4,115 results on '"Karataş OF"'
Search Results
2. 1930 İZMİR SEL AFETİ
- Author
-
İsrafil KARATAŞ
- Subjects
sel ,i̇zmir ,1930 ,doğal afet ,afet yönetimi ,flood ,natural disaster ,disaster management ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
ÖZ:Türkiye coğrafyası, yüzyıllardan beri çeşitli doğal afetlere maruz kalmış ve afetler önemli ölçüde can mal kayıplarına eden olmuştur. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de depremlerden hemen sonra en fazla kayıplara neden olan doğal afet, sellerdir. Zaman zaman aşırı yağışlarla dolan akarsu yatakları, taşarak çevresindeki yerleşim yerlerine ve tarımsal alanlara oldukça büyük zararlar vermişlerdir. Şehir planlamasındaki hatalar, akarsu yataklarında gerekli tedbirlerin alınmaması ve altyapının zayıflığı gibi nedenler İzmir’de Cumhuriyetin ilk yıllarında sellerin, afete dönüşmesine neden olmuştur. 1922 yılında düşman işgalinden kurtulan İzmir şehri, henüz yaralarını saramadan deprem ve sel afetleri ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. İzmir’de yaşanan sel afetleri içerisinde en çok can ve mal kaybına neden olan ve insanların hafızasında yer edineni 1930 İzmir sel afetinin olduğu söylenebilir. Zira bu afette; sayısı tam olarak tespit edilememekle birlikte 117’den fazla insan vefat etmiş, selden binlerce kişi etkilenmiş ve milyonlarca lira zarar ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada hedeflenen; 1930 yılı İzmir sel afetinin sebeplerini, etkilerini ve sonuçlarını doğal afet tarihi açısından ele alarak irdelemektir. Bunun yanı sıra, afet yönetiminde başarılı olunup olunmadığını ve bundan sonra bölgede olası sel afetleri karşısında ne gibi tedbirler alındığını ortaya koymaktır. ABSTRACT:The geography of Turkey has been exposed to various natural disasters for centuries, resulting in significant loss of life and property. Similar to worldwide trends, floods are among the most devastating natural disasters in Turkey immediately following earthquakes. Riverbeds swollen by occasional heavy rains have caused extensive damage to surrounding settlements and agricultural areas by overflowing. Factors such as urban planning errors, lack of necessary precautions in riverbeds, and weak infrastructure have contributed to the transformation of floods into disasters in Izmir during the early years of the Republic. The city of Izmir, liberated from enemy occupation in 1922, had to contend with earthquake and flood disasters before fully recovering from its wounds. Among the floods experienced in Izmir, the one in 1930 stands out as the one causing the most loss of life and property and remains entrenched in people's memories. In this disaster, although the exact number is not determined, more than 117 people perished, thousands were affected by the flood, and damages amounted to millions of lira. The aim of this study is to examine the causes, effects, and consequences of the 1930 Izmir flood disaster from the perspective of natural disaster history. Additionally, it seeks to ascertain whether successful disaster management was achieved and what measures were taken against possible future flood disasters in the region.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Zenginleştirilmiş Çevre Şartlarının Beç Tavuklarında Performans, Davranış, Kesim, Karkas ve Et Kalite Özelliklerine Etkisi
- Author
-
Murat Karataş and Mehmet Akif Boz
- Subjects
canlı ağırlık ,karkas ,ph ,tonik immobilite ,davranış ,çevresel zenginleştirme ,Agriculture ,Agriculture (General) ,S1-972 - Abstract
Bu çalışmada beç tavuklarına kapalı yetiştirme şartlarında uygulanan çevresel zenginleştirmenin besi performansı, kesim ve et kalite özellikleri ile bazı davranış özelliklerine etkilerinin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Çalışma, Yozgat Bozok Üniversitesi BOZOKTUAM Yerköy Hayvancılık işletmesinde yürütülmüş olup, hayvan materyalini 200 adet günlük yaşta beç tavuğu oluşturmuştur. Bu çalışmada, çevresel zenginleştirme uygulanan ve uygulanmayan iki farklı muamele grubu oluşturulmuştur. Beç tavukları her iki muamele grubunda da 5 tekerrürlü olarak altlıklı yer sisteminde yetiştirilmiştir. Çevresel zenginleştirme grubunda tüneme tahtaları, taş materyalleri ve yeşillik yemliği objeleri yer almıştır. Beç tavukları kuluçkadan çıkıştan sonra muamele gruplarına rastgele dağıtılmış ve 13 haftalık kesim yaşına kadar aynı kümes ortamında büyütülmüştür. Çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük kesim ağırlığı gerçekleşmiş ve yemden yararlanma oranı 10 ve 12 haftalık yaşta kontrol grubunda daha iyi bulunmuştur. Kesim ağırlığı ve sıcak karkas ağırlığı çevresel zenginleştirme uygulanan grupta daha düşük bulunmuştur. Çevresel zenginleştirme uygulanan beç tavuklarında daha yüksek eşinme, koşma, yem yeme ve su içme, kabarma ve kanat çırpma ile tüy temizleme davranışı gözlenmiştir. Tüy gagalama davranışı ve yatma davranışı ise çevresel zenginleştirme uygulanmayan (kontrol grubu) beç tavuklarında daha yüksek bulunmuştur. Bu çalışma kapalı ortamda yetiştirilen beç tavuklarında çevresel zenginleştirme uygulamalarının genel performans, karkas ve et kalite özelliklerinde önemli bir değişime neden olmadan doğal davranışların sergilenme düzeyini artırarak daha yüksek bir refaha katkı sağlayabileceğini ortaya koymuştur.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
4. Validity and Reliability Study of the Questionnaire on Communicating Bad News for Healthcare Professionals Adapted into Turkish
- Author
-
Yaprak Ustun, Caner Kose, and Gonca Karataş Baran
- Subjects
hemşire ,ebe ,kötü haber ,i̇letişim ,nurse ,midwives ,bad news ,communication ,Nursing ,RT1-120 - Abstract
Objective: In this study, it was aimed to make a validity and reliability study by adapting the questionnaire on communicating bad news to be used to evaluate the knowledge and skills of nurses and midwives in breaking bad news.Methods: The questionnaire adaptation study was carried out in a gynecology and obstetrics hospital between 15/05/2022 and 15/012/2022. The questionnaire was translated into Turkish and then expert opinion was obtained. Cronbach's alpha coefficient was used for the reliability of the questionnaire. The stability of the questionnaire over time was evaluated by test-retest. For the purpose of construct validity of the questionnaire, exploratory factor analysis was used. SPSS 17.00 and AMOS programs were used for the validity and reliability analyzes of the questionnaire. Results: The Cronbach Alpha value of the 21-items final version of the questionnaire (n=262) was 0.87. Intraclass Correlation Coefficient value was 0.95 (n=21) and Cronbach's alpha coefficient was 0.97 (P
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
5. Is Tea Waste A Promising Co-substrate for Optimizing The Cultivation, Growth, and Yield of Charleston Pepper (Capsicum annuum L.)?
- Author
-
Arzu Karataş
- Subjects
pepper ,organic substrate ,manure ,tea waste substrate ,perlite ,biber ,organik substrat ,gübre ,çay atığı substratı ,perlit ,Agriculture - Abstract
To address growing concerns about sustainable agriculture and waste management, this study aimed to explore the viability of tea waste as an eco-friendly alternative substrate for cultivating Charleston peppers (Capsicum annuum), with the goal of optimizing plant growth and yield while reducing soil dependence, lowering cultivation costs, and repurposing agro-industrial waste. Six different substrate combinations were evaluated: 1) Tea waste, 2) Tea waste + Manure, 3) Tea waste + Soil, 4) Manure + Soil, 5) Tea waste + Manure + Soil, and 6) Tea waste + Manure + Soil + Perlite. Data were analyzed using both multivariate and univariate analyses to assess significant differences among treatments. Notably, significant differences in stem diameter were observed among plants grown on different substrates (one-way MANOVA, p
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
6. Secondary Antiphospholipid Antibody Syndrome Due to Systemic Lupus Erythematosus: A Case Report with Superior Mesenteric Artery Involvement
- Author
-
Beliz Karataş, İlker Yalçın, Neşe Çabuk Çelik, Gizem Pire, Hatice Şeyma Eren, and Ali Sahin
- Subjects
anti-phospholipid antibody syndrome ,ischemic colitis ,systemic lupus erythematosus ,Medicine - Abstract
Antiphospholipid antibody syndrome (APS); is a disease characterized by anti-phospholipid protein antibody positivity as well as recurrent vascular thrombosis and/or pregnancy loss. When no underlying disease is detected, it is classified as primary type; when there is another underlying rheumatologic disease, it is classified as secondary type. Secondary APS, most commonly develops due to systemic lupus erythematosus (SLE). We present a case of ischemic colitis due to superior mesenteric artery involvement in APS. 59-year-old female patient diagnosed with SLE had sudden-onset hematochezia and acute abdomen. Therefore, the patient underwent contrast-enhanced computed tomography angiography (CT angiography). Thrombosis was detected in the superior mesenteric artery. This case was interesting in terms of different vascular involvement and treatment strategy in the gastrointestinal tract due to APS.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
7. Comparison of Functional Status and Depression in Younger and Older Patients with Chronic Low Back Pain: A Multi-center Crosssectional Survey
- Author
-
Yasemin Yumuşakhuylu, Afitap İçağasıoğlu, Naciye Füsun Toraman, Gülçin Kaymak Karataş, Ömer Kuru, Yeşim Kirazlı, Kazım Çapacı, Esma Eriman, Sema Haliloğlu, and Ayşegül Ketenci
- Subjects
low back pain ,functional capacity ,geriatrics ,depression ,public health ,Medicine ,Other systems of medicine ,RZ201-999 - Abstract
Objective: This study compared the differences in functionality and depression between younger and older patients with chronic low back pain (CLBP). Materials and Methods: This multi-center cross-sectional survey enrolled subjects with CLBP who visited physical medicine and rehabilitation clinics in seven different regions of Turkey. Sociodemographic data were collected via questionnaires. Functional status was evaluated with Roland-Morris Disability index (RMDI), and psychological health was evaluated with Beck Depression inventory (BDI). Results: The sample included 106 younger [mean age: 24.3 (range: 18-30) years] and 104 older [mean age: 70.5 (range: 65-108) years] subjects. No significant difference was found in the gender distribution between the younger (38 males, 68 females) and older (38 males, 66 females) groups (p=0.917). The BDI was 11.90±10.6 in the younger subjects and 16.17±10.72 in the older subjects (p=0.002), whereas the mean RMDIs were 10.31±6.36 and 16.04±5.36, respectively (p=0.001). Conclusion: The loss of functional capacity and depression resulting from CLBP are serious threats to public health and are predictive of chronic disability. The development of social programs that address risk factors will reduce the risk of CLBP, improve quality of life, reduce workforce losses and contribute significantly to public health.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
