17 results on '"Erdem, Yasemin"'
Search Results
2. Abdülmecid II
- Author
-
TÜMER ERDEM, YASEMİN and Tümer Erdem Y.
- Subjects
Social Sciences and Humanities ,Social Sciences (SOC) ,Sosyal Bilimler (SOC) ,Sosyal ve Beşeri Bilimler - Published
- 2022
3. OSMANLI MODERNLEŞME SÜRECİNDE MÜFETTİŞ RAPORLARINA GÖRE ÖĞRETMENLERİN NİTELİKLERİ.
- Author
-
TÜMER ERDEM, Yasemin
- Published
- 2021
4. Bilişim ve yapım teknolojileri etkisinde ofis yapıları
- Author
-
Erdem, Yasemin, Aksoy, Meltem, and Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Subjects
Architecture ,Mimarlık - Abstract
Ofis yapıları geçmişten günümüze kadar geçen uzun süreçte birçok yapısal ve mekânsal değişikliğe uğramıştır. Gerek mimarlık gerekse endüstri ve ticarette meydana gelen dönemsel değişiklikler bu yapıları oldukça etkisi altına almış gibi gözükmektedir. Ofis yapılarının en öne çıkan özelliklerinden birisi de değişen teknolojiye ayak uydurmak durumunda olması ve çağın koşullarına en uygun şekilde tasarlanmasıdır. Özellikle bilişim ve yapım teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler ofis yapılarının tasarımında farklı bakış açılarına yol açmıştır. Bu iki teknolojinin ofis yapıları üzerinde kullanım alanları ve etkileri açısından, zaman zaman birbirini oldukça etkileyen, birbiri içine geçen süreçlere sahip olmalarından dolayı tez kapsamında her ikisi de birlikte ele alınmaktadır. Bilişim yani bilgi ve iletişim teknolojileri özellikle iş üretim şeklini etkilediği için, mekan organizasyonları bu üretim şekillerine göre değişime uğramıştır. Bilgiye ulaşmak ve işlemek artık bu teknolojiler sayesinde daha hızlı ve her yerden erişilebilir olduğu için ofis yapılarında esnek mekansal kurguları beraberinde getirmiştir. Yapılan araştırmalar sonrasında ofis yapılarında sağlanması gereken en önemli tasarım kriterleri, ortam koşullarını maksimum verimlilikte sağlayarak uygun çalışma ortamını yaratıp, çalışan memnuniyeti, verimli bir çalışma ortamı için üretilen koşulların devamlılığı, değişen ihtiyaç ve çalışma senaryolarına adapte olabilecek esneklikte tasarlanması olarak belirlenmiştir. Yapım teknolojileri birçok bileşeni olan bir sistem olmasına rağmen, ofis yapılarını bahsedilen bu koşulların devamlılığının sağlanması için çözümler üretilmesi konusunda bilişim teknolojilerinin de sağladığı imkanlarla beraber çokça etkilediği görülmektedir. Mekanik çözümlerle birlikte oluşan akıllı bina sistemleri ve strüktürel yüksek teknolojili yapı bileşenleri sayesinde istenilen yapı performansı ve mekan kurgusu elde edilebilmektedir. Üretilen bu çözümler, hem iç mekan hem de strüktürel anlamda tüm bileşenleriyle birlikte sürdürülebilir bir ofis yapısı oluşturmayı, yaşanacak her türlü olumsuz duruma karşı önlem alabilmeyi ve tüm koşulları verimli kullanabilmeyi sağlamaktadır. Bahsedilen bu yapısal ve mekansal çözümlerdeki değişikliklerin bilişim teknolojileri ile birlikte çözümlerin gelişiminde gittikçe artan bir etkisi olduğu gözlemlenen yapım teknolojileri ile birlikte mümkün olduğunu görmekteyiz. Bilişim teknolojilerinin iş üretimini etkilemesi sonucu karşımıza çıkan yeni ofis yapıları ile birlikte, bu ofis binalarında yapıyı oluşturan her türlü sistemin iyileştirilmesi, kontrol edilmesi ve uygulanabilmesi gibi durumları etkileyen yapım teknolojileri günümüzdeki ofis tasarım kriterlerini önemli derecede etkilemektedir. Görüldüğü üzere bilişim teknolojilerinin tasarım ve yapım süreçlerine daha fazla entegre olması ile birlikte yapım teknolojilerinde sistemin hem yapısal kurgusunu hem de mekansal kurgusunu etkileyen birçok yeni çözüm ve yaşam senaryosu devreye girmeye başlamıştır. Bu etkilerin deşifre edilmeye çalışılması tezin hedefi olarak belirlenmiştir.Çalışmanın birinci bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi yer almaktadır. Tezin ikinci bölümünde, ofis kavramı ve ofis yapılarının tarihsel süreçteki gelişimi incelenerek yapıların farklılaşmasına yol açan birtakım kırılma noktaları belirlenmiş ve bu yapıların tasarım kriterlerini etkileyen faktörler dışlaştırılmaya çalışılmıştır. Bu incelemeler sonucunda, ofis yapılarının 16. yüzyılda, sigorta ve banka şirketleriyle profesyonelleşmiş yapılar olarak karşımıza çıktığı, 19. yüzyıl itibariyle ise tamamen yapılan iş grubuna özelleştiği ve iş türlerine göre uzmanlaşmanın ortaya çıktığı görülmüştür. Kimlik arayışında olan ofis yapıları, özelleşen mekanlar ve sistemleri sayesinde mimarlık dünyasında hem yapısal hem de kurgusal olarak farklılaşmıştır. Öncelikle yapılan iş türüne göre farklılaşmanın etkisiyle beraber ofis yapıları kendi yapısal kimliğini oluşturmuş, diğer yapı türlerinden ayrılmaya başlamış ve sonrasında kullanım amacına uygun binalar inşaa edilmiştir. Ofis yapısı olarak adlandırılabilecek ilk örneklerden itibaren mekân kurgularını etkileyen en önemli unsur ise verimliliğin arttırılması olarak karşımıza çıkmıştır. Ekonomik kalkınmanın artması ile birlikte sektörün genişlemesi, buna bağlı olarak çalışan sayılarının ve iş hacminin artması, hızla büyüyen ve yükselen ofis yapılarını beraberinde getirmiştir. Bu hızlı büyüme karşılığında hem şirketlerin prestij kaygıları hem de verimli bir ofis yapısının oluşturulması ihtiyacı, sadece iç mekânda yapılan birtakım organizasyonel çözümlerle giderilememiştir. Bu ihtiyaçların karşılanması için yapısal çözümler devreye girmiştir. Böylelikle yapısal bileşenler ile birlikte mekânsal tasarım girdileri bir bütün olarak düşünülerek ofis tasarımlarının kriterleri belirlenmiştir. Fakat 19. yüzyıldan 20. yüzyıla doğru geçişte özellikle bilgisayar teknolojisinin iş ve üretim hayatının içerisine girmeye başlamasıyla beraber ofis yapılarının hem mekân kurgularında hem de yapım teknolojilerindeki değişim ve çeşitlenmelerle yapısal kurguda değişim kaçınılmaz bir hal almıştır. Yapısal ve mekânsal anlamda ilişkiler farklı yönleriyle ele alınmaya başlanmış ve teknolojinin getirileri maksimumda kullanılarak her zaman olduğu gibi iş verimliliği hedefi ile esnek mekân kurguları oluşturulmaya çalışılmıştır. Tezin üçüncü bölümde ise ikinci bölümdeki araştırmalar sonucunda elde edilen tasarım kriterlerinin, bilişim ve yapım teknolojilerinden nasıl etkilendiği ve bu etkilerin ofis tasarımında değiştirdiği tasarım kriterlerinden bahsedilmektedir. Ofis yapılarının tasarlanmasında birçok faktör etkili olmaktadır; fakat bu faktörler yapının ihtiyaçlarına, dönemin imkanlarına, uygulanma yöntemlerine göre farklılık göstermektedir. Özellikle teknolojide meydana gelen gelişmeler, ofis yapılarının mevcut dinamiklerini bir hayli etkilemektedir. Hem iş üretimini etkileyen bilişim teknolojileri, hem de değişen ve çeşitlenen iç mekân kurgularını, çalışma senaryolarını destekleyen, tasarım ve yapımdaki esneklik ve sürdürülebilirlik kavramlarının karşılığı mimari ve yapısal çözümleri mümkün kılan yapım teknolojileri bu etkenlerin başında gelmektedir. Ofis yapılarının tasarlanmasında birçok farklı bileşen günümüze kadar kullanılmış olsa da, bu çalışma sonucunda bilişim ve yapım teknolojilerinin etkisiyle en çok bu tasarım kriterlerinden esneklik ve sürdürülebilirlik kavramları ile birlikte özellikle bunları destekleyen akıllılık kavramı karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda dördüncü bölümde seçilen ofis yapısı örneklerinde bugünün bakış açısıyla bilişim ve yapım teknolojilerinin etkilerinin bu kavramlar ile birlikte yapılarda nasıl değerlendirildiği incelenecektir. Bu sayede, bilişim teknolojilerinin etkilerinin ortaya çıkmaya başladığı 1980'ler sonrası inşaa edilen ofis yapılarına, bilişim ve yapım teknolojilerin yapısal ve mekansal etkileri üzerinden söz konusu ofis yapıları çözümlenmeye çalışılacaktır. Office buildings have undergone many structural and spacial changes over the long period from past to present. It seems that periodical