAFER, MEMİŞ, LEYLA, PINARLI, FARUK GÜÇLÜ, OKUR, ARZU, and OĞUZ, AYNUR
- Published
- 2011
18. Nadir Bir Sekonder Pnömotoraks Nedeni: PulmonerLenfanjioleomyomatozis Olgu Sunumu
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA, TAŞTEPE, ABDULLAH İRFAN, AYTEKİN ÇELİK, İLKNUR, HELVACI, AYŞE, SAYAN, MUHAMMET, TÜLÜCE, KERİM, SEZEN, CELAL BUĞRA, and DEMİRÖZ, ŞEVKİ MUSTAFA
- Published
- 2010
19. Sakrokoksigeal Teratomu Taklit Eden Triton Tümör
- Author
-
KARABULUT, RAMAZAN, SÖNMEZ, KAAN, ESER, EYLEM PINAR, MEMİŞ, LEYLA, KAPISIZ, ALPARSLAN, BAŞAKLAR, ABDULLAH CAN, and TÜRKYILMAZ, ZAFER
- Published
- 2010
20. Primer Hipofiz Karsinomu olgu sunumu
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA, KURT, GÖKHAN, and TÖNGE, MEHMET
- Published
- 2010
21. Akciğer Karsinomunun Tanısında Bronkoskopik Biyopsi ve Bronş Sitolojisinin Değeri
- Author
-
Memiş, Leyla and Uyar Göçün, Feriha Pınar
- Published
- 2008
22. FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ VE MİNİMAL DEĞİŞİKLİK HASTALIŞINDA PODOSİT İLİŞKİLİ PROTEİNLER İLE TGF-BETA-1, WT-1 EKSPRESYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ, HİSTOLOJİK VE KLİNİK BULGULARLA KORELASYONU
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA
- Abstract
Podosit ili(kili moleküllerin glomerüler filtrasyon bariyerindeki rolünün belirlenmesi ve konjenital nefrotik sendromda ağır proteinüriye neden olan nefrin gen mutasyonunun saptanması ile birlikte edinsel nefrotik sendrom olgularında da bu proteinlerin ekspresyonunun değerlendirilmesi önem kazanmı(tır. Bu çalı(mamızda podosit zedelenmesinin ortak olduğu minimal deği(iklik hastalığı, fokal segmental glomerüloskleroz ve mezangial proliferasyonla karakterli olgularda “slit diyafram” proteinlerinden nefrin, podosin ve sinaptopodin ekspresyonunu ve klinik parametrelerle korelasyonunu inceledik. 10’u kontrol olmak üzere toplam 84 olguluk çalı(mamızda FSGS olgularında nefrin, podosin ve sinaptopodin ile benzer (ekilde büyük oranda kaba granüler, MDH olgularında ince granüler MP ile karakterli olgularda ise FSGS ve MDH arasında büyük oranda ince granüler ve kaba granüler boyanma gözlendi. Podosin boyanma (iddeti ve nefrin ekspresyon kaybı ile kreatinin klerensi ve kan kreatinin düzeyleri arasında korelasyon dikkati çekti. Ekstraselüler matriks artı(ı ve apopitoziste rolü olan TGF-beta 1’in podositlerde ekspresyonu kar(ıla(tırıldığında ise FSGS olgularında diğer gruplara oranla hafif artı( izlendi. TGF ekspresyonu ile segmental, global skleroz, interstisyel inflamasyon, fibrozis ve tübüler atrofi arasında korelasyon saptandı. Glomerüler WT-1 ekspresyonu FSGS olgularında diğer gruplara oranla podosit kaybını yansıtır (ekilde hafif derecede azalmı( idi. Biri selüler varyant olmak üzere yalnızca birkaç olguda WT-1 eksprese etmeyen, bazal membrandan ayrı(ma a(amasında olan podositlerde CD 68 ekspresyonu izlendi.. Sonuç olarak yukarıda adı geçen belirleyiciler daha çok podosit hasarını, hastalığın yaygınlığı ve (iddetini yansıtıyor olsa da birbiri ile ili(kili ya da benzer boyanma paterni gösteren bu belirleyiciler patogenezi aydınlatmak ve ayırıcı tanıya destek olmak açısından önem ta(ımaktadır.
