124 results on '"ERDEM, Ahmet"'
Search Results
2. Kurumsal Dijital Yeterlilik Ölçeği (KDYÖ): Bir Ölçek Geliştirme Çalışması.
- Author
-
Tutar, Hasan, Erdem, Ahmet Tuncay, and Şahin, Nevzat
- Abstract
Institutional digital compentence covers a range of corporate skills such as digital leadership, digital innovation and digital strategy. The ability of institutions to do business in the digital environment increases as they demonstrate these skills and competencies. The main purpose of this research is to develop a scale with high validity and reliability that can be used to determine the digital competence of institutions. In the development process of the Institutional Digital Compentence Scale, first an item pool was created by conducting a literature review, and then a pilot study was conducted to simplify the expressions, test-retest analysis, confirmatory structure and exploratory structure analysis. In item simplification, structure, compliance and discriminant validity and reliability tests were conducted. The understandability of the scale was tested with test-retest analysis. Perceived Ease of Use Scale was used for criterion-related validity. Study findings show that the Enterprise Digital Competence Scale has high internal consistency, test-retest reliability, and exploratory and confirmatory construct validity. Scale; It consists of two sub-dimensions: Corporate Digital Competence (11 statements) and Corporate Digital Strategy (9 statements) and 20 statements. Analysis findings show that the Institutional Digital Compentence Scale is a valid and reliable scale. The two subscales of the scale measure the perceptions of managers about following, adapting and using digital technologies in the institution. Scale values show that the Institutional Digital Compentence Scale is a reliable and valid scale for measuring corporate digital competency perceptions of corporate managers. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2024
3. Dijital Yetkinlik Ölçeği (DYÖ): Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması.
- Author
-
TUTAR, Hasan, ERDEM, Ahmet Tuncay, and ŞAHİN, Nevzat
- Subjects
PRIVATE sector ,EXPLORATORY factor analysis ,TEST validity ,CONFIRMATORY factor analysis ,DIGITAL literacy - Abstract
Copyright of Journal of Selçuk University Social Sciences Vocational School is the property of Journal of Selcuk University Social Sciences Vocational School and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
4. İletişim Becerisinin Örgütsel Bağlılığa Etkisinde Örgütsel İletişim İkliminin Düzenleyici Rolü: Akademisyenlere Yönelik Bir Araştırma.
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay and BEYKOZ, Doğukan
- Subjects
ORGANIZATIONAL commitment ,INSTITUTIONAL environment ,ORGANIZATIONAL communication ,COMMUNICATIVE competence ,ORGANIZATION - Abstract
Copyright of Kastamonu University Journal of Economics & Administrative Sciences Faculty / Kastamonu Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dergisi is the property of Kastamonu University and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. İletişim İsteksizliği Ölçeği: Türkçeye Uyarlama, Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması.
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay and ALAV, Orhan
- Abstract
Copyright of Journal of Abant Social Sciences / Abant Sosyal Bilimler Dergisi is the property of Journal of Abant Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. SOSYAL ZEKÂNIN İLETİŞİM BECERİLERİNE ETKİSİNDE CİNSİYETİN DÜZENLEYİCİ ROLÜ: İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA.
- Author
-
AKAR, Fatma and ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
SOCIAL intelligence ,COMMUNICATIVE competence - Abstract
Copyright of Gumushane Universty Electronic Journal of the Faculty of Communication / Gümüshane Üniversitesi Iletisim Fakültesi Elektronik Dergisi is the property of Gumushane Universitesi Iletisim Fakultesi Elektronik Dergisi (e-GIFDER) and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
7. Examination of the Primary School Students' Self-Discipline, Individual Responsibility Levels and Academic Achievements in the Perspective of Teachers within Reality Therapy
- Author
-
ERZURUMLU CEYLAN, Esra and ERDEM, Ahmet
- Subjects
Social ,Öz Disiplin ,Bireysel Sorumluluk ,Akademik Başarı ,Gerçeklik Terapisi ,Self-Discipline ,Individual Responsibility ,Academic Achievement ,Reality Therapy ,Sosyal - Abstract
Bu araştırma ilkokul öğrencilerinin öz disiplin, bireysel sorumluluk, akademik başarıları arasındaki ilişkinin gerçeklik terapisi çerçevesinde öğretmen görüşleri ile değerlendirilmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu; Amasya ilinde öğrenim gören amaçlı örneklem kapsamında aşırı ve aykırı durum örneklemesi yoluyla belirlenen akademik başarısı yüksek ve düşük yirmi öğrencinin sınıf öğretmenlerioluşturmaktadır. İlkokul öğrencilerinin öz disiplin, bireysel sorumluluk, akademik başarıları arasındaki ilişkinin öğretmen görüşleri düzeyinde gerçeklik terapisi kapsamında değerlendirilmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim kullanılmıştır. Öğretmenlerden görüşme yöntemi ile toplanan veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda öz disiplin, bireysel sorumluluk ve akademik başarının birbiriyle yüksek düzeyde ilişkili oldukları, birbirlerini tamamlayıp destekledikleri ve araştırma bulgularının gerçeklik terapisinin temel felsefesi ve temel kavramlarıyla ilişki içerisinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır., This research was conducted to evaluate the relationship between self-discipline, individual responsibility and academic achievement of primary school students within the framework of reality therapy. The study group of the research consists of the teachers of twenty students with high and low academic success, who are studying in Amasya province, and it was determined by extreme and deviant sampling within the scope of purposeful sampling. In this study, which was conducted to evaluate the relationship between self-discipline, individual responsibility, and academic achievement of primary school students within the scope of reality therapy at the level of their teachers, phenomenology, one of the qualitative research designs, was used. The data collected by interview method with teachers were analyzed through content analysis. As a result of the research, it was concluded that self-discipline, individual responsibility and academic achievement are highly correlated, they complement and support each other, and it was concluded that the research findings are in relation with the basic philosophy and basic concepts of reality therapy.
- Published
- 2022
8. İnsan Haklarında Buluşmak
- Author
-
Erdem, Ahmet
- Published
- 2022
9. KÜLTÜREL MİRASIN YAŞATILMASINDA TARİHİ MEKÂNLARIN HAZİNE AVI ETKİNLİĞİ İLE ÖĞRETİLMESİ: BALIKESİR ÖRNEĞİ
- Author
-
ERDEM, Ahmet, TOGUL, Eylül, KARABULUT, Ebrar, and ERDEM, Zülfer
- Subjects
Kültürel miras ,Tarihsel mekân ,Balıkesir ,Oyun temelli öğrenme ,Geleneksel öğretim ,Social Sciences, Interdisciplinary ,Sosyal Bilimler, Disiplinler Arası - Abstract
Toplumların geçmişiyle ilişki kurdukları, kültürel mirasımızın önemli eserleri olan tarihsel mekânların, ülkemizin geleceği olangençlere/öğrencilere öğretilmesinde, oyun temelli yöntemle (Hazine avı etkinliği) öğrenim gören öğrenciler ile geleneksel yönteme göreöğrenim gören öğrencilerin tarihsel mekân bilgileri arasında anlamlı düzeyde bir farklılık olup olmadığını ortaya koymak, çalışmamızınamacıdır. Araştırma, Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM)’nde öğrenim gören ve 12-14 yaş aralığında olan öğrenciler arasındauygulanmıştır. Araştırmada, kullanılan deneysel desen, deney grubu üzerinde etkisi incelenen bağımsız değişken “Oyun temelli öğrenmeyaklaşımı”dır. Kontrol grubunda ise, geleneksel öğretime dayalı bir yaklaşım izlenmiştir. Deney ve kontrol grubu rastgele seçilmiştir. Heriki grupta da aynı bağımlı değişken olarak, “tarihsel mekân bilgisi” gözlenmiştir. Ön test, son test puanları kullanılarak gruplar arasındave grup içinde karşılaştırmalar yapılmıştır. Tarihsel mekân bilgisi testinden alınan puanlar hesaplandıktan sonra veri setinin normal dağılımgösterme durumu incelenmiştir. Bunun için IBM SPSS Statistics programı kullanılarak, Q-Q plot grafiğine, çarpıklık ve basıklıkkatsayılarına, kutu-çizgi grafiğine, histograma ve Shapiro-Wilk Testine bakılarak incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucu veriler normaldağılım göstermeyince parametrik olmayan testler kullanılarak analizler yapılmıştır. Bu veriler ışığında “oyun temelli öğrenme” hazineavı etkinliğinin tarihsel mekân bilgilerini öğrencilere aktarmada geleneksel öğretim metotlarına göre oldukça başarılı olduğu görülmüştür.
- Published
- 2022
10. AKILLI ŞEHİRLER GERÇEKTEN AKILLI TURİZM DESTİNASYONLARI MI?
- Author
-
ERDEM, Ahmet
- Subjects
Hospitality Leisure Sport and Tourism ,Otelcilik, Konaklama, Spor ve Turizm ,Akıllı Şehir,Akıllı Turizm,Turizm ve Teknoloji,İstanbul,Antalya,Ankara,Konya,Bursa,Gaziantep,Kayseri,Kahramanmaraş - Abstract
Araştırmanın amacı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2019 yılında yayınlanan akıllı şehirler raporundaki İstanbul, Antalya, Ankara, Konya, Bursa, Gaziantep, Kayseri ve Kahramanmaraş illerinin akıllı turizm destinasyon uygulamaları kapsamında değerlendirilmesidir. Çalışmada ikincil verilerden yararlanılmış ve doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. İlgili şehirler akıllı bilgi sistemi, akıllı gezi, akıllı turizm yönetimi, akıllı trafik ve sağlık, e-ticaret sistemi ve sanal turistik çekicilik temaları altında 34 kriter baz alınarak incelenmiştir. Şehirler, akıllı trafik ve sağlık ile akıllı bilgi sistemleri açısından diğer temalara oranla nispeten daha fazla uygulamaya sahiptir. Akıllı turizm yönetimi ve sanal turistik çekicilik uygulamaları açısından ise şehirlerin yetersiz kaldığı belirlenmiştir. Raporda yer alan şehirler, akıllı turizm destinasyon uygulamaları kriterlerine ilişkin sahiplik durumları baz alındığında Antalya, İstanbul, Bursa, Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Ankara ve Gaziantep olarak sıralanmaktadır.
- Published
- 2022
11. A Comparative Analysis of Studies on Political Economy and Media's Political Economy with Content Analysis Method
- Author
-
AKCAOĞLU ERDEM, Özge and ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
Ekonomi Politiği,Medyanın Ekonomi Politiği,İçerik Analizi ,Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler ,Political economy,the political economy of the media,content analysis ,Humanities, Multidisciplinary - Abstract
Son yıllarda özellikle iletişim alanında araştırmacılar tarafından ilgi görmeye başlayan ekonomi politiği kavramı bu araştırmada da incelenmektedir. Araştırma kapsamında ekonomi politiğinin medya boyutu incelenmektedir. Ekonomi politiği ve medyanın ekonomi politiği konularına yönelik içerik analizi yöntemi uygulanarak konularla ilgili çalışmalar incelenmeye çalışılmıştır. Bu sayede gelecekte ilgili konular hakkında araştırmacılara yol göstermek amaçlanmaktadır. Araştırma kapsamında, ekonomi politiği ve medya konularından türetilmiş lisansüstü tezler yöntem ve içerik yönlerinden ele alınmaktadır. Bu araştırmalara, Yükseköğretim Kurulu Tez Merkezi internet veritabanı kullanılarak ulaşılmıştır. İlgili konular hakkındaki araştırmalar; anahtar kelimeler, yabancı kaynak sayısı, kaynak oranı, araştırma yöntemi ve metin içerisinde yer alan “ekonomi politiği” ve “medya” kelime miktarı dikkat edilerek içerik analiz yöntemi kapsamında incelenmektedir. Araştırma bulgularından iletişim alanında ekonomi politiği ve özellikle medyanın ekonomi politiği kavramlarıyla ilgili yapılan araştırmaların kısıtlı olduğu belirlenmiştir. İlgili konuların araştırmalar açısından daha çok rağbet göreceği düşünülerek araştırma kapsamında çeşitli öneriler sunulmaktadır., The concept of political economy, which has attracted attention especially by communication researchers in recent years, is examined in this study. Within the scope of the research, the media dimension of political economy is examined. By applying the content analysis method for the political economy and the political economy of the media, studies on the subjects were tried to be examined. In this way, it is aimed to guide researchers about related topics in the future. Within the scope of the research, derived postgraduate theses on political economy and media are discussed in terms of method and content. These studies were accessed by using the Higher Education Council Thesis Center database. Studies on related topics; The number of foreign words, keywords, source rate, the method used, and the amount of "political economy" and "media" words in the text. As a result of the research, it has been determined that the research on the concepts of political economy in the field of communication, especially the political economy of the media, is limited. Considering that related topics will be more popular in terms of research, various suggestions are presented within the scope of the research.
