125 results on '"Demir, Fatih"'
Search Results
2. Az Gören ve Gören Öğrencilerin Okuma Performanslarının Karşılaştırılması.
- Author
-
Demir, Fatih Emrah and Özmen, Emine Rüya
- Abstract
Copyright of Education & Science / Egitim ve Bilim is the property of Turkish Education Association and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2024
- Full Text
- View/download PDF
3. Samiha Ayverdi’nin Son Menzil Romanında Ruh-Madde Düalizmi ve Değişik Boyutlarıyla Aşk.
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
4. Müdürlerin Öğretmenlere Yönelik Örgütsel Destek ve İşbirliğini Teşvik Edici Yaklaşımına Yönelik Öğretmen Görüşleri.
- Author
-
Vural, Nihat, Demir, Fatih, Arık, Ahmet, and Ünal, Fatih
- Abstract
Copyright of Journal of Academic Social Resources is the property of Journal of Academic Social Resources and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
5. Uluborlu’daki Türkiye Selçuklu ve Hamidoğulları Dönemine Ait Kitabelerin İnceleme ve Değerlendirilmesi.
- Author
-
Bakır, Abdullah and Demir, Fatih
- Subjects
HISTORY of science ,INSCRIPTIONS ,CITIES & towns ,SURFACE texture ,SCIENTIFIC community ,MIDDLE Ages ,MILITARY dependents - Abstract
Copyright of Electronic Turkish Studies is the property of Electronic Turkish Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2023
- Full Text
- View/download PDF
6. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Tek Parti Dönemi Maarif/ Milli Eğitim Şûralarında İlkokul Programlarının Amaçlarına İlişkin Alınan Kararların İncelenmesi (1920-1949)
- Author
-
AYGÜL, Nefise Hicret and DEMİR, Fatih
- Subjects
Social ,education ,primary school curriculum ,national education council ,eğitim ,ilkokul programı ,milli eğitim şurası ,Sosyal - Abstract
This study aims to examine the decisions on the aims of primary school curricula decisions in the National Education Council in the Single Party period. The study aims to find an answer to the question: “Which decisions are taken regarding the dimensions of the aim of the primary school curricula in the Council meetings during the period of the single-party and First Grand National Assembly of Turkey when the foundation of the Turkish National Education was laid. In order to determine the aim dimension of the primary school curricula, 1921 Education Congress, 1939 First Education Council, 1943 Second Education Council, 1946 Third National Education Council and 1949 Fourth National Education Council were analyzed. This scanning model study shows a qualitative research feature. The data in the study were collected by the document analysis technique and analyzed via content analysis method. As a result of the content analysis; the statements regarding the aims of the primary school curricula in the Education Congress, the First and the Second Education Councils and the Third and Fourth National Education Councils were categorized under seven categories: “Individual”, “Social Life”, “Patriotism”, “History and Culture”, “Economy and Development”, “Citizenship” and “Natural and Physical Environment”. The statements related to these seven categories are mostly found respectively in the Fourth National Education Council (62), the Second Education Council (25), the First Education Council (12), the fourth Education Congress (4) and finally the Third National Education Council (3)., Bu araştırma Türkiye’de Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Tek Partili dönemde Maarif/Milli Eğitim Şûralarında ilkokul programlarının amaç boyutuna ilişkin alınan kararları incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada “Türk Milli Eğitimi’nin temellerinin atıldığı Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde ve Tek Parti döneminde Maarif/Milli Eğitim Şûralarında ilkokul programlarının amaç boyutuna ilişkin alınan kararlar nelerdir?” sorusuna cevap aranmaktadır. İlkokul programlarının amaç boyutunu belirlemek için 1921 Maarif Kongresinde, 1939 Birinci Maarif Şûrasında, 1943 İkinci Maarif Şûrasında, 1946 Üçüncü Milli Eğitim Şûrasında ve 1949 Dördüncü Milli Eğitim Şûrasında ilkokul programlarına ilişkin alınan kararlar analiz edilmiştir. Tarama modeli ile desenlenen bu araştırma, nitel bir araştırma özelliği göstermektedir. Araştırmada veriler doküman incelemesi tekniğiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Yapılan içerik analizi sonucunda; Maarif Kongresi, Birinci ve İkinci Maarif Şûraları ile Üçüncü ve Dördüncü Milli Eğitim Şûralarında yer alan ilkokul programlarının amaçlarına ilişkin ifadeler; “Bireysel”, “Toplumsal Yaşam”, “Vatanseverlik”, “Tarih ve Kültür”, “Ekonomi ve Kalkınma”, “Vatandaşlık” ve “Doğal ve Fiziki Çevre” olmak üzere yedi kategori altında toplanmıştır. Bu yedi kategoriyle ilgili ifadelerin sırasıyla en çok Dördüncü Milli Eğitim Şûrasında (62), ikinci olarak İkinci Maarif Şûrasında (25), üçüncü olarak Birinci Maarif Şûrasında (12), dördüncü olarak Maarif Kongresinde (4) ve son olarak Üçüncü Milli Eğitim Şûrası (3) yer aldığı görülmüştür.
- Published
- 2022
7. Milli Eğitim Şûralarında Ahlak Ve Değer Eğitimi İle İlgili Alınan Kararlara Yönelik Bir Değerlendirme
- Author
-
Demir, Fatih and Yılmaz, Sevda
- Subjects
Eğitim ,Moral Education ,Milli Eğitim Şûraları ,Değer Eğitimi ,Values Education ,Eğitim, Bilimsel Disiplinler ,National Education Councils ,Ahlak eğitimi,değer eğitimi,eğitim,milli eğitim şûraları,Ahlak eğitimi,değer eğitimi,eğitim,milli eğitim şûraları ,Education, Scientific Disciplines ,Ahlak Eğitimi ,Education - Abstract
Milli Eğitim Şûraları ülkemizde eğitim sistemi ve eğitim politikaları ile ilgili birçok konunun, eğitim ile ilgili paydaşlar ile birlikte çok yönlü olarak tartışıldığı ve karara bağlandığı eğitim toplantılarıdır. Şûralarda alınan kararların eğitim sistemine yön verici misyonu dolayısıyla Milli Eğitim Şûraları tarihsel süreç içinde önemli bir yer edinmiştir. Bu araştırmada söz konusu öneminden dolayı Milli Eğitim Şûralarında ahlak ve değer eğitimine ilişkin konuların ne şekilde ele alındığı incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırmanın yazılı dokümanlarını 1939-2014 yılları arasında gerçekleştirilen Maarif Şûraları ve Milli Eğitim Şûraları rapor içerikleri oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulardan hareketle ahlak ve değer eğitimine en geniş şekilde XVIII. Milli Eğitim Şûrasında yer verildiği sonucuna ulaşılmıştır. Şûralarda, ahlak ve değer eğitimi ile ilgili konulara Türk Milli eğitiminin amaçları, öğretim programları, öğretmen eğitimi ve yaygın eğitim başlıkları altında dolaylı olarak yer verildiği sonucuna varılmıştır. Tarihsel süreçte ilk Şûralarda daha ziyade ahlak eğitimi üzerinde durulduğu, değer eğitiminin ise günümüz tarihine daha yakın Şûralarda vurgulandığı görülmektedir.
- Published
- 2022
8. Investigation of the buckling behavior of cylindrical pipes used in linear actuators
- Author
-
Demir, Fatih, Durmuş, Ali, and Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.
- Subjects
Elektrikli lineer eyleyici ,Electric linear actuator ,Buckling ,Burkulma deneyi ,Bagaj kapağı ,Buckling test ,Burkulma ,Tailgate ,Rayleigh ratio ,Rayleigh oranı - Abstract
Günümüzde otomotiv sektörü başta olmak üzere birçok alanda gazlı ve yaylı piston sistemleri kullanılmaktadır. Hassas ve yüksek kapasiteli üretim noktasında bu sistemler istenilen verimi sağlayamamaktadır. Otomasyon sistemlerinin gelişimiyle birlikte gazlı ve yaylı piston gruplarının yerine, daha verimli ve hareket kontrolü sağlayabilecek elektrikli eyleyiciler tercih edilmeye başlanmıştır. Bu çalışmada eyleyici sistemlerde kullanılan boru profil milinin burkulma davranışı üzerine çalışılmıştır. Elektrikli silindirik eyleyici sistemlerde ürün hareketine bağlı olarak uygulanan bası yükünün, SAE 304 ve AL 6082 malzeme için boru profil milinin üzerindeki burkulma davranışları incelenmiştir. Kritik burkulma yükünün hesaplanması için Rayleigh Oranı metoduyla teorik çözüm elde edilmiş ve deneysel verilerle teorik sonuçlar desteklenmiştir. Deneysel verileri elde etmek adına uygun test düzeneği hazırlanmış, Lk=0,7 L ve Lk= L mesnetlenme durumları için farklı malzeme türü, değişken cidar kalınlığı ve farklı boru boylarına bağlı olarak kritik burkulma yükleri hesaplanmıştır. Rayleigh Oranı metoduyla elde edilen teorik çözüm AL6082 malzemesinin Lk=0,7 L mesnetlenme durumu için çözümlenmiş ve aynı ürünün deneysel sonuçları ile kıyaslanmıştır. Deneysel veriler sonucunda elde edilen kritik yükler incelendiğinde AL 6082 malzemesinden imal edilmiş Ø20x2 boyutlarında boru profilinin kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Today, gas and spring piston systems are used in many fields, especially in the automotive sector. These systems cannot provide the desired efficiency at the sensitive and highcapacity production. Electric actuators that can provide more efficient and motion control have started to be preferred instead of gas and spring piston groups after the development of automation systems. We study the buckling behaviour of the pipe profile shaft used in actuator systems in this thesis. In electric cylindrical actuator systems, the buckling behaviour of the compressive load applied due to the product movement on the pipe profile shaft for SAE 304 and AL 6082 material are investigated. The theoretical solutions are obtained with the Rayleigh Ratio method and the theoretical results are supported by the experimental data to the calculate the critical buckling load. In order to obtain the experimental data, a suitable test setup is prepared and critical buckling loads are calculated for Lk=0.7 L and Lk= L support conditions, depending on different material types, variable wall thickness and different pipe lengths. The theoretical solution obtained by the Rayleigh Ratio method is solved for the Lk=0.7 L support condition of AL6082 material and the results are compared with the experimental results of the same product. When the critical loads obtained as a result of the experimental data are examined, it is concluded that the pipe profile of Ø20x2 dimensions made of AL 6082 material could be used. Destek Otomotiv Yan Sanayi ve Tic. A.Ş. Bursa Kalıp Merkez Metal Form Makina San. ve Tic. A.Ş.
- Published
- 2021
9. Siber saldırı tespiti için makine öğrenmesi yöntemlerinin performanslarının incelenmesi
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Subjects
Siber Saldırı,Saldırı Tespit Sistemleri,Makine Öğrenmesi ,Engineering ,Mühendislik ,Cyber-attack,intrusion detection systems,machine learning - Abstract
The increase in internet based devices gets security problems in cyber environment. Malwares can disturb the functioning of systems and compromise data privacy due to vulnerabilities in systems. Intrusion Detection Systems (STS) are improved to determine and classify attacks. Artificial intelligence-based methods are used more frequently to improve STS systems. In this study, literature studies using ISCX-2012 data set, which was widely used in the development of STS systems, were reviewed. Besides, by using this data set, cyber-attacks were detected with 100% accuracy with a powerful machine learning-based approach. Feature and hyperparameter selection algorithms are used to increase the classification accuracy performance of the proposed method. These machine learning approaches are thought to be useful for developing artificial intelligence-based STS systems., İnternet tabanlı cihazların kullanımının artması, siber ortamda güvenlik sorunlarına yol açmaktadır. Kötü amaçlı yazılımlar, sistemlerin işleyişini bozabilir ve sistemlerdeki güvenlik açıkları nedeniyle veri gizliliğini tehlikeye atabilir. Siber saldırıları belirlemek ve sınıflandırmak için Saldırı Tespit Sistemleri (STS) geliştirilmektedir. Yapay zeka tabanlı yöntemler, STS sistemlerini iyileştirmek için daha sık kullanılmaktadır. Bu çalışmada, STS sistemlerinin geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılan ISCX-2012 veri setinin kullanıldığı literatür çalışmaları gözden geçirilmiştir. Ayrıca bu veri seti kullanılarak makine öğrenmesi tabanlı güçlü bir yaklaşım ile siber saldırılar %100 doğrulukla tespit edilmiştir. Önerilen yöntemin sınıflandırma doğruluğu performansını artırmak için öznitelik ve hiperparametre seçme algoritmaları kullanılmıştır. Önerilen yaklaşımın yapay zeka temelli STS sistemleri geliştirmek için faydalı olacağı düşünülmektedir.