- Published
- 2008
23. Tüberküloz ve metastatik tiroid karsinomlu bir olguda pozitron emisyon tomografisinin yanlış pozitif ve yanlış negatif bulguları
- Author
-
KURUL, İSMAİL CÜNEYT, İMREN, VELİ YILDIRIM, TOKUR, MAHMUT, DEMİRCAN, SEDAT, and MEMİŞ, LEYLA
- Published
- 2007
24. Benfluoreks ve/veya C Vitamininin Diyabetik Böbrek Nitrik Oksit Düzeyi ve Histopatolojisine Etkisi
- Author
-
Memiş, Leyla, Ekinci, Özgür, Gönül, Bilge, and Özer, Çiğdem
- Published
- 2006
25. İlginç Radyolojisi Nedeniyle Bir Yassı Hücreli Akciğer Kanseri Olgusu
- Author
-
KÖKTÜRK, OĞUZ, KÖKTÜRK, NURDAN, GÜRSEL, GÜL, MEMİŞ, LEYLA, and EKİM, NUMAN NADİR
- Published
- 2005
26. Atypical Presentation of Tuberculosis in Renal Failure A Case Mimicking Lung Carcinoma
- Author
-
OĞUZÜLGEN, İPEK KIVILCIM, HABEŞOĞLU, MEHMET ALİ, AKYÜREK, NALAN, KÖKTÜRK, NURDAN, MEMİŞ, LEYLA, and EKİM, NUMAN NADİR
- Published
- 2004
27. Lomber Laminektomi Sonrası Ortaya Çıkan Peridural Fibrozisin Önlenmesinde 5 Fluorourasil ve Adcon L in Etkinliklerinin Karşılaştırılması
- Author
-
KURT, GÖKHAN, AYKOL, ŞÜKRÜ, DOĞULU, FİKRET HÜSEYİN, KAYMAZ, AHMET MEMDUH, ERDEM, ÖZLEM, and MEMİŞ, LEYLA
- Published
- 2002
28. Akciğer Absesi ile Seyreden Wegener Granülomatozisi Olgusu
- Author
-
MEMİŞ, LEYLA, EKİM, NUMAN NADİR, KÖKTÜRK, NURDAN, and KÖKTÜRK, OĞUZ
- Published
- 2002
29. Akciğerin Adenoid Kistik Karsinomu: İki Olgu Sunumu.
- Author
-
KARAKUŞ, Esra and MEMİŞ, Leyla
- Subjects
ADENOID cystic carcinoma ,BRONCHOSCOPY ,LUNG diseases ,EVALUATION of medical care ,OPERATIVE surgery ,DISEASE complications ,SYMPTOMS ,DIAGNOSIS - Abstract
Copyright of Turkiye Klinikleri Archives of Lung is the property of Turkiye Klinikleri and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2013
30. Küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda adezyon molekülü CEACAM1 ve kemokin reseptörü CXCR4 ekspresyonunun prognoz üzerine olan etkisi.
- Author
-
YURDAKUL, Ahmet Selim, AKYÜREK, Nalan, DEMİRTAŞ, Şenay, KARAKAYA, Jale, MEMİŞ, Leyla, and ÖZTÜRK, Can
- Published
- 2010
31. Çocukluk çağında hematürinin etiolojik nedenleri.