changes which have taken place both in architecture, industry and trade have affected the structure considerably. Especially one of the most prominent features of office buildings is that it has to adapt to changing technology and it has to be designed according to the condition of the times. As a result of this features, office buildings design parameters can be affected from technologies.The developments that have taken place especially in information technology and construction Technologies have led to different aspects of the design of office buildings. These two technologies are considered together in the thesis because they have interdependent processes that affect each other and their effects on office buildings from time to time. As information technology influences especially the way of production, space organization have changed according to these production forms. Access to and processing of information is now faster and more accessible thanks to these technologies, thus bringing flexible spatial constructions in office buildings. The most important design criteria that should be provided in office buildings after the researches are determined as to create appropriate working environment by providing environment conditions with maximum efficiency, employee satisfaction, continuity of conditions for efficient working environment, flexibility to adapt to changing needs and working scenarios. Even though construction technology is a system with many components, it seems that office structures are greatly influenced by the possibilities provided by information technology to produce solutions to ensure the continuity of these conditions. Due to the intelligent building systems and structural high-tech building components that form together with the mechanical solutions, the desired buildings performance and space design can be achieved. These solutions provide a sustainable office structure together with all its components both in the interior and structural sense to prevent any negative situation and to use all the conditions efficiently. We see that the changes in these structural and spatial solutions mentioned are possible not only with information technology or construction technology, but also with construction technology, which is observed to be an increasing influence especially in the development of information technologies and solutions. In addition to the new office buildings resulting from the iflux of information technology on business production, the construction technologies which affect the conditions such as improvement, control and application of all kinds of systems that make up these office buildings affect the present office design criteria significantly. With the integration of information technologies into design and construction processes, there are many new solutions and life scenarios in the construction technology that affect both structural design and the space design. The attemp to decipher these effects was determined as the purpose of thesis. The firts part of the study includes the purpose, scope and method of studying. In the second part of the thesis, the concept of office and the development of office buildings in the historical process are examined and some breaking points leading to the differentiation of the structures have been determined and the factors affecting the design criteria of these structures have been tried to be excluded. As a result of the information reached by these examinations, office buildings became confronted as professionalized structures in the 16th century by insurance and banking comoanies, and by the 19th century, they became spacialized fort he entire business group and started to multiply according to their business types. Office buildings in search of identity have been differentiated both structurally and fictitiously in the architectural World, thanks to their specialized spaces and systems. First of all, according to the type of work done, the office buildings have formed their own structural identity with the effect of differentiation, and they have begun to be separated from other buildings types and then the buildings suitable for their use have been constructed. From the first examples which can be called as the office structure, the most important factor affecting the space construction is the increase of productivity. With the increase in economic development, the expansion of the sector, accordingly, the increase in the number of employees and business volume, brought together the rapidly growing and rising office structures. In response to this rapid growth, both companies' prestige concerns and the need to create a productive office structure have not been solved with some organizational solutions made only indoors. Structural solutions have been introduced to meet these needs. Thus, the spatial design inputs together with the structural components are considered as a whole and the criteria of the office design are determined. However, in the transition from the 19th century to the 20th century, especially as computer technology started to enter the business and production life, the changes in office buildings as well as the changes and variations in construction technologies and structural design became inevitable. Relations in structural and spatial terms have been started to be addressed in different ways and flexible space conventions have been tried to be established with the aim of business efficiency as always using technology as maximum. In the third part of the thesis, the design criteria obtained as a result of the researches in the second part are influenced by the information and construction technologies and the design criteria that effects have changed in the office design are mentioned. Many factors influences the design of office buildings but these factors vary according to the needs of the construction, the possibilities of the period, and the methods of implementation. Especially the developments in technlogy are affecting the current dynamics of office buildings. It is the forefront of these factors that both information technlogies affecting business production and construction technologies as well as changing and diverse interior architecture, supporting working scenarios, design and construction flexibility and sustainability concepts, architectural and structural solutions are possible. As many different components have been used in the design of office buildings day by day, the result of this study is that the concepts of flexibility and sustainability among these design criteria are most affected by the influence of information and construction technologies, and the concept of intelligence which constitutes intelligent building systems which support them is emerging. In particular, office buildings that have become disclocated, such as freedom of operation and sustainable office buildings that provide structural flexibility, produce solutions for their needs and provide energy savings. In this respect, the examples of selected office buildings in the fourth chapter will be examined from the point of view of how the effects of information and construction technologies are evaluated together with these concepts. In this regard, the office structures constructed after the 1980s, when the effects of information technologies began to emerge, will be tried to be resolved through the structural and spatial influences of the information and construction technologies. 133
- Published
- 2017
5. 100. Yılında II. Meşrutiyet : Gelenek ve Değişim ekseninde Türk Modernleşmesi Uluslararası Sempozyumu : Bildiriler
- Author
-
Kurşun, Zekeriya, Öztürk, Cemil, Tümer Erdem, Yasemin, and Nurdoğan, Arzu M.
