132 results on '"Intervertebral Disc Displacement"'
Search Results
2. Bel fıtığı ameliyatı sonrası pedometre destekli yürüyüş ve tele izlemin ağrı, engellilik düzeyi ve yaşam kalitesine etkisi
- Author
-
Aldemir, Kadriye, Gürkan, Aysel, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Hernia ,Disability ,Back pain ,Neurosurgery ,Pain ,Nöroşirürji ,Nursing ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement ,Lumbar vertebrae ,Surgery ,Hemşirelik ,Gait - Abstract
Amaç: Araştırmanın amacı bel fıtığı ameliyatı sonrası pedometre destekli yürüyüş ve tele izlemin ağrı, engellilik düzeyi ve yaşam kalitesine etkisini belirlemektir.Gereç ve Yöntem: Randomize kontrollü deneysel türde olan araştırma Mart 2018-Ocak 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin beyin cerrahi kliniğinde yapıldı. Örnekleme basit rastgele yöntemiyle belirlenen ve araştırma kriterlerine uyan 80 hasta (40 deney, 40 kontrol) alındı. Çalışma sürecinde 13 hastada çıkarılma kriterleri oluştuğu için çalışma 67 (33 deney, 34 kontrol) hastayla tamamlandı. Veriler hasta tanıtım formu, McGill Ağrı ölçeği, Oswetry Engellilik ölçeği ve SF- 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ile toplandı. Deney grubunun günlük adım sayısı, yürüme mesafesi ve yürüme süresine ilişkin veriler araştırmacı tarafından oluşturulan yürüme çizelgesi ile elde edildi. Veriler, ameliyattan bir gün önce, ameliyattan sonra 3, 7, 11 ve 15. haftalarda yüz yüze görüşme yöntemiyle toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde ki kare testi, eşleştirilmiş gruplar için t testi, bağımsız gruplar için t testi, Pearson korelasyon analizi kullanıldı.Bulgular: Ameliyattan 7. ve 11. haftanın sonunda grupların ağrı düzeyleri, 11 ve 15. haftanın sonunda ise engellilik düzeyleri arasındaki fark deney grubu lehine anlamlıydı (p
- Published
- 2019
3. Lomber disk herniasyonunda L5 kök basısı olan hastaların ayak bileği dorsifleksiyon kas kuvvetinin ve L5 dermatomunda duyu değerlendirmesi
- Author
-
Zorbozan, Bariş, Bamaç, Belgin, and Anatomi Anabilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Hernia ,Nerve compression syndrome ,Muscle strength ,Anatomi ,Anatomy ,Ankle ,Spinal cord compression ,Radiculopathy ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu çalışmadaki amacımız, tek taraflı L5 kök basısı olan kronik LDH'li hastalarda, sağlam taraf ile etkilenen taraf arasında motor ve duyu kayıpların olup olmadığını araştırmak ve hastaların yaşam kalitesi düzeyini belirlemektir.Yöntem: Çalışmaya, yaş ortalaması 45,09±10,88 yıl olan 14 kadın, 18 erkek toplam 32 kronik LDH'li hasta katıldı. Hastaların, sağlam taraf ve etkilenen taraf ayak bileği dorsifleksiyon ve başparmak ekstansiyon kas kuvveti manuel dinamometre ile, ayak sırtında L5 dermatomunda hafif dokunma/basınç duyusu Semmes Weinstein Monofilament (SWM), iki nokta diskriminasyon duyusu ataşlı silgi ile ve ayak bileğinde propriyosepsiyon duyusu gonyometre ile ölçülerek değerlendirildi. Hastaların ağrı şiddeti VAS, yaşam kalitesi SF-36 ile değerlendirildi.Bulgular: LDH'li hastaların etkilenen taraf ile sağlam tarafları arasında motor ve duyu ölçümleri açısından anlamlı fark bulunmuştur (p0.05). Sonuçlar: LDH'li hastaların etkilenen taraflarında duyu ve motor kayıpların olduğu, ağrı düzeylerinin orta şiddetin üzerinde olduğu ve yaşam kalitelerinin de etkilendiği saptanmıştır. Kadınların erkeklere göre daha çok etkilendiği ve ev hanımlarının çalışanlara göre daha düşük yaşam kalitesine sahip oldukları saptanmıştır. LDH'li hastalara yaklaşımda ağrı ile birlikte hastanın duyu, motor ve piskososyal yönden de değerlendirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz.Anahtar Kelimeler: Lomber disk hernisi, radikülopati, yaşam kalitesi Objective: In this study we aimed to investigate whether there are motor and sensory losses between the unaffected and the affected side on the chronic LDH patients who has one sided L5 root compression, and to determine the level of the life qualities of patients.Method: A total of 32 chronic LDH patients were included in the study, 14 of whom were female and 18 were male age of 45.09 ± 10.88 years. It has been evaluated by measuring of unaffected side and the affected side ankle dorsiflexion and thumb extension muscle strength with manuel dynamometer, the sense of light touch/pressure with Semmes Weinstein Monofilament (SWM) also the sense of two point discrimination with paper clip eraser in L5 dermatom (foot dorsum) and the sense of proprioception was evaluated with goniometer in the ankle. Pain severity of the patients was evaluated with VAS and quality of life with SF-36.Results: A significant difference has been founded a between the affected side and the unaffected side of the LDH patients in terms of motor and sense measurements (p0.05).Conclusion: Patients with LDH had sensory and motor losses on affected sides, pain was higher than moderate severity and quality of life was also affected. It was found that women were affected more than men and housewives had lower quality of life than workers. We believe that it will be more accurate to evaluate the patient not only with pain but also with sensory, motor and psychosocial sides of the patient in the approach to patients with LDH.Key words: Lomber disc herniation, radiculopathy, quality of life 115
- Published
- 2019
4. Lumbal disk hernili olgularda lumbal lordoz biyomekaniğinin değerlendirilmesi. Klinik steorolojik çalışma
- Author
-
Avcilar, Seray, Göçmen Karabekir, Nermin Nüket, and Translasyonel Tıp Ana Bilim Dalı
- Subjects
Magnetic resonance imaging ,Stereology ,Neurosurgery ,Lordosis ,Nöroşirürji ,Biomechanics ,Intervertebral disc ,Spine ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lumbal vertebraların volumetrisi ve discus intervertebralis'lerin volumetri ve morfometri özelliklerinin bilinmesi, dejeneratif disk hastalıkları üzerinde başarılı bir yaklaşımın gerçekleştirilmesi için önemlidir. Bu çalışmada; intervertebral disklerin yüksekliklerinin ve konkavite indeks değerlerinin disk hernili olgular ile sağlıklı olguların MR görüntüleri ve ayrıca lumbal vertebraların korpusları ile intervertebral disklerin volumlerinin sağlıklı ve disk hernili olgularda yaşa ve cinsiyete bağlı olarak karşılaştırılması amaçlandı. Discus intervertebralis'deki konkavite indeks değerinde yaşa ve cinsiyete bağlı olarak oluşan değişiklikler, lumbal lordozdaki farklılaşmanın değerlendirilmesi amacıyla kaydedildi. Yaş aralığı 18-75 olan 50 (25 kadın ve 25 erkek) lumbal disk hernili ile yaş aralığı 18-75 olan (20 kadın ve 20 erkek) kontrol grubu incelendi. Her iki grupta da disk hacmi Cavalieri yöntemi kullanılarak stereolojik olarak değerlendirildi. Konkavite indeksi ise, santral disk yüksekliğinin (c) , anterior disk yüksekliğine (a) oranı olarak değerlendirildi. Artmış konkavite indeks (c/a) oranı lumbal lordozda azalma/düzleşme olarak değerlendirildi. Sağlıklı olgular ile disk hernili olgular karşılaştırıldığında yaşa bağlı olarak dejenerasyon ve diskte dehidrasyona bağlı hacim kaybı oluştuğu saptandı. Discus intervertebralis'in morfometrik olarak değerlendirmesi ve ayrıca lumbal lordozun konkavite indeks hesaplanarak yaşa ve cinsiyete bağlı olarak disk hernili olgularda ortaya konulması, hem radyolojik tanı hem de klinik yaklaşım ve tedaviye katkı sağlayabileceği öngörüsündeyiz. Knowing the volumetry and morphometry properties of lumbal vertebrae and discus intervertebralis is important for the realization of a successful approach on degenerative disc diseases. In this study, it was aimed to compare the height of the intervertebral discs and the concavity index values of the patients with disc hernias and the MRI images of healthy cases and also the corpuses of the lumbal vertebrae and the volumes of the intervertebral discs in healthy and disc hernias depending on age and gender. Changes in the concavity index value in Discus intervertebralis based on age and gender were recorded for the purpose of assessing differentiation in lumbal lordosis. The control group of 50 (25 women and 25 men) with lumbal disc hernias with age range 18-75 (20 women and 20 men) was examined. In both groups, the volume of the disc was assessed stereologically using the Cavalieri method. The concavity index was evaluated as the ratio of the central disk height (c) to the anterior disk height (a). The increased concavity index (C/a) ratio was assessed as a reduction / flattening in lumbal lordosis. In comparison with healthy patients and patients with disc hernias, degeneration due to age and loss of volume due to dehydration was found in the disc. We predict that morphometric evaluation of Discus intervertebralis and also lumbal lordosis can contribute to both radiological diagnosis and clinical approach and treatment in patients with disc hernias depending on age and gender by calculating concavity index. 71
- Published
- 2019
5. Fizik tedavi uygulanan lomber disk hernili hastalarda kayropraktik tedavinin etkinliğinin araştırılması
- Author
-
Güzel, Yakup, Saral, İlknur, and Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Hernia ,Rehabilitation ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Manipulation-chiropractic ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Physical therapy ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
alışmanın amacı, kronik lomber disk herni tanısı konulmuş hastalarda kayropraktik tedavinin etkinliğini araştırmaktır.Lomber disk hernisi tanısı konulmuş olan, 18-60 yaş arası 40 kişi çalışmaya gönüllü olarak dahil edildi. Olgular manuel lomber manipulasyon (MLM) (n=20, 10 kadın, 10 erkek) ve Fizik Tedavi (FT) (n=20, 12 kadın, 8 erkek) grubu olmak üzere ikiye ayrıldı. Uygulamaların öncesinde VAS ile ağrı seviyesi, SF-36 ile yaşam kalitesi, Oswestry bel ağrı skalası, Pittsburgh skalası ile uyku kalitesi incelenerek belirlendi. Bir gruba MLM ile FT (3 hafta, haftada bir, toplam 3 uygulama MLM ve toplamda 10 seans FT), diğer gruba sadece FT uygulandı (3 hafta, toplam 10 seans) Her iki gruba da haftanın her günü, günde 3 defa, 12 tekrarlı yapılmak kaydıyla ev egzersizleri verilerek detaylarıyla anlatıldı ve uygulamaları istenildi. VAS, SF36, Oswestry ve Pittsburgh parametreleri 3. uygulamaların sonrasında yeniden değerlendirildi. Homojen dağılım gösteren grupların arasında sadece FT uygulanan grupta tedavi öncesi ve sonrası karşılaştırmalarda SF36 (fiziksel rol güçlüğü, enerji/canlılık/vitalite ve ağrı), VAS ve pittsburgh değerleri açısından anlamlı farklılık bulundu (p
- Published
- 2019
6. Lomber disk hernisi ameliyatı olan hastalara ameliyat öncesi verilen eğitimin ameliyat öncesi ve sonrası kaygı düzeyine, ameliyat sonrası ağrı ve memnuniyete etkisi
- Author
-
Karaokur, Gökçe, Rızalar, Selda, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Anksiyete ,Satisfaction ,Pain ,Preoperative period ,Patient satisfaction ,Nursing ,Patient education ,Ameliyat Öncesi Eğitim ,Anxiety ,Intervertebral disc ,Preoperative Training ,Intervertebral disc displacement ,Lomber Disk Hernisi ,Lumbar vertebrae ,Ağrı ,Hemşirelik ,Memnuniyet ,Lumbar Disc Herniation - Abstract
Bu araştırma lomber disk hernisi tanısı konulan hastalara, ameliyat öncesi dönemde verilen hemşirelik eğitiminin ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası anksiyete, hemşirelik bakımından memnuniyet ve ağrıya etkisini belirlemek amacıyla, randomize kontrollü bir çalışma olarak, Kasım 2018- Nisan 2019 tarihleri arasında Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi kliniğinde yapıldı. Örneklemde kontrol grubuna 52, deney grubuna 58 hasta alındı. Kontrol grubundaki hastalara ameliyat öncesi rutin hemşirelik bakımı verildi. Deney grubundaki hastalara ise rutin hemşirelik bakımına ek olarak bilgilendirme broşürü verilerek, broşür ile hastalara lomber disk hernisi ile ilgili ayrıntılı bilgilendirme yapıldı. Kontrol ve deney grubundaki hastaların ameliyat öncesi ve sonrası anksiyete, hemşirelik bakımından memnuniyet ve ağrı değerleri ölçüldü. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, ki-kare analizi, manwhitney-u testi ve kruskall whallis testi kullanıldı. Deney ve kontrol gruplarında ameliyat sonrası durumluk kaygı, hemşirelik bakım memnuniyeti ve ağrı puanları arasında anlamlı fark bulundu (p0,05). Sonuç olarak ameliyat öncesi broşür ile hemşirelik eğitimi verilen deney grubundaki hastalarda anksiyete düzeyinin düştüğü, bakım memnuniyetinin arttığı, ağrı düzeyinin azaldığı belirlendi. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda broşür eğitiminin ameliyat öncesi bakımda etkili bir yöntem olduğu belirlendi.Anahtar Kelimeler: Ağrı, Ameliyat Öncesi Eğitim, Anksiyete, Lomber Disk Hernisi, Memnuniyet This was a randomized controlled study conducted to determine the effect of preoperative and postoperative nursing education on preoperative and postoperative anxiety, nursing satisfaction and pain in patients diagnosed with lumbar disc hernia, between November 2018- April 2019 at Gaziosmanpaşa Taksim Training and Research Hospital Neurosurgery Clinic. Within the sample group, 52 patients were included in the control group and 58 patients were included in the experimenta lgroup. The patients in the control group received routine nursing care before surgery. In addition to routine nursing care, an information brochure was given to the patients in the experimental group, and detailed information about lumbar disc hernia was given to the patients with the brochure. Pre and postoperative anxiety, nursing satisfaction and pain values of the patients in the control and experimental groups were measured. Number, percentage, mean, standard deviation, chi-square analysis, manwhitney-u test and kruskall whallis test were used to evaluate the data. Postoperative anxiety, nursing care satisfaction and pain scores were significantly different in the experimental and control groups (p 0.05). As a result, it was determined that in the experimental group who were given nursing education with preoperative brochure, the anxiety level decreased, care satisfaction increased and pain level decreased. According to the results of the study, brochure training was an effective method in preoperative care.Keywords: Pain, Preoperative Training, Anxiety, Lumbar Disc Herniation, Satisfaction 94
- Published
- 2019
7. Level of BMP-2, VEGF and d vitamin receptor levels in ligamentum flavum in patients with spinal stenosis and lumbar disc hernia
- Author
-
Ertuğrul, Bilal, Akgün, Bekir, and Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı
- Subjects
Vascular endothelial growth factors ,Receptors ,Neurosurgery ,Spinal stenosis ,Nöroşirürji ,Bone morphogenic protein 2 ,Vitamin D ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Nöroşirurji pratiğinde disk hernisi ve spinal stenoz sık gözlenirler. Disk hernileri her yaşta görülebilen, intervertebral diskin fıtıklaşması sonucu klinik oluşturan, temelde aksiyel kompresyon ve dejenerasyona bağlı gelişebilen bir hastalıktır. Ligamentum flavumda (LF) histopatolojik değişiklikler beklenebilir. Spinal stenoz ise daha ileri yaşlarda karşılaşılan, LF'da elastik liflerin azalması, fibrozis oluşumu ve ossifikasyon gibi histopatolojik değişiklikler ile seyreden bir hastalıktır. Kemik morfogenetik protein 2 (BMP-2) osteoblastlar ve osteositler tarafından sentezlenen, primer olarak kemikte bulunan, ossifikasyonda önemli rol alan bir proteindir. Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) vücutta birçok farklı hücreden sentezlenir, anjiogenezde rol alır. D vitamin reseptörü de (DVR) kemik ve kıkırdak dokularda esas olarak bulunan ve D vitaminin etkisini gösterebilmesi için gerekli olan reseptördür.Çalışmamızda spinal stenoz ve lomber disk hernisi hastalarında, LF dokularında BMP-2, VEGF ve DVR düzeylerinde farklılıklar olup olmadığını değerlendirmeyi hedefledik. Lomber disk hernisi ve spinal stenoz nedeniyle cerrahi uyguladığımız toplam 50 hasta değerlendirildi. Ameliyatta hastaların ligamentum flavumları uygun olarak toplandı. Patoloji laboratuvarında BMP-2, VEGF ve DVR immün reaktivitelerinin yaygınlığı histopatolojik olarak değerlendirildi. Veriler SPSS (Statistical Package for Social Sciences) programı kullanılarak analiz edildi.BMP-2 düzeylerinin her iki hastalıkta da birbirine yakın düzeylerde olduğu tespit edildi. VEGF düzeylerinin spinal stenoz hastalarının LF dokularında istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü. DVR düzeyleri ise spinal stenoz hastalarında anlamlı olarak daha düşüktü.Sonuç olarak, lomber disk hernisi ve spinal stenozda LF'da dejeneratif değişiklikler gelişmektedir. Spinal stenozda, lomber disk hernisine göre LF'da VEGF düzeylerinin daha fazla yükselmesi, DVR düzeylerinin ise belirgin olarak azalması hastalıktaki dejeneratif proçeslerin daha yoğun ve kronik olmasına bağlandı.Anahtar kelimeler: Lomber disk hernisi, Spinal stenoz, BMP-2, VEGF, DVR Disc herniation and spinal stenosis are encountered frequently in neurosurgical practice. Disc herniations are disorders occurring as a result of herniation of intervertebral disc, which can be seen at any age. Since this is a disease that may develop due to axial compression and degeneration, histopathological changes may be expected in ligamentum flavum (LF). Spinal stenosis is a disease characterized by histopathological changes such as decrease in elastic fibers, fibrosis formation and ossification in LF. Bone Morphogenetic Protein-2 (BMP-2) is a protein synthesized by osteoblasts and osteocytes that is primarily found in bone and plays an important role in ossification. Vascular Endothelial Growth Factor (VEGF) is synthesized by many different cells in the body and plays a role in angiogenesis. Vitamin D receptor (VDR) is a receptor that is mainly found in bone and cartilage tissues and is required by vitamin D to show its effect.In our study, we aimed to evaluate whether there were differences in the levels of BMP-2, VEGF and VDR in LF tissues of patients with spinal stenosis and disc herniation. A total of 50 patients who underwent surgery for lumbar disc herniation and spinal stenosis were evaluated. The LF of the patients were collected appropriately. The prevalence of immunoreactivity of BMP-2, VEGF and VDR was evaluated histopathologically in the pathology laboratory. The data obtained in the study were analyzed using SPSS (Statistical Package for Social Sciences) software.BMP-2 levels were found to be close to each other in both diseases. In the LF tissues of patients with spinal stenosis, VEGF levels were statistically significantly higher. VDR levels were significantly lower in patients with spinal stenosis.In conclusion, disc herniation and spinal stenosis, degenerative changes develop in LF. Higher levels of VEGF and significant decrease in VDR levels in LF in spinal stenosis were attributed to degenerative processes in the disease being more severe and chronic.Keywords: Lumbar disc herniation, Spinal stenosis, BMP-2, VEGF, VDR 78
- Published
- 2019
8. Investigation of the effect of 'instrument-assisted soft tissue mobiization' technique in patients with Lumbar dental hernia
- Author
-
Taş, Muhammed Üsame, HKÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Taş, Muhammed Üsame, Usgu, Günseli, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