- Published
- 2021
12. Mesleki özdeşleşmenin tükenmişliğe etkisinde iş yükü algısının aracılık rolü: Hemşirelere yönelik bir araştırma
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay, BAİBÜ, İletişim Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü, and Erdem, Ahmet Tuncay
- Subjects
genetic structures ,Mediating Effect ,İş Yükü Algısı ,Occupational Identification ,education ,behavioral disciplines and activities ,Mesleki Özdeşleşme ,Social ,Occupational Identification,Workload Perception,Burnout,Mediating Effect ,Burnout ,Workload Perception ,sense organs ,Mesleki Özdeşleşme,İş Yükü Algısı,Tükenmişlik,Aracı Etki ,Sosyal ,Tükenmişlik ,psychological phenomena and processes ,Aracı Etkisi - Abstract
Although occupational identification and employees have positive perceptions of their profession, perceptions of burnout and workload can cause significant problems for employees. In this context, the main purpose of the study is to determine whether “workload perception” plays a mediating role in the effect of occupational identification perceptions of employees who work intensively and based on labor. In the study, “Does the perception of workload play a role as a mediating variable in the effect of occupational identification on burnout?” an answer to the question has been sought. The research has been designed according to the relational scanning model, one of the general scanning models, in the light of the literature, and it has beens also constructed according to the quantitative research method. The research data have been collected from nurses working in a public hospital in Ankara according to convenience sampling technique. Descriptive analysis and difference and relationship tests have been applied in data analysis using IBM SPSS and AMOS programs. In the findings obtained from the analysis of the data, there is a negative relationship between the nurses' professional identification and their perceptions of burnout and workload, and workload perception plays a mediating role in the effect of occupational identification on burnout. According to the findings, the high level of occupational identification reduces the burnout perceptions and workload perceptions of the employees. However, while the perception of workload that increases with intense work pace in employees increases burnout, it decreases the perception of occupational identification and can lead to an increase in burnout perception., Mesleki özdeşleşme, çalışanların mesleklerine yönelik olumlu algılamaları olmasına karşın, tükenmişlik ve iş yükü algıları çalışanlarda önemli sorunlara neden olabilmektedir. Bu kapsamda araştırmanın temel amacı, yoğun ve emeğe dayalı faaliyet gösteren çalışanların mesleki özdeşleşme algılarının tükenmişliğe etkisinde “iş yükü algısının” aracı rol oynayıp oynamadığını belirlemektir. Araştırmada “mesleki özdeşleşmenin tükenmişliğe etkisinde iş yükü algısı aracı bir değişken olarak rol almakta mıdır?” sorusuna cevap aranmaya çalışılmıştır. Araştırma literatür ışığında genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeline göre desenlenmiş, nicel araştırma yöntemine göre de kurgulanmıştır. Araştırma verileri kolayda örnekleme tekniğine göre Ankara’daki kamuya ait bir hastanede görev yapan hemşirelerden toplanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS ve AMOS programları kullanılarak betimsel analizler ile fark ve ilişki testleri uygulanmıştır. Verilerin analizinden elde edilen bulgularda hemşirelerin mesleki özdeşleşmeleri ile tükenmişlik ve iş yükü algıları arasında negatif yönlü ilişki bulunmaktadır ve mesleki özdeşleşmenin tükenmişliğe etkisinde iş yükü algısı aracı rol oynamaktadır. Elde edilen bulgulara göre mesleki özdeşleşme yüksekliği çalışanların tükenmişlik algıları ile iş yükü algılarını azaltmaktadır. Ancak çalışanlarda yoğun iş temposuyla artan iş yükü algısı tükenmişliği arttırırken, mesleki özdeşleşme algısını azaltmakta ve tükenmişlik algısının artmasına yol açabilmektedir.
- Published
- 2020
13. The Impact of Attitude Towards Technology Use on Robot Acceptability in Hotels
- Author
-
ASLANTÜRK, Elif and ERDEM, Ahmet
- Subjects
Hospitality Leisure Sport and Tourism ,Otelcilik, Konaklama, Spor ve Turizm ,Akıllı Turizm,Hizmet Robotları,Otellerde Robot Kullanımı,Turizm ve Teknoloji - Abstract
Robotların gün geçtikçe popüler hale geldiği bu çağda artık otelcilik sektöründe de insan çalışanlar yerine hizmet robotları yer almaya başlamıştır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, otel müşterilerinin teknoloji kullanımına yönelik tutumlarının otellerde robot kullanımının kabul edilebilirliği üzerine etkisini belirlemektir. Veriler, anket formu aracılığıyla 401 kişiden çevrimiçi olarak toplanmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde, katılımcıların büyük çoğunluğunun akıllı cep telefonuna sahip olduğu, telefonlarında internet paketlerinin bulunduğu, çevrimiçi alışveriş yaptıkları, çevrimiçi bankacılık işlemlerini kullandıkları ve internetten bilet satın aldıkları tespit edilmiştir. Ayrıca, araştırmada kurulan hipotezler yapısal eşitlik modellemesi kapsamında oluşturulan yol analizi kapsamında değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, daha önce otelde konaklamış müşterilerin teknoloji kullanımına yönelik tutumları, resepsiyonda (0,221; p, Inthisera, whenrobotsarebecoming popular daybyday, service robotshavestartedtotakeplace in the hotel industryinstead of humanemployees. Inthiscontext, theaim of thestudy is todeterminetheimpact of hotel customers' attitudestowardstechnologyuse on theacceptability of robot use in hotels. Thedatawerecollected online from 401 peoplethrough a survey. Accordingtothedata, it has beendeterminedthatthevastmajority of theparticipantshave a smart mobile phone, theyhave internet packages on theirphones, theyshop online, theyuse online bankingtransactionsandtheypurchasetickets online. Besides, thehypothesesestablished in thestudywereevaluatedwithinthescope of thepathanalysisusingstructuralequationmodeling. Accordingtothefindings, theattitudes of customerswhohavepreviouslystayed at a hotel towardstechnologyusewerefound in thereception (0.221; p
- Published
- 2021
14. Determination of Strategies Requİred for Sanlıurfa to Become a Smart Tourism Destination Through the A'WOT Hybrid Method
- Author
-
ERDEM, Ahmet, UNUR, Kamil, and ŞEKER, Ferhat
- Subjects
Hospitality Leisure Sport and Tourism ,Otelcilik, Konaklama, Spor ve Turizm ,Smart Tourism,Smart Tourism Destination,SWOT,AHP,A'WOT,Sanliurfa ,Akıllı Turizm,Akıllı Turizm Destinasyonu,SWOT,AHP,A'WOT,Şanlıurfa - Abstract
Akıllı turizm çalışmaları güncelliğini korurken, bir destinasyona özgü doğru akıllı turizm stratejilerinin geliştirilmesine yönelik literatürde yer alan çalışmaların sınırlı olması bu araştırmanın çıkış noktasıdır. Araştırmanın amacı, Şanlıurfa ilinin akıllı turizm kapsamında mevcut durum analizinin yapılması ve şehre özgü akıllı turizm destinasyon stratejilerinin belirlenmesidir. Şanlıurfa’nın akıllı turizm destinasyonu olabilmesi için gereken stratejilerin belirlenmesi amacıyla SWOT Analizi (GZFT Analizi) ile Analitik Hiyerarşi Pro¬sesi (AHP) yönteminin birleştirildiği hibrit bir yöntem olan A’WOT yöntemi kullanılmıştır. Öncelikle Şanlıurfa’ya yönelik SWOT analizi ile ana ve alt kriterler belirlenmiş, daha sonra çok kriterli karar verme yöntemlerinden AHP ile nihai stratejiler belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, şehrin akıllı turizm destinasyonu olabilmesi için izlenmesi gereken stratejiler; Şanlıurfa’nın tüm turistik alanlarına teknolojik altyapı yatırımlarının yapılması ve mevcut teknolojik uygulamaların iyileştirilmesi (GF) ile kamu ve özel sektör yöneticileri iş birliğiyle Şanlıurfa Teknoloji Altyapı Yatırım Fonu’nun kurulması (ZF) olarak tespit edilmiştir., While smart tourism studies remain up-to-date, the limited number of research in the literature on the development of the right smart tourism strategies specific to a destination is the starting point of this research. The aim of the research is to analyze the current situation of Sanliurfa province within the scope of smart tourism and to determine city-specific smart tourism destination strategies. A'WOT method, a hybrid method in which SWOT analysis and Analytical Hierarchy Process (AHP) method are combined, was applied to determine the strategies required for Sanliurfa to be a smart tourism destination. First, the main and sub-criteria were determined by SWOT analysis for Sanliurfa, and then the final strategies were determined by AHP, one of the multi-criteria decision-making methods. According to the results of the study, the strategies to be followed for the city to be a smart tourism destination; It has been determined as making technological infrastructure investments in all touristic areas of Sanliurfa and improving existing technological applications (SO), and establishing Sanliurfa Technology Infrastructure Investment Fund (WO) in cooperation with public and private sector managers.
- Published
- 2021
15. Synthesis and properties determination of metal complexes ruthenium group bearing benzımidazole ring
- Author
-
Erdem, Ahmet and Kılınçarslan, Rafet
- Subjects
Ru complexes ,Hidrojenasyon ,NN-tipi ligand ,Hydrogenation ,Ru kompleksleri ,Benzimidazole ,Benzimidazol ,NN-type ligands - Published
- 2021
16. Fertil ve İnfertil Populasyonda 3 Boyutlu Power Doppler Ultrasonla Ovaryen Stromal Kan Akımının ve Over Volümünün Serum Anti-Müllerian Hormon (AMH) ile Ilişkisinin Retrospektif Değerlendirilmesı
- Author
-
Erdem, Ahmet
- Abstract
Bu retrospektif çalışmanın amacı, over volümünün ve kan akışının over rezerv testi olarak kullanılıp kullanılamayacağını ve IVF sonuçlarının bir öngörücüsü olup olamayacağını araştırmaktı.Bu bağlamda fertil ve infertil kadınlarda 3 boyutlu power doppler ultrason ile ovaryen volüm ve stromal kan akımınının indeksleri (VFI, VI ve FI) ve AMH düzeyı arasındaki korelasyonun değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, fertil ve infertil kadınlar arasındaki over volümü, stromal kan akımı ve anti-müllerian hormon konsantrasyonu karşılaştırılmıştır. Ultrason ile ovaryen yaşlanmanın tespit edip edemeyeceğimizi anlamak için de gruplar iki yaş grubuna ayrılmıştır (30-35, 36-40 yaş).Total antral folikül sayısı, total ovaryen volüm, toplam vaskülarizasyon indeksi, toplam akış indeksi ve toplam vaskülarizasyon-akım indeksi üç boyutlu ultrasonografi ve power doppler anjiyografi ile elde edilmiştir. Bu parametreler, anti-müllerian hormon ile ilişkileri açısından test edilmiştir.30-35 yaş arası fertil ve infertil kadınlar arasında toplam AFS'de önemli farklılıklar bulunmuştur. Ayrıca 36-40 yaş arası fertil ve infertil kadınlar arasında toplam AFS'de önemli farklılıklar bulunmuştur. AMH konsantrasyonu, hem fertil hem infertil hastalarda genç grupta (30-35 yaş) yaşlı gruba (36-40 yaş) göre daha yüksek tespit edilmiştir. Bunun yanında, yaş ile ovaryen volüm ve stromal akımın doppler indeksleri arasında korelasyon bulunamamıştır. AMH ile ovaryen volüm ve stromal kan akımı indeksleri arasında da korelasyon bulunamamıştır.Sonuç olarak, çalışmamızdan elde ettiğimiz sonuçlar ovaryen rezervin değerlendirilmesinde ve yaşın over üzerine etkisini göstermede en iyi biyobelirteç olarak AMH ve en iyi ultrasonografik belirteç olan AFS olduğunu kanıtlamaktadır.Anahtar kelimeler: ovaryen rezerv, AMH, ovaryen stromal kan akımı The aim of this retrospective study was to investigate whether ovarian volume and blood flow can be used as ovarian reserve test and whether it could be a predictor of outcomes IVF. We compared ovarian volume, stromal blood flow and anti-mullerian hormone concentration between fertile women and infertile women. To understand whether can we detect ovarian aging by ultrasound the groups were divided into two groups (30-35, 36-40 years)Total ovarian volume, antral follicle count, total vascularization index, total flow index and total vascularization-flow index were obtained by three-dimensional ultrasonography and power doppler angiography . These parameters were tested for their relation with anti-mullerian hormone.Significant differences were found in total AFC between fertile and infertile women aged 30-35 years. Also, significant differences were found in total AFC between fertile and infertile women aged 36-40 years. AMH concentration was higher in younger group (30-35 years) than in older group (36-40 years) both in fertile and infertile women. The correlation between age and ovarian volume and power doppler indices of ovarian stromal blood flow was not found in this study. We could not find any correlation between AMH and ovarian volume and stromal blood flow indices.In conclusion, the results obtained from our study prove that AMH is the best biomarker and AFC is the best ultrasonographic marker in the evaluation of ovarian reserve and ovarian aging.Key words: ovarian reserve, AMH, ovarian stromal blood flow
- Published
- 2021
17. Düzeltme
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
Düzeltme,Erratum,Düzeltme/Erratum ,Social ,Sosyal - Abstract
Dergimizde daha önce makalesi yayımlanmış yazarların talepleri üzerine;Dergimizin 2020 yılı 4. Cilt 7. sayısında 286-308 sayfa aralıklarında yayımlanan “İlköğretim Okulu Öğretmenlerinde Tükenmişliğin İşten Ayrılma Niyetine Etkileri: Aksaray İli Örneği” başlıklı makale; Dr. Yalçın Gümüşsoy’un Doç. Dr. M. Halit Yıldırım danışmanlığında 06.02.2014 tarihinde Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırladığı “İlköğretim Okulu Öğretmenlerinde Tükenmişliğin İşten Ayrılma Niyetine Etkileri: Aksaray İli Örneği” başlıklı yüksek lisans tezinden türetilmiştir. Makalede çalışmanın ilgili yüksek lisans tezinden türetildiği ifadesi sorumlu yazar Yalçın Gümüşsoy tarafından sehven belirtilmemiştir.(https://dergipark.org.tr/tr/pub/eujmr/issue/57882/837898)
- Published
- 2021
18. EVLİLİK UYUMU, ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUMU VE AİLE İŞLEVSELLİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
- Author
-
GÜNAY, Ayşe Rüveyde and ERDEM, Ahmet
- Subjects
Social ,Evlilik Uyumu,Aile İşlevselliği,Çocuk Yetiştirme Tutumu,Yapı-sal Eşitlik Modeli,Aile Danışması ,Sosyal - Abstract
Bu araştırmanın amacı evli ve çocuk sahibi bireylerin evlilik uyumu, çocuk yetiştirme tutumu ve aile işlevselliği arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu amaçla değişkenlerarasındaki nedensel ilişkiyi inceleyen model test edilmiştir. Çalışma gurubu, uygun örnekleme yöntemiyle seçilmiş 659 evli ve çocuk sahibi bireyden (kadın n= 391; erkek n=268) oluşmaktadır. Araştırma verileri Evlilikte Uyum Ölçeği (EUÖ), Aile DeğerlendirmeÖlçeği (ADÖ) ve Aile Hayatı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Ölçeği (PARI) aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizi IBM SPSS 23 ve AMOS 24 programları kullanılarak yapılmıştır. Verilerin analizinde değişkenler arası korelasyonel ilişkiler Pearson korelasyon analizi ile hesaplanmıştır. Değişkenler arasındaki nedensel ilişki ve bu ilişkinin yönünüortaya koyan modelin gücü ise yapısal eşitlik modeli path analizi kullanılarak test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çocuk yetiştirme tutumu ile aile işlevselliği arasındanegatif yönlü; aile işlevselliği ile evlilik uyumu arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişkiolduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda, çocuk yetiştirme tutumu aile işlevselliği üzerinde,aile işlevselliği de evlilik uyumu üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir.