- Published
- 2008
6. Bacıyan-ı rum’dan günümüze Türk kadınının iktisadi hayattaki yeri
- Author
-
Erdem, Yasemin Tümer, Halime Yiğit, Erdem, Yasemin Tümer, and Halime Yiğit
- Subjects
- Women--Turkey, Kadinlar--Türkiye--Dernekler ve kulüpler, Baciyan-i Rum, Kadinlar--Türkiye, Women--Turkey--Societies and clubs
- Published
- 2010
7. II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e kızların eğitimi
- Author
-
Tümer Erdem, Yasemin, İlgürel, Mücteba, and Türk Tarihi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training - Abstract
Tanzimat dönemine kadar kızlar, sadece sıbyan mekteplerine gitme imkânına sahipti.?lk defa ilköğretim seviyesi üzerinde eğitim sansını 6 Ocak 1859 tarihinde Cevri Kalfa ?nasRüsdiyesi'nin açılmasıyla elde etti. Ancak aileler kızlarını, öğretmenlerinin erkek olmasısebebiyle bu okula göndermek istemedi. Bunun üzerine 1870'te kız okullarına öğretmenyetistirmek üzere Darülmuallimât açıldı. Tanzimat Dönemi'nde kız çocukları için meslekeğitimi veren okullar da açıldı. 1869 yılında Mithat Pasa tarafından ilk kız sanayi mektebiaçıldı. Gördüğü rağbet üzerine yatılı hale getirilen Kız Sanayi Mektebi'ni 1884 yılındaDersaadet Neharî Kız Sanayi Mektebi ve 1890 yılında Üsküdar Kız Sanayi Mektebi izledi.II. Mesrutiyet Dönemi'ne gelindiğinde kızlar için eğitim ve öğretimin herkademesinde önemli gelismeler oldu. 1910-11 eğitim öğretim yılında Leylî Kız SanayiMektebi bünyesinde, tasradaki kız okullarına öğretmen yetistirmek üzere LeylîDarülmuallimât açıldı. Aynı yıl kızlar için ilk defa ?nas ?dadisi eğitim-öğretime basladı.Ancak bu okul 1913 yılında sultaniye çevrildi. Açılan ilk kız sultanisini 1915 yılından sonraSelçuk Hatun, Çamlıca, Erenköy ve Kandilli inas sultanileri takip etti. 1913 yılında çıkarılanTedrisât-ı ?btidâiye Kanun-ı Muvakkati ile rüsdiyeler ibtidailerle birlestirildi. ?Mekâtib-i?btidâiye? denilen 6 yıllık okullar haline getirildi.Yine II. Mesrutiyet Dönemi'nde kız okullarına öğretmen yetistirenDarülmuallimât'ta önemli gelismeler meydana geldi. ?stanbul Darülmuallimâtı'nın yanı sıraçesitli vilâyetlerde Darülmuallimâtlar açıldı. 1914 yılında ?stanbul Darülmuallimâtı'nın âlîsınıfı ??nas Darülfünunu? adıyla açıldı. Böylece kızlar ilk defa yüksek öğrenim hakkını eldeetti. Ancak ?nas Darülfünunu 1918-19 eğitim-öğretim yılında ?stanbul Darülfünunu'nunbinasına tasınarak kapatıldı. Kız öğrencilerin erkeklerle aynı binada eğitim almaları, karmaeğitime doğru önemli bir adım oldu. 1922 yılında karma eğitime geçilmesiyle kızlar TıpFakültesi'ne de kabul edildi.Tanzimat'tan itibaren kadının statüsünde arzu edilen değisim zamanla gerçeklesti.Kadınlar pek çok kazanımlar elde etti. Bu kazanımların en önemlisi eğitim alanında oldu.Cumhuriyet Dönemi'nde kızların eğitimi konusunda yapılacak tüm girisimlere zeminhazırladı. Until the period of `Tanzimat?, girls were going to `sıbyan? schools. They got thechance of more education in 1859 with the opening of the school named, `Cevri Kalfa ?nasRüsdiyesi?. But families didn?t want to send their girls. Because the teachers of this schoolwere males. Then in 1870, the school named, `Darülmuallimat? opened to educate teachers forgirl schools. In 1869 the first `Kız Sanayi Mektebi? opened by Mithat Pasha. With beingpopular of this school it became boarding. The schools of `Dersaadet Neharî Kız SanayiMektebi? and `Üsküdar Kız Sanayi Mektebi? in 1884 and 1890 followed the first `Kız SanayiMektebi?.Important developments occured for girls in every grade of education in the periodof `II. Mesrutiyet?. In 1910 opened a school named, `Leylî Darülmuallimat? to educateteachers for the provincial girl schools. In the same year, `?nas ?dadisi? opened for girls for thefirst time. However, `?nas ?dadisi? is converted to `?nas Sultanisi? in 1913. After the year 1915schools named, `Selçuk Hatun?, `Çamlıca?, `Erenköy? and `Kandilli?, followed this first`Sultani?.Again in the period of `II. Mesrutiyet?, important happenings occured in`Darülmuallimat?, which educates teachers for girl schools. Except the Darülmuallimat of?stanbul, many of `Darülmuallimat? opened in different provinces. In 1914 a high class named`?nas Darülfünunu? opened in the scope of `Darülmuallimat?. In this way girls gained the rightof higher education. In 1918 `?nas Darülfünunu? removed to the building of `Darülfünun?. Itbecame an important step for coeducation. Coeducation materialized in 1922 and girlsaccepted to Medicine Faculty.Beginning from `Tanzimat? the status of woman changed. Women got a lot of rights.Education was the most important one. It caused for all the attempts about the education ofgirls in Republic period. 503
