21 results on '"Marès"'
Search Results
2. Van İli Erciş İlçesi Ulupamir Köyünde Yetiştirilen Yerli Atların Bazı Morfolojik Özellikleri.
- Author
-
ALARSLAN, Emre and AYGÜN, Turgut
- Subjects
HORSE breeds ,HORSE breeders ,TIBIA ,HORSE breeding ,HORSES ,STALLIONS ,MARES - Abstract
Copyright of Journal of Animal Production / Hayvansal Üretim is the property of Hayvansal Uretim (Journal of Animal Production) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
3. TÜRKÇEDE DİŞİ AT (KISRAK) İÇİN KULLANILAN SÖZCÜKLER.
- Author
-
SARICA, Bedri
- Subjects
- *
ARCHAEOLOGICAL excavations , *HORSE equipment , *TURKS , *MARES , *HORSES , *CAMELS - Abstract
The horse has been an important element of the Turkish lifestyle. From the oldest Turkish inscriptions, it has been seen that there is a wide range of vocabulary around the horse. The horse, which was thought to have been domesticated 6000 years ago, is a food source which uses both its milk and meat also it is a vehicle used in transportation and war. In term of findings from the culture of Afanesyevo show that the Turks living in the region tamed horses and camels. Between 2700 BC and 1700 BC horse bridles were discovered in the cultural areas. Archaeological excavations in various parts of Eurasia yield tombs of warriors buried with horses. In ancient Turkish culture, many words were used around the horse. The color of the horse, its type, its clothes, the tools and equipment used with the horse found their equivalents in separate words. In this paper, the vocabulary used in Turkish dialects and accents related with mares with respect to gender of horse. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2020
4. Sultansuyu Tarım İşletmesi'nde Yetiştirilen Arap Atı Kısraklarında Eşkâl Tayini.
- Author
-
BAYKALIR, Yasin, YILMAZ, İrfan, and ŞİMŞEK, Ülkü Gülcihan
- Subjects
ARABIAN horses ,ANIMAL coloration ,MARES ,AGE groups ,STATISTICAL significance - Abstract
Copyright of Firat Universitesi Saglik Bilimleri Veteriner Dergisi is the property of Firat Universitesiu, Saglik Bilimleri Enstitusu and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2019
5. Kısraklarda Doğum Sonrası Metritisin Sebepleri ve Tedavisi.
- Author
-
AKAR, Yaşar
- Subjects
- *
ESCHERICHIA coli , *GENITALIA , *KLEBSIELLA pneumoniae , *PSEUDOMONAS aeruginosa , *MARES , *STREPTOCOCCUS pneumoniae - Abstract
The incidence of postpartum metritis in foaling mares is low, but increases when birthing trauma and retained placenta occurs. Postpartum metritis was associated with genital tract trauma, uterine inertia and retained placenta. Commonly isolated bacteria include E. coli, Pseudomonas aeruginosa, Klebsiella pneumoniae, Streptococcus zooepidemicus, beta haemolytic Streptococcus spp. and Staphylococcus spp. Treatment involves uterine lavage, oxytocin therapy, controlled exercise, intravenous fluids, broad spectrum antibiotics and anti-inflammatory medications. In this review, causes and treatment of postpartum metritis in mares were focused in light of recent articles in the literature. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2019
- Full Text
- View/download PDF
6. Post-breeding endometritise duyarlı kısrakların intrauterin antibiyotik uygulamaları ile tedavisi
- Author
-
Atasever, Merve, Emre, Birten, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Treatment ,Veteriner Hekimliği ,Antibiotics ,Veterinary medicine ,Horses ,Mares ,Endometritis - Abstract
Bu çalışmanın amacı, çiftleşme sonrası intrauterin sıvı birikimi olan kısraklarda, gebelik oranları üzerine üç faklı intrauterin antibiyotik tedavisinin etkisini araştırmaktır. Bu amaçla 4-24 yaş arası, genel sağlık problemi olmayan toplam 80 safkan Arap kısrağı bu çalışmaya dahil edilmiştir. İntrauterin sıvı birikimi, folikül gelişimi ve ovluasyon takibi amacıyla reprodüktif muayene için transrektal ultrasonografi (USG) kullanılmıştır. Folikül çapı 35 mm'den fazla ve östrusta olan kısraklar ovulasyona kadar günaşırı çiftleştirilmiştir. Çiftleşmeden 24-48 saat sonra yapılan ovulasyon kontrolü süresince, intrauterin sıvı birikimi 2 cm'den fazla olan 80 kısrak, çiftleşme sonrası enfeksiyona duyarlı olarak kabul edilmiş ve aşağıdaki gibi rastgele, eşit şekilde üç farklı antibiyotik tedavi grubuna bölünmüşlerdir: Grup I (Amoksisilin- Klavulanik Asit, Synulox©, n=20), grup II (Seftiofur Sodyum, Excenel, n=20) ve grup III (Florfenicol, Armaflor, n=20). Son 20 adet infertil kısrak ise kontrol grubu olarak kabul edildi ve bu gruba herhangi bir tedavi uygulanmadı (G IV, n=20). Ovülasyondan sonra 15, 30 ve 45. günlerde gebelik USG kullanılarak kontrol edildi. Grup I, II, III, IV'deki gebelik oranlarının yüzdeleri sırasıyla %40 (8/20), %60 (12/20), %55 (11/20), %20 (4/20) olarak elde edilmiştir. Bu verilere göre, kontrol grubuna kıyasla ciftleşme sonrası intrauterin sıvı birikimi olan kısraklarda Seftiour sodyum ve Florfenikol uygulamaları fertilite üzerine etkilidir (p