enstrüman ,yumuşak doku mobilizasyon ,Physical therapy modalities ,Lumbar disk hernisi ,enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tekniği ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,klasik fizyoterapi ,Intervertebral disc ,Musculoskeletal manipulations ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Çalışmamız, lumbar disk hernisi olan bireylerde enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tekniğinin etkinliğini araştırmak amacıyla planlandı. Çalışmaya lumbar disk hernisi olan 40 hasta dahil edildi. Hastalar rastgele yöntemle kontrol grubu ve enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tedavi grubu olarak iki gruba ayrıldı. Her grupta 20 birey yer aldı. Enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tedavi grubuna; 4 hafta boyunca klasik fizyoterapi (yüzeyel sıcaklık-hotpack, TENS, ultrason ve egzersiz) uygulamasına ek olarak, haftada 2 seans enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tedavi protokolü uygulandı. Bu tedavi protokolünde paraspinal kaslara, gluteus maksimus - gluteus medius kaslara ve hamstringlere uygulama yapıldı. Tüm hastalar tedavi öncesi, tedavi sonrası ve 2. ay ağrı (Visual Analog Scale-VAS), düz bacak kaldırma testi (DBKT), slump test (90° diz fleksiyonundan diz ekstansiyonuna doğru derecesi), 5 dakika yürüme testi (5 DKYT), normal eklem hareketi (NEH) ve SF-36 açısından değerlendirildi. Tedavi öncesi, tedavi sonrası ve 2. ay gruplar kendi içinde karşılaştırıldığında, her iki grupta da ağrı değerlerinde azalma olduğu (p0.05) saptandı. Gruplar kendi aralarında karşılaştırıldığında ise ağrı, düz bacak kaldırma derecesi, slump test (90° diz fleksiyonundan diz ekstansiyonuna doğru derecesi), 5 dakika yürüme testi (5 DKYT), normal eklem hareketi (NEH) ve SF-36 değerlerinde enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tedavi grubunda klinik düzelmelerin daha fazla olduğu görüldü. Sonuç olarak; fizyoterapistlerin lumbar disk hernisi olan bireylerin tedavisinde enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tekniklerini, fizyoterapi programları ile birlikte uygulamalarının rehabilitasyona olumlu yanıt verebileceği görüşündeyiz. Ancak lumbar disk hernisi olan bireylere enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tekniğinden sonra sırt kas aktivitesindeki değişiklikleri araştırmak için daha yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar Kelimeler: Lumbar disk hernisi, enstrüman yardımlı yumuşak doku mobilizasyon tekniği, enstrüman, yumuşak doku mobilizasyon, klasik fizyoterapi. The aim of this study is planned to investigate the efficacy of instrument-assisted soft tissue mobilization technique in individuals with lumbar disc herniation. 40 patients with lumbar disc herniation are included into the study. Patients are divided to two groups randomly as control group and instrument-assisted soft tissue mobilization treatment group. Each group had 20 people. İnstrument-assisted soft tissue mobilization treatment group was applied 2 sessions of instrument-assisted soft tissue mobilization treatment protocol per week in addition to the classic physiotherapy (hotpack, TENS, ultrasound and exercise) for 4 weeks. In this protocol of treatment paraspinal muscles, gluteus maksimus – gluteus medius muscles and hamstrings are applied. All patients are evaluated before, after and 2 months after the treatment in terms of pain (visual pain scale-VPS), straight leg raise test (SLRT), slump test (90° degree from knee flexion to knee extension), 5 min walking test (5MWT), normal joint movement and SF-36. When the groups are compared within themselves before, after and 2 months after the treatment, it is appointed that there was a decrease in pain in both groups (p0.05). When the groups are compared; in pain, straight leg raise degree, slump test (90° degree from knee flexion to knee extension), 5 min walking test (5MWT), normal joint movement and SF-36 values clinical improvements are seen more in instrument-assisted soft tissue mobilization treatment group. As a result; we believe that instrument-assisted soft tissue mobilization techniques for the treatment of individuals with lumbar disc herniation by physiotherapists, physiotherapy programs together with the applications can respond favorably to rehabilitation. However, further studies are needed to investigate changes in back muscle activity after instrument-assisted soft tissue mobilization technique for individuals with lumbar disc herniation.Key Words: Lumbar disc herniation, instrument-assisted soft tissue mobilization technique, instrument, soft tissue mobilization, classic physiotherapy. 121
- Published
- 2019
9. The efficiency of balance exercises on postural control and quality of life in patients with lumbar discopathy
- Author
-
Karpuz, Şahin, Çolak, Tuğba Kuru, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bilim Dalı, Kuru Çolak, Tuğba, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Equilibrium ,Physical therapy modalities ,Postural balance ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Exercise ,Physical therapy ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu çalışma lumbar diskopati tedavisinde denge egzersizlerinin postüral kontrol ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla planlandı.Gereç ve Yöntem: 81 hasta deney ve kontrol grubu olarak iki gruba ayrıldı. Tüm hastalara 30 seans terapötik ultrason, Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu, hotpack ve terapötik egzersizler uygulandı. Bunlara ek olarak deney grubuna klasik denge egzersizleri uygulandı. Hastalar tedavi öncesi ve sonrası ağrı (Vizüel Analog Skala), yeti yitimi (Oswestry Özür İndeksi), yaşam kalitesi (Kısa Form-36) ve postüral kontrol (Libra) yönünden aynı fizyoterapist tarafından değerlendirildi. Çalışma verilerinin analizinde SPSS Version 22.0 istatistik programı kullanıldı.Bulgular: Tedavi sonrası her iki grupta da ağrı, yeti yitimi ve postüral kontrol üzerine anlamlı gelişmeler görüldü. Gruplar arasında değerlendirme parametrelerinde meydana gelen değişim ortalamaları karşılaştırıldığında deney grubu ile kontrol grubu arasında fiziksel rol dışında tüm parametrelerde benzer değişim olduğu belirlendi (p ≥0,05). Fiziksel role ilişkin kontrol grubu için anlamlı bir fark bulundu (p=0,04).Sonuçlar: Çalışma sonuçları yaygın olarak kullanılan fizyoterapi modalitelerinin lumbar diskopatili hastalarda ağrı, yeti yitimi, yaşam kalitesi ve postüral kontrol üzerine anlamlı etkilerinin olduğunu, klasik denge egzersizleri ile birlikte uygulandığında tedavinin etkinliğinin artmadığını göstermektedir.Anahtar Sözcükler: Lumbar diskopati, denge egzersizleri, postüral kontrol, yaşam kalitesi, fizyoterapi Aim of the Study: This study was planned to investigate the effect of balance exercises in treatment of lumbar discopathy on postural control and quality of life.Material and Methods: A total of 81 patients were divided into two groups as experimental and control group. All patients received therapeutic ultrasound, Transcutaneous Elektrical Nerve Stimulation, hotpack and therapeutic exercises for thirty sessions. Additionally, classic balance exercises were applied to the experimental group. Pain (Visual Analog Scale), disability (Oswestry Disability Index), quality of life (Short Form-36) and postural control (Libra) have been evaluated by same physiotherapist before and after the treatment program. SPSS Version 22.0 program was used for data analyses.Findings: After the treatment significant improvements were obtained in pain, disability and postural control parameters of the two groups. In the between group comparisons of the mean changes of assessment parameters, no significant differences were obtained between the experimental and control group except for the role physical scores (p ≥0,05). Regarding the role physical, there was a significant difference for the control group (p=0,04).Results: Results of this study demonstrated that physiotherapy modalities improved pain, disabiliy, quality of life and postural control in patients with lumbar discopathy and classic balance exercises did not increased the effectiveness of treatment.Keywords: Lumbar discopathy, balance exercises, postural control, quality of life, physiotherapy 91
- Published
- 2019
10. What hospitals that perform lumbar disk hernia surgery need to learn
- Author
-
Baran, Mehmet, Köçkar, Çiğdem, Hemşirelik Anabilim Dalı, HKÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, and Baran, Mehmet
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Hernia ,Hemşirelik eğitimi ,lomber disk hernisi ,Surgery ,Hasta öğrenim gereksinimleri ,Nursing ,Patient education ,Hemşirelik ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber disk hernisi ameliyatı olan hastaların öğrenim gereksinimlerinin saptanması amacıyla planlanan tanımlayıcı nitelikteki bu araştırma Şehit Kamil Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Servisinde gerçekleştirilmiştir. Lomber disk hernisi ameliyatı olan hastalar, cerrahi işlem sonrası yaşantılarında ciddi boyutlarda iş gücü kaybına ve kişisel yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bunun için hastanın cerrahi işlem sonrası meydana gelen yeni yaşam biçimi ve işlem sonrasındaki yaşam aktivitelerinde meydana gelen değişiklikler arasındaki düzeni sağlaması gerekmektedir. Bu da ancak hastalara iyi bir danışmanlığın ve hastaların normal yaşamlarına dönmeden önce ki verilecek olan düzenli bir eğitim ile sağlanabilir. Bu çalışmada lomber disk hernisi ameliyatı olan hastaların bilgi gereksinimlerinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 48.6±12 idi. Cinsiyete göre HÖGÖ toplam alt boyutlarında erkeklerin bilgi gereksinimlerinin kadınlara oranla yüksek olduğu saptandı. Yaşam kalitesi(p˂0.005) ve cilt bakımı(p˂0.001) alt boyutunda bekarların evlilere oranla bilgi gereksinimlerinin yüksek olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı. Tedavi ve komplkasyonlar(p˂0.027) ve toplum ve izlem(p˂0.030) alt boyutlarında doktorlardan eğitim alan hasta grubunun öğrenim gereksinimlerinin yüksek olduğu ve gruplar arasındaki fark anlamlı olduğu saptandı. Yaşam kalitesi(p˂0.039) alt boyutunda hemşirelerden eğitim alan hasta grubunun öğrenim gereksinimleri yüksek çıkmış ve gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu saptanmıştır. Hastalara eğitim verilmeden önce hasta öğrenme gereksinimlerinin saptanması eğitimin saptanan öğrenim gereksinimi doğrultusunda düzenlenmesi önerilmektedir The purpose of this study conducted at the brain surgery department of Şehit Kamil State Hospital, is to discover what hospitals that perform lumbar disk hernia surgery need to learn. Patients who undergo lumbar disk hernia surgery, experience a s erious loss of work power and decrease in quality of life post- surgery. Because of this it is necessary for the patient to maintain a balance between the new way of life after the surgery and the changes in life activities after the procedure. This can only be ensured by good counseling and training that will be given before the patients return to their normal lives. The participants in this study had all undergone lumbar disk hernia surgery. The average age of the participants was 48.6±12. In terms of gender, the Patient Learning Needs Scale shows that male patients require more knowledge than female patients. In the subscale of quality of life (p˂0.005) and skin care (p˂0.001), it was determined that the information needs of unmarried participants were higher those of married participants and the difference between the groups was statistically significant. In the subscales of treatment and complications (p˂0.027) and community and follow-up (p˂0.030), it was found that the education needs of the patient group who were educated by doctors were high and the difference between the groups was significant. In the subscale of quality of life (p˂0.039), the training needs of the group of nurses were high and the difference between the groups was significant.It is recommended that the patient's learning needs be identified before illness education is given, and that the education should be arranged according to the determined learning needs. 58
- Published
- 2018
11. Lomber disk hernili hastalarda elektromanyetik alan uygulamasının klinik parametreler üzerine etkinliği
- Author
-
Sağir, Enver, Bozkurt, Mehtap, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Sağır, Enver, and Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Bel ağrısı ,Hernia ,Back pain ,Pain ,Electromagnetic fields ,Magnetoterapi ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Magnetic field therapy ,Intervertebral disc displacement ,Lomber disc hernia ,Manyetik alan tedavisi ,Lomber disk hernisi ,Magnetotherapy ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Elektromanyetik alan tedavisi ,Electromagnetic field therapy - Abstract
Lomber disk hernisi, dejenere diskin lomber spinal sinir kökünü sıkıştırması ile ortaya çıkan bel ve bacak ağrısı ile karakterize klinik tablodur. Çalışmanın amacı lomber disk hernisi tanısı konan hastalarda manyetik alan tedavisinin klinik parametreler üzerine olan etkisini araştırmaktır. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğinde 2017-2018 tarihleri arasında radyolojik olarak lomber disk hernisi tanısı alan ve çalışma kriterlerini sağlayan 86 hasta çalışmaya alındı. Hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı. Bu hastalardan 80’i çalışmayı tamamladı. Her iki gruptaki hastalara konvansiyonel TENS ve hotpack (yüzeyel sıcak uygulama) tedavisi verildi. Bu tedavileri ek olarak çalışma (n:40) grubundaki hastalara pulse manyetik alan tedavisi (yüzde 60 yoğunlukta, 50 hz frekansta, 20 dakika boyunca) verilirken, kontrol (n:40) grubundaki hastalara akım verilmeden manyetik alan (sham manyetik alan) verildi. Hastalar; çalışma öncesi, çalışma sonunda (3. hafta) ve tedavi bitiminden 9 hafta sonra; Vizüel analog Skala (VAS), Nottingham Sağlık Profili (NSP), Oswetry Bel Ağrısı Özürlülük Ölçeği (ODİ), Roland-Morris fonksiyonel değerlendirme Ölçeği (RDİ) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) kullanılarak değerlendirildi. Çalışma sonunda VAS ve NSP alt parametrelerinden olan ağrı, uyku, fiziksel aktivite, sosyal izolasyon fonksiyonel değerlendirmelerinde gruplar arasında istatistiksel olarak çalısma grubu lehine anlamlı fark bulundu. ODİ ve RDİ değerlendirmesinde her iki grupta iyileşme saptandı ama bu iyileşme gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı değildi. BDÖ’nde Çalışma gurubunda istatiksel olarak anlamlı iyileşme saptanırken kontrol grubunda anlamlı iyileşme saptanmadı. Çalışma grubundaki iyileşme gruplar arasında istaiksel olarak anlamlı degildi. Sonuç olarak, Manyetik alan tedavisi lomber disk hernisin neden olduğu lomber ağrının konservatif tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi ile kişisel bakım, yük kaldırma, yürüme, oturma, ayakta durma, uyku, sosyal hayat ve seyahat gibi parametlerin ağrıdaki azalmaya bağlı olarak iyileşmesi beklenir. Mevcut çalışmamızda ağrıda anlamlı bir azalma tespit edilmesine rağmen bu parametlerde düzelme kısmi olmuştur. Magnetoterapi etkinliği için kanıt düzeyinin belirlenmesi için daha fazla randomize, çift-kör kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar Sözcükler: Elektromanyetik alan tedavisi, manyetik alan tedavisi, magnetoterapi, lomber disk hernisi, bel ağrısı Lomber disc hernia is a clinic antity characterized by back and leg pain due to degenerate discoid lumbar spinal nerve root compression. The aim of this study is to investigate the effect of magnetic field therapy on clinical parameters in patients with lumbar disc herniation. Between 2017-2018, a total of 86 patients applied to outpatient clinic of Physical Medicine and Rehabilitation in Dicle University Medical Faculty Hospital who diagnosed as lomber disc hernia radiologically who met the study criteria were included in the study. 80 of these patients have completed the study. The patients were randomly divided into two groups. Patients in both groups received conventional TENS and hotpack (superficial hot application) therapy. In addition to these treatments, the study group (n: 40) was treated with pulse magnetic field therapy (60% intensity, 50 Hz frekans, for 20 minutes) while the control group (n: 40) was given a magnetic field without current flow (sham magnetic field). The patients were assessed before the study, at the end of the study (week 3) and 9 weeks after the end of the treatment by using Visual Analog Scale (VAS), the Nottingham Health Profile (NSP), the Oswetry Lumbar Disability Scale (ODI), the Roland-Morris Functional Rating Scale (RDI) and the Beck Depression Scale (BDI). At the end of the study, there was a statistically significant difference between the groups in pain, sleep, physical activity, social isolation functional evaluations of VAS and NSP subparameters. Oswestry Lumbar Pain Disability scale and RDI assessment showed improvement in both groups, but this improvement was not statistically significant among the groups. There was a statistically significant improvement in the study group but no significant improvement was found in the control group. In conclusion, Magnetic field therapy is an effective method for the conservative treatment of lumber pain caused by lomber disc hernia. It is expected that parameters such as personal care, lifting, walking, sitting, standing, sleeping, social life and travel will be improved due to the decrease in pain. Despite a significant decrease in pain in our current study, improvement in these parameters has been partial. More randomized, double-blind controlled studies are needed to determine the level of evidence for the magnetotherapy efficacy. Key Words: Electromagnetic field therapy, magnetic field therapy, magnetotherapy, lomber disc hernia, back pain
- Published
- 2018
12. Progresif gevşeme egzersizlerinin lomber disk hernisi ameliyatı olan hastaların konfor düzeyi ve uyku kalitesine etkisi
- Author
-
Yilmaz, Mesut, Karabulut, Neziha, and Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
- Subjects
Relaxation ,Relaxation therapy ,Exercise therapy ,Postoperative period ,Patient satisfaction ,Nursing ,Hemşirelik ,Sleep ,Exercise ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Progresif Gevşeme Egzersizlerinin Lomber Disk Hernisi Ameliyatı Olan Hastaların Konfor Düzeyi ve Uyku Kalitesine EtkisiAmaç: Bu çalışmanın amacı nöroşirürji kliniğinde yatan lomber disk hernisi ameliyatı olan hastalara uygulanan progresif gevşeme egzersizlerinin konfor düzeyi ve uyku kalitesine etkisini incelemekti.Materyal ve Metot: Araştırma; Temmuz 2015- Ekim 2016 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Hastanesi nöroşirurji kliniğinde, deney-kontrol gruplu deneysel model kullanılarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini basit rastgele örneklem yöntemiyle seçilen 96 hasta (56 deney, 40 kontrol) oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında hastaların sosyo-demografik özelliklerini içeren Tanıtıcı Özellikleri Belirleme Formu, Erken Postoperatif Perianestezi Konfor Ölçeği, Genel Konfor Ölçeği ve GKUÖ kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, Paired sample t testi Ki-kare analizi, bağımlı ve bağımsız gruplar için t testi, pearson momentler çarpımı korelasyon, ortalama ve standart sapma kullanılmıştır.Bulgular: Deney ve kontrol grubundaki hastaların ameliyat öncesi Genel Konfor Ölçeği puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi (p>0.05). Genel Konfor Ölçeği Ameliyat sonrası testinde kontrol grubu ortalaması ve deney grubu puan ortalaması arasında istatistiksel olarak fark olduğu belirlendi (p0.05). Ameliyat sonrası 2. gün ve 3. gün GKUÖ puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu belirlendi (p0.05).Sonuç: Bu çalışma sonucunda, progresif gevşeme egzersizlerinin hastaların konfor düzeyi ve uyku kalitesini artırmak için kullanılabileceği bulunmuştur.Anahtar Kelimeler: Hemşirelik konfor, lomberdisk hernisi, progresif gevşeme egzersizleri, uyku kalitesi. Effect of Progressive Relaxation Exercises on the Comfort Level and Sleep Quality of Patients Undergoing Lumbar Disc Herniation SurgeryAim: The aim of this study was to examine the effect of progressive relaxation exercises on the comfort level and sleep quality of patients undergoing Lumbar Disc Herniation surgery and hospitalized in the neurosurgery clinic.Material and Method: The study was conducted between July 2015 and October 2016 in the neurosurgery clinic of Van Yüzüncü Yıl University Dursun Odabaş Hospital using the experimental model with the experimental-control group. The sample of the study consisted of 96 patients (56 experimental patients, 40 control patients) selected with the simple random sampling method. The informative Characterization Form containing the socio-demographic characteristics of the patients, Early Postoperative Perianesthesia Comfort Scale, General Comfort Scale, and GKUÖ were used in the collection of the data. The paired sample t-test, Chi-square analysis, t-test for dependent and independent groups, Pearson product-moment correlation, mean and standard deviation were used in the evaluation of the data.Result: It was determined in the preoperative General Comfort Scale of the patients that there was no statistically significant difference between the point averages of the control group and experimental group (p>0.05). It was found in the postoperative General Comfort Scale that there was a statistically significant difference between the point averages of the control group and experimental group (p0.05). It was found out that there was a statistically significant difference between the point averages of the postoperative 2nd day and 3rd day (p0.05).Conclusion: As a result of this study, it has been found out that progressive relaxation exercises can be used to improve the comfort level and sleep quality of patients.Keywords: Comfort, nurse, lumbar disc hernia, progressive relaxation exercises, sleep quality 81
- Published
- 2018
13. L5-s1 disk herniasyonuna bağlı bel ağrısı olan hastalarda cerrahi olmayan spinal dekompresyonun ağrı, yaşam kalitesi ve fonksiyonel durum üzerine etkisi
- Author
-