- Published
- 2021
10. L1-Norm DVM ve Ki-Kare Tabanlı Öznitelik Seçme Algoritmaları ile Parkinson Hastalığının Konuşma Sinyalleri Üzerinden Saptanması
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Subjects
Classification,feature selection,Parkinson’s disease,speech signal ,Engineering ,Konuşma sinyalleri,öznitelik seçme,Parkinson hastalığı,sınıflandırma ,Mühendislik - Abstract
Parkinson's disease is one of the common neurodegenerative disorders. Speech / voice impairment is considered as one of the early symptoms of Parkinson's disease. Sound signal processing methods can potentially assess and measure Parkinson's disease-related sound impairment. In this study, an effective machine learning technique has been proposed to diagnose Parkinson's disease from speech signals. In the proposed method, a data set containing features extracted from speech signals of healthy people and Parkinson's patients was used. Highly distinctive features in the data set were selected using L1-Norm Support Vector Machine and Chi-Square Based feature selection algorithms. The feature sets obtained from the two methods were combined and used in the classification stage. In the classification stage, the achievement of proposed method was increased with majority voting method, which used the prediction results of Support Vector Machine, K-Nearest Neighbor and Random Subspace K-Nearest Neighbor Ensembles classifiers. The proposed method with 95.11% accuracy outperformed previous studies using the same dataset. Since Parkinson's disease will be diagnosed automatically with the proposed method, this application can be used as a helpful tool for physicians in their decision-making process., Parkinson hastalığı, genel nöro-dejeneratif bozukluklardan biridir. Konuşma / ses bozukluğu Parkinson hastalığının erken dönemdeki semptomlarından biri olarak kabul edilir. Ses sinyallerini işleme yöntemleri, Parkinson hastalığı ile ilgili ses bozukluğunu potansiyel olarak değerlendirebilir ve ölçebilir. Bu çalışmada, Parkinson hastalığını konuşma sinyallerinden teşhis etmek için etkili bir makine öğrenmesi tekniği önerilmiştir. Önerilen yöntemde, sağlıklı kişilerin ve Parkinson hastalarının konuşma sinyallerinden çıkarılan öznitelikleri içeren bir veri seti kullanılmıştır. L1-Norm Destek Vektör Makinesi ve Ki-Kare Tabanlı öznitelik seçme algoritmaları kullanılarak veri setinde bulunan ayırt ediciliği yüksek öznitelikler seçilmiştir. İki yöntemden elde edilen öznitelik setleri birleştirilerek sınıflandırma aşamasında kullanılmıştır. Sınıflandırma aşamasında Destek Vektör Makinesi, K-En Yakın Komşu ve Rasgele Alt Uzay K-En Yakın Komşu Toplulukları sınıflandırıcılarının tahmin sonuçlarının kullanıldığı Çoğunluk Oylaması yöntemi ile önerilen yöntemin başarımı artırılmıştır. Önerilen yöntem %95.11 doğruluk ile aynı veri setini kullanan geçmiş çalışmalara göre daha iyi bir performans sağlamıştır. Önerilen yöntem ile Parkinson hastalığı otomatik olarak teşhis edileceğinden bu uygulama hekimlere karar verme süresinde yardımcı bir araç olarak kullanılabilir.
- Published
- 2021
11. Psikolojik Danışman Adaylarının Özel Eğitim Öz-Yeterlik ve Psikolojik Danışman Öz-Yeterlik Algılarının İncelenmesi.
- Author
-
Demir, Fatih Emrah and Tunç, Erhan
- Abstract
Copyright of Journal of Academic Social Science Studies is the property of Journal of Academic Social Science Studies and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
12. Ultrason RF Sinyallerinden Göğüs Kanserinin Derin Öğrenme Tabanlı Yaklaşımlarla Tespit Edilmesi.
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Abstract
Breast cancer is the most common type of cancer in women. Early diagnosis is very important in this disease. Magnetic Resonance (MR) and Ultrasound (US) are among the most important medical technologies used for early diagnosis. Diagnosis with US is less costly than diagnosis with MR but requires more experience. With the developing technology, automatic decision support systems using artificial intelligence have become extremely popular. At this point, in this study, an automatic diagnosis of breast cancer was tried to be made with a deep learning-based approach using US signals. Since the number of samples used in the study was not large, MobileNetV2, a pre-trained ESA model, was used for feature extraction. In the classification phase, the ensemble RUSBoosted Tree (ERBT) algorithm, which is a community classifier, was preferred. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2022
- Full Text
- View/download PDF
13. The Effects of Lodging on Yield and Quality of Wheat Genotyps in Konya Conditions
- Author
-
DEMİR, Fatih and TOPAL, Ali
- Subjects
Buğday,yatma,verim,kalite ,Ziraat ,Wheat,lodging,yield,quality ,Agriculture - Abstract
Bu çalışmada, ekmeklik ve makarnalık buğday tarlalarında görülen yatmanın tane verimi ile bazı verim ve kalite özelliklerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla 2018-2019 yetiştirme sezonunda ekmeklik (Tosunbey) ve makarnalık (Ç-1252) buğday çeşitlerinin ekili olduğu Konya-Meram bölgesinde 10 tarlada, yatan ve yatmayan bitkilerin bulunduğu parsellerde bitki boyu, başak uzunluğu, başakta tane sayısı, tanede renk değişimi/dönme, hasat indeksi, 1000 tane ağırlığı, tane protein oranı ve tane verimi ile ilgili ölçüm ve analizler yapılmıştır.Araştırmada elde edilen bulgulara göre hem ekmeklik hem de makarnalık buğday üretim alanlarında yatan ve yatmayan ortamlar arasında verim ve kalite özellikleri bakımından önemli farklılıklar bulunmuştur. Buna göre Tosunbey çeşidinde yatan ve yatmayan parsellerde ölçülen bazı değerler sırasıyla bitki boyu için 98.12 cm ve 87.11 cm, tanede renk değişimi % 24.04 ve %13.62, hasat indeksi %35.46 ve %42.93, 1000 tane ağırlığı 33.46 g ve 36.12 g, protein oranı %11.92 ve % 14.42, tane verimi 247.65 kg/da ve 395.42 kg/da olarak bulunmuştur. Çeşit-1252’nin yatan ve yatmayan parsellerinde ölçülen değerlerde sırasıyla bitki boyunda 79.98 cm ve 72.82 cm, tanede dönme oranı %29.52 ve %17.92, hasat indeksi %28.70 ve 38.27, 1000 tane ağırlığı 33.00 g ve 39.26 g, tene protein oranı %15.56 ve %12.25, tane verimi 143.74 kg/da ve 245.61 kg/da olmuştur. Bir tarlada yatan ve yatmayan alanlardaki ürün karşılaştırıldığında, yatmanın özellikle bin tane ağırlığı, hasat indeksi, protein oranı, dönme ve tane veriminde önemli farklılıkların oluşmasına neden olduğu ve bunun da, tarlada hasat edilen üründe yüksek oranda verim ve kalite kayıplarının oluşmasında etkili olduğu görülmüştür. Bu bağlamda buğday yetiştiriciliğinde yatmayı önleyici tedbirler yanında, yatan alanlar ayrı hasat edilerek diğer üründen ayrılması durumunda, yatmadan dolayı üründe ortaya çıkabilecek kalite ve değer kaybının minimuma indirilmesinin mümkün olacağı söylenebilir., In this study, the effects of the grain yield and some yield and quality characteristics of lodging in bread and durum wheat fields were investigated. For this purpose, the fields where in Konya Meram region 5 bread (Tosunbey) and 5 durum wheat varieties (Ç-1252) were cultivated were evaluated in the growing season in 2018-2019. According to the findings obtained in the study, significant differences were found in terms of yield and quality characteristics between lodging and non-lodging areas in both bread and durum wheat production fields.Accordingly, some values measured in lodging and non-lodging plots respectively in Tosunbey variety were 98.12 cm and 87.11 cm for plant height, color change in grain/yellow berry 24.04% and 13.62%, harvest index 35.46% and 42.93%, 1000 grain weight 33.46 g and 36.12 g, protein ratio 11.92 and 14.42%, grain yield 247.65 kg / da and 395.42 kg / da. In the values measured in the lodging and non-lodging plots respectively of Ç-1252, the plant height was 79.98 cm and 72.82 cm, the yellow berry was 29.52% and 17.92%, the harvest index was 28.70% and 38.27, 1000 grain weight was 33.00 g and 39.26 g, protein ratio was 15.56% and 12.25% grain yield was 143.74 kg / da and 245.61 kg / da. When the products in a field lodging and not lodging in a field were compared, it was seen that lodging caused significant differences in the grain weight, harvest index, protein ratio, rotation and grain yield, and this was effective in the occurrence of high yield and quality losses in the harvested product in the field. In this context, it can be said that in addition to the measures to prevent lodging in wheat cultivation, if the lodging areas are harvested separately and separated from the other product, it will be possible to minimize the loss of quality and value that may occur in the product due to lodging.
- Published
- 2020
14. İşgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösteren siyonist yerleşim hareketleri : Gush Emunim, Yesha konseyi ve Tepe gençliği
- Author
-
Demir, Fatih, Bölme, Selin Muzaffer, and Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkileri Anabilim Dalı
- Subjects
Middle East ,Israeli conflict ,İsrail çatışması ,Arap ,Arab ,Orta Doğu - Abstract
Filistin-İsrail meselesi, günümüzün en çetrefilli sorunlarından biridir. Bu soruna sebep olan birçok faktör olmasıyla birlikte, bunlar arasında en çok öne çıkan başlıklardan biri İsrail yerleşim politikası olmuştur. Devlet öncesi dönemde Siyonizm tarafından Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi yurdunun sağlanması için uygulanan yerleşim politikası, İsrail devletinin kuruluşundan sonra da uygulanmaya devam etmiştir. Bu tez çalışması, bölgedeki havanın giderek kötüleşmesine neden olan yerleşim politikasının uygulanmasında yalnızca İsrail devletinin değil, aynı zamanda devletten bağımsız olarak yapılanan Siyonist yerleşim hareketlerinin de rollerine temas etmeyi ve bu rolleri sebebiyle İsrail devleti ile ne gibi bir etkileşim içerisinde olduklarını incelemeyi hedeflemektedir. Bundan yola çıkarak, birçok yerleşim hareketinin kurulmasıyla birlikte bu hareketler arasında en etkili olmaları sebebiyle Gush Emunim, Yesha Konseyi ve Tepe Gençliği örneklem olarak seçilerek bu hareketlerin ideolojik düşünceleri, yerleşim faaliyetleri ve İsrail devleti ile olan ilişkileri incelenmiş, bu çerçevede değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışma, söz konusu yerleşim hareketlerinin İsrail devletinin yerleşim politikasında önemli bir yere sahip olduklarını ileri sürmektedir. Literatürde yerleşim hareketleri genel itibariyle göz ardı edilmiş, bu çerçevede İsrail yerleşim politikası açıklanmaya çalışılmıştır. Bu tez, bu yönüyle literatürdeki çalışmalardan ayrılmaktadır.--------------------The Palestinian-Israeli issue is one of the most complicated issues of the modern-day. While there are many factors which cause this problem, Israeli settlement policy is one of the most prominent topics among these factors. The settlement policy, which had been implemented by Zionism to provide a Jewish homeland on the Palestinian territory in the pre-state period, has been continued to be implemented even after the establishment of the Israeli state. This thesis study aims to touch the roles of not only the state of Israel but also the Zionist settlement movements, which are organized independently from the state of Israel in the implementation of settlement policy which deteriorates the issue in the region day by day, and to examine what interaction they have with the state of Israel. Based on this, with the establishment of many settlement movements, Gush Emunim, Yesha Council and Hilltop Youth are chosen as samples because they are the most effective among all Zionist movements, and their ideological thoughts, the settlement activities and relationships with the Israeli state are examined and evaluated within this framework. This study puts forward that the settlement movements have an important position in the settlement policy of the state of Israel. In the literature, the settlement movements have always been neglected in general, and Israel's settlement policy has been tried to be explained within this framework. This thesis differs from the studies in the literature in this respect.
- Published
- 2020
15. Viral reklamın Z kuşağına etkisi bir Türkiye örneği
- Author
-
Demir, Fatih, Kırık, Ali Murat, and Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı Radyo Televizyon Bilim Dalı
- Subjects
Türkiye ,Social media ,Sosyal ağlar ,Motion pictures and television ,Sosyal medya ,Turkey ,Advertising ,Reklamcılık ,Sinema ve televizyon ,Social networks - Abstract
Geleneksel medyanın günümüzde giderek hayatımızdan etkisini azaltmasıyla beraber yeni medyanın sınırsız gücü üzerimizde baskın hale gelmiştir. Geleneksel medyadaki tek yönlü iletişim, bireylere doğrudan ulaşamama sorunsalı yeni medya teknolojileriyle beraber yıkılmıştır. Yeni medya bireylere özgürlük sağlamakta, bireylerin kendini ifade edebileceği ortamlar yaratmaktadır. Bu ortamların hem olumlu hem de olumsuz yönleri mevcuttur. Bireyin kendi profilini oluşturabileceği bu ortam ayrıca kendi ihtiyaçlarını doğrudan aracı olmadan temin etme imkanını yaratmıştır. Bu imkânın verdiği sınırsızlıklar sosyal medya üzerinde söz sahibi olmak isteyen markaların da güncel bir şekilde her an değişime açık olmalarını gerektirmektedir. Geleneksel medya ile büyüyen X kuşağı, onu takip eden ve yeni medya teknolojileriyle büyürken tanışan Y kuşağı ve yeni medya teknolojilerinin içinde doğan, artık söz sahibi olan Z kuşağı markaların kadrajı altındadır. Hayatlarında en az iki ekranla büyüyen Z kuşağı öncesinde gelen diğer kuşaklardan tamamen farklılıklar içermektedir. Teknoloji aletlerini daha iyi bilen, tepkilerini sosyal ağ üzerinden her zaman dile getiren bu kuşak herhangi bir ürün veya hizmet satın alımında faydacı davranmaktadır. Ürünün veya hizmetin fiyatı, görünümü değil artık kendisinin varacağı tatmin önemlidir. Tatmini yaratmak ve bu tatmini sürdürmek markaların yarattıkları reklamlarla sağlanmaktadır. Özellikle gençlerin ilgisini çeken viral reklamlar, duyguları harekete geçirerek marka bilinirliğini arttırmaktadır. Bu çalışmada viral reklamın Z kuşağına olan etkisi üzerinde durulup sonuçlar üzerinde değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. --------------------The unlimited power of the new media has become dominant over us as the traditional media gradually decreases its influence on our lives. The problem of unidirectional communication and not reaching individuals directly in traditional media have collapsed via the new media technologies. The new media provides freedom to individuals and also creates environments in where individuals can express themselves. These environments have both positive and negative aspects. The environment where individuals can create his / her own profile has also created the opportunity to meet his / her needs directly without any intermediaries. The limitations of this opportunity require brands that want to have a say on social media to be open to change at all times.Generation X, which has grown with traditional media, the generation Y that followed it and met new media technologies while growing up, and the generation Z, which was born in new media technologies, are now under the effect of many brands.The Z generation, which has been growing up with at least two screens in their lives, is completely different from the previous generations. This generation, who mostly spends time with technological devices and often expresses their reactions by using social networks, behaves very utilitarian for purchasing any product or service. The satisfaction of the product is very important while the price of product or service and its appearance are no longer important. Creating and maintaining satisfaction are provided by the advertisements created by brands. Viral ads, which attract the attention of young people, in particular, increase brand awareness by activating emotions. In our study, we will focus on the effect of viral advertising on Generation Z and evaluate the results.