- Published
- 2007
8. II. Meşrutiyet’ten cumhuriyet’e kızların eğitimi
- Author
-
Erdem, Yasemin Tümer, İlgürel, Mücteba, and Türk Tarihi Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Çocuklar, Kız ,Eğitim ,Yakınçağ - Abstract
ÖZETTanzimat dönemine kadar kızlar, sadece sıbyan mekteplerine gitme imkânınasahipti. Đlk defa ilköğretim seviyesi üzerinde eğitim sansını 6 Ocak 1859 tarihinde CevriKalfa Đnas Rüsdiyesi’nin açılmasıyla elde etti. Ancak aileler kızlarını, öğretmenlerininerkek olması sebebiyle bu okula göndermek istemedi. Bunun üzerine 1870’te kızokullarına öğretmen yetistirmek üzere Darülmuallimât açıldı. Tanzimat Dönemi’nde kızçocukları için meslek eğitimi veren okullar da açıldı. 1869 yılında Mithat Pasatarafından ilk kız sanayi mektebi açıldı. Gördüğü rağbet üzerine yatılı hale getirilen KızSanayi Mektebi’ni 1884 yılında Dersaadet Neharî Kız Sanayi Mektebi ve 1890 yılındaÜsküdar Kız Sanayi Mektebi izledi.II. Mesrutiyet Dönemi’ne gelindiğinde kızlar için eğitim ve öğretimin herkademesinde önemli gelismeler oldu. 1910-11 eğitim öğretim yılında Leylî Kız SanayiMektebi bünyesinde, tasradaki kız okullarına öğretmen yetistirmek üzere LeylîDarülmuallimât açıldı. Aynı yıl kızlar için ilk defa Đnas Đdadisi eğitim-öğretime basladı.Ancak bu okul 1913 yılında sultaniye çevrildi. Açılan ilk kız sultanisini 1915 yılındansonra Selçuk Hatun, Çamlıca, Erenköy ve Kandilli inas sultanileri takip etti. 1913yılında çıkarılan Tedrisât-ı Đbtidâiye Kanun-ı Muvakkati ile rüsdiyeler ibtidailerlebirlestirildi. “Mekâtib-i Đbtidâiye” denilen 6 yıllık okullar haline getirildi.Yine II. Mesrutiyet Dönemi’nde kız okullarına öğretmen yetistirenDarülmuallimât’ta önemli gelismeler meydana geldi. Đstanbul Darülmuallimâtı’nın yanısıra çesitli vilâyetlerde Darülmuallimâtlar açıldı. 1914 yılında ĐstanbulDarülmuallimâtı’nın âlî sınıfı “Đnas Darülfünunu” adıyla açıldı. Böylece kızlar ilk defayüksek öğrenim hakkını elde etti. Ancak Đnas Darülfünunu 1918-19 eğitim-öğretimyılında Đstanbul Darülfünunu’nun binasına tasınarak kapatıldı. Kız öğrencilerinerkeklerle aynı binada eğitim almaları, karma eğitime doğru önemli bir adım oldu. 1922yılında karma eğitime geçilmesiyle kızlar Tıp Fakültesi’ne de kabul edildi.Tanzimat’tan itibaren kadının statüsünde arzu edilen değisim zamanlagerçeklesti. Kadınlar pek çok kazanımlar elde etti. Bu kazanımların en önemlisi eğitimalanında oldu. Cumhuriyet Dönemi’nde kızların eğitimi konusunda yapılacak tümgirisimlere zemin hazırladı. ABSTRACTUntil the period of ‘Tanzimat’, girls were going to ‘sıbyan’ schools. They got thechance of more education in 1859 with the opening of the school named, ‘Cevri Kalfa ĐnasRüsdiyesi’. But families didn’t want to send their girls. Because the teachers of this schoolwere males. Then in 1870, the school named, ‘Darülmuallimat’ opened to educate teachers forgirl schools. In 1869 the first ‘Kız Sanayi Mektebi’ opened by Mithat Pasha. With beingpopular of this school it became boarding. The schools of ‘Dersaadet Neharî Kız SanayiMektebi’ and ‘Üsküdar Kız Sanayi Mektebi’ in 1884 and 1890 followed the first ‘Kız SanayiMektebi’.Important developments occured for girls in every grade of education in the periodof ‘II. Mesrutiyet’. In 1910 opened a school named, ‘Leylî Darülmuallimat’ to educateteachers for the provincial girl schools. In the same year, ‘Đnas Đdadisi’ opened for girls for thefirst time. However, ‘Đnas Đdadisi’ is converted to ‘Đnas Sultanisi’ in 1913. After the year 1915schools named, ‘Selçuk Hatun’, ‘Çamlıca’, ‘Erenköy’ and ‘Kandilli’, followed this first‘Sultani’.Again in the period of ‘II. Mesrutiyet’, important happenings occured in‘Darülmuallimat’, which educates teachers for girl schools. Except the Darülmuallimat ofĐstanbul, many of ‘Darülmuallimat’ opened in different provinces. In 1914 a high class named‘Đnas Darülfünunu’ opened in the scope of ‘Darülmuallimat’. In this way girls gained the rightof higher education. In 1918 ‘Đnas Darülfünunu’ removed to the building of ‘Darülfünun’. Itbecame an important step for coeducation. Coeducation materialized in 1922 and girlsaccepted to Medicine Faculty.Beginning from ‘Tanzimat’ the status of woman changed. Women got a lot of rights.Education was the most important one. It caused for all the attempts about the education ofgirls in Republic period.