Miroğlu, Valat, Yeşil, Hilal, and Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Back pain ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Pain ,Spinal cord compression ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Spine ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: L5-S1 disk herniasyonuna bağlı bel ağrısı olan hastalarda cerrahi dışı spinal dekompresyonun ağrı, yaşam kalitesi ve fonksiyonel durum üzerine etkinliğini karşılaştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 40 kişi dahil edildi. Hastalar 2 gruba ayrıldı. Çalışma grubuna (n=20) haftada 3 gün, 3 hafta olacak şekilde spinal dekompresyon ile beraber ev egzersizi verildi. Kontrol grubuna (n=20) ise aynı sürede sadece ev egzersizi verildi.Hastalardan tedavi öncesi ve tedavi sonrası olmak üzere iki kez değerlendirme alındı. Kullanılan değerlendirme parametreleri VAS, ODI, BDÖ ve SF-36 yaşam kalitesi değerlendirme anketi oldu. Ayrıca tüm hastalara tedavi öncesi ve tedavi sonrası MRG ve H refleksi ölçümleri yapıldı.Bulgular: Tedavi sonrası sonuçlar karşılaştırıldığında VAS, ODI ve BDÖ ölçümlerinde her iki gruptada belirgin iyileşme görüldü. Gruplar arasında anlamlı değişim yokken, ODI değişim yüzdesi bakımından çalışma grubu lehine anlamlı fark vardı. SF-36 nın alt gruplarına baktığımızda 3 alt parametrede (sosyal fonksiyon, genel sağlık ve mental sağlık) çalışma grubu lehine anlamlı değişim varken, kalan 5 parametrede ise her iki grupta da anlamlı düzelme saptandı ve gruplar arası karşılatırmada fark yoktu. Disk boyutları ve H refleksi ölçümlerinde ise her 2 grupta da tedavi öncesi ve sonrası arasında fark tespit edilmedi.Sonuçlar: LDH'li hastalarda egzersiz tedavisi ile birlikte uygulanan spinal dekompresyon tedavisi ( ODI yüzde değişimi ve SF-36'nın 3 alt parametresi hariç), tek başına egzersiz tedavisine bariz bir üstünlük elde edememiştir. Karşılaştırmasız yapılan çalışmalarda etkinliği gösterilen ve hastalar açısından talep gören bu tedavinin tek başına kullanılmasından ziyade diğer modalitelere eklenmesinin hastaların motivasyonunu arttıracağından iyi bir alternatif oluşturacağını düşünmekteyiz. Objective: We aimed to compare the efficacy of non-surgical spinal decompression on pain, quality of life and functional status in patients with low back pain due to L5-S1 disc herniation.Materials And Methods: 40 people were included in the study. Patients were divided into 2 groups. The study group (n = 20) was given home exercise with spinal decompression for 3 weeks, 3 days per week. In the control group (n = 20), only home exercise was given during the same period.Patients were evaluated twice before and after treatment. The assessment parameters used were VAS, ODI, BDI and SF-36 quality of life assessment questionnaire. In addition, pre-treatment and post-treatment MRI and H reflex measurements were performed for all patients.Results: Compared with post-treatment results, significant improvement was observed in VAS, ODI and BDI measurements in both groups. There was no significant difference in favor of the study group with respect to the percentage of ODI change, while there was no significant change between the groups. There was a significant difference in favor of the study group in terms of percent change in ODI, while there was no significant change between the groups. When we looked at the subgroups of SF-36, there was a significant change in favor of the study group of 3 sub-parameters (social function, general health and mental health). In the remaining 5 parameters, significant improvement was observed in both groups. There was no difference between the groups. Disc size and H reflex measurements were not different between before and after treatment in both groups.Conclusion: In patients with LDH, treatment with spinal decompression combined with exercise therapy (except for the ODI percent change and the three subparameters of SF-36) did not achieve an obvious superiority to exercise therapy alone. We believe that the use of this treatment alone, which has been shown to be efficacious in non-comparative studies and which is in demand for patients, will be a good alternative to other modalities to increase the motivation of the patients. 98
- Published
- 2018
14. Lomber disk hernili hastalarda traksiyon tedavisinin etkinliğinin araştırılması
- Author
-
Mutaf, Nuray, Çoğalgil, Şirzat, and Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Pain measurement ,Hernia ,Transcutaneous electric nerve stimulation ,Traction ,Physical therapy modalities ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Pain ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement ,Ultrasonography - Abstract
LOMBER DİSK HERNİLİ HASTALARDA TRAKSİYON TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİNİN ARAŞTIRILMASIAmaç: Çalışmamızda lomber disk hernisi (LDH) tanısı almış kronik bel ağrılı hastalarda intermittant traksiyon tedavisinin ağrı şiddeti ve fonksiyonel durum üzerine etkisinin araştırılması amaçlandı. Materyal ve Metot: Rutin olarak uygulanan hotpack+transkutanöz elektriksel sinir uyarımı (TENS)+ultrason tedavisi (UST) verilmiş olan hastalar ve bu tedaviye ek olarak traksiyon tedavisi uygulanan hastaların tedavi öncesi ve sonrası sonuçları karşılaştırıldı. Hastaların sonuçlarının değerlendirilmesinde tedavi öncesi ve tedavi sonrasında ağrı şiddeti vizüel analog skala ile (VAS), fonksiyonel durum Oswestry özürlülük indeksi (OÖİ) ve Roland-Morris fonksiyonel değerlendirilme (RMFD) formlarıyla değerlendirildi.Bulgular: Çalışmamızda yaş ortalaması 38,5±10,9 yıl olup, olguların %50'si erkekti. Gruplar arasında yaş, cinsiyet ve VKİ açısından farklılık saptanmadı (p>0,05). Hasta ve kontrol arasında VAS, OÖİ ve RMFD'nin; başlangıç, bitiş ve başlangıç ve bitiş düzeylerinin fark düzeyleri benzerdi (p>0,05). Hasta ve kontrol gruplarında VAS, OÖİ ve RMFD değerlerinde tedavi sonrası anlamlı düşme saptandı (p0,05). Erkek hastaların yaş ortalaması anlamlı olarak düşük saptandı (p0,05). OÖİ başlangıç ve OÖİ fark kadınlarda anlamlı olarak yüksek saptandı (p0,05). VAS, ODI, and RMDI values of before and after treatment are similar between treatment and control group(p>0,05). VAS, ODI and RMDI values are significantly decreased in both groups(p0,05). Male patients mean age was lower meaningfully(p>0,05).ODI before treatment and ODI difference values were significantly lower in females(p
- Published
- 2018
15. Preoperatif servikal sagital dizilimin anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) sonrası cerrahi sonuçlara etkisi
- Author
-
Subaşi Kalayci, Canan, Er, Uygur, and Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı
- Subjects
Pain measurement ,Hernia ,Cervical vertebrae ,Neurosurgery ,Pain ,Nöroşirürji ,Intervertebral disc ,Spine ,Intervertebral disc displacement ,Diskectomy - Abstract
Servikal disk hernisi, boyunda intervertabral diskin merkez yapısının dış tabakadaki yırtıktan, sinirler ve omuriliğin geçtiği kanala doğru taşmasıdır. Günlük yaşam aktivitelerini ve yaşam kalitesini etkileyerek, bireysel zarar ve özürlülüğe neden olabilen bir hastalıktır.Sagittal servikal dizilim bozuklukları ise servikal lordozun azalması ya da artması, servikal kifoz gelişimi, baş önde pozisyonu varlığı, segmental kifoz varlığı, üst servikal lordozun artması ya da azalmasıdır.Bu uzmanlık tezi anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) uygulanan 80 olguda ameliyat öncesi ve sonrasında servikal sagittal dizilim ve klinik sonuçları arasındaki ilişkiyi araştıran retrospektif bir çalışmadır. Bu çalışmanın amacı anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) ameliyatı ile servikal dizilim bozukluğu ve servikal disk hernisi semptom ve klinik bulguları arasındaki ilişkiyi incelemektir.Olguların tamamının ameliyat öncesi ve sonrasında lateral servikal radyografileri temin edildi ve servikal dizilimleri Toyama tiplendirmesi kullanılarak değerlendirildi. Klinik sonuçlar ise nörolojik muayene ve VAS skoru kullanılarak değerlendirildi.Olguların takiplerinde, servikal sagittal dizilimde anlamlı düzelme tespit edildi. Serimizde VAS skorları erken ve geç dönem takiplerinde istatistiksel olarak anlamlı azalma gösterdi. Servikal sagittal profile göre iyileşme oranları arasındaki farklara bakıldı.Bu çalışma göstermiştir ki; anterior servikal diskektomi ve füzyon ameliyatı, klinik ve radyolojik bulgularda anlamlı düzelme sağlamaktadır. Ameliyat öncesi mevcut sagittal profil ameliyat sonuçları üzerinde etkilidir. Herniated cervical disc is displacement of the disc's nucleus through a defect in the annulus fibrosus, into the space occupied by the nerves and spinal cord. The herniated disc can then compress the nerves or cord and cause pain, numbness, tingling or weakness in the shoulders or arms. This may cause individual losses and disability by influencing activities of daily living and quality of life.Cervical malalignments are defined as increasing or decreasing of cervical lordosis, cervical kyphosis, head forward position, presence of segmental kyphosis, increase or decrease in upper cervical lordosis.We included 80 patients, which has soft cervical disc herniation in single, two or three segments into our study. Cervical lateral x-rays were taken in all patients and total as well as segmental cervical lordosis angles were evaluated and grouped by Roussouly classification method. The aim of our study was to assess the correlation between cervical malalignment and anterior cervical discectomy plus fusion (ACDF) operation's outcomes and clinical findings.Cervical lateral x-rays were taken for all patients before and after operation and evaluated cervical alignments using Toyama's classification method. Clinical findings were evaluated using patients' neurological examinations and visual analog scale (VAS).In the follow-up period; that patients' sagittal alignments got better were determined obviously and decreased VAS scores statistically significant in general. We looked at the variation between rates of recovery in comparison with cervical sagittal profile.This study showed that the operation of ACDF provides obvious clinical and radiologic recovery. Preoperative sagittal alignment is effective on results of the operation. 72
- Published
- 2018
16. Multifonksiyonel epidural elektrod ile pulse radyofrekans işleminin etkilerinin araştırılması
- Author
-
Güldüren, Leman Gökçenur, Gurbet, Alp, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Anestezi ve Reanimasyon ,Radiofrequency ,Back pain ,Pain ,Anesthesiology and Reanimation ,Spondylolisthesis ,Intervertebral disc ,Electrodes ,Spinal canal ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bel ağrısı birçok insanı hayatının belli döneminde etkileyen bir durumdur (1). Kronik ağrı tedavisinde farmakolojik ve diğer konservatif yaklaşımlar yetersiz kaldığında; ablatif ve girişimsel metodlar, sinir iletimini kesintiye uğratarak santral bölgede ağrı algılamasını engellediği varsayımı ile uygulanır (2). Girişimsel yöntemler arasında multifonksiyonel epidural elektrod ile pulse radyofrekans (PRF) uygulamaları, görece daha az yan etkisi olan ve çeşitli patolojilerden kaynaklanan bel ve bacak ağrılarında uygulanabilen bir yöntemdir (3). Çalışmamız, Algoloji Bilim Dalı Kliniği'ne başvuran Ekim 2014 - Mart 2017 tarihleri arasında Multifonksiyonel Epidural Elektrod ile PRF işlemi uygulanan 188 hastanın dosyalarının retrospektif olarak taranması ile tamamlandı. Vizüel analog skala (VAS), düz bacak kaldırma testi (DBK)'ne yanıt, lomber eklem hareket açıklığı, analjezik kullanımı, hasta memnuniyet düzeyi ve takibinde operasyon veya invaziv işlem yapılıp yapılmadığı incelenmiştir. VAS ve DBK testi girişim öncesi değerleri ile kıyaslandığında anlamlı derecede iyileşme olduğu görüldü. Olguların 10.gün, 1., 3. ve 6. ay VAS değerleri, işlem öncesi VAS değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p
- Published
- 2018
17. Lomber disk hernisine bağlı kronik radiküler ağrılı hastalarda pulse elektromanyetik alan tedavisinin ağrı, fonksiyonel durum ve yaşam kalitesi üzerine etkinliği
- Author
-
Nasiri Alghou, Mona, Sonel Tur, Birkan, and Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Treatment ,Quality of life ,Hernia ,Physical therapy modalities ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Pain ,Electromagnetic fields ,Radiculopathy ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber Disk Hernisine Bağlı Kronik Radiküler Ağrılı Hastalarda Pulse Elektromanyetik Alan Tedavisinin Ağrı, Fonksiyonel Durum ve Yaşam Kalitesi Üzerine Etkinliği:Uzmanlık Tezi, Ankara, 2018.Giriş ve Amaç:Lomber bölge kas iskelet sistemi ağrılarının en sık görüldüğü lokalizasyondur. Bel ağrısı oldukça maliyetli olup ABD'de 1998 yılında buna yönelik sağlık masraflarının 26.3 milyar dolara ulaştığı bildirilmiştir. Bel ağrısı tedavisinde farmakolojik ajanlar, fizik tedavi uygulamaları ve egzersizler başta olmak üzere çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Pulse elektromanyetik alan (PEMA) tedavisi, son yıllarda kas iskelet sistemi sorunlarında yaygın olarak kullanılan, kolay uygulanabilir, güvenli ve nispeten yeni bir fizik tedavi modalitesidir. Literatürde lomber disk hernisine bağlı kronik radiküler ağrılı hastalarda PEMA tedavisinin etkinliğine dair yapılan çalışmaların sayısı yetersizdir. Bu nedenle çalışmamızda, lomber disk hernisine bağlı kronik radiküler ağrılı hastalarda fizik tedaviye ek olarak uygulanan PEMA tedavisinin ağrı, fonksiyonel durum ve yaşam kalitesindeki iyileşmede tek başına fizik tedaviye üstün olup olmadığını ortaya koymak amaçlanmıştır.Gereç ve yöntem: Bu çalışma prospektif randomize çift kör sham kontrollü olarak tasarlandı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Polikliniği'ne Ocak 2016 ile Şubat 2018 tarihleri arasında mekanik karakterli bel-bacak ağrısı şikayeti ile başvuranve MRG ile lomber disk hernisi tanısı konulan hastalardan çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşılayan 50 gönüllü hasta çalışmaya dahil edildi.Hastalarrandomize olarak PEMA ve kontrol olmak üzere iki gruba ayrıldı. İki gruba da 3 hafta süreyle toplam 15 seans Hotpack ve Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu (TENS) uygulandı. Tedavi grubuna bu tedaviye ek olarak PEMA; kontrol grubuna ise sham PEMA uygulaması yapıldı. Bu grupta cihazın sadece ışığı çalıştırılıp, PEMA tedavi uygulaması yapılmadı.Tüm hastalar aynı hekim (Dr. Mona NASİRİ ALGHOU) tarafından tedavi öncesi, tedavi bitiminde ve tedavi sonrası 4.haftada vizüel analog skala (VAS), Modifiye Schober testi, Düz bacak kaldırma testi (DBKT), Douleur Neuropathique 4 (DN4), Roland-Morris disabilite anketi (RMDA) ve Nottingham Sağlık Profili (NSP) ile değerlendirildi. Hastaların körlüğünü sağlamak amacıyla tüm randomizasyon ve tedaviler aynı fizyoterapist (HK) tarafından uygulandı. Hastaların tedavi süreleri boyunca parasetamol grubu analjezik almalarına izin verilmiştir, ayrıca hastalarda oluşan yan etkilerde sorgulanarak kayıt edildi.Bulgular: Toplam 45 hasta çalışmayı tamamladı (PEMA grubunda 23, kontrol grubunda 22).Hastaların yaş ortalaması 45,36 ± 10,74 (20 – 63) olarak hesaplandı. Çalışmaya 30 (%66,7) kadın, 15 (%33,3) erkek hasta katıldı. Çalışma başlangıcında, her iki gruptaki hastaların demografik özellikler, hastalık süresi, ek hastalık, ek ilaç kullanımı, ağrı olan taraf ve diğer değişkenlerin başlangıç değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Her iki grupta da VAS, DBKT ve DBK derece değerlerinde hastaların başlangıç değerlerine göre tedavi sonrasında iyileşme olduğu görüldü (p 0,05). Nöropatik ağrı ve nöropatik ağrı puan değerleri kontrol grubunda zaman içerisinde bir farklılık göstermezken, tedavi grubunda tedavi sonrası 1. ayda iyileşme olduğu saptandı (p< 0,01). M. Schober için kontrol grubunda zamana göre bir değişim gözlenmezken (p = 0.27) tedavi grubunda zamanla M.Schober değerinin arttığı görüldü (p < 0.01). Kontrol grubunda RMDA başlangıç değerleri tedavi sonrası 1. ayda farklılık gösterdi (p 0 , 05). While neuropathic pain and neuropathic pain scores did not show any difference in the control group over time, the treatment group showed improvement at 1 month after treatment (p
- Published
- 2018
18. Servikal ve lomber disk hernili hastalarda ruhsal bulguların değerlendirilmesi
- Author
-
Kartal Sarioğlu, Fatma, Karlıdağ, Rifat, and Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
- Subjects
Psychiatry ,Hernia ,Depression ,Cervical vertebrae ,Back pain ,Pain ,Anxiety ,Intervertebral disc ,Psikiyatri ,Intervertebral disc displacement - Abstract
ÖZETAmaç: Literatürde kronik bel ve boyun ağrıları ile ruhsal durumun değerlendirildiği çok sayıda çalışma bulunmaktadır ancak spesifik olarak yapısal patolojinin tespit edildiği bel veya boyun ağrısı ile ruhsal bulgular arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışma sayısı çok azdır. Çalışmamızda servikal ve lomber disk hernili hastaların ruhsal bulgularını değerlendirmeyi amaçladık.Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, 42 sağlıklı kontrol ve en az 6 aydır süren bel ya da boyun ağrısı şikayeti ile Nöroşirürji ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon polikliniklerine başvuran 28'i servikal, 36'sı lomber disk hernisi tanısı almış hastalar dahil edilmiştir. Psikiyatri uzmanı tarafından hasta ve kontrol grubuna DSM-5 tanı kriterleri temel alınarak yarı yapılandırılmış psikiyatrik görüşme yapılmıştır. Tüm katılımcılara, Sosyo-demografik Bilgi Formu, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri, Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 Testi, Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Form-36, Bedensel Duyumları Abartma Ölçeği dolduruldu. Hasta gruplarına, Visüel Analog Skala, servikal disk hernili hastalara Boyun Ağrı ve Özürlülük indeksi, lomber disk hernili hastalara Oswestry disabilite indeksi dolduruldu. Bulgular: Hem servikal hem de lomber disk hernili grupta, anksiyete düzeyi yüksekken, depresyon ve bedensel duyumları abartma düşük saptanmıştır. Emosyonel rol güçlüğü dışında, yaşam kalitesi alt parametreleri hasta gruplarında anlamlı olarak düşük saptanmıştır. Ağrı ve özürlülük arasında orta derecede korelasyon tespit edilmiştir. Ağrı veya özürlülük ile anksiyete veya depresyon düzeyleri arasında da orta derecede korelasyon saptanmıştır.Sonuçlar: Çalışmamızda her iki hasta grubunda anksiyete düzeyininin yüksek olması, belki de disk herniasyonundaki dejenerasyonun progresyonunda patolojik hale gelen anksiyetenin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Lomber ve servikal disk hernili hastaların tedavisinde ağrı dışında, yaşam kalitesi ve özürlülüğü etkileyebilecek psikolojik faktörler de saptanmalı ve multidisipliner tedavi yaklaşımları uygulanmalıdır.Anahtar kelimeler: servikal ve lomber disk herniasyonu, anksiyete, depresyon, ağrı. ABSTRACTAim: In the literature, there are many studies evaluating mental status with chronic low back and neck pain. However, there are very few studies examining the relationship between neck or low back pain and psychological findings that have a specific structural pathology. In our study, we aimed to evaluate the psychological findings of patients with cervical and lumbar disc herniation.Material and Method: The study included 42 healty controls and 28 patients with cervical, 36 patients with lumbar disc herniation who were admitted to Neurosurgery and Physical Therapy and Rehabilitation outpatient clinics with complaints of back or neck pain for at least 6 months. A semi-structured psychiatric interview was conducted by the psychiatrist on the basis of DSM-5 diagnostic criteria in the patient and control groups. All participants were filled with Socio-Demographic Information Form, Beck Anxiety Scale, Beck Depression Scale, State and Trait Anxiety Inventory, Generalized Anxiety Disorder-7 Test, Quality of Life Scale-Short Form-36, Somatosensory Amplification Scale. Patients were included in the patient group, Visual Analog Scale, patients with cervical disc herniation, Neck Pain and Disability Index, patients with lumbar disc herniation and Oswestry disability index were filled.Results: In both cervical and lumbar disc herniation group, anxiety level was high, while depression and somatic sensation amplification were low. Quality of life sub-parameters were found to be significantly lower in patient groups except for emotional role difficulties. There was a moderate correlation between pain and disability. There was also a moderate correlation between pain or disability and anxiety or depressionConclusion: In our study, the high level of anxiety in the patient groups suggests that the anxiety that might be effective in the progression of degeneration of the disc herniation. In the treatment of lumbar and cervical disc herniation, psychological factors that may affect the quality of life and disability other than pain should be determined and multidisciplinary treatment approaches should be applied.Key Words: Cervical and lumbar disc herniation, anxiety, depression, pain. 100
- Published
- 2018
19. Determination of the levels of avoidance from pain and fear of the patients who have a hernic surgery
- Author
-
Tan Çelik, Fatma, HKÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Tan Çelik, Fatma, Köçkar, Çiğdem, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Hernia ,bel fıtığı ameliyatı ,Back pain ,korku kaçınma tutumu ,Nursing ,Fear ,bel fıtığı ,cerrahi sonrası ağrı ,Anxiety ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement ,Lumbar vertebrae ,Pain-postoperative ,Hemşirelik - Abstract