- Published
- 2021
19. The Role of Organizational Cynicism in the Effect of Destructive Leadership on Organizational Deviation: a Food Sector Research in Konya
- Author
-
Erdem, Ahmet Tuncay
- Subjects
Organizational Cynicism ,Örgütsel Sinizm ,Örgütsel Sapma ,Destructive Leadership ,Yıkıcı Liderlik ,Organizational Deviance - Abstract
anemon Destructive leadership behaviors cause insecurity in the relationships between employees and managers in business life and can lead to various organizational problems. This study's main purpose is to determine whether "organizational cynicism" functions as a mediator in the effect of destructive leadership behaviors on organizational deviation. The research is designed according to the quantitative research method. Research data were collected from an enterprise operating in the Konya food production sector (n = 283) using the full count sampling technique. Descriptive analysis, difference, and relationship tests were carried out in the research. According to the findings obtained from the research data analysis, the positive effects of destructive leadership behavior on organizational deviation and organizational cynicism were determined. It has been determined that organizational cynicism has a mediating role in the effect of destructive leadership on the organizational deviation. As a result, destructive leadership behavior triggers negative behaviors towards employees in the organization as a negative behavior. It can be seen that the perceptions of organizational deviation and cynicism increase in the employees as the negativity come from the manager. Yıkıcı liderlik davranışları, iş yaşamında çalışanlarla yöneticilerin ilişkilerinde güvensizliğe neden olmakta, örgütte çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, yıkıcı liderlik davranışlarının örgütsel sapmaya etkisinde “örgütsel sinizm”in aracı işlev görüp görmediğini belirlemektir. Araştırma nicel araştırma yöntemine göre tasarlanmıştır. Araştırma verileri, Konya gıda üretim sektöründe faaliyet gösteren bir işletmeden (n=283) tam sayım örnekleme tekniğine göre toplanmıştır. Araştırmada betimsel analizler, fark ve ilişki testleri yapılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde elde edilen bulgulara göre yıkıcı liderlik davranışının, örgütsel sapma ve örgütsel sinizme pozitif etkileri belirlenmiştir. Yıkıcı liderliğin örgütsel sapmaya etkisinde örgütsel sinizmin aracı rolü olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak yıkıcı liderlik davranışı olumsuz bir davranış olarak örgütte çalışanlara yönelik olumsuz davranışları tetiklemektedir. Olumsuzluğun yöneticiden gelmesiyle de çalışanlarda örgütsel sapma ve sinizm algılarının artması görülebilir. 819609
- Published
- 2021
20. Yaşam Doyumu ile Romantik İlişki Doyumu Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Bir Z Kuşağı Çalışması.
- Author
-
Kaplan, İrfan and ERDEM, Ahmet
- Abstract
Copyright of Journal of Social Research & Behavioral Sciences / Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Dergisi is the property of Journal of Social Research & Behavioral Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
21. The Mediating Effect of Psychological Safety in the Effect of Organizational Ethical Climate Perception on Employee Voice Behavior: A Research on Foundation Universities
- Author
-
Erdem, Ahmet Tuncay and Başka Kurum
- Subjects
Organizational Safety ,Örgütsel Etik İklim ,Social ,Psikolojik Güvenlik ,Organizational Ethical Climate ,Mediating Effect ,Çalışan Sesliliği ,Aracı Etki ,Employee Voices ,Organizational Ethical Climate,Employee Voices,Organizational Safety,Mediating Effect ,Örgütsel Etik İklimi,Çalışan Sesliliği,Psikolojik Güvenlik,Aracı Etki ,Sosyal - Abstract
Bu araştırmanın temel amacı pozitif örgütsel davranış konusu olan örgütsel etik iklim algısının çalışan sesliliğine etkisinde, “psikolojik güvenin” aracı bir rol oynayıp oynamadığının belirlenmesidir. Araştırmada örgütsel etik ikliminin çalışan sesliliğine etkisinde “psikolojik güvenlik” algısının aracı bir rolü var mıdır sorusu cevaplandırılmaya çalışılmaktadır. Araştırma nicel araştırma yöntemine göre kurgulanmış ve genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeline göre desenlenmiştir. Araştırma hipotezlerinin test edilebilmesi için Konya ilindeki iki adet vakıf üniversitesinde görev yapmakta olan idari personellere yönelik basit tesadüfi örnekleme tekniğine göre veriler toplanmış ve toplanan verilere AMOS ve SPSS programlarıyla betimsel ve istatistiksel analizler yapılmıştır. Araştırma verilerinin analizinden elde edilen bulgulara göre örgütsel etik iklimi, çalışan sesliliği pozitif yönde etkilemek, söz konusu etkileşimde psikolojik güvenlik algısı kısmi olarak aracı rol oynamaktadır. Örgütsel etik ikliminin olduğu işyerlerinde çalışan sesliliği artmakta, bu etkileşimde psikolojik güvenlik algısı çalışan sesliliğini güçlendirmektedir. Bu bulgular işgörenlerin etik iklim, seslilik ve güven algılarının birbirini destekleyen örgütsel ve psikolojik duygu durumları olduğunu göstermektedir., The main purpose of this study is to determine whether "psychological trust" plays a mediating role in the effect of the perception of organizational ethical climate, which is the subject of positive organizational behavior, on employee voices. In the study, it is tried to answer the question of whether "psychological trust" perception has a mediating role in the effect of organizational ethical climate on employee voice. The research has been structured according to the quantitative research method and it has research designed according to the relational scanning model, one of the general scanning models. In order to test the research hypotheses, data have been collected according to the simple random sampling technique for administrative staff working in two foundation universities in Konya, and descriptive and statistical analyzes have been made with AMOS and SPSS programs. According to the findings obtained from the analysis of the research data, the organizational ethical climate positively affects employee vocalism and the psychological safety perception partially plays a mediating role in this interaction. Employee voices increase in workplaces with an organizational ethical climate, and the perception of psychological safety in this interaction strengthens employee voice. These findings show that employees' perceptions of ethical climate, loudness, and trust are organizational and psychological-emotional states that support each other.
- Published
- 2020
22. THE MEDIATING ROLE OF KNOWLEDGE SHARING IN THE EFFECT OF EMPOWERING LEADERSHIP ON INNOVATIVE WORK BEHAVIOR: A RESEARCH IN THE INFORMATION SECTOR
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
Social ,Güçlendirici Liderlik,Yenilikçi İş Davranışı,Bilgi Paylaşımı,Aracılık Etkisi ,Empowering Leadership,Knowledge Sharing,Innovative Work Behavior ,Sosyal - Abstract
Güçlendirici liderlik, örgütün verimliliği kapsamında ele alınan ve yöneticinin olumlu yönlerine ilişkin davranış durumlarıdır. Bu araştırmanın temel amacı, olumlu liderlik davranışı olan güçlendirici liderliğin yenilikçi iş davranışına etkisinde “bilgi paylaşımı” nın aracı bir işlev görüp görmediğini belirlemektir. Araştırmada “güçlendirici liderliğin yenilikçi iş davranışına etkisinde bilgi paylaşımı aracı bir değişken olarak rol oynamakta mıdır?” sorusu cevaplandırılmaya çalışılmıştır. Araştırma nicel araştırma yöntemine göre tasarlanarak desenlenmiştir. Araştırma verileri basit tesadüfi örnekleme tekniğine göre Ankara’daki bir bilişim işletmesinden (n=412) toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS ve AMOS programları kullanılarak fark ve ilişki testleri ile betimsel analizler yapılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde elde edilen bulgulara göre güçlendirici liderlik davranışı, bilgi paylaşımı ve yenilikçi iş davranışları arasında pozitif yönlü etkiler bulunmuştur ve güçlendirici liderliğin yenilikçi iş davranışı üzerindeki etkisinde bilgi paylaşımının kısmi aracı etkisinin olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak güçlendirici liderlik davranışı örgütte çalışanlara yönelik olumlu davranışları etkilemektedir. Pozitif yönetim davranışı da çalışanlarda bilgi paylaşımı ve yenilikçi iş davranışı algılarının artmasını sağlamaktadır., Empowering leadership is the behavioral states that are considered within the scope of the efficiency of the organization and regarding the positive aspects of the manager. The main purpose of this study is to determine whether “information sharing” functions as a mediator in the effect of empowering leadership, which is a positive leadership behavior, on innovative work behavior. In the study, "Does knowledge sharing play a role as a mediating variable in the effect of empowering leadership on innovative business behavior?" the question has been tried to be answered. The research has been designed according to the quantitative research method. Research data have been collected from an informatics firm (n = 412) in Ankara according to the simple random sampling technique. In the analysis of the data, descriptive analyzes were made with difference and relationship tests using SPSS and AMOS programs. According to the findings obtained in the analysis of the research data, positive effects have been found between empowering leadership behavior, information sharing and innovative work behaviors, and it has been determined that information sharing had a partial mediating effect on the effect of empowering leadership on innovative work behavior. As a result, empowering leadership behavior affects positive behaviors towards employees in the organization. Positive management behavior also increases the perception of information sharing and innovative work behavior among employees.