- Published
- 2019
7. Erken Embriyonik Ölüm Riski Olan Bir İngiliz Kısrağında Hydroxyprogesterone Caproate ile Gebeliğin Korunması.
- Author
-
BEKYÜREK, Tayfur, CANOOĞLU, Esra, DEMİRAL, Orkun, ÜN, Mustafa, and ABAY, Murat
- Subjects
- *
PREGNANCY in animals , *THOROUGHBRED horse , *MARES , *ULTRASONIC imaging , *PROSTAGLANDINS , *PROGESTERONE , *REPRODUCTION - Abstract
A 15-year old through breed mare was admitted to the Department of Obstetrics and Gynecology in the Faculty of Veterinary Medicine at Erciyes University in Turkey with a history of infertility was followed up clinically for the subsequent two breeding seasons. The owners reported that the mare had no signs of estrus and pregnancy for the previous two cycles if appropriate. A decreased ovarian activity and inability to exhibit spontaneous estrus was determined by ultrasonography and clinical examinations. Following the repeated uterine lavage, the estrus was induced by long term progesterone and prostaglandin (PG) treatments. The mare responded to each exogenous hormone treatment and exhibited estrus. In spite of the fact that pregnancy was established for three times, all of the conceptions terminated with embryonic mortality. Since the mare did not exhibit estus and could not maintain the pregnancy, it was decided to apply by exogenous hormones. For this purpose, after the uterine lavage, the estrus was induced by progesterone releasing intravaginal device (PRID) and PGF2α, and the mare was mated at the end of the second breeding season. Once the pregnancy was identified by ultrasonography on the day 15, 1 g hydroxyporgesterone caproate (Proluton Depot, Schering) was administered once in every four days until the 40th day of gestation and then once in every 10 days between the days 40 and 120. Thus the natural pregnancy could be maintained until parturition. It was concluded that the exogenous hydroxyporgesterone caproate administrations can be useful in maintaining the pregnancy of mares with the high risk of embryonic losses. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2013
8. Yeni doğan taylarda görülen yetersiz bağışıklık sendromlarını engellemek amaçlı gebe kısraklara verilen bağışıklık uyarıcılarının etkilerinin değerlendirilmesi
- Author
-
Sönmez Çeşme, Güneş, Ekici, Hayri, and Doğum ve Reprodüksiyon Hastalıkları (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Immunomodulation ,Veteriner Hekimliği ,Colts ,Immunoglobulin G ,Veterinary medicine ,Colostrum ,T lymphocytes ,Immunization ,Mares ,Horses ,Immunologic deficiency syndromes - Abstract
Taylarda doğumu takiben her ne kadar 3. haftadan sonra bağışıklık sistemi fonksiyonel olmaya başlasa da 4.-5. aylara kadar tam olarak gelişmediği için anneden kolostrum yoluyla alınacak pasif bağışıklık düzeyi çok önemlidir. Çalışmamızda annelere doğal veya kimyasal kökenli immun uyarıcılar verilerek anneden taya geçen pasif bağışıklık yetersizliğinin önüne geçilmesi amaçlandı. Bunun için kısraklara gebeliklerinin son döneminde belirlenen immun uyarıcılar; Ekinezya purpurea (Ep), Hümik+Fülvik Asit (HFA) ve Parapoxvirus ovis virus (Orf) verilerek, kısrakta immun artış olup olmadığı, seviyesi ve aynı immunitenin kolostruma yansıması tespit edildi. Doğumu takiben de kolostrumu emen taylarda gelişen immünite ölçüldü.Çalışmada tüm gebelikleri boyunca takip edilen kısraklardan rastgele seçilen 3-24 yaşlı 107 kısrak arasından dört grup oluşturuldu. Çalışmadaki kısrakların tamamından gebeliklerinin 300. gününde kan alındı. Kan serumundaki bağışıklık seviyelerini tespit etmek üzere Cluster of differentition 4 (CD4) markır ölçümleri akış sitometrisi (ASM) ile ölçüldü. Daha sonra birinci gruba (n:31) Ep, ikinci gruba (n:30) HFA doğuma kadar geçen sürede ortalama otuz gün süre ile verildi, üçüncü gruba (n:30) Orf ilk ölçümleri takiben 0., 2., ve 9. günlerde olmak üzere üç doz olarak yapıldı. Dördüncü grup (n:16) ise kontrol grubu olarak takip edildi. Uygulamaya başlandıktan sonraki 10., 20. ve doğumun olduğu günlerde kan alınarak CD4, Immunoglobulin G (IgG) markır ve CD4 + IgG ölçümleri yapıldı. Doğumu takiben tay anneyi emmeden kolostrum alınarak Brix Refraktometresi (BRM) ile kolostrum kalitesi ölçüldü. Yeni doğan taylardan anneyi emmeden önce ve emmeyi takiben 12. saatlerde alınan kanlardan ASM ile IgG değerleri ölçüldü. Ayrıca tayda kolostrum alınımını takiben 8-12 saat arasındaki IgG seviyeleri kan serumundan refraktometre ile serum total protein (sTP) tayini ile yapıldı. SPSS kullanılarak Ep, HFA, Orf ve Kontrol gruplarından elde edilen sonuçlara göre yapılan Tek yönlü Anova testinde sadece 0. gün alınan örneklerin CD4 değerleri ve IgG değerleri bakımından gruplar arasında istatiksel fark saptandı. Kolostrum kalitesi açısından istenilen değerler (>20gr/lt) üzerinde bulunma yüzdesine bakıldığında en yüksek grup Orf grubu oldu, onu Ep ve HFA takip etti en düşük grup kontrol grubu idi.Taylarda SRM ile sTP ölçümlerine baktığımızda ise en yüksek istenilen değer (4,4 gr/100ml) görülme oranı Ep grubunda olurken, onu HFA ve Orf grupları takip etti. Kontrol grubu en düşük grup idi.Tüm bu sonuçlara göz önüne alındığında kısraklar bakımından başlangıçda bağışıklığı en yüksek grup kontrol grubu olmasına rağmen immun uyarıcıların verilmesi ile diğer grupların aynı bağışıklığı yakaladığı ve üstüne çıktığı görüldü. Doğum esnasında konrol grubunda doğum stresi ile bağışıklık seviyeleri düşerken diğer gruplarda düşmemesi bize immun uyarıcıların doğum stresi ile oluşan bağışıklık kaybının önüne geçtiğini düşündürdü. Kolostrum kalitesi ve taylardaki bağışıklık düzeylerine bakıldığında ise kontrol grubunun en düşük seviyelerdeki grup olması bize immun uyarıcıların etkili olduğunu ortaya koydu. İmmun uyarıcı verilen grupların arasında önemli bir fark olmadığı için kullanım şekli, dozu, pratikliği ve maliyetini göz önüne alarak immun uyarıcı tercihinin işletmenin imkanlarına göre yapabileceği kanaatine varıldı. In foals, because of, even thought after 3rd week starts functioning, immune sytem does not totally progress untill 4-5th mounts, the level of passive immunity from colostrum of the mare is very important. In our study it was aimed to overcome the faliure of passive transfer by giving mares natural or chemical immunostimulants. For this Echinecea purpurea (Ep), humic + fulvic asids (HFA) and Parapox ovis virus (Orf) was given to mares at their last period of pregnancy as immunostimulants and their effects was evaluated as in mares for if the immunity increases, its amount, if the