- Author
-
Nur Sarı, Fatma, Bülbül, Mehmet, Demircan, Gülay, Erdoğan, Özlem, Sarı, Sinan, Memiş, Leyla, and Öner, Ayşe
- Subjects
HEMATURIA diagnosis ,INTERNAL medicine ,PROTEINURIA ,KIDNEY function tests ,RENAL biopsy ,JUVENILE diseases - Abstract
Copyright of Türk Pediatri Arşivi is the property of Aves Yayincilik Ltd. STI and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2010
- Full Text
- View/download PDF
32. Kriminal abortusda böbrek değişiklikleri
- Author
-
Memiş, Leyla and Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pathology ,Patoloji - Abstract
47 - ÖZET Bu çalışmada A.Ü.f.F. İç Hastalıkları Birimi Nefroloji bölümüne akut böbrek yetmezliği Dulgulan ile başvuran obstetrik orijinli on olgu ele alınmış, bu olgulara ait klinik bulgular derlenerek, laboratuvar değerleri gözden geçirilmiştir. Elde edilen beşi otopsi, beşi iğne biopsisi kaynaklı böbrek doku parçalarında yapılan histopatolojik değerlendirmede akut tübüler nekroz tanısını destekleyen kriterler saptanmıştır, On olgunun sekizi kriminal abortus sonrasi gelişmiş olup, bunlarda yöntemler ve araç olarak kullanılan maddeler incelenmiştir. Akut tübüler nekrozda gelişen oligürinin patogenezi üzerinde durularak literatürün ışığı altında suhtemel mekanizma araştırılmıştır, Eistopatolotiik bulgulardan tanı için karakteristik olan tübüler patolojiler sınıflandırılmış, bunlardan epitel parçalanması ile tübüler dilatasyonun sıklık bakımından başta geldiği izlenmiştir. Hastaların yedisinin tedaviye rağmen cevap vermediği görülmüş, tümü kriminal abortus sonrası böbrek yet mezliğine giren bu olgular ölümle sonlanmıştır. 54
- Published
- 1982
33. Necrotizing Sarcoid Granulomatosis: A Case with Severe Progression.
- Author
-
Türk, Murat, Türktaş, Haluk, Köktürk, Nurdan, and Memiş, Leyla
- Published
- 2017
- Full Text
- View/download PDF
34. Plevral malign mezotelyomalarda Fish yöntemi ile p16 delesyonu sıklığı ve immünohistokimyasal olarak p16 ekspresyonunun değerlendirilmesi
- Author
-
Kulduk, Gamze, Memiş, Leyla, and Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Mesothelioma ,Deletion ,FISH ,Neoplasms ,Pathology ,Histopathology ,Pleura ,Gene expression ,Patoloji ,Immunohistochemistry - Abstract
Malign mezotelyoma, mezotelyal yüzeylerden köken alan kötü prognozlu bir tümördür. Tanısı histopatoloji, klinik ve radyolojik yöntemlerin birlikte değerlendirilmesi ile konulmaktadır. WHO sınıflamasına göre 4 tipi bulunmaktadır: Epitelioid, bifazik, sarkomatoid ve desmoplastik. Epitelioid tip aynı zamanda asiner, tübülopapiller, adenomatoid (mikrokistik/ mikroglandüler), solid, şeffaf hücreli, desiduoid, pleomorfik, taşlı yüzük hücreli ve küçük hücreli gibi çok sayıda varyant içermektedir. Bu patern zenginliği sebebiyle MM'yı özellikle akciğer adenokarsinomlarından ayırmak güç olabilmektedir. Aynı zamanda benign mezotelyal proliferasyonlardan ayırmak da hastanın gereksiz tedaviler almasını önlemek açısından önem taşımaktadır.MM'da en sık rastlanılan genetik bozukluk 9. kromozomun kısa kolunda (9p21) bulunan INK4a/ARF lokusunda görülen delesyondur. p16, INK4a/ARF lokusu tarafından kodlanan CDK inhibitörü olan bir gendir. INK4a/ARF lokusu aynı zamanda MDM2'nin degredasyonunda rol oynayan p14ARF'yi kodlar. Sonuç olarak p53 görevini yapamaz ve kontrolsüz hücre çoğalması ve malignite gelişir. MM'larda p16 delesyonuna sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda , MM olgularındaki CDKN2A delesyon durumu ve p16 protein ekspres-yon profillerini inceledik. FISH sonuçlarımıza göre 114 olgunun 82'sinde (%71,9) 9p21 delesyonu izledik. p16 protein ekspresyonu sonuçlarına göre 114 olgunun 75'inde (%65,8) negatiflik saptadık. 