8. Ebelerin Mesleki Aidiyetlerinin Anne Mental Sağlığın Değerlendirmeye Etkisi
- Author
-
Eda Sever, Aslıhan Bolat, Ayşe Kürklü, Esra Karataş Okyay, and Aysel Bülez
- Subjects
ebelik mesleği ,mesleki aidiyet ,anne mental sağlığı ,eğitim ,midwifery profession ,professional belonging ,maternal mental health ,Nursing ,RT1-120 - Abstract
Amaç: Bu çalışmada ebelerin mesleki aidiyetlerinin anne mental sağlığını değerlendirmeye etkisini belirlemek amaçlandı. Yöntemler: Kesitsel tipte olan araştırma Aralık 2022-Şubat 2023 tarihleri arasında 151 ebe ile yürütüldü. Araştırma verileri; Ebelik Aidiyet Ölçeği (EAÖ), Anne Mental Sağlığında Mesleki Sorunlar (AMSMS) Ölçeği ve Kişisel Tanıtım formu aracılığı ile toplandı. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, t-testi, Tek Faktörlü Varyans Analizi ve pearson korelasyon analizi, Mann-Whitney U testi, Kruskal-Wallis Testi ve Post-HocTukey testi kullanıldı. Anlamlılık için p
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
9. Karşıyaka İlçesi Yeşil Alanlarının Kullanıcı Profili ile Birlikte Değerlendirilmesi
- Author
-
Neslihan Karataş, İrem Ayhan Selçuk, and Ahsen Zamanis
- Subjects
urban green spaces ,user profile ,karşıyaka ,olof palme park ,cumhuriyet park ,kentsel yeşil alanlar ,kullanıcı profili ,olof palme parkı cumhuriyet parkı ,Architecture ,NA1-9428 - Abstract
Kentler, doğal ve fiziksel çevre ile birlikte var olup, kentleşme ile birlikte hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Açık-yeşil alanlar kente ve kentliye yönelik sosyal, fiziksel, ekonomik ve ekolojik perspektifte çok çeşitli olumlu etkilere sahip olmakla birlikte; yaşanabilir kentleri belirleyen en önemli göstergelerden biridir. Açık yeşil alanlar açısından avantajlı olan kentler, insan ile doğa arasındaki ilişkinin dengede olduğu ve kentsel yaşam şartları açısından büyük öneme sahip olan mekânlar olarak öne çıkmaktadır. Açık yeşil alanların niteliği bağlamında; aktivite çeşitliliği, yeşil alanın konumu ve erişilebilirlik özellikleri kullanıcıların memnuniyet düzeylerini belirlemede etkili olmaktadır. Bu çalışma, İzmir ili Karşıyaka ilçesindeki yeşil alanların nicelik ve nitelikleri, kademelenmesi, yeterlilik ve erişilebilirlik düzeyleri, bu yeşil alanlar çevresindeki kullanıcı profilinin memnuniyetini değerlendirmek amacıyla yapılmış olup Olof Palme, Gençlik ve Cumhuriyet parklarındaki 100 kullanıcı ile anket çalışması gerçekleştirilmiş, anket sonuçları her parkın kullanıcı profili çerçevesinde değerlendirilmiştir. Anket sonuçlarında park alanlarındaki yeşil alanların yoğunluğu ve niteliğinin kullanıcıların park alanı ve çevresi ile ilgili memnuniyet düzeylerini etkilediği görülmüştür.
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
10. Tüketicilerin Et Tüketim Tercihleri Üzerine Bir Araştırma
- Author
-
Fatma Kaya Yıldırım, Beyza Hatice Ulusoy, and İrem Karataş
- Subjects
izgara eti ,pişirme yöntemleri ,tüketim tercihleri ,i̇stanbul ,anket ,Agriculture ,Agriculture (General) ,S1-972 - Abstract
Bu çalışma tüketicilerin ızgara eti tüketim tercihlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın materyalini 406 kişiden yüz yüze anket yöntemi ile toplanan veriler oluşturmuştur. Araştırmada ankete dahil olan tüketicilerin tamamının et tükettiği belirlenmiştir. Değişkenlerin ortalama ve korelasyon değerlerine bakıldığında az pişmiş et değişkeninin ortalaması 1,863 ile katılımcıların nadiren tercih ettiğini göstermektedir. Diğer ortalama ve korelasyon değerleri incelendiğinde orta pişmiş et değişkeni 3,149; çok pişmiş et değişkeni 2,887; lezzet değişkeni ise 2,674 ortalama değerine sahip olması bu şekildeki etleri katılımcıların zaman zaman tercih ettiğini göstermiştir. Katılımcıların cinsiyeti ve ızgara eti tüketim tercihleri incelendiğinde orta pişmiş değişkeninde katılımcı cinsiyetinde anlamlı bir fark gözlenmezken (P>0,05); az pişmiş, çok pişmiş ve lezzet değişkenleri ile cinsiyet grupları arasında anlamlı bir fark (P
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
11. Determination of Yield and Quality Characteristics of Lavandula Cultivars in the Kahramanmaras Region
- Author
-
Serkan Aras, Muhammet Ali Gündeşli, Kerim Karataş, Erdem Ertürk, and Güven Borzan
- Subjects
lavander intermediate ,kahramanmaraş ,cultivar ,yield ,quality ,Agriculture ,Agriculture (General) ,S1-972 - Abstract
In recent years, there has been a growing interest in herbal remedies for therapeutic purposes. Aromatic plants have become a significant source of raw materials for the fragrance, food, and cosmetics industries. Additionally, the emergence of new applications and the trend towards natural nutrition and alternative healing methods, often referred to as "going natural," have increased the interest in medicinal and aromatic plants in our country, as well as in other countries around the world. In this study were investigated to determine yield and quality characteristics of seven different lavender (Lavandula intermedia Emeric ex Loisel. = L. hybrida L.) (Grasso, Süper-A, Seguret, Dutch, Abrial, Akmeşe, English) cultivars under dry and irrigated cultivation in Kahramanmaraş conditions between 2019 and 2020. The research was carried out in a randomized block design with 4 replications. Fresh stem flower yield was the highest variety Grasso(672.81kg/da). The lowest fresh stem flower yield was found in Seguret variety with 611.33kg/da The highest dry stemless flower yield was determined in Grasso variety with 59,66 kg/da. There were significant differences determined between cultivars the end of 2 years. The highest average fresh stem flower yield (693.067 kg/da) and the highest average dry branched flower yield (252.588 kg/ha) were measured in GRASSO variety.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
12. Investigating the Geoenvironmental and Climatic Impacts on the Facades of Historical Houses in Killit (Dereiçi) Village, Mardin
- Author
-
Murat Dal and Lale Karataş
- Subjects
geoçevresel ve iklimsel etkiler ,taş bozulması ,ayrışma ,restorasyon ,killit (dereiçi) köyü ,geoenvironmental and climatic impacts ,stone deterioration ,disintegration ,restoration ,killit (dereiçi) village ,Architecture ,NA1-9428 ,Architectural drawing and design ,NA2695-2793 - Abstract
Killit (Dereici), which is largely abandoned today, is an Assyrian village thought to have a population of more than 20,000 spread around the world. The Kilit (Dereiçi) village of Savur stands out as a rare example in the world with its multi-identity structure. The street façades of this Assyrian village, which has such cultural importance, can be clearly seen today, due to various factors. The aim of the study is to investigate the damage patterns and the factors affecting the durability of Kilit (Dereici) street facades (Old Bazaar). For this purpose, observational detection method was used and the findings were presented based on the dictionary of stone deterioration patterns prepared by ICOMOS-ISCS,2008. As a result of the study, the most intense deteriorations observed on the street facades; cement-induced faulty repairs made between the joints of the stone blocks on the facades and ‘crack, disintegration, erosion, ‘missing part, discolouration’ on the stone surfaces exposed to climate impact for a long time.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
13. Analysis of Publications on Earthquake Research in Architecture Category and Analysis with R Studio-Biblioshiny Software
- Author
-
Lale Karataş, Emine Banu Burkut, and Murat Dal
- Subjects
architecture ,earthquake ,web of science ,r-studio ,biblioshiny ,mimarlık ,deprem ,Architecture ,NA1-9428 ,Architectural drawing and design ,NA2695-2793 - Abstract
The purpose of this research is to examine the publications focusing on earthquakes in the category of architecture (web of science). The data of the research was analyzed with the Biblioshiny software program. This software program makes a bibliometric analysis on which topics and concepts earthquake research focuses. In addition, images and frequencies of publications related to architecture and earthquakes were revealed. The data of the research was collected between 1-15 July 2023. Results for Architecture (WoS Categories) AND earthquake* (Topic) OR earthquake AND architecture (Topic) OR earthquake AND house (Topic) OR earthquake AND structure (Topic) OR earthquake AND damage (Topic) OR earthquake AND city (Topic) OR earthquake AND urban (Topic) and Türkiye (Countries/Regions). Data were collected with keywords in the Web of Science database. According to the research findings, there are 1033 publications and in the country/region category (Türkiye), 83 publications are accessed. The most used words in the publications are earthquake, urban transformation, Istanbul, seismic, retrofit, assessment, structural, urban, damage, buildings and performance.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
14. A Graphical Ontology-Based Method for Rapid Damage Assessment of Stone Cultural Heritage Structures After an Earthquake: A Case Study of Mor Petrus and Mor Paulus Church, Adıyaman/Türkiye
- Author
-
Lale Karataş and Murat Dal
- Subjects
deprem ,hızlı hasar tespiti ,ontoloji ,deprem sonrası müdahaleler ,taş kültürel miras ,earthquake ,rapid damage assessment ,ontology ,post-earthquake interventions ,stone cultural heritage ,Architecture ,NA1-9428 ,Architectural drawing and design ,NA2695-2793 - Abstract
To prevent further damage to historical structures and elements after an earthquake, it is important to implement temporary interventions that aim to stabilize and support the affected area. Within this scope, it is crucial to promptly identify the areas in historical buildings that require urgent intervention. The aim of this study is to design a standardized assessment method that provides an objective evaluation for post-earthquake damage detection in stone cultural heritage structures, independent of subjective assessments, and can be easily and quickly implemented in the field. For the proposed method, the heavily damaged Mor Petrus and Mor Pavlus Church in Adıyaman, which was affected by the 2023 earthquakes centered in Kahramanmaraş, is used as a case analysis. The results of the study demonstrate that the presented method is beneficial for detecting damages in masonry church structures after an earthquake. The graphical ontology-based method followed in the study allows for the identification of damages at the level of structural elements and focuses on areas with urgent damage.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