Çalışmanın amacı, beyin cerrahi kliniklerinde yatan, bel fıtığı ameliyatı olan hastaların ağrı ve korku kaçınma düzeylerini belirlemektir. Araştırma 2016 Kasım ve 2017 Mayıs ayı tarihleri arasında gerekli kurumsal izinler alınarak Gaziantep Şehitkâmil Devlet Hastanesi ve Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Klinikleri' nde gerçekleştirilmiş, tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Hastanelerin Beyin Cerrahi Kliniklerinde yatan 92 gönüllü hastayla araştırma yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında `Sosyo-Demografik Veri Formu`, `Görsel Kıyaslama Ölçeği` ve `Korku Kaçınma Tutumları Anketi` kullanılmıştır. Verilerin istatiksel analizi SPSS.21, istatistiksel yazılım programında yapıldı. Verilerin analizinde bağımlı bağımsız değişkenlerin karşılaştırılmasında sayı yüzdelik, t testi, Kruskal Wallis, Mann-Whitney U kullanıldı. Kadın hastaların erkeklere oranla korku kaçınma ve ağrı oranlarının düzeylerinin daha yüksek olduğu bulundu (p
- Published
- 2018
20. Lumbal disk hernili hastalarda hastalığın evresi ve seviyesinin denge üzerine etkisi
- Author
-
Yapici, Alp Tunca, Gelecek, Nihal, and Diğer
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Disability ,Disabled persons ,Equilibrium ,Ağrı ,Pain ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Disease ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Intervertebral disc ,Disease severity ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı, LDH tanısı alan hastalarda disk hernisinin evresi (bulging ve protrüzyon) ve seviyesinin (L4-5 ve L5-S1) hastaların ağrı şiddeti, özürlülük düzeyleri ve denge üzerine etkilerini araştırmaktı.Yöntem: Lumbal disk hernisi tanısı alan toplam 119 (kadın:64, erkek:55) hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların ağrı şiddeti (görsel analog skala), özürlülük düzeyi (Ostwestry Özürlülük İndeksi (OÖİ)) ve Biodex Denge Sistemi kullanılarak denge ile ilişkili özellikleri (Postüral stabilite, Kararlılık Sınırları İndeksleri (KSİ) ve Duyusal Etkileşim Denge testi (DEDT)) değerlendirildi. Bulgular: L4-5 seviyesinde bulging ve protrüzyon evresindeki hastaların denge performansları karşılaştırıldığında, protrüzyon evresindeki hastaların sadece sağ ön yön indekslerinde istatiksel olarak anlamlı fark vardı (p0.05). İki farklı seviyedeki bulging tanısı alan hastalar birbiri ile karşılaştırıldığında seviyeye göre hiçbir özellikte istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı (p>0.05). Diğer taraftan protrüzyon evresindeki hastaların karşılaştırılmasında ise hastaların yaş ortalamasının, toplam stabilite indeksi ile medial-lateral stabilite indekslerinin ve gözler açık yumuşak zemin test indeksi hariç diğer tüm DEDT indekslerinin L4-5 seviyesindeki hastalarda istatistiksel olarak daha yüksek olduğu belirlendi (p0.05). Sonuç: Çalışmamızın sonuçları, özürlülük düzeyi ve denge performansının hastalık seviyesinden bağımsız olarak bulging ve protrüzyonlu hastalarda benzer olduğunu göstermiştir. Sonuçlarımız LDH'sinde hastalık seviyelerine göre özellikle protrüzyonlu hastalarda dengedeki etkilenimin daha fazla olduğunu desteklese de bu durumun daha çok artmış yaşa bağlı olduğu düşünülmektedir. Objective: The aims of this study were to investigate the effects of stages (bulging and protrusion) and levels (L4-5 and L5-S1) of hernia on pain severity, disability and balance in this patient population. Methods: 119 patients with LDH were included in this study. Pain severity, Ostwestry Disability Index (ODI) and Balance abilities (postural stability, Limits of stability -LoS, and Clinical Test of Sensory Interaction and Balance-CTSIB) of the patients were measured using Biodex Balance System.Results: When we compared the balance performance of the patients with bulging and protrusion, there was a significant difference only in (R) forward direction index of the protrusion group at L4-5 level (p0.05).When we compare the patients according to the levels within each phase, no significant difference was found on behalf of bulging in any levels (p>0.05). On the other hand, age, overall and medial-lateral postural stability indexes and all CTSIB parameters except foam eyes-opened were significantly higher in patients with protrusion at L4-5 level (p0.05).Conclusion: The results of the study indicated that disability and balance performance were similar in patients with bulging and protrusion independent from the levels of the disease. Levels of LDH affect balance performance specifically in patients with protrusion probably due to increased age. 73
- Published
- 2018
21. Lomber disk hernisinde IDET (intradiskal elektrotermal terapi) anüloplasti uygulanmış hastalardaki sonuçlar: Retrospektif çalışma
- Author
-
İleri, Abdurrahman, Önal, Selami Ateş, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Retrospective studies ,Anestezi ve Reanimasyon ,Back pain ,Pain ,Anesthesiology and Reanimation ,Intervertebral disc ,Electric stimulation therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bel ağrıları, erişkinlerin %80'ini yaşamları boyunca en az bir defa etkileyebilen ve sebep olduğu iş gücü kayıpları yanında tanı ve tedavi prosedürleri açısından değerlendirildiğinde yüksek maliyetlere yol açabilen önemli bir sağlık problemidir ve tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bu çalışmada lomber disk hernisi hastalarında IDET anüloplasti uygulanmasının kliniğimizdeki sonuçlarını değerlendirmek amaçlanmıştır.Fırat Üniversitesi Hastanesi Algoloji Polikliniği'ne başvuran lomber disk hernisi tanısı almış, kronik diskojenik ağrılı, 2012-2014 tarihleri arasında IDET anüloplasti uygulanan hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışma kriterlerini karşılayan 90 hasta çalışmaya dahil edildi. Cinsiyetler açısından yaş, ağrı süresi, preoperatif VAS skorları, postoperatif VAS skorları açısından anlamlı farklılık yoktu (p=0.75). Hastalar en sık (%56,7) bilateral alt ekstremite ağrısıyla kliniğimize başvurdu. Hastalardaki en sık MRG patolojsi rüptür+ bulging (%50), ikinci sıklıkta rüptür+protrüzyon (%28,9) idi. 14 hastanın (%15,5) daha önce herhangi bir tedavi almadığı, 53 hastanın (%58,8) medikal tedavi aldığı ve 23 hastaya (%25,5) TFS uygulandığı tespit edildi.Şikayet seviyelerinin en sık L4-5 (45) ,ikinci sıklıkta L5-S1 (23) olduğu görüldü. İşlem yapılan tüm seviyelerde preoperatif ve postoperatif VAS skorları arasında anlamlı farklılık vardı (p
- Published
- 2017
22. Effectiveness of electromagnetic field application on clinical parameters in patients with servical discal herniation
- Author
-
Hattapoğlu, Erkam, Batmaz, İbrahim, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, and Hattapoğlu, Erkam
- Subjects
Physical therapy modalities ,Cervical vertebrae ,Boyun ağrısı ,Magnetoterapi ,Electromagnetic fields ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Magnetic field therapy ,Servikal disk hernisi ,Intervertebral disc displacement ,Manyetik alan tedavisi ,Magnetotherapy ,Neck pain ,Cervical disc herniation ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Elektromanyetik alan tedavisi ,Electromagnetic field therapy ,Physical therapy ,Neck - Abstract
Amaç: Bu çalışmada amaç, servikal disk hernili hastalarda elektromanyetik alan tedavisinin etkinliğini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğinde radyolojik olarak servikal disk hernisi tanısı alan ve çalışma kriterlerini sağlayan 74 hasta çalışmaya alındı. 74 hastadan 64'ü çalışmayı tamamladı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Her iki gruptaki hastalara konvansiyonel TENS ve hotpack (yüzeyel sıcak uygulama) tedavisi verildi. Bu tedavileride ek olarak çalışma(n:32) grubundaki hastalara pulse manyetik alan tedavisi (yüzde 60 yoğunlukta, 50 hz frekansta, 20 dakika boyunca) verilirken, kontrol(n:32) grubundaki hastalara akım verilmeden manyetik alan(sham manyetik alan) verildi. Hastalar; çalışma öncesi, çalışma sonunda(3. hafta) ve tedaviden sonra 12. haftada Vizüel analog Skala(VAS), Boyun Ağrı ve Özürlülük Skalası(NPDS), Nottingham Sağlık Profili(NHP) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği(HAD) kullanılarak değerlendirildi.Bulgular: Her iki grup ayrı ayrı tedavi öncesi ile tedavi sonrası karşılaştırıldığında VAS, NPDS, NHP, HAD skorlarında istatistiksel olarak anlamlı iyileşme oldu. İki grup kendi arasında karşılaştırıldığında, tedavi öncesi ile sonrası arasındaki farkta iki grup arasında anlamlı sonuç bulunmadı. Tedavi öncesi ile tedaviden sonra 12.hafta arasındaki farkta VAS skoru ve NHP Uyku parametresinde çalışma grubu lehine anlamlı derecede ilişki saptandı (p
- Published
- 2017
23. Synthesis of active drug loaded hyaluronic acid nanoparticles and evaluation of their use in joint degeneration
- Author
-
Birdane, Seval, Karahan, Siyami, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, and KKÜ, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Herniaria ,Siyatik sinir ,Hyaluronic acid ,Joint diseases ,Sciatic nerve ,Teşhis ,Ultrasonography ,İntervertebral disk ,Elastography ,Intervertebral disc ,İntervertebral disk deplasmanı ,Dexamethasone ,Intervertebral disc displacement ,Cartilage ,Chondrocytes ,Elastografi ,Drug substances ,Nanoparticles ,Joints ,Biyoteknoloji ,Diagnosis ,Ultrasonografi ,Biotechnology - Abstract
YÖK Tez ID: 474515 Kıkırdak dokunun onarılma yeteneği vücutta bulunan diğer dokulara göre daha sınırlıdır. Kıkırdak doku kan damarlarından yoksun avasküler bir yapıya sahip olduğu için kıkırdak hücreleri düşük oksijen konsantrasyonlarında dahi metabolik aktivite göstermektedir. Son yıllarda kıkırdak doku mühendisliği ve nanoteknoloji alanında çalışmalar hız kazanmış nanoteknolojinin önemli çalışma alanlarından olan biyouyumlu nanopartiküllerden yararlanılarak kıkırdak doku tedavisinde ciddi çalışmalar yapılmıştır. Bu tez çalışmasında; kondrosit hücrelerine bir kortikosteroid türevi olan deksametazon içeren hyaluronik asit nanopartikülleri yüklenerek salınımın, hücre canlılığının, sitotoksisitesinin ve apoptoz-nekroz oranının belirlenmesi amaçlanmıştır. İlk olarak hyaluronik asit nanopartikülleri sentezlenmiş daha sonra ise ilaç (deksametazon) yüklenmiş ve salınım çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Deksametazon yüklenmiş ve yüklenmemiş hyaluronik asit nanopartikülleri farklı konsantrasyonlarda kondrosit hücrelerine uygulanarak hücrelerdeki etkisi incelenmiştir. Bu amaçla; ikili boyama yöntemi ile apoptoz/nekroz testi, genotoksisite için mikronükleus testi, sitotoksisite için WST-1 ve Alamar mavisi testi, GAG sentezi için DMMB analizi, proliferasyon için RTCA (Tam Zamanlı Hücre Analizi) testi yapılmıştır. WST-1 sitotoksisite testinde hyaluronik asit nanopartiküllerinin kondrosit hücrelerine uygulaması ile canlılık oranları 1mg/mL derişiminde % 108,91 ve 0,0312mg/mL derişiminde % 126,88 bulunmuştur. Deksametazon yüklü hyaluronik asit nanopartiküllerinin uygulaması ile ise 1mg/mL derişiminde % 93,42 ve 0,0312mg/mL derişiminde % 134,53 bulunmuştur. Ayrıca sonuçlar Xcelligence hücre proliferasyon testi sonuçları ile uyumludur. Deksametazon yüklenmiş gerekse yüklenmemiş hyaluronik asit nanopartiküller GAG sentezinde kontrole göre önemli bir değişiklik göstermemektedir. Deksametazon yüklenmiş hyaluronik asit nanopartiküller İkili boyama testinde doz azaldıkça apoptotik ve nekrotik indeks azalmaktadır. Sonuç olarak; elde edilen bulgular hyaluronik asit nanopartiküllerden kontrollü salınan deksametazon kondrositlere 0,5mg/mL ve daha düşük dozlarda olumsuz etki göstermemektedir. Bu nedenle dejeneratif eklem tedavilerinde antiinflamatuvar olarak kullanılan deksametazonun hyaluronik asit ile sinerjistik etki yapacağı düşünülmektedir. İlave in vivo çalışmalarla bu sav desteklenmektedir. Cartilage has a limited capacity of repair compared to other tissues in the body. Because cartilage is avascular tissue, chondrocytes exert their metabolic activities in a low oxygenated environment. In recent years, studies in cartilage tissue engineering and nanotechnology have been gained speed. Serious approaches in cartilage tissue engineering have been conducted using biocompatible nanoparticles. In this thesis, it was aimed to load dexamethasone, a corticosteroid derivative, on hyaluronic acid nanoparticles and to evaluate chondrocyte viability, cytotoxic and apoptotic-necrotic effects on chondrocytes upon release. First, hyaluronic acid nanoparticles were synthetized and dexamethasone was loaded on hyaluronic acid nanoparticles. The rate of dexamethasone release was determined. Then, dexamethasone loaded hyaluronic acid nanoparticles at various concentrations were applied to chondrocytes and their effects were evaluated. For this purpose, the following tests were conducted: double staining method for apoptosis-necrosis, micronucleus test for genotoxicity, WST-1 and Alamar Blue tests for cytotoxicity, DMMB for GAG synthesis and Real time cell analysis for cell proliferation Cytotoxicity tests indicated that cell viabilities following hyaluronic acid nanoparticle application were 108.91% and% 126.88% at doses of 1 mg/mL and 0.0312 mg/mL, respectively. Cell viabilities following application of dexamethasone loaded hyaluronic acid nanoparticles were 93.42% and % 134.53% at doses of 1 mg/mL and 0.0312mg/mL, respectively. The results were compatible with Xcelligence cell proliferation test. Compared to control, neither dexamethasone loaded nor hyaluronic acid nanoparticles without dexamethasone did not change GAG synthesis. Apoptotic and necrotic index following application of dexamethasone loaded hyaluronic acid nanoparticles declined in a dose dependent manner. As a result, dexamethasone released from hyaluronic acid nanoparticles did not exert a serious negative effect on chondrocytes at a concentration of 0.5mg/mL or below. Thus, it is thought that dexamethasone, which has been used as an anti-inflammatory agent in degenerative joint diseases, may exert a synergistic effect with hyaluronic acid. This notion should be supported by additional in vivo studies.
- Published
- 2017
24. Lomber disk hernisine bağlı bel ağrısında yüksek yoğunluklu lazer terapi'nin (HILT) etkinliğinin araştırılması
- Author
-
Kutlu, Dilanur, Tarakcı, Devrim, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, and Tarakçı, Devrim
- Subjects
HILT ,Disc Hernia ,Disk Herni ,TENS ,Back pain ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement ,Oswestry ,Laser therapy ,Transcutaneous electric nerve stimulation ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Bel Ağrısı ,Low Back Pain ,Physical therapy - Abstract
Çalışmanın amacı, lomber disk hernisine bağlı bel ağrısında TENS yerine uygulanan Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi'nin (HILT) etkinliğini araştırmaktır. Yaşları 18-60 arası değişen 40 hasta randomize olarak iki gruba ayrıldı. Tek sırada gelenler kontrol grubuna, çift sırada gelenler çalışma grubuna dahil edildi. Tüm hastalar haftada 5 gün, 20 seans boyunca fizik tedavi programına alındı. Kontrol grubuna TENS, enterferansiyel akım, ultrason ve hotpack; çalışma grubuna ise plasebo TENS, enterferansiyel akım, ultrason, hotpack ve HILT uygulandı. Ağrı şiddeti VAS, eklem hareket açıklığı gonyometre ile ölçüldü. Bel ağrısının günlük yaşam aktivitelerine etkisini değerlendirmek için Oswestry Skalası, depresyon durumunu değerlendirmek için Beck Depresyon Ölçeği kullanıldı. Hastalar tedavi öncesi ve sonrasında değerlendirildi. Tedavi öncesi VAS, Oswestry Skalası, Beck Depresyon Ölçeği, fleksiyon ve ekstansiyon skorlarında gruplar arası istatistiksel olarak fark bulunmadı (p>0,05). Sağ ve sol lateral fleksiyon arasında ise fark olduğu saptandı (p0,05). Tedavi sonrasında yapılan değerlendirmelerin karşılaştırılması sonucunda, gruplar arasında tüm değerlendirme parametrelerinin değişim farkları açısından sadece VAS değerlerinde çalışma grubu lehine anlamlı fark saptandı (p=0,031). Tedavi sonrasında gruplar arası Oswestry Skalası parametrelerinin değişim farkları açısından karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Sonuç olarak; lomber disk hernisine bağlı bel ağrısında uygulanan HILT, bütün değerlendirme parametrelerinde iyileşme sağlamıştır. HILT'in TENS'e göre ağrıyı azaltmada daha etkin olduğu ve TENS yerine alternatif olarak kullanılabileceği saptanmıştır.Anahtar Kelimeler: bel ağrısı, disk herni, HILT, Oswestry, TENS The aim of this study was to investigate the efficacy of the application of high intensity laser therapy instead of TENS in patients with low back pain due to lumbar disc hernia. Forty patients aged between 18 to 60 were included. The patients were randomized into two groups according to the order of presentation (odd numbers - control group, even numbers - study group). All patients were taken into physical therapy program for 5 days in a week for a total of 20 sessions. Patients in the control group received TENS, interferential current, ultrasound, and hot pack; while the patients in the study group received placebo TENS, interferential current, ultrasound, hot pack, and HILT. Pain severity was scored by using VAS and range of motion of the joints was evaluated by a goniometer. Oswestry Scale was used to evaluate the effect of low back pain on daily activities and Beck Depression Inventory was used to evaluate the depression. Patients were evaluated before and after the treatment. Pretreatment VAS, Oswestry Disability Index, Beck Depression Inventory, flexion, and extension scores were not statistically different between the groups (p>0,05). However, there was a significant difference between right and left flexion (p0,05). In the comparison of post-treatment improvements, among all parameters only VAS score had a significant difference in favor of study group (p=0,031). In post-treatment comparison of the parameters of Oswestry Disability Index, there was not statistically significant difference between the groups. (p>0,05). In conclusion, HILT application in patients with low back pain due to lumbar disc hernia achieved significant improvement in all parameters. It was determined that HILT is more effective than TENS in terms of pain reduction and HILT can be used as an alternative to TENS.Keywords: low back pain, depression, disc hernia, HILT, Oswestry 87
- Published
- 2017
25. Bel ve boyun fıtığı olan hastaların ameliyat öncesi ağrı gidermede kullandıkları tamamlayıcı yaklaşımlar
- Author
-
Çelik Yilmaz, Ayşe, Çavdar, İkbal, and Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
- Subjects
Treatment ,Sciatica ,Shoulder pain ,Back pain ,Pain ,Preoperative period ,Nursing ,Hemşirelik ,Perioperative nursing ,Intervertebral disc ,Complementary therapies ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Çalışma bel ve boyun fıtığı tanısı ile cerrahi girişim planlanmış hastaların ameliyat öncesi ağrı gidermede kullandıkları tamamlayıcı yaklaşımları belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Örneklemi GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi (Sultan Abdülhamit Eğitim Hastanesi) Beyin ve Sinir Cerrahi Servislerinde, 01 Aralık 2014-30 Haziran 2015 tarihleri arasında yatan ve katılım konusunda gönüllü 92 bel/boyun fıtığı hastası oluşturdu. Ameliyat öncesi dönemde hastalarla yüz yüze görüşüme yöntemi kullanılarak toplandı. Araştırmada, hastaların ağrılarını gidermek amacıyla herhangi bir tamamlayıcı yönteme başvurma oranı %34,8 bulundu. Hastaların %43,8'inin tamamlayıcı yöntemleri çevresinin etkisi ile kullandıkları ve %31,3'ünün ağrılarını azaltmak amacıyla bu yöntemleri tercih ettiği, tamamlayıcı tedavileri kullanan hastaların %62,5'inin kullandıkları yöntemin yararlı olduğunu düşündüğü belirlendi. Hastaların cinsiyet ve tıbbi tanıları ile hayatlarının ilerleyen döneminde TAT yöntemlerine başvurma arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı idi.Sonuç olarak çalışmamızda, bel / boyun fıtığı olan hastaların ameliyat öncesi ağrılarını gidermede tamamlayıcı yöntemlere başvurduğu ve en sık kullanılan tamamlayıcı yöntemin halk dilinde 'bel çekme' olarak adlandırılan traksiyon yöntemi olduğu bulundu.Anahtar kelimeler: Hemşirelik, tamamlayıcı terapiler, alternatif terapiler, ağrı. This study was conducted to determine the complementary therapies used by patients diagnosed with lomber and cervical disc hernia with planned surgical intervention in order to relieve the pain. 92 patients who were hospitalized due to lomber/cervical disc hernia were included in the study between 01 December 2014- 30 June 2015 in Department of Neurosurgery, (GATA Haydapasa Training Hospital) Haydarpasa Sultan Abdulhamit Training Hospital. During the preoperative period, data in the questionnaire form were filled by direct conversations with the patients. We found of 34 percent of patients used a complementary therapy for pain relief. It was determined that 43.8 percent of the patients were using the complementary methods with the influence of the social environment, 31.3 percent of them used them to reduce the pain and 62.5 percent of patients who use complementary therapies say they benefit from this method. The difference between the gender, medical diagnosis of patients and the application of complementary therapy in later life was statistically significant.In conclusion, our study showed that patients with lumber/cervical disc hernia referred to complementary methods at the time of preoperative pain relief and that the most commonly used complementary method was traction.Key Words: Nursing, complementary therapies, alternative therapies, pain. 71
