Search

Afganistan'daki İslâmî bankacılık uygulamalarının fıkhı açısından değerlendirmesini yaptığımız bu araştırmada, Afganistan'daki İslâmî bankaların işleyiş şekillerinin daha iyi anlaşılabilmesi için İslâmî bankacılıkla ilgili kanun ve yönetmeliklerin fıkhın ilke ve amaçlarına göre yapılıp yapılmadığını ve İslâmî bankaların bu kanunlara göre hareket edip etmediğini tespit etmeye çalıştık. Tez hazırlarken Afganistan'da İslâmî bankacılık uygulamalarını fıkhî yönden inceleyen bir araştırmaya rastlayamadık dolaysıyla bu tezin kendi alanında bir ilk olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan'da otuz seneden fazla süren iç çatışmalar zamanında bankacılık sistemi çalışamaz hale gelmiştir. 2002 yılında uluslararası güçlerin ülkeyi işgal etmesiyle bir müddet iç çatışmalar son bulmuş ve yıkılan devlet düzenini tekrar kurma çalışmaları başlatılmıştır. Bu doğrultuda Afganistan bankacılık sektörünü uluslararası standartlara uygun bir şekilde çalışır hale getirtmek için 2003 yılında 101 maddelik bankacılık kanunu yayınlanmıştır. bu kanunun 3. maddesinde Merkez Bankası'na, bankaların hangi tür faaliyetleri yürütebileceklerine dair düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Merkez Bankası da kendisine tanınan bu yetkiyi kullanarak bankaların pencere sistemi şeklinde İslâmî bankacılık faaliyeti de yürütmelerine imkân tanımıştır. İlerleyen süreçte, İslami bankacılık ile ilgili düzenleme kanunlarda açıkça zikredilmediği için, İslâmî bankacılık sisteminin gelişim gösteremediği görülmüştür. Bu eksikliğin giderilmesi gayesiyle 2015 yılında yenilenen bankacılık kanununa, İslâmî bankacılığın nasıl yapılacağına dair düzenlemeler de eklenmiştir. This research evaluates the Islamic banking in Afghanistan from the viewpoint of Islamic Fiqh. To be able to understand the functioning of Islamic banks in Afghanistan, we aimed to detect whether the related laws and regulations were made conforming to the principles and objects of Fiqh and whether Islamic banks operate in compliance with these laws and regulations. We could not find another research analyzing the Islamic banking in Afghanistan as we write this paper. So, we can say, it is the first of its kind. During the conflict that lasted for more than thirty years in Afghanistan, banking system was rendered inoperational. In 2002, the invasion of international armies in Afghanistan paused the conflicts for a while. Efforts to re-establish the order of the state began. To make the Afghan banking sector operate in compliance with international standards, the banking law which consisted of 101 articles was issued in 2003. The 3rd article of this law authorizes the Central Bank of Afghanistan to regulate which types of activities banks can conduct. The Central Bank of Afghanistan, using this authority, has allowed conventional banks to offer Islamic banking services in particular divisions, i.e. , in `Islamic windows`. It was observed that the Islamic banking system did not improve following this course because the regulations regarding Islamic banking were not explicitly written in law. To fill this gap, the banking law has been reformed and regulations on the operation of Islamic banking were added to the law in 2015. 102

Iron (Fe) deficiency is one of the major yield-limiting factors in peanut (Arachis hypogaea L.), especially when grown in calcareous soils. The soils of the Pothwar region in Pakistan are calcareous in nature, exposing peanut to Fe deficiency. The molecular mechanisms governing Fe deficiency response in peanut have not been fully revealed. We compared 4 locally important varieties of peanut to evaluate Fe deficiency responses at the molecular level. The expression profiles of 7 important genes including AhIRT1, AhFRO1, AhNRAMP1, AhYSL1, AhYSL3.1, AhYSL4, and AhYSL6 in roots and young and old leaves of local peanut varieties were investigated 19 days after Fe deficiency treatment. Significant differences were observed for gene expression patterns among these varieties. The expression of AhIRT1 was upregulated only in Banki and BARD-699. However, some of the genes, like AhFRO1, AhNRAMP1, and other genes of the YSL family, were upregulated in BARI 2000 roots and young and old leaves, which has been reported for uptake and transport of Fe. BARI 2000 and Chakori had more accumulation of Fe in young leaves and roots in Fe deficiency conditions as compared to other varieties. This suggests that other mechanisms of Fe uptake and transport may be more important than AhIRT1 to mitigate Fe deficiency in BARI 2000 and Chakori.

Footh & Mouth Disease (FMD) “O” type vaccine was produced on Baby Hamster Kidney (BHK)-21 cell line. BHK-21 cells were grown in tissue culture flasks. Monolayers were obtained after 48 hours at 37 oC.Confluent monolayers were infected with FMD “O” type virus (TCID50 104.5/ml). Cytopathic effect (CPE) in theform of clumping and detachment of the cells was observed after 48 hours. Vaccine was found free of any bacterialand mycolplasma contamination. Systemic reaction was observed after injecting cattle, mice and guinea pigs withthe virus (TCID50 106/ml). Nine calves of about 6-8 month of age were vaccinated using the same titer used forsafety test and challenged with the virulent virus (TCID50 104.5/ml). All the animals withstood the challenge and didnot show any reaction. Both of the 2 unvaccinated animals after challenge showed typical FMD lesions. Mouthlesions from ten FMD suspected animals were also collected and adaptation of these field isolates was performedby passages on BHK-21 cell line. No viral CPE was obtained from these field isolates after 3 passages. Suspectedantigens were also got typed for FMD. The types O (60%), A (20%), and Asia-1 (10%) were found present usingELISA, Şap Hastalığı “0” tipi aşısı, bebek Hamster Böbreğinin (BHK) 21 hücre hattında üretilmiştir. BHK-21 hücreleri doku kültürü şişelerinde dönüştürülmüştür. Otuzyedi 0C’ de 48 saatin sonunda mono katmanlar elde edilmiştir. Birleşen mono katmanlara, Şap hastalığı “O”tipi virüsü bulaştırılmıştır. Hücrelerin kümelenmesı ve ayrılması formunda, Sitopatik etki 48 saat sonra gözlenmiştir. Herhangi bir bakteri ve mikoplazma kontaminasyonu için aşı ücretsiz tedarik edilmiştir. Bu virüse (TCID 106/ml) maruz kalan sığır, fare ve kobaylarda sistematik reaksiyonlar gözlenmiştir. Yaklaşık 6-9 aylık yaşa sahip 9 buzağı, güvenlik testi için kullanılan aynı titrede aşı yapılmış ve öldürücü virüse (TCID 104.5/ml) meydan okunmuştur. Tüm hayvanlar bu zorluğa dayanmış ve herhangi bir reaksiyon göstermemiştir. Bu zorluktan sonra, iki aşılanmayan hayvanın her ikisi de tipik Şap hastalığı lezyonu göstermiştir. Şap hastalığı şüphesi olan 10 hayvandan alınan ağız lezyonları toplandı ve bu alan izolatlarının adaptasyonu, BHK 21. Hücre hattı üzerinden geçişlerle gerçekleştirilmiştir. Üç geçişten sonra bu alan izolatlarından herhangi bir viral sitopatik etki elde edilmemiştir. Şüpheli antijenler de Şap hastalığı için dikkate alınmıştır. ELISA testi ile O (60%), A (20%), ve Asia-1 (10%) tiplerinin varlık gösterdiği belirlenmiştir