- Published
- 2020
23. Mobil Turizm Uygulaması Olarak Visiturfa Gezi Rehberi’nin Değerlendirilmesi
- Author
-
ERDEM, Ahmet, ŞANLI KAYRAN, Sabahat Ceylin, and ŞEKER, Ferhat
- Subjects
Smart Tourism,Smart Mobile Phone,Mobile Tourism Application,Visiturfa Travel Guide,Sanliurfa ,Hospitality Leisure Sport and Tourism ,Otelcilik, Konaklama, Spor ve Turizm ,Akıllı Turizm,Akıllı Cep Telefonu,Mobil Turizm Uygulaması,Visiturfa Gezi Rehberi,Şanlıurfa - Abstract
Mobile tourism applications, which can be downloaded to smart mobile phones, provide tourists with access to up-to-date information about touristic places and activities in the destination without space and time limit. It is important that mobile tourism applications are evaluated by tourism stakeholders and what is missing is detected. Because; a mobile application that guides tourists in the destination, along with providing valuable information to the users, it also has the potential to affect tourist satisfaction. In this context, the study aims to evaluate the "Visiturfa Travel Guide" mobile application which is offered for the use of tourists visiting Sanliurfa. For this purpose, interviews were held with 13 academicians who are experts in the field of tourism at Harran University and 4 professional tourist guides working in Sanliurfa in order to determine the positive and negative aspects of the Visiturfa Travel Guide application. As a result of the content analysis of the interview texts, it has been revealed that the existence of the application is perceived positively in general, and this initiative is supported by the stakeholders. Besides, the participants stated that the application has some problems. Among the most important problems, incomplete information draws attention. Consequently, it is thought that the application has the potential to improve the experience quality of tourists visiting the destination, provide accurate and up-to-date information about the destination, and ensure effective marketing of the destination, by means of interventions and updates to be made., Akıllı cep telefonlarına indirilebilen mobil turizm uygulamaları, turistlere destinasyondaki turistik yerler ve faaliyetler hakkında güncel bilgilere, yer ve zaman sınırı olmadan erişim imkânı sunmaktadır. Mobil turizm uygulamalarının turizm paydaşları tarafından değerlendirilmesi ve nelerin eksik olduğunun tespit edilmesi önemlidir. Çünkü; turistlere destinasyonda rehberlik eden bir mobil uygulama, kullanıcılara değerli bilgiler sağlamakla birlikte, turist memnuniyetini etkileme potansiyeline de sahiptir. Bu kapsamda çalışmada, Şanlıurfa’yı ziyaret eden turistlerin kullanımına sunulan “Visiturfa Gezi Rehberi” mobil uygulamasının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla, Harran Üniversitesi’nde turizm alanında uzman 13 akademisyen ve Şanlıurfa’da görev yapan 4 profesyonel turist rehberi ile Visiturfa Gezi Rehberi uygulamasının olumlu ve olumsuz yönlerini belirlemek amacıyla görüşmeler yapılmıştır. Görüşme metinlerine yapılan içerik analizi ve betimsel analiz sonucunda, uygulamanın varlığının genel olarak olumlu algılandığı ve bu girişimin paydaşlar tarafından desteklendiği ortaya çıkmıştır. Bunun yanında katılımcılar uygulamanın birtakım sorunları olduğunu ifade etmiştir. En önemli sorunlar arasında eksik bilgilendirme olduğu dikkat çekmektedir. Sonuç olarak uygulamanın, yapılacak müdahaleler ve güncelleştirmeler sayesinde destinasyonu ziyaret eden turistlerin deneyim kalitesini artıracak, destinasyon hakkında doğru ve güncel bilgileri sağlayacak ve destinasyonun etkin bir şekilde pazarlanmasını sağlayacak potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir.
- Published
- 2020
24. TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÖĞRENEN TÜRK SOYLU ÖĞRENCİLERİN VATAN KAVRAMINA İLİŞKİN ALGILARI
- Author
-
GÜNAYDIN, Yusuf, SAYDAM, Mehmet, ERDEM, Ahmet, and AYTAN, Talat
- Subjects
Students Descended From Turkish Origin,Teaching Turkish,Homeland,Perception ,Eğitim, Bilimsel Disiplinler ,Türk Soylu Öğrenciler,Türkçe Öğretimi,Vatan,Algı ,Education, Scientific Disciplines - Abstract
The aim of this study is to reveal the perceptions of students who are learning Turkish and descended from Turkish origin regarding the homeland concept. The sample of the research consisted of 80 students who were learning Turkish and descended from Turkish origin at a language center in Istanbul at five different language levels (A1, A2, B1, B2 and C1). The descriptive survey model was used in the research and the homeland definitions in the storyteller Mustafa Kutlu's first essay article in his book Vatan or Internet were transformed into a questionnaire form and the questionnaire form was applied to the students in the research group in the spring term of 2019. In addition, the demographic data of the students was also collected with a personal information form. The data collected was analyzed thanks to the SPSS program. According to the results of the study, it was observed that the students in the study group had medium perception level in 14.85% of 55 definitions, low perception level in 13.75% of them and high perception level in 1.65% of them. In conclusion, it can be said that the perceptions of the students regarding the definition of homeland were generally at a medium level., Türkiye Türkçesi öğrenen Türk soylu öğrencilerin vatan kavramına ilişkin algılarını ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmanın örneklemini İstanbul’daki bir dil merkezinde A1, A2, B1, B2 ve C1 olmak üzere beş farklı seviyede Türkçe öğrenen Türk soylu 80 öğrenci oluşturmaktadır. Tarama modelinin benimsendiği araştırmada hikâyeci Mustafa Kutlu’nun Vatan Yahut İnternet kitabındaki ilk deneme yazısında geçen vatan tanımları bir anket formuna dönüştürülmüş ve 2019 yılı bahar döneminde araştırma grubundaki öğrencilere uygulanmıştır. Ayrıca öğrencilerin demografik bilgileri de kişisel bilgi formu ile toplanmış ve formlardan elde edilen bilgiler SPSS programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, Türk soylu öğrencilerin 55 tanımın %14,85’inde orta algı, %13,75’inde düşük algı ve %1,65’inde yüksek algı seviyesine sahip olduğu görülmüştür. Buradan hareketle Türk soyluların vatan tanımına yönelik algıları genel olarak orta düzeydedir.
- Published
- 2020
25. Research with a Content Analysis Method of the Studies on Career Optimization and Career Adaptability
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
Kariye iyimserliği,kariyer uyumluluğu,içerik analizi ,Career optimism,career adaptability,content analysis ,Social Sciences, Interdisciplinary ,Sosyal Bilimler, Disiplinler Arası - Abstract
Career concepts that have received much attention from researchers in recent years are discussed in this study. As part of the research, the optimism and career dimensions of the career concept are examined. The aim is to shed light on future studies by applying a content analysis method to career optimism and career adaptability. The research examines postgraduate work on career optimism and career adaptability in terms of method and content. The studies discussed have been achieved through the National Thesis Center of the Higher Education Council. Studies achieved; The method used has been analyzed with the content analysis method by using the criteria keywords, external resource rate, word numbers, and the words "career optimism" and "career adaptability" in the text. As a result of the research, it has been determined that the researches on the concepts of career optimism and career adaptability are very limited, and in the conclusion section, various suggestions are presented in the conclusion part, considering that the topics will be more popular by the researchers in the future, Son yıllarda araştırmacılar tarafından oldukça ilgi görmekte olan kariyer kavramları bu araştırmada ele alınmaktadır. Araştırma kapsamında kariyer kavramının iyimserlik ve uyumluluk boyutları incelenmektedir. Kariyer iyimserliği ve kariyer uyumluluğu konularında içerik analizi yöntemi uygulanarak, gelecekte yapılacak çalışmalara ışık tutmak amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında, kariyer iyimserliği ve kariyer uyumluluğu konularında yayımlanmış lisansüstü tezler içerik ve yöntem biçimleri açılarından irdelenmektedir. Bu çalışmalara, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın Tez Merkezi veri tabanı aracılığıyla ulaşılmıştır. Araştırmaya konu olan çalışmalar; yabancı kaynak oranı, kelime sayıları, anahtar kelimeler, kullanılan yöntem ve metin içerisinde geçen “kariyer iyimserliği” ve “kariyer uyumluluğu” kelime miktarları kriter alınarak içerik analiz yöntemi ile incelenmektedir. Araştırma sonucunda kariyer iyimserliği ve kariye uyumluluğu kavramlarıyla ilgili yapılan araştırmaların oldukça kısıtlı olduğu belirlenmekle birlikte konuların gelecekte araştırmacılar tarafından daha çok rağbet göreceği düşünülerek sonuç bölümünde konular ile ilgili çeşitli öneriler sunulmaktadır.
- Published
- 2020
26. Transvers Vajinal Septum ve Uterin Septum Rezeksiyonu: OlguSunumu
- Author
-
DEMİRDAĞ, ERHAN, CANAN, SULTAN, Tutal, Anıl Doğukan, and ERDEM, AHMET
- Published
- 2020
27. Investigation of Customer Satisfaction in the Context of Logistics Management: The Case of A Cargo Company
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay and AKOLAŞ, Dilek Arzu
- Subjects
Lojistik,Müşteri,Strateji,Memnuniyet ,Beşeri Bilimler, Ortak Disiplinler ,Humanities, Multidisciplinary ,Logistics,Customer,Strategy,Satisfaction - Abstract
Lojistik yönetiminin işletmeler açısından gerek müşteri memnuniyeti gerekse maliyetleriazaltma açısından hayati önem taşıdığı düşünülmektedir. Maliyetleri azaltma yoluylaişletmelerin daha çok kâr etmekle birlikte her geçen gün artan rakipleri ve teknolojikimkânlarla zorlaşan rekabet şartlarıyla mücadele etmeleri gerekliliği aşikârdır. Bu çerçevedeişletmelerin lojistik yönetimine maksimum önem vermeleri gerekir. Araştırma kapsamındalojistiğin önemini vurgulanmaktadır. Lojistiğin işletmeler açısından müşteri memnuniyetiniölçmede demografik değişkenler ele alınmıştır. Araştırma bulgularına göre müşterimemnuniyeti; cinsiyete, yaşa, eğitim durumuna, aylık gelire, işletmeyi tercih sebebine veişletme ile çalışma sayısına göre farklılık göstermektedir. Diğer yandan müşteri memnuniyeti;medeni durum ile gönderi türüne göre ise farklılık göstermemektedir. Araştırma sonuçbölümünde elde edilen bulgular yorumlanarak çeşitli öneriler sunulmuştur., With regard to companies, logistics management is seen as crucial for customer satisfaction and cost reduction. Companies can make more profits by cutting costs. However, it is clear that they have to deal with ever-larger competitors and competitive conditions, which are becoming increasingly difficult with the technical possibilities. In this context, companies should attach the greatest possible importance to logistics management. Emphasizes the importance of logistics in the context of research. Demographic variables have been addressed in measuring the customer satisfaction of logistics for businesses. The research has shown that customer satisfaction differ by gender, age, education level, monthly income, the reason for choosing the business and number of business and employment. On the other hand, no differences have been found concerning customer satisfaction on marital status and type of shipment. Various suggestions have been presented by interpreting the findings obtained in the research conclusion section.
- Published
- 2020
28. THE ANALYSIS OF INSTITUTIONALIZATION, CORPORATE ENTREPRENEURSHIP AND ORGANIZATIONAL INNOVATION RELATIONS IN TERMS OF X AND Y GENERATIONS: A STUDY OF FAMILY FIRMS
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay and KARADAL, Himmet
- Subjects
Kurumsallaşma,Kurumsal Girişimcilik,Örgütsel Yenilikçilik,Aile İşletmeleri,X-Y Kuşakları ,Social ,Institutionalization,Corporate Entrepreneurship,Organizational Innovation,Family Firms,X-Y Generations ,Sosyal - Abstract
Çalışmanın amacı, X ve Y kuşakları kapsamında kurumsal girişimcilik, kurumsallaşma ve örgütsel yenilikçilik arasındaki ilişkileri analiz etmektir. Araştırmanın örneklemini Konya ilinde bulunan aile işletmelerindeki X ve Y kuşaklarına mensup girişimciler ve profesyonel yöneticiler oluşturmaktadır (n= 207). Araştırma örnekleminden soru formu yoluyla verilere elde edilmiştir. Elde edilen veriler, aracı değişkenli regresyon analizi, doğrulayıcı faktör analizi, çoklu regresyon analizi, düzenleyici değişkenli regresyon analizi ve basit doğrusal regresyon analizi aracılığıyla test edilmiştir. Araştırma bulgularında; X ve Y kuşaklarının her ikisinde kurumsal girişimcilik ve kurumsallaşmanın örgütsel yenilikçilik üzerinde pozitif bir etkisi olduğu görülmüştür. Aynı şekilde X ve Y kuşaklarının her ikisinde de kurumsal girişimciliğin, kurumsallaşma ve örgütsel yenilikçilik ilişkisinde tam aracılık rolünün bulunduğu, diğer yandan kurumsal girişimciliğin, kurumsallaşma ve örgütsel yenilikçilik arasındaki ilişkide düzenleyici rolünün bulunmadığı belirlenmiştir., The aim of the study is to analyze the relationships between corporate entrepreneurship, institutionalization and organizational innovation within the X and Y generations. The sample of the study are entrepreneurs and professional managers of the X and Y generations in family firms in Konya (n= 207). It has been obtained from the research sample through the questionnaire. The data obtained have been tested by mediating a variable regression analysis, a confirmatory factor analysis, a multiple regression analysis, a regulatory variable regression analysis, and a simple linear regression analysis. In the research results; corporate entrepreneurship and institutionalization have a positive effect on organizational innovation in both the X and Y generations. It has been also found that corporate entrepreneurship plays a comprehensive mediation role in the relationship between institutionalization and organizational innovation in both the X and Y generations, while corporate entrepreneurship does not have a regulating role in the relationship between institutionalization and organizational innovation.