- Published
- 2017
26. Lomber disk hernili hastalarda siyatik sinirin us elastografi ile değerlendirilmesi
- Author
-
Çelebi, Umut Orkun, Burulday, Veysel, and Radyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Diagnosis ,Radyoloji ve Nükleer Tıp ,Radiology and Nuclear Medicine ,Herniaria ,Sciatic nerve ,Elastography ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement ,Ultrasonography - Abstract
Lomber disk hernisi, disk materyalinin (nükleus pulposus veya anulus fibrozis) intervertebral disk aralığı dışına yer değiştirmesidir. Yaşa ve cinsiyete göre değişim gösteren semptomatik lomber disk hernisi prevelansı %1-3 arasındadır. Lomber disk hernisi tanısında en sensitif ve spesifik görüntüleme yöntemi manyetik rezonans görüntüleme (MRG)'dir. Ancak MRG pahalı bir yöntem olup ulaşılabilirliği sınırlıdır. Kompresyon sonucunda oluşan doku deformasyonunun ölçümüne dayanan Ultrason elastografi (UE) yeni bir sonografik görüntüleme yöntemidir. Bu çalışmanın amacı B-mod sonografi, strain ve shear wave elastografi (SWE) ile foraminal stenozu olan lomber disk hernili hastalarda siyatik sinir özellikleri, elastisitesinin belirlenmesi ve bu hastalarda elastografinin tanısal değerinin belirlenmesidir.Bu çalışma yerel etik komitesi tarafından onaylandı ve tüm katılımcıların yazılı onamı alındı. Çalışmaya L4-S1 aralığında, foraminal düzeyde tek seviyede ve tek taraflı lomber disk hernisi olan 40 hasta ve yaşa-cinsiyete göre eşleştirilmiş 40 sağlıklı gönüllü dahil edildi. Lomber disk hernisi tanısı MRG ile konuldu. Foraminal stenoz Wildermuth evrelemesi ile sınıflandırıldı. B-mod sonografi ile siyatik sinir çapı belirlendi. Hem hastaların hem de sağlıklı gönüllülerin siyatik sinirleri strain ve SWE ile gluteal bölgeden değerlendirildi.İstenen bölgenin gerçek zamanlı strain görüntüleri 256 renk haritalı bir ekranda görüntülendi, elde edilen renk kodları; kırmızı (en yumuşak doku), yeşil (orta sertlikte doku) ve mavi (en sert doku) olarak değişim göstermekteydi. SWE ile siyatik sinir sertliği kilopascal cinsinden (kPa) kantitatif olarak değerlendirildi. SWE görüntülerinin Receiver operating characteristic (ROC) eğrileri analiz edilerek SWE'nin tanısal performansı MRG yöntemiyle karşılaştırılarak değerlendirildi.Yaş ortalaması hastalarda 43.1 ± 12.7 yıl, kontrol grubunda 42.9 ± 10.7 yıldı. Hastaların %50'si kadın, kontrollerin %45'i kadındı. Wildermuth evrelemesine göre hastaların %30'u evre 1, %42.5'i evre 2, %27.5'i evre 3'tü. Hasta ve kontrollerin sağ siyatik sinir çapı (5.8 & 5.9 mm, p=0.494) ve sol siyatik sinir çapları (5.9 & 5.8 mm, p=0.714) benzerdi. Hastaların etkilenen taraf siyatik sinir çapı ile etkilenmeyen taraf siyatik sinir çapı benzerdi (5.8 vs 6.0 mm, p = 0.261). SWE yöntemiyle değerlendirildiğinde, etkilenen taraf siyatik sinir elastisitesi Wildermuth evrelerine göre farklılık göstermiyordu (p=0.225).Strain elastografide, siyatik sinir hastaların %80'inde mavi veya mavi-yeşil olarak kodlandı. Bu oran kontrol grubunda %7.5'ti. SWE ölçümleri etkilenen tarafta kontrollere kıyasla hem aksiyel (p
- Published
- 2017
27. Servikal sagital denge parametrelerinin 1 ve 2 seviye anterior servikal diskektomi ve füzyon (ACDF) yapılan hastalarda değişimi
- Author
-
Erdin, Çiğdem, Tuncer, Cengiz, and Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı
- Subjects
Retrospective studies ,Hernia ,Magnetic resonance imaging ,Cervical vertebrae ,Neurosurgery ,Pain ,Nöroşirürji ,Surgery ,Fusion ,Spine ,Intervertebral disc displacement ,Diskectomy - Abstract
Bu çalışmada Ocak 2015-Ocak 2017 arasında Düzce Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı'nda ameliyat edilen 18-70 yaş arası, 1 ve 2 seviye yumuşak servikal disk hernisi olan, radyolojisiyle semptomları ilişkili, 3 hafta tıbbi tedaviden yanıt alamayan ve füzyonlu anterior servikal diskektomi yapılan 55 hasta çalışmaya dahil edilmiş, çalışma retrospektif olarak yürütülmüştür. Etik kurul onayı tez içinde yer almaktadır.Hastaların tümünün ameliyat öncesi ve sonrası servikal MRG ve iki yönlü servikal grafi tetkikleri yapılarak, nörolojik muayeneleri ve Vizuel Analog Skala değerleri ve sagittal denge parametrelerinden servikal lordoz açısı (SLA), C2 tilt (C2T), kranial insidans (Kİ) ve kranial eğim (KE) ölçümleri yapıldı. C2T, SLA, Kİ, KE ölçümleri ile ameliyat sonrası 1. Gün, 15. gün ve 3. aydaki VAS değerleri değerlendirildi. Ameliyat öncesi ve sonrası dönemde ölçülen SLA, KE, C2T, Kİ değerlerindeki değişimlerin ağrı ile korelasyonu değerlendirildi.Ameliyat öncesi ve sonrası dönemde ölçülen Kİ, KE, C2T ve SLA açısı ölçüm değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Her seviye için ve 2 seviye disk hernileri için de tüm ameliyat sonrası zamanlarda VAS değişimi istatistiksel olarak anlamlıydı. Bu araştırmanın asıl konusu olan, iyileşme ile paralel olarak servikal sagittal denge parametrelerin değişimi konusunda araştırmamızın sonuçları hipotezimizi desteklememekle birlikte, servikal sagittal parametrelerin restorasyonu SLA, KE ve C2T parametreleri için normal popülasyon değerlerine ameliyat sonrası dönemde giderek yaklaşmıştır.SDH sonuçlarında da omurga cerrahisinin diğer alanlarında olduğu gibi klinik düzelme radyolojik düzelmeden önce gelmektedir. Servikal sagittal denge parametrelerin ameliyat sonrası uzun dönem sonuçlarında istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilebileceği düşünülmektedir.Anahtar Sözcükler: Servikal sagittal denge, servikal disk hernisi, cerrahi tedavi, servikal lordoz açısı, C2 tilt, kranial insidans, kranial eğim In this study, included 55 patients operated (ACDF) in the department of Neurosurgery in Düzce üniversity between January 2015 and January 2017 who are between 18 and 70 years, has one and two level soft cervical disc hernia that had not responded to medical treatment for at last 3 weeks and radiological imaging related with patients symptoms. The study retrospectively designated.Preoperative cervical MRI, antero-posterior and lateral cervical roentgenography, neurological examination, visual analog scala (VAS) values, and among sagittal balance parameters, cervical lordosis angle, cranial insidence, cranial slope, C2 tilt were evaluated. Postoperative antero-lateral roentgenography, cervical lordosis angle, cranial insidence, cranial slope, C2 tilt and VAS values 1th, 15th days, and the third months after the surgery were evaluated. Preoperative and postoperative cervical lordosis angle, C2 tilt, cranial insidence and cranial slope values measured and evaluted the correlation of these parameter changes with pain statistically. There is no statistically significant differences was found between preoperative and postoperative cranial insidence, cranial slope, cervical lordosis angle and C2 tilt values. Statistical analysis showed that change of VAS values is significant for every level and two levels disk hernia all postoperative follow-up times (p˂0.001). The main hypothesis of this study, which is surgical treatment with ACDF changes cervical sagittal balance parameters signifintly in parallel aspect weren't supported by our study but, restoration of cervical sagittal parameters for cervical lordosis angle, cranial insidence, kranial slope and C2 tilt parameters come closer values of normal population after surgery period. However these changings weren't statistically significant.In addition, the clinical results of surgical treatment of cervical disc disease generally come before radiological improvement like other areas of spinal surgery. It is thought that statistically significant results can be obtained in the follow-up long term results by observing the cervical sagittal balance parameters approaching the values of normal population in the early postoperative period.Keywords: Cervical sagittal balance, cervical disc hernia, surgical treatment, cervical lordosis angle, C2 tilt, cranial insidance, cranial slope 75
- Published
- 2017
28. Servikal disk hernisinde traksiyon tedavisinin etkinliğinin araştırılması
- Author
-
Başdoğan, Mehmet Mertcan, Çağlar, Nil Sayıner, and Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Hernia ,Traction ,Neck pain ,Physical therapy modalities ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Neck ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç : Bu çalışmanın amacı servikal disk hernisi (SDH) tedavisinde konvansiyonel fizik tedavi (hot pack(HP), transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu(TENS) ve ultrason(US) tedavisi) ile konvansiyonel fizik tedaviye ek olarak intermittan servikal traksiyon (İST) uygulamasının etkinliğinin araştırılmasıdır.Gereç Yöntem : Çalışma İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğine boyun ağrısı sebebiyle başvurup, SDH tanısı alarak İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ünitesinde 1.9.2016-28.2.2017 tarihleri arasında fizik tedaviye alınan hastaların dosyaları incelenerek yapıldı. Hastalar konvansiyonel fizik tedaviye ek olarak İST tedavisi alan hastalar çalışma grubu ve sadece konvansiyonel fizik tedavi alan hastalar kontrol grubu olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Hastaların tedavi öncesi, tedavi sonrası ve tedavi sonrası 1. aydaki vizüel analog skalala(VAS), tüm yönlere servikal EHA dereceleri ve servikal EHA ile oluşan ağrı düzeyleri, paravertebral spazm(PVS) düzeyleri, boyun özür ölçeği (BÖÖ) skorları ve beck depresyon ölçeği (BDÖ) skorları retrospektif olarak kayıt edildi. Bu bağımsız değişkenlerin tedavi öncesi, tedavi sonrası ve tedavi sonası 1. ay sonuçları uygun istatiksel analiz yöntemleri ile karşılaştırıldı.Bulgular:Hem çalışma hem kontol grubunda tedavi öncesine göre tedavi sonrası ve tedavi sonrası 1. ay VAS, servikal EHA, EHA ile oluşan ağrı, PVS, BÖÖ, BDÖ skorlarında anlamlı düzelmeler saptantıdığı halde, gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.Sonuç:Servikal disk hernisinde HP, TENS, US tdavisine İST eklemenin kısa dönemde istatiksel olarak ek faydası görülmemekle birlikte daha geniş hasta grubunda daha uzun takip süreli çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar Kelimeler: Boyun ağrısı, İntermittan traksiyon, Servikal disk hernisi ObjectiveThe purpose of this study is to investigate the effectiveness of intermittent cervical traction in addition to conventional physical therapy with conventional physical therapy (hot pack (HP), transcutaneous electrical nerve stimulation (TENS) and ultrasound (US) treatment) in the treatment of cervical disc herniation.Materials-MethodsThe study was carried out by examining the files of the patients who were admitted to İstanbul Training and Research Hospital Physical Medicine and Rehabilitation outpatient clinic due to neck pain and cervical disc hernia diagnosis and received physical therapy between 1.9.2016-28-2.2017 in İstanbul Training and Research Hospital Physical Medicine and Rehabilitation Unit. Patients were divided into two groups: control group of patients receiving conventional physical therapy and patients with intermittent cervical traction in addition to conventional physical therapy. Patients visual analog scale (VAS), cervical range of movement(ROM) grades in all directions and pain levels scores with cervical ROM , paravertebral spasm (PVS) levels, neck disability index (NDI) scores and beck depression index(BDI) were measured before, after, and after treatment at 1 st were retrospectively recorded. The results of pre-treatment, post-treatment and post-treatment 1 month of these independent variables were compared with appropriate statistical analysis methodsResults:There was no statistically significant difference between the groups in both control and case groups according to pre-treatment and post-treatment 1 month post-treatment VAS, cervical ROM, pain with ROM, PVS, NDI, BDI scores.Conclusion: While there is no statistically additional benefit of short-term statistical addition of HP, TENS, US treadmill cervical intermittent traction joint in cervical disc herniation, longer follow-up studies are needed in wider patient groupKeywords: Cervical disc hernia, intermittent traction, neck pain 93
- Published
- 2017
29. Lomber disk hernisi nedeniyle ameliyat olan hastalarda bilgisayar destekli eğitimin etkinliğinin belirlenmesi
- Author
-
Erdoğan, Zühal, Bulut, Hülya, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Computer assisted education ,Hernia ,Nursing ,Patient education ,Hemşirelik ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Araştırma lomber disk hernisi nedeniyle ameliyat olan hastalara verilen bilgisayar destekli eğitimin bilgi düzeyi, anksiyete düzeyi, taburculuk sonrası yaşanan sorunlar ve fonksiyonel yetersizlik düzeyi üzerine etkisini belirlemek amacıyla ön test son test düzeninde randomize kontrollü girişimsel çalışma olarak yapılmıştır. Araştırmaya 31 deney, 31 kontrol olmak üzere toplam 62 hasta alınmıştır. Verilerin toplanmasında; Hasta Tanıtım Formu, Bilgi Değerlendirme Formu, Oswestry Özürlülük İndeksi, Durumluk-Sürekli Anksiyete Ölçeği, Taburculuk Sonrası Yaşanan Sorunları Belirleme Formu, Günlük Yaşam Aktiviteleri Değerlendirme Formu, Bel Fıtığı Hasta Eğitim Sitesi Değerlendirme Formu kullanılmıştır. Deney grubundaki hastalara bel fıtığı hasta eğitim sitesi üzerinden eğitim ve danışmanlık uygulanmıştır. Kontrol grubundaki hastalara ise içeriği bel fıtığı hasta eğitim sitesi ile birebir aynı olan eğitim kitapçığı verilmiştir. Soru formları ameliyat sonrası 15 gün, 1. ve 3. ayda tekrar uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik hesabı, ortalama, ortanca, Ki Kare, Fisher Exact, Friedman's Two way Anova, Bağımsız T Testi, Mann- Whitney U Testi, Wilcoxon Testi ve Repeated Measures Anova testleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, deney grubundaki hastaların ameliyat sonrası 15. gün, 1. ve 3. ayda bilgi puanlarının ve fonksiyonel kapasitelerinin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu ve daha az anksiyete yaşadıkları belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmelerde, gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu (p
- Published
- 2017
30. Father-son relationship of male patients with resistant pain and lomber disc herniation with the evaluation projective methods
- Author
-
Ayan, Şevin, Yavuz Sever, Ayşe Elif, and Uygulamalı Psikoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Projective tests ,Patient nearness ,Psikoloji ,Patients ,Father-child relationship ,Psychology ,Family relations ,Patient psychology ,Pain ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bu çalışmada, dirençli ağrıları olan ve lomber disk hernisi (LDH) tanısı almış erkek hastaların baba-oğul ilişkisinin projektif yöntemler aracılığıyla psikanalitik açıdan araştırılması hedeflenmiştir. LDH, kadın ve erkeklerde eşit olarak görülmekteyken erkeklerin kadınlara göre daha sık cerrahi müdahaleyi tercih ettiği bilinmektedir. Bu sebepten ötürü çalışmada erkek hastalar dirençli ağrıları kapsamında mercek altına alınmıştır. 27-49 yaş aralığında olan gönüllü on dört LDH tanısı almış katılımcı ile çalışma yürütülmüştür. Değerlendirmede LDH hastalarına klinik öngörüşme yapılmıştır; ardından projektif testlerden olan Rorschach Testi ve Tematik Algı Testi uygulanmıştır. Son olarak ise Visual Analog Skalası(VAS) ve Oswestry Özürlülük Ölçeği verilmiştir. Uygulanan projektif testler, Fransız Okulu'na özgü içerik analizi ile değerlendirilmiş ve psikanalitik kuram bağlamında yorumlanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre ise; dirençli ağrıları olan LDH hastalarının libidinal ve agresif dürtülerini eklemleme güçlüğü barındırdığı dikkat çekmiştir. Bunun ise erken dönem nesne ilişki kalitesinin yanı sıra ödipal dönem öncesi ve ödipal sonrası baba-oğul ilişkinin niteliğinin dürtü organizasyonunda ve aynı cins ebeveyn ile özdeşim ile ilgili yetersizlik barındırdığı bulgulanmıştır. Bu bağlamda dirençli ağrının dürtüsel aktivitenin bedensel dışavurumuna olabilecğeini akla getirmiştir. Ayrıca LDH tanısı almış katılımcıların ağrı ile ilişkisinin bu hastalığın seyri ve tedavisi açısından önemli olduğu; sonrasında ortaya çıkabilecek bedensel belirtilere ilişkin yatkınlığını belirlenmesi yönünden önemli olduğu düşünülmüştür.Anahtar Kelimeler: Lomber Disk Hernisi , Ağrı, Projektif Testler, Baba-Oğul İlişkisi In this study, it was aimed to investigate the father-son relationship of male patients with resistant pain and lomber disc herniation (LDH) by means of projective methods. LDH is equally seen in men and women, whereas, it is known that men prefer surgery more often than women. Therefore, in this study, male patients were examined in this study within the scope of their experiences of resistant pain. The study was conducted with 14 volunteer patients that aged between 27-49 years and had received LDH diagnosis before. In the overall evaluation, a clinical intake with LDH patients was followed by the administration of Rorschach Test, Thematic Apperception Test (TAT). The participants also completed the Visual Analog Scale (VAS) to assess subjective pain along with the Oswestry Disability Questionnaire that assessed daily functioning. The results were evaluated by the content analysis of the French School and interpreted based on psychoanalytic theory.According to the results, it was determined that LDH patients with resistant pain have difficulty in articulating the libidinal and aggressive instincts. Hence, it is thought that the nature of early object relations, as well as the nature of pre-oedipal and post-oedipal father-son relationship has caused deficiencies in the courses of instinct organization and identification with the same sex parent. Resistant pain is thought to be the somatic expression of instinctual activity. In addition, LDH participants' experience of pain was found to be important in terms of the prognosis and treatment of this disease, also in terms of determining the predisposition to the somatic symptoms that may arise afterwards.Keywords: Lomber Disc Herniation, Pain, Projective Tests, Parent-Son Relationship 156
- Published
- 2017
31. Lumbal disk herniasyonu cerrahisi sonrası pressure biofeedback ve normal egzersiz programının hastaları günlük yaşama döndürme etkinliğinin karşılaştırıldığı randomize kontrollü klinik çalışma
- Author
-