15. Kur’ân Okumayla İlgili Sözcüklerin İlk Muhatap Açısından Tahlili
- Author
-
Ali Karataş
- Subjects
tefsir ,kur’ân ,okuma ,telâ ,derase ,rattele ,karae ,tafsīr ,qur’ān ,reading ,talā ,darasa ,rattala ,qara’a. ,Islamic law ,KBP1-4860 ,Islam ,BP1-253 - Abstract
Kur’ân’daki yakın anlamlı kelimeler aynı manaya gelecek şekilde Türkçeye tercüme edilmektedir. Ancak ayetlerdeki siyaka göre değerlendirildiğinde bu kelimelerin aynı manaya gelmediği görülmektedir. Bu sebeple bu tür sözcüklerin geçtiği âyetlerin muhatabı ve hangi konudan bahsettiği tespit edilmelidir. Türkçeye “Kur’ân okuma” olarak çevrilen telâ, derase, rattele ve karae fiilleri yakın anlamlıdır. Araştırmamızda bu sözcükleri seçmemizin sebebi bunların yaygın kullanımında Kur’ân’daki mananın dikkate alınmamasıdır. Kur’ân’ın, Mushaf haline getirilmesinden sonra tarihi süreçte bu kelimeler sabit bir metni okuma çerçevesinde değerlendirilmiştir. Söz konusu kelimelerin anlamının âyete göre değiştiğinin tespit edilebilmesi için öncelikle âyetlerin tarihî bağlamı belirlenmeli ve dilsel kullanımları araştırılmalıdır. Ne var ki gerek vücûh kitaplarında gerekse tefsirlerde söz konusu kelimelerin kullanımları ve anlamları yeterince dikkate alınmamıştır. Bu durum Türkçe meallere de yansımış, ilgili lafızların anlam incelikleri ve muhatap değişkeni göz ardı edilmiştir. Belirlediğimiz çerçeveye bağlı olarak bu kelimeleri tefsir kaynaklarından araştırdık. Ulaştığımız verilerin vücûh edebiyatı eserlerindeki karşılığını inceledik. Bu edebiyatta zaman zaman muhatap bilgisi ve anlam inceliği dikkate alınmadığı için dakik bir mana verilmediğini tespit ettik.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
16. Hafızalarda Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi: Celal Kırca Hatıraları Özelinde
- Author
-
Meryem Karataş
- Subjects
din eğitimi ,din eğitimi tarihi ,din ,eğitim ,celal kırca ,religious education ,history of religious education ,religion ,education ,Social sciences (General) ,H1-99 ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Dinin hem bireysel hem de sosyal alandaki etkisi ve etkileşimi göz önünde bulundurulduğunda yaşadığımız coğrafyadaki din eğitimi sürecinin farklı yönleri ile ortaya konulması önemlidir. Tarihsel sürecin anlaşılmasında sözlü kaynaklara ulaşılması en az yazılı kaynaklar kadar anlamlıdır. Yaşananların yazıya aktarılması olarak tanımlanan anılar bireylerin zihninde iz bırakan, onları etkileyen, tarihe yardımcı olan kaynaklardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin din eğitimi tarihi de bilgi ve belgelerden hareketle oluşturulmuştur. Bu bilgi ve belgelerin içerisinde anıların ayrı bir yeri vardır. Öznel bir bakış açısına sahip olmalarına rağmen anılarını paylaşanlar bugünün penceresinden bakarak konuştuğumuz olayların canlı tanıklarıdır. Araştırmanın amacı Cumhuriyet dönemi din eğitim tarihiyle ilgili sözlü kaynakların anlatımı olarak ifade edilebilen anılardan hareketle din eğitiminin sosyal ve kurumsal alandaki karşılığını kısmen de olsa betimlemektir. Yapılan tasvirleri sınırlandırmak için emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Kırca’nın anılarından hareket edilmiştir. Prof. Dr. Celal Kırca farklı zamanlarda kaleme aldığı kitaplarında çocukluk döneminden başlayarak günümüze kadar gittiği okullarda, ailesinde, yakın ve uzak çevresinde şahit olduğu olayları aktarırken din eğitimi kurumlarını, dönemin din anlayışını, devletin din eğitimi ile ilgili gerçekleştirdiği değişiklikleri aktarmıştır. Çalışma sözlü tarih metodu çıktısı olan anılar ile birlikte diğer yazılı belgelerin doküman incelemesi yönteminin kullanımı ile ortaya çıkmıştır. Çalışmanın sonucunda din eğitimi tarihiyle ilgili sözlü aktarımlar ile yazılı belgelerin birbirini desteklediği görülmüş ve aynı zamanda tarihin canlı tanıklarının söylemlerinin önemine dikkat çekilmek istenmiştir.
- Published
- 2023
17. Interobserver Agreement in Magnetic Resonance Imaging of Active Sacroiliitis
- Author
-
Emel Gönüllü, Yasemin Gündüz, Ünal Erkorkmaz, Aysel Toçoğlu, Damla Karataş, Zeynep Öztürk, Fevziye Türkoğlu Genç, Ahmet Burak Kara, and Ahmed Cihad Genç
- Subjects
ankylosing spondylitis ,magnetic resonance imaging ,inter-observer agreement ,ankilozan spondilit ,manyetik rezonans görüntüleme ,gözlemciler arası uyum ,Medicine - Abstract
Introduction Axial spondyloarthritis has characteristic clinical features such as enthesitis, sacroiliitis and spondylitis, and extra-articular manifestations. Sacroiliitis (SI) occurs as a result of inflammation of the sacroiliac joint. Magnetic resonance imaging (MRI) of sacroiliac (SI) joints is used to detect early sacroiliitis. Sometimes, there can be variations in the interpretation of MRI findings of the SI joint among observers. Our aim was to investigate the inter-observer agreement among the observers. Materials and methods The study included the MRI results of 1150 patients who were diagnosed with active or chronic sacroiliitis based on the findings from sacroiliac MRIs, or whose MRI was deemed indicative of sacroiliitis by the rheumatologist. 1150 MRIs were re-evaluated by a different and expert radiologist. Results Out of the total 1150 patients investigated within the scope of this study. A statistically significant disparity emerged between the assessments provided by the expert radiologists and those obtained from outsourced radiologist evaluations. Conclusion The diagnosis of spondyloarthropathy may be delayed for some reasons. If the patient's clinic and MRI report are not consistent, the patient should not be removed from follow-up.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
18. Disability in Patients with Spinal Cord Injury and Chronic Renal Failure
- Author
-
Işıl Üstün, Evrim Coşkun, Demet Ofluoğlu, Metin Karataş, and Ülkem Çakır
- Subjects
chronic renal failure ,disability ,hemodialysis ,spinal cord injury. ,Medicine - Abstract
INTRODUCTION: This study aimed to compare the status of disability between chronic renal failure patients who underwent hemodialysis (HD) and patients with paraplegia due to spinal cord injuries. METHODS: Thirty chronic renal failure patients (12 women and 18 men) who have been receiving regular HD treatment (HD group) and 30 paraplegic patients (Paraplegic group) (22 women and 8 men) defined by Spinal Cord Injury Association were recruited to the study. All sociodemographical characteristics and brief personal information about the dialysis and paraplegic patients were recorded. The disability status was analyzed by Craig Handicap Assessment and Reporting Technique Short Form (CHART-SF). RESULTS: The mean ages of patients were 39.40+-6.81 in HD and 36.17+-8.92 years in the spinal cord injury group (p>0.05). According to CHART subgroup analysis, the physical independence level was 89.20+-21.43 and 77.87+-33.25 (p>0.05); cognitive evaluation was 91.97+-18.15 and 77.63+-33.25 (p0.05); roles and activities status were 24.58+-35.10 and 38.75+-40.22 (p>0.05); social integration was 70.37+-16.30 and 64.37+-22,64 (p>0.05); in HD and paraplegic group, respectively. DISCUSSION AND CONCLUSION: Although there is no physically handicapped state in HD patients, the severity of disability level is considered to be as high as in paraplegic patients.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
19. Determination of the amount of litterfall according to the development stages and of the carbon stock input into the litter in the oriental beech forests in the Marmara Region
- Author
-
Rıza Karataş, Özgür Kiracıoğlu, and Şükrü Teoman Güner
- Subjects
fagus orientalis ,climate change ,litter ,carbon ,i̇klim değişikliği ,ölü örtü ,karbon ,Forestry ,SD1-669.5 - Abstract
This study was carried out in order to reveal the amount of litterfall according to the development stages in the oriental beech forests in the Marmara Region and the carbon stocks input into forest floor in this way. The research was conducted in a total of 18 sample plots, which differ in terms of aspect, elevation, slope, slope position and stand development stages namely the b (dbh=8.0-19,9 cm), c (dbh=20.0-35.9 cm) and d stages (dbh=36.0-51.9 cm). Five litter traps (50×50 cm) were set up each sample plot and litterfall material was collected monthly for three years. The litterfall materials taken from the field were separated into their components (leaf, branch, bark, miscellaneous) in the laboratory, dried at 65 °C until they reached a constant weight and weighed. Afterwards, carbon analysis was performed on the milled samples. The amount of litterfall in one-hectare area was determined by using the conversion coefficient to hectares of the masses of the litterfall components collected from the traps. Then, these values were multiplied by the carbon concentration obtained as a result of the analysis, and the carbon stocks into forest floor through litterfall in a hectare area were calculated. The data were evaluated with variance, correlation and stepwise multiple regression analyzes. According to the results of the research, the amount of litterfall increased depending on the growth of the development stage and the total litterfall ranged between 3959 and 5698 kg/ha/year. The weighted carbon concentration of the litterfall was determined to be 50.3%. C stock, which enters the forest floor with total litterfall, varies between 1988-2857 kg/ha/year according to the development stages. Total litterfall in beech forests was estimated by stand characteristics, climatic characteristics and physiographic factors. Using the models obtained, the amount of annual litterfall can be estimated in the beech stands in the region and in similar sites. The findings of this research can be used in modeling studies, which are among the long-term goals of the Land Use, Land Use Change and Forestry sector.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
20. Metin Erksan’s 'Avant-Garde' Television Movies
- Author
-
M. Safa KARATAŞ
- Subjects
Arts in general ,NX1-820 - Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
21. Reading the Story of 'Tahsin from Erzurum' in the Context of the Hero’s Tragedy
- Author
-
Turan KARATAŞ
- Subjects
History of Civilization ,CB3-482 ,Language and Literature - Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