immunity reflects to colostrum was determined. After birth the immunity in foals that sucks their mother was evaluated.In our study among 107 mares between 3-24 ages that was monitored through their pregnancies 4 group was made. From all of the mares that are in the study blood samples were taken at 300th day of their pregnancy. To determine the imune level in blood serums Cluster of Differentiation 4 (CD4) marker evaluations was done with flow cytometry (ASM). After that to first group (n:31) Ep, second group (n:30) HFA was given till birth, avarage of 30 days was given, to third group (n:31) Orf was injected at days 0., 2. and 9. days as 3 doses after blood samples were taken. To the forth group (n:16) nothing was given and the group was monitored as Control group. After aplications started at 10., 20. and birth days blood samples were taken and CD4, Immunoglobulin G (IgG) markers and CD4+IgG evaluations were done. After birth before foals sucks their mothers colostrums were taken and their quality was measured with Brix Refractometer (BRM). In neonatal foals blood samples were taken from foals before and 12 hours after sucking their mother and evaluated with ASM for IgG. Also in neonatal foals 8-12 hours after colostrum digestion levels of IgG was determined from blood serums with serum refractometer (SRM) total serum protein levels. According to the results gained from Ep, HFA, Orf and Control groups oneway ANOVA test was performed using SPSS, statical difference was only in diference between CD4 and IgG values at day 0.As colosrum quality evaluations required value (>20 gr/lt) seen percentace was highest in Orf group, it was fallowed by Ep and HFA, the lowest was in control group. When we evaluated the sTP levels measured by SRM highest required value (4,4 gr/100ml) seen was in group Ep and it was followed by HFA and Orf groups. Control group was the lowest group.When we take all these results in considirationin mares even though at begining the highest immunity was in control group, after immunostimulants were given it was seen that the other groups also achieved the same immunity and go over it. At birth in control group with foaling stress imunity was decreased but in other groups it did not, that made us think about immunostimulants has over come the immunity lost in foaling by foaling stress. When colostrum quality and immunity in foals was evaluated seeing control group as the lowest group in both has stated that immun stimulants were effected. There was no significant difference between groups so we decided that choosing immune stimulants can be done according to management oppinion. 55
- Published
- 2018
9. Safkan arap kısraklarında folikül gelişimi ve erken gebeliklerin ultrasonografi ile izlenmesi
- Author
-
Karabulut, Eren, Öcal, Halis, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Ovulation ,Embryology ,Veteriner Hekimliği ,Embryo ,Veterinary medicine ,Horses ,Mares ,Ovarian follicle ,Ultrasonography - Abstract
Bu çalışmada, 2014 yılı aşım sezonu süresince Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü Sultansuyu Tarım İşletmesinde bulunan damızlık kısraklarda preovulator folikül çapları ve embriyonik ölüm oranlarını belirlemek, bu oranlar üzerine etkili faktörleri analiz etmek amaçlandı. Yaşları 4-22 arasında değişen 18'i ilk kez çiftleştirilen (Maiden; Grup I), 21'i bir önceki sezon gebe kalamamış (Barren; Grup II) ve 92'si yeni doğum yapmış (taylı kısrak; Grup III) olmak üzere toplam 131 safkan Arap kısrağı materyal olarak kullanıldı. Grup I ve II kısraklarla Grup III'deki kısraklardan tay kızgınlığında tohumlanması planlanmayanlarda aşım sezonunun başladığı 15 Şubat'tan itibaren; tay kızgınlığında tohumlanması planlananlarda ise doğumu izleyen 5. günde ovaryum ve uterusun ultrasonografik muayenelerine başlandı. Ovaryumların ardışık transrektal ultrasonografik muayeneleri ile folikül gelişimi izlenerek preovulator folikül çapları belirlendi. Uterusların transrektal ultrasonografik muayenesinde endometriyal ödemin varlığı ve derecesi, endometriyal sıvı birikimi, uterus kistlerinin varlığı araştırıldı. Aşım/tohumlama sonrası 15, 20, 35, 40 ve 55. günlerde transrektal ultrasonografik muayenelerle gebelikler izlenerek, embriyonik ölümler belirlendi. Embriyonik ölümlerle kısrağın yaşı, reprodüktif durumu (maiden, barren, taylı kısrak), gebelikteki embriyo sayısı (tek, ikiz), tay kızgınlığı veya izleyen kızgınlıklarda tohumlanmış olması, endometriyal kistlerin varlığı, aşım yapan aygır arasında ilişki araştırıldı.Preovulator folikül çaplarının I. Grup kısraklarda 41-55 mm (48,60 ± 3,84 mm), II. Grup kısraklarda 37-55 mm (46,61 ± 4,70 mm) ve III. Grup kısraklarda 36-63 mm (47,88 ± 5,10 mm) arasında değiştiği ve gruplar arasında istatistiki farkın olmadığı belirlendi (p>0,05).Aşım sonrası 15-45. günlerde şekillenen embriyonik ölüm oranları, I. Grup kısraklarda %5,55, II. Grup kısraklarda %4,76 ve III. Grup kısraklarda %10,86 olarak tespit edilmiş olup, gruplar arasında istatistiki farkın olmadığı belirlendi (p>0,05). Embriyonik kayıplarla aşım yapan aygır, gebelikteki embriyo sayısı, tay kızgınlığı veya izleyen kızgınlıklarda tohumlanmış olması, endometrial kistlerin varlığı arasında bir ilişkinin olmadığı (p>0,05), ancak 13 yaş ve üzeri kısraklarda diğer yaş gruplarına göre embriyonik ölümlerin daha yüksek oranda şekillendiği belirlendi (p0,05), ancak 13 yaş ve üzeri kısraklarda diğer yaş gruplarındaki kısraklara göre uterus kisti insidensinin yükseldiği (p 0.05).Embryonic mortality rates on the 15th to 45th days were found as 5.55% in Group I, 4.76% in Group II and 10.86% in Group III, and statistical significance was not found between the groups (p> 0.05). There was no relationship between embryonic losses and the number of embryos in pregnancy, and the presence of endometrial cysts, and breeding on foal heat or later heat, and breeding stallions (p> 0.05). However, it was determined that embryonic mortality was higher in 13 years old and older mares than the other age groups (p 0.05); However, the incidence of uterine cysts (p
- Published
- 2017
10. Postpartum ilk östrustaki kısraklarda çiftleşme öncesi ve çiftleşme sonrası yapılan uterus lavajı ve oksitosin uygulamalarının fertiliteye etkisi
- Author
-
Kundak, Mert, Kılıçarslan, Mehmet Ragıp, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Ovulation ,Veteriner Hekimliği ,Mating ,Estrus ,Pregnancy ,Veterinary medicine ,Uterus ,Horses ,Mares ,Oxytocin - Abstract