Kaçar Can, Şenay, Alptekin, Hasan Kerem, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Physical therapy modalities ,Exercise therapy ,Activities of daily living ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Surgery ,Biofeedback ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Intervertebral disc ,Exercise ,Physical therapy ,Spine ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç ve Çalışma Planı: Bu araştırmada lumbal disk herniasyou cerrahisi olan hastaların günlük yaşama dönüş sürecinde, pressure biofeedback kullanarak yapılan egzersizler ile normal egzersiz programı uygulayan hastaların karşılaştırılması yapılmıştır. Araştırma lumbal disk herniasyonu cerrahisi olup iki haftasını dolduran ve katılma şartlarını sağlayan 20 hastadan elde edilen verilerle yapılmıştır. Öncelikle hastalar rastgele bir şekilde iki gruba ayrılmıştır. Kontrol ve vaka grubuna haftada üç kez olmak üzere toplam 15 seans fizik tedavi programı uygulanmıştır. Bu egzersizlerde, kontrol grubuna normal egzersiz programı verilirken vaka grubuna pressure biofeedback egzersiz programı uygulanmıştır.Hastaların tedavileri öncesinde ve sonrasında aşağıdaki formlar kullanılmıştır; i.Ağrı skorları; Visüel Analog Skala (VAS)ii.Yaşam kalitesi ölçeği; Yaşam Kalitesi Formu-Short Form 36 (SF-36)iii.Özürlülük değerlendirmesi; Oswestry Özürlülük İndeksi (Oswestry Ağrı Skalası)iv.Fonksiyonelllik değerlendirmesi; Roland-Morris Fonksiyonel Değerlendirme FormuUygulamalar:İki gruba da ameliyat sonrası 14. Günde ilk değerlendirmeleri yapılmıştır. Kontrol grubuna normal egzersiz programı, vaka grubuna pressure biofeedback egzersiz programı uygulanmıştır. 15 seans sonra değerlendirmeleri tekrardan yapılıp tedavileri sonlandırılmıştır. Elde edilen verilere dayanarak, pressure biofeedback ile normal egzersiz programı, hastaların günlük yaşantısına dönme sürecinde karşılaştırılmıştır ve hangi egzersizlerin daha etkili olduğu üzerinde çalışılmıştır.Bulgular: Her iki grupta da tedavi öncesi yapılan değerlendirmelerde anlamlı fark elde edilmemiştir. Tedavi sonrası yaptığımız değerlendirmelerde iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı fark elde edilmiştir. Vaka grubu ile kontrol grubu karşılaştırıldığında vaka grubunda ki sonuçlar istatistiksel olarak daha anlamlı bulunmuştur.Sonuçlar: Hastalara uygulanan egzersiz programı her iki grupta da olumlu sonuç alınmasını sağlamıştır. Pressure biofeedback ile yapılan egzersiz programı normal egzersiz programına göre daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır. Egzersiz programını pressure biofeedback ile uygulamak hastaların egzersizi doğru şekilde yapmasını sağlamaktadır. Bu işlem hastaların günlük yaşama daha hızlı dönmesini sağlamaktadır. Aim and Work Plan:In this research, we compared the results of exercise using pressure biofeedback with those of normal exercise program in the process of returning to daily life of patients who had lumbar disc herniation surgery.The study was performed on 20 patients who completed two weeks of follow-up and provided the conditions for admission after lumbar disc herniation surgery.Firstly, patients were randomly divided into two groups.A total of 15 sessions of physical therapy program were administered to the control and case group three times a week.In these exercises, a pressure biofeedback exercise program was applied to the case group when a normal exercise program was given to the control group.The following forms were used before and after the treatment of patients;i.For Pain scores – Visuel Analog Skala (VAS)ii.For Quality of Life Scale – Quality of Life Form – Short Form 36 (SF-36)iii.For Disability Assessment – Oswestry Disability Index (Oswestry Pain Scale)iv.For Functionality Evaluation - Roland-Morris Functionality EvaluationPractises: The first evaluation was made on the 14th postoperative day for both groups. A normal exercise program was applied to the control group and a pressure biofeedback exercise program was applied to the case group.After 15 sessions, the evaluations were repeated and the treatments were terminated. Based on the data obtained, the pressure biofeedback and normal exercise program were compared in the process of returning to daily life of patients and which exercises were studied to be more effective.Findings: There was no significant difference in the pretreatment evaluations for both groups. There was a statistically significant difference between the two groups after the treatment. When the control group was compared with the case group, the results in the case group were found to be statistically more significant.Consequences: The exercise program applied to the patients provided a positive result in both groups. The exercise program with pressure biofeedback provided more successful results than the normal exercise program.Applying the exercise program with pressure biofeedback, allows the patients to exercise properly.This procedure allows patients to return to daily life more quickly. 109
- Published
- 2017
32. Lomber disk hernisi ve kronik mekanik bel ağrısı olan hastalarda yürüyüşün zaman mesafe parametrelerinin karşılaştırılması
- Author
-
Amirrashedibonab, Masoud, Kuru Çolak, Tuğba, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Hernia ,Back pain ,Pain ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Gait analysis ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Intervertebral disc ,Gait ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu çalışma lomber disk hernisi ve kronik mekanik bel ağrısı olan hastalarda yürüyüşün zaman mesafe parametrelerinin karşılaştırılması amacıyla planlandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya lomber disk hernisi olan 25, kronik mekanik bel ağrısı olan 25 ve kontrol grubu için 20 sağlıklı birey olmak üzere toplam 70 kişi dahil edildi. Bütün olgular `WIN TRACK` Yürüme Analizi Platformu üzerinde aynı gün içerisinde 10 tur yürütüldü. Bilgisayar ortamında 5 dinamik pedobarografi ve yürüyüşün zaman mesafe parametrelerinin sonucu kaydedilip aritmetik ortalamaları alındı. Hastaların ağrı şiddeti Visuel Analog Skala (VAS) ile değerlendirildi. Çalışma verilerinin analizinde SPSS Version 20.0 istatistik programı kullanıldı. Bulgular: Yapılan değerlendirmede lomber disk hernisi (LDH) ve kronik meknik bel ağrısı (KMBA) olan hastaların yürüyüşün zaman mesafe parametrelerinin hemen hemen tamamında hem iki grup arasında hemde sağlıklı kontrol gruba göre istatiksel açıdan anlamlı fark olduğu saptandı (p
- Published
- 2017
33. Lomber radikülopatili hastalarda yüksek yoğunluklu lazer tedavisi (hilterapi) etkinliğinin tens ve us kombinasyonu ile karşılaştırılması
- Author
-
Kolu, Emine, Büyükavcı, Raikan, and Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Hernia ,Transcutaneous electric nerve stimulation ,Laser therapy ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Ultrasonic therapy ,Radiculopathy ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Lomber radikülopatili hastalarda yüksek yoğunluklu lazer tedavisi (hilterapi) ile TENS ve US kombine tedavisinin ağrı, fonksiyonellik üzerine olan etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD polikliniğine başvuran, en az 4 haftadır mekanik bel ağrısı ve/veya herhangi bir bacağa yayılan ağrısı olan ve radyolojik olarak lomber MRG ile disk herniasyonu doğrulanmış 54 hasta çalışmaya dâhil edildi. Çalışma prospektif, randomize, tek kör olarak tasarlandı. Hastalar randomize olarak 2 gruba ayrıldı. İlk gruba 2 hafta (haftada 5 gün toplam 10 seans) süre ile hot pack, TENS, ultrason tedavisi, ikinci gruba 2 hafta (haftada 5 gün toplam 10 seans) süre ile 20 dakika süre ile hot pack ve 10 dk süre ile yüksek yoğunluklu lazer tedavisi uygulandı. Her iki gruba fizyoterapist eşliğinde haftada 5 gün olacak şekilde toplam 10 seans, 3 set halinde 10 tekrarlı egzersiz programı verildi. Egzersiz programı abdominal kasları güçlendirme egzersizleri ve lomber stabilizasyon egzersizlerini içermekteydi. Hastalar tedavi sonrası ve 1. ayda kontrole çağrıldı. Ağrı için Visuel Analog Skala (VAS) ve fonksiyonel değerlendirme için Modifiye Oswestry Skalası kullanıldı.Bulgular: Çalışmaya toplam 54 hasta (36 kadın ve 28 erkek, 19-64 yaş arası, ortalama yaş 51.7±11.5) dâhil edildi. Her iki grupta tedavi sonrası ölçümlerde tüm parametrelerde istatiksel olarak anlamlı değişiklik tespit edildi. Gruplar arası karşılaştırmada ise TENS ve US kombine tedavisinin yüksek yoğunluklu lazer tedavisine göre tedavi öncesi (TÖ) baz alındığında hem tedavi sonrası (TS) hem de 1. ay değerlendirmesinde Visuel Analog Skalası ve Oswestry değerlerinde anlamlı oranda daha fazla azalma sağladığı görüldü.Sonuç: Lomber radikülopatide TENS+US kombine tedavisi yüksek yoğunluklu lazer tedavisine kıyasla ağrı ve fonksiyonel skalalar üzerine istatistiksel açıdan anlamlı oranda etkili bir yöntemdir. Çalışmamızda mevcut tedavilerin kısa süreli etkinliği değerlendirildiği için yüksek yoğunluklu lazerin uzun dönem etkilerinin değerlendirildiği yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Background: The aim of the study was to compare the effects of High-Intensity Laser Therapy and combination of TENS and Ultrasound treatment on the pain and functionality in the patients with lumbar radiculopathy.Material and methods. The randomized study included 54 patients divided into two groups of 27 patients who diagnosed as lumbar radiculopathy with lumbar MRI findings. The study was designed as a prospective, randomized, single blind study. Patients were randomly assigned into two groups and received 10 treatment sessions of combination of Hot pack+TENS+US and exercise, Hot pack+HILT and exercise over a period of 2 consecutive weeks. A total of 10 sessions, 3 sets of 10 repetitive exercise programs for 5 days per week were given in the presence of a physiotherapist. Exercise program consisted of strengthening and lumbar stabilisation exercises. The outcomes measured were pain level measured by visual analog scale (VAS) and disability quantified by OSTWESTRY at the end of the therapy and 4 weeks later. Results. Our study included 54 patients (36 women and 28 men, aged 19-64 years, mean age 51.7±11.5). At the end of the 2-week intervention, participants in the HILT group showed a significantly greater decrease in pain than participants in the TENS+US therapy group. Statistically significant differences in change in pain and functionality (VAS and OSTWESTRY scores) were observed after 10 treatment sessions for participants in the HILT group compared with participants in the TENS+US therapy group. Conclusion. The results showed that HILT and TENS+US combined with exercise were effective treatment modalities in decreasing the VAS and OSTWESTRY scores at the end of the therapy and 4 weeks later. TENS+US combined with exercises was more effective than HILT combined with exercise. 50
- Published
- 2017
34. Lomber disk hernisi nedeniyle ameliyat olan hastalarda hastalık algısının öz-bakım gücüne etkisi
- Author
-
Irmak, Burçin, Bölükbaş, Nurgül, Gürsoy, Ayla, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Hernia ,Postoperative period ,Nursing care ,Disease ,Preoperative period ,Perception ,Nursing ,Hemşirelik ,Self-care ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Araştırma, lomber disk hernisi nedeniyle ameliyat olan hastalarda hastalık algısının öz-bakım gücüne etkisini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi.Gereç ve Yöntem: Araştırma, Ordu İl merkezinde bulunan bir devlet hastanesinin Beyin ve Sinir Cerrahi Kliniği ile polikliniklerinde lomber disk hernisi tanılı200 hastayla yapıldı. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu, Hastalık Algısı Ölçeği ve Öz-Bakım Gücü Ölçeği kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, ortalama, yüzde hesaplamaları, standart sapma, minimum ve maksimum değerler, Student t-testi, Paired t-testi, Oneway ANOVA testi, Kruskal-Wallis Varyans Analizi, korelasyon ve Tukey testi kullanıldı. İstatistik hesaplamalar ve yorumlamalar %95 güven aralığında ve p
- Published
- 2016
35. Retrospective evaluation of quality of life in patients with low back pain who received trans-sacral epiduroscopic laser decompression
- Author
-
Karakulak, İskender, Şahin, Altan, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Decompression ,Anestezi ve Reanimasyon ,Laser therapy ,Back pain ,Anesthesiology and Reanimation ,SF-36 Health Survey ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bel ağrısı, yetişkin bireylerin yaşamının en az bir döneminde yaşadığı, sık görülen, yaşam kalitesini ve iş gücünü kayıpları yanında tanı ve tedavi prosedürleri açısından değerlendirildiğinde yüksek maliyetlere yol açabilen önemli bir sağlık problemidir. Trans-Sakral Epiduroskopik Lazer Dekompresyon (SELD), lumbar disk herniasyonu olan birçok hastada kullanılabilen minimal invaziv bir tekniktir. SELD, kısa operasyon süresi, genel anesteziye bağlı risklerde azalma, prosedür boyunca hasta ile iletişim halinde olma(kazara oluşabilecek sinir hasarını azaltır) ve kısa iyileşme süresi gibi avantajlarına ek olarak altta yatan patolojiyi direkt olarak tedavi etme avantajına da sahiptir. Epiduroskop aracılığıyla sadece ağrının kaynağı görülmez aynı zamanda tanı anında tedavi de yapılır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Algoloji Bilim Dalı ağrı ünitesinde, kronik bel ağrısı ve başarısız disk cerrahisi sendromu olan uygun hastalara rutin olarak uygulanmaktadır. Çalışmamızda, Trans-Sakral Epiduroskopik Lazer Dekompresyon uygulanan hastaların işlem öncesi ve işlem sonrası yaşam kalitelerini karşılaştırmak amaçlanmıştır. Bunun için, çalışmaya dahil edilen 98 hastanın işlem öncesi ve işlemden 6 ay sonra yanıtladıkları SF-36 (Short Form-36) yaşam kalitesi anketinin sonuçları değerlendirilmiştir. Hastalar genel olarak değerlendirildiğinde, işlem sonrası SF-36 anketinin tüm alt ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı yükselme olduğu görülmüştür. Bu alt ölçekler; genel sağlık, fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, canlılık, ruhsal sağlık, duygusal rol güçlüğü, ağrı ve sosyal işlevselliktir. En fazla yükselme, fiziksel rol güçlüğü alt ölçeğinde görülmüştür. Sonuç olarak SELD işlemi kronik bel ağrısı olan hastalarda etkin bir tedavi yöntemi olarak ağrıyı azaltılmasının yanı sıra, genel yaşam kalitesini de yükseltmektedir. Low back pain is a common, important health problem adults experience at least once in their lifetime that effects quality of life, causes labor loss and has high costs of diagnosis and treatment. Trans- sacral epiduroscopic laser decompression (SELD) is a minimal invasive technique that can be applied to many patient's lumbar disc herniation. SELD has advantages like short operation time, decreased risk related to general anesthesia, availability of communication with the patient throughout the procedure (decreases accidental nerve damage risk) and short healing time as well as treating underlying pathology directly. Not only the source of pain can be determined via the epiduroscope treatment can be done in diagnosis process. It is applied to patients with chronic low back pain and failed back surgery syndrome routinely in Hacettepe University Faculty of Medicine Algology department. Comparison of quality of life before and after Trans-Sacral Epiduroscopic Laser Decompression procedure is the primary goal of our study. For this purpose, 89 patients included in study and their before and six-monthsafter the treatment SF-36 (Short Form-36) Questionnaire scores evaluated. Overall, after-epiduroscopy-SF-36 scores are statistically higher in all sub variables of the questionnaire. These sub variables are general health perception, physical functioning, physical role limitation, energy/vitality, mental health, emotional role limitation, pain and social functioning. The physical role limitation had the biggest increment as a parameter. In conclusion, SELD not only is an effective treatment for chronic lower back pain, but also improves the quality of life in patients. 48
- Published
- 2016
36. Faset tropizmi varlığının lomber transforaminal epidural steroid enjeksiyonu sonuçları üzerine etkisi
- Author
-
Çelenlioğlu, Alp Eren, Gündüz, Osman Hakan, and Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Hernia ,Flouroscopy ,Back pain ,Physical Medicine and Rehabilitation ,Steroids ,Radiculopathy ,Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ,Spine ,Intervertebral disc displacement ,Injections - Abstract
Faset eklemler normalde simetriktir. Faset tropizmi (FT) faset eklemler arasında 10°'den fazla olan asimetri olarak tanımlanmıştır. FT lomber biyomekaniği değiştirerek intervertebral disk (İVD) ve faset eklemler üzerinde stres yaratarak lomber bölgede dejeneratif değişikliklerin gelişimi için risk oluşturabilir. Lomber disk herniasyonuna (LDH) bağlı radikülopati tedavisinde lomber transforaminal epidural steroid enjeksiyonu (TFESE) konservatif tedavideye yanıtsız hastalarda cerrahiye alternatif olabilecek etkili bir tedavi yöntemidir. Bu çalışmanın amacı lomber radikülopati tanısı almış hastalarda FT varlığıının TFESE tedavi etkinliği üzerindeki rolünü belirlemektir.Bu çalışmaya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve klinik muayene ile tek taraflı ve tek seviyeli LDH'ye bağlı radikülopati tanısı konulan 100 hasta alındı. Hastalar fizik muayene (kas gücü muayenesi, duyu muayenesi, DTR'ler ve düz bacak kaldırma (DBK) testi takibiyle beraber TFESE öncesinde ve sonrası 1. saat, 3. hafta ve 3. ayda Sayısal Dercelendirme Skalası (SDS), Oswestry Dizabilite İndeksi (ODİ), İstanbul Bel Ağrısı Skalası (İBAS) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ile değerlendirildi. Hastalarda FT varlığı lomber MRG T2 sekans aksiyel kesitte L3/4, L4/5, L5/S1 segmentlerinde faset açıları hesaplanılarak değerlendirildi. Çalışmaya dahil edilen 100 hastanın 96'sı 3 aylık takip süresini tamamlamıştır. Dört hasta 3. hafta kontrollerinden sonra LDH'ye bağlı cerrahi tedaviye gittiği için 3. ay kontrollerine dahil edilemedi. Çalışmada FT olan ve olmayan hastaların tedavi sonuçları karşılaştırıldı.Çalışmada her iki grupta da SDS, ODİ, İBAS ve DBK testinde anlamlı düzelme görüldü (p
- Published
- 2016
37. Lomber disk hernisinde disk restorasyon hidrojel implant (GELSTIXTM) kullandığımız hastalarda sonuçlar: Retrospektif çalışma
- Author
-
Azak Bozan, Ayşe, Önal, Selami Ateş, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Retrospective studies ,Anestezi ve Reanimasyon ,Prostheses and implants ,"null" ,Back pain ,Hydrogels ,Anesthesiology and Reanimation ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber disk hernisi hastalarında disk restorasyon hidrojel implant (GelstixTM) uygulanmasının kliniğimizdeki sonuçlarını değerlendirmek amaçlanmıştır.Fırat Üniversitesi Hastanesi Algoloji Polikliniği'ne başvuran lomber disk hernisi tanısı almış,kronik diskojenik ağrılı,Ocak 2013–Ocak 2014 tarihleri arasında bir yıllık sürede disk restorasyon hidrojel uygulanan hastalar retrospektif olarak değerlendirildi.Olgular demografik karakteristikleri,magnetik rezonans görüntüleme bulguları,preoperatif ve postoperatif VAS, komplikasyonlar, yan etkiler ve işlem sonrası hasta memnuniyeti açısından incelendi.Yirmibeşi erkek (%40,3),37'si kadın (%59,7)toplam 62 hastaya işlem yapıldı. Hastaların yaş ortalaması 49,18±14,18 yıl,kadın hastaların yaşları 50,81±13,37 yıl ve erkek hastaların yaşları 46,76±15,27 yıldı. Kadın ve erkek hastaların ağrı süreleri sırasıyla 37,81±37,92 ay ve 25,36±33,58 aydı.Kadın ve erkek hastaların preoperatif ve postoperatif VAS skorları sırasıyla 8,24±1,09 ve 7,88±1,01 ile sırasıyla 3,56±2,11 ve 3,76±2,17 idi.Onaltı (% 25,8) sağ bacak ağrısı, 20(%32,3) sol bacak ağrısı,26(%41,9) bilateral alt ekstremite ağrısıyla kliniğimize başvurdu.Hastaların 31'inde(%50) ek bir hastalık olmadığı,12'sinde(%19,4) kardiak hastalık, 3'ünde(%4,8) respiratuar hastalık, 7'sinde(%11,3) endokrin hastalık, 4'ünde(%6,5) endokrin ve kardiyak hastalık beraber, 2'sinde(%3,2) kardiyak ve respiratuar hastalık beraber, 1'inde(%1,6) endokrin ve respiratuar hastalığın beraber ve 2'sinde(%3,2) endokrin, kardiyak ve respiratuar ek hastalığının beraber olduğu görüldü.Hastaların 25'inde bulging(%40,3),5'inde protrüzyon(%8,1),4'ünde NFD(%6,5),18'inde bulging+NFD(%29),3'ünde NFD+protrüzyon(%4,8) ve 7'sinde bulging+protrüzyon (%11,3) vardı. Onüç hastanın (%20,97) daha önce tedavi almadığı, 29'unun(%46,77) transforaminal steroid tedavisi aldığı ve 20'sinin(%32,26) sadece medikal tedavi aldığı tespit edildi.Şikayet seviyesi 2 hastada L2-L3 (%3,2), 17'sinde L3-L4(%27,4), 28'inde L4-L5(%45,2) ve 15'inde L5-S1'di(%24,2). Memnun olmayan hasta sayısı 9(%14,5), orta derecede memnun kalan hasta sayısı 16(%25,8), iyi derecede memnun olan hasta sayısı 16(%25,8), mükemmel derecede memnun olan hasta sayısı ise 21'di(%33,9). Disk restorasyon hidrojel özellikle genç ve orta yaş hastalarda diskojenik ağrıya karşı tatmin edici sonuçlarla kullanılabilen, düşük komplikasyon ve yan etki riskine sahip güvenli bir minimal invazif tekniktir. The aim of this study is evaluting the results of disc restoration hidrogel implanted (GelstixTM) lomber disc hernia patients. Patients suffered from chronic back pain diagnosed lumber disc hernia who were admitted to Firat University Algology Clinic and treated with disc restoration hidrogel between January 2013 – January 2014 were evaluated. Cases were evaluated for demografic characteristics, magnetic resistance imaging findings, preoperative and postoperative VAS, complications, side effects and patients satisfaction after prosedure. Of the operated 62 patients were 25 male (40,3%) and 37 female (59,7%). Mean age of all patients was 49,18±14,18 years, mean age of female patients was 50,81±13,37 years and mean age of male patients was 46,76±15,27 years. Mean duration of pain in female and male patients was 37,81±37,92 months and 25,36±33,58 months, respectively. Preoperative and postoperatif VAS scores of female and male patients were 8,24±1,09 and 7,88±1,01 and 3,56±2,11 and 3,76±2,17, respectively. Of the 62 patients suffered from 16 right leg pain (25,8%), 20 left leg pain (32,3%), 26 bilateral lower limb pain (41,9%). Of 62 patients 31 had no additional disorders (50%), 12 had cardiac disorders (19,4%), 3 had (4,8%) respiratory disorders, 7 had endocrine disorders (11,3%), 4 had both endocrine and cardiac disorders (6,5%), 2 had both cardiac and respiratory disorders (3,2%), 1 had both endocrine and respiratory disorders (1,6%), and 2 had both endocrine, cardiac and respiratory disorders (3,2%). Of the 62 patients 25 had bulging (40,3%), 5 had protrusion (8,1%), 4 had narrowed neural foramen (6,5%), 18 had bulging + narrowed neural foramen (29%), 3 had narrowed neural foramen + protrusion (4,8%) and 7 had bulging + protrusion (11,3%). Thirteen patients hadn't had previous therapy (20,97%), transforaminal steroid injection was applied to 29 patients (46,77%) and medical threapy (such as NSAID, miyorelactants) was applied to 20 (32,26%). Levels of complaints were 2 at L2-L3 (3,2%), 17 at L3-L4 (27,4%), 28 at L4-L5 (45,2%) and 15 at L5-S1 (24,2%). Without L2-L3 level other operated levels had significant difference between preropeative VAS scores and postoperative VAS scores. The number of unsatissfied patients was 9 (14,5%), moderated satisfied patients number 16(25,8%),good satisfied patients number was 16 (25,8%), and perfectly satisfied patients number was 21 (33,9%). Disc restoration hidrogel is a safe minimal invasive technique with satisfactory results, low complication rates and low side effect risk especially in young and middle aged patients. 87