- Published
- 2020
16. Konuşma olmayan sinyallerin evrişimsel sinir ağları tabanlı yaklaşımlar ile sınıflandırılması
- Author
-
Demir, Fatih, Şengür, Abdulkadir, and Elektrik-Elektronik Mühendisliği Teknolojileri Anabilim Dalı
- Subjects
Elektrik ve Elektronik Mühendisliği ,Electrical and Electronics Engineering - Abstract
Makine öğrenmesi algoritmalarının gelişmesi ile birlikte her geçen sene değişik türdeki verilerin otomatik sınıflandırılması ve tanınması üzerine olan ilgi artmıştır. Bu ilgi alanları arasında yer alan konuşma olmayan sesler ve biyomedikal işaretlerin, arka plan sesi ve gürültüden dolayı sınıflandırılması zordur. Literatürde, bu tür sınıflandırma problemleri genellikle, akustik öznitelikler ve geleneksel sınıflandırma algoritmaları kullanan yöntemler ile aşılmaya çalışılmıştır.Bu çalışmada, konuşma olmayan seslerin ve biyomedikal işaretlerin sınıflandırma problemi, son zamanlarda popüler hale gelen ve derin öğrenmenin alt alanı olan Evrişimsel Sinir Ağları (ESA) temelli yaklaşımlar ile çözülmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda akciğer sesleri, kalp sesleri, EMG sinyalleri ve çevresel sesleri içeren kullanıma açık veri setleri üzerinde deneysel çalışmalar yapılmıştır.Önerilen yöntemlerde, genel olarak derin öznitelikler tabanlı ve transfer öğrenme tabanlı yaklaşımlarla çalışmalar yapılmıştır. Derin öznitelikler tabanlı yaklaşımın, transfer öğrenme tabanlı yaklaşıma ve aynı veri setini kullanan diğer geleneksel yöntemlere göre daha iyi bir sınıflandırma performansı verdiği görülmüştür. Ayrıca tezin son bölümünde, derin öznitelikler çıkarmak için büyük görüntü verileriyle eğitilmiş ESA modelleri kullanmak yerine çevresel sesler ile eğitilmiş olan ve mimarisi kullanıcı tarafından ayarlanabilen bir ESA modeli önerilmiştir. Bu modelin çevresel sesleri sınıflandırmada, hem önceden eğitilmiş ESA modelleriyle derin öznitelik çıkarma yaklaşımına hem de aynı veri setini kullanan diğer yöntemlere göre daha iyi sınıflandırma performansı verdiği görülmüştür. The interest on auto-classification and recognition of different types of data, has increased with development of machine-learning algorithms every passing year. The classification of non-speech sounds and biomedical signals taking part at these interest fields are difficult because of background sound and noise. In the literature, such classification problems are generally tried to be overcome by methods using acoustic features and traditional classification algorithmsIn this study, the classification problem of non-speech sounds and biomedical signals are tackled with Convolutional Neural Networks (CNN) based approaches, which have become popular recently and are a subfield of deep learning. In this context, the experimental studies are realized on public datasets including lung sounds, heart sounds, EMG signals and environmental sounds.In the proposed methods, studies are generally conducted with deep features based and transfer learning based approaches. It is shown that deep feature-based approaches give better the classification performance than the transfer learning-based approaches and the other conventional methods using same dataset. Besides, at the last part of the thesis, an CNN model whose architecture can be arranged by user and trained with environmental sounds, is proposed to extract deep features instead of using CNN models, which is pre-trained with big image data. It is concluded that this model presents better classification performance than deep feature extraction approach with pre-trained CNN models and other methods using same dataset for the classification of environmental sounds. 117
- Published
- 2020
17. Servikal Osteoid Osteoma Nedeniyle Oluşan Şiddetli Yumuşak Doku İnflamasyonu: Nadir Bir Olgu Sunumu.
- Author
-
ERGÜN, Ahmet Cemil, ERTUĞRUL, Bilal, DEMİR, Fatih, and KAPLAN, Metin
- Abstract
Copyright of Firat Universitesi Sağlik Bilimleri Tip Dergisi is the property of Firat Universitesiu, Saglik Bilimleri Enstitusu and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2022
18. Necip Fazıl Kısakürek’in nesir türündeki sanat eserleri üzerine tahlilî bir çalışma
- Author
-
Demir, Fatih, Timur, Kemal, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, and Demir, Fatih
- Subjects
Necip Fazıl Kısakürek ,Nesir ,Türk Dili ve Edebiyatı ,Turkish Language and Literature - Abstract
Türk edebiyatına değişik türlerde eserler kazandıran Necip Fazıl Kısakürek, yaşadığı dönemde olduğu gibi günümüzde de adından söz ettirmektedir. Edebî ve fikrî nitelikte çok sayıda eseri arasından edebî nesirlerinin tahlili, tez konusu olarak belirlendi. Tez, beş bölümden oluşmaktadır. Bölümlerden önce ön söz ve giriş; sonra da sonuç ve kaynakça verilmiştir. Birinci bölümde Kısakürek'i tanımaya dönük Hayatı, Düşüncesi ve Dergiciliği başlıklarına yer verildi. İkinci bölüm yazarın on beş piyesinin tahlilini, üçüncü bölüm ise roman ve senaryo roman türündeki on eserinin tahlilini kapsamaktadır. Dördüncü bölümde hikâyeleri değerlendirilirken, beşinci bölümde sanatkârın kişiliğine ve sanat yönüne ışık tutan otobiyografileri ile edebî bir şahsiyeti konu alan bir biyografinin tahliline yer verildi. Türk tiyatrosuna özgün piyesler kazandıran Necip Fazıl Kısakürek, roman ve hikâyeciliğimize de hatırı sayılır katkılarda bulunmuştur. Otobiyografi ve biyografi alanlarında zengin bir medenî birikim ve tenkit usulüyle dikkate şayan eserler sunmuştur. Kısakürek'in edebî nitelikteki nesirlerinin tamamına yayılan fikir hamulesi, onu, edebiyatımızda özel bir konuma yerleştirmiştir. Necip Fazıl Kısakürek who added to Turkish Literature with different Works, still makes his mark on it as he did in the age he lived. Among his numerous literal and intellectual Works, his analysis of literal Works was picked as the thesis topic. The thesis consists of five parts. Before the chapters, preword and introduction and then, the result and bibliography are given. The first chapter is about his life, ideology and magazine publishing. The second chapter is about the analysis of his fifteen sketches. And the third chapter covers the analysis of ten Works about novel and scenario. While the forth part deals with the stories, the fifth chapter deals with the analysis that covers autobiographies about his personality and his sense of art and the analysis that reflects a person of literature. Necip Fazıl Kısakürek who contributed to the Turkish Literature with unique plays, also helped a lot with our novel and fiction. He also presented noticeable Works in terms of biography and autobiography with a rich experience and criticism. Kısakürek's act of idea that covers his all literal proses, has placed him on a special point in our literature.
- Published
- 2018
19. Farklı GNSS uydu sistemlerinin hassas nokta konumlama (PPP) tekniğinin performansına etkisinin incelenmesi.
- Author
-
UÇARLI, Ahmet Can, DEMİR, Fatih, EROL, Serdar, and ALKAN, Reha Metin
- Abstract
Copyright of Geomatik is the property of Murat Yakar and its content may not be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written permission. However, users may print, download, or email articles for individual use. This abstract may be abridged. No warranty is given about the accuracy of the copy. Users should refer to the original published version of the material for the full abstract. (Copyright applies to all Abstracts.)
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
20. Transrektal Ultrason Kılavuzluğunda Prostat Biyopsisi Yapılan Hastalarda Vücut Kitle İndeksine Göre Kanser Saptama Oranlarının Karşılaştırılması
- Author
-
SÖNMEZ, Gökhan, KESKE, Murat, TOPALOĞLU, Ulaş Serkan, and DEMİR, Fatih
- Subjects
prostat kanseri,PSA,vücut kitle indeksi ,Health Care Sciences and Services ,Sağlık Bilimleri ve Hizmetleri - Abstract
Amaç:Bu çalışmada prostat kanseri şüphesi nedeniyletransrektal ultrasonografi kılavuzluğunda prostat iğne biyopsisi uygulananhastaların, vücut kitle indekslerine göre kanser tespit edilme oranlarınınkarşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereçve Yöntem: Retrospektif özellikteki bu çalışmaya serumPSA değeri 20 ng/ml altında olan ve prostat kanseri şüphesi nedeniyle TRUS-Buygulanan hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların yaş, boy, kilo, vücutkitle indeksi gibi demografik verilerinin yanı sıra serum PSA düzeyleri,prostat hacimleri, kanser tespit edilme oranları gibi klinik verileriincelenmiştir.Bulgular: Hastaların 78 tanesi grup-1 (VKİ
- Published
- 2019
21. Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Problem Kurma Becerilerinin İncelenmesi: Bir Durum Çalışması
- Author
-
ADA, Kübra, DEMİR, Fatih, and ÖZTÜRK, Mesut
- Subjects
Social ,Problem kurma becerisi,farklı problem kurma durumları,doğal sayılar,altıncı sınıf öğrencileri ,Education and Educational Research ,Problem-posing skills,different problem-posing situations,natural numbers,sixth grade students ,Eğitim, Eğitim Araştırmaları ,Sosyal - Abstract
The aim of this study is to examine the sixth grade students' skills in different problem situations requiring four operations in natural numbers and their views on problem posing. Participants of this study, where case study of qualitative research methods were preferred, consisted of 15 students studying at sixth grade level In the study, a problem-posing test including different problem-posing situations, and a semi-structured interview form related to basic operations in natural numbers, were used as data collection tools. Problem posing test consisted of 10 questions. The semi-structured interview form includes open-ended questions on students' mathematical problems and thoughts on problem solving.. The data obtained from the problem-posing test were analyzed with regard to the rubric of the test.. The answers were first classified as “empty”, “not a problem” and “problem”. Afterwards the answers determined to be a problem were evaluated and analyzed according to the criteria of “language”, “complexity of the problem” and “solvability” in the rubric put forward by Ada and Öztürk (2019). The data obtained from the interviews with the students were analyzed by descriptive analysis. According to the results of the study, while some of the students left the questions blank, a larger part of them could not form a problem sentence even though they answered the questions. In addition, a number of errors were identified in the students' perception of the problem concept. While students were able to pose problems in the most selection cases, they were able to pose very few problems in case of free problems. When the findings of the students' views are considered within the scope of the study, it is determined that problem-posing helps to understand the problem from a cognitive point of view and contributes to the meaning of procedural expression or mathematical subject. At the same time, it has been found that problem-posing creates positive attitudes in students by reducing prejudice against problems in terms of affective aspects and affects students' attitudes towards mathematics and brings them closer to the lesson. In line with the results of the study, some suggestions were made to the research and education stakeholders., Bu çalışmanın amacı ortaokul altıncı sınıf öğrencilerinin doğal sayılarda dört işlem yapmayı gerektiren farklı problem kurma durumlarındaki becerilerinin ve problem kurmaya yönelik görüşlerinin incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasının tercih edildiği bu çalışmanın katılımcıları 15 ortaokul altıncı sınıf öğrenciden oluşmaktadır. Çalışmanın veri toplama sürecinde ilk olarak farklı problem kurma durumlarını içeren ve doğal sayılarda dört işlem konusunu temel alan 10 soruluk problem kurma testi kullanılmıştır. Ardından öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilerek öğrencilerin matematik problemine ve problem kurmaya yönelik düşünceleri incelenmiştir. Problem kurma testinden elde edilen veriler, testi değerlendirme rubriğiyle analiz edilmiştir. Verilen cevaplar ilk olarak “boş”, “problem değil” ve “problem” olarak sınıflandırılmıştır. Ardından problem olduğu belirlenen cevaplar Ada ve Öztürk’ün (2019) ortaya koyduğu rubrikte yer alan “dil”, “problemin kompleksliği” ve “çözülebilirlik” boyutlarındaki ölçütlere göre değerlendirilerek analiz edilmiştir. Öğrencilerle yapılan görüşmelerden elde edilen veriler ise betimsel analiz yapılarak incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre öğrencilerinin bir kısmı soruları boş bırakırken, daha büyük bir kısmı ise sorulara cevap vermiş olmasına rağmen problem cümlesi oluşturamamıştır. Buna ek olarak öğrencilerin problem kavramına ilişkin düşüncelerinde birtakım hatalar belirlenmiştir. Öğrenciler en fazla seçme durumunda problem kurabilirken, serbest problem kurma durumunda oldukça az sayıda problem kurabilmiştir. Çalışma kapsamında öğrenci görüşlerine yönelik bulgular ele alındığında ise problem kurmanın bilişsel açıdan problemi anlamaya yardımcı olduğu ve işlemsel ifadeleri ya da matematiksel konuyu anlamlandırmaya katkı sağladığı belirlenmiştir. Aynı zamanda problem kurmanın duyuşsal açıdan problemlere karşı önyargıyı azaltarak öğrencilerde olumlu tutum oluşturduğu ve öğrencilerin matematiğe yönelik tutumlarını da etkileyerek onları derse yakınlaştırdığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonuçları doğrultusunda, yapılacak araştırmalara ve eğitim paydaşlarına birtakım önerilerde bulunulmuştur.