Kundak, M. (2017). Postpartum ilk östrustaki kısraklarda çiftleşme öncesi ve çiftleşme sonrası yapılan uterus lavajı ve oksitosin uygulamalarının fertiliteye etkisi. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doğum ve Jinekoloji ABD. Doktora Tezi. İstanbul. Yapılan bu çalışmada postpartum ilk östrustaki kısraklarda çiftleşme öncesi ve çiftleşme sonrası uterus lavajı ve oksitosin uygulamalarının ovulasyon süreleri, gebelik oranları ve erken embriyonik ölüm oranları üzerindeki etkisi değerlendirilerek, en yüksek gebelik oranlarını sağlamak ve embriyonik ölümleri en düşük seviyeye indirmek amaçlanmıştır.Çalışmada komplikasyonsuz normal doğum yapmış ve doğumdan sonra ilk üç saat içerisinde yavru zarlarını atmış 30 adet kısrak kullanıldı. Kısraklar, kontrol (n=10), aşım öncesi tedavi (n=10) ve aşım sonrası tedavi (n=10) grubu olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Aşım öncesi tedavi grubuna çifleştirmelerden 4 saat önce uterus lavajı uygulanırken, aşım sonrası tedavi grubuna, çiftleştirmelerden 4 saat sonra uterus lavajı uygulandı. Tedavi gruplarına lavajdan hemen sonra ve 12 saat sonra olmak üzere, 2 kez oksitosin IV olarak uygulandı.Kontrol grubundaki kısraklara da aşımdan hemen sonra ve 12 saat sonra % 0,9'luk NaCl solusyonu IV yolla uygulandı.Çalışma gruplarının ovulasyon süreleri, gebelik oranları ve erken embriyonik ölümlerin değerlendirilmesinde ki-kare testi uygulandı. Kontrol grubundaki kısrakların ovulasyon süresi ortalama 14,6 gün, aşım öncesi tedavi grubundaki kısrakların ovulasyon süreleri ortalama 12 gün ve aşım sonrası tedavi grubundaki kısrakların ovulasyon süreleri ortalama 11,1 gün olarak bulundu. Ovulasyon süreleri bakımından gruplar arası farklılık istatistiki açıdan önemli bulunmuştur (P
- Published
- 2017
11. Gebe yarış atlarında yeme katılan balık yağı ve alfa tokoferolün taylardaki immunglobulin, serum yağ asidi konsantrasyonu ve bazı kan parametrelerine etkisi
- Author
-
Danyer, Erdem, Bilal, Tanay, and Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği ,Pregnancy-animal ,Colts ,Veterinary medicine ,Animal feeds ,Tocopherols ,Immunoglobulins ,Horses ,Mares ,Fish oil ,Fatty acids - Abstract
Gebeliklerinin son 65 günü safkan Arap (n=2) ve İngiliz (n=13) kısraklarının rasyonuna 40 ml/gün balık yağı ve 2500 IU/gün α-tokoferol-asetat desteğinin doğum sonrası kısrak ile taylarının hemogram ve bazı biyokimyasal değerlerine; ayrıca tayların serum yağ asidi kompozisyonlarına, IgA, IgM ve IgG seviyelerine etkileri araştırılmıştır. Kısraklar bazal rasyonla beslenen kontrol (n=5), balık yağı ve alfa-tokoferol katılan (BY+E) (n=4), balık yağı katılan (BY) (n=6) üç gruba ayrılmıştır. Deneme başlangıcında, kolostrum ve süt salgılandığında ana ve taylardan kan, kolostrum ile süt örneklenmiştir.Kısraklarda süt salgılanırken trombosit dağılım genişliği BY+E grubunda BY grubuna göre yüksek; süt salgılanırken lökosit seviyesi BY grubunda kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur.BY+E grubunun albumin serviyesi beşinci günde deneme başlangıcından yüksek ölçülmüştür. BY grubu lökosit seviyesi ve trombosit sayısı kontrol grubuna göre süt emiliminde yüksek bulunmuştur. Tay biyokimya ve IgM seviyelerinde ve süt ham proteininde diyetin yol açtığı fark görülememiştir. Total bilirubin seviyesi süte geçişte düşüş göstermiştir (p
- Published
- 2017
12. Kısraklarda laktasyonun reprodüktif özelliklerle ilişkisi
- Author
-
Durmaz, Serhan, Çelebi, Muzaffer, and Dölerme ve Suni Tohumlama Ana Bilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği ,Estrus ,Reproduction ,Mares milk ,Lactation ,Horses ,Mares - Abstract
Amaç: Hollanda Kraliyet Sıcak Kanlı atlarında laktasyon dönemindeki bir takım metabolik ve hormonal değişimlerin ovaryum aktivitesi ve fertilite parametreleri başta olmak üzere reprodüktif sisteme olan bazı etkilerinin belirlenmesi, laktasyondaki kısraklar ile laktasyonda olmayan kısraklar arasındaki olası reprodüktif benzerlikler ve farklılıkların tespit edilmesidir. Materyal ve Metot: Çalışmada dört üreme sezonu süresince takip edilen 20 adet kısrak laktasyon statülerine göre iki gruba ayrıldı. Laktasyonda Olan (Grup I) ve Laktasyonda Olmayan (Grup II) kısraklarda canlı ağırlık ve vücut kondisyon skorları, ovaryum aktiviteleri, östrus davranışları ve gebelik süreçleri takip edilerek karşılaştırıldı. Her iki gruptan toplanan kan örneklerinde serum progesteron ve östradiol seviyeleri belirlenerek karşılaştırıldı.Bulgular: Laktasyon dönemindeki metabolik ve hormonal değişimlerin kısraklarda; östradiol seviyeleri (P
- Published
- 2014
13. Aşım sezonundaki kısraklarda follikül gelişiminin büyüme faktörleri ve hormon ölçümleri ile değerlendirilmesi
- Author
-
Evkuran Dal, Gamze, Kaşıkçı, Güven, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Follicles ,Aspiration ,Veteriner Hekimliği ,Horses ,Mares ,Follicular fluid ,Growth substances ,Hormones - Abstract
Kısraklarda follikül sıvısı kompozisyonu, folliküler gelişim ve maturasyonda görevli fizyolojik modülatörler hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmada aşım sezonundaki kısraklardan toplanan follikül sıvısı ve kan serumu hormon ve büyüme faktörü düzeylerinin folliküler ve luteal dönemlerdeki konsantrasyonlarının incelenmesi, follikül gelişiminin çeşitli aşamalarındaki etkilerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Kısraklardan (n=25) folliküler dönemde preovulatör follikülden (POF) ve bir subordine follikülden (SOF), luteal dönemde aynı ovaryumdaki herhangi bir follikülden (luteal dönem follikülü, LDF) follikül aspirasyonu gerçekleştirilmiş, kan örnekleri toplanmıştır. Follikül sıvısında östradiol, progesteron, anti-müllerian hormon (AMH), insulin benzeri büyüme faktörü-1 (İGF-1), inhibin-A, inhibin-B, vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF); kan serumunda östradiol, progesteron, AMH değerleri incelenmiştir. Progesteronun SOF konsantrasyonları (31,68±2,97 ng/ml), POF ve LDF konsantrasyonlarından önemli farklılık göstermiştir (P0,05). Preovulatör folliküllerde progesteron ve inhibin-B arasında; subordine folliküllerde progesteron değerlerinin İGF-1 ve inhibin-A ile arasında, inhibin-A ile inhibin-B arasında, östradiol ile AMH arasında; luteal dönem folliküllerinde inhibin-A ile inhibin-B arasında pozitif korelasyonlar bulunmuştur. Kan serumu AMH değerlerinin seksüel siklus dönemine göre farklılık gösterdiği; İGF-1, inhibin-A ve VEGF'nin folliküler büyüme, preovulatör follikül gelişimi ve ovulasyonda; inhibin-B, östradiol ve AMH'nin ortak büyüme fazı ve follikül seleksiyonunda; progesteronun