- Published
- 2016
38. Lomber disk hernisi olan hastalarda paravertebral kasların dejenerasyon derecesi ve ikisi arasındaki ilişki
- Author
-
Erbay Öztürk, Piril, Aylanç, Nilüfer, and Radyoloji Anabilim Dalı
- Subjects
Musculoskelatal system ,Hernia ,Musculoskeletal diseases ,Muscles ,Radyoloji ve Nükleer Tıp ,Radiology and Nuclear Medicine ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement ,Spinal diseases - Abstract
Amaç: Çalışmamızda lomber disk hernisi olan hastalarda, lomber disk hernisiile paravertebral kaslar olan erektör spina ve multifidus kasların yağlanmasıarasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık.Gereç ve Yöntem: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesindeki klinikçalışmalar etik kurulundan onay alındıktan sonra Nisan 2015 ile Nisan 2016tarihleri arasında beyin ve sinir cerrahisi, nöroloji, ortopedi ile fizik tedavi verehabilitasyon polikliniklerinden bel ağrısı, lomber disk hernisi, herniye nükleuspulposus ön tanıları ile lomber MRG için Radyodiyagnostik Anabilim Dalı MRGÜnitesine yönlendirilen 18-64 yaş arası hastaların lomber MRG'lerideğerlendirmeye alındı. Bu hastaların içinden vertebra fraktürü, spondilitspondilodiskiti,tümörü, yapısal deformitesi (spondilolistezis, skolyoz, vertebrasegmentasyon anomalileri v.b.) olan hastalar ile lomber bölgeden cerrahigeçirmiş olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Vaka grubuna L1-S1 vertebralararası intervertebral disklerde hernisi olan 205 hasta, kontrol grubuna ise MRincelemelerinde disk hernisi saptanmayan 187 hasta alındı. Hastaların yaş,cinsiyet, herni seviyesi, paravertebral kaslar olan erektor spina kas grubu vemultifidus kasının yağlanması değerlendirildi ve bulgular karşılaştırıldı. Erektorspina ve multifidus kasların yağlanması görsel skala aracılığı ile derecelendirildi.Bulgular ve Sonuç: Vaka grubunda 105 erkek ve 100 kadın, kontrol grubunda88 erkek, ve 99 kadın hasta bulunmaktadır. Vaka grubunda herniler, ağırlıklıolarak L4-5 ve L5-S1 seviyelerinde saptandı. Vaka ve kontrol gruplarındaerektor spina ve multifidus kaslarının yağlı dejenerasyonları arasında anlamlıfark saptanmazken, vaka grubunda erektor spina kas grubunda yağlanmamultifidus kas grubuna göre daha fazla saptandı.Anahtar Kelimeler: Lomber disk hernisi, erektör spina, multifidus, yağlıdejenerasyon Aim: The purpose of this study is to describe the relation between lumbar discherniation and erector spinae and multifidus muscle lipomatous degeneration.Material and Methods: After having approval from Çanakkale Onsekiz MartUniversity clinical studies ethics comitee, the magnetic resonance imagingstudies of the patients who had physical examination in orthopaedics,neurology, neurochirurgy, physical medicine policlinics had evaluated. Theirpre-diagnosis was herniated nucleus pulposus or lumbar disc herniation or backpain and age range was between 18-64. Patients who had vertebral fracture,spondylitis-spondylodiskitis, tumours, structural deformities (spondylolistesis,skoliosis, vertebral segmentation anomalies etc.), surgery from lumbar area hadbeen excluded. There was 205 patient in the case group who had lomber discherniation between L1-S1 vertebraes and in the control group there was 187patients who had no lomber disc herniation. In the study, patients age, sex,herniation level and erector spinae and multifidus muscle lipomatousdegeneration had been compared. Erector spinae and multifidus musclelipomatous degeneration had been evaluated by visual scala.Results And Conclusion: There were 105 men, 100 women in the case groupand 88 men, 99 women in the control group. In the patient group the lumbardisc herniation detected mostly at L4-5 and L5-S1 levels. There was nosignificant difference between patient and control groups with regard to erectorspinae and multifidus muscles lipomatous degeneration. But amongst thepatient group the lipomatous degeneration of the erector spinae muscle washigher compared with mulfidus muscle.Keywords: Lumbar disc herniation, erector spinae muscle, multifidus muscle,lipomatous degeneration 83
- Published
- 2016
39. Lomber disk hernili hastalarda klasik fizik tedavi programına eklenen femoral ve siyatik sinir germe tedavisinin etkinliği: randomize kontrollü çalışma
- Author
-
Cavlak, Elif Güliz, Yavuzer, Melek Güneş, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Pain measurement ,Femoral nerve ,Pain ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Sciatic nerve ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bu çalışmanın amacı, lomber disk hernili hastalarda klasik fizik tedavi programına eklenen femoral ve siyatik sinir germe tedavisinin etkinliğinin araştırılmasıdır. Özel Levent Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi'nde Şubat-Haziran 2016 tarihleri arasında yürütülen çalışmaya bel ağrısı olan ve hekim tarafından lomber disk hernisi tanısı konulmuş, yaşları 24-65 yıl arasında değişen 28 hasta alındı. Hastalar rastgele yöntemle Grup I (n=13) ve Grup II (n=15) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tüm hastalara 15 seans boyunca klasik fizik tedavi programı uygulandı. Grup I'e klasik tedaviye ek olarak haftada 3 gün femoral ve siyatik sinir germe tedavisi uygulandı. Tedavi öncesi hastaların demografik ve klinik özellikleri sorgulandı. Ağrı şiddeti (VAS), bel ağrısına bağlı fonksiyonel kısıtlılık (Oswestry Skalası) ve lomber mobilite (Modifiye Schober testi) tedavi öncesi ve sonrası değerlendirildi. Çalışmanın başında gruplar arasında yaş, günlük çalışma süresi, şu anki bel ağrısının süresi, bel ağrısının nedeni ve VKİ açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p˃0,05). Ancak bel ağrısının başlama zamanına bakıldığında Grup II, Grup I'e göre daha kronik bel ağrısına sahip bireylerden oluşmaktadır (p=0,017). Her iki grupta da tedavi öncesi ve sonrası tüm ölçümlerde olumlu düzeyde iyileşme gözlendi (p˂0,05). Gruplar arası değişim skoruna bakıldığında sadece Oswestry (p=0,001) ve Modifiye Schober (p=0,046) testlerinde Grup I lehine anlamlı düzeyde fark bulundu. Sonuç olarak bu çalışmada tedavi sonrası iki grubun da ağrı şiddeti, fonksiyonellik ve lomber mobilite düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düzelme izlendi. Klasik tedaviye eklenen femoral ve siyatik sinir germe tedavisi lomber mobilite ve fonksiyonellik üzerine sadece klasik tedaviden daha etkilidir.Anahtar Kelimeler: Lomber Disk Hernisi, VAS, Oswestry, Femoral ve siyatik sinir germe The purpose of this study is to investigate the effectiveness of the femoral and sciatic nerve stretching treatment which is added to the classical physical treatment program in patients with lumbar disc hernia. The ages of the patients (n=28) vary between 24-65 years. Patients with back pain, diagnosed as lumbar disc hernia by a physician, participated in the study which is carried out between February – June / 2016 in the Physical Treatment and Rehabilitation Unit of Private Levent Hospital. Patients were randomized into two (2) groups as Group I and Group II. Group I is composed of thirteen (13) persons and the Group II is composed of fifteen (15) persons. The classical physical treatment program has been applied on all of the patients for fifteen (15) sessions. The femoral and sciatic nerve stretching treatment has been also applied for three (3) days in a week in addition to the classical medical treatment taken on the Group I. The demographical information and clinical characteristics of the patient is inquired before the treatment process. The pain severity (VAS), the functional limitations based on the back pain (Oswestry Scale) and the lumbar mobility (Modified Schober test) have been evaluated both before and after the treatment. In the beginning of the study, no statistically significant difference has been observed (p˃0,05) in terms of age between the groups, daily working period, period of the current back pain, reason of the back pain and the BMI. However, in terms of starting time of the back pain, Group II is composed of the individuals with more chronic back pain in comparison with the Group I (p=0,017). Positive degree of improvement has been observed in all of the measurements both before and after the treatment in both of two groups (p
- Published
- 2016
40. Posterior vertebral füzyonun intervertebral disk dejenerasyonunda ortaya çıkan proinflamatuar mediatörler üzerindeki etkisi (Tavşanlarda deneysel çalışma)
- Author
-
Dumanlidağ, Davut, Koşay, Mustafa Can, and Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Nitric oxide ,Spinal fusion ,Ortopedi ve Travmatoloji ,Interleukin 1 ,Intervertebral disc ,Metalloproteinases ,Orthopedics and Traumatology ,Spine ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amacı: Tavşan omurgasında geliştirilen disk dejenerasyon modelinde dejenerasyon sonrası disklerdeki proinflamatuar mediatör değişimlerini ve posterior vertebral füzyonun bu değişime etkisini saptamak.Gereç-Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji ABD. ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Laboratuarı bünyesinde yapılan ve hayvan deneyleri yerel etik kurulu onayı alan çalışmamız ; erişkin 3-3,5 kilogram ağırlığında 24 adet dişi Yeni Zelanda albino tavşan üzerinde gerçekleştirilmiştir.Tavşanlar eşit sayıda dört gruba ayrılmıştır. Grup A (Sham grubu) : Dorsal cerrahi girişim yapılan ancak disk hasarı oluşturulmayan,füzyon yapılmayan grup. Grup B : Dorsal cerrahi girişim ile disklere hasar verilen ancak füzyon yapılmayan grup. Grup C: Dorsal cerrahi girişim ile disklere hasar verilen ve vertebral füzyon yapılan grup. Grup D: Dorsal cerrahi girişim ile disklere hasar verilen, vertebral füzyon yapılan ve füzyon sonrası uzun dönem sonuçları değerlendirmek için ' C 'grubundan 4 hafta sonra sakrifiye edilen grup. Grup B , C ve D deki hayvanların alt üç lomber diskine lateral oblik prone pozisyonda, skopi eşliğinde 18 gauge iğne ucu ile delici yaralanma yapılarak hasar yaratılmıştır. Grup C ve D'de aynı zamanda alt üç lomber vertebraya , lamina ve spinöz proses dekortikasyonu ve aynı insizyonla ulaşılan iliak kanattan alınan 1-1,5 cm3 lük otogreftin (kemik doku) bu alana yerleştirilmesiyle posterior ve posterolateral spinal füzyon oluşturulmuştur.Her tavşan yüksek doz IV penthotal (100mg/kg) ile sakrifiye edilerek diskler alınmıştır. İndeks cerrahi sonrası birinci haftanın sonunda Grup A,B ve C'deki tavşanlar, beşinci haftanın sonunda ise Grup D' deki tavşanlar sakrifiye edilerek diskler elde edilmiştir. Alınan disklerdeki NO, IL-1β, TIMP 1,IL 6, MMP 3 ve MMP 13 düzeylerinin biyokimyasal analizi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Laboratuvarında yapılmıştır. Grupların karşılaştırılmasında Kruskal Wallis Varyans Analizi kullanılmıştır. Grupların ikili karşılaştırılmalarında ise Mann Whitney U Testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p
- Published
- 2016
41. Radiküler semptomlu kronik bel ağrılı hastalarda transforaminal enjeksiyonun etkinliğinin uzun dönem retrospektif değerlendirilmesi
- Author
-
Bayramova, Gulustan, Özgencil, Güngör Enver, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Retrospective studies ,Anestezi ve Reanimasyon ,Back pain ,Scales ,Steroids ,Patient satisfaction ,Anesthesiology and Reanimation ,Spine ,Intervertebral disc displacement ,Spinal diseases - Abstract
Bireylerin %70-90'ı yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısı çekmektedir.Kronik bel ağrısı sebepleri arasında hernie nukleus pulposus, fraktür, cerrahimüdahale, mekanik instabilite, araknoidit, psödomeningosel ve travma sayılabilir.LDH ve dejeneratif spinal stenozis lumbasakral radikülopatinin en sıknedenlerindendir. Radiküler bel ağrısı ile başvuran hastalara flouroskopi eşliğindeepidural steroid enjeksiyonu başta olmak üzere birçok konservatif tedavi yöntemiuygulanmaktadır.Çalışmamızın amacı; kronik radiküler bel ağrılı, bir veya bir kaç seviyelumbal disk herniasyonu ve/veya spinal stenozu olan hastalarda TFESE etkinliğiniaraştırmaktır. Bu nedenle Ocak 2010 ile Ocak 2014 tarihleri arasında Algolojikliniğinde TFESE yapılan 200 hastanın dosyası (73 E,127 K) retrospektif olarakincelenmiştir. İşlem öncesi ve işlemden sonraki 6.,12. ve 24. ay kontrollerdehastalara VAS skalası, hasta memnuniyet skalası, nöropatik ağrı değerlendirimi içinDN4 (Douleur Neuropathique 4) Ağrı Tanı Anketinin Türkçe versiyonu testi,fonksiyonel kapasite değerlendirimi için Oswestry Özürlülük Skalası (oswestrydisability index -ODI) uygulanmıştır. Ayrıca TFESE uygulama seviyesi, sayısı veTFESE yapılan taraf kaydedilmiştir. Hasta bilgilerine ulaşabilmek için hastanemizbilgi işlem birimi tarafından kullanılan Avicenna programından faydalanılmıştır.Olguların 6.,12. ve24. ay VAS,ODI, DN4, global hasta memnuniyet değerleri gelişdeğerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p
- Published
- 2016
42. Akupresür uygulamasının lomber disk hernisi ameliyatı sonrası ağrıya etkisi
- Author
-
Tanriverdi, Seher, Sarıtaş, Serdar, and Hemşirelik Anabilim Dalı
- Subjects
Acupuncture theraphy ,Patients ,Pain-postoperative ,Acupuncture ,Pain ,Surgery ,Nursing ,Hemşirelik ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu araştırma, akupresür uygulamasının lomber disk hernisi ameliyatı sonrası ağrı üzerine etkisini incelemek amacıyla yapıldı.Materyal ve Metot: Araştırma ön test-son test kontrol gruplu yarı deneme modeli olarak, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) ve Malatya Devlet Hastanesi beyin cerrahi kliniklerinde Haziran 2015-Temmuz 2016 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmanın evrenini; İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) ve Malatya Devlet Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniklerinde yatan araştırmaya alım kriterlerine uyan lomber disk hernisi ameliyatı olan yetişkin hastalar oluşturdu. Araştırmanın örneklemini ise; güç analizi sonrası ilgili hastanelerin Beyin Cerrahi Klinikleri'nde yatan, olasılıksız örneklem yöntemi ile seçilen 112 hasta (56 deney, 56 kontrol) oluşturdu. Araştırmanın verileri Ocak-Mart 2016 tarihleri arasında toplandı. Veri toplamada, Hasta Tanıtım Formu ve Görsel Kıyaslama Ölçeği (GKÖ) kullanıldı. Deney grubundaki hastalara, Hasta Tanıtım Formu kullanıldı, GKÖ ile ağrı düzeyleri belirlendikten sonra15-20 dakika akupresür uygulandı. Akupresür bitiminde tekrar GKÖ ile ağrı düzeyleri değerlendirildi. Kontrol grubundaki hastalarda ise, hasta tanıtım formu kullanıldı, GKÖ ile ağrı düzeyleri belirlendi ve deney grubuna uygulanan akupresür uygulamasının bittiği saat göz önünde bulundurularak 20. dakikada ağrı düzeyleri tekrar değerlendirildi. Veriler; tanımlayıcı istatistiksel yöntemler (sayı, yüzde, ortalama, standart sapma), ki-kare ve bağımsız gruplarda t testi ile değerlendirildi.Bulgular: Deney grubundaki hastaların ağrı düzeyi akupresür öncesi 7.75±1.67, akupresür sonrası 2.58±1.18 olarak tespit edilmiş ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. (p= .00).Sonuç: Çalışma sonuçları doğrultusunda, akupresürün lomber disk hernisi ameliyatı sonrası ağrı kontrolünde etkili olduğunu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Akupresür, ameliyat sonrası ağrı, hasta, hemşirelik, lomber disk hernisi. The effect of acupressure on postoperative pain of lumbar disc herniaBackground: This study has been conducted for the purpose of examining the effect of acupressure on postoperatıve paın of lumbar disc hernia.Methods: This research was conducted between January 2015- July 2016 at the Neurosurgery Clinics of Turgut Özal İnönü University and Malatya State Hospital as a quasi-experimental research with pretest-posttest designs. The study population consisted of patients who were hospitalized in these clinics after operation of lumbar disc hernia. The sample group consisted of 112 patients selected with random sampling and stayed in these clinics after the power analysis (56 test, 56 control). This research data was collected between January 2016 - March 2016. Patient identification forms and visual analog scales (VAS) were used for data collection. Patient identification form was applied to the patients in the experimental group, after acupressure was applied to patients for 15-20 minutes, their level was determined with the VAS. When the acupressure was stopped, their pain was determined with the VAS. Whereas in the control group, their pain was determined with the VAS and taking the end of the time during which acupressure was applied to experimental group into consideration, their pain level was reevaluated in the 20th minute. Data were evaluated with percentage, arithmetic average, chi-square test and independent groups t test. Results: The research result showed that owing to the effect of acupressure the pain level of the experimental group decreased from 7.75±1.67 to 2.58±1.18. (p= .00). Conclusions: Hence this result suggests the effectiveness of acupressure on postoperatıve paın of lumbar disc hernia.Keywords: Lumbar disc hernia, nursing, patient, postoperative pain, acupressure. 54
- Published
- 2016
43. Lomber disk hernisi tanısı konulmuş hastalarda pedobarografik ölçümlerle erken ve geç dönem ayak basınç değişimlerinin analizi
- Author
-
İflazoğlu, Enes Serkan, Aksoy, Bülent, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Hernia ,Foot ,Pressure ,Scales ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Walking ,Intervertebral disc ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber Disk Hernisi tanısı konulmuş hastalarda pedobarografik ölçümlerle erken ve geç dönem ayak basınç değişimlerinin analizi isimli çalışmamıza LDH (Lumbal Disk Hernisi) tanısı almış 50 kadın, 32 erkek hasta alınmıştır. Araştırma dahil edilme ve dışlanma kriterlerine bağlı kalınarak hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm bireylerin demografik özellikleri, ayak postür indeksi, VAS (Vizüel Analog Skalası) skorları, ayak bileği gonyometrik ölçümleri ve alt ekstremite uzunluk ölçümleri hem akut hemde kronik dönem değerlendirmelerinde kayıt altına alınmıştır. Böylece tespit edilecek herhangi bir kısıtlılık yürüyüş paternini veya yüklenme derecesini değiştirip değiştirmediği bulmak hedeflenmiştir.Çalışmaya katılan 82 hasta bireyin yüklenme derecelerini sayısal olarak hesaplamak, temas alanlarını saptamak ve maximum basınçları tespit etmek amacıyla hem akut hemde kronik dönemde pedobarografik platform üzerinde yürütülerek değerlendirilmiştir.Veri ve yöntem teknikleri sonucu yapılan istatistiksel analizlerde sonuçlar incelenmiştir. Bu sonuçlar özellikle kadans, sağ veya sol ayak maximum ve ortalama basınç değerleri ve yürüme süresinde anlamlı (p
- Published
- 2015
44. Disk hernisi olan bireylerde kore stabilizasyon egzersizlerinin ve quadratus lumborum ve gluteus medius kaslarına uygulanan tetik nokta terapi uygulamalarının etkinliğinin karşılaştırılması
- Author
-
Aktar Reyhanioğlu, Duygu, Sefil, Fatih, and Fizyoloji Ana Bilim Dalı
- Subjects
Quality of life ,Hernia ,Exercise therapy ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Intervertebral disc ,Exercise ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber disk hernili hastalarda kor stabilizasyon egzersizlerinin ve miyofasial tetik nokta (mTrP) uygulamasının ağrı, fonksiyonel kapasite, spinal mobilite ve yaşam kalitesi üzerindeki etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.45 yaş ve üstü 19'u son 6 aydır bel problemi yaşamamış sağlıklı bireyler ve 34 lomber disk hernili 53 kişi çalışmaya dahil edildi. Randomizasyon ile disk hernisi olan bireylerden 15'i kore egzersiz, 19'u mTrP grubuna alındı. 4 hafta boyunca klasik fizyoterapi yöntemlerine ek olarak kore grubu haftada 3 gün egzersize alınırken, mTrP grubu haftada 2 gün terapi aldı. Katılımcıların demografik ve klinik özellikleri kaydedildi. Lomber esneklik ölçümleri mezura ile yapıldı. 6 metre yürüyüş testi değerleri kaydedildi. Yaşam kalitesi SF-36 anketi ile, fonksiyonellikleri oswestry yetersizlik skalası ile değerlendirildi. Disk hernisi olan gruplarda tedavi öncesi ve sonrası olmak üzere 2 kez, sağlıklı gruptan 1 kez ölçüm alındı.Tedavi öncesi lomber disk hernili ve sağlıklı olgular arasında boy, kg ve beden kitle indeksleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05). Tedavi sonrası her iki disk hernisi olan grupta ağrı düzeyleri, ilaç kullanım sıklığı, oswestry skalası sonuçları ve SF 36 skorlarının fiziksel parametrelerinde anlamlı düzelme görüldü (p0.05). After treatment a sigificant improvement was seen in both lumbar herniation groups in pain levels, medication using frequency, oswestry scale results and physical parameters of SF 36 scale (p