- Published
- 2007
9. 'Bastırılmış cinsellik' güdüsü üzerinden bir inceleme
- Author
-
Erdem, Yasemin Alev, Karpat Aktuğlu, Işıl, and Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Halkla İlişkiler ve Tanıtım A.B.D - Abstract
Bu çalışma; reklam etkinliklerinin, bireyleri satın alma eylemine sevk ederken onların bastırılmış güdülerine seslendikleri hipotezinden yola çıkmaktadır. Dolayısıyla çalışma alanı; tüketim ve iletişim ana konularının yanında psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji ve psikanaliz bilimlerinin verilerinden de faydalanılarak geniş bir düzleme yayılmaktadır. İnsan, doğa kültür arasındaki sembolik düzlemde yaşadığı çelişkilerle biçimlenmektedir. Bu düzenlemenin yanı sıra kendisini toplumsal düzlemde anlamlı kılabilecek olması dolayısıyla birey, dahil olduğu toplumsal düzenin sınırları ile de kısıtlanmaktadır. Geleneksel kültürel yapı içerisinde ataerkil sisteme tabi kılınan birey, yaşamını mülkiyet ilişkileri çerçevesinde geliştirmektedir. Tüm bu ilişkiler ağı, bireyin cinsellik dürtülerini engellemesini gerektirmektedir. Doğal insan, kültürel koşullara uyum göstererek yaşamını sürdürürken toplumun meşru kıldığı alan haricinde cinsel güdülerini bastırmaktadır. Ancak psikanaliz biliminin verileri göz önüne alındığında, bastırılan güdülerin varlıklarını, bilinçaltında canlı tuttukları; davranışlara etki ederek tatmin aradıkları görülmektedir. Bastırılmış güdülerin etkisiyle oluşan davranışlar herhangi bir yönde gelişebilmektedir. Kapitalist ekonomilerde; bastırılmış güdülerin, tüketime yönelme aracılığında tatmin bulduğu görülmektedir. Reklam etkinlikleri; davranışları bu ruhsal sürecin etkisiyle biçimlenen tüketici bireyin algısına ulaşabilmek için, onların tatmin bekleyen temel dürtülerine göndermelerde bulunmakta ve bireylerin tüketim davranışlarını, tanıtımını yaptıkları ürüne yöneltmelerini sağlamaktadır. Bu süreçte reklam etkinliklerinin, temsil güçleri yoğun sembol ve simgeleri kullandığı görülmektedir. Göstergelerin kullanımıyla örtük olarak verilen mesajlarda, bireye bilinçaltından kaynaklanan davranışlarının tatmin edileceği vaadi sunulmaktadır. Bu vaat doğrultusunda tüketimini şekillendiren bireyin yaşadığı doğal olmayan tatminin etkisi geçici olmaktadır. Tekrar ortaya çıkan tatminsizlik, tüketme eyleminin de tekrarlanmasına sebep vermekte; böylece tüketim döngüsü, kapitalist ekonomilerin sunduğu ortamda bir yaşam biçimine dönüşmektedir. Çalışmanın son bölümünde analizleri yapılan reklamlar ile, yukarıdaki ifadelerin Türkiyeʼnin sosyal platformundaki varlığı ortaya konmaktadır.
- Published
- 2004
10. Reklamda 'Tüketim ve bastırılmış güdü etkileşimi'nin kullanımı-'Bastırılmış cinsellik' güdüsü üzerinden bir inceleme
- Author
-
Erdem, Yasemin Alev, Aktuğlu, Işıl, and Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı
- Subjects
Motivation ,Advertisements ,Consumption ,Consumer perception ,Reklamcılık ,Effectiveness ,Consumer behavior ,Repression ,Advertising effectiveness ,İşletme ,Advertising ,Impulse ,Sexuality ,Business Administration - Abstract
Bu çalışma; reklam etkinliklerinin, bireyleri satm alma eylemine sevk ederkenonların bastırılmış güdülerine seslendikleri hipotezinden yola çıkmaktadır. Dolayısıylaçalışma alanı; tüketim ve iletişim ana konularının yanında psikoloji, sosyoloji, sosyal psikolojive psikanaliz bilimlerinin verilerinden de faydalanılarak geniş bir düzleme yayılmaktadır.İnsan, doğa - kültür arasındaki sembolik düzlemde yaşadığı çelişkilerlebiçimlenmektedir. Bu düzenlemenin yam sıra kendisini toplumsal düzlemde anlamlıkılabilecek olması dolayısıyla birey, dahil olduğu toplumsal düzenin sınırları ile dekısıtlanmaktadır. Geleneksel kültürel yapı içerisinde ataerkil sisteme tabi kılman birey,yaşamım mülkiyet ilişkileri çerçevesinde geliştirmektedir. Tüm bu ilişkiler ağı, bireyincinsellik dürtülerini engellemesini gerektirmektedir. Doğal insan, kültürel koşullarauyum göstererek yaşamım sürdürürken toplumun meşru kıldığı alan haricinde cinselgüdülerini bastırmaktadır. Ancak psikanaliz biliminin verileri göz önüne alındığında,bastırılan güdülerin varlıklarım, bilinçaltında canlı tuttukları; davranışlara etki ederektatmin aradıkları görülmektedir.Bastırılmış güdülerin etkisiyle oluşan davranışlar herhangi bir yöndegelişebilmektedir. Kapitalist ekonomilerde; bastırılmış güdülerin, tüketime yönelmearacılığında tatmin bulduğu görülmektedir. Reklam etkinlikleri; davranışları bu ruhsalsürecin etkisiyle biçimlenen tüketici bireyin algısına ulaşabilmek için, onların tatminbekleyen temel dürtülerine göndermelerde bulunmakta ve bireylerin tüketimdavranışlarını, tanıtımını yaptıkları ürüne yöneltmelerini sağlamaktadır.Bu süreçte reklam etkinliklerinin, temsil güçleri yoğun sembol ve simgelerikullandığı görülmektedir. Göstergelerin kullanımıyla örtük olarak verilen mesajlarda,bireye bilinçaltından kaynaklanan davranışlarının tatmin edileceği vaadi sunulmaktadır.Bu vaat doğrultusunda tüketimini şekillendiren bireyin yaşadığı doğal olmayan tatmininetkisi geçici olmaktadır. Tekrar ortaya çıkan tatminsizlik, tüketme eyleminin detekrarlanmasına sebep vermekte; böylece tüketim döngüsü, kapitalist ekonomilerinsunduğu ortamda bir yaşam biçimine dönüşmektedir. Çalışmanın son bölümündeanalizleri yapılan reklamlar ile, yukarıdaki ifadelerin Türkiye'nin sosyal platformundakivarlığı ortaya konmaktadır. This study depends on the hypothesis that commercials are directed to people'suppressed sexual motives in process of driving them to purchase. With this reason,in the aim of observing this process, many social science's data is being used ascommunication sciences, psychology, sociology, psychoanalysis, social-psychologyand different approaches to consumption.Humanbeing is shaped by the contradiction that occurs on symbolic areabetween nature and culture. By the side of this arrangement, man's determined byregularity's limits of social platform he is included in, because social platform is theonly surface he could make himself meaningful. He/she develops his life with rulesof proprietorship when he's a part of a traditional cultural structure. All theserelationships force an individual to uppress his natural characteristics, but the mostuppressed motive is his sexual motives because these motives are the most powerfulamong others. However the data of psychoanalysis tells that uppressed sexualmotives have the power to affect man's daily behaviours. These affected behavioursare directed to consuming in capitalist economic conditions. Advertisements'rshaped by the knowledge of this psychological process of social humanbeing andcommercials transmit messages that the product which is publicited has thepeculiarity to satisfy man's uppressed motives to audience's subconscious with signsand symbols' usage. But this satisfaction promise cannot be a natural one so in timeman get used to consume products to get satisfied and this process causes anongoing but endless circulation. Such advertisements are analised at the last chapterof the thesis. 303