folliküler gelişimin yanı sıra ovulasyon ve fertilizasyonda görev almak üzere preovulatör follikülün son maturasyonunda aktif rol oynadıkları sonucuna varılmıştır.Anahtar Kelimeler: kısrak, follikül, follikül sıvısı, büyüme faktörü, aspirasyon There is insufficient information about follicular fluid composition, physiological modulators involved in follicular development, and maturation in mares. It was aimed to investigate the follicular and luteal phase hormone and growth factor concentrations in follicular fluid and blood serum during breeding season in mares, to reveal their effects in various stages of follicular development. Follicular aspirations were performed from preovulatory follicle (POF), a subordinate follicle (SOF) during follicular phase, from any follicle (luteal phase follicle, LPF) during luteal phase of mares (n=25), also blood samples were collected. Follicular fluid estradiol, progesterone, anti-müllerian hormone (AMH), insulin-like growth factor-1 (IGF-1), inhibin-A, inhibin-B, vascular endotelial growth factor (VEGF), blood serum estradiol, progesterone, AMH were studied. SOF progesterone concentrations showed significant differences (P0.05) between follicular fluid IGF-1, inhibin-A, VEGF concentrations. Positive correlations were detected between progesterone and inhibin-B in POF; progesterone and IGF-1, progesterone and inhibin-A, inhibin-A and inhibin-B, estradiol and AMH in SOF; inhibin-A and inhibin-B in LPF. In conclusion, blood serum AMH concentrations vary depending on sexual cycle; IGF-1, inhibin-A, VEGF play roles on follicular growth, preovulatory follicle development, ovulation; inhibin-B, estradiol and AMH on common growth phase, follicle selection; progesterone on follicular development, final maturation of follicle for ovulation and fertilization.Key Words: mare, follicle, follicular fluid, growth factor, aspiration 81
- Published
- 2014
14. Evaluation of the reproductive and metabolic problems during the breeding seasons in arabian barren mares
- Author
-
Koca, Erol, Özenç, Erhan, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Anabilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Reprodüksiyon ,Veteriner Hekimliği ,Estrus ,Horse diseases ,Reproduction ,Infertility ,İnfertilite ,Horses ,Mares ,Kısrak ,Aşım Sezonu - Abstract
Sunulan çalışmada, Arap atı yetiştiriciliğinin yapıldığı bir işletmede, gebe kalmamış safkan Arap kısraklarında, iki aşım sezonu süresince fertilite problemlerinin belirlenmesi, belirlenen sorunlara yönelik tedavi girişimlerinin uygulanması ve tedavi başarısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada yaşları 4 ile 21 arasında değişen, bir önceki sezonu boş geçiren veya çalışma sezonu içerisinde 3 defa aşım yapılıp gebe kalmayan 27 kısrak materyal olarak kullanıldı. Ovaryum ve uterus muayeneleri ultrasonografik ve jinekolojik muayene prosedürleri uygulanarak değerlendirildi. Endometrial swap, smear, biyopsi ve kan serum örnekleri mikrobiyolojik, sitolojik, histopatolojik değerlendirme ve metabolik hastalıkların teşhisi amacıyla alındı. Endometrial biyopsi örnekleri histopatolojik olarak Kenney ve Doig’e göre derecelendirildi. Bu muayeneler sonrası patolojik bozukluk saptanan kısraklara güncel tedavi yaklaşımları uygulandı. Birinci ve ikinci aşım sezonunda fertilite problemi olan ve olmayan kısrakların ortalama yaşları sırasıyla 12,9 ve 12,0; 15,4 ve 12,8 olarak belirlendi. Çalışmaya alınan kısraklarda birinci ve ikinci aşım dönemi süresince mikrobiyel üreme oranları sırasıyla %70,6 ve %37,5 olarak saptandı. Gebelik elde edilemeyen kısraklarda en yüksek oranda Klebsiella pneumoniae etkeni izole edildi. Sunulan çalışmada, birinci ve ikinci aşım sezonu içerisinde kist saptanma oranları sırasıyla %23,5 ve %16,7 olarak gözlendi. İkinci aşım sezonunda uterus içinde sıvı bulunmazken birinci aşım sezonunda çalışmaya alınan 17 hayvandan 5 tanesinde uterus içi sıvı tespit edildi. Çalışmaya alınan toplam 27 kısraktan 5 tanesinde her iki aşım sezonu süresince tay elde edilemedi. İki sezon süresince gebelik elde edilemeyen 2 kısrakta ise metabolik sendrom olgusu gözlemlendi. Sonuç olarak, fertilite problemi gözlenen kısraklarda nedenlerin uterus drenaj problemleri, endometrial kistler, vulva deformitesi ve metabolizma hastalıklarından kaynaklandığı belirlenirken aygırdan köken alan mikrobiyal ajanlarında fertilite problemlerine yol açabileceği düşünülmektedir The aim of the present study was to investigate the reproductive and metabolic problems, treat with appropriate and current treatment approaches and evaluate the treatment success in Arabian barren mares during the two breeding seasons. Twenty seven barren mares, ranged from 4 and 21 years of age, were used as material. The mares used in this study were not concieve in previous season or pregnancy was not occured during the breeding season although insemination was made three times. The condition of uterine and ovarian was evaluated by the ultrasonographical and gynecological exam procedures. Endometrial swabs, smears, biopsy and blood serum samples were taken for microbiological, cytological, histopathological exam and diagnosis of metabolic diseases, respectively. Endometrial biopsy samples were scored histologically according to Kenney and Doig scale. The appropriate and current treatment approaches to barren mares which were detected pathological conditions were applied. The mean age of subfertile and fertile mares in first breeding season were 12,9 and 12,0 while the mean age of subfertile and fertile mares in second breeding season were 15,4 and 12,8, respectively. The percentage of microbial growth in the first and second breeding season were detected as 70.6 % and 37.5 %, respectively. The most frequently isolated species in subfertile mares were Klebsiella pneumoniae. The percentage of cystic uterine structures in the first and second breeding seasons were 23.5% and 16.7%, respectively. Although uterine fluid accumulation was observed in 5 mares out of 17 in first breeding season, it was not detected in second breeding season in mares. As a result, 5 out of 27 mares were not conceived in two breeding seasons. 2 out of 5 mares had the equine metabolic sendrome. As a result; it is obvious that; contagious agents originated from the stallion may have an important role on the fertility in mares, while the most important reason for subfertile mares is derived from the uterine drainage problems, cystic uterine structures, vulvar deformity and metabolic disease.