22. The Exercise Recommendation for Patients with Osteoporosis: Which Type of Exercise and When?
- Author
-
Dilek Eker Büyükşireci, Levent Karataş, and Jale Meray
- Subjects
osteoporosis ,exercise ,prevention of bone health ,Medicine ,Other systems of medicine ,RZ201-999 - Abstract
Exercises are crucial for enhancing and maintaining bone and muscle health. ‘Preventative Strategies’ including certain exercises are fundamental in osteosarcopenia’s management. Determining the Frequency, Intensity, Time, and Type are major elements of prescribing an effective exercise program for osteoporosis. Patients with osteoporosis may need modifications in exercise programs due to pain, kyphosis, poor balance, arthritis, frailty, neuromuscular impairments, and cardiovascular and/or pulmonary diseases. In addition, specific exercises for accompanying disorders should be given priority. Consequently, exercise recommendations for osteoporosis must be target-specific, safe, effective, and tailored to patients’ needs.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
23. AVRUPA YEŞİL MUTABAKAT I 55’E UYUM: TÜRK LOJİSTİK SEKTÖRÜ ÜZERİNE İNCELEME
- Author
-
Gülenay Atakan, Büşra Garip, Ayşegül Karataş, and Hakan Tunahan
- Subjects
avrupa yeşil mutabakatı ,55’e uyum ,türk lojistik sektörü ,hazır bulunuşluk ,Political science ,Political science (General) ,JA1-92 - Abstract
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat 55’e Uyum (Fit for 55) ile 2050 yılına kadar karbon-nötr bir kıta olma amacı Türk firmalarını ilgilendirmektedir. Bu çalışma, lojistik işletmeleri, meslek örgütleri ve ilişkili kamu kurumlarının 55’e uyuma ne derece hazır olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Araştırma verileri 120 kurumdan çevrimiçi anket ile toplanmıştır. Hazır bulunuşluk boyutlarının bilişsel, operasyonel, altyapı ve süreç olduğu görülmektedir. Türk lojistik sektörü Fit for 55’e bilişsel ve operasyonel alanlarda görece hazır, ancak altyapı eksiklikleri yoğundur. Kamu ve sektör temsilcilerinin arasında sürece yönelik belirsizliğin hâkim olduğu gözlemlenmesine rağmen, görüşlerinin genel olarak paralel olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte kamu desteklerinin yeterliliği, çevreci anlayışın benimsenmesi ve lojistik altyapı hazır bulunuşluğu konusunda fikirler farklılaşmaktadır.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
24. Hanefî Usûlünde Hissî-Şer’î Fiil Ayrımının Mahiyeti Üzerine
- Author
-
Fatih Karataş
- Subjects
usûl al-fiqh ,prohibition ,shar'i act ,sentimental act ,kabih li-aynihi (intrinsically bad) ,kabih li-gayrihi (bad for another reason) ,fıkıh ,fıkıh usûlü ,nehiy ,şer'î fiil ,hissî fiil ,kabih li-aynihi ,kabih li-gayrihi ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Fıkıh usûlünün en önemli tartışma konularından biri de nehyin fesada delaletidir. Hanefî usûlcüler, bu tartışmada benimsedikleri görüşü temellendirmek ve izah etmek için mükellefin fillerini hissî ve şer’î fiil şeklinde iki kısma ayırmaktadırlar. Onlar, normal şartlarda nehyin hissî fiilleri batıl kıldığını kabul ederken; şer’î fiillerin ise nehye rağmen, aslen meşruiyetlerini sürdürmekte olduğunu benimsemişlerdir. Genel itibariyle Hanefî olmayan usûlcüler, hissî fiillerdeki nehiylerin sonucu ile ilgili olarak Hanefîlerle aynı görüşte olmakla birlikte şer’î fiillerde nehyin yine butlanı gerektirdiğini benimsemişlerdir. Bu tartışma ile ilgili olarak tarafların delil, itiraz ve cevapları birçok usûl eserinde mevcuttur. İlgili tartışmada Hanefîlerin mükelleflerin fiillerine yönelik olarak yaptıkları hissî ve şer’î fiil ayrımı, dönemin usûl mantığı açısından ileri bir seviyedir. Ancak nehyin kubuh ve fesada delaleti izah edilirken; usûl eserlerinde verilen konuyla ilgili bazı örneklerin problemli olduğu dikkat çekmektedir. Bu örnekler zina, hayız hâlindeki zevceyle cinsel mukarenet ve nüşûzun kendisinden kaynaklanması durumunda kocanın karısından muhâlaa bedeli almasıdır. Birinci meseledeki problemin, nehiy konusu fiilin “cinsel mukarenet” üzerinden değerlendirilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu şekildeki bir yaklaşım, zinanın li-gayrihi kabih olarak kabul edilmesine neden olmuştur. Oysa ilgili nassta yasağa konu olan eylemin cinsel mukarenet değil de zina olması göz önünde bulundurulduğunda; zinanın li-aynihi kabih olarak görülmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. İkinci ve üçüncü meseledeki problem ise her ikisinin de hissî fiil olarak kabullenilmesidir. Hanefîlerdeki kural, hissî fiiller hakkındaki nehyin bu tür fiilleri batıl kılması şeklindedir. Hayız hâlinde cinsel mukarenet ve muhâlaa bedeli almak hissî birer fiil olarak kabul edilince; kural gereği bu fiillerin hiçbir hukukî sonuç doğurmaması gerekmektedir. Hâlbuki her iki fiilin de birtakım hukukî sonuçlarının varlığı bilinmektedir. İşte bu çelişkiyi gidermek için her iki meselede de bir nebze tekellüf içeren açıklamaların yapıldığı görülmektedir. Özellikle son iki meselede, hissî ve şer’î fiillerin mahiyetleri ve bu iki tür fiili birbirinden ayıran temel kıstasın ne olduğu hususunun büyük önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu iki kavramın tanımlarının tahlil edilmesi gerekmektedir. Klasik usûl eserlerindeki tanım ve açıklamalar incelendiğinde; hissî ve şer’î fiilleri birbirinden ayıran özelliğin tek olmadığı görülmektedir. Özellikle şer’î fiili hissî fiilden ayırt eden birden fazla yönünün olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu özelliklerden sadece birinin dikkate alınması durumunda; her bir fiile örnek olarak zikredilecek meselenin seçiminde hata yapılabilmektedir. Yukarıda sözü edilen ikinci ve üçüncü meseledeki problemin böyle bir durumdan kaynaklandığı öngörülmektedir. Her iki kavramın tanımları incelendiğinde; somut varlıklarının bulunması ve duyularla hissedilmesi açısından hem hissî hem de şer’î fiillerin ortak olduğu görülmektedir. Yine şeriatta her ikisi için de belirlenmiş birtakım hükümlerin bulunması yönüyle ortaktırlar. Şer’î fiili hissî fiilden ayırt eden temel özellikler ise onun şeriat tarafından temelde meşru kılınmış ve meşruiyetinin sağlanması için belirli bazı rükün ve şartları taşıması gerektiği bildirilmiş olmasıdır. Yani temelde meşruiyeti ve meşru olarak gerçekleşme şekli bildirilmiştir. Hissî fiil ise gerçekleşmesi konusunda şeriatın belirli bazı sınırlar çizmiş olmadığı fiil olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna göre hissî fiil, şeriattan önce de sonra da bilinen hâli üzere kalan, gerçekleşme şekline yönelik şeriatın belirlemede bulunmadığı fiildir. Bu özelliklerle birlikte düşünüldüğünde; hayız halinde cinsel mukarenet ve muhâlaa bedeli almanın şer’î birer fiil olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü her ikisi de temelde meşru kılınmış fiillerdir. İşte bu çalışma, bahsedilen örneklerdeki problemleri zikretmekle birlikte hissî ve şer’î fiillerin mahiyetini incelemektedir. Ancak bu iki husustan önce konunun Hanefîlerde hangi temel üzerinde izah edildiğini göstermek üzere nehyin fesada delaleti hususu da özetle sunulmuştur. Buradaki amaç, ilgili örnekleri tahlil etmek, hissî ve şer’î fiilin mahiyetlerini olabildiğince açık bir şekilde ifade edebilmek ve ikisini birbirinden ayıran temel kıstasa dikkat çekmektir. Dolayısıyla çalışmada belli başlı klasik Hanefî usûl eserlerindeki hissî ve şer’î fiillerin tanım ve mahiyetlerine dair açıklamalar incelenmiş, değerlendirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak çalışmada, şer’î fiili hissî fiilden ayırmak için bunların sadece maddî (hislerle algılanabilen) ve şer’î varlığını dikkate almakla yetinmenin yanıltıcı olabileceğine ulaşılmıştır. Dolayısıyla şeriatta temelde meşru kılınmış olan eylemlerin veya şer’î bir fiil içerisinde vuku bulan maddî eylemlerin de şer’î bir fiil olarak kabul edilmesi gerektiği kanaati hâsıl olmuştur.
- Published
- 2023
25. Sheikh Muṣṭafā Dagistānī (1824-1909)
- Author
-
Kevser Kıvanç Karataş
- Subjects
sheikh muṣṭafā dagestānī ,dagestan ,senirkent ,naqshbandiyya ,mawlānā khālid al-baghdādī ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
The land of the Ottomans had witnessed many migration movements. Dagestan and the people of Dagestan are one of the most oppressed groups under the threat of Russia. In this article, I will touch upon the detailed biography of a Naqshī-Khālidī sheikh of Senirkent-Isparta who was separated from his family at a very young age. The short history of the lands of North and South Dagestan is also included in the article. He was one of the sheiks of Khālidī branch of Naqshbandiyya Sūfī order, which was established by Mawlānā Khālid al-Baghdādī and the most widespread Sūfī order at that time in the Ottoman lands. This article will further include Muṣṭafā Dagestānī`s connections with the renowned scholars and Sūfī masters of his time. While narrating his life story, I will demonstrate the relationships among the Sūfī masters and how the scholarly life of the intellects intertwined in the first quarter of the 19th century in Western Anatolia as well. Moreover, this article will encompass recently acquired family archives as sources of his biography and networks.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
26. TÜRKİYE’DE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ SÜRECİNDE MUHALİF BİR FİGÜR: NURİ DEMİRAĞ VE MİLLİ KALKINMA PARTİSİ
- Author
-
Yeter Solak and Murat Karataş
- Subjects
nuri demirağ ,milli kalkınma partisi ,cumhuriyet halk partisi ,demokrat party. ,national development party ,republicanpeople’sparty ,democratparty. ,History (General) ,D1-2009 - Abstract
Türkiye’de 1923-1945 dönemindesiyasal hayat tek partili özelliği göstermektedir. 1939-1945 yıllarında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’na girmeyen Türkiye gerek savaş sürecinde gerekse de savaş sonrasında savaşın getirdiği birtakım olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu olumsuzluklar dış ve iç etmenlerin etkisiyle iktidar üzerinde çok partili yaşama geçme konusunda zorlayıcı bir etki yaratmıştır. Türkiye’de gerek iç gerekse de dış şartların zorlamasıyla çok partili hayata geçmek için adım atmaya hazırlandığı sırada Nuri Demirağ Milli Kalkınma Partisi’ni kurmuştur. Parti, siyasal hayatımızda etkin bir varlık gösteremese de partini kuruluşu demokrasi kültürünün tesisi ve çok partili yaşama geçiş döneminde önemli bir katkı sunmuştur. Partinin kurucusu ve başkanı olarak Nuri Demirağ’ın bütün çabalarına rağmen parti içi karışıklıkların sonlanmayışı ve parti etkinliklerinin yanlış noktalardan değerlendirilmesi, partinin siyasal yaşamda silikleşmesine yol açmıştır. 1957 yılında da parti başkanı Nuri Demirağ’ın ölümü üzerine parti kurulunun toplanamaması nedeniyle Milli kalkınma Partisi’nin siyasal yaşamımızdaki varlığı sesiz sedasız bir şekilde sonlanmıştır. Çalışmam bu manada siyasal yaşamımızdaki demokratikleşme süreci adına önemli bir noktada duran Milli Kalkınma Partisi’nin siyasal serüvenini ele almak ve kurucusu olan Nuri Demirağ’ın süreçteki rolünü ortaya çıkarmayı hedefleyerek literatüre katkı sunma amacındadır.