- Published
- 2004
11. Genital siğilli hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi.
- Author
-
Erdem, Yasemin and Özarmağan, Güzin
- Abstract
Background and Design: Genital warts, a very common sexually-transmitted infection, negatively affect the quality of life of patients especially from the psychosocial point of view. In this study, we aimed to investigate the effects of genital warts on the quality of life by comparing patient and control groups. Materials and Methods: Eighty patients and 75 healthy individuals were included in the study. The 36-item Short-form health survey (SF-36) and Dermatology life quality index (DLQI) were administered to patients whereas the control group was given only the SF-36. The obtained data were evaluated together with the clinical and demographical data by comparing the patient and control groups. Results: According to the sub-dimensions of the SF-36, a significant effect was observed in the patient group compared to the control group for the general health, vitality and mental health. The average DLQI score was 5.14±4.13. In all sub-dimensions of SF-36, the scores in female patients were found to be statistically significantly lower than in male patients. No significant correlation was determined between clinical characteristics and quality of life. Conclusion: Genital warts are a disease which negatively affects the quality of life and results in psychosocial problems and changes in sexual activity. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2016
- Full Text
- View/download PDF
12. Pemfiguslu hastalarda plazmaferez/immünadsorbsiyon sonuçları.
- Author
-
Küçükoğlu, Rıfkiye, Erdem, Yasemin, and Beşışık, Sevgi
- Subjects
- *
PEMPHIGUS treatment , *IMMUNOADSORPTION , *PEMPHIGUS , *PLASMAPHERESIS , *TREATMENT effectiveness , *RETROSPECTIVE studies - Abstract
Background and Design: Plasmapheresis and immunoadsorption, which is a more advanced method, are among the treatment options that induce a rapid remission in severe and resistant pemphigus. The aim of this study was to evaluate the efficacy and safety of plasmapheresis and immunoadsorption therapies via the clinical experience gained from our patients with pemphigus vulgaris (PV) and paraneoplastic pemphigus (PNP). Materials and Methods: Among patients who were diagnosed with pemphigus according to the histopathology and/or immunofluorescence methods and followed-up at our bullous diseases outpatient clinic between the years 1987 and 2013, 7 patients (5 PV, 2 PNP), who were treated with plasmapheresis or immunoadsorption, were retrospectively analyzed. Among these patients, 3 were treated with classical plasmapheresis, whereas 2 with double-filtration plasmapheresis, 1 with immunoadsorption, and 1 initially with classical plasmapheresis followed by immunoadsorption due to impairment of the hemodynamic parameters. The clinical findings, antibody titers, and immunological responses before and after the therapy, the therapy dosages and adverse effects were evaluated according to the data gained from the patient files. Results: In 4 patients (1., 3., 4. and 5. patients) with pemphigus vulgaris, complete clinical response was achieved, while 1 patient (2. patient) showed partial regression in skin lesions. In two patients (6., 7. patients) with paraneoplastic pemphigus, the therapy discontinued due to complications. In all of the evaluated patients, the analysis of the antibody titers before and after the therapy revealed lower levels in comparison to those detected at the initiation of the therapy. In 2 patients hypoalbuminemia, and in 2 patients catheter infection were developed as the side effects of the therapy. Conclusion: Even though plasmapheresis or immunoadsorption may be chosen as a good mid-treatment method to decrease the severity of the disease especially in resistant patients with pemphigus, it must be borne in mind that because of the exacerbations that may be seen after the treatment, these therapies should be used in combination with immunosuppressives, and are not effective in the long-term. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2015
- Full Text
- View/download PDF
13. Müfettiş raporlarına göre İstanbul'da eğitim öğretim (1908-1918)
- Author
-
Özkan, Efnan, Erdem, Yasemin Tümer, Türk Tarihi Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı, Tümer Erdem, Yasemin, and Türk Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Eğitim ,Teaching ,Eğitim ve Öğretim ,Educational history ,Ottoman history ,Supervision of education ,Education ,Öğretim ,Education and Training ,Istanbul ,İstanbul ,Education establishments ,Audit reports ,Ottoman Period ,Reports - Abstract
Osmanlı Devleti’nde eğitim kurumları modernleştirildikçe, bu kurumların teftişi de modern usuller dâhilinde yapılmaya başlanmıştır. Teftiş mekanizmasının tarihinde önemli bir yer tutan Heyet-i Teftişiye Dairesi’nin kurulması ile Osmanlı topraklarındaki resmi/hususi tüm okullar belli bir sistemle teftiş edilmiştir. Teftiş hizmetiyle görevlendirilen müfettişler okullardaki olumlu ya da olumsuz izlenimlerini Maarif Müdürlüklerine rapor ederek ülkedeki eğitim durumunu gözler önüne sermiştir. Bu çalışmada arşiv belgelerinden, talimatnamelerden ve nizamnamelerden faydalanılarak müfettişlerin teftiş neticelerini yazdıkları raporlar incelenmiş; 1908-1918 yılları arasında İstanbul’da mevcut okulların eğitim-öğretim açısından durumları ortaya konmuştur.--------------------Inspection of institutions started to be made by modern methods in the Ottoman Empire while educational institutions modernize. All schools in the Ottoman territory were systematically inspected after inspection office. The inspectors reported their positive and negative observations. Thus, an impression of the educational status of the country would occur. In this study were used from archive documents, ordinances and regulations. The reports of the inspectors were examined directly and were revealed educational status of schools in Istanbul between 1908-1918.
