Bu çalışmada Batı Anadolu sahillerinin ortasında yer alan Urla Yarımadası'ndaki prehistorik yerleşimler incelenmiş, elde edilen veriler prehistorik kültür dönemleri bazında değerlendirilmiştir. Ulaşılan sonuçlar Urla Yarımadası'nın en erken dönemlerden başlayan uzun bir kültür sürecine sahne olduğunu ortaya koymaktadır. Yarımadada ilk köysel yerleşimler bereketli ovaların kıyılarında kurulmuştur. Bu dönemde genelde kırmızı tonlarda astarlı ve perdahlı monokrom keramik kültürü hakimdir. Bu keramik Batı Anadolu'nun orta kesiminde hakim keramikle paralellik içindedir. insanların madenlerden yararlanmaya başladığı Kalkolitik dönemde Karaburun'un cıva madenlerinde faaliyet gösteren bir topluluğa Taşlanmaktadır. Dönemin keramiği erken evrelerde Kuzeybatı Anadolu'daki Kum Tepe IA, geç evrelerde ise Kum Tepe IB keramiğiyle paraleldir. MÖ 3. binde yarımadanın merkezindeki Liman Tepe bölgesel bir merkez olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönemin ortalarında kent hüviyeti kazanan Liman Tepe'nin, stratejik mevkilerdeki kalelerle yarımadanın tümünü hakimiyet altına aldığı anlaşılmaktadır. Bu dönemin keramiği, Troya'da tanımlanan keramik kültürü bünyesinde yer almaktadır. MÖ 2. binde yarımada sahillerinde liman özelliklerine sahip çok sayıda yerleşim ortaya çıkmıştır. Anadolu'nun güçlü bir siyasal sürece sahne olduğu bu dönemde Urla Yarımadası'nda canlı bir kültürel yaşam mevcuttur. Bölgede hakim kültür, özellikle keramik bakımından Orta Anadolu ile yakın paralellik içindedir. Bunun yanısıra bin yılın başlarından itibaren Yunanistan'daki Hellas, MÖ 1500'lerde Kikladlar vasıtasıyla Girit-Minos, MÖ 14 ve 13. yüzyıllarda ise Miken kültürüyle ticari ve kültürel ilişkiler mevcuttur. Mikenler, koloniler halinde yerli halkla birlikte yaşamış görünmektedir.IV Urla Yarımadası coğrafya bakımından olduğu gibi kültürel açıdan da Batı Anadolu'nun bir parçasıdır. Binyıllar boyunca kademe kademe yükselen kültürel gelişme, MÖ 13. yüzyılın sonu ile 12. yüzyılın başlarında tüm Onasya'yı etkileyen büyük kargaşa döneminde kesintiye uğramıştır. izleyen dönemde yarımadaya Yunanistan'dan halk topluluklarının göç ettiği anlaşılmaktadır. Yerli halkla göçmenlerin kaynaşma sürecini müteakip, MÖ 8-7. yüzyıllardan itibaren Urla Yarımadası Antik Klazomenai ve Erythrai kentleriyle yeniden önem kazanmıştır. In this study, the prehistoric settlements situated within the Una peninsula, located on the centre of the Western Anatolian coastline, have been studied and the data collected have been classified under different cultural periods. The results demonstrate that the Urla peninsula was home for long period of cultural development since the earliest periods. The first settlements on the peninsula were established on the orders of fertile plains. In this period, the ceramic culture consists of slipped and burnished red monochrome pottery. This pottery displays parallels with the central West Anatolian ceramics. In the Chalcolithic period, when metals first started to be used there is evidence for human activity at the mercury mines of karaburun. The ceramics of the period show parallels with the Northwestern Anatolian culture of Kumtepe IA in earlier periods and with Kumtepe IB in later periods. During the 3rd Millenium BC, Liman Tepe, located at the centre of the peninsula, appears to have been the regional center of the peninsula. Arround the middle of this period, Liman Tepe, having developed into an urban center, seems to have taken control of the peninsula through the establishment of fortified strongholds located at strategic points. The ceramics of the period is within the Trojan tradition. During the 2nd millenium BC, many coastal settlements sprung up with easy access to harbors. Within this period of strong political processes, lively cultural developments were also taking place on the Urla peninsula. The dominant culture of the region displays close parallels with Central Anatolia, especially in ceramic terms. Besides this culture, cultural relations with the Helladic culture of Mainland Greece (from the beginning of the millenium), the Mionan culture of Crete through the Cycladic islands (fromVI 1500 BC onwards) and with the Mycenaean culture (during the 14th and 13th centuries BC) are attested. The Mycenaeans seem to have lived as colonies alongside the local population. The Urla peninsula is part of Western Anatolia both geographically and culturally. The cultural development that is attested through millenia was cut short during the period of upheaval which affected the entire Near East at the end of the 13th and the beginning of the 12th centuries BC. In the ensuing period, new waves of migration from Greece brought new population elements to the peninsula. Following the interaction of the local and the migrant populations, the Urla peninsula once more gained its importance through the cities of Klazomenai and Erythrai during the 8th and 7th centuries BC. 442