- Published
- 2023
27. Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğreten Öğretim Elemanlarının Etkinlik Algılarına Yönelik Bir İnceleme
- Author
-
Arif Çerçi and Ahmet Gürkan Karataş
- Subjects
yabancı dil olarak türkçe öğretimi ,etkinlik ,algı ,göreve dayalı dil öğretimi ,Education (General) ,L7-991 - Abstract
Etkinlikler, dil öğretiminin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Günümüzde yazılan dil öğretim setlerinde görev temelli dil öğretiminin hâkim olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı yabancı dil olarak Türkçe öğreten öğretim elemanlarının etkinlik algısını belirlemektir. Bunun için alanyazın taraması yapılmış ve sorular hazırlanmıştır. Uzman görüşleri neticesinde dört soruluk yarı yapılandırılmış görüşme formu oluşturulmuş ve bu sorular 149 öğretim elemanına yanıtlamaları için yöneltilmiştir. Öğretim elemanlarının verdikleri cevaplar içerik analizi ile çözümlenmiştir. Toplanan veriler, MAXQDA programının 2018 yılında çıkan sürümü kullanılarak bilgisayar ortamında kodlanmıştır. Ardından kodlardan hareketle temalar oluşturulmuştur. Kodlayıcılar arası güvenirliği sağlamak amacıyla Huberman’ın formülünden yararlanılmıştır. Bu kapsamda güvenirlik yüzdesi % 88 olarak tespit edilmiştir. Çağdaş dil öğretiminin vazgeçilmez unsurlarından olan etkinlikleri öğretim elemanlarının eğitim sürecinde verimli bir biçimde kullanıp kullanmadığı önemlidir. Buradan hareketle öğretim elemanlarının etkinliklere yönelik algılarının tespiti, öğrenme öğretme süreci açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada öğretim elemanlarının etkinliklere yönelik algılarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında öğrenme öğretme sürecinde işe koşulan etkinlikler ile ilgili alanyazında yer alan diğer çalışmalar incelenmiş ve karşılaştırmalar yapılmıştır.
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
28. ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÇANAKKALE HALKEVLERİNİN VE HALKODALARININ KÜTÜPHANE FAALİYETLERİ (1932-1951)
- Author
-
Esmeray Karataş
- Subjects
people’s houses ,people ,çanakkale people’s house library ,early republican period ,halkevleri ,halkodaları ,çanakkale halkevi kütüphaneleri ,erken cumhuriyet dönemi. ,History (General) ,D1-2009 - Abstract
Bu çalışmanın amacı 1932 ile 1951 yılları arasında Çanakkale’de faaliyet gösteren Halkevlerinin ve Halkodalarının kütüphane çalışmalarını incelemektir. Çalışmada belgesel kaynak tarama yöntemiyle dönemin rapor, yazışma, kitap, dergi gibi önemli belgeleri incelenmiştir. Elde edilen bilgiler kütüphanenin beş unsuru olan bina, personel, bütçe, derme ve kullanıcı perspektifinden analiz edilmiştir. Çanakkale’de; Çanakkale, Gelibolu, Bayramiç, Eceabat, Ayvacık, Biga, Ezine, Lapseki olmak üzere 8 Halkevi ve 92 Halkodası olduğu tespit edilmiştir. Çanakkale Halkevi’nde aylığı 50 Liradan ve Biga Halkevi’nde yevmiyesi 1 Liradan birer kütüphane memuru çalıştırılmıştır. Çanakkale Halkevi Kütüphanesinin ilk dermesi Çanakkale Türk Ocağı’ndan kalma 300 adet kitaptır. Çanakkale Halkevi Kütüphanesi, kullanıcıların kütüphane kullanım oranını artırmak amacıyla gezici kütüphane hizmeti sunmanın yanı sıra yayın faaliyetleri ile de kullanıcılara ulaşmıştır. Çanakkale Halkevi Kütüphane ve Neşriyat Şubesi yayın çalışmaları; Anafarta Dergisi, Köylü Duvar Gazetesi, Çanakkale Vilayet Gazetesi’nde yayımlanan Halkevinden Halka isimli yazı dizisi ile Dünden Bugüne Çanakkale ve Cumhuriyet’in 15’inci Yılında Çanakkale isimli kitaplardır. Çanakkale Halkevleri ve Halkodaları, diğerleri gibi ülke genelinde resmi olarak 1951 yılında kapatılmıştır. Kütüphanelerin ve kitapların akıbeti hakkında kapsamlı ve yeterli bilgiye ulaşılamamıştır.
- Published
- 2023
29. Cerebellin and Catecholamines in Newly Diagnosed Hypertension With and Without Diabetes Mellitus
- Author
-
Sedat Çiçek, Kader Uğur, Erhan Önalan, Burkay Yakar, Süleyman Aydın, Meltem Yardım, İbrahim Şahin, Ahmet Karataş, and Faruk Kılınç
- Subjects
Medicine - Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
30. COVID-19 Aşısı İçin Ödeme İstekliliği
- Author
-
Pınar Yalçın Balçık and Yunus Emre Karataş
- Subjects
willingness to pay ,covid-19 ,vaccine ,ödeme i̇stekliliği ,aşı ,Medicine - Abstract
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), etkili tedavilere ek olarak pandemiyi kontrol edebilmek için aşıların geliştirilmesi önceliğini vurgulamaktadır. Etkili sağlık politikalarının belirlenmesi için COVID-19 aşılarının kabul edilebilirliğinin ve aşı için ödeme istekliliğinin bilinmesinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışma, bireylerin COVID-19 aşısı için ödeme istekliliğini ve ödeme istekliliğini etkileyen etmenleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada, COVID-19 aşısı için ödeme istekliliğini inceleyen araştırmalar sistematik olarak derlenmiştir. Farklı ülkelerde yapılan çalışmalar katılımcıların yüksek oranda aşılama niyetinin olduğunu ve COVID-19 aşısı için ödeme istekliliğinin 6,81-291 USD arasında değiştiğini göstermektedir. Aylık gelirin daha yüksek olması ve COVID-19 ile enfekte olma riskinin daha yüksek algılanması ödeme istekliliği ile ilişkili bulunmuştur. Bireylerin COVID-19 aşı maliyetine gelirleri ölçüsünde katkı sağlamasının kamu sağlık harcaması üzerindeki yükü azaltabileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, yeterince yüksek bir aşı kapsamı elde etmek için aşıların sübvanse edilmesi gerekmektedir.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
31. Kur’an’da Kelime Kavramı
- Author
-
Yahya Karataş
- Subjects
quran ,word ,concept ,principle ,law ,kur'an ,kelime ,kavram ,i̇lke ,yasa ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Kur’an, indirildiği toplumun kullandığı iletişim dilini esas alan bir hitap tarzına sahip ilâhî vahiydir. Bu yüzden ilk muhataplar gelen vahyin dilini çoğunlukla anlamışlardır. Ancak Kur’an’ın önemli özelliklerinden birisi de bir kısım kavramı farklı manalarla kullanmasıdır. Bunlardan birisi de “kelime” kavramıdır. Kur’an’da toplam kırk altı kez geçen bu kavram bazen aynı anlamda, bazen de aldığı bazı eklerle beraber farklı anlamlara gelebilmiştir. Kelime, kelimetullah, kelim bunlardan bir kaçıdır. Bu kavram, hem geçtiği bağlama göre hem de ifade ettiği manaya göre Kur’an’ın farklı yerlerinde farklı anlamlar kazanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere Kur’an zaman zaman gönderildiği toplumun kullandığı kelime ve kavramlara müdahale etmiş ve farklı anlamlar yükleyebilmiştir.
- Published
- 2022
32. Klasizm ve Modernizm Bağlamında Halil Merdem Bek’in Şiir Anlayışı
- Author
-
Yusuf Karataş and Süleyman Can
- Subjects
arabic literature ,classical poetry ,modern poetry ,style ,arap edebiyatı ,halil merdem bek ,klasik şiir ,modernşiir ,üslup. ,Philosophy. Psychology. Religion - Abstract
Öz: Osmanlı ve Suriye tarihinin en buhranlı günlerinde yaşayan Halil Merdem Bek,Suriye’nin yetiştirdiği önde gelen edebiyatçı ve şairlerdendir. O, gerçek edebiyatçının sadece klasik Arap edebiyatıyla yetinemeyeceğine; Arap edebiyatının yanında batı edebiyatı ve fikirlerini de iyi bilmesi gerektiğine inanmaktadır. Bundan dolayı Mehcer ve İhyâ grubu gibi edebî ekollerin yanında Avrupa’daki edebî akımlarla da ilgilenmiş, bunun için İngiltere’de doktora eğitimi almıştır.Yazdığı şiirlerinde hocalarının, modern edebî grupların ve Avrupa’nın etkisigörülmektedir.Şiirlerinde kimi zaman beyitler arasındaki konu birliğine riayet etmiş, kimi zaman da farklı konular işlemiştir. Bir yandan dili düzgün kullanmaya dikkat ederek sağlam terkiplerle kafiyeli şiirler yazarak klasik üsluba uygun şiirler yazarkendiğer yandan da farklı tema ve cümle kurgularıyla modern edebî üslubu şiirlerine yansıtmayı başarmıştır. Bu çalışmanın konusu, Halil Merdem Bek’in hayatına kısaca yer verilmesi, eğitim durumu ve edebî kişiliğinin incelenmesi şeklindeolmaktadır. Sonra edebî kişiliğini etkileyen faktörler olan hocaları,Mehcer ve İhyâ grubuna olan ilgisi ile İngiltere’de aldığı doktora eğitimi üzerinde durulmuştur. Daha sonra daşiirinin dil ve üslup özellikleri incelenmiştir. Aynı andaklasik ve modern şiire olan eğilimi üzerinde durulmuştur.Bu bağlamda elde edilen bilgilerle sonuç kısmında konuyla ilgili değerlendirme yapılmıştır.