- Published
- 2019
22. Manuel’xxin Yenilgisi ve Üçüncü Haçlı Seferi
- Author
-
BAKIR, ABDULLAH and Demir, Fatih
- Published
- 2019
23. RADYOAKTIF PERTEKNETAT OKSO ANYONU ADSORPSIYONUNUN TERMODINAMIK ANALIZI
- Author
-
DEMIR, Fatih, LACIN, Omer, and BASTABAN, Burak
- Subjects
Engineering ,Mühendislik ,Radyoaktif madde,Aktif Karbon,Termodinamik,Adsorpsiyon ,Radioactive Substance,Activated Carbon,Thermodynamic,Adsorption - Abstract
The aim of this study is to investigate thermodynamics of radioactive pertechnetate okso anion (99mTcO4-) over the active carbon using the adsorption technique in batched systems. According to the obtained results thermodynamic parameters are calculated as ∆Ho=0.346 kJ.mol-1, ∆So=0.029 kJ.mol-1, ∆Go= -7.92 (15oC) ile -8.78 (45oC) kJ.mol-1, ∆Hx=0,28 kJ.mol-1 and also the temperature at which the standart free energy value equals to zero calculated as 12 K. These results indicated that the adsorption process is physical and endothermic and at temparatures over 12 K adsorption will take place spontaneously and favorably. In conclusion, it can be said that the results obtained from the thermodynamic analysis of radioactive technetium (which may cause cancer if the limit is exceeded) over the active carbon can contribute to the design of an industrial facility., Kesikli sistemde çalışılan adsorpsiyon tekniği ile aktif karbon üzerine radyoaktif perteknetat okso anyonu (99mTcO4-)’nun adsorpsiyon termodinamiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Elde edilen verilerden faydalanarak termodinamik parametreler; ∆Ho=0,346 kJ.mol-1, ∆So=0,029 kJ.mol-1, ∆Go= -7,92 (288 K) ile -8,78 (318 K) kJ.mol-1, ∆Hx=0,28 kJ.mol-1ve standart serbest enerji değerinin sıfır olduğu sıcaklık 12 K olarak hesaplanmıştır. Bu bulgular sonucunda adsorpsiyon prosesinin; fiziksel ve endotermik olarak gerçekleştiği ve 12 K’in üzerindeki her sıcaklıkta adsorpsiyonun uygun ve kendiliğinden gerçekleşeceği bulguları elde edilmiştir. Sonuç olarak, belirli bir limitin üzerine çıkıldığında kansere neden olan radyoaktif teknesyumun aktif karbon üzerine adsorpsiyon termodinamik analizinin incelenmesi sonucu elde edilen bulguların endüstriyel çapta kurulacak bir tesis dizaynına katkıda bulunacağı söylenebilir.
- Published
- 2019
24. Türkiye’de İllerin Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemlerle Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Düzeylerinin Karşılaştırılması
- Author
-
ÖKSÜZKAYA MEHMET,ATAN MURAT,DEMİR FATİH
- Subjects
Nicel Karar Yöntemleri - Published
- 2019
25. İmamlarda dünyevileşme eğilimi
- Author
-
Demir, Fatih, Coşkun, Ali, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, and Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı
- Subjects
Religion ,Sociology ,Din ,İslamiyet ,Islam ,Sosyoloji - Abstract
Kapitalizmin yaygınlık kazanması, rasyonel aklın, pozitivist düşüncenin ve bilimsel gelişmelerin artması, şehirleşmenin hızlanması ile yaşanan toplumsal değişimler, dünyevileşme veya diğer bir isimle sekülerleşme süreçlerini de beraberinde getirmiştir.Bu çalışmada, yirmi din görevlisiyle gerçekleştirilen mülakatlar ile imamların dünyevileşme eğiliminin izleri sürülmeye çalışılmıştır. Üç bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde, sekülerleşmeye zaman içerisinde yüklenen anlamlar, sekülerleşme teorileri, sekülerleşme çeşitleri, sekülerleşme ve din ilişkisi incelenmiştir. İmamların sosyokültürel yapısının ele alındığı ikinci bölümde, imamların dini kaynaklardaki yeri, imamların geçmişten günümüze kadarki görev ve sorumlulukları ile imamların toplumdaki sosyoekonomik ve kültürel statüsü yer almıştır. Üçüncü bölümde, gerçekleştirilen mülakatlar neticesinde ulaşılan bulgular, detaylı bir şekilde irdelenerek değerlendirilmiştir. Sonuç kısmında, araştırma neticesinde elde edilen bulgulara genel bir perspektiften bakılmış, aynı zamanda gelecekteki çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülen deneyimler ve öneriler paylaşılmıştır.Anahtar Kelimeler: Dünyevileşme, Sekülerleşme, Sekülerizm, İmamlar, Din Görevlileri, Din Adamları Changes in the society that are seen because of the spread of capitalism, becoming dominant of the rational mind and positivist thinking, increasing in scientific developments, and the acceleration of urbanization have been lead up to secularization processes.In this study, it has been tried to determine the secularization tendencies of imams through the interviews with twenty religious officials. In the first main part of study which consist of three main part, that are examined the meanings of secularization which have been attributed over time, theories of secularization, varieties of secularization, and relationship between religion and secularization. In the second main part, where the socio-cultural structure of the imams are examined in detail, the place of imams in religious sources, the duties and responsibilities of imams from past to present and the socio-cultural and economic status of imams in the society are also included. In the third main part which is the last main part, findings which are obtained thanks to interviews have been analyzed in detail. In the conclusion part, the consequences of the researches which are obtained by considering from a general perspective have been examined. Furthermore, the experiences and suggestions that are thought to be beneficial for the future studies have been shared.Key Words: Secularization, Secularism, Imams, Religious Officials 217
- Published
- 2019
26. Az gören ve gören öğrencilerin okuma performanslarının karşılaştırılması
- Author
-
Demir, Fatih Emrah, Özmen, Emine Rüya, and Özel Eğitim Anabilim Dalı
- Subjects
Eğitim ve Öğretim ,Education and Training - Abstract
Az gören öğrenciler düşük görme keskinlikleri ve görme alanları; sınırlı yaşam deneyimlerinden dolayı dezavantajlı gruplar arasında yer almaktadır ve bu öğrencilerin var olan okuma performanslarının ortaya koyulması mevcut durumun belirlenmesi açısından değerlidir. Bu araştırmanın birinci genel amacı; 3, 4 ve 5. sınıf düzeylerinde görme engelliler okullarına devam eden az gören öğrenciler ve devlet okullarına devam eden gören öğrencilerin; a) okuduğunu anlama düzeylerinin, b) okuma hızlarının ve c), okuma hata türleri yüzdelerinin ve d) tüm metinde yapılan toplam okuma hatası yüzdelerinin sınıf düzeylerine göre karşılaştırmaktır. İkinci genel amacı ise az gören öğrencilerin sınıf düzeyleri yükseldikçe; a) okuduğunu anlama düzeylerinin, c) okuma hızlarının ve c) okuma hata türü yüzdelerinin ve d) toplam okuma hatası yüzdesinin farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymaktır. Bu araştırmanın birinci genel amacı çerçevesinde bilimsel araştırma modellerinden nedensel-karşılaştırmalı (causal-comparative) araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmanın ikinci amacına yönelik ise ilişkisel araştırma modeli (correlational model) kullanılmıştır. Araştırmaya 8 farklı ilden 3, 4 ve 5. sınıflarda okuyan 78 az gören ve 87 gören öğrenci katılmıştır. Az gören öğrenciler görme engelliler ilk ve ortaokuluna devam etmektedir. Az gören ve gören öğrenci gruplarının her ikisinde de okuma performanslarının değerlendirilmesi iki oturumda gerçekleşmiştir. Değerlendirme sürecinde Karasu'nun (2011) geliştirdiği Formel Olmayan Okuma Envanteri kapsamında desenlenen öykülerin 3, 4 ve 5. sınıf düzeylerinde A ve B formları kullanılmıştır. Okuma hatalarına ve okuduğunu anlama becerisine yönelik veriler öykülerin A formu; okuma hızına yönelik veriler öykülerin B formu ile toplanmıştır. Okuma hatalarına yönelik verilerin toplanılmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen okuma hata türü sıklık formu, toplam okuma hatası belirleme formu ve okuma hata türleri yüzdeleri belirleme formundan yararlanılmıştır. Okuduğunu anlama becerisine yönelik verilerin toplanmasında Karasu (2011) tarafından geliştirilen okuduğunu anlama sorularından faydalanılmıştır. Okuma hızına yönelik veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen okuma hızı kayıt çizelgesinden yararlanılarak edinilmiştir. Verilerin analizinde parametrik olmayan istatistiksel yöntemlerden faydalanılmıştır. İki grup arasındaki farklılığın araştırılması için Mann Whitney U testi, ikiden fazla grup arasındaki farklılaşmanın ortaya koyulması için Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Araştırma bulguları incelendiğinde, 3. sınıf düzeyinde, uygulanan Mann Whitney U testi sonucunda; az gören ile gören öğrenciler arasında okuma hata türlerinden çıkarma, duraklama ve karmaşık hata düzeyleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemiş (p>0,05) iken az gören ile gören öğrenciler arasında okuma hızı, okuduğunu anlama, okuma hata türlerinden ekleme, yerine koyma, geri dönme hataları ve toplam okuma hataları bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür (p0,05) iken az gören ile gören öğrenciler arasında okuma hızı, okuduğunu anlama, okuma hata türlerinden yerine koyma, geri dönme ve toplam okuma hata düzeyleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür (p0,05) iken az gören ile gören öğrenciler arasında okuduğunu hızı, tüm okuma hata türleri, toplam okuma hata düzeyleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür (p 0.05) while there was a statistically significant difference in reading rate, reading comprehension, return errors level and total reading error level (p 0,05), while there was a statistically significant difference in terms of reading rate, all reading error types, total reading error levels among the students with low vision. (p
- Published
- 2019
27. Benzoiltiyoüre türevleriyle fonksiyonelleştirilmiş mezo gözenekli mcm-41 hazırlanması ve katalitik aktivitelerinin incelenmesi
- Author
-
Demir, Fatih, Emen, Fatih Mehmet, and Kimya Anabilim Dalı
- Subjects
Chemistry ,Kimya - Abstract
Bu çalışmada, tiyoüre türevi ligandlar ile fonksiyonelleştirilmiş mezogözenekli MCM-41 hibrit malzemeleri sentezlenmiş ve yüzeylerde Sn (IV) kompleksleri oluşturulmuştur. Hazırlanan malzemelerin karekterizasyonunda FT-IR, , XRD, katı NMR ve SEM-EDX teknikleri kullanılmıştır. Bu çalışmada tiyoüre türevleri ile modifiye edilmiş MCM-41'in ilk defa asetofenon, p-kloroasetofenon, p-metoksiasetofenonun Katalitik Transfer Hidrojenasyon tepkimelerinde katalizör etkinliği çalışılmıştır. Sentezlenen malzemelerin transfer hidrojenasyonda etkinliğini belirlemek için bir Schlenk tüpü içerisine rutenyum kompleksi, katalizör, izopropil alkol, KOH ve substrat (asetofenon, p-kloroasetofenon, p-metoksiasetofenon) konularak farklı reaksiyon süreleri, sıcaklık parametreleri değiştirilerek çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda benzoil tiyoüre, 2-klor benzoil tiyoüre, 3-metilbenzoiltiyoüre, 2-tiyofeniltiyoüre ve 2-froiltiyoürenin kalay(IV) klorür komplekleri katalizör olarak kullanılmıştır. In this study, mesoporous MCM-41 hybrid materials functionalized with thiourea derivatives were synthesized and on their surfaces Sn (IV) complexes were formed. Thus prepared materials were characterized via FT-IR, , XRD, solid NMR and SEM-EDX techniques were used. The catalytic activity of thus synthesized MCM-41 functionalized with thiourea derivatives were studied for the first time in catalytic transfer hydrogenation reactions of acetophenone, p-chloroacetophenone and p-methoxyacetophenone. The activity of the synthesized materials in transfer hydrogenation reactions were determined via placing ruthenium complexes, catalyst, isopropoyl alcohol, KOH and the substrate (acetophenone, p-chloroacetophenone and p-methoxyacetophenone) in a Schlenk tube and the reactions were carried out at different reaction times and temperatures. Sn (IV) chloride complexes of Benzoyl thiourea, 2-chloro benzoyl thiourea, 3-methylbenzoylthiourea, 2-thiophenylthiourea and 2-froylthiourea were used as catalyst. 122
- Published
- 2019
28. Buhar seperatörlerinin performans değerlendirmesi için bir kalorimetre tasarımı
- Author
-
Demir, Fatih, Bilir, Şefik, and Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Calorimeter ,Energy ,Mechanical Engineering ,Steam boiler ,Makine Mühendisliği ,Enerji - Abstract
Buharın kuruluğu, buharın üretilmesinden nihai tüketim noktalarında kullanılmasına ve bu iki nokta arasında taşınmasına kadar büyük önem taşımaktadır. Islak buharda, doymuş sıvı ve buhar karışımının birbirinden ayrılmasını sağlayan buhar seperatörleri, buharın bulunduğu; buhar üreteci, tesisat ve tüketim noktalarında farklı türlerde kullanılmaktadır. Bu çalışma kapsamında, su borulu buhar kazanlarının üst (buhar) dramlarında buhar kuruluğunu artırmak için kullanılan seperatör türlerinden, yatay tip siklon seperatörlerin performans değerlendirmesi için bir test düzeneği tasarımı ve imalatı yapılarak deneyler gerçekleştirilmiştir. Bu deney düzeneği; test için gerekli buharı üreten elektrikli buhar jeneratörü, seperatörün yer aldığı buhar dramı, buhar kuruluğunun ölçümünde kullanılan kalorimetre ve kalorimetrenin doğrulanması amacıyla tasarlanan buhar kızdırıcı olmak üzere dört ana üniteden meydana gelmektedir. Seperatörün performans değerlendirmesi için gereken seperatörün giriş ve çıkışındaki buhar kurulukları, ölçüm yöntemlerinden olan ayrıştırma ve kısılma kalorimetresi metoduyla belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda incelenen yatay tip siklon seperatörün veriminin, test basıncının artışına paralel olarak yükseldiği gözlemlenmiştir. Dryness fraction (quality) of the steam is highly important in places where steam is generated, consumed and conveyed. Steam separators which allow separation of saturated steam and saturated liquid phases from each other are used in steam boilers, on steam lines and consumption points with different types. In the scope of this study, some tests have been realized on a test unit which was designed and manufactured for performance evaluation of horizontal cyclonic type saperators. This is one of the seperator types used for increasing dryness fraction of steam in the upper (steam) drum of water tube boilers. The test unit consists of 4 pcs main sub-systems. These are; the electric powered steam generator where required steam sample for the tests is generated; steam drum including separator; calorimeter unit used for measurement of dryness fraction of steam and steam superheater designed for verification of measured values by the calorimeter. Dryness fraction values of steam at the inlet and outlet of the separator, required for performance evaluation of the separator have been obtained by separating and throttling calorimeter method which is one of the methods for measurement of the dryness fraction of steam. It is observed from the results that, efficiency of the investigated horizontal cyclonic type separator increases with increased test pressure. 144