- Published
- 2020
29. To Evaluate in vitro Fertilisaton Results of Klinifelter Syndrome and Normal Karyotype Infertile Men with Non-Obstructive Azospermia
- Author
-
ÖKTEM, MESUT, BOZKURT, NURAY, GÜLER, İSMAİL, GÜMÜŞLÜ, SEYHAN, ERDEM, MEHMET, TUĞ, ESRA, Ercan, Deniz, ERDEM, AHMET, Karabacak, Onur, ERGÜN, MEHMET ALİ, and KARABAY, ESRA
- Subjects
endocrine system ,urogenital system ,urologic and male genital diseases ,reproductive and urinary physiology - Abstract
Purpose:To compare IVF results of Klinefelter Syndrome (KFS) with normal karyotype infertile men with non-obstructive azoospermia (NOA).
- Published
- 2020
30. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan ve yardımcı üreme teknikleri ile tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları olan hastalarda endometrial reseptivitenin değerlendirilmesi: bir immünhistokimyasal çalışma
- Author
-
ERDEM, AHMET
- Abstract
Başarılı bir implantasyon olabilmesi için canlı bir blastokistin reseptif bir endometriuma uygun zamanda ulaşması gerekir. Tekrarlayan implantasyon başarısızlıklarının ve tekrarlayan gebelik kayıplarının; kronik endometrit, endometrial polip gibi endometriumun patolojilerine bağlı olabileceği gösterilmiştir. Bunun yanı sıra endometrial reseptiviteye etkili olabilecek ve uterusun çeşitli hastalıklarında farklı oranda eksprese edildiği gösterilmiş birçok immünhistokimyasal marker bulunmaktadır.Bu çalışmada tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları ve tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalardan endometriumun reseptif döneminde alınan biyopsi materyallerinde HOXA-11, β1 İntegrin, FAK, CD44 ve ECM1 boyanması araştırılmıştır.Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı olan hastalarda endometrial FAK boyanmasında artış tespit edilmiştir. FAK artışı, hastalığın fizyopatolojisinde endometriumun bariyer fonksiyonundaki artışın rol oynadığını düşündürmüştür. CD44 ve ECM1 ekspresyonunda azalma tespit edilmiştir. Buna bağlı olarak embriyonun endometriuma tutunmasında ve vasküler invazyonda defekt olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. HOXA-11 ekspresyonunda bir değişiklik saptanmamıştır.Tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalarda β1 İntegrin boyanmasında azalma tespit edilmiştir. Bu azalmanın RPL patofizyolojisinde rol oynadığı düşünülen süperfertilite ile ilişkili olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. CD44 boyanmasında azalma saptanmış, bu azalmanın embriyonun vasküler invazyonunda ve plasentasyonda defekt olması ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür. HOXA-11, FAK ve ECM1 ekspresyonunda değişiklik tespit edilmemiştir.Bu çalışma tekrarlayan implantasyon başarısızlığı ve tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalarda, endometrial reseptivitedeki değişimlere ışık tutmuş olup bu hasta gruplarında fizyopatolojiyi anlamak adına daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. For a successful implantation, a live blastocyst must attach a receptive endometrium in the appropriate time. It has been shown that recurrent implantation failure and recurrent pregnancy loss may be due to the pathologies of the endometrium, such as chronic endometritis, endometrial polyp. In addition, several cell adhesion molecules, extracellular matrix proteins and other molecules are responsible for the succesful attachment, implantation and early development of the conception and these molecules have shown to be expressed differently be in receptive endometrium as well as in other uterine pathologies.In this study, HOXA-11, β1 Integrin, FAK, CD44 and ECM1 staining were investigated in the biopsy materials taken in the receptive period of the endometrium from patients with recurrent implantation failure and recurrent pregnancy loss.Increased endometrial FAK staining was detected in patients with recurrent implantation failure. This increase suggested that the increase in the barrier function of the endometrium plays a role in the pathophysiology of the disease. A decrease in CD44 and ECM1 expression was detected. Accordingly, it was concluded that there may be a defect in the attachment of the embryo to the endometrium and vascular invasion. No change in the expression of HOXA-11 was detected.In patients with recurrent pregnancy loss, a reduction in β1 Integrin staining was detected. It was concluded that this decrease may be related to the superfertility, which is thought to play a role in the pathophysiology of RPL. A reduction in CD44 staining was detected, which was thought to be related to the defect in the vascular invasion of the embryo and placentation. No change was detected in the expression of HOXA-11, FAK and ECM1.This study shed light on changes in endometrial receptivity in patients with recurrent implantation failure and recurrent pregnancy loss, and more studies are needed to understand physiopathology in these patient groups.
- Published
- 2020
31. Metin seslendirme çalışmalarının konuşma becerisinin dış yapı unsurlarına etkisi
- Author
-
Erdem, Ahmet, Aytan, Talat, and Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı
- Subjects
Radio game ,Turkish lesson ,Secondary schools ,Speaking skills ,Eğitim ve Öğretim ,Sound recording ,Speaking ,Education and Training ,Theater plays ,Text to speech ,External structure elements ,Turkish education - Abstract
Bu araştırmanın amacı, metin seslendirme için seçilen radyo tiyatrosu vasıtasıyla öğrencilerin konuşma becerilerindeki dış yapı unsurlarını geliştirmektir. Bu araştırmada `karma yöntem araştırması` kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutu, yarı deneysel desenlerden ön test-son test eşleştirilmiş kontrol gruplu desene göre tasarlanmıştır. Araştırmanın nitel boyutu ise eylem araştırması biçiminde desenlenmiştir. Araştırma grubunu Şanlıurfa'daki bir ortaokulda öğrenim gören 30 7.sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Uygulama için toplam 8 hafta kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarına bu 8 haftanın ilk haftasında `çevre kirliliği`, son haftasında da `teknolojinin insan hayatındaki yeri ve önemi` konularında hazırlıklı konuşmalar yaptırılmıştır. Geriye kalan 6 haftalık süreçte de deney grubuyla standart Türkçe dersleri ve arkası yarın biçiminde altı parçaya bölünerek radyo tiyatrosu oynanmıştır. Kontrol grubunda ise standart Türkçe derslerinin işlenmesi ile birlikte ders kitabındaki konuşma etkinlikleri uygulanmıştır. Araştırmanın ön test ve son test kısmında kullanılacak hazırlıklı konuşmalar belirlendikten sonra nicel veri toplama aracı olarak `Konuşma Gözlem Formu` hazırlanmıştır. Oluşturulan form alan uzmanlarınca değerlendirilmiş, sonuçta bazı değişikliklerle veri toplama aracı son halini almış ve kullanıma uygun duruma gelmiştir. Çalışmadan elde edilen nicel veriler SPSS programı yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda ön test ve son testten elde edilen veriler incelendiğinde, verilerin analiz sonucuna göre radyo tiyatrosu temelli uygulanan metin seslendirme çalışması alan deney grubunun başarılarında anlamlı düzeyde artış meydana gelmiştir. 7.sınıf Türkçe ders kitabının konuşma etkinliklerine göre eğitim alan kontrol grubunun başarılarında da kısmi bir artış meydana gelse de bu artışın anlamlı bir farklılığı ifade etmediği görülmüştür. Araştırma süreci sonunda deney grubu ve kontrol gruplarından elde edilen ön test ve son test puanlarına bakıldığında cinsiyet değişkeni bakımından anlamlı bir farklılık elde edilmemiştir. The aim of this research is to improve the external structure of the students' speaking skills through the radio theater chosen for voiceover. In this research, `mixed method research` was used. The quantitative dimension of the study was designed according to the pretest-posttest matched control group design from quasi-experimental designs. The qualitative dimension of the research was designed as action research. In this research, the study group consists of 30 seventh grade students in a secondary school in Şanlıurfa. In total, 8 weeks were used for the application. Prepared speeches were given to the experimental and control groups on `environmental pollution` in the first week and `the importance of technology in human life` in the last week. Nevertheless, in the remaining 6 weeks, standard Turkish lessons with the experimental group and radio theater were divided into six parts in the form of tomorrow. In the control group, speaking activities in the textbook and standard Turkish lessons were applied. After the prepared speeches to be used in the pre-test and post-test part of the research, `Speech Observation Form` was prepared as a quantitative data collection tool. The formed form was evaluated by the field experts and as a result, with some changes, the data collection tool became final and became available for use. The quantitative data obtained from the study were analyzed with the help of SPSS program. When the data obtained from the pre-test and post-test were examined, a significant increase was observed in the success of the experimental group receiving a text-based vocal study based on the analysis of the data. Although there was a partial increase in the success of the control group receiving education according to speaking activities of the seventh grade Turkish textbook, this increase did not indicate a significant difference. On the other hand, a significant difference was not found in terms of gender variable when the pre-test and post-test scores obtained from the experimental and control groups were examined at the end of the research process. 142
- Published
- 2020
32. Örgütsel Erdemliliğin Örgütsel Özdeşleşme Üzerine Etkisinde Örgütsel Desteğin Aracılık Rolü.
- Author
-
Erdem, Ahmet Tuncay and Merdan, Ethem
- Abstract
Copyright of Journal of Abant Social Sciences / Abant Sosyal Bilimler Dergisi is the property of Journal of Abant Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
33. Akrabalık Kavramları Bağlamında Özbek Atasözleri Üzerine Bir İnceleme.
- Author
-
Erdem, Ahmet
- Abstract
Copyright of Turkish Studies - Language & Literature is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
34. Boreout sendromunun üretkenlik karşıtı iş davranışı üzerine etkisinde sanal kaytarmanın aracılık rolü.
- Author
-
Merdan, Ethem, Erdem, Ahmet Tuncay, and Gümüşsoy, Yalçın
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
35. Biberde Kurşuni Küf Mücadelesinde Alternatif Uygulamalar
- Author
-
HATAT KARACA, Gürsel and ERDEM, Ahmet
- Subjects
Agricultural, Engineering ,Mühendislik, Ziraat ,Capsicum annuum,Botrytis cinerea,kalsiyum oksit,mikrogranül kükürt,Reynoutria spp. ekstraktı,fenolik bileşikler - Abstract
Bu çalışmada, patojen inokulasyonundan önce veya sonrauygulanan kalsiyum oksit, kalsiyum polisülfit, mikrogranül kükürt, Reynoutriaspp. ekstraktı gibi alternatifkimyasalların, biber bitkilerinde Kurşuni küf hastalığına karşı etkinlikleriaraştırılmıştır. Saksı denemeleri sonucunda Botrytiscinerea’ya karşı en iyi etkiyi kalsiyum oksit göstermiştir. Kalsiyum oksit uygulananbiber bitkilerinin boy, yaş ağırlık ve gövde çapları da artmıştır. Kimyasaluygulamalarından sonra biber bitkilerinin yapraklarındaki toplam fenolik maddemiktarları incelendiğinde; tüm uygulamalarda kontrole göre artış saptanmıştır.Patojen inokulasyonunun yapılmadığı tüm kimyasal uygulamalarında, en yüksekfenolik madde miktarları uygulamalardan 72 saat sonra alınan yaprakörneklerinde belirlenmiştir. Kimyasal uygulaması, patojen inokulasyonundansonra yapıldığında ise; kalsiyum oksit, kalsiyum polisülfit ve mikrogranülkükürt uygulamalarında en yüksek fenolik madde değerleri uygulamadan 24 saatsonra belirlenirken, hastalıksız kontrol, patojen inokulasyonu yapılan kontrol,Reynoutria spp. ekstraktı vekarşılaştırma ilacı olarak kullanılan Luna uygulanan bitkilerde en yüksekfenolik değerleri uygulamalardan 72 saat sonra elde edilmiştir. Sonuç olarak,uygulanan kimyasalların biber bitkilerinde dayanıklılık mekanizmalarını teşvikettiği söylenebilir.
- Published
- 2019
36. HİPOTİROİDİSİ OLAN GEBELERDE GESTASYONELDİYABET İNSİDANSI
- Author
-
ASLAN, KORAY, ÖZTÜRK, MERVE, ERDEM, MEHMET, ERDEM, AHMET, YILDIZ, ŞULE, CEVHER AKDULUM, MÜNİRE FUNDA, OĞUZ, YÜKSEL, and DEĞİRMENCİ, YAMAN
- Published
- 2019
37. Laparoskopik Tubal Reanastomoz Olgu Sunumu
- Author
-
DEMİRDAĞ, ERHAN, ERDEM, AHMET, and CANAN, SULTAN
- Published
- 2019
38. Güney Yarımküre'den V4396 Sgr ve BK Ind Ayrık Çift Yıldızlarının Tayfsal Gözlemleri
- Author
-
APAK, Burcu, SÜRGİT, Derya, ERDEM, Ahmet, and ENGELBRECHT, Chris A.