- Published
- 2022
33. Effect of Education and Regular Examination on the Prevalence of Head Louse Infestations in Adana
- Author
-
Hakan Kavur, Halil Özkurt, Fatma Büyükkatran, Gülşah Evyapan, Sümeyye Kalkan, Zehra Çelik, Emine Kurcan, Duran Ali Karataş, and Davut Alptekin
- Subjects
head lice ,pediculosis ,education ,combing ,prevalence ,Medicine ,Infectious and parasitic diseases ,RC109-216 - Abstract
Objective:The current study provides training to parents and teachers about pediculosis in schools in three villages in Adana to measure their knowledge level by conducting surveys and to determine the prevalence of pediculosis in these foci.Methods:Pre- and post-questionnaires including 30 questions about pediculosis were handed to parents and teachers. The answers were analyzed with the Pearson correlation analysis. Overall, 418 school pupils s were examined for lice. The results of the head louse control were analyzed by the chi-square test and t-test.Results:We observed that the level of awareness increased in parents and teachers. Additionally, the gender of both teachers and parents was determined as the most important factor in increasing this awareness. Because of interventions for the control of head and lice, the prevalence of pediculosis decreased from 15.22% to 1.71%.Conclusion:It is very important that parents and teachers are aware of the health problems related to pediculosis, while regular combing of school children may be essential for the control of this common infestation.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
34. Logbook of a Retinal Autograft
- Author
-
Dilek Güven, Cengiz Gül, Zeynep Yılmaz, and Mehmet Egemen Karataş
- Subjects
macular hole ,retinal detachment ,retinal autograft ,free autologous retina graft ,optical coherence tomography ,oct angiography ,Medicine ,Ophthalmology ,RE1-994 - Abstract
This study aimed to evaluate the prognosis of a retinal autograft that was used to treat a macular hole that occurred after repeated vitreoretinal surgeries. A patient underwent repeated vitreoretinal surgery due to retinal detachment in the right eye, and the internal limiting membrane was also removed during the surgeries. After silicone oil removal, the patient developed recurrent retinal detachment and macular hole, and for this reason a retinal autograft was applied to the macular hole and silicone tamponade was administered. The silicone oil was removed at postoperative 7 months, and the macular hole was observed to be closed on fundus examination at 18 months. The final visual acuity was 5/100. On optical coherence tomography (OCT), the hole in the detached retina was measured as 600 µm in diameter preoperatively, 1020 µm on the first postoperative day, gradually narrowed to 765 µm, and graft integration occurred. During follow-up, the accumulation of hyperreflective spots persisted on the inner surface of the graft tissue and in all vertically extending sections. In en face sections, it appeared as a hyperreflective arc between the graft and host retina with a shadowing artefact. In OCT angiography evaluation, a punctate multiple blood flow signal in the vertical axis of the graft was detected in the early phase at 3 months. This finding persisted at 1 month after silicone removal, and the flow signal disappeared with resorption of the cystic edema. These flow signals were in the same location as the areas of hyperreflective spots on structural OCT. In conclusion, structural OCT and OCT angiography are effective methods for the follow-up of retinal autograft integration into host tissue.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
35. MODEL BİR ŞEV İLE DEPREM ÖZELLİKLERİNİN ŞEV STABİLİTESİNE ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
- Author
-
Fatih Karataş, Selman Kahraman, and İnan Keskin
- Subjects
şev stabilitesi ,sismik analiz ,sonlu elemanlar yöntemi ,dinamik analiz. ,slope stability ,seismic analysis ,finite element method ,dynamic analysis. ,Technology ,Engineering (General). Civil engineering (General) ,TA1-2040 - Abstract
Bu çalışmada, geoteknik mühendisliğinin başlıca konuları arasında yer alan güvenli şevlerin tasarımı konusu incelenmiştir. Güvenli şevlerin tasarımı için dikkat edilmesi gereken statik yükler kadar önemli bir diğer etken ise, sismik yüklerdir. Sismik yükler altında şev davranışının irdelenmesi niyetiyle tasarlanmış olan model şeve farklı özellikteki depremler etki ettirilerek sonlu eleman yazılımı ile bir dizi şev stabilite analizleri yapılmıştır. Bu kapsamda tasarlanan model şev, farklı özelliklerdeki senaryolar ile çeşitli bölgelerde meydana gelmiş, çok sayıda istasyon ölçümleri bulunan 12 adet gerçek deprem kayıt verisi ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak, bu depremlerin tasarlanmış olan model şevin stabilitesine olan etkileri ortaya koyulmuş ve elde edilen veriler doğrultusunda şev tasarımında daha güvenli ve daha ekonomik sonuçlar alınması için dikkat edilmesi gereken hususlara değinilmiştir.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
36. Dijital Pazarlama Çağında Instagram Fenomenlerinin Tüketici Satın Alma Davranışlarına Etkisi
- Author
-
Merve Karataş and Hasan Selçuk Eti
- Subjects
digital marketing ,influencer ,social media ,infulencar marketing ,instagram ,dijital pazarlama ,fenomen ,sosyal medya ,fenomen pazarlaması ,instagram. ,Electronic computers. Computer science ,QA75.5-76.95 ,Technology (General) ,T1-995 ,Communication. Mass media ,P87-96 - Abstract
Pazarlama dünyasına yeni bir soluk getiren dijital pazarlama, işletmeler arasında yaygın bir şekilde tercih edilmektedir. Dijital dünya sayesinde alışveriş kavramı da değişmiş ve online alışveriş çok sık bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Sosyal ağların sık kullanıldığı günümüzde bu alanlar üzerinden insanlara erişim oldukça kolaylaşmıştır.Araştırmanın amacı Instagram fenomenlerinin sosyal medya pazarlaması kapsamında yaptıkları ürün/mal/hizmet reklamlarının Instagram uygulaması üzerinde tüketicilerin satın alma niyetine etkisini araştırmaktır. Bu nedenle araştırma kapsamında, çevrimiçi anket yöntemiyle 315 veri elde edilmiştir. Söz konusu veriler Kolmogorov-Smirnov, Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis H, Korelasyon, Ki Kare, Sobel testleri ve Spearman korelasyon katsayısı, regresyon analizleri ile incelenmiştir. Bu çalışma fenomen pazarlama kapsamında Instagram kullanıcılarının bakış açısından yapılan nicel bir araştırmadır. Araştırma sonucu kaynak çekiciliğinin reklama yönelik tutumla aracılık etkisinin olduğunu ve satın alma niyetine etki ettiği sonucuna varılmıştır. Kaynak güvenirliliğini reklama yönelik tutumla aracılık etkisine sahip olmadığını fakat satın alma niyeti üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Kaynak uzmanlığının reklama yönelik tutuma etki ettiğini ve satın alma niyetine etki ettiği sonucuna varılmıştır. Aracı değişken olan reklama yönelik tutumun satın alma niyetine olumlu etkisi olduğu saptanmıştır. Kaynak çekiciliği ve uzmanlığının, güvenilirliğe göre satın alma niyeti ile daha ilişkili olduğu görülmüştür.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
37. BİREYSEL EMEKLİLİK ŞİRKETLERİNİN FON YAPILARININ ENFLASYON İLE NEDENSELLİK İLİŞKİSİ
- Author
-
Nilüfer Dalkılıç and Mehmet Karataş
- Subjects
bireysel emeklilik ,nedensellik analizi ,enflasyon ,tasarruf ,private pension ,causality analysis ,ınflation ,savings ,Economics as a science ,HB71-74 - Abstract
Ülkemizde devlet teşvikiyle büyüme kazanan bireysel emeklilik sistemi bireylerin gelecek yıllardaki ihtiyaçlarını azaltmak adına oldukça önemli bir sistem tamamlayıcısı olmuştur. Çalışmada ülkemizde faaliyet gösteren bireysel emeklilik şirketlerinin fon yapıları incelenerek 5 (beş) yıllık bir zaman içinde katılımcılardan elde edilen fon tutarları bulunmuştur. Bu fonlar aylık bir veri seti haline getirilmiştir. Çalışmada 01/2015-12/2020 dönemi aylık veriler kullanılmıştır. Verilerin izlendiği ayların TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranları ile kıyaslama yapılarak, katılımcılardan elde edilen fonların enflasyon üzerindeki etkisini gelecek aylarda oluşabilecek artış veya azalışları öngörülmüştür. Çalışmadan elde edilen ampirik bulgular doğrultusunda enflasyon ile bireysel emeklilik fonlarının aylık ortalama getirileri arasında iki yönlü nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Türkiye’de bireylerin bireysel emeklilik sistemine dahil olma sebeplerinden birinin artan enflasyon karşısında kendilerine birikim alanı oluşturarak geleceğe yönelik planlara uygun ortamı hazırladıkları söylenebilir.