- Published
- 2012
15. Anöstrüsteki koyunlarda farklı doz gebe kısrak serum gonadotropininin dölverimi üzerine etkileri
- Author
-
Efe, Amil, Kaya, Mustafa, and Dölerme ve Suni Tohumlama Ana Bilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği ,Sheep ,Pregnancy-animal ,Sheep farming ,Pregnancy ,Twins ,Mares ,Gonadotropins ,Anestrus - Abstract
Amil E, Anöstrüsteki koyunlarda farklı dozdaki gebe kısrak serum gonadotropininin dölverimi üzerine etkileri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Dölerme ve Sun'i Tohumlama Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, VAN, 2010. Bu çalışmada anöstrüs dönemindeki koyunlarda farklı dozlardaki PMSG'nin üreme üzerine etkileri araştırıldı. Çalışmada 2-6 yaşlı Akkaraman ırkı 75 koyun ve 8 koç kullanıldı. Anöstrüs dönemindeki koyunlara 13 gün süreyle vaginal sünger yerleştirildi. Süngerler çıkarılırken rastgele, G500 (n=20), G600 (n=20), G700 (n=20) ve G0 (n=15) şeklinde gruplara ayrılan koyunlara sırasıyla, 500, 600, 700 IU PMSG ve izotonik tuzlu su enjekte edildi. Gruplarda günde iki defa kontrolle kızgın koyunların iki fertil koç ile çiftleşmeleri sağlandı. Onbeş-20 gün sonra kızgın koyunlar tekrar çiftleştirildi. Birinci kızgınlık döneminde, G500, G600, G700 ve G0 gruplarında, östrüs ve gebelik oranları, sırasıyla yüzde 80.00, 95.00, 90.00 ve 73.30 ve 7768.75, 73.68, 88.88 ve 63,63 olarak bulundu (P>0.05). Aynı dönemde gruplara göre çoklu doğum oranı yüzde 36.36, 28.57, 50.00 ve 0.00 olarak bulundu. G700 ve G0'ları arasındaki fark önemliydi (p0.05, G700 ile G0 arasında p>0.01 düzeyinde fark vardı). İkinci kızgınlık döneminde, verilen gruplara göre kızgınlık gösteren koyun sayısı sırasıyla, 7, 4, 1 ve 5 olarak bulundu. Bu dönemde, verilen gruplara göre benzer olan doğum oranları sırasıyla 71.42, 50.00, 100.00 ve 60.00 olarak bulundu. Bu döneminde çoklu doğuma rastlanmadı. Çalışma sonuçları, anöstrüs döneminde, yağlı kuyruklu Akkaraman koyunlarında kullanılan progestagen PMSG kombinasyonunun yüksek düzeyde östrüs senkronizasyonu sağladığını ortaya koydu. PMSG'nin yüksek dozları daha iyi çoklu doğum ve kuzu verimi sağladı. Yağlı kuyruklu koyunlarda yüksek doz PMSG kullanımının daha başarılı olacağı kanısına varıldı. Ayrıca, ikinci döneminde görülen kızgınlıklar bu döneminde uyarılan koyunlarda siklik aktivitenin en az birkaç siklus devam edebileceğini gösterdi. Amil E, Effects of different doses of pregnant mare serum gonadotrophine on reproduction in anoestrus sheep, Department of Reproduction and Artificial Insemination, Institute of Health Sciences of Yüzüncü Yil University, Master Thesis, Van, 2010. In this study, the effects of progestagen plus different dose of PMSG on the reproductive parameters were investigated in anoestrous ewes. Two-six years old 75 Akkaraman ewes and 8 rams, were used as material. Firstly, intra-vaginal sponges were inserted for 13 days. After sponges removal, ewes those were injected with 500, 600, 700 IU PMSG and saline, were allocated randomly into groups, G500 (n:20), G600 (n:20), G700 (n:20) and G0 (n:15). Ewes came in heat were checked and bred twice daily with two proven rams in each group. The ewes were retested between days 15 and 20. At the first oestrous period, the rate of oestrous and pregnancy were found to be percent, 80.00, 95.00, 90.00 and 73.30 and 68.75, 73.68, 88.88 and 63.63 in given groups, respectively (P>0.05). In this period, multiple birth rates were found to be percent 36.36, 28.57, 50.00 and 0.00 in given groups, respectively, and the changes between G700 and G0 was statistically significant (p0.01). At the second oestrous period, the number of ewes in heat was 7, 4, 1 and 5 in groups, respectively. In this period, the comparable birth rates were found to be percent 71.42, 50.00, 100.00 and 60.00 in groups, respectively. In this period, multiple births were not observed. The results indicated that used a combination of progestagens plus PMSG caused a high percent synchrony oestrous in anoestrous Akkaramans. High doses PMSG gave better multiple birth and litter size. It is concluded that using high dose PMSG for efficient reproduction will be more successful in fat-tailed ewes. Also, in the second oestrous period, seen ewes came estrous, anoestrusewes induced of cyclic activity showed at least a few cycles may continue. 48
- Published
- 2010
16. Kısraklarda aşım sonrası geçici stapler (Zımba) uygulamalarının gebe kalma oranı üzerinde etkisi
- Author
-
Matyar, Gözde, Ergün, Yaşar, and Doğum ve Jinekoloji (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği ,Pregnancy-animal ,Pregnancy ,Veterinary medicine ,Infertility ,Vagina ,Horses ,Mares ,Vulva - Abstract
Çalısma Caslick vulvoplasti operasyonu yapılmıs kısraklarda, asım için yapılanepisiotomie operasyonu sonrasında sekillenebilecek olası pnömovaginanın engellenmesiamacıyla, vulva dudaklarının geçici stapler ile kapatılmasının gebelik üzerindeki etkisinibelirlemek amacıyla düzenlendi.Çalısma materyalini Türkiye Jokey Kulübü Adana Seyhan Asım ?stasyonundabarındırılan, yasları 3-18 arasında değisen, klinik olarak reprodüktif sorun belirlenmeyen50 adet safkan ?ngiliz kısrak olusturdu. Kısraklar deneme (n=25) ve kontrol (n=25) olmaküzere rastgele 2 gruba ayrıldı. Bütün kısraklarda ovulasyonlar, asım sonrası ikinci gündetransrektal ultrasonografi ile saptandı. Deneme grubundaki kısrakların vulvalarıovulasyonlar saptandığı anda stapler ile geçici olarak kapatılırken, kontrol grubundaherhangi bir uygulama yapılmadı. Her iki grupta da ovulasyon sonrası 15. gündeultrasonografi ile gebelik muayenesi yapıldı. Deneme ve kontrol gruplarında gebelikleritespit edilen kısrakların tamamının episiotomileri Caslick Vulvoplasti ile kapatıldı.Deneme grubundaki kısraklarda gebelik oranı % 76 (19/25) kontrol grubunda ise %64 (16/25) olarak belirlendi. Stapler uygulanan kısraklarda elde edilen gebelik oranı,stapler uygulanmayanlara göre yüksek olmasına karsın gruplar arasında istatistiki farklılıkgözlenmedi.Sonuç olarak, asım sonrasında gebelik doğrulanıncaya kadar geçen 15 günlüksürede vulvanın staplerle geçici olarak kapatılmasının gebelik oranı üzerine olumlu etkiyapabileceği kanaatine varıldı.Anahtar Kelimeler: Kısrak, pnömovajina, stapler, gebelik oranı. This study was designed for determining the effect of the postcoital temporarilyvulvar closure by stapler for decreasing the pregnancy loss which is caused by thepneumovagina in the mares.Research materials cosisted of 50 thoroughbred 3-18 years old mares obtainedfrom Turkish Jockey Club Adana Seyhan Reproduction Station. Mares were divided in totwo groups including 25 study and 25 control randomly. Mares were between 3-18 yearsold age and had no reproductive problems. In study group, mares mated, after ovulationsverified and 2 days after mating epsiotomied vulvar openings were closed by using staplerfor preventing from the