- Subjects
techniques,radial velocities,yıldız tayfı ,Astronomi ve Astrofizik ,Astronomy and Astrophysics - Abstract
Bu çalışmada Güney Yarımküre gökyüzünden seçilen V4396 Sgr ve BK Ind ayrık çift yıldızlarının, Güney Afrika Astronomi Gözlemevi'nde elde edilen, ilk tayfsal gözlem verileri sunulmuştur. V4396 Sgr ve BK Ind ayrık çift yıldızlarının bileşenlerinin dikine hız eğrileri çapraz-eşleme (cross-correlation function) ve KOREL yöntemleri kullanılarak elde edilmiştir. Seçilen ayrık çift yıldızların tayfsal kütle oranları sırasıyla 0.88$\pm$0.03 ve 0.86$\pm$0.05 olarak belirlenmiş ve yörünge parametreleri hesaplanmıştır.
- Published
- 2019
39. Biberde kurşuni küf mücadelesinde alternatif uygulamalar
- Author
-
Erdem, Ahmet, Karaca, Gürsel, and Bitki Koruma Anabilim Dalı
- Subjects
Ziraat ,Agriculture - Abstract
Ülkemizde her geçen yıl biber üretimi ve ihracatı artmaktadır. Örtü altı biber üretiminde Botrytis cinerea'nın neden olduğu kurşuni küf hastalığı ciddi verim ve kalite kayıplarına sebep olmaktadır. Bu çalışmada, patojen inokulasyonundan önce veya sonra uygulanan kalsiyum oksit, kalsiyum polisülfit, mikrogranül kükürt, Reynoutria spp. ekstraktı gibi alternatif kimyasalların, Kurşuni küf hastalığına karşı etkinlikleri araştırılmıştır.Yapılan saksı denemelerinin sonuçlarına göre Botrytis cinerea patojenine karşı en etkili kimyasal kalsiyum oksit bulunmuştur. Kalsiyum oksit aynı zamanda biber bitkilerinin boy, yaş ağırlık ve gövde çaplarını da artırmıştır.Kimyasal uygulamalarından sonra biber bitkilerinin yapraklarındaki toplam fenolik madde miktarları incelendiğinde; tüm uygulamalarda kontrole göre artış saptanmıştır. Patojen inokulasyonunun yapılmadığı tüm kimyasal uygulamalarında, en yüksek fenolik madde miktarları uygulamalardan 72 saat sonra alınan yaprak örneklerinde belirlenmiştir. Kimyasal uygulaması, patojen inokulasyonundan sonra yapıldığında ise; kalsiyum oksit, kalsiyum polisülfit ve mikrogranül kükürt uygulamalarında en yüksek fenolik madde değerleri uygulamadan 24 saat sonra belirlenirken, hastalıksız kontrol, patojen inokulasyonu yapılan kontrol, Reynoutria spp. ekstraktı ve karşılaştırma ilacı olarak kullanılan Luna uygulanan bitkilerde en yüksek fenolik değerleri uygulamalardan 72 saat sonra elde edilmiştir.Sonuç olarak, uygulanan kimyasalların biber bitkilerinde dayanıklılık mekanizmalarını teşvik ettiği söylenebilir. Production and export of pepper has been increasing every year in our country. Gray mold disease has been causing serious yield and quality losses on greenhouse pepper production. In this study, efficiency of alternative chemicals such as calcium oxide, calcium polysulfide, microgranule sulfur and Reynoutria spp. against Gray mold disease, applied before and after pathogen inoculation, were investigated. As a result of pot trials; calcium oxide was found as the most effective chemical against Botrytis cinerea. Calcium oxide also increased height, fresh weight and stem width of pepper plants. When the amounts of total phenolics in pepper leaves were determined after chemical applications; it was found that there was increase in all applications when compared to control plants. In all applications where no pathogen inoculation was performed, the highest phenolic amounts were determined on leaf samples taken 72 hours after the applications. When chemicals were applied after pathogen inoculation, the highest amounts of phenolics were found on leaf samples taken 24 hours after chemical application with calcium oxide, microgranule sulfur and calcium polysulfide, while on samples from negative control, pathogen inoculated control, Reynoutria spp. extract and Luna applied plants, highest phenolic amounts were determined after 72 hours. As a result, it can be mentioned that applied chemicals may induce resistance mechanisms of pepper plants. 39
- Published
- 2019
40. Farklı kalınlıktaki okluzal splintlerin temporomandibular eklem üzerine oluşturduğu stres dağılımının araştırılması
- Author
-
Erdem, Ahmet, Kütük, Nükhet, and Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
- Subjects
Temporomandibular joint disorders ,Finite element method ,Diş Hekimliği ,Splints ,Dentistry ,Finite elements ,Finite element analysis ,Temporomandibular joint ,Dental occlusion - Abstract
TME bozuklukları (TMB) günümüzde sık rastlanılan kronik ağrılı ve hastaların yaşam kalitesini azaltan bir hastalık grubudur. TMB'ler ekleme gelen anormal stresler sebebiyle oluşabilir ve tedavisinde kullanılan temel yöntemlerden biri okluzal splintlerdir. Yayınlanan çalışmalarda değişen kalınlıklarda splintler kullanılmıştır. Bu araştırmanın amacı 3 ve 6 mm kalınlıktaki splintlerin TME üzerinde oluşturduğu streslerin sonlu elemanlar analizi (SEA) yöntemi ile karşılaştırılması ve ideal okluzal splint kalınlığının belirlenmesine yardımcı olmaktır.İskeletsel ve dişsel sınıf 1 kapanışa sahip olan bir hastadan çekilmiş olan bilgisayarlı tomografi (BT) verileri kullanılarak bilgisayar ortamında TME modeli elde edilmiştir. Elde edilen model üzerinde TME diski ön konuma alınarak bir disk deplasman modeli oluşturulmuştur. Bu model kullanılarak ağızda okluzal splint yokken, 3 ve 6 mm dikey kalınlığa sahip okluzal splintler varken olmak üzere 3 farklı model elde edilmiştir. Bilgisayar ortamında bu modeller üzerine anatomik kas kuvvet ve vektörleri atanarak yükleme koşulları oluşturulmuş ve TME komponentleri (disk, kondil, fossa) üzerinde oluşan stres dağılımları sonlu elemanlar analizi (SEA) yöntemiyle karşılaştırılmıştır.Tüm modellerde TME diskinde stres yoğunluğu, diskin ön ve orta bandı arasında lateral tarafta yoğunlaşmıştır. Okluzal splint kullanılan modellerde, diskteki stres yoğunluğu orta banda doğru yayılmış ve miktarı azalmıştır.Tüm modellerde kondil başı ve fossadaki stres yoğunluğu TME diskinin ön ve orta bandına denk gelen yüzeylerde yoğunlaşmıştır. Okluzal splint kullanılan modellerde, kondil ve fossada stres yoğunluğu ve miktarı azalmıştır. TME'nin tüm komponentlerinde oluşan stres karşılaştırıldığında, 6 mm okluzal splint kullanılan modelde, 3 mm okluzal splint kullanılan modele göre daha az stres yoğunluğu oluşmuştur. TMB'lerin tedavisinde okluzal splintlerin kullanımı, TME'de oluşan stresleri azaltmaktadır. Artan dikey kalınlıklarda okluzal splintlerin kullanımı da TME'de oluşan stresleri azaltılmasında daha faydalı olabilir. TMB hastalarında kullanılacak okluzal splintlerin, uygun dikey kalınlıklarının kanıta dayalı olarak belirlenebilmesi için klinik çalışmalar; biyomekanik ve SEA çalışmaları ile desteklenmelidir. TMJ disorders (TMD) are a common group of patients with chronic pain and reduced quality of life. TMDs can be caused by abnormal stresses from insertion and one of the main methods used in the treatment is occlusal splints. In the published studies, varying thickness splints were used. The aim of this study is to compare the stresses of 3 and 6 mm thick splints on TME with finite element analysis (FEA) and to determine the ideal occlusal splint thickness.TME model was obtained by using computed tomography (CT) data from a patient with skeletal and dental class 1 occlusion. A disc displacement model has been formed by taking the TME disc into the anterior position. Using this model, 3 different models were obtained with occlusal splints with 3 and 6 mm vertical thickness and a model with no occlusal splint. The loading conditions were determined by assigning anatomical muscle strength and vectors on these models in computer environment.In all models, the intensity of stress on the TMJ disc is concentrated on the lateral side between the anterior and middle bands of the disc. In models with occlusal splint, the stress intensity on the disc is spread towards the middle band and the amount is decreased. In all models, the stress density in the condyle head and fossa is concentrated on the surfaces corresponding to the anterior and middle band of the TMJ disc. In the occlusal splint models, the density and amount of stress decreased in the condyle and fossa. Compared to the stress of all components of TMJ, a 6 mm occlusal splint was used, which resulted in less stress intensity than a 3 mm occlusal splint.The use of occlusal splints in the treatment of TMDs reduces stress in TMJ. The use of occlusal splints in increasing vertical thickness may be more useful in reducing stresses occurring in TMJ. Clinical studies to determine the appropriate vertical thickness of occlusal splints to be used in TMD patients based on evidence; should be supported by biomechanics and FEA studies. 146
- Published
- 2019
41. The relationships between institutionalization, corporate entrepreneurship and organizational innovation for X and Y generations: A study of born global family firms
- Author
-
Erdem, Ahmet Tuncay, Karadal, Himmet, İşletme Anabilim Dalı, and Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Subjects
Organizational change ,Institutionalization ,Generation X ,Generation Y ,Innovativeness ,Örgütsel Yenilikçilik ,Küresel Doğan Aile İşletmeleri ,Organizational Innovation ,Generations ,Organizational attitude ,İşletme ,Family enterprises ,Kurumsal Girişimcilik ,Kurumsallaşma ,Generation of X and Y ,X ve Y Kuşakları ,Corporate entrepreneurship ,Born Global Family Firms ,Corporate Entrepreneurship ,Business Administration - Abstract
Çalışmanın amacı, küresel doğan aile işletmelerini X ve Y kuşakları açısından kurumsallaşma, kurumsal girişimcilik ve örgütsel yenilikçilik arasındaki ilişkileri analiz etmektir. Araştırmanın örneklemini Konya ilindeki küresel doğan aile işletmelerindeki X ve Y kuşakları olan profesyonel yöneticiler ve işletme sahipleri oluşturmaktadır (n= 207). Örneklemden soru formu ve görüşme yoluyla veriler elde edilmiştir. Araştırmanın temel sorusu X ve Y kuşakları algılarına göre küresel doğan aile işletmelerinde kurumsallaşma ve kurumsal girişimcilik örgütsel yenilikçiliği nasıl ve ne yönde etkilemektedir? Şeklide belirlenmiştir. Veriler, doğrulayıcı faktör analizi, aracı değişkenli regresyon analizi, düzenleyici değişkenli regresyon analizi, basit doğrusal regresyon analizi ve çoklu regresyon analizi yardımıyla test edilmiştir. Araştırma bulgularına göre hem Y Kuşağı hem de X çalışanları açısından kurumsallaşma ve kurumsal girişimciliğin, örgütsel yenilikçilik üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Benzer şekilde hem Y kuşağı hem X kuşağı açısından kurumsal girişimciliğin, kurumsallaşma ile örgütsel yenilikçilik ilişkisinde tam aracılık rolü oynadığı, ancak kurumsal girişimciliğin, kurumsallaşma ile örgütsel yenilikçilik ilişkisinde düzenleyici rolü oynamadığı tespit edilmiştir. Ayrıca Y kuşağına göre kurumsal girişimciliğin boyutlarından risk ve proaktifliğin örgütsel yenilikçiliği pozitif şekilde etkilediği belirlenirken, X kuşağına göre kurumsal girişimciliğin boyutlarından stratejik yenilik ve proaktifliğin örgütsel yenilikçiliği pozitif etkilediği tespit edilmiştir. Öte yandan Y Kuşağı açısından kurumsallaşmanın boyutlarının örgütsel yenilikçiliği anlamlı şekilde etkilemediği tespit edilirken, X Kuşağı açısından kurumsallaşmanın boyutlarından formalleşme, özerklik, şeffaflık ve tutarlılığın örgütsel yenilikçilik üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen nitel bulgulara göre küresel doğan aile işletmelerinin uluslararasılaşmalarında olumlu ve olumsuz etkenler saptanmıştır. Olumlu etkenler arasında tecrübe sahibi olmak, yabancı dil bilmek, yurt dışı fuarlara katılmak bulunurken; olumsuz etkenler arasında yurt içi ve dışı fiyat farklılıkları, yurt içi nakit akışındaki dalgalanmalar olduğu görülmektedir. Araştırma kapsamında işletmelerin yenilik yapma etkenleri arasında risk alma, rekabet üstünlüğü elde etme, ürün geliştirme, fikir üretme, AR-GE faaliyetleri ve teknoloji üretme olarak belirlenmiştir. Diğer yandan işletmelerin rekabetçi üstünlükleri olarak kaliteli mal-hizmet üretme, fiyat üstünlüğü sağlama, ürün garantisi, markalaşma, pozitif müşteri ilişkileri, yüksek teknoloji ve fuarlara katılım saptanmıştır. Son olarak bu çalışma ile alan yazına ve uygulamaya katkı sağlama niteliği taşıdığı düşünülmektedir. Sonuç ve tartışmalar bölümünde araştırmanın bazı kısıtları olduğu ifade edilmiş ve gelecekte bu konuda araştırma yapacaklara bazı konularda öneriler sunulmuştur., The aim of this study is to analyze the relationships between institutionalization, institutional entrepreneurship and organizational innovation in terms of X and Y generations. The sample of the study is composed of professional managers and business owners with X and Y generations in born global family firms in Konya (n = 207). Data were obtained from the sample by questionnaire and interview. The basic question of the research is "how does institutionalization and institutional entrepreneurship affect global organizational innovation in the global family-owned enterprises according to the perceptions of X and Y generations? The data were tested with confirmatory factor analysis, regression analysis with mediator variables, regression analysis with regulatory variable, simple linear regression analysis and multiple regression analysis. According to the research findings, institutionalization and corporate entrepreneurship have positive effects on organizational innovation in terms of both Generation Y and X employees. Similarly, in terms of both generation Y and generation X, corporate entrepreneurship played a full mediation role in the relationship between institutionalization and organizational innovation, but it was found that corporate entrepreneurship did not play a regulatory role in the relationship between institutionalization and organizational innovation. Moreover, it was determined that risk and proactivity positively affect organizational innovation according to Generation Y, while strategic innovation and proactive effect positively influenced organizational innovation according to generation X. On the other hand, it was determined that the dimensions of institutionalization in terms of Generation Y did not significantly affect organizational innovation, whereas formalization, autonomy, transparency and consistency in the dimensions of institutionalization in terms of Generation X had a positive effect on organizational innovation. According to the qualitative findings obtained in the research, positive and negative factors were found in the internationalization of born global family firms. Among the positive factors, having experience, knowing foreign languages, participating in fairs abroad; Among the negative factors are domestic and foreign price differences, fluctuations in domestic cash flow. Within the scope of the research, the factors that make innovation among the enterprises are determined as taking risks, obtaining competitive advantage, product development, generating ideas, R & D activities and technology production. On the other hand, the competitive advantages of the enterprises are the production of quality goods-services, price assurance, product guarantee, branding, positive customer relations, high technology and participation in fairs. Finally, it is thought that this study contributes to the literature and application. In the conclusions and discussions section, it is stated that there are some limitations of the research and some suggestions are given to those who will do research on this subject in the future.