- Published
- 2022
38. Zekiyüddîn Şâbân’ın Usûlü’l-Fıkh’ında Hanefî Usûlüne Yönelik Tenkitlerinin Değerlendirilmesi
- Author
-
Fatih Karataş
- Subjects
fıkıh ,fıkıh usûlü ,hanefî usûlü ,zekiyüddîn şâbân ,tenkit ,fiqh ,usul al-fiqh ,hanafi method ,zakiyuddin shaban ,criticism ,Islamic law ,KBP1-4860 - Abstract
Varoluşundan bu yana Hanefî mezhebine yönelik tenkitlerin yapıldığı bir vakıadır. Gerek cedel ortamlarında gerekse ilmî eserlerde “reʾy ile amel etme”, “hadis bilmeme”, “âhâd hadislerle amel etmeme”, “istihsânla hüküm verme” başta olmak üzere çeşitli konularda Hanefîlere itirazlar yöneltilmiştir. İlmî metotlara uygun olarak yapılan ve isabetli olan itirazların yanında böyle olmayanlarla da karşılaşılabilmektedir. Günümüzde daha çok ders kitabı mâhiyetinde hazırlanan usûl-ı fıkıh kitaplarında da bu hususun varlığı dikkat çekmektedir. Bu gibi tenkitlerin bu türden kitaplarda yer almasının ne kadar doğru olduğu bir yana çoğu zaman öznel olmaları da ayrı bir tartışma konusudur. Bahsettiğimiz özelliği taşıyan kitaplardan biri de Zekiyüddîn Şâbân’ın telif ettiği “Usûlü’l-fıkhi’l-İslâmî” adlı eseridir. Bu eser, İbrahim Kâfi Dönmez tarafından Türkçeye tercüme edilmiş ve basıldığı 1990 yılından bu yana ilâhiyât fakültelerinin fıkıh usûlü derslerinde en çok takip edilen ders kitaplarından biri olmuştur. Eserde Hanefîlerin bazı usûl görüşleri hakkında yer alan kimi tenkitlerin isabetli olmadığı ve yerinde yapılmadığı görülmektedir. Bunun yanı sıra eserde yer yer Hanefî usûl anlayışı aleyhinde birtakım sübjektif değerlendirmelerin yer alması dikkat çekmektedir. Ders kitabı olarak hazırlanmış eserlerde temel gaye, ilgili ilim dalının temel meselelerini öğretmektir. Dolayısıyla tartışmalı meselelerde farklı görüşler dile getirilse de bunların delillerinin incelenmesi ve görüşler arasında tercih yapılmasına genellikle yer verilmez. Çünkü bu gibi detaylar, özel araştırma ve incelemeyi gerektirdiğinden ayrı çalışmalarla ortaya konur. Ayrıca ihtilâflı görüşlerden birinin tenkit edilmesi ve zaman zaman bu tenkitlerde sübjektif değerlendirmelere yer verilmesi, sözü edilen temel gayeyi aşabilmektedir. Bu durum, fıkıh usûlü gibi çoğunlukla ilâhiyât öğrencilerinin ilk kez okudukları bir ders için söz konusu olunca; onların zihinlerinde ilgili görüş hakkında soru işaretlerine, hatta yanlış bilgilenmeye sebep olabilmektedir. Bu nedenle Zekiyüddîn Şâbân’ın usûl kitabındaki Hanefîlere yönelik bu tenkitlerinin değerlendirilmesi bir ihtiyaç olarak durmaktaydı. Zekiyüddîn Şâbân, kısaca ifade edilecek olursa, eserinde Hanefîlere özellikle şu noktalarda tenkit yöneltmiştir: Hanefî usûl kuralları oluşum sürecinde istikrarlı olmayıp zamanla değişikliklere maruz kalmıştır. Yine usûl kuralları tespit edilirken mezhep içi görüşlerle çelişmeme kaygısı taşınmış ve bu kurallar objektif kriterlerle belirlenmemiştir. Âhâd hadislerin hüccet oluşu ile ilgili Hanefîler kendi kurallarına aykırı davranmışlardır. Hanefî fıkhında betimlenen sükûtî icmâ örnekleri usûl ilmindeki icmâ anlayışına uygun düşmemektedir. Hanefîlerin farz ve vâcip ayırımı yapmaları bir yönüyle makul değildir. Hanefî usûl eserlerinde bazen isabetsiz örnekler yer almaktadır. Son olarak Hanefîler uzak tevîller yapmışlardır. Çalışmada bu tenkitler, belli başlı Hanefî usûl ve fıkıh kaynakları muvâcehesinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın temel amacı, öncelikle eserde tenkit edilen Hanefî usûl görüşlerini, kaynaklarda geçtiği şekliyle zikrederek yazarın itirazlarındaki hatalı yönleri ortaya koymaktır. Bunun yanında özellikle ilâhiyât fakültelerindeki öğrenciler için Hanefî usûlü hakkında önyargılı bilgilenmeye sebep olabilecek bu gibi noktalara dikkat çekmek ve ders kitabı mâhiyetindeki eserlerde öznel değerlendirmelerin yer almasının uygun olmayacağına vurgu yapmaktır. Bu nedenle müellifin isabetli görülmeyen tenkitleri, ayrı ayrı ele alınarak Hanefî usûl kaynaklarındaki bilgiler ışığında değerlendirilmiştir. Çalışma, Hanefî mezhebine karşı tarih boyu zihinlerde yer edinmiş önyargılı bir bakışın günümüzde de bazı müelliflerde bulunduğunu ve bu durumun eserlerine yansıdığını göstermektedir. Diğer yandan gerek usûl gerekse fürû alanında bazı Hanefî görüşlerin tam manasıyla anlaşılamadığı düşünülmektedir. Ayrıca Hanefîlerin bazı görüşlerinin, kendi usûl anlayışıyla değil de cumhûrun usûl mantalitesi ile değerlendirildiği de görülmektedir. Önyargılı bakış açısı ile birlikte sözü edilen bu durum, Hanefî usûl düşüncesinin anlaşılmasının önünde, bir engel olarak durmaktadır.
- Published
- 2022
39. Diagnostic precision of C-reactive protein to albumin ratio for coagulopathy in patients with COVID-19
- Author
-
Oğuz Karabay, Ertuğrul Güçlü, Kubilay İşsever, Tezcan Kaya, and Gizem Karataş Kılıçcıoğlu
- Subjects
albumin ,crp ,koagülopati ,d-dimer ,cpr ,coagulopathy ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
Purpose: This study aims to assess the diagnostic utility of C-reactive protein (CRP) to albumin ratio (CAR) for predicting elevated D-dimer levels in COVID-19. Materials and Methods: This retrospective cohort study collected data from 145 hospitalized patients with confirmed COVID-19 in a university hospital. Patients were divided into two groups based on their D-dimer levels, as elevated D‐dimer levels and normal D-dimer levels. Demographic data, comorbidities, clinical symptoms, CAR, and laboratory results were obtained from the patients’ medical records and compared between the groups. Results: The mean age of patients was 52.9±17.9 years, and 76 of them were male. The median of CAR was significantly higher in those with higher D-dimer (134.1 vs. 20.7). CRP, procalcitonin, leukocyte, neutrophil, lactate dehydrogenase, ferritin, and fibrinogen were higher in patients with elevated D-dimer levels. There was a highly significant positive correlation between CAR and D-Dimer. Logistic regression analysis revealed that CAR was a significant determinant for elevated D‐dimer levels . The area under the ROC curve (AUC) was 0.741 for CAR. The verified cut-off value of CAR for predicting elevated D‐dimer levels in patients with COVID-19 was 81.8, with a sensitivity of 58% and a specificity of 70%. Conclusion: Our study revealed that CAR was significantly correlated with D-dimer and can be used to predict elevated D‐dimer levels in patients with COVID-19.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
40. Ekonomik Büyüme ve Teknolojik Gelişmeler: Bir Nedensellik Analizi(Economic Growth and Technological Development: A Causality Analysis)
- Author
-
Aslı KARATAŞ
- Subjects
economic growth ,patents ,panel causality ,Management. Industrial management ,HD28-70 ,Economics as a science ,HB71-74 - Abstract
The world economies put emphasis on economic growth in order to adapt severe competition conditions brought by globalization and to increase the level of prosperity. There are various sources of economic growth. One of the most important of these resources is technological development. That concept contributes to economic growth by increasing productivity and reducing costs. The purpose of this study is to investigate the statistical validity of the economic relationship between patents, one of the indicators of technological development and economic growth. Panel causality analysis was used as for this purpose. The number of patent applications and the GDP data of 22 OECD countries between 1980 and 2019 were used as samples to test this relationship. These data were obtained from the World Bank statistical database. As a result, it has been determined that there is a causality relationship between technological development and economic growth.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
41. NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN ÖZEL GEREKSİNİMLİ AKRANLARINI SOSYAL KABULÜNE YÖNELİK ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASI.
- Author
-
ARSLAN, Erdinç and KARATAŞ, Zeynep
- Subjects
SOCIAL acceptance ,EXPLORATORY factor analysis ,CONFIRMATORY factor analysis ,SPECIAL needs students ,CRONBACH'S alpha - Abstract
Copyright of Mehmet Akif Ersoy University Journal of Education Faculty is the property of Mehmet Akif Ersoy Universitesi Egitim Fakultesi Dergisi and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
42. COVID-19 Enfeksiyonuyla Tetiklenen Eritema Nodozum Olgusu
- Author
-
Sümeyye Merve Türk, Zeynep Öztürk, Damla Karataş, and Emel Gönüllü
- Subjects
covid-19 ,eritema nodosum ,cilt lezyonları ,Medicine - Abstract
Eritema Nodozum (EN), palpasyonda ağrılı ve çoğunlukla bacak ve ayak bileklerinin ekstansör yüzlerinde lokalize olan ani gelişen eritematöz, nodül veya plaklarla karakterize pannikülitin en yaygın şeklidir. Nodüller tipik olarak 1-3 cm çapındadır. EN'nin %55 kadarı idiyopatik olarak kabul edilirken, en yaygın nedenler enfeksiyonlar, ilaçlar, sarkoidoz ve inflamatuvar barsak hastalığı gibi sistemik hastalıklar, hamilelik ve malignitedir. Bu çalışmada, COVID-19'un klinik bulgusu olarak bir eritema nodozum olgusunu sunuyoruz ve 77 yaşındaki bir kadında hastalığın seyrini tanımlıyoruz.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
43. Facebook'ta Verilen Reklamların, Reklam Güvenilirliği ve Bilgilendiriciliği Üzerindeki Etkisinin Araştırılması
- Author
-
İbrahim Atilla Karataş, İbrahim Aydın, Saim Sabah Kendir, and Bulut Dülek
- Subjects
facebook reklamları ,reklamın güvenilirliği ,reklamın bilgilendiriciliği ,facebook ads ,reliability of the advertisement ,informativeness of the advertisement ,Economics as a science ,HB71-74 - Abstract
Bu çalışmanın başlıca amacı Facebook’ta verilen reklamların, reklam güvenilirliği ve bilgilendiriciliği üzerindeki etkilerini farklı demografik değişkenleri de göz önünde bulundurarak araştırmaktır. Çalışmanın evreni Van’ın Erciş ilçesinde yaşayanlardır. Örneklem ise basit seçkisiz yöntem ile ulaşılan 426 kişidir. Çalışma verileri 2019’un ekim ve kasım aylarında yüz yüze anket yoluyla toplanmıştır. Çalışmanın bağımlı değişkenleri Facebook’ta verilen reklamların güvenilirliği (FRG) ve bilgilendiriciliği (FRB) iken bağımsız değişkenleri cinsiyet, eğitim durumu, yaş ve elde edilen gelirdir. Elde edilen sonuçlara göre Facebook’ta verilen reklamların bilgilendirici ve güvenilir olmadığı görülmüştür. Kadınlar ve erkekler arasında Facebook’ta verilen reklamların güvenilirliği ve bilgilendiriciliğine yönelik tutumda bir farklılığa rastlanmamış, farklı gelir düzeylerine sahip olanlarda ise Facebook’ta verilen reklamların güvenilirliği ve bilgilendiriciliğine yönelik tutuma olan etkisinde farklılığın olduğu görülmüştür. Elde edilen verilerin analizi için tek örneklem t testi, tek yönlü çok değişkenli varyans analizi ve tek faktörlü varyans analizi kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçekler, bu amaca uygun bir çalışmadan alınıp, uyarlama yapılarak kullanılmıştır.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
44. EVALUATION OF SOCIAL MEDIA USAGE OF UNIVERSITIES IN TURKEY: A QUALITATIVE APPLICATION FOR TWITTER POSTS
- Author
-
Engin YÜCEL and Ezgi KARATAŞ YÜCEL
- Subjects
social media ,universities ,twitter ,social media usage ,content analysis ,sosyal medya ,üniversite ,sosyal medya kullanımı ,i̇çerik analizi ,Social sciences (General) ,H1-99 - Abstract
ABSTRACT: Social media platforms can be described as the most important communication tools of the digital age. Using social media comes to forefront as a new norm in terms of increasing the institutional reputation and globalization of universities. Thanks to social media, universities catch an opportunity of communicating with current and new students, as well as to develop new projects, collaborations and other scientific research with individuals or institutions in many parts of the world. While many posts with different content are shared in the social media accounts of universities with thousands of followers, only the content that is deemed valuable by other social media accounts can create interaction. For this reason, the increase in content that is not considered valuable by the followers can reduce the effectiveness of the social media account. In this direction, within the scope of this research, it is intended to examine Twitter accounts of universities with content analysis method and to compare the posts made between universities. Based on this purpose, the findings obtained by examining the Twitter accounts of the ten universities with the highest globalization score in Turkey between April and September 2021 were examined on the basis of a systematic categorization and the findings were evaluated. According to the research findings, it has been concluded that the focus of posts on social media accounts of universities in Turkey consists of promotion and information activities. It has been observed that posts about academic activities were limited. It is predicted that universities' differentiation and enrichment of the content of their posts will increase the effectiveness of their social media accounts, and it is recommended to universities to include more scientific studies in the posts. ÖZ: Sosyal medya platformları, dijital çağın en önemli iletişim araçları olarak görülmektedir. Üniversitelerin kurumsal itibarının yükselmesi ve küreselleşmesi açısından sosyal medyanın kullanılması yeni bir norm olarak ön plana çıkmaktadır. Sosyal medya sayesinde üniversiteler, mevcut ve yeni öğrencilerle iletişim kurmanın yanı sıra dünyanın pek çok farklı bölgesindeki bireyler veya kurumlarla yeni projeler, işbirlikleri ve diğer bilimsel araştırmalar geliştirebilme fırsatını elde etmektedir. Üniversitelerin binlerce takipçiye sahip sosyal medya hesaplarında farklı içeriklere sahip pek çok paylaşım yapılmakla birlikte, yalnızca diğer sosyal medya hesapları tarafından değerli görülen içerikler etkileşim yaratabilmektedir. Bu nedenle, takipçiler tarafından değerli görülmeyen içeriklerin artması sosyal medya hesabının etkinliğini düşürebilmektedir. Bu doğrultuda, çalışma kapsamında üniversitelerin Twitter hesaplarının içerik analizi yöntemiyle incelenerek yapılan paylaşımların üniversiteler arası kıyaslanması amaçlanmıştır. Bu amaçtan yola çıkarak, Türkiye’de en yüksek küreselleşme skoruna sahip on üniversitenin Nisan – Eylül 2021 tarihleri arasında Twitter hesaplarından yaptığı paylaşımlar sistematik bir kategorizasyon temel alınarak incelenmiş ve elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre, Türkiye’deki üniversitelerin sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarının odağının tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinden oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır. Akademik faaliyetlerle ilgili paylaşımların ise sınırlı sayıda olduğu görülmüştür. Üniversitelerin; paylaşımlarının içeriklerini farklılaştırmalarının ve zenginleştirmelerinin sosyal medya hesabının etkinliğini arttıracağı öngörülmekte olup yapılan paylaşımlarda bilimsel çalışmalara daha fazla yer verilmesi önerilmektedir.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
45. Ali Akar, Gelibolulu Mustafa ʿâlî-Mirkâtü’l-Cihâd (Cihadın Basamakları)-Dil İncelemesi-Metin-Dizin, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2016.