- Published
- 2019
29. Anadolu Selçuklu Dönemi medreseleri ve medrese eğitimi
- Author
-
Demir, Fatih, Serdar, Murat, and Tarih Ana Bilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Madrasahs ,History ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Anatolia ,Middle Ages ,Anatolian Seljuks ,Education - Abstract
Kuran-ı Kerim'in ilk ayetleri , `Oku` emri ile başlamaktadır. Bu nedenle Allah'ın Hz. Peygamber ve onun ümmetinden ilk isteği okumaları idi. İslam dini eğitim ve öğretime her daim önem vermiştir. Bu konuda Hz. Peygamber ve onun ardından gelen müminler çok gayret sarf etmiştir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de âlimler ve ilimlere dair birçok ayet vardır. Ayrıca bu konuda Hz. Peygamberin de birçok hadisinin olduğunu görmekteyiz.Anadolu Selçuklu Devleti, Türkistan'dan İslâm dünyasına oğuzların yaptıkları göç sonucunda kurulan bir Türk-İslam devletidir. Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu devletinin zayıflaması ve yıkılmasıyla birlikte bu mirasa konmuş özellikle Anadolu başta olmak üzere bu coğrafyanın Türkleşmesinde, ticari, ekonomik, sosyal, bilimsel ve düşünce anlamında gelişmesi ve güçlenmesine büyük katkı sunmuştur. Anadolu Selçuklu Devletinde eğitim-öğretimin ilerlemesinde politik ve ekonomik gelişmelerin etkili olduğu muhakkaktır. Bunun yanında devlet adamlarının ilmi çalışmaları önemsemeleri, Moğol baskısı ve diğer sebeplerden daha huzurlu bir ortamda yaşamak isteyen âlimlerin Anadolu'yu tercih etmeleri, Sultanların âlimlere rahat çalışma ortamı sağlamaları, ayrıca örgün ve yaygın eğitim kurumlarının yanında atabeylikmüesseseleride eğitim ve öğretimin gelişmesinde etkili olmuştur. XI. yy. süreci ve sonrasında İslam âleminin idari birliğini, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklular ve Osmanlılar sırasıyla sağlamışlardır. İslam'ın yayılmasına dini, düşünce ve kültürel anlamda İslam'ın gelişmesine katkı sunmuşlardır. Muhteşem bir devlet yönetimi ve askeri teşkilat oluşturacak Osmanlılar, Anadolu Selçuklu Devletinin siyasi düşüncesini, eğitim politikalarını, ilmi çalışmalarını, eğitim kuruluşlarını kendilerine model alarak geliştirerek modernize ettikleri bu saydığımız tüm etkenleri politik yaşamlarında hayata geçirmişlerdir. The first verses of the Quran begin with the et Read 'order. That is why Allah's Prophet. Prophet Muhammad and his nation were the first to read the request. Islamic religion has always given importance to education and training. Hz. The Prophet and his followers have exerted much effort. Indeed, there are many verses in the Quran about scholars and sciences. In addition, Hz. We see that the Prophet had many hadiths. The Anatolian Seljuk State is a Turkish-Islamic state founded as a result of the migration of the Turks from Turkestan to the Islamic world. The Anatolian Seljuk State, with the weakening and collapse of the Great Seljuk State, made a great contribution to the development and strengthening of this geography especially in Anatolia, in the sense of commercial, economic, social, scientific and thought. It is certain that political and economic developments are effective in the progress of education in the Anatolian Seljuk State. In addition, the importance of scientific studies of statesmen, Mongol pressure and other reasons to live in a more peaceful environment of the scholars who want to live in Anatolia, the Sultans to provide a comfortable working environment for scholars, as well as formal and non-formal education institutions as well as atabeylik institutions were effective in the development of education and training. XI. YY. and the administrative unity of the Islamic world, the Great Seljuks, the Anatolian Seljuks and the Ottomans respectively. They contributed to the spread of Islam to the development of Islam in religion, thought and culture. The Ottomans, who will create a magnificent state administration and military organization, have implemented all the factors that we regard in their political lives by modernizing the political thought, educational policies, scientific studies and educational institutions of the Anatolian Seljuk State. 153
- Published
- 2019
30. Türkiye’de İllerin Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemlerle Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Düzeylerinin Karşılaştırılması
- Author
-
ATAN, MURAT, ÖKSÜZKAYA, MEHMET, and DEMİR, FATİH
- Published
- 2018
31. Nadir Bir Olgu: Eş Zamanlı Bilateral Brusella Orşiti
- Author
-
Keske, Murat, Karadağ, Mert Ali, Sağlık, Lütif, Biçer, Hüseyin, Demir, Fatih, Kaya, Reşat, Yeşil, Yüksel, and SÖNMEZ, Gökhan
- Published
- 2018
32. Radikal Prostatektomi Sırasında Gelişen ve Geç Dönemde Mesane Boynu Ekstravazsyonunu Taklit Eden İyatrojenik Üreter Yaralanması
- Author
-
Sağlık, Lütif, SÖNMEZ, Gökhan, Demir, Fatih, Biçer, Hüseyin, Karadağ, Mert Ali, Keske, Murat, Yeşil, Yüksel, and Öztekin, Ünal
- Published
- 2018
33. EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ VE FİNANSAL YATIRIM ARAÇLARI REEL GETİRİLERİ ARASINDAKİ ZAMANLA DEĞİŞEN NEDENSELLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ.
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Subjects
- *
ECONOMIC indicators , *FINANCIAL instruments , *PUBLIC debts , *STOCK exchanges , *INVESTOR confidence , *FOREIGN exchange rates - Abstract
The study aims to examine the causal relationship between investor sentiment and financial investment instruments. Economic Confidence Index (EGE) representing investor sentiment, deposits, stocks, exchange rate (dollar/TL and Euro/TL), gold and government domestic debt securities (DIBS) real returns are used as financial investment instruments. Data cover the period 2007-2020 and are monthly frequency. Hacker and Hatemi-J (2012) according to bootstrap causality test findings, the EGE is only the cause of DIBS return. Based on this, it can be said that the EGE is not a leading indicator. Also, causal relationships are found from stock, exchange rate and DIBS returns to the EGE. In addition, the bootstrap causality test, which changes over time based on the rolling windows approach, is applied, based on the idea that there may be changes in causality relationships between variables during the data period. As a result of the evaluations, causal relations between the EGE and the returns of financial investment instruments arise during periods when confidence in the economy follows a negative view. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
34. Derin Öğrenme Tabanlı Yaklaşımla Kötü Huylu Deri Kanserinin Dermatoskopik Görüntülerden Saptanması.
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Abstract
Skin cancer can lead to fatal cases if not diagnosed early. Dermotoscopic images are the most important data for early diagnosis of skin cancer. Computer-aided applications involving artificial intelligence models can be a useful tool in helping professionals to diagnose skin cancer from microscopic images. In particular, a deep learning-based applications have become popular for disease detection from medical images. In this study, a deep learning-based approach, including the MobileNetV2 model, was used to diagnose malignant skin cancer from dermotoscopic images. The features are extracted using values from the fully connected layer of the pre-trained MobileNetV2 model. In the next step, high-level features were selected by Random Forest (RF) and L1-Norm SVM algorithms to increase the classification performance. Finally, since it provides better performance compared to other classifiers, the classification process has been made with Support Vector Machines (SVM) algorithm. The classification accuracy of 88.35% was achieved with the proposed method. In addition, a better performance was achieved compared to another study using the same data set. In this study, low computational costs were obtained in the training process. In future studies, the classification performance will be tried to be further increased with features obtained from multiple deep learning models. [ABSTRACT FROM AUTHOR]
- Published
- 2021
- Full Text
- View/download PDF
35. Nadir Görülen Bir Tümör: Peritestiküler Leiomyosarkom
- Author
-
Kaya, Reşat, SÖNMEZ, Gökhan, Demir, Fatih, Karadağ, Mert Ali, Keske, Murat, Yeşil, Yüksel, Biçer, Hüseyin, and Sağlık, Lütif
- Published
- 2018
36. ENDÜSTRİ 4.0 DOĞRULTUSUNDA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE KAZANDIRILMASI AMAÇLANAN TEMEL NİTELİKLER İÇİN EĞİTİM PROGRAMI 4.0
- Author
-
DEMİR, FATİH, KALAYCI ATAY, NURDAN, and İLHAN, ELİF
- Published
- 2018
37. MANUEL’İN TÜRKLERE KARŞI SEFERİ, 1176 (MYRİOKEPHALON HEZİMETİ VE TARİHİ COĞRAFYA DEĞERLENDİRMESİ)
- Author
-
DURDU, Arslan and DEMİR, Fatih
- Subjects
Myriokephalon Savaşı,Miryokefalon Savaşı,Tzibritze Geçidi,Khoma,Sublaion,Tarihi Coğrafya,Türkiye Selçuklu Devleti,Bizans İmparatorluğu ,Social ,Sosyal - Abstract
Kuruluşundan itibaren yönünü batıya dönen Selçuklular,burada sistemli bir fetih politikası takip ederek üzerinde yaşadığımızAnadolu’yu Türk yurdu haline getirmişlerdir. Gerek Türkistan coğrafyasındagerekse Türkistan dışında hâkimiyetlerini tesis etmek isteyen Türktopluluklarının kaderi, daima Türk ordularının savaş meydanlarındakazanacakları zaferlere bağlı olmuştu. Bunun için Türk orduları, tarihinakışını değiştiren ve Türklüğün kaderini tayin eden büyük zaferlerkazanmışlardır. Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktalarını oluşturanzaferlerden biri 1071 Malazgirt, diğeri ise 17 Eylül 1176 Myriokephalonzaferidir. Malazgirt zaferi Anadolu’nun fethini, Myriokephalon zaferi deTürklerin bu topraklarda kalıcı olmalarını sağlamıştır. Tarihe MyriokephalonSavaşı ismiyle geçen pusu savaşı hakkında bugüne kadar yapılan çalışmalardadaha çok savaşın yeri konusu ön planda olmuştur. W. Mitchell Ramsay, 1886yılında yayımlandığı ve bizim çevirisini yaptığımız bu makale ile MyriokephalonSavaşının Düzbel’de yapıldığını iddia eden ilk kişidir. Ancak Ramsay daha sonraWilhelm Tomaschek’ten etkilenerek Düzbel iddiasını, 1895 yılında yayımladığı“The Cities and Bishoprics of Phrygia” adlı eserinde değiştirdiğigörülmektedir. Söz edilen eserde; “Manuel’in bozguna uğradığı geçit, her birtarafı sarp kayalar tarafından yanlardan kuşatılan dar bir uçurumun olduğuLimnai [Eğirdir/Hoyran Gölü] ve Gondani [Kumdanlı] arasında uzanır.” sözleriylesavaşın yapıldığı yere dair yeni görüşünü dile getirmiştir. W. M. Ramsay’in,her ne kadar kendisi bile daha sonra Düzbel görüşünden vazgeçip savaşınKumdanlı’da yapıldığını görüşünü ortaya atsa da, bizim çevirisini yaptığımız bumakalesinde Bizans’ın Göller Yöresinde Türkiye Selçuklularına karşı oluşturduğusavunma sistemi üzerine değerli görüşler ortaya koyması nedeniyle çalışmasınınkıymetinden bir şey eksiltmemiştir.
- Published
- 2018
38. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE KAMU YÖNETİMİ REFORMLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
- Author
-
DEMİR, Fatih
- Subjects
kamu yönetimi,reformlar,Avrupa Birliği - Abstract
AvrupaBirliği ülkelerinde kamu yönetimi reformları ile ilgili olarak 1980’lerden buyana kapsamlı bir dönüşüm yaşanmıştır. Bu reformların iki dönem olarakincelenmesi mümkündür. 1990’ların ortalarına kadar olan dönemde reformlar yenikamu işletmeciliği paradigmasının etkisi altında gerçekleştirilmiştir. Dahasonraki reformlarda ise YKİ’nin ilkelerine yönelik ciddi eleştirileringetirildiğini görmek mümkündür. Günümüzde Avrupa Birliği ülkelerinde kamuyönetimi reformları hakkındaki tartışmalar yoğun şekilde devam etmektedir.Diğer taraftan, AB tarafından aday ülkelerden birtakım kamu yönetimi reformlarınıhayata geçirmeleri talep edilmektedir. Kamu yönetimi reformları konusundaizlenecek yol konusunda yoğun tartışmaların sürdüğü bir ortamda bu türdentaleplerin ne kadar etkili olacağı belirsizdir. Bazı çalışmalar, son dönemde kamuyönetimi reformlarının yönü hakkında kafa karışıklığının arttığınıgöstermektedir. Bu çalışmada yeni kamu işletmeciliğinin özellikle son 10 yıldaAvrupa ülkelerinde ciddi eleştirilerle karşılaştığı ileri sürülmekte veörnekler verilmektedir. Türkçe literatürde bu konuda çalışmaların azlığıdikkate alındığında çalışmanın alana katkı yapacağı düşünülmektedir.