- Published
- 2019
42. A Review on Legal Framework in Regard toUse of Health Care Services By Refugees andAsylum Seekers in Turkey
- Author
-
Erdem, Ahmet Faruk and YILMAZ, NECLA
- Published
- 2018
43. RESEARCH WITH A CONTENT ANALYSIS METHOD OF THE STUDIES ON CORPORATE ENTREPRENEURSHIP
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
Kurumsal girişimcilik,Kurumsallaşma,İçerik Analizi ,Social ,Corporate entrepreneurship,Institutionalization,Content Analysis ,Sosyal - Abstract
Örgütlerin çevreşartlarındaki süregelen değişimlere karşı esnek bir yapı sergilemelerigerekliliği kaçınılmaz bir gerçek olarak düşünülmektedir. Bu değişimlerifırsata dönüştürebilen örgütlerin yaşamlarını sürdürebilecekleri aşikârdır. Bubağlamda yazında kurumsal girişimcilik olarak karşımıza çıkan kavrama göreyenilikçi olan, risk alabilen, fırsat ve tehditlere karşı ön görüsü yüksek olanörgütlerin, çevresel etkenlerden daha az etkilenerek, daha esnek bir yapısergileyecekleri belirtilmektedir. Bu noktada kurumsal girişimciliğin örgütler açısındanönemli bir boyut olduğu görülecektir. Kurumsal girişimciliğin bu denli önemliolmasına karşın alanyazında ilgili konu hakkında yapılmış çalışmaların oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. Bu bağlamdanhareket edilerek bu araştırma kapsamında, kurumsal girişimcilik konusundayayımlanmış lisansüstü tezler yöntem ve içerik açısından incelenmektedir. Araştırmakapsamında irdelenen tezler, Yükseköğretim Kurulu bünyesindeki Ulusal Tez Merkezi’ ndenelde edilmiştir. Ulaşılan çalışmalar; kullanılan yöntem, anahtar kelime,yabancı kaynak oranı, kelime sayısı, ve metin içerisinde geçen “kurumsalgirişimcilik” kelime sayısı açısından içerik analizi yöntemi ile incelenmektedir.Araştırma kapsamında hedeflenen gelecekte konu hakkında yapılacak çalışmalara yönverebilme düşüncesidir., It isinevitable that organizations need to exhibit a flexible structure against theconstant changes in environmental conditions. It is obvious that only thoseorganizations that can transform these changes are able to survive. In thiscontext, it is stated that organizations that are innovative according to theconcept of enterprise entrepreneurship in the article, who take risk and whohave high visibility to opportunities and threats, will be less affected byenvironmental factors and exhibit a more flexible structure. At this point, it will be seen that corporateentrepreneurship is an important dimension in terms of organizations. Despitethe fact that corporate entrepreneurship is so important, it seems that thestudies on the subject are very limited. Based on this context, within thescope of this research, postgraduate dissertations on corporateentrepreneurship are examined in terms of methods and content. These studies have been accessed throughthe official web site of National Council of Higher Education. Works reached;the method used is analyzed by content analysis method in terms of the numberof keywords, foreign resources ratio, number of words, and the number of “corporateentrepreneurship” in the text. The aim of the research is to be able to givedirection to the work to be done about the subject in the future.
- Published
- 2017
44. GÜÇLENDİRİCİ LİDERLİĞİN YENİLİKÇİ İŞ DAVRANIŞINA ETKİSİNDE BİLGİ PAYLAŞIMININ ARACILIK ROLÜ: BİLİŞİM SEKTÖRÜ...
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
JOB performance ,QUANTITATIVE research ,WORK sharing ,INFORMATION sharing ,STATISTICAL sampling ,LEADERSHIP - Abstract
Copyright of Journal of the Cukurova University Institute of Social Sciences is the property of Cukurova University Institute of Social Sciences and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
45. A Tipi Kişilik Özelliğinin Kariyerizm Eğilimi Üzerine Etkisinde Ahlaki Çözülme Eğiliminin Aracı Rolü.
- Author
-
ERDEM, Ahmet Tuncay
- Subjects
SOCIAL cognitive theory ,PERSONALITY ,PSYCHOLOGICAL typologies ,CONFIRMATORY factor analysis ,STRUCTURAL equation modeling ,ORGANIZATIONAL behavior ,DEVIANT behavior - Abstract
Copyright of Selcuk University Social Sciences Institute Journal is the property of Selcuk University Social Sciences Institute Journal and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
46. Kontrollü internet kullanımı psikoeğitim programının üniversite öğrencilerinin problemli internet kullanımlarına etkisinin incelenmesi
- Author
-
Erdem, Ahmet, Şahin, Rukiye, and Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Subjects
Latent growth models ,Internet ,Behavioral control ,Eğitim ve Öğretim ,Preventive intervention ,Education psychology ,University students ,Psycho-educational program ,Psikoloji ,Internet use ,Education and Training ,Psychology ,Education programs ,Problem behavior - Abstract
Bu araştırmada, Kontrollü İnternet Kullanımı Psikoeğitim Programı'nın (KİKUPP) üniversite öğrencilerinin problemli internet kullanım davranışlarına etkisinin zamana bağlı olarak örtük gelişim modeli ile incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, programın etkililiği, katılımcı görüşlerinden de faydalanılarak değerlendirilmiş ve nicel bulguları desteklemek amacıyla tartışılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu,2015-2016 öğretim yılı bahar döneminde Orta Karadeniz Bölgesindeki orta ölçekli ildeki bir üniversitenin, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programındaki birinci ve ikinci öğretim öğrencilerinden uygun örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenen121 (38erkek, %31.4;83kadın, %68.6) öğrencioluşturmaktadır.Araştırmada hem nitel, hem de nicel verilerden faydalanılarak sonuçlar değerlendirildiği için, araştırma modelinde karma araştırma yöntemi (mixed method) kullanılmıştır.Araştırma, yarı deneysel modeller içinde tanımlanan zaman serileri (times series) deseninde tasarlanmıştır. Zamana bağlı değişimleri belirlemek amacıyla zaman serileri içerisinde eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanında son yıllarda daha fazla kullanılmaya başlanan örtük gelişim modeli kullanılmıştır. Araştırmanın nicel verilerini elde etmek amacıyla katılımcılara `Problemli İnternet Kullanım Ölçeği` ve `İnternette Bilişsel Durum Ölçeği` uygulanmıştır. Veri toplama işlemi üçer hafta aralıklarla altı kez tekrar edilmiştir. Nitel veriler ise, psikoeğitim programının ilk ve son haftasında katılımcılara verilen açık uçlu soru formları ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde nicel verilere Mplus7 istatistik programı ile örtük gelişim modeli uygulanmış; nitel verilere ise betimsel analiz ve içerik analizi uygulanmıştır. Analiz sonucundaProblemli İnternet Kullanım Ölçeği toplam puan düzeyleri ve bu ölçeğin alt boyutları olan aşırı kullanım, sosyal fayda/sosyal rahatlık ve internetin olumsuz sonuçları düzeylerinin; İnternette Bilişsel Durum Ölçeği toplam puan düzeyleri ve bu ölçeğin alt boyutları olan sosyal destek, yalnızlık-depresyon, azalmış dürtü kontrolü ve dikkat dağıtma düzeylerinin zamana bağlı olarak Kontrollü İnternet Kullanımı Psikoeğitim Programı'nın etkisiyle azaldığı ortaya konmuştur. Ayrıca, yalnızlık-depresyon alt boyutu dışındaki tüm toplam puanlar ve alt boyutlar düzeyinde, sürecin başında yüksek düzeyde problemli internet kullanımına sahip katılımcıların süreçte zaman içerisinde daha yavaş gelişim gösterdikleri, sürecin başında daha düşük düzeyde problemli internet kullanımına sahip katılımcıların ise süreç içinde zamana bağlı olarak daha hızlı gelişim gösterdikleri belirlenmiştir. Çalışmanın nitel verilerine göre ise, sürecin başında KİKUPP sonucunda elde etmeyi amaçladıkları hedeflere göre katılımcılar interneti doğru zamanda kullanma, doğru amaçlar için kullanma, kullanma süresini azaltma şeklinde programın hedefleriyle paralel hedefler belirlemişlerdir. Programın sonunda, KİKUPP'nın kendilerine olan katkılarıyla ilgili görüşleri incelendiğinde ise, zaman yönetimi, farkındalık, kontrollü kullanım açısından yarar gördüklerini ifade etmişlerdir. Katılımcılar, sürecin en çok ısınma etkinlikleri, etkileşim ortamı ve psikoeğitim etkinliklerini sevdiklerini ifade ederken, form doldurma, benzer etkinlikler, yorucu olması gibi özelliklerini ise az sevdiklerini belirtmişlerdir. Katılımcılar KİKUPP'nın düşüncelerinde, davranışlarında ve duygularında olumlu yönde değişiklikler meydana getirdiğini ifade etmişlerdir. Çalışmanın sonuçlarına göre KİKUPP bireylerin problemli internet kullanımları üzerinde zamana bağlı olarak değişim sağlamada anlamlı etkiye sahip bir psikoeğitim programıdır.Anahtar Kelimeler: Problemli İnternet Kullanımı, Örtük Gelişim Modeli, Sosyal Bilişsel Model, Psikoeğitim Programı, Önleyici Rehberlik In this study, it was aimed at investigating the effects of Controlled Internet Use Psychoeducation Program (CIUPP) on undergraduates' problematic internet usage behaviors over time using latent growth model. Moreover, the program was evaluated by interviewing the participants, and these data were discussed with the aim of supporting the quantitative data. The participants of this study were selected using convenient sampling technique and composed of 121 undergraduates (38 male, %31.4; 83 female, %68.6) who were studying guidance and psychological counselling at a state university in Central Black Sea Region during Spring Semester of 2015-2016 academic year. A mixed method approach was used in this study since both the qualitative and quantitative data were analyzed in the study. This study was conducted as a time-series design, which is one of the quasi experimental designs. Latent growth model, which is increasingly used in educational and social sciences in order to determine the time-dependent changes, was used in this study. `Problematic Internet Usage Scale` and `Online Cognition Scale` were used in order to gather the quantitative data. Data collection process was conducted at intervals of 3 weeks and repeated 6 times. Qualitative data, on the other hand, were collected using questionnaires in the first and last weeks of the program. Quantitative data were analyzed using latent growth model by Mplus7 statistical software. Qualitative data were analyzed using descriptive and content analysis techniques. The results showed that participants' scores obtained from Problematic Internet Usage Scale and its subscales, which are excessive usage, social benefit/social comfort, and negative consequences of internet, and from Online Cognition Scale, and its subscales, which are diminished impulsecontrol, loneliness/depression, distraction, and social comfort, decreased over time with the effect of CIUPP. Moreover, participants obtaining higher scores from all of the scales and subscales except for loneliness/depression subscale in the beginning of the program demonstrated an improvement at a slower rate than those with lower scores. The qualitative data showed that participants' personal goals related to the program were parallel with the goals of the program. Using internet at the right time, using internet for right purposes, and decreasing the usage time were among the personal goals expressed by the participants. When the participants were asked about the effects of CIUPP, it was observed that participants stated that the program was useful in terms of time management, awareness, and controlled usage. Participants enjoyed warm-up activities, interaction environment, and psychoeducation activities most, while they didn't like filling in the forms, similar activities, and tiring activities much. They expressed that CIUPP caused positive changes in their thoughts, behaviors, and feelings. According to results, CIUPP is a psychoeducation program, which has a significant effect on time-dependent change in individuals' problematic internet usage.Keywords: Problematic Internet Usage, Latent Growth Model, Social Cognitive Model, Psychoeducation Program, Preventive Guidance 285