- Published
- 2015
45. Lomber laminektomi sonrası geçmeyen bel ağrısında transforaminal epidural steroid enjeksiyonu ile kaudal nöroplasti adezyoliz tekniklerinin etkinliklerinin karşılaştırılması
- Author
-
Kirgin, Ahmet, Şahin, Şükran, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Subjects
Surgical treatment ,Analgesics ,Anestezi ve Reanimasyon ,Back pain ,Pain ,Anesthesiology and Reanimation ,Analgesia ,Intervertebral disc ,Analgesia-epidural ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bacağa yansıyan veya yansımayan bel ağrısı hayat boyu neredeyse herkesin başına gelebilecek dayanılması zor bir durumdur. Lomber disk cerrahisi sonrası geçmeyen bel ağrısı ise iş gücü kaybının yanısıra psikolojik sorunlarıda beraberinde getirmektedir. Bu hastalarda tekrar tekrar cerrahi stres ve riskler yerine minimal invaziv girişimlerle hastaların ağrıları önemli ölçüde azaltılabilir. Transforaminal Epidural Steroid Enjeksiyonu (TESE) ve kaudal noroplasti adezyoliz teknikleri bu uygulamalardandır. Biz bu çalışmada, radikülopatik semptomları olan, tek mesafe lomber disk hernisi nedeniyle opere edilmiş olgular ağrı şikayetlerini azaltmaya yönelik uygulanan TESE ve kaudal noroplasti adezyoliz tekniklerinin etkinliğini geriye dönük olarak değerlendirmeyi amaçladık. Çalışma, Algoloji Bilim Dalı kliniğine başvuran Ocak 2013 – Nisan 2014 tarihleri arasında kaudal nöroplasti-adezyolizis (11 kadın, 19 erkek) ve TESE uygulanmış (24 kadın 6 erkek) hastaların dosyalarının retrospektif olarak taranması ile tamamlandı hastaların Vizüel analog skalası (VAS), düz bacak kaldırma (DBK) testi ve hasta memnuniyet skorları değerlendirildi.Hastaların 1. hafta, 1. ay, 3. ay VAS değerleri geliş VAS değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunurken 6. ay VAS değerlerinde anlamlı bir düşüş gözlenmedi. Kaudal nöroplasti-adezyolizis işlemi uygulanan hastaların 6. ay VAS değerlerinin TESE uygulanan hasta gurubuna göre anlamlı derecede daha düşük bulundu. Düz bacak kaldırma testi (DBK) kaudal noroplasti adezyoliz uygulanan hasta grubunda ve TESE uygulanan hasta grubunda giriş eğerlerine göre anlamlı derecede düzelme vardı. ve her iki grubta da hasta memnuniyeti yüksekti kaudal noroplasti yapılan grubta daha anlamlıydı.(p
- Published
- 2015
46. Lomber disk hernisinde radyoopak jel etanol kullandığımız hastalarda sonuçlar: Retrospektif çalışma
- Author
-
Gürbüz, Oğuz, Önal, Selami Ateş, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Anestezi ve Reanimasyon ,Ethanol ,Contrast media ,Scales ,Steroids ,Anesthesiology and Reanimation ,Intervertebral disc ,Gels ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Lomber disk hernisi medikal ve sosyoekonomik problemlere yol açan bir sorundur. Lomber disk hernisi tedavisinde uygulanan lomber Radyoopak Jel Etanol (RGE) işlemi, minimal invazif bir yöntem olup; bu çalışmada amacımız, cerrahi tedaviyi istemeyen lomber disk hernisi tanısı koyulan hastalara, kısıtlı literatür bilgisi olan RGE kullanımı sonrası kliniğimizdeki sonuçlarını değerlendirmektir. Ocak 2013- Ocak 2014 tarihleri arasındaki bir yıllık süre içerisinde lomber diskopati tanısıyla yatırılan klinik ve radyolojik açıdan uygulama endikasyonu olan 41 hastaya uygulanan 44 intradiskal RGE retrospektif olarak değerlendirildi. Olgular demografik karakteristikleri, daha önce uygulanılan tedaviler, en erken 6 ay sonraki kontrol Magnetik rezonans görüntüleme, RGE verilmeden önce ve verildikten 6 ay sonraki Visuel analog skala (VAS), komplikasyonlar, yan etkiler ve işlem sonrası hasta memnuniyeti açısından incelendi. Hastaların ağrıları işlem öncesi ve işlemden 6 ay sonra VAS ağrı skalası ile değerlendirildi. VAS ağrı skalasında azalmalar istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Hastaların demografik özellikleri değerlendirilirken yaş, cinsiyet durumları göz önünde bulunduruldu. Buna göre, 14'ü erkek (%34.1), 27'si kadın (%65.9) olmak üzere 41 hastaya işlem yapıldı. Erkeklerin yaş ortalaması 51,2 17,1, kadınların yaş ortalaması 47,7 13,8 idi . Çalışmamızda MRI değerlendirmelerinde hastalarda lomber disk hernisinin seviyesi açısından; L3-L4 disk herniasyonu 7 olguda (%17.1), L4-L5 disk herniasyonu 19 olguda (%46.3), L5-S1 disk herniasyonu 10 olguda (%24.1) mevcuttu. Hastaların MRI bulguları ve öyküsünde lomber disk hernisi nedeni ile daha önce tedavi alıp almadığına göre değerlendirildiğinde ise 19 hastada diffüz bulging, 22 hastada protrüzyon tespit edildi. 41 hastanın 6'sı daha önce hiç tedavi almamıştı, 20'si Trans Foraminal Steroid tedavisi aldığı, 15 hastanın ise sadece ilaç tedavisi ( non-steroid antiinflamatuar, myorelaksan, steroid vb.) aldığı tespit edildi . Hastalarda RGE uygulandıktan sonra sözel olarak hasta memnuniyeti değerlendirildiğinde memnun olmayan hasta sayısı dört, orta derecede memnun kalan hasta sayısı 13, iyi derecede memnun olan hasta sayısı 13, mükemmel derecede tedaviden memnun olan hasta sayısı ise 11 idi, başka bir ifadeyle bu işlemden memnun olmayan hasta oranı, bütün hastaların sadece %9.8 idi. Onbir hastanın işlem sonrası kontrol MRI'ları çekildi. Protrüzyonu olan yedi hastada kontrol MRI'da düzelme tespit edilirken üç hastada değişiklik izlenmedi. Diffüz bulging olduğu bilinen bir hastada MRI 'da değişiklik izlenmediği tespit edildi. MRI patolojilerine ve yaşa göre memnuniyet değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Sonuç olarak, disk patolojilerine bağlı olarak meydana gelen ve konservatif yaklaşımlarla tedavi edilemeyen, lomber radikülopatiye bağlı ağrıların tedavisinde RGE cerrahiye alternatif olarak güvenle kullanılabilecek, hastalarda fonksiyonel iyileşme sağlayan, analjezik tüketimini azaltan, yaşam kalitesini yükselten minimal invazif bir yöntem olduğu kanaatindeyiz.Anahtar kelimeler: Lomber disk hernisi, Trans Foraminal Steroid, Radyoopak Jel Etanol , Visuel analog skala Lumbar disc herniation is a condition that has medical and socio-economic consequences. The administration of radiopaque gelified ethanol (RGE) is a minimally invasive method used in the treatment of lumbar disc herniation. The aim of the present study was to evaluate the outcomes in patients who were diagnosed with lumbar disc herniation at our clinic and who rejected surgery and then received RGE injections, for which there is limited data in the literature.The present study retrospectively reviewed 44 intradiscal RGE injections that were performed on 41 patients, who were diagnosed with lumbar discopathy within the one-year period between January 2013 and January 2014 based on the clinical and radiological findings. The patients were evaluated for demographic characteristics, previous therapies, and control magnetic resonance imaging at six months at the earliest, visual analogue scale (VAS) pain scores at baseline and six months after RGE injection, complications, side effects, and patient satisfaction after the procedure.Pain was evaluated at baseline and six months after the procedure using VAS. The decreases in VAS pain score were statistically significant. Demographic characteristics also included age and gender of the patients. Accordingly, the records of a total of 41 patients were processed (14 males, 34.1%; 27 females, 65.9%). The mean age was 51.2 17.1 years in males and 47.7 13.8 years in females. The level of lumbar disc herniation was assessed using MR images, and seven cases had a disc herniation at the level of L3-L4 (17.1%), 19 cases had a disc herniation at the level of L4-L5 (46.3%), and ten cases had a disc herniation at the level of L5-S1 (24.1%). When the patients were evaluated according to MR imaging findings and previous therapies for lumbar disc herniation, 19 patients had diffuse bulging, 22 patients had disc protrusion, and six of 41 patients did not receive a previous therapy. Of these patients, 20 received transforaminal steroid injection (TFS) and 15 received only drug therapy (non-steroidal anti-inflammatory drugs, myorelaxants, steroids, etc...). When patient satisfaction was assessed orally after RGE injection, four patients reported dissatisfaction, while 13 patients were moderately satisfied, 13 patients were satisfied, and 11 patients were very satisfied. In other words, patients that reported dissatisfaction accounted for 9.8% of the study population. Control MR images were obtained for 11 patients. Recovery on MR images was observed in seven patients that had disc protrusion, and one patient that was known to have diffuse bulging showed no change on control MR imaging. No significant difference was found when the satisfaction was evaluated according to MR imaging findings and age.In conclusion, we suggest that radiopaque gelified ethanol (REG) injection is a safe, minimally invasive method that can be used as an alternative to surgery in the treatment of pain associated with lumbar radiculopathy secondary to disc pathologies in patients that cannot be treated with a conservative method; it offers functional improvement, decreases in analgesic consumption, and increases in the quality of life of these patients.Keywords: Lumbar disc herniation, trans-foraminal steroid, radio-opaque gelified ethanol, visual analogue scale 74
- Published
- 2015
47. Lomber disk cerrahisinde intravenöz deksketoprofen trometamol ile tenoksikam'ın postoperatif analjezik etkilerinin karşılaştırılması
- Author
-
Küçük, Nazife, Madenoğlu, Halit, and Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı
- Subjects
Analgesics ,Surgical treatment ,Anestezi ve Reanimasyon ,Morphine ,Pain-postoperative ,Dexketoprofen trometamol ,Anesthesiology and Reanimation ,Analgesia ,Intervertebral disc ,Anti inflammatory agents-nonsteroidal ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Amaç: Bu çalışmanın amacı elektif lomber disk cerrahisi uygulanan hastalarda intravenöz (iv) olarak tek doz uygulanan deksketoprofen trometamol ile tenoksikamın postoperatif analjezik etkilerinin karşılaştırılmasıdır.Materyal ve Metod: Lomber disk operasyonu uygulanacak olan ASA I-II grubu 105 hasta randomize olarak üç gruba ayrıldı. Cerrahi kapama başladığında Grup D'deki hastalara 50 mg deksketoprofen trometamol, Grup T'deki hastalara 20 mg tenoksikam, Grup K'daki hastalara ise 100 ml serum fizyolojik (SF) iv olarak uygulandı. Tüm hastalara morfin ile hasta kontrollü analjezi uygulandı. Hemodinamik parametreler, Sayısal Değerlendirme Skala (NRS) değerleri, morfin tüketimi ve olası yan etkiler postoperatif 0., 15., 30. dakikalarda ve 1., 2., 6., 12. ve 24. saatlerde değerlendirildi. Ayrıca ilk analjezi talep zamanı, ek analjezik ihtiyacı ve hasta memnuniyeti değerlendirildi.Bulgular: Gruplar arasında demografik veriler, operasyon süreleri, anestezi süreleri, hemodinamik veriler, postoperatif yan etkiler, hasta memnuniyet skoru ve ek analjezik gereksinimi açısından anlamlı bir farklılık yoktu (p>0.05). Grup D'de tüm zamanlardaki morfin tüketimi, Grup T'de ise 15.dk hariç diğer tüm zamanlardaki morfin tüketimi kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulundu (p0,05). Grup D ve Grup T'de hem istirahatte hem de hareketle oluşan NRS değerleri kontrol grubuna göre daha düşük bulundu (p0.05). İlk analjezi gereksinim zamanı Grup D'de kontrol grubuna göre anlamlı olarak uzun bulundu (p0.05). When coompered with control group the morphine consumption was significantly lower in group D at all time intervals and in group T at all time intervals except 15. min. (p0,05). Both NRS scores at rest and during movement were significantly lower in Group D and Group T compared with control group (p0.05). The first analgesic demand time was significantly longer in group D compared with control group (p
- Published
- 2015
48. Lomber disk hernili hastalarda proprioseptif nöromusküler fasilitasyon ve lomber stabilizasyon egzersizlerinin kas kuvvetine ve kas dayanıklılığına etkisi
- Author
-
Gülşen, Mustafa, Koz, Mitat, and Spor Bilimleri Anabilim Dalı
- Subjects
Spor ,Hernia ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Proprioception ,Intervertebral disc ,Exercise ,Physical therapy ,Sports ,Intervertebral disc displacement ,Endurance - Abstract
Lomber Disk Hernili Hastalarda Stabilizasyon ve PNF Eğitiminin Kas Kuvveti ve Kas Dayanıklılığına EtkisiBu çalışmanın amacı; bulging ve protrüzyon seviyesinde lomber disk hernisi tanısı konmuş hastalarda stabilizasyon ve proprioseptif nöromusküler fasilitasyon (PNF) eğitiminin kas kuvveti ve kas enduransı üzerine etkilerini araştırmaktır. Çalışmaya yaşları 15-69 yaş arasında (53.04±14.59) değişen, Macnab Sınıflamasına'na göre bulging ve protrüzyon seviyesinde lomber disk hernisi olan 64 olgu dahil edilmiştir. Olgular her grupta 16 kişi olacak şekilde stabilizasyon eğitimi, pnf eğitimi, fizik tedavi ve kontrol olarak 4 gruba ayrılmışlardır. Olguların sosyo-demografik özellikleri kaydedildikten sonra kas kuvveti, kas dayanıklılığı ve esneklik değerlendirmesi yapılmıştır. Kuvvet değerlendirmesi bilgisayar kontrollü, izokinetik dinamometre (Cybex 770 Norm Lumex Inc, Ronkonkoma, NY, USA) cihazı ile, kas dayanıklılığı değerlendirmesi; abdominal kas dayanıklılığını belirlemek için curl up testi, sırt ekstansörlerinin kassal dayanıklılığını belirlemek için gövde ekstansiyonu testi kullanılmıştır. VAS skalası ve Oswestry Disabilite İndeksi egzersizler öncesinde ve sonrasında, Physical Aktivite Hazırlık Anketi(PARQ), Fiziksel Aktivite Değerlendirme Anketi (FADA) tedavi öncesinde tüm gruplara fizyoterapist tarafından sözel olarak bire bir uygulanmıştır. Uygulamalar dört gruba da ayrı ayrı yapılmıştır. Stabilizasyon grubundaki olgulara 4 hafta boyunca haftada 5 gün 45 dakikalık fizyoterapist gözetiminde lomber stabilizasyon egzersiz programı, PNF grubundaki olgulara 4 hafta boyunca fizyoterapist tarafından haftada 5 gün PNF (pelvis paternleri ile) egzersiz eğitimi, FTR grubundaki olgulara 4 hafta boyunca haftada 5 gün klasik fizik tedavi (Hotpack, Tens, Ultrason) uygulaması, kontrol grubundaki olgulara ise herhangi bir tedavi uygulanmamıştır. 4.haftanın sonunda değerlendirmeler tekrar edilmiştir. Lomber stabilizasyon eğitimi verilmiş grupta kas kuvveti ve kas dayanıklılığında anlamlı artışlar gözlenmiştir. Ayrıca bu grupta istirahatteki ve aktivite esnasındaki ağrı şiddeti ile hastaların Oswesrty disabilite indekslerinde anlamlı düzelmeler kaydedilmiştir (p
- Published
- 2015
49. Lumbal Disk Herniasyonunda Farklı Tedavi Yöntemlerinin Karşılaştırılması
- Author
-
Demirel, Aynur, Ergun, Nevin, and Spor Fizyoterapistliği Anabilim Dalı
- Subjects
Lumbar vertebrae ,Treatment ,Massage ,Hernia ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Spinal cord compression ,Physical therapy ,Exercise ,Intervertebral disc displacement ,Lomber disc herniation - Abstract
Bu çalışmanın amacı; lumbal disk herniasyonu tedavisinde kullanılan spinal dekompresyon, derin friksiyon masajı ve egzersiz'den oluşan üç farklı tedavi yönteminin etkinliğinin belirlenmesidir. Lumbal Disk Herniasyonu (LDH) olan 28 ile 65 yaş aralığında (ortalama yaş:46,30±12,94, 15 kadın,15 erkek) olan 30 hasta dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan hastalar spinal dekompresyon terapi konservatif tedavisi Grup 1 (n=10), spinal dekompresyon terapi + derin friksiyon masajı+ lumbal stabilizasyon egzersizleri Grup 2 (n=10) , derin friksiyon masajı + lumbal stabilizasyon egzersizleri Grup 3 (n=10) olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Bütün gruplardaki hastalara 15 seans tedavi uygulanmıştır. Çalışmaya alınan tüm hastaların demografik bilgileri kaydedilerek, her seans sayısal anolog skala ve düz bacak kaldırma testi ile ağrının başladığı kalça fleksiyon derecesi kaydedilmiştir. Tedavi öncesi, tedavi sonrası, tedavi sonrası 6.hafta ve 3.ayda statik ve dinamik kassal kuvvet ve endurans testi uygulanmıştır. Tedavi öncesi, tedavi sonrası ve 3.ayda Oswestry Fonksiyon Anketi (OFA), Bel Performans Skalası (BPS), Lanss Nöropatik Ağrı Anketi, Korku-Kaçınma-İnanışlar Anketi (KKİA) ve McGill Ağrı Anketi uygulanmıştır. Manyetik Rezonans Görüntüleri (MRG) ile disk yüksekliği ve herni kalınlığı değişimleri segmental olarak tedavi öncesi ve tedavi sonrası 3.ay değerlendirilmiştir. Grup içi ve gruplar arası analizlerde sırasıyla Friedman ve Kruskal Wallis test istatistiği kullanılmış ve istatistiksel anlamlılık değeri 0,05 olarak alınmıştır. Tedavi öncesi MRG değerlendirmeleri sonucunda disk yüksekliği ve herni kalınlığı parametreleri bakımından gruplar arasında farklılık yoktur (p>0,05). Disk yüksekliği ve herni kalınlığı parametreleri bakımından grup 1 ve grup 2'de tedavi öncesi ve tedavi sonrasındaki değişim anlamlı (p0.05). Statik ve dinamik kassal kuvvet ve endurans testi tedavi öncesinde gruplar arasında farklılık bulunurken tedavi sonrasında farklılık yoktur (p>0,05). Anketlerin grup içi analizinde grup 3'ün KKİA iş modeli ve Lanss nöropatik ağrı anketi haricinde tüm gruplardaki anketler tedavi öncesi ve tedavi sonrasında anlamlıdır (p0.05).While disc height and thickness of herniation parameters were statistically difference in first and second group (p0.05). Though there was statistically difference between groups before treatment, there was no statistically difference after treatment in terms of static and dynamic muscle strenght endurance test (p>0.05). Statistically meaningful differences were found in all groups except third group's FABQ work model and Lanss Neuropathic Pain Questionnaire in intra-group analyses of questionnaires (p
- Published
- 2015
50. Lomber disk hernili hastalarda su içinde yapılan egzersizlerin bel ağrısı şiddeti ve fonksiyonel durum üzerine etkisi
- Author
-
Cemel, Yakup, Yavuzer, Melek Güneş, and Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı
- Subjects
"null" ,Exercise therapy ,Scales ,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ,Physiotherapy and Rehabilitation ,Intervertebral disc ,Physical therapy ,Intervertebral disc displacement - Abstract
Bu çalışma, lomber disk hernisi nedeniyle ORNÖRAM FizikTedavi ve Rehabilitasyon Kliniği'ne başvuran bireylerde standart tedavilere eklenen su içi egzersizlerin ağrı şiddeti ve fonksiyonel durum üzerine etkisini incelemekamacıyla planlandı. Tek kör randomize kontrollü çalışmaya bel ağrısı şikayetiile başvuran lomber disk hernili 34 hasta alındı. Bu hastalar bilgisayar programı ile belirlenen randomizasyon şemasına göre randomize olarak yürüyüş veegzersiz grubu olarak ikiye ayrıldı. Dört hasta çeşitli nedenlerle tedaviyisonlandırdı. Standart fizik tedavi programlarının yanı sıra egzersiz grubuna su içi egzersizler, yürüyüş grubuna ise su içi yürüme şeklinde hidroterapiprogramı uygulandı. Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden hastalara tedavi öncesi ve sonrası Vizüel Analog Skala (VAS) ile ağrı şiddeti, Oswestry Skalası (OS) ile fonksiyonel durum değerlendirmeleri yapıldı. Her iki grupta da tedavi öncesive sonrası ortalama değerlerde istatistiksel olarak anlamlı bir düzelme görüldü (p0,05). Sonuç olarak, lomber disk hernisi olan hastalarda standart tedaviye eklenecek olan su içi egzersizler ve su içi yürüme ağrı şiddetini azaltır ve fonksiyonel durumu iyileştirir. Bu çalışmada su içi egzersizlerin su içi yürümeye ağrı şiddeti ve fonksiyonellik açısından bir üstünlüğü gösterilememiştir. This study was designed to investigate the effect of the exercises in the water on pain level and functional condition together with the standard treatment of individuals who suffer from Lumbar disc herniation at ORNÖRAM Physiotherapy and Rehabilitation Clinic. Investigation planned in the form of a single-blind randomized clinical trial complaining of low back pain; `Lumbar Disc Herniation` 34 adult patients were diagnosed. These patients were divided in to two groups as; walk and exercise according to the randomization scheme by the computer program. The order of treatment was randomly assigned on patients in two groups; walk and exercise. According to this, in addition to standard physiotherapy treatment programs, hydrotherapy program was applied as the water exercise was added to the group of exercise, while walking in the water was added to the walk group. 4 patients have concluded their treatments due to different reasons. All patients who accepted to participate as a volunteer before and after the treatment program, the Visual Analogue Scale (VAS) pain scores and the functional case Oswestry Scale (OS) was investigated. It is observed that in both groups, there was a significant improvement at the statistically avarage values of before and after treatment. (p0,05). In conclusion, both exercises in the water and walk in the water together with the standard treatment improves the functional condition and reduces the pain of patients who have lumber disk hernisi. In this study, it could not be presented that the exercises in the water does not have any superiority over walk in the water relating to pain level and functionality. 50
- Published
- 2015
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.