- Published
- 2018
39. TÜRKİYE’DE DOĞURGANLIK ORANI VE EKONOMİK AKTİVİTE ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ
- Author
-
DEMİR, FATİH and DEMİR, ZÜHAL
- Published
- 2018
40. TÜRKİYE'DE CUMHURİYETİN İLANIYLA BİRLİKTE YETİŞTİRİLECEK BİREYLERE KAZANDIRILMASI DÜŞÜNÜLEN TEMEL NİTELİKLER
- Author
-
DEMİR, Fatih and DUMAN, Tayip
- Subjects
Cumhuriyet,Eğitim,Nitelik,Birey ,Social ,Sosyal - Abstract
Türkiye’de 1923 yılında Cumhuriyetin ilan edilmesiyle siyasi,toplumsal ve ekonomik anlamla yeni bir devlet ve yönetim şekli hakim olmuştur.Bu yeni devlette eğitim üzerinde önemle durulan konuların başında gelmektedir. Osmanlıİmparatorluğunun özellikle son 150 yılındaki değişme ve gelişmelerin ardından1923 yılında Türkiye’de “Cumhuriyet Rejimi” ne geçişle birlikte, Türktoplumunda yeni devlet anlayışı doğrultusunda yetiştirilecek bireylerekazandırılması düşünülen temel niteliklerde önemli ve köklü değişimlerinmeydana gelmesi, Türk Toplumunun içinden geçtiği sürecin doğal bir sonucuolarak görülmelidir. Cumhuriyet idaresinin, eğitim yoluyla yetiştirilecekbireylere kazandırılmasını düşündüğü temel nitelikler, dönemin eğitimpolitikaları doğrultusunda yeni nesillerden beklentilerini ve devletinhedeflediği yeni insan modelinin özelliklerini ortaya koymaktadır. Buaraştırma, Cumhuriyetin ilanıyla yeni devlette yetiştirilecek bireylerekazandırılmasını düşünülen temel nitelikleri belirlemeyi amaçlamıştır.Araştırmada, Cumhuriyetin ilanıyla yetiştirilecek bireylere kazandırılmasıdüşünülen yirmi yedi adet temel nitelik tespit edilmiştir. Cumhuriyetinilanıyla birlikte takip edilen eğitim politikaları ile yetiştirilecek bireylerekazandırılması düşünülen temel nitelikler arasında ciddi bir ilişki olduğusaptanmıştır.
- Published
- 2018
41. The Main Qualities Thought to Be Provided to the Individuals Who Would Be Raised in the New State After the Proclamation of the Republic in Turkey
- Author
-
Demir, Fatih, Duman, Tayyip, and Bayburt Üniversitesi
- Subjects
Eğitim ,Özel ,Eğitim Araştırmaları - Abstract
Türkiye’de 1923 yılında Cumhuriyetin ilan edilmesiyle siyasi, toplumsal ve ekonomik anlamda yeni bir devlet ve yönetim şekli hakim olmuştur. Bu yeni devlette eğitim üzerinde önemle durulan konuların başında gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun özellikle son 150 yılındaki değişme ve gelişmelerin ardından 1923 yılında Türkiye’de “Cumhuriyet Rejimi” ne geçişle birlikte, Türk toplumunda yeni devlet anlayışı doğrultusunda yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel niteliklerde önemli ve köklü değişimlerin meydana gelmesi, Türk Toplumunun içinden geçtiği sürecin doğal bir sonucudur. Cumhuriyet idaresinin, eğitim yoluyla yetiştirilecek bireylere kazandırılmasını düşündüğü temel nitelikler, dönemin eğitim politikaları doğrultusunda yeni nesillerden beklentilerini ve devletin hedeflediği yeni insan modelinin özelliklerini ortaya koymaktadır. Bu araştırma, Cumhuriyetin ilanıyla yeni devlette yetiştirilecek bireylere kazandırılmasını düşünülen temel nitelikleri belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırmada, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen 20 temel nitelik tespit edilmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte takip edilen eğitim politikaları ile yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel nitelikler arasında ciddi bir ilişki olduğu görülmektedir. After the proclamation of the Republic in Turkey in 1923, a new state and a new form of government have taken the lead regarding politics, society and economy. One of the key focuses of this new state was education. Following the change and development especially during the last 150 years of Ottoman Empire, "the Republican regime" was adopted in Turkey in 1923. Thus, the main qualities thought to be provided to the individuals to be raised have changed prominently and fundamentally in accordance with the new state understanding in Turkish society and this should be considered as a natural consequence of the process that the Turkish society went through. These main qualities thought to be provided to the individuals through education reveal the expectations of the Republican regime from new generations in accordance with the education policies at the time and the characteristics idealized by the state. This research aims to determine the main qualities thought to be provided to the individuals who would be raised in the new state after the proclamation of the Republic. In this research, 20 main qualities thought to be provided to the individuals, who would be raised in the new state after the proclamation of the Republic, were identified. Moreover, it was concluded that there was a significant correlation between the education policies adopted after the proclamation of the Republic and the main qualities thought to be provided to the individuals who would be raised in the new state.
- Published
- 2018
42. Alfred Thayer Mahan ve Deniz Hakimiyeti Teorisi
- Author
-
Demir, Fatih, Arı, Mehmet, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Siyasal Bilimler ,England ,Political Science ,International Relations ,Uluslararası İlişkiler ,Sea Dominance Theory ,Mahan, Alfred Thayer - Abstract
Bu çalışma Alfred Thayer Mahan'ın Deniz Hakimiyeti Teorisi ve onun İngiltere üzerine temellendirilişi üzerinde durmaktadır. Alfred Thayer Mahan tanıtılmaya çalışılmakta ve Deniz Hakimiyeti Teorisi'nin teknik detaylarıyla birlikte açıklanması amaçlanmaktadır. Mahan'ın İngiltere'nin denizlerde yükselmesini açıklarken üzerinde durduğu dönem ile George Modelski'nin Uzun Döngüler Teorisi'nde bahsettiği üçüncü döngünün örtüşmesi üzerine ortaya çıkan paralellik takip edilmektedir. Ayrıca İngiltere'nin yükselişini açıklamak ve Deniz Hakimiyeti Teorisi'ni somutlaştırabilmek adına 17. ve 18. yüzyıl Avrupa'sının siyasi tarihi ve deniz muharebeleri detaylarıyla anlatılmaktadır. Böylelikle İngiltere ile diğer Avrupa güçlerinin durumu karşılaştırılabilmektedir. Son olarak ise Mahan'ın İngiltere'nin yükselişinde değinmediği ya da denizlere bağladığı sebepler takip edilmektedir. Böylelikle ilerlemenin sadece deniz kaynaklı olup olmadığı tartışılmaktadır. This study focuses on the emergence process of Alfred Thayer Mahan's Sea Dominance Theory and its elaboration on the model of England. Alfred Thayer Mahan is tried to be introduced and is intended to be explained together with the technical details of the Sea Dominance Theory. Also the parallelism between Mahan's explanation of the rise of England in terms of sea power and the third cycle of George Modelski's Theory of Long Cycles is analyzed. Furthermore, the conditions of 17th and 18th century Europe and the naval warfare are explained in detail in order to elucidate the rise of England and exemplify the Sea Dominance Theory. Thus, the situation of England and other European powers are shown in comparison. Finally, several reasons for the rise of England that have not been taken into account by Mahan are pointed out. In this way, it is debated whether hegemony is exclusively linked to access to the sea. 223
- Published
- 2018
43. Generating porous material from Ni-Al-B powder mixture through self-propelled high temperature synthesis
- Author
-
Batı, Serkan, Çetkin, Edip, Demir, Fatih, and Batman Üniversitesi Mühendislik - Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü
- Published
- 2018
44. Ortaokul öğrencilerinin çevresel sorumlu vatandaş davranışları düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi
- Author
-
Demir, Fatih, Öner Armağan, Fulya, and İlköğretim Anabilim Dalı
- Subjects
Environmental behaviours ,Secondary school students ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Environmental education - Abstract
İnsanoğlunun bir numaralı gündemi küresel dünya ölçeğinde çevre konusudur. Bu nedenle çevre eğitimi, eğitimin önemli bir parçasıdır. Toplumlar eğitimle şekillenip olumsuz davranışlarından uzaklaşıp olumlu davranışlara yönelecektir. Bu nedenledir ki içinde yaşanılan çevreyi korumak sadece şu an yaşayan bireyler açısından değil sonraki nesiller için de önem arz etmektedir. Bu da ancak çevre konusunda sorumlu, duyarlı ve bilinçli bireyler ile gerçekleşebilir. Bu çalışmada ortaokul 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin çevresel sorumlu vatandaşlık düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın örneklemini Kayseri ili Kocasinan, Melikgazi ve Talas ilçelerinde öğrenim gören 1500 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmada Özden (2011) tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu ve çevresel sorumlu vatandaşlar davranış ölçeği (ÇSVDÖ) kullanılmıştır. Kişisel bilgi formu 10, çevresel sorumlu vatandaşlar ölçeği ise 27 maddeden oluşmaktadır. Uygulanan ölçeğin güvenirliği .903 olarak bulunmuştur. Çalışmanın sonuçları SPPS 24.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak ortaokul öğrencilerinin çevresel sorumlu vatandaş davranış düzeyleri üzerine sınıf düzeyi, cinsiyet, akademik başarı, baba eğitim düzeyi, çevre kuruluşu ve çevre kulüplerine üye olma, çevre ile ilgili etkinliklere katılma gibi değişenler açısından anlamlı fark olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonunda araştırmacılara yönelik çeşitli önerilerde de bulunulmuştur. The most important agenda of the human beings is the environment on the global scale. For this reason, environmental education is an important part of education. Societies are shaped by education and move away from negative behaviors towards positive behaviors. For this reason, protecting of environment is important not only for the individuals living now but also for the next generations. This can only happen with responsible, sensitive and conscious individuals regarding the environment. In this study, it was aimed be examined the environmentally responsible citizenship levels of 6th, 7th and 8th grade students in terms of some variables. The sample of the study consists of 1500 students in the 6th, 7th and 8th grades who receive education in the districts of Kocasinan, Melikgazi and Talas in Kayseri province. The personal information form developed by Özden (2011) and the environmentally responsible citizens behavior scale (ÇSVDÖ) were used in the study. The personal information form consists of 10 items and the environmentally responsible citizens scale consists of 27 items. The reliability of the applied scale was found to be .903. The results of the study were analyzed with the SPPS 24.0 packaged software. As a result, it was determined that secondary school students have significant differences in environmentally responsible citizen behavior levels in terms of variables such as grade level, gender, academic achievement, father's education level, membership of environmental organizations and environmental clubs, participation in environmental activities. At the end of the research, various suggestions were made for the researchers. 92
- Published
- 2018
45. Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde ilkokul programları kapsamında yetiştirilmek istenen insan modeli
- Author
-
Demir, Fatih, Duman, Tayip, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, and Tayip DUMAN
- Subjects
Republic ,Primary schools ,Ideal human ,Cumhuriyet,eğitim,nitelik ,Eğitim ve Öğretim ,Education and Training ,Turkish education system ,Education programs ,Quality ,Education - Abstract
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanıyla eskisinden farklı, yeni bir devlet anlayışı ve yönetim şekli hakim olmuştur. Yeni devlette insan yetiştirme süreci olan eğitimle, yeni devletin ve toplumun temel değerlerini benimseyen, koruyan ve gelecek nesillere aktaran bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Cumhuriyetle birlikte Türk insanına kazandırılması düşünülen temel nitelikleri ve bu temel niteliklerde Cumhuriyet dönemi sürecinde meydana gelen değişmeleri ortaya koymayı amaçlayan bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923-2005 yılları arası dönemini kapsamaktadır. Araştırmanın birinci alt problemi kapsamında Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel nitelikler nelerdir ve bu temel nitelikler ilkokul programlarına nasıl yansımıştır? sorusuna cevap aranmıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel nitelikleri belirlemek amacıyla önce Cumhuriyetin temellerinin atılmaya başlandığı 1920 yılında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümetlerinden 1923 yılında Cumhuriyetin ilanına giden süreç incelenmiştir. Ardından, 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından 1938 yılında Atatürk'ün vefatına kadar olan dönemde devlet adamlarının eğitime ilişkin görüşleri, hükümet programları, siyasi parti programları, anayasa, yasalar ve dönemin bir dizi gelişmeleri analiz edilmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel niteliklerin ilkokul programlarına yansımasını belirlemek amacıyla ise 1924 İlkmekteplerin Müfredat Programı, 1926 İlkmektep Müfredat Programı ve 1936 İlkokul Programı analiz edilmiştir. Bu çerçevede, araştırmanın birinci alt problemine ilişkin bulgular ve sonuçlar, Cumhuriyetin 1923-1938 yılları arasındaki kuruluş dönemini kapsamaktadır. Araştırmanın ikinci alt problemi kapsamında Cumhuriyet dönemi sürecinde yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel niteliklerde ne gibi değişmeler olmuştur ve ilkokul programlarına nasıl yansımıştır? sorusuna cevap aranmıştır. Bu soruya cevap bulmak amacıyla Cumhuriyetin 1938-2005 yılları arası süreci, dönemlerin karakteristik özellikleri dikkate alınarak 1939- 1949, 1950-1959, 1960-1970, 1971-1979, 1980-1998, 1999-2005 yılları arası olmak üzere dönemlere ayrılmıştır. Her bir dönemin kendi içinde devlet adamlarının eğitim görüşleri, hükümet programları, siyasi parti programları, gerçekleştirilen milli eğitim şuraları, çıkarılan anayasalar ve yasalar, varsa kalkınma planları gibi gelişmeler analiz edilerek bu doğrultuda o dönemde yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen temel nitelikler belirlenmiştir. Bu temel niteliklerin ilkokul programlarına yansımasını belirlemek amacıyla ise 1948 İlkokul Programı, 1968 İlkokul Programı, 1998 İlköğretim Programı ve 2005 İlköğretim Programı analiz edilmiştir. Araştırma, bir tarama modelinde desenlenmiştir ve nitel araştırma özelliği göstermektedir. Araştırmada veriler, doküman incelemesi tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada, veri kaynağı olarak dokümanlardan yararlanılmıştır. Verilerin analizinde ise içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yetiştirilecek bireylere kazandırılması düşünülen 20 temel nitelik tespit edilmiştir. Bu temel niteliklerin birçoğu milli özelliktedir. Bu temel niteliklere, 1923-1938 yılları arasında Türkiye'de geliştirilen ve uygulanan üç ilkokul programından en fazla sayıda 1936 İlkokul Programında yer verildiği belirlenmiştir. 