pneumovagina. In treatment group, staplers remained tillpregnancy verifications for 15 days. After the pregnancy verification staplers removedfrom the vulvar lips and Caslick Operations were performed. In control group, staplerswere not applicated, mares were mated, ovulations were verified and episiotomied vulvarlips were remained till pregnancy verifications of 15 days. Pregnancies in both groups weredetermined 15 days after mating by using ultrasonography. In both groups vulvas of allmares which were pregnancy determined were closed with Caslick Vulvoplasty. Pregnancyrate were determined as % 76 (19/25) and % 64 (16/25) in the study group and controlgroup, respectively. Although, pregnancy rate in stapler applicated group was highernumarically than the control group. Statistically, it was not found differencies betweenstudy and control groups.It was concluded that, stapler application to close the episiotomied vulvar openingjust after mating for 15 days, pregnancy rates by using stapler could be affected inthoroughbred mares.Key Words: Mare, pneumovagina, stapler, pregnancy rates 33
- Published
- 2009
17. Estrous, ovulation and pregnancy rates following PGF2 alpha injections in mares
- Author
-
Semacan, Ahmet, Taşal, İbrahim, Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü., and Demirel, Mürsel
- Subjects
Veterinary sciences ,PGF2 alpha ,Mare ,Ovulation and pregnancy rates ,Estrous ,Mares ,Ovulation ,Ovarian Follicles - Abstract
Prostaglandin F2 alpha was commonly used for synchronisation in mares. The purpose of this study was to see the effect of single and double doses of PGF2 alpha on estrous, ovulation and pregnancy rates. Therefore 43 Thoroughbred mares, between 4-17 years old, were used. Thirty mares 10 mg PGF2 alpha (Dinoprost Tromethamine, Dinolytic) was injected intramuscularly, regardless of the stage of the estrous cycle, for synchronization. Estrous behaviors and follicular development were examined with daily teasing and rectal palpation every other day, after PGF2 alpha injection and ovulation times determined daily rectal palpation during estrous. The mares which in estrous (n: 11) natural service or artificial insemination with fresh semen were done every other day until estrous behavior lasted. The mares (n: 19), were not estrous after first PGF2 alpha injection, were injected second PCF2 alpha 14 days later and repeated all applications after first PGF2 alpha injections. Control group (n: 13) were chosen from the mares which were not injected PGF2 alpha in estrous and natural service or artificial insemination with fresh semen were done every other day until estrous behavior lasted. For pregnancy diagnosis, rectal palpation were done all mares between 30-35th and 60th days after ovulation. Estrous, ovulation and pregnancy rates obtained from first or second PCF2a injected mares and control group were 36.66%, 33.33% and 45.45%; 68.42%, 78.94% and 46.66; 100%, 92.30% and 53.84%, respectively. Consequently, because of no detrimental effect of PGF2 alpha injections on estrous, ovulation and pregnancy rates, it was concluded that PGF2 alpha injections for synchronization but, estrous and ovulation rates low in single dose injection therefore double doses injections would be more beneficial. Prostaglandin F2α kısraklarda senkronizasyon amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Senkronizasyon amacıyla kullanılan tek ve çift doz PGF2α 'nın östrus, ovulasyon ve gebelik oranları üzerindeki etkisinin belirlenmesi amacıyla 4-17 yaşlarında 43 adet Saf Kan İngiliz ve Yarım Kan İngiliz kısrak kullanıldı. Otuz Kısrağa östrus siklusunun dönemine bakılmaksızın senkronizasyon için 10 mg. PGF2α (Dinoprost Tromethamine, Dinolytic) i.m enjekte edildi. Enjeksiyon gününden itibaren günlük aygır muayenesi ve gün aşırı rektai muayeneyle östrus belirtileri ve foliküler gelişmeler incelendi ve östrus süresince günlük rektai muayeneyle ovuiasyon zamanı belirlendi. Östrusta olanlara (n: 11) östrus süresince gün aşırı doğal aşım veya taze sperma ile sun'i tohumlama uygulandı. İlk enjek¬siyon sonrası östrusta olmayan kısraklara (n: 19) 14 gün sonra ikinci enjeksiyon yapıldı ve ilk enjeksiyondaki tüm uygulamalar tekrarlandı. Kontrol grubundaki kısraklar (n: 13), PGF2α enjekte edilmeyen ve östrus süresince gün aşırı doğal aşım ya da taze sperma ile sun'i tohumlama uygulananlar arasından seçildi. Gebelik tanısı amacıyla tüm kısraklara ovuiasyon sonrası 30-35. günlerde ve 60. günde rektal muayene yapıldı. Tek ve çift doz PGF2α enjekte edilen kısraklarda ve kontrol grubundakilerde östrus, ovuiasyon ve gebelik oranları sırasıyla, %36.66, %33.33 ve %45.45-, %68.42, %78.94 ve %44.66; %100, %92.30 ve %53.84 olarak belirlendi. Sonuç olarak, PGF2α enjeksiyonunun östrus, ovulasyon ve gebelik oranlan üzerinde olumsuz bir etkisinin olmaması nedeniyle senkronizasyon amacıyla kullanılabileceği ancak, tek doz enjeksiyonda östrus ve ovuiasyon oranlarının düşük olmasından dolayı çift doz enjeksiyonların daha yararlı olacağı kanısına varılmıştır.
- Published
- 1998
18. The effect of follicle diameter on estrous and ovulation time during PGF2 alpha injection in mares
- Author
-
Semacan, Ahmet, Taşal, İbrahim, Uludaǧ Üniversitesi/Saǧlık Bilimleri Enstitüsü., and Demirel, Mürsel
- Subjects
Veterinary sciences ,PGF2 alpha ,Mare ,Estrous and ovulation ,Follicle diameter ,Mares ,Ovulation ,Ovarian Follicles - Abstract
Variations in estrous and ovulation times occur because of follicle diameter during PGF2 alpha injection, in mares. The purpose of this study was to see the effect of follicle diameter on estrous and ovulation. Therefore 43 estrous cycles were evaluated in 32 Thoroughbred mares. Ten mg PGF2 alpha (Dinoprost Tromethamine, Dinolytic) was injected intramuscularly in diestrous period for synchronization. Follicle diameters were measured and divided into groups in centimeters as follows less than or equal to 1 cm, 1-2 cm, 2-3 cm, 3-4 cm ve > 4 cm, during PGF2 alpha injection. Result of daily teasing and rectal palpation every other day and daily rectal palpation during estrous period revealed that post injection-estrous. estrous period, post injection-ovulation. and estrous-ovulation times were in group less than or equal to 1 cm 5.91+/-2.71, 7.25+/-1.43. 11.75+/-2.23 and 6.16+/-1.95 days, in group 1-2 cm 4.81+/-2.84, 6.56+/-1.94, 10.68+/-2.95 and 5.87+/-2.85 days, in group 2-3 cm 3.90+/-1.44, 5.10+/-1.57, 8.00+/-1.78 ad 4.20+/-1.53 days and in group 3-4 cm 3.00+/-1.41, 4.60+/-1.35. 6.20+/-2.31 and 3.60+/-1.01 days, respectively. There was no follicle > 4 cm during PGF2 alpha injection. As a result, reduced estrous and ovulation times occured because of enlarged follicle diameters during PGE2 alpha injection. Therefore it was concluded that evaluation of ovaries for follicle structurs before PGF2 alpha injection would be beneficial.