9p21 homozigot delesyonu epitelioid MM'ların 44'ünde (%59,5); bifazik MM'ların 31'inde (%93,9) sarkomatoid MM'ların 7'sinde (%100) mevcuttur. p16 protein ekspresyonu ise epitelioid MM'ların 36'sında (%48,6); bifazik MM'ların 2'sinde (%6,1) sarkomatoid MM'ların 1'inde (%14,3) mevcuttur. Aynı zamanda 9p21 delesyon varlığı ile p16 immünhistokimyasal ekspresyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki gözlenmiştir.Sonuç olarak p16 delesyonunun gösterilmesi MM'da son derece spesifik olmasına karşın bazı olgularda rastlanılmaktadır. Bizim çalışmamızda ve diğer araştırmacılar tarafından da gösterildiği gibi FISH yöntemi ile p16 delesyonunun gösterilmesi benign ve malign mezotelyal proliferasyonların ayrımında kullanıla-bilecek faydalı bir yöntemdir. p16 homozigot delesyonu izlenen olgularda eş za-manlı p16 negatifliğinin de izlenmesi sebebiyle p16 protein ekspresyonunun da tanıya yardımcı bir teknik olarak kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Diğer bir önemli nokta epitelioid MM ile reaktif mezotel proliferasyonu ayrımında faydalanılacak immünhistokimyasal metodlar bulunurken sarkomatoid MM ile fibröz plörit ayrımında böyle bir teknik bulunmamasıdır. Çalışma sonuçlarımıza göre delesyon sarkomatoid MM'ların tümünde görülürken, fibröz plöritlerde görülme-mektedir . p16 ekspresyonu ve delesyonunun diagnostik olması dışında gelecekte p16(CDKN2A) ya da p14'ün onarımını sağlayabilecek gen terapileri, olası hedefe yönelik tedavi modaliteleri açısından da önem taşımaktadır. Malignant mesothelioma is an aggressive tumor originates from mesothelial surfaces which has a poor prognosis. The diagnosis of MM is mainly based on histopathologic features, together with clinical and imaging information. According to WHO classification there are four types of MM: Epitelioid, biphasic, sarcomatoid and desmoplastic. The epitelioid type of MM also has many histologic patterns such as acinar, tubulopapillary, adenomatoid (glandular/microcystic), solid, clear cell, deciduoid, pleomorphic, signet ring, and small cell pattern. Beca-use of these features the differentiation of MM can be a diagnostic challenge which can mimic other cancers such as lung. Another importance of MM is to differentiate from benign proliferations.Most common genetic alteration in MM is the deletion of INK4a/ARF locus which is located in the short arm of chromosome 9 (9p21). p16 is a CDK in-hibitor which is encoded by INK4a/ARF locus. INK4a/ARF locus also codes for p14ARF which is responsible for MDM2 degradation. As a result p53 doesn't function and rapid cell growth and immortality of the cell occurs leading to ma-lignancy. p16 is often deleted in malignant mesotheliomas. Therefore we constitute our research on CDKN2A deletion status and p16 expression profiles in MM. FISH results demonstrated 9p21 deletion in 82 of 114 cases with MM (71,9%). p16 expression results were negative in 75 of 114 cases (65,8%). Homozygous deletion was noted in 44 of epithelioid (59,5%) 31 of biphasic 31 (93,9%), 7 of sarcomatoid (100%) MM. p16 protein expression was noted in 36 of epithelioid (48,6%) 2 of biphasic (6,1%), 1 of sarcomatoid (14,3%) MM. The correlation between p16 protein expression and 9p21 homozygous deletion in the tumor cells was statistically significant.İn conclusion, despite the fact that homozygous deletion of p16 is very spesific, it is not detected in all MM. As reported recently by other investigators the detection of homozygous deletions of p16 by FISH technique is useful for distinguishing benign proliferations from malignant mesothelioma. Therefore p16 deletion can be use as a diagnostic marker. Our results also support this fact. Because of the cases who have p16 homozygous deletion also are p16 negative we also conclude that p16 negativity can be use to support the diagnosys of MM. Another important point is the differentiation of sarcomatoid MM especially desmoplastic type from fibrous pleuritis. According to our results homozygous deletion was noted in all sarcomatoid MM and none in fibrous peuritis (more than 13,3%). While the prevalance of 9p21 deletion is very high in MM's, this knowledge can be use for therapetic modalities in the future like lung carcinomas in addition to diagnostic usefulness. 114