1948 İlkokul Programında çağdaşlık ve vatanseverlik bir aradadır. 1948 İlkokul Programı, kendinden sonraki 1968 İlkokul Programında öne çıkarılacak demokrasi vurgusuna bir başlangıç noktası ya da geçiş noktasıdır. 1968 İlkokul Programında Türk Milli Eğitiminin Amaçlarında, Cumhuriyetin daha önceki ilkokul programlarında görülen millileşmenin yanında demokratikleşme de yer almaktadır. 1968 İlkokul Programında yetiştirilecek bireylerin demokratik bir toplum düzeninde yetiştirilmesi ve demokratik değerleri kazanmalarına ilişkin beklentilerin arttığı görülür. 1998 İlköğretim Programında, Atatürk'ün direktifleri doğrultusunda milli kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak için her fedakarlığı göze alma bilincinde olan bireylerin yetiştirilmesi, 2005 İlköğretim Programında ise yeniliğe açık, teknolojiden yararlanabilen, değişikliğe dinamik biçimde uyum sağlayan, sadece kendi kültür değerlerini değil, evrensel kültür değerlerini de bilen bireylerin yetiştirilmesi amacı öne çıkmaktadır. With the proclamation of the Republic, a new understanding of state and polity became dominant in Turkey. Through education which is a human raising process in the new state, it is aimed to raise individuals who adopt and protect the main values of the new state and society and transmit them to future generations. This study aims to reveal the main qualifications that Turkish people need to acquire with the proclamation of the Republic as well as the changes that occurred in these main qualifications during the Republican era covers the Republic of Turkey's period between the years of 1923-2005. Within the scope of the first sub-problem of the research, the questions of which main qualifications the new individuals need to acquire with the declaration of the Republic and how these main qualifications are reflected in elementary school curricula are tried to be answered. Firstly, in order to determine the main qualifications considered to be provided to the individuals of the Republic, the period between 1920, when Grand National Assembly of Turkey (TBMM) was founded and the foundation of the Republic started to be laid, and 1923, when the Republic was declared, has been analyzed. Then, for the period from the declaration of the Republic in 1923 to the death of Ataturk in 1938, the views of statesmen on education, government programs, political party programs, the constitution, laws and some developments of the period were examined. 1924 First Schools Curriculum Program, 1926 First Schools Curriculum Program, and 1936 Primary School Program were analyzed in order to determine the reflection of the basic qualifications considered to be given to the individuals to be raised with the declaration of the Republic on their elementary school curricula .Within this framework, findings and conclusions about the first sub-problem of ix the research cover the foundation period of the Republic from 1923 to 1938. Within the scope of the second sub-problem of the research, the questions of which changes have been made in the main qualifications considered to be given to the individuals to be raised in the Republican period and how they reflect on elementary school curricula are tried to be answered. In order to find an answer to this question, the period of the Republic of Turkey from 1938-2005 was divided into periods of 1939-1949, 1950-1959, 1960-1970, 1971-1979, 1980-1998, 1999-2005 taking their characteristic features into consideration. For each period, developments such as the views of political leaders, government programs, political party programs, national education programs, constitutional constitutions and legislation, and development plans, if any, were analyzed and main qualifications considered to be given to the individuals to be trained at that time were determined. 1948 Primary School Program, 1968 Primary School Program, 1998 Primary Education Program, 2005 Primary Education Program were analyzed in order to determine the reflection of these basic qualities on the education programs. The research is a screening study and demonstrates qualitative research features. The data of the research were gathered with the document analysis technique. In the study, documents were used as data sources. In the analysis of the data, on the other hand, content analysis method was used. In this research, 20 main qualifications considered to be provided to the individuals who would be raised in the new state after the proclamation of the Republic were identified. Many of these basic qualifications are national. It was determined that these main qualifications were included in 1936 Primary School Program with the highest amount among the three primary school programs that were developed and implemented in Turkey between 1923-1938. In the 1948 Primary School Program, modernity and patriotism are in a relationship. 1948 Primary School Program is a starting or transit point for democracy emphasis that will be highlighted in the next 1968 Primary School Program. In the Purposes of Turkish National Education of 1968 Primary School program, democratization is mentioned in addition to the nationalism seen in the previous primary school programs of the Republic. In the 1968 Primary School Program, it is seen that there is an increase in the expectation that the individuals should be raised in a democratic society and gain democratic values. In the 1998 Primary Education Program, in order to bring the national culture above the level of contemporary civilization in the direction of Atatürk 's orders, it is necessary to educate the individuals who are aware of every sacrifice needed. In the 2005 Primary Education Program, who are open to innovation, who can benefit from technology, who adapt to change dynamically, who know not only their own cultural values, but also universal ones is foregrounded.
- Published
- 2018
46. Sosyal medyanın genç kuşak seçmen davranışı üzerindeki etkisi: Amasya'da bir araştırma
- Author
-
Demir, Fatih, Aksoy, İlhan, and Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Subjects
Social media ,Kamu Yönetimi ,Siyasal Bilimler ,Public Administration ,Political communication ,Political Science ,Voting use ,Youngs ,Voter behaviour ,Amasya - Abstract
Sosyal ve teknolojik dönüşümün olağanüstü bir hızda gerçekleştiği bir çağa tanıklık eden ve internetle genç yaşta tanışmış olan ve ilk kez oy kullanacak genç seçmenlerin siyasi tercihlerinin nasıl şekillendiği, hem siyasi partiler hem de akademik çevrelerin üzerinde önemle durduğu bir konudur. Siyasi partiler ve parti liderleri, siyasi hedeflerini gerçekleştirmek için özellikle sosyal medyada siyasal iletişim stratejilerine yönelmektedir. Bu çalışmada, siyasi partilerin ve parti liderlerinin sosyal medya üzerinden yürüttüğü siyasal iletişim faaliyetlerinin ilk kez oy kullanacak genç seçmenlerin oy verme davranışı üzerindeki etkisi araştırılmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında anket formu kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Amasya'da ikamet eden 18-20 yaş aralığında olan, 24 Haziran 2018 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak bireyler oluşturmaktadır. Araştırma örneklemi olarak ise basit rastgele örnekleme tekniği ile belirlenen 428 kişi seçilmiştir. Bu araştırmaya göre, ilk kez oy kullanacak her on genç seçmenden dokuzundan fazlasının sosyal medyayı her gün kullandığı ve yaklaşık her üç gençten birinin gündemi takip etme amacını taşıdığı bulgusuna ulaşıldığından, sosyal medyanın siyasi parti ve liderleri için önemli bir siyasal iletişim alanı olduğu gözlemlenmektedir. Dahası, ilk kez oy kullanacak genç seçmenlerin yaklaşık üçte birinin siyaseti özel olarak sosyal medyadan takip ettiği, yaklaşık üçte birinin de zaman zaman takip ettiği sonucuna varılmıştır. Tüm bu verilerin yanında, siyasi kampanyaların her on katılımcıdan dördünün oy tercihlerinde etkili olduğu sonucuna varıldığından, ilk kez oy kullanacak genç seçmenler üzerinde siyasal iletişim faaliyetlerinin önemi göze çarpmaktadır. Araştırmada ulaşılan sonuçlarda, katılımcı grubun demografik özellikleri ile sosyal medya kullanımına ilişkin tercihleri arasında yaş haricinde cinsiyet, gelir ve eğitim durumu düzlemlerinde önemli örüntüler saptanmıştır. Bu araştırmada; siyasal iletişimi etkili kullanan siyasi parti liderlerinin ilk kez oy kullanacak genç seçmenleri etkilemede önemli bir avantaj sağlayacağı bulgusuna ulaşılmıştır. İlk kez oy kullanacak genç seçmenlere sosyal medya üzerinden doğru ve aktif biçimde ulaşan siyasi partiler ve liderleri siyasal iletişim stratejisinde önemli bir hamle gerçekleştirmiş olacaklardır. How political preferences of young voters who have witnessed an era of social and technological transformation at an extraordinary pace and met young people on the internet and who will vote for the first time is a matter that both political parties and academic circles place emphasis on. Political parties and party leaders are turning to political communication strategies, especially in the social media, to achieve their political goals. In this study, political communication activities conducted by political parties and party leaders on social media are being investigated on the voting behavior of young voters who will vote for the first time.Questionnaire form was used to collect research data. The researchers' universe constitutes the first individuals to vote in the June 24, 2018 elections, who are between the ages of 18 and 20 who reside in Amasya. As the research sample, 428 individuals selected by simple random sampling technique were selected. According to this research, it is observed that social media is an important political communication area for political parties and leaders, since every ten young voters who will vote for the first time use social media more than nine every day and one of every three young people has the aim of following the agenda. What's more, about one-third of the young voters who will vote for the first time have come to the conclusion that from time to time, about one-third, which politics has followed privately from social media. In addition to all these data, the political communication activities on the young voters who will vote for the first time are the result of the fact that political campaigns are effective in voting preferences of four out of every ten participants. In the results reached in the survey, the demographic characteristics of the participant group and their preferences regarding the use of social media were found to be important patterns in terms of gender, income and educational status except age. In this study; it has been found that political party leaders who use political communication effectively will have an important advantage in influencing young voters to vote for the first time. Political parties and leaders who reach the young voters who will vote for the first time correctly and actively through the social media will have made an important move in the political communication strategy. 180
- Published
- 2018
47. Plazma tabancalarındaki plazma oluşumunun sayısal modellenmesi ve parametrik incelenmesi
- Author
-
Demir, Fatih, Özsunar, Abuzer, and Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
- Subjects
Mechanical Engineering ,Makine Mühendisliği - Abstract
Bu çalışmada taranan literatür sonucunda aktarımsız DC plazma tabancası (plazma torcu) modellenmiştir. Plazma tabancası üç boyutlu olarak modellenmiştir ve içerisinde gerçekleşen akış türbülanslı ve sıkıştırılamaz olarak kabul edilmiştir. Çalışma akışkanı olarak argon kullanılmıştır. Çözümlemeler zamana bağlı ve zamandan bağımsız olarak yapılmıştır. Çalışmada anot ark kökü bağlantısının yeri belirlenmeye ve anot duvarı aşınması azaltılmaya çalışılmıştır. Katot duvarından tanımlanan farklı akım değerleri ve gazın farklı hacimsel debilerinin, plazma sıcaklığı, plazma hızı, plazma çıkış sıcaklığı ve hızı, plazma elektrik potansiyeli, anot ark kökü bağlantı noktası sıcaklığı, anot ark kökü oluşum noktası ve verim üzerine etkileri incelenmiştir. Ayrıca plazma tabancasının çıkış çapı ve anot duvarının uzunluğu değiştirilerek ark bağlantı noktası değişimleri incelenmiş ve plazma tabacasının verimi hesaplanmıştır. Analizler yapılırken plazma tabancası içerisinde elektrik arkından dolayı ortaya çıkan elektromanyetik alan ile gaz akışı arasındaki etkileşimi ortaya koyabilmek için ANSYS Fluent ve manyetohidrodinamik modülü beraber kullanılmıştır. Çalışmada akım ve gazın hacimsel debisinin etkilerini incelemek için analizlerin bir bölümünde akım değeri sabit tutulup, gazın hacimsel debisi değiştirilmiştir diğer bölümde ise gazın hacimsel debisi sabit tutulup akım değeri değiştirilmiştir. Plazma tabancasının farklı çıkış çapı ve farklı anot duvarı uzunluğu için yapılan çözümlerde akım ve hacimsel debi değeri sabit tutulmuştur. Gazın hacimsel debisinin sabit tutulup, akımın artırılarak değiştirilmesiyle plazma sıcaklığının, anot ark bağlantı noktası sıcaklığının ve plazma hızının arttığı görülmüştür. Anot ark bağlantı noktasının ise artan akım değerleriyle plazma tabancasınınnun girişine doğru hareket ettiği görülmüştür. Akım değerinin sabit tutularak, gazın hacimsel debisinin artırılarak değiştirilmesiyle plazma sıcaklığında ve anot ark bağlantı noktası sıcaklığında kayda değer bir değişiklik olmadığı görülmüştür. Artan hacimsel debiyle plazma hızı arttığı görülmüştür. Anot ark bağlantı noktası ise artan hacimsel debiyle plazma tabancasınınnun çıkışına doğru hareket ettiği görülmüştür. Elde edilen sonuçlar literatürle karşılaştırıldığında uyum içinde olduğu görülmektedir. As a result of the literature investigated in this study, a non-transferred DC plasma torch is modeled. The plasma torch is modeled as three-dimensional and the flow is assumed to be turbulent and incompressible. Argon was used as working fluid. The solutions were done as time-independent (steady-state) and time-dependent (transient). In this study, the position of the anode arc root attachment was tried to be determined and the erosion of the anode wall was tried to be reduced. The effects of the current values defined by the cathode wall and the different volumetric flows of the gas on the plasma temperature, plasma velocity, plasma exit temperature and velocity, plasma electrical potential, anode arc root point temperature, anode arc root attachment and torch efficiency were investigated. ANSYS Fluent and Magnetohydrodynamic modules are used together to reveal the interaction between the electromagnetic field caused by the electric arc in the plasma torch and the gas flow. In order to investigate the effects of current and gas volumetric flow rate in the study, the current value was kept constant in one part of the analysis and the volumetric flow rate of the gas was changed. In the other part, the gas flow rate was kept constant. Additionally, the current and volumetric flow rate are kept constant in the solutions made for different output diameter and different anode wall length of the plasma torch. At the constant gas volumetric flow, plasma temperature, anode arc root attachment temperature and plasma velocity were increased with increasing the current. It has been observed that the anode arc root point moves towards the entrance of plasma torch with increasing current values. At constant current, it has been observed that there is no significant change in the plasma temperature and the anode arc root attachment temperature by increasing the gas flow rate. It has been seen that the plasma velocity increases with increasing gas flow rate. The anode arc root point moves towards the exit of plasma torch with increasing gas flow rate. It is seen that the the obtained results are consistent with the literature. 155