- Author
-
Mustafa KARATAŞ
- Subjects
History of scholarship and learning. The humanities ,AZ20-999 ,Social sciences (General) ,H1-99 - Published
- 2022
46. Clinical Features of Untreated Type 2 Macular Telangiectasia and Efficacy of Anti-Vascular Endothelial Growth Factor Therapy in Macular Neovascularization
- Author
-
Müge Çoban Karataş, Gürsel Yılmaz, Aslıhan Yüce Sezen, and Çağla Sarıtürk
- Subjects
macular telangiectasia ,macular neovascularization ,anti-vegf treatment ,Medicine ,Ophthalmology ,RE1-994 - Abstract
Objectives:To compare best corrected visual acuity (BCVA), central macular thickness (CMT), and central choroidal thickness (CCT) in patients with type 2 macular telangiectasia (MacTel 2) and a control group and to evaluate the efficacy of intravitreal anti-vascular endothelial growth factor (anti-VEGF) treatment in MacTel 2 patients with macular neovascularization (MNV).Materials and Methods:We conducted a retrospective chart review of consecutive MacTel 2 patients who underwent a full ophthalmologic examination including BCVA and dilated fundus examination with slit-lamp biomicroscopy, fluorescein angiography, and optical coherence tomography imaging at baseline and follow-up visits. BCVA, CMT, and CCT were compared between all identified patients (n=26) and a control group (n=30). A subgroup analysis was performed among eyes with MNV (n=7) before and after treatment.Results:CMT and CCT were significantly lower in the MacTel 2 group compared to the control group. Forty-one treatment-naive eyes without MNV proliferation showed no significant change in BCVA, CMT, or CCT during follow-up. Eight eyes of 7 MacTel 2 patients developed MNV during follow-up. All of the patients were treated with intravitreal anti-VEGF.Conclusion:It is important to closely follow MacTel 2 patients for MNV development. To avoid adverse effects, we prefer to monitor patients who have not yet developed MNV. Patients with proliferative MacTel 2 with decreasing visual function may benefit from intravitreal anti-VEGF treatment.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
47. The Women Who Make Vine Trees Cry: Transfer of Evil in Menopause Transition Ritual / Asmaları Ağlatan Kadınlar: Menopoz Geçiş Döneminde Kara Talihin Ritüel Transferi
- Author
-
Hicran Karataş
- Subjects
folklore ,women ,rites of passages ,menopause ,transfer of evil ,Geography. Anthropology. Recreation ,Folklore ,GR1-950 - Abstract
Human life is surrounded by periods that represent the transitions from one human state to another and the traditions that accompany these periods. Transition periods are physiological, mental, emotional and social milestones of life. Human are tent to be vulnerable, and fragile in all aspects of their existence on the verge of these transition periods. That is why they often design some traditions and rituals to get all social support and supernatural blessing that they can get. The dramatic performance of these designs in the social environment is in the nature of defining and approving the new duties and responsibilities required by the new status. In a way, the social dimension of rites of passage is also an indication that this transition took place in the presence of the witnesses and with their approval as well. Limiting the rights and responsibilities of the individual, transitional rituals may also offer privileges in particular cases. In this study, the structure and function of the making vine trees cry (tr. asma ağlatma) ritual which both is both invented and inspired from an old tradition is depicted. Considering that a third of a woman’s life passes in the post-menopause phase, the making vine trees cry is a ritual invented recently as the menopause transition period. The tears of the vine tree represent the transfer of the diseases in the fragile and sensitive body of the woman entering the menopause, and all the troubles that may cause her upset in the future. In the postmenopause phase, also known as the second spring, the woman makes a ritualistic entrance to her second spring with this very ritual she performs, leaving the past behind with all its abstract and concrete wounds.
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
48. Lohusaların Doğum Şekline Göre Doğum Sonu Fonksiyonel Durumlarının Karşılaştırılması
- Author
-
Pınar Karataş and Serap Ejder Apay
- Subjects
doğum sonu dönem ,doğum şekli ,fonksiyonel durum ,Medicine - Abstract
Öz Amaç: Bu araştırma lohusaların doğum şekline göre doğum sonu fonksiyonel durumlarını karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma 25.12.2019 – 01.11.2020 tarihleri arasında Erzurum ilindeki Aile Sağlığı Merkezlerine başvuran, 394 lohusa ile tamamlanmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında, Lohusa Tanıtıcı Formu ve ʺBarkin Annelik Fonksiyon Ölçeğiʺ (BAFÖ) kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmada normal doğum yapan lohusa oranının %52.8, sezaryenle doğum yapan lohusa oranının %47.2 olduğu belirlenmiştir. Normal doğum yapan lohusaların BAFÖ toplam puan ortalaması 71.20±10.48, sezaryen doğum yapanların 70.33±13.42 olarak saptanmıştır. Lohusaların doğum şekli ile BAFÖ puan ortalamaları karşılaştırıldığında, lohusaların doğum şekilleri ile ölçek alt boyut ve toplam puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır (p=0.47). Tanıtıcı özellikler ile BAFÖ puan ortalamaları karşılaştırıldığında ise yaş, eğitim, çalışma durumu, ekonomik durum, aile tipi, eş eğitim, bebeğin beslenme şekli, bebek bakımı ve ev işlerinde destek almanın fonksiyonel durumu olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Ayrıca evlilik süresi, postpartum hafta ve gebelik sayısı ile BAFÖ alt boyut puan ortalamaları arasında negatif yönlü ilişki saptanmıştır. Sonuç: Bu çalışmada lohusaların doğum şekli doğum sonu fonksiyonel durumu etkilememiştir.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
49. Fear of COVID‐19 among healthcare workers in filiation teams: predictive role of sociodemographic, organizational and resilience factors
- Author
-
Veli Duyan, Merve Deniz Pak Güre, Mustafa Karataş, and Hasan Fehmi Özdemir
- Subjects
i̇şyerinde ruh sağlığı ,covid-19 ,sağlık çalışanları ,filyasyon ekipleri ,covid-19 korkusu ,mental health in the workplace ,healthcare workers ,filiation teams ,fear of covid-19 ,resilience ,Medicine (General) ,R5-920 - Abstract
sociodemographic, organizational, and resilience factors on the fear of COVID-19 of healthcare workers in the filiation teams. Materials and Methods: 1028 healthcare workers participated in the study. The sociodemographic questionnaire, The Fear of COVID-19 Scale, and The Resilience Scale for Adults were used. The data were analysed with stepwise multiple linear regression by using the backward elimination method. Results: The study showed that age and family cohesion are positively significant, while planned future and perception of self are negatively significant explanatory factors on the fear of COVID-19. The fear of COVID-19 is higher in females, and in those; with a high level of education, who have an individual with a chronic disease at home, with a low-income level, who lost a colleague or a family member due to coronavirus, who have an increase in patient burden, and who have problems in access to medical equipment. Conclusion: It is recommended to improve psychosocial support and organizational conditions for healthcare workers in the filiation teams.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
50. Lipemia Retinalis Diagnosed Incidentally After Laser Photocoagulation Treatment for Retinopathy of Prematurity
- Author
-
Taylan Öztürk, Ezgi Karataş Yiğitaslan, Pelin Teke Kısa, Hüseyin Onay, and Ali Osman Saatci
- Subjects
hypertriglyceridemia ,lipemia retinalis ,newborn ,retinopathy of prematurity ,Medicine ,Ophthalmology ,RE1-994 - Abstract
A preterm infant who underwent bilateral laser photocoagulation for the treatment of stage 3 retinopathy of prematurity (ROP) is presented because she was incidentally diagnosed with grade 3 lipemia retinalis by dilated fundoscopy at post-laser 2 weeks. Meticulous ophthalmologic examination is imperative in premature newborns for not only ROP screening but also detecting any concomitant ocular abnormalities, which can be sight-threatening or even life-threatening.
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.