- Published
- 2019
14. II. Abdülhamid döneminde anarşist algısı ve alınan önlemler
- Author
-
Kezer, Gurbet, Tümer Erdem, Yasemin, Türk Tarihi Anabilim Dalı, Erdem, Yasemin Tümer, and Türk Tarihi Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
- Subjects
Türkiye ,Tarih ,History ,Turkey - Abstract
ÖZET Bu çalışma 19.yy sonlarında dozunu artıran anarşistlerin sebep olduğu şiddet hareketleri ve II. Abdülhamid devrinde resmi dile yansımasını özetlerken aynı zamanda Ermeni ve Balkan Komitelerinin Bağımsız Ermenistan, Bulgaristan ve Makedonya hedefleri için ‘Eylemle Propaganda’ yöntemini kullanarak Osmanlı Ülkesinde çıkardığı olayları da incelemektedir. Bab-ı Ali Yürüyüşü, Osmanlı Bankası Baskını, Selanik Bombalaması, İlinden İsyanı ve II. Abdülhamid Suikastı şeklinde meydana gelen olayları gerçekleştirenler anarşist olduklarını iddia etmeseler de Osmanlı Devleti tarafından çoğunlukla anarşist olarak tanımlanmışlardır. Ayrıca içinde bulundukları örgütlerin anarşist çevrelerle bağının bulunması, eylem pratiklerinin anarşistlerin aynı dönem gerçekleştirdiklerine benzer olması bu tanımı doğrular niteliktedir. II.Abdülhamid döneminde İttihad ve Terakki üyeleri anarşist olduklarına dair suçlamaları kendi yayın organları üzerinden reddetmesi fakat yurtdışındaki faaliyetleri anarşist fikirli olmaları üzerinden engellenmeye çalışılmasına yönelik örnekler verilmiştir. Bu tez, II. Abdülhamid döneminin şartları göz önüne alındığında anarşist tanımının nasıl yapıldığına dair açıklama getirmeye çalışmaktadır. Ayrıca “Anarşist” olarak tanımlananlara karşı alınan önlemlerin neler olduğu üzerine eğilmektedir. Birçok farklı alanda önlemler alınarak anarşistlerden, anarşist olduğundan şüphelenilen ya da anarşist olma ihtimali olan kişilerin faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştır. Buna kapsamda; Devlet yöneticilerine yönelik suikast haberlerinin yayınlanmasına, sahnelenmesine, sinematografi aracığıyla gösterilmesine sansür getirilmiş, anarşist yazarlara ait kitapların Osmanlı topraklarına girmesine engel olunmaya çalışılmış, anarşistler hakkında bilgi alınmasında şehbenderlikler önemli rol oynamıştır. İktidarın gücünü temsil edenlere yönelik suikastların artması ihbarda bulunacağını söyleyen dolandırıcıların ortaya çıkmasına sebep olmuş, Osmanlı Devleti bu kişilerin dolandırıcı olduğuna kanaat getirdikten sonra itibar edilmemesini istemiştir. Yabancı işçilere karşı temkinli davranılmış, anarşistlerle mücadele kapsamında toplanan Roma ve St.Petersburg konferanslarına temsilci gönderilerek bu konu kapsamında yabancı ülke temsilcileriyle iletişim halinde olunmuştur.ABSTRACT This Study surveys increasing violance actions cause of anarchists at the late of 19.th century while summarizes the reflections to era of Abdülhamid II in offical correspondence. İt also explains The Armenian and Balkan Comitees’ existed events which uses method of “propaganda by deed” to establish independent Armenia, Bulgaria and Macedonia. The perpetrators of Bab-ı Ali March, Ottoman Bank Raid, Bombing of Thessaloniki, Preobrazhenie Uprising and Assasination Attempt to Abülhamid II has not claimed himselves as an “anarchist” but They are claimed “anarchists” by Ottoman State. Also these groups linked to anarchist societes and similarity of their action attemps and anarchist action attempts in the same era to supports and verifies this opinion. Union And Progress members in the era of Abdülhamit II has rejected the issue of bad reputations as anarchist, they try prevent, their action in abroad as introducing them as anarchist. This thesis try to explain about how its made the perception of anarchist in consider of Abdülhamit II era’s conditions. It also aiming the preventions against who definied as a “Anarchist”. Preventions have been tried to be taken in many different areas. Censorship to publicy, enact, dispay by cinematography about assasinations of statesmen news, work and forbid for anarchist books enter to Ottoman lands and gather info about anarchists with consulship can be example to this preventions. The rising of assasinations against persons who represent rulling power caused to spawn cheaters who claim himselves “anarchist” and “informant”. But Ottoman State ignored this persons after be conviced to this persons be cheaters. Ottoman State did cautious against foreign workers, send representive to Rome and St. Petersburg conferances communicated other country representives against struggle to anarchists. Key words: Anarchism, Propaganda by Deed, II.Abdulhamid Era, Armenian and Balkan Committess, Measure. Union and Progress.
- Published
- 2019
15. Tanzimat'tan İkinci Meşrutiyet'e kadın dergilerinde kadın sorunlarına bakış
- Author
-
Kaya, Rana, Tümer Erdem, Yasemin, and Türk Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History ,Turkish women ,Magazines - Abstract
Kadın araştırmaları, toplumların sosyal alandaki fikriyatını ve dolayısıyla kültürel bakış açılarını belirlemelerini sağlayan bir konu olmuştur. Kadın yaratılışından itibaren toplum hayatındaki yeri ve rolü tartışılan, özellikle geçmiş kültürlerde zaman zaman insan olup olmadığı düşünülen bir varlık olarak görülmüştür. Türk toplumu bu konuda farklı bir örnek olmuş, kadına hürmet göstermiştir. Batıda ise kadın uzun yıllar boyunca hakarete maruz kalmış, 18. yüzyılın sonlarına doğru Fransız Devrimi ile ekonomik, siyasi ve sosyal alanda kendi mücadelesini başlatmıştır. Batıdaki gelişmeler tüm dünyayı etkisi altına almaya başlamış, hemen her toplumda bunun yankısı duyulmuştur. Böylece her topluma göre değişen istek ve mücadeleler, Osmanlı devletini Tanzimat dönemi boyunca ağırlıklı olarak eğitim üzerine yoğunlaşmaya itmiştir. Bu dönemde açılan yeni okulların yanı sıra, kadınların gelişimini desteklemek için onlara mahsus dergiler çıkarılmaya başlanmıştır. Bu dönemin kadın dergileri muhafazakâr bir tutum sergilemiş, birçoğu eğitimi kadının çocuk yetiştiriciliği vasfı için elzem kabul etmiştir. Zira toplum giderek yozlaşmakta olduğundan, geleceğin teminatı olan yeni nesil, dini ve milli değerleri koruyarak bilim alanında yetiştirilmeye çalışılmalıdır. Yine bazı fikirler, kadının bireysel olarak da kamuda bazı hizmetlerde bulunabileceği ve hatta bunun desteklendiği yönündedir.Bu çalışmanın amacı; Osmanlı kadınlarının Tanzimat döneminde neşredilen hanımlara mahsus dergilerde âile hayatı, eğitim, hukuk, moda alanları içerisinde konumlandırılma çabaları hakkında yazılmış fikir ve tartışmalara ışık tutmaktır. Bu amaçla çalışmamızda öncelikle kadının belli başlı kültürlerdeki durumu, Türk milletindeki tarihsel gelişimi