- Published
- 1998
19. Türkiye'de bazı kurumlarda yarış atlarının beslenme yöntemleri üzerinde bir inceleme
- Author
-
Erdoğan, Zuhal, Zincirlioğlu, Murat, and Diğer
- Subjects
Veterinary Medicine ,Veteriner Hekimliği ,Ziraat ,Racehorses ,Colts ,Agriculture ,Zootechnics ,Mares ,Horses ,Nutrition - Abstract
Bu araştırmada, arap atı yetiştiriciliği yapılan TiGEM'e bağlı bası kurumlarla, ingiliz atı yetiştiriciliği uygulanan TJK (Türkiye Jokey Kulubü) izmit Harasmdaki atlar yerinde incelenmiş, alınan yem numunelerinde laboratuvar analizleri yapılarak besin değerleri ortaya konulmuştur. Araştırma için gidilen kurumlarda, alman bilgiler ve yem analizleri sonucunda yetersiz besleme ve bakım koşullarının uygulandığı sonucuna varılmıştır. Atların tay döneminden, yarış için kullanılma dönemine kadar ki beslemede, ihtiyaçlarını belirlemede herhangi bir sistem ya da ihtiyaç cetvelleri kullanılmamakta, Eskişehir(çifteler) Anadolu Harasında ve TJK izmit Harasında taylar için ayrı bir rasyon hazırlanmadığı gibi, kısrak ve aygırlara verilen rasyonla beslenmektedirler, özellikie tayların iyi gelişmeleri yeterli ve dengeli besleme ile sağlanacağı için verilen rasyonlar iyi besleme için oldukça yetersiz kalmaktadır. Kullanılan kaba yemlerin de kalite durumuna dikkat edilmemekte, hiç önerilmeyen saman tüketimi de uygulanmaktadır. Beslemede kullanılan vitamin ve mineral ön karmalarının yeterlilikleri tartışılır durumdadır. ANAHTAR KELİMELER: Yarış atı besleme, tay, kısrak In this research, the arabic race horses raising in some establishment related to the `General Diretorship of Agricultural Administration` and the English race horses raising in the `Turkish Jockey Club Stud Farm` in izmit have been examined in their places and the taken feed samples have been analysed to determine their feed values. It was concluded at the end of the feed analyses and acording to the obtained knowledges that the nutrition was not suitable. It was not established either any system or recommendation table to determine the nutrient requirements of the animals from their foal period to their racing period. There is no different ration for foals and they are consumming the same feed prepared for mares. Thus, the foals could not have sufficent nutrients needing to grow up well. As for the roughage, its quality has not been considering sufficiently, even the straw (in spite of its inconverience) has been using as roughage. The sufficiency of using vitamin and mineral premixes can be discussed. KEYWORDS: Race horse, nutrition, foal, mare. 49
- Published
- 1993
20. Plasma progesterone (P) and estrone (E1) concentrations in crossbreed English mares during the second half of gestation
- Author
-
Vural, Rıfat, Küplülü, Şükrü, Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi., Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Ana Bilim Dalı., Mert, Nihat, and Ulus, İ.Hakkı
- Subjects
Plasma ,The second half of gestation ,Progesteron(P) ,Estrone (E1) ,Yarımkan İngiliz kısraklarda ,Plazma ,Östron (E1) ,Mares - Abstract
Bu çalışmada, yarımkan ingiliz kısraklarda gebeliğinin ikinci yarısında kan progesteron (P) ve östron (E1) değerleri araştırıldı. Materyal olarak, 6-12 yaş arasında 10 adet Yarımkan İngiliz kısrak kullanıldı. Kan örnekleri Vena Jugularisten EDTA-2Na içeren silikonlu cam tüplere alındı. Daha sonra çalışmaya alınan gebeliğinin ikinci yarısındaki kısrakların plazma Progesteron (P) ve Östron (E1) değerleri ölçüldü. Gebeliğin ikinci yansında, östron (E1) seviyesi gebelik ilerledikçe arttı ve gebeliğin 8. ayında 853.13 ± 299.22 pg/ml ile en yüksek ortalama değere ulaştı. Daha sonra gittikçe azalarak gebeliğin 11. ayında ortalama 362.25 ± 87.03 pg/ml düştü. Plazma progesteron (P) düzeyi, gebeliğin 5 ve 6. aylarında 4.75 ± 2.23 ng/ml den 2.44 ± 1.14 ng/ml'e düştü. Gebeliğin 6-10. aylarında 1-2 ng/ml arasında seyretti. Gebeliğin 11. ayında ise tekrar ortalama 5.09 ± 1.33 ng/ml'e yükseldi. Sonuç olarak, diğer evcil hayvanlarda da belirtildiği gibi, kısraklarda gebeliğin ikinci yansında progesteronun gebeliğin devamlılığı için gerekli olduğu ve fötusun canlılığının plazma E1 düzeyi belirlenerek tesbit edilebileceği kanısındayız. In this study, the changes in circulating progesterone (P) and Estrone (E1) concentrations during the second half of gestation in crossbreed English mares were investigated. As material, 10 crossbreed English mares ranging in age from 6 to 12 years were used. Blood samples were collected via the jugular vein into siliconized glass tubes containing EDTA-2Na as an anticoagulant. Then plasma concentrations of estrone (E1) and progesterone (P) in this 10 mares were measured. Estrone (E1) levels gradually increased as the pregnancy advanced. The maximum concentration of E1 in plasma was 853.13 ± 299.22 pg/ml on months 8, then gradually declined to 362.25 '± 87.03 pg/ml on months ll. The concentration of progesterone (P) in plasma declined from 4.75 ± 2.23 ng/ml to 2.44 ± 1.14 ng/ml between on months 5 and on months 6 of gestation. Remained between 1-2 ng/ml from months 6 to months 10, Thereafter increased to 5.09 ± 1.33 ng/ml on months 11 of gestation. As a result, it was concluded that progesterone was essential for the maintenance of pregnancy in mares as it is in other domestic animals and that fetal viability can be assed by measuring maternal plasma estrone (E1) concentration during the second half of gestation.
- Published
- 1993
21. The relationship between anoestrous and plasma ß-carotene, vitamin a and vitamin e levels in crossbreed English mares
- Author
-
Vural, Rıfat, Akandır, Mehmet, Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı., Mert, Nihat, and Günşen, Uğur
- Subjects
Anöstrus ,Blood ,Vitamin A and ß-Carotene ,Yarımkan İngiliz kısrakları ,Vitamin E ,Mares ,Anoestrous - Abstract
Evcil hayvanlarda beslenme ile döl verimi arasmdaki ilişkiler önemli olup bazı biyokimyasal maddeler fertiliteyi etkilemektedir. Sunulan çalışmada Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü Merkez Komutanlığı bünyesinde bulunan ve anöstnıs gösteren Yanmkan İngiliz kısraklan araştımıa materyali olarak kullanıldı. Bu amaçla 5 nonnal östnıs siklusu gösteren sağlıklı kısraklo 20 anöstnıs gösteren kısraktan kan numuneleri alındı. Plazma ß-karoten, vitamin A ve vitamin E düzeyleri saptandı. Kontrol gnıbunda bu eğerler sırasıyla % 27,94 mcg., % 56 mcg., % 0,597 mg deneme gnıbunda ise % 24, ll mcg., % 43,18 mcg., % 0,302 mg olarak ölçüldii. Yapılan istatistiksel değerlendimıede sadece plazma vitamin E düzeyleri farkian arasmda önem (P 5 0,05) saptandı. Bu vakada anöstrosun nedeni olarak vitamin E gösterilebilir. The relatiorıslıip betweerı feeding orıd fertility is importorıt in domestic animals. Especially some biochemical components affect fertility. In presented study, Crossbreed English Mares in anoestrous raised in Gemlik Military Veterinary Training Commanderslıip were used as research materials. Tlıe blood samples of 5 healthy control in nomıal cyclic orıd 20 anoestrous mares were taken, and analyzed for J3-carotene, vitamin A and vitamin E. 17ıe results in control group were % 27,94 nıcg, % 56 mcg, % 0,597 mg, and in test group % 24,11 mcg, % 43,18 mcg. % 0,302 mg, respectively. 17ıe only statistical importance were found on tlıe differences of vitamin E levels. In this case, vitamin E deficiency could be a reason of anoestrous in mares.
- Published
- 1992
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.