- Published
- 2015
35. Timik tümörlerde C-erb-B2, CD117 ve EGFR ekspresyonu ve klinikopatolojik yaklaşım
- Author
-
Eser, Eylem Pinar, Memiş, Leyla, and Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Genes-C-Erbb-2 ,Thymoma ,Genes ,Thymus neoplasms ,Neoplasms ,Pathology ,Gene expression ,Patoloji ,Thymus gland - Abstract
Timik epitelyal neoplaziler tüm neoplazilerin %1'inden azını oluşturantimusun epitelyal elemanlarından gelişen, değişik oranlarda lenfositlerin eşlikettiği lezyonlardır. Ortalama görülme yaşı 49,5 olup, her iki cinsiyette insidansıeşittir ya da kadınlarda biraz daha fazla görülebilir.Çalışmamızda 2004-2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp FakültesiPatoloji Anabilim Dalı'nda Timoma ve Timik karsinom tanısı almış 34 olguincelenmiştir. Tüm olguların histopatolojik özellikleri değerlendirilerek 2004-WHO kriterlerine göre yeniden sınıflandırılmıştır. Timoma olguları 1994Modifiye Masaoka sistemine göre, Timik karsinom olguları da 1999 WHO/TNMsınıflamasına göre evrelendirilmiştir.Olgularda timik epitelyal tümörlerin prognostik faktörleri olabilecektümör evresi, WHO histolojik tip, yaş, cinsiyet, sigara içimi, tümör boyutu ilenekroz gibi faktörler istatistiksel olarak araştırılıp, literatür eşliğindedeğerlendirilmiştir. Ayrıca timik epitelyal neoplazilerde yeni moleküler hedefeyönelik tedavileri keşfetmek ve özellikle timik kanserlerin ayırıcı tanısı için Cerb-B2, CD117 ve EGFR ekspresyonları immünhistokimyasal olarakincelenmiştir.Çalışmanın sonucunda Masaoka evrelemesi ile beraber korelasyongösteren yeni WHO sınıflamasının klinik davranışta önemli bir prognostik faktörolduğu saptanmıştır. CD117'nin timik kanserdeki yüksek ekspresyonu nedeniyleayırıcı tanıda kullanılabileceği ve C-erb-B2 ve EGFR'nin de genel olarak literatürile benzer olan ekspresyonları gösterilmiştir.Bu çalışmanın hasta sayısının az olmasına rağmen timik epitelyallezyonlarla ilgili tanı, prognoz ve tedavide yol gösterici olacağı ve elde edilenimmünhistokimyasal sonuçların timik epitelyal neoplazilerin tanı, tedavi veayırıcı tanısında yapılması planlanan çalışmalara kaynak oluşturabileceğisonucuna varılmıştır. Thymic epithelial neoplasms, accounting less than 1% of all malignancies,originate from thymic epithelial elements and are accompanied by lymphocytes indifferent proportions. The average age is 49.5 years and the incidence can beequal in both sexes or slightly higher in women.was found to be an important prognostic factor for the clinical behavior. Due to itshigh expression in thymic cancer, CD117 was shown to be useful in thedifferential diagnosis and expressions of C-erb-B2 and EGFR were found to besimilar to the literature.We conclude that, despite the small number of patients, our study will be aguiding document for the diagnosis, prognosis and treatment of thymic epitheliallesions and will be a useful source for future studies about the diagnosis,differential diagnosis and treatment of thymic epithelial neoplasms.In our study, 34 cases which had been diagnosed as thymoma or thymiccarcinoma between 2004-2012 at the Pathology Department of Gazi UniversityMedical Faculty were examined. Histopathological features of all patients wereevaluated and re-classified according to 2004-WHO criteria. Cases of thymomaand thymic carcinoma were staged according to 1994 Modified Masaoka systemand 1999 WHO / TNM classification, respectively.Possible prognostic factors for thymic epithelial tumors, such as tumorstage, WHO histological type, age, gender, smoking, necrosis and tumor size,were statistically evaluated and correlated with the literature. In addition,immunohistochemical expression of c-erb-B2, CD117 and EGFR were analyzedin order to search for novel molecular targeted therapies in thymic epithelialneoplasms and particularly for the differential diagnosis of thymic cancers.As a result, the new WHO classification, correlated with Masaoka staging, 118