- Published
- 2017
47. Turizm faaliyetlerinin yerel halk tarafından nasıl algılandığının tespitine yönelik bir çalışma: Kayseri örneği
- Author
-
Erdem, Ahmet, Şanlıoğlu, Ömer, and Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı
- Subjects
Turizm ,Local initiatives ,Indigenous people ,Tourism sector ,Perception ,Kayseri ,Locality ,Local manufacturing ,Tourism - Abstract
Bir destinasyon bölgesinde gerçekleşen turizm faaliyetleri doğrudan yerel halkın yaşantısını etkilemektedir. Sahip oldukları ve turizmin hammaddesini oluşturan doğal, tarihi ve kültürel değerleri turistler ile paylaşmak zorunda kalan yöre insanının turizm sektörüne ve turistlere yönelik beklenti ve tavırları bölgede turizm sektörünün gelişmesi adına dikkate alınması gereken önemli bir husustur. Bu kapsamda çalışmanın amacı, turizmin Kayseri iline olan ekonomik, sosyokültürel ve çevresel etkilerinin yerel halk tarafından nasıl değerlendirildiğini tespit etmek ve turizm faaliyetlerine yönelik verdikleri destek düzeyini ortaya çıkarmaktır.Çalışmada veriler anket yöntemi kullanılarak Kayseri'de yaşayan 522 katılımcıdan toplanmıştır. Elde edilen verilere sapan analizi, normallik dağılım testi, güvenilirlik analizi, frekans analizi, t- testi, çok faktörlü varyans (MANOVA) analizi, korelasyon analizi ve faktör analizi yapılmıştır. Buna göre halkın turizm sektörünün gelişmesine verdiği desteğin beklenen ekonomik kazanç, sosyal fayda ve çevresel katkılar ile doğrudan ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca turizme karşı olumlu bir bakış açısına sahip olan Kayseri halkının özellikle sahip oldukları doğal, tarihi ve kültürel değerleri bölgeye gelecek olan turistlerle paylaşmak adına istekli oldukları söylenebilir.Anahtar kelimeler: Turizm, Yerel Halk, Turizmin Etkileri, Kayseri, Yerel Halkın Algısı. Tourism activities that are taking place in a tourism area have a direct impact on local people's lives. The expectations and attitudes of local people who own natural, historical and cultural values that constitute tourism assets towards tourism is an important matter that should be taken into consideration for tourism to develop. In this context, the aim of this study is to investigate how the economic, social and environmental impacts of tourism are perceived by locals and to assess the level of support locals give to the development of tourism. Using a questionnaire, 522 Kayseri residents were surveyed. The collected data was subjected to outlier analysis, test of normality, reliability analysis, frequency analysis, t-test, multivariate analysis of variance (MANOVA), correlation analysis and factor analysis. Accordingly, it was found that the support local people give to the development of tourism is directly related to perceived economic benefits, social benefits and environmental contributions. Besides, it can be said that local people who think positively of tourism are willing to share natural, historical and cultural assets they own with tourists coming to the destination.Key Words: Tourism, Local People, Impacts Of Tourism, Kayseri, Perception Of Local People 137
- Published
- 2017
48. Trend Analysis of Burdur, Eğirdir, Sapanca and Tuz Lake Water Levels Using Nonparametric Statistical Methods
- Author
-
GÖNCÜ, Serdar, ALBEK, Erdem Ahmet, ALBEK, Mine, Anadolu Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Göncü, Serdar, and Albek, Ahmet Erdem
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Burdur Lake,Eğirdir Lake,Sapanca Lake,Tuz Lake,MannKendall,Seasonal Kendall,Regional Kendall,Trend test ,Ortak Disiplinler ,Burdur Gölü ,ü,Eğirdir Gölü,Sapanca Gölü,Tuz Gölü,Mann-Kendall,Sezonsal Kendall,Bölgesel Kendal,Eğilim analizi - Abstract
Significant changes in lake levels are observed due to factors like climate change and water use. The studies concerning these changes are also increasing in recent years. In this study, the changes in water levels of four lakes in Turkey, namely, Burdur, Eğirdir, Sapanca and Tuz are investigated using MannKendall and seasonal Kendall trend analysis techniques. The water level data come from the book of Lake Level (1943-2005) of the General Directorate of Electrical Power Resources Survey and Development Administration. The trend analysis revealed that the levels of Eğirdir and Burdur lakes decreased within the analysis period and the level of Sapanca Lakeincreased while the water level in the Tuz Lake did not show a significant change. The decrease in the Eğirdir Lake level can affect the downstream Kovada I and II hydroelectric power plants power generation besides other uses of the lake while the reduction in the levels of the Burdur lake can lead to adverse influences on agricultural practices in the region. Inundation of adjacent lands seems to be an adverse effect of the increases in water levels of Sapanca Lake., Göl seviyelerinde iklim değişikliği ve insan kaynaklı su kullanımları gibi faktörler nedeniyle önemli değişiklikler gözlemlenmektedir. Bu nedenle özellikle son yıllarda iklim değişikliği ve etkileri ile ilgili bilimsel çalışmalarda bir artış ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de bulunan Eğirdir, Burdur, Sapanca ve Tuz Göl’lerinin göl seviyeleri Mann-Kendall, Seasonal-Kendall gibi Eğilim Analiz Yöntemleri ile incelenmiştir. Çalışmada, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2007 yılında yayınlamış olduğu Göl Seviyeleri [1943-2005] kitabındaki veriler kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda Burdurve Eğirdir Göl seviyelerinin azaldığı, Sapanca Gölünde iseseviyenin arttığıbelirlenmiştir. Tuz Gölündeki seviyenin ise anlamlı düzeyde bir değişiklik yaşamadığı belirlenmiştir. Eğirdir Gölündeki azalma özellikle bu gölden beslenen Kovada I ve II HES’lerinin enerji üretim kapasitesinin azalmasına neden olabileceği, Burdur Gölündeki su azalmasının ise bölgedeki tarımsal faaliyetleri olumsuz etkileyebilecektir. Sapanca Gölündekisu seviyesindeki artışın ise çevre arazilerde su taşkınlarına sebep olabileceği düşünülmektedir.
- Published
- 2017
49. Katı Atık Yönetimi ve Teknolojileri
- Author
-
ÖZCAN, HÜSEYİN KURTULUŞ, FİLİBELİ, AYŞE, DEMİR, AHMET, VARANK, GAMZE, ÖZÇOBAN, MEHMET ŞÜKRÜ, KARADAĞ, DOĞAN, BANAR, MÜFİDE, AYOL, AZİZE, ÖZKAYA, BESTAMİ, TURAN, NURDAN GAMZE, AKINCI, GÖRKEM, BÜYÜKKAMACI, NURDAN, ERSES YAY, ALİYE SUNA, KOÇER, NİLÜFER, ENGİN, GÜLEDA, HANAY, ÖZGE, Yıldız, Şenol, ÇALLI, BARIŞ, TUĞTAŞ, EVREN, ÖZDEMİR, SAİM, AĞDAĞ, OSMAN NURİ, ARDALI, YÜKSEL, AKKAYA, EBRU, Akça, Lütfi, erdem, Ahmet mahir, OĞUZ, MERVE, and ERDEN, GÜLBİN
- Published
- 2017
50. Biyomedikal ve çevre uygulamalarına yönelik polimerik jeller ile antikorozif kaplamaların sentezi ve karakterizasyonu
- Author
-
Erdem, Ahmet, Yıldız, Ufuk, and Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Chemistry ,Kimya - Abstract
Bu çalışmada, çapraz bağlayıcı Jeffamin T403 ve difonksiyonel Jeffaminlerin (ED600, ED900 ve ED2003) glutaraldehit (GA) ile reaksiyonu sonucunda polieteramin bazlı makro-gözenekli kriyojeller sentezlenmiştir. Kriyojeller daha sonra biyolojik etkileşimi arttıran daha aktif fonksiyonel gruplar oluşturmak amacıyla indirgeyici aminasyon yoluyla indirgendi. Kriyojeller FTIR, 13C-NMR, SEM ve TGA basma testi ve in-vitro bozunma testi ile karakterize edildi. MTT tahlili RC600 ve RC900 kriyojellerinin doku iskelesi olarak kullanılabilme potansiyeli olduğunu doğrulanmıştır. Ayrıca, aktif fonksiyonel grup etkisini belirlemek amacıyla indirgenmiş kriyojeller sulu çözeltiden Cu(II) iyonlarının uzaklaştırılması için adsorbent olarak kullanılmıştır. Adsorpsiyon denemelerine göre; indirgemeyle birlikte adsorpsiyon kapasitesi beş kat artmıştır. Sulu ortamdan Cu(II) iyonu giderim oranlarını arttırmak amacıyla RC600 içerisine 1,6-diaminohekzan oranı (%10-30) ve çapraz bağlayıcı oranı (%5-15) jelleşme oranı yanıt yüzey metodolojisinin merkezi kompozit tasarım modeliyle JH600-30 diye optimize edildir. Optimize kriyojelin optimum koşullardaki maksimum adsorpsiyon kapasitesinin 55,00'den 119.13 mg/g'a çıktığı görülmüştür.Tez kapsamında gerçekleştirilen san-tez projesinde Ear teknik firmasının üretmiş olduğu işitme cihazlarının PCB devre üzerinde kullanmış olduğu antikorozif konformal kaplamasına (SL-1367) alternatif hidrofobik kaplamalar geliştirilmiştir. Bu amaçla poli(metil metakrilat-ko-bütil akrilat-ko-glisidil metakrilat) polimerleri perflorooktanoik asit ile fonksiyonelledirilerek (BA30-F3, BA45-F3) 1H-NMR, GPC, FTIR, tuz sprey korozyon testleri ve galvanostat ölçümleri yardımıyla karakterize edilmiştir. Bu denemeler sonucunda geliştirilen üstün özellikteki hidrofobik kaplama BA30-F3'ün kulak işitme cihazlarında ticari kaplamanın yerini alabileceği belirlenmiştir. In this study, polyetheramine based macroporous cryogels were synthesized from difunctional Jeffamine (ED600, ED900 ve ED2003) and glutaraldehyde in the presence of Jeffamine T403 as crosslinker. The fabricated cryogels were subsequently reduced by reductive amination to create more active groups which increase biological interaction. The cryogels characterized with FTIR 13C-NMR, SEM, TGA, compression test and in-vitro degradation test. MTT assay confirm, RC600 and RC900 cryogels have potential for use as tissue scaffold. Also, reduced cryogels were used as adsorbents for removal of Cu(II) ions from aqueous phase for checking active functional group. According to the adsorption tests, adsorption capacity increased five times by reduction. In order to increase the Cu(II) ion removal percantages from the aqueous solutions, 1,6-diaminohexane ratio (%10-30) and crosslinker ratio (%5-15) in RC600 have been optimized as JH600-30 by response surface methodology center composite design models. The adsorption capacity of the optimized cryogel at optimum conditions was increased from 55.00 to 119.13 mg/g.Hydrophobic coatings which have recently proven to serve as an alternative to anticorrosive conformal coating (SL-1367) used on PCB circuits of hearing aids produced by Ear-Teknik Companies were developed in the san-tez project within the scope of the thesis. For this purpose, poly (methyl methacrylate-co-butyl acrylate-co-glycidyl methacrylate) polymers functionalized with perfluorooctanoic acid (BA30-F3, BA45-F3 ) and characterized by 1H-NMR, GPC, FTIR, salt spray corrosion tests and galvanostat measurements. As a result of these experiments, it has been determined that hydrophobic coating BA30-F3 may take the place of commercial coatings in ear machine. 133
- Published
- 2017
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.