ele alınmış; daha sonra Tanzimat ile II. Meşrutiyet arasında kadın dergileri olarak çıkarılan Terakki-i Muhadderât (1869), Vakit Yahut Mürebbi-i Muhadderât (1875), Âyine (1875), Âile (1880), İnsaniyet (1881/82), Hanımlar (1882/83), Şükûfezar (1883), Mürüvvet (1888), Parça Bohçası (1889), Hanımlara Mahsus Malumat (1895), Hanımlara Mahsus Gazete (1895), Takvim'ün-Nisa (1899) isimli dergiler incelenip değerlendirilmiştir. Women's research has been a topic for societies to settle their views in social domains and thereby their cultural perspectives. Woman, since its creation, had been perceived as a being whose role and standing has been argued in the community life, even from time to time who had been subject to the speculations about whether it is human or not in ancient cultures. Turkish society has shown a different example of this issue and has shown respect for women. Whereas the woman has been insulted for many years in the West and started its own struggle in economic, political and social fields along with the French Revolution at the end of the 18th century.Developments in the West had begun to influence the whole world, and their reflection appeared in almost every society. Thus the demands and struggles that are distinct for every society forced the Ottoman state to focus mostly on education during the Tanzimat period. In addition to the new schools opened during this period, magazines special to women were published to support their improvement. The women magazines of this period displayed a conservative position and most of them accepted the education as a requisite tool for women's child-rearing skill. As society was gradually degenerating, there should have been an effort to raise the next generation who is the foundation of the future in the field of science by preserving religious and national values. Also, some notions suggested that women are individually able to serve in the public sector and even some seemed to be supportive of it.The objective of this study is to shed a light on notions and discussions written about the efforts to determine the social standing of Ottoman women in family life, education, law and fashion in the journals dedicated to women and published during the Tanzimat period. For this purpose, in our study, firstly the status of women in certain cultures and the historical development of them in the Turkish nation were discussed; then those women journals published between Tanzimat Reform and Second Constitutional era naming II. Terakki-i Muhadderât (1869), Vakit Yahut Mürebbi-i Muhadderât (1875), Âyine (1875), Âile (1880), İnsaniyet (1881/82), Hanımlar (1882/83), Şükûfezar (1883), Mürüvvet (1888), Parça Bohçası (1889), Hanımlara Mahsus Malumat (1895), Hanımlara Mahsus Gazete (1895), Takvim'ün-Nisa (1899) were reviewed and evaluated. 211
- Published
- 2019
16. II. Mahmud Devri askeri yapılarından Davudpaşa Kışlası
- Author
-
Dalğin, Yonca, Tümer Erdem, Yasemin, and Türk Tarihi Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,History - Abstract
Bu tez, stratejik bir öneme haiz ve modern kışlalara örnek gösterilebilecek olan Davudpaşa Kışlası'nı belgeler ışığında incelemeyi amaçlamıştır. Bina tarihi çalışması olarak ele alınması gereken tezde, bugüne kadar yapılmış araştırmalardan farklı olarak, II. Mahmud döneminde yaşanan iç ve dış gailelerin de bazalınması ve arşiv kaynaklarının olabildiğince kullanılmasıdır. Araştırma eserlerde elde edilen bilgilerin çoğu, arşiv araştırmalarının eksik yapılması, belgelerin sadece özetlerinin okunması veya yanlış okunmasından dolayı yanlış sonuçlar elde edilmesine sebebiyet vermiştir. Aynı zamanda binaya ait keşif ve tamir defterlerinin incelenmemiş olduğu da varsayılırsa eksik ve yanlış olan kısımlar belgeler ışığında tamamlanmıştır. This thesis purposes to focus on Davudpasa Barracks, which is vested with strategic importance and isan example of modern barracks. The thesis that should be considered as the study of building history, unlike the researches conducted up to the present, predicated on the internal and external struggles of the period of Mahmud the second and benefited from archieve resources as much as possible. Inthemost of thedata obtained in the research, incorrectin ferences have been obtain eddueto the lack of archivalresearch, onlyreading of the abstract sor misreading of the documents. Besides, assumming that the examination sandex plorations of there pair documents of buildingarein complete, missing and incorrect partsare completed with in the thesis in the light of documents. 123
- Published
- 2019
17. II. Mahmud askeri yapılarından Davudpaşa Kışlası
- Author
-
Dalğın, Yonca, Erdem, Yasemin Tümer, and Türk Tarihi Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Türkiye ,History ,Turkey - Abstract
ÖZETBu tez, stratejik bir öneme haiz ve modern kışlalara örnek gösterilebilecek olanDavudpaşa Kışlası’nı belgeler ışığında incelemeyi amaçlamıştır. Bina tarihi çalışmasıolarak ele alınması gereken tezde, bugüne kadar yapılmış araştırmalardan farklı olarak,II. Mahmud döneminde yaşanan iç ve dış gailelerin de bazalınması ve arşivkaynaklarının olabildiğince kullanılmasıdır. Araştırma eserlerde elde edilen bilgilerinçoğu, arşiv araştırmalarının eksik yapılması, belgelerin sadece özetlerinin okunmasıveya yanlış okunmasından dolayı yanlış sonuçlar elde edilmesine sebebiyet vermiştir.Aynı zamanda binaya ait keşif ve tamir defterlerinin incelenmemiş olduğu davarsayılırsa eksik ve yanlış olan kısımlar belgeler ışığında tamamlanmıştır.Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, II. Mahmud, Asâkir-i Mansûre-iMuhammediye, Davudpaşa Kışlası.ABSTRACTThis thesis purposes to focus on Davudpasa Barracks, which is vested with strategicimportance and isan example of modern barracks. The thesis that should be consideredas the study of building history, unlike the researches conducted up to the present,predicated on the internal and external struggles of the period of Mahmud the secondand benefited from archieve resources as much as possible. Inthemost of thedataobtained in the research, incorrectin ferences have been obtain eddueto the lack ofarchivalresearch, onlyreading of the abstract sor misreading of the documents. Besides,assumming that the examination sandex plorations of there pair documents ofbuildingarein complete, missing and incorrect partsare completed with in the thesis inthe light of documents.KeyWords: Ottoman State, Mahmud the second, Asâkir-i Mansûre-iMuhammediye, Davudpaşa Barracks
- Published
- 2019
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.