- Published
- 2012
36. Fokal segmental glomerüloskleroz ve minimal değişiklik hastalığında podosit ilişkili proteinler ile TGF beta-1, WT-1 ekspresyonunun değerlendirilmesi, histolojik ve klinik bulgularla korelasyonu
- Author
-
Tatli Doğan, Hayriye, Memiş, Leyla, and Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Nefroloji ,Nephritis ,Nephrology ,Pathology ,Nephrotic syndrome ,Kidney failure-chronic ,Patoloji ,Glomerulosclerosis-focal - Abstract
Podosit ilişkili moleküllerin glomerüler filtrasyon bariyerindeki rolünün belirlenmesi ve konjenital nefrotik sendromda ağır proteinüriye neden olan nefrin gen mutasyonunun saptanması ile birlikte edinsel nefrotik sendrom olgularında da bu proteinlerin ekspresyonunun değerlendirilmesi önem kazanmıştır. Bu çalışmamızda podosit zedelenmesinin ortak olduğu minimal değişiklik hastalığı, fokal segmental glomerüloskleroz ve mezangial proliferasyonla karakterli olgularda ?slit diyafram? proteinlerinden nefrin, podosin ve sinaptopodin ekspresyonunu ve klinik parametrelerle korelasyonunu inceledik. 10'u kontrol olmak üzere toplam 84 olguluk çalışmamızda FSGS olgularında nefrin, podosin ve sinaptopodin ile benzer şekilde büyük oranda kaba granüler, MDH olgularında ince granüler MP ile karakterli olgularda ise FSGS ve MDH arasında büyük oranda ince granüler ve kaba granüler boyanma gözlendi. Podosin boyanma şiddeti ve nefrin ekspresyon kaybı ile kreatinin klerensi ve kan kreatinin düzeyleri arasında korelasyon dikkati çekti.Ekstraselüler matriks artışı ve apopitoziste rolü olan TGF-beta 1'in podositlerde ekspresyonu karşılaştırıldığında ise FSGS olgularında diğer gruplara oranla hafif artış izlendi. TGF ekspresyonu ile segmental, global skleroz, interstisyel inflamasyon, fibrozis ve tübüler atrofi arasında korelasyon saptandı. Glomerüler WT-1 ekspresyonu FSGS olgularında diğer gruplara oranla podosit kaybını yansıtır şekilde hafif derecede azalmış idi. Biri selüler varyant olmak üzere yalnızca birkaç olguda WT-1 eksprese etmeyen, bazal membrandan ayrışma aşamasında olan podositlerde CD 68 ekspresyonu izlendi.Sonuç olarak yukarıda adı geçen belirleyiciler daha çok podosit hasarını, hastalığın yaygınlığı ve şiddetini yansıtıyor olsa da birbiri ile ilişkili ya da benzer boyanma paterni gösteren bu belirleyiciler patogenezi aydınlatmak ve ayırıcı tanıya destek olmak açısından önem taşımaktadır. After the identification of the role of podocyte related molecules in glomerular filtration barrier and the detection of nephrin gene mutation which causes heavy proteinuria in congenital nephrotic syndrome, the assessment of these proteins in acquired nephrotic syndrome cases have also come into question. In the present study we examined the expression and clinical relevance of `slit diaphragm? proteins including nephrin, podocin and synaptopodin in cases of minimal change disease, focal segmental glomerulosclerosis and mesangial proliferation, in which podocyte damage is the common feature. 