- Published
- 2018
48. Determination of mechanical and microstructural properties of AA5182/AA5182 aluminum alloys joined by friction stir welding
- Author
-
Batı, Serkan, Çetkin, Edip, Demir, Fatih, and Batman Üniversitesi Mühendislik - Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü
- Published
- 2018
49. Ortaçağ Anadolusu'nda Denizli ile Konya arasındaki askeri yol güzergâhları (xıı. yüzyıl)
- Author
-
Demir, Fatih, Bakır, Abdullah, and Tarih Anabilim Dalı
- Subjects
Tarih ,Historical geography ,Denizli ,History ,Crusades III ,12. century ,Anatolia ,Konya ,Byzantine Empire ,Anatolian Seljuks ,Roads - Abstract
Bu çalışma, XII. yüzyılda Denizli-Konya arasındaki askeri yol güzergâhları ve söz konusu bölgenin tarihi coğrafyası hakkında bilgiler sunmaktadır. Buna göre, öncelikle eskiçağda bölgeden geçen yollar ele alınmış, daha sonra ortaçağ kısmın da Bizans'ın Türkiye Selçukluları üzerine düzenlemiş olduğu askeri seferler ve III. Haçlı Seferi esnasında Alman Haçlı ordusunun kullanmış olduğu yollar incelemeye tabi tutulmuştur.Çalışmada ilk olarak kronolojik sıraya uygun düşmesi açısından Pers Kral Yolu ele alınmıştır. Bu safha da öncelikle Herodotos'un Pers Kral Yoluna dair tasvirine değinilmiş, daha sonra da onun verdiği bilgiler tarihi coğrafya bağlamında ele alınarak değerlendirmeye tabi tutulmuştur. İkinci konu olarak Pers Kralı Kserkses'in MÖ 481-80 yıllarında Yunanistan'a düzenlediği sefer konu edinilmiştir. Bu bağlamda Kserkses'in Anadolu'dan geçerken kullandığı yol güzergâhı ele alınarak, sefer boyunca kaynakların dile getirdiği önemli yerleşim yeri ve tarihi coğrafyaya dair incelemelerde bulunulmuştur. Üçüncü konu da Batı Anadolu Satrap'ı olan Pers Prensi Genç Kyros'un, ağabeyi Pers Kralı II. Artakserkses'e karşı isyan edip onu tahtan indirmek için MÖ 401 yılında çıktığı sefer ele alınmıştır. Bu safha da eskiçağ yazarlarının Genç Kyros'un seferi sırasında kullandığı yol güzergâhlarına ve yerleşim yerlerine dair verdiği bilgiler irdelenerek değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Dördüncü konu olarak Büyük İskender'in MÖ 334 senesinde Persler üzerine çıktığı Doğu Seferine değinilerek, İskender'in Anadolu'dan geçerken kullandığı yollar incelenmiştir. Beşinci konu da Roma Konsülü Manlius Vulso'nun Orta Anadolu'da yaşayan Galatlar (Keltler) üzerine MÖ 189 yılında düzenlemiş olduğu sefer hakkında bilgiler verilmiştir. Bu konuda Vulso'nun Anadolu'da izlediği yollar ve tarihi coğrafya ele alınmıştır. Beşinci ve eskiçağa dair son konu ise bir Roma dönemi haritası olan Peutinger Haritası ve Roma mil taşları ışığında Denizli-Konya arasındaki bölgede yer alan Roma yolları ve bağlantıları tespit edilmeye çalışılmıştır.Daha sonraki bölümde ise ilk olarak I. Haçlı Seferi sonrasında Bizans'ın 1097 yılında Komutan İoannes Dukas'ın şahsında Batı Anadolu ve Göller Yöresini geri almak için düzenlediği sefere değinilerek bölgedeki yol sistemleri ve tarihi coğrafya ele alınmıştır. İkinci konu olarak İmparator İoannes Komnenos'un 1119 senesinde Denizli ve Uluborlu'ya düzenlediği seferler hakkında bilgi verilerek, İoannes'in bu seferler esnasında kullandığı yollar incelenmeye tabi tutulmuştur. Üçüncü konu da İoannes Komnenos'un İkinci Suriye Seferi öncesinde 1141-42 yıllarında Göller Yöresine düzenlediği seferden söz edilerek, sefer de kullanılan yollar ve bölgenin tarihi coğrafyası dair tespitlerde bulunulmuştur. Dördüncü konu olarak İmparator Manuel Komnenos'un 1146 yılında Konya'ya düzenlediği sefere ve bu sefer sonucunda bölgeden geri çekilirken kullandığı yol güzergâhı ve bölgenin tarihi coğrafyası incelemeye tabi tutulmuştur. Beşinci konu da Manuel Komnenos'un 1158 ve 1159 yıllarında Göller Yöresine düzenlediği sefer ele alınarak kullanılan yol güzergâhlarına değinilmiştir. Altıncı konu olarak Manuel Komnenos'un 1176 yılında Konya'ya yeni bir sefer düzenlemesi ve Myriokephalon Savaşı neticesinde yenilerek geri çekilmesi hakkında bilgi verilmiştir. Bu safhada da Manuel'in sefer boyunca kullanmış olduğu yol güzergâhı ve kaynakların sözünü ettiği tarihi coğrafyaya dair incelemelerde bulunulmuştur. Yedinci ve ortaçağa dair son konu ise III. Haçlı Seferi esnasında 1190 yılında Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa'nın düzenlemiş olduğu sefer bu bölümde ele alınmıştır. Bu aşamada da Barbarossa'nın Anadolu'da izlediği yollar ve tarihi coğrafya ele alınmıştır.Sonuç olarak eskiçağ ve ortaçağ tarihinin kaynakları incelenerek Denizli-Konya arasındaki askeri yollar ve bölgenin tarihi coğrafyası tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece çağdaş kaynaklarda detaylandırılmadan anlatılan söz konusu bölgedeki ortaçağ yol sistemi gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. In this study, XII. century, provides information about the military route between Denizli and Konya and the historical geography of the region. Accordingly, the first dealt with the roads passing through the area in history of antiquity and later in the medieval part are subjected to examination of the Byzantines' military campaign which was held on the Turkey Seljuks and roads which was used by the German Crusades during the Third Crusades.In the study, the Persian King Road was first considered in terms of chronological order. In this phase, firstly Herodotus's depiction of Persian King's Road was mentioned and then the information given by him was evaluated in the context of historical geography. The second subject was the Persian King Kserkses' expedition to Greece in 481-80 BC. In this context, the route used by Kserkses to pass through Anatolia was taken into consideration, and important expeditions and historical geography were examined. The third issue was discussed in the period of 401 BC when the Persian Prince Young Kyros, who was the Satrap of Western Anatolia, rebelled against his brother Persian King Artakserkses II. In this phase, the information given by the writers of antiquity about the road routes and settlements that were used during the expedition of Young Kyros were evaluated. As the fourth subject, Alexander the Great's 334 BC in the Eastern Expedition on the Persians was mentioned and the roads Alexander used to pass through Anatolia were examined. In the fifth issue, information was given about the expedition organized by Manlius Vulso, Roman Consul in BC 189, on Galatians (Celts) living in Central Anatolia. In this regard, the paths and historical geography of Vulso in Anatolia were discussed. The fifth and last issue the antiquity was the Roman maps of Peutinger, a Roman period map, and the Roman roads and connections in the area between Denizli and Konya in the context of the Roman milestones.In the next section, first of the First Crusade, the Byzantine period in 1097 commanded by the Commander Ioannes Dukas to take back the Western Anatolia and the Lakes Region, the road systems and historical geography in the region were discussed. The second issue of the Emperor Ioannes Komnenos, 1119 in Denizli and Uluborlu was given information about the expeditions, the roads used by Ioannes during these expeditions were examined. The third issue was mentioned before the Second Syrian Expedition of Ioannes Komnenos in the years of 1141-42. The fourth subject was the exploration of the Emperor Manuel Komnenos to Konya in 1146 and the route he used during his retreat from the region and the historical geography of the region. In the fifth issue, the route of Manuel Komnenos, which was used in 1158 and 1159, was discussed and the route routes were used. The sixth issue was the introduction of Manuel Komnenos, a new expedition to Konya in 1176, and his defeat and retreat as a result of the Battle of Myriokephalon. At this stage, the investigations were made on the historical geography mentioned by Manuel and the route he used during the voyage. The last subject of the seventh and middle ages was discussed in this chapter by the German Emperor Friedrich Barbarossa during the Third Crusade in 1190. At this stage, the roads and historical geography of Barbarossa in Anatolia were discussed.As a result, the sources of ancient and medieval history were examined and the military routes between Denizli and Konya and the historical geography of the region were tried to be determined. Thus, it was tried to reveal the medieval road system in the mentioned region without detailing in contemporary sources. 289
- Published
- 2018
50. Algılanan değerin müşteri memnuniyeti ile ilişkisinin araştırılması: Sağlık sektörü üzerine bir uygulama
- Author
-
Demir, Fatih Mehmet, Fırat, Aytekin, and İşletme Anabilim Dalı
- Subjects
Health sector ,Eyeglasses ,Perceived value ,İşletme ,Customer satisfaction ,Medical devices ,Business Administration - Abstract
Günümüzde gelişen teknoloji ve artan rekabet sonucu işletmelerin müşterilerine sundukları fiziksel malların ve hizmetlerin birçok özellik bakımından giderek birbirine benzediği görülmektedir. Bu süreçte kazanılması ve elde tutulması zorlaşan müşterilerin işletmeye bağlılıklarının sürdürülmesi, işletmeler için en önemli amaç haline gelmiş bulunmaktadır. Müşterilerin işletmeye bağlılığının sürdürülebilmesi öncelikle müşterilerin memnuniyetine bağlıdır. Memnuniyet için ise müşterilerin satın alma kararı verdiği markadan, fiziksel maldan veya hizmetten beklediklerini alması, algıladığı değerin yüksek olması gerekir. Değişim sürecinin tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de yaşanmakta olduğu muhakkaktır. Sağlık sektöründe algılanan değer ve memnuniyet kavramlarının, ağırlıklı olarak tıbbi hizmet sunumu açısından değerlendirildiği görülmektedir. Bu çalışmada, sağlık sektörünün alt sektörü olan tıbbi cihaz sektörü içinde faaliyet gösteren optisyenlik işletmelerinden ürün ve hizmet satın alan tüketiciler tarafından algılanan değerin oluşumuna etki eden boyutların belirlenmesi ve algılanan değer ile müşteri memnuniyeti arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini oluşturan İstanbul'un 37 ilçesinde faaliyet gösteren optisyenlik işletmelerinin müşterileri ile görüşülmüştür. Görüşme sonunda elde edilen 587 anket analiz edilmiştir. Veri analizi sonucunda ürün olarak optik (numaralı) gözlüğün algılanan değerinin ve sunulan optisyenlik hizmetinin algılanan değerinin boyutları ayrı ayrı belirlenmiştir. Ayrıca müşteri memnuniyeti ile ürün olarak optik (numaralı) gözlüğün algılanan değeri ve sunulan optisyenlik hizmetinin algılanan değeri arasında pozitif yönde bir ilişkinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında sunulan optisyenlik hizmetinin algılanan değerinin, ürün olarak optik (numaralı) gözlüğün algılanan değerine göre müşteri memnuniyetini daha güçlü bir şekilde etkilediği sonucu, çalışmada ulaşılan en önemli sonuç olmuştur. Nowadays, it has been observed that physical commodities and services are very similar to each other from many aspects which are presented to customer as a result of increasing competency and developing technology. In this process the customers who are difficult to gain and keep in hand and their continuous dependency to establishment has been a very important aim for an establishment. As for customer satisfaction, perceived value of customers must be high from which the customer decided to buy such as; a brand, a physical commodity or service, and customer expectancy should be met, and perceived value must necessarily be high. It is obvious that development process is also experienced as well as in all other sectors. It has well been observed that perceived value and satisfaction concepts are mainly evaluated as presentation of medical services. In this study what has been aimed is to determine the factors which are effective on the dimensions of perceived value by the customers who bought commodities or services from optician establishments which operate in the field of health sectors which is a sub branch of medical devices sector and another aim of the study is researching relevancy between perceived value and customer satisfaction. In this study data collection method has been used as a survey method. Customers of optician establishments which are based in 37 towns of Istanbul and which composes samples of study have been interviewed. As a result of interviews 587 surveys have been analysed.As the result of data analysis, perceived value of optician service and perceived value of the optical glass have been defined separately. Moreover it has been observed that there is a positive relation between customer satisfaction and perceived value of optical glass as a product and provided optician service. Beside these the most important data discovered in this study perceived value of provided optician service has a stronger impact on customer satisfaction comparing with the perceived value of optical glass. 217
- Published
- 2018
Catalog
Discovery Service for Jio Institute Digital Library
For full access to our library's resources, please sign in.