84 cases, 10 of which were controls were included in the study. We detected coarse granular staining with nephrin, podocin and synaptopodin in cases of focal segmental glomerulosclerosis, fine granular staining in cases of minimal change disease and both coarse and fine granular staining in cases characterized by mesangial proliferation, which was in between focal segmental glomerulosclerosis and minimal change disease. Podocin staining intensity and the loss of nephrin expression were correlated with creatinine clearance and blood creatinine levels. When the expression of TGF-ß1 in podocytes, which functions in extracellular matrix increase and apoptosis, was examined, cases of focal segmental glomerulosclerosis displayed a mild increase compared to other groups. There was a correlation between TGF expression and segmental sclerosis, global sclerosis, interstitial inflammation, fibrosis and tubular atrophy. Glomerular expression of WT-1 in cases of focal segmental glomerulosclerosis was mildly decreased compared to other groups, reflecting podocyte loss. We detected CD68 expression only in a few cases which did not express WT-1 and were in the stage of basal membrane separation and one of these cases was of cellular variant.In conclusion, although afore mentioned markers rather reflect podocyte damage and extend and severity of the disease, they expressed a similar or related staining pattern and they are important to enlighten the pathogenesis and confirm diagnosis. 87
- Published
- 2008
37. Küçük hücreli dışı akciğer karsinomlarında nükleer faktör kappa B ekspresyonu ve prognostik faktörler ile ilişkisi
- Author
-
Ekinci, Özgür, Memiş, Leyla, and Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pathology ,Patoloji - Abstract
52 ÖZET Son dönemde tanımlanan bir transkripsiyon faktörü olan Nükleer Faktör kappa B (NF- kB) ile ilgili literatürde çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda çeşitli tümörlerde nükleer ve/veya sitoplazmik immünhistokimyasal boyanmanın olduğu ve hasta prognozu ile ilişki gösterdiği ileri sürülmektedir. Biz, çalışmamızda bu protein ailesinin iki önemli üyesi p50 ve p65'nın (RelA) 30'u klinik izlemli 52 küçük hücreli dışı akciğer karsinomu hastasındaki immünhistokimyasal ekspresyonu ve bunun prognozla ilişkisini incelemeyi amaçladık Çeşitli histopatolojik tam gruplanndaki olgulann materyalleri immünhistokimyasal olarak p50 ve p65 ile yüksek oranda sitoplazmik ekspresyon göstermiştir. Nükleer boyanma düşük oranda saptanmıştır. Her iki antikor ile klinik parametreler ve sağkalım arasında istatistiksel olarak anlamlı sonuç elde edilememiştir. p50 ve p65'in hem nükleer hem sitoplazmik boyanma yoğunluk ve yaygınlıkları arasında ise anlamlı pozitif korelasyon saptanmıştır. Sonuç olarak, küçük hücreli dışı akciğer karsinomlan immünhistokimyasal olarak NF- kB p50 ve p65 komponentlerini yüksek oranda eksprese etmektedir. Ancak bu ekspresyon prognostik faktörlerle ilişkili bulunmamıştır. 53 SUMMARY We aimed to investigate the immunohistochemical expression and the prognostic significance in non-small cell lung carcinomas of a recently-defined transcription factor, Nuclear Factor kappa B (NF-kB), which has been reported to be expressed in the nucleus and/or cytoplasm by a variety of neoplasms in the literature. Immunohistochemistry against the two major components of this protein family, p50 and p65 (RelA), was performed on 52 patients' material diagnosed as non-small cell lung carcinoma, 32 of which we had the clinical follow-up data of. We observed a high rate of cytoplasmic p50 and p65 expression in all different lung carcinoma histological subtypes. Nuclear staining was only found to be in a few. There was not any statistical significance between staining rates and clinical parameters and patient survival. Positive correlation was shown between nuclear and cytoplasmic staining rates of both p50 and p65. In conclusion, non-small cell lung carcinomas highly express NF-kB p50 and p65 components immunohistochemically. Nevertheless this expression does not meaningfully affect prognosis. 68
- Published
- 2005
38. Larenksin skuamöz hücreli karsinomunda mikrodamar yoğunluğu ve p53 tümör süpresör genin prognoz üzerine etkisi
- Author
-
Bir, Ferda, Memiş, Leyla, and Patoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Pathology ,Patoloji - Abstract
70 ÖZET Bu çalışmada laringeal karsinomlarda çeşitli klinikopatolojik değişkenlerin p53 onkogen ve mikrodamar yoğunluğu arasındaki ilişkileri ve bunların prognoz üzerindeki etkileri araştırıldı. P53 ekspresyonu ve mikrodamar yoğunluğu immmünhistokimyasal olarak 68 laringeal karsinom olgusunda değerlendirildi. Olguların tümünde klinik izlem verilerine ulaşıldı. Hastaların takip süreleri 1 ay ile 96 ay arasında değişmekte idi. Mikrodamar yoğunluğu 68 olgunun 18'inde (%26.5) yüksek bulunurken, 50 olguda (%73.5) düşüktü. Nüks görülen 8 hastanın 1'inde (%12.5) düşük, 7'sinde (%87.5) yüksek oran saptandı ve mikrodamar yoğunluğu ile hastalıksız yaşam süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki gözlendi (p0.05). Mikrodamar yoğunluğu ile sağkalım arasında ilişki bulunmadı (p>0.05). Buna karşın hastalıksız yaşam süresi ile arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkili saptandı (p0.05). Sağkalım ve hastalıksız yaşam süresi ile p53 ekspresyonu arasında da ilişki yoktu (p>0.05). Ancak ilginç bir bulgu olarak p53 indeksi ile mikrodamar yoğunluğu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki görüldü (p
- Published
- 2001
39. [The effect of adhesion molecule CEACAM1 and chemokine receptor CXCR4 expression on prognosis of non-small cell lung cancer patients].
- Author
-
Yurdakul AS, Akyürek N, Demirtaş S, Karakaya J, Memiş L, and Oztürk C
- Subjects
- Carcinoma, Non-Small-Cell Lung mortality, Carcinoma, Non-Small-Cell Lung pathology, Female, Humans, Immunohistochemistry, Lung Neoplasms mortality, Lung Neoplasms pathology, Male, Middle Aged, Prognosis, Carcinoma, Non-Small-Cell Lung metabolism, Cell Adhesion Molecules metabolism, Lung Neoplasms metabolism, Receptors, CXCR4 metabolism
- Abstract
Poor prognosis in the lung cancer result from early metastatic potential of the tumoral cells. The mechanisms of tumoral cell metastasis are complex. Adhesion molecules play an important role in metastatic process, which is cell-to-cell and cell-to-matrix interactions and chemokins which arrange the migration and growth of the cells are also important in metastatic biology. The aim of this study is to investigate the prognostic relevance of carcinoembrionic antigen cell adhesion molecule 1 (CEACAM1) and chemokine receptor CXCR4 expression in patients with non-small cell lung cancer (NSCLC). Using immunohistochemical analysis, we evaluated CEACAM1 and CXCR4 expression in parafine specimens from 50 patients with NSCLC confirmed histopathologically and the relationship between CEACAM1 and CXCR4 expression and the prognosis. Twenty-one (42%) patients were positive and 29 (58%) were negative for CEACAM1 expression. Patients whose tumors had CEACAM1-positive staining had a shorter duration of survival than patients whose tumors had no expression, but it was not significant statistically [8.93 ± 8, (median: 8) vs 12.3 ± 11.3, (median: 9), p> 0.36]. Twenty-three (46%) patients were positive and 27 (54%) were negative for CXCR4 expression. Patients whose tumors had CXCR4-positive staining had a longer duration of survival than patients whose tumors had no expression, but it was not significant statistically [12.8 ± 12.4, (median: 12) vs 9.3 ± 7.6, (median: 8), p> 0.14]. In conclusion, CEACAM1 and CXCR4 played a part in metastatic process in lung cancer may not affect on survival independently. The biologic mechanisms leading to the spread of tumor cells are complex and related multifactoriel process.
- Published
- 2010
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.